Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Allahın varlığına deliller


mavis034

Önerilen İletiler

 

Evet "bütün işlevlerin toplamı" buraya kadar ok..

Ama bu toplam, ayrıyeten tek bir merkezde toplanmalıdır ve bu merkez son merkez olmalıdır..

Değilse askıdadır boştadır muhatapsızdır..

Delil aramana gerek yoktur olayın kendisi bir delildir, mantığı bir delildir..

 

SaygılaR..

Sayın Xlarak Tades...

Bu yürüttüğünüz mantık güzel ancak vardığınız sonuç kötü...

 

Bakın;

"Tüm beynin bir merkeze ihtiyaç duyması" mantığınıza binaen şu var ki beyin tek bir bölgeye odaklanmadan da düşünebilmekte ve çalışabilmekte, işleyebilmektedir.

 

Bunun örneğini "Beyin mi düşünür yoksa Ruh'mu?" adlı açtığım başlıkta vermiştim.

Ne kadar internette bulamasamda öyle olduğundan emin olduğum bir haber vardı:

Bir adam bir beyin rahatsızlığı geçirmişti ve Beynin sağ ve sol loblarını ayırmak zorunda kalmışlardı.

Bu adam ilk ve tek olmuştu bu konuda çünkü sanki artık iki beyni vardı.

Mesela sol gözüne ve kulağına farklı,

Sağ gözüne ve kulağına farklı komutlar veriliyordu.

Sağ göz ve kulağa verilen komuta göre vücudun sol tarafı farklı bir tepki veriyor ve diğer tarafı da farklı bir tepki veriyordu.

İlginç olan şey ise vücudun sol tarafı (Sağ Lob), sol tarafından (Sağ Lob) "HABERSİZDİ"...

____________________________________________

____________________________________________

____________________________________________

Bakın, yukarıdaki yazıyı yazdıktan sonra size ispatlamak için net'te uzunca bir araştırmaya girdim ve sonunda diğer konuda da bahsettiğim ve Sayın Tarafsız ile birlikte haberdar olduğumuz ama bulamadığımız bilgiyi en sonunda buldum...

 

 

Sperry, epilepsi hastalarınıtedavi etmek amacıyla, beyinin sağ ve sol yarım küreleri arasındaki iletişimi sağlayan yapı olan corpus callosumu kesti. Sperry ve çalışma arkadaşları daha sonra bu hastalardan, beynin sadece belli bir yarımküresi tarafından yapıldığı bilinen işleri yapmalarını istediler. Sonuçta, corpus callosumu kesilmiş bu hastaların beyinlerinin sağ ve sol yarımkürelerinin birbirinden bağımsız olara bilinç sahibi olduğunu gördüler. Bu araştırma, beyin işlevlerinin yanallaştırılması(ing. later alization of brain function) anlayışının gelişmesini sağladı.

Ayrıca buradan da faydalanabilirsiniz...

 

Bakınız,

Şüphe bırakmayacak kadar açıktır...

Düşünen şey "Beyin"dir...

 

Siz istediğiniz kadar teori arayın ama teoriye ihtiyaç duymayacak kadar net bir şekilde yasalaşmış bir kanundur bu...

 

"Düşünen şey beyin midir?" gibi bir teorinin ortaya atılması zaten "Bilim" açısından çok abes olurdu.

Zira iki ihtimal vardır size göre:

"Ruh mu düşünür?"

"Beyin mi düşünür?"

 

Biz "Felsefik" ve "Mantık" olarak bu soruları sorabiliriz lakin "Bilim" soramaz ve bu türlü bir soru üzerine teori üretemez.

 

Bağırsak mı düşünür?

Pankreas mı düşünür?

diye sorabilir Bilim...

Lakin inceleme olanağı olmayan "Ruh"a nazaran "Ruh mu düşünür acaba?" diye bir soru soramaz ve buna dair bir teori üretemez... Öyleyse kabul edebileceğimiz tek bir nazar vardır; "Beyin düşünür..."

 

Zaten alıntıladığım ve daha önceki konuda bahsettiğim örnekte de açık ancak meğer ki boşuna yazmışım o zamanda, tek umursayan Sayın Tarafsız olmuş...

 

Bilim tüm "Düşünme İhtimali" olan organlar üzerinde deneylerini yasalaştırmış ve Beyin'in düşündüğünü ortaya koymuştur.

 

Siz istediğiniz kadar başka bir merkez arayın...

Loblar arasındaki iletişimi kesmediğiniz sürece her iki lob bütüncül olarak,

Kestiğiniz vakit tek başlarına düşünmektedir.

Sizin artık şüphe edemeyeceğiniz kadar açık ve nettir...

 

Eğer hala kabul etmezseniz şu soruyu sormak zorunda kalacağım:

Eğer düşünen şey Ruh ise, iki lob arasındaki bağı kestiğimizde, aynı beynin aynı bedende iki farklı düşünce, davranış, tavır ve tepki sergilemesinin nedeni nedir?

Yoksa Ruh'u da mı ikiye kesmiş oluyoruz ya da iki tane mi ruh taşıyoruz her ihtimale karşı, biri eskir falanda diğerini kullanırız diye...

 

Bakın, çok ciddi söylüyorum...

Belki Beyin konusunda bir uzman değilim ancak yine de söylediklerimin arkasında duracak kadar eminim iddialarımdan.

 

Siz?

 

Sizce de doğrusu ortada değil mi?____________________________________________

____________________________________________

____________________________________________

 

Konuyu kapatayım artık derken, yine araştırmaya devam ettim ve sonunda o bahsettiğim haberi de buldum...

 

Bölünmüş Beyin Haberini okuyun mutlaka...

 

Bence anlaşılmaması için hiç bir neden yok...

 

Saygılarımla?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 196
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

"Tüm beynin bir merkeze ihtiyaç duyması" mantığınıza binaen şu var ki beyin tek bir bölgeye odaklanmadan da düşünebilmekte ve çalışabilmekte, işleyebilmektedir.

Beynin çalışmasından bahsetmiyorum..

Bana beynin çalışma sistemini anlatmanada gerek yok onu biliyorum..

Duyu organlarına gelen veriler, bunların saklanması, işlenmesi, çağrılması, kıyaslanması yada diğer yaşamsal faliyetler evet her birinin beynin belli bölümlerinde işlem yerleri var..

Konu o değil..

Size ısrarla monitör örneğini vermemin sebebide bu..

Bakın Pc de de veriler kaydediliyor, çağrılıyor, analiz ediliyor, kıyaslanıyor ama en son bir görselliğe yada işitselliğe yada başka bir işleve bir amaç için sunuluyor, amaç ne işlenen verinin muhataba iletilmesi..

Pc nin karşısındaki muhatap kim..? sen, ben, o..

Beyinde saklana, çağrılan, kıyaslanan yorumlanan verinin iletileceği yer muhatap kim sen ben o..

Sen ben o ne..?

Evet o bir tek merkez, benlik merkezi, senlik merkezi.. bu merkez organizma değil, et değil yağ değil protein değil..

Eğer bu merkez et, yağ, protein yada beyin dersen bir tür robot olmuş oluyoruz ama tek farkımız diğer robotlar metalden biz organik yapılardan..

Robotlarda benlik yoktur hiç bir yere işlev sunmazlar, sadece programlananı yaparlar ve robotun kendisindende haberi yoktur..

Yani benliği yoktur..

Bizim benliğimiz vardır o benlik ruhtur..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tengeriin boşig, araştırmalarınla konuya çok yardımcı oldun, ve çok aradığım bir bilgiyide sayende hatırlamış oldum, tebrikler.

 

Konuyla pek alakası yok ama belki bir çağrışım yapar.

 

Ben canlıların, iki formda olduğunu düşünüyorum hep, bak beyin bile iki tane, kulak iki tane vs. birde ayrı olup birleşen organlarımız var, burun deliği iki tane ama birleşik, beyin lopları iki tane ama birleşik, dudak ve ağız iki tane ama birleşik, ortadaki dudak çukuru ve dilin ortasındaki dikey çizgi, ağız içinde baktığımızda birleşim yerleri hep bir belirtidir, hatta cinsel uzuvlarımızda bile (kadın ve erkek) birleşme çizgileri mevcut. Bu yapı bana çok ilginç geliyor. Sanki iki canlı form birbiriyle birleşmiş gibi, yukarıda senin anlattığın beyin loplarıda iki canlı formun birbirine birleştiğini (yada tek canlı formun ikiye bölünmüşlüğü) ve ortak hareket edebildiklerini destekliyor !!!

 

Robotlarda benlik yoktur hiç bir yere işlev sunmazlar, sadece programlananı yaparlar ve robotun kendisindende haberi yoktur..

Yani benliği yoktur..

Bizim benliğimiz vardır o benlik ruhtur..

 

xlark tades, ruh'a delil arama çalışmalarını ilgiyle izlemekteyiz.

 

Ama şu ana kadar hep beynin işlevine örnek verdin

 

Benlik demek, zaten bütün işlevlerin sonucu demek, herhangi bir beyinsel işlev bozukluğunda benliğin bozulur.

 

Sarhoş olan bir insanın hallerini düşündüğümüzde, ruhun beyinden bağımsız oluğunu anlayamıyoruz maalesef.

 

Ruh bedenden ayrı olsaydı, en ufak beyinsel bir etkileşimde ruh değişime uğramazdı.

 

Bilimsel araştırmalar geliştirmeler ilaçlar hep beyin baz alınarak yapılıyor, çünkü herşeyimiz o

 

Ruh = beyin diyebilmek için bir sürü delil var

 

ama

 

ruhun ilahi bir kavram veya bedenden bağımsız olduğuna dair hiçbir belirti yok

 

o yüzden kimse sizin tezinizi doğrulayamaz. Tengeriin Boşig detaylı olarak açıklamış

 

saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Siz ve bu konuya mesaj yollayan arkadaşların anlayamadığı konu şu sanırım. Allah'ın (c.c.) varlığını ispatlamak ya da yokluğunu ispatlamak diye birşey sözkonusu olamaz. Bu konu ispatlanamaz sadece saydığım iki inancın propagandası yapılabilir burada. Ve herkes karşı tarafa küfreder. O yüzden boşa kürek çekiyorsunuz. Bırakın isteyen inansın istemeyen inanmasın. Bence tartışmanız saçma.

İncekleyelim bakalım ne demiş arkadaşımız, hemen altlarına da dinlilerin dünyasını yazalım.

 

Sana bir tavsiye:

Daha yeni katıldığın veya yeni yazı yazmaya başladığın bir forumda, kim ne söylemiş daha anlamadan, kimseyi itham etme, suçlama.

 

İddiam temel olarak şu: Tanrı'nın var olup olmadığı bilinemez. Tanrı insanlara vahy göndermez. Bu nedenle Hak Din diye birşey yoktur. Hak Din diye birşey olmayınca da, din adına savunulan herşey, sıradan bir insanın varlığa, metafizik dünyaya, şuna buna ilişkin düşünceleridir. Vahy diye birey olmadığı için, "peygamber" denen kişilerin davranışlarını, sıradan bir insanın davranışlarını nasıl değerlendiriyorsak öyle değerlendirmek gerek. Semitik dinler, Ortadoğu'daki putperest inançların sentezidir.
Tanrı'nın var olup olmadığı bilinemez, dolayısı ile var olup olmayan bir "şey"in hangi özellişkleri taşıdığı, ne istediği, amacının ne olduğu bilinemez.

 

Bir kişi, var olup olmadığı kanıtlanamayan "Tanrı" ile konuştum dediğinde doğru söyleyip söylemediği hakkında bir yargıda bulunabiliriz. Şöyle: Söylediklerine bakarak. Söyledikleri şeyler arasında çelişki ve tutarsızlık veya gerçek dünya ile söyledikleri arasında tutarsızlık varsa, bu adamın Tanrı ile konuşadığını sadece salladığı anlarız.

 

Güncel Örnek: George W. Bush.

Güya Tanrı "George git, Irak'ı O despottan kurtar" demiş de, O da Tanrının emrini yerine getirmiş de, o nedenle Irak'a savaş açmış da, falan filan, birsürü zırva.

 

Irak'a Tanrı istediği için savaş açmadığını burada tek tek yazmaya gerek var mı?

 

Gelelim diğerlerine...

 

***âEvrende bugüne kadar inceleyebildiğimiz varlığını ispatlayabildiğimiz tek şey maddedir.â önermesi doğru. âEvrendeki tek şey maddedir.â önermesi yanlış. Bu önerme deneyle ispatlanamaz. Bu yüzden inançtır.

 

Sana ikinci tavsiye: insanları iddia etmedikleri şeylerle suçlama. Mavi işaretli önermeyi hiçbirşeyilde söylemedim. Söylediğim şey birinci/kırmızı önerme.

 

Eğer bugüne kadar varlığı ispatlanabilen tek şey madde ise, maddeden gayrı şeyler de var demek inançtır sadece.

Bu inancın gerçek olup olmadığını ispatlamak iddia sahibine düşer.

 

***Sınavın kuralları gereği yakalayamıyorsun ruhu, meleği ama yakalasaydın ne olurdu bir düşün. Ruhun, meleklerin, cinlerin olmadığını düşünmen de bir inançtır. Senin de ispatlayamayacağın bir inanç.

 

İspatlayamayacağın bir sürü inançla giriş yapmışsın, kendinle de çelişerek.

Sadece allah değil, melek, ruk, cin, peri, hayalet, imtahan vs.nin var olup olmadığı da ispatlanamaz. Halbuki sen, kendi inançlarını sanki gerçekmiş gibi buraya yazıp, imtihan var iddiasında bulunuyorsun. Bu iddiana dayanarak, ruh, cin, peri var diyorsun.

 

Bu metazifik masal yaratıklarının var olduğunu ispatlamak, var olduğunu iddia edene düşer. ispatlayamıyorsan, imtihan gereği göremiyorsun gibi inançlarını herkese gerçekmiş gibi empoze etmeye çalışmayacaksın.

 

***Marksist diyalektiğin temel kurallarından biridir. âMaddenin varoluş tarzı harekettir.â önermesi.

 

Marksist değilim, yukarıda söyledim, bunun cevabını da marksistler düşünsün, benim sorunum değil.

 

***Sonuçlarını O bilmektedir. Ama senin için sonuçların ne olacağı belli değil sonuçlar kendi ellerinde. İmtihan devam ediyor ve hangi yoldan gideceğine kendin karar verebilirsin. Sana komik gelebilir. Çünkü şartlanman bu yönde. Seni şartlayan faktörler bu devirde bu masallara mı inanılır diyorlar? Komedi demen sadece öznel algından kaynaklanıyor.

 

Yine aynı hatayı yapıyorsun, varlığını veya yokluğunu ispat edemeyecen Allah'ın, varlığını ispat edemeyeceğin bir imtihan senaryosunu gerçekmiş gibi pazarlamaya kalkıyorsun. Baştan faullü giriş. Benim şartlanmış olduğumu iddia ediyorsun da, kendi şartlanmışlığını gmörmekte neden zorluk çekiyorsun?

 

Benim, semitik dinlerin masal olduğunu görmemi sağlayan şey, çevremdeki faktörler olmadı. Sağolsun, Kuran'ın kendisi oldu.

 

***İnsanın şu ana kadar gözlemleyip, kayıt altına alabildiği bilgilerin hepsi maddeyle ilgilidir. Fakat herhangi bir insanın tekrarlanamayacak öznel şartlarda gözlemlediği fakat bir daha gözlemlenmesi mümkün olmayan bilgi yok mudur? İnsanoğlu madde dışı varlıklardan da bilgi almıştır . Fakat bu bilgi tekrarlanabilir olmadığı için ispatlanamaz. İspatlanamaması, olmadığı anlamına gelmez.

 

Yine faüllü giriş. Kanıtsız, delilsiz, kayıtsız, insanoğlu madde dışı varlıklardan bilgi almıştır masalını gerçekmiş gibi ortaya atıyorsun.

 

Bak ben yeni peygamberim, bana itaat et. Allah bana özel mesaj çekti. Bunun yanlışlığını sen ispat edebilirmizin? Edemezsin.

Bu iddiayı ben ispatlamak zorundayım. İddia sahibi ben olduğum için.

 

"İnsanoğlu madde dışında varlıklardan bilgi almıştır" masalı da senin iddan, bunu ispatlamak da sana düşer.

 

*** Allahâın her eylemini bilemeyiz. İnsanları nasıl kebap yapacağını, cennet tasvirlerini Oânun gönderdiğine inandığımız bir kitaptan öğreniyoruz. Bu kadar açık delillere rağmen inanmayanların kebap olması ve inananların hurilerle birlikteliğinde şaşılacak bir taraf yok. Ve bunların anlatılmasının da inananı motive etmesi inanmayanı uyarması bakımından bir garipliği yok.

 

Demek bunda gariplik görmüyorsun? Peki ilk paragrafı neden yazdın? Varlığı veya yokluğu ispatlanamayacak bir tanrının gönderdiği iddia edilen bir masal kitabına tapınılmasına şaşmamak elde değil, kusura bakma.

 

***Madde ilahtır derken materyalist için tek yaratıcı gücün madde olduğunu belirtmek istedim. Evet materyalist açısından tek yaratıcı güç maddedir. O yaratan ve aynı anda yaratılandır. Değişerek kendini değiştirerek yaratır. Galaksi olur, yıldız olur, gezegen olur, gezegende bir ağaç olur, bir insan olur, insanın gözü olur, böcek olur, kuş olur, patlayan bir bomba olur,

bir put olur, sonra o putu sindiren mide olur. Materyalist için ezeli ve ebedi olan maddedir. Her şey maddedir. Madde dışında hiçbir şey yoktur. Ama madde ilah değildir öyle mi? Peki siz maddeye tapmayıp üzerine pisleyince ya da onu aşağılayınca ilah özelliklerini üstüne yüklemeniz olgusu değişiyor mu? Dinsizlerden dayak yediğim oldu. Başörtümü çıkarmadım diye. Dinsizlik de bir şeylerin savunusudur ve rahatsız ettiğinde seni döver.

 

Evet madde ilah değildir. maddeyi yakabilirsin, tuvalet çukuruna dönüştürebilirsin, kimse ilahımıza hakaret ettin demez.

Ama yaratmak/yaratılmak babında terimlendirmek istersen herşeyi, madde hem yaratan hem yaratılandır.

 

Yurmurta ve tavuk yani.

Topraktan gelir, toprağa gideriz yani.

 

***Allahâın ne olduğu sorusunun cevabını bilemiyoruz evet. Sadece bize bildirilen özelliklerini sıfatlarını biliyoruz. Fakat sen

her gün gözlemlediğin laboratuarlarda analiz ettiğin maddenin ne olduğunu bilmiyorsun. Bense hiç görmediğim bir varlığın ne olduğunu (bize bildirilen sıfatlarından başka) bilmiyorum. İkisi aynı şey değil. Bu önermeyle beni karşılamıyorsun.

 

Maddenin ne olduğunu insan hergün daha çok biliyor.

Önce herşey Ateş, Su, hava ve toprak sanılıyorsu.

Sonra elementler keçfedildi.

Sonra atomların yapısı keşfedildi.

Sonra atom-altı şeyler keşfedildi ve bu sürüyor.

İnsan maddeyi bildiği kadar kullanıyor.

Maddeyi bildiği için teknoloji var.

Maddenin özelliklerini bildiği için.

 

Sen ise, varlığı veya yokluğu ispatlanamaz dediğin bir ilahın, sahip olup olmadığı bilinemeyecek sıfatlarını gerçekmiş gibi ileri sürüyorusun ve varlığı veya yokluğu ispatlanamayacak bir ilahın gönderildiği iddia edilen bir kitabın masalları ile çıkıyorsun karşıma.

 

***Bu maddede de önermeme cevap vermeyip benimle ilgili bir önerme atmışsın ortaya. Materyalist için insan gayesiz maddedir. Tutkularının esiri olmak, bilim adamı olmak, katil olmak arasında hiçbir fark yoktur. İstediği her şeyi yapabilir. Ahlaki ve vicdani hiçbir sorumluluğu yoktur. Yolunu bulursa yolsuzluk da yapar. Cinayet de işler, işlettirir. Burada onu tek bağlayan dünyadaki yasalardır. Ahlaki yozlaşma bize bulaşmadıkça bizi şöyle harrrt diye ısırmadıkça biz onu sevimli bile görebiliriz. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın. İnançsız, dinsiz, kötürüm inançla ahlak olmaz.

 

Şahsınızla ilgili birşey yok. yeniden okuyun.

Dinsiz felsefenin de bir ahlakı, etik kuralları vardır.

Allah ve din olmazsa kaos çıkar mantığı dinlilere ait bir mantıktır.

 

***Narsizm, tatmin ï İlginç. Evet sonuçta sen bir insansın ve sonuçta Allahâı bir insan olarak tasavvur etme yanlışına düştün. İbadetlerin gayesi insanın kendini insan yapmasıdır. Yaradılışının gayesiyle uyumlu hale gelmedir. Kendini her daim nefs ve şeytandan uzak tutabilme mücadelesinin bir ürünüdür. Yaratıcıyı ululamak kendi acziyetini ortaya koymaktır. Acziyetini ortaya koymak işte az önce yukarıda saydığım kafa patlatan sorulara cevap bulamayışındandır. Niye anlamak istemiyorsun bir otun üzerine dikenin neden yerleştirildiğini, dikeni oraya yerleştirenin bitkinin bilmem neresindeki akıl olduğunu bilimin bir gün keşfetmesini bekliyorsun şu anda? Senin yürüttüğün mantık bu. Ot mudur o dikeni oraya koyan? Otçul hayvanlar beni yemesin diye düşünüp onların ağzına batacak bir mızrak dizayn etmiş ve nasıl çıkardıysa çıkarmıştır bir yerlerinde bu dikeni öyle mi? Niye hala delil istiyorsun? Sonra da haksız yere kızartılacakmışsın. İlginçsin. Akıl deyip duruyorsun onu kullan biraz. O amaçla verildi zaten.

 

Allah'ı narsist, megaloman olarak tarif eden ben değilim, Kuran öyle tarif ediyor, Muhammed öyle tarif ediyor ben ne yapayım.

 

Acze düşüp cevap veremediğim sorunuz nerde, alıntılayınız lütfen.

Bilmediğim şeye bilmiyorum derim. Amaç birilerine gol atıp, kendi egomu tatmin edecek cevaplar bulmak değil. Amaç, gerçeği bulmak.

 

Burada kişiselleştirmeye girmişmişsin ama onun üzerinde durmayacağım.

Yaptığınız mantık hatalarına değineyim.

 

Diyorsun ki, "Yaratıcıyı ululamak kendi acziyetini ortaya koymaktır."

Sonra da, "Acziyetini ortaya koymak işte az önce yukarıda saydığım kafa patlatan sorulara cevap bulamayışındandır." demişsin.

 

Yani mantıken, ben alıntılamanı beklediğim acziyeti zaten göstermişim, yani acziyetimi göstermek için Aten'in/Allah'ın/Yehova'nın önünde diz çökmeme gerek yokmuş yani. Bunu başka türlü yapabiliyormuşum.

 

İbadetin insanın acziyetini görmesi için şart olduğunu söylüyorsun, sonra da beni acziyete düşmekle suçluyorsun. Bu ne çelişki?

 

***Meseleye bir de şöyle bak: Öte inancın olsun diye sana ölüm korkusu verildi. Ötesi yok dediğin bu tatlı dünyadan ayrılmak ne kadar da ızdırap verici değil mi? Yaşamak tek değer. Önemli olan tek şey bu hayat. Ama birgün bırakıp gideceksin ve herkes unutup gidecek seni.

 

Ölüm korkusu verildi girizgahı da yanlış. Kim vermiş?

 

Dünya herkes için tatlı mı acaba?

Mesela hayatının geri kalanını bir hücrede hapis geçirecek olan bir adam için, veya islam inancına göre, imtihan olsun diye yamuk yumuk yaratılmış bir insan için, hayat tatlı mı?

 

***İbadet zor değildir. Kafirlerin böyle bir sebepten inanmadıklarını da sanmam. Bu büyük aptallık olurdu. Kafirliğin var oluşu imtihanın ve insanlığın var oluşunun bir gereğidir. Herkes için bir şey yapamayız ama kendimiz için bir şeyler yapabiliriz bu konuda. Birilerinin inanmaması beni üzer. Senin inandıkları için bazı insanlara üzüldüğünden daha fazla üzer. Kaybedeceklerimizi kıyasladığımızda bunu açıkça görebilirsin.

 

Bunu yazdığın için seni kutlarım. Demek bazı insanlar bazıları cennette sefa sürsünler diye imtihana dekor/figüran olarak yaratılmış. islam inancının insana verdiği değer bu heralde.

 

***Kanıtları görebilmek önemli. Kanıta bakış açınla alakalı bir olay bu. Ama unutma her şey ihtimal dahilindedir.

 

Olmayan kanıtlar görülemez.

 

7.Bilim hiçbir açık bırakmayacak şekilde dini yanlışlasa dahi inanırım.

Bilim bunu asla kanıtlayamayacaktır.

 

Hakkaten mi? Bilim dinlerin masal olduğunu zaten ispatlamış durumda.

Geriye sadece metafizik varlıklar konusu kalıyor. metazifik varlıkların varlığını veya yokluğunu ispatlayabilir mi bilemem.

 

Benim bir amentüm vardı zaten. Başka bir amentüye ihtiyacım yok.

 

Senin amentünü biliyoruz: Semitik amentü. Yahudi liderlerine peygamöber adı verip verip yahudi kültürünü pohpohlama amentüsü.

 

Ben sadece ateizmin belli ön kabullerle (inanç, doğma)

ayakta durması bakımından çürütmeye çalıştığı dinlerden bir farkı olmadığını anlatmaya çalıştım. Ateizm bilimsel bir zorunluluk değil ön kabulleri (inançları, doğmaları) olan bir dindir. Her din gibi. Bütün bunlardan sonra diyeceğim yine şu: İnanç, hayata bakış tarzı, evreni yorumlama biçimi bana görelerle başlar ve onun üzerine inşa edilir.

 

Ateizm din değildir. Kutsalı yoktur. Dogması yoktur. ilahı yopktur. Peygamberi yoktur. Kutsal Kitabı yoktur.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sana bir tavsiye:

Daha yeni katıldığın veya yeni yazı yazmaya başladığın bir forumda, kim ne söylemiş daha anlamadan, kimseyi itham etme, suçlama.

 

***Tamam senin söylediğin önermeyi okumadım ama suçlamamda haklıyım yine de. Neden? Çünkü:

“Allah’ın varlığını ispatlamak ya da yokluğunu ispatlamak diye bir şey sözkonusu olamaz.” (Benim önermem) önermesiyle

“Tanrı'nın var olup olmadığı bilinemez.” (senin önermen) önermesi bir ve aynı şeyi ifade etmez.

Birazcık bilgi teorisi okuyan herkes bunu bilir. Benim önermemde ispatlama olgusu var. İspatlayamadığımız bilgiler yok mudur? Vardır. Peki bu bilgilere nasıl ulaşırız akıl yürütme ve sezgiyle. Bu da ayrı bir tartışma konusu. Allah’ın varlığını ispatlayamayız ama bilebiliriz, sezebiliriz. Allah’ın varolup olmadığı ispatlanamaz önermesi ateistleri Allah’ın var olmadığı önermesine götürüyor. Fakat var olduğunu iddia edenler ve kainatta varolmasını gerektirecek sebepler bulduğumuzda O ‘nun varlığını sezebiliriz. İspatlayamamak ayrı sezebilmek ayrıdır. Fakat ispatlanamayacak şeyler inançtan öteye gidemedikleri için yukarıdaki önermeyi ortaya koymuşum. Fakat dediğim gibi bu önerme Allah’ın varlığının bilimsel olarak ispatlanamaması ile ilgilidir. Varlığını ispatlayamadığımız ama olması gerekir dediğimiz sezgiyle elde ettiğimiz bilgilerdendir bunlar.

İddiam temel olarak şu: Tanrı'nın var olup olmadığı bilinemez. Tanrı insanlara vahy göndermez. Bu nedenle Hak Din diye birşey yoktur. Hak Din diye birşey olmayınca da, din adına savunulan herşey, sıradan bir insanın varlığa, metafizik dünyaya, şuna buna ilişkin düşünceleridir. Vahy diye birey olmadığı için, "peygamber" denen kişilerin davranışlarını, sıradan bir insanın davranışlarını nasıl değerlendiriyorsak öyle değerlendirmek gerek. Semitik dinler, Ortadoğu'daki putperest inançların sentezidir.

 

*** Benim iddiam da temel olarak şu: Tanrının varolup olmadığı ispatlanamaz ama Tanrı vardır ve insanlara vahiy göndermiştir. Hak din diye bir şey vardır. Ve Peygamberimizin (s.a.v.) söylediği her şey sıradan bir insanın söylediği şeyler değildir. Vahy denen bir şey olduğu için onların davranışlarını sıradan bir insanın davranışları gibi değerlendiremeyiz. Semitik dinler putperestliğe daima karşı çıkmış belli bir silsile halinde Hz. Adem’den günümüze dek gelmişlerdir. Ve İslamiyet hariç hepsi tahrif edilmiştir. Zaten din tektir o da İslamiyet’tir. Onun bozulmuş şekillerine hristiyanlık, yahudilik gibi isimleri verenler de insanlardır.

 

ALINTI(BrainSlapper @ Jan 15 2007, 10:53 PM)

Tanrı'nın var olup olmadığı bilinemez, dolayısı ile var olup olmayan bir "şey"in hangi özellişkleri taşıdığı, ne istediği, amacının ne olduğu bilinemez.

Dediğim gibi bilme ve ispatlama arasındaki fark.

Bir kişi, var olup olmadığı kanıtlanamayan "Tanrı" ile konuştum dediğinde doğru söyleyip söylemediği hakkında bir yargıda bulunabiliriz. Şöyle: Söylediklerine bakarak. Söyledikleri şeyler arasında çelişki ve tutarsızlık veya gerçek dünya ile söyledikleri arasında tutarsızlık varsa, bu adamın Tanrı ile konuşadığını sadece salladığı anlarız.

Bu önermen doğru ve söylenecek bir şey yok.

 

Güncel Örnek: George W. Bush.

Güya Tanrı "George git, Irak'ı O despottan kurtar" demiş de, O da Tanrının emrini yerine getirmiş de, o nedenle Irak'a savaş açmış da, falan filan, birsürü zırva.

 

Irak'a Tanrı istediği için savaş açmadığını burada tek tek yazmaya gerek var mı?

Gerek yok.

Gelelim diğerlerine...

 

 

ALINTI(magician @ May 15 2007, 11:42 PM)

“Evrende bugüne kadar inceleyebildiğimiz varlığını ispatlayabildiğimiz tek şey maddedir.†önermesi doğru. “Evrendeki tek şey maddedir.†önermesi yanlış. Bu önerme deneyle ispatlanamaz. Bu yüzden inançtır.

Sana ikinci tavsiye: insanları iddia etmedikleri şeylerle suçlama. Mavi işaretli önermeyi hiçbirşeyilde söylemedim. Söylediğim şey birinci/kırmızı önerme.

 

***İkinci tavsiyen de bir yanlış anlamadan kaynaklanıyor.

Mavi önermeyi yapan materyalist ateistlerdir. Ben onları kastediyorum. Seni de onların sınıfına sokarak kategorize ederek (afedersin) bu önermeye katıldığını söylemişim. Eğer ben onlardan değilim diyorsan bu görüşe katılıp katılmadığını da merak ediyorum. Yani sana göre evrende maddeden başka bir şey var mıdır? Yok mudur? Evrendeki tek şey madde midir? Bu konuda görüş belirttiysen başka bir başlıkta ismini vermen yeterli.

 

Eğer bugüne kadar varlığı ispatlanabilen tek şey madde ise, maddeden gayrı şeyler de var demek inançtır sadece.

***Evet ben de aksini iddia etmiyorum zaten. Maddeden başka bir şeyler de var ama ispat edemem. Burada söylemek istediğim nokta şu: Eğer bugüne kadar ispatlanabilen tek şey madde ise, evren maddeden başka bir şey yoktur demek de inançtır. O yüzden yukarıdaki soruyu tekrar soruyorum: Sence evren maddeden başka bir şey var mıdır?

 

ALINTI(magician @ May 15 2007, 11:42 PM)

***Sınavın kuralları gereği yakalayamıyorsun ruhu, meleği ama yakalasaydın ne olurdu bir düşün. Ruhun, meleklerin, cinlerin olmadığını düşünmen de bir inançtır. Senin de ispatlayamayacağın bir inanç.

 

 

İspatlayamayacağın bir sürü inançla giriş yapmışsın, kendinle de çelişerek.

Sadece allah değil, melek, ruk, cin, peri, hayalet, imtahan vs.nin var olup olmadığı da ispatlanamaz. Halbuki sen, kendi inançlarını sanki gerçekmiş gibi buraya yazıp, imtihan var iddiasında bulunuyorsun. Bu iddiana dayanarak, ruh, cin, peri var diyorsun.

****En baştan beri söylüyorum bana göre vardır, bunları ispatlayamam. Evet inancımı söyledim ama senin söylediklerin de inançtan öteye gidiyor mu bir düşün. Sen de kendi inançlarını gerçekmiş gibi buraya yazıyorsun. “Evrende maddenin dışında bazılarının saydığı masal kahramanları yoktur” demek inanç değil midir?

Filozoflar yüzyıllardır tartışıyorlar hala bir karar verememişler ama siz hemen karar vermişsiniz.

 

Bu metazifik masal yaratıklarının var olduğunu ispatlamak, var olduğunu iddia edene düşer. ispatlayamıyorsan, imtihan gereği göremiyorsun gibi inançlarını herkese gerçekmiş gibi empoze etmeye çalışmayacaksın.

***Ben kimseye bir şey empoze etmiyorum inançlarıma karşı söylenmiş sözlere cevap veriyorum. İster inanırsın ister inanmazsın bu sana kalmış? Bunu ben değiştiremem ki?

 

ALINTI(magician @ May 15 2007, 11:42 PM)

***Marksist diyalektiğin temel kurallarından biridir. “Maddenin varoluş tarzı harekettir.†önermesi.

 

 

Marksist değilim, yukarıda söyledim, bunun cevabını da marksistler düşünsün, benim sorunum değil.

***Şu ana kadar ateizmi en tutarlı biçimde savunanlar onlar olduğu için yani ateizmin doruk noktası olduğu için onlardan örnek verdim. Bu arada hangi felsefe akımına dahil olduğunuzu merak ediyorum. Açıklamamakta tabiî ki serbestsiniz.

 

ALINTI(magician @ May 15 2007, 11:42 PM)

***Sonuçlarını O bilmektedir. Ama senin için sonuçların ne olacağı belli değil sonuçlar kendi ellerinde. İmtihan devam ediyor ve hangi yoldan gideceğine kendin karar verebilirsin. Sana komik gelebilir. Çünkü şartlanman bu yönde. Seni şartlayan faktörler bu devirde bu masallara mı inanılır diyorlar? Komedi demen sadece öznel algından kaynaklanıyor.

 

 

Yine aynı hatayı yapıyorsun, varlığını veya yokluğunu ispat edemeyecen Allah'ın, varlığını ispat edemeyeceğin bir imtihan senaryosunu gerçekmiş gibi pazarlamaya kalkıyorsun. Baştan faullü giriş. Benim şartlanmış olduğumu iddia ediyorsun da, kendi şartlanmışlığını gmörmekte neden zorluk çekiyorsun?

 

***Bu foruma/başlığa yazdığım ilk yazıya bakarsan bana göre demişim. Bana göre demişsem gerçek gibi pazarlama amacında olmadığım ortaya çıkar. Sen de ispatlayamayacağın bir anti-imtihan senaryosunu pazarlıyorsun suçlamasını getiririm ben de. Evet ben şartlanmışım inancım beni şartladı. Şartlanmışlığımı kabul ediyorum. Bu yüzden beni herhangi bir şeye ikna edemezsin. Görmek istemediğin şu: Seni de inancın şartladı. Ama bilimselciyim diyerek bu şartlanmayı reddediyorsun. Yani aynı durum sende de var. Bilim ne derse ona inanırım ondan başka da bir şey kabul etmem şartlanması. Her şey inançla başlıyor yani.

 

Benim, semitik dinlerin masal olduğunu görmemi sağlayan şey, çevremdeki faktörler olmadı. Sağolsun, Kuran'ın kendisi oldu.

 

***”Kuran’ı okuyan herkes ona inanacak, inanmalıdır, Kuran’da bizim şimdiki toplumsal yaşantımızla çelişkiye düşen hiçbir şey yoktur, Kuran’ın Allah kelamı olduğu açık seçik ortadadır. Kuran’da her şey yazılıdır.” Gibi iddialarım olmadı. Böyle şeyler iddia etseydim imtihanı reddetmiş olurdum. Kuran’ı okuyup ateist olman da sana kalmış bir şey. Yani birinin Kuran okuyarak Müslüman olması kadar ateist olması da doğaldır. Senin inancın nasıl Kuran eleştirisine dayalı bir ateizm ise benim inancım da ateizm eleştirisinden kaynaklanan bir İslamiyet.

 

ALINTI(magician @ May 15 2007, 11:42 PM)

***İnsanın şu ana kadar gözlemleyip, kayıt altına alabildiği bilgilerin hepsi maddeyle ilgilidir. Fakat herhangi bir insanın tekrarlanamayacak öznel şartlarda gözlemlediği fakat bir daha gözlemlenmesi mümkün olmayan bilgi yok mudur? İnsanoğlu madde dışı varlıklardan da bilgi almıştır . Fakat bu bilgi tekrarlanabilir olmadığı için ispatlanamaz. İspatlanamaması, olmadığı anlamına gelmez.

 

 

Yine faüllü giriş. Kanıtsız, delilsiz, kayıtsız, insanoğlu madde dışı varlıklardan bilgi almıştır masalını gerçekmiş gibi ortaya atıyorsun.

 

***Evet kanıtım yok. Benim sana söylediğim şu: Bu dünyada kanıtlanamayacak bir olay olmamış mıdır? Olduğunu söylemek de inanç; olmadığını söylemek de inanç. En baştan beri söylemek istediğim söylediğim bu.

 

Bak ben yeni peygamberim, bana itaat et. Allah bana özel mesaj çekti. Bunun yanlışlığını sen ispat edebilirmizin? Edemezsin.

 

***İspat edemem. Ama inanmıyorum. İspat etmek ayrı inanmak ayrı.

 

Bu iddiayı ben ispatlamak zorundayım. İddia sahibi ben olduğum için.

 

"İnsanoğlu madde dışında varlıklardan bilgi almıştır" masalı da senin iddan, bunu ispatlamak da sana düşer.

 

***Bunun ispatlanamaz olduğunu söylüyorum zaten. İspat bilimsel bilgi için geçerlidir.

 

 

ALINTI(magician @ May 15 2007, 11:42 PM)

*** Allah’ın her eylemini bilemeyiz. İnsanları nasıl kebap yapacağını, cennet tasvirlerini O’nun gönderdiğine inandığımız bir kitaptan öğreniyoruz. Bu kadar açık delillere rağmen inanmayanların kebap olması ve inananların hurilerle birlikteliğinde şaşılacak bir taraf yok. Ve bunların anlatılmasının da inananı motive etmesi inanmayanı uyarması bakımından bir garipliği yok.

 

 

Demek bunda gariplik görmüyorsun? Peki ilk paragrafı neden yazdın? Varlığı veya yokluğu ispatlanamayacak bir tanrının gönderdiği iddia edilen bir masal kitabına tapınılmasına şaşmamak elde değil, kusura bakma.

 

***En baştan beri söylediğim şey varlığı ya da yokluğu ispat edilemez. Bu bir inançtır, tartışmanız saçma diye. Masal kitabı demen de bir inançtır. Burada yaptığımız da sadece propaganda.

 

 

ALINTI(magician @ May 15 2007, 11:42 PM)

***Madde ilahtır derken materyalist için tek yaratıcı gücün madde olduğunu belirtmek istedim. Evet materyalist açısından tek yaratıcı güç maddedir. O yaratan ve aynı anda yaratılandır. Değişerek kendini değiştirerek yaratır. Galaksi olur, yıldız olur, gezegen olur, gezegende bir ağaç olur, bir insan olur, insanın gözü olur, böcek olur, kuş olur, patlayan bir bomba olur,

bir put olur, sonra o putu sindiren mide olur. Materyalist için ezeli ve ebedi olan maddedir. Her şey maddedir. Madde dışında hiçbir şey yoktur. Ama madde ilah değildir öyle mi? Peki siz maddeye tapmayıp üzerine pisleyince ya da onu aşağılayınca ilah özelliklerini üstüne yüklemeniz olgusu değişiyor mu? Dinsizlerden dayak yediğim oldu. Başörtümü çıkarmadım diye. Dinsizlik de bir şeylerin savunusudur ve rahatsız ettiğinde seni döver.

 

 

Evet madde ilah değildir. maddeyi yakabilirsin, tuvalet çukuruna dönüştürebilirsin, kimse ilahımıza hakaret ettin demez.

Ama yaratmak/yaratılmak babında terimlendirmek istersen herşeyi, madde hem yaratan hem yaratılandır.

 

Yurmurta ve tavuk yani.

Topraktan gelir, toprağa gideriz yani.

 

*** Bir daha oku ve sorularımı cevaplandır. İstersen.

1.Peki siz maddeye tapmayıp üzerine pisleyince ya da onu aşağılayınca ilah özelliklerini üstüne yüklemeniz olgusu değişiyor mu?

2. Dinsizlik de bir şeylerin savunusudur ve rahatsız ettiğinde seni döver önermesi doğru mu?

 

ALINTI(magician @ May 15 2007, 11:42 PM)

***Allah’ın ne olduğu sorusunun cevabını bilemiyoruz evet. Sadece bize bildirilen özelliklerini sıfatlarını biliyoruz. Fakat sen

her gün gözlemlediğin laboratuarlarda analiz ettiğin maddenin ne olduğunu bilmiyorsun. Bense hiç görmediğim bir varlığın ne olduğunu (bize bildirilen sıfatlarından başka) bilmiyorum. İkisi aynı şey değil. Bu önermeyle beni karşılamıyorsun.

 

Maddenin ne olduğunu insan hergün daha çok biliyor.

Önce herşey Ateş, Su, hava ve toprak sanılıyorsu.

Sonra elementler keçfedildi.

Sonra atomların yapısı keşfedildi.

Sonra atom-altı şeyler keşfedildi ve bu sürüyor.

İnsan maddeyi bildiği kadar kullanıyor.

Maddeyi bildiği için teknoloji var.

Maddenin özelliklerini bildiği için.

 

****Eksik alıntı yapmışsın sorduğum soruyu da es geçmişsin. Cevaplamanı istiyorum. Madde nedir?

 

Sen ise, varlığı veya yokluğu ispatlanamaz dediğin bir ilahın, sahip olup olmadığı bilinemeyecek sıfatlarını gerçekmiş gibi ileri sürüyorusun ve varlığı veya yokluğu ispatlanamayacak bir ilahın gönderildiği iddia edilen bir kitabın masalları ile çıkıyorsun karşıma.

 

*** Sen de benim karşıma inancıma başka bir inançla karşılık vererek ama inancının inanç olduğunu bilmeyerek çıkıyorsun. Beni dogmalara inanmakla suçlarken sen de dogmalara inandığının farkında değilsin.

Doğru bilgi sadece ispatlanabilen bilgi midir? O da ayrı bir tartışma mevzuu.

 

 

ALINTI(magician @ May 15 2007, 11:42 PM)

***Bu maddede de önermeme cevap vermeyip benimle ilgili bir önerme atmışsın ortaya. Materyalist için insan gayesiz maddedir. Tutkularının esiri olmak, bilim adamı olmak, katil olmak arasında hiçbir fark yoktur. İstediği her şeyi yapabilir. Ahlaki ve vicdani hiçbir sorumluluğu yoktur. Yolunu bulursa yolsuzluk da yapar. Cinayet de işler, işlettirir. Burada onu tek bağlayan dünyadaki yasalardır. Ahlaki yozlaşma bize bulaşmadıkça bizi şöyle harrrt diye ısırmadıkça biz onu sevimli bile görebiliriz. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın. İnançsız, dinsiz, kötürüm inançla ahlak olmaz.

 

 

Şahsınızla ilgili birşey yok. yeniden okuyun.

Dinsiz felsefenin de bir ahlakı, etik kuralları vardır.

Allah ve din olmazsa kaos çıkar mantığı dinlilere ait bir mantıktır.

 

***Dinsiz felsefenin ahlak kuralları nelerdir? Bunları kim belirlemiştir? Bunlara karşı çıkarsak ne olur? Öğrenebilir miyim? (Cahilliğime verin.)

 

 

ALINTI(magician @ May 15 2007, 11:42 PM)

***Narsizm, tatmin ïŠ İlginç. Evet sonuçta sen bir insansın ve sonuçta Allah’ı bir insan olarak tasavvur etme yanlışına düştün. İbadetlerin gayesi insanın kendini insan yapmasıdır. Yaradılışının gayesiyle uyumlu hale gelmedir. Kendini her daim nefs ve şeytandan uzak tutabilme mücadelesinin bir ürünüdür. Yaratıcıyı ululamak kendi acziyetini ortaya koymaktır. Acziyetini ortaya koymak işte az önce yukarıda saydığım kafa patlatan sorulara cevap bulamayışındandır. Niye anlamak istemiyorsun bir otun üzerine dikenin neden yerleştirildiğini, dikeni oraya yerleştirenin bitkinin bilmem neresindeki akıl olduğunu bilimin bir gün keşfetmesini bekliyorsun şu anda? Senin yürüttüğün mantık bu. Ot mudur o dikeni oraya koyan? Otçul hayvanlar beni yemesin diye düşünüp onların ağzına batacak bir mızrak dizayn etmiş ve nasıl çıkardıysa çıkarmıştır bir yerlerinde bu dikeni öyle mi? Niye hala delil istiyorsun? Sonra da haksız yere kızartılacakmışsın. İlginçsin. Akıl deyip duruyorsun onu kullan biraz. O amaçla verildi zaten.

 

 

Allah'ı narsist, megaloman olarak tarif eden ben değilim, Kuran öyle tarif ediyor, Muhammed öyle tarif ediyor ben ne yapayım.

 

***Kuran’ı ben de okudum. Fakat senin gördüklerini göremedim. Burada ya körüm ya da insanlar bu konularda görmek istediklerini görürler önermesi doğru. Bakış açımız bakma tarzımız farklı.

 

Acze düşüp cevap veremediğim sorunuz nerde, alıntılayınız lütfen.

 

***Burada acze düşen sadece sen değilsin yanlış anlama. Madde nedir? Madde neden hareketlidir? Sonsuzluk nedir? Otun çıkardığı diken olayı? Ve daha milyonlarca soru insanı düşürür acze.Ben de bilmediğim şeye bilmiyorum derim, diyorum da zaten. Benim de amacım birilerine gol atıp, kendi egomu tatmin edecek cevaplar bulmak değil. Benim de amacım, gerçeği bulmak.

 

Burada kişiselleştirmeye girmişmişsin ama onun üzerinde durmayacağım.

***Kişiselleştirme değil. Orada karşıma aldığım genel ateist insan tipidir. Katılmadığın nokta varsa açıkla.

 

Yaptığınız mantık hatalarına değineyim.

 

Diyorsun ki, "Yaratıcıyı ululamak kendi acziyetini ortaya koymaktır."

Sonra da, "Acziyetini ortaya koymak işte az önce yukarıda saydığım kafa patlatan sorulara cevap bulamayışındandır." demişsin.

 

Yani mantıken, ben alıntılamanı beklediğim acziyeti zaten göstermişim, yani acziyetimi göstermek için Aten'in/Allah'ın/Yehova'nın önünde diz çökmeme gerek yokmuş yani. Bunu başka türlü yapabiliyormuşum.

 

İbadetin insanın acziyetini görmesi için şart olduğunu söylüyorsun, sonra da beni acziyete düşmekle suçluyorsun. Bu ne çelişki?

 

***Anlamadın ya da kafa karıştırmaca oynuyorsun gibi geldi bana. Seni acziyete düşmekle suçlamıyorum. Burada aciz dediğim insanoğludur. Şöyle diyeyim. Narsist suçlamasını getirdiğin Allah bir insan değildir. Onu insan gibi kategorize edemezsin. Onun karşısında biz aciziz. Aciz olduğumuzun farkına varıyoruz. Nasıl? Evrende daima cevap bulamayacağımız sorular olduğunun farkına vararak. Nasıl? Aklın işe yaradığını ama her soruya cevap bulamadığını her gün yeniden öğrenerek. İnsanın gayesi Allah’ın “narsizmini” (yok böyle birşey) tatmin değil onu tanımaktır.

 

ALINTI(magician @ May 15 2007, 11:42 PM)

***Meseleye bir de şöyle bak: Öte inancın olsun diye sana ölüm korkusu verildi. Ötesi yok dediğin bu tatlı dünyadan ayrılmak ne kadar da ızdırap verici değil mi? Yaşamak tek değer. Önemli olan tek şey bu hayat. Ama birgün bırakıp gideceksin ve herkes unutup gidecek seni.

Ölüm korkusu verildi girizgahı da yanlış. Kim vermiş?

Dünya herkes için tatlı mı acaba?

Mesela hayatının geri kalanını bir hücrede hapis geçirecek olan bir adam için, veya islam inancına göre, imtihan olsun diye yamuk yumuk yaratılmış bir insan için, hayat tatlı mı?

 

***Ölüm korkusunu veren Allah. Bir sormak lazım tatlı mı diye ve bilmek lazım “yamuk yumuk”(!) dediklerinle aramızdaki imtihan farkını.

Hayat sağlam ve özgür insanlar içinde çoğu kez azap verici olabiliyor. Ruhi bunalımlara düşmeler hayattan zevk alamamalar, intiharlar yaşanan şeyler. Ama Allah’a inancın güçlüyse buradaki bütün güçlüklere katlanabilirsin. Sığınılacak tek şeyin o olduğunu anlayabilirsen kazandıklarının hesabı yoktur. Ama inanmayan için bu dünya da genellikle bir ıztırabhaneye döner.

 

ALINTI(magician @ May 15 2007, 11:42 PM)

***İbadet zor değildir. Kafirlerin böyle bir sebepten inanmadıklarını da sanmam. Bu büyük aptallık olurdu. Kafirliğin var oluşu imtihanın ve insanlığın var oluşunun bir gereğidir. Herkes için bir şey yapamayız ama kendimiz için bir şeyler yapabiliriz bu konuda. Birilerinin inanmaması beni üzer. Senin inandıkları için bazı insanlara üzüldüğünden daha fazla üzer. Kaybedeceklerimizi kıyasladığımızda bunu açıkça görebilirsin.

 

 

Bunu yazdığın için seni kutlarım. Demek bazı insanlar bazıları cennette sefa sürsünler diye imtihana dekor/figüran olarak yaratılmış. islam inancının insana verdiği değer bu heralde.

 

***Şimdi buradaki önermeme dikkatle bakalım. Senin bulduğunu zannettiğin altın var mı burada.

“Kafirliğin varoluşu imtihanın ve insanlığın var oluşunun bir gereğidir.” Şimdi bu önermeyi yorumladığımızda. Mutlaka dünyada kafirler olmak zorundadır. Allah böyle istemiştir ve biz cennette sefa sürerken onların yanması bize haz verecektir. gibi bir anlam mı çıkarıyorsun?

Pes.

 

ALINTI(magician @ May 15 2007, 11:42 PM)

***Kanıtları görebilmek önemli. Kanıta bakış açınla alakalı bir olay bu. Ama unutma her şey ihtimal dahilindedir.

 

 

Olmayan kanıtlar görülemez.

Yukarıdaki ot örneğine bak. Cevaplayınca başka sorular da sorarım.

 

 

ALINTI(magician @ May 15 2007, 11:42 PM)

7.Bilim hiçbir açık bırakmayacak şekilde dini yanlışlasa dahi inanırım.

Bilim bunu asla kanıtlayamayacaktır.

 

 

Hakkaten mi? Bilim dinlerin masal olduğunu zaten ispatlamış durumda.

Geriye sadece metafizik varlıklar konusu kalıyor. metazifik varlıkların varlığını veya yokluğunu ispatlayabilir mi bilemem.

 

***Hangi bilim ispatlamış bunu ve nasıl biraz anlat ya da anlattığın bir bölüm varsa söyle de orayı okuyayım?

 

 

ALINTI(magician @ May 15 2007, 11:42 PM)

Benim bir amentüm vardı zaten. Başka bir amentüye ihtiyacım yok.

 

 

Senin amentünü biliyoruz: Semitik amentü. Yahudi liderlerine peygamöber adı verip verip yahudi kültürünü pohpohlama amentüsü.

 

***Bu da oryantalistlerin batıda hala kabul edilen görüşü. Sadece inanç ifade eden bir cümle.

 

 

ALINTI(magician @ May 15 2007, 11:42 PM)

Ben sadece ateizmin belli ön kabullerle (inanç, doğma)

ayakta durması bakımından çürütmeye çalıştığı dinlerden bir farkı olmadığını anlatmaya çalıştım. Ateizm bilimsel bir zorunluluk değil ön kabulleri (inançları, doğmaları) olan bir dindir. Her din gibi. Bütün bunlardan sonra diyeceğim yine şu: İnanç, hayata bakış tarzı, evreni yorumlama biçimi bana görelerle başlar ve onun üzerine inşa edilir.

 

 

Ateizm din değildir. Kutsalı yoktur. Dogması yoktur. ilahı yopktur. Peygamberi yoktur. Kutsal Kitabı yoktur.

 

***Kutsalının olmaması, ilahının olmaması, peygamberinin olmaması, kitabının olmaması din olmadığını göstermez.

 

Dogmaya gelince yukarda sorduğum soruları cevaplarsan olup olmadığını anlayacaksın.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benim iddiam da temel olarak şu: Tanrının varolup olmadığı ispatlanamaz ama Tanrı vardır ve insanlara vahiy göndermiştir

 

magician

 

sende iddia olduğunu kabul ediyorsun.

 

Milyarlarca insandan milyarlarca iddia çıkabilir, hangisinin doğru söylediğini nerden bileceğiz ?

 

İnançlar devreye giriyor burada dikkat et, senin düşündüğün hiçbirşey doğru değil, çünkü kanıtlanmamıştır. Kanıtlanmayan şey doğru olmaz, iddia olur, masal olur, hayal olur. Dolayısıyla bütün insanlığı kapsamaz.

 

Bu nedenle kısır bir mantık içindesin, çünkü ne dersen de, doğruluğunu anlayamayız, buna doğmatik düşünceler deniyor.

 

Yani kişinin kendisini bağlar, ha Allah'a inanmışsın ha başka bir şeye, ikisininde birbirinden farkı yok, çünkü her hangi bir doğrulayıcı belirtisi yok.

 

saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

magician

sende iddia olduğunu kabul ediyorsun.

Milyarlarca insandan milyarlarca iddia çıkabilir, hangisinin doğru söylediğini nerden bileceğiz ?

Bilemeyiz hangisinin doğru söylediğini aklımızla sınayabiliriz. Akıl bu işe yarar. Bugüne kadar milyarlarca insandan milyarlarca iddia çıkmıştır zaten. Bu olmamış birşey değil. Hangisinin doğru olduğunu bulmak sana kalıyor.

 

İnançlar devreye giriyor burada dikkat et, senin düşündüğün hiçbirşey doğru değil, çünkü kanıtlanmamıştır. Kanıtlanmayan şey doğru olmaz, iddia olur, masal olur, hayal olur. Dolayısıyla bütün insanlığı kapsamaz.

İnançlar devreye giriyor evet zaten benim anlattığım da bu baştan beri. Allah'ın varlığını ya da yokluğunu bilimsel olarak kanıtlayamazsın. Bu durumda benimki inanç da seninki ne oluyor? Sorarım.

 

Bu nedenle kısır bir mantık içindesin, çünkü ne dersen de, doğruluğunu anlayamayız, buna doğmatik düşünceler deniyor.

Yani kişinin kendisini bağlar, ha Allah'a inanmışsın ha başka bir şeye, ikisininde birbirinden farkı yok, çünkü her hangi bir doğrulayıcı belirtisi yok.

Kısır mantığa düşmüş olan sensin. Çünkü sen de anti-magician düşüncelerini ispatlayamazsın. Seninki de doğmatik düşünce. Ha inanmışsın ha inanmamışsın. Ne farkı var?

Bu arada tekrarlayayım: Madde nedir? Bu sorunun cevabını sen de araştır.

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilemeyiz hangisinin doğru söylediğini aklımızla sınayabiliriz. Akıl bu işe yarar

 

milyonlarca düşünce akıldan çıkıyor

 

İnançlar devreye giriyor evet zaten benim anlattığım da bu baştan beri. Allah'ın varlığını ya da yokluğunu bilimsel olarak kanıtlayamazsın

 

O zaman Allah'ın varlığı gerçek değildir

 

 

Kısır mantığa düşmüş olan sensin. Çünkü sen de anti-magician düşüncelerini ispatlayamazsın. Seninki de doğmatik düşünce. Ha inanmışsın ha inanmamışsın. Ne farkı var?

 

 

İspatlanmayan düşünce işimize yaramıyor, çünkü herkes farklı farklı düşünüyor, ortaya çıkan sonuç gerçeği göstermiyor

 

Bu nedenle senin düşüncen bizim için önemli değil senin için önemli, bizim içinde önemli olması için gerçeği göstermelisin.

 

Ha Allah'a inanmışsın ispatlayamamışsın, ha Allah'a inanmamışsın ispatlayamamışsın, ortaya şu sonucu çıkarır parantez içinde belirtiyorum,

 

çıkan sonuç ( )

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu yolla gidersek bir yere varamayacağız. Sen söyle o zaman kafandaki evren tasvirini. Anlat bakalım. Ne var ne yok öğrenelim. Biraz da senin anlattıklarından yola çıkalım. Belki oradan gerçeğe ulaşabiliriz. Ya da anlatmak istediklerimi daha iyi anlatabilirim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu yolla gidersek bir yere varamayacağız

 

Bende onu diyorum, hayali mantıkla bir yere varamayız, bir yere varmak için hep gerçek olan doğru olan neyse ordan gitmeliyiz, eğer o yolu bulamıyorsak aramaya devam etmeliyiz, illede boşluk dolacak diye bir kaide yok ! boşluğu boşlukla değil gerçeklerle doldurmalıyız. Başka türlü hareket etmek kimseyi bağlamaz gerçekleri göstermez sadece kişi inanır hayal kurar o kadar.

 

Sen söyle o zaman kafandaki evren tasvirini. Anlat bakalım. Ne var ne yok öğrenelim. Biraz da senin anlattıklarından yola çıkalım. Belki oradan gerçeğe ulaşabiliriz. Ya da anlatmak istediklerimi daha iyi anlatabilirim.

 

Varlığın mutlaka bir sahibi olmalı, bir etkeni, yaratıcısı olmalı, kainata baktığımızda bu varlık konusunda gerçekten hayrete düşeriz, bu hayret bizi bir sahibe götürüyor, sonsuzluğu düşünemiyoruz işte bu noktayı Tanrı olarak değerlendiriyorum, Tanrıya inanıyorum, bütün benliğimle aklımla zekamla bu varlığın bir yaratıcısı olduğuna inanıyorum, ama bu yaratıcı hakkında başka hiçbir bilgiye delile sahip değilim, sadece varlığı görüp yaratıcıya ulaşıyorum mantık olarak.

 

Dinler ise işte bu varlık sebebini tamamen masallara büründürmüşler, doğmatik düşünceyi keşfedip bunu en iyi şekilde kullanmaya çalışmışlar, sende bu doğmatik düşünceleri kullanıyorsun gördüğüm kadarıyla.

 

Ben sadece gerçeğin peşindeyim, hayal kurarak gerçeği gösteremeyiz, masallarla gerçeği gösteremeyiz, varsa bir iddianız ve bunun gerçek olduğuna işaret ediyorsanız, kanıtlamış olmalısın, aksi halde sadece bir inançtan öteye gitmez. İnançlarda her insanda değişik olabileceği için kimsenin kimseye ispatlamadıkça bir üstünlüğü olmayacaktır.

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bende onu diyorum, hayali mantıkla bir yere varamayız, bir yere varmak için hep gerçek olan doğru olan neyse ordan gitmeliyiz, eğer o yolu bulamıyorsak aramaya devam etmeliyiz, illede boşluk dolacak diye bir kaide yok ! boşluğu boşlukla değil gerçeklerle doldurmalıyız. Başka türlü hareket etmek kimseyi bağlamaz gerçekleri göstermez sadece kişi inanır hayal kurar o kadar.

Varlığın mutlaka bir sahibi olmalı, bir etkeni, yaratıcısı olmalı, kainata baktığımızda bu varlık konusunda gerçekten hayrete düşeriz, bu hayret bizi bir sahibe götürüyor, sonsuzluğu düşünemiyoruz işte bu noktayı Tanrı olarak değerlendiriyorum, Tanrıya inanıyorum, bütün benliğimle aklımla zekamla bu varlığın bir yaratıcısı olduğuna inanıyorum, ama bu yaratıcı hakkında başka hiçbir bilgiye delile sahip değilim, sadece varlığı görüp yaratıcıya ulaşıyorum mantık olarak.

 

Dinler ise işte bu varlık sebebini tamamen masallara büründürmüşler, doğmatik düşünceyi keşfedip bunu en iyi şekilde kullanmaya çalışmışlar, sende bu doğmatik düşünceleri kullanıyorsun gördüğüm kadarıyla.

 

Ben sadece gerçeğin peşindeyim, hayal kurarak gerçeği gösteremeyiz, masallarla gerçeği gösteremeyiz, varsa bir iddianız ve bunun gerçek olduğuna işaret ediyorsanız, kanıtlamış olmalısın, aksi halde sadece bir inançtan öteye gitmez. İnançlarda her insanda değişik olabileceği için kimsenin kimseye ispatlamadıkça bir üstünlüğü olmayacaktır.

saygılar

Tarafsız lütfen. Benim herhangi bir yazımda "Allah'ın varlığı bilimsel olarak ispatlanabilir." Önermesi var mı? Varsa göster özür dileyip düzelteyim. Benim inandığım dine sen masal diyorsun ben de senin inancına masal diyorum olay burada bitiyor. Sen benim masallarımın gerçeği gösteremeyeceğini ifade ediyorsun ben de senin masalların gerçeği gösteremez diyorum. Herşeyi Yaratan'ın yarattıklarına kendinden haber vermemesini nasıl yorumluyorsun peki? Kuran'ı Batılı materyalistlerin, pozitivistlerin, ateistlerin kafasıyla yorumlarsanız tabiiki burun kıvırırsınız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilim benim için bir inanç bir amaç değildir, bilim benim için sadece araçtır..

Bilim her zaman doğruyu gösterir diye bir kayıt yoktur, bilim bugün doğruladığını yarın yanlışlayabilir..

Bilim elindeki verilerle hareket eder, eğer var olan bir şey'e ait veriler, bilimsel veriler yani bilimsel materyaller değillerse o şey yoktur anlamına gelmez..

Bilim bugün bulamıyorsa yarın bulabilir..

Bir doğruya akıl ve mantık yoluylada ulaşılabilir..

Siz hala beyin işlevinin tümü benliktir diyorsunuz..

Ancak beynin yaptığı işlev'in sadece bir ürün olduğunu ve bu ürünün bir yere sunulması gerektiğini ısrarla söylüyorum..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Beynin çalışmasından bahsetmiyorum..

Bana beynin çalışma sistemini anlatmanada gerek yok onu biliyorum..

Duyu organlarına gelen veriler, bunların saklanması, işlenmesi, çağrılması, kıyaslanması yada diğer yaşamsal faliyetler evet her birinin beynin belli bölümlerinde işlem yerleri var..

 

"KıYaSlama"

Yani "KYS" kökünden "muKaYeSe"

Türkçesi ile "Karşılaştırma"...

Ya da dahada açarsak "Düşünme ve Düşünme Süreçleri"

 

Diyorum işte,

Beynin düşünüyor olduğunu kabul etmenizden başka bir çare yoktur...

 

Laf arasında da kabul ediyorsunuz işte :)

 

Ya bundan başka daha hangi Benlikten bahsediyorsunuz?

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilim elindeki verilerle hareket eder, eğer var olan bir şey'e ait veriler, bilimsel veriler yani bilimsel materyaller değillerse o şey yoktur anlamına gelmez..

Bilim bugün bulamıyorsa yarın bulabilir..

Bir doğruya akıl ve mantık yoluylada ulaşılabilir..

 

 

Bilimin bugün doğrulayamayıpta yarın için doğrulayacağı şeylerin, bugün için sadece akıl ve mantıkla doğruluğunu söylemek mümkün değildir.

İnsanlar deneysel olarak doğrulayamadıkları olguları, sadece akıl ve mantıkla doğrulamaya kalktıklarında, yerel kültür/ahlak farklılığından dolayı çok çeşitli doğrular ortaya çıkacaktır.

Örneğin dinler ve töreler. Her toplumun dini ve töresi kendisine göre doğrudur. Diğerleri yanlıştır.

 

Gerek nesneler üzerinde edinilecek pozitif bilgilerin, gerekse de nesne-insan ilişkilerindeki davranış bilgisi (ahlak) oluşturan doğru/yanlışların, mutlaka ama mutlaka nesnellik içermesi gerekir.

 

Bir başka deyişle davranış kurallarının (ahlak, din, töre, kültür) doğruluğu, insanın doğa yaşamındaki üretim, tüketim, ve paylaşım sürecindeki kendisi ve kendi dışındaki inasanların haklarının değerlendirilmesi ile mümkündür.

 

Özet olarak, akıl ve mantık yoluyla varılacak doğrular, insan değeri ve doğayı paylaşımı (yaşamı) deneyimleri ile doğrulanmalıdır.

Bunun aksini ise inasanlar olmayan bir hükmedici (Allah, Tanrı, Yehova, put vs.) ile kendi kültürlerini dayatmalarıyla gerçekleştirmişlerdir.

Böyle bir yanlışlık (sadece akıl ve mantık) insanların KENDİ DOĞRULALARI'nı oluşturmuş, tüm anlaşmazlıkların ve kavgaların nedeni de buradan çıkmıştır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tarafsız lütfen. Benim herhangi bir yazımda "Allah'ın varlığı bilimsel olarak ispatlanabilir." Önermesi var mı? Varsa göster özür dileyip düzelteyim.

 

Magician, zaten Allah'ın bilimsel olarak ispatlanamayacağı için doğru olduğunu bilemeyeceğimizi anlatmaya çalışıyorum, iyi okumalısın, senin "Allah'ın varlığı bilimsel olarak ispatlanabilir" diye bir iddiada bulunduğunu söylemedimki hiç.

 

Sen benim masallarımın gerçeği gösteremeyeceğini ifade ediyorsun ben de senin masalların gerçeği gösteremez diyorum

 

Magican, benim masallarıma küçük bir örnek verebilirmisin, iddia ettiğin gibi.

 

Herşeyi Yaratan'ın yarattıklarına kendinden haber vermemesini nasıl yorumluyorsun peki?

 

Yaratan bize, kendinden haber vermemiştir diye yorumluyorum, çünkü böyle bir ispat yok.

 

Kuran'ı Batılı materyalistlerin, pozitivistlerin, ateistlerin kafasıyla yorumlarsanız tabiiki burun kıvırırsınız.

 

Sizin yorumlamanız doğru, bizim yorumlamamız yanlış demek istiyorsunuz !!!!

 

Hangisinin gerçekten doğru yorum olacağını nasıl bileceğiz ? umarım daha iyi kavramışsınızdır, kanıtın ne kadar önemi olduğunu !!!!

 

Bilim benim için bir inanç bir amaç değildir, bilim benim için sadece araçtır..

Bilim her zaman doğruyu gösterir diye bir kayıt yoktur, bilim bugün doğruladığını yarın yanlışlayabilir..

Bilim elindeki verilerle hareket eder, eğer var olan bir şey'e ait veriler, bilimsel veriler yani bilimsel materyaller değillerse o şey yoktur anlamına gelmez..

 

xlark tades, bilimsel kanıt olmadan, gerçeği bulabilmek imkansız, gerçeği gösteren tek şey bilimsel kanıttır.

 

 

Ancak beynin yaptığı işlev'in sadece bir ürün olduğunu ve bu ürünün bir yere sunulması gerektiğini ısrarla söylüyorum..

 

xlark tades, her söyleyene inanacak olsak, gerçeklerden iyice uzaklaşırız.

 

ısrarla söylemek yetmiyor, akıl mantık yürütmek yetmiyor, çünkü senin aksini söyleyenlerde akıl ve mantık yürütüyor, yani senden farklı bir durum yok, bu yüzden sürekli benim doğrum gerçek doğrudur diye imalarda bulunuyorsun.

 

sen kanıtlamadıkça, senin gibi düşünmeyenlerden hiçbir farkın üstünlüğün olmaz.

 

 

Ya bundan başka daha hangi Benlikten bahsediyorsunuz?

 

Tengeriin Boşig, xlark tades, beynin bütün işlevlerinin toplamından bahsediyor ama onu başka bir benlik sanıyor, ruh'a kılıf bulabilmek için sanırım.

 

Herşeyin beyinde olduğunun ve bunun aksini gösteren hiçbir delilin olmaması, insanların ruh konusunda böyle zorlama fikirlere itiyor.

 

 

Özet olarak, akıl ve mantık yoluyla varılacak doğrular, insan değeri ve doğayı paylaşımı (yaşamı) deneyimleri ile doğrulanmalıdır.

Bunun aksini ise inasanlar olmayan bir hükmedici (Allah, Tanrı, Yehova, put vs.) ile kendi kültürlerini dayatmalarıyla gerçekleştirmişlerdir.

Böyle bir yanlışlık (sadece akıl ve mantık) insanların KENDİ DOĞRULALARI'nı oluşturmuş, tüm anlaşmazlıkların ve kavgaların nedeni de buradan çıkmıştır.

 

Bilimselci, tamamen katılıyorum

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kısa ve okunması kolay şekilde yazabilirseniz sevinirim. Yani alıntılar konusunda özen gösterirseniz sevinirim, alıntılar birbirine girmiş, yorulduum okurken.

 

***Tamam senin söylediğin önermeyi okumadım ama suçlamamda haklıyım yine de. Neden? Çünkü:

“Allah’ın varlığını ispatlamak ya da yokluğunu ispatlamak diye bir şey sözkonusu olamaz.” (Benim önermem) önermesiyle

“Tanrı'nın var olup olmadığı bilinemez.” (senin önermen) önermesi bir ve aynı şeyi ifade etmez.

Birazcık bilgi teorisi okuyan herkes bunu bilir. Benim önermemde ispatlama olgusu var. İspatlayamadığımız bilgiler yok mudur? Vardır. Peki bu bilgilere nasıl ulaşırız akıl yürütme ve sezgiyle. Bu da ayrı bir tartışma konusu. Allah’ın varlığını ispatlayamayız ama bilebiliriz, sezebiliriz. Allah’ın varolup olmadığı ispatlanamaz önermesi ateistleri Allah’ın var olmadığı önermesine götürüyor. Fakat var olduğunu iddia edenler ve kainatta varolmasını gerektirecek sebepler bulduğumuzda O ‘nun varlığını sezebiliriz. İspatlayamamak ayrı sezebilmek ayrıdır. Fakat ispatlanamayacak şeyler inançtan öteye gidemedikleri için yukarıdaki önermeyi ortaya koymuşum. Fakat dediğim gibi bu önerme Allah’ın varlığının bilimsel olarak ispatlanamaması ile ilgilidir. Varlığını ispatlayamadığımız ama olması gerekir dediğimiz sezgiyle elde ettiğimiz bilgilerdendir bunlar.

 

Aşağıdaki cümleler aynı anlama gelir, arasında iddia ettiğiniz gibi bir fark yok.

* Allah’ın varlığını ispatlamak ya da yokluğunu ispatlamak diye bir şey sözkonusu olamaz.

* Tanrı'nın var olup olmadığı bilinemez.

 

*** Benim iddiam da temel olarak şu: Tanrının varolup olmadığı ispatlanamaz ama Tanrı vardır ve insanlara vahiy göndermiştir. Hak din diye bir şey vardır. Ve Peygamberimizin (s.a.v.) söylediği her şey sıradan bir insanın söylediği şeyler değildir. Vahy denen bir şey olduğu için onların davranışlarını sıradan bir insanın davranışları gibi değerlendiremeyiz. Semitik dinler putperestliğe daima karşı çıkmış belli bir silsile halinde Hz. Adem’den günümüze dek gelmişlerdir. Ve İslamiyet hariç hepsi tahrif edilmiştir. Zaten din tektir o da İslamiyet’tir. Onun bozulmuş şekillerine hristiyanlık, yahudilik gibi isimleri verenler de insanlardır.

 

Kızrmızı işaretli yerin hepsi inançtan öte birşey değil.

Ben kendi iddialarımın doğruluğunu hem bilimsel yönden, hem de Kuran'daki çelişkilere dayanarak bu forumda gösterdim.

 

***İkinci tavsiyen de bir yanlış anlamadan kaynaklanıyor.

Mavi önermeyi yapan materyalist ateistlerdir. Ben onları kastediyorum. Seni de onların sınıfına sokarak kategorize ederek (afedersin) bu önermeye katıldığını söylemişim. Eğer ben onlardan değilim diyorsan bu görüşe katılıp katılmadığını da merak ediyorum. Yani sana göre evrende maddeden başka bir şey var mıdır? Yok mudur? Evrendeki tek şey madde midir? Bu konuda görüş belirttiysen başka bir başlıkta ismini vermen yeterli.

 

Marksist ideoloji maddeye ne sıfatlar atfeder bilmiyorum. O nedenle bilmediğim şeye katılıyorum veya katılmıyorum diyemem.

 

"Önceki yazımda, bugüne kadar varlığı ispatlanabilen tek şey maddedir" dedim. Bunun dışında bişer var mı bilemiyoruz şu anda. Bilmediğimiz şeylere, kanıt olmadan var demek de masalcılık oluyor.

 

Evreni Allah yarattı demekle, evreni görünmez bir boğa yarattı demek arasında fark yok. Görünmez ahtapotun varlığını veya yokluğunu kimse kanıtlayamaz. O nedenle, Allah yarattı, boğa yarattı, uçan kurabiye canavarı yarattı demek arasında hiçbir fark yok.

 

***Evet ben de aksini iddia etmiyorum zaten. Maddeden başka bir şeyler de var ama ispat edemem. Burada söylemek istediğim nokta şu: Eğer bugüne kadar ispatlanabilen tek şey madde ise, evren maddeden başka bir şey yoktur demek de inançtır. O yüzden yukarıdaki soruyu tekrar soruyorum: Sence evren maddeden başka bir şey var mıdır?

Evrende başka maddeden başka şey var mı bilinemez diye en başra söyledik. Yani Tanrı maade-dışı olarak tarif ediliyor. Madde dışı şeylerin varlığı veya yokluğu ispat edilemez.

 

Uçan Kurabiye Canavarı ve çetesinin evreni nasıl yarattığını nasıl ispat edeyim sana? Var ama ispat edemem.

 

Söylediğiniz şey bu iddiam kadar dayanaksız ve masal niteliğinde bir söz.

 

“Evrende maddenin dışında bazılarının saydığı masal kahramanları yoktur” demek inanç değil midir?

 

Lütfen yazmadığım şeylerle beni itham etmeyiniz. Söylediğim şey şu:

 

Bu metazifik masal yaratıklarının var olduğunu ispatlamak, var olduğunu iddia edene düşer.

 

Bu arada hangi felsefe akımına dahil olduğunuzu merak ediyorum. Açıklamamakta tabiî ki serbestsiniz.

 

TARAFSIZ, hangi felsefe akımına dahiliz? Ben bir ad koymadım, senin bir ad önerin var mı?

 

Sen de ispatlayamayacağın bir anti-imtihan senaryosunu pazarlıyorsun suçlamasını getiririm ben de. Evet ben şartlanmışım inancım beni şartladı. Şartlanmışlığımı kabul ediyorum. Bu yüzden beni herhangi bir şeye ikna edemezsin. Görmek istemediğin şu: Seni de inancın şartladı. Ama bilimselciyim diyerek bu şartlanmayı reddediyorsun. Yani aynı durum sende de var. Bilim ne derse ona inanırım ondan başka da bir şey kabul etmem şartlanması. Her şey inançla başlıyor yani.

 

Yine aynı hatayı yapıyorsun. İddia sahibi iddiasını kanıtlamakla mükelleftir.

 

Ben dünyaya gelmemizin tek nedeni bungee-jumping yapmaktır dersem, bu benim iddiamdır, bunu ispatlamakla ben mükellefim. Sen hadi ordan dersen sen bungee-jumping için dünyada olmadığımızı ispatlamak zorunda değilsin. Seni eğere anti-bungee-jumpingçilik felsefesini yaymaya çalıştığını iddia edersem bu benim kafayı yediğimi gösterir.

 

***En baştan beri söylediğim şey varlığı ya da yokluğu ispat edilemez. Bu bir inançtır, tartışmanız saçma diye. Masal kitabı demen de bir inançtır. Burada yaptığımız da sadece propaganda.

 

Neden masal kitabı? Bunu durup duruken söylemedik.

Kuran'ı baştan sona kendi dilinde anlayarak okumanı tavsiye ederim.

 

Şu başlıklar sizin için başlama noktası olabilir:

En Tehlikeli Yalan

Kuran'ın bir masal kitabından ne farkı var?

 

Bir daha oku ve sorularımı cevaplandır. İstersen.

1.Peki siz maddeye tapmayıp üzerine pisleyince ya da onu aşağılayınca ilah özelliklerini üstüne yüklemeniz olgusu değişiyor mu?

2. Dinsizlik de bir şeylerin savunusudur ve rahatsız ettiğinde seni döver önermesi doğru mu?

 

Yeniden okudum. Atladığım bir sorunuzu göremedim. Alıntılarsan sevinirim. Eğer cevaplamamaı istediğiniz sorunlarınız numaralandırdığınız sorularınız ise cevaplayayım:

 

1. Biz maddeye ilahlık yüklemiyoruz. Kutsallık atfetmiyoruz. Tapınmıyoruz.

 

2. Dinsizlik, Kaf Dağı diye biryer olmadığını, bebekleri leyleklerin getirmediğini öğrenmek gibi birşeydir. Bebekleri leyleklerin getirdiğine inananlara da bişey demez, sadece güler.

 

Madde nedir?

 

Madde nedir sorunuza cevap verdim.

Madde sensin.

Madde yedişğin armut.

Madde içtiğin su.

Madde çaydanlık.

Madde ışık.

Madde enerji.

Madde soluduğun hava.

Madde sınıflandırılmıştır. Elementler/atomlar olarak sınıflandırılmıştır. İnsan maddeyi inceleyerek ve özelliklerini tespit ederek teknolojiyi geliştirmektedir.

 

Sen de benim karşıma inancıma başka bir inançla karşılık vererek ama inancının inanç olduğunu bilmeyerek çıkıyorsun. Beni dogmalara inanmakla suçlarken sen de dogmalara inandığının farkında değilsin.

 

Farkında olmadığım dogmalarımı söyle de hem ben göreyim, hem diğer forumdaşlar.

 

Dinsiz felsefenin ahlak kuralları nelerdir? Bunları kim belirlemiştir? Bunlara karşı çıkarsak ne olur? Öğrenebilir miyim? (Cahilliğime verin.)

 

Dinsiz felsefenin ahlak kurallarını insanoğlu belirlemiş ve belirlemeye, geliştirmeye devam ediyor.

Geliştirilen en son kurallar İnsan Hakları Evrensel Bildirizi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'dir.

Dinlilerimiz de başları sıkışınca bu kurallara başvurarak hak mücadelesi yaparlar.

 

***Narsizm, tatmin. İlginç. Evet sonuçta sen bir insansın ve sonuçta Allah'ı bir insan olarak tasavvur etme yanlışına düştün.

"Allah keser, biçer, yakar, işkence eder, tuzak kurar, intikam alır, bağışlar, bahşeder, ceza verir, ödüllendir" diyenler Allah'ı insan olarak tasavvur etmiyorlar, ben mi ediyorum?

 

Kuran'ı anlayarak okudunuz mu hakkaten?

 

Çok uzun oluyor..Okunmama ihtimali artıyor...Devam edeceğim...

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Devam...

 

Anlamadın ya da kafa karıştırmaca oynuyorsun gibi geldi bana. Seni acziyete düşmekle suçlamıyorum. Burada aciz dediğim insanoğludur. Şöyle diyeyim. Narsist suçlamasını getirdiğin Allah bir insan değildir. Onu insan gibi kategorize edemezsin. Onun karşısında biz aciziz. Aciz olduğumuzun farkına varıyoruz. Nasıl? Evrende daima cevap bulamayacağımız sorular olduğunun farkına vararak. Nasıl? Aklın işe yaradığını ama her soruya cevap bulamadığını her gün yeniden öğrenerek..

 

Dediniz ki, insan ibadet ederek Tanrı karşısındaki acziyetini anlar. Ben de diyroum ki, örneğin cevaplayamadığım sorularla karşılaşınca zaten anlıyorum acziyetimi. Bu durumda, acziyetrimi anlamak için ibadete ihtiyaç yok. Bunu demek istiyorum.

 

Narsist suçlamasını ben getirmiyorum. Bunu iyi anlayınız. Allah'a narsist, megaloman ve işkenceci olarak tarif eden Kuran'dır.

 

İnsanın gayesi Allah’ın “narsizmini” (yok böyle birşey) tatmin değil onu tanımaktır

 

Bu bir inanç. İnsanın gayesinin bu olduğuna dair hiç bir iaşert, belirti, kanıt yok.

Diyelim ki, farzedelim ki insanın gayesi Allah'ı tanımak.

 

Onu tanımayanlara derilerini tazeleyip tazeleyip kebap yapmak psikopatlıktır. Bunun başka tanımı yok.

 

Ama inanmayan için bu dünya da genellikle bir ıztırabhaneye döner.

 

Yanılıyorsunuz.

Hiçbirşeye inanmayan insanlar bu dünyadaki en mutlu insanlardır.

halk arasında deli diye tabir ederler.

Deliye hergün bayram olmasının nedeni hiçbirşeye inanmamalarıdır.

Alileye inanmazlar, bilmezler, kaygıları yoktur.

İbadet etmezler, kaygıları yoktur.

Maddi sıkıntıyı bilmezle, kaygıları yoktur.

Pis olmaktan gocunmazlar, rahatsızlık duymazlar, kaygıları yoktur.

Deliler için dünya zaten cennettir.

 

Şimdi buradaki önermeme dikkatle bakalım. Senin bulduğunu zannettiğin altın var mı burada.

“Kafirliğin varoluşu imtihanın ve insanlığın var oluşunun bir gereğidir.” Şimdi bu önermeyi yorumladığımızda. Mutlaka dünyada kafirler olmak zorundadır. Allah böyle istemiştir ve biz cennette sefa sürerken onların yanması bize haz verecektir. gibi bir anlam mı çıkarıyorsun?

Pes.

 

Kafirlik soyut bir kavram değildir. Kafir olmadan kafirlik olmaz.

Semitik dinlere göre Allah bile Şeytan diye "varlık" öngörüyor kafirlik yapsın diye, siz mi diyorsunuz kafir olmayab ilir diye?

 

Yukarıdaki ot örneğine bak. Cevaplayınca başka sorular da sorarım.
Niye anlamak istemiyorsun bir otun üzerine dikenin neden yerleştirildiğini, dikeni oraya yerleştirenin bitkinin bilmem neresindeki akıl olduğunu bilimin bir gün keşfetmesini bekliyorsun şu anda? Senin yürüttüğün mantık bu. Ot mudur o dikeni oraya koyan? Otçul hayvanlar beni yemesin diye düşünüp onların ağzına batacak bir mızrak dizayn etmiş ve nasıl çıkardıysa çıkarmıştır bir yerlerinde bu dikeni öyle mi? Niye hala delil istiyorsun? Sonra da haksız yere kızartılacakmışsın. İlginçsin. Akıl deyip duruyorsun onu kullan biraz. O amaçla verildi zaten.

 

Kusura bakma, cahilliğimden delil istiyorum.

O dikeni otun üstüne Evereni yaratan Kurabiye Canavarı ve arakadaşları koymuş. Görememişim.

Kurabiye Canavarı ve Arkadaşlarından tövbemi kabul etmelerini istiyorum.

 

Hangi bilim ispatlamış bunu ve nasıl biraz anlat ya da anlattığın bir bölüm varsa söyle de orayı okuyayım?

 

Dünyanın/evrenin yaşı kaç, semitik dinler ne diyor bu konuda?

Kuran mucizeleri diye sallanan masalalara bak, bilimin bulgularına bak.

 

Senin amentünü biliyoruz: Semitik amentü. Yahudi liderlerine peygamöber adı verip verip yahudi kültürünü pohpohlama amentüsü.

***Bu da oryantalistlerin batıda hala kabul edilen görüşü. Sadece inanç ifade eden bir cümle.

 

Gerçekten mi?

Musa kim? İbrahim Kim? Süleyman kim? davut kim? Yusuf Kim? Harun kim? Şuayb kim? vs. vs. kim?

Yahudi liderleri değil mi?

Oryantalist sallaması mı bunlar?

Mesela Bilge Kağan, Kültigin niye peygamber olarak adlandırılmıyor?

Mesela senin atalarım kültür savaşını kazansaydı, bugün bütün dünya Abraham/İbrahjim, Aaron/Harun, Jozef/Yusuf, David/Davut vs. isimlri taşımaz, Kültiğin, Bilgehan falan isimleri taşırdı.

 

***Kutsalının olmaması, ilahının olmaması, peygamberinin olmaması, kitabının olmaması din olmadığını göstermez.

 

Dogmaya gelince yukarda sorduğum soruları cevaplarsan olup olmadığını anlayacaksın.

 

Dogmalarımı alıntılamanızı, bana ve diğre forumdaşlara göstermenizi bekliyorum.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aşağıdaki cümleler aynı anlama gelir, arasında iddia ettiğiniz gibi bir fark yok.

* Allah’ın varlığını ispatlamak ya da yokluğunu ispatlamak diye bir şey sözkonusu olamaz.

* Tanrı'nın var olup olmadığı bilinemez.

 

Sadece ispatlanabilen şeylerin bilinebileceği bir iddiadır. Rüyasında ölmüş anne ve babasının onu çağırdığını gören komşum üç gün sonra trafik kazasında öldü. Bu rüyayı ondan birkaç kişi dinlemiştik. Bunu uydurmadığımı sana ispatlayamam. Biliyorum. Her bilgi ispatlanamaz.

 

Kızrmızı işaretli yerin hepsi inançtan öte birşey değil.

Ben kendi iddialarımın doğruluğunu hem bilimsel yönden, hem de Kuran'daki çelişkilere dayanarak bu forumda gösterdim.

Marksist ideoloji maddeye ne sıfatlar atfeder bilmiyorum. O nedenle bilmediğim şeye katılıyorum veya katılmıyorum diyemem.

 

Verdiğin iki linki de okudum ama bilimsel bir taraf bulamadım onlara da oralarda cevap vereceğim.

 

"Önceki yazımda, bugüne kadar varlığı ispatlanabilen tek şey maddedir" dedim. Bunun dışında bişer var mı bilemiyoruz şu anda. Bilmediğimiz şeylere, kanıt olmadan var demek de masalcılık oluyor.

 

Yok demek ne oluyor. Masalcılık değil mi? Peki sen bir deist olarak Tanrı'nın varlığını nereye bakarak, nasıl buldun?

 

Evreni Allah yarattı demekle, evreni görünmez bir boğa yarattı demek arasında fark yok. Görünmez ahtapotun varlığını veya yokluğunu kimse kanıtlayamaz. O nedenle, Allah yarattı, boğa yarattı, uçan kurabiye canavarı yarattı demek arasında hiçbir fark yok.

 

Evet fark yok. Evet varlığını da kanıtlayamam. Aksini hiç söylemedim ki. İstersen görünmez boğaya, istersen ahtapota, istersen uçan kurabiye canavarına, istersen Allah'a taparsın. Sana kalmış.

 

Evrende başka maddeden başka şey var mı bilinemez diye en başra söyledik. Yani Tanrı maade-dışı olarak tarif ediliyor. Madde dışı şeylerin varlığı veya yokluğu ispat edilemez.

 

Anlamak istemediğin şu: Evrende sadece maddeden ibaret değildir demek de inanç. Evrende maddeden başka birşey yoktur. demek de inanç. "Evren sadece madde midir? değil midir bunu bilemeyiz." demek ise bu soruyu cevaplamaktan kaçıştır. Agnostiklerin yaptıkları da bu. Böylece kendilerini en BİLİMSELCİ olarak göstermeye çalışırlar. Fakat bu soruya cevap verme zorunluluğu apaçık ortadadır. Bundan kaçış yok. Zaten bu soruyu bilimin cevaplayamayacağı açık. İman burada başlıyor işte maddecinin de, dinlinin de, dinsizin de hayata karşı duruşunu bu soruya verdiği cevap belirliyor.

 

Uçan Kurabiye Canavarı ve çetesinin evreni nasıl yarattığını nasıl ispat edeyim sana? Var ama ispat edemem.

 

Tamam birşey demedim zaten ispat etmeni istemiyorum. Sen Uçan kurabiye ya da makarna canavarının evreni yarattığına iman edebilirsin. İnancın beni alakadar etmiyor. İnsanlar nelere tapmadı bu dünyada. Kurabiye canavarı ne ki? İnandırabileceğin birilerini de bulabilirsen değme keyfine.

 

Bu metazifik masal yaratıklarının var olduğunu ispatlamak, var olduğunu iddia edene düşer.

 

Aynı şeyi tekrarlamaktan usandım Allah'ın varlığını ispat edemem. Sen de yokluğunu ispat edemezsin. Olay bu. Ben var diyorum. Buna iman ettim diyorum. İnanç farklı ispat farklı. Ben Allah'ın varlığını kanıtlarım dedim mi? Sen yokluğunu kanıtlarım diyorsan kanıtla.

 

TARAFSIZ, hangi felsefe akımına dahiliz? Ben bir ad koymadım, senin bir ad önerin var mı?

 

Felsefi düşüncen beni alakadar etmiyor. Zira ben bugüne dek hem ateizmi hem deizmi hem semitik dediğin dinleri ve diğerlerini inceledim. Dünya görüşünü ortaya koyarken çok geniş bir perspektiften bakmalısın. Niye iman etmediğin konusunda sana sorulacak bütün sorulara hazır olmalısın. Ama asla böyle bir seviyeye ulaşamıyorsun. Ben de işe Kuran'ı eleştirmekle başladım. Sonra ben de deist, ateist oldum. Bütün felsefeleri inceledim. Sen de felsefeni ortaya dök de ne kadar bilimsel olduğunu tartışalım.

 

Ben dünyaya gelmemizin tek nedeni bungee-jumping yapmaktır dersem, bu benim iddiamdır, bunu ispatlamakla ben mükellefim. Sen hadi ordan dersen sen bungee-jumping için dünyada olmadığımızı ispatlamak zorunda değilsin. Seni eğere anti-bungee-jumpingçilik felsefesini yaymaya çalıştığını iddia edersem bu benim kafayı yediğimi gösterir.

 

Niye ki? Dini savunmakla dinsizliği ya da Allah'sızlığı savunmak arasındaki fark nedir?

 

Neden masal kitabı? Bunu durup duruken söylemedik.

Kuran'ı baştan sona kendi dilinde anlayarak okumanı tavsiye ederim.

 

Okudum. Genelde buldum! diye bağıranların bir fırın ekmek daha yemesi gerekiyor. Yani sorgulamalarına hiç durmadan devam et oraya gideceksin zaten.

 

2. Dinsizlik, Kaf Dağı diye biryer olmadığını, bebekleri leyleklerin getirmediğini öğrenmek gibi birşeydir. Bebekleri leyleklerin getirdiğine inananlara da bişey demez, sadece güler.

Madde nedir sorunuza cevap verdim.

Madde sensin.

Madde yedişğin armut.

Madde içtiğin su.

Madde çaydanlık.

Madde ışık.

Madde enerji.

Madde soluduğun hava.

Madde sınıflandırılmıştır. Elementler/atomlar olarak sınıflandırılmıştır. İnsan maddeyi inceleyerek ve özelliklerini tespit ederek teknolojiyi geliştirmektedir.

Ben de insanın tanımını vereyim: İnsan Hasan'dır, insan Hüseyin'dir, insan Ali'dir, insan Mehmet'in kulağıdır, insan Ahmet'in ayağıdır, insan Mustafa'nın ağzından dökülen sözcüklerdir. Bağırsaklarının içine bakarsan insan ..... dır. Damarlarının içine bakarsan insan kandır. Bilim adamları insanı inceleyerek ve özelliklerini tespit ederek aşka hizmet ediyorlar.

Senin tanımınla benimki arasında bir fark yok. Ama itiraf edeyim ben insanı tanımlayamadım. Sen de maddeyi tanımlayamadın. Hadi daha iyisini yapabilirsin.

 

Dinsiz felsefenin ahlak kurallarını insanoğlu belirlemiş ve belirlemeye, geliştirmeye devam ediyor.

Geliştirilen en son kurallar İnsan Hakları Evrensel Bildirizi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'dir.

Dinlilerimiz de başları sıkışınca bu kurallara başvurarak hak mücadelesi yaparlar.

Saydıkların burjuva sınıfının ahlakıdır. Özünde de özel mülkiyeti koruma ve kollama yatmaktadır. Yani o kuralları yazanların çoğu dinsiz olsa bile bunlar dinsizlerin ahlak kurallarıdır diye ortaya çıkmadılar. Yine Türkiye'de ulus-devlet kavramına karşı çıkan şeriatçılarla işbirlikçi burjuvazinin pohpohladığı İslam anlayışına sahip olanlar başları sıkışınca bu kurallara başvuruyorlar. Zira dediğim gibi onlar da burjuva ahlakına sahipler.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dediniz ki, insan ibadet ederek Tanrı karşısındaki acziyetini anlar. Ben de diyroum ki, örneğin cevaplayamadığım sorularla karşılaşınca zaten anlıyorum acziyetimi. Bu durumda, acziyetrimi anlamak için ibadete ihtiyaç yok. Bunu demek istiyorum.

Narsist suçlamasını ben getirmiyorum. Bunu iyi anlayınız. Allah'a narsist, megaloman ve işkenceci olarak tarif eden Kuran'dır.

 

Kuran Allah'a narsist, megaloman ve işkenceci demez. Bu senin dine bakış tarzının bir sonucu. Sen Aristo mantığıyla bakıyorsun.

 

Bu bir inanç. İnsanın gayesinin bu olduğuna dair hiç bir iaşert, belirti, kanıt yok.

Diyelim ki, farzedelim ki insanın gayesi Allah'ı tanımak.

Onu tanımayanlara derilerini tazeleyip tazeleyip kebap yapmak psikopatlıktır. Bunun başka tanımı yok.

 

Evet bu bir inanç. Onu tanımayanlara böyle örnekler vermesi de dikkat çekmek için, bak nasıl çekmiş dikkatini. Korkuyorsan tanı kardeşim sen de. Korkmuyorsan da tanıma. Evet böyle davranan bir insan olsaydı psikopat derdin ama değil. Bu dünyada yapılanların bir karşılığı olmayacak mıydı yani?O'nun merhametinin yüzde biri bu dünyada yüzde 99'u ahirette tecelli eder. Şeytan bile affedilir miyim acaba? diye ümitlenir.Bu yüzden kimin ne olacağını bilemeyiz.

 

Yanılıyorsunuz.

Hiçbirşeye inanmayan insanlar bu dünyadaki en mutlu insanlardır.

halk arasında deli diye tabir ederler...

Ben inanmayan derken ateistlerden bahsediyorum. Sen demagoji yapmışsın.

 

Kafirlik soyut bir kavram değildir. Kafir olmadan kafirlik olmaz.

Semitik dinlere göre Allah bile Şeytan diye "varlık" öngörüyor kafirlik yapsın diye, siz mi diyorsunuz kafir olmayab ilir diye?

Kader konusu ince bir mevzudur ve birçok alimin, insanın ayağını kaydırmıştır geçmişte. Ama bir sürü açıklayıcı bilgi var. Kafir insanı kafir yapan Allah mıdır? Külli ve cüz'i irade olayı. Bunu açıklayan epey kaynak var ama siz yeterli bulmuyorsunuz galiba.

 

Kusura bakma, cahilliğimden delil istiyorum.

O dikeni otun üstüne Evereni yaratan Kurabiye Canavarı ve arakadaşları koymuş. Görememişim.

Kurabiye Canavarı ve Arkadaşlarından tövbemi kabul etmelerini istiyorum.

Dünyanın/evrenin yaşı kaç, semitik dinler ne diyor bu konuda?

Kuran mucizeleri diye sallanan masalalara bak, bilimin bulgularına bak.

 

O otu dikenin üzerine evreni yaratan kurabiye canavarı koymuştur demen. Akıllı bir varlığın müdahalesini kabul etmen değil mi? Allah'ın bildirdiği zaman diliminin bizim zaman dilimmizle alakası olmayabileceği ihtimaline ne diyorsun. Altıncı yüzyılda Arap yarımadasına inmiş bir kutsal kitapta bigbangten, evrenin yaşının 15 milyar yıl olmasından dünyanın bulutsuların biraraya gelmesiyle oluşmasından bahsetmesini mi bekliyorsun? O zaman imtihana bir sebep kalmazdı.

 

Gerçekten mi?

Musa kim? İbrahim Kim? Süleyman kim? davut kim? Yusuf Kim? Harun kim? Şuayb kim? vs. vs. kim?

Yahudi liderleri değil mi?

Oryantalist sallaması mı bunlar?

Mesela Bilge Kağan, Kültigin niye peygamber olarak adlandırılmıyor?

Mesela senin atalarım kültür savaşını kazansaydı, bugün bütün dünya Abraham/İbrahjim, Aaron/Harun, Jozef/Yusuf, David/Davut vs. isimlri taşımaz, Kültiğin, Bilgehan falan isimleri taşırdı.

 

Hükümdar peygamberler var tabi. Ama 19. yüzyıl oryantalistlerinin bakış açısıyla baktığın yanlış değil mi? 19. yüzyılın genel ateist havasında avrupanın bilim adamları dinin nasıl ortaya çıktığı konusunda senaryolar kaleme almışlardır. Benim için bundan öte bir anlam ifade etmiyor söylediklerin.

Evet Allah Türk milletinden de peygamberler de seçmiş olabilir. 124 bin peygamber arasında bu da muhtemeldir.

Ama onların unutulmuş olması benim suçum değil.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Magician, zaten Allah'ın bilimsel olarak ispatlanamayacağı için doğru olduğunu bilemeyeceğimizi anlatmaya çalışıyorum, iyi okumalısın, senin "Allah'ın varlığı bilimsel olarak ispatlanabilir" diye bir iddiada bulunduğunu söylemedimki hiç.

Magican, benim masallarıma küçük bir örnek verebilirmisin, iddia ettiğin gibi.

Yaratan bize, kendinden haber vermemiştir diye yorumluyorum, çünkü böyle bir ispat yok.

Sizin yorumlamanız doğru, bizim yorumlamamız yanlış demek istiyorsunuz !!!!

Ben benim yorumlarıma inan demiyorum. Ben bir yorum yapıyorum ve buna inanıyorum diyorum. Evrenin varoluşu ve ne olduğu ile ilgili bir yorum da sen ileri sür de yanlış mı doğru mu bakayım.

 

Hangisinin gerçekten doğru yorum olacağını nasıl bileceğiz ? umarım daha iyi kavramışsınızdır, kanıtın ne kadar önemi olduğunu !!!!

Arkadaşına da verdim sana da aynı örneği veriyorum. Komşum ölen anne ve babasının rüyasında kendisini çağırdığını "Hadi artık yanımıza gel" dediklerini bize anlattı ve üç gün sonra trafik kazasında öldü. Bu bilgi doğru ama ispatlayamıyorum. "Dünyada sadece ispatlanabilen şeyler doğrudur." önermesi bence bu yüzden yanlış.

 

Tengeriin Boşig, xlark tades, beynin bütün işlevlerinin toplamından bahsediyor ama onu başka bir benlik sanıyor, ruh'a kılıf bulabilmek için sanırım.

Herşeyin beyinde olduğunun ve bunun aksini gösteren hiçbir delilin olmaması, insanların ruh konusunda böyle zorlama fikirlere itiyor.

Size ev ödevim şu Düşünce nedir? Madde nedir? Evrende maddeden başka varlık var mıdır? Cevaplayıp cevaplamamak da size kalmış.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben benim yorumlarıma inan demiyorum. Ben bir yorum yapıyorum ve buna inanıyorum diyorum. Evrenin varoluşu ve ne olduğu ile ilgili bir yorum da sen ileri sür de yanlış mı doğru mu bakayım.

 

Magician, evrenin varoluşu veya ne olduğu ile ilgili yorumum gerçeği göstermez,

 

Örneğin, 3 kişi toplandık ve bir araştırma içindeyiz diyelim

 

Ben, kainat yoktan var olmamıştır, her zaman vardı desem

 

Sen, Kainat yoktan var olmuştur, var edende Allah'tır desen

 

O, bizim söylediklerimize bakıp, yahu ikinizde farklı söylüyorsunuz gerçek olan nedir ? diye sorsa

 

sonuç nedir ?

 

parantez içinde belirteyim daha önceki yaptığım gibi

 

çıkan sonuç ( )

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Siz ve bu konuya mesaj yollayan arkadaşların anlayamadığı konu şu sanırım. Allah'ın (c.c.) varlığını ispatlamak ya da yokluğunu ispatlamak diye birşey sözkonusu olamaz. Bu konu ispatlanamaz sadece saydığım iki inancın propagandası yapılabilir burada. Ve herkes karşı tarafa küfreder. O yüzden boşa kürek çekiyorsunuz. Bırakın isteyen inansın istemeyen inanmasın. Bence tartışmanız saçma.

 

Magician, evrenin varoluşu veya ne olduğu ile ilgili yorumum gerçeği göstermez,

Örneğin, 3 kişi toplandık ve bir araştırma içindeyiz diyelim

Ben, kainat yoktan var olmamıştır, her zaman vardı desem

Sen, Kainat yoktan var olmuştur, var edende Allah'tır desen

O, bizim söylediklerimize bakıp, yahu ikinizde farklı söylüyorsunuz gerçek olan nedir ? diye sorsa

sonuç nedir ?

parantez içinde belirteyim daha önceki yaptığım gibi

çıkan sonuç ( )

 

Gördüğün gibi üç gün önce söylediğim noktadasın. Ben şunu sorayım direkt lafı gevelemeden cevap ver:

“Allah’a inanıyorum.” “Allah’a inanmıyorum.”

“Ben İslamiyet’in bildirdiklerine inanıyorum.” “Ben islamiyetin bildirdiklerine inanmıyorum”

Bu önermelerden hangisi daha bilimsel?

Ben söyleyeyim cevabını hiçbiri.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilimin bugün doğrulayamayıpta yarın için doğrulayacağı şeylerin, bugün için sadece akıl ve mantıkla doğruluğunu söylemek mümkün değildir.

İnsanlar deneysel olarak doğrulayamadıkları olguları, sadece akıl ve mantıkla doğrulamaya kalktıklarında, yerel kültür/ahlak farklılığından dolayı çok çeşitli doğrular ortaya çıkacaktır.

Örneğin dinler ve töreler. Her toplumun dini ve töresi kendisine göre doğrudur. Diğerleri yanlıştır.

 

Pratikte ulaşılması mümkün olmayan ısılar(eksi-artı) gözlemlenemeseler bile vardır..

Ben bu ısıyı gözlemleyemiyorum dişye oa ısıya yok mu diyeceksin..

Ben Alah'ı göremiyorum diye bu nizam ve bu intizama tesadüfler mi yükleyeceksin..

Birşeyin gerçekliğine ve varlığına illaki maddesel bir ıspat gerekmiyor..

Dağ ardından gelen ses örneğindeki gibi, sesin kaynağını görmesekte o sese ait bir kaynağın varlığı mutlaktır..

İş yine sanat ve sanatçıda bitiyor..

Akıl ve mantık bunu gerektiriyor..

Tesadüfen hiç bir şey olamaz arkadaşım.. napalım var olan akıl ve mantık sistemini tümden değiştirelimmi, yoksa fizik yasalarını mı değiştirelim..

Akıl ve mantık tesadüflerden faydalı şeyler çıkmaz diyor, böyle bir kainat ise asla çıkmaz diyor..

 

Ya bundan başka daha hangi Benlikten bahsediyorsunuz

Bu düşünmenin kontrol sisteminden bahsediyorum...

Yani bilginin işlenip monitöre kadarki olan bölümünden değil, monitörden sonraki safhadan bahsediyorum..

Düşünme sürecinin algılanma noktasındna bahsediyorum..

Ürünün işlem ve sonuç aşamalarının izlenilmesinden bahsediyorum..

Kıyaslamanın ardından verilen kararlardan ve bu kararı veren merkezden bahsediyorum..

Elbette verilerin kıyaslanmasında beyin görevlidir..

Ama kıyaslamanın izlenmesi, haberdarlık..?

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben söyleyeyim cevabını hiçbiri.

 

evet bende onu diyorum, gördüğün gibi neyin gerçek olduğunu anlayamadık, kimin işine yarar bu ?

 

tabiki sadece inanan kişinin kendisine !

 

yani bizi ilgilendirmez , sizin inancınıza karışıp, sonsuza kadar yanarsınız diye tehdit edemeyiz . Sizin bize açıklamaya çalıştığınız inancınız gibi !!!!!

 

 

Gördüğün gibi üç gün önce söylediğim noktadasın. Ben şunu sorayım direkt lafı gevelemeden cevap ver:

 

Sen benim ileti 132 deki yorumuma cevap vermedin, ve lafı GEVELEMEDEN cevap ver diyorsun, ki yinede cevap verdim !

 

ilginç !!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.