Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

 

Evrenin genislemesi bir teoridir, ortada bir gozlem ve olgu yoktur. Sadece evren bunyesindeki fenomenal hareketin verdigi bir teoridir.

 

 

Efendim, bu tartışmada bazı bilimsel terimlerin yanlış kullanıldığını gördüğüm için müdahale etme gereğini duydum. Şöyleki;

 

Evrenin genişlemesi ölçüm ve gözleme dayanan bir olgudur. Big Bang teorisi bu olguyu tutarlı bir şekilde açıklayan geçerli bir teoridir.

 

Aynı şekilde, Evrimin de ölçüm ve gözleme dayanan bir olgu olup, Evrim teorisinin de bu olguyu tutarlı bir şekilde açıklayan geçerli bir teori olması gibi.

 

Teoriler gözlem verdiğinde olgu olmaz.

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

kafama takılan bir durumu paylaşmak zorundayım evren biz canlılar için sonsuzluk boyutundaysa ve labirent mantığındaysa yandık o zaman hani burda diyoruzya tartışırken ispat et ispat tanrıyı ben hemen inanayım diyoruzya ..ozama nevreni keşfetmemiz imkansız hale geliyor anladığım kadarıyla..gerçekten böyleyse bundan 1 milyon yıl sonra bile tanrı varmı yokmu onu tartışmaya devam edicez galiba ..onu geçtim tanrıdan önce ispat etmemiz gereken o kadar çok şey varki hangisi söyliyim bilemiyorum..örnek vermek gerekirse uzayda neden hava yoktur..gezegende neden karbondioksit vardır neden oksijen vardır.. neden azot vardır ..neden bunlarsız yaşayamıyoruz..neden kara delikler var amacı nedir? neden karanlık madde var amacı ne neden aydınlık madde yok..neden bu kadar galaksi var neden bu kadar samanyolu var..neden bu kadar basınç var.. neden bu kadar güneş sistemi var neden bu kadar gezegen var ve en önemlisi neden bu kadar denge var hassas ayarda diyebiliriz..evrenin muhtemelen en dengeli kısmı neresi hiç düşündünüzmü? evrenin boyutu her alanına neden bu kadar eşit dağılım yok hiç düşündünüzmü ben tanrının yolunun bunların çözülmesinden geçtiğini düşünüyorum..ama saydıklarım bile 1 milyon yıl çözülse bile biz hala evrenin içinde olmaya devam edicez gibi geliyor gerek varmı evrende bu kadar galaksiye bu kadar yıldıza bu kadar karadeliğe bu kadar güneş sistemine TANRI BUNLARSIZ BİER EVREN OLUŞTURAMIYACAK GÜÇTEMİKİ BUNLAR MEVCUT SİSTEMLER..SİZE BİR SORUYORUM TANRI EVRENİ YARATMIŞ OLSUN DİYELİM VE SADECE BU GÜNEŞ SİSTEMİ MEVCUT OLSUN. DİYELİM..İNSANOĞLUNU YAŞAMINDA DEYİSEN NE OLURDU???

 

Gönderi tarihi:

Hristiyanlığı bitirebilecek 2 kitabeninülkemizde olduğu söyleniyor hatta bu konuyla ilgili kitaplar yazılmay başlandığı söyleniyor..110 120 yılına ait öyle belgeler varmışki ismini şu an hatırlayamıyorum bu kadını hz. İsanın eşi deyilde annesi olduğuna dair çok güçlü deliller mevcut olduğu yönünde belgeler mevcut olduğudur..hatta bu belgelerin içerisinde hz isa.nın babasının olduğu ve babası olmadığı yönündeki bütün Vatikan tabletlerinde yazan bizim bildiğimiz ezbere gerçekleri sonsuza dek deyiştirecek olan belgelerin hakkında çok güçlü belgeler olduğu söyleniyor arkadaşlar hatta hz musanın ve hz muhammedin hayatlarının peygamber olarak deyilde sıradan birer insan olarak yaşadıkları sadece ermiş kişiler olduğu için etrafına ona inanan kişileri toplayıp yeni bir akım oluşturdukları..ve aynı zamandada örf ve adetleri günümüze kadar geldiği yönündedir..sonuç olarak bunların hayatları kitaplarda peygamber olarak geçmektedir..bunlar tamamen insan uydurması olup asıl gerçekte ise kitabelerde ve kaynaklarda belirtilen gerçek ise bunların birer ermiş olduğu yönündedir..ve aynı zamanda papa ve Vatikan açıklamalarında hz isanın doğum tarihinin yanlış olduğunu söylemiştir..gerçek doğum tarihi ise isanın M.Ö.yani milattan YEDİ yıl önce doğduğudur..ve bunu millet olarakkabul eden inanış günümüzde miladi takvimi oluşturmaktadır..yani gerçekte şu an 2013 de deyiliz..arkadaşlar şu angerçek takvimin 2013 eksi 7 eşittir:2006 dır..yani 2006 yılındayız arkadaşlar..bu bilgiler ne barnabas incilinde nede yohanna incilinde geçmez bu bilgiler vatikanın gizli kaynaklarında ve tabletlerinde geçmektedir..nedeni ise tam bir çıkmazdır..zamanla görücez bakalım..başka bir çelişkide kuranda anlatılan hz: isa tamamen farklı incilde anlatılan isayla tamamen farklı karakterlerde olduğudur….EĞER GERÇEKTEN YARATICI KİTAP YAZSAYDI MUHTEMELEN HATTA YÜZDE YÜZ İNCİLDEDE KURANDADA ANLATILAN HZ İSA AYNI KARAKTERLERDE OLAN KİŞİ OLCAKTI.

Gönderi tarihi:

  

 

Efendim, bu tartışmada bazı bilimsel terimlerin yanlış kullanıldığını gördüğüm için müdahale etme gereğini duydum. Şöyleki;

 

Evrenin genişlemesi ölçüm ve gözleme dayanan bir olgudur. Big Bang teorisi bu olguyu tutarlı bir şekilde açıklayan geçerli bir teoridir.

 

Aynı şekilde, Evrimin de ölçüm ve gözleme dayanan bir olgu olup, Evrim teorisinin de bu olguyu tutarlı bir şekilde açıklayan geçerli bir teori olması gibi.

 

Teoriler gözlem verdiğinde olgu olmaz.

 

 

Saygılar sunarım.

 

 

Birincisi olgu olmayan yani test edilmeyen bir teori, baska bir teorinin olgusu olamaz.

 

Ayrica evrimi neden kattigini da algilayamadim. Evrim bir olgu ve bir teoridir.

 

Big bang henuz gozlem vermeyen bir teoridir. Boyle bir teori baska bir olguyu ortaya koyamaz.

 

Eger evrenin genislediginin bir olgu oldgunu soyluyorsaniz, burada bunun nerede soylendiginin alintisini yaparmisiniz?

 

Ayrica evren nerede genisliyor, yani neyin bunyesinde genisliyor? Buradan da basaka evrenlere gececeksiniz.

 

Ustelik big bang mekansal degil, zamansal bir teoridir.

Gönderi tarihi:

Efendim, bu tartışmada bazı bilimsel terimlerin yanlış kullanıldığını gördüğüm için müdahale etme gereğini duydum. Şöyleki;

 

Evrenin genişlemesi ölçüm ve gözleme dayanan bir olgudur. Big Bang teorisi bu olguyu tutarlı bir şekilde açıklayan geçerli bir teoridir.

 

Aynı şekilde, Evrimin de ölçüm ve gözleme dayanan bir olgu olup, Evrim teorisinin de bu olguyu tutarlı bir şekilde açıklayan geçerli bir teori olması gibi.

 

Teoriler gözlem verdiğinde olgu olmaz.

 

 

Saygılar sunarım.

 

 

Benden yapmis oldugunuz iki farkli alintiya ayni yanitlari yazmissiniz.

 

Bir seyin bilimsel oldugunu kanitlamak icin, teori ve o teorinin test edilmesi, gozlem vermesi ve olgusal gecerlilik kazanmasi gerekir. Bu olgusal gecerlilik baglayicidir ve tartisma disidir. Taki baska bir gozlem ile yasnlislanabilene kadar.

 

Gozlem vermeyen hic bir teorinin bilimsel bir baglayiciligi yoktur. Sadece teori olarak gecerlidir.

 

O yuzden zaten Big Bang ile ilgili Cern'de gozlem alinmaya calisiliyor.

Gönderi tarihi:

Bilimsel olarak zamansal bir bulgunun, her zaman bir onceligi vardir. O yuzden zamansal her bir bulgu, ayni bulgunun zaman onceligi bulunana kadar gecerlidir. Yeni bir zamansal bulguda zaman eski bulguya gore onceye gider.

 

Bir ornek verirsek, mesela diyelim insanoglunca bulunan en eski kus turu; mesela 100 milyon yillik olsun. Bu olgu daha eski bir kus turu bulunabilene kadar ilk olarak gecerlidir. Ama baska bir kus turunun diyelim 150 milyon yilonce bulunmasi, kus turunun tarihini 100 milyondan 150 milyona geriletir.

 

Bilim fenomeni degil, gozlemini ortaya koyar. Zamansal bir bulgu ya da teoride mekan bunyesindeki birzamansal aciklamadir.

 

Mesela big bang teorisi zamansaldir ve EVRENIN BASLANGICINI MEKAN OLARAK ORTAYA KOYMAZ, ZAMAN OLARAK ORTAYA KOYAR.

 

Evren gozlem veren bir fenomen olarak daimidir ve big bang zamansal olarak evrenin mekansal daimiliginde evrenin bir yerindeki zamansal patlamanin teorisidir.

 

Dolayisiyle insanoglu bilimsel calismalari ile evren mekaninda zamansal olarak ileride big bang oncesi bir patlamaya da teorii ve hatta gozlem olarak ulasabilir.

 

Cunku EVREN MEKANSAL DAIMILIGINDE, ZAMANSAL BIR ILK BULGUSUNUN HER ZAMAN BIR ONCELIGI OLMA OLASALIGI VARDIR.

 

Ayrica bugun insanoglunca evrenin mekansal ebati bilinmemektedir. Bu acidan "evrenin genislemesi" mantiksal olabilirlik olasiligi olarak; bu genislemenin BASKA BIR MEKANDA OLDUGU ANLAMINI TASIR. Bu da "evren icinde evren" anlamina gelir.

 

Gunumuzde evren mekan olarak bilinen ve her eyi ihtiva eden bir bosluk, alan v.s. dir.

 

Bunun tam olarak boyutu ortaya konamadikca da evrenin baska bir evren icinde oldugu mekanin da olcumsel bir algisidir. Bu da mekansal sinirsizlik ve sonsuzluk anlamina gelir. Evrenin de zaten mekansal boyutlari henuz bilinemediginden, evren zaten mekansal olarak sinirsiz ve sonsuzdur. Gozlem verdigi surece de daimidir.

Gönderi tarihi:

Hristiyanlığı bitirebilecek 2 kitabeninülkemizde olduğu söyleniyor hatta bu konuyla ilgili kitaplar yazılmay başlandığı söyleniyor..110 120 yılına ait öyle belgeler varmışki ismini şu an hatırlayamıyorum bu kadını hz. İsanın eşi deyilde annesi olduğuna dair çok güçlü deliller mevcut olduğu yönünde belgeler mevcut olduğudur..hatta bu belgelerin içerisinde hz isa.nın babasının olduğu ve babası olmadığı yönündeki bütün Vatikan tabletlerinde yazan bizim bildiğimiz ezbere gerçekleri sonsuza dek deyiştirecek olan belgelerin hakkında çok güçlü belgeler olduğu söyleniyor arkadaşlar hatta hz musanın ve hz muhammedin hayatlarının peygamber olarak deyilde sıradan birer insan olarak yaşadıkları sadece ermiş kişiler olduğu için etrafına ona inanan kişileri toplayıp yeni bir akım oluşturdukları..ve aynı zamandada örf ve adetleri günümüze kadar geldiği yönündedir..sonuç olarak bunların hayatları kitaplarda peygamber olarak geçmektedir..bunlar tamamen insan uydurması olup asıl gerçekte ise kitabelerde ve kaynaklarda belirtilen gerçek ise bunların birer ermiş olduğu yönündedir..ve aynı zamanda papa ve Vatikan açıklamalarında hz isanın doğum tarihinin yanlış olduğunu söylemiştir..gerçek doğum tarihi ise isanın M.Ö.yani milattan YEDİ yıl önce doğduğudur..ve bunu millet olarakkabul eden inanış günümüzde miladi takvimi oluşturmaktadır..yani gerçekte şu an 2013 de deyiliz..arkadaşlar şu angerçek takvimin 2013 eksi 7 eşittir:2006 dır..yani 2006 yılındayız arkadaşlar..bu bilgiler ne barnabas incilinde nede yohanna incilinde geçmez bu bilgiler vatikanın gizli kaynaklarında ve tabletlerinde geçmektedir..nedeni ise tam bir çıkmazdır..zamanla görücez bakalım..başka bir çelişkide kuranda anlatılan hz: isa tamamen farklı incilde anlatılan isayla tamamen farklı karakterlerde olduğudur….EĞER GERÇEKTEN YARATICI KİTAP YAZSAYDI MUHTEMELEN HATTA YÜZDE YÜZ İNCİLDEDE KURANDADA ANLATILAN HZ İSA AYNI KARAKTERLERDE OLAN KİŞİ OLCAKTI.

 

 

Sevgili pach of neo..Bazı şeylerin sadece bir iddia olduğunu kendinde biliyorsun..Cümlenin yüklemi "söyleniyor" yani kesin bir ifade bile değil..Herhangi bir dinin inananlarından bazıları genelde hep böyle iddiaları atarlar..Kimisi Hristiyanlık çöktü işte şunu bunu bulduk der,kimisi Müslümanlık yok oldu şu belgeyi ulaştık bunu bulduk gibi iddialar sayılamayacak derecede çok..Hiçbirisi kesin birşey değildir..Barnabas incili mesela bir zamanların iddiasıydı..Şimdi ne oldu fos çıktı.. :D

 

Böyle iddialar çok olur...Sadece Müslümanlar değil Hristyanlarında hatta her dinden kişilerin bazıları bu tür iddiaları yaparlar..Muhammedin zamanındada aynı İncil okunuyordu şimdide aynı İncil okunuyor..Muhammed bu İncili onaylamışsa müslümanlar için hiçbir problem olmaması gerekir..

Gönderi tarihi:

Sevgili pach of neo..Bazı şeylerin sadece bir iddia olduğunu kendinde biliyorsun..Cümlenin yüklemi "söyleniyor" yani kesin bir ifade bile değil..Herhangi bir dinin inananlarından bazıları genelde hep böyle iddiaları atarlar..Kimisi Hristiyanlık çöktü işte şunu bunu bulduk der,kimisi Müslümanlık yok oldu şu belgeyi ulaştık bunu bulduk gibi iddialar sayılamayacak derecede çok..Hiçbirisi kesin birşey değildir..Barnabas incili mesela bir zamanların iddiasıydı..Şimdi ne oldu fos çıktı.. biggrin.png

 

Böyle iddialar çok olur...Sadece Müslümanlar değil Hristyanlarında hatta her dinden kişilerin bazıları bu tür iddiaları yaparlar..Muhammedin zamanındada aynı İncil okunuyordu şimdide aynı İncil okunuyor..Muhammed bu İncili onaylamışsa müslümanlar için hiçbir problem olmaması gerekir..

 

Uc ibrahimi din ile ilgili tarihte oldugu soylenen, buna dinin ana karakterleri de dahil, sadece birer soylemden ibadettir. Tarihsel ve felsefi olarak bu uc ibrahibi dininin, Sokrates oncesi ilkel bilimsel felsefenin sona ermesi ve yukselen hristiyanlik ile de zirveye ulastigi donem olarak dusunuyorum. Baslangic tarihi de Hypatia'nin (370-415) hunharca katletilmesi sonrasidir. 

Gönderi tarihi:

Uc ibrahimi din ile ilgili tarihte oldugu soylenen, buna dinin ana karakterleri de dahil, sadece birer soylemden ibadettir. Tarihsel ve felsefi olarak bu uc ibrahibi dininin, Sokrates oncesi ilkel bilimsel felsefenin sona ermesi ve yukselen hristiyanlik ile de zirveye ulastigi donem olarak dusunuyorum. Baslangic tarihi de Hypatia'nin (370-415) hunharca katletilmesi sonrasidir. 

 

Sevgili evrensel..Ana karakterlerin söylemden ibadet olması,karakterlerin olmadığı anlamına gelmemelidir..Kaynak tutma eksikliği var,ki bana göre kutsal kitaplar karakterlerin var olduğunun bir kanıtıdır..

Gönderi tarihi:

Sevgili evrensel..Ana karakterlerin söylemden ibadet olması,karakterlerin olmadığı anlamına gelmemelidir..Kaynak tutma eksikliği var,ki bana göre kutsal kitaplar karakterlerin var olduğunun bir kanıtıdır..

 

Birincisi kutsal kitaplarin originalleri ortada yoktur ve kitaplar tarihte donem donem tekrar yazilmistir. Ikincisi dinlerin oldugu soylenen tarihlerde o donem yasamis kavimlerin hic birinin arsivinde bu dinlerden ya da karakterlerinden bahsedilmemektedir. 

 

Zaten kutsal kitaplar insanoglu yazimi oldugundan ve originalleri de bulunmadigindan kimin ne  zaman ve neden o kitaplari yazdigi da muammadir.

Gönderi tarihi:

Birincisi kutsal kitaplarin originalleri ortada yoktur ve kitaplar tarihte donem donem tekrar yazilmistir. Ikincisi dinlerin oldugu soylenen tarihlerde o donem yasamis kavimlerin hic birinin arsivinde bu dinlerden ya da karakterlerinden bahsedilmemektedir. 

 

Zaten kutsal kitaplar insanoglu yazimi oldugundan ve originalleri de bulunmadigindan kimin ne  zaman ve neden o kitaplari yazdigi da muammadir.

 

 

Evet kitapların orjinalleri yoktur daha doğrusu basılmış hali yoktur..Geç ve tekrar yazılmalarının sebebi toplumdaki baskı ve matbaaya geç geçilmesinden kaynaklanır..Arşivlerde  Hypatia ve Sokrates gibi insanlara aitte bir kanıt yok,öğrencileri tarafından bilinirler..

 

Araplarda islam öncesi olsun islam kuruluş zamanı kanıt olarak en zayıf yerler..Değilki Muhammed 1000 tane arabın yaşadığına kanıt yok smile.png  Belge tutma eksikliği bunlar..

Gönderi tarihi:

Evet kitapların orjinalleri yoktur daha doğrusu basılmış hali yoktur..Geç ve tekrar yazılmalarının sebebi toplumdaki baskı ve matbaaya geç geçilmesinden kaynaklanır..Arşivlerde  Hypatia ve Sokrates gibi insanlara aitte bir kanıt yok,öğrencileri tarafından bilinirler..

 

Araplarda islam öncesi olsun islam kuruluş zamanı kanıt olarak en zayıf yerler..Değilki Muhammed 1000 tane arabın yaşadığına kanıt yok smile.png  Belge tutma eksikliği bunlar..

 

Olur mu? Tarih yaziyor. Bunun ogrencileri ya da kimin tarafindan oldugu onemli degil.  Eger tarih sahnesinde yer alsalardi. Mutlaka bir yerlerde gecerdi. Mesela Bizans tarihinde. Ayrica tarihi karakterler ile ilgili verilen bilgiler celiskilidir.

 

Tarihte Islam'in arapyarimadasi disindaki Orta dogu ya da Anadolu'daki bilinen savasi hangisidir ve hangi tarihtedir?

Gönderi tarihi:

Olur mu? Tarih yaziyor. Bunun ogrencileri ya da kimin tarafindan oldugu onemli degil.  Eger tarih sahnesinde yer alsalardi. Mutlaka bir yerlerde gecerdi. Mesela Bizans tarihinde. Ayrica tarihi karakterler ile ilgili verilen bilgiler celiskilidir.

 

Tarihte Islam'in arapyarimadasi disindaki Orta dogu ya da Anadolu'daki bilinen savasi hangisidir ve hangi tarihtedir?

 

 

Şimdi Sokrates nasıl biliniyor ?

 

Öğrenci Aristo sayesinde..Bu Tarih

 

İsa nasıl biliniyor öğrencileri sayesinde..Bu uydurma

 

Emin olayım diye tekrar soruyorum sevgili evrensel..Sana göre böyle midir ?

Gönderi tarihi:

Şimdi Sokrates nasıl biliniyor ?

 

Öğrenci Aristo sayesinde..Bu Tarih

 

İsa nasıl biliniyor öğrencileri sayesinde..Bu uydurma

 

Emin olayım diye tekrar soruyorum sevgili evrensel..Sana göre böyle midir ?

 

Tarih ne sekilde yazilirsa ya da bilinirse bilinsin , subjektiftir. Yani tarihi olayi bildirenin kendi kisisel yorumunu da icerir. Yalniz tarihte oyle kanitlar vardir ki, suphe goturmez.

 

Bu bir yerde guvenilir ya da beynelminel tarihin ortak ilettigi tarihtir.

 

Bir sorun da bizim bildigimiz tarih, felsefe tarihi dahil; batinin tarihidir. Bu temelde bir dogu ya da uzakdogu tarihi farkli yazabilir.

 

Ayrica tarihte bazi bilgiler carptiriladabilir.

 

Birak yasanmis tarihi, bir fizik otesi tarih olan ve bircogu mitolojik olan din ve tanri tarihlerinin objektif hic bir degeri yoktur.

 

Olan ya da yaratilan yani masal tarihi, sonucta bir insanoglunun yazdigi ya da bildirdigidir ve subjektiftir.

Gönderi tarihi:

Tarih ne sekilde yazilirsa ya da bilinirse bilinsin , subjektiftir. Yani tarihi olayi bildirenin kendi kisisel yorumunu da icerir. Yalniz tarihte oyle kanitlar vardir ki, suphe goturmez.

 

Bu bir yerde guvenilir ya da beynelminel tarihin ortak ilettigi tarihtir.

 

Bir sorun da bizim bildigimiz tarih, felsefe tarihi dahil; batinin tarihidir. Bu temelde bir dogu ya da uzakdogu tarihi farkli yazabilir.

 

Ayrica tarihte bazi bilgiler carptiriladabilir.

 

Birak yasanmis tarihi, bir fizik otesi tarih olan ve bircogu mitolojik olan din ve tanri tarihlerinin objektif hic bir degeri yoktur.

 

Olan ya da yaratilan yani masal tarihi, sonucta bir insanoglunun yazdigi ya da bildirdigidir ve subjektiftir.

 

Almak istediğim cevap buydu..Şimdi kişisel yorumuda tarihe katabiliyoruz öyle ise İsa hakkındaki öğrencilerin kişisel ve edebiyat sanatıyla anlattıklarınıda buraya katmamızın bir sakıncası olmaması gerekir..

 

 

Şimdi kutsal kitabı yazanın insanoğlunun olduğunu söyleyipte ister istemez kafama bir soru geldi..Acaba diğerlerini  kimler yazıyor :)  Sanki tek sorun insanoğlunun yazmasımı ?

 

Mitolojik dinlerle ibrahimi dinler arasında fark vardır..İbrahimi dinlerde edebiyat ön plandadır..Türkçeye göre açarsak anlam genişlemesi,ad aktarması,istiare(eğretileme) doğadan doğaya aktarım,doğadan insana aktarım vb gibi birçok edebiyat sanatı kullanılır..Bunların hepside somut bir eylemi anlatır yada bir mesaj verir içeriklidir..

Gönderi tarihi:

Almak istediğim cevap buydu..Şimdi kişisel yorumuda tarihe katabiliyoruz öyle ise İsa hakkındaki öğrencilerin kişisel ve edebiyat sanatıyla anlattıklarınıda buraya katmamızın bir sakıncası olmaması gerekir..

 

 

Şimdi kutsal kitabı yazanın insanoğlunun olduğunu söyleyipte ister istemez kafama bir soru geldi..Acaba diğerlerini  kimler yazıyor smile.png  Sanki tek sorun insanoğlunun yazmasımı ?

 

Mitolojik dinlerle ibrahimi dinler arasında fark vardır..İbrahimi dinlerde edebiyat ön plandadır..Türkçeye göre açarsak anlam genişlemesi,ad aktarması,istiare(eğretileme) doğadan doğaya aktarım,doğadan insana aktarım vb gibi birçok edebiyat sanatı kullanılır..Bunların hepside somut bir eylemi anlatır yada bir mesaj verir içeriklidir..

 

"Tek sorun insanoglunun yazmasi mi?" derken tam olarak neyi belirtmek istedin, pek algilayamadim. Cunku bu sorun degil; evrimsel gelisim surecinin geldigi insanoglunun alternatifsizligi ve tum bilginin sadece ve sadece onun adina, ait, icin eliyle bir monolog olmasi.

 

Zaten asil sorun "mesaj vermek" cunku iste bu verilen mesaj tarihin degil; tarihi anlatanin kendi verdigi subjektif mesajdir. Tarihin olay olarak ne mesaj verdigi her okuyanin kendi subjektif algisi ve kendi....e goresi temelinde degerlendirmesidir.

 

Orta dogunun mitolojik dinleri ibrahimi dinlerdir. Zaten tarihselolarak uc farkli gibi gorunen ama ayni temellere dayanan bu dinler tek olsa idi bu kadar guclu gelemezdi. Cunku diger ikisinin cikisi ve yukselisi ilk ve ikinci birlerin de kaliciligini ve savunusunu getirmis ve ucunu de bu gunlere tasimistir.

 

Zaten evengalizm ucunu birlestirmek isteyen dini felsefedir.

Gönderi tarihi:

Sevgili evrensel..

 

Yazar gökyüzünün kandilleri yandı diye bir yazı yazar..Bu yazıya binlerce kişinin fiziksel inanması özelliğini değiştirmeyecektir..İstiare sanatının  kullanıldığını ve benzetme amacı güdülerek yıldızlara süsleme yapıldığını görüyoruz..İşte bu İbrahimi dinlerle mitolojilerin birbirinden ayrıldığı kısımdır..

 

Benim düşünceme göre 3 ibrahimi dinin büyümesindeki en büyük etken dini kurucularındır..En basitinden bu şahıslar olmasaydı ne din olurdu nede genişlerdi..Edebiyat dili yüksek olan bu kişiler yaşadıkları zamanda çevresindeki birçok kişiyi etkilemişlerdir..

Gönderi tarihi:

Sevgili evrensel..

 

Yazar gökyüzünün kandilleri yandı diye bir yazı yazar..Bu yazıya binlerce kişinin fiziksel inanması özelliğini değiştirmeyecektir..İstiare sanatının  kullanıldığını ve benzetme amacı güdülerek yıldızlara süsleme yapıldığını görüyoruz..İşte bu İbrahimi dinlerle mitolojilerin birbirinden ayrıldığı kısımdır..

 

Benim düşünceme göre 3 ibrahimi dinin büyümesindeki en büyük etken dini kurucularındır..En basitinden bu şahıslar olmasaydı ne din olurdu nede genişlerdi..Edebiyat dili yüksek olan bu kişiler yaşadıkları zamanda çevresindeki birçok kişiyi etkilemişlerdir..

 

Evet yalniz bu o kisilerin yasamis oldugu ya da her turlu dini yonlendirim ve yaptirimlari salt kendilerinin getirdigi anlamina gelmez.

 

Burada cikar amacli toplumu bir yerlere yonlendirmek adina kurulan bir senaryonun yazimi soz konusudur. Iste bu senaryoda yer alan karakterler de bu senaryonun sanal aktorleridir.

 

Buradan zaten bu fikirlerin insanoglundan ciktigi ve sistemlestigi/duzen ve yasam iliski olarak kurumlastigi ortaya cikar.

 

Bilhassa Islamin diger ikisinden sonra ortaya cikmasi, ciktigi tarih ve toplumsal ortam ve bu toplumsal ortamin daginikligi ve dini basi bozuklugu v.s. boyle bir yeni cikisi getirmistir. Cunku bu yeni cikis toplumu bir yeni duzen catisi altinda toplamak icin yeterli olmustur.

 

Bir yerde her turlu ideolojik inancsal izmlerin de ortaya cikisi ayni temeldedir. Sonucta her biri inancsal ideolojik cikar temelindeki kitlesel bir yonlendirim ve yaptirimi guc ve otorite temelinde hedefleyerek gelmislerdir.

 

Buradan da insanoglunun her izm temelinde o izm neyi amaclarsa amaclasin, insanoglunu sadece bir kitle yigini fiziksel bir guc ve denileni uygulayan bir meta mal kul kole olarak degerlendirmistir.

 

Iste cagdaslik, basta insanoglunun zihinsel yapisinin ve isleyisinin insanlasmasi once birey bilinci ve de niceligin degil, niteligin one cikmasi olarak algilanir. Yani insanoglu bir guc icin fiziksel kullanim araci degil; hem bu aracin fikrinin yaraticisi hem de bilinc tasiyan bir fenomen oldugudur.

Gönderi tarihi:

 

 

Birincisi olgu olmayan yani test edilmeyen bir teori, baska bir teorinin olgusu olamaz.

 

Ayrica evrimi neden kattigini da algilayamadim. Evrim bir olgu ve bir teoridir.

 

Big bang henuz gozlem vermeyen bir teoridir. Boyle bir teori baska bir olguyu ortaya koyamaz.

 

Eger evrenin genislediginin bir olgu oldgunu soyluyorsaniz, burada bunun nerede soylendiginin alintisini yaparmisiniz?

 

Ayrica evren nerede genisliyor, yani neyin bunyesinde genisliyor? Buradan da basaka evrenlere gececeksiniz.

 

Ustelik big bang mekansal degil, zamansal bir teoridir.

 

Efendim, ilk olarak ‘’ Bing Bang Teorisinin, Evrenin Genişlemesi için bir olgu olduğu ‘’ anlamına gelecek bir cümlem yok ve dolayısıyla, ‘’ Evrenin Genişlemesini ortaya koyan olgu Big Bang ‘’ dir demiş de değil oluyorum. Ki Evrenin genişlemesine teoridir de demiş değilim.

 

Aksine Evrenin genişlemesi ‘’ olgu ‘’sundan Big Bang Teorisi ortaya konulmuştur diyorum.

 

Evrenin genişlemesinin neden olgu olduğunu ve Evrimi neden kattığımı birazdan açıklayacağım.

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

 

 

Benden yapmis oldugunuz iki farkli alintiya ayni yanitlari yazmissiniz.

 

Bir seyin bilimsel oldugunu kanitlamak icin, teori ve o teorinin test edilmesi, gozlem vermesi ve olgusal gecerlilik kazanmasi gerekir. Bu olgusal gecerlilik baglayicidir ve tartisma disidir. Taki baska bir gozlem ile yasnlislanabilene kadar.

 

Gozlem vermeyen hic bir teorinin bilimsel bir baglayiciligi yoktur. Sadece teori olarak gecerlidir.

 

O yuzden zaten Big Bang ile ilgili Cern'de gozlem alinmaya calisiliyor.

 

Efendim, Teori ile Hipotezi karıştırmamak gerekir.

Zira, fenomenler üzerinde gözlemlenebilen, duyularla bilinebilen, ölçülebilen nesnel bilgilere olgu denir.

Bilimin konusu ve amacı, bu olguların NASIL’ını, mekanizmasını incelemek, araştırmak ve açıklamaya çalışmaktır.

İşte bu NASIL’ı bulma ve açıklama faaliyeti, mevcut olguları açıklamak için öne sürülen HİPOTEZ ( VARSAYIM ) ile başlar.

Bu Hipotez’in ışığında olgular hakkında yeni deneyler ve gözlemlerle ile ortaya çıkacak yeni bilgiler de Hipotez tarafından açıklanabiliyorsa,o Hipotez TEORİ mertebesine çıkar. Taa ki, Hipotezimiz yeni deney ve gözlemleri açıklayamaz hale gelene kadar.

Evrenin genişlemesi bir olgudur. Çünkü, nesneldir, gözlenebilir, kanıtlanabilir bir süreçtir. ( canlıların üremesi veya yerçekiminin gözlenmesi

veya evrim süreci gibi )

Evrenin genişlemesi bir olgu olduğuna göre, bunun NASIL’ını açıklayan Hipotez olan BİG BANG varsayımı, yeni gözlemlerle de test edilerek geçerli bir Teori olmuştur.

Yani, halihazırdaki mevcut gözlemleri açıklayabilen bir teoridir.

Cern’de bu teoriye uymayan bir gözlem elde edilirse, bu Hipotez yenilenir veya tamamen başka bir Hipotez üzerinden yeni bir teori kurularak bu Hipotez de yeni gözlem ve deneylerle yanlışlanmaya çalışılarak teori sınanır. Kabaca, Bilimsel faaliyetin işleyişi budur.

Aynı şekilde, Evrim ( Türlerin değişimi )  süreci de bir olgu olduğuna göre, bunun NASIL’ını açıklayan Hipotez olan Evrim varsayımı, evrim mekanizmasını

açıklayan genetik bilimindeki gelişimlerden yararlanıp yeni gözlemlerle de test edilerek geliştirilip bu konuda geçerli tek Teori olmuştur. 

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Bilimsel olarak zamansal bir bulgunun, her zaman bir onceligi vardir. O yuzden zamansal her bir bulgu, ayni bulgunun zaman onceligi bulunana kadar gecerlidir. Yeni bir zamansal bulguda zaman eski bulguya gore onceye gider.

 

Bir ornek verirsek, mesela diyelim insanoglunca bulunan en eski kus turu; mesela 100 milyon yillik olsun. Bu olgu daha eski bir kus turu bulunabilene kadar ilk olarak gecerlidir. Ama baska bir kus turunun diyelim 150 milyon yilonce bulunmasi, kus turunun tarihini 100 milyondan 150 milyona geriletir.

 

Bilim fenomeni degil, gozlemini ortaya koyar. Zamansal bir bulgu ya da teoride mekan bunyesindeki birzamansal aciklamadir.

 

Mesela big bang teorisi zamansaldir ve EVRENIN BASLANGICINI MEKAN OLARAK ORTAYA KOYMAZ, ZAMAN OLARAK ORTAYA KOYAR.

 

Evren gozlem veren bir fenomen olarak daimidir ve big bang zamansal olarak evrenin mekansal daimiliginde evrenin bir yerindeki zamansal patlamanin teorisidir.

 

Dolayisiyle insanoglu bilimsel calismalari ile evren mekaninda zamansal olarak ileride big bang oncesi bir patlamaya da teorii ve hatta gozlem olarak ulasabilir.

 

Cunku EVREN MEKANSAL DAIMILIGINDE, ZAMANSAL BIR ILK BULGUSUNUN HER ZAMAN BIR ONCELIGI OLMA OLASALIGI VARDIR.

 

Ayrica bugun insanoglunca evrenin mekansal ebati bilinmemektedir. Bu acidan "evrenin genislemesi" mantiksal olabilirlik olasiligi olarak; bu genislemenin BASKA BIR MEKANDA OLDUGU ANLAMINI TASIR. Bu da "evren icinde evren" anlamina gelir.

 

Gunumuzde evren mekan olarak bilinen ve her eyi ihtiva eden bir bosluk, alan v.s. dir.

 

Bunun tam olarak boyutu ortaya konamadikca da evrenin baska bir evren icinde oldugu mekanin da olcumsel bir algisidir. Bu da mekansal sinirsizlik ve sonsuzluk anlamina gelir. Evrenin de zaten mekansal boyutlari henuz bilinemediginden, evren zaten mekansal olarak sinirsiz ve sonsuzdur. Gozlem verdigi surece de daimidir.

 

Efendim, zaman dediğimiz kavram madde yada enerjinin kuvvet etkisi ile konum değişiminin bir işlevidir. Madde yada enerji değişmez ve devinmez ise zamandan bahsetmek anlamsızlaşır.

Diğer taraftan,  Evrenin genişlemesinin bir süreci ifade ettiği gibi, Evrim de bir sürecin adıdır. Bununla birlikte, canlılığın oluşumu ve evrimi toplam süreci zamanda sınırlı bir aralıkta gerçekleşen bir olgudur.

Oysa ki nedensellik üzerinden gidip Big Bang öncesi gibi bir zamandan bahsedemeyeceğimizden iki süreç arasında bu gibi bir paralellik kurup da zamansal önceliğin olma olasılığından söz edemeyiz.

 

Kavram olarak Evren dediğimiz şeyin ölçümlenebilen sınırlar dışındaki varsayılan sonsuzluğun adı olduğunu biliyoruz.. Ama  burada ‘’ Evren ‘’ kelimesi gök cisimlerinin birbirlerinden uzaklaştıklarını betimleme amacıyla kullanılıyor. Dolayısıyla, Evrenin genişlemesi '' mantıksal olabilirlik olasılığı '' anlamında bir sıkıntı arz etmiyor. Kelime anlamlarından mantık yürüterek bir yerlere varmaya çalışmak yerine teorileri kendi kavramları ile anlamaya çalışmak daha doğru bir yaklaşım olur diye düşünüyorum.

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Efendim, ilk olarak ‘’ Bing Bang Teorisinin, Evrenin Genişlemesi için bir olgu olduğu ‘’ anlamına gelecek bir cümlem yok ve dolayısıyla, ‘’ Evrenin Genişlemesini ortaya koyan olgu Big Bang ‘’ dir demiş de değil oluyorum. Ki Evrenin genişlemesine teoridir de demiş değilim.

 

Aksine Evrenin genişlemesi ‘’ olgu ‘’sundan Big Bang Teorisi ortaya konulmuştur diyorum.

 

Evrenin genişlemesinin neden olgu olduğunu ve Evrimi neden kattığımı birazdan açıklayacağım.

 

 

 

Saygılar sunarım.

 

Bende sizden bunun bir olgu oldugunu ortaya koymanizi istedim.

Gönderi tarihi:

Efendim, Teori ile Hipotezi karıştırmamak gerekir.

.

.

.

Saygılar sunarım.

 

Bakin olgudan yola cikilip teori ya da hipotez ortaya konmaz. Teori hipotezden cikilip, test edilip gozlem alip olgu ortaya konur.

 

Olgu zaten olabilirlik olasiligi olmus olan ve gozlem verendir.

 

Siz tamamen tersten yani akilciliktan yola cikiyorsunuz.

 

Bilim ister akildan ister gozlemden yola ciksin, sonucta teorisinin test edilebilirligi ve gozlemi gerekir.

 

Evrimi gene neden konuya kattiginizi algilayamadim.

 

Bilim bilimselolarak somuttan yani gozlemden soyuta yani teoriye gider. Eger soyuttan yani teoriden baslarsa da bunu gozlem yani somut olarak alirsa bilimsel olur.

 

Big Bang bir gozlem ve olgu degildir. Sadece sabit degismez evren teorisine yonelik gozlem ile olabilirlik olasiligi dusunulen bir teoridir. Ayrica evrenin sabit iolmamasi onun genisledigi anlamina da gelmez. Cunku evrenin henuz ebati bilinmezken birhareket halinde oldugunu soylemek baskadir, evren bunyesindeki her turlu parcanin hareketi baskadir.

 

Yani butun bunyesindeki her turlu hareketin, butunun kendisinin de hareket ettigi anlamina gelmez.

 

Evren daimidir. Mekansal sinirlari ortaya konamadigisurece de butunu hakkinda mekansal baslangici hakkinda ortaya atilan hersey bir teoridir, ne gozlem verir ne de olgudur.

Gönderi tarihi:

Efendim, zaman dediğimiz kavram madde yada enerjinin kuvvet etkisi ile konum değişiminin bir işlevidir. Madde yada enerji değişmez ve devinmez ise zamandan bahsetmek anlamsızlaşır.

Diğer taraftan,  Evrenin genişlemesinin bir süreci ifade ettiği gibi, Evrim de bir sürecin adıdır. Bununla birlikte, canlılığın oluşumu ve evrimi toplam süreci zamanda sınırlı bir aralıkta gerçekleşen bir olgudur.

Oysa ki nedensellik üzerinden gidip Big Bang öncesi gibi bir zamandan bahsedemeyeceğimizden iki süreç arasında bu gibi bir paralellik kurup da zamansal önceliğin olma olasılığından söz edemeyiz.

 

Kavram olarak Evren dediğimiz şeyin ölçümlenebilen sınırlar dışındaki varsayılan sonsuzluğun adı olduğunu biliyoruz.. Ama  burada ‘’ Evren ‘’ kelimesi gök cisimlerinin birbirlerinden uzaklaştıklarını betimleme amacıyla kullanılıyor. Dolayısıyla, Evrenin genişlemesi '' mantıksal olabilirlik olasılığı '' anlamında bir sıkıntı arz etmiyor. Kelime anlamlarından mantık yürüterek bir yerlere varmaya çalışmak yerine teorileri kendi kavramları ile anlamaya çalışmak daha doğru bir yaklaşım olur diye düşünüyorum.

 

 

 

Saygılar sunarım.

 

Bence zaman hareket veyer degisimini karistiriyoruz. Hareketin olabilmesi icin degil; olculebilmesi icin zaman vardir. Yani zaman olmadan da hareket vardir. Zaman sadece bitr olcum aracidir. Yani mekanda zaman yoktur. Bu araci insanoglu yaratmistir ve somutlastirmistir.

 

Ayricas hareket gozlenmeseydi, zaten zaman olcumu de olmazdi.

 

Burada evrim eger dunya ile sinirli ise, dunya var oldukca da daimi olacaktir.

 

Surec zamansal bas ve son arasindaki zamansal olcumdur. Daimilikte ise boyle bir baslangic ya da bitis yoktur. Yani surec surekli suregelen bir surectir.

 

Neden big bang oncesi bir zamandan soz edemiyor musuz? Nedir bizi onleyen. Sonucta big bangin olabilmesi icin bir mekan gerekiyor ve bu mekan bog bangdan zamansal olarak onceden var.

 

Ben evren kavramini baska bir baslikta aciklamistim.

 

Ayrica unutmayalim ki bu kavramlarin hic birinin kokeni ve temeli turkce degil. O yuzden de tercume. Dolayisi ile turkce olarak kavram kargasasi iki turlu.

 

Birincisi tercumede verilen algi anlam ve icerik farki.

 

Ikincisi 20. yuzyilin ortasindan itibaren dilin her ortayakonumdaki onemi mantiksal cikarsamalardaki pragmatisizm ve ...e gore farkliligi. Bu da "bu budur/deguildir" klasik sabitliginin sonu.

 

Bizde ise hala ayni klasiklik devam ediyor ve turkce dili kok uzerine kurulubir dil oldugundan hem yeni turemiyor, hem de disaridan adapte ediliyor.

 

Bugun hic bir kavramin ifade olarak verilen anlam ve icerigi sabit degildir. Hem verenin algisina, bilgisine, bilincine v.s. hem de o kavrama neye gore ne temelinde o anlamin verildigine baglidir.

 

Saygilarimla.

Gönderi tarihi:

Ayrica her bir kavram ve konuyu kendi basliklarinda yazismak; hem kavram ve konunun daha detayli bir algilanirligini saglayacak, hem de "derli/toplu" olacak.

 

Mesela evrimi, evrimde, evreni evrende, zamani zamanda v.s.

 

Ben bu kavramlar ile ilgili daha once basliklar acmistim. :)

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.