Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Beyin mi düşünüyor, Ruh mu?


Tengeriin boşig

Önerilen İletiler

Xlark Tades'in "ben" ifadesiyle anlatmaya çalıştığı şey nedir ? sanırım bunu anladık

 

ama xlark tades, o benliğin beynin bütün fonksiyonlarının ürettiği bilinç durumu olduğunu sanırım anlayamadı

 

xlark tades beyni sadece algıladığı verileri sağa sola kopyalayan gerktiğinde kullanılmasına yardımcı olan bir organ olarak görüyor, anladığımı kadarıyla

 

ama beyin hard disk, bellek, işlemci, monitör değil, bütün bunların toplamında ortaya çıkardığı ben durumudur.

 

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 155
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Sormaya ne gerek.

Sedat'ta merkez ruhtur.

Beyin tali.

Diğer tarafta dek.

"Ben" edecek...

Hurilere gerekecek.

:):clover:

 

Şu anda nörolojinin geldiği nokta bu. Eski basitlikler, yeni karmaşıklıklara yol açıyor. Laboratuvar ortamında bilim insanları, her geçen gün bilinmeyen bir durumla karşılaşıyorlar. Tıpkı ardı ardına dizilen domino taşları gibi Uzun bir uğraş sonrasında tek bir taşın devrilmesi, o güne kadarki kazanımları silip atabiliyor.

 

Beynin yapısı, kimyası ve işlevlerine ilişkin araştırmaların yanı sıra, nörobiyolojinin üstesinden gelmeye çalıştığı bir sorun daha var: zihinle beyin arasındaki ilişkiyi çözmek. Beynin en karmaşık konuşu zihnin en gizemli yanlarından biri de, acı çekmekten utangaçlığa kadar pek çok şekle bürünebilen bilinç ya da şuur...

ALINTI (Focus)

 

Topic'te "noroloji" prof'ları var galiba üstelik "metafizik" tede uzmanlar ey uzman kişiler bana bir kesin kanıt verebilirmisiniz (zihin,mi düşünür beyin,mi) ha duyamadım ne dediniz üstelik olayıda (güya eleştir ben ve huri) diyerekten makaraya getirmekte işin cabası hadi geç bakalım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Insanlar neden komiklestiklerini farkedemiyorlar,birileri kanit verdiginde o kanitlara carpitma saptirma sacma sapan seyler diyenler kendi verdikleri kanitlari ise kanit diye yutturmaya calismaktadirlar.

Isimleri ile bulgulari ile onlarca ilim adamindan bahsedildi bu forumda,Yaratilisi hem fiziksel hem kimyasal hemde matematiksel olarak dogrulayan.Inanmamak icin herseyi red etmek felsefesi ile bir tartismanin sonu getirilemez.Ateistligi savunan fikir adamlarinin sayilari hergecen gün biraz daha eksiliyor bunlar öldükleri icin degil gercegi görüpte carkettikleri icin.Bilim adamlarinin gercegi görüp cark etmesi kadar dogal olan hicbirsey yoktur cünkü bilim adamini ilim yönlendirir.Bilim inkar ediliyorsa inkar eden toplumlar degil bilim adamlari sorumlu olurlar bu nedenle bilim adami dogru olan seye inanir,kendi duygularina göre degil akademik kariyerine göre karar verir.Ilimden nasibini alamamis olanlarin bu forumlarda soyunun maymundan geldigini iddia etmeleri ne kadar acinacak bir haldir ve tabiiki üzerinde cok cok düsünülmesi gereken neden bazi insanlar soylarinin insan olmasindan rahatsizlik duyarlar sorusuna cevap aramaktir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsan kopyaladığı yazıya bari alıntı yazar ve o kopya yaptığı yerdeki "BEYİN" hakkında yazan yazıları objektif olarak topic asar.

 

Sayın Sarıgöl...

Bir insanı "Hırsızlık" ile nitelemeden önce iyi tanımalısınız...

Ben açık açık yazdım ve ilk yazımda yönlendirmelerim var yeterinde. Yazdıklarımı ya da örneklerimi bir yerlerimden uydurduğumu hiç iddia etmedim. Yazımın oldukça Bilimsel ve nesnel olduğunu düşünüyorum, çünkü hiç kimse hala aksi bir iddia da bulunmadı. Nesnellik açısından kendinizi eleştirmelisiniz. Siz isteyin yeter ki, ben size faydalandığım tüm kaynakları belirtirim. Zira Vahiy inmiyor bana, öğreniyorum. Lakin şu da var; öğrendiklerimi sizin yaptığınızdan daha fazla "Anlamlandırdığıma" inanıyorum. Bakınız, ben olayları kişiselleştirmeyi sevmiyorum ve bu yaptığınız direkt olarak kişiselleştirmektir. Ben sizin verdiğiniz kaynaktan almadım ayrıca o örneği. Konu hakkında "ÇOK BİLİNEN" ve en "GENEL OLARAK KULLANILAN" bir örneği alıp, genişleterek ve basitleştirerek, daha kolay anlaşılması için anlaşılır kıldım. Sadece Focus dergisinde geçmez o örnek...

 

Şimdi var olan denge neden bozulupta hücre oluştursun zaten “denge” var bozulupta,yapılanmaya gerek varmı sağlam iken hücreyi oluşturur değilmi. Sayın Boşig birde hep “hücre” yapılanmasından bahisle “Canlılığın” ilk oluşumunun hücre ile olduğunun bir kanıtı varmı. Tesadüfede inanmadığınıza göre Big Bang oluşumu demek malumunuz ilk canlı varlığın (veya hücre) oluşumu değil “Evren’in”yaratılışıdır üstelik muazzam bir hesaplamanın sonucu (Big bang) ve oluşum “Denge” de ve sonraki evrelerde “dengesizlik” neden oluşsun saygılar.

 

Sayın Sarıgöl, ayrıca zaten bende bu soruların cevaplarını arıyorum.

Kestirmeden gitmiyorum.

 

Topic'te "noroloji" prof'ları var galiba üstelik "metafizik" tede uzmanlar ey uzman kişiler bana bir kesin kanıt verebilirmisiniz (zihin,mi düşünür beyin,mi) ha duyamadım ne dediniz üstelik olayıda (güya eleştir ben ve huri) diyerekten makaraya getirmekte işin cabası hadi geç bakalım.

 

Sayın Sarıgöl, bakınız hep işi kişiselleştiriyorsunuz. Rica ediyorum sataşmayınız. Burada kimse uzman yada prof. olduğunu iddia etmiyor. Herkes bir şeyler, bir fikir üretebilmek için birşeyler yazıyor. Ancak sizin bir fikir ürettiğinizi görmedim. Bakın iş kişiselleştirmeye gelecekse eğer pek alasını da yapabilirim, merak etmeyin ve belkide cevap dahi yazamazsınız. Lakin bu etik olmaz değil mi?

 

Rica ediyorum laf aralarında sataşmadan paylaşımınıza devam ediniz...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bu nedenle bilim adami dogru olan seye inanir,kendi duygularina göre degil akademik kariyerine göre karar verir.

 

Demiş arkadaş, ve doğru demiş.

 

Bakalım bilim adamı titri taşıyan, ama bilim adamlığı ile alakası olmayan şahıslar nasıl davranıyormuş..

Dinli insanın neden doğruya doğru diyemeyeceğini, neden duygularına/inançlarına göre gerçekleri deforme edeceğine çok iyi bir örnek:

 

http://kitap.antoloji.com/kitap.asp?kitap=40976

Sovyetler'in yıkılması ile 1990 yılında eser "Hz. Muhammed'in Kuran'a Girmemiş Hadisleri" adıyla Rusça yeniden yayımlanıyor. Karakutu Yayınları tarafından Türkiye'de okuyucuya sunulan kitabın editörü Azeri Prof. Telman Hurşidoğlu Aliyev, kitabın orijinal adını İslami terminolojiye göre teknik olarak hatalı buldukları için sadece "Hz.Muhammed" koymayı tercih ettiklerini belirtiyor.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın tengeriin boşig.

 

Eğer kişiselleştirip sizi rencide etti isem özür dilerim. Fakat bilimsel kaynaklardan yaptığınız alıntılara eklediğiniz yorumlar "Zihin,Bilinç,Ruh" kesin gibi sunmayın arayışta olduğunuzu belirtip kesin hükme varmayın.Kur'an hakkında başkasını refarans verip "RUH" hakkındada ispat etti demeyin değilmi. saygı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın tengeriin boşig.

 

Eğer kişiselleştirip sizi rencide etti isem özür dilerim. Fakat bilimsel kaynaklardan yaptığınız alıntılara eklediğiniz yorumlar "Zihin,Bilinç,Ruh" kesin gibi sunmayın arayışta olduğunuzu belirtip kesin hükme varmayın.Kur'an hakkında başkasını refarans verip "RUH" hakkındada ispat etti demeyin değilmi. saygı.

 

Sayın boşig,Çok büyük bir hata yaptınız.Objektif davranarak bir inkarcının kuran çıkarımını tebrik ettiniz.Benim yüzümden müslümanlarla aranızın bozulmasını istemem.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Ben" meselesi anlatılması çok zor olmasına rağmen, yinede anlatmaya çalışacağım..

Bir görüntü kaynağından, görme merkesine gelen elektirik sinyali tekrar görünytüye çevrilmez, o esnada elektirik sinyali halindedir, sana herhangi bir görüntü direkt gelmediği halde sadece elektirik sinyallerini aldığın halde bu sinyallerden bir görüntü algılıyorsun..

O merkezde, yani elektirik sinyalinin iletildiği son merkezde bir görüntü olmamasına rağmen ve o elektirik sinyalleri orada hala hareket halinde olmasına rağmen, sen şekiller, renkler algılıyorsun..

Beynimizin içinde bir monütör yoki

Olan şey sadece bir elektirik sinyali, ama bu sinyali görüntü olarak gören bir kişilik var..

O kişilik ruhtur, "ben"= ruh,

Bilim ruh'u deneyleyemiyorsa, gözlemleyemiyorsa, yada şu anki bilim bunu yapamıyorsa, o şey yok anlamına gelmez..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın boşig,Çok büyük bir hata yaptınız.Objektif davranarak bir inkarcının kuran çıkarımını tebrik ettiniz.Benim yüzümden müslümanlarla aranızın bozulmasını istemem.

 

Sayın Katakuta, kimse ile aram bozulmaz ama inceliğiniz için sağolun...

Biliyorsunuz, size bir çok konuda karşı çıktım ve insanların avatarlarını, adlarını kapatarak yapıyorum yorumlarımı.

Yani Haklıya haklı, haksıza haksız diyorum...

Keşke herkes herkesi bir kalemde silmeyip haklılıklarını söyleyebilse değil mi?

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Topic'te "noroloji" prof'ları var galiba üstelik "metafizik" tede uzmanlar ey uzman kişiler bana bir kesin kanıt verebilirmisiniz (zihin,mi düşünür beyin,mi) ha duyamadım ne dediniz üstelik olayıda (güya eleştir ben ve huri) diyerekten makaraya getirmekte işin cabası hadi geç bakalım.

 

Bir forumda bir şeyler karalayabilmek için prof olmak gerekmiyor.

Burada herkes doğru bildiğini söylüyor. Ama doğrumu, yanlışmı ?

Bir görüşün doğru olmasının ölçüsü, madde kaynaklı olmasıdır.

Madde kaynaklı olmayan görüşler doğru olamazlar.

Çünkü deneysel olamazlar. Bu yönleriyle de hayaldirler.

İnsanlar geçmişte anlamlandıramadıkları konularda, madde dışında hayal kurmuşlardır.

Kaf dağı, güliver vs. gibi. Daha da ileri giderek, "ruh" hayalini de kurmuşlardır.

Hiç bir şekilde aslı olmayan ve en ufak bir belirginliği olmayan "ruh".

İnançlılar için tek ispatının da teoloji (din) bilgisi olması.

Ancak bu ruh bilgisinin, dinlere mitolojik bilgilerden girdiği, çağlar öncesi efsanelerden geldiği de bilinmeli.

Beyinin algılama, depolama ve yansıtma olgusunu çözemeyen metafizik düşünürler, bu olguların uydurma bir "ruh" tarafından yapıldığını savunmuşlardır.

Ancak ilk iletilerde de bahsedildiği gibi, beyinin bu algılama depolama ve yansıtma süreci, beyinin yapısından gelmektedir.

Çeşitli canlı hücrelerinin, çeşitli üretimleri vardır.

Elektrik, ışık, manyetik şuaları üreten hücreler bu olguları doğadan algılayarak tekrar yansıtmaktadırlar.

Beyinin nöron ve sinaps hücre yapısının da duyumsallığı ve görselliği bilgiye çevirmesini ve tekrar yansıtmasını da yadsımamak gerekir.

 

İşte yukardaki arkadaşımızın sorduğu "zihinmi düşünür, beyinmi ?" sorusu, bu şekilde açıklanması kolaylaşıyor.

Zihin, bir bilgilenme faaliyeti bütünüdür. Yani, algılama (bilgilenme), biçimlendirme, yargılama ve yansıtma sürecidir.

Bunun basitini hayvanlar, karmaşık ve çok gelişmiş halini de insanlar yapmaktadır.

İnsan beyinin karmaşık ve gelişmişliğini kazanması evrim geçirerek mümkün olmuştur.

Milyonlarca yıl önceki insanımsıların üretimlerinden anlaşılmaktadır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Ben" meselesi anlatılması çok zor olmasına rağmen, yinede anlatmaya çalışacağım..

 

S.O.S (imdat) çağrına cevap gelmeyince iş başa düştü galiba sayın Kral.

Ama merak etme, yine anatamayacaksın. Çünkü "ben" olgusunu sana ben yukarıda izah ettim.

Başka türlü izah şekli olamaz.

Aslında SOS çağrına ben koştum ama, ne yaparsın kıymet bilmez bu insanlar. :)

"Ben" bir işaret zamiridir. Kişinin vücüt ve davranış yapısı bütünlüğüdür.

Bir başka deyişle fiziki ve sosyal yapısı "ben" liğini niteler.

 

Bir görüntü kaynağından, görme merkesine gelen elektirik sinyali tekrar görünytüye çevrilmez, o esnada elektirik sinyali halindedir, sana herhangi bir görüntü direkt gelmediği halde sadece elektirik sinyallerini aldığın halde bu sinyallerden bir görüntü algılıyorsun..

O merkezde, yani elektirik sinyalinin iletildiği son merkezde bir görüntü olmamasına rağmen ve o elektirik sinyalleri orada hala hareket halinde olmasına rağmen, sen şekiller, renkler algılıyorsun..

 

Bilgilerin yanlış sayın Kral,

Burada eğer, beyine, gözden gelen sinyallerden bahsediyorsan;

Beyinin görme ile ilgili kısmına gelen sinyaller, görüntüye değil görüntü bilgisine çevriliyor. Yani bir optik alet (fotoğraf makinası) gibi değil.

Işık yansımaları görme organı ile titreşime, titreşimler sinirlerle beyine, beyinde de nörön/sinaps bilgi guruplaşmasına dönüşüyor.

Aslında bu bilgiler verilmişti ama sen inatla okumadın.

 

Beynimizin içinde bir monütör yoki

Olan şey sadece bir elektirik sinyali, ama bu sinyali görüntü olarak gören bir kişilik var..

 

Sayın Kral,

Yine yukarıda belirtilmişti. Sen aklını hep monütör'e taktığın için yanılıyorsun işte.

Beyine gelen sinyaller, beyinin hücrelerini nasıl bilgi şekline sokuyorsa (nöron/sinaps şekillenmesi).

Ram'a gelen sinyallerde milyonlarca transistörün elektronlarını 1-0 olarak şekillendiriyor.

Bu, hem beyinde, hem de PC de bilgi oluşma özelliği açıklamasıdır.

Daha sonra beyin bu bilgileri yorumlayarak organlara, PC ise yorumlayarak çıktılara (Monütör, yazıcı, cd, dvd, vs.) gönderiyor.

Bunu kavrayamamakta ne var. Gerçi sen yine gurur yapıp ilkokul bilgileri diyeceksin ama, de bakalım, olsun.

 

O kişilik ruhtur, "ben"= ruh,

Bilim ruh'u deneyleyemiyorsa, gözlemleyemiyorsa, yada şu anki bilim bunu yapamıyorsa, o şey yok anlamına gelmez..

 

Başta söyleyeceğini en nihayet söyledin sayın Kral,

Şunu başta söyleseydin de bizi "ben" le o kadar uğraştırmasaydın olmazmıydı ?

Galiba şiirimsi yazımdan esinlendin. Teşekkür ederim. :)

Biyolojik olarak beyinin "bilgi faaliyeti" yukardaki gibidir.

Ruh bilimsel değil uydurma bir olgudur. "Ben" değildir.

Ruh, efsanevi, madde ötesi, kurgu bir masal bilgisidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

xlark tades

 

bende dahil bir çok kişi nerdeyse yeniden beyin yaratacak kadar bilgi verdik, örnek verdik

 

sanırım açıklanacak bir şey kalmadı, gerekli cevaplar verildi, herşeyin beyinde olduğu anlaşıldı

 

Hala herşeyin ruh'ta olduğunu idda edenler bize delil gösterecekler ve bizde ona göre yorumlayacağız, ama yok böyle birşey,

 

Ruh ile ilgili anlattığınız herşey beyni anlatıyor

 

saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hala herşeyin ruh'ta olduğunu idda edenler bize delil gösterecekler ve bizde ona göre yorumlayacağız, ama yok böyle birşey,

saygılar.

 

İnançlı : Ruh'umu diyorsun delili var.

Ateist : Nedir delili ?

İnançlı : Kur'an.

Ateist : Onu nasıl ispat edeceğiz ?

İnançlı : Onun da ispatı var.

Ateist : Nedir ispatı ?

İnançlı : Kur'an'da öyle yazıyor...

 

La_Boheme'den alıntıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Brain, bilimselci, tarafsız ve boşig ne "ben" i anladınız nede beni.. :)

Hep aynı şeyleri yazıyorsunuz, anlattığınız şey sadece bilginin saklanması ve bu merkezlerden bir birleriyle ilişkilendirilmesinden ibarettir..

Oysa bütün bu olanların bir tek noktada anlamlandıırlması erekiyor..

TV deki filmi bir izleyen yoksa, o film izlemeyenler için yoktur, izleyen için vardır..

Ruh yoksa beyindeki tüm etkileşimler algısız kendi içinde kalacaktır..

Ama algıladığıma göre demekki algılayan "ben" dir..

Açıklaması her ne kadar çok zor olsada, devam edeceğim..

Birde şu dikkatimi çekti..

Son zamanlarda cevap verilecek iletiyi mısra mısra alıp, açıklaması bir alt mısrada gelecek olan konuyu, açıklaması gelmeden bu budur, bu şudur gibi cevaplar yazıyorsunuz, sanki o konuyu yazan yazdığı konuyu bimiyormuş gibi bir ima vermeye çalışıyorsunuz..

Sanırım bu bir minimize etme taktiği..

Ama okuyucu bunları çok kolay seziyor..:)

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Brain, bilimselci, tarafsız ve boşig ne "ben" i anladınız nede beni.. :)

Ruh yoksa beyindeki tüm etkileşimler algısız kendi içinde kalacaktır..

Ama algıladığıma göre demekki algılayan "ben" dir..

Açıklaması her ne kadar çok zor olsada, devam edeceğim..

 

Saygılar..

 

sevgili sedat;

 

'ben' dedigin 'nefs' olsa gerek. Nefs, tek tek bireyin kimligi, kendisi, 'ene'si anlamına gelir.

Nefs, hep tek tek kişiler, o kişilerin benligi, 'ene'si anlamında kullanılır Kur'an'da.

 

nesnel bir yasaya göre tanımını yapmak gerçekten zordur.

her insan varlıgının digerlerinden ayrı nitelikte bir varlık kazandıran 'ben'dir. insan varlıgının kendisidir 'ben' ve herkes biriciktir bu anlamda.

Nefs, genellikle dünya hayatının, maddi hayatın kaynagı olarak görülmüştür ya da insanın sufli yanı olarak degerlendirilir.

İnsan 'ben'inin dogal ihtiyaçlaroda bardır ve dünyada yaşamının devamı bu dogallıkdan gelir. Her 'ben' bu dogallıkda 'nesnel' varlıkdır ve şekil-biçim bu nesnellige etki yapamaz. (yeme-içe vb. gibi)

ama her 'ben' genede biricikdir ve bu biriciklik nerden ve hangi yasalardan dolayıdır.

 

İnsan beyninin düşünmesi nesneldir, yani herkes sistemik olarak beynin aynı düşünme yasalarına baglıdır ve nesneldir.

O zaman insanın 'biricik' olmasını nasıl açıklarız bu dogal yaslara karşı, yaslar her 'ben' için aynıysa neden her 'ben' farklı farklıdır ve bu farklılıgın temeli nedir ?

 

'ben'in kaynagı 'ruh'dur ve Ruh degişik anlamlara gelmektedir ama birbirine yakın ve desdekler anlamlar. İnsanda var olab hayatın bir kaynagı olmalıdır ve bu Ruh/Nefs/Can dır ve organların hayatiyeti organ olmayan bir 'organ' olmalı.

Ruhmu düşünür, yoksa beyin mi? peki bilgiyi işledikten sonra hangi organ nihayi kararı veriyor. En azından aynı bilgi karşısında farklı tavırlar mümkün ve bu bilgi edinme süreçleriylede çok alakalı degil gibi ??

selamlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ruhmu düşünür, yoksa beyin mi? peki bilgiyi işledikten sonra hangi organ nihayi kararı veriyor

 

beyin

 

Hep aynı şeyleri yazıyorsunuz, anlattığınız şey sadece bilginin saklanması ve bu merkezlerden bir birleriyle ilişkilendirilmesinden ibarettir..

 

bundan daha farklı bilgilerde verdik, beyin sadece bilgi saklamaz dedik, daha bir çok işlevi vardır dedik

 

bütün işlevlerin toplamıyla "ben" oluşur

 

yaslar her 'ben' için aynıysa neden her 'ben' farklı farklıdır ve bu farklılıgın temeli nedir ?

 

yasalar herkes için aynı olabilir ama, yaşam tarzı herkes için aynı değildir,

 

herkesin birbirinden farklı olması , herkesin aynı şartlarda yaşamamasından kaynaklanır, aynı aileden ikiz kardeşin aynı ortamda aldığı yaşam bile birbirinden farklıdır, ikisinin arkadaşlarının bile farklı olması onların "benliğini" değiştirebilir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Ölülerinizin yanında bulunduğunuz zaman gözlerinizi kapatınız; zira göz ruhu takip eder. Hakkında hayır konuşun; zira melekler, ölünün ailesinin söylediklerine 'amin' derler." (Hadis-i Şerif, Ahmed b. Hanbel,el-Müsned)

 

Yorumlarınızı bekliyorum.

 

Olunun yaninda bulunmak sartmi. Annem seneler once vefat etti, simdi de gozlerimi kapatsam onun ruhunu takip edebilir miyim? Hem ayrica, her koyun kendi bacagindan asilacagina gore benim hayir konusmam ve meleklerin amin demesi ne ise yarayacak?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili sedat;

 

'ben' dedigin 'nefs' olsa gerek. Nefs, tek tek bireyin kimligi, kendisi, 'ene'si anlamına gelir.

Nefs, hep tek tek kişiler, o kişilerin benligi, 'ene'si anlamında kullanılır Kur'an'da.

 

nesnel bir yasaya göre tanımını yapmak gerçekten zordur.

her insan varlıgının digerlerinden ayrı nitelikte bir varlık kazandıran 'ben'dir. insan varlıgının kendisidir 'ben' ve herkes biriciktir bu anlamda.

Nefs, genellikle dünya hayatının, maddi hayatın kaynagı olarak görülmüştür ya da insanın sufli yanı olarak degerlendirilir.

İnsan 'ben'inin dogal ihtiyaçlaroda bardır ve dünyada yaşamının devamı bu dogallıkdan gelir. Her 'ben' bu dogallıkda 'nesnel' varlıkdır ve şekil-biçim bu nesnellige etki yapamaz. (yeme-içe vb. gibi)

ama her 'ben' genede biricikdir ve bu biriciklik nerden ve hangi yasalardan dolayıdır.

 

İnsan beyninin düşünmesi nesneldir, yani herkes sistemik olarak beynin aynı düşünme yasalarına baglıdır ve nesneldir.

O zaman insanın 'biricik' olmasını nasıl açıklarız bu dogal yaslara karşı, yaslar her 'ben' için aynıysa neden her 'ben' farklı farklıdır ve bu farklılıgın temeli nedir ?

 

'ben'in kaynagı 'ruh'dur ve Ruh degişik anlamlara gelmektedir ama birbirine yakın ve desdekler anlamlar. İnsanda var olab hayatın bir kaynagı olmalıdır ve bu Ruh/Nefs/Can dır ve organların hayatiyeti organ olmayan bir 'organ' olmalı.

Ruhmu düşünür, yoksa beyin mi? peki bilgiyi işledikten sonra hangi organ nihayi kararı veriyor. En azından aynı bilgi karşısında farklı tavırlar mümkün ve bu bilgi edinme süreçleriylede çok alakalı degil gibi ??

selamlar.

:clover::clover:

Çok teşekkürler arkadaşım gerçekten aydınlatıcı bilgiler bunlar..:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tamam. Bu yazdiginizi sorularla islamiyet sitesinden almissiniz da, neden peki oldukten sonra goz ruha tabi olur, onu da soyleseniz.

 

 

Sayın muki herhangi bir siteden alıntı yapmadım.Yukarıdaki hadis-i şerifi yazmamın nedeni ; konuyla alakasız görünmesine rağmen , Beyin mi düşünüyor yoksa Ruh mu tartışmasında genelde Müslüman arkadaşlarım , Ruhun düşündüğünü , hissettiğini savunuyorlar. Ancak sözkonusu hadisten cansız bedendeki gözün ruhu gördüğü anlaşılıyor.

Ruhla ilgili Kuran-ı Kerimde bazı ayetler.

 

40/15 - O dereceleri yükselten Arş'ın sahibi Allah, o buluşma gününün (kıyametin) dehşetini haber vermek için kullarından dilediği kimseye emrinden ruh (melek) indiriyor.

58/22 - Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa Allah'a ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın hizbi (dininin yardımcıları)dir. İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlar, Allah'ın hizbidir.

 

17/85 - Ey Muhammed! Sana ruhtan soruyorlar. De ki: "Ruh" Rabbimin bildiği bir iştir ve size ilimden ancak az bir şey verilmiştir."

 

görüldüğü gibi ruh farklı üç manada kullanılmış.yukarıda arkadaşların savunduğu 'düşünen , algılayan ruh' Kuranda bahsi geçen ruh değil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın muki herhangi bir siteden alıntı yapmadım.Yukarıdaki hadis-i şerifi yazmamın nedeni ; konuyla alakasız görünmesine rağmen , Beyin mi düşünüyor yoksa Ruh mu tartışmasında genelde Müslüman arkadaşlarım , Ruhun düşündüğünü , hissettiğini savunuyorlar. Ancak sözkonusu hadisten cansız bedendeki gözün ruhu gördüğü anlaşılıyor.

Ruhla ilgili Kuran-ı Kerimde bazı ayetler.

 

40/15 - O dereceleri yükselten Arş'ın sahibi Allah, o buluşma gününün (kıyametin) dehşetini haber vermek için kullarından dilediği kimseye emrinden ruh (melek) indiriyor.

58/22 - Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa Allah'a ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın hizbi (dininin yardımcıları)dir. İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlar, Allah'ın hizbidir.

 

17/85 - Ey Muhammed! Sana ruhtan soruyorlar. De ki: "Ruh" Rabbimin bildiği bir iştir ve size ilimden ancak az bir şey verilmiştir."

 

görüldüğü gibi ruh farklı üç manada kullanılmış.yukarıda arkadaşların savunduğu 'düşünen , algılayan ruh' Kuranda bahsi geçen ruh değil.

 

Zaten herseyden o kadar az, yalan, yanlis verilmis ki... ilk gunden bu gune bizler de azin, yanlisin, yalanin icinde debelenip duruyoruz. Iyi ki bilim diye birsey var da, bilinmeyene hic olmazsa biraz olsun isik tutuyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Emperyalist zihniyet ve onun koruyucuları, insanları uyutabilmek için bir takım demokratik olmayan olgular oluşturmuşlardır.

 

Bu olgular, o kadar kutsallaşmış ve dokunulmaz hal almıştırki ; değil onlara dokunmak, eleştirmek bile insanın mahvı yada büyük ayıbı haline sokulmuştur.

 

Emperyalist zihniyetin, sömürünün, maddi koruyucuları yetmemiş, bir de manevi koruyuculara gerek duyulmuş.

Bunlardan birisinin ismi din.

Düşünen ve üreten kesim ağzını açamaması, düşünememesi için din ve özünü "ruh" tan başka birşey olmayan masallarla sınırlamışlardır.

Aslı sömürenlerin hükümleri, adı da ruhların buyurukları olmuş.

 

Dinin özü ruhtur.

Gereçeğe karşı ruh.

Bilime karşı ruh.

Maddeye karşı ruh.

Düşünceye karşı ruh.

Beyine karşı ruh.

"Ben" değil ruh.

Üretime karşı ruh.

Allah ruh.

Kur'an'ı getiren ruh.

Melekler ruh.

Şeytan ve cinler ruh.

İnsanların aslı ruh.

İsa ruh.

Kudüs ruh.

Atlarımızın ruhuna..

Onun bunun ruhuna..

Dua gönderin ruhlara..

 

Ruh gibi olduk, ayakta kestiriyoruz.

Artık gelme ey ruh !...Uyanmak istiyoruz !...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.