Φ hazırlıksız hacet Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 25 Mart , 2007 hayat hep gri hep flu hiç bilmez ne oldugunu Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 27 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Mart , 2007 Halâ Yaşıyorum kara bulut bana gülümsedi bugün güneş ağladı, seni rüyamda gördüm bugün annemi düşündüm aklımdan bile geçirmedim ağlamayı sanki o en muhteşem andaymışım gibi, bir uçak geçti üstümden toprak delik deşik farkında olmadan söylediğim birkaç kelimeyi sonradan anımsıyorum, yaşıyorum halâ bulut bana gülümsedi güneş uçağın haline ağladı ben annemi düşündüm ama aklımdan ağlamak geçmedi. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 27 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Mart , 2007 Yoğurulurken çamurum, sence de belliydi özüm, Ne günah işleyeceksem, biliyordun onu tüm. Yargın olmazsa eğer, işleyemez kimse suç ; Neden öyleyse kıyamette yakarsın a gözüm Ben, gönlü temiz insana kurban olayım Gezsin başım üstünde benim, hoş tutayım Ham insanı al karşına, söylet azıcık, Dön, sonra cehennem ne imiş, gel sorayım Sen acırken bana, hiç bir günahımdan korkmam Benle oldukça; yokuş, engebe, yoldan korkmam Beni ak yüzle diriltirsin. a Tanrım, bilirim; Defterim dolsa da suçlarla, siyahtan korkmam. Ömer Hayyam Alıntı
Misafir matahari Gönderi tarihi: 27 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 27 Mart , 2007 hayatı en iyi yaptıkların ve yapmak istediklerin anlatır Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 27 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 27 Mart , 2007 İnce Cam Kırıkları Üzerindedir Kalbin Gözlerin gökyüzüne ihanet ediyorsa Hâlâ nazlı kuğular kuşatmışsa aklını Belli ki bir kelebek bekliyor avuçların Bırak bir bedestene gizlini ve saklını Bir kelebek bekliyor parmak uçlarında aşk Bahar şimdi şahmeran tozudur; savrulacak Su yüzünü sonsuz bir hicrana çevirince Umutların yeniden ve sessiz kırılacak İnce cam kırıkları üzerindedir kalbin Kan sızıyor ruhundan ömrünün taşlarına Gül kurusu ân bile kalmasın sadağından Atlasını kirleten melâl ayyaşlarına Neden kaçıyor artık bilmiyorsun ülkenden Kanatları yalnızlık burcuna yükselecek Vuslat ah ü zârını bir gün duyunca senden Belki konar göğsüne bu muazzam kelebek Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 28 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 28 Mart , 2007 hayatımdan geldin ve geçtin... sanma ki suçladım seni... şimdi bütün yaşananlardan sonra bir suçlu aramak boşuna... hayat bu bilirim... bilirim neler getirip neler götürdüğünü... her güzel şey çabuk biter bilirim... acı uzun sürer bilirim... öğrendim sanıyordum çok şeyi... ama insan herşeyi öğrenemiyormuş şimdi anladım... hayat öğrenemediklerimizi de öğretiyor insana... ama zamanla... bende çoktan bitti umut denen şey... bitti pek çok şeyle beraber... beklemiyorum artık ne seni ne senden gelen umutları... alıştım çoktan yalnızlığa ben... anlamam gerekeni anladım sen hiiiç merak etme... sustum sonsuza kadar... söyleyeceklerimi... hatta unuttum bile... bir tek sen bitmedin hayatımda, bende çok şey bitti senden sonra... ve bunlarında sorumlusu sen değilsin... hepsi benim... bana ait... verdiğim her kararın sorumlusu benim... üzülme benim için... beni tek mutlu eden şey hiç yalan söylemedin bana, işte bu ve o aklımdan çıkmayan gözlerin ölüme kadar yeter bana... şimdi hayatın geri kalanı uzun bir işkence bana... her biten günde üzülürken insanlar ben seviniyorum kalbimin sancıları dinecek diye... belki o çok sevdiğim hatta en çok sevdiğim saracak yaralarımı... tek umudum bu, tek tesellim de bu... bir zamanlarda olsa sevmiştin ya sende, sonrasında ne olduysa anlayamadım... ama anladım gibi yapacağım... o bir zamanlarda kalan Yaratan'a and içerek söylediğin sevgin de yeter bana... yeter sakın yanlış anlama... hani söylemiştim ya sana, hayatımda çok şey değişti senden sonra... o değişenlerle beraber bende değiştim... ve giden çoktan gitmişti hayatımdan... bir daha dönmemecesine... şimdi aklımda içimi acıdan hatıralar ve o hatıralar yaşatıyor beni aynı zamanda... sanma ki senden sonra yine herşey eskisi gibi olacak... sanma ki her sorun halolacak... artık benim elimde değil hiç bir şey... hayatımın kontrolünü çoktan kaybettim ben... ve hayatımda ne varsa çoktan sildim defterden... ne bir aşk çalar artık kapımı ne kalbim bir daha sever böyle... ne gözlerim arar bir başka gözü, ne beklerim bir başkasının gelmesini... bununla ve seninle son bulur bu hayat denen serüven... hani hiç bir şey tesadüf değildi? hani bunlar kaderdi... işte kader bu ve kaçamıyorsun bundan... yapışıyor yakana... bekliyorsun son günü, huzur bulmak umuduyla... alıntı Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 29 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 29 Mart , 2007 sevilmekten şımarır mı herkes...? oysa aradığı hep o olmuşken!!! hep bulduğunda kaybetmek midir, hayat? elinin tersiyle itmek midir? görmezden, duymazdan gelmek midir? sonra hep keşkelerle yaşamak mıdır? kendi yarattığımız keşkelerle!!! bir rüya görmüştüm kısa bir süre önce... bir incir ağacı vardı, bir bahçede... ben o ağaca çıkmış en olgun incirleri toplamaktaydım... ve hepsini birine vermiştim... sonra beyaz bembeyaz bir at geldi bahçeye... o kadar güzelini hiç görmemiştim... yanına gidip okşadım yüzünü, bedenini... ipeksi yelelerini... ne kadar güzelsin dedim, ne kadar güzel... nasıl güzelleştin bu kadar? derken aynı bahçenin içinde bir ev olduğunu fark ettim... ve kapısında iki kişi... evin kapısı açıldı, içeriden yoğun bir ışık yansıyor... gel dediler bana... gel, sen buraya aitsin... çekinerek gittim... merdivenlerinden usulca ve endişeli çıkarak... uyandım ardından... uyandım ve çok huzurluydum... hayat dedim bir ağaç yetiştirmek, onun meyvalarını toplamak, o meyvaları paylaşmak, bir bahçede gezinmek... ve huzur bulmakmış... güzel düşünmek, tüm endileşelere rağmen, birine güvenebilmek, ve özüne dönebilmekmiş hayat... çünkü rüyada görülen ev kendi özümüz... özün seni davet ederse icabet et... çünkü ondan başka herkes sana yabancı... senden olan bile... sardunyam Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 29 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 29 Mart , 2007 hayat dedim bir ağaç yetiştirmek, onun meyvalarınıtoplamak, o meyvaları paylaşmak, bir bahçede gezinmek... ve huzur bulmakmış... güzel düşünmek, tüm endileşelere rağmen, birine güvenebilmek, ve özüne dönebilmekmiş hayat... sardunyam Alıntı
Misafir kleopatra.07 Gönderi tarihi: 29 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 29 Mart , 2007 mücadele... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 30 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 30 Mart , 2007 yaşamak zor, yaşamak sanat gibi... yollar çeşitli... ve hayat yokuş çıkmak gibi... gittikçe daha fazla yoruyor... bazen mola veriyor insan, güç toplamak için... ama şu düşünceler varya onlar hiç bir yere gitmiyor!!! akıl daha fazla yoruyor... uyku tutmaz oluyor, düşünceler beyninde raks ediyor... sardunyam Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2007 İnsan, hayatı ancak onu düşünürken anlıyor. Hayat nedir? İşte bu soruyu sorabilen başlıyor onu anlama çabasına. kimimize göre bir armağan, kimimize göre ızdırap. Her türlü duygunun içinden geçtikçe, acınında, mutluluğunda hayatın birer armağanı olduğunu anlıyor insan. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2007 HAYATI ANLATIRLAR.,. Yasadigin Hayat .,,.Yasatmak istedigin Hayat AnlatTirir., Can Bedenden Cikmadikca Canda güzel Cananda Yasamak Güzel ,.,.Yasamini UzatTirir Degerini Bilirsen Bu Hayati bu güzel degerler Anlatir .,., Gerisini,de Ölümüde Kara Bulutlar Anlatir .,Onlarda Hayati Anlatamaz Herkese Saglikli Uzun Ömürler yamyam frankfurt Alıntı
Φ †AnqéLicA† Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 bence hayatı bunLar dahi anLatamaz çnkü hayat sadece bir oyun Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2007 Aman Allah'ım yukarıda ki bir şaka mı? Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2007 Keşke... Hayatın en derin, en koyu, en durgun, en hırçın rengidir keşke... Zift kadar siyahtır kimi zaman, hüzün kadar mavidir kimi zaman... kimi zaman ellerimizin uzanacağı uzaklıktadır keşke... Keşke bir zaman olur, Tanrı gözükür deniz mavisi gözlerde, keşke bir zaman olur en temiz sevgilerin en durgun sularında boğar insanı, bir zaman olur bütün saflıkların üstüne ateşten daha kızıl bir maske olur... Bir zaman olur, sigaranın dumanında hayal olur, bir zaman olur baktığın gördüğün, duyduğun olur... Keşkeler hayatın en çok amasıdır... keşkelerin olduğu cümlelerde bütün noktalama işaretlerinin arasına ne çok soru işareti kullanılır ama soruların hiç bir zaman cevabını BİLEMEYİZ... Keşkeler kendimizden kaçıştır çünkü... keşkeler götürmek istediğimiz yüzün en zayıf halkasıdır... Sorulara cevabı verdiğimiz zaman kendimizi tanıyamamaktan korkar bir kristal gibi parçalanmaktan KAÇARIZ... Oysaki keşkesiz hayat yaşanmamışlığın, çok olduğu, hiçliğin en koyu renginin yaşandığı bir hayattır... Kah dilden dökülür, kah kalem yazar... En hazin sözler KEŞKE diye başlar... Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2007 hiç unutmadığım bir anım var, belki hayatı en iyi ne anlatır başlığını ifade etmesede ben başlayayım anıma.. bundan 4 sene önce annem biraz rahatsızlanmıştı, nefes darlığı çekiyormuş ama tam bir teşhis konamadı.. neyse evdekiler olarak baba da olmadığı için annemizin üstüne daha bir titremeye başladık, normalden biraz daha fazla... ilaç falan verdi doktora götürdük.. evdeki herkes çalışıyor ablam kardeşim ben, annem evde tek kalmak zorunda kaldı ama devamlı tel ile yokluyoruz iyi birşey yok.. neyse işten çıktım, çarşıda ablamla buluştuk eve giderken eve tel açalım dedim bişey lazımmı die anneme, tel çaldırıyorum açan yok, ev tel da yok herkesde cep var die almadık. ev çarşıda zaten kızlar panik oldu bende oldum gerçi ama belli etmiyorum.. neyse hızlı hızlı eve gidiyoruz ama o sıra herkesin elinde telefon annemi arıyoruz.. açana aşk olsun.. aldı bizi bir korku eve geldik kapıyı çalıyoruz kimse açmıyor, anahtar kapıda bizde açamıyoruz içerden de telefonun sesi geliyor, bizde ama panik hat saffada, şoka girdik resmen, ben en son kızları geriye çektim kapıya bir tekme... kapı kırıldı.. içeri girdim ama neyle kaşılaşacam şimdi, annem yatıyor oturma odasında tv açık anneme bakıyor kızlar ben seslendim anneme annem zıpladı bir an, onca sese kapı kırdım uyanmadı, telefona seslenince uyandı ilk sözüde Allah sizi kahretmesin ayakkabılarlamı girdiniz içeri oldu kızlar ağlıyor annem şok ne oldu diyor sonra konuştuk falan... neyse yaşamı en iyi bazen de sevdiğiniz insanların nefes aldığını bilmeniz anlatır bence Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2007 yaşamı en iyi bazen de sevdiğiniz insanların nefes aldığını bilmeniz anlatır bence Yaa e pes yani Sayın Egzorsist... Yav insan bu kadar mı güzel bir cümle kurar yaa... Gerçekten hayran kaldım... Bende bi hevesle girmiştim bu konuya, Bir iki ahkamda ben keseyim diye... Sen noktayı koymuşsun... Tebrikler... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2007 hiç unutmadığım bir anım var, belki hayatı en iyi ne anlatır başlığını ifade etmesede ben başlayayım anıma..bundan 4 sene önce annem biraz rahatsızlanmıştı, nefes darlığı çekiyormuş ama tam bir teşhis konamadı.. neyse evdekiler olarak baba da olmadığı için annemizin üstüne daha bir titremeye başladık, normalden biraz daha fazla... ilaç falan verdi doktora götürdük.. evdeki herkes çalışıyor ablam kardeşim ben, annem evde tek kalmak zorunda kaldı ama devamlı tel ile yokluyoruz iyi birşey yok.. neyse işten çıktım, çarşıda ablamla buluştuk eve giderken eve tel açalım dedim bişey lazımmı die anneme, tel çaldırıyorum açan yok, ev tel da yok herkesde cep var die almadık. ev çarşıda zaten kızlar panik oldu bende oldum gerçi ama belli etmiyorum.. neyse hızlı hızlı eve gidiyoruz ama o sıra herkesin elinde telefon annemi arıyoruz.. açana aşk olsun.. aldı bizi bir korku eve geldik kapıyı çalıyoruz kimse açmıyor, anahtar kapıda bizde açamıyoruz içerden de telefonun sesi geliyor, bizde ama panik hat saffada, şoka girdik resmen, ben en son kızları geriye çektim kapıya bir tekme... kapı kırıldı.. içeri girdim ama neyle kaşılaşacam şimdi, annem yatıyor oturma odasında tv açık anneme bakıyor kızlar ben seslendim anneme annem zıpladı bir an, onca sese kapı kırdım uyanmadı, telefona seslenince uyandı ilk sözüde Allah sizi kahretmesin ayakkabılarlamı girdiniz içeri oldu kızlar ağlıyor annem şok ne oldu diyor sonra konuştuk falan... neyse yaşamı en iyi bazen de sevdiğiniz insanların nefes aldığını bilmeniz anlatır bence hakikaten Egzorsist, bu çok doğru bir söz... Sayın Boşig çok haklı, hayat sevdiklerimizin nefes aldığını bilmektir... ve bununla mutlu olmaktır... Çok güzel ya, helal olsun benim gönlü güzel kardeşime, seni boşuna sevmemişim ben... bitanesin sen... Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2007 teşeşkür ederim tenqeriin boşiq ablacım sende saol çok güzel bir imzan var ve güzel sözlerin içinde ayrıca teşekkür ederim iyiki varsın Alıntı
Φ DİDEM Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2007 Öyle bir hayat yaşıyorum ki, Cenneti de gördüm, cehennemi de. Öyle bir aşk yaşadım ki Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de. Bazıları seyrederken hayati en önden, Kendime bir sahne buldum oynadım. Öyle bir rol vermişler ki, Okudum okudum anlamadım. Kendi kendime konuştum bazen evimde, Hem kızdım hem güldüm halime. Sonra dedim ki "Söz ver kendine" Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin, Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin, Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin. Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayati seyredersin. Öyle bir hayat yaşadım ki, Son yolculukları erken tanıdım. Öyle çok değerliymiş ki zaman, Hep acele etmem bundan, anladım.. NİETZSCHE.. :clover: Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2007 İşte Gidiyorum, Bir şey demeden, arkamı Dönmeden, Şikayet etmeden, hiçbir şey almadan, Bir şey vermeden, Yol ayrılmış görmeden,Gidiyorum... Hayat mutsuzlukla harcanacak kadar uzun değil sevgilim. Dışarıda bir yaşam var, heyecanlarıyla, mutluluklarıyla, cıvıl cıvıl akan bir yaşam. Biz burada "biz" olabilmenin kavgasını verirken, ve tüm mutsuzluğumuza rağmen bunu başaramazken, dışarıda bir yaşam geçiyor. Doğan her güneş için ömürden gidiyor derler. Ömrümüzden gidiyor sevgilim. Hayat ellerimizden akıp gidiyor... Madem ki istiyorsun öyleyse durma git Beni düşünme rahat ol yalnız kalabilirim Sende bilirsin hiç bir acı sonsuza dek sürmez Hatta her an yeniden sevebilirim Mutlu olmak istedim ben sadece. Seninle ve mutlu olmak istedim. Sensiz mutlu olmamın imkanı yoktu sanki. Öyle çok sevdim ki seni, sen olmazsan gülemem, sen olmazsan yaşamayı sevemem gibi gelmişti. Oysa çok sevmek yetmiyormuş mutlu olmak için. Tek istediğim mutlu olmaktı. Seninle mutsuz olmaktansa, sensiz mutsuz olmayı kabulleniyorum şimdi. Belki sadece birimiz mutlu olabiliriz böylece... Senin mutluluğun benim sevincimdir sevgilim... Ne küslük var ne pişmanlık var kalbimde... Yürüyorum sanki senin yanında Sesin uzaklaşır her bir adımda Ayak izim kalmadan Gidiyorum... Seninle olmak her şeye değer demek isterdim sana. Seninle olmak için mutsuzluğu göze alabilirim demek isterdim. Ama olmadı. "biz" olmayı başarabilseydik, sınırsız, çıkarsız sevebilseydik, belki. Sana karşı hiçbir kızgınlık yok içimde. Sen her zaman seveceğim ama mutsuzluk içinde anımsadığım hoş bir anı olacaksın. İkimiz içinde doğru olan böylesi git İnan bana sandığın kadar üzgün değilim İçimde yepyeni bir hayata başlamanın Sevinci ve heyecanı var artık git... Belki böylesi doğruydu. Hiç doğru insan olamadık birbirimiz için. Doğru yaşam değildi. Doğru zaman değildi. Oysa çok sevdim seni. Sen her zaman çok sevdiğim ve asla unutmak istemeyeceğim acı bir anı olarak kalacaksın sevgilim. Git... Git...me dur ne olursun Gitme kal yalan söyledim Doğru değil ayrılığa daha hiç hazır değilim Aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var Gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim..... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2007 GÜLLERiN AĞLADIĞI SAAT Güllerin ağladığı bir saat vardır hani Büyür o saatte yalnızlığı bahçelerin Düşer korkusu kalbe yaklaşan gecelerin Bir dev uzatır gökten o çirkin ellerini Güllerin ağladığı bir saat vardır hani Her şey o saatlerde merhametsiz ve soğuk Gitgide uzaklaşır batan güneşle sesin Bir bakarım ki benden en uzak çizgidesin Başlar geceye doğru upuzun bir yolculuk Her şey o saatlerde merhametsiz ve soğuk Yüzünü hatırlatır gökyüzüde ne varsa Gözlerin bu saatte kopkoyu elemlidir Dudakların kimbilir şimdi nasıl nemlidir Ellerin öyle yanar ufuk nasıl yanarsa Yüzünü hatırlatır gökyüzünde ne varsa Bir çıngırak sesidir uzaklarda kaybolan Umulmadık bir anda bitiverir şarkılar Kapanır yüzümüze o mermer kapılar Özlemler ateş şimdi anılar duman duman Bir çıngırak sesidir uzaklarda kaybolan Ak köpükler kararır deniz görünmez olur Çagırır yaşamaya bizi tek-tük ışıklar Böylece üstümüze çöker de karanlıklar Camlar, bir bir kapanır, odalar, evler uyur Ak köpükler kararır deniz görünmez olur Güllerin ağladığı bir saat vardır hani Cıvıl cıvıl bahçelerden el-ayak çekilir Yapraklar düşünceli, dallar hüzün kesilir Her akşam uzaklara alır götürür seni Güllerin ağladığı bir saat vardır hani. Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2007 Hayat; skor tabelası tutmak değildir. Kaç arkadaşınız olduğu ya da kaçının sizi arkadaş kabul ettiği değildir. Bu hafta sonu için planlarınızın olması değildir. Hafta sonunda yalnız olmanız da değildir. Şu sıralar sevgiliniz olması değildir. Geçmişte sevgiliniz olması veya geçmişte kaç sevgiliniz olduğu da değildir. Bugüne kadar hiç sevgilinizin olmaması da değildir. Sizi kimin öptüğü değildir. Aileniz ya da onların serveti değildir. Hangi okula gittiğiniz değildir. Ne kadar güzel ya da ne kadar çirkin olduğunuz değildir, giydikleriniz, ayakkabılarınız değildir. Ne çeşit müzik dinlediğiniz değildir. Okul notlarınız değildir. Ne kadar akıllı olduğunuz değildir. Herkesin size verdiği akıl notu hiç değildir. Hayat; standart testlerinin belirlediği kişiliğiniz de değildir. Hayat; bir kağıda dökülmüş hayat hikayeniz ve bu hayat hikayesini kimin kabul ettiği de değildir. AMA HAYAT; Kimi sevdiğiniz, kimi incittiğinizdir. Kimi mutlu, kimi mutsuz ettiğinizdir. Sizin olanları koruyabilme ya da mahvedebilmenizdir. Dostluklarınızdır. Neyi söylediğiniz ve neyi kastettiğinizdir. Hangi önemli hüküm ve kararları verdiğiniz ve de niçin verdiğinizdir. İçinizde sevgiyi taşımak, büyütmek ve dağıtmaktır. Ama en önemlisi, yalnız başına asla gerçekleştiremeyeceğiniz bir şeyi yapmak, hayatınızı, başka insanların kalbine dokundurabilmektir. Başkalarının kalplerini etkileyecek yolu ancak siz seçersiniz. Ve hayat bu seçimlerdir zaten. Hayat; silgi kullanmadan resim çizme sanatıdır. Ve insanlar böyle büyürler... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2007 gittin gideli Yedi derde dermandı Yalın gülüşlerin Her yönden doğardın Karanlık içime. Canlanan bir bahar olurdu Sonbaharıma gelişlerin. Başında elvan çiçekleri Yeni açmış bir hanımeli Ah elalım ah!.. Koca bir mevsim geçti Sen gittin gideli. Karanlık sabahlarımda Doğan sıcak güneşimdin Umut umut parlayan. Kulağıma sevgi fısıldayan Yıldızımdın karanlık gecemde, Mavimsi bulutların gelirdi Yağmuru olurdun Kuraklık yaşayan düşlerimin. Her düşen damla Bana seni hatırlatırdı Sana gönül verdim vereli. Ah yaralım ah!.. Bu göz sana ağlar Sen gittin gideli. Engin bir Okyanus´tu Mahsun ela bakışların. Ufka açılmış teknemin Rüzgarıydın yelkenlerine dolan Dalga dalga sürüklerdin ruhumu Derin sularında korsan. Büyülü ıssız bir Ada´ydın Koylarında demirlediğim, Bulduğum an kaybettiğim Mavi denizlerin Güzeli Ah karalım ah!.. Kaç vurgun yedim Sen gittin gideli. Türküler seni anlatırdı Sana söylenirdi yanık beyitler. Karacaoğlanın sevda hasreti Veyselin sadık yari, Gündüzü gecesiydin. Ruhumun cıvıl cıvıl gülen Sevda açan bahcesiydin. Buram buram Anadolu kokardın ezgilerimde Sazım seni çalardı Sana ağlardı her teli Ah maralım ah!.. Kaç Türkü yaktım Sen gittin gideli.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.