Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ateistlerekarşı dev delil


kursatotcu

Önerilen İletiler

ya ben şunu anlayamadım.A noktası var ,B noktası var da,NEDEN C noktası yok??örneğin biz B noktasındayız,geçmişe doğru gidersek A YA ,İleriye doğru gidersek C ye ulaşırız.şu an ise B deyiz.yani sonsuz olaylar zinciri bizde yani B de son bulmuyor ki,C ye doğru devam ediyor,hatta onu da aşıp D ye ,E ye ,F ye...gidebilir. bi sayı tuttuğunuzu düşünün.10 olsun bu sayı.burdan artı yönde de sonsuza ,eksi yöndede sonsuza gidersiniz.bu bu kadar basit,tuttuğunuz sayı ise 10 dur(yani B noktası)... :excl:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 193
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

arkadaşlar konunuzun tamamını okumadım ama son mesaja göre yazayım.

 

kastedilen 3. halin imkansızlığıdır. seçimlerimiz bizi çeşitli yollara sürükler. mesela önünüze 2 yol çıktı. ama siz birinden gitmek zorundasınız. niçin 2 sinden de vazgeçemiyorsunuz. bu imkansız. cünkü tanrı belirler kaderini insnanın. insan özgür değildir. din buna engeldir. kurduğu sistematik içinde yol secmek zorundasınız. başka bir sistem içinden değil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

esselamü aleyküm sevgili kardeşim kursatotcu benim adım mustafa önce şunu söyleyeyim bu yazdıklarını okuyunca rahatladım sebebi ise aynı gerçekleri paylaştığımızdan bir yerde okumuştum gazali şöyle der;bilgi,yanlıştır denemeyecek olan inanmak zorunda kalınan bilgidir.nasıl on gibi bir sayı ikiden büyükse,nasıl yüksek ile alçak eşit olmazsa,bu yazmış olduklarının aksi iddia edilemez.fikir ve düşüncelerinde yalnız olmadığını bilmen için kısa yazdım inşaallah ömrümüz olursa ALLAH bizim kalplerimizi birleştirdiği sürece birbirimize yardımcı olmaya çalışalım ALLAHIN ilmi sonsuzdur bizi verdiği ise ilminden çok az bir şeydir.ALLAHTAN DİLEĞİMİZ İSTEĞİMİZ bizim kalplerimizi dininde sabit kılsın amin.ALLAHA emanet ol yazmak istersen e mail adresim [email protected] payşaşmak istediğin keşfettiğin bir şey olursa yazarsan sevinirim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kursat:

ordamısın

[email protected]:

evet

kursat:

nediyoduk

kursat:

şunu anlayamadılar

[email protected]:

neyi

kursat:

allah ilmi ezeli dediler

kursat:

ve bunu cebir olduğuınu göremediler

[email protected]:

evet

kursat:

yüzyıllardır bu böyle

[email protected]:

ben de göremedim kürşat açıkçası

kursat:

biliyom

kursat:

bende tam anlayamamıştım

kursat:

4 ay önce tam analdım

kursat:

sen artıkitiraf et

[email protected]:

kürşat

[email protected]:

birşey soracağım

kursat:

he

[email protected]:

sen Allahın sana göre zorla müslüman cennetlik kıldıklarındanmısın?

kursat:

bak ben cennetin olup olmadığı konusund aemin değilim

kursat:

yani bu ayetlerle insanları saptırmışta olabili rbence

[email protected]:

cennet veya cehennem yoksa

[email protected]:

dediğin gibi

[email protected]:

bu taktirde Allah zalim olamaz

[email protected]:

eğer yakmazsa

kursat:

bak

kursat:

değişik bir düşünce bu

kursat:

aklıma gelmişti aslında

kursat:

bişey dah ageçende aklıma geldi

kursat:

hadid 22 deki ayaetteki levhimahfuz

[email protected]:

sürekli düşünürmüsün bu konuları

kursat:

orada kitapta olduğu bildiriliyo ya olacakların

kursat:

evet

[email protected]:

istemeden zoraki mi düşünürsün

kursat:

istemekte zoraki zatean

[email protected]:

yoksa oturup düşüneyim deyip tew mi?

kursat:

yaok benhep dünürüm

kursat:

ama kitap okurken olur genelde

kurs

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

ateistler olaylar zincirinin yani sebep sonuç zincirinin geçmişe doğru sonsuza dek gittiğini ve bu zincirin başlangıcının olmadığını dolayısıyla başlangıcı olmadığı için de başlatıcısının gerekmediği yani bir ilaha gerek olmadığını savunurlar. aslında ateizmin en fazla dayandığı delil budur. yani madde öncesizdir, başlangıçsızdır demek düşüncesi onların dayandıkları tek delildir, darvin meselesi aslında onlar için çüzüm değildir. çünkü bu meselenin en başını hallemiyorlar, hani dünyada ilk canlı suda bir uzun zaman sonunda oluştu diyorlar, ama biz onlara şunu evvelden sormuştuk: dünta nasıl oldu? kainat nasıl oldu? buna cevap vermemek için diyorlar şunu: yukarda anlattım. yani madde başlangıçsızdır dolayısıyla onu başlatan da yoktur. yani allah yoktur derler.

 

-- şimdi sizlere şöyle bir yardımda bulunacağım: geçmişe doğru giden bu olaylar zincirinin aslında sonsuza kadar gitmediğini esasen sonlu bir olaylar zinciri olduğunu çok kolay şekilde göstereceğim. bu dediğimi kitaplarda bulamazsınız zira onlar bunu kanıtlamak için çok karmaşık deliller ortaya koyuyorlar ve tatmin edici değildir. ancak benim yaptığım bu izah çocukların bile anlayabileceği tarzdadır:

 

mesela A noktası 2005 de bugün şu bulunduğumuz an olsun. B yönü ise geçmişe doğru sonsuza giden bir zincir varsayalım bu sola doğru giden yani geçmişe doğru giden olaylar zinciri olsun ve sonsuza dek geri gittiğini varsayalım okey mi?

 

ateistlere soruyorum:

 

devam ediyorum: soruyorum: A noktasından B yönüne doğru sonsuz sayıda olaylar zinciri kabul ettiniz, o halde size göre B yönünden A noktasına doğru sonsuz sayıda olaylar zinciri var kabul mü? bu soruya evet demek zorundalar.

 

devam ediyorum. yani bu B yönünden A noktasına doğru bu sonsuz sayıda olaylar zinciri sona eripte bu A noktasına varıldı öyle mi?

 

halbuki sonsuz olaylar zinciri düşünüldüğünde bunun sonuna varılamaz. adı üzerinde "sonsuz". sonu yok ki sonuna varılabilsin .

 

yani bu zincir sonsuz kabul edildilğinde sonuna varılamaz kabul mu? kabul demek zorundalar: halbuki bu A noktasına varılmıştır. yani 2005 deyiz. demek ki sonsuz silsile kabul edilemeyeceğinden, mecburen geçmişe doğru giden bu silsileye ( olaylar zinciri, sebep sonuç) sonlu demek zorundalar. bunu anladıysanız, bu geçmişe doğru giden bu silsileye sonlu dediyseniz, mecburen bu sonlu silsilenin başlangıcını kabul edeceksiniz. yani sonlu bir silsilenin hem başı hem de sonu belli olmalıdır. sonuna A noktası dediniz, 2005 dediniz. başına da mesela X diyelim. bu baş noktasını kabul etmek zorundasınız,

 

ve ne zaman ki siz, bir başlangıçtan bahsederseniz muhakkak bu başlangıç, bir başlatana muhtaç demektir ve biz buna Allah deriz :

 

çok zor mu bu delili anlamak, lütfen anlayan var sa anladım desin

 

ve ne anladığını kendince izah etsin. bakalım anlatabildim mi?

gerçekten siz o kadar çaresiz kalmışsınızki kendi inancınızı kanıtlamaya çalışacak kadar acizsiniz burda delil olarak gösterilen şey daha önce onlarca kez inananlardan duyduğum bir saçmalık onlar delil kabul edebilecekleri başka bir şey bulamamışlar ya kelebeğe bak böceğe bak tanrıyı orda bulacaksın yada herşeyin bir başlatıcızı varsa tanrı dünyayı başlatmıştır fikri oluyor.önce sonsuzluğunda parçalardan oluştuğunu hatırlatayım bu arkadaşlara ve parçalardan oluşan bir şeyin herhangi bir noktasında olunabileceğini yani sayılarda sonsuzdur mesela ve biz onları kullanarak işlemler yapabiliyorsak bunu kanıtlamış oluruz ayrıca birde şu var bir insan buraya kadar gelip şu sonucu buluyorsa bunun sağlamasını yapmadan nasıl ortaya çıkar birşey bulduğunuzu düşündüğünüzde tereddüt etmek doğasında yoksa o insan inançlı olacaktır ama ateistler tereddütten kaçamazlar çünki onlar aklın esas olduğunu bilirler buldukları herşeyin akıllarının ürünü olduğunu bilirler ve her meseleyi akıllarıyla çözmeye çalışacaklardır burdan yola çıkarsak dünyanın nasıl oluştuğu sorusu kolay bir soru değildir ve tanrı çözümün kolay olanıdır bu yüzden içinde tereddüt etme yatisi bulunmayan inançlılar kolay olanı seçip bu işten kurtulurlar hem inanıp hemde tanrıyı bilimsel olarak açıklamaya kalkarlar gerçekten ilginç. birde sonsuzluk başlı başına bir sorundur onun ne olduğunu bilmek hiçte kolay bir iş değildir sonsuzlukla uğraşacak olanların şunu kafalarından çıkarmamalarını diliyorum sonsuza kadar yaşayan hiçbir canlı bulunmamıştır ve bulunana kadar hiçbir canlının sonsuza kadar yaşayabileceği kabul edilmeyecektir, böyle birşeyin bulunma ihtimali ne kadarsa tanrının varolma ihtimalide o kadardır

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

önce zaman mefhumu sonra sanırm Allah ın sıfatları veya isimleri sonra da kader mevzusu kelamın en damar konularını seçmişsiniz.

 

bir şeye anlamını tersi kazandırır. tersi olmayanın kendisini tanımak zordur aklı zorlar. zamanın tersi yani zamansızlık çoğu idrakin alabileceği bi knu değil. zamansızlık nedir? zaman ile eylem ilişkisi nedir? zamansız eylemler olamaz mı? olursa bu eylemlerin sırası bir zaman mıdır?

 

alem literatürde yaratılan herşeyi ifade eder. sıra belirtilmeden tüm yaratılanları içine alır bu kavram. (sıra zaman değildir) ve zaman ilk yaratılandır. nitekim ayette alemin yaratılışında her yaratılandan önce zaman vurgulanıyor.

 

Allah ın isim ve sıfatları hususuna gelince madem tekvini ele aldınız ondan bahsedelim. Tekvin bazı alimlerce isim olarak addedilmiş bazılarınca sıfat. isim olarak kabul edersek Kendisiyle kaim demektir, sıfat olarak kabul edersek Allah ın eylemlerinin yansımalarıdır ve eylemle haizdir diyebiliriz. her neyse.. yağmur bir sonuçtur. bir İsmin ya da sıfatın sonsuz fiil kabiliyetinden basit bir sonuç. yani yağmur Tekvin'in ezel ve ebedilik vasfını taşımaz.

 

kadere gelince;bir mühendis kendi oluşturduğu bir düzeneğe ve yine kendi ürettiği özelliklere sahip robotları "özgür irade ve hareket" niteliği de vererek yerleştirirse onların yapacakları herhangi bir hareket bu mühendis için yeni bir bilgi değeri taşır mı? Allah belirlediği için değil, kul kendisi amel eder ancak bunun bilgisi Allah da vardır. bilgi olduğu için yapılan bir eylem değildir bu, yapıldığı çin ve yapılması mümkün olduğu için bilinir. buradan da Allah ihtimallerle mi kulunun bilgisine sahiptir gibi bir sonuç çıkarmayın nitekim en ufak ayrıntıya dahi bilgisi açısından hakim olan Allah elbetteki tahminden öte bir bilgiye sahiptir.

 

selam ile..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

peki allahın ilmimi bizim fiillerimize tabidir yoksa bizim fiillerimizmi allahın ilmine tabidir? yada şöyle sorayım: allahın bilmesi mi bizim fiillerimizin yani hareketlerimizin sebebidir yoksa bizim fiillerimiz mi allahın bilmesinin sebebidir?

ısrarla soruyorum ve yanıt bekliyorum son mesaj atandan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kadere gelince;bir mühendis kendi oluşturduğu bir düzeneğe ve yine kendi ürettiği özelliklere sahip robotları "özgür irade ve hareket" niteliği de vererek yerleştirirse onların yapacakları herhangi bir hareket bu mühendis için yeni bir bilgi değeri taşır mı? Allah belirlediği için değil, kul kendisi amel eder ancak bunun bilgisi Allah da vardır. bilgi olduğu için yapılan bir eylem değildir bu, yapıldığı çin ve yapılması mümkün olduğu için bilinir. buradan da Allah ihtimallerle mi kulunun bilgisine sahiptir gibi bir sonuç çıkarmayın nitekim en ufak ayrıntıya dahi bilgisi açısından hakim olan Allah elbetteki tahminden öte bir bilgiye sahiptir.

(açıkladığımı sanıyordum..)

 

bu bilgi Allah da zaten vardır nitekim tüm düzeni kuran ve en ince ayrıntısına kadar ilmine vakıf olan bir Yaratıcıdr O. ancak eylem kula aittir. kul dilediğini işler bu Allah ın ilmine yeni bir bilgi olarak girmez. kulun hanesine yeni bir amel olarak işlenir.

 

her tercih nice tercihe kapıdır. tüm bu tercihlerin özelliklerini Allah bilir. tercih kula aittir. yani tercihler sınırsız da olsa Allah ın ilmi dahilindedir. ancak her tercih kula aittir. kulun girdiği kapının nerelere açılacağını da Allah bilir. zaten onu mükellef kılan da budur. kulun tercihini Allah önceden bilir mi derseniz...

 

tabi ki bilir. biz bile aşina olduğumuz kişilerin neyi seçeceğini biliriz. ancak bu bizi (bileni) sorumlu kılmaz. failin iradesi mevzu bahistir. cebr ya da uyutma söz konusu değil. bilmek mesul olmak değildir.

 

umarım bu defa açık olmuştur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

soruma yanıt vermedin: "peki allahın ilmimi bizim fiillerimize tabidir yoksa bizim fiillerimizmi allahın ilmine tabidir? yada şöyle sorayım: allahın bilmesi mi bizim fiillerimizin yani hareketlerimizin sebebidir yoksa bizim fiillerimiz mi allahın bilmesinin sebebidir?

ısrarla soruyorum ve yanıt bekliyorum son mesaj atandan"

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sanırım sizin aklınızda bir cevap var ve onu bi türlü tutturamadığım için anlamıyorsunuz.

 

 

bizim fiillerimiz kendi irademizledir. bu nedenle fiillerimizden mesul tutuluyoruz.

 

Allah ın ilmi ise bizim fiillerimize binaen oluşmaz. O zaten bunları bilir. çünkü en ufak ayrıntımıza kadar herşeyin bilgisine sahiptir. O'nun bunları biliyor olması bizim fiillerimizin önceden takdir edildiğine işaret değildir.

 

bu tıpkı cam bir bardağın düşerse kırılacağını düşmezse kırılmayacağını bilmeniz gibidir. ya da üretilen ilacın yan etkilerinin ve faydalarının "ilminin" (yani bilinmesinin) prospektüslerde yazılıyor olması gibi. en ince detayına kadar bir konuya vakıfsanız o olayın sonuç ve etkilerini bilmeniz doğaldır.

 

biz Yaratıcı'nın deneyimle ilm sahibi olmayacağını biliyoruz. ancak O insanların tarihteki deneyimlerini yaşayan insanlara sunarak onları eğitir.

 

hala mı olmadı....?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sayın Kürşat cevaplarım gayet açık. Allah ın ilmi de bizim fiillerimizde bir diğerine tabi değildir. Allah ın ilmi herşeye hakimdir. insanın fiilleri de bu sınırsız ilmin içinde özgürdür.

bak eğer allah bizim hareketlerimizi önceden zaman olarak biliyorsa bu demek ki zaman olarak bizim fiillerimiz yokkende allahın ilminde bunlar belli idi manası çıkar. halbuki biz; allahın bilgisinde yokken bu fiil meydana geldi diyemiyoruz. dolayısıyla zaman olarak önceden, bu fiil yokkende ilminde bu vardı. dolayısıyla bu durumda bizim fiillerimiz allahın ilmine tabi olmuş olmadımı?

tabi olmak kabul etmek tasdik etmek manalarına ve etkilenmek manalarına da gelir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

anlamadığınız Allah ın fiillerimizi bilmesinin bizim iradeli failler olmamızı engellemez olduğudur. her fiil Allah ın bilgisi dahilindedir. her kul da Allah ın bilgisi dahilindedir. Allah hangi fiili hangi kulunun işleyeceğini bilir. bu O'nun takdiri değil kulun iradesi ile olur.

 

son defa örnek veriyorum. bakınız düşünün ki bir saha da en ufak detaya kdar bilgi sahibisiniz. ve bir kaç insanın da her türlü karakter özelliğini, yaşantısını geçmişini aile yapısını kısaca hayatını tamamen biliyorsunuz. uzman olduğunuz sahada o insanların ne tepki vereceğini hangi yolları seçeceğini (insanları bilmenizden ötürü), hangi sonuçlara ulaşacağını ne gibi zorluklara gireceğini nerede karşılaşıp nerede ayrılacaklarını (saha hakkındaki bilginiz dolayısıyla) bilirsiniz. bu yaşananlar da ne siz onlara ne de onlar size tabisinizdir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

soruma yanıt vermedin ki.

bida soruyom:"koç dedi: "EVET ALLAHIN İRADESİ İLE OLUR.KIZINA TECAVÜZ EDEN.

ALLAHIN İRADESİ İLE AMA ALLAHIN RIZASI DAHİLİNDE DEĞİL."

cevap: demek kızına tecavüz edenin bu fiilini allahın iradesi ile olduğunu kabul ediyorsun? o halde şu soruma yanıt ver: peki şahıs bu eylemi yani tecavüz eylemini yapmadan önce mi allah bu eylemi irade etmişti yani dilemişti? cevap bekliyorum devamını getirecem.

not: rica ediyorum bu arkadaşın vereceği yanıta diğerleri de yorum yapsın. onun dediği lafı diyorlar mı demiyorlar mı ? eğer demiyorlarsa neden olduğunu anlatsınlar."

 

irade konusuna gelince 50 sefer anlattım forumlarda bunu ve bunu iddia ettikten sonra yüzlerce defa "felsefe, din felsefesi" kitaplarında bunu gördüm. dediğim gibi yani iradesi yoktur. onun ilmi ise fiili bir bilgi yani belirleyici ve etkileyici ve de zorlayıcıdır.

hala zahirciliği ( dış anlamlara bağlılık, insanbiçimci ilah anlayışı savunumu) sürdürüyorsunuz. biz bu yollardan geçmedik mi sanıyorsunuz? biz kelam okumadık mı, diyorum ki : kelam kitapları da zahiricilikten kurtulamadı. insanbiçimci bir ilah anlatımı mevcut kelamda. bunu anlayın ve dediklerimi anlamıyorsunuz diye ben mi suçlu olacağım yani? oku meşşailik, ibn sina ve farabinin anlatımlarında bunlar var.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Misafir Zıplayan Dana

bir şeye anlamını tersi kazandırır. tersi olmayanın kendisini tanımak zordur aklı zorlar. zamanın tersi yani zamansızlık çoğu idrakin alabileceği bi knu değil. zamansızlık nedir? zaman ile eylem ilişkisi nedir? zamansız eylemler olamaz mı? olursa bu eylemlerin sırası bir zaman mıdır?

Sanırım burada "negatif teoloji" demeye çalışıyorsun ama dilin varmammış ve dememişsin.

Zamanın tersi zamansızlık gibi bir şey bana tuhaf geldi,yani güzelin karşıtı güzelsizlik demek gibi bir şey olmuş.Güzelin karşıtı çirkin olabilir ancak.Zamanın karşıtı da .... ne olabilir hakikaten?

Yani sonuç,bazı kavramların tezatı yoktur.

Negatif teoloji ise "varlık"ı,ne olduğunu değilde ne olmadığını anlatarak tanımlamaya çalışmaktır.

Zamanın karşıtı olmayacağına kanaat getiren ben,eylem ile zamanın da birbiri adına geleceğine inanıyorum.Yani,tarihsellik mi dersiniz ya da determinizm mi dersiniz artık orası size kalmış.Evet,eylemlerin sırası bir zamana göre olmaktadır.ve de en tehlikeli sonuca gelirsek:Bu nedenlerle zaman-dışı bir varlık olamaz...

 

bu bilgi Allah da zaten vardır nitekim tüm düzeni kuran ve en ince ayrıntısına kadar ilmine vakıf olan bir Yaratıcıdr O. ancak eylem kula aittir. kul dilediğini işler bu Allah ın ilmine yeni bir bilgi olarak girmez. kulun hanesine yeni bir amel olarak işlenir.

her tercih nice tercihe kapıdır. tüm bu tercihlerin özelliklerini Allah bilir. tercih kula aittir. yani tercihler sınırsız da olsa Allah ın ilmi dahilindedir. ancak her tercih kula aittir. kulun girdiği kapının nerelere açılacağını da Allah bilir. zaten onu mükellef kılan da budur. kulun tercihini Allah önceden bilir mi derseniz...

Eğer "tanrı" varsa her şeye vakıftır önermesine diyeceğim yok.

Ama benim eylemlerimin ya da amellerimin bilineceği çok tehlikeli yönlere götürüyor beni.Eğer biliniyorsa bu kader ile ilgili ve kaderin bilinmesi şu sonuca götürür beni: eğer ben yanlış yapıyorsam bu önceden böyle yazıldığı içindir ve önceden yazılan bir şey yüzünden yargılanmam mümkün müdür?

Yani "tercih" değil,zorunluluk meydana geliyor burada...

 

bu tıpkı cam bir bardağın düşerse kırılacağını düşmezse kırılmayacağını bilmeniz gibidir. ya da üretilen ilacın yan etkilerinin ve faydalarının "ilminin" (yani bilinmesinin) prospektüslerde yazılıyor olması gibi. en ince detayına kadar bir konuya vakıfsanız o olayın sonuç ve etkilerini bilmeniz doğaldır.

Cam bardak...

En ince detayına kadar bir konuya vakıfsam olaylarında sonuş ve etkilerini bilirsem bu "bilim" e girer.Bir bakıma Tanrı=bilim der gibisin...

Pozitivistlerin teoremlerine benzemiş gibi geldi bana...

 

Nedense hep bu yanlış yapılıyor.Tanrı'nın bu dünya üzerinde çok fazla uğraşıldığı ve hep kontrolü altındayız gibi bir şeyler çıkarıyoruz.Bu kadar kontrol altında tutulsaydık acaba dünya bu halde olurmuydu?

Bu gibi sorular ve cevaplar hakikaten zorluyor insanı...

bir de bunu açoklamak daha da zor...

Hem insanın kendisine anlatması zor hem de başkasına anlatması...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sanırım burada "negatif teoloji" demeye çalışıyorsun ama dilin varmammış ve dememişsin.

Zamanın tersi zamansızlık gibi bir şey bana tuhaf geldi,yani güzelin karşıtı güzelsizlik demek gibi bir şey olmuş.Güzelin karşıtı çirkin olabilir ancak.Zamanın karşıtı da .... ne olabilir hakikaten?

Yani sonuç,bazı kavramların tezatı yoktur.

Negatif teoloji ise "varlık"ı,ne olduğunu değilde ne olmadığını anlatarak tanımlamaya çalışmaktır.

Zamanın karşıtı olmayacağına kanaat getiren ben,eylem ile zamanın da birbiri adına geleceğine inanıyorum.Yani,tarihsellik mi dersiniz ya da determinizm mi dersiniz artık orası size kalmış.Evet,eylemlerin sırası bir zamana göre olmaktadır.ve de en tehlikeli sonuca gelirsek:Bu nedenlerle zaman-dışı bir varlık olamaz...

Eğer "tanrı" varsa her şeye vakıftır önermesine diyeceğim yok.

Ama benim eylemlerimin ya da amellerimin bilineceği çok tehlikeli yönlere götürüyor beni.Eğer biliniyorsa bu kader ile ilgili ve kaderin bilinmesi şu sonuca götürür beni: eğer ben yanlış yapıyorsam bu önceden böyle yazıldığı içindir ve önceden yazılan bir şey yüzünden yargılanmam mümkün müdür?

Yani "tercih" değil,zorunluluk meydana geliyor burada...

Cam bardak...

En ince detayına kadar bir konuya vakıfsam olaylarında sonuş ve etkilerini bilirsem bu "bilim" e girer.Bir bakıma Tanrı=bilim der gibisin...

Pozitivistlerin teoremlerine benzemiş gibi geldi bana...

 

Nedense hep bu yanlış yapılıyor.Tanrı'nın bu dünya üzerinde çok fazla uğraşıldığı ve hep kontrolü altındayız gibi bir şeyler çıkarıyoruz.Bu kadar kontrol altında tutulsaydık acaba dünya bu halde olurmuydu?

Bu gibi sorular ve cevaplar hakikaten zorluyor insanı...

bir de bunu açoklamak daha da zor...

Hem insanın kendisine anlatması zor hem de başkasına anlatması...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yıllardır düşünürüm.Allah ya da tanrı kavramını onun neyi bilip neye hakim olduğunu kaç tane olduğunu bir mi tek mi olduğunu her şeyi duyup nasıl da kulağının olmadığını,istediğini öldürüp istediğini nasıl da yaşattığını yani bu kavramları birisi yıllardır bizleri şartlandırma yapısı içerisinde anlatıp duruyor ve dört bir koldan bu bombardıman sürüyor.Ve sanki nedense konusu din olan topicler sap ile samanı hep birbirine karıştırıyor.Bu site biraz farklı.Sanırım çoğunluk üniversite öğrencisi...

Örneğin ben de bir konuda düşüncemi anlatayım.Allah ya da tanrı bir tane değildir.Belki hemen bazıları koşullanmanın etkisi ile haşa diyeceklerdir.Sayı sayma ve sayı kavramı nitel değil nicel bir olaydır.Yani sınırları bilinen ve görünen varlıklar aynı cinsten olmaları koşuluyla bir sayıya atanabilirler.Örnek olarak bir torbada bulunan cevizler sayılabilir.Peki bir kamyon ile gelen kumları sayma işlemi mantıksal olarak yapılabilse de yararsız bir işlemdir.Sınırları üzerinde somut olarak saptama olayının gerçekleşmediği örneğin düşünce sayılabilir mi?Birisi bana bugün kaç tane düşüncen oldu?dese bu saçma bir soru olmaz mı?Elle tutulamayan varlığı etkileri ile kabul edilen soyut kavramlar sayılamaz.Sınır belli değildir.Bu nedenle kaç tane olduğu da sayma işlevinin alanı dışına çıkmıştır.Yani uzaya bir tanedir ya da üç tanedir demenin bir mantığı var mıdır?Aksi deneylerle kanıtlanmadıkça bu soruya ne yanıt verirseniz verin etkisi her kesin anlama kapasitesi ile sınırlıdır.Bir çıkıp uzayın bir tane olduğunu size belletir ve bu bilginin dışına çıkmanın yaptırımlarını sıralar ve bunu inkar etmenin nelere mal olacağını gösterirse kimi inanır kimi de öyle görünür.Doğru ifade belki de tanrı yerine tek demekdir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili zıplayan dana yazdıklarımı ya tam okumamışsın ya da anlamamışsın. "tersi olmayanın kendisini tanımak zordur aklı zorlar." ama tamamen bilenemez demedim. zıt unsur tamamlayıcı öğe durumundadır. ayrıca zaman'ın zıddı olmadığından "zamansızlık" diye bir tabir kullandım.

 

Allah herşeye vakıf. bu doğru. yalnız cümle kurarken sırayı şaşırıyorsunuz. zira Allah bildiği için biz eylem yapmıyoruz. biz yaptığımız için Allah bunları biliyor. bu konuyu ele alırken zaman mefhumunu pasif tutmak gerek. bizim o eylemi seçeceğimizi O biliyordu. zira biz o yönde bir insan portresine sahibiz. bu portreyi oluşturan şartların bilgisine de sahip.

 

(prospektüs örneğini tekrar anımsatırım) koşullar, tercihlerin yapıları ve sonuçları, tercih edenin özellikleri vs gibi unsurları Allah bilir. ancak bu bilgi bizden ve şartlardan dolayıdır. dolayısıyla sorumluluk bilen de değil eylemi işleyendedir. bilim=Tanrı gibi bir yargıyı nasıl çıkardın anlamadım. "bilim (tüm bunların bilgisi), Allah'da vardır" demek istediğim gayet açık.

 

umarım bu defa anlatmak istediğimi anlarsın. ne negatif teoloji ne de pozitivist bir tavır içindeyim. ancak onlardan faydalanacağım yaklaşımlar varsa faydalanırım. bu da zaten, sen de iyi bilirsin ki, bilimselliğin bir şartıdır.

 

selam ile.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ateistler olaylar zincirinin yani sebep sonuç zincirinin geçmişe doğru sonsuza dek gittiğini ve bu zincirin başlangıcının olmadığını dolayısıyla başlangıcı olmadığı için de başlatıcısının gerekmediği yani bir ilaha gerek olmadığını savunurlar. aslında ateizmin en fazla dayandığı delil budur. yani madde öncesizdir, başlangıçsızdır demek düşüncesi onların dayandıkları tek delildir, darvin meselesi aslında onlar için çüzüm değildir. çünkü bu meselenin en başını hallemiyorlar, hani dünyada ilk canlı suda bir uzun zaman sonunda oluştu diyorlar, ama biz onlara şunu evvelden sormuştuk: dünta nasıl oldu? kainat nasıl oldu? buna cevap vermemek için diyorlar şunu: yukarda anlattım. yani madde başlangıçsızdır dolayısıyla onu başlatan da yoktur. yani allah yoktur derler.

 

-- şimdi sizlere şöyle bir yardımda bulunacağım: geçmişe doğru giden bu olaylar zincirinin aslında sonsuza kadar gitmediğini esasen sonlu bir olaylar zinciri olduğunu çok kolay şekilde göstereceğim. bu dediğimi kitaplarda bulamazsınız zira onlar bunu kanıtlamak için çok karmaşık deliller ortaya koyuyorlar ve tatmin edici değildir. ancak benim yaptığım bu izah çocukların bile anlayabileceği tarzdadır:

 

mesela A noktası 2005 de bugün şu bulunduğumuz an olsun. B yönü ise geçmişe doğru sonsuza giden bir zincir varsayalım bu sola doğru giden yani geçmişe doğru giden olaylar zinciri olsun ve sonsuza dek geri gittiğini varsayalım okey mi?

 

ateistlere soruyorum:

 

devam ediyorum: soruyorum: A noktasından B yönüne doğru sonsuz sayıda olaylar zinciri kabul ettiniz, o halde size göre B yönünden A noktasına doğru sonsuz sayıda olaylar zinciri var kabul mü? bu soruya evet demek zorundalar.

 

devam ediyorum. yani bu B yönünden A noktasına doğru bu sonsuz sayıda olaylar zinciri sona eripte bu A noktasına varıldı öyle mi?

 

halbuki sonsuz olaylar zinciri düşünüldüğünde bunun sonuna varılamaz. adı üzerinde "sonsuz". sonu yok ki sonuna varılabilsin .

 

yani bu zincir sonsuz kabul edildilğinde sonuna varılamaz kabul mu? kabul demek zorundalar: halbuki bu A noktasına varılmıştır. yani 2005 deyiz. demek ki sonsuz silsile kabul edilemeyeceğinden, mecburen geçmişe doğru giden bu silsileye ( olaylar zinciri, sebep sonuç) sonlu demek zorundalar. bunu anladıysanız, bu geçmişe doğru giden bu silsileye sonlu dediyseniz, mecburen bu sonlu silsilenin başlangıcını kabul edeceksiniz. yani sonlu bir silsilenin hem başı hem de sonu belli olmalıdır. sonuna A noktası dediniz, 2005 dediniz. başına da mesela X diyelim. bu baş noktasını kabul etmek zorundasınız,

 

ve ne zaman ki siz, bir başlangıçtan bahsederseniz muhakkak bu başlangıç, bir başlatana muhtaç demektir ve biz buna Allah deriz :

 

çok zor mu bu delili anlamak, lütfen anlayan var sa anladım desin

 

ve ne anladığını kendince izah etsin. bakalım anlatabildim mi?

merhabalar kürşatotçu kardeşim,

öncelikle dindar değilim belirteyim.bu forumada yeni üye oldum herkese selamlar.sorunuz ilgimi çekti. akılcı olduğum için konu hakkında yorum vermek istiyorum.

-- mantık yürütme şeklin gayet iyi olmuş ama gözönüne almadığın konular nedeni ile yanlış çıkarımlarda bulunmuşsun.şu an 2006 yılındayız ve geriye doğru sonsuz sayıda olay olduğunu söylemişsin. bu doğru. ama gözden kaçırdığın olay bu sonsuz sayıda olayın bitmiş olmadığıdır.

-- evrenin genişlemesi bitmedi,

-- dünya 2007-2008-2009.....??? da da güneşin etrafında dönmeye devam edecek.

-- sayısız devam eden olay vardır.

-- yani bitmemiş sonsuz sayıda olay vardır.

-- 2006 ya kadar biten olaylar ise sonlu sayıda olup yürüttüğün mantık doğrudur yani o biten olayların bir başlangıcı vardır.

 

2006 yılını sonsuz sayıda evrensel olayın bitiş yılı olarak algıladığın için evrenin başlangıcı olduğunu düşünmüşsün.çünkü sonu olan herşeyin muhakkak başlangıcı da olması gerekir. burada haklısın.

ama 2006 da hala sonsuz sayıda olay değişerek-gelişerek-evrimleşerek devam etmekte olduğundan bu mantık silsilesi ile evrenin başlangıcı olduğu çıkarsaman hatalıdır.(bence)

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

zaten bu görüşümü değiştirdim ve alem başlangıçsız dedim.

zira anladım ki alemin (olayların) başlangıcını savunan allahın varlığının başlangıcını kabul etmek zorunda kalır. o bakımdan bu görüşü terkettim ve alemde dolayısıyla madde de ezeli yani başlangıçsız dedim. ama alem allahtan sudur etti yani ondan taştı ancak bu başlangıçsız idi diyorum.

ancak şunu itiraf edeyim ki benim alemin başlangıçlı olduğuna yönelik delilim çok güşlü olup ona karşı bir delil getiremedim. sadece allah başlangıçsız olmalıdır, düşüncesiyle o iddiamdan vazgeçtim eğer benin alemin başlangıcı olmalıdır iddiamdaki o delili çürüten bir delil bulursan sevinirim. zira ben bir şey bulamadım.

not: verdiğin karşılık yeterli olmayıp çok kişi dediğini dedi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

zaten bu görüşümü değiştirdim ve alem başlangıçsız dedim.

zira anladım ki alemin (olayların) başlangıcını savunan allahın varlığının başlangıcını kabul etmek zorunda kalır. o bakımdan bu görüşü terkettim ve alemde dolayısıyla madde de ezeli yani başlangıçsız dedim. ama alem allahtan sudur etti yani ondan taştı ancak bu başlangıçsız idi diyorum.

ancak şunu itiraf edeyim ki benim alemin başlangıçlı olduğuna yönelik delilim çok güşlü olup ona karşı bir delil getiremedim. sadece allah başlangıçsız olmalıdır, düşüncesiyle o iddiamdan vazgeçtim eğer benin alemin başlangıcı olmalıdır iddiamdaki o delili çürüten bir delil bulursan sevinirim. zira ben bir şey bulamadım.

not: verdiğin karşılık yeterli olmayıp çok kişi dediğini dedi

alem başlangıçsız ise kendi inancın ile çelişmiyormusun. inancında kainatın allah tarafından yaratıldığı yazar.

savunduğun fikir nedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.