Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

darwen

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    33
  • Katılım

  • Son Ziyaret

darwen - Başarıları

Çırak

Çırak (3/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. arkadaşalar anarşizmin tanımı güzel yapılmış ama pratiğe dökerken bazı konularda yanlış yapılmış. mesela cyrano 2. cümlesinde (son mesaj kendiliğinden konusu yanlış algılamışsın. otortite bütün insanlar erdemli olduktan sona silinecektir ama anarşi buna ütopya ya da değil gözüyle bakmaz. anarşizmin davası kitlesel olsa daha iy olur fakat eylem de ortak oolalım diye bir şey söz konusu değildir. psikoljik baskı da yapmaz bunu için. önce ki sayfa da punk müziği ile ilgili mesaj atan arkadas sanki içi boş mesaj atmış. ayrıca punk türkiye ye öncelikle sadece giyim ve saç kesimi olarak gelmiştir. daha sonra müzik kendini göstermiştir. yani fikirler sonrdan gelmiştir. dolayısıyle punk çıların %99 una anarşist demek çok büyük bir hata. birey kendine uyduğu için değilde punk ın türkiye ye gelşini o0kuyor bi yertden sonra anarşist olmaya kara veriyor. türkiye de ne yazık ki böyle. ama su da bir gercek ki. gercek anarşist kimsenin tekelkinde olmamakla birlikte samimi olanlar punk çıdır. mesajların hepsini okuyamadım yanlış bir şey yazdıysam özür olsun. daha sonra okuyup fikirlerimi yazacağım.
  2. kardeş katli yanlış mıdır değil midir ?
  3. bektaşiler, dervişler,mevleviler yüzyıllarca islam ülkelerinde yönetime yakın durarak halkın baskı altında kalmasına yardımcı olmuştur. "bir loklma bir hırka" gibi tasavvufi düşünceleri halka aşılamış dünya nimetlerinden faydalanmalarını engellemiştir. halkın isyan etmesini engellemişlerdir. tasavvuf u islam içinde gibi gösterip kendilerini kutsallaştırmışlardır... kısacası bugün halktan aydın çıkmıyorsa halka dinden başka birşey öğretmeyen bu kişiler en büyük sebeptir. halk zengin değilse sebep yine bu kişilerdir. çünkü, dünya zevklerinden uzak durmayı aşılayıp halkın fakir kalmasını istemişlerdir.
  4. kardeş katli hakkında ne düşünüyorsun ? sence haksız bir kanun ve olay mı ?
  5. darwen

    OSMANLILAR TÜRK DÜŞMANIMIYDI?

    kaynaklar: halil inalcık: osmanlı devleti tarihi; klasik çağ i.hakkı uzunçarşılı: osmanlı tarihi (hangi cilt olduğunu hatırlamıyom) kolonizatör tük dervişleri: yazarı galiba ömer lütfi barkan dı. kaynak yayınları hariç çoğu osmanlı tarihi kitaplarına bakabilirsiniz. birşey daha söyleyim: benim bu verdiğim isiler gerçek tarihçidir. naima gibi muhasebe ci ve gümrükçü değildir. zaten bi naima dan örnek verdiniz bi kaç tane de 3-5 dörtlük yazan osmanlı düşmanı bektaşilerden. siz bunlara kaynak mı diyorsunuz ?
  6. darwen

    OSMANLILAR TÜRK DÜŞMANIMIYDI?

    osmanlı tarihini sevmediğim için bibliyografya da biraz zayıf olduğum doğrudur. ama bu konuda yeterliyim diye düşünüyorum. osmanlı da hem naimi vardır hem de naima.. bir bak bakalım istersen tarihçi diye ilşk önce hangisi söylenmiş.. üstüne bastıra bastıra söylüyorum naima zamanının ünlü bir tarihçisi değildir. o gümrükçü ve yayımcıcılık yapmıştır daha çok. devşirmeler zorla alınmamıştır. alındığını kanıtlayın. 70.000 kişi öldürülmemiştir. onu da kanıtlayın. osmanlı devşirme yöneticileri haka eziyet ediyor demek sistematik bir yargıdır. ama bu da yanlış.tek tük olmuştur. fatih ülke yönetimini ve yargıyı vezirlere bırakmıştır. çandarlı da artık saraya hakim olmaya başlayınca uzaklaştırldı yönetimden. osmanlı türkleri 2. plana atmıştır doğru. balkanlara hep türkleri yerleştirme planıda bunun acık göstergesidir. 3-5 tane bektaşi türk lük utanç vericidir dedi diye böyle kabul edeceksek iyi valla. yazdıklarınız belge ile olsun arkadaşlar. yoksa kimse sallamaz.
  7. bektaşilik din değildir. aman ha !!
  8. darwen

    biraz felsefe-

    konu değişiyo ama tarihte yalan çoktur. karadan gemi yürütülmesi de yalandır. hezarfen ahmet çelebinin uçuşu da.
  9. o filmi izlemek isterim ama nasıl olacak. film yok bende. suan gösterimde mi ? ispanya iç savaşlarını şöyle özetleyebiliriz. ama anarşistler burda ön planda değildir. ve baskı altında bulunan bir kitledir. İSPANYOL İÇ SAVAŞLARI hakkında.. Bir yanda anarko-sendikalistlerin (CNT-FAI), sosyalistlerin (İspanyol İşçi Partisi-PSOE) Stalinistlerin (İspanyol Komünist Partisi-PCE), Trotskistlerin (Izquierda Communista) ve anti-Stalinist Marksistlerin (POUM); öte yanda, gelenekçi aşırı Katolik monarşistlerin (Karlist’ler), Katolik Kilisesi’nin (CEDA), faşist Falange Partisi’nin (ve onun küçük ortağı Jons’un -Juntas de Ofensiva Nacional-Sindicalista) ve farklı Monarşist grupların siyasal programları, iç savaş koşullarında fiilen karşı karşıya gelmiş, Halk Cephesi kendi içinde (anarşistlerle komünistler- Sovyetiklerle anti-Stalinistler) daha küçük çaplı iç savaşlar yaşamıştır. İspanyol İç Savaşı on altıncı hattâ on dördüncü yüzyıldan beri var olan ve giderek olgunlaşan siyasal programların ve ideolojik görüşlerin, kısaca insanlığın gelecek arayışını esinleyen düşüncelerin, İkinci Dünya Savaşı öncesinde bütün dünyayı aydınlatarak son bir kez parlayıp alevlendiği büyük bir tarihsel olaydır.
  10. darwen

    OSMANLILAR TÜRK DÜŞMANIMIYDI?

    kime tarihçi denir ? 2cilt kitap yazan herkes tarihçi midir ? adamın olmadığı yerde keçiye öelebi denirmiş diye naima ya tarihçi mi diyecez ? osmanlı da hem naimi vardır hem naima. ama sen ilk başta naimi dedin sorun burdan kaynaklanıyor. ama hala diretiyorsun. bu arada bütün arşivlerde tarihçiler suan çalışabiliyor. bi engel yok.
  11. darwen

    OSMANLILAR TÜRK DÜŞMANIMIYDI?

    e birader naimi ile naima yı sen karıştırdın ilk başta. naima yerine naimi dediğin için böyle oldu. kuyucu murat paşa celali isyanlarını bastırdı. sebebi ekonomik tir bu isyanın. 70.000 kişi değil sadece 5-6 küçük çapte köy kadar nüfus.bu sayı nerden çıktı ? naima en ünlü tarihçi de değildir.gümrükte çalışmış sonrada muhasebe (tahrir defterleri) cilik yapmıştır. tarihçi olduğu doğrudur fakat daha çok naşir (kitap yayımcılığı) yapmıştır. neyse konuyu fazla dağıtmayalım. varsa başka sorun çözelim ama belgelerle.
  12. darwen

    OSMANLILAR TÜRK DÜŞMANIMIYDI?

    osmanlı türk devletidir diyen kim bilmiyorum ama böyle söyleyen biri varsa yanlış söylemiş. osmanlı ümmetçi bir devletti. etnik açıdan bir kökene bağlı değildir... gelelim NAİMİ ye.. tarihçi dediğin kişi bir müftüdür. ve bir kaç ünlü manzume si vardır.bu adam ın neresi tarihçi. işte buyrun. Müftü Hacı Ömer Naimi Efendi resmi kayıtlara göre 16. Yüzyılda Harput'ta ilim adamı olarak şöhret kazanmış, Efendigiller ailesinden Müftü Hacı Ahmet Efendi'nin büyük oğlu olup, 1802 (1216 H.) yılında Harput'da dünyaya gelmiştir. Mensup olduğu aileye önceleri "İmamzade" daha sonra bu aileden yetişen bir çok zatın müftülük yapmaları nedeni ile "Müftügil" ve sonra da "Efendigil" denilmiştir. Kaside-i Bürde Sarihi olarak da bilinen Müftü Hacı Ömer Naimi Efendi, babası Hacı Ahmet Efendiden ders görmüş; tâlim ve ted­rise çok meraklı olup, fitraten de çok zeki olması dolayısıyla emsali arasında kendisinden çok sene önce derse başlamış olanlara yetişmiş, hatta onlan geride bırakmıştır. Fakat babasının fetva işlerinin yoğun olması nedeniyle ondan yeteri kadar düzenli bir şekilde ders ala­mamıştır. Bunun üzerine o zamanlar âlimlerin çok olduğu Antep şehrine gitmeye karar verir. Bu husustaki düşüncesini babasına açarak onun muvafakatini isteyince, babası hiç beklemediği bu teşebbüs karşısında hayretler İçinde kalmış ve oğlunun bu arzu ve iradesini kırmamak için muvafakat etmiştir. Bunun üzerine o Antep'e gidip, büyük âlimlerden Küçük Hafız Necip Efendi'den ders görüp ica­zet almış, aynı zamanda Antep'in tüm âlimleri ile tanışarak, onlarla ilmi sohbetlerde bulunmuştur. O yıllarda Anadolu'nun birçok yerinde devam eden Yeniçeri isyanları 1819 (1234 H.) yılında Antep'e de sira­yet etmiş, şehir halkında; bilhassa ilim adamlarında huzur bırakmamış, sonuçta isyanların önüne geçilemeyince Naimi Efendi'nin hocası Hafız Necip Efendi dahil birçok ilim adamı yok yere öldürülmüştür. Naimi Efendi, gerek hocası ve yakından tanıdığı birçok ilim erbabının bu haksız akibeti, gerekse bu insanlardan aldığı zevk ve feyzi kaybetmesinden dolayı son derece müteessir olmuş; bu yüzden bir fırsatını bularak arkadaşı Hoğu' (Yurtbaşı) lu meşhur şair Rahmi Harputi ile Kayseri'ye gitmiştir. O yıllarda Kayseri de Antep gibi ilim erbabının çok olduğu bir yerdir. Naimi Efendi, sekiz yıl gibi uzun bir süre Kayseri'de kalarak Hoca Kasım Efendi, Gözübüyükzade Hacı Vahdi Efendi ve San Abdullahzade Mehmed Efendi gibi meşhur âlimlerden ders alıp tahsilini tamamladıktan sonra, hocası Kâzım Efendi'den de ica­zet alarak 1826 (1242 H.) yılında Harput'a dönmüştür. Harput'ta ecdadı gibi tâlim ve tedrise başlamış, kısa bir süre sonra da Harput Müftüsü olarak 15 yıl bu görevde kalmıştır. Naimi Efendi fazıl, kâmil ve ilmî seviyesinin yüksek olmasının yanında hatip ve latifeci bir yapıya sa­hipti. Gerek normal konuşmalarında, gerekse vaazlarında zarif fıkra ve latifeler anlatırdı. Aşağıda sunacağımız şu olay ne kadar anlamlıdır: Naimi Efendi Kayseri'ye gidip Hoca Kasım Efendi'ye müracaat ettiğinde, talebin çokluğu yüzünden medresede boş oda bulunmamış, bu yüzden kendisine karanlık, rutubetli ve dar bir hücre tahsis edil­mişti. Bu durum Naimi Efendi'nin canını sıkmış, Arapça şu beyti yazıp hocasının rahlesi üzerine bırakmıştır. A'teyteni hücreten ve hüve minelkeremi Lakinnehâ zîkatun kelkabri fizzülemi Manası: Kereminizden bana bir hücre verdiniz, lakin bu hücre karanlık bir kabir gibi dardır. Hocası bu beyti okuyunca, Naimi Efendi'nin zekâ, kabiliyet ve bilgisi hakkında hükmünü vermiş ve daha sonra fazilet ve istidadını lükdiren, kendi özel hücresini ona tahsis etmiştir. Müftü Hacı Ömer Naimi Efendi Arap, Fars ve Türk edebiyatına vakıf olduğundan birçok eser yazmış, bazı çalışmaları aşağıya çıkarılmıştır 1- Kayseri ulemasından Hacı Vahdi Efendi'nin Rübu Risalesi adlı eserini şerhetmiş, 2- Yine bu zatın ilmi münazara ve adaptan bahseden Velediye Hîcabisi adlı eserini tahşiye etmiş fakat tamamlayamamıştır. 3- Asıl şöhretinin kaynağı 1826 (1241 H.) yılında ve tahsili sırasında imamı Bosiri Kaside-i Bürde"sine yazdığı "Elasidetü'ş-Şehde Fi Kasideti'l-Bürde" adlı şerhidir. Gerek üslup ve ifade­si, gerekse bentlerin erişilemeyecek derecede olması o bütün mesele­lerin zarif ve latif bir suretle hal ve beyanı dolayısıyla bu kasidenin, bundan evvelki şerlilere nazaran kıyas kabul etmez derecede üstünlüğü zamanın uleması tarafından kabul edilmiştir. -imamı Bosiri, aslen Kuzey Afrikalıdır. Ecdadı oradan göç ederek Mısır'a yerleşmiş, kendisi de Mısır'da yetişmiştir. Şiirde fevkalade bir mahareti varmış; Hz. Peygamberi medih yolunda birçok kasideler yazmıştır. Bunlardan en meşhuru Kaside-i Bürde daha doğrusu "Kaside-i Büre"sİdir. Büre, haşlanın iy­ileşmesi demektir. -Ömer Naimi Efendi Hicaz'a giderken Mısır'a uğramış. Mısır Hidivi Mehmet Ali Paşa, Ömer Naimi Efendi'yi bir gün sarayına yemeğe davet etmiş. Bu ziyafette Mısır Müftüsü allame-İ Bacuri'yi de bulunduımuş; Türk ve Arap âlimlerinin ilmi derecelerini Ölçmek üzere mübaheseler açmış ve bazı meseleler hakkında fikirle­rini sormuş. Bu denemede Ömer Naimi Efendi'nin üstün geldiği tevatüren nakle­dilmektedir.En son eseri, Çemişgezekli zâde Mustafa Raci Efendi ta­rafından yazılıp 1866 (1259 H.) yılında Elazığ'da bastırılan "Manzume-i Naima"sıdır ki; çocuk ahlâk ve terbiyesinden, islam akidesinden ve diğer bazı dini konulan ihtiva eden 46 sayfalık manzum bir eserdir. Ömer Naimi Efendi 1843 (1259 H.) yılında Hicaz'a gidip-gelirken Halep, Şam, Mısır ve Hicaz'da birçok Arap ve Acem alemiyle görüşüp tanışarak onların takdirini kazanmış, bilhassa 1843 (1259 H.) yılında Şam'da meşhur muhaddis Kiziri Abdurrahman Efendi ile görüşerek ondan icazet almıştır. Ömer Naimi Efendi'nin gazel yazdığı ve birçok gazelinin olduğu ayırca Ömrünü ilme vakfederek birçok talebe yetiştirdiği ve bunlara icazet verdiği daha sonra kürsüsünü oğlu Hacı Abdulhamit Efendi'ye terkettiği söylenir. Naimi Efendi yaşlılığında çok zayıf düşmüş, vücudunda birçok hastalık ortaya çıkmış ve ayrıca iki gözü de görmez olmuştur. O halinde dahi durmadan çalışmış ve "Manzume-i Naima"sını o yıllarda yazmıştır. Bir asra yakın yaşamasına rağmen, hafızası hayatının sonuna kadar bozulmamıştır. Zekâ ve ferasetinin üstünlüğünü şu misal bizlere göstermektedir; Oğlu Hacı Abulhamit Efendi, başında çok kıymetli bir taç olan bir gelinin, evlerine geldiğini rüyasında görmüş ve sabah erken rüyasını tabir ettirmek için heyecanla babasının koşmuştur. O, babasına rüyasını anlatınca; Ömer Naimi Efendi tebessümle, "Heyecana lüzum yok, Mısır'da "Tacülarus" namında bir kitap neşredilmiştir, demek bize de gönderiyorlar" şeklinde cevap verir. Oğlu bu tabire hayran olarak intizarda iken hakikaten bir­kaç gün sonra kitap posta ile evlerine gelmiştir. Ömer Naimi Efendi ömrünün sonunu, köşesine çekilerek iba­detle geçirmiş, nihayet 1882 (11 Cemeziyelahir 1299) günü Cuma ge­cesi 83 yaşında gözlerini hayata kapamıştır.
  13. darwen

    OSMANLILAR TÜRK DÜŞMANIMIYDI?

    evet osmanlı türk düşmanı değildi ama türkleri ikinci plana atmıştır ve zorluk çektirmişlerdir. düşmanlık ile bunu ayırt etmek lazım. bu arada üslübumun yanlış olduğunu biliyorum ve özür diliyorum.
  14. darwen

    OSMANLILAR TÜRK DÜŞMANIMIYDI?

    ben sana belge diyorum sen bana kaynak göster. naimi resmi bir tarihçi değildir. osmanlı da cevdet paşa dan başka bana göre tarihçi bile yoktur. yeniçerilerin osmanlı padişahını kesme sebebi teşkilatın kaldırma isteğidir. bunun etnik ökenle ilgisi yoktur. osmanlı taraftarı olmadığımı daha önce söyledim. kaldı ki türkçü ve milliyetçi de değilim.üsütne bastıra bastıra öyle olduğumu iddia etme. konuyu dağıtmayım ama ajitasyon yapan sensin. elinde belge ile çık. ben tarih bölümü okuyorum. (tarih okuyan tabiki herşeyi bilmez) osmanlıcam vardır. ama kastettiğin belgerelere hiç rastlamadım. son olarak devşirmeler 8-18 yaş aralığında alınır. senin söylediğin gibi 12-15 değil. zorla değil. eğer sen devşirmelerin zorla alındığını bana belge ile kanıtlarsan özür dilerim. ama seninki çok abartı. bilimsellikle alakası yok.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.