Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

İSMAİLAĞA CAMİİ'NDE VAHŞİ CİNAYET


suheda

Önerilen İletiler

görmek istediğinizi söylüyorsunuz Ahmet Mahmut Ünlü (Cübbeli hoca) nasl biri bilginiz var mı cemaat nasılbir cemaat bilginiz var mı ve sohbetlerinde Peygamber Efendimizin(S.A.V.) "Allah(C.C.)'ın öldürülen kulu olun öldüren kulu olmayın" hadisi zikredildiği halde bu cemaat vuruın öldürün gibi sözler söylemesine inanan var mı? perde arkasını araştırın gösterilenle yetinmeyin...

 

var Cüppeli Ahmet denen zevat hakkında bilgimiz. 17 ağustos depreminde ölen insanlar için "günahkarlara Allah'ın verdiği ceza" sözlerini unutmadı bu millet.

 

Ayrıca neyin ajitasyonunu yapıyorsun. Cüppeli Ahmet'i suçlayan cinayetle ilgili ben değil Cemaat sözcüleri. İtirazın varsa bana değil gider cemaata anlatırsın.

 

Beni ilgilendiren ortadaki tablodur. Mesele cemaat içi çatışmadır.

 

Emniyetinde, savcınında, Cemaatin kendisinin de açıklamaları bu yöndedir.

 

tabi eğer sen, emniyettende, savcıdan da bunlarıda geçtim, cemaatin kendi sözcülerinden de daha iyi biliyorsan buyur :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

var Cüppeli Ahmet denen zevat hakkında bilgimiz. 17 ağustos depreminde ölen insanlar için "günahkarlara Allah'ın verdiği ceza" sözlerini unutmadı bu millet.

 

Ayrıca neyin ajitasyonunu yapıyorsun. Cüppeli Ahmet'i suçlayan cinayetle ilgili ben değil Cemaat sözcüleri. İtirazın varsa bana değil gider cemaata anlatırsın.

 

Beni ilgilendiren ortadaki tablodur. Mesele cemaat içi çatışmadır.

 

Emniyetinde, savcınında, Cemaatin kendisinin de açıklamaları bu yöndedir.

 

tabi eğer sen, emniyettende, savcıdan da bunlarıda geçtim, cemaatin kendi sözcülerinden de daha iyi biliyorsan buyur :)

 

hani nerede ajitasyon laf kalabalığı yapmayalım...emniyet diyporsun emniyet ilk olarak adam kendini öldürdü diye kayıt geçiyor sonra değiştiriyor çelişkiler demeti savcı ne dedei bilmiyorum cemaat diyorsun ben ise cemaati biliyorum adamı kim öldürdüyse açıklamaları yapanlarda onlardır meraketme bu cemaat sağduyuludur senin yaptığın bir açık bulsam da saldırsam içimdekini döksem :excl:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

hımm yani cinayeti işleyenler cemaat adına konuşabiliyorlar öyle mi :)

 

17 mayıs 1998 cemaat lideri Mahmut Ustaosmanoğlunun damatlarından biri Hızır Ali Muratoğlu yine caminin içinde silahla öldürülüyor. Mahmut hocanın diğer damadı ise Cüppeli Ahmet

 

2001 yılının 19 haziranında Cüppeli Ahmet'in babası Yusuf Ünlü silahlı saldırıyla yaralanıyor.

 

2006 Bayram Ali Öztürk aynı camiinin içinde bıçakla öldürülüyor.

 

Bayram Ali Öztürk, öldürülen Hızır Ali Muratoğlundan sonra cemaatin gelecekteki liderliğinin en güçlü adayı. En yakıbn rakibi kim Mahmut Hocanın dağmadı Cüppeli Ahmet.

 

bir otaraftan, bir butaraftan.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili hakikatlerden taraf arkadaşlarım , tufeylileri ve onların arkasındaki yğınlar akıl erdiremiyor diye kendinizi üzmeyin , onlar anca karalamak istedikleri türde yazarsanız inanırlar , onlar işledikleri günahlar sebebiyle Allah tarafından kalpleri hakikate mühürlenmiş olabilirler...Bende solculara sormuştum bir kere Türkiyede kurulmuş 150-200 e yakın sol örgüt , silahını muhimmatını parasını nerden buluyor diye , banada şey demişlerdi YERLİ İŞBİRLİKÇİYE ÖRNEK..Bunlar çarpıtırlar gerçeklerle değil YAZILAN SENARYOYA GÖRE , OKUDUKLARINA GÖRE VE DİNSİZ OLDUĞUNDAN EVRİMCİ OLDUĞUNDAN ÇOĞU ÖYLE YAZARLAR..ELBET ÇIKAR BU OLAYIN PERDE ARKASIDA BİR İKİ HAFTA İÇİNDE GENE ULUSALCILARLA BAĞLANTILARI O zamande şey diyecekler BIRAKIN BU KOMPLOCULUKLARI :D Nede oılsa onların okuduğu basın YAZMAZ O GERÇEKLERİ :angry:

 

Gevşeklik göstermeyin , tasalanmayın , mümin iseniz üstünsünüz.!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

hımm yani cinayeti işleyenler cemaat adına konuşabiliyorlar öyle mi :)

 

17 mayıs 1998 cemaat lideri Mahmut Ustaosmanoğlunun damatlarından biri Hızır Ali Muratoğlu yine caminin içinde silahla öldürülüyor. Mahmut hocanın diğer damadı ise Cüppeli Ahmet

 

2001 yılının 19 haziranında Cüppeli Ahmet'in babası Yusuf Ünlü silahlı saldırıyla yaralanıyor.

 

2006 Bayram Ali Öztürk aynı camiinin içinde bıçakla öldürülüyor.

 

Bayram Ali Öztürk, öldürülen Hızır Ali Muratoğlundan sonra cemaatin gelecekteki liderliğinin en güçlü adayı. En yakıbn rakibi kim Mahmut Hocanın dağmadı Cüppeli Ahmet.

 

bir otaraftan, bir butaraftan.

ben sana diyorum ki görmek istediğinizi yazıyorsun sen hala espri peşindesin gülmeler falan kardeşim insan atar da bu kadar da desteksiz atar mı ve böylede yalan konuşulur mu ? Mahmut Efendinin kaç tane kızı var hiç araştırdın mı? bir tane onunda eşi şehit edilen hızır hoca e cübbeli ahmet hoca nasıl damadı oluyor anlayamadım? kimin kalemşörüsün anlayalım :)

 

boşuna dememişler bilmediğini mektebinde okuyacaksın diye :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ben sana diyorum ki görmek istediğinizi yazıyorsun sen hala espri peşindesin gülmeler falan kardeşim insan atar da bu kadar da desteksiz atar mı ve böylede yalan konuşulur mu ? Mahmut Efendinin kaç tane kızı var hiç araştırdın mı? bir tane onunda eşi şehit edilen hızır hoca e cübbeli ahmet hoca nasıl damadı oluyor anlayamadım? kimin kalemşörüsün anlayalım :)

 

boşuna dememişler bilmediğini mektebinde okuyacaksın diye :)

 

Cumhuriyetin şu tablosuna bakın. Cüppeliler,şalvarlılar,sakallılar,cemaatler,hesaplaşmalar,

din sömürüsü, bağcılar gurubu,fatih gurubu. Allah adına iki kelam edecekler onuda kana buladılar....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Değerli arkadaşlar,

Bugünkü (07.09.2006) tarihli Vatan gazetesinde ilk sayfada çok büyük bir resim vardı. İstanbul' da Fatih-Çarşamba semtinden bir caddenin görünümünü yansıtıyordu ve yeni çekilmişti.

Üzerinde konuşmaya hiç gerek yok, resim kendisini anlatıyordu, isteyen ilgili gazete sitesinden bakabilir.

benim lafım, güncel başlığındaki, "yeniden özgür düşünceye" adlı alt başlığı açan ve yazan Bozan arkadaşıma, ve de onun başlığına :clover: damgası vuran arkadaşlarıma.

Bu resme lütfen iyi bakın, aynı yazıları yeniden kaleme alabilir misiniz ? Bazı yerlerini daha değişik yazarsınız her halde. O konuya cevap yazacaktım ama o resim cevabımı o kadar iyi anlatıyordu ki, yazarak resmin anlamını bozmayayım istedim...

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Değerli arkadaşlar,

Bugünkü (07.09.2006) tarihli Vatan gazetesinde ilk sayfada çok büyük bir resim vardı. İstanbul' da Fatih-Çarşamba semtinden bir caddenin görünümünü yansıtıyordu ve yeni çekilmişti.

Üzerinde konuşmaya hiç gerek yok, resim kendisini anlatıyordu, isteyen ilgili gazete sitesinden bakabilir.

benim lafım, güncel başlığındaki, "yeniden özgür düşünceye" adlı alt başlığı açan ve yazan Bozan arkadaşıma, ve de onun başlığına :clover: damgası vuran arkadaşlarıma.

Bu resme lütfen iyi bakın, aynı yazıları yeniden kaleme alabilir misiniz ? Bazı yerlerini daha değişik yazarsınız her halde. O konuya cevap yazacaktım ama o resim cevabımı o kadar iyi anlatıyordu ki, yazarak resmin anlamını bozmayayım istedim...

Saygılarımla...

 

yoksa istiklal caddesindeki garipkılıktakiinsanlarda cumhuriyetimi temsil ediyor :P

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ankara Cumhuriyet savcılığının camideki cinayetten, yaklaşık bir ayn önce Sauna Operasyonuyla ilgili olarak. Bu cemaat hakkında soruşturma için İstanbul savcılığına yazı yazdığı. Savcılığında polisi görevlendirdiği ancak. Polisin bir aydır cemaatle ilgili hiç bir araştırma yapmadığı ortaya çıktı.

 

Cemaatin aynı zamanda. Tahsilat, camiinin alt katına kurdukları sorgu odasıyla " şeriat mahkemesi" kurup, insanları sorguladığı. "Katli vaciptir" şeklinde hükümler verdiği. Kişileri tehdit ettiği . ilgili kişilerin ifadeleriyle ortaya çıktı.

 

Yine Saunaq operasyonu kapsamındaki telefon dinlemelerinde çetenin cemaatle olan bağları üzerine. Talimat verilen İstanbul polisinin bir ay boyunca hiç bir takibat yapmaması üzerine. Savcı emniyeti suçladı ve soruşturma talepetti.

 

Mafya- Tarikat- Siyaset üçgenindeki kirli ilişkiler yine gündemimize geldi.

 

Cemaat sözcüsü ise, "gerekli açıklamaları polis ve savcılık yapmaktadır, doğrudur" dedi.

 

 

Tabi bazı arkadaşlarımız. Emniyetin, Savcılığın, hatta bizzat cemaatin kendisinin yaptığı açıklamaların aksine. Sanki dış mihraklar gelmiş imamı öldürmüş havası yaratmaya çalışıyor.

 

Ancak aşikar olan şey bellidir. Bir çok çete operasyonunda adı gündeme gelen bu cemaat. en son sauna operasyonundan sonra, artık kendi içindeki mücadeleyide kızıştırmıştır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ankara Cumhuriyet savcılığının camideki cinayetten, yaklaşık bir ayn önce Sauna Operasyonuyla ilgili olarak. Bu cemaat hakkında soruşturma için İstanbul savcılığına yazı yazdığı. Savcılığında polisi görevlendirdiği ancak. Polisin bir aydır cemaatle ilgili hiç bir araştırma yapmadığı ortaya çıktı.

 

Cemaatin aynı zamanda. Tahsilat, camiinin alt katına kurdukları sorgu odasıyla " şeriat mahkemesi" kurup, insanları sorguladığı. "Katli vaciptir" şeklinde hükümler verdiği. Kişileri tehdit ettiği . ilgili kişilerin ifadeleriyle ortaya çıktı.

 

Yine Saunaq operasyonu kapsamındaki telefon dinlemelerinde çetenin cemaatle olan bağları üzerine. Talimat verilen İstanbul polisinin bir ay boyunca hiç bir takibat yapmaması üzerine. Savcı emniyeti suçladı ve soruşturma talepetti.

 

Mafya- Tarikat- Siyaset üçgenindeki kirli ilişkiler yine gündemimize geldi.

 

Cemaat sözcüsü ise, "gerekli açıklamaları polis ve savcılık yapmaktadır, doğrudur" dedi.

Tabi bazı arkadaşlarımız. Emniyetin, Savcılığın, hatta bizzat cemaatin kendisinin yaptığı açıklamaların aksine. Sanki dış mihraklar gelmiş imamı öldürmüş havası yaratmaya çalışıyor.

 

Ancak aşikar olan şey bellidir. Bir çok çete operasyonunda adı gündeme gelen bu cemaat. en son sauna operasyonundan sonra, artık kendi içindeki mücadeleyide kızıştırmıştır.

 

 

Benin kanaatime göre imamı öldüren marksist,darwinist biriydi. :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Olayın detaylarını bilmiyorum ancak bu konu üzerinde farklı görüşlerde çok sayıda insanla konuşma ve tartışma fırsatı buldum. Çıkardığım sonuç ise "herşeyin aşırısı zarar" oldu. Çıkış noktası inanç(din,İslam) olan pek çok yapılanma mevcut. Bunların ne kadarı yasal ne kadarı yasa dışı bilmiyorum. Bunların başındaki kişilerin ne kadarı makbul insan ne kadarı değil bilmiyorum. Ama bildiğim birşey var içten içe bazı şeyler değişiyor ve hiçte müspet yönde değil....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bayram Hoca cinayetine 'iç' yorum

Bugüne kadar hep, Bayram Ali Öztürk Hoca cinayetinde medya mensupları yorumlar yaptı. Bu kez, İsmailağa cemaatini iyi tanıyan bir isim gelişmeleri değerlendirdi. Tespitler çarpıcı:

08 Eylül 2006

 

 

Bugüne kadar hep, Bayram Ali Öztürk Hoca cinayetinde medya yorumlar yaptı. Bu kez, İsmailağa cemaatini iyi tanıyan bir isim gelişmeleri değerlendirdi. Ahmet Açıkgöz'ün yazısı:

 

Gerçek, yanlışa ne kadar uzaksa, muteber basın da(!) bu ülkenin değerlerine o kadar uzaktır. Öyleki muteber basın (!) müslümanlar söz konusu olduğunda “mazlum” yerine “zalim”in, “şehit” yerine “katil”in hakkını müdafaa eder. Merhum Bayram Hoca ile alakalı haberler ve yorumlar bu acı gerçeği bir kez daha gözler önüne sermektedir.

 

Belli çevrelerce itibar edilen, hatta soruşturmalarda referans addedilen muteber basının (!) ne derece derin bir cehalet içerisinde olduğunu anlayabilmek için şehit Bayram Hoca ile alakalı yaptıkları yorum ve haberlere bakmak yeterlidir.

 

Akşam Gazetesinde Serdar Turgut 04.09.2006 tarihli yazısında İmam-Hatip meselesi ve Bayram Hoca’nın şehadetiyle alakalı olarak Ahmet Hakan’ın kaleme aldığı yazıların İslami cemaatlere yabancı olan yazarlar için büyük bir önemi haiz olduğunu yazmakta ve söz konusu şahsa övgüler yağdırmaktadır. Ona göre, Hakan’ın yazıları muteber basının (!) yazarlarına neyi, nasıl düşünecekleri noktasında yol haritası vermektedir. Turgut’un yazısı yıllardır, Müslümanlar aleyhinde hayali yazılar kaleme alan muteber basın (!) adına yapılan gecikmiş bir itiraftır.

 

SERDAR TURGUT'UN İTİRAFI İLE GELENLER

 

Serdar Turgut’un itirafı, Türk Basını için iki açıdan esef verici bir durumdur. Bunlardan ilki yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülkede yazarların İmam-Hatip Lisesi ve İsmailağa gerçeğine yabancı olmaları ve onlarla ilgili bilgileri günlük bir gazetede yayınlanan köşe yazısıyla temellendirecek kadar basitleşmeleridir.

 

Ülkedeki nüfusun yüzde doksan dokuzunu temsil eden Müslümanların dini hayatında müessir olan, toplumda kanaat önderi ve uzman olarak önemli vazifeler icra eden şahıs ve kurumların o ülkede yaşayan yazarlar tarafından tanınmamaları kabul edilebilir bir özür değildir. Zira İmam-Hatip Liseleri ve İsmialağa Cemaati için soruşturma mevzu olan konuların hemen tamamı muhafazakar kesimi tanımadıklarını açıkça itiraf eden Serdar Turgut’un da içinde yer aldığı muteber basının (!) haberleri üzerine yapılmıştır. Turgut’un itirafı, yapılan haberlerin hayali olduğunu bir kez daha tescil etmektedir.

 

Muteber basının (!) yazarlarının, ülkenin yüzde doksan dokuzuna tekabül eden çoğunluğun değerlerine yabancı kalmayı tercih edip, onlarla alakalı yorumları hayali haberler üzerine bina etmede ısrarcı olmaları şunu söylemektedir:

 

“Biz, muteber basın (!) olarak yüzde birlik bakiye ile ilgileniriz. Onların menfaatlerini gözetmek asıl vazifemiz olduğundan bütün gözlem ve araştırmalarımızı onlar üzerinde teksif ederiz. Yetiştiğimiz çevre ve okuduğumuz okullar itibariyle de zaten yabancı olduğumuz yüzde doksan dokuzluk kesimi ise onlar arasında yetişen ve daha sonra bize iltihak eden birkaç yazarın günlük yazıları ile anlamayı yeterli görürüz.”

 

MEHMET ALİ BİRAND'IN DÜŞTÜĞÜ DURUM

 

Hadiseyi Batı ölçeğinde düşündüğünüzde yüksek tirajlı gazetelerin editör ya da yazarlarının kiliseye ve kiliseden beslenen düşünce ya da oluşumlara yabancı kalmaları, kendi okuma ve gözlemeleri yerine harici ve hayali şahısların günlük yorumlarını esas alıp makalelerini onlar üzerine bina etmeleri düşünülebilir mi?! Böyle bir yazara hangi medya patronu gazete ya da televizyonunda tahammül edebilir?!

 

Hayali haberlere ve onlar üzerinde yükselen derin cehalete ancak varoluşlarını İslam karşıtlığı ile anlamlandıran ülkemizdeki muteber basının (!) sahipleri tahammül edebilir. İşte buyurun derin cehaletiyle izleyicilerini kahkahaya boğan 3 Eylül 2006 tarihinde Kanal D televizyonunda merhum Bayram Hoca’nın cenaze merasimi ile alakalı haberleri sunan Mehmet Ali Bırand’ın durumu. Bırand haber bülteninde merhum Bayram Hoca’nın cenaze merasimi ile alakalı hayli şeyler söyledi. Bırand konuşurken etrafıma bakıyordum, içinde bulunduğum çay ocağındaki insanlar sanki haber programı değil de tiyatro izliyormuşcasına kahkaha atıyorlardı. Çünkü bülten yalan ve yanlış haberlerle doluydu. Nakşibendi tarikatının kurucusunun merhum Mehmet Zahit Kotku olduğunu söylemesinden İsmailağa Cemaati’nin adını İsmailoğlu Cemaati olarak vermesine kadar bültende yığınla hata vardı.

 

SAPIK OLUŞUMLARLA KURULAN BAĞLANTI

 

Bırand’ın yanlış yorumlarını Aczmendi ve Ali Kalkancı’ya ait görüntüler eşliğinde vermesi ise muteber basının (!) genlerinde müfteri kimliğinin ne derece egemen olduğunu göstermesi açısından ayrıca önemlidir. Muteber basın (!) cenaze merasimine gönderdiği muhabir ve kameramanlarla toplumu gerecek görüntüler çekemeyince cenazeyi alakasız görüntüler eşliğinde sunmak zorunda kaldı(!). Halbuki adının “cemaat!” olması dışında, İsmailağa ile ekranda gösterilen sapık oluşumlar arasında hiçbir alaka yoktur.

 

Tıpkı televizyon üst başlığında toplanan farklı kanalların oluşum, aidiyet ve zihniyet itibariyle birbirlerinden farklı olmaları gibi. Bu durumda “A” kanalı ile alakalı bir haber sunulurken görüntülerin “B” kanalından seçilmesi ne kadar muteber olabilir?! Bunun cevabı “Mehmet Ali Bırand’ın cehaleti kadar muteber olur.” şeklindedir. Ayrıca kanallar legal olmaları cihetiyle birbirlerine benzemektedirler. Görüntüleri verilen oluşmalar ise birileri tarafından İslam’ın doğrularını lekeleyebilmek için oluşturulduklarından İsmailağa ile meşruiyet noktasında da ayrışmaktadırlar.

 

ECNEBİ KOLEJİNDE YETİŞİP, İSLAM COĞRAFYASINDA AYDIN OLMAK

 

Muteber medyanın(!) yüksek tirajlı gazetesi Hürriyet ise, birinci sayfada geniş yer ayırdığı haberde merhum Bayram Hoca’nın “Mektubatçı” olarak bilindiğini yazdı. Sonra da bilge bir üslüpla (!) “mektubatçı” ifadesini, “derslerini mektup tarzında veren kişi olarak” şerh etti. Gerçekte ise Bayram Hoca’ya Mektubat’çı denmesinin nedeni İmam Rabbani Hazretleri’nin yaşadığı dönemde çeşitli kişilere yazdığı mektupları muhtevi “Mektubat” adlı kitabın uzmanı olmasıdır.

 

Ecnebi kolejlerinde yetişip, İslam coğrafyasında aydın olarak dolaşan cahillerin “mektubat” denilince indi bir takım şeyler söylemeleri aslında alışık olduğumuz bir durumdur. Garip olan ise bunun bilge bir uslupla verilmesidir.

 

Muteber medyanın(!) güzide kuruluşları sunucu, yazar ve editörleriyle Bayram Hoca’nın şehadetiyle alakalı daha neler söylediler. Fakat yukarıdaki örnekler onların içinde bulundukları cehaleti resmetmeye kafidir.

 

PEKİ NİÇİN YAPILDI ÖYLE İSE?

 

II.

 

Bayram Hoca’yı şehit edenlerin kim ya da kimler oldukları henüz net değil. Bir çok ihtimal üzerinde duruluyor. Bu noktada şunlar söylenebilir:

 

Ülkeyi kaosun içerisine çekmek isteyenler kıyafetlerine bakarak radikal olduklarını zannettikleri İsmailağa Cemaati’ni sokağa dökerek senaryolarını uygulama gayreti içerisindedirler. Bunun için de cemaatin en etkili isimlerinden merhum Bayram Hoca’nın şehit edilmesi tasarlanmıştır. Daha önce de sahneye sürülen bu oyun planlandığı gibi olmadı. Cenaze merasiminde taşkınlık kabul edilebilecek tek bir hadise vuku bulmadı. Bağırıp-çağırma yerine yaralı yürekler hep bir ağızdan “hasbunellah-u ve ni’me’l-vekil, ni’me’l-mevla ve ni’me’n-nasır” diyerek katilleri o en yüce makama havale etttiler.

 

Muhterem Mahmut Hocaefendi’nin damadı merhum Hızır Ali Muratoğlu’nu şehit eden çevrelerde de aynı beklentiler vardı. O günlerde sağlığı biraz daha iyi olan Mahmut Efendi, komuoyu katillere karşı nasıl bir tavır belirlenecek diye beklerken yine “hasbunellah-u ve ni’me’l-vekil, ni’me’l-mevla ve ni’me’n-nasır” diyerek katilleri Allah Teala’ya havale etmişti.

 

Cinayetler karşısında sergilenen bu metin duruş göstermektedir ki, yeni hadiseler karşısında cemaatin durumu öncekilerden farklı olmayacak, yani müslümanlar kaostan nemalanmak isteyenlere pirim vermeyecektir. İsmailağa cephesinden bakıldığında bu müstakim duruşun iki nedeni vardır; ilki Mahmut Efendi’nin temsil ettiği tasavvufi anlayışın hiçbir haliyle şiddeti tasvip etmemesi, ikincisi ise bu insanların babalarının bu ülkenin bağımsızlığı için muhtelif cephlerde canlarıyla bedel ödeyerek bu toprakları müslümanlara miras bırakmalarıdır. Onlar babalarının emaneti olan bu vatanı yıkarak değil, sessiz ama vakarlı duruşlarıyla daha ileriye götürmeye memur olduklarını düşünüyorlar.

 

Diğer bir ihtimal ise bu cemaat selin vuramadığı bir yamacı andırıyor. Medreseden cübbeye kadar Osmanlı’dan kalma bütün değerler o yamaçta muhafaza ediliyor. “Acaba bu yamaç maziye dönüşte bütün bir millet için örnek teşkil edebilir mi?” Bundan ürkenler cemaati dağıtmak istiyorlar. Bunun için de bu tür cinayetlere tevessül ediyorlar.

 

***

 

Perdenin arkasındaki gerçekler zamanla “zan”dan kurtulup “yakin bilgi” derecesine yükseldiğinde, hem şehitlerin mirası daha geniş kitleler tarafından benimsenecek, hem de yüzde birlik bakiyenin hassasiyetine tercüman olan muteber basının (!) bu milletle alakalarının olmadığı kesinleşecektir.

 

kaynak:http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=184110

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sen zaten okusanda bişey değişmezki , siz anca istediğiniz şeylere inanırsınız , danıştay saldırısının perde arkasındaki ilşkilerde sen benzer yanıt vermiştin..İyi bu kıvırmalarınızı sürekli dile getirde GÖSTERMEYE DEVAM ET AKIL DÜZEYİNİ..

 

Danıştay saldırısının perde arkası falan yok. Adam din adına milleti kurşuna

dizdi.Hala perde arkası perde arkası. Perde arkası arıyorsan bu ismailağa

camii cinayetinde ara.Vuranda vurulanda aynı kafa...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Danıştay saldırısnın arka planındaki MUZAFFER TEKİN , MESUT PARLAK , EMEKLİ ASKERLERİ , İŞÇİ PARTİSİ BAYRAĞI ALTINDAKİ GÖRÜNTÜLÜ EYLEMLERİNİ , O CUMHURİYETE ATILAN BOMBALARIN ORDU MALI OLDUĞUNU , SALDIRI PLANIN BARDA YAPILDIĞINI TEKBİR FALAN GETİRMEDİĞİNİ vs daha bir sürü soru ve ortaya çıkan kirli gerçekler ÖYLE İSPATSIZ BELGESİZ İÇİ BOŞ TEKZİPLERLE SAKLAYAMAZSINIZ..Dur bekle bakalım , gene geçsin bir kaç gün YİNE BAĞLANTILARI ÇIKAR ULUSALCI KARTLARI EMEKLİ ORDUDAN ATILAN ASKERLERLE KONUŞMALARI

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şunları kendi aklın ile dile getirseydinya. Hem biraz kısa bir yazı olurdu hemde taraflı bir yayın organının

borazanlığını yapmamış olurdunuz. Neyse birde renkli yazıp gözümüzü bozmamanızı rica edicem :D

 

1. si sizin gibi cumhuriyet gazetesi *******yapmıyorum ya tabi o gazetede yazılsaydı onu eklerdim. burada ben cemaat ten birinin konuşmalarını nasıl kendi yorumum gibi yazabilirimki.

 

2. si burada gazete ve tv lerin olayı nasıl carpıttıgı yazılı.

cenaze haberi yapan tv lerde yayınlanan görüntülerin bu cemaatle alakası olmayan Aczmendi ve Ali Kalkancı’ya ait görüntülerle verilmesinin ne denli sizin gibi insanların bu cemaat hakkında yanlış düşünmeye ittiğini gösteriyor..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Danıştay saldırısnın arka planındaki MUZAFFER TEKİN , MESUT PARLAK , EMEKLİ ASKERLERİ , İŞÇİ PARTİSİ BAYRAĞI ALTINDAKİ GÖRÜNTÜLÜ EYLEMLERİNİ , O CUMHURİYETE ATILAN BOMBALARIN ORDU MALI OLDUĞUNU , SALDIRI PLANIN BARDA YAPILDIĞINI TEKBİR FALAN GETİRMEDİĞİNİ vs daha bir sürü soru ve ortaya çıkan kirli gerçekler ÖYLE İSPATSIZ BELGESİZ İÇİ BOŞ TEKZİPLERLE SAKLAYAMAZSINIZ..Dur bekle bakalım , gene geçsin bir kaç gün YİNE BAĞLANTILARI ÇIKAR ULUSALCI KARTLARI EMEKLİ ORDUDAN ATILAN ASKERLERLE KONUŞMALARI

 

muammer aksoy

bahriye uçok

uğur mumcu

ahmet taner kişlali

musa anter

turan dursun

çetin emeç

 

Şimdi aklıma gelenler bunlar.Sana öyle bir perde arkası yazarımki ****** *******.

Altından çıkamazssın.Ağabeylerinde çıkamaz.....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Forumda herhangibir konu ile ilgili görüşlerini dile getirmek herkesin hakkı. Elbette sözkonusu görüşler bazen birbirinden farklı,bazen birbirine tamamıyla zıt,bazense birbiriyle örtüşen görüşler olabilecektir. Bunu doğal karşılamak seviye ve saygı çerçevesinde hareket ederek makul cevaplar yazmak gerekir diye düşünüyorum.

 

Kendi görüşümüzle aynı olmayan fikirlere tahammül etmeli,kapasitemiz ve bilgi birikimimiz yetiyorsa kendi tezlerimizi ortaya koyarak cevap verebilmeliyiz. Aksi taktirde susmak ve birşey yazmamak tercih edilmesi gereken davranış biçimi olmalıdır...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Forumda herhangibir konu ile ilgili görüşlerini dile getirmek herkesin hakkı. Elbette sözkonusu görüşler bazen birbirinden farklı,bazen birbirine tamamıyla zıt,bazense birbiriyle örtüşen görüşler olabilecektir. Bunu doğal karşılamak seviye ve saygı çerçevesinde hareket ederek makul cevaplar yazmak gerekir diye düşünüyorum.

 

Kendi görüşümüzle aynı olmayan fikirlere tahammül etmeli,kapasitemiz ve bilgi birikimimiz yetiyorsa kendi tezlerimizi ortaya koyarak cevap verebilmeliyiz. Aksi taktirde susmak ve birşey yazmamak tercih edilmesi gereken davranış biçimi olmalıdır...

yorumuna katılıyorum konu ile bilgisi olan yazsın ve cemaati gerçekten tanıyan hey gidi heyyy sauna çetesi iddialarında kartel gazeteleri yorumlarında Kasım Zengin manyaktı şimdi söz konusu müslümanlar olunca bir numaralı sözüne güvenilen muhbir..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.