İstanbul için Keyif Zamanı

[Φ gloria]

 

İstanbul yaşamak için çok güzel bir şehir ama istanbul'da yaşamayı bilmek lazım, İstanbul'un keyfini çıkarmak lazım...

 

Eğer İstanbul'da yaşamayı bilmiyorsan, görebileceklerin şunlarla sınırlı: kirli hava, trafik, stres, gürültü, koşuşturmaca vs. vs.

 

Peki ya yaşamayı biliyorsan

 

BU sayfada bir İstanbullu olarak İstanbul'da neler yapılmalı onlardan bahsetmek istiyorum, özel yerlerini tanıtmak, keyif noktalarını bilmek...

 

Siz de ekleyin beğendiğiniz sevdiğiniz yerleri...

[Φ gloria]

Mandabatmaz'da Türk Kahvesi

 

Beyoğlu'ndasınız, yanınızda bir de arkadaşınız var, akşam yemeğinizi yediniz, şöyle iki dedikodu yapmak yanı sıra da lezzetli bir Türk Kahvesi yudumlamak istiyorsunuz O halde Mandabatmaz'a gitmeye ne dersiniz?

 

Dünyanın her tarafından ünlü lezzetleri tanıtan Food Riot isimli web sitesinin "Ölmeden Önce Mutlaka Ziyaret Edilmesi Gereken 7 Kahve Dükkanı" listesinde  Mandabatmaz 1. sırada gösterilmiştir. Yani kahvenin lezzeti o kadar güzel... Yoksa siz hala denemediniz mi?

 

[Φ gloria]

Galata Kulesi'nden İstanbul

 

Hani hazır Beyoğlu'ndayız, kahvemizi de içtik, biraz manzara izlemek istemez miyiz o halde Tünel'e doğru yürüyüp, oradan da Galata Kulesi'ne gitsek,

Galata Kulesi'nden Haliç'i, İstanbul'u ve Boğazı panoromik olarak izlesek...

 

Tek dezavantajı var içeri girebilmek için biraz kuyrukta beklemek gerekiyor ama göreceğiniz manzara için biraz kuyruk beklemeye de değer yani ayrıca..

 

[Φ gloria]

Vefa Bozacısında Boza İçmek

 

Boza herkesin sevdiği bir tat değildir evet ama bence seviyorsanız ve yolunuz Vefa'ya düştüğünde mutlaka gidip bir bardak boza için... Ben bozaya bayılırım, taaa çocukluğumdan kalma alışkanlıktır, çocukken her gece mahalleden bozacı geçerdi booooooooooooozaaaa diye bağırırdı ve biz boza alırdık.

 

[Φ gloria]

İstiklal Caddesi'ne Yağmur Yağsın ve

Sevgilinle Caddeyi Boydan Boya Yürü...

 

İstanbul'da yaşıyorsanız veya ziyarete geldiyseniz, mutlaka İstiklal Caddesi'nin başından tünele doğru bir yürüyün derim... Ama eğer yanınızda sevgiliniz de olursa ve bir de yağmur yağıyorsa o caddenin kokusu, havası bile değişiyor o zaman haberiniz olsun...

 

[Φ gloria]

İşte bir çok kişiyi ilgilendiren bir etkinlik daha... Üç büyük takımdan hangisini tutuyorsunuz?

Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe yani üç büyük takımın stadyumları İstanbul'da...

Neden bir hafta sonu da maç izlemeye gitmiyorsunuz?

 

[Φ Evrim]

deniz fenerlerinin olduğu yerleri çok seviyorum.

Rumeli feneri ve çevresinin kentleşmeden uzak sosyal yapısı, balıkçıları, limanı çok güzel.

 

[Φ gloria]

deniz fenerlerinin olduğu yerleri çok seviyorum.

Rumeli feneri ve çevresinin kentleşmeden uzak sosyal yapısı, balıkçıları, limanı çok güzel.

 

 

Evet evet, deniz fenerleri konusunda sonuna kadar katılıyorum sana... Rumeli Feneri de ayrıca çok sevdiğim yerlerden birisi... Biraz uzağımda kalıyor ama olsun, burası benim için "bir tatlı huzur almaya geldim" yerlerinden birisi...

 

Gitmek için Sarıyer'den ya da Hacıosman Metro durağından 150 numaları otobüslere binilebilir.

 

Hatta oraya gitmişken çok da uzak olmayan Garipçe Köyü'ne de bir ziyaret gerçekleştirebilirsiniz. Bence Garipçe de bu şehrin en güzel yerlerinden birisi.. Madem Garipçe'den bahsettik, bence orayı da bu listeye eklemekte fayda var

 

Garipçe Köyü

 

Burası bir balıkçı köyü, daha çok balık yemek ve deniz kenarında huzurlu bir sabah geçirip, kahvaltı yapmak için tercih edilen yerlerden birisi.. En güzel yanı İstanbul'da olup, trafiğin, gürültünün içinde olmamak... Deniz mis gibi kokuyor, burnunuza iyot kokusu çalınıyor.

 

Mitolojiye göre eskiden bu bölgede lanetlenen kral Phineas yaşarmış. Sahilinin yüksek ve kayalık olması nedeniyle akbabalar buraya yuva yaparmış. Bu nedenle de adı Gyropolis yani 'Akbabalar Şehri' olmuş. Köyün bir tepesinde, tarihi Cenevizlilere kadar uzanan, bir gözetleme kulesi var. Diğer tepede kalan kalenin ise padişah III. Mustafa Han tarafından Fransız mimar Baron François de Tott'a yaptırıldığı biliniyor.

 

Garipçe'ye gitmek için Sarıyer'den Kilyos'a doğru giderken Koç Üniversitesi'nin de olduğu Rumeli Feneri ayrımından sapmanız gerekiyor. İki tarafı yemyeşil çam ağaçlarıyla kaplı yolda giderken kendinizi başka bir şehirde hissedeceksiniz. 6 kilometre gittikten sonra Garipçe tabelası çıkacak karşınıza. Özel aracı olmayanlar Sarıyer'den 45 dakikada bir kalkan 150-Rumeli Feneri otobüsüne binebilirler.

 

@@Radya bak hatırladın mı seninle kahvaltı yapmaya gittiğimiz yer Tam burada, denizin kenarında yapmıştık kahvaltımızı

 

 

[Φ Radya]

@@Radya bak hatırladın mı seninle kahvaltı yapmaya gittiğimiz yer Tam burada, denizin kenarında yapmıştık kahvaltımızı

Evet hatırladım tabi çok güzeldi.. Yukarıda ki kahveci de en son kahve içtiğimiz yer değil mi?

Bu arada bu başlığı yaren'e postalayacağım, çok güzel bir rehber olmuş..

[Φ gloria]

Evet hatırladım tabi çok güzeldi.. Yukarıda ki kahveci de en son kahve içtiğimiz yer değil mi?

Bu arada bu başlığı yaren'e postalayacağım, çok güzel bir rehber olmuş..

 

Evet Mandabatmaz'ı diyorsun, aynen öyle Ben seni iyi gezdirmişim ha Galata'ya gitmedik mi? Sanki oraya da gittik diye hatırlıyorum ama demek aklımda yanlış kalmış, bir daha geldiğinde de oraya gideriz

[Φ gloria]

Şimdi aslında Sarıyer, Fener, Garipçe demişken, yani buralara uğramışken bir de yeni evlenecek olanlar için bir yerden bahsedelim. Adettendir, evlenen kızlar oraya mutlaka uğrarlar

 

Telli Baba

 

Telli Baba'nın rivayete göre asıl adı İmam Abdullah Efendi... Kendisi Fatih zamanında ordunun tabur imamıymış ve savaş sırasında ölmüş. Yıllar sonra hasta bir genç kız onun mezarının yerini rüyasında görünce mezarı ortaya çıkarılmış. Kız o günden sonra iyileşmiş. Şimdi Telli Baba türbesi özellikle yeni evlenen çiftlerin uğrak yeri, düğün günü gelin Telli Baba'yı ziyaret eder ve çiçeğine takılı tellerden birazını türbeye bırakıp dilek diler. İnanca göre bu yeni çiftlere de uğur getirir. Evlenmek üzere olan genç kızlar da bu türbeyi ziyaret ettiklerinde dileklerini diler ve oraya bırakılan tellerden bir parça alıp saklarlar.  Eğer dilekleri kabul olursa onlar da Telli Baba'ya gelirler ve gelin teli bırakırlar. Telli Baba'nın yeri Rumeli Kavağı yolu üzerinde... Bu illa görülmesi gereken yerlerden birisi değil ama yeni evli çiftlerin adettendir diye mutlaka ziyaret ettikleri yerlerden birisi olduğundan listeye eklemekte zarar görmedim. 

 

Vikipedi'de ayrıca Telli Baba için şöyle de denilmiş:Üsküdar'da Aziz Mahmud Hüdayi, Beykoz'da Yuşa, Beşiktaş'ta Yahya Efendi ile birlikte boğazın dört bekçisinden biri olduğuna inanılır.

 

Hani aslında türbelere dilek dilemeye gitmek çok mantıksız gelse de bu türbede gelin tellerinden dolayı her yer ışıl ışıl ışıldar ki bunu görmek insana güzel geliyor. 

 

 

[Φ Radya]

Evet Mandabatmaz'ı diyorsun, aynen öyle Ben seni iyi gezdirmişim ha Galata'ya gitmedik mi? Sanki oraya da gittik diye hatırlıyorum ama demek aklımda yanlış kalmış, bir daha geldiğinde de oraya gideriz

Galata'ya gitmedik hayır.. Yaren geçenler de bir konsere gitti orada, anlata anlata bitiremedi.Evet ilk fırsatta gidelim, vefa bozacısına da gidelim, Telli baba'ya da..Ama önce bi ev istiyorum

[Φ gloria]

Galata'ya gitmedik hayır.. Yaren geçenler de bir konsere gitti orada, anlata anlata bitiremedi.Evet ilk fırsatta gidelim, vefa bozacısına da gidelim, Telli baba'ya da..Ama önce bi ev istiyorum

 

 

Tamam hepsine gideriz  

[Φ gloria]

Benim en sevdiğim şeylerden birisi, Eminönü'ne gidip, bir güzel dolaşmak, oranın kalabalığı beni hiçbir zaman rahatsız etmez... Bir cumartesi günümü baştan sonra Eminönü'ne ayırabilirim. Uzun bir konu gezilip görülmesi gereken çok yer, yapılıp edilmesi gereken çok şey var.

 

Ama mesela eğer Eminönü'ne gitmişsem benim asla yapmadan dönemeyeceğim şeylerden birisi

 

Kurukahveci Mehmet Efendi'ye uğrayıp,

Türk kahvesi satın almak.. 

 

Eeee ne demişler bir acı kahvenin 40 yıl hatırı vardır, kahve bizim adetlerimiz arasında en sevdiklerimden birisi, misafir gelse ilk önce çay, kahve içer misin diye sorarız, kahveden kasıt Türk kahvesidir tabii ki

 

Eminönü'ndeki Kurukahveci Mehmet Efendi'nin önü ne zaman giderseniz bundan kıyamet gibi olur zaten... Bir kuyruk ki sormayın... Ama değer... 

 

Bakın kendileri için internet sayfalarında ne demişler:

 

 

"1871 yılından bu yana, kahve üretimine bir sanat gibi yaklaşan Kurukahveci Mehmet Efendi; bu zanaatı beraberindeki ustalık, bilgi, tecrübe ve inceliklerle babadan oğula ustadan çırağa aktarmaya devam ediyor. 

Türklerin dünyaya armağan ettiği Türk Kahvesini, gelecek nesillerle de buluşturma bilincini taşıyan firma, kahveseverlere her yudumda aynı kalite ve keyfi ulaştırmayı amaçlıyor."

 

[Φ gloria]

Eminönü'nde balık ekmek

 

Eminönü'ne kadar gitmişken karnınız da acıkmıştır sizin, o halde Kadıköy İskelesi ile Boğaz İskelesi arasında kalan balık ekmekçilere uğramadan gitmeyin derim. Şöyle yarım ekmek arası uskumru balığının tadına varın. Taze olduğundan mıdır nedir, orada yediğim balıklar hep çok lezzetlidir. 

 

Her yer zaten mis gibi balık kokar, iskeleden geçerken karnınız aç değilse bile yemek istersiniz. 

 

 

 

[Φ irinçköl]

Pierre Loti Tepesi

 

İstanbul’un manzarasıyla ünlü yerlerinden biri olan  Pierrer Loti Tepesi, İstanbul'un Eyüp ilçesinde Haliç'e nazır bir tepedir. Tepe, adını 1876 yılında İstanbul'a gelerek buraya yerleşen ve sık sık bu tepedeki bir kıraathaneye gelmesiyle tanınan Fransız roman yazarı ve doğu bilimci Julien Viaud'dan almıştır. 

Tepenin adını Eyüpsultan Tepesi olarak değiştirmek amacıyla belediye meclisine sunulan öneri pek çok çevreden büyük itirazlar görmüş ve belediye meclisince reddedilmiştir. Tepe ve burada bulunan aynı adlı çay bahçesi İstanbul'a gelen turistlerin de sık sık ziyaret ettiği bir yerdir. Tepenin bulunduğu Eyüp semti de camisi, türbesi, mezarlıkları, doğal güzellikleriyle önemli ve eski bir yerleşim bölgesidir.

 

 

 

 

Eyüp’ten Eminönü’ne kadar tüm Haliç’in tepeden görülebildiği Pierre Loti Kahvesi, yerli ve yabancı turistlerin dinlenmek ve fotoğraf çekmek için  ilgi gösterdiği bir yer. Kırmızı beyaz kareli masa örtüleri, tahta sandalyeleri ve özel kostümlü garsonları buranın dikkat çeken özellikleri. 

 

Pierre Loti Tepesi' nde Yeşil Cafe, Nargile Bahçesi, Aziyade Restaurant, Teras Cafe, Tarihi Kahve, Turquhouse Butik Otel ve hediyelik eşyaların satıldığı turistik mekanlarda bulunuyor

 

Pierre Loti Kahvesine inerken yol kenarında hediyelik eşya satıcıları sıralanmış.

 

 

TARİHİ KAHVENİN KAPALI ALANINDAN RESİMLER : 

 

 

 

 

 

Pierre Loti Tepesi'ne  Nasıl Gidilir?
 

Pierre Loti tepesi, Eyüp ilçesinde bulunmaktadır. Bulunduğunuz ilçeden Eyüp’e giden tüm otobüslerle Eyüp Camii‘ne kadar gelebilir, buradan da ister yürüyerek ister teleferik ile Pierre Loti Tepesi‘ne çıkabilirsiniz.

İstanbul’un birçok semtinden otobüs ile ulaşımın sağlandığı Eyüp Pierre Loti Tepesi’ne Avcılar-Kadıköy arasında sefer yapan Metrobüs‘le de ulaşılabilmektedir. Ayrıca Eyüp Sultan Camii yanından Pierre Loti Tepesi’ne Teleferik sayesinde keyifli manzara eşliğinde kısa bir seyahat de yapılarakta çıkılabilir.

 

Eyüp-Pierre Loti Teleferiği ile Tepeye Ulaşım

Eyüp-Piyerloti teleferiği, İstanbul’un Eyüp ilçesinde ilçe merkeziyle, deniz seviyesinden yaklaşık 55 metre yükseklikte bulunan Pierre Loti Tepesi arasında işleyen turistik hava taşıma sistemidir. Hat, hafta içi 08:00-22:00 saatleri arasında yoğun zamanlarda 5 dakikada bir sıklıkla çalışır.

 

Pierre Loti Tepesi Deniz Ulaşımı

Üsküdar-Eyüp arasında her yarım saatte bir seyreden “Haliç Tipi” yolcu gemileriyle deniz ulaşımını kullanma imkanı, ulaşımı bir keyfe dönüştürmektedir.

 

Pierre Loti Tepesi Özel Araç İle Ulaşım

Eğer özel aracınızla gelmek isterseniz, ister sahil yolundan isterseniz çevre yolundan Eyüp merkeze geldikten sonra, sadece “Pierre Loti” tabelalarını takip ederek Pierre Loti Tepesi’ne rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

 

Ayrıca Metrobüs ile Ayvansaray durağında inilip Eyüp’e doğru yürüyebilir ya da Edirnekapı veya Topkapı’danGaziosmanpaşa Pazar içi minibüsleriyle ulaşım sağlanabilir.

[Φ irinçköl]

Eminönünde satılan balık ekmeğe ben de bayılırım .Tam bir balıkkolik olduğum için bu düzeltmeyi yapmadan da duramadım açıkçası. Uskumru artık lokantalarda bile bulunmuyor. Az bulunduğu için de pahalıdır. Ama muhteşem de bir lezzeti vardır.Uskumru balığı kolyozla çok benzer. Bir çok insan uskumru ile kolyozu ayıramadıkları için eminönündekiler de  kolyozu , uskumru diye satarlar. Doğrusu;  yarım ekmek kolyozdur ya da büyük bir çoğunlukla Norveçten ithal edilen balıklardır.

[Φ gloria]

İstanbul'a ziyaret maksatlı gelmişseniz ya da İstanbul'da olduğunuz halde hala gitmemişseniz direnişin parkını da artık ziyaret etmek de fayda var  

 

Gezi Park'a gidin. Parkta bir banka oturup, ağaçların çaldığı ıslık sesini dinleyin. 

 

 

 

Aklıma geldi, Yüzüklerin Efendisi filminde Ent denilen ağaç devlerinin Gandalf'a yardım etmek için son resmi geçidi ya da son yürüyüşü adını verdikleri savaşa gidiş sahnesi.. 
Gezi Parkı Direnişi hep o sahneyi anımsatır bana.  Hatırlamıyorsanız işte videosu  (Türkçe dublaj ama artık idare edin)

[Φ gloria]

Vapura binmek, martılara simit atmak

 

Ne güzeldir Sunay Akın'ın şu şiiri:

 

Şiiriçi Hatları Vapuru

Nazım Hikmet vapuru
deniz ile arasına
dökülen asfaltı kırar
ve özgürlüğüne kavuşturur
salacak iskelesini
batmak pahasına

Can Yücel vapuru
alaycı bir düdük çalar
savaş gemilerine
ki rakı şişeleri asılıdır
can simitlerinin
yerine

Attila İlhan vapuru
keyfile yarar suları
içinde çünkü sevgililer öpüşür
ve güvertesinde
sigarasını rüzgara karşı yakan
bir katil üşür

Edip Cansever vapuru
denize yansıyan
otel ışıkları altında
gider gelir boğazın en uzak
iki iskelesi arasında

Orhan Veli vapuru
evlerine taşırken
telaş içindeki insanları
küpeştesinden atılan
simitleri kapışır
martı kuşları

Cemal Süreya vapuru
akşamüstleri giyince
ışıklı elbisesini
ince bir duman savurarak havaya
dansa kaldırır
kız kulesini

 

[Φ kalender kalebent]

bunların hepsini gezene kadar bir yıl geçer

[Φ gloria]

İstanbul'da bazı restoranlar var ki hani bir şeyin en iyisini yiyeceksen bunlara gitmek gerekirmiş. Ben bu be bahsedeceğim diğer restoranlara  hiç gitmedim ama istanbul'un en iyi 10 restoranı diye Hürriyet gazetesinde çıkınca bu sayfada bazılarından bahsetmenin uygun olduğunu düşündüm.

 

Mesela suşi... adetimiz değil ama belki seviyorsunuzdur ne bilem

Sunset Restaurant hem boğaz manzarası hem de suşi barıyla misafirlerinin gözdesi restoranlardan birisiymiş.

 

 

Set Balık restoranın deniz mahsuleri özellikle de patlıcanlı levreğini mutlaka denemek gerekmiş.

 

 

şanson ve tango eşliğinde dünyanın en lezzetli kuzu sarmasını yemek istiyorsanız Topaz restorana gitmeniz gerekecek. Topaz restoran kendisini Akdeniz ve Osmanlı mutfağı olarak tanımlıyor.

 

Kıtır hamsi diye bir yemekleri olan Mikla restoran ise kendisini "yeni Anadolu mutfağı" olarak tanımlıyor. Kıtır hamsi nasıl birşey ki acaba, görüntüsü çok güzel de...

 

 

Bir arkadaşım bana "hiç pekmezli ayva dolması yedin mi?" diye sormuştu. Ben hiç yemedim bilmiyorum, ama çok güzelmiş. Şimdi bu Asitane isimli restoranı görünce hemen aklıma o geldi. Asitane, 15-18. yıl Osmanlı mutfağı ile biliniyormuş ve pekmezli ayva dolması ile meşhurmuş.

 

İstanbul mutfağı diye bilinen Kantin'de ise özellikle kokoreçi için mutlaka denenmeli diyorlar. Tüm bu bahsettiğim yerler arasında fiyat olarak da en uygun yer burası aynı zamanda. Bir de bu restoranı aratınca mutlaka karşınıza çıkan böyle bir enginar yemeği var ama bilemedim, güzel de görünüyor

 

[Φ gloria]

Bu aralar İstanbul çok yorucu keyif yapamıyorum ama şu an keşke biri hadi kalk seni Nevizade'ye götüreyim, bi rakı balık yapalım iki muhabbet edelim dese, kalkar da giderim... Öyle de keyfe ihtiyacım var.

 

Nevizade belki kalabalık ama olsun rengarenk, çok canlı, seviyorum orayı ben..

 

 

[Misafir hülya denge]

arkadaşlar bu mekanları tavsiye ederim

[Ω Smyrna]

Kapalıçarşı keşif rehberi

 

 

“Kapalıçarşı kapalı kutudur” derler. Kesinlikle doğru. İstanbul’un bu dev çarşısında tam olarak ne aradığınızı bile anlayamadan saatler geçer. Bu küçük rehber işinizi görecek.

 

http://www.turkish-media.com/forum/gallery/album/726-kapalicarsi-kesif-rehberi/