Φ binyamin Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 @ kötünün kötüsünün yanında kötünün iyisi makbul olandır...tabiki de ikisi kötüdür ama birinin yanında iyi kötü var birinin yanında kötünün kötüsü var hangisi makbul hikaye bu... Dogma hiç bitmez bu dünyada ama biz ne için varız...antidogma olmak ayrıcalıktır Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 O yüzden zaten özünde olan bir konuyu dışardan sonradan ithalmiş gibi İsrailiyat diye damgalamak anlamsızdır. O halde neden Mehdi konusunda bu argümanı kullanmadınız ? Mehdi Kuran’da yok, İsrailiyattır diyorsanız-ki demişsiniz ilgili konuda alıntısı aşağıda-, bu rivayetteki anlatılanlara dayanarak İslam’da böyle bir ceza da vardır denilemez demeniz gerekir. Mehdi bu kadar önemliyse Kuran'da hakkında küçücük bir ima bari niye yok sorusu havada kaldıkça mehdi kitabı yazılsa yararı yok. Mehdi, Arapların özgün efsanesi olsa yine içim yanmaz. Mehdi bir İbrani efsanesidir. İslama da Yahudilerden geçmiştir. Yani İsrailiyattır. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Tartışmasız kabul edilen, tartışılsa bile tartışıldıktan sonra dondurulan, tartışmaya kapatılan mutlaklık atfedilen her fikir dogmadır. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir amateur Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Buna göre, felsefe zor ve çözülemeyen yaşam problemleriyle karşılaşmaktan, bu problemlerle uğraşmaktan korkmayan bir yaklaşım, düşünsel bir tavır olmak durumundadır. Felsefe insan yaşamının anlamıyla, varlık, bilgi ve değerle ilgili sorulara bir yanıt getirmeye, bu konularda ortaya çıkan problemleri çözümlemeye çalışırken, işe sıfırdan başlamayıp, belli bir bilgi birikimine sahip olunduğunu varsayarak çözüm getirmeye çalışır. Çünkü insanların yaşamlarında neyin önemli olduğunu değerlendirebilmeleri için, hayatla ilgili bazı deneyimlere sahip olmaları gerekir. Demek ki, felsefe insan yaşamının anlamıyla ilgili sorulara yanıt verirken, başka bilgi türleri tarafından sağlanan bilgilerden yararlanarak, genel, bütüncül ve kuşatıcı yanıtlar getirmeye çalışır.Bununla birlikte, felsefeyi felsefe yapan şey, insan yaşamının anlamıyla ilgili sorulara yanıt vermekten çok, sorular sormak, problem görebilmektir. Zira, insan için önemli olan, yalnızca felsefe okumak ve felsefeyi bilmek değildir, felsefe yapmaktır, felsefi davranabilmektir. Felsefe yapmak ise, felsefi hissetmeyi ve felsefi düşünmeyi gerektirir. Felsefe yapmak, varlığı ve bilgiyi bir bütün, insan yaşamıyla ilgili olay ve problemleri çok boyutlu olarak görmek ve her yönüyle kavramaya çalışmak anlamına gelir.Felsefi düşünce, araştırmaya ve eleştirel bir tavra dayanan bir düşüncedir. Yani, felsefi düşünce, kendisine veri olarak aldığı her tür malzemeyi aklın eleştirici süzgecinden geçirir. Her şeyi olduğu gibi kabul eden, merak etmeyen ve kendisine sunulanla yetinen bir insan için felsefe söz konusu olamaz. Felsefi düşünce, şeylerin niçin oldukları gibi olduklarını merak eden, hayatı bütün boyutlarıyla görmeyi, yaşamın bütün boyutlarını göz önünde bulundurmayı bilen, açık ve sorgulayan bir zihnin ürünüdür. -Alıntı- Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir amateur Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Tartışmasız kabul edilen, tartışılsa bile tartışıldıktan sonra dondurulan, tartışmaya kapatılan mutlaklık atfedilen her fikir dogmadır. + Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ binyamin Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Tartışmalar istinasız ufku açar fikir yürütmek ise tamamen akıl ve bilim işidir tartışılan konu din ise orada akıl aramak ve o aklı dünya yaşamına uygulamak tam bir dogma işidir ...istisnasız tek kabul ise dindir Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir amateur Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 @ kötünün kötüsünün yanında kötünün iyisi makbul olandır...tabiki de ikisi kötüdür ama birinin yanında iyi kötü var birinin yanında kötünün kötüsü var hangisi makbul hikaye bu... Dogma hiç bitmez bu dünyada ama biz ne için varız...antidogma olmak ayrıcalıktır Dostum uzatmamak için mesaj vermiştim ama olmadı. Peki devam edelim. Ama sakın seninle temelde çeliştiğimiz anlamında alma. "İyi kötü" kavramını ben bu güne kadar duymadım. Tercihimiz az kötüyü veya kötünün kötüsünü değil iyiyi doğruyu seçmek olmalı. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir amateur Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 tartışılan konu din ise orada akıl aramak ve o aklı dünya yaşamına uygulamak tam bir dogma işidir ...istisnasız tek kabul ise dindir Dini kabuller dogma olduğu gibi, etik ve etnik konularda da yüzlerce dogmalar vardır. Bu tür dogmaların tümü insanların yaşamını olumsuz şekilde etkilerler. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir amateur Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Tartışmasız kabul edilen, tartışılsa bile tartışıldıktan sonra dondurulan, tartışmaya kapatılan mutlaklık atfedilen her fikir dogmadır. Tartışmasız kabul ettiğin, tartışılsa bile tartıştıktan sonra dondurduğun, tartışmaya kapatarak mutlak adettiğin bir fikir var mıdır? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Hiçbir şey tartışılmaz değildir. İnanç ve dogmayı da ayırmak gerekir. Her inançlı dogmatik olmayabileceği gibi, her inançsız da dogmatik olmayan değildir. Ölçüt, bir yargıyı bilim ve mantık çerçevesinde temellendirebilmektir. Kişinin, bir otorite dediği için değil, bilim ve mantık çerçevesinde kendi aklıyla karar vermesi esastır dogmatik olmamak için. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ binyamin Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 @ dostum şöyle düşünmen lazım... İki tane kötülük var fakat birisi yetenekli birisi beceriksiz bu iki kötülüğün hangisi kötünün iyisi anlamında dedim Tabiki sadece iyiyi aramak lazım ama elimizde iyi yoksa en kötünün en iyisini almak lazım Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir amateur Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Hiçbir şey tartışılmaz değildir. İnanç ve dogmayı da ayırmak gerekir. Her inançlı dogmatik olmayabileceği gibi, her inançsız da dogmatik olmayan değildir. Ölçüt, bir yargıyı bilim ve mantık çerçevesinde temellendirebilmektir. Kişinin, bir otorite dediği için değil, bilim ve mantık çerçevesinde kendi aklıyla karar vermesi esastır dogmatik olmamak için. Bu yazıda bir çok çıkmazlar görüyorum. 1- İnanç zaten dogma demektir. Zira inançta ne gözlem ne de gözlenen vardır. 2- İnanılan zaten otoritedir. Zira inandıracak kadar hakimdir. 3- İnanç, kendi aklıyla karar verilen değildir. Başkasının düşüncesidir. 4- İnanç tartışılmazdır. Tartışılabilirliği aldatmacadır. Tartışılsa bile aynı fikre gelinmesi zorunludur. Gelinmemesi inançsızlıktır. 5- İnançlar bilim ve bilimsel mantık temelli değerlendirilemez. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 1- İnanç zaten dogma demektir. " İnak(dogma) ile inan arasındaki fark , inan’ın asla kanıtlanamayacak olanı kabul etmesi, inak’ın ise herhangi bir yetkeye bağlanan bir veriyi kanıtlamış olarak kabul etmesidir. Yukarıda da belirtildiği gibi bunun en güzel örneği ortaçağ skolastiğinde herhangi bir sözün, eğer Aristoteles tarafından söylendiği tanıtlanırsa, doğru olduğunun da tanıtlandığı fikridir. " ( tr.wikipedia.org ) Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 2- İnanılan zaten otoritedir. Zira inandıracak kadar hakimdir. Kendi kararı ile inananların inandığı için benimsediği otorite, onun her dediğini de akıl süzgecinden geçirir, öyle kabul eder. Etmezse de etmez. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 3- İnanç kendi aklıyla karar verilen değildir. Başkasının düşüncesidir. İnanç, başkasının düşüncesini, kendi aklıyla onaylama da olabilir. Yalnızca, sadece adamı beğendiği için her dediğini onaylama olmayabilir. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir amateur Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 @ dostum şöyle düşünmen lazım... İki tane kötülük var fakat birisi yetenekli birisi beceriksiz bu iki kötülüğün hangisi kötünün iyisi anlamında dedim Tabiki sadece iyiyi aramak lazım ama elimizde iyi yoksa en kötünün en iyisini almak lazım Devam ediyoruz dostum "Yetenekli kötülük" kavramını da yeni duyuyorum. Kötünün iyisi olmaz demiştik. Az zararlısı demek daha tutarlı olur. Kötülüğün alternatifi her zaman vardır. Genel geçer insan yararına olan her zaman iyidir. Misal: Dogmaların tümü insan yararına değildir. İyi olan dogma karşıtı bilimselliktir. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 4- İnanç tartışılmazdır. Tartışılabilirliği aldatmacadır. Tartışılsa bile aynı fikre gelinir. İnanç tartışılmaz. Ama İnanca bağlı yargılar tartışılır. Tartışılamaz denilirse işte bu dogma olur. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 5- İnançlar bilim ve bilimsel mantık temelli değerlendirilemez. Bilimsel mantık ile değerlendirilebilenler, inanca bağlı olan ve otorite tarafından söylenenlerdir. İnanç değil. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Genel geçer insan yararına olan her zaman iyidir. Bu yargı Faydacı ( Pragmatist ) bir felsefenin dile gelmişi olmuyor mu ? Etik Felsefelerin değerler konusunda yargısı bilimsel midir, kesin midir ? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Misal: Dogmaların tümü insan yararına değildir. İyi olan dogma karşıtı bilimselliktir. Hiç iyi dogma yok mudur ? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir amateur Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 " İnak(dogma) ile inan arasındaki fark , inan’ın asla kanıtlanamayacak olanı kabul etmesi, inak’ın ise herhangi bir yetkeye bağlanan bir veriyi kanıtlamış olarak kabul etmesidir. Yukarıda da belirtildiği gibi bunun en güzel örneği ortaçağ skolastiğinde herhangi bir sözün, eğer Aristoteles tarafından söylendiği tanıtlanırsa, doğru olduğunun da tanıtlandığı fikridir. " ( tr.wikipedia.org ) İki tanım arasında bir fark göremiyorum. İkisinde de bilimsel yanlışlanaMAmazlık var. Bu, ikisinin de dogma olduğunu gösteriyor. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir amateur Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Hiç iyi dogma yok mudur ? "İyi"yi doğru anlamında kullanıyorsak yoktur? Ki burada zaten dogmaların iyi, tercih edileni(doğrusu(!)) tartışılıyor. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 İki tanım arasında bir fark göremiyorum. İkisinde de bilimsel yanlışlanaMAmazlık var. Bu, ikisinin de dogma olduğunu gösteriyor. Neden ? Aristo'nun dedikleri yanlışlanmadı mı ? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 "İyi"yi doğru anlamında kullanıyorsak yoktur? Ki burada zaten dogmaların iyi, tercih edileni(doğrusu(!)) tartışılıyor. Nedir " doğru iyi " ? Değer yargıları için " Doğruluk " nasıl bir şeydir ? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir amateur Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Eylül , 2013 Kendi kararı ile inananların inandığı için benimsediği otorite, onun her dediğini de akıl süzgecinden geçirir, öyle kabul eder. Etmezse de etmez. (2) İnanmak kişinin kendi kararı ile olmaz. Çünkü alınan bilgi, kendi edindiği(gözlemi) değildir. Başkasına aittir. Zaten tanımda da görüldüğü gibi tartışılmazıdır. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.