Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

tanrı bu durumda ne yapar (varsa tabi)


binyamin

Önerilen İletiler

@ elimizden geldiği kadar her türlü bilgiyi veririz fikir zeka mantığı ve azı çoğu  tartışırız bu olgunluktur

 

bu hayat'ta her zaman öğrenci ol'ki yeni bir şeyler öğren 

 

hayatta bulamadıkların  bazen bir başkasında görmen içten bile değil ...kendine iyi bak 

 

Dogmatik fikirler tercihleri ve fikir/eylem önceliği konusundaki görüşlerini öğrenemedim.
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

@ dogmatik fikirler tercihleri ...yapma bunu dostum o kadar konuştuk ettik başa döndürme bizi:)

 

Sorduklarım konusunda hiç bir fikir belirtmedin.

Bir de kendi adına konuş. Size değil sana soruyorum. Diğer arkadaşı senelerdir çok iyi tanıyorum.

 

1- Az dogmatik fikiri dogmaya tercih ediyor musun?

2- Fikir mi, eylem mi daha önceliklidir?

 

@amateur elimizden geldiği kadar her türlü bilgiyi veririz

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

@ dostum kötü fikir vardır eyleme dökülmez iyi fikir vardır eyleme dönüşmez bu ikisi aynıdır 

 

Ayrıca biz dediysem bizim gibi aynı ateist düşünceden bahsettim ! 

 

Dediğim gibi birisi eğer dogmatik kalacaksa ille de az dogmatik olanı çok dogmatik olana tercih sebebimdir 

 

Benim klişe sözümü ille de yazdıracaksın ...dinsiz inançlıyı imansız din'ciye tercih ederim 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Az dogmatik çok dogmatik diye bir şey olmaz. Dogma dogmadır. Dogmaya bağlılık derecesi değişir. Dogmaya sımsıkı sarılan çok dogmatik olur. Ucundan tutan az dogmatik olur. Dogma orada duruyor, niteliği değişmiyor. Ona yaklaşımına göre insanlar dogmatik olma konusunda dereceleniyor. 

 

Bundan da daha açık anlatacak biri varsa anlatsın. Bence bu kadarı anlamaya yeterli.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Az dogmatik çok dogmatik diye bir şey olmaz. Dogma dogmadır.

 

Az dogma, çok dogma deyimi bir felsefe ürünüdür.

 

Elbette olay bu... Daha az kötü de diyebiliriz buna.

 

Kötü, daha az kötü de bir felsefe ürünüdür.

smile.png

 

--------

 

@ az zararlı dogma çok zararlı dogmadan iyidir demenin neresi anlamsız ?

 

 

iyi(faydalı) dogmanın olmayacağı. Bir dogmanın diğer dogmaya yeğlenmeyeceği. Dogmanın her türünün insanlığa zararlı olduğunun bilinmesi. 

 

"A dogması tercihim ama B dogması değil" olamaz.

 

Dogma dışılığının kıtlığı mı var ki, o durup dururken az dogma yeğlensin.

 

Demek ki, son tahlilde dogmatik olmamak adına, doğru bilgiyi kabullenmek gerekiyormuş.

 

Doğru bilgi: Gözlem ve deney kaynaklı edinilen bilgi.

 

------------------

 

 

1- Az dogmatik fikiri dogmaya tercih ediyor musun?

 

Bu, @@binyamin e sorulan bir soru idi 'Az dogmatik' tırnak içerisine alınılması unutulmuş.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Kuran'da Kabenin yanında nasıl bir anlaşma yapıldığı ile ilgili bir bilgi yok. Ama İslam tarihinden ve Kuran'ın genelinden anlaşılan o ki, müşriklerle ittifak anlaşması yapılmadığı kesin.

 

Savaş durumunda ya ittifak, birlikte savaşma, ya da saldırmazlık anlaşması yapılır. Öyle statü belirleyen anlaşmalar yapılmaz. Dolayısıyla müşriklerin saldırmazlığı bozacaklarından hem korkulmuş, hem de bu korkudan emin olunmuş, ne de olsa adam vahiy alıyorum diyor, tabii fikirlerinin tartışmasız doğru olduğunu iddia edecek ve dayatacak.

Hem " nasıl bir anlaşma yapıldığı ile ilgili bir bilgi yok " denilip,

 

hem de " ittifak anlaşması yapılmadığı kesin " nasıl denebiliniyor ? original.gif 

 

Kabe yakınında anlaşma yapılan Müşriklerle yapılan anlaşmanın saldırmazlık paktı değil, ittifak anlaşması olduğu çok net. Çünkü, anlaşılıyor ki, o Müşriklerle daha önce savaşılmamış, dolayısıyla düşman değilller.

 

Ayrıca, " Savaş zamanı İttifak anlaşmalarına " da bir örnek vermiştim :

 

Anlaşma yalnızca Saldırmazlık Paktı olsa, dediğiniz doğru olurdu. Ama anlaşmalar “ sen bana saldırma ben de sana saldırmayayım “ şeklinde olmaz. Ki böyle bir anlaşma zaten iki düşman arasında olur ancak, bunun adı da “ Saldırmazlık Paktı “dır.

 

İttifak anlaşmalarında ise Anlaşmanın şartlarının birinin veya bir kaçının tek taraflı ihlal edilmesi savaşma nedeni olmaz. Yalnızca ittifakı sona erdirir ya da şavaş dışı başka bir yaptırım doğurur vs. Mesela, tazminat veya misilleme söz konusu olabilir.

 

Zaten o nedenle Lozan Örneğini verdim. Yunanistan’ın Batı Trakya Türklerinin Lozan ile belirlenen azınlık haklarını ihlal etmesi savaş nedeni midir ? Hayır.

 

Yalnızca karşılıklılık ilkesi gereğince Türkiye’ye de aynı ihlali yapabilme hakkı doğar.

 

İttifak anlaşmalarında bir tarafın bazı maddelere uymaması, onu potansiyel düşman yapabilir.

 

Şöyle ki; mesela, 1. Dünya Savaşından önce Almanya ile Osmanlı ittifak anlaşması yapmıştır. Bu anlaşmaya göre, Almanya Osmanlıya karşı bir İngiliz saldırısında Osmanlı’ya yardım edecekti ve etti.

 

Eğer, yardım etmeseydi, bu Osmanlı açısından bir hainlik şüphesi doğururdu ve bu durumda Osmanlı’nında, diğer bir maddedeki gereklilik olan Avusturya-Macaristan ile Sırbistan İhtilafı konusunda tarafsız kalması yerine bir önlem olarak Sırbistan’ın tarafında olma hakkı doğacaktı. Çünkü, bir maddeye uymaması, Almanya’yı potansiyel düşman yapar, hainlik edeceği konusunda şüphe uyandırır.

 

Sonrasında Osmanlı arkadan vurulurken, “ vay keşke biz de vakti zamanında, onların bize üstelik somut delili varken hainlik şüphesini duyduğumuzda, biz de Sırbistan’a destek verseydik “ denilmemesi için bir önlem yalnızca. Son derece doğal.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslamdaki tüm veriler aynı değerdedir. Hadis Kuran ayırt edilmez. Tümü Mekke muhalif ekibinin yaratımıdır. Hepsi de İsrailiyattır. Konuya verilen önem derecesine göre bazı konuları iki kaynakta da görmeyi bekleyebilirken, bazı konuları her ikisinde göremeyebiliriz. 

 

Efendim, konu değer meselesi değildir. Konu mantıktır. 200 sene sonrası aktarılan ve şüpheli bir rivayet ile 200 sene öncesinin metnini yorumlamak mevzu bahis olan. Her ki kaynaktaki mantık biribirini doğrulamalıdır ki, doğru yorum yapabilelim.

 

İlgili hadise göre, hadis konusu olan Ben-i Kureyza Yahudileri ( Arap ırkından ama Musevi ), dönemin İlk  Müslümanları ile savaş zamanı yapmış oldukları anlaşmaya aykırı olarak, somut bir ittifak anlaşması ihlali yapmışlar mı ? Yapmışlar. Müslümanlar savaş zamanı bundan zarar görmüşler mi ? Evet görmüşler.

 

İşte ilgili ayet de mantık olarak bu hadiste anlatılana uygun görünüyor. Bir daha benzeri bir zarar görmemek için Somut Hainlik şüphesi konusunda bir uyarı anlamında.

 

Diğer anlatılan vahşet konuları aynen olmuş da olabilir, İsrailiyat etkisi ile sonradan abartılmış da olabilir. İsrailiyat dediğim konu budur. Aynen Mehdilik konusunun da bir İsrailiyat olması ve sizin de bunu başka bir başlıkta ifade etmiş olmanız gibi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Muhammed o günün Mekke muhalefetinin, kendisini iktidarı devirmek amacıyla kullandığının ayrıdında bile değildi. Dağlarda mağaralarda gezmekten sosyal hayattan kopmuştu. Algıları eksikti ve nöbetler geçiriyor, halisünasyonlar görüyordu. Kendisini gerçekten peygamber sandığı kuvvetle olası. 

 

Muhalefetin iktidarla uzlaşmayacağını, amacının onu devirip iktidarı ele geçirmek olduğunu kavrayacak bilinç düzeyinden bile yoksundu. Onu kullanan muhalifler sık sık onu uyarıp azarlamak zorunda kalıyor, hatta kendi kafasından ayet uydurursa öldürmekle tehdit ediyorlardı. (Bize karşı yalan uydursa onun boğazını keserdik mealinde ayet.)

 

Muhammed iktidarla uzlaşmak için onlarla konuşurken görmeyen bir müslümana yüzünü ekşitmekle ve bu yüzden muhalif ekipten azar işitmekle kalmamıştı. Yine iktidara yaranmak için putların şefaat edeceğinden de bahsetmişti. Bunun üzerine de sözlerine şeytanın karıştığı iddia edilip bu sözü geri alınmıştı. 

 

Bunlar gösteriyor ki Muhammed hayal aleminde yaşayan bir otistikti ve iktidarı ele geçirmek için Mekke muhaliflerince kullanıldı. Mekke ele geçirilip son kullanım tarihi dolunca önce Medine'ye gitmeye zorlandı, sonra da zehirlenerek öldürüldü. Cenaze namazı bile toplu kılınmamış ve ölüsü yatağında uzun süre bekleyip kokmaya başlayınca gece vakti aceleyle gömülmüştür.  

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Eğer durum anlattığım gibi olmasa, çok mantıksız durumlar ortaya çıkar. Bir adam tek başına çıkacak, toplumun dinini aşağılayacak, inançlarına saldıracak, tanrılarını kötüleyecek, herkesi aptal yerine koyacak ve ona kimse dokunmayacak. Böyle bir şeyin olasılığı yoktur.

 

Muhammed, Mekke muhalefeti arkasında olarak ve onların korumasında ortaya çıkmıştır. Öyle tek başına filan çıkıp etrafına adam filan toplamamıştır. Muhalefet zaten vardı. Muhammed onların koruması altında peygamberlik iddia etti. İktidara meydan okuyan, onların inançlarını aşağılayan, onları tahrik ederek savaşa zorlayan, bu muhalefettir. 

 

Bütün rejim muhalifleri, önce meydan okur, aşağılar, hakaret eder, sonra kendini kovdurur ve dış bir gücün himayesinde kendi ülkesinde iç savaş çıkarır. İç savaşı yandaşları kazanınca gelir iktidara el koyar.

 

Yoksa Muhammed yalnız, garip bir yetim, müslümanlar mazlum filan değildir. Medine'de üslenen muhalif ekip, Mekke kervanına pusu kurarak savaşı başlatmıştır. İç savaş başlatabilmek ve bu yolla iktidarı ele geçirmek uğruna kardeşleri birbirine düşman etmişlerdir.

 

Bunların mağdur edebiyatlarına aldanmak ölümcüldür. Herkes en kaynağından itibaren din sömürüsüne karşı uyanık ve bilinçli olmalıdır. Din asla ve hiç değişmemiştir. Amacı, niyeti, taktiği daima aynıdır. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

@@Canraşit adam öldürmenin kısmen olmasınımı savunur hale geldiniz

 

Öyle olsa yine bir derece olurdu. Fakat bir inanç grubunun adını vererek "onları yakaladığınız yerde öldürün" deyince, o inanca mensup bulunarak yaşamanın olanaksız bırakılacağı anlaşılır. "Katilleri öldürün" dese ayrı bir şey olur. "Hırsızları öldürün" dese ayrı bir şey olur. Ama örneğin "çingeneleri öldürün" veya "yahudileri öldürün" veya "müşrikleri öldürün" dediği anda bu, o gruba giren herkesin öldürüleceği anlamına gelir. Ne sağa döndürmekle, ne sola döndürmekle, ne eğmekle ne bükmekle bu anlamdan kurtuluş yoktur.

 

Zaten bu anlam tüm Kuran'da desteklidir. Süleyman'ın Saba ülkesine savaş açmasının nedeni ne? Güneşe tapıyor olduklarını duyması değil mi? Evet. Mevzu apaçık. Hiç bir kandırma payı yok mevzunun. Çok net ve açık. Tabii cinayet emreden bir inancı savunmak olanaksız. Ayetleri lastik yapıp çekiştirmekten başka bir yol gözükmeyince çaresizlik oluşuyor.

 

Hayır bir ülke anayasasına "çingeneleri gördüğünüz yerde öldürün" diye bir madde konsa, dünya ayağa kalkar. O ülke ve anayasası yerden yere vurulur, olabilecek en şiddetli biçimde kınanır, savaş bile açılır. Ama söz konusu kutsal iddiasına sahip dogmatik kabuller olunca eğme bükme, yandan dolaşma, saklama gizleme, süsleme püsleme çalışmaları başlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öyle olsa yine bir derece olurdu. Fakat bir inanç grubunun adını vererek "onları yakaladığınız yerde öldürün" deyince, o inanca mensup bulunarak yaşamanın olanaksız bırakılacağı anlaşılır. 

Asıl bu sonucu çıkarmak ayetlerin bütünlüğünü bozup eğmek, bükmekle mümkündür.

 

" Onlar " denilenler Kabe yanında anlaşma yapılmayan Mekke Müşrikleri.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Zaten bu anlam tüm Kuran'da desteklidir. Süleyman'ın Saba ülkesine savaş açmasının nedeni ne? Güneşe tapıyor olduklarını duyması değil mi? Evet. Mevzu apaçık.

 

Kuran'a göre, Belkıs'ın inancını değiştirmesi, tehdit karşısında boyun eğmesi ile değil ( zaten komutanları güçlüyüz savaşırız demişler ) Süleymanın '' bilgili adamlarından biri ''nin ona, Belkıs'ın tahtını göz açıp kapamadan getirmesi ve sonradan diplomatik yoldan mektup meselesini halletmek için gelen Belkıs'ın kendi tahtını tanıması ve Süleyman'ın onu şaşırtmak için sarayının, altından balıklar yüzen camdan yapılmış zeminini ona gösterdiği zaman olmuştur.

 

 

Kuran'da Neml suresinde yazan ordusu kuşlar ve cinlerle takviyeli eski bir peygamber( Süleyman )'in olayı anlatılmış.

 

Fakat bu surenin sonunda, Muhammed'e hitaben ;

 

91. (De ki:) Ben ancak, bu şehrin (Mekke'nin) Rabbine -ki O burayı dokunulmaz kılmıştır- kulluk etmekle emrolundum. Her şey de zaten O'na aittir. Bana müslümanlardan olmam " emredildi.

 

92. "Ve Kur'an'ı okumam (emredildi). Artık kim doğru yola gelirse, yalnız kendisi için gelmiş olur; kim de saparsa ona de ki: Ben sadece uyarıcılardanım.

 

ifadeleri var.

 

Dolayısıyla, Kuran'da bu ayette yazan, uygulanmak istendiğinde, bir müslümanın yalnızca uyarma görevi olduğu görülüyor. Bu çok net.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öldürülecekleri, sürülecekleri, hayatta ve ölümden sonra zillete uğratılacakları da uyarılara dahil... İlla müşrik kalırlarsa. Müslüman olurlarsa sorun o anda bitiyor. Birlikte kafir öldürmeye, yağmaya, cariye ele geçirmeye gidiyorlar. Amaç da bu zaten...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öldürülecekleri, sürülecekleri, hayatta ve ölümden sonra zillete uğratılacakları da uyarılara dahil... İlla müşrik kalırlarsa. Müslüman olurlarsa sorun o anda bitiyor. Birlikte kafir öldürmeye, yağmaya, cariye ele geçirmeye gidiyorlar. Amaç da bu zaten...

Evet Mekke ve yakın çevresi için Kabe yakınında anlaşma yapanlar için hariç bu geçerli.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.