Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl DOĞRU sizce nedir sevgili canraşit ? Efendim, bu felsefi bir sorudur. Kişiden kişiye, felsefeden felsefeye değişir. Benim doğru dan kastım; bilimsel terim ve teorilerin ne dediğiniz önce bir anlamak. Bilir bilmez yorumda bulunmamak için. Sizce bilimsellik doğruları, din ise mitleri yansıtır değil mi ? İşin bu kısmı nedense hep sonraya bırakılmakta... Bu niyet okumak olmuş. Benim böyle bir cümlemi gösterebilir misiniz acaba ?
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl Ama demiştiniz: Ayrıca, Evrim bir kanun değildir. Çünkü; Teori başka bir şeydir, Kanun başka bir şey. Teoriler ispatlanınca kanun olmaz. Yalnızca geçerli teori olur. Şu bilimsel jargondan kurtulduğunuzda daha iyi anlaşırız umarım sözlerimiz havayamı gidiyor ne ? KANUN, işeyen düzendir, düzenin kuralları vardır, biçim ve işleyiş yönüyle EVRİM dediğiniz süreç bir döngünün adıdır, bunu başlatan böyle olmasını istemiş ve öyle olmuştur işte bu nedenle bu BİZ'im için tabii KANUN'dur... bu hususta evrime bakış açımız farklı olduğu gibi, hayata da bakış açımız çok farklı hatta KAVRAMLARADA... esas sorunda burada vuku buluyor, ALLAH diye nitelenen kaç put var insanoğlunun zihninde, oysa kavram sadece zikrin şekillendirilmesidir, KAVRAMLARIN olmadığı bir alemden baktığınızda, KELİMELERE takılmamak gerektiğini de görürsünüz... Öyle der pirim şems ; kelimelere çok takılma, boğulursun .))
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl Bu dizelerde anlatılanlar LEDÜN'e girer, üzerinden bahis açmayalım. Kısaca anlatabilirseniz o dizelerde anlatılan gaybi bilgiyi memnun olurum.
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl KANUN, işeyen düzendir, düzenin kuralları vardır, biçim ve işleyiş yönüyle EVRİM dediğiniz süreç bir döngünün adıdır, bunu başlatan böyle olmasını istemiş ve öyle olmuştur işte bu nedenle bu BİZ'im için tabii KANUN'dur... Kanun dediğimiz kavram her yerde her zamanda geçerlidir. Eğer yeni bir kanunla değiştirilmezse. Buna göre, Evrim bir kanun değildir. Bu zamana kadar dünyada evrimin olması bu zamandan sonra da evrimin olacağını veya başka bir gezegende olacağını gerektirmez. Evrim yalnızca dünyada olanın üzerinde geçerli bir açıklamadır.
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl KAVRAMLARIN olmadığı bir alemden baktığınızda Kavramlar olmadan düşünce üretilemez. Duygular ise farklı bir gerçekliktir.
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl Kısaca anlatabilirseniz o dizelerde anlatılan gaybi bilgiyi memnun olurum. İstesem de anlatamam... bu hali ancak yine onun hal dili ile şu dizelerle anlatabilirim... ötesi Beni aşar... Konuşsam dilim yanar, sussam kalbim... Önce duruyorum, sonra susuyorum... İçimden çıkan lafların etrafı yangın yerine çevireceğini düşününce, kilit vuruyorum dilime... Sonra "YAN!" diyorum içime!... Sadece sen YAN! Ve "DaYAN!" diyorum gönlüme!... Herkes mutlu olsun! Sen DAYAN!..
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl Kavramlar olmadan düşünce üretilemez. Duygular ise farklı bir gerçekliktir. Bir şeyi bilememek onun yokluğu anlamına gelmez... demiştiniz. tamda bu olsa gerek!
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl Kanun dediğimiz kavram her yerde her zamanda geçerlidir. Eğer yeni bir kanunla değiştirilmezse. Buna göre, Evrim bir kanun değildir. Bu zamana kadar dünyada evrimin olması bu zamandan sonra da evrimin olacağını veya başka bir gezegende olacağını gerektirmez. Evrim yalnızca dünyada olanın üzerinde geçerli bir açıklamadır. EVRİM denilen kavramın işleyiş mekanizmi istisnaları dahil olmak üzere, bir EMrin ESERİDİR ve KANUN'a tabiidir, İLAHİ KANUNA tabii olan her hadise KANUNUN parçasıdır, kitabı KAİNAT düşünün... Bu kadar yeter sanırım bu hususu anlatmaya...
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl Dizlerde geçen Ölüm ilk ölüm evresidir, Buradaki ölüm zahiri bir ölüm değil, makam yönüyle batıni bir ölüm tasviridir, Tasavvuf düşünsel bir evrilme sürecidir, Makamlar insanın ilk keşifleri ile başlar, ilk keşiflerde reankarne mutlak bir virüs gibi aklı çeler ve itikate dönüşmeye başlar, Muhyiddin arabinin, hallacın, bayezidin ve daha bir çok hak erinin geçtiği bir makamdır, bir çokları burada bu itikate bağlanır ve böyle kabul eder... Pirim mevlananın bu dizelerde geçtiği bir evrenin izlerini görürüz, fakat bu evrenin geçici olduğununda keşfindedir... ''Rüyalarda bir melek olacağım'' vurgusu bu halin vurgusunu yapar... Bu birinci manadır, diğer manayı anlatmaya MESNEVİSİ bile yetmemiştir, yani müşahede makamına aittir, ve sözle tasviri mümkün değildir...
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl Pirim mevlananın bu dizelerde geçtiği bir evrenin izlerini görürüz, fakat bu evrenin geçici olduğununda keşfindedir... ''Rüyalarda bir melek olacağım'' vurgusu bu halin vurgusunu yapar... Bu birinci manadır, diğer manayı anlatmaya MESNEVİSİ bile yetmemiştir, yani müşahede makamına aittir, ve sözle tasviri mümkün değildir... Tasavvufun makamları mertebeye göre en alttan başlayarak Şeriat, Tarikat, Marifet, Hakikatdır. " Taş olarak ölmüştüm, bitki oldum. Bitki olarak öldüm ve hayvan oldum. Hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum. Öyleyse ölümden korkmak niye? Hiçbir sefer kötüye dönüştüğüm, Ya da alçaldığım görüldü mü? Bir gün insan olarak ölüp, ışıktan bir yaratık, rüyaların meleği olacağım. Fakat yolum devam edecek, Allah’tan başka her şey kaybolacak. Hiç kimsenin görüp duymadığı birşey olacağım. Yıldızların üstünde bir yıldız olup, Doğum ve ölüm üzerinde parlayacağım. " Şimdi bu şiirin Batıni yorum bile olsa, bu makamlarla ilişkisi nedir ? Hangi dize hangi makamı anlatıyor ?
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl Tasavvufun makamları mertebeye göre en alttan başlayarak Şeriat, Tarikat, Marifet, Hakikatdır. " Taş olarak ölmüştüm, bitki oldum. Bitki olarak öldüm ve hayvan oldum. Hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum. Öyleyse ölümden korkmak niye? Hiçbir sefer kötüye dönüştüğüm, Ya da alçaldığım görüldü mü? Bir gün insan olarak ölüp, ışıktan bir yaratık, rüyaların meleği olacağım. Fakat yolum devam edecek, Allah’tan başka her şey kaybolacak. Hiç kimsenin görüp duymadığı birşey olacağım. Yıldızların üstünde bir yıldız olup, Doğum ve ölüm üzerinde parlayacağım. " Şimdi bu şiirin Batıni yorum bile olsa, bu makamlarla ilişkisi nedir ? Hangi dize hangi makamı anlatıyor ? Aşksızlara verme öğüt, Öğüdünden alır değil. Aşksız kişi hayvan olur, Hayvan öğüt bilir değil. Eksik olman ehillerden, Kaça görün cahillerden. Tanrı bîzar bahîlerden, Bahîl dîdâr görür değil. Boz yapalak devlengece, Emek yeme erte gece. Onun işi göstepektir, Salıp ördek alır değil. Şah balaban, şâhin doğan, Zîhî öğmüş onu öğen. Doğan zaif olur ise, Doğanlıktan kalır değil. Kara taşa su koyarsan, Elli yıl ıslatır isen. Heman taş gine bayağı, Hünerli taş olur değil. Ol iki cihan güneşi, Zâhir dünyasın değşirdi. Câhil onu öldü sanır, Ol Hub sağdır, ölür değil. Yunus olma câhillerden, Irak olma ehillerden, Câhil ne var mümin ise, Câhillikten kalır değil. Bana sen KİM olduğunu anlat, bende sana o dizeleri... herşeyi basite alarak hiç bir doğruya varılmaz... Mana aleminin erlerini diyalektiğe sığdıramazlar, Mevlana öyle kolay lokma olaydı, adı mevlana olmazdı... Arayan yola düşer... İki lokmalık heves değil... Niyetiniz sormak değil... sorgulamak!!! BİZ'i manadan konuşturan ALLAH'tır... sıradan ilmimiz aklımızla sınırlı, beş para etmez... MANA dilimizi dolana açarız dolana akarız...
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl sorgunuzun cevabı yunusun dizelerinde yinede samimiyetle anlamak isterseniz... OLMUHAMMEDİ anlayın derim. selametle...
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl Anlatılamaz ise burada neden anlatmaya kalktınız ? Dizlerde geçen Ölüm ilk ölüm evresidir, Buradaki ölüm zahiri bir ölüm değil, makam yönüyle batıni bir ölüm tasviridir, Tasavvuf düşünsel bir evrilme sürecidir, Makamlar insanın ilk keşifleri ile başlar, ilk keşiflerde reankarne mutlak bir virüs gibi aklı çeler ve itikate dönüşmeye başlar, Muhyiddin arabinin, hallacın, bayezidin ve daha bir çok hak erinin geçtiği bir makamdır, bir çokları burada bu itikate bağlanır ve böyle kabul eder... Pirim mevlananın bu dizelerde geçtiği bir evrenin izlerini görürüz, fakat bu evrenin geçici olduğununda keşfindedir... ''Rüyalarda bir melek olacağım'' vurgusu bu halin vurgusunu yapar... Bu birinci manadır, diğer manayı anlatmaya MESNEVİSİ bile yetmemiştir, yani müşahede makamına aittir, ve sözle tasviri mümkün değildir...
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl Anlatmaya kalkmadım, dilimin döndüğünce başka bir açıdan göstermeye çalıştım. anlatılamayacağını son cümlede tekrar belirttim, yani bahsi geçen yazımda deryanın damlasına vurgu yaptım...Pirim mevlananın remizli bir anlatım olduğuna dikkat çekmek istedim. Keza çekmişim ki bu kadar tesirindesiniz... Tekrar okuyun sadece bir manevi sürecin işleyişinden bahsettim, son olarakta bir cümlenin remizli anlatımından örnek verdim.
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl Bilim kitaplarına benzemez TASAVVUF, mana içinde mana gizlidir... HAL ehli bir yüzüne bakar HAK ehli 1001 yüzüne, avama göre yazılan neyse odur...
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl Peki o zaman ilkinden başlayalım: Mevlana'nın taş oldum demesinin neyi remiz olarak anlattığını anlatın.
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl İnsana söz geçmez halde ise taştan farksızdır CANRAŞİT arkadaşım... Mana ehli olmayana manadan söz açılmaz... daha fazla girme bu konuya...
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl Anladım, Mecazdan, Remizden anlamamak taş olmak demek. Peki, ikinci dizede, yani taş olarak öldükten sonra bitki oldum ifadesindeki Bitki nedir ?
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl Mecazdan, Remizden anlamamak taş olmak demek. Bu da Şeriat makamına tekabül ediyor. Yani, dinin kuralları. Dine kuralcı bakmak, dini kuraldan ibaret görmek taş olmak anlamında.
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl Sohbetiniz için teşekkürler... Aklı kalbinden büyüklere verme öğüt der alemler... Siz bizim seviyemize indiğiniz zaman konuşulur bunlar, cımbızla söz çekip manaya varılmaz... Selametle
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl Aman efendim estağfurullah, seviye ne kelime ? Kalbim( mecazi ) de vardır, Aklım da. Anlatılırsa neden anlamayayım ? Dizeleri makama bağlayan sizdiniz ben de sizin yerinize bunu yapmaya çalıştım yalnızca. Mana bütünlüğünün neresini bozmuşum da cımbızlama diyorsunuz ? Neyse ben de teşekkür ederim. Size de selamlar olsun.
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl Sizce bilimsellik doğruları, din ise mitleri yansıtır değil mi ? İzninizle bunu ben şöyle düzelteyim: Bilim, doğrulara ulaşmanın en geçerli yolu, din ise yanlışlara saplanmanın en kestirme yoludur. Nefs, Arapça bir sözcüktür ve "kendi" demektir. Bir kavramın yabancı bir dildeki karşılığını söylemekle o kavrama bir şey yüklemiş olmazsınız. Bu Arapça sözcükler, içeriği tümüyle boş olan tasavvufun içinde bilinmeyen bir şeyler var sanılsın diye kullanılmaktadır. "Nefs" demekle "kendi" nize hiç bir şey katamazsınız. Anlamı derin bir şeyden bahsediyorum zannedip kendinizi avutursunuz. Çünkü bu içi boş tasavvuf anlatıları ile sizi dolduran şeyhler de böyle ağdalı diller kullanarak içi dolu bir şeyden söz ediyormuş gibi hava yaratırlar. Söylediklerinde bir anlam ise yoktur. İnsanları insanlara veya gerçekte varolmayan sözde esrarlı güçlere taptırmak ve sömürmek amacıyla tasavvufu üretmişlerdir.
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl Bilim, doğrulara ulaşmanın en geçerli yolu, din ise yanlışlara saplanmanın en kestirme yoludur. Meseleye, insan odaklı psikoanalitik bakılırsa, Dinler, Mitler insanlığın bilinçaltının yansımasıdır. İnsanoğlunun bilinçaltı ile ilgili bir çok bilgi ihtiva eder.
Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2013 11 yıl İzninizle bunu ben şöyle düzelteyim: Bilim, doğrulara ulaşmanın en geçerli yolu, din ise yanlışlara saplanmanın en kestirme yoludur. Nefs, Arapça bir sözcüktür ve "kendi" demektir. Bir kavramın yabancı bir dildeki karşılığını söylemekle o kavrama bir şey yüklemiş olmazsınız. Bu Arapça sözcükler, içeriği tümüyle boş olan tasavvufun içinde bilinmeyen bir şeyler var sanılsın diye kullanılmaktadır. "Nefs" demekle "kendi" nize hiç bir şey katamazsınız. Anlamı derin bir şeyden bahsediyorum zannedip kendinizi avutursunuz. Çünkü bu içi boş tasavvuf anlatıları ile sizi dolduran şeyhler de böyle ağdalı diller kullanarak içi dolu bir şeyden söz ediyormuş gibi hava yaratırlar. Söylediklerinde bir anlam ise yoktur. İnsanları insanlara veya gerçekte varolmayan sözde esrarlı güçlere taptırmak ve sömürmek amacıyla tasavvufu üretmişlerdir. Nefsin kelime anlamı kendi haklısın... ama bunun gizem yaratmak için uydurulduğunu düşünmek, tasavvufa bu kadar sığ bakacak bir görüşe yakışrdı zaten, Aklınızın ve kalbiniz yetmediği işlere karışmayın, gidin evrim sahasınızda oynayın... Üç kuruş etmeyen google bilgilerinizle tasavvufu yargılamayın,tanımlamayın... Gizem yaratma ve gizemleri üstün akılla çözme davasını nefs-i emmarede ancak sizin gibiler güder! Burada tasavvuf tartışılmıyor! benim sizinle tartışacak hiç bir şeyim olamaz! Söylediğiniz tanımlamalar tasavvufu değil sizin zanlarınızı açığa çıkarır, nefs, kendin demek ama sen kendin kimsin! Kendini bul ! Sonra dini yada tasavvufu araştırırsın...
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.