Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2012 .. EXPRESSCRIPT VERSION DIŞADÖNME / DIŞAVURMA İsviçreli psikiyatri bilgini Carl G. Jung'un kuramına göre, dikkat ve ilgi çekme güdüsü ile dışuyaranlara (özellikle başka insanlara) yanıt verme eğiliminin biçimlendirdiği kişilik özelliği. Aşırı dışadönük bir kişi, toplumca benimsenme dürtüsü ile eylemleri ve düşüncelerinde bağımsızlığını yitirerek, toplumun yargılarına aşırı bağımlı ve saldırgan duruma gelebilir. Bir Film: Dr. Caligari’nin Muayenehanesi: Das Kabinett des Doktor Caligari. "Akıl hastahanesindeki bir bir hasta, bir karnavaldan çıkıp gelmiş gibi görünen ve kalın camlı gözlükleri olan hipnoz uzmanının dörtbaşı mamur korkunç öyküsünü anlatır; bu garip kılıklı doktor sendeleyerek yürüyen, uyurgezer Cesare'ı kontrolü altına almıştır ve ona bir dizi cinayet işletmektedir. Bu öyküyü anlattıktan sonra asabı bozularak nöbet geçiren hasta, akıl hastahanesi iyi kalpli müdürünün odasına götürülür; müdür hastayı muayene ederken boynuz çerçeveli, kalın camlı gözlüklerini takar ve.." Yapım Yılı: 1919 Yönetmen: Robert Wiene (tek filmi) Senaryo: Hamburg' un Reeperbahn eğlence parkında tesadüfen bir seks cinayetine tanık olmuş Hans Janowitz adlı bir Çek ile, 1. Dünya Savaşı sırasında askeri psikiyatrlar tarfından sık sık muayenelerden geçirilmiş! Carl Mayer adlı bir Avusturyalı. Set Tasarım: Filmin eğri büğrü, köşeli görüntüsünü yaratmak için expresyonist ilke ve teknikleri kullanan, işi, filmdeki ürkütücü ışık va gölgeler için ışık yerine boya kullanma noktasına kadar vardıran Hermann Warm ile dört kişilik ekibi. Yapımcı: Erich Pommer "Ruh hastalığının getirdiği sonuçlarla (eziyet, halüsinasyon, sinir krizi) ve "öykü içinde öykü" kalıbının yarattığı tüyler ürpertici belirsizliklerle inceden inceye işlenmiş olan bir ilkörnek. Korku unsurunun ötesinde, kült bağlılığını besleyen bir tür tuhaflık örgüsü. Kafka ya da Twin Peaks'e hâlâ tutkun arkadaşlarınızdan önce davranıp onları şaşkınlığa uğratmanızı sağlayacak bir şey. Sinemanın öteki klasik yapıtlarının tersine olarak kamera hareketlerinden ve dinamik kurgulamadan çok, sahne düzenlemesinin ve boyanmış dekor çerçevelerinin etki yarattığı ve önem taşıdığı bir film. Sosyologların ve kehanet meraklılarının geleneksel bir gözdesidir; örneğin Alman sinema teorisyeni S. Kracauer, bu filmde, zaman içinde Hitler' le doruğuna ulaşacak bir "canavarlar ve tiranlar korteji" nin başlangıcını görür." .. 1 Alıntı
Φ Radya Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2012 Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2012 Yok muydu şöyle komedi filan.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2012 kabir yaşamı ve zaten bi komedi değil midir örtmenim efendim? Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2012 .. YÖNELİM-TROPİZM Bitkilerin ya da bazı basit yapılı hayvanların belirli bir doğrultudaki güçlü bir uyaranın etkisiyle yön değiştirerek bu uyarıya verdiği yanıt. Bu yanıt uyarana doğru yönelmek ya da uyarandan uzaklaşmak biçiminde gerçekleşir. Uyaranın geliş yönündeki hareketlere: Ortotropik. Uyaranın yönüne eğik hareketlere: Plagiotropik. Uyaranın yönüne dik hareketlere: Diatropik hareketler denir. Uyarana bağlı olarak gruplandırılan çeşitli yönelim tipleri vardır: -Işığa Yönelim: Fototropizm -Yerçekimine Yönelim: Jeotropizm -Kimyasal Maddelere Yönelim: Kemotropizm -Suya Yönelim: Hidrotropizm -Mekânik Uyarılara Yönelim: Tigmotropizm -Elektrik Akımına Yönelim: Galvanotropizm/ Elektrotropizm Bazen de uyarı hangi yönden gelirse gelsin, yönelimin daima belirli bir yöne doğru oluştuğu gözlenir. Bu tür değişim hareketlerine: Nasti=Kıvrılma denir. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2012 YORUMSUZ Gönderi Tarihi: 21 Nisan 2007 - 18:06 İNTERLOCK, Apr 9 2007, 06:30 PM tarihinde, dedi ki: Efendim, ben küçükken haşarı bi çucukmuşum.. ağaçlara tırmanırmışım, damlara çengel atarmışım... diğer çocukları fena halde pataklarmışım.. Annem çok üzülür "bu çocuktan adam olmaz" dermiş... Sonracıma ben okula gitmişim.. Sonra da eve gelmişim... Yemekte köfte varmış, ekmek arası yapıp kendimi yine sokağa atmışım..Bu seferde kedileri dövmüşüm..Sonra içim parçalanmışta ekmek arası köftemin ucundan dövdüğüm kediyede vermişim.. sonra daha da ileri gidip kediyi eve getirmişim de içeri gizil gizil sokmuşum..Gece uyurkene kedi beni cırmaklamaya kalktığı için pencereden aşağı atmışım..Evimiz giriş katı olduğu için korkmayınız ki başına bişiy gelmemiş..yalnız pencereyi açık unuttuğum için tekrar eve giren kediyi ikinci kere dışarı atmışım..Olsun.. Efenim, yıllar geçmiş, ben büyümüşüm..Şimdi buradayım..Ne mutludur ki sizler kedi olmadığınız için dışarı atılmak gibi bir kaygınız olmamalı..olsa olsa dayak yersiniz benden... NOT : bir üzücü taraf, kedi olmadığınız için size köfte yok..Ama üzülmeyiniz.. ** Olsun köfte sevmem zati Kedi bana bişey hatırlattı.Ben de çok yaramazdım.Kedim vardı bi tane.Hamile kaldı doğurcak ama hayvan sıcak yer arıyo belli ki çünkü durmadan benimle kardeşimin yatağına dalıyor.Annem bi gördü bu doğurcak dedi.Açtı camı aynen sepet havası :(Tam da okula gidecem çıkıyorum evden yani!Kedicazım pencerede melun melun bana bakıyo Yani tabi gerekeni yaptım Aldım kedicazımı içeri Annecazım görmeden gittim okula.Odamın kapısı kapalı haa...Akşam oldu geldim okuldan.Bide ne görim Annem elinde terlikle bekliyoooo...Ben kaçtım o kovaladı.Tabi zılgıtı yedik sonunda.Meğer Annem ben gidince ev işlerine girişmiş bütün odalar temizlenmiş en son benim odaya girmiş.O neeee.Benim kedicaz yatağın içinde 5 yavru yalanıyo Annem ağzı köpüre köpüre yıkamış herşeyi.Bebeleri koymuş bi koliye,almış götürmüş analarıyla beraber evin uzağına biryere.Sonra gelmiş işe devam.Bir ara bi ses duymuş yatakodalarından.Gtmiş bakmış bi de ne görsün yavruların hepiciğide açık bıraktığı çekmecenin içinde :stuart:Bizim Kedicaz açık pencereden tek tek yavruları taşımış Annem görmeden... Ya işte böle.Kızmadınız dimi topiğinize yazdım diye.Saygılar YANLIZ HÜZNÜ VARDIR KALBİ OLANIN... Her cüce, mukavvadan bir duvar örer önümüze..onu heyulâ yapan tabularımızdır..hepsi hepsi küçük bir benek..hapsolan bedendir, ruhlarsa özgür..kurtulmak için bu köhne dekordan, korkuyu korkutmak gerek! ** ** ** Gönderi Tarihi: 22 Nisan 2007 - 04:09 DELİFIRTINA'NIN YARATTIĞI ANAFORDA; KEDİ, BİR "CAZ" MIDIR? SORUNSALLIĞI, RİTMİK İNCELENİMİ: ne demek efendim, "topiğinize yazdım" felan "kızmak" felan "ne iyi ettiniz de geldiniz.." biraz oturursanız çay da yaparız.. sıcak poğaça da alırız.. yani ve kısaca merhaba!. ancak bi "a-ritm-etik"sel sorunum var nedir o? şudur: "aynı şeye eşit iki şey biribirine eşittir" gereğince; anne: caz kedi: caz dolayısı ile: anne=kedi gibi bir sonuca ulaşırız ki, demek anneniz bir "kedi" dir ve siz de bir "kedi" olma durumundasınızdır.. ve sayenizde ben de sizi anlayıp, cevap verebildiğime göre, "kedi" yim.. vs. of of gel ve piliz lütfen ben bukonuyu kapim saba saba eyi günleer.. gene geliniz reca ederim sevgiler.. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2012 .. ÇUL VE KÜL ÜZERİNE UYARILAR / RAJA-GAHA VAAZI.. Ey Dervişler!/Sangha Mensubları/Nirvana Yolcuları. Her şey/varlık yakıcı, yok edici bir ateştir; Ego/Agni. "coherent emit radiation by the action of a laser." Nedir bu şeyler? Göz yakıcı bir ateştir. Biçimler, gövdeler ve adlar/Nâmârûpa yakıcı birer ateştir; bunları görmekten doğan izlenimler/İntıba yakıcı birer ateştir; hoşa giden veya hoşa gitmeyen şeyler de birer yakıcı ateştir ve hoş olan şeyleri de, hoş olmayan şeyleri de görmekten doğan duygular birer yakıcı ateştir/Bhoga Marga. Pek bu yakıcı ateş nereden çıkıyor? Kardeşlerim, bunu size söyleyeyim: Bu ateş, istek ve tutku ateşidir; Bu ateş, öfke ve nefret ateşidir; Bu ateş, görünümlerin yanıltıcı alımlılığına, çekiciliğine kapılmaktan ileri gelen bir ateştir. Doğum, yaşlanma ve ölüm; matem, üzüntü, mutsuzluk, umutsuzluk, felâket tüm bunlar birer yakıcı ateştir. Kulak yakıcı bir ateştir. Duyduğumuz her şey de yakıcı birer ateştir. Burun da böyledir; burnumuzun aldığıladığı tüm kokular yakıcı birer ateştir. Dil ve dokunma duyularımız da birer yakıcı ateştir. Zihnimiz, bilincimiz, izlenimlerimiz; izlenimlerimizden kaynaklanan duygularımız; bunlar da yakıcı birer ateştir. Bunların böyle olduğunu idrak etmiş olan benim gerçek talebelerim, gözlerinin gördüğüne; biçim ve biçimlerden akseden izlenimlere, aldıkları izlenimlerden kaynaklanan duygulara; kulak, burun, dil ve dokunma duygularından gelen algılara; zihin, bilinç, izlenimler ve duygulara asla aldırmazlar; bu yolu tutarak isteklerinden, tutkularından kendilerini kurtararak, özgürlüğe erişebilirler/Nirvana. Bu anlayışa erişen birey, "Kurtuldum!" der. Ve bunu söyleyen birey, ölümlülükten kendisini sonsuza dek kurtarır.. ** Buda ve Öğretisi İlhan Güngören Yol Yayınları Buda'nın Öğretisi Paul Carus Ruh ve Madde Yayınları Hint Felsefesi Heinrich Zimmer Ruh ve Madde Yayınları Kişisel ilâveler ile.. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 15 Haziran , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 15 Haziran , 2012 .. Ölülere Yedi Vaaz'dan; Giriş: "Die toten kamen zurück von Jarusalem, wo sie nicht fanden, was sie suchten. Sie begehrten bei mir Einlass und verlangten bei mir Lehre und so lehtre ich sie:" "Ölüler aradıklarını bulamadıkları Jerusalem'den geri geldiler. Benden içeriye kabul istediler, onlara öğretmemi istediler, ben de onlara öğrettim:" The Gnostic Jung A. Hoeller S. Soner .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 16 Haziran , 2012 otantiğinden/karşılıklı bağıntılı/dahi Vâizi bilinen/ bi "V for V-azife"/zor-koşulu-13; mütareke şeytanî bi alâmet/dolan kötü bi kehanet/ geçici ajur pencereden bakıyordu/güncelliyordum/ gördüm minder morarmıştı limanda çatalayak poe/ adrese teslim euphemia/güzel konuşan bi makina/ müdahil-i evreng bi sarı bebek/kalıtımsal bi hasret hava soluyordu aciz/ogrish maymun appropriate.. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2012 ABERASYON-SAPINÇ.. Mercek ve eğri ayna gibi "OPTİK SİSTEM" lerde ışık ışınlarının, görüntü netliğinde bozulmaya yol açacak biçimde "SAPMA" ya uğraması. İdeal bir sistemde, cismin her noktası, görüntüde sıfır boyutlu bir nokta oluşturmalıdır; GERÇEK'te ise görüntü noktaları belli bir büyüklükte ve bakışımsız (asimetrik) bir biçimde oluşur, bu da görüntünün netliğini kaybetmesi sonucunu doğurur. Düz aynalarda sapınç söz konusu değildir. MERCEKLER ise yalnızca optik eksen (merceğin merkezinden geçen ve yüzlerine dik olan doğru) boyunca yol alan ışınlar için ideal davranış gösterir, bu nedenle mercekler "KUSURLU GÖRÜNTÜ" oluştururlar. Yalnızca tek bir dalga boyuna sahip (tek renkli) ışık için 5 TÜR SAPINÇ vardır. Bunlar; 1. Küresel sapınç 2. Koma 3. Astigmat'lık 4. Alan eğriliği 5. Distorsiyon, olarak adlandırılır. Işık tek renkli değilse, renkser (kromatik) sapınç olarak adlandırılan bir sapınç türü daha ortaya çıkar; renkser sapınç yalnızca mercekler için söz konusudur, aynalarda bu tür sapınç görülmez. RENKSER sapınç; merceğin değişik renkteki ışınları aynı düzlem üzerinde odaklayamamasından kaynaklanır. KÜRESEL sapınç; yüzleri küresel olan bir merceğin optik ekseni üzerindeki bir noktadan gelen ışınların aynı görüntü noktasında kesişmemesidir. Merceğin merkezine yakın geçen ışınlar, çevresine yakın geçen ışınlara oranla daha uzak bir noktada odaklanır. Eksen üzerinde olmayan bir noktadan gelen ışınların görüntüsünün, merceğin farklı bölgelerince oluşturulması sonucunda ortaya çıkan noktanın görüntüsü, kuyruklu yıldız biçiminde oluşur. Bu nedenle KOMA olarak adlandırılır. ASTİGMAT'lık ise, küresel sapınç ve koma'dan farklı olarak, merceğin tek bir bölümünün bile eksen üzerinde olmayan bir noktanın görüntüsünü tek bir noktada oluşturamamasından kaynaklanır. ALAN EĞRİLİĞİ- DİSTORSİYON, görüntü noktalarının birbirlerine göre konumlarından kaynaklanan sapınç türleridir. Merceğin tasarımında; küresel sapınç, koma ve astigmatlık giderilmiş olsa bile, bu iki sapınç varlığını sürdürebilir. ansiklopedik bilgi ... Astronomide bir yıldızın gerçek yerinden farklı bir yerde görülmesi olayı. Eğer bir kimse bir yıldıza bakarsa, bakış doğrultusu, yıldızı kendisi ile birleştiren doğru ile çakışmaz. Bakış doğrultusu ile gerçek doğrultu arasında küçük Bir açı farkı vardır. Bu fark; dünyanın dönmesinden, ışığın hızının sonlu olmasından ve atmosferdeki kırılmalardan meydana gelir. Eğer bakış açısı, dünyanın dönüşüne dik ise en büyük sapma açısı 20,47 yay saniye olarak bulunur. Yıldızlardan gelen ışığın sapması, 1700’lerin başlarında James Bradley tarafından Y. Draconis yıldızının günlük yer değiştirmesini incelerken bulunmuştur. Bradley, yıldızın güneş doğarken bakıldığında, en güneyde ve yarı sene sonra ise güneş batımında bakıldığında en kuzeyde bulunduğunu tesbit etmiştir. Bu ve benzer gözlemlerden Bradley, yıldızın yerdeğiştirmesinin daima dünyanın dönme yönünde olduğunu tesbit etmiştir. 1729’da Bradley bunu doğru biçimde açıklamıştır. Bradley, dünyanın dönme hızından ve hesapladığı sapmalardan, daha önce elde edilmeyen bir h***aslıkla ışığın hızını hesaplamıştır. Bradley’in bu incelemesi, güneşin ve diğer yıldızların dünya etrafında döndüğü iddialarının ortadan kalkmasına sebep olan en son ilmi açıklama olmuştur. Türkçebilgi.com ** Aberasyon : -Rasyonel düşünce ya da davranıştan bir uzaklaşış, mantık dışı düşünce ya da davranış. -Temel olarak hatalı olmak, hata yapmak ya da daha spesifik olarak doğru olmayan sabit fikirler sahibi olmak anlamına gelir. -Bu kelime aynı zamanda bilimsel anlamıyla da kullanılmıştır. Düz bir çizgiden ayrılma demektir. Bir çizgi A’dan B’ye gidecekse ve abere olmuşsa bir noktaya kadar A’dan B’ye gider, sonra başka bir noktaya gider, sonra başka bir noktaya, sonra başka bir noktaya ve sonunda B’ye ulaşır.. Bu anlamda alındığında aynı zamanda düzlükten yoksunluk ya da çarpık görme anlamlarına da gelir. Örneğin, bir insanın bir ata bakması ama bir fil gördüğünü düşünmesi gibi. Abere olmuş davranışlar, yanlış davranışlar veya mantık tarafından desteklenmeyen davranışlar olur. Aberasyon akıl sağlığının aksidir, yani onun zıddıdır. Latince aberrare, belli bir amacı olmadan gezinmek fiilinden; -Latince: ab=uzağa -Errare= amaçsızca gezinmek .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2012 .. Adam bana alçakgönüllülük gösterdi, beni evine götürdü, güzel bir yer gösterdi, yemekler getirtti. İki dizinin üzerine edeple oturdu. Yemek yedikten sonra, bana: "Bu şehirde bulundukça her gün gel karnını doyur.." dedi. İşte onun bu sözü oraya bir daha gitmeme engel oldu. Bir gün beni gördü ve dedi ki: "Nihayet beni şu çetin durumdan kurtar! Dostluk asla tek taraflı olmaz. Gönülden gönüle pencere vardır, derler. Ben kendi gönlümün yandığını biliyorum. Beni niçin böyle perde arkasında bırakıyorsun? Hiç demiyorsun ki, bu nasıldır?" "Evet.." dedim. "Benim bir adetim vardır, her kimi seversem önce ona karşı sert davranırım; ta ki her şeyimle onun olayım. Etimle, derimle, iyi ve kötü her şeyimle ona bağlanayım. Çünkü iyilik öyle bir şeydir ki, beş yaşında bir çocuğa karşı bile yapsan o senin çocuğun olur. Ancak er odur ki, önderinin nasıl sabırlı olduğunu görür ve onunla başına gelecek belâya da katlanır. Sonradan yüz gösterecek devleti bekler. Onu nereye eriştireceğini düşünür de başını o tarafa çevirir. Kahraman olur, ölümden korkmaz, neticede hiç de ölmez. Belki ölümsüzlükte ölümsüzlüğe, belki bin ölümsüzlüğe ulaşır.." Şems-i Tebrizî Makalât .. 2 Alıntı
Φ Radya Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2012 Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2012 Şems-i Tebrizî Makalât Bu kitabı geçen yıl almıştım, fakat okuyup anlamakta biraz zorlandım.. 1 Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2012 .. Bu kitabı geçen yıl almıştım, fakat okuyup anlamakta biraz zorlandım.. elinizdeki baskı hangisi bilmiyorum.. çeviri neden olabilir.. ve bir de.. şems'in, önsel/apriori/kablî ya da temel kabullerini yeteri kadar bilmiyorsanız.. evet.. anlamak süre alabilir.. emek vermek gerek.. mevlânâ bile.. o'nu ne kadar sürede kabullene bildi? ilginiz için teşekkür ederim örtmenim.. hep gelesiniz inşaallah.. .. Alıntı
Φ Radya Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2012 Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2012 gelmem mi gelmem mi.. tamam ben anlamaya gayret ederim, teşekkürler.. 5. baskı Ağustos 2010 Çeviren:Mehmed Nuri Gençosman 1 Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2012 tamam.. evet aynı çevirmen.. fakat baskı yılı değişik.. elimdeki; ekim 1975 ancak pek farklı olacağını sanmam.. zaman içinde ve kavramlar üzerine.. soracaklarınız.. ya da soranlar olursa.. elimden geldiğince ve dilim döndüğünce.. ve bilgim kadar.. cevap vermeye çalışırım.. ve çook teşekkür ederim.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2012 .. mağara ihvanı, mekânlarının duvarlarına yansıtılmış pembe diziler, tatlı hayaller ve geçmişin hoş hülyaları ile avutulup, uyutuluyorlardı. bellek ile aralarına giren bilinç, güneş ışınlarının suda oluşan kırılmaları sonucu renklenmesi ile sevgi hissini uyandırıyor ve fakat dolaylı olarak farklı bir rüya'ya/farklı bir gerçekliğe/uyku'ya kapı açıyordu. ve bu uyku-düzen onların yaşam biçimi idi.. ** sen onları uyanık sanırsın. oysa onlar derin bir uykudadırlar/uyuşmuş bir haldedirler. biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk. köpekleri de iki kolunu uzatmış yatıyordu. eğer onların durumunu kavramış olsaydın; geri dönüp yanlarından kaçardın, gördüklerinden dolayı içini nefret ve korku kaplardı. KUR'AN KEHF: 18/18 .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2012 .. AMSEMMUD ADAMUM.. -Kişinin yaşamını sürdürdüğü ortamın, kendisinin dışında bir Kudret tarafından düzenlenmesi. -Ve bu düzenleme esna'sında kullanılan eşyalar/objelerin yapımı ve kullanılması. -ki bu işlemin içerisine renkler, sesler ve hava olaylarının kontrolu vs. girer- Yaratılan ortamın, kişi için olumsuz ya da düzenleyicinin iradesi lehine olacak bir tarzda tasarlanmış olması. -Burada Tasarımcı Kudret, objesinin ya da projekte ettiği ortamın etkisi alanına giren kişiyi, kendisine taraf yapmak ve kolayca yararlanabileceği/Kul/Köle biri haline getirmek amacı gütmektedir. Bahsini ettiğim Yüce Tasarımda: Güneş temel motiftir; Iconography: Timsal. -Timsal: Tüm görüntüleri/İkonları kapsayan yoldur. Resim, suret, sembol, nümune. Tasvir. Bir şeyi başka bir şeye benzetmek. Heykel; Image; Hayal/Görüntü; Bir cismin, optik veya elektronik vasıtalarla, herhangi bir vasat üzerindeki görünüşü. Ve Güneş; -ki onu her gördüğünüzde size "GÜL/ROSE" ü anımsatır- Isı ve ışık yayar. Sahneyi aydınlatır. Arz-u uyandırır. Gün ve bağlı doğum-ölüm fikri oluşturur. Dolayısı ile sapmalarınız meydana gelir. Sistem/Kâinat bir Sanal Yapı' dır/Cevv-i Fî. Aracı-kuruluş olan "Sanal Boşluk; Gâr/Kehf/Kabir" dir. Kişiye göre/limitine bağlı gelecek va'd eder. Olaylar, uğraşlar ve hadiseler ile oyalar, aldatır. Güneş; Idol ve Sistemi bir Icon' lar ortamıdır. ** ** KUR'AN Kehf: 18/17 Güneşi görüyorsun â doğduğu vakıt kehiflerinden sağ tarafa meyleder, battığı vakıt da onları sol tarafa makaslar ve onlar, onun içinde bir geniş sahadadır. Bu işte Allah'ın âyâtındandır. Allah her kime hidayet ederse işte o, irmiştir; her kimi de saptırırsa artık onu irşad edecek bir veliy ya da mürşid asla bulamazsın. Vetereşşemse izâ tala'at tezâverü 'an kehfihim zâtelyemîni , ve izâ gârabet takriduhüm zâteşşimâli ve hüm fî fecvetin minh, Zâlike min âyâtillâh. Men yehdillâhü fehüvel mühted, ve men yudlil felen tecide lehu veliyyen mürşidâ. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2012 .. AYI İLE DOST OLAN ADAM'IN HİKÂYESİ.. Bir ejderha bir ayıyı yakalamıştı. Yiğidin biri giderken ayının bağırmasını duydu. Alemde düşkünlere yardımcı erler vardır. Onlar, mazlumlar feryat ettiler mi derhal yetişirler. Mazlum seslerini her yerden işitirler, Hak rahmeti gibi oraya koşarlar. Alemin sarsıntılatına ve yıkıntılarına direk, destek olan, gizli dertlerin tabibi bulunan o erler; muhabbetin ve adaletin rahmetin ta kendisidirler. Ayı, ejderhadan feryat edince, o er ayıyı onun pençesinden kurtardı. Ayı ejderhadan kurtulup o babayiğit erden o keremi görünce, Eshab-ı Kehf’in köpeği gibi onun peşine takıldı. O Müslüman hastalanıp yastığa baş koyunca da ayı ona bağlanmış, gönül vermiş olduğundan bırakmadı, başında beklemeye başladı. Biri oradan geçerken: "Halin nasıl? Kardeş, ayıyla ne işin var?" dedi. Er, ejderha hikayesini nakletti. O adam: "Ayıya güvenme be ahmak. Ahmağın dostluğu düşmanlıktan beterdir. Ne suretle olursa olsun sürülmesi gerek" dedi. Er dedi ki: "Vallahi bunu hasedinden söyledin, yoksa sen ayıya ne bakıyorsun, sevgisini gör!" Adam: "Ahmakların sevgisi aldatıcı bir sevgidir, benim bu hasedim, onun sevgisinden iyidir. Be adam gel benimle bir ol da o ayıyı sür, defet. Hemcinsini bırakıp ayıya güvenme" dediyse de Er: "Git, git hasetçi herif, kendi işine bak" dedi. Adam: "İşim buydu ama sana nasip değil. Yüce kişi ben bir ayıdan daha aşağı değilim ya, onu bırak da eşin dostun ben olayım. Başına bir şey gelecek diye yüreğim titriyor. Böyle bir ayı ile ormanlığa gitme. Yüreğim asla olmayacak şeyden titremedi. Seziş Tanrı nurundandır, boş değil. Ben müminim, 'mümin Tanrı nuruyla bakar' sırrına mazharım. Kendine gel, kendine! Bu ateşgedeyi bırak!" dedi. Bu sözler erin kulağına girmedi. Su-i zan adama kuvvetli bir seddir. Ayının elini tuttu, adamın elini bıraktı. Adam da: "Senin aklın başında değil, gidiyorum" dedi. Er dedi ki: "Git de benim kaydıma kalma. Boş boğaz herif, o derece bilirlikten dem vurup durma" Adam tekrar: "Ben senin düşmanın değilim. Peşimden gelirsen kendine lütfetmiş olursun" dedi. Er: "Uykum geldi. Bırak beni işine git" dedi. Adam: "Yahu, ne olur dosta uy da, akıllı birisinin himayesinde, gönül sahibi bir dostun civarında uyu" dedi. Babayiğit, o adamın ısrarından hayallenip kızıverdi, yüzünü çevirip, 'Bu galiba bir katil, bana kastetmeye geldi, yahut bir şey umuyor, dilenci ve külhani herifin biri. Yahut da beni bu ayıyla korkutma hususunda evvelce dostlarıyla bahse girişmiş olmalı' dedi. İçinin kötülüğünden hatırına iyi bir şey gelmedi. Bütün hüsn-ü zannı ayıyaydı. Sanki ayıyla aynı cinstendi! Bir köpek uğruna bir akılıyı itham etti ve o ayıyı muhabbet ve merhamet sahibi bir dost bildi! O Müslüman, kızarak ve içinden 'La havle' diyerek ahmağı bırakıp gitti. 'Benim ona ciddiyetle nasihat vermemden, hem üstüne düşmemden, gönlündeki hayalleri arttı, büsbütün vehimlendi. Demek ki nasihat yolu kapandı' dedi. Adam uyudu, ayı sinek kovalamaktaydı. Sinek, kovulunca kalktı. Fakat inadına gene kalktığı yere gelip kondu. Ayı o gencin yüzünden kaç kere sineği kovdu. Fakat sinek gene derhal kalktığı yere gelip konmaktaydı. Ayı sineğe kızıp gitti dağdan kocaman bir taş yakalayıp getirdi. Sineğin gene uyuyan adamın suratına konmuş olduğunu görünce, o koca değirmen taşını alıp sineği ezmek için adamın suratına fırlattı. Taş uyuyan adamın suratını paramparça etti. Bu mesele de bütün aleme yayıldı! Aptalın sevgisi şüphesiz ayının sevgisidir. Kini sevgidir, sevgisi kin. Ahdi gevşek, zayıf ve bozuk. Sözü büyük, vefası artık. Ant içse bile inanma. Eğri sözlü adam andını da bozar. Madem ki yeminsiz sözü yalan, hilesine yeminine inanma. mevlânâ mesnevi 2. cilt .. 1 Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2012 Soru: Gerçeğe varışınıza bir tarih veriyorsunuz. Bu demektir ki o tarihte size bir şey olmuş. Ne oldu? Maharaj: Zihin olaylar üretmeyi durdurdu. O çok eskilerden gelme, kesintisiz arayış durdu. Hiçbir şey istemiyor, hiçbir şey beklemiyordum, hiçbir şeyi kendime ait saymıyordum. uğrunda uğraş verecek bir "BEN" kalmamıştı. Hatta yalın "BEN-İM/VAR OLAN-IM" bile solup, kaybolmaya yüz tuttu. Farkına vardığım bir diğer şey de alışılmış kesin kanılarımı kaybedişim idi. Daha önceleri birçok şeyden emindim. Şimdi ise hiçbir şeyden emin değilim. Fakat hissediyordum ki bilmemek ile hiöbir şey kaybetmiş olmadım, çünkü tüm bilgim yanlıştı. Bu bilmeyişim, aslında, tüm bilgilerimin cahillik olduğu, "Bilmiyorum" beyanının zihnin yapabileceği tek gerçek beyan olduğu bilgisiydi. Şu "Ben doğdum" fikrini ele alalım. Siz onu doğru kabul edebilirsiniz, doğru değildir! Siz asla doğmadınız ve asla ölmeyeceksiniz! Doğmuş olan ve ölecek olan o fikirdir, siz değil. Kendinizi onunla özdeşleştirmeniz yüzünden siz ölümlü oldunuz. Bir sinemada nasıl her şey ışık ise, öylece bilinç de uçsuz bucaksız dünya haline gelir. Yakından bakın, göreceksiniz ki bütün isimler ve şekiller-sıfatlar bilinç okyanusu içinde gelip geçici dalgalardan başka şey değildirler; sadece bilincin varlığından söz etmek mümkündür, yoksa ona ait değişimlerden değil.. Sri Maharaj I am That bölüm: 78 ** CAHİL: Tecrübesiz/Bilgisiz/Genç/Toy Allah'ı unutmuş olan/****** "İmkânat/imkânlar âlemi/kâinat hakkındaki tüm bilinenler asla Yaradan hakkında size yeterli olan bilgiyi vermez, veremez." anlamına gelebilecek sözcük. KUR'AN Şûrâ: 20 "Âhiret ekini isteyenin o ekinini artırırız; dünya ekini/fid dünya/zaman ve mekâna ait kültürel bilgi isteyene de ondan veririz ama böylesi için âhirette bir nasip yoktur." Bakara: 200 "İnsanlardan bazısı şöyle der: 'Ey Rabbimiz, bize dünyada ver!' Böylesi için âhirette bir nasip yoktur." .. . 2 Alıntı
Φ Radya Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2012 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2012 Maharaj: Zihin olaylar üretmeyi durdurdu. O çok eskilerden gelme, kesintisiz arayış durdu. Hiçbir şey istemiyor, hiçbir şey beklemiyordum, hiçbir şeyi kendime ait saymıyordum. uğrunda uğraş verecek bir "BEN" kalmamıştı. Hatta yalın "BEN-İM/VAR OLAN-IM" bile solup, kaybolmaya yüz tuttu. Farkına vardığım bir diğer şey de alışılmış kesin kanılarımı kaybedişim idi. Daha önceleri birçok şeyden emindim. Şimdi ise hiçbir şeyden emin değilim. Fakat hissediyordum ki bilmemek ile hiöbir şey kaybetmiş olmadım, çünkü tüm bilgim yanlıştı. Bu bilmeyişim, aslında, tüm bilgilerimin cahillik olduğu, "Bilmiyorum" beyanının zihnin yapabileceği tek gerçek beyan olduğu bilgisiydi. Işığı görmek için karanlıkta kalmak gerekiyor belki de.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2012 evet efendim.. karanlıkta yaşam sürdürebilen birey.. aydınlığı net algılar.. fekat, aydınlıkta yaşam sürdürmeyi yeğ tutan kişi.. -belki basit çıkar karşılığı ya da gurur- karanlığa baktığı zaman.. korku, endişe, evham ve.. vesvese içerisinde hayaller üretir.. üretir de üretir. süreç içerisinde bu yarattığı hayallerin etkisinde.. cinnet şartlarını oluşturur.. 1 Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2012 GOSPEL OF THOMAS / BAĞIŞLANMAK Thomas İncili iki köylü kardeş tarafından 1945'te Mısır'da Nag-Hammad bölgesinde bir mağarada bulunmuş ve 1952'de Mısır Arkeoloji Müzesi'nce açıklanmış, içinde Kıptî dilince yazılmış olan, 12 elyazması kitaptan müteşekkil apokrif bir İncildir. Bu kitaplar mühürlü bir küp içinde gizlenmişlerdi. Şimdi Mısır, Kahire'de Koptik Müzesinde koruma altına altınmış bulunmaktadır. Kıptî metinlerin, Yunanca kaleme alınmış kadim bir kitaptan çeviri yapılarak yazıldığı ve gizlendiği sanılmaktadır. Thomas İncil'i, Yeni Ahit/Mukaddes Kitab'ın içerdiği dört İncil'den farklı olarak, kıssa/benzeşimler yolu ile anlatma tarzında yazılmamış, İsa'nın sözlerini anlaşılır biçimde nakle çalışmıştır. Nakli yapılan sözlerin, Thomas tarafından işitilmiş olduğu ve bir biçimde kaydedilip, saklandığı anlaşılmaktadır. Tamamı 114 sözü kapsar. 1-5 sözler: Bunlar İsa'nın, Hayat enerjisi/Rahim hakkında söylediği gizli şeylerdir/sırr'lardır ve.. O, dedi: "Bu sözlerin/vecize/hikmetlerin yorumunu bulan/ te'vilini yapabilen ölümü tatmayacak." İsa, dedi: "Arayan, bulana kadar aramayı bırakmasın ve bulunca şaşıracak ve şaşkınlıkta kalarak hayran olacak, her şey üstünde hüküm sürecek." İsa, dedi: "Eğer size yol gösterenler, 'işte Melekût göktedir' derlerse o zaman, göğün kuşları önünüzde gidecek, eğer, 'Melekût denizdedir' derlerse o zaman balıklar önünüzde gidecektir. Fakat; Melekût hem içinizdedir ve hem dışınızdadır. Kendi kendinizi bilince, o zaman bilineceksiniz, ve siz Diri Baba'nın/Hayat enerji kaynağı'nın çocukları/ yeni ürünleri/new products olduğunuzu bileceksiniz. Lâkin kendinizi bilemezseniz, o zaman fakirsiniz/ objektif fikirler ile yetiniyorsunuz ve bu fakirlik ise sizsiniz/Hayat enerjiniz yok/alamaz durumdasınız." İsa, dedi: "İhtiyar adam/Birey olamamış kişi, yaşamında yedi günlük sabî'ye/yeni prodüksiyon'a, hayatın yerini/ hayat enerjisinin nasıl edinildiği hakkında sormakta gecikmeyecek, ve o adam yaşayacak, çünkü birincilerin çoğu sonuncu olacak ve bir olacaklar." İsa, dedi: "Yüzün önünde olanı/görünen biçimleri bil/tefrik et, sana gizli olanın üstü açılacak/kodlar açılıp, şifreler çözüleceklerdir; zira ortaya çıkmayacak saklı bir şey yoktur." .. 1 Alıntı
Φ Radya Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2012 Gönderi tarihi: 26 Haziran , 2012 Fakat; Melekût hem içinizdedir ve hem dışınızdadır. Kendi kendinizi bilince, o zaman bilineceksiniz[/b]] 1 Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.