Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TEHLİKENİN FARKINDAMISINIZ?... (''Ülkemiz şu anda hiç görmediğimiz büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. Bir taftan bölücü terör, diğer taraftan irtica)


DİPNOT

  

115 üye oy verdi

  1. 1. SİZCE ÜLKEMİZİ EN ÇOK TEHDİT EDEN TEHLİKE NEDİR?

    • Bölücü Terör
      44
    • İrticai Faliyetler
      186
    • Numaracı Cumhuriyetçiler
      20
    • Yabancılara Toprak Satılması
      5
    • Misyoner Faliyetler
      8
    • Yukarıdakilerin Hepsi
      83


Önerilen İletiler

MHP'nin "sıkmabaş" la ilgili önerilerine gelince...

Öneri çok tehlikelidir; laik demokratik rejimi yıkmaya çalışanların ekmeğine yağ sürecektir...

Acaba Devlet Bahçeli ve Oktay Vural bunun farkında mı?

Tayyip Bey, Devlet Bahçeli'yi ve MHP 'yi yanına alarak tehlikeli bir oyunun içine giriyor...

Bekleyelim, göreceğiz!..

 

Bugün gazeteler de, Hrant Dink 'in öldürülmesinin üstünden geçen bir yıl ve gelinen noktayla ilgili,yazıları okuyordum.Bir yazı da bu cinayetlerin aydınlatılması ile ilgili olarak şöyle bir korkunun olduğunu gördüm.Şöyle deniyordu mealen:

 

 

-Yükselen milliyetçilik rüzgarının tersine kürek çekmek oy kaybı demektir.

 

 

Şimdi sn.Dipnot'un alıntıladığı yazının sonunu okuyunca nedense bu geldi aklıma. Yeni yükselen değer "ılımlı islam" aksine öneri getirmek oy kaybıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

Yıl 2008...

 

Türkiye nereye gidiyor artık çok belli...

Bunun adı "inanca saygı" değil...

Bunun adı "giyim-kuşam özgürlüğü" değil!..

Bunun adı "eğitim özgürlüğü" hiç değil!..

Uygarlığın boy verdiği benim güzel yurdum, Homeros' un doğduğu topraklar "Arap çölleri" ne dönüyor giderek...

Rüşvetin, yolsuzluğun ve yoksulluğun sarmalında kalan toplum "Kuran emri" safsatasıyla kandırılıyor...

Bir insanlık suçu işleniyor!..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"inanca saygı" değil...

"giyim-kuşam özgürlüğü" değil!..

"eğitim özgürlüğü" hiç değil!..

 

Bunlar amaçların türbanı ve hatta kara çarşafıdır! Altında yatan korkunç gerçeği de kimse görmüyor!

Anlaşılan o ki, taa ki yüzleşinceye kadar anlaşılamayacak ta!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İrtica ve terör nasıl da teşhis koyduk hemen soruna ha bir de emperyalist güçler unutmamak lazım...

Uyanık olalım ''karşı devrim ''başladı,''laiklik''elden gidiyor...Bağıralım:''Türkiye laiktir,laik kalacak!''.Ata'nın huzuruna çıkalım şikayet edelim emperyalist güçlerle iş birliği yapan bu ülkeyi İran'a çevirmeye çalışan irticacıları!Ha duaya falan gerek yok, dua dediğin nedir ki!Boş laflar...Bilimsel beyinlerin ürettiği çağdaş,akıllı laflar, duaya benzese de değildir,mucize oluşturur bizim bağırmamız yeterlidir.

''Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.'' ama millet ********, bir şey bilmez irticacıları,Atatürk düşmanlarını hükümet yapar.O kadar Atatürk'ü, vatanı, milletini sevdiğini her yerde bağıra bağıra söyleyen bu ülke için canını dişine takıp gece gündüz çalışan, bilimsel çağdaş kimlikli nadide iki partimizden birini nedense tek başına iktidar yapmaz ne kadar ilginç bir çelişki bu Yarabbi!Neden böyle oluyor?

Halbuki bu millet devletin okullarında Atatürkçü eğitim sisteminin tornalarından çıkıyor.O okullardan irticacılar çıkıyor, emperyalist uşakları çıkıyor halk bunları ne hikmetse görmüyor hükümet yapıyor...

Tepki oylarıyla geliyorlar, mağdur rolü oynuyorlar halk hemen kanıyor böyle yapanlara...Ha medya da hepten yeşil sermayenin elinde, hep onları destekliyor bütün gücüyle ne hikmetse.Ne kadar okumuş bir okadar da ***** halkımız var değil mi?Sen Atatürkçülük eğitimi ver okullarda onlar irticacılara kansınlar.Neden halk Attatürk'ü her seferinde vurgulayan, çağdaşlığa gönül vermiş, laiklik neferleri olan Cumhuriyet gazetesinin tirajını bir numara yapmaz, Cumhuriyet Halk Partisini iktidar yapmaz? Cumhuriyet mitinglerine 70 milyon tek yürek katılmaz?

Bir sorun varsa Ne Cumhuriyet gazetesinde ne de Cumhuriyet Halk Partisi'nde!Seçim sonrasında CHP.lilerin dediği gibi sorun halkta değil mi?

Dine karşı değiliz ama din vicdanlarda kalsın.Din problemleriyle laik devletin karşısına nasıl çıkarsın.İmamhatipler irticacı yetiştiriyor kapatılsın.Dinini dışarda bırakıp öyle eğitim alacaksın dinle bilim zıtlaşır.Evrim teorisini nasıl kabul etmezsin sen, yobazsın...Başörtüsü dinimizde yoktur ama dini simgedir başörtüsü laikliğe çekilen kılıçtır, zaten başörtüsünü Sümerlerde bilmem neler takardı bak fetvayı da veriyorum ey halkım sen bilmiyorsun ben anlatayım.Üniversitelerin kapısını kapatırız babamdan kaldı üniversite bana valla, onlara notlarını vermeyiz valla, bu gericiliktir ya bu çağda başörtüsü din...İnanacaksan dinin bilim olmalı.Giyineceksen benim gibi çağdaş giyineceksin gerici.Düşüneceksen benim gibi çağdaş düşüneceksin örümcek kafalı...Seveceksen Atatürk'ü benim gibi seveceksin, benim gibi laik benim gibi çağdaş olacaksın senin aklın ermez bunlara...

Biz gece gündüz bilimle uğraşıyoruz,dinimizi dışarda bırakıp, çağdaş giysilerle.

Türküymüş, sanat müziğiymiş gerici...Yabancı müzik, pop müzik, senfoni dinleyeceksin...Tango yapıp, bale izleyeceksin elinde şarapla...Geride kaldı halk oyunları gerici. Atatürk Avrupayı gösterdi sen ne anlarsın.Bilimi dışında çalışkanlığı, de mokrasisi dışında her şeyini alabilirsin, almalısın ki çağdaş olasın...

Atatürkçü 70 milyonun nasıl başörtülü Cumhurbaşkanı olur, akıllara zarar. Bak biz elimizden geleni yaptık, partisiyle gazetesiyle,yöküyle, anayasa mahkemesiyle,mitinglerle 70 milyon arkamızda ama olmadı, yenilmedik savaşacağız marstan gelen Cumhurbaşkanıyla,başbakanla,milletvekilleriyle.İran yaptırmayacağız bu ülkeyi''Laiklik''i yıktırmayacağız.

Değerli rektörlerle,az sayıda olan gazetelerimizle(!), Cumhuriyet'in kalesi partimizle,Cumhuriyet kadınlarıyla,Anayasa mahkememizle gece gündüz çalışıyoruz,bilimle uğraşıyoruz...

Cumhuriyeti biz kurduk,bu ülke bizim, biz çağdaşız,ilericiyiz,biz Atatürkçüyüz, biz laikiz, biz laikliğin kalesiyiz,biz kültürlüyüz,bizim gibi düşünenler bilim yapabilir ancak bırakın geri kalmış dini safsataları, gelenekleri!Bizim tarihimiz Cumhuriyetle başlar gerisi orta çağda kalmış tarihdir ne gerek var öğrenmeye, anlamaya Atatürk Türk Tarih Kurumunu kursa bile Türk tarihini bütün görse bile siz geriye özlem duyuyorsunuz,Atatürk'ü bizden öğrenebilirsiniz ancak...

Bugüne kadar bu anlayıştaki insanların hakimiyeti vardı ülkede...Parti marti savunmuyorum anlayış sorguluyorum.Bundan sonra şu parti gelirse şaha kalkarız demiyorum...Prangalar var ayaklarımızda içimizdekilerin bağladığı.Örtüler var akıllarımızda(başımızda değil!) çağdaşlık bilmem ne adına örtülen.

Geldiğimiz nokta ortada.Eğitilmiş diplamalı cahiller topluluğu,ne olduğunun bittiğinin çoğu zaman farkında olmayan parça parça olmuş bir halk.Birkaç kuru bilgisiyle, yorum yapmayan, saçma sapan düşünen, her türlü düşüncenin rüzgarına az bir teşvikle hemen kapılan,düşünmeden birilerinin peşine giden manevi değerlerinden yoksun bırakılmış koca bir topluluğuz şimdi...Bravo toplum mühendislerine...

Ne Atatürk'ü anlatabildiniz bu insanlara birkaç cümlenin dışında,ne de doğru dinini öğrettiniz bu halka...

Siz daha çok suçlu bulursunuz içinde kendinizin olmadığı bu toprakta.Daha çok sorun tesbit edersiniz zehir gibi akılla.

Hakim güç siz olun istediğiniz felsefeyle eğitim verin,istemediğiniz bir şeyi yaptırmayacak kadar güçlü olun bu ülkede sonra bir dünya sorunla karşı karşıya sorunun içinde hiç payınız olmasın ondan sonra.Suçlu bulalım haydi.***** halk, destek verdikleri bizim okullarımızdan çıkan, üniversilerimizde okuyan siyasi iktidarlar,ABD'ye, AB'e kucak açan halk ve iktidarlar...

Müslümanız deyip Müslümanlığı yaşamayalım,Atatürk'ü çok seviyoruz, Cumhuriyetimizi çok seviyoruz deyip çağdaşız deyip kültürümüze yabancılaşalım, halkı yabancılaştıralım, Avrupa'dan giyinip, Avraupai müzik dinleyelim, bunları yapmayanlara gerici diyelim,şehirliler diskolarda, köylüler kahvelerde sabahlasın,medyamız Atatürkçülük, çağdaşlık adına beynimizi yıkayıp tükecitici toplumuna çevirsin,AVrupa kültürü pompalasın, okullarımız düşünmeyen,papağan gibi ezberleyen insanlar yetiştirsin, dine soğuk bakıp içini boşaltalım sonra da suçlu arayalım ne ala...Yok ABD, yok AB,yok irticayı savunan partiler, dağa çıkan Pkk...

Nerden çıktı bunlar kardeşim, niye cirit atıyor emperyalist güçler bu ülkede,halkımız niye her şeye kanıyor, niye...

'' AYNASI İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ''

ZİYA PAŞA

 

''OKUDUYLA AMEL ETMEYEN KİTAP YÜKLÜ **********.''

KUR'AN-I KERİM

GÖREN VER GÖREN VAR,

VEYSEL GİBİ GÖREN VAR.

GÖZÜ AÇIK,AKLI KÖR OLAN VAR... :excl::alkis:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İrtica ve terör nasıl da teşhis koyduk hemen soruna ha bir de emperyalist güçler unutmamak lazım

.....................

 

Bu yazıyı yazan da buraya taşıyan da ne bu ülkeden haberdar ne de Cumhuriyetten, Atatürk'ten...

 

Siz anlamamak için can atarken, din ile yönetilmenin hayalini kurarken 5 değil 15, 15 değil 30 sene size Atatürk anlatılsa ne anlarsınız be?

 

Size bilimin önemini, depremde kaybettiğimiz canlar bile anlatamıyorsa, okulda, üniversitede ne anlatılabilir be?

 

Siz, yıllardır içinizde bastırdığınız, ama unutmadığınız ve her seferinde iman ettiğiniz o hasretlik yönetiminize böylesine taparken size ne anlatılsın? Ne anlayacaksınız ha?

 

Bu arada bu duruma gelmede, siz kadar bizim de suçumuz var... Kabul!

 

Ancak siz bu haldeyken, bırakın PKKyı, kültür tartışmasını, ekonomik sorunlarınızı tartışmayın... Tartışamazsınız zaten. Hangi birinden haberiniz var ki? Kör ebe oynar gibi bir oyana bir buyana sallanırsınız da, gözünüzü açıp nerede olduğunuzu sorgulamak aklınıza gelmez be!

 

Siz bu yazıda, kültür yozlaşması ile Atatürkçülüğü, PKK gibi ülke sorunlarıyla Atatürkçülüğü nasıl bir kefeye koyarsınız be? O kadar eğitimden bahsetmişsiniz de ne almışsınız o eğitimden?

 

Aslında siz de haklısınız be! Size en büyük kötülüğü Atatürk yapmış... Batı insanı yaklaşık 500 yıllık bir süreçte kazanmış insan olma hakkını... Tabandan tavana doğru örgütlenmiş özgürlük... Haklarını alması 500 yıl sürmüş... Ya Atatürk ne yapmış, bunu 10 yılda size hediye etmiş; tepeden inmiş size özgürlük. Ama haketmiş misiniz? HAYIR! Daha erken sizin özgürlüğü yaşamanız için. Önce bi karanlık çağlardan geçmeniz lazım. Ortaçağı yaşamanız lazım, tıpkı İran gibi... Bir şeylerin değerini ancak o zaman anlayacaksınız. Anlaşılan henüz erken be! Batının yüzyıllarda kazandığını, sen 10 yıllarda bir halka verirsen kötü sen olursun işte!

 

Hani derim ya ben de haketmiyorsunuz diye? İşte bu yüzdendir be... Yoksa küçümsediğimden değil hani...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Medya ne Atatürkcüdür nede halkin geri kalmasinda Atatürkcüler sorumludur.50 yildir bu ülkeyi Atatürk karsitlari yani sahte Atatürkcüler yönetti ve hala yönetiyorlar bir farkla bugün yönetenler kendilerini zaten Atatürkcü olarak degil onun karsiti olarak tanimlamistilar.Belgeler ortadadir.

Dini Laikler degil dini sömürenler öcü yapti bu ülkede nasilda lafi cevirip kendinize uyduruyorsunuz.Bu ülkede gercek Atatürkcüler olsaydi bu ülke bugünkü acinacak haldxe olmazdi,bu ülkede Atatürkcüler görev yapsaydi bugün ne idigü belirsizler bu ülkenin kaderiyle oynayamazdi.Bu ülkede Atatürkcüler görev yapsaydi inanc sömürücülerine agizlarinin paylarini verirdi.Bu ülkede Atatürkcüler görev yapmadigi icin Türkiye parcalanma tehlikesile karsi karsiyadir,bu ülkede Atatürkcüler olsaydi birileri PKK nin adina hükümette oturmaz mecliste PKK li olamazdi,bu ülkede Atatürkcüler olsaydi millet dininide milliyetinide unutmazdi.Sahifeler dolusuda yazsaniz,birilerini zemzemlede yikasaniz yinede Türkiyeyi satiliga cikaranlari temizleyemezsiniz.Milli Görüsten gelen hicbir isim bu ülkenin bagimsizligini hazmedemez,cünkü onlar aynen Kurtulus savasinda mücadele verenlere karsi olanlar gibidir. isgalcilere karsi savasanlariIngilizlerin ugruna hain ilan edenler bugünde AB ve ABD nin kucaginda oturmaktadirlar.Kubilayin basini kesip ortalikta dolastiranlarin torunlari bugün Cumhuriyete karsi savas vermekteler.Irtica ve yobaz yuvasi olan tarikatlar bugün ülkeyi yönetenlerin icazet makamlari olmustur.Dünde ülkeyi kurtarmak icin mücadele verenlere idam fetvasi cikaranlar ayni tarikatlardi.Siz istediginiz kadar zemzeme batip cikin zemzemi pisletmekten öte gecemezsiniz.Istediginiz kadar argüman uydurun kendinizi masum göstermek icin masum degilsiniz.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Biriniz de oturup düşünmeyin: neydik? Nereye gidiyoruz?

Oturup izleyin; hatta alkış tutun şuursuzca olup bitenlere...

Adım adım kaybettiğiniz değerlerinizin değerini, kaybetmeden anlayamazsınız siz!

Size 1 değil, 10 numara büyük bunlar...

Alkış tutun alkış!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

mıllet bı tutturmus

hala eskı tozlanmıs rafları kurcalanıyor

dedesi bu vatan da topragı, bayragı ,

dını, ıcın olmeyı azız bılmıs bır mılletiz

dininin kurallarını bilmediginiz degerlerini

ne kadar basıte indirgiyorsunuz

gercekten size soruyorum nufus cuzdanınızda yazan dının

kurallarını emırlerını yazan kuranını

manasını anlamak ıcın kac kısınız okudunuz allah askına

sıze anlatılan dını mı yasıyosunuz yoksa kımden sıze mıras kaldı

kendini zi bi sorgulayın. kımın dını yasıyorsunuz

hıc sorguladınız mı

sahıp oldugunuz dınınızı hıc arastırdınızmı

emanet bır dını yasamayın

koltuk degnegıyle gezen bır

dıne sahıpsenız kendınızı sorgulayın dını ve kendınızı bır sorgulayın

ve de allah askına nufus cuzdanınızda yazan su dını nı bır sorgulayın

neden ınanıyorsunuz neye ve kıme ınanıyorsunuz

ınandıgınız dının

sızden ıstedıklerını bır sorgulayın

ama bır korun gozlerı acıldıgında. gormek ıstemesı gıbı bakın. merakla

ilk defa ogrenır gibi acaba neler biliyoruz neyi bılmıyoruz

ve neleri tartısıyoruz

 

bıze gore olan dını mı yasamalıyız. dının gerceklerını mı yasamalıyız

yoksa kurallarını kendımız koyup o dınımı yasamalıyız...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.

.

.

bıze gore olan dını mı yasamalıyız. dının gerceklerını mı yasamalıyız

yoksa kurallarını kendımız koyup o dınımı yasamalıyız...

 

Kimin nüfus kagidinda ne yazili oldugu o kisiyi ilgilendirir baskasini degil.Dinini inancini yasayip yasamamasi kimseyi ilgilendirmez,az yasar cok yasar bu onun kisisel hakkidir ama hic kimse dini ve ya inanci icin bu devletin temelleri ile oynayamaz.Burasi bir din devleti degildir,din devleti istiyorsaniz dogru adresi aramalisiniz.Burasi Laik Türkiye Cumhuriyeti devletidir.Herkes özgürce inancini yasar veya yasamaz bu onun bilecegi bir sorundur,hic kimse onun adina konusamaz onun adina devletin temellerini degistiremez.Dini yasayan yasasin ama devleti dine bulastirmasin.Din insanin kalbindedir.Kafasina sardigi bezde degildir.Inancini bez parcasi ile sakal ve salvar ile yasadigini sananlar aslinda inancin ne oldugunu bilmeyen sekilcilerdir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

mıllet bı tutturmus

.

.

.

bıze gore olan dını mı yasamalıyız. dının gerceklerını mı yasamalıyız

yoksa kurallarını kendımız koyup o dınımı yasamalıyız...

Sayin Piri Reis, benim tavsiyem daha degisik. Neden sadece nüfus kagitimizdaki dini okuyup irdeleyelimki. Aslinda tüm dinleri irdelesek ve aslinda dinsizligide irdelesekte hangisi daha mantikli ise ona inasak daha iyi olmazmi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çok sevdiğim dostlarımdan gelen bir maili sizinle paylaşmak istiyorum....

Umarım faydası dokunacaktır!

 

BALIK HAFIZALARIMIZ TAZELENSİN, BAZILARI HALA HADİ CANIM SENDE DİYECEKLERDİR ONLARA, TEK SÖYLEYEBİLECEĞİMİZ "İNSAN OLMAK İLE KOYUN OLMAK ARASINDAKİ FARK, İNSAN OLANLARIN KOYUN GİBİ GÜDÜLEMEMESİDİR, SİZ HANGİSİSİNİZ?"

DİKKATİNİZİ ÇEKERİZ BU SÖZLERİ SÖYLEYEN ADAM ŞUANDA BAŞBAKAN KANKASIDA ÇANKAYA'DA CUMHURBAŞKANI

HALA UYUMAYA DEVAM MI, ONLAR YOLLARINA DEVAM EDİYORLAR...

DURMAK YOK YOLA DEVAM...

ASILACAĞIMI BİLSEM BU YOLDAN DÖNMEM (R.T.E.) "neyi ima ediyor biliyormusunuz türbanı"

 

Tarih :25 Mayıs 1992

Yer : Rize

Kürsüde : Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor.

 

"İnsanlığın önünde cansız inekler var"

(Ata'mızın büst ve heykellerini kastediyor)

Gelin o inekleri kaldıralım insanlık kurtulsun.

Bak Afganistan'da inekler kaldırıldı ve islam devleti kuruldu.

 

(Örnek verdiği Taliban yönetimi)

 

20 yaşındaki, genç Güneydoğu'ya gönderiliyor.

Silah kullanmayı bilmeyen bu evladımız teröristin karşısına dikiliyor.

Bunun adı koruma değildir. Bunun adı, bu mazlum yavruları ana kucağından alarak teröristlerin kucağına atıp intihar cellatlığı yapmaktır.

 

(Cellat olarak TSK Kastediliyor)

 

Şu anda devletin 6 televizyonu ile diğer kanallar, Ayşe'lerin, Fatma'ların vucutlerını teşhir ediyor. Devlet adeta her eve bir "kerhane" kurmuş durumda.

 

Tayyip'i unutanlara,

Anayasayı sarhoşlar hazırladı.

 

Kaptıkaçtı maptıkaçtı (Prof. Orhan Aldıkaçtı) anayasayı hazırlıyorlar, adamlar ayık kafayla hazırlamıyorlar bunu.

 

Yahu bu milletin bütünlüğü "Ne Mutlu Türk'üm Diyene!" ifadesiyle sağlanır mı?

 

Osmanlı 30'u aşkın etnik grubu ümmet düşüncesiyle bir arada tuttu. Bizde öyle yapacağız.

 

Bir tutturmuşlar lâiklik elden gidiyor diye, millet isterse tabii gidecek be.

 

Sonra nedir bu laiklik allah aşkına, bu ne menem şey

 

Biz hazmettire hazmettire geliyoruz allahın izni ile.

 

Sayın Öcalan'ın durumuna gelmek istemiyorum.

 

Sayın Öcalan düşüncelerinin değil, aldığı kellelerin hesabını veriyor.

 

Türkiye'yi pazarlıyorum. Bizim için verilecek para önemlidir. Parayı veren düdüğü çalar.

 

Bana verilen maaş çok düşük, yetmiyor. Sen ne kadar alıyorsun? (Almanya Başbakanı'na)

 

Bizim oralarda bir gelenek vardır. Bir anlaşma yapılacaksa karşılığında birşeyler verilir. Yapacağımız bu anlaşmadan sonra, bir uçağıda ücretsiz verirsiniz artık. (Fransa Cumhurbaşkanı'ndan rüşvet istiyor ancak alamıyor.)

 

Kadın nereye isterse oturur, sanane ya, ayıp ya. (Haremlik selamlık düzeni ile oturulmasına tepki gösteren gazeteciye)

 

Türkiye'de kürt sorunu vardır. Bunu Türkiye'lilik kavramı ile çözmeliyiz. Türkiyeli kavramı her vatandaşın üst kimliği olmalıdır. Türk kimliğide alt kimlik olarak değerlendirilmelidir. İsteyen isterse yine ben Türk'üm derse desin.

 

PKK'nın cenaze töreninde bayrak açmasıda, F16 ların alçaktan uçmasıda yanlış. Her iki tarafın yaptığıda yanlış. (PKK ile TSK'yı aynı kefeye koyuyor)

 

Ben müslümanım diyenin aynı zamanda ben Lâikim demesi mümkün değildir.

 

Dur dinle be dur dinle. 9 ay 10 gün be! (Seçim konuşmaları sırasında vatandaşa)

 

Yahu bu millet yatıp kalkıp size miçalışacak? (Erzurum'da çiftçilere sesleniyor)

 

Sana mı kaldı türban konusunda karar vermek? Bu ulemanın işidir, ulema ne derse o olur. (Avrupa insan hakları mahkemesine)

 

***********, elini kolunu ***********. Her yerin oynuyor be! (Muhalefet milletvekiline)

 

ABD'de özgürlük anlayışı var ama benim ülkemde yok. (Amerika gezisinde ülkesini şikayet ediyor)

 

Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmayan yüzlerce atamanın vekaletlerle yürütülmesi konusunda: "Biz hukuka aykırı birşey yapmıyoruz. Mecelle'de (şeriat hukukunda) böyle bir kaide var."

 

Askerlik yan gelip yatma yeri değil.

 

Burası basmıyor (kafasını göstererek), hayatında iki koyun gütmediği için bunu kavrayamıyor. (YÖK başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç'e)

 

Kendisine kefilim, babam gibi güvenirim, O'na kendime inandığım gibi inanırım. (Birleşmiş milletler tarafından tüm dünyada terörist ilan edilen ve aranan El Kadı hakkında.

 

Neyse ki, yaşına başına saygı duyuyorum. Ağzı olan konuşuyor be! (Kıbrıs davasının 50 yıllık lideri Rauf Denktaş'a)

 

Sanki maçta gibi bağırıp çağırıyorlar "Türkiye lâiktir, lâik kalacak" diye, bunlar hoş şeyler değil.

 

Cumhuriyetmiş, lâiklikmiş, bunlar karın doyurmaz.

 

"Aç tavuk kendini buğday ambarında sanar" (Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e)

 

Haremimize bile girdiler be! Sen git kendi haremine sahip çık. Bizide bırak kendi haremimizde inancımızın gereğini yapalım. (Türbanlı eşini ve kızlarını yurtdışı gezilere götürmesini eleştiren muhalefet millet vekillerine, şeriatçı aile hukuku kültürü ile konuşuyor)

 

"Densiz, şuursuz, nasipsiz. Ahlak denilen birşey vardır be..." (Muhalefet liderini eleştiriyor.)

 

Sadece imamlar resmi nikah kıysın.

 

Ben Millet Meclisi'nin dua ile açılmasından yanayım.(Belediye başkanlığı döneminde meclisinin her açılışı İstiklal Marşı yerine Kuran okunarak yapılmıştır. Yine böyle bir dualı açılıştan sonra bunu söylüyor.)

 

Türkiye kendine din olarak Kemalizmi almış ve başka hiçbir dine hayat hakkı tanımayarak kitlelere zorla dikte ettirmiştir.

 

Türkiye'nin yarınında artık Kemalizme ve Kemalizm benzeri rejimlere, sistemlere yer yoktur. Kemalizmin yeniden kendini üretmesi söz konusu değildir. Bizim için en üst belirleyici İslam etkileridir. Her şey ona göre belirlenir.

 

Camiler kışla, minareler süngü, kubbeler miğfer, müminler askerimizdir.

 

Demokrasi bizim için bir amaç değil, araçtır. Amacımıza ulaşana kadar demokrasiye bağlıyız.

 

Demokrasi bizim için bir tramvaydır. İstediğimiz durağa gelince ineriz.

 

Türkiye'yi eyaletlere bölmek lazım. Merkezi yönetimin bir takım yetkileri bunlara verilmelidir. Belediye Başkanları'da bu konuda en yetkili olmalıdırlar. O bölgelerdeki her türlü eğitimde bunlara bırakılmalıdır.

 

Hem laik, hem müslüman olunmaz. Ya müslüman olacaksın, ya laik. İkisi birarada olunca ters mıknatıslanma yapar. Mümkün değil, ikisi birarada olamaz.

 

Referansımız islamdır. Tek hedefimiz islam devletidir.

 

Sen "Ne mutlu Türk'üm diyene!" dersen, onun da "Ne mutlu kürdüm" deme hakkı vardır.

 

Elhamdulillah şeriatçıyız. (21.11.1994 Milliyet)

 

Yilbasina karsiyim. (19.12.1994 Sabah)

 

Ben tekkeye değil dergaha gittim. (22.1.1997 Gozcu)

 

Ata'ya saygı durusunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok. (12.5.1994Hurriyet)

 

Her 10 Kasim'da yaygara kopartılıyor. (14.11.1994 Hurriyet)

 

Içki yasaklansın. (1.5.1996 Hurriyet)

 

Istanbul'u Medine yapacağız. (Akis)

 

Butun okullar Imam Hatip yapilacak. (17.9.1994 Cumhuriyet)

 

Ben Istanbul'un imamıyım. (8.1.1995 Hurriyet)

 

Oğlunun nikah davetiyesindeki tarih "29 Zilkade 1421"

 

Mayo reklamı şehvet sömürüsüdür. (6.3.1996 Hurriyet)

 

Milli Piyango zulümdür. (29.9.1994 Hurriyet)

 

Taksim'deki caminin temelini inşallah atacağız. (1.7.1994)

 

Cumhurbaşkanı'nın imam hatipli olacağı günler yakındır. (5.2.1996 Akit)

 

Sarık operasyonu çok komik. (15.5.1995 Sabah)

 

Yeşil (kaldırım rengi) medeniyettir. (25.6.1994)

 

Ben Meclis'in dua ile açılmasindan yanayım. (8.1.1996 Milliyet)

 

Imamlar da nikah kıysın. (9.5.1995 Milliyet)

 

Adama sorarlar (Cumhurbaşkanımızı kastediyor)

26 Ekim 2005

 

Bayram değil seyran değil (Cumhuriyet Bayramını kastediyor)

26 Ekim 2005

 

Bu işi 'ULEMA'çözer (Sarıklı Din bilginlerini kastediyor) (AHİM'in Türban kararını yorumluyor)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bütün bu söylemlerine, sabikasina ragmen,TÜSIAT'i ile Medyasi ile,Aydin gecinen kesimi ile onun basa gelebilmesi icin calistilar,degisti dediler.Degismedigini degisemiyecegini bile bile onu halka sectirdiler.Atatürkcüyüz diyenler,Laikiz diyenler,Cumhuriyete gönülden bagliyiz diyenler onun secilmesi icin kampanyalar yaptilar.Hatta Baykal bile onun icin calisti.Ne kadar TSK karsiti,Atatürk karsiti,bagimsiz Türkiye karsiti,Laiklik karsiti var ise onun secilmesi icin gece gündüz calistilar,Erbakandan ayrildi muhakkak degismistir dediler,yoldaslarinida yanina katarak güle oynaya onlari iktidara tasidilar.Simdi sikayet etmek nafiledir.Ne olacaksa artik olacak,eger bir mucize olmazsa bir dahaki secimlerde yine o secilecektir,bundan kimsenin kuskusu olmasin.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

arkadaşlar. her atatürkten bahsedene hemen " sahte atatürkçü" damgası vurarak ne yapmaya çalışıyorsunuz. gerçek amacınız ne. Atatürk ilkelerinden nefret edip direk ona saldıramayıp sanki onu savunan herkes sahte atatürkçüymüş havası yaratmaya çalışıyorsanız. bu numara çok bayatladı.

 

her atatürk'ten bahsedene hemen. sahte atatürkçü yaftası vuranlar. siz kimsinizki bir insanın bir şeyi yürekten mi inanarak mı yoksa ağızdanmı söylediği teşhisini hemen koyabiliyorsunuz. tanımadna tartışmadan.

 

valla bu memlekette, sahte atatürkçülükle insanlar otellerde yakılmadı. domuzbağıyla gömülmedi, milyonalrca dolar yardım toplayıp amerikaya kaçılmadı, gencecik kızlar kandırılıp villalarda harem kurulmadı.

 

bu memlekette sahte müslüman ve din bezirganlarının yüzde biri kadar sahte atatürkçü yoktur. siz rahat olun.

 

bu memleketin sahte atatürkçülük diye bir sorunu yoktur. ama sahte müslümanlık ve din bezirganlığı gibi ciddi ve tehlikeli bir sorunu vardır.

 

birinin dediği gibi yasak işler yapmak için kapıya atatürk resmi konulmuyor bu ülkede. aksine bir tarikat kurup her türlü pisliği yolsuzluğu çeteciliği yapabiliyorlar.

 

en basiti ufacık bir örneği bu memleketin adliyelerinde binlerce cami yaptırma derneği davası var yolsuzluk zimmete para geçirme vs.

 

Atatürk'ten nefret eden onun ilkelerinden korkanlar. Onları savunanlara saldırarak iftiralar atarak amaçlarına ulaşmaya çalışıyor artık.

Hay ağzına sağlık kardeşim... Bu forumda son günlerde hiç bu kadar doğru bir tespit okumadım diyeceğim yani.

 

Klişe slogancılara çok güzel bir yanıt olmuş...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Taha Akyol'un dediği gibi:''Hangi Atatürk?'' Birileri Atatürk düşmanı, birileri Atatürk sevdalısı(!).Mustafa Kemal'i niye anlatamadınız diyorum millete,dediğiniz gibi Atatürkçü felsefeden uzaklaşıyorsa bu ülke yavaş yavaş(!) millet niye görmüyor diyorum?Cevap geliyor:Gerçek Atatürkçü yönetimler gelmedi,onlar yönetmedi veye Atatürkçüyüm diyenler yanlış yaptı, deniyor.Peki Atatürkçü eğitim sisteminden geçen halk niye Atatürkçü yönetimleri başa getirmiyor diyorum?Cevap: Halk anlamıyor, gerçekleri görmüyor, kandırılıyor, deniyor.E o zaman okul devletin okulu,devlet kurumları Atatürkçü niçin halkı eğitmiyorsun gerçekleri göstermiyorsun?Bakın devlet kurumlarımızın isteği dışında hiçbir şey başarılamıyor bu ülkede.550 Milletvekili olsa bile devletin felsefesine, Cumhuriyetin kazanımlarına karşı herhangi bir zıt durumu gerçekleştirmek ne kadar zor.

Devletin bu kadar Atatürk'ü savunma anlatma, benimsetme gücü varken bugün o istemediğiniz fikirleri savunanlar niye bu kadar çok bu ülkede?Atatürk düşmanı dediğiniz insanlar nasıl oluyorda en tepeye kadar geliyorlar acaba, halkın desteğiyle?Her zaman Atatürk düşmanları mı yönetti bu ülkeyi de insanlara da okullarımızda alttan alttan başka ideolojiler anlatıldı, benimsetildi insanımıza?Halk Atatürkçü felsefeden yoksun mu yetiştirildi bilmeden?Yoksa bütün millet İmamhatip mezunu mu acaba?Yoksa Fetullah Hoca'nın okullarında mı eğitim aldı bu halk?

Peki bütün bunlar olurken halk böyle böyle derken değerli Atatürkçü kardeşlerim siz nerdeydiniz?Bir anda mı geldik bu hale?Hayır!Hani yavaş yavaş karşı devrim oluyor diyordunuz ya!Siz ne yapıyordunuz bu arada?Bunlar olurken ben kimseyi sokaklarda görmedim ''Türkiye laiktir, laik kalacak,İran'a dönmeyecek!''diye bağıranı.Türkiye bu günleri yaşamasın diye çalışıyordunuz değil mi,kimse bilmeden, görmeden, gece gündüz sessizce...Hatta bunu halk bile görmemiş ki Atatürk düşmanlarının kendisi için çalıştığnı düşünüyor safça değil mi?Halbuki siz çalışıyordunuz bu ülke için sadece.Halkımız okusun cahil kalmasın, Atatürk'ü tanısın,bilsin, sevsin onun yolunda yürüsün diye...Bu millet niye hiç düşündürülmüyor acaba?Buna kim izin vermedi ki?Bu halkı bu hale kim getirdi sorarım size?Sürekli din istismarı yapan o gruplar bilmem dış güçler diyecekseniz, siz hiç savaşmadınız mı onlarla?Bakın demokrasimiz, yolumuz ne zaman şaşsa balans ayarı yapıp(darbe), gerçek rayına oturttuk ülkeyi!Darbe hususunda çok çalıştık ve de çalışmaya devam ediyoruz...Darbesiz demokrasi olur mu?

Halk yanlış kişileri seçiyorsa ilk başta tepedekileri bir indirmek lazım demokratik darbeyle.Sonra ne yapmak lazım?Hiçbir şeye gerek yok halk düşünmüyor zaten, bunlar Atatürk adına yapılıyor, demokrasi adına yapılıyor hatta halk adına yapılıyor yola devam...Halka hatalı olduğunu , yanlış yaptığını göstermeye, anlatmaya gerek yok.Halkı eğitmeye gerek yok...Onların yerine bu devletin, toprakların sahibi, savunucuları var, onlar düşünür her şeyi...Halk devletin sahibince istenilmeyeni başa getirince çözüm kolay:Darbe...Ters istikamete götürmeye çalışan başbakanı, bakanları,bilimum her türlü zevatı asalım, keselim...Ya halkı ne yapacaksınız sorarım size?Darbeleri eleştiriyorsanız onları kim yaptı?Atatürkçü, Cumhuriyetci zinde güçlerimiz...Sonrasında yine aynı senarya...Dini istismar eden geçmiş özlemiyle yanan Atatürkçülük düşmanı bir yönetim başta halkın seçimiyle maalesef!

Halk niye bu yönetimleri hep başa getirdi hiç düşündünüz mü acaba?Halk bu kadar sakat fikre, düşman fikre sahip insanları kendine nasıl yakın görüyor acaba hiç düşündünüz mü?Bu insanlar halka ne söylüyorda halkı kandırıyor?

Din istismar ediliyor diyorsanız, demek ki istismar edilecek kadar çok güçlü bir olgu din bu ülkede.Din istismarını önlemek için halka ne anlatıldı bu ülkede.Anlatılmadı bir dünya yasakla bu iş halledildi mi diyeceksiniz yoksa!

Bu halk niye Atatürkçü olduğunu,ülkenin bekasını savunduğunu her yerde söyleyen güzide partilerimizi niye iktidar yapmıyor acaba?Bu partiler başta değilse, bunun düşmanları baştaysa şu sonuç mu çıkıyor:

Millet Atatürkçü değil, gerici...Biz hiç tek başımıza iktidara gelmedik ülkeyi bu hale getirdiler söylemi, gerçekten de çok bilimsel...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aslinda bu milletin neden Atatürkcüleri is basina getirmedigi sorusunu kendinize sorup cevabida kendiniz vermeniz gerekirken neden demagoji yaptiginizi anlamak zor,bu millete dincilerin ögretmeye calistigi Islam disi müslümanlik ve Atatürkle ilgisi olmayan Atatürkcülügün sonuclarini yasiyoruz bunda sasacak ne varki,Atatürk Türkce'yi savundu,Atatürkten sonra gelenler Arapcanin savasini verdiler hala vermekteler,sadece Arapcami?halkin binde birinin dahi bilmedigi ne idügü belirsiz sözcükleri Türkcenin icine yerlestirerek Türkcenin icine ettiler.Atatürk ekonomik hmleyi yapip bize hedefi isaret etti,bizim yaptigimiz ucaklardan Danimarkaya bile sattik ama DP ile bu sanayi yok edildi,millet egitimsiz birakilip dini duygulari sömürüldü,bugün hala kizlar okula gitmez diyenler var ise bu Atatürkün degil Atatürkü kendilerine paravan olarak alip Imam hatip okullari actiranlarin sucudur.

Bu milletin neden Atatürkcü olmayanlari isbasina getirdigini önce kendinize sorun ve sonrada foruma sorarak ögrenmeye calisin.Bu millet yeteri derecede egitim almis olsaydi,bu millet basiretli yönetimler tarafindan yönetilseydi,arkasina masonlari alarak dincilik yapan cevreler tarafindan aldatilan halktan daha fazlasi beklenemezdi.Beklenemedigi icinde 84 yil sonra Cumhuriyetin temeline dinamit koyanlar sahnede rahatca cirit atabilmektedir artik.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

HESAP

 

Örtünme konusunda yalandan Müslüman olan yönetenlerimiz İslamın haram saydığı faize gelince dünya rekoru kırıyorlar. Geçen yıl 1000 dolarla Türkiye'ye gelen bir yabancı yatırımcı, 720 dolar faiz almış. Her şeyi çarpıtmakta usta oldukları için bu durumu da tersine çevirmekte zorluk çekmediler. Neymiş efendim, "Yabancı sermaye Türkiye'yi tercih ediyormuş". Neden tercih ettiği meydanda. Peki ama gelen yabancı sermaye devr-i iktidarınızda bir kuruşluk yatırım mı yaptı; ya da bir kişilik istihdam mı yarattı?

Yabancı sermayenin son marifetini birlikte değerlendirelim:

 

Koç holding, Migros'un % 50,8 ini, Yunan-İngiliz ortaklığına sattı. İlginçtir; parayı da Vakıfbank, İş ve Garanti bankaları sağladı.

Bunun Türkçesi şu:

 

Ege'de Çuprayı, Kırkağaç'ta kavunu, Edirne'de beyaz peyniri... biz üreteceğiz, İstanbul'a biz taşıyacağız, tezgaha koyup tüketiciye biz satacağız, soframıza koyup bir bardak rakımıza biz arkadaş edeceğiz; ve lakin parayı Yunanlı ile İngiliz paylaşacak. (Yeni Rakı içiyorsanız onun parası da Teksaslıya)

 

Peki ama biz, hepimiz kafayı mı yedik?

Bilmem ki aranızda bir zamanlar ilkokuldaki okuma kitaplarımızda yer alan şu öyküyü anımsayan var mı:

100 koyununu yaylaya gönderen ağa, yayla dönüşü ses seda çıkmayınca çobanı çağırıp hesap sorar. Bir bakraç yoğurtla gelen çoban, hesabını manzum olarak vermeyi yeğler:

"Yağmur yağdı, gök çatladı,

Yetmişikisinin ödü patladı,

Önden gitti baş toklu,

Arkasından beş toklu,

Onunu verdim kasaba

Onunu katma hesaba

Kurt kaptı birisini

Birinin de getirdim derisini. "

Yoğurt bakracını kaptığı gibi çobanın kafasına geçiren ağa, taşı gediğine koyar: "Böyle güzel hesap verenin yüzü de böyle ak olur"

 

Şimdi dilerseniz bu manzum hesabı biraz değiştirelim:

Yağmur yağdı gök çatladı,

El Maktum garaja atladı

Kefereye gitti çok banka

Yeni Rakıyı kaptı Amerika

DÖKTAŞ gitti Fransıza,

PETKİM'i kaptırdık kansıza

TELEKOM'u verdik Araba,

TELSİM'de olduk maraba

İzmir Limanı Çinlinin

TÜRKSEL'in yarısı Finlinin

Başak Sigorta Fransızın

İzocam gitti ansızın

Araç muayene Almanın

Esprisi kalmadı çalmanın

Çek'e şavulladık ilacı

Vatanımızda olduk kiracı

Kuşadası oldu Ofer'in

Bekliyoruz halkımızdan aferin

Bakalım ki şimdi halkımız "aferin" deyip bakracı AKP'nin kafasına geçirecek mi, yoksa araya engeller mi girecek?

Kaya Çetin

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

'İlhan Selçuk Türkiye'dir'

Devletin kendisine 15 yıldır yakın koruma tahsis ettiği, ikametgâhı, çalıştığı yer ve tüm yaşamı toplumun bütün kesimlerince saydam olarak bilinen İlhan Selçuk'un 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbe dönemlerini anımsatan bir yöntemle gözaltına alınmasının anlamını kamuoyunun takdirlerine sunuyoruz.

 

AKP'nin kapatılması davası sonrasında, siyasi iktidar ve yandaşları tarafından bu davanın yörüngesinden çıkarılması çabası yoğun olarak sürmektedir.

 

Bu bağlamda, kamuoyunda "Ergenekon" operasyonu olarak bilinen ve uzun süredir devam etmekte olan soruşturmanın, AKP'nin kapatma davasıyla ilişkilendirilmesi ve Cumhuriyet gazetesinin bu yolla sindirilmek, susturulmak istenmesi oyununa alet olmayacağız.

 

İsmini Atatürk'ün verdiği Cumhuriyet gazetesi, kurulduğundan beri 84 yıldır demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti sistemini savunmaktadır.

 

Bu uğurda pek çok şehit vermiş ve birçok badire atlatmıştır.

 

Cumhuriyet gazetesi, demokratik hak ve özgürlüklerin ve laik Atatürk Cumhuriyeti'nin korunması mücadelesini sürdürecektir.

____________________________

"TEHLİKENİN FARKINDAMISINIZ"

____________________________

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ulusalcı Hareketin ******* Çok Gördük.

 

Dün Türk Silahlı Kuvvetlerine Faşist yakıştırmasında bulunan Selçuk ve Saz ekibi,Pkk ****leri ile Dağda buluşan Perinçek ile en Büyük Milliyetçi oldular tabi bu da Anayasan öğrendikleri Türklük tanımı ile oluverdi.Bizler gerçek Türk Milliyetçileri Alperneler olarak asla ve asla bunlar ve bunalrın türevlerine inanmıyoruz samimiyetsizlikleri artık,bu ülkeyi germeye değil kendilerini komik duruma düşürmüştür.

 

Bakınız Jöntürk'ler

 

 

Müttefik olarak tanımladığınız kankalarınız Amerikan senatosunda ki cumhuriyetçileri politika durağı isimli programda Tuncay ile **** ******** Cüneyt Arcayürek dost ilan etmişleridi.''boğaz öngörünüm'' yasasını delerek boğazda bir kale inşaa ettiler acaba bunları göremedilermi/nizmi ?.Bugün kendine dünyada güvenli bir piyasa arayan, arap sermayesi yatırmılarını ülkemize doğru çevirdiğindemi mi mesele olmaya başladı bu konular bilemem.

Sözün Özü; Amerikan Konsolosluğuna karşı çıkamayanların,zamanında göbekleri,beyaz saray bağlıydı hatta şu ''kızıl elma'' projesi deli saçma genç türkler delikanlıları ile ortalıkda paye bulmaya çalışan sosyalistlerin ve sözde cumhuriyetçilerin bile.Amerika'dan çıkan kendinme güvenli ülke arayan, 400 milyar doları reel ekonomiye nasıl kazandırabilirizi tartışmak yerine, ''sevda tepesini'' tartışmak romantik şövalye olduğumuzun göstergesidir.''Türkiye de,şirketler yabancıya satılıyor'' adı altında kıyamet koparanların,aslında o şirketlerin yerli bir şirket olmadığını bildikleirnide gözden kaçırmamak gerekiyor.

 

 

Yeşil Kuşak Türkiye değil,bizzatihi bugün ortadoğudaki şii projesidir,bunların ülkemizdeki örneği de ab ile din olmaya çalışan siyasal mezhep akımalrının lideri baascıalrdır.

 

Bazı paranoya dolu mesajları yazmak,nihat gençin ağlamalarından nemalanmak yaş ve bilgi seviyemizin ülke gerçeğine aykır olduğunu gösteriyor.Nihat bey'i iyi tanırım ama korkmasın ağlamasın erkek adama ağlamak yakışmaz.İlhan Selçuk Türkiye değil Rusya ve Küba'dan devşirilmiş bir gerçektir.Milletin Değerleirne saldıranların asla ve asla savunulacak bir yönü yoktur.Üniversitelerde robocoplarla BAŞÖRTÜLÜ öğrencilere operasyon yaptıran Kemal Alemdarıoğlu'da yaptıkalrının Yargı ile cezasını ödüyor

 

Artık bazıalrının provakasyonlarına tasviye süreci başlamışdır.Operasyonları Hkümet Değil Yargı Yapıyor bilginize

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dün Orduya küfredenleri,Laiklige saldiranlari,Atatürke beton ...... diyenleri,basörtüsü ilemüslümanlik ayagina yatanlari kullanip halki aldatip dini inanclarini sömürerek oy avciligi yapanlari,ülkeyi satma noktasina getirenleri,sabikasini yok sayip basbakan sectirilenleri savunanlar,dün "NE MUTLU TÜRK'ÜM DIYENE" lafini ilkellik olarak niteleyen sahsi MHP nin destegiyle Cankayaya oturtanlari bastaci edenler bu ülkenin temeline dimamit koyanlardir.MHP PKK ile din zemininde isbirligi yapan bir partidir,dün Erdogana ip atan bir adam bugün onunla Atatürkcülügün ve Laikligin altini oymakta ve demokrat olanlara karsi yürütülen bu kirli fasist oyunlari seyretmektedir.Atatürkcüleri tutuklatan yargi,Iktidarin ve Fetonun emrindedir.Iktidardaki partinin elebasilari dün kimliklerini aciklamis ve ne olduklarini anlatmislardir.Hedeflerine varmak icin ellerindeki gücü kullanmaktadirlar,böyle bir firsat bir daha ellerine gecemiyecegi icin 50 yildir verilen seriatci mücadele artik son asamasina gelmistir ya kirilacaktir yada basari ile bitirilecek ve Türkiye yobazlarin özledigi seriatci bir devlet olacaktir.Bunu yakin zamanda görecegiz.Simdi gördüklerimiz göreceklerimizin yaninda cok önemsiz kalir.Umarizki kan dökülmesin ama öyle görülüyirki bu iktidar ve yardakcilari kan dökülmesini bile göze almislardir Atatürkcülügü ortadan kaldirip ülkeyi ABnin ve ABDnin sömürgesi yapabilmek icin.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Deniz’in Son Sözü

 

Toplumumuzun bir ferdi ve bir vatandaş olarak düşünmek zorundayız... Başlarımızı ellerimiz arasına alarak ciddi ciddi düşünelim ve kendimize şu soruyu soralım... “Türkiye neden kalkınamıyor?”

 

Bu sorunun cevabı, elli yıllık tarihimizin acı gerçeğidir. Türkiye’nin kalkınamamasına ve geri kalmasına sebep kimlerdir? Yarım asır önce Bağımsızlık Savaşı verdik ve emperyalist ülkeleri dize getirerek bağımsız bir ülke olduk. 1923 yılından sonra Türkiye’yi sömüren, sermayesini dışarıya aktaran bir devlet yoktu. 1923-1939 yılları arasında hiç bir yabancı devlete imtiyaz verilmedi ve üstelik Osmanlı devletinden kalma borçlar ve yabancı şirketlerin imtiyazları kaldırıldı. Tam başarılı olmamasına rağmen, hiç bir yabancı ülkeye imtiyaz verilmeden, tamamen iç kaynak ve imkânlarla yurdun kalkınması için çaba sarf edildi. Fakat 1939 yılından sonra Türkiye, tekrar emperyalist ülkelere avuç açmaya ve 1945’de ise kapılarını açmaya başladı. Ve nihayet 1945 yılından beri Türkiye Amerikan Dolarlarının cirit attığı bir pazar durumuna geldi. Şimdiye kadar olan savunmamızda Amerika’ya verilen imtiyazları, imzalanan ekonomik, askerî, siyasî ve kültürel antlaşmaları inceledik. Gördüğümüz gerçek şudur:

 

Bu imtiyaz ve antlaşmaları Amerika, silahlarla, atom bombalarıyla kabul ettirmedi. Hepsi belirli kişi ve zümreler tarafından masa başlarında imzalandı. Bu vatan, bunca madenler, Amerikalılara üs olan dağlar ve ulusumuzun onuru, bir avuç satılmış tarafından içki masalarında satıldı.

 

Bir gün bu satılmışları yargılama günü gelirse, ki gelecektir; suçlu sandalyesine suçun asıl sahibi bu kişiler ve sınıflar oturursa, şunu gözlerimizle görecek, kulaklarımızla işiteceğiz: Paraları ve kârları uğruna o kadar temkinli ve dikkatli, fakat yurt sevgisinden de o kadar yoksundurlar ki, vatanı bir tek viski kadehine dahi sattıkları olmuştur. Gün gelecek bunu göreceğiz.

 

Çağımızda, yani yirminci yüzyılda sermayenin vatanı yoktur. Sermayedarın vatanı ise parası nerede çok kâr getiriyorsa orasıdır. İşte bu yüzden yurdumuzu Amerika’ya peşkeş çeken bir avuç hainin kârı ve teminatı Amerikan Dolarlarına bağlı olduğu için onların asıl vatanı Amerika’dır. Avrupa’dır. Türkiye bunlar için tüyü yolunacak kuştan başka bir şey değildir. Bunu böyle kabul ettikleri ve bildikleri içindir ki, bir gün gelir bu halk başımıza bela olur, karşımıza çıkar düşüncesi ile sermayesini ve talanını dostu Amerika’yla garantiye almak için askeri ve siyasi antlaşmalar imzalamıştır. İşin esası ve mantığı budur. Silâhlı Kuvvetlerden başlayarak bütün kurumları ve fertleri büyük bir titizlikle Amerikanlaştırmaya çalışıyorlar. Ulusumuzun benliğini kaybetmesi ve uyanmaması için her türlü Amerikan ilacını vermekten geri kalmıyorlar. Fakat bütün bunlara rağmen, gene de bir gün ulusun direneceğini, ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin istedikleri gibi olamayacağını hesaplayarak gerekirse çıkarlarını korumak için son çare olarak Amerikan Ordusunu kullanmak için böyle bir durumda Amerika’nın müdahale edebileceği şekilde antlaşma imzalamışlardır.

 

Yurdumuz bu duruma nasıl geldi? Bu sınıf ve zümreler yurdumuzda tarih sahnesine nasıl çıktılar? Bu soruların cevabını birkaç cümleyle açıklamak faydalı olacaktır. Osmanlı Devleti zamanında iktidarı elde tutanlar bunlardı. Padişah ve saray bunların emrinde bir kukladan başka bir şey değildi. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra iktidardan düştüler - Kurtuluş Savaşı’nın korkusu ile ve 1939 yılına kadarki bağımsızlık politikası yüzünden pusuda beklediler. Atatürk’ün ölümüyle meydanı boş buldular ve faaliyete geçtiler. Amaçları ne yoldan olursa olsun iktidarı ele geçirmekti. 1950 yılına kadar iyice örgütlendiler. Buna rağmen iktidara gelecek güçte değillerdi. Gelseler bile uzun süre ellerinde tutamazlardı. O zaman tek yol kalıyordu. O da, dış devletlerden destek almak... Zaten o zamanın canavarı Amerika, gözünü dört açmış, dünyada sömürü alanı arıyordu. Amerika ülkemize girmeye hazırdı. Bir avuç satılmış ise, Amerika ile ortak olmayı ve Türkiye’yi öylece sömürmeyi en iyi yol görüyorlardı. Fırsatı kaçırmadılar, birleşerek 1950 yılında iktidara geldiler.

 

21 yıldır yurdumuzun ekonomisini ellerinde tutan ve buna yakın bir süredir iktidarda bulunan bu sınıf ve tabakaların gücü gün geçtikçe artmaktadır. Sayıları fazla olmamasına rağmen güçleri fazladır. Arkalarına aldıkları Amerika ile kendilerini rahat ve garantide hissetmektedirler.

 

Halkımızı bir sömürü çemberi içine almışlardır. Bildirimizde de açıkladığımız gibi bu *********** patronlar, ağalar, tefeci, bezirgan ve bunların emrindeki bir avuç *******.

 

Amerika, yurdumuzda bunların varlığı ile ayakta durmaktadır. Bunların varlığına son vermeden Amerika’yı yurttan atmak mümkün değildir. Bunlar var oldukça Amerika da yurdumuzda var olacaktır. Bu yüzden Amerika, Türkiye’deki çıkarlarını teminat altında görmektedir. Bunların satılmışlığı sayesinde Türkiye’de, Amerika o kadar güçlüdür ki, istediği zaman iktidar değiştirir, hoşuna gitmeyen bir kişiyi görevinden atmak an meselesidir. Nitekim bunun örneklerini yaratmak an meselesidir. Nitekim bunun örnekleri yurdumuzda defalarca görülmüştür. Aynı durum Amerika’nın sömürdüğü bütün yoksul ülkeler için söz konusudur. Gazete ve radyolarda her gün okuyor ve dinliyoruz. Amerika, Türkiye gibi yarı sömürge ülkelerde sandalye devirir gibi iktidar devirmektedir.

 

Aşağıdaki sözler Amerikan tekellerinin ve onların emrindeki Amerikan ordusunun en üst rütbeli bir generalinin sözleridir. Amerika, yoksul ülkelerdeki orduları Amerikalılaştırdığından emindir. Pentagon’dan söylenmiştir ki, Pentagon, tekelleri ve Amerikan çıkarlarını silahla korumak için dünyaya ait planların ve oyunların çevrildiği yerdir. Bu sözler, sömürdüğü ülke ordularının, Amerikan orduları olduğunu iddia edercesine söylenmiş ve bu orduların Amerikan çıkarlarını korumak için görevli olduğunu belirtmek için sarf edilmiştir.

 

Amerikalı General Edward Szutos şöyle diyor: “İnşa ettiğimiz orduların, uluslar arası düzeyde hiç bir önemi yoktur... Her ülke kendi ordusu tarafından işgal edilmiştir.”

 

Bu sözler birer subay olan sizleri bizlerden çok düşündürmelidir. Ve mahkeme sonunda vereceğiniz karara karşı aynı Amerikalı general değil, fakat dünyanın ezilen halkları ve Türkiye halkı şu sözleri söylemelidir:

 

“Ankara’da Sıkıyönetim Yargıçları Var...”

 

Aksi halde sorumluluğu çok ağır bir kara leke, tarihimize silinmeyecek olan damgasını vuracaktır.

 

Amerika bu çıkar ve sömürüsünü sürdürmek için her türlü tedbire başvurur. Şayet emrindeki iktidar sömürünün devamını sağlayamıyorsa, ekonomik ve politik krizin eşiğindeyse, onu düşürür halkı kandırmak için yeni bir iktidar getirir. Gelen iktidar ülkeyi kalkındıracağını vaat ederek halkı bir müddet daha soymaya devam eder ve bir müddet sonra da yıpranır, iktidarı başkasına devretmeye mecbur kalır. Bu kandırma ve oyunlarla talan devam eder.

 

Kısaca; Amerikan emperyalizmi yurdumuzda var oldukça bu talan devam edecektir. Türkiye’nin kalkınması için tek ve zorunlu şart Amerika’nın yurttan atılmasıdır. Hem Amerika, hem kalkınma olmaz. Kalkınma toplumsal bir sorundur. Türkiye’de Amerika var oldukça, toplum kalkınamayacak, fakat büyük zenginler, komisyoncular ve ***** olacaktır. Amerika yurdumuzda var oldukça, kalkınma değil, tam tersine açlık ve sefalet var olacaktır.

 

Türkiye’nin kalkınması ve halkın kurtuluşu Amerikan emperyalizminin yurttan atılmasına bağlıdır. Bağımsızlığımızı kazanmadan kalkınmak mümkün değildir. Mümkündür diyenler ya bilmeden söylüyorlardır veya çıkarları gereği yalan söylüyorlardır.

 

İşte bunun içindir ki, önümüzdeki sorun Amerikan emperyalizmini kovmak için mücadeledir. Ve bu mücadeleyi başaracak tek kuvvet vardır o da; Amerikan ortağı, patron, ağa, tefeci ve bezirganlar dışında kalan ve ezilen tüm Türkiye Halkıdır.

 

Emperyalizm bunu çok iyi bildiği için ve başına birçok defalar belâ geldiği için, yoksul ülkelerdeki en ufak bir kıpırdanmadan nem kapar. Bir kuduz köpek ateşten nasıl kaçarsa, Amerika’da bağımsızlık için mücadele edenlerden öyle kaçar. Bunun için de ne pahasına olursa olsun bağımsızlık mücadelelerini daha zayıfken ezmek yok etmek ve esaret tahtını devam ettirmek ister.

 

Bizler Amerikan emperyalizmine karşı mücadeleyi ilk şart gördüğümüz, bu işin de mutlaka silâhla kazanılacağına inandığımız için silâha sarıldık ve mücadele ediyoruz. Tek amacımız budur, bunun için Nurhak Dağlarında mücadeleye başladık. Yoksa, sayın savcının dediği gibi Anayasa’yı ortadan kaldırmak için değil... Bu arada sırası gelmişken, iddia makamındaki kişiye birkaç sözümüz var:

 

Sayın Savcı,

 

1. Amerikan emperyalizmi gayrı millîdir.

 

2. Ona ortaklık edenler ulusumuza ihanet etmişlerdir.

 

3. Emperyalizme karşı mücadele suç değildir, silâhlı mücadele ise anayasa’yı ihlâl değildir.

 

4. Gayri millî olan emperyalizm ve ortaklarının sömürüsü, anayasaya aykırıdır.

 

Buna göre iki şey var:

 

1. Eğer belli bir hata sonucu, iddianame ve mütalaayı hazırladınızsa, dikkatli olunuz; idamını istediğiniz kişiler kasaplık koyun değildir ve siz savcısınız...

 

2. Yok eğer yaptığınızın bilincinde iseniz: yolunuz açık olsun.

 

(THKO Davası Savunma, Sonuç Bölümü)

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

22 Temmuz sürecinde alevlenen bu görüşü modern Türkiye tarihinde ele almaya çalıştım ve elimden geldiğince bu görüşün savunucularının dilinden yazmaya özen gösterdim; birçoklarını dinledim, okudum(zaten istemeseniz de hep belirli koltukları kapmış olduklarından dinlemek zorunda kalıyorsunuz B) ); hatta daha radikal düşünenleri ile daha ılımlı yaklaşanları arasındaki farkı görebilmenin de önemini anladım...

 

Peki nedir tehlike???

 

Öncelikle marjinal grupları artık bir kenara bırakalım diyorum; tıpkı ciddi anlamda sisteme düşman anlayışa sahip "İslamcı"lar, ciddi anlamda etnik ayrımcılık körükleyen "ayrılıkçı Kürtler" ve ülkede kendini vatansever ilan edip kendi çapında işler çevirmeye çalışan "ulusalcı şovalyeler" gibi...

 

Ama bir kenara bırakmadan önce dertlerinin ne olduğunu anlayalım ki orijine doğru etkisi azalsa da aslında abartılmış temel sorunlardır...

 

Kurucular ne yaptılar da bu sorunları konuşuyoruz yıllardır???

 

Bu ülkede meclisle kurtuluş mücadelesi verildi, evet; ama sonraki süreçte bu meclisin nasıl tasfiye edilmiş olduğu ve yerine daha homojen bir fikri yapıya sahip meclisin oluşturulup nasıl tepeden inmeci devrimsel yöntemler izlendiğini artık bilmeyen yok; o yüzden geçmişimiz hakkında daha gerçekçi olup "halkıyla bütünleşip devrim yapan","halk devrimi" vb. deyimlemelerden arınmak gerekir...

 

Dedik ya neydi dertleri???

 

İzlenen uç milliyetçi politikalar ve zamanla artan "tek tipleştirme" arzusu Kürtleri zaten bunaltıcı niteliktedir, bir zamanlar açıkça Kürt halkı varken zamanla "Kürt" kelimesinin bile öcü ilan edilir olması açık bir fenalıktır. Ben de Kürt olsam pek hoş düşünmezdim...

 

Açıkça hilafeti koruyan, bunu kaldırırken bile İslam'a sahip çıkan bir devletin ilerleyen süreçte sadece laiklikle de kalmayıp daha ileri bir "dini pasifize" politikası izlemesi söz konusu edilmektedir; nerden bulabiliriz bunun izlerini??? İşte günümüzün gündemi konuşulurken kullanılan cümleler, sadece bunlar bile geçmişteki anlayışın nasıl olduğunu bize anlatmakta yeterlidir; dinin yaşanılmasındaki sancılı süreç sadece siyasi konularda değil toplumsal konularda da sürmüştür, sürmektedir...

 

Devrim kültürüyle yetişmiş ve kendilerine tarif edilen "tipi" arayan insanların kendilerine ulus-devletin yeni anlayışı gereği karşıt olarak gösterilen değerleri kabullenmeleri ülkenin %90 ı da böyle düşünse pek mümkün olmamaktadır çünkü adı üzerinde söz konusu olan "devrim" dir; kim ne derse desin devrimin getirilerini korumak adına yaptıklarında hoşgörü bulunamayacağı açıktır hatta devrimin olduğu yerde hukuk da biter demokrasi de biter hatta niteliğe göre laiklik de biter, artık orada "devrimin amacı olan model" vardır ve bunun karşısında duran herkes tereddütsüzce baskı altına alınır...

 

Şimdi orijine doğru yol alalım isterseniz; bir tarafta sadece "özgürlük ve demokrasi" yeter diyen Kürtler, diğer tarafta yine "bizim bu toplumda ortak bir İslami kültürümüz var" diyen Kürtler vb. Türkiye Cumhuriyeti'nden hala bir şeyler olabileceğine inanmaktadırlar. Marjinaller gibi yeri geldi mi son derece karşıt da olsalar sisteme aslında ortadoğunun kan gölüne girmek istemedikleri açıktır; hem zaten Türkiye'nin geçmişten edindiği yapı gereği çoklu anlayışa açık olması her zaman bir umudu var etmektedir. İşte bu noktada eğer kendi İslami anlayışını dayatan ya da kendi tek tip ulusunu hedefleyenler ileri giderse Kürtlerin ne özgürlük ne demokrasi adına buradan bekleyecekleri hiçbir şey kalmayacaktır çünkü bir ülke ancak üzerinde insan insanlığını yaşayabildiği sürece toplumuna gerçek bir vatan olabilir...

 

"İslamcı" olarak fişlenenlerin pozitivist anlayışa sahip olmayıp yaşamlarında dini önplana çıkarmak isteyenler olduğunu başka bir yazımda belirtmiştim; bunların içinde sisteme açıkça düşmanlık besleyenler vardır ve sorunları demokrasi, laiklik gibi batı kavramlarının ülkeye tepeden inme getirilip üstüne bir de batıdan çok daha ilkel bir anlayışla sürdürülme çabasıdır. Türkiye'de kavramların iki sorunu vardır: 1) Batı hedeflenerek batı alınır ama hep yerelin durumu bahane edilir 2) Yerelin durumu bahane edilir ama kimse tepeden inmeci yöntemlerden vazgeçmez; işte bunu anlayan önemli bir kesim "İslamcı" artık geçirdikleri modernizasyon sürecinin de gereği olarak küresele açık hale gelmiştir. Anadoludan yükseldiği söylenilen yeni burjuvazi ya da "anaların" başörtüsünden daha renkli ve kentli "tesettür modası" aslında bunların yansımalarıdır. Zaten marjinal olanların günümüzde yükselen bu "kapitalist İslamcı" anlayışa tepkisi aslında sistemle bütünleşiyor olmalarından gelmektedir halbuki dikkat edersek bu forumlarda da pek çok ulusalcı ise "inatla" onları kabullenemeyip tam aksi düşünüşle sistemin karşısında görmektedir. Karşıt olunan sistemse birilerinin azınlık olarak çoğunluğa dayatığı toplumun değer yargılarına da uymayan yozlaştırılmış ulusalcı bakıştır. Şimdi yukarıdaki 1 ve 2 ye dönelim ve cevaplayalım ne istenmektedir: 1) Madem demokrasi var birilerinin keyfiyetinden çıksın artık bu Cumhuriyet, madem laiklik var seküler özgürlük anlayışı getiren laiklik olsun artık da din öcüleştirilmesin 2) Bizim demokrasi anlayışımızın gelişmesi için eğitim şart ama bu darbeli eğitim olamaz; bizim toplumun o saf laiklik anlayışı özümsenebilir ki bu pozitivist bir şekilde dini dışlamaya değil her türlüsüne hoşgörü göstermeye ve dini araç olarak kullanmamaya dayanır. Şimdi çok daha ileri gideceğim: Eğer marjinal ulusalcı bakış etkinliğini artırmaya devam eder ve günümüzde izlediğimiz bu paragraftaki insaları kabullenememe sürerse bu insanlar da modernizasyon sürecinde yaşadıkları kesintinin acısını daha marjinal eğilimlerle çıkarmak isteyecek ve kendi yurtlarında kendi yaşamlarına düşman bir devlet algısı içerisinde daha sert tepkiler göstereceklerdir...

 

Devrim kültürüyle yetişmiş marjinal gurpların zararları açıkça ortaya konmuştur aslında yukarıda ancak burada da orijine gelindiğinde aslında o kadar düşmanlaştırmayan insanlarla karşılaşılır. Bu insanlara göre dine saygı da önemlidir, toplum da önemlidir ama din "kendi yerinde(onlara göre tabi)" olmalıdır ve toplum eğitimli olmadığı sürece ülkede salt toplumun değer yargıları etkili olamaz. Yani öncelikle tek tip kadar olmasa da bir bütünleştirici devrimci toplum anlayışı oturmalı ve bunların kimlikleri söz konusu olduğunda her şeyden önce ulus-devletin verdiği kimlik gelebilmelidir. Ancak kendilerini tehdit altında gören bu grup marjinal ulusalcı tek tipçilere yol verdiği sürece yukarıdaki öngörüler meydana gelecek ve aslında bizzat kendilerine zarar verdikleri bir sürece girilecektir. Burada "İslamcı" ların kendilerini "aydın" kesimleriyle barışçı ve sevgi dolu ifade etmesi, Kürtlerin çöplüğe çevrilmeye çalışılan ortadoğudaki ısınmalara karşı Türkiye ile tam anlamıyla bütünleşmesi gerekmektedir...

 

Yukarıda da gördüğümüz gibi asıl iş elit bürokrasiyi de oluşturan ulusalcı anlayışa düşmekte ve merkezi ifade eden bu grup kendini marjinallerden arındırıp toplumu bütünüyle kabullenebilecek bir girişimde bulunamazsa herkes daha marjnalleşecektir...

 

Merkez-çevre bütünleşmesi sorunu çözümlenmeden ve çözülemeden kimse ülkede tehlikelerden kurtulacağını sanmasın...

 

Not: Liberaller, sosyalistler vb. ne değinmedim çünkü şimdilik asıl gerilim yukarıdaki üç noktada toplanmakta büyük ölçüde; sizleri de unutmadık yani :D ...

 

Saygılar...

 

 

:zorro:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslamcı Gazeteler yazıyor birileri göz altına alınıyor...

 

İslamcı Gazeteciler hedef gösteriyor bir yerler bombalanıyor...

 

İslamcı Gazeteler yazıyor, bu bilgileri nereden aldıkları sorgulanmıyor bile... Onları gece yarısı operasyonları ile yataklarından alıp sen bu istihbaratı nereden aldın diye sorulmuyor bile, devletin bakanları yalan dolan açıklamalarla vatandaşı uyutmaya devam ediyor, neymiş herşey usulüne ve hukuka uygunmuş, hukuktan bahsedenlere bakın İlhan Selçuk gibi Cumhuriyet'in yaşıyla yaşıt bir adam ve bütün yaşamını Türkiye Cumhuriyetinin ulusal bütünlüğüne adamış ve kalemini ömrü boyunca doğruları yazmak için kullanmış aydın bir yazar sanki savcılığa davet edilse gelmeyecekmiş gibi ve 15 yıldır kapısında polis olduğu halde ve her yaptığı gözlem altında tutulduğu halde azılı katil gibi alınıp saatlerce ailesi ile bile görüştürülmeden sorgulanıyor... Peki ama neden? ve nasıl?

 

Türkiye bunların bedelini çok ağır ödeyecek... Ne okuduğunuz ve ne izlediğiniz ile doğru orantılı sahip olduğunuz bilgi... Tarih bunları kaydediyor ülkemizde bütün yasal kurum ve kuruluşlarla kavgalı olan Akparti sanki bütünüyle hukuğa uygun bir partiymiş gibi ve sanki onun başbakanı hüküm giymemiş gibi, sanki Kemalist Türkiye'nin düşmanı değilmiş gibi masallar anlatmaya devam ediyor...

 

İLHAN SELÇUK hayatı boyunca düşüncesinden ve kaleminden dolayı sorgulandı ve yargılandı bu ilk değil ama pes etmedi korkmadı, yılmadı bizde bugüne kadar onların arkasındaydık artık önlerindeyiz siper olacağız...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ergenekon gibi Türkiye'nin en önemli konularını saman altı edip sonra da işlerine gelmeyen ilk tutuklamalarda ses yükseltenlerin samimiyetinden şüphe etmek her akıl sahibinin en doğal hakkıdır...

 

Ey AKP yi savcıyı eleştirdiği için eleştirenler burada da kendi görevlerini yapan insanlar söz konusuyken ne kadar da rahatça yandaşlarınızı baştan aklayarak ileri geri konuşabiliyorsunuz???

 

Ben AKP nin kapatma konusundaki ilk hararetli tutumunu da "eleştirebilmiş" bir insan olarak sizlerin de bu uzun süreli vurdumduymaz tavrınızı bu şekilde sırf işinize gelmediği için bozmanızı eleştiriyorum...

 

Tutuklamanın şekli açısından yasal durumu bilmiyorum; ondan bu konuda pek eleştiri yapacak değilim şu an için...

 

Bildiğim bir şey varsa genel anlamda o da birilerinin toplumun geleceği üzerinde kendi zümrelerinin keyfi gelecek planını oynatmak adına kirli işler yaptığının ortaya çıktığıdır, burada güncel olarak konuşulan isimlerden özel olarak bahsetmiyorum hani bunu da deme sebebim uzun süredir ortaya çıkan gerçekleri örtpas edenlerin genel anlamda neden bahsettiğimi anlayamayacak kadar gözünü bu gündeme kapamış olmasıdır...

 

Evet;

Türkiye bunların bedelini çok ağır ödeyecek...
miş meğer de çok şükür şu çete olayları yavaş yavaş aydınlatılıyor...

 

Şahıslar hakkında özel yorum yapmayacağım; ilerleyen süreç bazı şeyleri açıkça ortaya koyduğu zaman değerlendiririz...

 

Hayırlısı...

 

 

:zorro:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.