Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

EN MUHTEŞEM HİTABET ÖRNEĞİ


suheda

Önerilen İletiler

yam yam ve hak söz buraya bakın!!

himyatanın yazısına cevap verin ,

sosyal sınıfları kaldırmaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini, kaldıki olsa bile bunun sosyal hayatta büyük bir dengesizlik olacağını nasıl idrak edemiyorsunuz?yoksa ediyorsunuzda amaç karalamak olduğu için mi bunu öne sürüyorsunuz?selam ile...

 

Şecaat arzeden merd-i kıptı sirkatin söylermiş...

 

Köleler olmasa geçimini sağlayamayacak insanlar varmış da, sosyal sınıfları kaldırmaya kimsenin gücü yetmezmiş de... Peki alkollü içki yapıp satarak geçimini sağlayanlara ne oldu? Tanrı onların geçimini düşünmedi de, köle sahiplerini mi düşündü? Yapmayın yahu... Özrünüz kabahatinizden büyük...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şecaat arzeden merd-i kıptı sirkatin söylermiş...

 

Köleler olmasa geçimini sağlayamayacak insanlar varmış da, sosyal sınıfları kaldırmaya kimsenin gücü yetmezmiş de... Peki alkollü içki yapıp satarak geçimini sağlayanlara ne oldu? Tanrı onların geçimini düşünmedi de, köle sahiplerini mi düşündü? Yapmayın yahu... Özrünüz kabahatinizden büyük...

 

Pes yahu şu konudan yola çıkarak örnek verdiğin şeye bak alkollü içki yapanların durumu alkolün islamda neden yasak kılındığını tartışmıyacağız herhalde o zaman bu liste çok uzar gider.

İslam belki köleliği kaldırmadı ama en azından kalkması için teşvik etti bunları bir sürü ayet ve hadisle gösterdik Peki yamyam sen şuanki dünya düzeninde köleliğin olmadığına inanıyormusun???

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Şecaat arzeden merd-i kıptı sirkatin söylermiş...

 

Köleler olmasa geçimini sağlayamayacak insanlar varmış da, sosyal sınıfları kaldırmaya kimsenin gücü yetmezmiş de... Peki alkollü içki yapıp satarak geçimini sağlayanlara ne oldu? Tanrı onların geçimini düşünmedi de, köle sahiplerini mi düşündü? Yapmayın yahu... Özrünüz kabahatinizden büyük...

 

 

 

 

 

 

 

alkol topluma zarar verip ifsad ederken onu kaldırmak aynı rahmettir.ama kölelik kurumu, durumu önemle incelenmesi gereken bir husustur...savunduğum anlaşılmasın zaten kuranın bu meseleyi tedrici bir şekilde kaldırmaya özendirdiği malum...

 

ama gelelim kurduğun harika mantığa...

 

birilerinin geçimini sağlamasını düşünmek esas ise eğer o mantıkla parayla tetikçilik yapıp adam öldürenlerde geçimini sağlıyor,genel evlerde kadınları satanlarda,vs...gittikçe gidecek ...

 

şimdi birilerinin geçimini sağlaması uğruna toplumu yozlaştırmaya çalışmasına izin vermek ne derece akıllıca bir girişimdir soruyorum...o insanlar acaba içki işini bırakıpta başka işle uğraşamıyorlar mı...oysa malumdur ki içki işiyle en düşük seviyede uğraşmanın adı büfeciliktir ki bu bile sermaye gerektiren bir iş olduğuna göre neden acaba başka işlere yönlenmiyor bu insanlar...

 

mukayesenizi mantık dairesinden çıkmadan yaparsanız sevinirim...

 

saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

mukayesenizi mantık dairesinden çıkmadan yaparsanız sevinirim...

 

Dikkat ederseniz aynı şeyi ben de sizler için söyledim. Ama ne yazık ki siz benim söylediklerimi anlayamamışsınız.

 

Hala mazeretler öne sürüyorsunuz... Köleliği kaldırmak çok mu zordu? Zaten köle sahibi insanlar ekonomik bakımdan belli bir seviyede olan insanlardı. Madem dünya malı önemli değil, köleliği kaldırırdınız, köle olanlara da şimdiye kadar olan hizmetlerine karşılık belli bir bedel verirdiniz olur biter. Çok mu zor ? Ama anlaşılan tanrıya göre zormuş ki ne tanrı köleliğin kaldırılmasına dair bir ayet koymuş, ne de peygamberi buna ilişkin bir adım atmış. Bilakis veda hutbesinde efendilerine bağlı kalmayan köleleri nankörlükle suçlamış.

 

Siz mazeret üretmeye devam edin. Ürettiğiniz mazeretler kafanızdaki tanrıya biraz daha yara veriyor...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Dikkat ederseniz aynı şeyi ben de sizler için söyledim. Ama ne yazık ki siz benim söylediklerimi anlayamamışsınız.

Hala mazeretler öne sürüyorsunuz... Köleliği kaldırmak çok mu zordu? Zaten köle sahibi insanlar ekonomik bakımdan belli bir seviyede olan insanlardı. Madem dünya malı önemli değil, köleliği kaldırırdınız, köle olanlara da şimdiye kadar olan hizmetlerine karşılık belli bir bedel verirdiniz olur biter.

Siz mazeret üretmeye devam edin. Ürettiğiniz mazeretler kafanızdaki tanrıya biraz daha yara veriyor...

 

 

 

Bak arkadaşım bir mesele izah edilirken karşı tarafın ne anlatmak istediğine bir bakın isterseniz...

 

sana sadece bahsini ettiğin konuda ne dediğimi okumanı tavsiye ediyorum.dönüp bir oku...ben köle tüccarlarının geçiminden mi bahsetmişim yoksa ...geçimini sağlayamayan kölelerden ve bunun sosyal sonuçlarından mı...

 

saygılarımla.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şecaat arzeden merd-i kıptı sirkatin söylermiş...

 

Köleler olmasa geçimini sağlayamayacak insanlar varmış da, sosyal sınıfları kaldırmaya kimsenin gücü yetmezmiş de... Peki alkollü içki yapıp satarak geçimini sağlayanlara ne oldu? Tanrı onların geçimini düşünmedi de, köle sahiplerini mi düşündü? Yapmayın yahu... Özrünüz kabahatinizden büyük...

sayın yaym yam

istesenizde kaldıramazsınız sınıfları

çünkü bu kinatın gereğidir

kainatta zıtlar olacak ve bu zıtlar birlenmekle yeni mertebeler oluşacak

bu benim küçükken anneme"anne neden herkes bakkal değil,keşke herkes bakkal olsa"diye serzenişime benzer

herkesin bakkal olduğunda düzenin bozulacağını bir türlü anlayamıyordum

çocuk aklı işte ibtidai düşünüyor,halbuki daha büyük düşünen biri alemi böyle yaratmış ve sistemini böyle kurmuş

islamda fıtrat dinidir,asla yeni bir şey getirmemiştir islam, sadece kainattaki dengeyi bir kez daha göstermiş ve yaşatmıştır.

Amalara,sağırlara,kalbi taş bağlamış olanlara da ALLAH şifa verirde ,bu güzelliği görmek duymak ve hissetmek nasib olur inşaallah...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

MEDİNE'NİN GÜLÜ

 

Andım yine Sen'i her şey yâdımdan silindi,

Hayalin gönlümün tepelerinde gezindi;

Bu bir serap olsa da hafakanlarım dindi..

Andım yine Sen'i her şey yâdımdan silindi.

.

.

.

Son demde hiç olmazsa gurûbum tulû olsun,

Gönlüm ufkunun en taze renkleriyle dolsun;

Her yanda tamburlar çalınsın; neyler duyulsun..

Ne olur hiç olmazsa gurûbum tulû olsun..!

 

F.GÜLEN

 

 

 

 

 

bu şiiri her dinlediğimde , okuduğumda tüylerimin diken diken olduğunu hissediyorum...

 

kardeşim paylaşımın için çooook teşekkürler...

 

saygılarımla.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...
Bak arkadaşım bir mesele izah edilirken karşı tarafın ne anlatmak istediğine bir bakın isterseniz...

 

sana sadece bahsini ettiğin konuda ne dediğimi okumanı tavsiye ediyorum.dönüp bir oku...ben köle tüccarlarının geçiminden mi bahsetmişim yoksa ...geçimini sağlayamayan kölelerden ve bunun sosyal sonuçlarından mı...

 

saygılarımla.(himyata)

 

Aynı mazeret evlilik konusunda da sürülüyor.Neymiş efendim peygamber kocası ilen cariyelerle koruma amaçlı evlenmiş

 

Ancak bu insanlar bir türlü şu soruyu gündeme getirmezler.

 

O masumların kocalarını kim öldürdü ? Uzaydan gelen yaratıklar filan olmasın!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aynı mazeret evlilik konusunda da sürülüyor.Neymiş efendim peygamber kocası ilen cariyelerle koruma amaçlı evlenmiş

 

Ancak bu insanlar bir türlü şu soruyu gündeme getirmezler.

 

O masumların kocalarını kim öldürdü ? Uzaydan gelen yaratıklar filan olmasın!!

 

21. yüz yıla girdik ama anlatmak gerekli 1400 sene dir islam var bu

zaman zarfında islamın (devletlerin) karsılaştığı bir çok kadim medeniyet devlet var mücadele var onların da

dinleri yaşayışları var karşılaştırmalı dinler tarihi var Yüce İslam dinini tebliğ eden peygamber oda bütün insanlığa bu zaman zarfında müşteşrik oryantalist kısaca karsısında ona inanmayıp fikir serdeden var da daha hala bu kadar iddia ile ortaya çıkan Şanlı Nebi evlenmek için(cariye) kocası öldürtecek hani çocuk dese

olsun denilsin ki insanlar araştırsın objektif olarak baksınlar İslam taraftar kazansın.

 

Sizin en hayırlınız, ahlakı en güzel olandır. Hadis-i Şerif.

 

MUTA.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

21. yüz yıla girdik ama anlatmak gerekli 1400 sene dir islam var bu

zaman zarfında islamın (devletlerin) karsılaştığı bir çok kadim medeniyet devlet var mücadele var onların da

dinleri yaşayışları var karşılaştırmalı dinler tarihi var Yüce İslam dinini tebliğ eden peygamber oda bütün insanlığa bu zaman zarfında müşteşrik oryantalist kısaca karsısında ona inanmayıp fikir serdeden var da daha hala bu kadar iddia ile ortaya çıkan Şanlı Nebi evlenmek için(cariye) kocası öldürtecek hani çocuk dese

olsun denilsin ki insanlar araştırsın objektif olarak baksınlar İslam taraftar kazansın.

 

Anlaşılan o ki sende kulaktan dolma bilgilerle islam anlaşıyına sahipsin. Bak bakalım kim söylüyor

 

 

ahzab 25- Hem Allah kâfirleri herhangi bir hayra ulaşmadan hınçlarıyle defetti. Bu şekilde Allah, müminlere savaşta kâfi geldi. Allah çok güçlüdür, çok üstündür.

 

ahzab 26- Hem de kitap ehlinden onlara yardım edenleri kalplerine korku düşürerek kalelerinden indirdi, siz onların bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir alıyordunuz.

 

ahzab 27- (Allah) onların arazilerini, yurtlarını ve mallarını size miras kıldı. Bir de henüz ayak basmadığınız bir yeri . Allah, her şeye kâdirdir.

 

 

"Peygamber, Benû Mustalık üzerine gece baskını yaptı. Onlar ansızın yakalanmışlardı. Hayvanları da su başında sulanıyordu. Pey­gamber, savaşabilir durumda olanlarını öldürttü; çocuklarını da tutsak olarak aldı. O sırada Cüveyriye'yi kendine seçti." (Bkz. Buhari, Kita-bu'l-Itk/13; Tecrîd, hadis no: 1117 Müslim, Kitabul-Cihâd/1, hadis no: 1730; Ebu Dâvûd, Sünen, Kitabu'l-Cihâd/lOO, hadis no: 2633.)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peygamber, Benû Mustalık üzerine gece baskını yaptı. Onlar ansızın yakalanmışlardı. Hayvanları da su başında sulanıyordu. Pey­gamber, savaşabilir durumda olanlarını öldürttü; çocuklarını da tutsak olarak aldı. O sırada Cüveyriye'yi kendine

 

Sayın haksöz yukarıdaki sözlere cevap yazdığım halde yine kanıt diye sunuyorsun kopymi tükendi.

 

MUTA.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

"Peygamber, Benû Mustalık üzerine gece baskını yaptı. Onlar ansızın yakalanmışlardı. Hayvanları da su başında sulanıyordu. Pey­gamber, savaşabilir durumda olanlarını öldürttü; çocuklarını da tutsak olarak aldı. O sırada Cüveyriye'yi kendine seçti." (Bkz. Buhari, Kita-bu'l-Itk/13; Tecrîd, hadis no: 1117 Müslim, Kitabul-Cihâd/1, hadis no: 1730; Ebu Dâvûd, Sünen, Kitabu'l-Cihâd/lOO, hadis no: 2633.)

 

bir mesele aktarılırken işimize gelmesede gerçekleri olduğu gibi aktarmak gerekir.ayrıca yorum yapacağınıza vakayı olduğu gibi aktarsaydınız daha ahlaki bir yol seçmiş olacaktınız.

 

Hz. Cüveyriye, Mustalikogullari kabilesinin baskani Hâris b. Ebî Dirar'in kizidir. Ayni kabileden Safvân oglu Musâfi'den dul kalmisti. Mustalikogullari, Hicret'in altinci yilinda Medîne'ye saldiri için hazirlik yapmaya basladilar. Durumu ögrenen Hz. Peygamber (s.a.s.), yediyüz kisilik bir askerî kuvvetle, onlardan önce davranarak Müreysi' suyu basinda saldirdi. On kisi öldürüldü. Müslümanlar bu gazvede bir sehit vermisti. Mustalikogullari'nin bütün erkekleri, kadinlari ve çocuklari esir alindi. Deve, sigir ve davarlarina da ganimet olarak el konuldu. Esirler arasinda bulunan, kabile baskani Hâris'in kizi Cüveyriye için, dokuz okiyye altin, kurtulus fidyesi olarak tespit edilmisti. Cüveyriye yirmi yaslarinda bir kadindi. Kurtulus fidyesini temin edemeyince Hz. Peygamber'den yardim istedi.

 

Hz. Âise bu olayi söyle rivayet eder:

 

"Mustalikogullari kabilesinin kadinlari esir düstüklerinde ganimet olarak gaziler arasinda paylasildi. Önce beytülmâle beste bir ayrildi. Sonra her atliya iki pay, her yaya savasçiya ise birer pay verildi. Hâris'in kizi Cüveyriye, Kays oglu Sâbit'e düsmüstü. Cüveyriye Rasûlullah (s.a.s.)'a geldi; dedi ki: Ey Allah'in Peygamberi, ben Hâris'in kizi Cüveyriye'yim. Babam Benî Müstalik kabilesinin baskanidir. Benim basima gelen felâketi biliyorsun. Sâbit beni dokuz okiyye kurtulus fidyesi ile serbest birakacak. Beni kurtar". Rasûlullah cevap olarak buyurdular ki: "Ondan daha hayirli bir teklifim var, kabul eder misin? Teklifiniz nedir ya Rasûlallah? "Hem o parayi verip seni azat edecegim, hem de seninle evlenmek istiyorum." Cüveyriye: "Memnuniyetle kabul ederim" dedi. Rasûlullah (s.a.s.) da:

 

"Ben de kabul ettim. " buyurdular. (Ahmed b. Hanbel, Müsned VI, 277; Ebû Dâvud, Sünen, IV, 22; Ibn Hisâm, Sîre, III, 307; Ibn Sa'd, Tabakat, VIII,116,117). Bu haber hemen etrafa yayildi. Esirleri ellerinde tutan sahabîler; "Biz Allah elçisinin sihrî hisimlarini nasil esir olarak tutabiliriz!" diyerek, hepsini serbest biraktilar. Bu manzara karsisinda Müstalikogullari Islâm'a girdiler. Bu yüzden Hz. Âise O'nun hakkinda; "Ben kavmi için Cüveyriye'den daha hayirli ve daha bereketli bir kadin bilmiyorum" demistir" (Ahmed b. Hanbel, VI, 277; Ibn Hisâm, Sîre, III, 307, 308; Hamdi Döndüren, Delilleriyle Islâm Hukuku, Istanbul 1983, s. 238; Mahmud es-Savvâf, Rasûlullah'in Pak Zevceleri, Terceme, Ali Aslan, Ankara (t.s), s. 68-71).

 

Hz. Peygamber Cüveyriye'yi babasina teslim edip; ondan istedi. Cüveyriye müslüman olmustu.

 

...buraya kadar aktarılan vakada her hangi bir çarpıklık yoktur olay açık ve nettir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hz. Cüveyriye, Mustalikogullari kabilesinin baskani Hâris b. Ebî Dirar'in kizidir. Ayni kabileden Safvân oglu Musâfi'den dul kalmisti. Mustalikogullari, Hicret'in altinci yilinda Medîne'ye saldiri için hazirlik yapmaya basladilar. Durumu ögrenen Hz. Peygamber (s.a.s.), yediyüz kisilik bir askerî kuvvetle, onlardan önce davranarak Müreysi' suyu basinda saldirdi. On kisi öldürüldü. Müslümanlar bu gazvede bir sehit vermisti. Mustalikogullari'nin bütün erkekleri, kadinlari ve çocuklari esir alindi. Deve, sigir ve davarlarina da ganimet olarak el konuldu. Esirler arasinda bulunan, kabile baskani Hâris'in kizi Cüveyriye için, dokuz okiyye altin, kurtulus fidyesi olarak tespit edilmisti. Cüveyriye yirmi yaslarinda bir kadindi. Kurtulus fidyesini temin edemeyince Hz. Peygamber'den yardim istedi.

 

İddaya göre yahudiler saldıracaklarmış ama ,müslümanlar bunu haber almış ve önce davranmışlar.Yani kendilerini savunmuşlar.

 

Bu iddiayı geçerli kılabilecek bir kanıt varmı yok. Ama ben öyle olmadıgını yine kendi kitaplarından isbatlayayım

 

Günümüzde olduğu gibi o dönemde yahudiler zengin insanlar.Her ne kadar dini açıdan yahudilik islamdan geri kalır yanı olmasada adamların hakkını vermek lazım. Adamlar ticaretin erbabı.

 

Yahudiler müslümanlara ne diye saldırsınlar ki delimi bu adamlar durup duruken kendilerini tehlikeye atsın ?

 

 

 

Tevbe 34 Ey iman edenler! , hahamlardan ve rahiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve Allah yolundan engellerler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele!

 

Bu ayette görüldüğü gibi o zamanın yahudilerininde zengin oldukları anlaşılıyor.Ve allah yolunda harcamadıkları için azabla tehdit edildikleride görülüyor

 

Bu kadar zenginlik onlara savaş açmak için yeterli bir sebep değilmi ?

 

İlkönce cehennem azabıyla tehdit ediliyorlar

 

Tevbe 35- O gün o altın ve gümüşlerin üstü cehennem ateşinde kızdırılacak da bunlarla alınları, yanları ve sırtları dağlanacak (onlara): "İşte bu kendi canınız için saklayıp biriktirdiğiniz şeydir. Haydi şimdi tadın bakalım şu biriktirdiğiniz şeyin tadını!" denilecek.

 

İyide ayetler indi diye bu insanlar, sayın muhammed al bütün altınlarımızı allah yolunda harca diyecek halleri yok herhalde.

 

Ya seve seve yada öldüre öldüre, işinize gelirse

 

 

Tevbe 29- Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde Allah'a, ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış oldukları halde elden cizye verecekleri hale gelinceye kadar öldürün.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslama ve O'na inananların değerlerine saldırmakla geçirdiğiniz vaktinizi ülkenin gerçek meseleleri konusunda neden geçirmiyorsunuz haksöz... :excl:

 

Bu takıntılı tavrınız neden, ülkede olan bitenden rahatsızlığınız yok sanırım. İşte tam bir "aşırı dinsiz" örneğisiniz. İnanıyorum ki bu mücadelede kaydettiğiniz eforu daha yararlı işlerde gösterseniz daha başarılı olurdunuz.

 

Bütün dini topiclerde yazılar yazmışsınız, aman dikkat edin yine yanlış anlamalarla hata yapmayın... :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne yapmam gerektiği,hangi meselelerle uğraşmam gerektiği konusunda sizden izin almam gerektiğini sanmıyorum.

 

Her müslüman sizin gibi, dini kıyısından köşesinden anlamadığı gibi yaşamıyorda. Süpermarketin tamamına sahip çıkan samimi, dörtdörtlük adam gibi mücahid müslümanlar dünyada hala ezici çoğunlukta.

 

Bu samimi müslümanlar,cennetteki mükafatlarını dahada artırmak, murdar kellemizi uçurmak için sabırsızlıkla nasıl beklediklerini başka sitelerde açık açık yazıyorlar.

 

Dinin bu korkunç baskısı kalkıncaya kadar çorbada tuz misali, mücadelem sürecektir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Vedâ Hutbesi

 

“Veda Hutbesi” olarak bilinen bu söylevin metnini aşağıda bulacaksınız:

 

“Hamd ve şükür Allah’a mahsustur; biz ona hamd eder, ondan yardım ister, ondan bağışlanma diler ve ona yöneliriz; Nefislerimizin şerlerinden ve hareket ve fiillerimizin kötülüklerinden Allah’a sığınırız. Allah kimi doğru yola iletirse (artık) kimse onu doğru yoldan saptıramaz; ve kimi de sapıklığa yöneltirse (artık) onu doğru yola iletecek kimse kalmamış demektir. Allah’tan başka ilah olmadığına, onun tekliğine, eşi ve benzeri bulunmadığına şehadet ederim. Yine şehadet ederim ki, Muhammed onun kulu ve elçisidir.

 

“Ey Allah’ın kulları! Size Allah’tan korkup çekinmenizi ve ona itaatta bulunup boyun eğmenizi salık veririm. Böylece, en iyi ve hayırlı olan bir şeyle (sözlerime) başlamak istiyorum:

 

“O halde ey insanlar! Size açıkladığım (şeyler)a iyi kulak verin, zira bu yıldan sonra, bulunduğum bu yerde belki de sizinle tekrar buluşamayacağım.

Ey insanlar! Gerçekten sizin kanlarınız, mallarınız, namus ve şerefleriniz, Rabbinizle buluşuncaya dek, tıpkı bu aydaki (Zilhicce), bu yerdeki (Mekke) bu gün kadar kutsal ve dokunulmazdır. Dikkat edin! (Mesajımı size) ilettim mi? Şahit ol Yâ Rab!

 

“Kimin elinde bir emanet varsa, sahibine geri versin.

 

“Cahiliye döneminden kalma faiz artık kaldırılmıştır, ancak ödünç olarak verdiğiniz anaparalarınız sizindir. Böylece ne zulmetmiş, ne de zulme uğramış olursunuz. Allah’ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Ve kaldıracağım ilk faiz, Abdu’l-Muttalib’in oğlu Abbas’ın faizidir.

 

“Cahiliye döneminden kalma kan davaları da kaldırılmıştır, hükümsüzdür. Kaldıracağım ilk kan davası da (yeğenim) Amir ibn Rebi’a ibn el-Haris ibn Abdu’l-Muttalib’in kan davasıdır.

 

“Cahiliye döneminden kalma, Mekke şehri ile ilgili hükümet görevleri kaldırılmıştır; Ka’be’nin muhafızlığı (Sidâne) ve Hacılara su dağıtma (Sikâye) hizmeti bundan müstesnadır.

 

“Kasıtlı olarak adam öldürme kısas ile cezalandırılır: Taş ya da sopa ile öldürülme gibi şüpheli kasıt durumunda (kan diyeti) yüz devedir. Kim daha fazlasını isterse, Cahiliye dönemi insanlarındandır. Dikkat edin! (Mesajımı size) ilettim mi? Şahit ol Yâ Rab!

 

“O halde, ey insanlar! Bugün Şeytan sizin topraklarınız üzerinde kendisine tapılmaktan, sizin üzerinizde yeniden etkili bir konuma geleceğinden ümidini kesmiş bulunuyor. Ancak, size yasakladığım bu şeyler dışında, önemsiz gördüğünüz bazı işlerde ona uyacak olursanız, bu da onu memnun edecektir. Öyleyse, dininizi korumak için ondan sakınınız.

 

“Ey insanlar! Nesiy’e başvurmak, küfürde aşırı gitmektir, kâfirler böyle yaparak sapıtmışlardır: Onlar bu bir aylık süreyi bir yıl sıradan bir ay, diğer bir yıl ise haram (kutsal) sayarlar. Amaçları, görünüşte Allah’ın kutsal kıldığı ayların birbiri arkasına akışını korumak ve Allah’ın Kutsal Aylar dışında saydığı ayları bunun içinde (kutsalmış gibi) göstermektir. Onlar böylece Allah’ın helal kıldıklarını haram, haram kıldıklarını da helal hale getirmiş oluyorlar. Gerçekten zaman (takvim), Allah’ın yeri ve gökleri yarattığı gündeki durumuna geri dönmüş (Nesy uygulanan aylarla Nesy uygulanmayan aylar birbiriyle çakışmış) bulunuyor. Ve gerçekten, Allah katında, yeri ve gökleri yarattığı günde takdir ettiğine göre, ayların sayısı 12’dir. Bunlardan dördü kutsal (haram) aylardır. Bu (dördün) üçü art arda gelir: Zülkâde, Zilhicce ve Muharrem. Tek ve ayrı olan diğeri ise, Mudar kabilesinin Receb ayıdır ki Cumâde (el-Ahir) ve Şaban ayı arasında bulunur. Dikkat edin! (Mesajımı size) ilettim mi? Şahit ol Yâ Rab!

 

“O halde ey insanlar! Kadınlarınızın sizin üzerinizde, sizin de onlar üzerinde bir hakkınız vardır: Sizin onlar üzerindeki hakkınız, sizden başka bir erkeğe yatağınızı çiğnetmemeleri ve sizin hoşlanmadığınız bir kimseyi, sizin izniniz dışında evlerinize sokmamalarıdır. Onların çirkin fiil ve davranışlarda bulunmalarına izin vermeyin; eğer onlar böyle bir şey yapacak olurlarsa, artık Allah gerçekten size, onları azarlayıp cezalandırmanıza, yataklarınızı ayırmanıza ve pek ağır olmamak üzere onları dövmenize izin vermiştir. Eğer bu tür davranışlardan vazgeçer ve size itaat edecek olurlarsa, herkesçe makul ve iyi bilinen ölçüler çerçevesinde onların yiyecek ve giyimlerini sağlamak size düşer. Kadınlara en güzel biçimde davranınız. Çünkü onlar size sığınmış, himaye ve korumanız altına girmiş kimselerdir. Ve gerçekten sizler, onları Allah’ın bir emaneti olarak almış bulunuyorsunuz ve onlara Allah’ın adıyla yaklaşmanız size helal kılınmıştır. Öyleyse kadınlar konusunda Allah’tan korkunuz ve onlara en güzel biçimde davranınız. Dikkat edin! (Mesajımı size) ilettim mi? Şahit ol Yâ Rab!

 

“Ey insanlar! Mü’minler kardeştirler. Rızası dışında bir kardeşin malı diğerine helal değildir. Dikkat edin! (Mesajımı size) ilettim mi? Şahit ol Yâ Rab!

 

“Benden sonra küfre saplanıp birbirlerinizin boynunu vurmayın. Ve gerçekten ben size öyle bir şey bırakıyorum ki, ona sımsıkı sarıldığınız sürece sapıklığa düşmezsiniz: Bu, Allah’ın Kitabı ve onun peygamberinin Sünnetidir. Dikkat edin! (Mesajımı size) ilettim mi? Şahit ol Yâ Rab!

 

“Ey insanlar! Rabbiniz birdir ve atanız da birdir: Hepiniz Adem’in soyundan geliyorsunuz ve Adem de topraktan yaratılmıştır. Allah katında en saygın ve değerliniz, ondan en çok korkan ve çekineninizdir. Takva (Allah’tan hakkıyla korkma) dışında, bir Arabın Arap olmayan birine karşı hiçbir üstünlüğü yoktur. Dikkat edin! (Mesajımı size) ilettim mi? Şahit ol Yâ Rab!”

Kendisini dinlemekte olan müminlerin “Evet” demesi üzerine şöyle devam etti:

 

“Burada bulunanlar, bulunmayanlara (sözlerimi) iletsinler.

 

“Ey insanlar! Gerçekten, Allah her varisin mirastan olan payını tayin ve tespit etmiştir: O halde bir varis lehine (onun için belirlenmiş oranın üstünde) vasiyette bulunmak caiz değildir. Mirasçılar dışında, yabancı biri lehine yapılan vasiyetin miktarı, miras bırakılan malların toplamının üçte birini geçemez. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona (anneye?) aittir. Zina edenin cezası taşlanarak öldürülme (recm)dir. Babasından başkasının çocuğu olduğu iddiasında bulunan soysuz ya da efendisinden başkasını efendi edinen nankör Allah’ın gazabına, Meleklerin lanetine ve tüm insanların ilencine uğrasın! Allah, böyle kimselerin (Kıyamet Günü) ne tövbelerini ne de adalet ve tanıklıklarını kabul eder. Ve’s-Selamü Aleyküm!”

 

 

Veda Hutbesinin aslı Muhammed Hamidullah Siyer

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

saklı gerçek eklediğiniz bu yazı gerçeği yansıtmamaktadır zina eden kadınların taşlanmasını nereden çıkarttınız :excl:

 

Sn.Keskinkalem ben arkasında duramayacağım yazıyı yazmam.Bu yazı Muhammed Hamidullah'ın Siyer (peygamberin hayatı ) kitabındadır.Yazımın altındada kaynağı var.Aramanız halinde bulabilirsiniz bulamazsanızda bana yazın göndermeye çalışırım.

 

Recm cezasını peygamber kaldırsa idi zaten uygulanmazdı.Sizce taşlanarak öldürülen kadınlar ne cezası almakta?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Bu yazı Muhammed Hamidullah'ın Siyer (peygamberin hayatı ) kitabındadır."

 

Doğrudur. Recm'den bahsedilir.

Bu gösteriyor ki Kur'an gibi, veda hutbesi de revizyona uğramıştır.

Recm hadislerde de geçer.

Hadis'e göre recm ayetini keçi'nin yediği olasıdır.

O keçi'den kasıt ise Ayşe'dir.

 

Veda hutbesi en muhteşem hitabet örneği ise ve vahiy değilse, bu demektir ki Hz. Muhammed vahiye gerek duymadan dönemine göre muhteşem hitabetler yapabilecek yetenektedir. Ümmiliğin hitabete bir engeli yoktur. Zaten Hz. Muhammed ümmi Kureyş toplumundan çıkmış ve ümmilikten kurtulmuş bir liderdir.

Kur'an'da karmaşık bir süper market gibidir. Konular darmadağınık ve tekrarlardan oluşur. Müthiş çelişkiler içerir. Bir surede söylenen bir başka surede farklı söylenir. Hatta peşpeşe gelen ayetler dahi farklıdır.

Dolayısıyla Kur'an Hz. Muhammed'in eseridir.

Hiç Allah'ın eseri böyle yüzlerce hata ile dolu olabilir mi?

Allah, matematik hatası yapabilir mi? ( Miras konusu)

Allah, aynı kitapta aynı konuda farklı bilgiler verir mi?

Allah, onlarca eşi, onlarca cariyesi olan peygamberine "Senin kalbinde gizlediğini biliyorum" diyerek evlatlığının eşiyle evlendirdiğini söyler mi?

Allah peygamberine, "Sana zorluk olmasın diye seninle birlikte sefere çıkan amcalarının, halalarının, teyzelerinin kızlarını, mehrini verdiğin kadınları, cariyeleri helal kıldık" der mi?

Allah hiç, "Bölgedeki kabileleri kılıçtan geçir, kadınlarını cariye yap, çocuklarını köle, ganimetleri paylaş, bana da pay ayır" der mi? Sırf müslüman değil de Musevi oldukları için binlerce çocuk anasız-babasız bırakılır, evinden barkından edilir, yurtsuz bırakılır, köle yapılır mı?

Allah hiç, insanlar arasında ayırımı evrensel kılıp, köleliği doğru bulabilir mi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

1.Aişe-i sıddıka hakkına yapılan tenkitler, daha ziyade bir anlayışsızlığın veya sırf düşmanlığın eseridir.Aişe-i sıddıkanın ifk hadisesinde ispat edilmemiş bir ''onursuz'' isnattan ötürü ''recm'' edilmesini bekleyenler bilmiyorlar mı ki; nebi aleyhisselama gelip ''ben zina ettim, beni recm'' edin diyen ''gamidiyeli'' kadına :

 

''defalarca bu konuyu kapatmasını ima ederek, gitmesini beklemiş ve kadın ısrar edip diretince , recm edilmesini istemiştir'' ...

 

Eğer tenkitleriniz ilim adına ise neden bunlarıda görmüyor musunuz?

 

Yani sizin ve dönemin münafıklarının yapmak istedikleri işi yapıp ''henüz ispat edilmemiş'' bir iftiraya binaen , aişe-i sıddıkayı recm mi etmeliydi?Bunlar sadece süre gelen düşmanlığın izleridir!

 

2.Kuranda olduğunu ''sandığınız'' çelişkiler için sadece şu kadar söylenir:

 

Siz anlamamak için okursanız, ALLAH karşınızda sizinle konuşsada anlamazsınız!Onun için bu basit ve sığ iddiaları tekrar etmekten artık ''usanın-vaz geçin'' diyorum.

 

3.Bir ayetin bir yerde bir şey ifade ederken başka bir yerde başka bir şey söylediğini iddia etmeniz nasıl içi boş bir tabirdir arz edeyim:

 

Nasılki uzayı ve atomları bir çocuğa ayrı, büyük bir insana ayrı bir lisan ve seviye ile anlatırsanız, aynen öylede Kuranda herkese kendi seviyesine göre hitap etmiştir.Bir bahçede nasılki bütün meyveler ağaçların en üstünde değilse ve bahçeye giren uzun olsun kısa olsun, bir şekilde kendi ''istidadına'' göre bahçeden hisse alabiliyorsa,aynen bunun gibi Kuranı okuyan, avam olsun havas olsun, kendi kabiliyeti nispetinde bu bahçeden hisse alacaktır.İşte sizin gibi ''eli kolu''olmayan ateistler bu bahçeden nasiplenemeyince, bu bahçe işe yaramaz sözünüz ne kadar içi boş bir iddia olduğunu anlamak zor olmasa gerektir.

 

4.Nazil olan ayetler bir duruma veya olaya binaen nazil olmuştur.Mesela bir ayette:

 

enfal 65)EY PEYGAMBER! MÜMINLERI ÇARPIŞMAYA TEŞVIK ET! SIZDEN SABIRLI YIRMI KIŞI OLSA, KÜFRE SAPANLARIN IKI YÜZÜNE GALIP GELIR; SIZDEN YÜZ KIŞI OLSA, ONLARIN BININE GALEBE ÇALAR. ÇÜNKÜ ONLAR GEREĞINCE ANLAMAYAN BIR TOPLULUKTUR.

(enfal 66)ŞIMDI ALLAH SIZIN YÜKÜNÜZÜ HAFIFLETTI VE SIZDE BIR ZAAF BULUNDUĞUNU BILDI. ŞIMDI SIZDEN SABREDECEK YÜZ KIŞI OLURSA, IKIYÜZ KIŞIYI ALTEDER. SIZDEN BIN KIŞI OLURSA, ALLAH'IN IZNIYLE IKIBIN KIŞIYE ÜSTÜN GELIR. ALLAH SABREDENLERLE BERABERDIR.

 

birinci ayet müminlerin sayıca az, ancak daha kararlı bir grup olduğu bedir harbinden az evvel nazil olan ayettir , ve o zamanlar müminler sayıca az olduklarından her birbinin omzuna düşen yük daha fazla.

 

ikinci ayetteki ifadeler bedirden çok sonra , müminlerin kuvvet bulmasıyla herbir müminin omzuna düşen yük azalacağından ,verilen sayıda azalmış ve yarı yarıya inmiştir.tarihi seyrine bakılırsa akılda bunu tasdik eder.uzatmaya gerek yok.

 

5.Peygamberin haşa ''keyfine'' hitap ettiğini iddia eden ayetler, Zeynep binti cahş ve meşhur Zey bin Harise olayıdır ki , bunu defalarca izah etmemize rağmen tekrar edilip durulmasından artık bıktık!

 

-http://www.islamiyet.gen.tr/islamda_kadin_ve_erkek/peygamber_efendimizin_evlilikleri.php-

Olayın ne büyük bir ''iftira ve anlayışsızlık'' olduğunu okumak isteyenlere şu linki veriyorum:

Arkadaşım:

Çelişki bulmak için harcadığın bunca emeğinin yarısını, İslamı anlamak için harcasan çoktan anlamıştın!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1.Aişe-i sıddıka hakkına yapılan tenkitler, daha ziyade bir anlayışsızlığın veya sırf düşmanlığın eseridir.Aişe-i sıddıkanın ifk hadisesinde ispat edilmemiş bir ''onursuz'' isnattan ötürü ''recm'' edilmesini bekleyenler bilmiyorlar mı ki; nebi aleyhisselama gelip ''ben zina ettim, beni recm'' edin diyen ''gamidiyeli'' kadına :

 

''defalarca bu konuyu kapatmasını ima ederek, gitmesini beklemiş ve kadın ısrar edip diretince , recm edilmesini istemiştir'' ...

 

Eğer tenkitleriniz ilim adına ise neden bunlarıda görmüyor musunuz?

 

Sn.Gılgamış yazıyorsun ama boş.Hz ayşe hakkındaki iftiralarda gerçektir.Allah ayşeyi temize çıkarmak için nur suresini indirmiş yapabildiği bu çünki başka birşey elinden gelmez.Tıpkı kehf suresinde kendinden yardım isteyen insanları uyutmaktan başka birşey elinden gelmediği gibi.İslam boş dogmalar dinidir.Hangi ilimden bahsediyorsun dogmayla ilim bir arada olurmu? Recm yok diyenlere karşı bir örnek vermişsin verdiğin örnek doğrudur.Koskoca peygamber recm haricinde birşey bulamamışmı bu verdiğin örnek bile peygamberin allah adını kullanarak diğer kitaplar,sabilik,haniflik ve arap örfüyle bir din ortaya çıkardığnı göstermektedir.

 

Yani sizin ve dönemin münafıklarının yapmak istedikleri işi yapıp ''henüz ispat edilmemiş'' bir iftiraya binaen , aişe-i sıddıkayı recm mi etmeliydi?Bunlar sadece süre gelen düşmanlığın izleridir!

 

Gencecik ****** ****** hatun recm edilirmi gılgamış ayet indirmek daha mantıklı muhammet de mantıklı olanı yapmış son derece zekice.

 

 

2.Kuranda olduğunu ''sandığınız'' çelişkiler için sadece şu kadar söylenir:

 

Siz anlamamak için okursanız, ALLAH karşınızda sizinle konuşsada anlamazsınız!Onun için bu basit ve sığ iddiaları tekrar etmekten artık ''usanın-vaz geçin'' diyorum.

 

3.Bir ayetin bir yerde bir şey ifade ederken başka bir yerde başka bir şey söylediğini iddia etmeniz nasıl içi boş bir tabirdir arz edeyim:

 

Nasılki uzayı ve atomları bir çocuğa ayrı, büyük bir insana ayrı bir lisan ve seviye ile anlatırsanız, aynen öylede Kuranda herkese kendi seviyesine göre hitap etmiştir.Bir bahçede nasılki bütün meyveler ağaçların en üstünde değilse ve bahçeye giren uzun olsun kısa olsun, bir şekilde kendi ''istidadına'' göre bahçeden hisse alabiliyorsa,aynen bunun gibi Kuranı okuyan, avam olsun havas olsun, kendi kabiliyeti nispetinde bu bahçeden hisse alacaktır.İşte sizin gibi ''eli kolu''olmayan ateistler bu bahçeden nasiplenemeyince, bu bahçe işe yaramaz sözünüz ne kadar içi boş bir iddia olduğunu anlamak zor olmasa gerektir.

 

Gılgamış yine garip,gurip örnekler veriyorsun herhalde alıntı yaptığın yerler tükendi beyinde dogmaya esir olunca işte ortaya çıkan sonuç.

 

4.Nazil olan ayetler bir duruma veya olaya binaen nazil olmuştur.Mesela bir ayette:

 

enfal 65)EY PEYGAMBER! MÜMINLERI ÇARPIŞMAYA TEŞVIK ET! SIZDEN SABIRLI YIRMI KIŞI OLSA, KÜFRE SAPANLARIN IKI YÜZÜNE GALIP GELIR; SIZDEN YÜZ KIŞI OLSA, ONLARIN BININE GALEBE ÇALAR. ÇÜNKÜ ONLAR GEREĞINCE ANLAMAYAN BIR TOPLULUKTUR.

(enfal 66)ŞIMDI ALLAH SIZIN YÜKÜNÜZÜ HAFIFLETTI VE SIZDE BIR ZAAF BULUNDUĞUNU BILDI. ŞIMDI SIZDEN SABREDECEK YÜZ KIŞI OLURSA, IKIYÜZ KIŞIYI ALTEDER. SIZDEN BIN KIŞI OLURSA, ALLAH'IN IZNIYLE IKIBIN KIŞIYE ÜSTÜN GELIR. ALLAH SABREDENLERLE BERABERDIR.

 

birinci ayet müminlerin sayıca az, ancak daha kararlı bir grup olduğu bedir harbinden az evvel nazil olan ayettir , ve o zamanlar müminler sayıca az olduklarından her birbinin omzuna düşen yük daha fazla.

 

ikinci ayetteki ifadeler bedirden çok sonra , müminlerin kuvvet bulmasıyla herbir müminin omzuna düşen yük azalacağından ,verilen sayıda azalmış ve yarı yarıya inmiştir.tarihi seyrine bakılırsa akılda bunu tasdik eder.uzatmaya gerek yok.

 

İşte yine tipik müslüman çarpıtması tıpkı bulunan hertürlü ilmi bilgiyi kurana yamama çalışmaları gibi.İnsanları din için savaşa teşvik eden muhammet müminlerin herbirinin 10 kişiyi alt edebilecek güçte olduğunu söylemesine rağmen adamlar karşılarındaki ordudan dehşete düşünce allah,peygamber demeden tırsmışlar sonra pat enfal 66 ile bu durum 1 e 2 şeklinde düzenlenmeye çalışılmış tıpkı.Alttaki enfal 1 ve 41 gibi Bak allah kendini ne hale düşürmüş (aslına bakarsan allahın kabahati yok kabahat allah adını kullanan muhammet de)

 

8/1. Sana harp ganimetlerini sorarlar. De ki: "Onlar Allah ve Resul içindir. O halde Allah'tan korkun ve aranızda barıs ve esenligi kurun. Ve eger müminler iseniz Allah'a ve O'nun Resulü'ne itaat edin!"

 

8/41. Dogru ile yanlısın ayrılıs günü, iki toplulugun karsılastıgı gün, kulumuza indirmis oldugumuza inanıyorsanız sunu bilin:Ganimet/kazanç olarak elde ettiginiz seylerin beste biri Allah'a, resule, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmısa aittir. Allah herseye kadirdir.

 

5.Peygamberin haşa ''keyfine'' hitap ettiğini iddia eden ayetler, Zeynep binti cahş ve meşhur Zey bin Harise olayıdır ki , bunu defalarca izah etmemize rağmen tekrar edilip durulmasından artık bıktık!

Olayın ne büyük bir ''iftira ve anlayışsızlık'' olduğunu okumak isteyenlere şu linki veriyorum:

Arkadaşım:

Çelişki bulmak için harcadığın bunca emeğinin yarısını, İslamı anlamak için harcasan çoktan anlamıştın!

 

Evet peygamber islam denilen kendi çıkarttığı dogmayı kendi ve sahabelerinin keyfi için kullanmıştır ayeti olan şeye hala iftira demekten usanmayacaksınız bende yazmaktan usanmayacağımki ensest ilişkinin kralını insanlar görsün.

 

33/37. Hani sen Allah'ın nimetlendirdigi, senin de lütufta bulundugun kisiye "Esini yanında tut, Allah'tan kork!" diyordun ama, Allah'ın açıklayacagı bir seyi de içinde saklıyordun; insanlardan çekiniyordun. Oysaki kendisinden korkmana Allah daha layıktır. Zeyd o kadından ilisigini kesince onu sana nikâhladık ki, evlatlıkları esleriyle iliskilerini kestiklerinde, müminler için o kadınlarla evlenmede bir güçlük olmasın. Zaten Allah'ın emri yerine getirilmistir.

 

Zeyd burda peygamberin evlatlığı zeynepte hala kızı bilmeyenler için bidaha yazayım.

 

33/50. Ey Peygamber! Biz sana su hanımları helal kıldık: Mehirlerini verdigin eslerin, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunanlar, amcalarının, halalarının, dayılarının, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret edenler. Peygamber kendisiyle evlenmek istediginde, kendisini Peygamber'e hibe eden mümin bir kadını da öteki müminlere degil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldık. Onlara esleri ve elleri altındakiler hakkında neler farz kıldıgımızı biz biliriz. Sana bir zorluk olmasın diyedir bu... Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

 

Peygamberine zorluk olmasın diye onun hevasını düşünen bir allah sizce normalmi bu?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Doğrudur. Recm'den bahsedilir.

Bu gösteriyor ki Kur'an gibi, veda hutbesi de revizyona uğramıştır.

Recm hadislerde de geçer.

Hadis'e göre recm ayetini keçi'nin yediği olasıdır.

O keçi'den kasıt ise Ayşe'dir.

 

Veda hutbesi en muhteşem hitabet örneği ise ve vahiy değilse, bu demektir ki Hz. Muhammed vahiye gerek duymadan dönemine göre muhteşem hitabetler yapabilecek yetenektedir. Ümmiliğin hitabete bir engeli yoktur. Zaten Hz. Muhammed ümmi Kureyş toplumundan çıkmış ve ümmilikten kurtulmuş bir liderdir.

Kur'an'da karmaşık bir süper market gibidir. Konular darmadağınık ve tekrarlardan oluşur. Müthiş çelişkiler içerir. Bir surede söylenen bir başka surede farklı söylenir. Hatta peşpeşe gelen ayetler dahi farklıdır.

Dolayısıyla Kur'an Hz. Muhammed'in eseridir.

Hiç Allah'ın eseri böyle yüzlerce hata ile dolu olabilir mi?

Allah, matematik hatası yapabilir mi? ( Miras konusu)

Allah, aynı kitapta aynı konuda farklı bilgiler verir mi?

Allah, onlarca eşi, onlarca cariyesi olan peygamberine "Senin kalbinde gizlediğini biliyorum" diyerek evlatlığının eşiyle evlendirdiğini söyler mi?

Allah peygamberine, "Sana zorluk olmasın diye seninle birlikte sefere çıkan amcalarının, halalarının, teyzelerinin kızlarını, mehrini verdiğin kadınları, cariyeleri helal kıldık" der mi?

Allah hiç, "Bölgedeki kabileleri kılıçtan geçir, kadınlarını cariye yap, çocuklarını köle, ganimetleri paylaş, bana da pay ayır" der mi? Sırf müslüman değil de Musevi oldukları için binlerce çocuk anasız-babasız bırakılır, evinden barkından edilir, yurtsuz bırakılır, köle yapılır mı?

Allah hiç, insanlar arasında ayırımı evrensel kılıp, köleliği doğru bulabilir mi?

 

:clover::clover::clover::clover::clover::clover::clover::clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.