Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

YETMEZ AMA EVET...DİYORUZ!


mavi olmayan gökyüzü

Önerilen İletiler

Anayasa mahkemesinin kararının hukuki değil, siyasi bir karar olduğunu sağır sultan duydu. Eğer paketi iptal etseydi, AKP eline çok daha büyük bir koz geçirecekti. "İşte millete sormaktan korktular" diyecekti. Bir yıl sonraki seçim propagandası için en önemli malzemeyi ele geçirmiş olacaktı. Bu yüzden anayasa mahkemesi siyasi baskı altında siyasi bir karar verdi.

 

Verdiği karar hukuken yanlıştır. Çünkü içeriğe girmiştir. Ama siyaseten doğrudur, çünkü halka sormanın önünü hukuku kullanarak kesmenin siyasi sonuçları daha ağır olacaktır.

 

Sonuç olarak artık vesayet bitmiştir. Bu halk rüştünü ispat etmek, batacağına mı, çıkacağına mı, kendi kaderine kendisi karar vermek zorundadır.

 

Biz diyoruz ki bu pakete evet demek sivil vesayeti kabul etmektir, hayır demek otokratik tek adam vesayetine, hukuksuz polis devleti kurulmasına hayır demek ve yepyeni bir anayasa değişikliğinin önünü açmak demektir. Anayasa ihtiyacı iyice su yüzüne çıktı. HSYK da adalet bakanı ve müsteşarının nasıl kurulu kilitlediği iyice görüldü. AKP giderse kim gelirse gelsin, çok daha düzgün, küresel normda anayasa değişiklikleri yapılacaktır. Bu paket ise kediyi ciğere teslim etmektir, seçim halkın olacaktır. Kendi düşenin ağlama hakkı olmayacaktır.

 

Evet çıktığında açılımın özerklik talepleri yönünde çalıştırılmaya tekrar başlanacağını da açıklıkla ve kesinlikle söyleyeyim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sözümona profların "sivil vesayet askeri vesayetten bin kat iyidir" diyebilmelerine de dikkat etmek gerek...

 

Yok yani, böyle bir itirafta bulunabilmek dehşet vericidir. Ben tam tersini söylerim, "en çok oyu ben aldım" otokrasisi kadar tehlikeli bir vesayet yoktur. Her türlü hukuksuzluğu, linçi getirir, kimse de ses çıkaramaz. Adam en çok oyu aldı! Asar da, keser de!

 

Ünlü diktatörlerin büyük çoğunluğu asker değildir. Askeri ele geçirmişlerdir. Askeri cuntaların ömrü kısa olur. Hitler en çok oyu aldım diye iktidara gelip onbaşı olarak normal terhis olmanın dışında asker olmadığı halde üniformayı kendisine kendi giydirmiştir.

 

Askeri vesayetin bitmesinin ise AKP ile hiç ilgisi yok. Dünya konjonktürü gereğidir. Tıpkı darbelerin de dünya konjonktürü gereği kapımıza dayanmış, açıp yüzleşmesek kapıyı kıracağı gibi... Asıl hesabını sorması gerekip sormadığı, tersine madalya taktığı 27 Nisanın ise düzmece olduğunu sağır sultan bile duyup öğrendi. Sen dün ensene atılan tokadın hesabını mı önce sorarsın, yoksa bir yıl önce kendinin de değil, amcanın, dayının yediği yumruğun hesabını mı? Önce şu taze şaplağın hesabını bir sor ki, yumruğun hesabında samimi olduğunu anlayalım.

 

Bu süreç, askerimizin başına çuval geçirilmesi ile başlayan süreçtir. Çuval geçirildi, gıkımız çıkmadı ve o iş bitti... Bütün iş o çuvalda... Bu kadar söyleyeyim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Süheyl Batum bilgisine,birikimine saygı duyduğum bir bilimadamı.Gelin görünki siyaset pozitif bilimin ortaya koyduğu kanunlar kadar nesnel,genel geçer, tartışmasız doğrular alanı değil.Siyasetin de bilimi var tabiatıyla; ama hiçbir bilim şunu söylemiyor:''Şu siyasi ideoloji su götürmez bir gerçekliğe sahip ideolojidir.''

 

Sayın Süheyl Batum'un ''Hayır''ının evrensel hukukta tartışılmaz gerekçeleri var mıdır?Paket evrensel hukuğa aykırıysa Anayasa mahkemesindeki profösörler bunu nasıl görmemiştir, bu derece hukuğa aykırı olan bir paketi?Bugünkü Anayasa mahkememiz hala AKP'nin güdümüne girmemiş yapıdadır, diye biliyoruz, ki bundan sonrası için kuşkularımız var.Burdan Anyasamahkememizin verdiği her karar evrensel hukuğa uygundur kararı çıkmasın.Ama bugün bu yapısının bozulmaması için hayır denmesi gerekiyor deniyor.Bugünkü bozulmamış yapısının ortaya koyduğu karara değer vereceksek, Anayasa mahkemesi bugünkü haliyle bu pakete hayır dememiştir, refaranduma gidebilir demiştir, hukuğa uygundur demiştir.

 

Şimdi bu noktada bir çelişki yok mu?Sayın Süheyl Batum bu paketi hukuki bulmuyor, gerekçelerini evrensel hukuk temelinde gerekçelendiriyor.Anayasa Mahkemesi bu durumda evrensel hukuğa aykırı bir karar ortaya koymuştur.Peki kime güveneceğiz şimdi?Mahkeme verdiği kararla bu paketi desteklemiş, hukuki bulmuş olmuyor mu?

 

Muhabbetle...

 

Anayasa Mahkemesi AKP kapatma davasında taraf olduğunu göstermiştir, suçu tesbit ediyor, kapatma davasının açılmasına sebep olan suçu kabul ettiği halde siyasi ortam vs. ile para cezası ile geçiştiriliyor. Daha önce de yazmıştım, HSYK da iktidarın elinde çünkü bakan olmadan hiçbir karar alınamıyor. Bu referanduma niye gidildi, bu kadar masraf niye yapıldı zaten ben anlamıyorum. Bunun cevabını Ahmet Tan bir TV de verdi, Başbakan ın Cumhurbaşkanlığı provası diye.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kafamızı taşlara vura vura ilerliyoruz Sayın yılmaz.Bütün insanları mutlu edebilmek tabiki mümkün değil.İnsanız kusurluyuz, hatalarımız çok yaşadıkça, tecrübe ettikçe anlıyoruz.Türkiye de demokratikleşme sürecinde çok sıkıntı .

.

.

.

Muhabbetle...

 

Toplum farkına varırsa dediğiniz doğru, izin vermez ama sindire sindire kabul ettirileceği söyleniyor. Almanya da Deniz Feneri mahkum oldu, bizde ne olduğu hala belli değil bu halkın umurunda değil. Mayınlı araziler İsrail firmasına veriliyor, bir gece yarısı terör örgütü yöneticilerine af getiriliyor, Silivri de hukuk katlediliyor milletin umurunda değil.

Bu paketle yargı ele geçtikten sonra elveda demokrasi, seçimler göstermelik olur, şikayet merci kalmaz. Evet propagandası yapan TRT dahil hiçbir kanala yaptırım uygulanmazken HALK TV kapatma kararı alıyor.

 

saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne kadar yanlis bir argüman...!"SÜHEYL BATUM BILIM ADINAMI KONUSUYOR"tarzi bir soru aslinda Burhan Kuzu'yu savunanlarin nasil bir cikmazin ve saplantinin icinde oldugunu gösteriyor.

Süheyl Batum evet bir bilim adamidir ve cok güclü bir hukukcudur.Süheyl Batum'un CHP'li olusu onun hukuk adina söylediklerini gecersizmi yapmalidir.Partili olmak baska bir kionudur objektif ve hukuka uygun olmak baska.Yani Süheyl Batum CHP'li diye söylediklerinin yanlismi olmasi gerekiyor yoksa CHP'li oldugu icin onun hukuk adina ortaya koydugu gercekleri ciddiye almamakmi gerekir.?Bu nasil bir yaklasimdir böyle anlasilmaz.

AB'nin bize yaptiklari ortada iken,AB'nin gercek yüzünü ortaya cikarip yaziyor ve iktidari bu yönde elestiriyor diye Prof.Erol Manisali yargisiz insafla tutuklandi.Yani simdi benim gözümde Burhan Kuzu ve Baskin Oranmi daha bir degerli olmalidir yoksa EROL MANISALI'mi?Eger Burhan Kuzu bilime ve prof.luguna saygili olsaydi AKP adina hukuksuzlugu savunamazdi.Ben bunu demek istiyorum.Yoksa bana ne isterse Burhan Kuzu veya onun gibi prof.lar siyasetin icinden hic cikmasin beni irgalamiyor.

 

Hukuk AKP'li proflar icin baska CHP'li prof'lar icin baska degildir.ergenekon senaryosu ile yargisiz infazla tutuklanan gazeteciler ve bilim adamlari hakkinda Bülent Arinc bile hukuksuzluktan bahsederken Burhan Kuzu'nun bir bilim adami olarak susmasi onun ne menem bir prof.oldugunu göstermeye yeterde artar bile.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anayasa mahkemesi AKP hakkinda bir karar verdi,hukuka aykiri davrandi CHP'li oldu,statükocu oldu.Anayasa mahkemesi anayasa paketine evet dedi hukuka göre davrandi,evrensel oldu.Nasil bir cifte standart.Anayasa mahkemesi henüz avuca düsmemismis.Kapatilmasi gereken AKP'nin lehinde oy kullanan BASKAN HASIM KILIC NEYIN HIZMETINI VERMEKTEDIR ACABA?

 

Sadece Sabih Kanadoglu'nu elestirmekle olmuyor,demek ki bizde hep iktidarin kucaginda olmayi seven coook hukukcu var.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Kürtlerin daglarda yasayanlar olduklarini iddia edenler Avrupali arastirmacilardir.Bunu Türklere yüklemek ise etigin ne kadar düstügünü gösterir.

 

Artik bunudami okuyacaktik sayin politika. 1980 sonrasi üniversitelerde profesörler Kürt'lerin Türk oldugunu isbatlama adina "bilimsel arastirmalar" yapip tezler üretip topluma sundular. bunun böyle oldugunu devlet erkani dahi kabul ederken siz gene sucu baskaisnin üzerine atıyorsunuz.

**

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne kadar yanlis bir argüman...!"SÜHEYL BATUM BILIM ADINAMI KONUSUYOR"tarzi bir soru aslinda Burhan Kuzu'yu savunanlarin nasil bir cikmazin ve saplantinin icinde oldugunu gösteriyor.

Süheyl Batum evet bir bilim adamidir ve cok güclü bir hukukcudur.Süheyl Batum'un CHP'li olusu onun hukuk adina söylediklerini gecersizmi yapmalidir.Partili olmak baska bir kionudur objektif ve hukuka uygun olmak baska.Yani Süheyl Batum CHP'li diye söylediklerinin yanlismi olmasi gerekiyor yoksa CHP'li oldugu icin onun hukuk adina ortaya koydugu gercekleri ciddiye almamakmi gerekir.?Bu nasil bir yaklasimdir böyle anlasilmaz.

AB'nin bize yaptiklari ortada iken,AB'nin gercek yüzünü ortaya cikarip yaziyor ve iktidari bu yönde elestiriyor diye Prof.Erol Manisali yargisiz insafla tutuklandi.Yani simdi benim gözümde Burhan Kuzu ve Baskin Oranmi daha bir degerli olmalidir yoksa EROL MANISALI'mi?Eger Burhan Kuzu bilime ve prof.luguna saygili olsaydi AKP adina hukuksuzlugu savunamazdi.Ben bunu demek istiyorum.Yoksa bana ne isterse Burhan Kuzu veya onun gibi prof.lar siyasetin icinden hic cikmasin beni irgalamiyor.

 

Hukuk AKP'li proflar icin baska CHP'li prof'lar icin baska degildir.ergenekon senaryosu ile yargisiz infazla tutuklanan gazeteciler ve bilim adamlari hakkinda Bülent Arinc bile hukuksuzluktan bahsederken Burhan Kuzu'nun bir bilim adami olarak susmasi onun ne menem bir prof.oldugunu göstermeye yeterde artar bile.

 

 

saygilarla

 

Benim meselem Burhan Kuzu mu iyi bilimadamıdır, Süheyl Batum mu meselesi değil Sayın politika.Bir bilimadamı bir siyasi partili sıfatı taşıyorssa, taşımaya başlamışsa bilimin yanında siyaset de yapıyor demektir, yapabilir de kimse de bir şey demez.Sayın Süheyl Batum'un söyledikleri taşıdığı siyasi kimlikten soyutlanıp algılanamaz, hangi partinin profösörü konuşursa konuşsun, partisi adına konuşuyor demektir, temsil ettiği bir ideoloji vardır yani yandaştır.

 

Benim profösörüm bilim adına konuşuyor seninki partizanlık yapıyor gibi komik tartışma baştan absürt, faydasız, sığ bir tartışma zaten.

 

Sayın Süheyl Batum bilim adına konuşuyor deyip ''Hayır'ını bilimsel göstermeye çalışmak, Süheyl Batum dışında Akp'li olmayan ''Evet''çi profosörleri bilimdışılıkla suçlamak partizanlıktırk daha önce de dediğim gibi.

 

Bu ülkede tek evrensel hukuğu doğru bilen, evrensel hukuk adına tek konuşmacı, sözü dikkate alınması gereken CHP'li Süheyl Batum mudur?Süheyl batum doğru, onun gibi düşünenler doğru, onun gibi düşünmeyenler profosörler bilim dışı, AKP yandaşı gibi bir mantığa fazla da söylenecek bir şey yok.

 

Ben Süheyl Batum'un siyasi kimliği olduğu için sözüne itibar edilmez gibi bir mantık çıkarmadım.Süheyl Batum'un bir bilim adamı olması onun temsilcisi olduğu bir siyasi partinin görecelilik değeri taşıdığı, bu görecelilikten de kendisinin nasibini aldığı gerçeğini yalanlamaz.

 

Ergenekon davasında ortaya çıkan hukuksuzluktan dem vuranlar, kendini hukuk savunucusu zannedenler daha tamamlanmamış bir davanın en başında kendi yargılarını ortaya koyup ''Bunlar vatanseverdir, bunlar şerefli insanlardır, bunlar darbeci olamaz...'' tarzında düşünceleri davaya karşı savunmanın da hukuki olmadığından işlerine gelmediği için haberleri yok galiba.Hem hukuğu savunacaksın, hem hukuk dışı davranacaksın sonra da senin söylediklerine herkes inanacak.

 

Ergenekon davasında her iki taraf da hukuğu kendi için savunmaktadır bu kadarını söyleyim.

 

Muhabbetle...

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne kadar yanlis bir argüman...!"SÜHEYL BATUM BILIM ADINAMI KONUSUYOR"tarzi bir soru aslinda Burhan Kuzu'yu savunanlarin nasil bir cikmazin ve saplantinin icinde oldugunu gösteriyor.

Süheyl Batum evet bir bilim adamidir ve cok güclü bir hukukcudur.Süheyl Batum'un CHP'li olusu onun hukuk adina söylediklerini gecersizmi yapmalidir.Partili olmak baska bir kionudur objektif ve hukuka uygun olmak baska.Yani Süheyl Batum CHP'li diye söylediklerinin yanlismi olmasi gerekiyor yoksa CHP'li oldugu icin onun hukuk adina ortaya koydugu gercekleri ciddiye almamakmi gerekir.?Bu nasil bir yaklasimdir böyle anlasilmaz.

AB'nin bize yaptiklari ortada iken,AB'nin gercek yüzünü ortaya cikarip yaziyor ve iktidari bu yönde elestiriyor diye Prof.Erol Manisali yargisiz insafla tutuklandi.Yani simdi benim gözümde Burhan Kuzu ve Baskin Oranmi daha bir degerli olmalidir yoksa EROL MANISALI'mi?Eger Burhan Kuzu bilime ve prof.luguna saygili olsaydi AKP adina hukuksuzlugu savunamazdi.Ben bunu demek istiyorum.Yoksa bana ne isterse Burhan Kuzu veya onun gibi prof.lar siyasetin icinden hic cikmasin beni irgalamiyor.

 

Hukuk AKP'li proflar icin baska CHP'li prof'lar icin baska degildir.ergenekon senaryosu ile yargisiz infazla tutuklanan gazeteciler ve bilim adamlari hakkinda Bülent Arinc bile hukuksuzluktan bahsederken Burhan Kuzu'nun bir bilim adami olarak susmasi onun ne menem bir prof.oldugunu göstermeye yeterde artar bile.

 

 

saygilarla

 

Benim meselem Burhan Kuzu mu iyi bilimadamıdır, Süheyl Batum mu meselesi değil Sayın politika.Bir bilimadamı bir siyasi partili sıfatı taşıyorssa, taşımaya başlamışsa bilimin yanında siyaset de yapıyor demektir, yapabilir de kimse de bir şey demez.Sayın Süheyl Batum'un söyledikleri taşıdığı siyasi kimlikten soyutlanıp algılanamaz, hangi partinin profösörü konuşursa konuşsun, partisi adına konuşuyor demektir, temsil ettiği bir ideoloji vardır yani yandaştır.

 

Benim profösörüm bilim adına konuşuyor seninki partizanlık yapıyor gibi komik tartışma baştan absürt, faydasız, sığ bir tartışma zaten.

 

Sayın Süheyl Batum bilim adına konuşuyor deyip ''Hayır'ını bilimsel göstermeye çalışmak, Süheyl Batum dışında Akp'li olmayan ''Evet''çi profosörleri bilimdışılıkla suçlamak partizanlıktırk daha önce de dediğim gibi.

 

Bu ülkede tek evrensel hukuğu doğru bilen, evrensel hukuk adına tek konuşmacı, sözü dikkate alınması gereken CHP'li Süheyl Batum mudur?Süheyl batum doğru, onun gibi düşünenler doğru, onun gibi düşünmeyenler profosörler bilim dışı, AKP yandaşı gibi bir mantığa fazla da söylenecek bir şey yok.

 

Ben Süheyl Batum'un siyasi kimliği olduğu için sözüne itibar edilmez gibi bir mantık çıkarmadım.Süheyl Batum'un bir bilim adamı olması onun temsilcisi olduğu bir siyasi partinin görecelilik değeri taşıdığı, bu görecelilikten de kendisinin nasibini aldığı gerçeğini yalanlamaz.

 

Ergenekon davasında ortaya çıkan hukuksuzluktan dem vuranlar, kendini hukuk savunucusu zannedenler daha tamamlanmamış bir davanın en başında kendi yargılarını ortaya koyup ''Bunlar vatanseverdir, bunlar şerefli insanlardır, bunlar darbeci olamaz...'' tarzında düşünceleri davaya karşı savunmanın da hukuki olmadığından işlerine gelmediği için haberleri yok galiba.Hem hukuğu savunacaksın, hem hukuk dışı davranacaksın sonra da senin söylediklerine herkes inanacak.

 

Ergenekon davasında her iki taraf da hukuğu kendi için savunmaktadır bu kadarını söyleyim.

 

Muhabbetle...

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AKP'li olmayan evetci prof.lar diye ne kadar yanlis bir yaklasim sergileniyor.Hem evetci ama hemde AKP'li degil.Gülelimmi aglayalim mi.CHP'ye MHP'YE oy vermeyen birisi ya AKP'lidir ya da CHP ve MHP'ye karsidir,bunun baska izah tarzi varmi.Eger tarafsiz ise ne AKP'ye ne de digerlerine oy vermez.Bu kadar basit bu is.Eger bir prof.evetci ise bunjun anlami o prof.AKP'nin argümanlarini dogru bulmaktadir.Ama benim bir seyi dogru bulmam o seyin dogru olmasi anlaminami gelir tabii ki hayir.

 

Bilimsel yönden bir sorunu incelerken,o sorunun ne kadar hukuki oldugu yapilmak istenenin ne kadar demokratik oldugu incelenir.Ne dedik hukuk CHP icinde AKP icinde ayni hukuktur.Eger bir kukuk kurulunda devleti yöneten iktidarin adalet bakani dogal baskan Yani oluyorsa ve bu yanlislikta israr ediliyorsa bu yaklasim hukuk disindan cok demokratik degildir.YANI IKTIDAR TARAFSIZ OLMASI GEREKEN BIR KURUMDA BASKANLIK YAPIYORSA BU KURUM TARAFSIZ OLAMAZ.Simdi bunu söylemek bilimsel olarak bir sorunun dogrusunu ortaya koymak demektir.Simdi bunun karsisinda Hayir efendim adalet bakaninin HSYK'da baskan olmasi hukuka aykiri degildir demokrasi icabidir diyenleri ben nasil ciddiye alabilirim.Iktidar kendi savcisini,hakimin atamak icin o kuruma el koymustur.Hani yargi bagimsizligi isteniyordu ne oldu?

 

Süheyl Batum tabiiki CHP adina konusuyor bunun aksini iddia eden zaten yok.Bende diyorum ki hukuk kurallari demokrasi kurallari eger herkes icin ayni olmaliysa o zaman hukukta,demokrasi kurallarinda gecerli olani söylemek Süheyl Batum'u tarafli mi yapmaktadir.Yoksa kural disimi konusmalidir Süheyl Batum CHP adina konusmamis olmasi icin?

 

 

SAYGILARLA

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benim meselem Burhan Kuzu mu iyi bilimadamıdır, Süheyl Batum mu meselesi değil Sayın politika.Bir bilimadamı bir siyasi partili sıfatı taşıyorssa, taşımaya başlamışsa bilimin yanında siyaset de yapıyor demektir, yapabilir de kimse de bir şey demez.Sayın Süheyl Batum'un söyledikleri taşıdığı siyasi kimlikten soyutlanıp algılanamaz, hangi partinin profösörü konuşursa konuşsun, partisi adına konuşuyor demektir, temsil ettiği bir ideoloji vardır yani yandaştır.

 

 

Süheyl Batum siyasete gireli üç, beş ay oldu ideolojik davranıyor. Peki bakan ideolojik davranmıyor mu, ideolojik davranan bu bakan adaleti sağlayacak bir kuruma başkanlık edebilir mi? Bu bakanın partisiyle veya partilileri ile ilgili bir dava geldiğinde bu kuruldan objektif bir karar çıkar mı? Yasama, yürütme ve yargı aynı derecede önemli olarak görülüyor. Bana göre yargı en önemli kurumdur çünki yasama ve yürütme dahil tüm kurumları yargı denetlemesi gerekir. Adalet, mülkün temeliyse adalet dağıtan kurum olan yargı devletin temelidir.

 

saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AKP'li olmayan evetci prof.lar diye ne kadar yanlis bir yaklasim sergileniyor.Hem evetci ama hemde AKP'li degil.Gülelimmi aglayalim mi.CHP'ye MHP'YE oy vermeyen birisi ya AKP'lidir ya da CHP ve MHP'ye karsidir,bunun baska izah tarzi varmi.Eger tarafsiz ise ne AKP'ye ne de digerlerine oy vermez.Bu kadar basit bu is.Eger bir prof.evetci ise bunjun anlami o prof.AKP'nin argümanlarini dogru bulmaktadir.Ama benim bir seyi dogru bulmam o seyin dogru olmasi anlaminami gelir tabii ki hayir.

 

Bilimsel yönden bir sorunu incelerken,o sorunun ne kadar hukuki oldugu yapilmak istenenin ne kadar demokratik oldugu incelenir.Ne dedik hukuk CHP icinde AKP icinde ayni hukuktur.Eger bir kukuk kurulunda devleti yöneten iktidarin adalet bakani dogal baskan Yani oluyorsa ve bu yanlislikta israr ediliyorsa bu yaklasim hukuk disindan cok demokratik degildir.YANI IKTIDAR TARAFSIZ OLMASI GEREKEN BIR KURUMDA BASKANLIK YAPIYORSA BU KURUM TARAFSIZ OLAMAZ.Simdi bunu söylemek bilimsel olarak bir sorunun dogrusunu ortaya koymak demektir.Simdi bunun karsisinda Hayir efendim adalet bakaninin HSYK'da baskan olmasi hukuka aykiri degildir demokrasi icabidir diyenleri ben nasil ciddiye alabilirim.Iktidar kendi savcisini,hakimin atamak icin o kuruma el koymustur.Hani yargi bagimsizligi isteniyordu ne oldu?

 

Süheyl Batum tabiiki CHP adina konusuyor bunun aksini iddia eden zaten yok.Bende diyorum ki hukuk kurallari demokrasi kurallari eger herkes icin ayni olmaliysa o zaman hukukta,demokrasi kurallarinda gecerli olani söylemek Süheyl Batum'u tarafli mi yapmaktadir.Yoksa kural disimi konusmalidir Süheyl Batum CHP adina konusmamis olmasi icin?

 

 

SAYGILARLA

 

Sayın politika refarandumla, genel seçim kavramlarını karıştıryorsunuz.Yaklaşımınıza göre her evetçi -bu prfosörler de olabilir- kesin AKP'lidir mantığının doğruluk payı sizin inancınızla alakalıdır.Bu mantıktan hareket edersek 2007 yılında AKP'nin getirdiği Cumhurbaşkanı seçimi yasa değişikliği %71'le evet oyu almıştır, dolayısıyla AKP oylarını %71'e yükseltmiştir, oy verenlerin hepsi de profösörler de dahil AKP'lidir, mantığı gerçekliği olan, kabul edilebilir bir yaklaşım değildir.

 

Bu pakete gelirsek yarın refarandum da evet %60 çıksa AKP'nin oyları %60 mı oldu diyeceğiz sizin mantığınıza göre.Bunun doğruluğunun dayanağı nedir?Bu oy oranının içinde profösörler de vardır.Şimdi biz pakete evet diyen bütün profösörlerin AKP'li olduğunu, genel seçimde de AKP'ye oy vereceğini hangi mesnetle söyleyebiliriz?

 

 

Avrupa Ülkelerinde Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yapısı

 

AVRUPA ÜLKELERİNDE ANAYASA MAHKEMELERİ,

 

ALMANYA: 16 üyenin 8'ini Federal Meclis, 8'ini Federal Konsey seçiyor.

 

AVUSTURYA: 14 üyenin 6'sını Federal Hükümet ve 3'ünü Ulusal Konsey ve 3'ünü de Federal Konsey belirliyor.

 

BELÇİKA: 12 üye Temsilciler Meclisi ve Senato tarafından seçiliyor...

 

FRANSA: 9 üyeyi seçme yetkisi Devlet Başkanı, Meclis Başkanı ve Senato Başkanı'na ait...

 

İSPANYA: 12 üye var. Kongre 4, Senato 4, Hükümet 2 ve Yargı Genel Kurulu 2 üye seçiyor.

 

İTALYA: 15 üyenin 5'i Parlamento, 5'i Devlet Başkanı, 3'ü Temyiz Mahkemeleri 1'i Danıştay ve 1'i de Sayıştay tarafından belirleniyor.

 

MACARİSTAN: 11 üyeyi Parlamentonun hukuk, idari ve yargı komiteleri seçiyor.

 

POLONYA: 15 üyenin tamamını seçme yetkisi Parlamento'ya ait.

 

PORTEKİZ: 13 üye var. 10 üyeyi Meclis Genel Kurulu belirliyor. 3 üye ise Anayasa Mehkemesi tarafından seçiliyor.

 

ROMANYA: 9 üyeden 3'ü Bakanlar kurulu, 3'ü Senato ve 3'ü de Devlet Başkanı tarafından belirleniyor...

 

AVRUPA ÜLKELERİNDE HSYK YAPISI

 

FRANSA: Kurulun başkanlığını Cumhurbaşkanı başkan yardımcılığını ise Adalet Bakanı yapıyor... 18 üye var. 6 hakim ve 6 savcı meslektaşları tarafından seçiliyor. Danıştay Genel Kurulu 1 üye veriyor. Cumhurbaşkanı, Senato Başkanı ve Meclis Başkanı'nın da birer üye seçme hakkı var.

 

İTALYA: 27 üyeli kurulun başkanı Cumhurbaşkanı... Yargıtay Başkanı ve Yargıtay Başsavcısı doğal üye. 16 hakim ve savcı meslektaşları arasından seçiliyor. Yüksek Yargı'dan 2, ilk derece mahkemelerden ise 14 üye kurulda yer alıyor. 8 üyeyi belirleme yetkisi ise Parlamento'nun...

 

PORTEKİZ: 17 üye var. 2'si istinaf, 4'ü ilk derece mahkemelerden seçiliyor... 2 üyeyi Devlet Başkanı, 7 üyeyi de Parlamento belirliyor.

 

POLONYA: 25 üyeli kurulda Adalet Bakanı doğal üye olarak görev yapıyor. 15 hakim ve savcı meslektaşları tarafından seçiliyor. Parlamento üyeleri arasından 4, Senato üyeleri arasından 2 üye kurulda görev yapıyor. 1 üyeyi seçme yetkisi ise Cumhurbaşkanı'na ait.

 

HOLLANDA: 5 üye var. Tüm üyeler Adalet Bakanı'nın önerisi üzerine Kral tarafından atanıyor.

 

İSVEÇ: 11 üyeli kurulun tüm üyeleri Hükümet tarafından atanıyor.

 

DANİMARKA: Hakimlik mesleğine mensup üyeler dahil, kurulun tüm üyelerini belirleme yetkisi Hükümet'e ait.

 

 

Yukarda alıntı yaptığım tabloya eger bakarsanız Adalet bakanının veya hükümetin bu yapıda evrensel hukuk gereğiyse gücünün, yetkisinin çok az olması gerekiyor.Tabloya bakıp yorumu siz yapın, adalet bakanının ve hükümetin yargı yapılanmasındaki gücünün şimdi önümüzdeki paketle karşılaştırdığımızda nasıl bir çelişki oluşuyorsa buyrun gösterin, evrensel hukuk ne diyormuş, hangi ülkenin yargı yapılanamsı evrensel hukuğu temsil ediyormuş söyleyin?

 

Önümüzdeki paketi hangi ülkenin evrensel yargı yapılanmasıyla karşılaştırıp kıyasladığınızda evrensel hukuğa aykırı görüyorsunuz?Kesinlikle şu evrensel hukuğa aykırıdır, tartışmasız, dediğiniz durumu gerekçesiyle söyleyin biz de bilelim.

 

Daha önce de dedim evrensel hukuğa aşikar aykırı bulunsaydı Anayasa mahkememiz- şu an bağımsız ya, hukuki kararlar veriyor ya-herhalde sizin gibi düşünür bu şekil bir değişiklik işte evrensel hukuğun şu maddesine aykırıdır der, iptal ederdi,etti mi?Peki siz hangi gerekçeyle getirilecek yapının, tamamıyla hukuk dışı, demokrasi dışı olduğunu savunuyor, hayır diyen hukukçuları hukuk çerçevesinde görüyor, hayır diyen bilimadamlarını AKP yandaşı olmakla suçluyorsunuz?

 

Sayın Süheyl Batum bilimsel konuşuyor, hayırı bilimseldir, evet diyen profösörler bilim dışı konuşuyor, siyasi yandaşlık yapıyor düşüncenizin sizin düşünceniz olmadığını hukuki bilimsel bir kaynak göstererek çürütün.

 

Hayır denirse hukuki, bilimsel oluyor; evet denirse hukuk dışı, bilim dışı oluyor neye göre?

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Süheyl Batum siyasete gireli üç, beş ay oldu ideolojik davranıyor. Peki bakan ideolojik davranmıyor mu, ideolojik davranan bu bakan adaleti sağlayacak bir kuruma başkanlık edebilir mi? Bu bakanın partisiyle veya partilileri ile ilgili bir dava geldiğinde bu kuruldan objektif bir karar çıkar mı? Yasama, yürütme ve yargı aynı derecede önemli olarak görülüyor. Bana göre yargı en önemli kurumdur çünki yasama ve yürütme dahil tüm kurumları yargı denetlemesi gerekir. Adalet, mülkün temeliyse adalet dağıtan kurum olan yargı devletin temelidir.

 

saygılar...

 

Ben AKP'nin önümüzde duran paketi dışında, yargıyı bugünkü tartışılır yapısından uzaklaştıracak, yürütmenin bu yapıyı yönetmesini engelleyecek bunun yanında yargıçlar oligarşisinin de önünü kesecek bir yapı oluşturmak için gözle görülür,elle tutulur bir önerisi olan bir parti görmedim, belki ben duymadım, görmedim, siz şu parti mevcut yapı hakkında şunu düşünüyor, bu sorunları şu şekilde çözmek için önerisi şu şeklinde bir bilginiz varsa, bilgilenmek için merakla bekliyorum.

 

Mevcut yapı sizce demokratik mi, sorunsuz çalışıyor mu, demokratik değil, sorunsuz çalışmıyor diyorsanız, hangi ülkenin uygulamasını önerirsiniz ya da sizce nasıl olmalı bu yapı?

 

Muhabbetle...

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Süheyl Batum siyasete gireli üç, beş ay oldu ideolojik davranıyor. Peki bakan ideolojik davranmıyor mu, ideolojik davranan bu bakan adaleti sağlayacak bir kuruma başkanlık edebilir mi? Bu bakanın partisiyle veya partilileri ile ilgili bir dava geldiğinde bu kuruldan objektif bir karar çıkar mı? Yasama, yürütme ve yargı aynı derecede önemli olarak görülüyor. Bana göre yargı en önemli kurumdur çünki yasama ve yürütme dahil tüm kurumları yargı denetlemesi gerekir. Adalet, mülkün temeliyse adalet dağıtan kurum olan yargı devletin temelidir.

 

saygılar...

 

Ben AKP'nin önümüzde duran paketi dışında, yargıyı bugünkü tartışılır yapısından uzaklaştıracak, yürütmenin bu yapıyı yönetmesini engelleyecek bunun yanında yargıçlar oligarşisinin de önünü kesecek bir yapı oluşturmak için gözle görülür,elle tutulur bir önerisi olan bir parti görmedim, belki ben duymadım, görmedim, siz şu parti mevcut yapı hakkında şunu düşünüyor, bu sorunları şu şekilde çözmek için önerisi şu şeklinde bir bilginiz varsa, bilgilenmek için merakla bekliyorum.

 

Mevcut yapı sizce demokratik mi, sorunsuz çalışıyor mu, demokratik değil, sorunsuz çalışmıyor diyorsanız, hangi ülkenin uygulamasını önerirsiniz ya da sizce nasıl olmalı bu yapı?

 

Muhabbetle...

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Örnek verilen ülkelerin hiç birinde HSYK üyeleri meclis salt çoğunluğu ile seçilmemektedir. 1/3 civarı çoğunluk oyu ile seçilmektedir. Süheyl Batum açık oturumda bu oranları her ülke için tek tek örnekledi.

 

Yani bu ülkelerde HSYK iktidarın güdümüne verilip emrine sokulmamakta, tam tersine yasamanın uzlaşısı ile seçilmektedir. Pakette ise zaten yasama yürütmenin güdümünde iken, bir kişinin iradesiyle, emirle kalkan ellerle yasalar yapılırken, şimdi bu yetmez, yargı da bir kişinin emrine girsin istenmektedir.

 

Mevcut durumda yanlış olan adalet bakanı ve müsteşarının HSYK üyesi olmalarıdır, demokratik bir anayasada bunların HSYK dan tamamen çıkarılması gerekir. Ayrıca pakette yargıç ve savcılar hakkında soruşturma açma izni verme yetkisi adalet bakanına verilmektedir, bu da bir geriye gidiştir. HSYK toplanıp derhal oy çokluğu ile soruşturma açabilmeli, bunun bakanla, müsteşarıyla bir ilgisi olmamalıdır. Yoksa adalet hızlanmaz, iktidar güdümünde yanlı işleyen bir tek tarafı keser, öbür ağzı kör bir kılıç olur. Habire patatesleri doğrar, soğanlara hiç dokunmaz.

 

Bu işler insanlara şaka gibi geliyor ama, "dedeler seçiyor" "konsomatrisler" ile başlayan ayrımcılık ve hakaretlerin, eğer ciğerin kediye emanet edilmesine evet denirse, nereye varacağını kimse kestiremez. Vardığında da çok büyük yaralar açılmış olur, telafisi çok zor olur. Toplum büyük yaralar alır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gönül isterdi ki yargıyla ilgili bu meselede bütün partiler, siyaset üstü, evrensel hukuk zemininde, kendi çıkarlarını düşünmeden, samimice, ülkemizin geleceği için bir araya gelebilselerdi, ortak akıl üretebilselerdi de hiçkimse de kuşku kalmadan bu konuyu tartışıyor olsaydık, olmadı, olmuyor.Fikirlerimiz, birbirimize olan güvensizliğimiz o dereceki kimse kimseye inanmıyor, herkes karşısındaki için zihninin arka yerinde başka bir planı var, dediği başka, yapacağı başka gözüyle bakıyor.Bu çarpık algının oluşması bugünkü mesele değil.Öteden gelen bir hal, güvensizlik.Zihinlerde aşikar bir ayrışma var, yeni değil, her meselede bu gün yüzüne çıkıyor, her fikir grubu sadece kendinin savunduğu değerlerin ülkemize hakim olmasını istiyor, karşı tarafı alt etmeye çalışıyor.

 

Bu yapı tabandan tavana kadar böyle.Bizi ne bir araya getirecek onu bilmiyorum.Ülkemizin refaha, huzura ulaşması için seçtiğimiz yollar farklı olabilir;ama farklı değer gruplarının birbirine düşmanlık temelinde hissiyat beslemesi, mücadelesini savaş meydanındaymış gibi, siyaset meydanında yapması akla zarar, çok düşündürücü ve vahim bir hal.

 

İşin özü buyken kim ne yapmaya çalışırsa çalışsın kimse kimseyi yine samimi bulmayacak, yapılacak olanı kendine karşı yapılıyormuş gibi algılayacak.

 

Kim düzeltecek bu durumu bir parti mi, partili olmayan biri mi, sihirli bir değnek mi?

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gönül isterdi ki yargıyla ilgili bu meselede bütün partiler, siyaset üstü, evrensel hukuk zemininde, kendi çıkarlarını düşünmeden, samimice, ülkemizin geleceği için bir araya gelebilselerdi, ortak akıl üretebilselerdi de hiçkimse de kuşku kalmadan bu konuyu tartışıyor olsaydık, olmadı, olmuyor.Fikirlerimizin keskinliği, birbirimize olan güvensizliğimiz o dereceki kimse kimseye inanmıyor, herkes karşısındaki için zihninin arka yerinde başka bir planı var, dediği başka, yapacağı başka gözüyle bakıyor.Bu çarpık algının oluşması bugünkü mesele değil.Öteden gelen bir hal, güvensizlik.Zihinlerde aşikar bir ayrışma var, yeni değil, her meselede bu gün yüzüne çıkıyor, her fikir grubu sadece kendinin savunduğu değerlerin ülkemize hakim olmasını istiyor, karşı tarafı alt etmeye çalışıyor.

 

Bu yapı tabandan tavana kadar böyle.Bizi ne bir araya getirecek onu bilmiyorum.Ülkemizin refaha, huzura ulaşması için seçtiğimiz yollar farklı olabilir;ama farklı değer gruplarının birbirine düşmanlık temelinde hissiyat beslemesi, mücadelesini savaş meydanındaymış gibi, siyaset meydanında yapması akla zarar, çok düşündürücü ve vahim bir hal.

 

İşin özü buyken kim ne yapmaya çalışırsa çalışsın kimse kimseyi yine samimi bulmayacak, yapılacak olanı kendine karşı yapılıyormuş gibi algılayacak.

 

Kim düzeltecek bu durumu bir parti mi, partili olmayan biri mi, sihirli bir değnek mi?

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

halk oylamasina sunulan anayasadaki degisiklikler evrensel anlamda demokratik bir anayasa icin cok az. Bence 12 eylül anayasasi kökten silinip yeniden 21.y.y. yakisir, özgürlükcü, estlik ilkelerine deger veren demokratik bir anayasa icra edilmeli. Ama ülkemizde tabiiki böyle bir anayasanin gelmesinden rahatsiz olan büyük bir kesim var. Onlar 12 Eylülcüler, statükocular ve mevcut anayasadan rant saglayan cevreler. Bunlarin sayisida azimsanamayacak kadar fazla oldugu icin atilan her adima karsi direniyorlar.

Muhalefetin meydanlarda halka verdigi mesajlara baktigimiz zaman bunu cok acik ve net görüyoruz. Oylamaya sunulan anayasa degisikligi iszizligi cözmüyor, findik üreticisine cevap vermiyor diyorlar. Simdi bu argümani akli selim kim ciddiye alirki? Issizlik veya findik fiyatlari anayasalrla cözülmezki. Hükümeti bu kunuda elestirebilirler ve issizlige, findik üreticilerine verilmesi gereken destegi isteyebilirler, bunda da hakli olurlar. Ama anayasa ile alakasi yok. Muhalefet muhalefet degil. Birisinin genel baskani gizli kamara sakasiy sonucu koltuga oturdu, ama kamera sakasi öncesi genelbaskanina karsi el pence duruyordu. Digerine bakiyorsun genelbaskanlik secimlerinde karsi adaylari daha ilk bastan linc ederek saf disi birakan bir politikayla koltuguna yapismis. Kendi beceremedigini, mesela Apo'nun asilmasini, inkar edip baskalarina akil veren ve hatta dahada ileri giderek meydanlarda Apo'yu asin diye ip atiyor. Asilmasi gerekiyorsa kendin neden asmadin kardesim. Muhalefetin demokratik bir anayasa icin caba harcadiklarina inanmiyorum cünki, bir alternatif sunmuyorlar. Yaptiklari her zamanki gibi vatandasin önünen korku sunmak, yok bölünecegou. yok satilacagiz,...... Korku ile kimse yönetemez, ikti´darada gelemez. Vatandaslara cözüm sunacaksin. Demokratik anayasa icin ne sunuyorsun, ülkenin sosoyal problemleri icin hangi cözüm önerilerin var, iszizlik, terör, faili mechuller, Kürt sorunu, etnik kökenlilerimizin sorunlari, .... icuin nasil bir cözüm öneriniz var? halka korku salacaginiza cözüm önerilerinizle gelin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

anayasa mahkemelerinde halkın temsilcilerinin olması olmazsa olmaz bişiydir yalnız anayasa mahkemesinin tümü iktidar tarafından belirlenmesi doğru değildir bu iktidara gelenlerin diktatörlüğüne yol açabilir ama maksimum yüzde ellisini parlemento seçebilir bu sayede mahkemede halkın temsilcisi olması sağlandığı gibi yüzde elliylede parlementonun çoğunluğunun mahkemde üstünlük kurması engellenir şayet yüzde elliden fazlası parlementonun çoğunluğu tarafından seçilirse ozaman çoğunluk mahkemede diktatörlük kurabilir.

anayasa mahkesinde milletin temsilcisinin olması zorunluluğunun nedeni hakimlerin milletin görüşünü almalarını sağlamaktır çünkü hakimler millete hizmet etmek için vardır milletin düşüncesinin kale alınmadığı bir mahkeme doğru olmaz ama muhafezakarlıkla türk toplumunun değer yargılarını ve dini savunan bir partinin demokrasiden ve insan haklarından bahsederek böyle bir atılım yapması doğru değildir çünkü türklerin değer yargıları kültürü insan haklarına ve hoşgörüye zıttır çünkü türkler kadınları ikinci sınıf insan olarak gören her yetişkinin cinsel istediğiyle başkalarına zorla tecevüz etmeden gönül rızasıyla cinsel ilişki kurama hakkı olduğu halde cinsel ilişkiye giren kızı öldüren aşşalıyan fahişeliği kötüleyen aşşalayan bir toplumuz ama fahişe kimseye tecavüz etmeden emeğiyle parasını kazanmaktadır ve devletede vergisini veriyorsa sorumluluğunu yerine getiriyor dürüt bir şekilde çalışıyor demektir ama bizim toplumumuz fahişeliği kötü ve linç edilmesi gereken bişiy gözüyle bakmaktadır bu toplumun bu yanlış değerlerini savunan bir partinin insan hakkından ve özgürlüklerden bahsetmesi saçmalıktır derin dünya devleti toplumu bu insan haklartına aykırı dini ve kültürel değerleri aşılamaya çalışmaktadır

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yetmez ama evet diyenler tamamen Akp'nin kuyrukçularıdırlar,Akp kendisi sıkışınca ancak kendi lehine olabilecek değişiklikler için elini taşın altına koymaktadır,Türkiye Halkının kanayan yaralarını sarmak,onlara çözüm bulmak adına dah ileri adımlar atabilecekken sadece günü kurtarıcı adımlarla halka şirin görünme derdindedir,Akp bu Kafa yapısıyla devam ederse sonu Anap,Dyp,Dsp'den farklı olmaz,Bu halk kendine müslümanları daha fazla sırtında taşımak istemez,daha dün,hakkari'de,ayın 20'sine kadar devam eden bir ateşkese rağmen yapılan operasyonda 9 Kürt genci hayatını kaybetti,şimdi sormak istiyorum,hergün Tvlere çıkıp ateşkes isteyen Stk yöneticilerine,ayın 20'sine kadar devlet-Hükmet,adım atmazsa ateşkes talep etmeye yüzünüz olacak mı?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Iktidardan yana olanlar kime satasir?Tabii ki muhalafete.Simdi bunun örnegini görüyoruz.Kimlerin AKP dostu kimlerin muhalefet karsiti oldugu bu forumda acik secik ortaya konuyor.

 

"Bu anayasa paketi yeterli degil"sanki yepyeni bir sey kesfedilmis gibi.

Bu anayasa paketinin yeterli olmadigi bir yana aslinda hicbirsey olmadigi,yargiya karsi yargiyi avucuna almak icin iktidarin hazirladigi bir paket oldugunu günlerdir Türkiye'de yeterince anlatildi.Neymis efendim yeni bir anayasa yapilmaliymis.Evet buna kimsenin itirazi yok.Peki bu yeni anaysa nasil olacak?Kim hazirlayacak bu yeni anayasayi?Parlamento yani iktidar ve muhalefet,STK,Üniversiteler,sendikalar vs.Simdi eger bu anayasanin hazirlanmasinda muhalefette söz sahibi olacaksa ki olacak.O zaman bu anayasa yine iyi bir anayasa olmayacak.Neden mi?Cünkü birtakim muhalefet karsitlari muhalefetin önerilerini inandirici bulmuyor.O zaman demek ki anayasa muhalefetsiz yapilmali.Yani sadece iktidar yapmali bu yeni anayasayi...!

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yetmez ama evet diyenler tamamen Akp'nin kuyrukçularıdırlar,Akp kendisi sıkışınca ancak kendi lehine olabilecek değişiklikler için elini taşın altına koymaktadır,Türkiye Halkının kanayan yaralarını sarmak,onlara çözüm bulmak adına dah ileri adımlar atabilecekken sadece günü kurtarıcı adımlarla halka şirin görünme derdindedir,Akp bu Kafa yapısıyla devam ederse sonu Anap,Dyp,Dsp'den farklı olmaz,Bu halk kendine müslümanları daha fazla sırtında taşımak istemez,daha dün,hakkari'de,ayın 20'sine kadar devam eden bir ateşkese rağmen yapılan operasyonda 9 Kürt genci hayatını kaybetti,şimdi sormak istiyorum,hergün Tvlere çıkıp ateşkes isteyen Stk yöneticilerine,ayın 20'sine kadar devlet-Hükmet,adım atmazsa ateşkes talep etmeye yüzünüz olacak mı?

ben evet diyeceğim ama akpli değilim ve yukardada bahsetiğim gibi bu pertinin insan haklarına aykırı olduğunu düşünüyorum ama burds ysptıkları gerçekten güzel şeyler partinin zihniyeti yanlış ama yaptığı doğru.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Verilen cevaplardan ne evetcilerin ne de hayircilarin gercek anlamda bir demokratik anayasa istemedigo acik ve net olarak anlasiliyor. Adamlar anayasa tarttismasini dahi ya AKP'li olursun ya da digerlerinden , yani CHP veya MHP. Su mantiga bakin ve artik düsünün derim. Kardesim bu ülkede AKP; CHP; MHP ve benzerleri disinda hicmi abska akimlar yok? Neden insanlari bu iki kutupun icerisinde olmaya zorluyorsunuz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:) Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Dinci-Kürtçü ittifakının evet çıksa diye içi içini yiyor. Boykot moykot hikaye de...

 

Bu ittifakın çok ciddi bir sancısı var. Bunların asıl temel güç aldıkları dinamo, dogmatizm. Dini dogmalar olmasın bunlar püff, yok hükmündedirler. İşte buna asla sırtlarını dönemiyorlar. Dini dogmalarla sarmalanmış kesimi kesinlikle rahatsız etmemeleri, uyandırmamaları gerek. İşte bundan çelişkiye düşüyorlar. Çünkü dini dogmatik kesim bölünmeye kesinlikle karşı. Onların olumlu bir yanı, akıllarından bölünmeyi geçiremezsiniz. Tabii her şeyin olumsuz olduğu gibi olumlu yanları vardır. Dogmatizm de öyle. Üstelik PKK nın allahsız bir örgüt olarak kabul edildiğini (üstelik zaten de öyle olduğunu, ben kimsenin inancına karışmam ama, görünen köy de kılavuz istemiyor) biliyoruz.

 

O yüzden AKP nin asıl tabanını oluşturan bu dini dogmatikleri kesinlikle uyandırmamak, rahatsız etmemek gerekiyor. Hatta BDP bile dogmatizme sıklıkla başvurup sığınma gereğini duyuyor. Bundan çıkamazlar, yolu yok çünkü. Desteklerinin tamamına yakını buradan geliyor. Öyle bir kaç tane hâla kalabilmiş eski paslı tüfek marksist devrimci militanla filan bu işin olmayacağını tabii ki biliyorlar. Dogmatikleri ürkütmeyecek, küstürmeyeceksin. Temel kural bu. Çünkü oy deposu orası! Bu yüzden Kürtçü taban ile dinci taban arasında gidecek-gelecek oyların hesabını çok hassas yapmak zorundalar. Ama bilinçli olan taraf etnik bölücüler. Onlar bilirler boykot gösterip evet vereceklerini. Kandırılacak kesim dinci dogmatikler. Boykot yutturmacasının ortaya atılmasının nedeni bu. Boykotun düzmece bir çağrı olduğunu etnik bölücüler gayet iyi bilir. Bununla uyutulacak olan, dinci dogmatikler!

 

Bu boykot moykot sözümona ayak oyunlarının tek ve yegane, biricik nedeni bu! Dinciliğin Kürtçülükle ittifak ettiğini artık sağır ve embesil bilumum sultanlar bile duymuş ve anlamış olsa da, dogmatiklerin beyinlerini safsatalarından kurtarmakta hiç başarılı olmadıkları biliniyor. Aman aheste çekin kürekleri, mehtap uyanmasın! Bunlara bir afyon ver, bulandırma denizi, uyandırma kerizi.

 

İşte o afyon, sözümona, sahte boykottur. Yoksa bölücülerin evet oylarının akacağını sağır ve de embesil tüm sultanlar bile adı gibi biliyor...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu ülke, bu halk, bu siyaset daha çooook cırmalar... Dogmalar toplumda bu kadar kesin bir egemenlik sürerken, her ne iş yapacak birisi olursa olsun, "aman dogmatikleri küstürmeyeyim, aman dindarları ürkütmeyeyim, aman dogmalara laf etmeyeyim, aman aman attığım taş ürküttüğüm kurbağaya değsin!" hesapları yapmak zorunda oldukça...

 

Evet de çıkar, faşist otokratik numaralı cumhuriyet de gelir, bırak yahu, saltanat gelirse kimse şaşmasın, ülke de bölünür, her bir şey olur.

 

Bütün iş toplumu kıskacına almış, beyinleri, vicdanları, insan beyninin üretebildiği her ne varsa hepsini zincirlere vurmuş olan dogmatizmde! Gerisi boş...

 

Bakın ben biliyorum ne yapsan, kendini yırtsan dogmatiklerin uyanmayacağını, ama tek tük boykot çağrısını gerçek sanan etnikçi varsa anca onları uyandıracağımı. Yani bu söylediklerimin ancak "evet" oylarının artmasına yarayacağını, bir tane dogmatiği hayır vermeye yöneltmeyeceğini... Adım gibi de biliyorum, çünkü dogmatizmi çok iyi tanıyorum. Yine de söylemem, gerçeği söylemeden duramadığımdan...

 

Ben sadece "gerçek" e aşığım. Bir gerçek kırıntısına ulaşabilmek, dünyalar değer benim için... Ormanda çikolata eve kapatılıp esir olarak en iyi şekilde beslenmektense, korkunç kara büyücüden kaçmayı, özgür olmayı yeğleyen Hans ile Gratel gibi, kuşlar hepsini yemiş bile olsa ekmek kırıntılarını arar gibi, gerçeğin en küçük kırıntısını aramak benim işim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.