Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Hıristiyanlık-Yahudilik ve Katliamlar


emintürk

Önerilen İletiler

sevgili dayı sevgiden bahsetmişsin ama,

buradaki başlık dinler ve katliamlar üzerine.

burada dinler daha tamam olamamış.

sevgiden bahsetmek için erken henüz ne dersin ?

 

hoş, daha katliamların öçleri falan alınacak,

sahi , sevgiyi öne çıkaran hangi dindi ?

 

Sevgiye önem veren din, en yakınlarda hıristiyanlık gibi gözükse de, bu konuda en yukarıda yazılanlara bakın. Ben okumadım ama konunun adından belli onların da ne haltlar yedikleri.

 

Sevgiye ait ilk kanıtlar üst paleolitik döneme ait, mezarlardan ve kemikleri kırılanın tedavi edilip toplumun işine yaramadığı halde, bakılmış, yardım edilmiş, ömrünün sonuna dek yaşatılmış insanların fosillerinde buluyoruz. Bu dönem insanlık tarihinin cennetidir. Tertemiz nehirlerde balıklar kaynıyor, her tarafta yenilebilecek av hayvanları, hormonsuz bitkiler, bunca besine karşın çok az sayıda seyrek sepildek insan grupları. Ve 20-30 kişiden oluşmuş gruplar içinde, dinler yokken; sadece şamanizm kırıntıları ile ölenin anılarına saygı gösterilip, mezarına bir günlük yoldan çiçekler getirilip uğurlanırken; var sevginin sek olanı, pek su katılmamışı.

 

Yaşamdan çok şeyler beklemeyi öğrettiler değil öğrendik, yanlış yola sapan insandı çünkü

sevgi bitti

ölümden korkan, öbür tarafı yarattı, öğrenemeye hazır olana kakaladı

sevgi bitti

savaşa gönderdiğin çocuğa niyaziye masallar okuduk

sevgiyi sahteleştirerek

neolitik dönemi başlattık tarlalar yaptık

buğdayla birlikte kaygı ektik

sevgi altta kaldı.

anlık tasaları kronikleştirmek için ne gerekiyorsa

bize yaşam için gerekli olan hava, su ve besinlerin yanına bir sürü ürünler yaptık, asansör, uzaktan kumanda, para

bunların yanında öğrendiğimiz değil, genlerle aktarılan sevgi duyumuzu körelterek.

 

Üst paleolitikte ulaştığımız cenneten kovduk ademi,

6000 yıl önce yeniden başlatmaya çalıştığımız dünyaya gönderdik.

Ama hala yaşamdan daha çok şeyler istemeyi yeni nesillere öğreterek onları kandırmaya devam ediyoruz.

Bir zamanların yalanlarını pekiştirerek, yenilerini ekleyerek, ulaşamadıklarında mutsuzluğun kucağına

sevgisizliğe iterek.

Bakalım, diğer maymun türleriden ne kadar uzaklaşacağız uygarlık uğruna.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 67
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

İbni Meymun.. :)

 

Sen bilirsin, sevginin içinde zerre kadar korku var ise o sevgi sevgimidir.

 

(50 Gr kuru mayanın yaptıklarını bilirsin).. :D  dayıya sen öğrettin.. :D

 

Dayı seni görmeden bilekliğe yazdım. Nasılsın?

Anlık gelip geçici korkuların, cehennemi uydurarak sürekliğini sağladık.

Ne olmuş panter seni kovalarken duyduğun korkudan, yakalandığında yoksun, kaçabilirsen mutlu.

Müzmin korkular yaratarak, yok ediyoruz neydi o sevgi mi ne diye bir şey varmış ya, te işte onu.

Keyfimizi kaçıran masallar uydururken hoşuna mı gitti ulemanın, ne çıkarları oldu kimbilir?

 

Bakteriler sana helal Dayı, keyfine bak. Alemi kavrayabildiğimiz kadarına yeterli demesek de bizi idare ediyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dayı seni görmeden bilekliğe yazdım. Nasılsın?

Anlık gelip geçici korkuların, cehennemi uydurarak sürekliğini sağladık.

Ne olmuş panter seni kovalarken duyduğun korkudan, yakalandığında yoksun, kaçabilirsen mutlu.

Müzmin korkular yaratarak, yok ediyoruz neydi o sevgi mi ne diye bir şey varmış ya, te işte onu.

Keyfimizi kaçıran masallar uydururken hoşuna mı gitti ulemanın, ne çıkarları oldu kimbilir?

 

Bakteriler sana helal Dayı, keyfine bak. Alemi kavrayabildiğimiz kadarına yeterli demesek de bizi idare ediyor.

SEVGİ,yi yok edemez hiç kimse..yok ettiğini ZANneder..çünki TOHUM,unda var Sevgi Evrenin ve Evrendeki her şeyin.. :)

 

Bakterileride seviyorum..senide seviyorum Santoyuda seviyorum evrenide evrendeki her halide..Seviyorum işte..varmı diyeceğin.. :D :D :D

 

Yaşarken ölmeyen ölüm,den tırsar korkar.. :D

 

Din tüccarına,inanç ticareti yapanlara ulemamı denir..:D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Yani Kurandaki Allah herseyi ifade edebiliyor. Yalniz Allah insanogluna sevigisini bir iki kelime ile ifade edemiyor.

 

 

Sn.Süheyla siz ya gerçekten okumuyorsunuz yada Kuran'a karşı inanılmaz bir ön yargınız var, keşke yazmadan önce biraz araştırsanız yada bilgi sahibi olmadan tartışmaya girmeseniz.

 

Âl-i İmrân - 76

Kim sözünü yerine getirir ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsa şüphesiz Allah da sakınanları sever.

 

Âl-i İmrân - 134

Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever.

 

Âl-i İmrân - 146

Nice peygamberler var ki, kendileriyle beraber birçok Allah dostu çarpıştı da bunlar Allah yolunda başlarına gelenlerden yılmadılar, zaafa düşmediler, boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever.

 

Âl-i İmrân- 148

Allah da onlara hem dünya nimetini, hem de ahiretin güzel mükafatını verdi. Allah güzel davrananları sever.

 

Âl-i İmrân - 159

Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah’tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.

 

Bakara - 195

Mallarınızı Allah yolunda harcayın. Kendi kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.

 

Bakara - 222

Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever.

 

Mâide - 13

İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah iyilik yapanları sever.

 

Mâide - 42

Onlar, yalanı çok dinleyen, haramı çok yiyenlerdir. Eğer sana gelirlerse ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirecek olursan sana asla hiçbir zarar veremezler. Eğer hükmedecek olursan aralarında adaletle hükmet. Çünkü Allah, âdil davrananları sever.

 

Mâide - 93

İman edip salih ameller işleyenlere; Allah’a karşı gelmekten sakındıkları, iman ettikleri ve salih amel işledikleri, sonra Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iyilik ettikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından dolayı bir günah yoktur. Allah iyilik edenleri sever.

 

Tevbe - 4

Ancak Allah’a ortak koşanlardan, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz, sonra da antlaşmalarında size karşı hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinize hiç kimseye yardım etmemiş olanlar, bu hükmün dışındadır. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayın. Şüphesiz Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları sever.

 

Tevbe - 7

Allah’a ortak koşanların Allah katında ve Resûlü yanında bir ahdi nasıl olabilir? Ancak Mescid-i Haram’ın yanında kendileriyle antlaşma yaptıklarınız başkadır. Bunlar size karşı dürüst davrandığı sürece, siz de onlara dürüst davranın. Çünkü Allah kendine karşı gelmekten sakınanları sever.

 

Tevbe - 108

Onun içinde asla namaz kılma. İlk günden temeli takva üzerine kurulan mescit içinde namaz kılmana elbette daha layıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz onları sever.

 

Nahl - 90

Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.

 

Hucurât - 9

Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve adaletli davranın. Çünkü Allah, âdaletli davrananları sever.

 

Mümtehine - 8

Allah sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah âdil davrananları sever.

 

Peki Allah kimleri sevmez kısaca onuda belirteyim eğer görmek isterseniz ayetleride yazabilirim.

İnkar edenleri, nankörleri, bozguncuları, zalimleri, kibirlenen ve övünenleri, hainleri, haddi aşanları, israf edenleri, büyüklük taslayanları, böbürlenip şımaranları sevmez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Iblis neredeyse tüm müslümanim diyenleri yoldan cikarmisa benziyor cünki, müslümanim deyipte güya sözümaona Kuran'in icerigini bildigini ve uyguladigini syöleyen müslüman sahislar, politikacilar, devletler her türlü zulmü ve kötülügü yapiyorlar. Demekki Iblis bunlari bastan cikartmis.

Madem 1500 sene öncekiler günümüze kadar tasinamadiysa neden hala islamda 1500 yil önce söylenenleri uygulamaya calisiyoruz ve inadina keindimizi yenilemek istemiyoruz?

Islam inancini günümüzün cagina uygun bir sekilde yeniden düzenlemeye razi olsak cok seyler degisecek ve düzelecek ammaaaaa gericilerimiz coookkkk.

 

Güzel yerlere değinmişsiniz politikacılar, hurafeciler, gericiler güç sahibi olanlar dini nasıl kullanıyorlar buna her daim şahit oluyoruz.

İblisin insanların çoğunu saptırdığını görmek için dünyanın şu anki genel haline bakmak yeterlidir. Açlık, zulüm, haksızlık, adaletsizlik, katliam (insan, doğa ve hayvan) ve şirk her yerde maalesef.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn.Süheyla siz ya gerçekten okumuyorsunuz yada Kuran'a karşı inanılmaz bir ön yargınız var, keşke yazmadan önce biraz araştırsanız yada bilgi sahibi olmadan tartışmaya girmeseniz.

 

Âl-i İmrân - 76

Kim sözünü yerine getirir ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsa şüphesiz Allah da sakınanları sever.

 

Tevbe - 4

Ancak Allah’a ortak koşanlardan, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz, sonra da antlaşmalarında size karşı hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinize hiç kimseye yardım etmemiş olanlar, bu hükmün dışındadır. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayın. Şüphesiz Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları sever.

 

Tevbe - 7

Allah’a ortak koşanların Allah katında ve Resûlü yanında bir ahdi nasıl olabilir? Ancak Mescid-i Haram’ın yanında kendileriyle antlaşma yaptıklarınız başkadır. Bunlar size karşı dürüst davrandığı sürece, siz de onlara dürüst davranın. Çünkü Allah kendine karşı gelmekten sakınanları sever.

 

Tevbe - 108

Onun içinde asla namaz kılma. İlk günden temeli takva üzerine kurulan mescit içinde namaz kılmana elbette daha layıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz onları sever.

 

 

Peki Allah kimleri sevmez kısaca onuda belirteyim eğer görmek isterseniz ayetleride yazabilirim.

İnkar edenleri, nankörleri, bozguncuları, zalimleri, kibirlenen ve övünenleri, hainleri, haddi aşanları, israf edenleri, büyüklük taslayanları, böbürlenip şımaranları sevmez.

 

Bu bir teolojik veya felsefi sevgiyi ifade etmez. Daha ziyade , "eger beni dinlersen, ve benim soyledigimi yaparsan, seni severim demek".... Bunu zaten ispat ettiniz. takva karsiligi bir kelime bulamadiginiz icin.

 

Yukardaki ayetlerdeki ifadeler, cok basit ve kendi menfaatlerini dusunen bir insanin sozleri. Tanrinin degil. Yukardaki hünerle işletilen sozleri Rumi veya Yunus Emrenin sozleri ile karistirmak bir hatadir. Rumi'yi okuyun ve anlayin niye onun sozleri dünya çapında benimsenen sozleridir diye anlayin. Anlayin ki, niye gayri-Muslumanlar Ruminin felsefesini takdir ederler fakat Muhammedi degil.

 

Not: Her cevabinizda benim Kurani okumadigimi iddia ediyorsunuz. Sebep? Sizinle ayni fikirde olmadigimdan dolayi. Hepsi bu kadar. Yani, sizin sozlerinizi kabul etmeyenler hic bir zaman Kuran okumus degillerdir diyorsunuz ve siz beni "ön yargı" ile sucluyorsunuz... cok enteresan, degilmi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Güzel yerlere değinmişsiniz politikacılar, hurafeciler, gericiler güç sahibi olanlar dini nasıl kullanıyorlar buna her daim şahit oluyoruz.

İblisin insanların çoğunu saptırdığını görmek için dünyanın şu anki genel haline bakmak yeterlidir. Açlık, zulüm, haksızlık, adaletsizlik, katliam (insan, doğa ve hayvan) ve şirk her yerde maalesef.

Iblis icin herhalde en basit Müslümanlari saptirmak olmustur cünki, Müslüman gecinenlerin tümü adalete, esitlige ve gelismeye karsi. Bakin berede Müslümanlar yasiyor orada kavga, zulum, baski var. Bu sadece politikacilar icin gecerli degil, basta tarikatlar ve seyhler var. Tümü sahtekar ve zorba.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kendi menfaatini düşünen biri neden insanlar arasında adalet istesin, neden birbirinize güzel davranın desin, neden birbirinize iyilik yapın desin, yana neden haksızlık yapmayın desin, büyüklük taslamayın desin, zalim olmayın desin bu kadar bencil ve kendini düşünen biri neden bunları istesin, normal biri olmasa gerek.

Benim sözlerimi kabul etmeyen Kuran okumamış olmaz çünkü şimdiye kadar yazdıklarımın hiçbiri benim sözüm yada görüşüm değil direk Kuran'ın ayetleridir. Fakat siz kafanızda herşeyin sorularını ve cevaplarını kendiniz verdiğiniz için diğerlerinin ne söylediği yada Kuran ayetlerinde ne yazdığı sizin için birşey ifade etmez maalesef.

 

Kuran'ın kölesi olduğunu söyleyen Rumi ise (büyük kaynak mesnevide yazar) ayrı bir konu, aşağıdaki ayetlere bakarak bir parça Rumi görebilirsiniz.

 

Kasas - 54

İşte onların, sabredip kötülüğü iyilikle savmaları ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcamaları karşılığında, mükafatları kendilerine iki kez verilecektir.

 

Nahl - 126

Eğer ceza verecekseniz size yapılanın misliyle cezalandırın. Eğer sabrederseniz, elbette bu, sabredenler için daha hayırlıdır.

 

Şûrâ - 43

Her kim de sabreder ve bağışlarsa, işte bu elbette azmedilecek işlerdendir.

 

Beled - 17,18

Sonra da iman edenlerden olup birbirine sabrı tavsiye edenlerden, birbirine merhameti tavsiye edenlerden olanlar var ya, işte onlar Ahiret mutluluğuna erenlerdir.

 

İlaveten Mevlana mesneviden 1-2 sözle iletiyi bitireyim.

 

"Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol."

 

"Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabileceği kadardır."

 

(Hz. Mevlâna)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kendi menfaatini düşünen biri neden insanlar arasında adalet istesin, neden birbirinize güzel davranın desin, neden birbirinize iyilik yapın desin, yana neden haksızlık yapmayın desin, büyüklük taslamayın desin, zalim olmayın desin bu kadar bencil ve kendini düşünen biri neden bunları istesin, normal biri olmasa gerek.

Benim sözlerimi kabul etmeyen Kuran okumamış olmaz çünkü şimdiye kadar yazdıklarımın hiçbiri benim sözüm yada görüşüm değil direk Kuran'ın ayetleridir. Fakat siz kafanızda herşeyin sorularını ve cevaplarını kendiniz verdiğiniz için diğerlerinin ne söylediği yada Kuran ayetlerinde ne yazdığı sizin için birşey ifade etmez maalesef.

En tehlikeli yalan, gercekle karistirilmis yalanlardir.

 

Evet inceleyelim... bilhassa kalin yazilarinizi...

 

"Biz insana anne babasına iyi davranmayı emrettik...." (46:15)

 

"...anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti..." (17:23)

 

Kuranda bahsedilen bu Anneye ve babaya olan saygı, sevgi sanki kendi çocukları için yüklendikle­ri fedakarlıklara dayatmış gibidir. Mamafih, gerçek böyle değil. Eger dikkatli okununca, Annenize ve babaniza olan saygilariniz, onlarin "Müslüman" olup olmamaları esasına bağlamıştır. Yani, Muhammed cocuklarla Anne/baba iliskilerini kendi günlük siyasetine göre ayarlamıştır.

 

"Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin. İçinizden kim onları dost edinirse, işte onlar, zalimlerin ta kendileridir." (9:23)

 

"Cehennem ehli oldukları açıkça kendilerine belli olduktan sonra, -yakınları da olsalar- Allah'a ortak koşanlar için af dilemek ne Peygambere yaraşır ne de mü'minlere."(9:113)

 

"Ey iman edenler! Kafirlerden (öncelikle) yakınınızda olanlarla savaşın ve sizde bir sertlik bulsunlar. Bilin ki Allah kendisine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir." (9:123)

 

Dediginiz gibi siz 46:15 gostererek, Kuranin iyi bir sozlerle dolu oldugunu iddia edebilirsiniz. Mamafih, (46:15) iyi olmasina ragmen, Muhammedin insanlari manipule ederek, kendisini takip etmelerinin en onemli olmasiyla onlari ikna etmeye calismistir.

 

Kuran'da ne iyilik varsa, onun arkasinda Muhammedin menfaatini koruyan nedenler vardir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

En tehlikeli yalan, gercekle karistirilmis yalanlardir.

 

Evet inceleyelim... bilhassa kalin yazilarinizi...

 

"Biz insana anne babasına iyi davranmayı emrettik...." (46:15)

 

"...anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti..." (17:23)

 

Kuranda bahsedilen bu Anneye ve babaya olan saygı, sevgi sanki kendi çocukları için yüklendikle­ri fedakarlıklara dayatmış gibidir. Mamafih, gerçek böyle değil. Eger dikkatli okununca, Annenize ve babaniza olan saygilariniz, onlarin  "Müslüman" olup olmamaları esasına bağlamıştır. Yani, Muhammed cocuklarla Anne/baba iliskilerini kendi günlük siyasetine göre ayarlamıştır.

 

"Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin. İçinizden kim onları dost edinirse, işte onlar, zalimlerin ta kendileridir." (9:23)

SAYIN SUHEYLA;

 

hey gidi hey nasılda belli anlamadan gönül kapılarını açmadan (tabi ALLAH(C.C.)izinverirse) o mübarek kitabı bir çizgiroman gibi okuduğun..

 

.ALLAH(C.C) inananları, anne ve babaları inançsız da olsalar, din konusunda onlara itaat etmemekle birlikte, dünyevi konularda iyi ve güzel davranmaya, onları hoş tutmaya teşvik etmektedir:

 

Lokman suresi 14. Biz insana, annesine babasına iyi davranmasını emrettik.Zira annesi onu nice zahmetlerle karnında taşımıştır.Sütten kesilmesi de iki yıl kadar sürer.İnsana buyurduk ki: “Hem Bana, hem de annene babana şükret, unutma ki sonunda Bana döneceksiniz.”

    

Lokman suresi 15. “Eğer onlar seni, şerik olduğuna dair hiçbir bilgin olmadığı şeyleri, Bana ortak saymaya zorlarlarsa sakın onlara itaat etme!Ama o durumda da kendileriyle iyi geçin, makul bir tarzda onlara sahip çık!Bana yönelen olgun insanların yolunu tut!Sonunda hepinizin dönüşü Bana olacak ve Ben işlediklerinizi tek tek size bildirip karşılığını vereceğim.

 

Dikkat edilirse anne-babayla ilgili ayetlerde, ALLAH(C.C.)'a ortak koşulmaması, ALLAH(C.C.)'tan başkasına kulluk edilmemesi özellikle vurgulanmaktadır. Ve üstteki ayetten açıkça anlaşıldığı gibi, itaat edilecek kişi, cahiliyeye çağıran anne-baba değil, "gönülden-katıksız olarak ALLAH(C.C.)'a yönelen" kişidir.

 

Ku'ran-ı kerim'i incelersen, inananların bir bölümünün aileleriyle ya da yakın akrabalarıyla imtihan edildiklerini görürüz. Bunların arasında peygamberler de vardır. Örneğin Hz. İbrahim, kendisini cahiliyeye çağıran, hatta onu bu konuda tehdit eden babasına karşı Kuran'da bildirilen "itaat etmeme, ama iyi geçinme" yolunu uygulamıştır:

 

Kitap'ta İbrahim'i de zikret. Gerçekten o, doğruyu söyleyen bir peygamberdi.

Hani babasına demişti: "Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun?

"Babacığım, gerçek şu ki, bana, sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım."

"Babacığım, şeytana kulluk etme, kuşkusuz şeytan, RAHMAN olan ALLAH(C.C.)a başkaldırandır."

"Babacığım, gerçekten ben, sana RAHMAN tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun."

(Babası) Demişti ki: "İbrahim, sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursan, andolsun, seni taşa tutarım; uzun bir süre benden uzaklaş, (bir yerlere) git."

(İbrahim:) "Selam üzerine olsun, senin için RABBİMDEN bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O, bana pek lütufkardır" dedi. (Meryem Suresi, 41-47)

 

Saygılar........

 

ALLAHÜMME SALLİ ALA MUHAMMAD..... 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

En tehlikeli yalan, gercekle karistirilmis yalanlardir.

 

Evet inceleyelim... bilhassa kalin yazilarinizi...

 

"Biz insana anne babasına iyi davranmayı emrettik...." (46:15)

 

"...anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti..." (17:23)

 

Anne ve babaya iyi davranmak icin illada Kuran'a mi inanmak gerek. Bu tür davranislar her toplumda beklenen bir vaka.

Yani bi dinsizde, müslüman olmayan da anne ve babaya karsi saygili olunmasi gerektigini söyler.

Her insanoglunun istedigi bir davranisi Allaha ve Kurana baglamak gerekmez.

Demekki buradanda anlasildigi gibi Kuran Allah tarafindan degil insanlar tarafindan yazilmistir.

 

Hikayelere kandiniz inanabilirsiniz ama insanoglundanda ayni tutumu beklemeyin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn. Suheyla sürekli saptırmak yönündesiniz, maalesef anlamanız mümkün gözükmüyor, daha önceki iletimde Hz.Mevlana'dan 2 söz yazmıştım ne kadar doğru söylediği ortada.

 

Allah Kuran'da emir ve yasakları açıklarken şirk koşmaktan sonra anne-babaya saygı, hoşgörüden bahseder. Dikkat edin namazdan, oruçtan vs.den değil ana baba'ya iyilikten. Siz Kuran'ı düşünmeden sadece kendi fikriniz ve önyargınızla yorumladığınızdan birçok şeyi göremediğiniz gibi Allah'ın anne babayı ne kadar kutsal ve önemli kıldığını maalesef göremezsiniz.

 

Bakara - 83

Hani, biz İsrailoğulları’ndan, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekatı vereceksiniz” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz.

 

Nisâ - 36

Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.

 

En’âm - 151

De ki: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. Fuhşiyatın açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Meşrû bir hak karşılığı olmadıkça Allah’ın haram kıldığı canı öldürmeyin.İşte size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız.”

 

İsrâ - 23

Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf!” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.

 

Bahsettiğiniz ayette ise onları dost edinmeyin sözü tamamen dinle ilgili güvenceyle alakalıdır, dostluğun kelime anlamında da güven vardır. Yani gizliden gizliye yayılan bir din, bu dini yok etmek ve mensuplarını öldürmek isteyen büyük bir müşrik halk. Bunları göz önünde buludurduğunuzda neden dost edinmeyin denildiğini çok iyi anlarsınız, pardon siz anlamazsınız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dayı ve Çelikbilek

 

Bize dokunan yok, savaşın dışında kaldık ne güzel. :wub:

İyi buldunuz bunca top tüfeğin içinde sevgiyi.

Ama nasibini alan da yok, savaş daha mı güzel yoksa?

 

İNSAN,a kimse dokunamaz.. :D

 

Kitabı tartışanlar en sonunda savaşa tutuşurlar..İnsan,ı anlatanlar ve anlayanlar en fazla SEVİŞİRLER.. :D

 

Geçmişteki savaşların çoğunluğu senin kitap yanlış benim kitap doğru dayatmasından başka ne ki..kaldıki kitab onlarında değil,iyimi..birisi yazmış diğerleri kabul buyurmuş,bir takımıda reddetmiş.. :D kendi kitabını yazdığının farkında olanlar güzel şeyler yazmanın derdindeler..takma kafana İbni Meymun.. :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Evet biz geliştikçe, sahip olduklarımız, tüketim maddelerimiz arttıkça, bunlara sahip olanlara saldırılar da artmakta, sahip olanın açgözlülüğü dinmeyip daha çoğunu istemekte.

Bunlar doğal ama geliştirdiğimiz toplumsal üst yapılar da vahşeti körüklemekte. İnançları yaymak dahi savaş nedeni. Hele islamda tam doruğa ulaşmıştır.

 

"Müslümanın müslümana yaptığını kimse birbirine yapmamıştır" sözünün nedeni küffarın öldürdüğü müslümanların 6 katını, müslümanların müslümanları öldürmesindendir.

Bu 4 halife döneminde Ömer ve Osman'ın yine müslümanlar tarafından öldürtülmesi ile başlamış, kerbala ile devamı en bilinenlerindendir. Bugün de Irak, Nijerya, Filipinler dünyada nerede müslüman varsa sürmekte.

Hicaz hattında tren bombalayıp Osmanlı askerlerini öldüren Araplar, bölgesel mezhep çatışmaları, Saddamın hardal bombaları bu katliamların en hafifleri. Emevilerin Endülüse çıkmaları, Fransa sınırlarına dayanmaları sırasındaki yaptıkları katliamlar, Abbasilerin Güney Hazar vahşetleri, esir aldıkları Türk oyamaklarına yaptıkları açılan bu konunun gözlerini kapattığı, yazanın aklının ucuna gelmeyecek olaylardır.

Çünkü amaç şu anki geri kalmışlık komplekslerini bastırmak, elinden bir şey gelmemenin ezikliğini örtmeye çalışmak.

 

 

Güzel de dostum ben tezle, teze dayanak olarak sunulanlar arasında bir bağ görmedim ne yazık ki. Bilimsel yöntemden hızlı bir sapma gördüm ben yazıda.

 

Halifelere düzenlenen suikastler, Kerbela, Osmanlı Askerlerini öldüren Araplar, Saddam'ın hardal bombaları, Abbasilerin (Emeviler olacaktı ya) "Güney Hazar Vahşetleri" vs. Pardon ben bu saydıklarındaki "inanç" boyutunu göremedim. Yani bu saydıkların arasında faillerinin "müslüman" olmasıyla açıklanacak eylem hangileri ?

 

Dünya tarihinde, krallara, imparatorlara suikast düzenlenmeyen devlet olmuş mu ? Emeviler esir aldıkları hazarlara neler yaptığını biliyoruz, peki hazarların esir aldığı emevilere neler yaptığını da biliyor muyuz ? Hazarların ele geçirdikleri şehirlerde yaşayanlara neler yaptığını ? Hiç Dede-Korkut hikayelerini orjinalinden okudun mu ? 7.8. yüzyılda bilinen dünyada savaşta esir alınanlara neler yapıldığını ?

 

Bu kısımlar ne yazık ki, "eski çağlarda müslüman ülkeler zorbaydı çünkü kölelik vardı onlarda" söylemiyle aynı değerde.

 

Bizim insanımız ne yazık ki hala, tarihi doğru okumayı öğrenemedi. 13. yy da yaşamış bir adamı, diktatörlükle suçlayamazsın. 8. yy da yaşamış bir adamı kölecilikle suçlayamazsın. Yaşadığı devrin evrensel, meşru uygulamalarından farklı birşey yapmayan insanları ve devletleri bu uygulamaları onlarla özdeşleştirerek yargılayamazsın.

 

7. yy da bir savaş, bir istila şöyle idi. Ölen savaş meydanında ölür, esir düşenler köle olarak satılır. Bir şehir ele geçirilince, askerler o şehri yağmalar, kılıçtan geçirir, bir kısmına köle olarak el koyar, kalanlarda vassal yapılırdı. Açarsın mesela Dede Korkut hikayelerini bu yüzyıllarda yaşayan Türklerin, şehri ele geçirince halkını nasıl kılıçtan geçirdiğini, soyluların ailelerini nasıl katlettiğini "övünerek" anlattığını okursun. Niye övünerek anlatıyor? Çünkü o çağda bunlar utanılacak değil, övünülecek "başarılar". Valla ben Dede Korkut hikayelerini sansürlenmeden okuyan birisi olarak aklımızın ucuna gelmeyeceğini söyleyebilirim.

 

O yüzden 42,000 arap savaş esirini idam eden Hazarlar ile Emevileri hangi noktada birbirinden ayırıyorsun ?

 

Osmanlı askerlerini öldüren Araplar. Muhtemelen biz o yıllarda bir Arap imparatorluğunun sömürgesi olsaydık. Ve askerlerimiz Arap askerlerini öldürseydi, buna "katliam" demezdik. "Kurtuluş mücadelesi" derdik. Zira aynı şekilde, balkanlarda Türk askerlerini öldüren Bulgar, Rum, Makedon komitacılar yaptıklarını "katliam" olarak görmüyor. Ders kitaplarında "kurtuluş mücadelesi" olarak anlatıyorlar. Bize göre "Yunanlıların Osmanlı'ya ihaneti" olan olaylar onlara göre "Yunanlıların bağımsızlık yolunda kahramanlık mücadeleleri"

 

Irak, Nijerya, Filipinler... devam edelim; Nikaragua, Bolivya, Kolombiya, El Salvador, Ruanda, Kongo, Liberya, Gine, Angola liste uzar. Peki bana bu ülkelerin ortak özelliğini söyler misin? İç savaş, çatışma vs için? Müslüman olmaları mı? Hristiyan olmaları mı ? Yoksa, emperyalist sömürgeciliğin yoğun entropisine kalmış ülkeler olmaları mı? Tamam hadi kolayına kaçalım, Irak, Filipinler, Nijerya "bunlarda müslümanlar var o yüzden iç savaş var" peki. Kolombiya'yı katolik olmasıyla, Ruanda'yı da baptist olmasıyla mı açıklayacağız ondan sonra ? Bu ülkelerin ortak sorunlarının altında yatan ortak nedenin, emperyalist sömürgeciliğin çıplak gerçekliği olduğunun üstünü örtmeye yeter mi ? Pardon Irak'ta insanlar 2003 yılında mı Şii ve Sunni oldular ? Ya da 2003 yılında mı Şiiler ve Sunniler Irak'a geldi? Benim bildiğim kadarıyla 2003'ten çok önce de müslümandılar, Şii ve Sunni idiler. 2003 yılında hani bir gelişme yaşandı. ABD ordusu Irak'ı işgal etti. Ya önemsiz bir detay ama, bu tarihten sonra başlayan iç savaşta belki bir faktör olabilir diyorum. Bir ülkenin emperyalist bir ülke tarafından işgal edilmesi, yerle bir olması, açlık kıtlık yaşanması, hani diyorum dünyadaki bütün iç savaş yaşanan ülkelerin ortak özelliği olduğu için gerçek neden olabilir.

 

 

Abbasiler? Neden ileri diyoruz bu medeniyete ? Çağının anlayışına, meşru normalarına oranla çok daha ileri bir yönetim mekanızmasına, felsefeye sahip olduğu için. Avrupa'da başlayan reform ve rönesans hareketlerinin temel esin kaynaklarından birisi olduğu için.

 

Şimdi gerçeklere bakalım. Net gerçeklere;

 

Arkadaşım bana dünyanın en zengin etnik ve dini çeşitliğinin olduğu bölgeyi söyler misin ? "İslam dünyası" dediğimiz coğrafya değil mi ? Bugün "islam dünyası" dediğimiz coğrafyada, ibrahimi, paganist, totemist dinlerden yüzlerce etnik ve dini kimlik binlerce yıldır yaşamış mı ? Hadi biraz da batıya gidelim. Avrupa'da, beyaz hristiyanlık dışında hiçbir etnik ve dini kimlik kabul görmüş mü? Varlıklarının devamına izin verilmiş mi ?

 

Siz sonradan tarihi değiştiremezsiniz ki. Bu mümkün değil. Tarih yaşanmış bitmiş olaylar bütünüdür. Dünya tarihinde bir dine mensup olanları yok etmek için, toplu soykırımlar, tecritler düzenlenmiştir. Peki bunlardan hangisi "İslam Coğrafyası" dediğimiz topraklarda olmuştur ? Beyaz Hristiyanlar Endülüs'ü ele geçirdi. Bir tane müslüman kaldı mı koskoca Endülüs medeniyetinden geriye Avrupa kıtasında? Amerika kıtasını ele geçirdi. Bir tane totemist kaldı mı geriye koskoca aztek, maya medeniyetlerinden? Kudüs'ü ele geçirdi, bir tane müslüman ya da yahudi kaldı mı Kudüs'te geriye.

 

Peki aynı çağlarda, Abbasiler, Osmanlılar, Memlükler neden bunlara ileri diyoruz? Çağına göre daha ileri, daha medeni anlayışa, felsefeye sahip oldukları için. Bunların hüküm sürdüğü coğrafyalar, bugün dünyada etnik ve dini zenginliğin coğrafyası. İbrahimi, paganist yüzlerce etnik ve dini kimliğin binlerce yıldır huzur içinde yaşadığı coğrafya. Yahudilerin tarihini düşünelim. Yahu yahudiler binlerce yıldır sadece "İslam Coğrafyası" dediğimiz coğrafyada huzur içinde yaşamadılar mı ? Ve bu coğrafya ismini zikrettiğimiz devletler ve medeniyetlerin elinde durduğu sürece. 637 yılında Kudüs'ü ele geçirdi araplar, hem yahudiler, hem hristiyanlar, hem müslümanlar kendi kimlikleriyle, kendi dinleriyle, kendi ibadethaneleriyle 350 yıl yaşadı insanlar. 1099 yılında Avrupa'lı devletler ittifak güçleriyle Kudüs'ü ele geçirdiler, kentte yaşayan tüm müslümanları ve yahudileri yok ettiler. 1187'de Selahattin Eyyubi Kudüs'ü geri aldı, ve o günden Balfour deklarasyonuna kadar, Yahudi terör örgütleri Filistin'de kan dökmeye başlayana kadar yine yüzyıllarca müslümanlar, hristiyanlar, yahudiler burada kendi kimlikleriyle, kendi dinleriyle yaşadılar. Budur. Siz bunu sonradan değiştiremezsiniz ki.

 

Kimse kusura bakmasın. Dünya tarihinde, dini kimlikleri yüzünden insanların soykırıma tabi tutulduğu coğrafya "islam coğrafyası" değildir. Bu katliamların hiçbiri burada yaşanmamıştır. "islam coğrafyası" dediğimiz coğrafya, etnik ve dini zenginliğin coğrafyasıdır batının aksine.

 

Bir ülkenin gelişmiş, sağlam bir demokrasiye sahip olabilmesi için temel şartlar vardır. Bağımsız bir ekonomi ve sanayi devrimini tamamlamış olmak. Bunları gerçekleştiremeyen hiçbir ülke sağlam bir demokrasiye sahip olamaz. Bugün ister hristiyan, ister müslüman, ister paganist olsun, benzer sorunlara, iç savaşlara, çatışmalara, kargaşaya sahip olan tüm ülkelerin ortak özelliği budur. Sanayi devrimlerini tamamlamamış olmaları, bağımsız bir ekonomiye sahip olmamaları.

 

Başka bir ülkenin silahlı ordularıyla işgal edilen bir ülke bunlara sahip olamaz. Bombalarla , füzelerle yerle bir edilen bir ülke bunlara sahip olamaz. Doğal zenginliklerine el konulan bir ülke bunlara sahip olamaz. Halk arasındaki her türlü etnik ve dini farklılık merkezli çatışma için emperyalist devletin yüzmilyonlarca dolarlık hazırlık yaptığı ülkeler bunlara sahip olamaz. Bu yazgıyı değiştirecek iktidarlar geldiğinde, darbeler düzenleyerek iktidarların değiştirildiği ülkeler bunlara sahip olamaz. Halkı arasında hiçbir etnik ve dini kimlik farkı olmasa bile, Ruanda'da olduğu gibi "burunları uzun olanlar" "burunları kısa olanlar" diye bir ayrım da yaratılabilir.

 

ABD'nin arka bahçesi olarak gördüğü, Latin Amerika'nın son 50 yıllık tarihine bir göz atın. Ne göreceksiniz ? İç savaş, çatışma, karmaşa. Afrika'nın son 50 yıllık tarihine bir göz atın. Ne göreceksiniz ? Aynısını.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Islamiyetin en kanli dönemi Emeviler dönemidir.Islam'in din olmaktan cikarilmasida Emeviler dönemini kapsar.Bunu takipeden Abbasi'ler dönemide Emevi döneminden pek farkli sayilmaz.Peygamberin bircok sahabesi Emeviler döneminde katledildi.Imam-i Azam Ebu Hanife Emeviler zamaninda zindik diye adlandirildi,iskencelere tabi tutuldu ve sonundada sehit edildi.Emeviler zamaninda aynen bugünkü gibi saltanat yandasi ulemalar coktu.Islam Emeviler ve Abbasiler dönemlerinde yozlastirilmis ve bugünkü müslüman nesil dogmustur.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Güzel de dostum ben tezle, teze dayanak olarak sunulanlar arasında bir bağ görmedim ne yazık ki. Bilimsel yöntemden hızlı bir sapma gördüm ben yazıda.

 

Halifelere düzenlenen suikastler, Kerbela, Osmanlı Askerlerini öldüren Araplar, Saddam'ın hardal bombaları, Abbasilerin (Emeviler olacaktı ya) "Güney Hazar Vahşetleri" vs. Pardon ben bu saydıklarındaki "inanç" boyutunu göremedim. Yani bu saydıkların arasında faillerinin "müslüman" olmasıyla açıklanacak eylem hangileri ?

 

.

 

Ben de bazen uzun yazıyorum ama yazılanların önemli kısmını yazık ki okuyamıyorum. Yukarıda eklediğim satırları okuyup yazmaya başladım. Yazdıklarınızın gerisini daha sonra okumaya çalışacağım.

Benim yazdıklarıma yanıt pek göremiyorum, denk geelmediğimden olabilir ama, yanıtınız için teşekkür ederim.

 

Öldürülen ilk halifeleri şu anda farklı iddialar olmasına rağmen Ali'nin öldürttüğünü savunan kesim var. Kerbela olayı onun çocuklarının müslümanlar tarafından öldürülmesi (Yezid).

Konu Yahudi ve Hıristiyanları müslümanları öldürmelerinden yakınmalar. Sanki Müslümanlar birbirlerini öldürmüyorlar, öldürmemişler gibi. Ve Müslümanlar tarafından öldürülen müslümanlar diğerinin öldürdüklerinin 5-6 katı olarak hesaplandı, kaynağı ve sayıları bulup yazacağım. İranla Osmanlı arası savaşlar, Kölemenler, Anadolu isyanları vs

İnanç farkı nedeniyle yapılan savaşlar derseniz bazılarında haklısınız, asıl nedenler farklı tabi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ama nasibini alan da yok, savaş daha mı güzel yoksa?

 

Var varr..Sevgiden nasiplenen varrr.. ...+1. lütfen :)

Pes etmek yok. Sevgi olduğu müddetçe ki, her zaman var olacaktır. 

Sevginin olduğu yerde, nasiplenen mutlaka vardır. 

O da sevginin kendisidir zaten. Kendi kendini yer, yedikçe de büyür sevgi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.