Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Nüanss

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    27
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Nüanss tarafından postalanan herşey

  1. Aynen aynen 40'lar, kırıklar
  2. olsa olsa 1000'de 40 evet vardır diyorum ben
  3. Sevgili Demirefe, benim numaralı numarasız ayet, hadis bilgim yoktur. Sadece şu var; ilgi-bilgi-sevgi. duyduğuma, gördüğüme ilgili davrandıkça bilgi sahibi oldum. Edindiğim bu bilgileri yaşantıma geçirmek için aşkla çabaladım. Elimden geleni yaptım, yapmaya devam ediyorum. Bu süreç içerisinde de yaşanılan her anı dikkatlice değerlendirmeye çalıştım ve açıldıkça açıldı edindiğim bilgiler. Bilgi olarak kalmadı, yaşantıda birçok kapı açıldı. Bana duyurulan bir söz, bir ayet yahut hadis..beni hiç ilgilendirmedi bunların hadis veya ayet oluşu. Sadece içeriğiyle ilgilendim, yaşadım. Çook sonra başka sohbetler veya gözlemler içinde baktım ki, benim yaşadığım, öğrendiğim şey aslında bir ayetmiş. Şeş cihetten münezzeh'te bir ayet olarak kalmış aklımda. Yanıltıcı olduysa kusura bakmayın ama ben bu sözü kendime ait hissettim. Yaşadığım halleri buldum bu cümlede, bana ait oldu veya ayetse, hadisse ben ona ait oldum.vs. O yüzden de bu bir ayet mi, ayetse numarası kaç gibi detaylara takılmayı düşünememiş olabilirim. Belirsizlik, net olmama gibi ifadeler kullanmışsınız..ben bunların aksine netlikten yanayım. Flu hiç birşey yok. İman için görmek gerekiyor. Yıllar süren arayışlar oldu, hepimizin olabileceği gibi. Aranılan ne? Mutluluk, huzur, Allah, İnsan..ne dersek diyelim. herkes birşeyler arıyor işte. Bende aynen şeş cihette aradım önce. Sağa saldır, sola saldır, arkaya öne..vs yok hiç birşey. Yaşanılan şehirden bunalıp, başka şehre yerleşmek gibi..sanki sorun o şehirde. sağ sol, ön arka, alt üst..kala kala insanın kendisi kalıyor. Birşeyleri kendimde aramayı başarınca anladım ki Allah gerçekten de şeş cihetten münezzehmiş. Kitabın kapağına değil, içindeki sözcüklere değil, sözcüklerin manasına gönül verince arayıpta bulunmayan birşey kalmıyor anlaşılan
  4. Var varr..Sevgiden nasiplenen varrr.. ...+1. lütfen Pes etmek yok. Sevgi olduğu müddetçe ki, her zaman var olacaktır. Sevginin olduğu yerde, nasiplenen mutlaka vardır. O da sevginin kendisidir zaten. Kendi kendini yer, yedikçe de büyür sevgi.
  5. bebelere balon yani.. bazıları için bazı şeyleri kabullenmek; Allah'ı, İnsan'ı, Peygamberi, kitabı kendinde bulmak zor oluyor tabi öyle bir alışılmışki dış kuvvetlerden yardım beklemeye. Sorsak güçlüyüz derler ama her devayı ötede bir varlıktan beklemeyi tercih ederler. Kendinden çare ummaktansa, taştan duvardan ummak daha kolay geliyor. Anlamamak mümkün değil; 'o an bu an'..eskiden de tüccarlar mevcuttu, şimdi daha gelişmiş versiyonlarla yine mevcut. Bilinen tarihin başlangıcı itibariyle varolan tüccarlar, kendine ve dolayısıyla Allah'a olan ÖZ imanı az olan insancıkların sorgulamamasını, taşa toprağa, öteye iman etmesini istediler. Kana kana bu tür inanca kanmalarını istediler, başardılar. Bilmece, bulmaca gibi ayet: 'Allah şeş cihetten münezzeh' Sağda değil, solda değil önde, arkada değil yukarıda veya aşağıda değil... Mümin kulun gönlünde. Şahsın kendisinde. Buldu kendinde bulan, bulamadı taşrada kalan. ooo daha neler söylemişler, neler anlatmış ayetler. Kendinde bulduktan sonra 'nasıl bakarsa öyle görür' mümin. Sağda da görür, solda da..aşağıda yukarıda..vs. Neyse, anladığımız kadarıyla çok keyifli..o yüzden sorgulamaya, aramaya, öğrenmeye devam. ama bebelere balon çok güzelmiş Sevgiler
  6. Nüanss

    GÜNAYDIN

    Herkese günaydıınnn, her güzelliği görerek, farkederek günü yaşamak dileğiyle..
  7. Nüanss

    GÜNAYDIN

    Gün gerçekten aydın.. Apaydın olsun içimiz..ışık saçalım biraz..Günaydın.
  8. Nüanss

    GÜNAYDIN

    Sadece bayram günü değil, her an bayrammışcasına hayattan keyif alınması ümidi ile.. İyi bayramlar.
  9. Birvarmışhiçyokmuş,

    teşekkürler ilgilendiğiniz için. Farkındasınızdır bizde sizi takip ediyoruz, fırsatımız oldukça. Her zaman yazmasakta, okumaya çalışıyoruz. Sohbete devam :) Kendinize iyi bakın.

  10. Merhaba, bütün canlılar gerçekten mükemmel, kusursuz. Arkadaş ortamımızda hepimizin kedilere zaafı var, görünce dayanamıyoruz sevip duruyoruz onları. En çok kediler ayak altında dolanıyor ya o yüzden. Yoksa kedi, köpek hepsi çok güzel doyamıyorum onları incelemeye, sevmeye. Yer yüzündeki bütün canlıların kendine has özellikleri, güzellikleri var. Ne zaman kedi sevsem hayran kalıyorum desenlerine, gözlerine, reflekslerine. Bir tek kedi mi? Çocukluğumdan beri irkilsemde böcekgiller bile kendine has. Dağ, taş, gökyüzü herşey o kadar düzenli, programlı o kadar güzel ki. İnsana gelince (ki insana gelelim) tüm bu canlıları, dünyayı, evren herşeyi inceleyen insan. Çeşit çeşit insan; tavırlarıyla, duygularıyla. Dayımın dediği gibi keşfedebilen, yüksek akla ve zeka'ya sahip olan tek varlık insan. İnsan gerçekten hayran kalıyor tüm bu varoluşa. İnsan yoksa; kim algılayacak varoluşu. Ne dersek diyelim; İnsan, kendini inceleyendir öncelikle. Kendini keşfedecek ki, varoluşu anlasın. Yoksa ne farkımız kalır, içgüdüleriyle davranan o güzel hayvancıklardan
  11. Nüanss

    GÜNAYDIN

    Olsun inşaallah evet
  12. Sevgili Alkanaga, bence çok güzel, çok anlamlı bir yazı olmuş. An içinde olanları, insanı birebir gözlemlemişsin ve o kadar güzel kendinden anlatmışsın ki
  13. Tanrı'da öyle yapmış olmasın 'size şah damarınızdan yakınım' ve 'varlığımdan var ettim' gibi ayetler de bunu yansıtıyor gibi. Tıpkı anneler, öğretmenler hatta tüm insanlar gibi. Özellikle anneler ve tabiki babalar da; ikisinin birleşiminden meydana geliyor çocuk. Anne ve babanın varlıklarından var olduk. Ee bunun büyük babası, ninesi ve bunların da öncesi var. İnsan sürekli kendini doğuruyor Bir öğretmen, öğrencisinde kendisini görmek ister. Kendi varlığında (bilgisinde) var olanları paylaşır ve bilgisinin varlığını görmek ister öğrencisinde. Kendine bakar model olarak. Bütün insanlar böyle. Kendimizi görmek isteriz sohbet ettiğimiz kişilerde, zaten o zaman sohbet oluyor
  14. Varlığımı var eden ben..güneş solgun kalır, aya talim etmez dilim. Ben beni ararım gözlerim sen bilmez. Ben ile sohbetteyim, saka dinlerim bülbül iken

  15. Tahmin ediyorum ki bu başlığa yazan, bu forumda yer alan birçok insan Allah nedir merak etmiştir. Nasıl bir kavramdır? Kimse adına konuşmak istemesem de; kendimden yola çıkarak, birçok kişinin benim gibi merak ettiğini düşünüyorum. Ben hep merak etmiştim. Direkt Allah nedir diye sormasam da, neredeyiz, biz kimiz, Allah ne, nasıl bir kavram? Neden o öyle, neden bu böyle..vs.vs Acaba kim neler sordu ve ne cevaplar buldu? Alkanaga; Allah'a isyan eden, kendine isyan eder diye yazmış iletisinde Ben bunu birebir yaşayanlardan sadece biriyim. Kimler neler yaşadı, bu ileti üzerine merak ettim. Kendinize hangi soruları sordunuz ve ne cevaplar buldunuz? Özetle paylaşabilirsek sevinirim. Sevgili Dayı ve herkes, maksat MUHABBET olsun. Benim kendime sorduğum ilk sorulardı sanırım bunlar. Paylaşım güzeldir, hepimiz biliriz paylaşımın neden güzel olduğunu içten içe.. Paylaşımdan yola çıkarak soruyorum; kendimizden, özümüzden birşeyler paylaşalım lütfen. Bu bir merhaba olsun, isteyene
  16. Sevgili Nüanss ;

    Merhabalar. Nasılsınız ?

    ''Sizin Allah'a İsyan Etmek'' İsimli Başlıkta Bana Hitaben Sunduğunuz İletiyi Henüz Okuyabildim.

    Lütfen Mazur Görünüz.

    Bir Kaç Haftalık Gecikmeylede Olsa, Tüm Söylemleriniz Adına Teşekkür ve Takdirlerimi Sunuyor, Ve Ekliyorum.

    Artık, Dikkatle Takip Edilmektesiniz.

  17. Evet sevgili Dayı, muhabbet olurda güzel olmaz mı hiç Konuşmak var, bir de sohbet, muhabbet var. Herşey güzel çirkin yok ama insan'ın kendi'siyle sohbetinden daha da güzel birşey yok. Hepimiz de Bir var'dan var olduğumuza göre, birbirimizle olan sohbetimiz de bir o kadar önemli demek ki. Konuya gelince; herşey kendimizle konuşmakla başlıyor anlaşılan. İnsan o zaman anlıyor Nefes aldığını ve o zaman başlıyor yaşamaya. Deneyimlediğimiz hayatı kendimize çevirerek yaşadıkça; aslında ne kadar özel olduğumuzu ve sıkıntı diye gördüğümüz şeylerin bile güzel olduklarını farkediyoruz. Fark ehli olup; anlamamız gereken tek varlığı İnsan'ı, kendimizi anlıyoruz. Ee ne var alemde, o var Adem'de. Dolayısıyla kendini bilenin, bilemeyeceği birşey mi kalır? Arada med-cezir olsa da; ne sıkıntı, ne şüphe bu da cabası ) Tüm bunlar sohbet ile, Muhabbet ile oluyor. Başka yolu yok
  18. Herkes çekiştire çekiştire kendine uydurmaya çalışıyor dini, mushafı..ee bir rant oluşmuş bundan, artık geri dönüşü yok. Ucu bucağı olmayan bir sektör haline geldi. Kimileri sorgulamadan, hiç düşünmeden(!) koyun sürüsü gibi kim ne derse onların peşine gittikçe de bu sektör çok ekmek yiyecek bu işlerden. Kendi garip fantezilerini dine uyarlamaya çalışan birkaç akıllı çıkıyor; diğerleri de aman günah, aman yasak diye boyun eğiyor bu manevi baskılara. Yine örtüyü ele alırsak; İran'da 3-4 çeşit örtü örtme stili mevcut, yanılmıyorsam national geographic'te yayınlanmıştı bir belgesel, orada görmüştüm. yok 30 yaşının altındaki bayanlar tamamen örtüyor başını, 30'un üstü yarıya kadar açık. Kimisi 5 kat makyaj ama kafada örtü. Hatta ülkemizde tesettüre uygun makyaj yapılır ilanı da mevcut kuaför pencerelerinde kafada tesettür altta daracık kot ve daracık gömlek, suratta bara pavyona gider gibi makyaj. Herkesin anlayışı kendine, kimseyi ilgilendirmez belki ama bu tezat ve dinin bir pazara dönüştüğünü görmek komik, yanlış geliyor. Cüppeli ahmet kız çocuklarımızı severken dikkatli olalım, el teması olmadan sevelim demeye getiriyor. Niye? kendisinden korkusu mu var acaba, kız çocuklarını severken içimi gıcıklanıyor? insanın içinde ne varsa o çıkar dışarı. Herkes aynı kefeye koyulmaz tabiki ama malesef din(i)dar olanların bir çoğu kendi içlerindeki korkuları örtülerle, yasaklarla gizlemeye çalışıyor. Kimse kimsenin maşası olmasın, herkes düşünsün, sorgulasın. Din tüccarlarının malzemesi olmasın lütfen.
  19. yok yok sevgili çelikbilek, kendini bilen küfre, hakarete gerek duymaz çünkü kime laf söylediğini bilir. Bir büyüğümüzden birşey duyduk, öğrendik ve şöyle bir geçmişe baktık; ne kadar da doğruymuş duyduğumuz : 'bir insan, birine laf söylüyorsa, söylediği o lafı kendisi mutlaka yaşamıştır da söylüyordur yoksa nerden bilecek neyin ne olduğunu'.. bunu duyunca geçmişte az çok yaptıklarım geldi tabi aklıma, ee mahcup oldum ama bu mahcubiyet daha dikkatli davranmaya sevketti. Birine çirkin diyorsak; mutlaka kendimizdeki çirkinliği görmüşüzdür de söylüyoruzdur. Beşer kendindeki çirkinlikle tanışmış ki, karşısındakini çirkin görüyor. Dedik ya nasıl bakarsak öyle görürüz diye artık çirkinliğimizle değil de güzelliğimizle bakmaya çabalıyoruz. Sahiden daha bir güzel görüyor insan böyle olunca. Herkes birbirine ayna olduğuna göre aynanın karşısına güzel çıktığına emin olan, amin diyen nasıl güzel görmesin ki. Nüans'tan da herkese tşk
  20. Nerede , Allah'a İsyan Etmek, Küfretmek , Orada , Bundan Böyle, Karşısında Bizi Bulmak. Sayın birvarmışhiçyokmuş, Allah'a isyan eden, küfreden eğer karşısında kendisini bulmuyorsa başka birini bulmasının bir anlamı yok. küfrettiği için karşısında bir başka sureti bulanın, öfkesi artacaktır muhtemelen, bu daha çok isyana sürükleyecektir. Allah'a isyan, aslında insan'ın, beşer'in kendine olan isyanıdır anlayana tabiki. isyan varsa, göz henüz açılmamış demektir. Bırakalım başkalarını kendimize bakalım. Hepimiz birşeyler yaşamışızdır, illaki isyan edip, küfretmesekte hepimizin rıza gösteremediği anlar olmuştur. Kendimden örnek vermek isterim size: 18 yaşımdayken çok sevdiğim biri ölmüş yani göz önünden kaybolmuştu, babam. Anladım ki o döneme kadar ölüm'e dair pek birşey düşünmemiş, yaşamamışım aslında. Babamın ölümünün ardından ne isabettir ki, olumsuz diye düşündüğüm olaylar sinsilesiyle karşılaştım. Ben bazı şeylerin daha güzel olması için Allah'a dua ettikçe sanki o inadıma daha kötü birşey sunuyordu önüme. Böyle düşünüyor ve dolayısıyla Allah kavramından uzaklaştıkça uzaklaşıyordum, benimle uğraştığını düşünüyor ve epey bir isyan ediyordum kendisine :)nefret vardı içimde ve sorumlu olarak Allah'ı görüyordum. gel zaman git zaman çok şey yaşandı elbette, uzun bir zamanı dünyadan kısmen kopuk ve öfkeyle geçirdim. aradaki durumları anlatmaya lüzum yok fakat bir an geldi, güzel gelişmeler olmaya başladı. ben adım attım, daha güzeli olmaya başladı..vs..vs bu böyle devam etti. Bir de baktım ki, aslında Allah dediğim şey ben'mişim. Ben onca zaman aslında kendime kızıyor, kendimi birşeyler için suçluyormuşum. Hayatını kendi elleriyle olumsuza götüren bendim. Bunun da sağlamasını bazı güzel gelişmelere adım atarak, adım atmaya istekli oldukça daha güzeliyle karşılaşarak yapmış oldum. Bu dünyada bizden, kendimizden başka gözlenecek bir yer, herhangi birşey yok. Kendi davranışlarını, düşüncelerini, duygularını, kendini incelemeli insan. Allah'ı kendimizden öteleyip, dışarılarda ararsak biraz zor buluruz Allah'ın hakikatini de, mutluluğu da. Nasıl bakarsak öyle görürüz, güzel bakmak güzel görmek için kendimizi görmeliyiz önce. O zaman ne isyan kalır ne başka birşey Uzaklarda aramam, çünkü sen içimdesin.
  21. Nüanss

    Ölümden sonra hayat!

    Aslında yaşanılan herşey mananın ta kendisi. Yani herşeyin, her an'ın manası var elbette ancak biz bu mananın farkında değilsek, bizim için varolmamış olur. Burada haklısın varidat, manayı kendimiz için var kılabilecek olan biziz evet. Örneğin; küçük bir çocuğun sahilden topladığı taşlar ne kadar anlamlıdır onun için.(Benim için anlamı vardı, öyle olmuş olduğu için de hala anlamlı) Taşların sahilde birikmiş olmasının zaten bir manası vardır, oluşum içindeki yerleri orasıdır ama kendisi için manalandıran, o küçük çocuktur. bu örnekleri çoğaltabilir, geliştirebiliriz. Yaptığımız, yaşadığımız hiç birşey boşuna değil. Herşey başka birşeyin oluşumu için, olması gereken. Bunu bilerek veya bilmeyerek yaşamak bize bağlı. Hayatımızın manasını keşfetmek bizim bakışaçımızda gizli yani.
  22. Nüanss

    Ölümden sonra hayat!

    Bir zamanlar öğrenciydim. Sanki hayat hep öğrenci olarak, okulda geçecekmiş gibiydi fakat bir gün okul bitti. Benim için bitti. Okul hayatı sürüyor, şimdi başka öğrenciler aynı okula devam ediyor ama benim için o hayat bitti. Ben o okul hayatından öldüm ve sonrasındaki hayatı sürüyorum. Yeni bir hayata doğmuş oldum. Benim için ölüm sonrası hayat bu ve bu gibi örneklerdir. Yaşadığımız her an'ın manası var. Manalandırmak bize kalmış. Benim verdiğim örnek, kendi hayatımdaki örneklerden sadece birisiydi..Daha nelerden öldük ve sonrasını yaşıyoruz an içinde. Ancak yaşadığımız şeyleri örneklendirebilir, anlatabilir, ispatlayabiliriz çünkü şahidiz kendi yaşamımıza. Sureti ölüm ile ilgili ise; ölüp dirildikten sonra, gördüğü öte hayatı anlatabilecek kaç kişi oldu etrafınızda? benim hiç olmadı kaldı ki olsa ve anlatsaydı bile ne farkederdi ki? Şahit olan, yaşayan ben olmadıktan sonra benim için ispatlanmamış olacaktır; ölümden sonra hayatın varolduğu da, varolmadığı da. Birçok kişi; ölümden sonra hayat var, kitapta yazıyor diyebilir. Bunu inkar veya ikrar edemeyiz belki ama bir düşünmek lazım; nasıl bir ölümden bahsediliyor diye. Yaşamın manasını keşfetmek varken, ölüm sonrası hayatın olup olmaması pek farketmiyor. Yaşamadan, şahit olmadan bilemiyoruz.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.