Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2010 unutulmaz bence çünkü her kes artık okuyor araştırıyor vee tartışıyor. 28 şubata giden sürecin nedenleri daha yeni yeni anlaşılıyor . anlaşılacakta . Anlasiliyor anlasiliyor elimizde ki bütün degerler satildi.. merak iste telefonlarimizi ele gecirenler sayin basbakani dinliyormu acaba.. Inaniyorum dinlendigini hissettigi an, oda 28 şubata giden sürecin nedenlerini daha iyi anliyacak.. Merak iste Türkiye üsüyor Türkiye elektriksiz kaldigi saatler var.. Tekeli almaya gelenler Telefonu kulagimiza uzatanlar.. Hani bunlarin büyük kapitallari var ya Türkiye üsümezsin diye Elektrik santrallari icin geliyorlar mi.. Hani diyorum bunlar büyük yatirimlara imza atarlar! En son imzayi kim atmisti? Sovyetler dönemin de zannedersem demir celik sanayi.. merak iste ondan sonra kim neye imza atti... Hani diyorum bunlar büyük yatirimlara imza atarlar! BOP Gibi filan fistik. Kime GAP a kimi BOP a Alıntı
Φ akıl Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2010 Acaba diyorum o değerler devletin elinde zarar ederkende bu kadar değerlimiydi? Yoksa kara geçince mi değerini anladılar insanlar. Satılırken ortalığı ayağa kaldıran insanlar hernedense zarar ederken ses çıkarmıyorlardı.Acaba diyorum ozaman hortumun bir ucuda onların bahçelerinemi akıyordu. özelleştirmesine karşı olduğum tek kurum türk telekomdur onuda hatırlatayım. 28 şubat süreci hakkında iki laf edeyim bari. Fadime şahinle müslüm gündüz hadisesini tertip edenler şimdilerde anlatmaya başladılar olayları.yoksa siz ali kalkancıyı meyhaneden alıpta şeyh yaptıklarını hala duymadınızmı? Ya o sokakta huu çekenlere ne demeli.hepsini toplatıpta şöyle bir meydan dayağı attıramayan erbakanada her belgeye imza attırmanın ne kadar kolay olduğunu da o dönemin devlet erkanı şimdilerde anlatmakta.Ve o dönemin bazı paşalarının ki birisi nin çevik bir paşa olduğunu gene yeni öğreniyoruz ABD de CIA ile ne konuştuğuda yeni yeni aydınlanıyor. 28 şubat sürecinin her safhasında ABDnin yer aldığını ve süreçte rol almakla bizim bazı üst düzey yönetici ve devlet erkanının aslında ABD nin oyununa geldiklerini kendileri bile açıklamakta mazur görmez.hatta erbakanın idamdan döndüğünü iddaa edenlerde vardır ama pek inandırıcı değil.lakin bu halk menderesten çok örnek ve ders almış olacakki aynı akıbeti paylaşması bazı çevrelerce düşünülüp hatta arzu edilen Erdoğanın başına gelebilecek bu türden bir oyuna karşı tahammülün mümkün olamayacağını ve hatta ülkeyi iç savaşa dahi sürükleyebileceğini göstermek adına 28 şubatta tankların yürüdüğü sincandan bügün bu halkın bağrından çıkan avukatlar darbeye karşı yürüyüş yapmıştır. sevgi ve muhabbetle. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2010 28 şubat sürecinin her safhasında ABDnin yer aldığını ve süreçte rol almakla bizim bazı üst düzey yönetici ve devlet erkanının aslında ABD nin oyununa geldiklerini kendileri bile açıklamakta mazur görmez.hatta erbakanın idamdan döndüğünü iddaa edenlerde vardır ama pek inandırıcı değil.lakin bu halk menderesten çok örnek ve ders almış olacakki aynı akıbeti paylaşması bazı çevrelerce düşünülüp hatta arzu edilen Erdoğanın başına gelebilecek bu türden bir oyuna karşı tahammülün mümkün olamayacağını ve hatta ülkeyi iç savaşa dahi sürükleyebileceğini göstermek adına 28 şubatta tankların yürüdüğü sincandan bügün bu halkın bağrından çıkan avukatlar darbeye karşı yürüyüş yapmıştır. sevgi ve muhabbetle. Avukatlar mi? dediniz??? DTP'nin,ÖCALAN'in kac avukati var o halkin bagrindan cikmis??? saygilarla Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2010 Bu millet,Cumhuriyet tarihinin en büyük kredisini iki kamu bankasindan dünür CALIK'A verilerek ATV'yi ve Sabah gazetesini Akp'nin resmi yayin kuruluslari yapildigini da unutmayacaktir. Bu millet, Sehide "KELLE" Terörist basina "SAYIN" diyen sabikalilari da unutmayacaktir. Bu millet, Büyüksehir Belediye Baskanligi yaparak, yolsuzlugun daniskasini yapan ve sonra da MILLETVEKILI zirhina bürünenleri de unutmayacaktir. Bu millet,ayni zamanda kurumlara baski yaparak, gercek ekonomik rakamlari kamuoyundan saklayanlari, yandaslara kamu kuruluslarini peskes cekenleri, binlerce insani isinden gücünden ederek bir dilim ekmege muhtac edenleri de unutmayacaktir. saygilarla Ben sizin gibi düşünmüyorum. Bu millete çok inanıyorsunuz ve çok fazla güveniyorsunuz; sonunda 2007 de olduğu gibi hayal kırıklıkları oluyor. Bu millet haklı olarak saydığınız bu olayları unutmamış olsaydı % 47 alabilirler miydi? Ben ancak İnşallah diyorum... Saygılarımla... Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2010 unutulmaz bence çünkü her kes artık okuyor araştırıyor vee tartışıyor. 28 şubata giden sürecin nedenleri daha yeni yeni anlaşılıyor . anlaşılacakta . Herkes okuması önemli değil, ne okuduğu önemli bence. İktidar yanlısı medyayı okuyan veya seyreden herşeyi toz pembe görüyor. Benim gibi muhalefet olan da herşeyi kötü olarak görüyor. İnsanlar neyi görmek istiyorlarsa onu görüyor. İktidarın baskısıyla gerçeklere ulaşmakta zorlaştırılıyor. Örneğin Reuters in 18 ocak günü verdiği habere göre hükümet politik sebeplerle 3700 internet sitesini bloke etmiş. İnsanları alışkanlıklarından, okudukları gazete,seyrettikleri kanallardan vazgeçirmek oldukça güçtür. Ben maç falan yoksa trt, atv, ntv, stv, 24,...saymakla bitmiyor seyretmem. Ben seyretmiyorsam onlar da seyretmiyordur herhalde; zaten Başbakan o gazeteleri almayın diye talimat da vermişti. Bunların Chp nin parçalanmasıyla bir ilgisi var mı bilmiyorum. Yazdım işte... Saygılarımla... Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2010 Acaba diyorum o değerler devletin elinde zarar ederkende bu kadar değerlimiydi? Yoksa kara geçince mi değerini anladılar insanlar. Satılırken ortalığı ayağa kaldıran insanlar hernedense zarar ederken ses çıkarmıyorlardı.Acaba diyorum ozaman hortumun bir ucuda onların bahçelerinemi akıyordu. özelleştirmesine karşı olduğum tek kurum türk telekomdur onuda hatırlatayım. 28 şubat süreci hakkında iki laf edeyim bari. Fadime şahinle müslüm gündüz hadisesini tertip edenler şimdilerde anlatmaya başladılar olayları.yoksa siz ali kalkancıyı meyhaneden alıpta şeyh yaptıklarını hala duymadınızmı? Ya o sokakta huu çekenlere ne demeli.hepsini toplatıpta şöyle bir meydan dayağı attıramayan erbakanada her belgeye imza attırmanın ne kadar kolay olduğunu da o dönemin devlet erkanı şimdilerde anlatmakta.Ve o dönemin bazı paşalarının ki birisi nin çevik bir paşa olduğunu gene yeni öğreniyoruz ABD de CIA ile ne konuştuğuda yeni yeni aydınlanıyor. 28 şubat sürecinin her safhasında ABDnin yer aldığını ve süreçte rol almakla bizim bazı üst düzey yönetici ve devlet erkanının aslında ABD nin oyununa geldiklerini kendileri bile açıklamakta mazur görmez.hatta erbakanın idamdan döndüğünü iddaa edenlerde vardır ama pek inandırıcı değil.lakin bu halk menderesten çok örnek ve ders almış olacakki aynı akıbeti paylaşması bazı çevrelerce düşünülüp hatta arzu edilen Erdoğanın başına gelebilecek bu türden bir oyuna karşı tahammülün mümkün olamayacağını ve hatta ülkeyi iç savaşa dahi sürükleyebileceğini göstermek adına 28 şubatta tankların yürüdüğü sincandan bügün bu halkın bağrından çıkan avukatlar darbeye karşı yürüyüş yapmıştır. sevgi ve muhabbetle. Tekel zarar mı ediyordu? Tekelin içki bölümünü alanlar iki sene sonra sattıklarında 600 milyar dolar kar elde etmişler. Sigara bölümünü alanlarda fabrikaları kapatmışlar. Asıl şimdi meydana gelen zarar telefi edilemeyecek duruma gelmiştir. İşçiler işsiz kaldı, yabancı sigara cenneti olduk, tütün ekilmez oldu tütün ekiciler işlerinden oldu vs. O avukatlar da Fetullah Gülen in dergahında yetişen avukatlar olsa gerek. Erbakan a Tarikat liderlerini davetmesini ABD mi söyledi, millet cami tepelerine çıkarken bu cesareti kimden aldı? Siz hep komplo üretiyotsunuz; siyasilerin hiç mi suçu yok? Saygılar... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2010 Fadime şahinle müslüm gündüz hadisesi Bu safsataya bu kadar kanan insan olması çok acaip. Bu, her kötülüğün sorumluluğunu şeytana yıkma dogmasının benzeri şekilde, dogmatiklerin kendi dogmalarının ürettiği insanların hatalarını başkalarına mâletme gayretlerinden başka bir şey değildir. Para ile imanın kimde olduğu bilinmezmiş. Dün meyhaneden çıkar, bugün şeyh olur. Dün şeyhtir, bugün bakarsınız çocuk istismar eder. İnsanın ne olduğu, ne olacağı belli değildir. Dün pavyonda çalışır, bugün başını örter, dün başını örtüyordur, bir bakarsınız bugün pavyonda çalışıyordur. Bunlara karışamaz, dün öyleydi, bugün niye böyle diyemezsiniz. Kimsenin de onlara rol biçtiğini iddia edemezsiniz. İnanç bu, bugün bir şeye, yarın başka şeye inanır, karışamaz ve damgalayamaz, inancını sabit kabul edemezsiniz. "Daha dün içerken gördüm, müslümanlığı kabul değil" diye bir iddianız olabilir mi? Dün camide, bugün meyhanede de görebilirsiniz. Hiç bir şey gerekmez. Hiç bir hüküm kesemezsiniz. Genellikle de böyle olur zaten, bu halk arasında bile anlatılır durur, hiç mi duymadınız? "Durmadan içerdi, namaza başladı, damlasını içmiyor" diye anlatılanları, inanç turizmine katılıp bir günde değişenleri hiç mi duymadınız? Nasıl olup da pavyondan çıktı diye inancına ambargo koyma hakkını kendinizde buluyorsunuz? İnsanları inançları ile değerlendirmekten vazgeçin. Bu dogmadır. Kimsenin inancını, inancının derecesini, samimiyetini, gücünü, değerini tartışma konusu yapamazsınız. Kimsenin inancını rol kesme olarak damgalayamazsınız. Rol de kesebilir, sorgulayamazsınız. Dolayısıyla Fadime Şahin veya başkasının rol kestiği iddiası, temelsiz ve çürüktür. Kanıtı yoktur. Böyle bir iddia tamamen havadadır, bir destek bulması olasılığı yoktur. Çünkü inanç soyut bir olgudur, kimse bir inançmetre icat edemedi... Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2010 Tekel zarar mı ediyordu? Tekelin içki bölümünü alanlar iki sene sonra sattıklarında 600 milyar dolar kar elde etmişler. Sigara bölümünü alanlarda fabrikaları kapatmışlar. Asıl şimdi meydana gelen zarar telefi edilemeyecek duruma gelmiştir. İşçiler işsiz kaldı, yabancı sigara cenneti olduk, tütün ekilmez oldu tütün ekiciler işlerinden oldu vs. O avukatlar da Fetullah Gülen in dergahında yetişen avukatlar olsa gerek. Erbakan a Tarikat liderlerini davetmesini ABD mi söyledi, millet cami tepelerine çıkarken bu cesareti kimden aldı? Siz hep komplo üretiyotsunuz; siyasilerin hiç mi suçu yok? Saygılar... milyon dolar olacak. Milyar dolar olsa hiç borcumuz kalmazdı değil mi? Fazla abartmışım! Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2010 Acaba diyorum o değerler devletin elinde zarar ederkende bu kadar değerlimiydi? Yoksa kara geçince mi değerini anladılar insanlar. Satılırken ortalığı ayağa kaldıran insanlar hernedense zarar ederken ses çıkarmıyorlardı.Acaba diyorum ozaman hortumun bir ucuda onların bahçelerinemi akıyordu. Arkadaslar gerekli olanlari yazmislar zarar etmedigini belirtmis baska istatistikleri koymaya gerek yok zannedersem... Farz et zarar ediyordu minimum.. bunun karsiliginda binlerce insan gecimini vede piyasayi hareketlendiriyor bu ne demek.. Binlerce kisi daha yasama piyasaya baglanmasi, binlerce esnafi da etkilemesi anlamina gelir, sirf esnaf mi dersin!.. bunlar da tekrar vergi olarak devlete döner öyle mi? soralim bu ne anlama gelir.. Bakin Avrupada 6o´larin 70´lerin hatda 80´lerin baslarinda Dogu Almanya´yi da icine alirsak 2000 lere kadar binlerce fabrika senelerce yari kapasiteyle calistirilirken firmalarin bir cogu bos üretim yaparken isci cikarmamistir sirf cikarmamak adina bos üretim yapmistir bunlarin farkinda olan var mi.. Yok Yok... Örnegin: Tekstil firmaları,tekstil sanayisi Avrupa´dan disari kaydirilirken 80 lerin basindan 90 lara kadar bos üretim yapmistir zararin ötesi.. Zarar etmeyenlerden örnek verelim.. neleri paylasiyor? OTOMOTİV SEKTÖRÜ… Otomotiv sektörü için 2009’un nasıl geçeceğine yönelik beklentiler, dünyanın hangi köşesinden bakıldığına bağlı olarak farklı tablolar ortaya koymaktadır. ABD, AB ve Japonya’da otomobil pazarının daralacağına kesin gözüyle bakılırken, Fransa ve Almanya’daki distribütörler, ellerindeki stokları eritmek için %30’lara varan indirim kampanyalarına başlarken, ihracatının %60’ından fazlasını gelişmiş sanayi ülkelerine yapan Türk otomotiv sektöründe 2009’un ilk üç çeyreğinde üretim kapasitesinin %55’inin kullanılmasını beklemekteyiz. 2009’da da ABD her şeye rağmen en büyük pazar olmaya devam ederken, Çin’de satışların %8 artması, Rusya ve Hindistan pazarının %6 büyümesi beklenirken, Çinli ve Hindistanlı üreticilerin arzlarını kısmayacak olmaları, talep daralmasının yaşandığı bu dönemde arz fazlasının oluşmasına ve tatminkar seviyede seyreden kar marjlarının azalmasına neden olacaktır. Bu durum otomobil devlerinin maliyetlerini daha fazla kısmalarına ve gerçekleştirilen ortaklıkların sonlandırılmasına neden olabilir. Çünkü geçtiğimiz yıllarda birbiri ardına fabrikalar açmaktan keyif alan sektör, yılda 94 milyon araçlık muazzam bir üretim kapasitesine ulaşmıştır. Bu rakam ihtiyacın 34 milyon adet üzerinde bulunmakta olup, diğer bir ifadeyle yaklaşık 100 fabrika fazladan çalışmaktadır Otomotiv, lokomotif sektör olarak ekonomiyle yan yana yürüyen ve bu alandaki dalgalanmalardan en fazla etkilenen sektör konumundadır. Özellikle Haziran ayından itibaren görülen sipariş iptallerinin hem araç hem de parça üreticilerinin tüm programlarını "alt üst" ettiği yadsınamaz bir gerçektir. 2008’in başında 2007'ye oranla binek ve hafif ticari araç satışlarında gözlenen artışlar, ekonomik belirsizliklerin de etkisiyle aylar itibariyle azalan bir seyir izlemiştir. 2008 yılı binek ve hafif ticari araç toplam pazarı 2007’in %17 altında 526.544 adet ile sonuçlanmıştır. Sektörün ihracatınının odak noktası olan Batı Avrupa ülkelerinden Almanya'da %10, Fransa'da %14, İspanya'da %42 oranında düşüş yaşanmıştır. Bu durum zincirleme geliştiği için de önlemler alınına kadar stokta birikmeler, ani sipariş dalgalanmalarından doğan ek lojistik maliyetler, işçileri izine çıkarma ya da vardiya azaltma gibi durumlarla sektör karşı karşıya kalmıştır Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2010 Bence üzerinde durulması gereken konu, sigara fabrikalarını alan yabancı şirket niye aldı, niye kapattı? Alıntı
Φ Odris Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2010 Ya Rua, bu kadar mükemmel bir yorum yapmak için biraz sinirlenmiş olmalısın! Kontrollü öfke çok iyidir, insana enerji verir ve zihnini açar... Yorumun için on numara diyorum, arada biraz öfkelenmelisin! Tengeriin dost bir ara böyle bir şey söylemişti, en güzel yorumların biraz öfkeliyken yazıldığını belirtmişti, şimdi katıldım, doğruymuş. Yahu bu DTP'lilere bak sen. Herşeyi halletmişler benim memleketimin sorunlarını çözeceklermiş. Edirne'de romanlara saldırmışlar -ki bu bir yalandır- bu siyaset fareleri de konuyu meclise taşıyacaklarmış. Bu PKK uzantısı partiye benim memleketimin hiçbir ferdi tenezzül etmez. Baştan aşağıya yalan, kurnazlık, ayrımcılık kokan bu hareketlerle ancak belli bölgelerde prim yaparlar. Her adımında insan katili bir terörist başına danışacaksın, ondan sonra da başına gelenlerden dolayı ona buna olur olmaz saldıracaksın. Hem her hareketinde kendi kendine karar veremediğini ortaya koyarcasına insan katili bir teröriste açıkça danışma basiretsizliğini sergileyenleri alkışlayacaksın ondan sonra da CHP bu ülkede iktidar olamaz diyeceksin. Bunlar komik değil mi sence de yahu Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2010 Bunlar komik değil mi sence de yahu Komik olmaya komik ama, trajikomik! Bir ülkenin bu kadar karmaşa ve belirsizliğe itilmesi, temel ilke ve değerlerin bu kadar çekiştirilmesi olağan bir durum değil. Birilerinin bu vatana kastı olduğunun, birilerinin de buna çanak tuttuğunun, en azından alet olduğunun açık göstergesi... Suçu ve suçluyu övmenin suç olduğu, çünkü suça teşvik içerdiği temel bir hukuk kuralıdır. Yani örneğin ifade özgürlüğü vardır, ama suçu ve suçluyu övmek ifade özgürlüğü değildir. Bunu yapan parti, bir daha, bir daha ve bir daha kapatılır, bu kesindir. Kurucularının tamamı siyasetten yasaklanır. Aksi, hukukun inkarı anlamına gelir. Hırsızlar partisi, katiller partisi kurabiliyor musun kardeşim? Ya uyuşturucu kaçakçıları, silah tüccarları partisi? Aynısıdır. Adam katillerin elebaşılığından müebbeti yemiş mi, yemiş. Bitti. Kimse övemez. Övmek suçtur, gereği yapılır. Yapılmaması hukukun havaya uçurulmasıdır. Birileri de hukukun temeli olduğunu, temelden göçerttiler mi yapının ayakta kalamayacağını bildiklerinden, taaa Atlantik ötelerinden truva atlarını önce hukuk ve emniyete sokmuşlar, zehirli meyvelerini şimdi toplamaya başladılar... Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2010 Malum davada gazetecileri, profesörleri, asker, sivil herkesi içeri atıyorlar; ondan sonra da delil arıyorlar. Bunlar apaçık paçavra, poster açıp adeta milletin gözüne sokuyorlar. Kongre dedikleri propaganda toplantılarında İstiklar Marşı bile okumuyorlar. Bu çifte standart değil de nedir? Bir de aklıma takılan bana göre önemli bir konu olan Kıbrıs meselesi var. Kıbrısta iki milletin varlığı kesin değil mi? Peki Kıbrıs ı niye tek devlet yapmaya çalışıyorlar? İşine geldiklerini parçalıyor, işine geldiklerini birleştiriyorlar. saygılarımla... Alıntı
Φ akıl Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2010 Avukatlar mi? dediniz??? DTP'nin,ÖCALAN'in kac avukati var o halkin bagrindan cikmis??? saygilarla evet avukatlık dedim. siz hala öcalanın avukatını halkın içinden çıkmış olarakmı görüyorsunuz? Alıntı
Φ akıl Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2010 Arkadaslar gerekli olanlari yazmislar zarar etmedigini belirtmis baska istatistikleri koymaya gerek yok zannedersem... * * * 2008’in başında 2007'ye oranla binek ve hafif ticari araç satışlarında gözlenen artışlar, ekonomik belirsizliklerin de etkisiyle aylar itibariyle azalan bir seyir izlemiştir. 2008 yılı binek ve hafif ticari araç toplam pazarı 2007’in %17 altında 526.544 adet ile sonuçlanmıştır. 2007 2008 i yazarken bakıyorumda dünya genelinde bir kriz olduğunu eklemeyi unutmuşsunuz. bu arada olayın sadece tekel den ibaret olduğunu sanmak saflıktır ki dedimya bu ülkede artık kimse saf değil. özelleştirme derken demir çelik fabrikalarını çimento fabrikalarını ve kömür ocaklarını falan söylemeyi unuttuğunuzu varsayıyorum devlet işlletmelerinin özelleştirmeden önceki ve sonraki halleri ile ilgilide yazacağız . daha bir çok zarar edipte özelleşince kara geçen işletme var bu ülkede. bazen halkın işsiz kalmaması için fabrikaların boş çalıştığı falan yazılmış doğrudur.bunu global krizde yaşadık türkiye de diğer ülkelerden geride kalmadı bu konuda . özel sektöri şçilerinin sigorta primlerini ödedi mesela kim başbakandı hatırlamıyorum geçen yıl baykaldı sanırım. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2010 Bu ülkede büro işçisi adı altında yaşanan garabet her sona erdirilmek istendiğinde ortaya atılan: "Alıştırdığınız gelir düzeyini düşüremezsiniz, verilmiş hak geri alınmaz" sözü şimdilerde çoktaaan unutuldu da kimse üzerine bile basmıyor. Efendim, "zamanında almışlar!" İktidar, topu geriye atma makamı değil, çözüm makamıdır. İşçi alımını tamamen durdurur, elindeki işçiyi istihdam edersin. Kimse de mağdur olmaz. Ama dert, kendi kadrolarına yer açmak, bunun için eskileri sokağa atmak olunca, iş başka tabii... Ki "büro işçisi" nasıl olur, bunun "Ay kaplumbağası"ndan ne farkı var? Büro işçisi diye bir kavram, "kuru su" kadar oksimoronken! Bu çelişkinin üzerine zerre kadar gitmeyenler, özelleştirme mağdurları yaratmakta bir sakınca görmüyorlar. Her şey bir süreç, planlama içerisinde yapılır. Elinde mevcut işçini emekli edinceye kadar mağdur etmez, yeni istihdam oluşturmazsın. Böylece özelleştirme mağduru diye kimse olmaz! İşsiz zaten işsiz. Ama işi varken kimseyi onbir ay sonra "sözleşmeni yenilemiyorum, hadi git kumda oyna!" aşağılamasına mahkum edemezsin. Hiç boşuna kimse özelleştirmenin faziletlerinden dem vurmasın. İşin o kısmını biz de biliyoruz... Özelleştirmeyse, böyle yapılır... Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2010 Farkında olmadan konu dışına çıkmaya başladık değerli arkadaşlarım... Konuyu tartışmaya açan arkadaşımız, "Cumhuriyet Halk Partisi (Chp) partinin geçmişini size anlatmayacağım en köklü parti olan ve deniz Baykal ile özdeşleşen 6 oklu parti eğer gereken yapılmazsa parçalanacak." diyerek konuyu başlatmıştı... _ilk olarak http://www.turkish-m...post__p__854154 iletiyle birlikte konu Chp'den DTP ye kaydı.. _ikinci olarak http://www.turkish-m...post__p__854305 iletiyle bölgesel sorunlara yöneldi. _üçüncü olarak konuyla ilgili bağlantısı olmayan Edirne-roman olayına yönelindi http://www.turkish-m...post__p__854504 _ http://www.turkish-m...post__p__854774 iletisiyle sayın "akıl" konuyu Chp'ye tekrar yönlendirse de iletisin son paragrafında yer alan "28 şubat süreci " ifadesi, konuyu Gab, Bob ve Abdullah Öcalanın Avukatlarına ve Fadime Şahine kadar götürdü... Şu anda da http://www.turkish-m...post__p__856240 iletisinde yazanlarla farklı bir yere geldik. Konunun kendi içinde akışıyla farkında olmadan farklı bir yere gitmemiz elbette doğal, bunda kimsenin farklı bir amacı olmadığıda ortada... Şuradaki başlık yazısına dönüp hatırlarsak eğer... http://www.turkish-m...post__p__853179 Sanırım son söz şu olmalı... Nerede Kalmıştık... Yararlı paylaşımlarda buluşmak dileklerim ve saygılarımla.. Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Başbakan Erdoğan; devamlı CHP yi karalamakta ve şu ifadeleri kullanmakta : ''CHP'ye soruyorum,yahu senin bu memlekete dikili bir ağacın mı var? ''CHP'nin tek parti diktatörlüğünde ne yapıldı Allahaşkına? "Bu cibiliyetsiz(soysuz)partinin(!) bu ülkeye hiç bir katkısı olmamıştır." "CHP iktidarında bu ülkede bir taş üstüne taş koydun mu?" "Biz bu CHP'nin cemaziyevvelini(tüm geçmişini)biliriz,hiç bir eserleri,emekleri yoktur bu ülkede" CHP'nin Türkiye Cumhuriyeti tarihinde tek başına iktidar olduğu dönem, 1923-1950 yılları arasıdır.Bu dönem Atatürk ve İsmet İnönü dönemidir. Asıl saldırılanda Atatürk'ün kurduğu cmhuriyet ve onun devrimleridir. CHP ye saldırıp parçalamaya çalışarak öncü hamleler yapılmaktadır. Herhalde biraz daha güçlenince direk Atatürk' e saldıracaklar. 1923-1950 yılları arasında yapılanlar bellidir.1950den sonra gerileme başlamış, askeri ihtilallerle özellikle nurcu cemaatlerin ve bunların yan kollarının güçlenmesi sağlanmıştır. Yapılan her darbe dinci kesime yaramıştır. Dün dedeleri , Atatürk'e cephe alıp düşmanla işbirliği yaparken, bugün torunları, bu mirası devralmış ve laik cumhuriyete karşı, örgütlü bir biçimde , amaçlarına ulaşmak için her yolu denemekteler. Aslında bu kesimin, tek takdir ettiğim yanı örgütlü mücadelesidir ve bu mücadaleden ne olursa olsun taviz vermemekteler. Bu kadar yol katetmelerinin altında da bu yatmaktadır.CHPnin hatası da burdadır.Örgütlü bir mücadele yapamamış ve bunu halka anlatamamış ve yayamamıştır. Akepe hükümeti cumhuriyetdöneminde yapılmış ne varsa satıp savmıştır. Kimse de demez ki ; "sattığın şeyleri kim yapmıştı da satabildin?" 2003-2007 AKP döneminde bu eserlerin kalanlarını satarken bir taraftan da Cumhuriyet tarihinin en çok borçlanan iktidarı olmuştur.!7 yılda tüm Cumhuriyet tarihindeki Hükümetlerin toplam borçlarından daha fazla borç yapmıştır.İç borç 450 milyar tl..Dış borç ise 270 milyar$ olmuştur. Bu kadar satışa rağmen sadece 2009 yılında AKP Hükümetinin bütçesi Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak 52 milyar$ olmuştur. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Erdogan yaptigi konusmalarda örnegin bugünkü gurup toplantisinda yine Baykal'a verdi veristirdi,AKP'nin gencleride balkondan "TÜEKIYE SENINLE GURUR DUYUYOR"diye alkis tuttukca,Erdogan keyfinden dört köse oluyor ve daha cok edebiyat parcalamaya basliyordu. Erdogan,PKK'lilarin yaptiklari icin de "Hak öylemi aranir,polis taslamakla mi,cocouklari öne sürerek mi,kepenk katarak mi vs vs."diyor sanki o eylemleri yapanlar PKK teröristleri degilmis gibi bir yaklasim sergilemekteydi.Demek ki Erdogan'in nazarinda bölücülük demokrasi kavraminin icinde yer almaktadir ki bu hakkinizi, taslamadan, molotof atmadan arayin diyordu ve de alkislaniyordu. CHP'nin iktidar olmayacagindan ve de bunun nedeni olarak Baykal'i göstermesi ise aslinda onun kavgasinin nedeni Baykal'in son dönemlerde yaptigi gercek muhalefetin etkisi oldugu anlasiliyordu.Basbakan son günlerde yeni bir uslup edindi;Hep gülüyor konusurken.Bence Erdogan'in bu gülmelerinin arkasinda onun, Baykal'in dedigi gibi oylarinin düsüsü sakli. CHP'nin verecegi Gensoru önergesi icin "GENSORU BU ÜLKEDE YALAMA OLDU"ifadesi ise aslinda basbakanin yapisini gösteren bir belgedir.Gensoru önergelerini mecliste yalama yapan yaptiran Erdogan'in kendisidir.Sayi cogunlugu ile,verilen her gensoruyu reddeden AKP hükümeti aslinda meclis denetlemesini engellemekte ve kendi deyimiyle GENSORUyu yalama yapmaktadir.Erdogan bahsettigi gibi demokrat bir basbakan olsaydi gensorular yalama olmazdi. saygilarla Alıntı
Φ akıl Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Başbakan Erdoğan; devamlı CHP yi karalamakta ve şu ifadeleri kullanmakta : . . . Bu kadar satışa rağmen sadece 2009 yılında AKP Hükümetinin bütçesi Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak 52 milyar$ olmuştur. İyi yazmışınız da sevgili arkadaşım bir de Akp hükümetinden önceki hükümetler zamanındaki yolsuzlukları yoksullukları memurun maaşını alamadığı dönemleri yazsa idiniz keşke. Belki hatırlayamayanlar olabilir değil mi? Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 İyi yazmışsınız. Bir de akp hükümetinden öncesini anlatsanız. Hani kim bilir memura maaşını veremeyecek duruma gelen hükümetleri karneyle ekmek tüp alan insanların durumunu ve daha birçok şeyi hatırlayamayan arkadaşlar vardır. Arkadaşım karneyle tüp kuyruğunu hiç bilmiyorum ama siyasi nedenlerden Ecevit'i devirmek amacıyla suni tüp,yağ yokluğu yaratılıp ,bunun için kuyrukta beklediğimi biliyorum. Ecevit hükümetini devirdikten sonra birden bire bunların, bollanması da Allahın işi olsa gerek. Düzenin 1950' lerden sonra bozulmaya başladığını da ayrıca belirtmişim. Burada konu CHP ile alakalı. Maaş konusunda da AKP nin oy almak için boşaltığı belediye fonlarını bir araştırın bakalım .İstanbuldaki tüm belediyeler bu yüzden kıvranıyor ve maaş alamıyorlar aylardır. Ve Kılıçdaroğlu'nun belgelerini bulup gösterdiği şeyler, inanın öğreneceklerinizin yanında devede kulak bile değil. Konuyu dağıtmayalım isterseniz. Konumuz CHP'nin parçalanması. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Arkadaşım karneyle tüp kuyruğunu hiç bilmiyorum ama siyasi nedenlerden Ecevit'i devirmek amacıyla suni tüp,yağ yokluğu yaratılıp ,bunun için kuyrukta beklediğimi biliyorum. Ecevit hükümetini devirdikten sonra birden bire bunların, bollanması da Allahın işi olsa gerek. Düzenin 1950' lerden sonra bozulmaya başladığını da ayrıca belirtmişim. Burada konu CHP ile alakalı. Maaş konusunda da AKP nin oy almak için boşaltığı belediye fonlarını bir araştırın bakalım .İstanbuldaki tüm belediyeler bu yüzden kıvranıyor ve maaş alamıyorlar aylardır. Ve Kılıçdaroğlu'nun belgelerini bulup gösterdiği şeyler, inanın öğreneceklerinizin yanında devede kulak bile değil. Konuyu dağıtmayalım isterseniz. Konumuz CHP'nin parçalanması. Evet sayin gelincik aynen dediginiz gibi;Nasil ki 13 Eylül sabahi kan akmasi durdu,heralde Ecevit dönemindeki var oldugu söylenen ama Ecevit gittikten hemen sonra yag icin kimsenin kuyrukta olmamasi gercekten ilginc degilmi?Yaglari saklayanlar kimlerdi?Ve nicin sakladilar? saygilarla Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2010 Memurun maaslarini alamadigi dönemi pek bilmiyorum duymadim ama Avrupada ki imam takiminin ayliklarinin Erbakan döneminde Suudiler tarafindan ödendigini duydum. Yoksulluk Türk milletinin hakki degil ama 1950 yilindan bu yana bu ülkeyi sadece sagci iktidarlar yönetti. AKP'de sagci bir iktidardir. Bunun anlamida bu ülkeyi yöneten sagci iktidarlar sadece cami yaptirmakla mesguldüler, millete hicbirsey vermediler, egitim dahi vermediler. Bugünkü tablo olabilir 12 Eylül'ün sonuclari deniyor kismen dogrudur ama 12 Eylül sagci iktidarlar döneminde yapildi. Bu ülkede darbelerin, yoksullugun tek sebebi sagci iktidarlardir. Koltuk sevdasina iktidar olup Amerika'nin kuyrugunda gezen iktidarlar ulusuna sadece yoksulluk verir. Bu nedenle AKP'yi "öncekileri de söyleyin "tarzi bir yakinmayla savunmaya calismak AKP'ninde kendinden öncekilerden farksli oldugunu kanitlamiyor. Milletin hali-perisani ortadadir. Bunu inkar ederek bir yerlere varilmaz. Ekonomi kalkiniyor, Türkiye bilmem kacinci ülke olacak hayalleri halkin karnini doyurmuyor, karni doyanlar Boyner'ler, Sabanci'lar, Koc'lar ve de AKP'nin zenginleri. Ben bugünkü iktidari Iran'in SAH RIZA PEHLEVI dönemine benzetiyorum: Sah ve sülalesi; tümü 500 kisi ve Iran disinda yasiyorlar. Iran'in tüm petrol gelirleri Sah ve sülalesinin cebine akiyor, Iran halki ise yoksullari oynuyor. Peki bugün farkli mi, yoksa bugünkü Iran yönetimini degilde öncekileri mi tartismak gerekiyor? 70'li yillardan bu yana Molla rejimi var Iran'da. Ne verdiler halka. AKP ne verdi millete? saygilarla Alıntı
Φ akıl Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2010 Arkadaşım karneyle tüp kuyruğunu hiç bilmiyorum ama siyasi nedenlerden Ecevit'i devirmek amacıyla suni tüp,yağ yokluğu yaratılıp ,bunun için kuyrukta beklediğimi biliyorum. Ecevit hükümetini devirdikten sonra birden bire bunların, bollanması da Allahın işi olsa gerek. Düzenin 1950' lerden sonra bozulmaya başladığını da ayrıca belirtmişim. Burada konu CHP ile alakalı. Maaş konusunda da AKP nin oy almak için boşaltığı belediye fonlarını bir araştırın bakalım .İstanbuldaki tüm belediyeler bu yüzden kıvranıyor ve maaş alamıyorlar aylardır. Ve Kılıçdaroğlu'nun belgelerini bulup gösterdiği şeyler, inanın öğreneceklerinizin yanında devede kulak bile değil. Konuyu dağıtmayalım isterseniz. Konumuz CHP'nin parçalanması. madem konu chp nin parçalanması o halde neden olayı akp yle ilişkilendiriyorsunuz. chp yi akp mi parçalıyor? Alıntı
Φ akıl Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 18 Şubat , 2010 Memurun maaslarini alamadigi dönemi pek bilmiyorum duymadim ama Avrupada ki imam takiminin ayliklarinin Erbakan döneminde Suudiler tarafindan ödendigini duydum. Yoksulluk Türk milletinin hakki degil ama 1950 yilindan bu yana bu ülkeyi sadece sagci iktidarlar yönetti. AKP'de sagci bir iktidardir. Bunun anlamida bu ülkeyi yöneten sagci iktidarlar sadece cami yaptirmakla mesguldüler, millete hicbirsey vermediler, egitim dahi vermediler. Bugünkü tablo olabilir 12 Eylül'ün sonuclari deniyor kismen dogrudur ama 12 Eylül sagci iktidarlar döneminde yapildi. Bu ülkede darbelerin, yoksullugun tek sebebi sagci iktidarlardir. Koltuk sevdasina iktidar olup Amerika'nin kuyrugunda gezen iktidarlar ulusuna sadece yoksulluk verir. Bu nedenle AKP'yi "öncekileri de söyleyin "tarzi bir yakinmayla savunmaya calismak AKP'ninde kendinden öncekilerden farksli oldugunu kanitlamiyor. Milletin hali-perisani ortadadir. Bunu inkar ederek bir yerlere varilmaz. Ekonomi kalkiniyor, Türkiye bilmem kacinci ülke olacak hayalleri halkin karnini doyurmuyor, karni doyanlar Boyner'ler, Sabanci'lar, Koc'lar ve de AKP'nin zenginleri. Ben bugünkü iktidari Iran'in SAH RIZA PEHLEVI dönemine benzetiyorum: Sah ve sülalesi; tümü 500 kisi ve Iran disinda yasiyorlar. Iran'in tüm petrol gelirleri Sah ve sülalesinin cebine akiyor, Iran halki ise yoksullari oynuyor. Peki bugün farkli mi, yoksa bugünkü Iran yönetimini degilde öncekileri mi tartismak gerekiyor? 70'li yillardan bu yana Molla rejimi var Iran'da. Ne verdiler halka. AKP ne verdi millete? saygilarla sağcı iktidarlar ne zaman iktidar olabildiki bu ülkede? birisi adnan menderesti astı lar birisi özaldı vurdular olmadı zehirlediler.şimdi erdoğan halktan çekinmeseler onuda asacaklar . Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.