Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ACIMASIZ BİR AÇIKLIKLA SORALIM: Arap dünyası niye bu kadar geri? Niye bu kadar çok diktatör, az kitap okuyan ve işkenceler ülkesi...


DİPNOT

Önerilen İletiler

Araplar niye Ortaçağ'dan çıkamıyor?

 

Batı sömürgeciliği, Arapların nasıl hem bu kadar zengin hem de bu kadar geri kalmış olduğunu açıklamaya yetmiyor. 'Bizim' vesayetimizin veya İsrail sorununun sürmesinin iktidara hiçbir şey yapmama bahanesi sağladığı doğru, fakat Araplar sanki ülkelerini bizim gibi sahiplenmiyor da…

Acımasız bir açıklıkla soralım: Arap dünyası niye bu kadar geri? Niye bu kadar çok diktatör, bu kadar az insan hakları, bu kadar çok devlet güvenliği ve işkence, bu kadar vahim düşüklükte okuma yazma oranı var?...

Bu perişan bölge, petrolden yana bunca zenginken, bilgisayar çağında bile niye bu kadar kötü eğitimli, bu kadar yetersiz beslenen, bu kadar bozulmuş bir nüfus üretmek zorunda kalıyor? Evet, Batı sömürgeciliğinin tarihini biliyorum, Batı’nın karanlık kumpaslarını, Arapların o meşhur savunusunu: ‘Düşman kapıya dayanmışken’ şeyhleri, kralları, otokratları, imamları alaşağı edemezsiniz. Bunda doğruluk payı var. Fakat kâfi miktarda değil.

 

Gelir 24 yılda yüzde 6.4 artmış...

BM Kalkınma Programı (UNDP) yine bir raporla pat diye ortaya çıkıverdi. Bu beşinci raporda (Arap analistler ve akademisyenler aracılığıyla hazırlanmış, dikkatinizi çekerim) Ortadoğu’nun büyük kısmının gelişmemişliğini ayrıntılarıyla ortaya konuluyor. Rapor, ‘bölgenin siyasi, sosyal, ekonomik ve çevresel yapılarının kırılganlığından... dış müdahalelere savunmasızlığından’ dem vuruyor. Fakat bu çölleşmeyi, (bilhassa kadınlar arasındaki) okuma yazma bilmemeyi ve (raporun da teslim ettiği üzere) genellikle ‘insan güvenliğinin ana sağlayıcısından ziyade o güvenliğe yönelik tehdide dönüşen’ Arap devletini açıklıyor mu?

Arap gazeteci Rami Huri’nin umutsuz-ca söylediği gibi: “Ortaçağ koşullarımızın altındaki nedenleri nasıl ele alacağımız ve somut vatandaşlığa, üretken ekonomilere ve istikrarlı devletlere dayalı gerçek değişimi nasıl hayata geçireceğimiz, Arapların üç nesildir sırrını çözemediği bir muamma olmayı sürdürüyor.” Bölgedeki gerçek kişi başına gelir, 1980-2004 arasında sadece yüzde 6.4 artmış. Bu da yılda sadece yüzde 0.5 artış anlamına geliyor, ki ‘CIA World Factbook’un 2008’de analiz ettiği 217 ülkenin 198’i bundan daha iyi durumda. Ve 1980’de 150 milyon olan Arap nüfusu, 2015’te 400 milyona ulaşacak.

Bu durumu büyük ölçüde ben de müşahade ediyorum. 1976’da Ortadoğu’ya ilk ayak bastığımda yeterince kalabalıktı. Kahire’nin buhar tüten, kötü kokan sokakları o zaman da gece gündüz sıkış tepişti ve bir milyondan fazla evsiz büyük Osmanlı mezarlıklarında yaşıyordu. Arap evleri bal döküp yalayacak kadar temizdir, fakat sokaklar genellikle *********tir, pislik ve atıklar yola taşar. Az çok demokrasinin olduğu ve Ortadoğu’nun en eğitimli ve kültürlü halklarından birinin yaşadığı Lübnan’da bile benzer bir fenomen bulursunuz. Ücra dağ köylerinde aynı temizliği bütün evlerde görürsünüz. Peki sokaklar ve tepeler niye bu kadar pistir?

 

Sanırım Arapların zihninde gerçek bir sorun var; ülkelerini kendilerine ait hissetmiyorlar. Sürekli şaşaalı sözlerle Arap birliğine veya ulusal ‘birliğe’ dair coşku patlamalarına sevk edilen bu insanlar,

 

Batılıların hissettiği bu aidiyet duygusunu hissetmiyor. Büyük çoğunluğu gerçek temsilci seçemedikleri (Lübnan’da bile aşiret veya mezhep bağlamı dışına çıkmak zor) için, ‘hükmedilmiş’ hissediyor. Fiziki bir varlık olarak sokak, ülke başka birilerine ait. Ve bir hareket ortaya çıktığı ve (daha da kötüsü) popüler olduğu an, bu hareketleri yasadışı veya ‘terörist’ kılacak sıkı yönetim yasaları derhal devreye sokuluyor. Bu yüzden de bahçelerin, tepelerin ve sokakların bakımını yapmak daima başka birilerinin sorumluluğu oluyor.

 

Ve devlet sistemi dahilinde çalışanlar da (doğrudan devlet ve onun yozlaşmış otarşileri için çalışanlar) var oluşlarının tam da devletin sırtını dayadığı bu yozlaşmışlığa bağlı olduğunu hissediyorlar. İnsanlar yozlaşmanın parçası haline geliyor. Yıllar önce bir Arap derebeyinin hükümetin yolsuzlukla mücadele hamlesinden şikâyet edişini hep hatırlarım: “Eskiden rüşvet verirdim ve telefon, su tesisatı, elektrik bağlanırdı. Peki şimdi ne yapabilirim Bay Robert? Kimseye rüşvet veremem, bu yüzden de hiçbir şey yapılmaz!”

UNDP’nin 2002’deki ilk raporu bile son derece hazindi. Arap dünyasındaki insani kalkınmanın önünde üç devasa engel saptıyordu: Özgürlük, kadın hakları ve bilgi alanlarında giderek artan ‘eksiklik’. Eski ABD Başkanı George W. Bush, Irak katliamının orta yerinde sürekli özgürlük, demokrasi falan gibi mevzulardan bahsederken, bu konuya da dikkat çekmişti. ‘Terör’e yeni bir isim veren adamdan ders almak konusunda anlaşılır bir gücenme yaşayan Mısır’ın Hüsnü Mübarek’i bile (ki yüzde 90’ın üzerinde seçim zaferleri kazanmasıyla meşhurdur) 2004’te eski Britanya başbakanı Tony Blair’e modernleşmenin ‘geleneklerden ve din kültüründen’ kaynaklanması gerektiğini söylüyordu.

Arap-İsrail çatışmasına çözüm bulunması tüm bunları da çözer mi peki? Belki bazılarını çözer. Daimi kriz tehdidi olmaksızın, sıkıyönetim yasalarını sürekli yenilemek, anayasallıktan kaçmak, aksi takdirde talep edebilecek halkların dikkatini başka yönlere sevk etmek çok daha zor olacaktır. Bununla birlikte bazen sorunların, Arapların ayaklarının altında ilelebet akacak bir lağım gibi çok derinlere çöktüğünden ve o lağımın üzerine yeni bir şeyler inşa edilemeyecek kadar koyulaştığından korkuyorum.

 

Mühendisler taksi şoförü

Birkaç ay önce Kahire Üniversitesi’nde konuşurken, öğrencilerin ne kadar parlak olduğunu, sınıflarda ne kadar çok kadın öğrenci bulunduğunu ve daha önceki ziyaretlerime kıyasla ne kadar iyi eğitilmiş olduklarını görüp sevindim. Ancak Batı’ya taşınmak isteyenlerin sayısı çok daha fazlaydı. Kuran paha biçilmez bir belge olabilir - fakat Yeşil Kart da değerli. Ve Kahire taksi şoförlüğü yapmak zorunda kalan mühendislik mezunlarıyla doluyken, onları kim suçlayabilir?

Ve evet, her şeyi göz önünde bulundurarak, Filistinlilerle İsrailliler arasında ciddi bir barış Arapların başına bela olan akıl almaz dengesizliklerin düzeltilmesine yardımcı olur. Bu savaşın temsil ettiği zalim adaletsizlikle ilgili artık karın ağrısı çekmezseniz, belki başka adaletsizlikleri ele almaya sıra gelir. Bunlardan biri içteki şiddet; bütün Arapların açıkça sergilediği büyük aile sevgisine rağmen Arap dünyasında şiddet Batılıların idrak edebildiğinden (veya Arapların kabul etmek istediğinden) çok daha yaygın. Fakat bence Ortadoğu’yu askeri olarak terk etmemiz de gerekiyor. Bulabildiğiniz her yoldan Araplara öğretmenlerimizi, iktisatçılarımızı, ziraatçılarımızı gönderelim. Fakat askerlerimizi çekelim. Onlar bizi savunmuyor. Bu dünyanın Kaide’lerinin beslendiği adaletsizliği çoğaltan kaosun ta kendisini yayıyorlar. Hayır, Araplar bizim görmek istediğimiz türden ekonomi aşığı, cins eşitliğine dayalı, şen şakrak demokrasiler üretmeyecek. Fakat ‘bizim’ vesayetimizden bir kurtulsalar, belki toplumlarını kendi insanlarının lehine geliştirecekler. Hatta belki ülkelerinin kendilerine ait olduğuna inanır hale bile gelecekler.

 

araplar.jpg

(28 Temmuz 2009) Robert Fisk

Tarih: Düzenleyen: DİPNOT
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Araplar niye Ortaçağ'dan çıkamıyor?

.

.

.

 

Arap kültüründe genel olarak zorluklara meydan okuma, ilerleme ve gelecek kavramları yok; var olanlar da, uygarlığa odaklanmaktansa ideolojilere, şu veya bu Şeyhin vizyonuna dayanabiliyor, doğa ve tarihe yönelik bir kültürel tutum oluşturmuyor.

Bence Sorun burada ..

Birçok kaynağa sahip olmalarına rağmen bazı ülkeler hiç gelişemezken bazılarının zenginlikleri yoktan var etmesi gösteriyor ki, gerikalmışlığın asıl nedeni emperyalizm değil, kültürdür.

 

"Boyun eğme' kültürü yüzünden, Afrika ve Araplar olduğu yerde saydı."

 

Saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Emperyalizme boyun eğmeyenlerin Filistin'deki, Irak'daki durumlarına ne diyeceksiniz ?

 

böyle yazmistim,

Birçok kaynağa sahip olmalarına rağmen bazı ülkeler hiç gelişemezken bazılarının zenginlikleri yoktan var etmesi gösteriyor ki, gerikalmışlığın asıl nedeni emperyalizm değil, kültürdür.

 

emperyalizimle savaşı ancak milli şur içinde olan milletler kazanır?

eksik olanı ise yukarı'da bellirtmiştim

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ne diyeyim siz görmüyormusunz hallerini ?

 

Sayın Ufukefe, Batı ne zaman sömürüden vazgeçmiş ve elini çekmiş de bu bölgeden ve monarşilere destek vermek yerine demokrasilerin gelişmesi için yardım yapmış da, şimdi bunu Arap kültürüne mal etmeye çalışıyorlar ? Bunu sorgulamak gerek.

 

Eğer, Atatürk gibi bir lider tarih sahnesine çıkmasaydı onlardan farklı olacağımızı mı sanıyorsunuz ? Tarih Türk devrimi olmadan yazılsaydı, o zaman geldiğimiz durumun faturası Türk kültürüne mi çıkacaktı ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.

.

 

Eğer, Atatürk gibi bir lider tarih sahnesine çıkmasaydı onlardan farklı olacağımızı mı sanıyorsunuz ? Tarih Türk devrimi olmadan yazılsaydı, o zaman geldiğimiz durumun faturası Türk kültürüne mi çıkacaktı ?

Sayin Dogrucudavut,

sanıyorum alğılamada bir hata var tekrar edeyim..

 

Ulu Önder Atatürk Emperyalizime karşı arkasına Türk Ulusunu alarak savaştı ..

Türkler Tarih boyunca Devletler Kurmus, Milli Şur'la bilinçlenmiştir bunu belirtiginiz

topluluklar için söyleyemeyiz.

 

Atatürkü örnek almış olsalardı sizce bu duruma düşerlermiydi ?

 

..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

böyle yazmistim,

Birçok kaynağa sahip olmalarına rağmen bazı ülkeler hiç gelişemezken bazılarının zenginlikleri yoktan var etmesi gösteriyor ki, gerikalmışlığın asıl nedeni emperyalizm değil, kültürdür.

 

emperyalizimle savaşı ancak milli şur içinde olan milletler kazanır?

eksik olanı ise yukarı'da bellirtmiştim

 

Milli şuurun gelişmesi, feodal yapının yerini burjuvaziye bırakmasına bağlıdır. Batı ne zaman bu bölge insanlarını rahat bıraktı da, kendi kaynaklarını kullanarak bir kent kültürü yaratabilsinler. Batı'daki aydınlanma ve endüstrileşmeye yol açan burjuvazinin gelişmesi ve monarşileri devrilmesi, sömürdükleri ülkelerdeki kaynakların kentlerde sermaye birikimi yaratması sonucu olabilmiştir.

 

Bakın, Robert Fisk yukarıdaki makalesinde ne demiş :

 

Bulabildiğiniz her yoldan Araplara öğretmenlerimizi, iktisatçılarımızı, ziraatçılarımızı gönderelim. Fakat askerlerimizi çekelim. Onlar bizi savunmuyor. Bu dünyanın Kaide’lerinin beslendiği adaletsizliği çoğaltan kaosun ta kendisini yayıyorlar. Hayır, Araplar bizim görmek istediğimiz türden ekonomi aşığı, cins eşitliğine dayalı, şen şakrak demokrasiler üretmeyecek. Fakat ‘bizim’ vesayetimizden bir kurtulsalar, belki toplumlarını kendi insanlarının lehine geliştirecekler. Hatta belki ülkelerinin kendilerine ait olduğuna inanır hale bile gelecekler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Araplar niye Ortaçağ'dan çıkamıyor?

 

Araplar Cahilliye devrindeki gelenekleri, görenekleri, ve âdetleri devam ediyorlar. Muhammed bu gelenekleri Islam dinine cevirdikten sonra, bunun devami daha kolay oldu. Dolayisiyle Araplar geride kaldilar. Ben bu sorudan daha da fazla, acaba Dunyada %85i arap olmayan Musluman Milleti, niye Araplaşmak isterler diye merak ederim!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İşte cehalete bir örnek daha... mad.gif

 

Çocuk gelin çok utandı...

Adı Ruşen Kasım ve11 yaşında. Utandı ve iki eliyle yüzünü kapattı

 

Adı Ruşen Kasım ve sadece 11 yaşında. Başına neler geldiğini anlamadan, her çocuk gibi ilgi odağı olmak onu utandırdı. İki eliyle yüzünü kapattı.

The New York Times gazetesinin fotomuhabiri Stephanie Sinclair'in objektifi, Afganlı kız çocuklarının korkunç dramını yakaladı.

Ama ne yazık ki, 2001'de Afganistan'ı Taliban'dan kurtarmak iddiasıyla bu ülkeye giren Amerikan güçleri, bu konuda da diğer konularda olduğu gibi hiçbir şeyi değiştiremedi.

Çocuk yaşta, dedeleri olabilecek yaştaki erkeklerle evlendirilen bu küçük kızların dramı aynen devam ediyor.

Evliliğin ne olduğunu bile bilemeyecek yaştaki küçük kızları koca evinde bekleyen hayat ise insanlıktan uzak. Genellikle başlık parası, borç karşılığı resmen satılan bu küçük kızlar, kumaları ve onların çocuklarıyla birlikte yaşıyor, tarlada ve ev işlerinde çalıştırılıyor ve biyolojik olarak çok erken yaşta anne oluyor. Birçoğu doğum sırasında ölüyor. Gördükleri şiddet ise cabası. Birçok çocuk gelin, bir süre sonra kendini yakarak intiharı seçiyor.

Ancak Afganistan ve benzeri ülkelerde çocuk yaşta evlendirilen kızların durumuna aldıran yok. Bu hem sıradan, hem de ahlaki açıdan, dahası hukuki olarak da "uygun ve yaygın" bir gelenek olmaya devam ediyor.

050820091416290003865_3.jpg

Kaynak... Vatan...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sad.gif( Ahlaki açıdan nasıl uygun olabilir, bu insanlar hiç mi vicdan taşımıyor???

Kadını bu kadar değersiz görüldüğüne alıştık birçok müslüman ülkede ama ya çocuklar ??

Çok üzücü gerçekten...

hz. muhammed in hz. ayşe ile 9 yaşında evlenmiş olduğunu iddia ederek (veya bahane ederek-bu konuda büyük tartışmalar var)

kendilerinde de bu hakkı gören yobazların sebep olduğu yok olan hayatlara her fırsatta rastlıyoruz..

hüseyin üzmez taciz eder veya her ne başka şeyse, kendisini savunur :

"dinimize göre suçlu değilim, o bana helal kılınmıştır"

tekbir giyimin yöneticisi 4 eşli olmasıyla ilgili soruya :

"metres mi tutsaydım" der..

ve en son bununla ilgili bir olayda da halis toprak 17 yaşında bir kız alır ve :

"almasaydım da rakiplerimin yaptığı gibi metres mi tutsaydım" der...

anlaşılan bu bir zihniyetle alakalı..kadını sadece cinsel objeden ibaret gören yobazların sebep oldukları facialardır..

arap dünyası neden böyle diye soruyoruz. güzel, ama yaşadıklarımız, karşılaştıklarımız için soralım bir kendimize..çok mu farklıyız...veya artan örneklere karşı siyasi açıdan yapılan tartışmaları bir kenara bırakıp şöyle diyelim :

"giderek onlara mı benziyoruz ?"

...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Araplar Cahilliye devrindeki gelenekleri, görenekleri, ve âdetleri devam ediyorlar. Muhammed bu gelenekleri Islam dinine cevirdikten sonra, bunun devami daha kolay oldu. Dolayisiyle Araplar geride kaldilar. Ben bu sorudan daha da fazla, acaba Dunyada %85i arap olmayan Musluman Milleti, niye Araplaşmak isterler diye merak ederim!

bir de dem vururlar islam öncesi dünyadaki cahilliye döneminden..

islam gelince özgürlük, eşitlik geldiğinden..kadınların hak sahibi olduklarından..

bu örneklerle yeni karşılaşmıyoruz..geçmişten beridir söz konusu olan olaylar bunlar...

bu ülkeyi de din dışındaki gerçek gelenek ve göreneklerinden ayırmaya, koparmaya çalışıyorlar..

arap örtüsüyle, arap çarşafıyla, arap alfabesiyle, arap kuleleriyle, arap dolarıyla (!!!)

özlem duyulanın bu olması çok şaşırtıcı..

bakın bakalım dünyanın "gerçek anlamda" gelişmiş ülkeleri arasında bir tane dinle yönetilen ülke var mı ?

bilimi, sanatı, demokrasi, hak, eşitlik ve laikliği reddeden ülkeler her zaman ortaçağ karanlığında kalmaya devam edeceklerdir..

ancak geçmişteki büyük devlet toprakları geniş, silahları güçlü devlettir anlayışında kalanlar sadece bir nükleer bomba yaparak dünyayı tehdit edebilirler..insanların kendilerinden korkmalarını sağlarlar ama asla saygı duyulmazlar...!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"EVLİLİK YAŞI 15’E İNDİRİLSİN"

 

 

 

TOPRAK Holding Yönetim Kurulu Başkanı 71 yaşındaki Halis Toprak’ın 17 yaşındaki Nazlıcan Tağızade ile evlenmesinin tartışmaları sürerken,

 

ünlü işadamı evlilik yaşının 18’den 15’e indirilmesi gerektiğini söyledi

 

 

Star Ana Haber’de soruları cevaplayan Toprak yaptığı evlilikten çok memnun olduğunu belirterek, “Ben mutluyum o da öyle mutlu ki.

 

Böylesini ben hayatımda görmedim. Nazlıcan’dan çocuk istiyorum” dedi.

 

Toprak, evliliğini savunurken şu ilginç ifadeleri de kullandı: “Doğu ve Güneydoğu’da 13 yaşındaki bir kız evleniyor.

 

Ben olsam şahsen 18’i 15’e düşürürüm.

 

 

Ben 18 yaşında bir hanım bulursam niye almayayım.

 

..... mıyım?”

 

~~

 

Bu gibi önerilerin hemen duyulacağı, dikate alınacağından.... neden ise eminim.

 

Saygılar

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Araplar Cahilliye devrindeki gelenekleri, görenekleri, ve âdetleri devam ediyorlar. Muhammed bu gelenekleri Islam dinine cevirdikten sonra, bunun devami daha kolay oldu. Dolayisiyle Araplar geride kaldilar.

 

Bu ciddi bir sosyolojik tespit değildir.

 

Hintli'ler Hindu olduğu için mi geri kaldı ?

 

Afrika'lılar Animist olduğu için mi geri kaldı ?

 

Latin Amerika'lılar Hristiyan oldukları için mi geri kaldı ?

 

Bu konu daha önce etraflıca tartışılmıştı :

 

IRKÇI TERANELER- Faşisizmin binbir suratı

 

Bu bakış Irkçılıktan başka bir şey değildir!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu ciddi bir sosyolojik tespit değildir.

 

Hintli'ler Hindu olduğu için mi geri kaldı ?

 

Afrika'lılar Animist olduğu için mi geri kaldı ?

 

Latin Amerika'lılar Hristiyan oldukları için mi geri kaldı ?

 

Bu konu daha önce etraflıca tartışılmıştı :

 

IRKÇI TERANELER- Faşisizmin binbir suratı

 

Bu bakış Irkçılıktan başka bir şey değildir!

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Araplar niye Ortaçağ'dan çıkamıyor?

 

Sebeplerden biri:

Dünyada en büyük kanıtlanmış petrol rezervlerine sahip ülkeler hangileridir?

2004 yılında kanıtlanmış petrol rezervleri en yüksek olan ilk beş ülkenin sıralaması aşağıdadır :

Suudi Arabistan

Iran

Irak

Kuveyt

Birleşik Arap Emirlikleri

Komplo teorisi üretelim biraz. Araplar daha demokratik olsalar seçimle iktidara Allende gibi halk adamları geçse ve petrolleri kamulaştırsa petrol şirketlerinin hali nice olur?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sebeplerden biri:

 

Komplo teorisi üretelim biraz. Araplar daha demokratik olsalar seçimle iktidara Allende gibi halk adamları geçse ve petrolleri kamulaştırsa petrol şirketlerinin hali nice olur?

 

Konunun özü ve farklı bir boyuttan bakıldığında tabiki haklısın sevgili hike... smile.gif

 

Arapların bugüngü darihsel süreçten gelen bugünkü durumunu değerlendirdiğimizde; tabiki sosyolojik, kültürel, bilimsel, ekolojik, bir odaklı olan kaynak potansiyeli, toplumsal ve dinsel yönüylede bakıldığında topyekün bir fasit daire içinde buluyoruz kendimizi...

 

Ama konunun özü itibarıyle süreç bakımında ülkemizin geleceğine ışık tutabileceği de aşikardır...

 

Sevgi ve Saygılar...

DİPNOT...

Tarih: Düzenleyen: DİPNOT
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konunun özü ve farklı bir boyuttan bakıldığında tabiki haklısın sevgili hike... smile.gif

 

Arapların bugüngü darihsel süreçten gelen bugünkü durumunu değerlendirdiğimizde; tabiki sosyolojik, kültürel, bilimsel, ekolojik, bir odaklı olan kaynak potansiyeli, toplumsal ve dinsel yönüylede bakıldığında topyekün bir fasit daire içinde buluyoruz kendimizi...

 

Ama konunun özü itibarıyle süreç bakımında ülkemizin geleceğine ışık tutabileceği de aşikardır...

 

Sevgi ve Saygılar...

DİPNOT...

 

ne dediğiniz anlaşılmıyor biraz açarmısınız

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ne dediğiniz anlaşılmıyor biraz açarmısınız

 

Tabiki sevgili Turnusol...

Konu başlığında da anlatılmaya çalışıldığı üzere....

Bugün baktığımızda...

Arap ülkelerinin tümü demokrasiye yabancı; maalesef toplumlar diktatörler, krallar, emirler tarafından yönetiliyor ya da Mısır'daki gibi ipler değişmez bir gücün elinde oluyor.

Bu ülkelerin ortak özelliği sanayileşmede çok geç kalmış olmaları.

Altyapıyı da üstyapıyı da feodal ilişkiler belirliyor.

Buna bağlı olarak uluslaşma süreci de çok yavaş işliyor.

Bu tür ülkeler kendi yapıları gereği emperyalizme bağımlılar, her türlü sanayi ürünü, teknoloji dışarıdan geliyor.

Bu durumda kendilerini yöneten diktatörlerin, kralların, emirlerin doğrudan doğruya uşaklaşması gerekmiyor.

Yani...

Uşaklıkları belirgin olarak görülen yöneticilerin başta olduğu ülkeler diğerlerine kıyasla çok daha zengin konumda olan petrol üreticisi ülkeler.

Feodal ilişkilerin egemen olduğu bu ülkelerde uluslaşma söz konusu değil,

dolayısıyla emperyalizmi huzursuz edecek bir ortam da yok...

Arapların bugüngü darihsel süreçten gelen bugünkü durumunu değerlendirdiğimizde; tabiki sosyolojik, kültürel, bilimsel, ekolojik, bir odaklı olan kaynak potansiyeli, toplumsal ve dinsel yönüylede bakıldığında topyekün bir fasit daire içinde buluyoruz kendimizi...

Derken...

Anlatmaya çalıştığım konu açılımı bu yöndedir....

 

Saygılar...

DİPNOT...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tabiki sevgili Turnusol...

Konu başlığında da anlatılmaya çalışıldığı üzere....

Bugün baktığımızda...

Arap ülkelerinin tümü demokrasiye yabancı; maalesef toplumlar diktatörler, krallar, emirler tarafından yönetiliyor ya da Mısır'daki gibi ipler değişmez bir gücün elinde oluyor.

Bu ülkelerin ortak özelliği sanayileşmede çok geç kalmış olmaları.

Altyapıyı da üstyapıyı da feodal ilişkiler belirliyor.

Buna bağlı olarak uluslaşma süreci de çok yavaş işliyor.

Bu tür ülkeler kendi yapıları gereği emperyalizme bağımlılar, her türlü sanayi ürünü, teknoloji dışarıdan geliyor.

Bu durumda kendilerini yöneten diktatörlerin, kralların, emirlerin doğrudan doğruya uşaklaşması gerekmiyor.

Yani...

Uşaklıkları belirgin olarak görülen yöneticilerin başta olduğu ülkeler diğerlerine kıyasla çok daha zengin konumda olan petrol üreticisi ülkeler.

Feodal ilişkilerin egemen olduğu bu ülkelerde uluslaşma söz konusu değil,

dolayısıyla emperyalizmi huzursuz edecek bir ortam da yok...

 

Derken...

Anlatmaya çalıştığım konu açılımı bu yöndedir....

 

Saygılar...

DİPNOT...

 

anladım. teşekkür ederim açıklamanız için

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ama aklıma takıldı

petrol olan ülkeler diyorsunuz

ama mısırda petrol yok benim bildiğim

afganistandada yok :)

Sayın turnusol petrol tek sebep değil tabiki sebeplerden sadece biri(bunu yukarıda ifade etmiştim). Olayların nedenleri bazen sayamayacağımız kadar çok olabilir. Her coğrafyanın gelişmişliği aynı olmak durumunda değil. Dünyamızın kimi coğrafyaları en ileri kapitalist üretim tarzını yaşamaktayken kimi coğrafyaları hala feodal tarzda kimileri de ilkel çağda. Batı kapitalizmi üretti ve bütün dünyaya yavaş yavaş dayattı dayatıyor. Kendinden geri üretim tarzlarını kendine benzetiyor. Batı şimdiki gelişmişlik düzeyine kendi iç dinamiklerinin zorlamasıyla geldi. Sınıf savaşımları bütün feodal düzeninin kurumlarını altüst etti. Ama Arap dünyası ya da dünyanın geri kalanı bu gelişmişlik düzeyine ulaşamadığı (örneğin milli bir burjuva sınıfı oluşturamadığı) için buralarda hala feodal tarz devam ediyor. Bu yüzden Arap dünyası diktatörlerin, az kitap okuyanların, işkencecilerin ülkesi. Bunların tek nedeni dindir ya da petroldür diyemeyiz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Dogrucudavut,

sanıyorum alğılamada bir hata var tekrar edeyim..

 

Ulu Önder Atatürk Emperyalizime karşı arkasına Türk Ulusunu alarak savaştı ..

Türkler Tarih boyunca Devletler Kurmus, Milli Şur'la bilinçlenmiştir bunu belirtiginiz

topluluklar için söyleyemeyiz.

 

Atatürkü örnek almış olsalardı sizce bu duruma düşerlermiydi ?

..

 

Milli Şuur, Türkler dahil hiç bir toplulukta 1789 devriminden önce ortaya çıkmamıştır. Osmanlı'da ''Millet''in anlamı Arapça anlamıyla dini topluluktur. Yani, ''Ümmet''tir.

 

Tarih boyunca hanedanı Türk olan devletler kurulmuş olması,o devletlerin tebaasının Türk milletini oluşturduğunu göstermez. O nedenle ve Millet kavramı eski dönemlerde varolmadığından, kurulmuş devletler Selçuklular, Akkoyunlular, Karahanlılar gibi adlarla anılmıştır. Bu aynı zamanda Batıdaki Şarlman İmp, Karolenj veya Araplardaki Emeviler, Abbasiler imp. gibidir.

 

Eğer, Atatürk'ten önce Türklerde milli şuur olsaydı, Yavuz Selim, yine bir Türk boyundan hanedanın kurduğu Safevi devleti ile kapışırmıydı ?

 

Ya da, Timur Yıldırım'la savaşır mıydı ?

 

Tarihimiz, Türklerin kendi aralarında yaptıkları bunlara benzer savaşlarla doludur.

 

Atatürk'ün oluşturduğu milli şuur, batıya göre 134 yıl geç kalınmış bir dönüşümün, Fransız anlayışı ile yani teritoryal olarak, Türkiye'de yaşayan insanların tümünü Türk olarak tanımlamakla ortaya çıkmıştır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu ciddi bir sosyolojik tespit değildir.

 

Hintli'ler Hindu olduğu için mi geri kaldı ?

 

Afrika'lılar Animist olduğu için mi geri kaldı ?

 

Latin Amerika'lılar Hristiyan oldukları için mi geri kaldı ?

 

Bu konu daha önce etraflıca tartışılmıştı :

 

IRKÇI TERANELER- Faşisizmin binbir suratı

 

Bu bakış Irkçılıktan başka bir şey değildir!

 

Sayin Dogrucudavut, verdiginiz linkle ve daha evvel tartisilan "IRKÇI TERANELER- Faşisizmin binbir suratı" forumdan haberdarim. Nitekim, sayin Cyrano bunu konuyu benim yazilarima tepki olarak acmisti. O o konuda yanlis oldugu gibi, sizde bu konuda yanlislik yapiyorsunuz. "Islam" bir IRK değildir. Bunu IRKÇILIK ile kariştirmak, ya IRKÇILIGIN ne oldugunu anlamamaktir ya da Islam dinin!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Dogrucudavut, verdiginiz linkle ve daha evvel tartisilan "IRKÇI TERANELER- Faşisizmin binbir suratı" forumdan haberdarim. Nitekim, sayin Cyrano bunu konuyu benim yazilarima tepki olarak acmisti. O o konuda yanlis oldugu gibi, sizde bu konuda yanlislik yapiyorsunuz. "Islam" bir IRK değildir. Bunu IRKÇILIK ile kariştirmak, ya IRKÇILIGIN ne oldugunu anlamamaktir ya da Islam dinin!

Bu işin ırkçılıkla bir ilgisi olmadığı konusunda o başlıkta olduğu gibi şimdi de desteğim yüzde yüz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.