Φ politika Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Olay o köylerin veya yerlesim yerlerinin o bölgede yasayan insanlarin razisi olmadan türkcelestirilmesidir. Istenilen gercek isimleriye anilmalaridir, siz buna Arap ismi dersiniz, Bizans , Iran veya Kürtce dersiniz orasi o kadar önemli degil. bahsettigimiz bölgeye bakarsak o sadiklarinizin hemen hemen tümü ve daha degisikleride yasiyor. O isimlerin tümümü Kürtce veya bazilari arapca veya Iranca falan filan olmasi bizim o yerlesim yerlerinin isimlerini degistirmemiz ve tümüyle türkcelestirmemizin hakliligini göstermez. Türkcelestirmenin tek amaci o bölgenin insanlarini hice saymak ve asimilasyon politikasinin bir ürünüdür. simdi de kalkiyoruz ne kadarinin Kürtce ne kadarinin baska ukustan oldugunu gene biz belirlemeye calisiyoruz. Kendi yaptigimiz ayibi en kisa zamanda düzeltecegimiz yere kalkiyoruz köylerinin isimlerini degistirdigimiz insanlara birde ders vermeye calisiyoruz. Cok ilginc bir yaklasim dogrusu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sinirlari icersinde isimler Türkce olur. saygilarla Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Türkiye Cumhuriyeti Devleti sinirlari icersinde isimler Türkce olur. saygilarla Isteseniz de istemeseniz de Kurtce olan isimler tekrar veriliyor. Hepimize hayirli olsun... Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Türkiye Cumhuriyeti Devleti sinirlari icersinde isimler Türkce olur. saygilarla Verilmeseydi bile halk devlet dairelerindeki işlemler harici o değiştirilen kürtçe isimleri kullanıyor zatensadece resmi dairede ayrı dışarıda ayrı isim oluyodu buda devletle halkın barışıklığını özetliyordu zaten Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Verilmeseydi bile halk devlet dairelerindeki işlemler harici o değiştirilen kürtçe isimleri kullanıyor zatensadece resmi dairede ayrı dışarıda ayrı isim oluyodu buda devletle halkın barışıklığını özetliyordu zaten Dogru söze ne denir ki? saygilarla Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Verilmeseydi bile halk devlet dairelerindeki işlemler harici o değiştirilen kürtçe isimleri kullanıyor zatensadece resmi dairede ayrı dışarıda ayrı isim oluyodu buda devletle halkın barışıklığını özetliyordu zaten Ya iste bilmedikleri icin boyle konusuyorlar. Bizler bolgede yasadik ve kendi gozlerimizle sahit olduk, Dersim'e Tunceli, Farqin'e Silvan, El-aziz'e Elazig diyen insana fazla rastlamadim! Halkin hemen hemen yuzde yuzu isimlerini hala Kurtce aniyorken, hala isimlerin Kurtce olmasini yasaklamak ya da isim degistirmek gibi bir sacmalik olamaz! Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Türkiye Cumhuriyeti Devleti sinirlari icersinde isimler Türkce olur. saygilarla Bir dönemler Bulgar irkci, milliyetci rejimi Bulgar sinirlari icerisindeki isimler Bulgarca olur diyerek Türk kökenli insanlarin isimlerini degistiriken Türkiye'de hic kimse öyle düsünmüyordu ve hepimiz hakli olarak protesto ediyorduk ve hatta binlerce Bulgar Türkleri ülkemize göc etmek zorunda kaldi. "Türkiye Cumhuriyeti Devleti sinirlari icersinde isimler Türkce olur" bu cümlenizle Bulgar devletinin tutumuda dogru olmus oluyor ve basta devletimizi olmak üzere bizler tümümüz haksiz yere Bulgar devletini protesto etmisiz ve haksiz yere vatandaslarini ülkemize kabul etmisiz. Her yazdigimizda biraz daha kendi söylemlerimizle celisiyoruz, görmüyormuyuz acaba kendi celiskilerimizi? Alıntı
Φ suka2003 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 doğuya kürtçe isimler,gerisine rumca latince isimler verelim. sonra Türkiye de birlikte yaşayalım,türkiye nin ve türkçe nin tadına varalım,hep bir olalım! TBMM NİN Adını ne istersiniz? Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 doğuya kürtçe isimler,gerisine rumca latince isimler verelim. sonra Türkiye de birlikte yaşayalım,türkiye nin ve türkçe nin tadına varalım,hep bir olalım! TBMM NİN Adını ne istersiniz? Keske herkes sizin gibi ne demek istedigini acik söylese. Görüsünüze katimasamda en azindan ne söylemek istediginizi acik yazdiginiz icin sizi kutlarim. **** Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Isteseniz de istemeseniz de Kurtce olan isimler tekrar veriliyor. Hepimize hayirli olsun... Ne o? Yoksa bu tavır "Ahanda bir gol attık" havası mı? Heveslenme; Bu devletin şöyle bir bakış açısı sergilemesi de olabilir: "Hehheyt be! Bir darbe yaparız, adlarınızı değiştiririz; bir darbe daha yapar adlarınızı geri veririz; bizim tasarrufumuzdasınız, ancak böyle böyle avunun işte; alan alıp götürsün alabildiğini!!!" Diyarbakırlı, şunu demek istiyorum; Bakış açını değiştirmen lazım... Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Ülkemizde yerlesim yerlerinin ve vatandaslarinin isimlerinin türklestirilmesinin arkasinda yatan sebeblerin basinda asimilasyon politikasi vardir. Bu anlamda altta alintiladigim Yücel Özdemir'in yorumu ülkemizdeki asimilasyon politikasini gözler önüne seriyor. Brezilyalı Türk oluyor da, Türk neden Alman olamıyor? Bugün Almanya`da 700 binden fazla Türkiye kökenli, Alman vatandaşı olmuş durumda. Bunların hiçbirisinin adını Hans, Wolfgang, Helmut ya da Helga yapmak, hükümet ve yerel yönetimlerin aklından bile geçmedi. Alman vatandaşlığına geçen göçmenlerin birçok şartı yerini getirmesi istendi, ama isimlerinin değiştirilmesi, akıllara gelmedi. Bunun sözü dahi edilseydi, inanın yer yerinden oynardı. Ama; Türkiye Cumhuriyeti, bugüne kadar vatandaşlığına aldığı yabancı sporcuların neredeyse tümünün ismini Türkleºtirdi. Bunların son örneği adı `Mehmet` yapılan Fenerbahçe`nin Brezilyalı oyuncusu Marco Aurelio. Beşiktaşlı Marcio Nobre`nin ismi de `Mert` yapıldı. `Mehmet Aurelio` olarak milli takım formasını giyen ilk yabancı olan `Marco Aurelio` üzerinden ırkçı, milliyetçi, yabancı düşmanı ve şoven bir tartışma sürüyor. Gazetelerin spor sayfalarında Mehmet Aurelio hakkında yazılanlar buram buram ırkçılık kokuyor. Sabah yazarı Kazım Kanat`Bugün bir, yarın 11 Marco` başlıklı yazısını şöyle bitiriyor: `TV`deki kapanışlarda çalınan Ulusal Marşı bile ayakta dinleyerek büyüyen bu satırların yazarı ilk kez Ulusal Marş`ta ayağa kalkmadı. Bu protestonun nedeni şu: Kendi isteği için değil, Fenerbahçe istediği için Türk vatandaşı olan ve Ulusal Marşı bile söylemesini bilmeyen Marco`ya ulusal forma giydirildi diye. Korkum şudur: Bugün sahada bir Marco var. Yarın ise 11 Marco olacak!` (18.08.2006) Kanat, Aurelio`nun Dortmund`da oynayan Nuri Şahin`in yedek kalmasına neden olduğunu eklemeyi de unutmuyor. Fatih Terim`in bu ırkçı eleştirilere yanıtı onlarınkinden aşağı kalmıyor: `Mehmet; Türk gibi değil, Türk!` Tartışma bu içerikte devam ettiği için spor camiası Brezilyalı Auerielo`yu değil, `Türk Mehmet`i konuşuyor. Ve Türkiye öyle bir ülkedir ki; bu ırkçı demeçlere, yazılara doğru dürüst bir tepki gelmiyor. Savcılar; ırkçılık ve yabancı düşmanlığını bir suç olarak saymıyor herhalde. Bir an durup, bütün bunların Alman vatandaşlığına geçen bir Türk sporcu hakkında yazıldığını, söylendiğini düşünelim. Eminim ki, bu durumda gösterilecek ilk tepki `Hitler yine hortladı` olacaktır. Tesadüfe bakın: Aurelio`nin Türk Milli Takımı forması giydiği gece Herta Berlin`de oynayan Malik Fatih; Alman Milli Takımı`nın formasını giyen ilk Türkiye kökenli futbolcu oldu. Hem de ismi değiştirilmeden... Hürriyet bu durumu `Marco`yu kaptık, Malki`yi kaptırdık` şeklinde yansıttı. Şüphesiz, Marco ile Malki arasında büyük farklılıklar var. Almanya`da doğup büyüyen, uzun süreden beri Alman vatandaşı olan, 21 kez Alman Ümit Milli Takımı`nda forma giyen, babası Türk annesi Alman 22 yaşındaki Malki`nin ne kadar Türk olduğu tartışmalıdır. Ama buna rağmen Malki, Almanya`ya `kaptırılan` bir Türk olabiliyor. Aynı çevreler, Almanya`da doğup büyüyen Türkiye kökenli sporcular, sanatçılar ve politikacıların `Türk` olduğunu ısrarla belirtiyorlar. Örneğin, onlar için Alman Parlamentosu`na seçilen Türkiye kökenli politikacılar hiç bir zaman Almanyalı değil, her zaman `Türk`tür. Ne Marco Aurelio yabancı bir ülkenin vatandaşlığına geçerek milli takım formasını giyen ilk yabancıdır, ne de Türkiye, milli takımda ilk kez yabancı oynatan ülke... Sporcular, sanatçılar ya da sıradan insanların hep aynı vatandaşlığı koruyacaklarına dair bir kaide yok. İsteyen, koşulları yerine getirdikten sonra başka bir ülkenin vatandaşlığına geçebilir, o ülkenin yurttaşı olarak sorumluluklarını yerine getirebilir. Bugün dünyada yüzbinlerce insan atalarının değil, başka bir ülkenin yurttaş olmuş durumda. Ama, Türkiye birçok ülkeden farklı olarak, hem de 1964 tarihli 403 sayılı Vatandaşlık Kanunu`nda olmadığı halde, yabancı sporcuların adını değiştirerek Türkleştiren, nadir ülkelerden birisi. Bu utanılması gereken bir durumdur. Etiyopyalı Elvan Abeylegesse`nin gerçek ismi hepimize unutturuldu. Bir gün gelecek Marco Aurielo, Marcio Nobre`nin gerçek isimlerini de çoğumuz hatırlamayacak. Bu düpedüz, Türk olmayan sporcuların asimile edilerek Türkleştirilmesinden başka bir şey değil. Milliyetçi reaksiyonları olmayan ülkeler genellikle yabancıları kendi isimleriyle, kimlikleriyle ve geçmişleriyle kabul ediyorlar. Marco`nun adını `Mehmet` yapmasını yeterli bulmayarak milli takım formasını giymesini `Türklüğe hakaret` sayan ırkçı çevrelerin, benzer durumun herhangi bir ülke tarafından Türklere yapıldığında nasıl tepki göstereceklerini tahmin etmek zor olmazsa gerek. Bu geçmişte yaşandı da. Özal döneminde, Bulgaristan`ın Müslüman Türkler`in isimlerini değiştirdiği gerekçesiyle geniş bir kampanya sürdürüldü. Yüzbinlerce Bulgaristan Müslümanı bu yolla Türkiye`ye getirildi, perişan edildi. Bir insana yapılabilecek en büyük kötülük, ona benliği, kimliği haline gelen ismini değiştirmeyi dayatmaktır. Avrupa`nın uzun süre önce geride bıraktığı tartışmaları Türkiye daha yeni yeni yapıyor. Bugün neredeyse bütün Avrupa ülkelerinin milli takımlarında, o ülkelerin vatandaşlığına geçen göçmen futbolcular, kendi öz isimleriyle oynuyor. Hatta, Fransa Milli Takımı`nda olduğu gibi, `gerçek Fransızlar` azınlıkta kalıyor. Ve Fransa gibi bir ülkede bu duruma karşı çıkan sadece Le Pen gibi faşistler olabiliyor. Bu bakımdan; Aurielo`nun milli takımda oynatılmasına karşı çıkanlar, ismini `Mehmet` yapılmasını savunanlar ile Le Pen, aynı ırkçılık çanağından besleniyor" Alinti: -http://www.tumgazeteler.com/?a=1660078- Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Ne o? Yoksa bu tavır "Ahanda bir gol attık" havası mı? Heveslenme; Bu devletin şöyle bir bakış açısı sergilemesi de olabilir: "Hehheyt be! Bir darbe yaparız, adlarınızı değiştiririz; bir darbe daha yapar adlarınızı geri veririz; bizim tasarrufumuzdasınız, ancak böyle böyle avunun işte; alan alıp götürsün alabildiğini!!!" Diyarbakırlı, şunu demek istiyorum; Bakış açını değiştirmen lazım... Hayir HAK yerini buluyor havasi. Yani olacaktir havasi. Hakkin yerini bulmasina herhalde sizin gibi demokrat bir forumdasimda karsi cikmaz degil mi? Zira topraklarimizda Turk degerleri kadar Kurt degerleri oldugunu bana ifade eden sizdiniz! Ha o tarif ettiginiz bakis acisi zaten simdiye kadar varolan yegane bakis acisi. Ona diyecek sozum yok ama kesinlikle de katilmiyorum. Hic bir Afyon'lu ya da Corum'lu gelip benim koylerimin yerlesim birimlerimin isimlerini kendi istegi dogrultusunda degistiremez! Ne munasebet? Buna katilmiyormusunuz? Alıntı
Φ asaf-ı sahaf Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2009 Arkadaşlar,şu soruyu sormak durumundayım. Sizce Kürt vatandaşlarımız neden bole davranıyorlar? Yani hiç yoktan sebepten mi kendilerine hak verilmesini istiyorlar? " siz bole yaparak yüce türk milletine katkıda bulunuyorsunuz,yoksa kavgadan bize kar çıkar diye düşünen insanlara mı?" ayrıca ben kesinlikle eminimki Pkk,Ekonomik Şartlar,Bazı asimilasyon poltikaları doğudaki insanlara haklı olarak " yeter artık " dedirtmiştir. konuşup halledelim ne özerklik verelim ne 2. resmi dil ne pkkla masaya oturalım ne dtpyi kapatalım Konuşmadan dinlemeden çözülemez. Kürt Arkadaşlara da bir diyeceğim var. Ordaki şartların bir kısmı (ekonomik, ticari,ulaşım,elektrik su vs.de ki problemler) aynı şekilde memleketim olan karadenizde de var ancak onlar ne devleti zor durumda bırakıyorlar ne de bizde hak isteriz diyorlar. ayrıca ben inanmıyorumki günümüzde kürtler istediklerini yapamıyorlar. hiç bi kürt çıkmazki ben kürtçe konuşamıyorum ve ya kürtçe eğlenemiyorum ve ya bana iş vermediler kürt olduğum için belki önceleri vardır ama günümüzde çok ama çok azaldı. ne biz taviz verelim ne de siz hakkınızdan mahrum olun "kürt ve türk kardeştir" Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2009 Arkadaşlar,şu soruyu sormak durumundayım.. . . "kürt ve türk kardeştir" Ben varim 32 yasina gelmis, 16 yasina kadar Diyarbakir'da yasamis ve sonra maalesef yurdundan olmus ve dilini bile ogrenememis. Yani ornek cok. Ama yine de sizin yorumunuza katiliyorum. Cozelim artik su sorunu... Bizler ne sorunlari astik, neden bu sorunu cozemeyelim? Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2009 Ülkemizde yerlesim yerlerinin ve vatandaslarinin isimlerinin türklestirilmesinin arkasinda yatan sebeblerin basinda asimilasyon politikasi vardir. Bu anlamda altta alintiladigim Yücel Özdemir'in yorumu ülkemizdeki asimilasyon politikasini gözler önüne seriyor. . . . Alinti: -http://www.tumgazeteler.com/?a=1660078- bakin ne tarihimiz olmus... Bizlere yakismiyor! Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2009 Hayir HAK yerini buluyor havasi. Yani olacaktir havasi. Hakkin yerini bulmasina herhalde sizin gibi demokrat bir forumdasimda karsi cikmaz degil mi? Zira topraklarimizda Turk degerleri kadar Kurt degerleri oldugunu bana ifade eden sizdiniz! Ha o tarif ettiginiz bakis acisi zaten simdiye kadar varolan yegane bakis acisi. Ona diyecek sozum yok ama kesinlikle de katilmiyorum. Hic bir Afyon'lu ya da Corum'lu gelip benim koylerimin yerlesim birimlerimin isimlerini kendi istegi dogrultusunda degistiremez! Ne munasebet? Buna katilmiyormusunuz? Türkiye'de "Türk Değerleri" ile "Kürt Değerleri"ni nasıl tespit edebildin bana söyler misin lütfen? Hangi öğe "Kürt Değeri"dir, hangi öğe "Türk Değeri"dir... "Kürt Değerleri"ne ait olarak düşündüğün hangi öğe "Fars Değeri"dir, hangisi "Arap Değeri"dir, hangisi "Türk Değeri"dir. "Türk Değerleri"ne ait olarak düşündüğün hangi öğe "Arap Değeri"dir, hangisi "Kürt Değeri"dir, hangisi "Fars Değeri"dir, hangisi "Rum Değeri"dir, hangisi "Ermeni Değeri"dir. Halâ halâ halâ halâ ve halâ tüm söylemlerinde "Kürt, Laz, Çerkez, Türk... vs.", "Ayrı ayrı değerler" olarak ele almak var bilincinde ve bilinçaltında... Ben hiçbir zaman söylediğimi iddia ettiğin biçimde ele almam ve birini diğerinden ayrı ya da üstün tutmam; Ha ama o anlama gelebilecek bir şey söylediysem (ki hatırlamıyorum); "Halt Etmişim", hata etmişimdir... Böyle bir ayrım yapan da halt ve hata ediyordur... Geçmişte hangi toplumun ne kadar katkısı varsa var; bunu ayırt etmek imkansıza yakın. Ama bugün Anadolu Topraklarındaki hiç bir kültür öğesini "şunu toplumun değeridir, şu toplumun değeri değildir" diye ayıramazsın... Ve "Kürt Değerleri", "Türk Değerleri" ya da bilmem ne değerleri gibi bir ayrım temelsiz ve anlamsızdır; geçersizdir. Bende derim ki; (Sözde) Kürt Değerlerini, Türk Değerlerinden ayıran özellikleri sıralar mısın, nedir? Kürt arkadaşımla "Düğün-Dernek" hakkında konuşuyoruz; Kına Gecesinden Halayına kadar hiçte Türklere yabancı olmayan şeyler... Bazı farklılıklar var ama iki Türk yerleşimi arasında bile küçük farklılıklar oluyor ya da Kürtlerin yoğun olduğu iki yerleşim arasında bile küçük farklılıklar oluyor. Ancak temelde aynı ve özdeş gelenek; şimdi hangisini hangisinin değeri olarak alacaksın? Ya da adama Misafirlik Geleneğini soruyorum; Kür t arkadaşım diyor ki "Bize gelen misafirin elini cebine attırmayız, gideceği güne kadar en iyi oda da bakarız, misafir ederiz, her yemeğini temin ederiz". Ee bakıyorum Yörüklerin köylerdeki "Misafir Odalık"larına ve geleneklerine; tıpatıp aynı. İlk gün, misafirin ne zaman gideceğini tespit ederler ve gideceği güne kadar her ihtiyacını eksiksiz temin ederler, kalacağı yeri temizlerler. Şimdi bu kültürü Kürt Değeri mi ya da Türk Değeri mi olarak nitelendireceksin? Hangisi yasaklanmış şimdiye kadar? Veya Sığınmacılık geleneği vardır Kürtlerde, bir Kürt Beyi, kendisine sığınan birisini artık o kişinin rızası olmadan kimseye teslim etmez. Bakıyorum, Türklerde de var bunun benzeri... Kime ait peki bu değer şimdi ya da aynı değer değil mi bu zaten? Sonra da bana gelmişsiniz ve demokrasiden bahsediyorsunuz; yapmayın! Diyorum size, Etnik-Milliyetçiliğe dayalı bir bakış açınız var, bunu hissettiriyorsunuz her söyleminizde... Alıntı
Φ deniz_kizi Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2009 Hayir HAK yerini buluyor havasi. Yani olacaktir havasi. Hakkin yerini bulmasina herhalde sizin gibi demokrat bir forumdasimda karsi cikmaz degil mi? Zira topraklarimizda Turk degerleri kadar Kurt degerleri oldugunu bana ifade eden sizdiniz! Ha o tarif ettiginiz bakis acisi zaten simdiye kadar varolan yegane bakis acisi. Ona diyecek sozum yok ama kesinlikle de katilmiyorum. Hic bir Afyon'lu ya da Corum'lu gelip benim koylerimin yerlesim birimlerimin isimlerini kendi istegi dogrultusunda degistiremez! Ne munasebet? Buna katilmiyormusunuz? Tengeriin'e bu konuda bende katılıyorum. Ve daha öncede yazmıştım. Yazılarınızda buram buram bir ayrımcılık havası var. Bakınız en son iletinizde bile görebiliyoruz: Hic bir Afyon'lu ya da Corum'lu gelip benim koylerimin yerlesim birimlerimin isimlerini kendi istegi dogrultusunda degistiremez! Ne munasebet? Buna katilmiyormusunuz? Şimdi ne demektir sizin köyünüz bizim köyümüz? Siz Türkiye'de yaşamıyor musunuz? Yaşıyorsunuz! Neden bu ayrımcıılık? Kürt,laz,çerkez,Türk bu etnik kökenlerin hepsi ortak kültürlere ait insanlardan oluşmuyor mu? Bu insanlar aynı topraklar üzerinde yaşamıyor mu? Haa şöyle bir nokta var ! Farklıklar ! Ege Bölgesinin damsk tadıyla İç Anadolunun damak tatları, şiveler, farklı elbette. Ama uçurumlara yol açacak farklar değildir elbette ... Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2009 Öncelikle şunu söylemeliyimki bu mektupta katılmadığım hususlar var ancak herkes tam metni görsün diye tamamını veriyorum. İşte DTP'nin Kürt sorununda yol haritası DTP'nin 8 Nisan 2008 tarihinde hükümete ilettiği 9 maddelik yol haritası. Kürt sorununun yapısal bir sorun olduğunun altı çizilen mektupta, çözümün ancak demokratik değişim ve dönüşümle aşılabileceği vurgulanıyor. Kürt tarafının temel yaklaşımları mektupta şu başlıklarla sıralanıyor: 1- Öncelikle sorunun Türkiye sınırları dahilinde çözülmesi gerektiğine inanıyoruz. Mevcut sınırlara dokunulmayacaktır. 2- Sorununun demokratik diyalog yoluyla çözülebileceğine inanıyoruz. Bunun için karşılıklı olarak şiddetin durdurulması ve silahların tümden devreden çıkarılması gerekir. 3- Her şeyden önce sorun sıradan tedbirlerle ve günübirlik yaklaşımlarla çözülemez. Onun için çözümde kararlılık ve ciddiyet gerekir. 4- Sonuca gitmek için öncelikle karşılıklı güven artırıcı adımların atılması gerekir. Bunlar: Karşılıklı olarak savaş ve düşmanlık dili yerine barış ve dostluk dilinin esas alınması. Başbakan herhangi bir vesile ile çıkıp sorunun şiddetle ve bastırma ile değil demokratik yöntemlerle çözülebileceğini açıklayabilir. İmralı'da tecrit kaldırılmalı, en azından ilk etapta CPT raporunda belirtilen hususlar yerine getirilmeli. Başta DTP olmak üzere sivil kurumlara yönelik yönelimlerin durdurulması ve halk üzerindeki baskıların kaldırılması. 5- Bütün bunlarla beraber ölümler durdurulmadıkça sonuca gitmek mümkün değildir. Onun için her türlü askeri operasyonların durdurulması, karşı tarafın da eylemsizlik durumuna geçmesi. 6- Bunlarla beraber bir diyalog ortamının sağlanması. Görüşmelerle kimin neyi ve ne zaman yapacağına dair bir yol haritasının oluşturulması ve o çerçevede sonuca gidilmesi. Çözüm adımları 7- Kürt tarafı sorunun çözümünden ne anladığını zaman zaman çeşitli deklarasyon ve açıklamalarla ortaya koymuştur. Bunlar; Kürt kimliğinin anayasal düzeyde kabulü, dil ve kültür üzerindeki yasakların kaldırılması, Kürtçe'nin kamusal alanda kullanımı, anadilde eğitim, Kürtçe basın ve yayın üzerindeki yasakların kaldırılması, düşünceyi açıklamanın suç olmaktan çıkarılması, serbest siyaset ve örgütlenme üzerindeki yasak ve engellemelerin kaldırılması, idari bir reform çerçevesinde yerel yönetimlerin yeniden düzenlenmesi, demokratikleştirilmesi ve yetkilerinin artırılması gibi konuları kapsamaktadır. 8- Uzun süren çatışma döneminin ortaya çıkardığı göç, yakıp-yıkma, her türlü zarar ve ziyanların karşılanması ve yaraların sarılması, koruculuk sisteminin lağvedilmesi, bölgenin normalleştirilmesi. 9- Bir toplumsal uzlaşma ve katılım yasasıyla cezaevlerinin boşaltılması, silahlı güçlerin de toplumsal ve siyasal yaşama katılmalarının sağlanması. Mektup hükümete yönelik şu çağrıyla bitiyor: 'Kürt tarafı nettir. Ancak sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz. Bu konuda gerçekten bir irade olarak ortaya çıkıp evet varız diyebilecek misiniz?' Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2009 Öncelikle şunu söylemeliyimki bu mektupta katılmadığım hususlar var ancak herkes tam metni görsün diye tamamını veriyorum.İşte DTP'nin Kürt sorununda yol haritası . . . Mektup hükümete yönelik şu çağrıyla bitiyor: 'Kürt tarafı nettir. Ancak sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz. Bu konuda gerçekten bir irade olarak ortaya çıkıp evet varız diyebilecek misiniz?' Simdi bakalim buradaki arkadaslar ve devlet bu maddelerden hangisinde nasil b ir hareketlilik ve dusunce tarzi sergiliyor: 1 - Biz Turkiye sinirlari icinde cozelim diye diye dilimizde tuy bitti ama hala bize bolucu diyorlar... Yani bu maddeyi ele alan kimse yok Turk tarafinda maalesef! 2 - DTP'ye uygulanan baskilar var. Yani bu konuda da samimi degil Turk tarafi! Bakin Cumhurbaskani ve Basbakan cozelim diyor ve hemen diger bir kesim DTP'yi fisliyor! Zamanlama muthis! 3 - Bir yandan TV kanali acip, ote yandan halkin oylariyla meclise gonderilmis DTP'ye karsi siyasi linc politikasi hakim! Yani artik akrar versinler: Onu da denedik iceriye tikmadiklari vekil kalmadi! Yani genclerimiz hala daglara ve umutsuzluga itiliyor! Samimiyet SIFIR! 4 - Hala "Kurtlerin koklu tarihi ve dili yoktur" ya da "Kurt Sorunu yoktur" diyebilen insanlar var, cogunlukta hatta bu insanlar! Durum boyleyken Kurtlerin kimseye guven duymasi beklenilemez! Somut adimlar atan siyasetcilerimize ve aydinlarima guven duyariz! Bu vesileyle Sayin Gul'e saygilarimi iletiyorum! 5 - Yine devlet cozumsuzluge oynuyor! 6 - Daha bir KURT kelimesine bile alerjok olan bir suru insan varken, yol haritasi mi olur beyfenedi? Gercekci olalim! Yol haritasi oneren buyk yazarlar ve siyasetciler (M. A. Birand, M. Barlas, A. Gul, T. Ozal, RTE, vs.) fisleniyor! 7 - Kurt tarafinin ne istedigi aciktir! Bu bazilarinin isine gelmiyor ve hala ulkeyi 1980lerin ve 90larin karanliginda g ormek isteyenler var! Bizlerin ayrilmak ya da ayricalik degil, dogal haklarimizi istedigimizi herkes biliyor! Ama dedigim gibi buna kulak verenler yok! Hala her el uzattigimizda "Vatan, Millet Sakarya" mantigiyla hareket edenler nutuk atanlar var! 8 - Turkiye Insan Haklari Dernegi'de konudan haberdar! Bilinen seyler! Ama Kurtlerin varligini inkar eden adamlardam, yikim hakkinda itiraf beklemek gercekci olabilir mi? 9 - Ceza evlerinin ve iskencelerin PKK'nin meydana gelmesinde ne denli buyuk bir rol oynadigini inkar edenler var. Yani cozum ortami yok! Kim ne adim atarsa atsin, cozumsuzlukten medet umanlar var! Neden ben de anlayamiyorum ama gercekler biyle! Ne yol haritasi ne cozum listesi beyefendi, daha bizlerin kimligine ve diline tahammul edemeyenler hakim Turkiye'de! Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2009 Dikkatinizi çektimi arkadaşlar Sayın Cumhurbaşkanımız kürt sorunu ile ilgili açıklama yaptı ve ardından tam 8 yıl aradan sonra ''şüpheli'' diye bahsedilen bir davada yargılanabileceği kararı alındı,PKK yandaşı gençler istanbul'da hakkari'de polisle çatışıp ATATÜRK'e ait poster neye hizmet ettiği belli olmayan ve belki kendininde neye hizmet ettiğini bilmeyen bir genç tarafından bıçakla parçalanması olayı yaşandı bugün 7 camii yakıldı bunlar tesadüfmü acaba ? Siz ne dersiniz yoksa birileri çözümsüzlükten bişeylermi bekliyor? Alıntı
Φ Ufuk_efe Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2009 Bu yaşıma kadar ne istediklerini çözemedim ama ortalama bir insan 2 şey ister: 1-Bir şey olmak. 2-Sahip olmak. Doktor, avukat, millet vekili, bakan, General, Başbakan, Cumhurbaşkanı oluyorlar. Peki Kürtler bu ülkede ne olamıyor? Ev, araba, uçak, villa, toprak, hatta köy, fabrika, turizm tesisine sahip olabiliyorlar. Nerdeyse tüm Akdeniz Ege kıyılarını götürebiliyorlar. Peki başka neye sahip olamıyorlar? Yani ortalama bir Türk"ten hiç bir eksikleri, farkları yok. Sorun “sosyalmiş ekonomikmiş”, artık bırakın bu işleri. Tümü için söylemiyorum, çok iyi kürt vatandaşlarımız da var. Aralarında dostum, arkadaşlarım, PKK"yı eleştiren de çok. Ama bir bölümü için de iyi niyetli demek çok zor. örnegin .. Aktütün baskınının o yördeki halkın yataklığı, yardımı olmadan yapılması mümkün değil. Teröristler timler halinde köylere sızdı, günü saati gelince saldırdılar. Mikrofon tutuyoruz, kaç çocuğun var? “15, ama durum eyi degil devlet yardim vermiyor!” Yaparken devlete mi sordun kardeşim? Devlet Toros Dağları"ndaki, Kastamonu"daki, Çorum"daki, Karadeniz"deki Türklere ne kadar veriyorsa sana da onu verebiliyor. Peki bu yoksul vatandaşların sesi çıkıyor mu? Senin sesin her gün gazetelerde, televizyonlarda, hatta dünya medyasında… Arkanızda AB, ABD ve içimizdeki uzantıları var. Ya bu gariban Türklerin kimi var? ************* Tuncer Bahçivan Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2009 Bu yaşıma kadar ne istediklerini çözemedim ama ortalama bir insan 2 şey ister:. . . Tuncer Bahçivan Bizim derdimiz ekonomik degil! Derdimiz ANA HAKLARIMIZ olan sosyal ve kulturel haklarimizin KISITLANMASI! Yani neden anlamak istemiyorsunuz? Siz Turkce konusmanin biri tarafindan size yasaklandigini bir dusunsenize! Ya da zoraki sekilde cocuklariniza Turkce yerine Fransizca isimler verilmesi gerektigini dusunun! Kabul edermisiniz? Giresundaki Laz ya da Kocaeli'deki Gurcu assimile olmu ve kulturel degerlerinden uzaklasmis olabilir. Ki istiyrolarsa gidip haklarini arasinlar. Ama biz Kurtlerin buna itirazi var. Bizler asimileye KURBAN olmayacagiz. Hala isi getirip "basbakan olabiliyorlar, Akdeniz'de konut sahibi olabiliyorlar , hic problemleri YOK" diye basitlestirmekten, ve olayin asil nedenlerinin ustunu ortme cabalarindan iibaret goruyorum yazdiklarinizi. Bu ulkede konut sahibi olmak icinde milletvekili olmak icinde PARA lazim, bizim derdimiz PARAnin verdigi haklar degil, evrensel olan INSAN haklarimizdir, degerlerimizdir! Neden anlamak istemiyorsunuz? Alıntı
Φ Ufuk_efe Gönderi tarihi: 22 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 22 Mayıs , 2009 Hala isi getirip "basbakan olabiliyorlar, Akdeniz'de konut sahibi olabiliyorlar , hic problemleri YOK" diye basitlestirmekten, ve olayin asil nedenlerinin ustunu ortme cabalarindan iibaret goruyorum yazdiklarinizi. Neden anlamak istemiyorsunuz? allah askina sizler ne anlatmak istiyorsunuz? yoksa, sizleri anlamak icin büyük türk ulusunun tüm degerlerini görmemezlikten gelip gözlerinizdeki gözlüklemi bakayim ülkeme. ... fikirlerinizi yazarken kendi kendinizi öyle ele veriyorsunzki, pes demekten kendimi alamiyorum ... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 22 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 22 Mayıs , 2009 Bizim derdimiz ekonomik degil! Derdimiz ANA HAKLARIMIZ olan sosyal ve kulturel haklarimizin KISITLANMASI! Yani neden anlamak istemiyorsunuz? Siz Turkce konusmanin biri tarafindan size yasaklandigini bir dusunsenize! Ya da zoraki sekilde cocuklariniza Turkce yerine Fransizca isimler verilmesi gerektigini dusunun! Kabul edermisiniz? Giresundaki Laz ya da Kocaeli'deki Gurcu assimile olmu ve kulturel degerlerinden uzaklasmis olabilir. Ki istiyrolarsa gidip haklarini arasinlar. Ama biz Kurtlerin buna itirazi var. Bizler asimileye KURBAN olmayacagiz. Hala isi getirip "basbakan olabiliyorlar, Akdeniz'de konut sahibi olabiliyorlar , hic problemleri YOK" diye basitlestirmekten, ve olayin asil nedenlerinin ustunu ortme cabalarindan iibaret goruyorum yazdiklarinizi. Bu ulkede konut sahibi olmak icinde milletvekili olmak icinde PARA lazim, bizim derdimiz PARAnin verdigi haklar degil, evrensel olan INSAN haklarimizdir, degerlerimizdir! Neden anlamak istemiyorsunuz? Hala aynı Etnik bakış açısı ile bakıyorsun olaya... O zaman yüzlerce yıldır Kürtleştirilen; Kürtlerce sömürülen; Kürtlerce sindirilen, yok edilen, dilleri ve kimlikleri unutturulan Türkmenlerin haklarını verin onlara geri... Benlik haklarını geri verin... Dillerini ve kültürlerini; Kendinize mal ettiğiniz, sömürdüğünüz kültürlerini geri verin... Hepsini teker teker tespit edin ve şöyle söyleyin; "Siz, siz ve siz aslında Türkmensiniz, benim atalarım sizleri sömürdü; Osmanlı'nın adamlığına oynayarak; sistemin adamlığını yaparak... Hepiniz, kendi özünüze geri dönün..." Bunları söyleyemediğiniz ve o insanları tekrar Türkleştirme adımları atmadığınız sürece, maruz kaldığınız tüm 80 Darbesi uygulamalarını hakediyorsunuz, hatta az bile! İnsanı zorla Etnik-Milliyetçilik kutbuna itiyorsunuz... Bunları mı duymak hoşunuza gidiyor? Yaptığınız şey çok ayıp... İnsanın sinirini gerçekten bozabiliyorsunuz... Verin hemen bu söylediklerimin hesabını... Altından kalkabiliyorsanız eğer... Buraya gelip "Sorunumuz Ekonomik Değil" diyorsunuz. Oysa biz gidiyoruz doğuya araştırmaya, adamlar aç; işsiz, topraksız... Evsiz, barksız... Nasıl bir ekonomik sorun olmaması durumudur bu söyler misin? Olaya hala çok yüzeysel bakıyorsunuz; Tam bir sömürgeci mantığı ile... Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 22 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 22 Mayıs , 2009 allah askina sizler ne anlatmak istiyorsunuz? yoksa, sizleri anlamak icin büyük türk ulusunun tüm degerlerini görmemezlikten gelip gözlerinizdeki gözlüklemi bakayim ülkeme. ... fikirlerinizi yazarken kendi kendinizi öyle ele veriyorsunzki, pes demekten kendimi alamiyorum ... - Kardesim eger senin Turk Ulusunun degerleri koca Kurt halkinin dilini kimligini baski altinda tutmaksa senelerdir evet o zaman o sacma sapan degerleri, bizlere zarar veren o degerleri gozden gecirmenizi istiyoruz! - Siz de 16 yasimdayken ailemle birlikte beni suren zihniyeti, sucsuz yere suren zihniyeti savunarak kendi kendinizi ele veriyorsunuz beyefendi! Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 22 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 22 Mayıs , 2009 Hala aynı Etnik bakış açısı ile bakıyorsun olaya.... . . Olaya hala çok yüzeysel bakıyorsunuz; Tam bir sömürgeci mantığı ile... Somurgecilik ne haklarimin Kurt olarak haklarimin kisitlanmasina tepki gostermem ne? Ne alakasi var simdi Allah askina! Sairtici seyler soyluyorsunuz? Ben kimi ne zaman somurmeden bahsettim! Asil somurucu ya da somurgeci gibi konusanlar hala cekinmeden Kurtlere baski yapildigini inkar edenlerdir. ETNIK olarak ya da INSANI olarak! Fark etmez! Gercekleri gozardi ediyorsunuz! Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.