Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

29 Mart’ta, Cumhuriyet tarihinin en şaibeli seçimi yapılacaktır!


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

29 Mart’ta, Cumhuriyet tarihinin en şaibeli seçimi yapılacaktır!

 

İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin:

 

İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, bugün Ankara’da bir basın açıklaması yaparak 29 Mart seçimlerini değerlendirdi. Gültekin’in açıklaması şöyle;

 

 

 

AKP iktidarının yasa dışı uygulamaları sonucu 29 Mart’ta yapılacak olan seçimler, daha bugünden Cumhuriyet tarihinin en şaibeli seçimleri haline gelmiştir.

 

Bilindiği gibi adrese dayalı seçmen kayıt sistemi ile seçmen kayıtlarının İçişleri Bakanlığı yetkisine bırakılması ve bunun sonucunda seçmen sayısında 6 milyonluk bir artış olması, seçmen listeleri ile oynandığı şüphelerini doğurmuştu.

 

Nitekim birçok adreste, onlarca olmayan seçmenin kayıtlı olduğunun açığa çıkması, boş binalarda yüzlerce kayıtlı seçmenin olduğunun görülmesi, bu şüphelerin boşuna olmadığını göstermişti.

 

Şimdi de seçime dört gün kala Ergenekon Davası’nın ikinci iddianamesinin açıklanmasının tesadüf olduğunu hiç kimse iddia edemez.

 

AKP Hükümeti bu zamanlamayla, seçime doğru giden günlerde, halkı yoğun bir Ergenekon ve darbe propagandasına tabi tutarak seçmeni etkilemek istemektedir.

 

AKP iktidarı elindeki devlet olanaklarını bu propagandanın emrine vermiş bulunmaktadır.

 

AKP, yine devlet olanaklarını kullanarak yurttaşlara beyaz eşyadan yiyeceğe seçim rüşvetleri de dağıtmaktadır.

 

Sadece bu durum bile 29 Mart’ta yapılacak olan seçimleri şaibeli yapmaya yeterlidir.

 

AKP’nin bu kanunsuz tutumunu sandık başlarında da sürdüreceğinden en ufak bir şüphe yoktur

 

______________________________

  • Cevaplar 80
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
29 Mart’ta, Cumhuriyet tarihinin en şaibeli seçimi yapılacaktır!

 

İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin:

 

İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, bugün Ankara’da bir basın açıklaması yaparak 29 Mart seçimlerini değerlendirdi. Gültekin’in açıklaması şöyle;

.

.______________________________

 

 

Özellikle Ankaradaki olaylar sonucu seçim sonuçları güvenilirliğini yitirmiştir. Oy hırsızları yakalanmış, bu işlerin organize olarak yapıldığı ortaya çıkmıştır. Bunu yapanlar cezalandırılmalıdır.

Gönderi tarihi:
Özellikle Ankaradaki olaylar sonucu seçim sonuçları güvenilirliğini yitirmiştir. Oy hırsızları yakalanmış, bu işlerin organize olarak yapıldığı ortaya çıkmıştır. Bunu yapanlar cezalandırılmalıdır.

 

Zabıta arabasından çuval çuval oy çıktı

Erdinç ÇELİKKAN/ANKARA

AKP’nin elinde bulunan Yenimahalle Belediyesi’ne ait zabıta aracında oy pusulaları bulunan çuvallar yakalandı.

Hürriyet, zabıta aracındaki oy çuvalları ile CHP’liler ile görevliler arasındaki arbedeyi görüntüledi. Polisin müdahalesi ile zabıta aracı ve şoför karakola götürülürken, araçtan çıkan oy çuvalına da elkonuldu.

 

Çuvallar yerde sürüklendi

 

Yenimahalle İlçe Seçim Kurulu’nun bulunduğu Sarar İlköğretim Okulu’nun önünde bekleyen CHP’liler belediyeye ait resmi plakalı 06 AV 7661 araçta oy pusulalarının bulunduğu üç çuvalın getirildiğini gördüler. Bir grup, "Sahte oy getiriyorlar", bir grup da "İçerdeki oyları çalıyorlar" iddiasıyla belediye görevlilerinin üzerine yürüdüler. CHP’liler ile görevlilerin kavgasına polis müdahale etti. Araçtan çıkarılan oy çuvalları yerlerde sürüklenirken, küfürler havada uçuştu. Güvenlik güçlerinin araya girmesiyle sürüklenen üç oy çuvalı Seçim Kurulu binasına götürüldü.

 

Bu arada Çankaya ilçesine bağlı Dikmen semtinde, bir ilköğretim okulundan elektriklerin kesilmesiyle birlikte beraberinde 3 kişiyle birlikte çuvala doldurulan seçmen oylarını çalmaya kalkışan 3 kişi, CHP’liler tarafından yakalanarak linç edilmek istendi. Yumruk ve tekmelerle saldırıya uğrayan kişiyi polis ekipleri zor kurtardı. Partililer, konutlar yerine sayım yapılan okullardaki elektrik kesintisinin, oy pusulalarının değiştirilmek istenmesinden kaynaklandığını öne sürdü. (30.03.2009 Hürriyet)

 

 

Ve bunlar sadece farkedilenler, yakalananlar... Nerelerde neler neler oldu hesap edin artık!

Gönderi tarihi:

Birisi buradan Türkiye'de cok sistemli döneme gectigimizden günümüze kadar olan secimlerde yapilan secimlarin saibesiz yapildigini söyleyebilirmi acaba? Her dönem ve her partiden duydugumuz suclamalar, ama nedense bugüne kadar ne bir secim ertelendi nede baska durumlar oldu. Dünki secime bakiyorsunuz, CHP mesela Ankara ve Istanbul icin saibe yapildi derken AKP'de Driyarbakir'da saibe oldugu iddasinda bulundu. Buradan anlasilan ya gercekten ülkemizde secimler saibeli yapiliyor, ama her partininde bu saibede parmagi var, yada gercekten sadece secimi kaybeden partilerin cigirtganligi var. Her iki ihtimal durumunda burada kimsenin cigirtganlik yapmaya hakki yok derim. saibe varsa sikayet edende yapiyor, cünki o da ya kendisi iktidardayken yapti yada belirli sehirlerde.

 

Secimlerde saibe aramak aslinda bizim demokrasi ve cogulculuk kültürümüzde var. Her parti kendi iktidari döneminde ya direk olarak yada belediyeler üzerinden secmenlere rüsvet vererek oy avina gitmislerdir. bakin bir cok sehirdeki gecekondulasmak ve carpik alt yapi bu secim sikelerinin sonucundandir.

 

Su anki tüm partiler sikenin icerisindeler. Ülkeye yeni, dürüst ve seffah partiler gerekli. Bu kafayla bizler hem calariz hemde calindi diye sikayet ederiz. Demokrasi isteyenlerin bir cok antidemoktarik eylemleri destekledigi gibi. Sadece kendileri icin istenir her sey.

Gönderi tarihi:

Bu zihniyet:

 

1. Deniz fenerini yargıya taşımayarak dolandırıcılığı meşrulaştırmıştır.

 

2. Polisin yaptığı hukuksuz Ergenekon tutuklamalarına İçişleri seyirci bile değil, teşvikçi olmuştur.

 

3. Tecavüzcü lehine rapor vererek hapisten kurtarmıştır. Hükümet ise, "mağdur olaydan etkilenmemiştir" raporu veren görevlilere açacağına, bilimsel gerçek rapor düzenleyenlere soruşturma açmıştır.

 

4. Bu zihniyet resmi belgede sahtekarlık yaparak halkı ordu aleyhine kışkırtmaya da çalışmıştır.

 

5. Bu zihniyet fotoşopla milleti kandırmaya, meydanları kalabalık göstermeye çalışmıştır.

 

6. Bu zihniyet seçim rüşvetleri dağıtmış, TRT şeş, beyaz eşya rüşvetleri üstelik de geri tepmiştir.

 

7. Bu zihniyet pırlantada KDV yi sıfırlayarak bu rüşvetleri dağıttığı insanların değil, kimlerin yanında olduğunu kanıtlamıştır. O rüşvet olarak dağıtılan beyaz eşyaların temininde de kim bilir hangi yandaş beyaz eşya bayileri rant sağlamıştır.

 

8. Bu zihniyetin İçişleri, kendi belediyeleri hakkındaki soruşturmaları, danışma ücreti diye, yeni, garanti kapsamında sayaçlara bakım ücreti diye yandaşlara ***** çekilen paraların soruşturulmasını önlemiştir.

 

Bunlar sadece şu an aklıma ilk gelenler...

 

E, seçimde ne beklenir? Bir değil, iki değil, kaç yerde birden, üstelik sadece okulda kesilen elektrikler, kesinti sırasında kaçırılırken aceleyle düşürülüp yerlere saçılan muhalefet partilerine ait oylar, resmi belediye aracıyla taşınan oylar, suçüstü oy çalarken yakalanan bir zanlı somut ortada, ne denir?

 

Amaç efendim, amaç. Amaç kutsal ya, araçlar ne kadar kirli olursa olsun! Amacın kutsallığı bütün kirleri temizler!

 

Makyavel bunların yanında yunmuş yıkanmış kalır. O da amaca giden yolda her aracın kullanılabileceğini söylüyordu ama, hiç olmazsa bunu dürüstçe söylüyordu. Kutsallıklarla, dogmalarla kandırıp, bir yandan tarikat güçleri, bir yandan dış güçlerle kol kola girip kiri temiz diye yutturmuyordu.

 

Bu yaptıklarına karşın bu seçimde tokat yediler, ama az oldu. İstanbul veya Ankara'dan birini de en azından kaybetseler, şık olacaktı ama, olmadı. Eh artık, kısmet genel seçime...

Gönderi tarihi:
Bu zihniyet:

 

1. Deniz fenerini yargıya taşımayarak dolandırıcılığı meşrulaştırmıştır.

 

2. Polisin yaptığı hukuksuz Ergenekon tutuklamalarına İçişleri seyirci bile değil, teşvikçi olmuştur.

.

.

...

Demirefe naasıl bir tokat :( keşke bende görebilseydim bu tokatı :( ama Türkiye genelinde yine kazandılar...

Gönderi tarihi:
Bu yaptıklarına karşın bu seçimde tokat yediler, ama az oldu. İstanbul veya Ankara'dan birini de en azından kaybetseler, şık olacaktı ama, olmadı. Eh artık, kısmet genel seçime...

Sn demirefe, siz buna tokatmi diyorsunuz? Birakin lütfen, etmeyin eylemeyin, görelim su gercekleri. Tokati yiyen devamli muhalefet. Yanlis anlasilmasin, ben AKP'nin yükselisine veya kazanmasina sevinmiyorum,a ma gercekleri görmek gerek. AKP'nin alternatifi yok ve olmadigi sürecede tokati yiyen devamli muhalefet olacak. Bakim muhalefete kim var, birisi Baykal digeri Bahceli. Bunlarmi bizi AKP'den kurtaracak? Güldürmeyin beni lütfen aksam aksam. Önce mesela CHP yillar önce Ankara ve Istanbul'u neden kaptirdiginin arastirmasini yapsinki hatasini görsün. Tokati yiyen yemis zamaninda ve o tokat öyle bir tokat olmuski Osmanli tokati onun yaninda az kalir, cünki hala kendilerine gelememisler.

Gönderi tarihi:

Eh canım, biz de zaten "az oldu" dedik, beğenmedik. Fakat bu kadarı bile başbakanın keyfinin kaçmasına yetti... Keyfi yerinde olanlar Gökçek ile Topbaş... "Durmak yok yolmaya devam..."

Gönderi tarihi:

"Böyle gelmiş böyle gider" mantığı ile hiçbir yere gidemeyiz arkadaşlar.

Nedir konu başlığı? 29 Mart seçimlerinin şaibeli olacağı vs..

Cevap verenlerden birisi ne demiş? Çok sistemli döneme geçildiğinden beri böyleydi demiş. Aslında çok partili sisteme geçildiğinden beri demeye çalışmış ama olsun, derdini anlatmış neticede. Ama mantık düz. "Hep böyleydi, şimdi de böyle ne var yani" demekte.

 

Bu zihniyetin temsilcisine yolsuzluk dersin, ohooooo bu devleti kimler soymadı ki der.

Rüşvet dersin, 30 senedir benim memurum işini biliyor dünün bugünün işi değil ki der.

Adalet dersin, hayatı boyunca şak diye sonuçlanan dava görmediğinden, beklemekten zarar gelmez der.

Dış borç dersin, Amerika'nın bile borcu var der.

Cari açık dersin, boş boş bakar ve her ülkenin vardır heralde diye tahmin yürütür.

Dürüst siyaset - namuslu siyasetçi dersin, Fizan'dan Honolulu'dan Papua Yeni Gine'den yamuk adamları örnek diye gösterir.

Velhasıl kafasındaki dünya böyledir. Hep böyledir ama. Böyle öğrenmiştir, böyle yaşamıştır, böyle yaşanacağını zanneder.

Umutsuzdur, bu işlerin birgün elbet düzelebileceğini, bu şekilde düşünmese herşeyin hallolabileceğini almaz o akılcağızı.

 

Dersin ki 29 Mart'taki seçimler de şaibeli olacak;

Cevap verir:

Çok sistemli döneme geçildiğinden beri böyle hep şaibeler vardı, biz zaten böyleyiz hede hödö...

Gönderi tarihi:
Zabıta arabasından çuval çuval oy çıktı

Erdinç ÇELİKKAN/ANKARA

AKP’nin elinde bulunan Yenimahalle Belediyesi’ne ait zabıta aracında oy pusulaları bulunan çuvallar yakalandı.

Hürriyet, zabıta aracındaki oy çuvalları ile CHP’liler ile görevliler arasındaki arbedeyi görüntüledi. Polisin müdahalesi ile zabıta aracı ve şoför karakola götürülürken, araçtan çıkan oy çuvalına da elkonuldu.

 

Çuvallar yerde sürüklendi

 

Yenimahalle İlçe Seçim Kurulu’nun bulunduğu Sarar İlköğretim Okulu’nun önünde bekleyen CHP’liler belediyeye ait resmi plakalı 06 AV 7661 araçta oy pusulalarının bulunduğu üç çuvalın getirildiğini gördüler. Bir grup, "Sahte oy getiriyorlar", bir grup da "İçerdeki oyları çalıyorlar" iddiasıyla belediye görevlilerinin üzerine yürüdüler. CHP’liler ile görevlilerin kavgasına polis müdahale etti. Araçtan çıkarılan oy çuvalları yerlerde sürüklenirken, küfürler havada uçuştu. Güvenlik güçlerinin araya girmesiyle sürüklenen üç oy çuvalı Seçim Kurulu binasına götürüldü.

 

Bu arada Çankaya ilçesine bağlı Dikmen semtinde, bir ilköğretim okulundan elektriklerin kesilmesiyle birlikte beraberinde 3 kişiyle birlikte çuvala doldurulan seçmen oylarını çalmaya kalkışan 3 kişi, CHP’liler tarafından yakalanarak linç edilmek istendi. Yumruk ve tekmelerle saldırıya uğrayan kişiyi polis ekipleri zor kurtardı. Partililer, konutlar yerine sayım yapılan okullardaki elektrik kesintisinin, oy pusulalarının değiştirilmek istenmesinden kaynaklandığını öne sürdü. (30.03.2009 Hürriyet)

 

 

Ve bunlar sadece farkedilenler, yakalananlar... Nerelerde neler neler oldu hesap edin artık!

 

Antalya'nın Kumluca ilçesine bağlı Mavikent beldesinde CHP'li aday Alim Güzelyürek, oy pusulalarının bir bölümünün yakıldığı iddiasıyla İlçe Seçim Kurulu ile jandarmaya başvurdu. Kıyasıya bir yarışın yaşandığı ve adayların birbirine çok yakın oy aldığı Adana'da ise çöp konteynerinde oy pusulaları ve tutanaklar bulundu.

 

CHP Belediye Başkan adayı Güzelyürek, İlçe Seçim Kurulu ile jandarmaya başvurarak, Durali Yazıcı İlköğretim Okulu’ndaki oy pusulalarının bir bölümünün yakıldığını öne sürdü.

 

ADANA'DA ÇÖPTE OY PUSULASI ARANDI

 

Yerel seçimlerde en çekişmeli yarışın görüldüğü ve adayların biribirine çok yakın oy aldığı Adana'da, 3 okuldaki çöp konteynerinde oy pusulaları ve tutanaklar bulundu. Seçimi 4 puan farkla kaybeden CHP adayı Ümit Özgümüş, bu konuyu yargıya taşıyacaklarını söyledi. Yandaş medyada bulamazsın böylesini. Korkma oku.

 

 

 

Demiştim size.

Gönderi tarihi:
ADANA'DA ÇÖPTE OY PUSULASI ARANDI

 

Yerel seçimlerde en çekişmeli yarışın görüldüğü ve adayların biribirine çok yakın oy aldığı Adana'da, 3 okuldaki çöp konteynerinde oy pusulaları ve tutanaklar bulundu. Seçimi 4 puan farkla kaybeden CHP adayı Ümit Özgümüş, bu konuyu yargıya taşıyacaklarını söyledi.

 

Denizli Mahallesi'ndeki Ahmet Cevdet Çamurdan İlköğretim Okulu bahçesinde top oynayan çocuklar, topun düştüğü çöp koyteynerinde oy pusulası ve zarf görünce durumu ailelerine bildirdi. Yırtılmış oy pusulalarını görenler parti yetkililerine haber verdi. Bunun üzerine CHP'nin Büyükşehir adayı Ümit Özgümüş ile DTP Seyhan İlçe Başkan Yardımcısı Osman Güven, çocukların topladığı oy pusulaları, zarf ve tutanakları polise teslim etti.

 

Olayın duyulması üzerine bir grup DTP’li okul önünde toplanıp protesto gösterisi yaptı. DTP'li Osman Güven, Ahmet Cevdet Çamurdan, Barbaros ve Orhan Gazi İlköğretim okullarındaki çöp koyteynerlerinde çok sayıda oy pusulası ve zarf bulunduğunu iddia etti. DTP ve AKP'ye ait mühürlenmiş oy pusulaları olduğunu savunan Güven, “Bu tablo seçime şaibe karıştığının göstergesidir. Bu şekilde yüzlerce oyumuz çöpe atılmıştır. Çöpe atılan oy tutanaklarında hep DTP'nin oyları birinci. Hakkımızı sonuna kadar arayacağız” dedi. Seçimi kaybeden CHP adayı Ümit Özgümüş de, Denizli Şehit Rüştü Bayram Polis Merkezi'ne giderek, konu hakkında bilgi aldı. Seçimin şaibeli olduğunu düşündüklerini belirten Özgümüş, “Gece yarısına kadar oylarımız önde giderken bir anda durdu. Nasıl durduğu konusunu araştırmaya çalışırken, Denizli Mahallesi'nde çöpün içerisinde birçok oy pusulası ve tutanak bulundu. Onları alıp karakola getirdik. Tutanakları teslim edeceğiz ve konuyu adli makamlara taşıyacağız” diye konuştu.

 

Daha sonra bir grup okullardaki çöp konteynerlerini bahçeye döküp, başka oy pusulası ve zarfları aradı. Partililer, çöpten buldukları seçim belgelerini polise teslim etti.

 

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11326972.asp?gid=229

 

Sayımda görevliydim. Sandıkta; CHP, MHP ve AKP'nin görevlisi akşam 22:30'a kadar yanımdaydılar. Yani onlarda seçim görevlisiydi. 22:30'da sayım işi bitti aşağıya indik. Bundan sonraki aşama polis tarafından yürütülüyor. Polis birkaç sandık kurulu başkanını yanlarına polis memuru vererek ilçe seçim kuruluna gönderiyor.

 

Arkadaşlar; bugünlük sadece buna değineyim dedim. Tek başınıza seçim kuruluna gitmeniz, elinizdeki torbayı teslim etmeniz mümkün değil. Yanınızda bir polis memuru ve 2-3 tane başkaca seçim torbasını taşıyan sandık kurulu başkanıyla beraber seçim kuruluna torbayı teslim etmeye gidebiliyorsunuz. Polis memuru; sizi arabaya bindirdikten sonra torbaların teslim edileceği yerdeki görevli polis ekiplerini arıyor ve yola çıktığınızı haber veriyor. Seçim Kurulunun binasının dışına vardığınızda oradaki polisler hemen sizi kayıt altına alıyorlar.

 

1999'tan beridir bütün seçimlerde görevliydim. Hepsi bu şekilde oldu. Haa, bu rutinin dışına çıkmalar olmuş mudur? Adana'da olmuş.

 

Birde çok iddialı bir başlık...Cumhuriyet tarihinin en şaibeli seçimi diye atılmış...

 

Bilmeyenlere not: Başımızda farklı farklı partilerden 25-30 kişi birde 9 muhtar adayı vardı. Oy pusulalarını hepsine gösteriyordunuz. Yani açık sayım esastı. Bunun bir de gizlisi yapılmıştır açık oy kullandıktan sonra...

 

En şaibeli seçim de yandaş medyada geçmez...Hangi yandaş demezsiniz umarım...

 

Selamlar...ve de kolay gelsin...

Gönderi tarihi:
Sayımda görevliydim. Sandıkta; CHP, MHP ve AKP'nin görevlisi akşam 22:30'a kadar yanımdaydılar. Yani onlarda seçim görevlisiydi. 22:30'da sayım işi bitti aşağıya indik. Bundan sonraki aşama polis tarafından yürütülüyor. Polis birkaç sandık kurulu başkanını yanlarına polis memuru vererek ilçe seçim kuruluna gönderiyor.

 

Arkadaşlar; bugünlük sadece buna değineyim dedim. Tek başınıza seçim kuruluna gitmeniz, elinizdeki torbayı teslim etmeniz mümkün değil. Yanınızda bir polis memuru ve 2-3 tane başkaca seçim torbasını taşıyan sandık kurulu başkanıyla beraber seçim kuruluna torbayı teslim etmeye gidebiliyorsunuz. Polis memuru; sizi arabaya bindirdikten sonra torbaların teslim edileceği yerdeki görevli polis ekiplerini arıyor ve yola çıktığınızı haber veriyor. Seçim Kurulunun binasının dışına vardığınızda oradaki polisler hemen sizi kayıt altına alıyorlar.

 

1999'tan beridir bütün seçimlerde görevliydim. Hepsi bu şekilde oldu. Haa, bu rutinin dışına çıkmalar olmuş mudur? Adana'da olmuş.

 

Birde çok iddialı bir başlık...Cumhuriyet tarihinin en şaibeli seçimi diye atılmış...

 

Bilmeyenlere not: Başımızda farklı farklı partilerden 25-30 kişi birde 9 muhtar adayı vardı. Oy pusulalarını hepsine gösteriyordunuz. Yani açık sayım esastı. Bunun bir de gizlisi yapılmıştır açık oy kullandıktan sonra...

 

En şaibeli seçim de yandaş medyada geçmez...Hangi yandaş demezsiniz umarım...

 

Selamlar...ve de kolay gelsin...

 

Bekir, sen prosedürü anlatmışsın eksik olma, bilmeyen arkadaşlarımız için faydası olmuştur diye düşünüyorum. Ama anlamakta sıkıntı çektiğin noktayı söyleyeyim sana.

İşler bu prosedürle yapılmıyor, alavere dalaverenin haddi hesabı yok. Madem herşey böyle yapılıyor çöplerdeki oy pusulaları nerden geliyor? Özel zevki için pusula basan matbaacılar mı var memlekette?

Madem özele indirgiyoruz buna da bir yorum yap bakalım: Aydın'ın Nazilli İlçesi'ne bağlı İsabeyli Beldesi Yeşildere mahallesi'ndeki 1270 nolu sandıktan 2004 seçimlerine ait oylar çıktı.

Ne oldu? Şaibenin boyutunu küçümsedikçe işler büyüyor farkındaysan.

Gönderi tarihi:

Sayın Taylan abi, sanırım hiçbir seçimde görev almamışsın. Hele de yerel seçimlerde hiç anlaşılan.

 

Yahu; adam kafayı sıyırıyor o sayım esnasında. 5 tane seçim görevlisi, 10 tane muhtarlık için bekleyen ve birsürü partili üye.

 

Aydın'ın Nazilli İlçesindeki durum unutmadır. Hile değil. Sayım yapılmış, tutanak tutulmuştur ancak torbaya konulması gerekirken zarflar sandığa konulmuştur. Muhtemelen işi çok da bilmeyen bir başkan görevlendirilmiş ve o da unutmuştur.

 

Tutanak tuzmazsa; seçim kurulu tarafından oylar yeniden saydırılır bunu da belirtelim de...

 

Gelelim çöplerden oy pusulası çıkması hadisesine...

 

Benim sandıkta olanlardan bahsedeyim ki anlaşılır olsun biraz...

 

Büyükşehir Belediyesi, İlçe Belediyesi ve İlçe Meclis Üyeliği seçimini aynı zarfa koymak üzere seçmene veriyoruz. Seçmen kabine giriyor ve oyunu kullanıyor. Oy pusulalarını zarfa koydu mu koymadı mı bilmiyoruz. İçlerinden kimisi önce iş istiyorum dahi yazabiliyor pusulaları...

 

Hasılı; bir kısmı oy pusulalarından sadece Büyükşehire oy verip gerisini kabinde bırakıyor. İlçe Belediyesi ve İlçe Meclis Üyesi pusulalarından birkaç tanesini muhtarlık pusulalarını (onların pusulası olmaz demezseniz memnun olurum) düzeltmek için kabinlere girdiğimde çıkardım.

 

Şimdi; siz seçime şaibe karıştı, seçime hile karıştı demek isterseniz: oy kullanacağınız sandığa gider üç tane pusulayı alır kabine girersiniz evet mührünü de alıp kabinde bunlara basarsınız ancak zarfın içine bunları değil veya bunlardan sadece birini koyabilirsiniz. Diğerleri ne oldu...Cebinize attığınızı görmem mümkün mü?

 

Başka zamanlarda başka şeyler de oluyor. Birkaç yıl evvel seçim kurulu başkanı; ellerindeki pusulanın aynısını bastırmış olan bir matbaacının kendilerine gelerek; isterseniz oy pusulalarını çok ucuza sizin için basarım dediğini belirtmişti. Bunlar da oluyor. Evet mührünü bastırmak da seçim kurulu mührünü bastırmak da çok zor şeyler değil.

 

Herşeye şaibe diye atlamanın manası yok. Unutkanlıklar, hatalar, elde olmayan nedenler olabilir. Bazılarının bile isteye böyle şeyler yapma ihtimali olabilir. Özellikle DTP konusunda böyle şeyler olabilir. Bütün bunlara rağmen şaibe de olabilir. Ama kalkıp da; yok en şaibeli seçim, yok yandaş medyada bulamazsınız...Bunlarda sorun olur...

 

Selamlar ile...Prosedürü bilmek güzeldir hele de o hengameyi yaşayan insanların ne duygularla, nasıl bir zorluk içerisinde seçimi sonuçlandırmaya çalıştığını bilmek biraz daha güzeldir...

 

Bu arada yakınlarda izlediğim güzel bir film vardı...Robin Williams'ın Yılın Başkanı adlı...Şaibeler hakkında çok bilgimiz var keşke herkesin de böyle olsa....

 

Saygılar birader...

Gönderi tarihi:

Şimdi biraz eskilere dönelim Bekirim. Hani senin 2007 yılına kadar seçimde kaydın yokken ama 1999'dan beri tüm seçimlerde görevliyken... Taa o zamanlara dönelim.

8 yıl oy saymaktan seçmen olarak yazılmaya hiç vaktin kalmadı diye düşünüyorum. Neyse artık.

 

Seçimden önce 5,5 milyon seçmen nerede demiştik, öküzlerle buzağılarla karşılaşmıştın bizi.

 

Dilimizde ne güzel deyimler var. "Öküz altında buzağı aramak" bunların en güzellerinden biridir...

 

2007 yılına kadar seçimde kaydım yoktu, sonra üşene-sıkıla muhtarlığın yolunu tutup kaydımı yaptırdım ve ondan sonra seçim sürecinde hukuki bir varlık kazandım. Kız kardeşim, erkek kardeşim kayıtlarda hala yok. Yaş küçüklüğünden değil. Elektronik ortam. Bilgiler bilgisayarlara aktarıldıkça sayımlar daha netleşiyor.

...

 

5.5 milyon yahu dile kolay. Seni hiç 5.5 milyona kadar saydın mı Bekir? Oy saymayı bırak, sayı saydın mı?

 

Bu haberleri ciddiye alıp akıl sağlığınızı yitirmeyin!

Bazı haberlere, demeçlere bakıp dalganı geçersen iyi..

Yok, ciddiye alırsan valla akıl sağlığını yitirebilirsin..

Yitirebilirsin değil!

Yitirirsin.

...

Haftanın en eğlenceli haberi 6 milyon yeni seçmenin sisteme katılmasıydı..

Hep denir ya, bunun dünyada örneği yok..

Vardır mutlaka! Somali’de vardır, Çad’da vardır, Yeni Gine’de vardır, Patagonya’da vardır..

Mutlaka bir yerlerde vardır..

Kayıtlara geçti.. Türkiye’de de oldu..

Olan şu, nüfus düştü, seçmen arttı!

Nasıl oldu?

Türk mucizesi!

2002 yılında 69 milyon nüfusumuz varmış, seçmen sayısı 41 milyon.. Beş yıl sonra, 2007’de nüfus 73 milyona, seçmen de 42,5 milyona çıkmış..

Mantıklı..

2008’e geldik.. Nüfus 70 milyona düştü.. Memleket harbe falan girmedi, büyük salgınlar, katliamlar da yaşanmadı.. Ama bir yılda üç milyon azaldık..

Dediler ki yanlış saymışız..

İyi..

Ve eklediler: Nüfus düştü ama seçmen arttı.. 42,5’tan 48,2’ye çıktı..

Al başına belayı.. Nüfusu azalıp seçmen sayısı artan başka ülke var mı?

Afrika’yı sormuyorum, Avrupa kapsamında diyorum..

Yok..

Bu ne iştir diye kimsenin sesi çıkmıyor.. Hükümet dut yemiş bülbül gibi..

İtalya’da düzenlenen bilgi yarışmasında soracaklar.. Nüfusu 3 milyon azalan, seçmen sayısı 6 milyon artan ülke hangisi..

a- Kenya b- Somali c- Honduras d- Türkiye e- hiçbiri..

Doğru cevap: d..

 

Espri diye algılamazsan akıl sağlığını yitirirsin..

 

(*)

 

:)

 

Valla ben senin kadar gevşek davranamıyorum sevgili Bekir.

 

Bir insan nasıl bu kadar pembe gözlüklerle bakabilir dünyaya hayret ediyorum. Aslında bilmiyor, görmüyor olduğundan da değil. Gayet iyi bildiğini de biliyorum.

 

Bak şimdi öküz kim buzağı kim biraz daha irdeleyelim. Alıntı Milliyet'te, Vatan'da vs gazetelerde var. Yandaş medyayı kurcalama bulamazsın.

""

İZMİR'de emekli astsubay 68 yaşındaki İsmail Zeki'nin 41 yıl önce iki aylıkken ölen kızı Zeynep Zeki'nin adı, bugüne kadar hiç yer almadığı seçmen listelerine aniden eklendi. Baba Zeki, ?Bunca zamandır ölü olan kızım nasıl oldu da seçmen listelerine girdi? diye tepki gösterdi.

?Benim şu anda Metin, Mehmet, Murat ve Mustafa isimli dört oğlum var. Hepsinin ismi seçim listelerinde var. Ama vefat eden kızımın ismi oraya nasıl eklendi anlamadım. Şimdiye kadar birçok seçim oldu ve ilk kez böyle bir şey oluyor. Kızım öldüğünde bunu Nüfus Müdürlügü'ne bildirdim. Sivas'tayken nüfus örneği de çıkardım ama kız sağ gözükmüyordu. Bunca zamandır ölü olan kızım nasıl olur da seçmen listelerine girdi.?

Kazım Karabekir Mahallesi Muhtarı Ahmet Gülgü de 15 yıldır muhtarlık görevini yürüttüğünü ilk kez böyle bir olayla karşılaştığını söyledi. ""

 

 

*****

 

Öküze buzağıya kaptırmışken, bunları da söyledin.

 

...

Yahu verdiğin örnek o kadar komik ki; olabilir mi? Demek ki olmuş. Ama Allah rızası için ben seçmen oluşturmaya kalksam 50 yıl evvel ölen birini canlı mı göstermeliyim. Örnek bu kadar saçma olabilir mi? Herşeye tersinden baka baka bu hale gelmediniz mi zaten...Taylan'ım gözümde hiç bulunmadı pembe gözlük. Gözümde başka tür gözlük de bulunmadı ;) . Ben olayın birkaç türlü irdelenmesinden yana olmuşumdur hep. Ancak, burada bariz bir mesele var. Eee, konunun asıl uzmanlarından olan (kim olduğunu biliyorsunuz yada söyleyim T.Erdem), o da şu anki durumu açıklamış vaziyette.

 

Mernis'teki veriyi aktarmazsanız YSK'ya seçmen sayınız normal seyrinde olur. Bunda bir sorun yok. Ancak; Mernisteki veriyi aktarınca mecburi bir fazlalık var ve YSK bunları araştırıyor şimdi.

 

Şimdi dönülüp; otobüsle adam taşımadılar mı, kömürle adam kandırmadılar mı filan denebilir. Bunlar ayrı şeylerdir. Muhtarlıklara 50-100'er kişilik listeler götürülüp kaydettiriliyor. Bunlar ayrı şeyler. Ortada iki farklı sayım sisteminin karşılaştırılması var. İkisinin arasında 5,5 milyor seçmen var. Bir tanesi muhtarlıkların kayıtlarının aktarılması sonucu bir tanesi de nüfusun (ve başkaca birkaç şeyin birleşmesi) kayıtlarının karşılaştırılmasıylı oluşuyor.

 

Ve yine yukardaki alıntıda atlanılan bir kısım var.

 

 

 

Haaa, burada şu sorulabilir. Yahu, YSK'dan bu yetkiyi alarak nasıl bürokrasiye verirsin. Bu ayrı bir tartışmadır. Ama bu seçmenin veya seçme yeterliliğine sahip ancak YSK tarafından kayıtlı olmayan adamların tek bir partiye oy vereceklerini söyleyemezsiniz. Ve yine bunu olmayan bir sayının bu seçimler için uydurulduğunu söyleyemezsiniz. Bunun adı öküz altında buzağı aramaktır. Bu olaya toz pembe bakmak değildir olaya doğru bakmaktır. Konuyu bilmeyenler gerek Tarhan Erdem'in gerekse de Güneri Civaoğlu'nun yukardaki yazısını okuyarak bilgi sahibi olabilirler....

 

Demek ki olmuş lafı nasıl birşeydir halen meraktayım... İşine gelince demek ki olmuş, işine gelmeyince öküzler, buzağılar, hayvanat bahçeleri, milli parklar...

 

Şimdi bir de soldan bindirme yapalım. Merkezden de bindiririz akabinde.

 

2 olay okudum gazetelerde. Sizin tabirinizle DEMEK Kİ OLMUŞ HAY ALLAH BAK SEN ŞU TESADÜFE şeklinde...

 

 

 

  • CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk seçim bölgesi Silifke?den keşmekeşe örnek veriyor:
    ?2007 yılında Silifke?nin merkez nüfusu 64 bin, seçmen sayısı da 31 bin 117 idi. Bir yıl sonraki, yani bugünkü durum mu? Merkez nüfus yaklaşık 11 bin azalarak 52 bin 961?e düşmüş ama her ne hikmetse nüfus böylesine ciddi şekilde düşerken seçmen sayısı yedi bin dolayında artışla 37 bin 953 olmuş. Bir başka açıdan baktığımızda da... 2007?de her yüz kişiden 49?u seçmen iken bu oran bir yıl içinde akıl almaz biçimde değişmiş, yüzde 71?i bulmuş. Milliyet 05.12.2008

 

  • 54 bin nüfuslu Kuşadası ilçesinde, 22 Temmuz 2007 tarihinden bu yana seçmen sayısının 15 bin 466 artması CHP?den belediye başkan aday adayı olan Özer Kayalı?yı şüphelendirdi. Seçmen listeleri üzerinde araştırma yapan Kayalı Kuşadası nüfusunun 54 bin olarak açıklandığına dikkat çekerek şunları söyledi. ?54 bin nüfusun olduğu bir ilçede 43 bin 598 seçmen var. Milli Eğitim Müdürlüğü verilerine göre sadece ilköğretim okullarında okuyan çocuklarımızın sayısı 12 bin civarında. Okul yaşına gelmemiş çocukları saymazsak bile seçmen sayımız ile öğrenci sayımız toplandığında toplam nüfusumuzdan fazlalık var. Nakil giden 8 bin 391 seçmen seçmen sayısını çıktıktan sonra artış 15 bin 466. Seçmen listelerinde bazı evlerde oturanlar dışında başka isimler saptadık. Tespit edebildiklerimiz hakkında yasal işlem yapılması için harekete geçtik. Tespitlerimizi genel merkezimize bildirdik.? Radikal 05.12.2008

 

Malum komik.

 

Demek ki neler neler oluyormuş. O lafın doğrusu bu sayın Bekir.

 

Denizli?de oturan 62 yaşındaki Rabia Önder, seçmen listesine hiç gitmediği İstanbul Beylikdüzü?nde kayıtlı olduğunu görünce şoke oldu.

Rabia ve İsmail Önder çifti, son iki seçimde Denizli?de oy kullandı. Mart ayında yapılacak yerel seçimler için askıya çıkarılan seçmen listelerine bakan ve adını göremeyen Denizli- Tavas nüfusuna kayıtlı Rabia Önder, internetten Yüksek Seçim Kurulu?nun sitesine girerek T.C. kimlik numarasıyla kayıtlı olup olmadığını aradı. Rabia Önder, seçmen listesine İstanbul Beylikdüzü?nde kayıtlı olduğunu görünce şoke oldu. İstanbul?la hiçbir ilişkisinin olmadığını, Beylikdüzü?ne ise hiç gitmediğini belirten Rabia Önder, sorunun çözümlenmesi için Denizli Merkez İlçe Seçim Kurulu?na itiraz dilekçesi verdi. Rabia Önder, "İstanbul ile hiç bir ilişkim yok. Umarım yanlışlık düzeltilir. Düzeltilmezse İstanbul?a nasıl gidip oy kullanayım" dedi.

 

AROG filminde 3700 espri varmış, siz buradaki 6 milyonluk espriyi kaçırıyorsunuz.

Komik diyor bazıları ama olan biteni görüyorsunuz.

 

 

Sana komedinin kralını yapıyorlar bak.

Artık öküzün altından çıkan buzağının yanında, kümesten çıkan seçmen de var.

Yahu ne kadar komik değil mi Bekir?

Demek ki olmuş ! :)

 

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yaptığı adrese dayalı nüfus sayımında skandallar birbiri ardına çıkıyor. Son olarak İstanbul Beylikdüzü’nde kayıtlara göre, Kavaklı Mahallesi’nde bir kümeste 10 seçmen gözüktüğü ortaya çıktı! Kavaklı’da kömürlük ve ahır olarak kulanılan yerlerde de seçmenlerin yazıldığı ileri sürüldü.

 

10 SEÇMENE 10 TAVUK

 

Kavaklı Mahallesi Menekşe Sokak 10/3’te 10 kişinin kaydı yapıldı. 10 seçmen ise kümesteki 6 tavuk ve 4 horoz. MHP Beylikdüzü İlçe Başkanı Ahmet Ali Aydın, 5 Aralık’ta seçmen listelerinin hazırlanmasının ardından listelerdeki kişilerin adreslerini tespit etmek için 10 kişilik bir ekip kurdu. Adresleri gezen MHP’liler ilginç tablolarla karşılaştı.

 

 

TÜİK tarafından hazırlanan seçmen listesinde Beylikdüzü Büyükşehir Mahallesi Güzelkent Sitesi A3 Blok’ta 378 seçmen gözüküyor. Daireleri dolaşan partililer listede adı bulunan 18 kişinin bu apartmanda oturduğunu saptadı. 360 kişinin burada oturmadığı ortaya çıktı. A3 Blok’ta üç dairenin dolu, diğer dairelerin satılık ve kiralık olduğu görüldü.

 

Alıntının nerden olduğunu söylememe gerek bile yok. Yandaş olmayan her medya organında mevcut.

 

2007 yılına kadar seçimde kaydın yokken, üşene-sıkıla muhtarlığın yolunu tutup kaydını yaptırdın ve ondan sonra seçim sürecinde hukuki bir varlık kazandın, şimdi de çıkmış tereciye tere satıyorsun sayın Bekir.

Bu kadar traş cildi bozar netekim.

 

Taylanım, sanırım hiçbir seçimde görev almamışsın. Hele de yerel seçimlerde hiç anlaşılan.

 

Yahu; adam kafayı sıyırıyor o sayım esnasında. 5 tane seçim görevlisi, 10 tane muhtarlık için bekleyen ve birsürü partili üye.

...

 

Oy vermemiştin.

Ama sandık görevlisiydin.

Yıllarca oy vermek gibi bir isteğin olmadı ama saymaya pek meraklıydın, her seçimde sandıktaydın.

Ve haliyle bu işleri bizden iyi biliyorsun.

Selametle Bekir, selametle.

Gönderi tarihi:
"Böyle gelmiş böyle gider" mantığı ile hiçbir yere gidemeyiz arkadaşlar.

Nedir konu başlığı? 29 Mart seçimlerinin şaibeli olacağı vs..

Cevap verenlerden birisi ne demiş? Çok sistemli döneme geçildiğinden beri böyleydi demiş. Aslında çok partili sisteme geçildiğinden beri demeye çalışmış ama olsun, derdini anlatmış neticede. Ama mantık düz. "Hep böyleydi, şimdi de böyle ne var yani" demekte.

Sn Taylan Abi malesef siz mseleyi "dür mantikla" anlamissiniz. Benim anlatmaya calistigim sizin anladiginiz gibi her dönem böyleydi simdi ne var yani bunda degil bilhassa her dönem secimlarde sike oldugu ve bugün yakinanlarin dün kendilerinin yaptigi. Dolayisiyla sikeden sikayetci siyasilerin ve partilerin tümünün aslinda sikeci olduklari ve sadece baskalarinin yaptiklarini gördükleri.

Sike istemiyorsak sikeyi ortadan kaldiracak unsurlari ortadan kaldirmaya calisalim. Bu gün sikeden sikayetci olanlar gecmiste sikenin olmamasi icin neler yapmislarki?

Hirsizin hirsizdan sikayetci olmaya hakki yok derim, var diyorsaniz siz bunun mantigini önce bize aciklayin.

Yorumlari anlmak istedigimiz gibi okursak ortaya bu durum cikar.

Gönderi tarihi:
Sn Taylan Abi malesef siz mseleyi "dür mantikla" anlamissiniz. Benim anlatmaya calistigim sizin anladiginiz gibi her dönem böyleydi simdi ne var yani bunda degil bilhassa her dönem secimlarde sike oldugu ve bugün yakinanlarin dün kendilerinin yaptigi. Dolayisiyla sikeden sikayetci siyasilerin ve partilerin tümünün aslinda sikeci olduklari ve sadece baskalarinin yaptiklarini gördükleri.

Sike istemiyorsak sikeyi ortadan kaldiracak unsurlari ortadan kaldirmaya calisalim. Bu gün sikeden sikayetci olanlar gecmiste sikenin olmamasi icin neler yapmislarki?

Hirsizin hirsizdan sikayetci olmaya hakki yok derim, var diyorsaniz siz bunun mantigini önce bize aciklayin.

Yorumlari anlmak istedigimiz gibi okursak ortaya bu durum cikar.

 

Ağzınızda 2 tane kelime. Şike-Şikayet. Gargara yapıp duruyorsunuz resmen. Ortada tek bir hedef yok. Top çeviriyorsunuz.

Neden şike yapıyorsunuz?

diye soramıyorsunuz.

Ne yapıyorsunuz peki? Hep böyleydi, herkes şöyleydi, o şikayet eder bu şikayet edemez, şike şudur budur falan filan diyorsunuz.

Sorsanıza hesabını!

 

Ey AKP, ey EKP'liler, nasıl oluyor arkadaşlar bu işler? desenize.

Ama bu size uymaz, ne şiş yansın ne kebap.

 

Geçmişte yapılana isyan etmediyseniz, geçmişte yapılanlara da eskiden de herkes böyleydi, hiç hakkınız yok dediyseniz,

Sizinle tabii ki bir yere gidemeyiz.

Hesap sorunuz hesap. Neden çalıyorsun oyumu? deyin.

Gönderi tarihi:

herkes önce kendisini karşısına alsın konuşsun hesaplaşsın. onlar öyle, ya biz nasılız?

aynen karşımızdakini eleştirdiğimiz gibi eleştirelim kendimizi.bir vatandaş, bir insan, bir anne, bir baba.... olarak....biz neyiz, nasılız?

bizi yönetenler ne şimdi nede daha önce gökten zembille inmediğine göre...kısaca "nasılsanız, öyle yönetilirsiniz"

Gönderi tarihi:
bizi yönetenler ne şimdi nede daha önce gökten zembille inmediğine göre...kısaca "nasılsanız, öyle yönetilirsiniz"

vallahi bu söz de artık herkes tarafından söylene söylene amacından, mantığından ve anlatmak istediğinden iyice sapmış bir hale geldi..asıl, halkın duyarsız, unutkan ve ne kadar çabucak değişebileceği mesajını veren bu söz şimdilerde halkın seçtiği devlet adamlarını, seçtikten sonra asla denetleme ve hesap sorma haklarının olmayacağı anlamında kullanılıyor.." bizi siz seçtiniz, artık istediğimizi yaparız..siz kaşındınız" tarzındaki düşünceler iktidarlara ne kadar yerleştikçe demokrasi de o kadar yara alıyor..ki demokrasinin en önemli niteliği seçmek olduğu gibi aynı zamanda hesap da sorabilmektir..

Gönderi tarihi:
vallahi bu söz de artık herkes tarafından söylene söylene amacından, mantığından ve anlatmak istediğinden iyice sapmış bir hale geldi..asıl, halkın duyarsız, unutkan ve ne kadar çabucak değişebileceği mesajını veren bu söz şimdilerde halkın seçtiği devlet adamlarını, seçtikten sonra asla denetleme ve hesap sorma haklarının olmayacağı anlamında kullanılıyor.." bizi siz seçtiniz, artık istediğimizi yaparız..siz kaşındınız" tarzındaki düşünceler iktidarlara ne kadar yerleştikçe demokrasi de o kadar yara alıyor..ki demokrasinin en önemli niteliği seçmek olduğu gibi aynı zamanda hesap da sorabilmektir..

 

:clover:

Gönderi tarihi:
vallahi bu söz de artık herkes tarafından söylene söylene amacından, mantığından ve anlatmak istediğinden iyice sapmış bir hale geldi..asıl, halkın duyarsız, unutkan ve ne kadar çabucak değişebileceği mesajını veren bu söz şimdilerde halkın seçtiği devlet adamlarını, seçtikten sonra asla denetleme ve hesap sorma haklarının olmayacağı anlamında kullanılıyor.." bizi siz seçtiniz, artık istediğimizi yaparız..siz kaşındınız" tarzındaki düşünceler iktidarlara ne kadar yerleştikçe demokrasi de o kadar yara alıyor..ki demokrasinin en önemli niteliği seçmek olduğu gibi aynı zamanda hesap da sorabilmektir..

 

:) bende tam da ilk anlamından bahsediyordum. o yüzden diyorum, önce kendimizi eleştirelim sonra başkalarına suç bulalım. yani kendimizi düzeltelim ki seçtiklerimiz düzgün olsun.

ama kimse kendisinde bulmaz suçu.herşeyimizi menfaate bağlamışız, dürüstük menfaatimize göre, doğrular menfaatimize göre...çok küçük bile olsa gözettiğimiz menfaat büyük bir haksızlıktır, kimin umrunda.söz konusu biz isek her zaman açık birt kapı var mübah olan.

sandıkta hesap soruyoruz güya...biz hesap soruyoruz onlar hesabımızı kesiyorlar. kendine hesabı sormadıktan sonra sandıkta soracağın hesabın ne hayrı olur.

kullanılanlar yönetilenlerden fazla olduğundan ve başa kullanıcılar geldiğinden toptan kullanılıyoruz, yönetilmekten ziyade.

Gönderi tarihi:
Ağzınızda 2 tane kelime. Şike-Şikayet. Gargara yapıp duruyorsunuz resmen. Ortada tek bir hedef yok. Top çeviriyorsunuz.

Neden şike yapıyorsunuz?

diye soramıyorsunuz.

Ne yapıyorsunuz peki? Hep böyleydi, herkes şöyleydi, o şikayet eder bu şikayet edemez, şike şudur budur falan filan diyorsunuz.

Sorsanıza hesabını!

 

Ey AKP, ey EKP'liler, nasıl oluyor arkadaşlar bu işler? desenize.

Ama bu size uymaz, ne şiş yansın ne kebap.

 

Geçmişte yapılana isyan etmediyseniz, geçmişte yapılanlara da eskiden de herkes böyleydi, hiç hakkınız yok dediyseniz,

Sizinle tabii ki bir yere gidemeyiz.

Hesap sorunuz hesap. Neden çalıyorsun oyumu? deyin. Gargara yapmayın.

Önce kendi yorumlariniza bakin ve orada bana hangi cümlenizin icinde sizin şikecilerden hesap sordugunuzu gösterin.

Sizin bu yorumunuzu okumadan 2 saat önce tv nin birinde şike üzerine konusma vardi ve konusmacilar CHP'den, SP'den ve AKP'dendi. Orada dikkatimi ceken tüm konusmaci partilerin şikeden söz etikleri, ama herkesin sikeyi sadece digerinin kendisine karsi yaptigiydi. Ve anlatilanlar dogruysa bu üc partide sikayette bulunduklarini dile getirdiler. Bu ne anlama geliyor? Bu demek oluyorki Türkiye'de gercektende secimlerde şike var ama bu şikeyi herkesin yaptigi. Ve dönelim gene sizin yaziniza, ne var o yazinizda, sadece CHP'lilerin cuval bulduklarindan bahsediyorsun, yani bir taraf tutma var sizde.

Kendiniz şikenin bitmesi icin bir tek dahi cözüm getirmezken, bizde burada şikenin sadece bir parti tarafindan degil tüm partileri kapsadigini anlatiyoruz, ama bizim cözüm getirmedigimizden yakiniyorsunuz. Sizin cözümünüz nerede?

Ve aslinda bunun cözümü cok basit. Cözüm gercek demokrasiden gecer. Gelin önce ülkemize demokrasinin gelmesi icin ugrasalim A veya B partisinin arkasinda giderek degil, oy hirsuzlari arasinda secenek yaparak degil.

Ben buradan bir cok basliklar altinda ülkemizin sorunlarinin cözümünün demokrasiden gececeginin üzerine defalarca basmisimdir. Secimlerde şike yapilmasi bizim bir sorunumuz olduguna göre cözüm belli. Demokrasinin evrensel anlamda isledigi ülke haline geldigimiz zaman vatandas zaten bu tip şikelere kendisi izin vermeyecegi gibi, teknik acidanda bunlarin cözümü var.

Isterseniz secim listeleri ile ilgili basliga bir göz atin ve benim orada bazi gelismis ülkeleden vermis oldugum örnekleri görün. Ama malesef kimse cözüme yanasmiyor. Yorumcular sadece AKP'nin bilmem ölmüs insanlari secim kütügünde gösterdigini veya degisik tezgahlarin yapildigini anlatiyor. Ben ise bu kargasaligin nasil cözülecegini cok acik ve net sekilde yazdim. Örnegin dün bulundugum sehirde secim bürosundan dindersleri ile ilgili yapilacak halk oylamasi icin secim davetiyemi posta ile aldim. Ilerideki her secimde, genel secim olsun, Avrupa parlementosu secimi olsun, belediye secimleri olsun otomatikmen evime posta yoluyla aliyorum ve benim cocugum sene sonunda 18 ysina girdiginde o da otomatikmen secim davetiyesini alacak, yani onun önce ülkemizde oldugu gibi her secimden önce ismini secim kütügüne falan yazdirmasina gerek yok. Yani Türkiye bazinda yasadigi bölgenin muhtarligina kayitli olmaniz yeterli ve siz her secimde posta yoluyla secim davetiyenizi aliyorsunuz. Cokmu zor bir cözüm bu? Yoo elbetteta hayir, kolay bir cözüm, ama varmi cözüm isteyen? Bence yok!!! Biz bunlari örnek olarak gösterdik ama dinleyen kimki. Sike konusunda da gene gelismis ülkelerde örnekleri var ve buralarda evrensel anlamda demokrasi isliyor. Demekki cözüm yolu belli, ama gene burada dinleyen kimki?

Dolayisiyla söylediklerimiz aslinda sizin anladiginiz gibi sadece "iki kelimeden" ibaret degil, icerigi daha degisik, biraz düsünmek gerek ve aynaya bakmamiz gerek.

Gönderi tarihi:
Hesap sorunuz hesap. Neden çalıyorsun oyumu? deyin.

Türkiye insanı önceki secimlerde CHP'den, ANAP'tan, RP'sinden, MHP'den hesap sordu mu? Bence ne siz sordunuz nede digerleri. Nedenide cok acik. Neden sormadik, cünki sen, ben ve hepimiz baskalarinin oyunu calmaya calistik, calanlari destekledik eger sectigimiz partiyse tabiiki ve bazen de basardik.

Siz demokrasi mücadelesi yapin, cözüm orada. Siz insanlarimizin aydinlanmasi icin mücadele yapin, cözüm orada. Siz sadece hirsiz A'yi degil tüm hirsizlari sikayet edin ve bunlarla ortak calismayin, cözüm burada. Siz herhalde yasadiginiz ülkenin siyasi yapisini ya tanimiyorsunuz yada bilerek transit geciyorsunuz.

Bana göre gargara yapmak, her secimde tüm partilerin secimler konusunda sikayetci olamlarini buraya tasimaktir. O siyasetciler peki hala kanunlari uygulayarak şikelerin önüne gecebilirler, ama yapmiyorlar. Neden acaba?

Kim gargara yapiyor simdi?

Gönderi tarihi:
Türkiye insanı önceki secimlerde CHP'den, ANAP'tan, RP'sinden, MHP'den hesap sordu mu? Bence ne siz sordunuz nede digerleri. Nedenide cok acik. Neden sormadik, cünki sen, ben ve hepimiz baskalarinin oyunu calmaya calistik, calanlari destekledik eger sectigimiz partiyse tabiiki ve bazen de basardik.

Siz demokrasi mücadelesi yapin, cözüm orada. Siz insanlarimizin aydinlanmasi icin mücadele yapin, cözüm orada. Siz sadece hirsiz A'yi degil tüm hirsizlari sikayet edin ve bunlarla ortak calismayin, cözüm burada. Siz herhalde yasadiginiz ülkenin siyasi yapisini ya tanimiyorsunuz yada bilerek transit geciyorsunuz.

Bana göre gargara yapmak, her secimde tüm partilerin secimler konusunda sikayetci olamlarini buraya tasimaktir. O siyasetciler peki hala kanunlari uygulayarak şikelerin önüne gecebilirler, ama yapmiyorlar. Neden acaba?

Kim gargara yapiyor simdi?

 

Ben sordum ve soruyorum sayın dünyahepimizin. Üniversite yıllarımı gençlik kollarındaki faaliyetlerde değerlendirdim. Sonrasında da bu hesap kitap işinden vazgeçmedim. Üyesi olduğum dernekte de devam ediyoruz çalışmalarımıza. Bilmeden, tanımadan, büyük laflar etmeyelim isterseniz.

Ben diyorum ki SORUNUZ. SORGULAYINIZ. İSTEYİNİZ İSTEYİNİZ İSTEYİNİZ VE UTANA SIKILA HESAP VERSİNLER. Bunu genel olarak söylemiyorum, size söylüyorum. Tamamen şahsınıza.

 

*******

Gönderi tarihi:
Bilmeden, tanımadan, büyük laflar etmeyelim isterseniz.

Evet bilmeden tanimadan büyük laflar etmeyelim, cok dogru bir laf, ama herkes icin gecerli!!!!

Ben sizin bu baslikta hesap sordugunuzu okumadim ve ona göre degerlendirdim. Siz benim özel hayattaki yasamimi biliyormusunuda hesap sormuyorum diye suclama getiriyorsunuz?

Konuyu dagitmadan özüne geri dönelim daha iyidir.

Siz bize cözüm önerilerinizi getirin daha uygun olur. Biz sizin hangi dernekte calistiginizi bilmedigimiz icin cözüm önerilerinizin yeri bana göre bu forum ortamidir.

Gönderi tarihi:
Evet bilmeden tanimadan büyük laflar etmeyelim, cok dogru bir laf, ama herkes icin gecerli!!!!

Ben sizin bu baslikta hesap sordugunuzu okumadim ve ona göre degerlendirdim. Siz benim özel hayattaki yasamimi biliyormusunuda hesap sormuyorum diye suclama getiriyorsunuz?

Konuyu dagitmadan özüne geri dönelim daha iyidir.

Siz bize cözüm önerilerinizi getirin daha uygun olur. Biz sizin hangi dernekte calistiginizi bilmedigimiz icin cözüm önerilerinizin yeri bana göre bu forum ortamidir.

 

 

Sayın dünyahepimizin,

Ben bu forumda 24.06.2005'den beri varım. Ama çalakalem değerlendirdiğiniz gibi tek bu başlık altında değilim. 1468 ileti sahibiyim, inanmazsanız sayınız 1400'den fazlası politik konular, ülke gündemi hakkındadır.

 

Çözüm önerim şudur;

Hepimizin bir fikri var, fikrimize yakın bulduğumuz insanlar ve ideolojiler var. Bunları yalnız kendimizde saklayıp, elimize klavye geçtiğinde boşaltmayalım. Korkmayalım esasında!

 

Çözüm biziz. Bu siyasi haritanın içerisinde hepimiz bir tepeyiz, çukuruz, dağız, ovayız. Ama varlığımızı farkettirmeliyiz. Ben bunun mücadelesindeyim. Siz de olunuz.

Benim fikrime taban tabana zıt, ancak vurduğu yerden ses getiren birisi olunuz. Kendimi matah biryerlerde gördüğümden söylemiyorum, rica ederim öyle anlaşılmasın. Ancak biz, gençler, bu ülkeye bir ucundan sahip olmalıyız.

 

Vay öncekiler onu yaptı, vay şimdikiler böyle yaptı, vay bu hep zaten böyleydi anlayışının sonu yok.

Yazıyorsunuz bunları tartışıyoruz, ama bu şekilde bir yere varamıyoruz.

Sizinle bir yere varılmaz diyorum, yine de tekrarlıyorum işte. Sizinle bu şekilde bir yere varılmaz.

 

Sahip çıkınız, ülkenize, değerlerinize, fikirlerinize ve kendi geleceğinize sahip çıkınız.

Sorabildiniz mi bugüne kadar;

Nerede benim vergim,

Nerede yoksulum, düşkünüm,

Nerede alınan bu dış borçlar,

Nerede harcanan paralar, ihaleler, ilanlar, reklamlar, yatırımlar,

Baykal şöyle kötü böyle berbat bir adam, ama hani benim gayrisafi milli hasılatım?

Bahçeli şöyle kötü böyle berbat bir adam, ama hani benim özelleştirme gelirlerim?

Kurtulmuş, Yazıcıoğlu, Uzun, Soylu şöyle böyle berbat bir adam, ama hani benim işçimin memurumun emeklimin geleceği?

Sorabildiniz mi?

 

İçinizden sormayı aşınız. Forum sayfalarına yazabildikleriniz, okuyanlar ile sınırlı.

Bunları aşınız.

 

Lafı uzattım. Ama ülkem için çok endişeliyim.

Mazur görünüz.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.