Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Davos - Erdoğan - Peres


Misafir Domuzbağı

Önerilen İletiler

Erdogan bu tepkiyle kendini Filistinlerin sözcüsü yerine koyarken aslinda Islam birligi icin sözcülük yapmakta dolayisiyla liderlige oynamaktaydi.Araplara lider olmak ne kadar Türkiye'nin cikarlarina olur onu ilerleyen günlerde görecegiz.

 

Türkiye,Erdogan baskanliginda bir serüvene dalmis ve sonu bilinmeyen bir yola girmistir.Bence gidis gidis degildir.Umarim ki yanilmis olayim.

 

 

saygilarla

Sayın politika

 

Bu dövüş danışıklıdır. ABD ve İsrail Türkiye'nin bu rolü oynamasını istiyor. Erdoğan-Gülen ABD güdümünde BOP rolü için gerekli olan bu liderliği sağlamaya çalışıyor. Yoksa ne İsrail'in ne de ABDnin buna bozulduğu yok, sadece o görüntüyü vermeye çalışıyorlar diye düşünüyorum.

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 180
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

'Van minut!' yoksa planlı mıydı?

Bandı geri sarınca!

030220091122545769843_2.jpg

Erdoğan'ın Davos çıkışını planlı bulan Milliyet yazarı Can Dündar, oturumdaki süre dağılımının adaletsiz olmadığını fakat 1 saatin yetersiz olduğunu yazdı. Eş zamanlı çeviride de Erdoğan'ın bazı sözlerinin atlandığını belirten Dündar, program yöneten bir kişini gözüyle Davos'u yorumladı:

Davos bandını yeniden izleyince...

 

Televizyonda tartışma programı yöneten biri olarak, farklı görüşten konuklara adil davranma zorunluluğunu ve ateşli bir tartışmada eşit süre ilkesine sadık kalmanın zorluğunu iyi biliyorum.

 

Bu gözle, Gazze oturumunu Davos’un resmi sitesinden bir kez daha, dikkatle izledim. (http://gaia.world-television.com/wef/worldeconomicforum_annualmeeting2009/default.aspx?sn=7017〈=en)

Gözlemlerimi aktarayım:

 

Planlı bir çıkıştı

 

1) Paneli Türkiye istemiş. Erdoğan’ın hem dünyaya hem de “içeriye” yönelik bir çıkışı önceden planladığı anlaşılıyor.

 

 

2) Oturumu, Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Schwab’ın yönetmesi planlanmış. İki gün önce Ignatius adı ortaya çıkmış. Türkiye itiraz etmiş, ama üstelememiş. Erdoğan’ın ilk hatası, hakkaniyetinden emin olmadığı bir moderatörle yola çıkması...

 

3) İkinci hata; süre... Böyle netameli bir konu ve önemli konuklar için 1 saat, çok az...

 

 

4) Genelde âdet, konukları ilk turda kısa konuşturmak, ikinci turda birbirlerini yanıtlamaları için yeniden söz vermektir. Moderatör öyle yapmadı; ilk turda uzun konuşmalarına fırsat verdi; tartışmaya zaman bırakmadı.

 

Süre hesabı yanlış

 

5) Erdoğan, moderatörü haşlarken “Peres 25 dakika konuştu, ben 12 dakika konuştum” demişti.

Kronometreyle ölçtüm. Durum şu:

Ban Ki-moon 7 dakika 20 saniye konuşmuş.

Erdoğan 16 dakika konuşmuş.

Amr Musa 12 dakika 45 saniye konuşmuş.

Peres 21 dakika konuşmuş.

Yani Erdoğan kendi konuşma süresini olduğundan 4 dakika az, Peres’inkini ise olduğundan 4 dakika çok söylüyor.

 

 

8 tane “One minute”

 

6) Peres’in kendisini eleştiren diğer 3 konuşmacıya birden cevap vermeye çalıştığı düşünülürse bu süre adil sayılır.

 

7) Oturum tam 1 saatte tamamlanıyor. Moderatör, “Bu tartışma gece boyu sürebilir” diyerek kapatırken, Erdoğan söz isteyince, koluna dokunarak (evet, ilk o dokunuyor) engellemeye çalışıyor. Bunun üzerine Erdoğan da onun kolunu tutarak “one minute”lere başlıyor. Ve 8 kez (saydım; tam sekiz kez) “Bir dakika” diyerek söz istiyor.

 

8) Ama “1 dakika”da kalmıyor. 1.5 dakika konuşup önündeki kâğıtları açınca, moderatör “Süremiz doldu” diye uyarıyor. “Sözümü kesmeyin” diyor

Erdoğan ve 2 dakikayı buluyor. Ignatius’un eli o zaman omuza konuyor. Erdoğan bu kez ona patlıyor. Ve 3 dakika sonunda duruyor.

 

Tercümedeki eksik

 

9) Gelelim asıl sürprize:

Bandı İngilizce izleyince simültane tercümanın belki telaştan, belki diplomatik bir skandala engel olmak için bazı sert sözleri atladığı ya da dozunu düşürdüğü anlaşılıyor.

Mesela Erdoğan Peres’e, “Sesin yüksek çıkıyor. Sesinin çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisiyledir” diyor. Çeviri şöyle:

“Çok güçlü bir sesiniz var. Belki de kendinizi biraz suçlu hissettiğinizden sesiniz güçlü çıkıyor.”

Erdoğan’ın “Siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz” sözü tercüme edilmemiş.

“Benim için Davos bitmiştir” sözü de...

Dolayısıyla, Peres ve Türkçe bilmeyen dünya, Erdoğan’ın diklenişini bizimle aynı dozda hissetmemiş.

10) Son bir gözlem:

Erdoğan paneli terk ederken Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa onu ayakta tebrik ediyor, sonra da peşinden gitmeye teşebbüs ediyor. Tam gidecekken BM Genel Sekreteri’nin “Gel otur” işaretiyle koltuğuna dönüyor.

Futboldaki gibi, bazı pozisyonlarda kimin kime faul yaptığı, hakemin nerede şaştığı, bandı başa sarıp yeniden izleyince daha iyi anlaşılıyor.

 

:clover:

Tam alıntılayacaktım ki...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Erdoğan ile kavga etmemeliyiz

 

İsrail'de yayınlanan Haaretz gazetesindeki makalede “Türkiye ile yakın bir ilişki, İsrail için kritik önemi taşıyor. Erdoğan ile kavga etmemeliyiz. Krizi yumuşatma ve bağları onarma yolunu bulmalıyız. Bu, Kudüs’te kurulacak yeni hükümet için acil bir misyon olacak” denildi.

 

Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerde yaşanan ciddi sıkıntıların gidirilmesi gereği, İsrail’de tartışılmaya devam ediliyor. Haaretz gazetesince yayınlanan bir makalede “Türkiye ile yakın bir ilişki, İsrail için kritik önemi taşıyor. Erdoğan ile kavga etmemeliyiz. Krizi yumuşatma ve bağları onarma yolunu bulmalıyız. Bu Kudüs’te kurulacak yeni hükümet için acil bir misyon olacak” denildi.

 

Haaretz gazetesi, Bar-İlan Üniversitesi Siyasi Bilimler Bölümü öğretim üyelerinden Amikam Nachmani imzalı bir makale yayınlandı. Gazze operasyonunun ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, İsrail’i en çok eleştiren kişi haline gelmesinin arkasındaki nedenlerinin araştırıldığı makalede şöyle denildi:

 

“İsrail’in eski Ankara Büyükelçisi Zvi Elpeleg, bir defa Türkiye’nin, Filistin konusunda adeta Ermeni sorunu kadar hassas olduğu uyarısını yapmıştı. Türkiye’de milyonlarca insan sınırlarının ötesinde olup bitenlerle ilgilenmez, tek bir istisna Filistin.”

 

Makalede Türkiye’nin Filistinlilere olan ilgisinin köklerinin çok eski olduğunu, Osmanlı döneminde başladığı belirtilen makalede ayrıca Gazze krizi başladığında Mısır Hamas tarafından çok eleştirildiği için Ankara açısından Türkiye’nin arabuluculuk için çok uygun gibi görüldüğü ancak sonunda bu görevi Mısır’ın elde ettiği yorumu yapıldı.

 

“EN BÜYÜK TEHLİKE TÜRKİYE’NİN İRAN'LA İTTİFAKA İTİLMESİ”

İsrail açısından “en büyük tehlike”nin Türkiye’nin İran ile bir ittifaka itilmesi olduğu vurgulanan makalede iki ülke arasındaki ilişkilerden çok iyi bir durumda olduğuna da işaret edildi.

 

Buna karşın Erdoğan’ın, İsrail ile ilişkilerin kesilmesi çağrılarını reddettiğine dikkat çekilen makalede “Türkiye ile yakın bir ilişki, İsrail için kritik önemi taşıyor. Erdoğan ile kavga etmemeliyiz. Krizi yumuşatma ve bağları onarma yolunu bulmalıyız. Bu, Kudüs’te (seçimden sonra) kurulacak yeni hükümet için acil bir misyon olacak” denildi.

 

Hürriyet

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tercümedeki eksik

 

9) Gelelim asıl sürprize:

Bandı İngilizce izleyince simültane tercümanın belki telaştan, belki diplomatik bir skandala engel olmak için bazı sert sözleri atladığı ya da dozunu düşürdüğü anlaşılıyor.

Mesela Erdoğan Peres’e, “Sesin yüksek çıkıyor. Sesinin çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisiyledir” diyor. Çeviri şöyle:

“Çok güçlü bir sesiniz var. Belki de kendinizi biraz suçlu hissettiğinizden sesiniz güçlü çıkıyor.”

Erdoğan’ın “Siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz” sözü tercüme edilmemiş.

“Benim için Davos bitmiştir” sözü de...

Dolayısıyla, Peres ve Türkçe bilmeyen dünya, Erdoğan’ın diklenişini bizimle aynı dozda hissetmemiş.

Tercümanlardan Davos açıklaması

Meslektaşımız HATA YAPMADI.

 

Birleşik Konferans Tercümanları Derneği ve Uluslararası Konferans Tercümanları Derneği Türkiye Bölgesi'nden yapılan açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'taki sözlerinin eksik tercüme edildiği yönündeki iddialarla ilgili, ''Davos'taki toplantıda görev yapan meslektaşımız görevine sadık kalmış, meslek etiği ve kuralları açısından hata yapmamıştır'' denildi.

 

Derneklerin ortak yazılı açıklamasında, bazı basın organlarında Başbakan Erdoğan'ın Davos Dünya Ekonomik Forumu Gazze ve Orta Doğu Barışı oturumunda sarf ettiği bazı sözlerin İngilizce'ye simültane olarak çevrilirken ''atlandığı'' ya da ''dozu düşürülerek'' aktarıldığı yönünde iddiaların yer aldığı belirtildi.

 

Meslek örgütlerinin, ilgili kişilerle görüşerek ve ses kayıtlarını inceleyerek olayı araştırdığı ifade edilen açıklamada, şu hususlara yer verildi:

 

''Konferans tercümanının görevi, hizmet verdiği toplantı sırasında duyduklarını ve algıladıklarını, mesajın özüne sadık kalarak diğer dile olduğu gibi aktarmaktır. Konuşmanın içeriğini kendi siyasi ya da ideolojik kaygılarına göre yorumlaması söz konusu olamaz.

 

Bununla birlikte sözlü çeviri, söylenenin kelimesi kelimesine aktarılması da değildir. Söylenenin içeriğini, diğer dil ve kültürün özelliklerini dikkate alarak, o dil ve kültürde aynı şekilde algılanacak biçimde aktarmaktır. Dolayısıyla bir konuşmanın tek bir doğru çevirisi yoktur. Söylenen sözler diğer dile farklı ifadelerle de aktarılabilir. Konferans tercümanı, anında çeviri yaparken o an bulabildiği en doğru karşılığı kullanır.

 

Bu açıdan bakıldığında Davos'taki toplantıda görev yapan meslektaşımız görevine sadık kalmış, meslek etiği ve kuralları açısından hata yapmamıştır.''

 

Açıklamada, Başbakan Erdoğan'ın, ''Siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz'' sözünün, ''Siz insanları öldürüyorsunuz'' anlamına gelen ''You kill people'' şeklinde çevrildiği, ''Benim için Davos bitmiştir'' sözünün de ''Bu olaydan sonra artık bir daha Davos'a geleceğimi sanmıyorum'' anlamına gelen ''I don't think I will come back to Davos after this'' şeklinde tercüme edildiği duyuruldu.

 

AA

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu meselede bir çok arkadaşımız büyük bir hataya düşmüş. Dahili siyasal farklılık ve görüş farklarıyla harici bir meseleye bakmışlar.

 

Şimdi ortada olan öncelikle ne. Bu panele moderatör olarak, Fanatik ermeni, fanatik İsrail yanlısı ve Türkiye karşıtı bir gazeteci atanıyor. Türkiye bu kimsenin moderatörlüğüne haklı olarak itiraz ediyor. Zira gazeteciliğinin yanında siyasal taraflığını belli eden. Siyasal taraf olarak da oldukça radikal olan bir kimse bu tartışmada moderatör yapılmamalıydı.

 

Velhasıl bu tartışmada İsrail Cumhurbaşkanı , Türkiye Başbakanı nezdinde Türkiye'yi teröre destek vermekle suçluyor. Neredeyse yarım saat boyunca Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanına tüm diplomatik temayüller ve nezaket sınırlarını aşıp. Birleşmiş Milletler'in insanlık suçu olarak tespit ettiği İsrail katliamlarını kınadığı ve eleştirdiği için Türkiye'yi teröre destek vermekle suçluyor. Kaldı ki Türkiye neden Hamas'a saldırıyorsunuz, neden Hamas'la çatışıyorsunuz demiş gibi. 20 yıldır oldukça yakıcı bir terör belasıyla uğraşan ve terörle dahi, sivilleri katletmeden insanlık suçu işlemeden etkili olarak mücadele eden bir ülkenin başbakanına.

 

Ondan sonra, 12 dakikalık konuşma süresine rağmen yarım saat boyunca konuşan ve Türkiye Başbakanı'na oldukça fazla cevap hakkı doğuran ithamlarda bulunan Peres'e Erdoğan yanıt vermek isteyince. Moderatör bırakalım gazeteciliği, bırakalım fikir adamlığını bir mahalle kıraathanesinde tartışan kimselerin bile kolay kolay yapmayacağı şekilde eliyle müdahele ederek Erdoğan'ı susturmaya çalışıyor. Onunlada kalmıyor Erdoğan "bir dakika" derken eliyle bir dakika işareti yaparken. Bu moderatör koltuğunda oturan şahıs. Eliyle tekrar müdahele edip Erdoğan'ın elini aşağıya indiriyor.

 

Arkadaşlar, Tayyip Erdoğan onunla aynı görüşte olalıp olmayalım, taraftar olalım karşı olalım (ki ben karşıyım) Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanıdır ve orada Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil etmektedir. Karşısındaki kişi ise bir gazetecidir. Tayyip Erdoğan bir afrika kabile ülkeciğinin liderimidir de, böylesine çapsız ve çirkin bir muameleye maruz kalsın.

 

Nerede görüşmüş bir gazetecinin bir ülke liderini elle müdahele ederek susturmaya çalıştığı ?

 

Bu tartışma yöneticiliği değildir. Bu açık bir eylemdir.

 

Siz Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na gösterilen muameleyi ülke içi siyasi farklılıklara ait bakış açısıyla değerlendirirseniz bu büyük hata olur. Orada yapılan hakaretler Türkiye Cumhuriyeti'nin temsilcisine yapılmıştır.

 

Buna genel olarak, zaten kalbi Türkiye'de değil , Washington'da ve Tel Aviv'de atanların yaptığı yorumları boşveriyorum, değerlendirme ihtiyacı dahi duymuyorum. Ancak, Erdoğan'ın sözlerine gelince, onun orada söylediklerinden farklı birşey söylemeyen insanların, Tayyip Erdoğan'ın partisi ve siyasi kişiliğiyle ilgili ülke içinde sahip oldukları görüşler penceresinden bakanların yaptığını yanlış olarak görüyorum. İster Tayyip Erdoğan olsun, İster Deniz Baykal, İster Zeki Sezer, İster Devlet Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden hiçkimseye hiçbir uluslararası toplantı ya da panelde böyle davranılamaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ortadoğunun Obaması, Erdoğan!

 

Ortadoğuda halka istediği kahramanı iki cümlede yarattılar, şimdi bu sadece sözde kalan babayiğit tavırla Ortadoğu'nun dengeleri üzerinde rahatlıkla oynanacak!

 

Davos bir senaryoydu, Erdoğan'da Peres ile ikili oyuncusudur...

 

Lafa gelince kahraman, icraata gelince suspus...

 

Ve bir şey daha var, bizim askerimizin başına çuval geçirildiğinde bu babayiğitliği neden gösteremedi, ve neden bizim şehitlerimiz ve onların aileleri için bu sözler sarfedilmedi...?

 

Emine Erdoğan ve R.T. Erdoğan Filistin için bağış topluyor! Deniz Feneri...

 

Oysa bizim şehit ailelerimizin çocuklarını ayağında ayakkabısı yok fakat pardon "askerlik yan gelip yatma yeri değildi"

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu meselede bir çok arkadaşımız büyük bir hataya düşmüş. Dahili siyasal farklılık ve görüş farklarıyla harici bir meseleye bakmışlar.

 

.

.

.

Nerede görüşmüş bir gazetecinin bir ülke liderini elle müdahele ederek susturmaya çalıştığı ?

.

.

.

olsun, İster Deniz Baykal, İster Zeki Sezer, İster Devlet Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden hiçkimseye hiçbir uluslararası toplantı ya da panelde böyle davranılamaz.

Sayin CYRANO

 

Herseyden önce hepimizin tepkisi ortada, acilan basliklarin niteligi vede yazilanlara baktigimizda hersey acikca görünüyor. Uzun elestirilerden kactigimiz gibi elestirilerimiz zamana birakilmis. Kimse, Türkiye Cumhuriyeti nin Basbakani ni bu sekilde davranamaz bunun etkisi büyüktür. Kimse kalkip 70.milyonu bu sekilde bir panelde parmaklayamaz o parmaklara gerekli cevap verilmesi gerekirken vakit kaybetmeden Sayin basbakan gerekli en güzel sekilde olay yerinde o parmaklari dünyanin gözü önünde en güzel sekilde cevabini vermistir bundan daha güzel bir cevap bir eylem olamaz..

 

zaten olsaydi silinirdi!

Şimdi ortada olan öncelikle ne. Bu panele moderatör olarak, Fanatik ermeni, fanatik İsrail yanlısı ve Türkiye karşıtı bir gazeteci atanıyor. Türkiye bu kimsenin moderatörlüğüne haklı olarak itiraz ediyor. Zira gazeteciliğinin yanında siyasal taraflığını belli eden. Siyasal taraf olarak da oldukça radikal olan bir kimse bu tartışmada moderatör yapılmamalıydı.

Zannediyorum ciddi anlamda bir itiraz olmamis eger olsaydi paneli o moderatör yönetemezdi.

 

 

Velhasıl bu tartışmada İsrail Cumhurbaşkanı , Türkiye Başbakanı nezdinde Türkiye'yi teröre destek vermekle suçluyor. Neredeyse yarım saat boyunca Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanına tüm diplomatik temayüller ve nezaket sınırlarını aşıp. Birleşmiş Milletler'in insanlık suçu olarak tespit ettiği İsrail katliamlarını kınadığı ve eleştirdiği için Türkiye'yi teröre destek vermekle suçluyor. Kaldı ki Türkiye neden Hamas'a saldırıyorsunuz, neden Hamas'la çatışıyorsunuz demiş gibi. 20 yıldır oldukça yakıcı bir terör belasıyla uğraşan ve terörle dahi, sivilleri katletmeden insanlık suçu işlemeden etkili olarak mücadele eden bir ülkenin başbakanına.

Burda birkere Türkiye arabuluculuktan öte kendini Hamasin yerine koyuyor böyle bir panele ihtiyac duyulmasida yanlistir sen kendini Hamasin yerine korsan karsi saldirida o sekilde olacaktir israil kalkip burda köseye sıkısmis gibi davranmasini kimse herhalde bekleyemezdi..

 

Siz Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na gösterilen muameleyi ülke içi siyasi farklılıklara ait bakış açısıyla değerlendirirseniz bu büyük hata olur. Orada yapılan hakaretler Türkiye Cumhuriyeti'nin temsilcisine yapılmıştır.

Bugün siyasi görüsü cihata dayali olan Hamastan bütün Arap alemi liderleri kacarken bizlerin hamasa yapismasi ne kadar inandirici olur ben bir kere bu kavramdan birsey anlamiyorum. bu bir.. ikincisi Arap halkina gelince bizzat agizlarindan duydugumuz ABD olmasa bize hic bir zaman günes dogmayacak!

Sonra diyorsunuzki muameleyi ülke içi siyasi farklılıklara ait bakış açısıyla değerlendirirseniz bu büyük hata olur. Demek oluyorki biz ic siyasite göre sirf degerlendirmiyoruz..Elfetih dururken neden Hamas? yarin kabaca söylersek pkk dururken neden elkaide noktasina gelirsek sasirmayalim

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Davos'ta Başbakan'nımızın sergilediği duruş gerçekten şu ana kadar inandığımız, inandırıldığımız biz bağımlı, güçsüz bir ülkeyiz, ekonomimiz kırılgan, kontrolü bizde değil kimseye bir şey demeyelim, başımıza iş açılır hissiyatının hakikaten bittiğinin, kendimizin farkına vardığımızın, ya da içimizden geçenleri korkusuzca diyebileceğimiz zamanın geldiğinin, o güce ulaştığımızın sonucu mudur?Ya da bitmeyen , tükenmek bilmeyen her defasında oyuncusu yapıldığımız bir seneryonun sahneye konulması mıdır?Bir başka seçenek Sn. Başbakan tamamiyle kendi kurguladığı bir seneryoyu seçime tavil etmek için sahneye mi koymuştur?

 

Bir kere Başbakan'nın bunu seçim yatırımı olarak, kurgulayıp oynadığı bir oyun olmadığını, bu derece basit, bir oy toplama planı için dünyanın gözü önünde sırf oy amaçlı o tavrı sergilediğini kesinlikledüşünmüyorum.Lakin bunun içi siyasette tabiatıyla seçimde bir getirisi olacaktır.Peki bu durum sonucunda ne olmuştur?Başbakanımız İslamdünyasının halkları tarafından kahraman ilan edilmiş, manevi bağlarımız biraz daha pekişmişbir heyecan oluşturmuştur.İslam dünyasıyla bu bağlamda bir iş yapmanın, bir birlikteliğin temelini atmanın,en azından bunun altyapısını oluşturabilmenin en uygun manevi şartlarının oluşmasına zemin hazırlanmıştır.Bu bilinçli mi yapılmıştır bilen varsa beri gelsin!Bu durumdaBaşbakan'nımzın amacı Avrupa'dan uzaklaşmak İslam dünyasına yönelmek, İslam dünyasının liderliğini üstlenme planları mı yapmaktır?İslam dünyasının ne kadar İslami davrandığı ortadadır, onların kimlerin işbirlikçisi olduğunu anlatmaya gerek yok.Erdoğan'nın bunu gerçekleştirmek için Davos'ta seneryosunu yazdığı oyunu ortaya koyduğunu düşünmek yine çok da akıllıca ve inandırıcı değil.

 

Bu çıkış İsrail'in ya da ABD'nin,Avrupa'nın mi işine geldi?İslam dünyasına yön çevirmek ilişkimiz olan hiçbir stratejik ortağımızın ya da Batı ülkesinin hakikatte hoşuna gideceğini düşünmüyorum.Kimin hoşuna gider, Türkiye'nin bu birlik içinde olmasını istemeyenlerin.

 

Tersinden bakarsak Davos'ta olanlar ABD, İsrail planlı, Başbakan oyunculu bir seneryo ise yani danışıklı dövüş varsa görüntüde bunların düşmanı ve bu sebeple Türkiye'de tekrar hükümet olmanın gönüllerdeki yeri temin edilip, ABD'nin BOP projesi için gereğin yerine getirilip arka planda işbirliğin ABD güdümlü sürmesi şeklinde bir durumsa bu kadarına da pes doğrusu derim.Bu düşünceyi akla getirecek emare çok vatr tabii:Irak'ta olanlar, Süleymaniye'de yapılan affedilmez saygısızlık ve durumda aynıduruşun sergilenmemesi, düşman konumuna hissiyatımızda taşıdığımız devletlerin en fazla askeri ve diğer alanlarda müttefikimiz olması gibi.Garip bir durum esasında.Devlet çıkarları çerçevesinde dün dostunuz olan bugün düşmanınız; dün düşmanınız olan bugün dostunuz olabilir.Devletlerle ilişkiler çıkarlar üzerine kurulu malumunuz üzere.Bazen devleti sevmezsiniz, o an konuşamazsınız ona karşı duramazsınız, onu kızsırmamaya çalışırsınız bir bakarsınız işler değişmiştir içinizdekini ortaya döker hale gelirsiniz, gelmişsinizdir.

 

Umarım Davos'ta olanlar ülkemizin gücüne güvenilerek,bilinçli bir tavır olarak sergilenmiştir.Milletimiz bu hissiyattadır lakin devletimiz de bunun getireceği sıkıntıları safdışı bırakacak kadar güçlüdür umarım.Durum budur bu noktada birlik olma zamanıdır artık.

 

Yoksa bu Hamas'ın elindeki etkisiz füzelerle İsrail'in ne yapacağını bildiği halde İsrail'i yaptığı katliama karşı kışkırtmaya benzer.Önce güçlü olacaksın düşmanın kadar ondan sonra istediğini söyle.Düşamanın kadar güçlü olmak içinde düşmanını tahrik etmeyeceksin, yavaş yavaş yapacaksın bu işi değil mi?Hamas hala füze fırlatmaya devam ediyor hangi akla hizmet için yapıyorsa.Adamlar sanki İsrail'in Filistin'e yapacaklarına bahaneo luşturan kendince anlam kazandırması için uğraşan kolu.Davandan vazgeçme kardeşim tamam da senin yaptığın kime hizmet ediyor bir düşün Allah aşkına.Bu nasıl bir gaflettir anlamıyorum.

 

Halkımızın hissiyatı devletimizin güçlü olmasıyla orda olanlara engel olurdu.O hissiyat İsrail'e orda olanları yaptırmayacak bir güçlü Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle birleşseydi sadece konuşmamış güclü olduğumuzu biz de herkes de görmüş olurdu.Konuşmaktan öte bir şey yapmış olurduk.O günleri görürüz inşaallah...

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Efendi Türkler konuyu cok iyi aciklamis.Cyrano'nun hakli yanlari muhakkak ki var.Ama EFendi Türkler'in acikladigi gibi,Erdogan neden böyle bir panel olmasinda israr etti?Perezle kavga etmek icin mi?Erdogan bile bile neden lades diyip Ermeni gazetecinin moderatörlügünü kabul etti?Provake olmak icin mi?Sayin Fuzulu'nin yazdigini okuma geregi duymadim cünkü hamasetten bahsetmis.Hamaset kahve kültürü ile olmaz,hamaset baska bir seydir,meydan agaligi ile mi gururumuzu savunuyoruz.Ne oldu Barzani dünyanin lafini söyledi Türkiye icin,ASKERIN KAFASINA CUVAL GECIRILDI,O ZAMAN ERDOGN NERDEYDI?Amerika'nin gözüne gimeye calismiyormuydu?Türkiye'nin azda olsa bir onuru vardi,6 yildir bu onur da yok edildi.Amerika yandasligi aldi basini gidiyor,AB kapilarinda sürtünmeye basladik.Barzani Diyarbakir'dan bahsediyor,ama birileri kalkmis Türkiye simdiye kadar hep basi öne egik gezmiste simdi basi göge kalkmis gibi bir hava veriyor,eger olanlara AKP gözüyle bakarsaniz basimiz bulutlarin arasina kadar yukari kalkmistir.Türkiye sokak kültürüyle yönetilmeyecek kadar büyük bir ülkedir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

***

Sizin ampul kaç watt?

 

Adam parti otobüsüne "Van" yerine "Wan" yazdığı için soruşturma açıyorsun...

Hükümetimizin bakanı, eşiyle şirket kurup mağaza açıyor, adı W!

 

Sivas tribünleri İsrail’e küfür ediyor, Balili’nin penaltısıyla turu geçtikleri için,

takım arkadaşı sahanın ortasına Filistin bayrağı dikiyor, İstiklal Marşı okuyorlar!

***

Gazze’de İsrail’in yıktığı evde doğan bebeğe Tayyip Erdoğan adını verdiler...

Balili Türk oluyor, vatandaşlık belgesini "Siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz" diyen Başbakan imzalayacak!

***

Gazzeli Tayyip Erdoğan’ın evini bombalayan İsrailli pilotlar, Konya’da eğitildi...

İsrail bayrağı yakılan Konya’da İsrail’den madalyası olan Tayyip Erdoğan’ın aldığı oy yüzde 65!

***

Davos Fatihi, Deniz Baykal’ın ağzından çıkanı kulağının duymadığını anlatırken, "İnce at da kargalar yesin" dedi...

Benim bildiğim "Ufak at da civcivler yesin"dir o lafın doğrusu ama, olsun... Taşı "gıdığına" oturttuğu için alkışladılar!

***

Sizi bilmem...

Bindik bir alamete, gidiyoruz

kıyamete gibi bi his var bende.

***

Bakın kıyamet dedim aklıma geldi...

İşsiz genç, AKP’den torpil bulmuş, belediyede işe girmiş, cenaze arabası şoförü yapmışlar,

Teşvikiye Camii’nden alacaksın, Zincirlikuyu’ya taşıyacaksın demişler, peki demiş...

İkindi namazına vakit olduğu için, Nişantaşı’nda tura çıkmış,

ilk gördüğü kızın yanına yanaşmış, atlasana gezelim demiş...

Kız "Bununla mı?" diye sorunca, "Beğenemedin mi" demiş, "Millet buna binebilmek için ölüyor be, ölüyor!"

***

"Millet buna binebilmek için ölüyor be, ölüyor!"

anlayana sivrisinek saz!...

***

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Medya kimin eline geçmiş biln varmı???

Kendini bilmez bir insan AYDIN DOĞAN..ismi bile rahatsız ediyor beni..15 tane basın aracı var ve obje bir haber yapmıyorlar

israildeki solcular bize kardeşimiz diyorlar...solcular zaten hiçbir zaman kan istemiyorlar.....oradaki aşıırı dinciler bunu yapıyor.aşırı dinci diyorum ama dinleride belli deil :)bize zarar vermemek için mitingler yapıyorlar ama medya duyurmuyor bunları...tek duyuran trt kanalıydı .bilmyıorum o da olmasa ne olurdu sonumz...

 

ERDOĞANI SEVMEDİĞİM HALDE ÇOK GÜZEL Bİ HAREKET YAPTI..TEBRİK EDİYORUMM

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Medya kimin eline geçmiş biln varmı???

Kendini bilmez bir insan AYDIN DOĞAN..ismi bile rahatsız ediyor beni..15 tane basın aracı var ve obje bir haber yapmıyorlar

israildeki solcular bize kardeşimiz diyorlar...solcular zaten hiçbir zaman kan istemiyorlar.....oradaki aşıırı dinciler bunu yapıyor.aşırı dinci diyorum ama dinleride belli deil :)bize zarar vermemek için mitingler yapıyorlar ama medya duyurmuyor bunları...tek duyuran trt kanalıydı .bilmyıorum o da olmasa ne olurdu sonumz...

 

ERDOĞANI SEVMEDİĞİM HALDE ÇOK GÜZEL Bİ HAREKET YAPTI..TEBRİK EDİYORUMM

 

Vah ,,,vah, vah....ölmüşüz de haberimiz yok....

 

Ne olurdu dememek lazım....Belli olmuş aslında sonumuz...

 

"Adamı sevmem ama bi harket yaptı bayıldım"...Tebrik ediyorum...

 

Bu sevmek sevmemek işi değil yemezler...

 

Olaylara hangi pencereden bakmakla ilgili...

 

Şu sıralar çok yukarılardan en üst katlardan bakıyor gözler aşağı...

 

Ne kadar yukarı çıkarsan sorunlarda o kadar ufak görünüyor bakan o gözlere...

 

Ne diyelim hayırlı olsun... "Çok Güzel Hareketler Bunlar"...

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Efendi Türkler konuyu cok iyi aciklamis.Cyrano'nun hakli yanlari muhakkak ki var.Ama EFendi Türkler'in acikladigi gibi,Erdogan neden böyle bir panel olmasinda israr etti?Perezle kavga etmek icin mi?Erdogan bile bile neden lades diyip Ermeni gazetecinin moderatörlügünü kabul etti?Provake olmak icin mi?Sayin Fuzulu'nin yazdigini okuma geregi duymadim cünkü hamasetten bahsetmis.Hamaset kahve kültürü ile olmaz,hamaset baska bir seydir,meydan agaligi ile mi gururumuzu savunuyoruz.Ne oldu Barzani dünyanin lafini söyledi Türkiye icin,ASKERIN KAFASINA CUVAL GECIRILDI,O ZAMAN ERDOGN NERDEYDI?Amerika'nin gözüne gimeye calismiyormuydu?Türkiye'nin azda olsa bir onuru vardi,6 yildir bu onur da yok edildi.Amerika yandasligi aldi basini gidiyor,AB kapilarinda sürtünmeye basladik.Barzani Diyarbakir'dan bahsediyor,ama birileri kalkmis Türkiye simdiye kadar hep basi öne egik gezmiste simdi basi göge kalkmis gibi bir hava veriyor,eger olanlara AKP gözüyle bakarsaniz basimiz bulutlarin arasina kadar yukari kalkmistir.Türkiye sokak kültürüyle yönetilmeyecek kadar büyük bir ülkedir.

 

 

saygilarla

 

 

Sayın Politika siz hangi bilimsel verileri görüşünüze dayanak yapıp savunuyorsunuz?''Bekara karı boşaması kolay.'' bu benim için de böyle si<izn içinde öyle zannederim.Bu ülkede iktidara aday bol keseden vaad savuran, iktidara geldiğinde bırak söylediklerinin asgarisini yapmayı, mevcut iyileri de yerle bir eden çok insan gördük.Hiçbir iktidar bu ülkeyi batıracağım, bitireceğim vaadiyle gelmiyor değil mi?Ama her partinin temelini oluşturan ülkeyi güzele, refaha ulaştırma yol tercihi farklı değil mi?Bu bağlamda AKP'nin tercih ettiği yolda benim de eleştirdiğim noktalar, duruşlar var.AKP'yi tamamen iyi niyet dışı görelim, yaptıklarının hepsine yanlış diyelim Sn. Politika.Bana AKP'nin dışında bu ülkeyi düze çıkaracak,ülkede hukuğu, demokrasiyi tesis edecek,Irak'ta olanlara karşı hamaset yapmayacak, dur diyecek,ABD'yi dinlemeyecek, AVrupa kapısında sürünmeyecek,AVrupaya rest çekeceki bu dünyanın hakimi benim benim dediğim olur, ben istersem savaş açabilirsin, ben dediğimde savaşı, bitirmek zorundasın ya da şunu yapmayacaksın diyecek birini gösterebilir misin, SN Politika?Bunları yapmayı sağlayacak, iktidar olduğunda bunu yapabilecek bir parti, bir başbakan adayı gösterin Sn. Politika.Siz olsaydınız bunları çok kolay yapardınız sanırım veya sizin işiniz yok politikayla sizin bunları yapacağını düşündüğünüz, tavsiye edeceğiniz biri vardır herhalde!Biz gücümüzü biliyor muyuz SN. Politika?Sizce biz ABD gibi davranabilecek bir güçte miyiz şu an?Bugün ne durumdayız da neyi kullan mıyoruz Sn. Politika?Başbakan Davos'ta beklenmeyen bir çıkış yapınca önce tedirgin olduk değil mi?Vay be dedik bunu nasıl yaptı dedik değil mi?Biz bunu yapabilecek kadar güçlü müyüz dedik, yarın bunun ceremesini ötettirirler dedik dedik dedik de dedik bir kısmımız tamamen savunanlar, destek olanlar dahi aklının bir köşesinde bu soruyu saklı tutuyor.Siz neye karşısınız Sn. Politika?Bu tavrı tasvip edip, her yerde gösterelememesinden mi yakınıyorsunuz, biz çıkarlarımızı düşünmeden anlık hamasi duygularla hareket eden Başbakan istemiyoruz yarın başımıza iş açacaklar tedirginliğini mi yaşıyorsunuz nedir hissiyatınız?Başbakan'a olan kininizden esasında ne yaptığı, ne yapmak istediği önemli değil benim için Başbakan'nın ben onun yaptığı her şeye iyi, kötü karşıyım mı diyorsunuz?

 

Siz Başbakan'nın ABD'yi, AB'yi, İsrail'i bilmem kimi çok sevdiğini mi düşünüyorsunuz.Onlarla hakikaten samimi dost, Amerikasever, Avrupa sever olarak mı görüyorsunuz?Hni sizin sürekli bir eleştiriniz vardır AKP'yle Erdoğan'la ilgili:Bunlar demokrasi taraftarı değil,bunların arka planında farklı planlar var demokrasiyi hedeflarine ulaşmak için araç olarak kullanıyor.''Bir noktaya kadar soğrusunuz Sn. Politika.Başbakan'ın bambaşka bir planı var.Elinde olsa hemen yapacak ama sizin düşündüğünüz demokrasiyi yerle bir etme,şeriat devleti kurma gibi bir plan değil kanımca.Bu ülken'nin İran olamayacağını, Arabistan olamayacağını bilecek kadar zeki.Onun demokrasisi farklı herkesin demokrasi anlayışında sıkıntı olduğu gibi onunkin de de var tabi ama.Bir kere neyi değiştiriyor biliyor musunuz?Bakınca görürsünüz ama size göre farklı tabi görünen.Başbakan AB'yi bu ülkede Ergenekon, jakoben zihniyet kırılsın diye bir güç olarak kullanıyor.Buna CHP zihniyeti de diyebilirim.Atatürk'ü karıştırmayın isterseniz CHP'nin Atatürk'le ne kadar ilgili, örtüşüyor olduğu ortada.

 

Başbakan şunu gördü esasında elinde herhangibir güç yokken kuru kuru hamaset yapmak, kendini deşifre etmek, istemeyeni uyandırmak safça, beyhude bir düşünce.Elinden gelse Başbakan ABD'yi, AB'yi de hiç sayacak, onların yaptıklarına öyle bir cevap vercek ki!Nerden biliyorsunuz bunu diyeceksiniz sizin gibi ben de hissediyorum, bu anlayışı, geldiği yerin bakışını biliyorum.

 

Bizim en büyük sıkıntımız bu.Sanki başka biri gelse ABD'Yİ, AB'Yİ, IMF'yi yerle yeksan edecek hepsine rest çekecek.Savulun sesi uzaktan hoş gelir, sorumluluğu yokken her dil oturduğu yerden devlet kurar devlet yıkar, kolaydır bu.Lafla pilav pişerse, deniz kadar yağ benden hesabı her şey yapılır.

 

Allah aşkına söyleyin AKP yönetimine kadar biz ne kadar güçlüydük, biz dünyada ne kadfar itibarlıydık, sözümüz ne kadar dinleniyorsu ve hangi sorunumuzu çözsük de AKP geldi bütün bunları tersine çevirdi bir gösterin.İtibarlıy mışız bundan önce kim inanır buna bunu söyleyenin kendisi hamaset yapmıyor, doğruları söylüyor öyle mi?Kimin doğrusunu?

 

Ayıp ediyorlar Ergenekonculara(Hakikaten var olan bir zihniyetten bahsediyorum, kişiler

hepsi suçlu demiyorum bilemeyiz de zaten.).Onlar bu ülkenin görünmeyen lokomotifi değil mi? O zihniyeti ortadan kaldırmak bağımsızlığımızı, Cumhuriyet'i yıkmakla eş değer değil mi?Onlarla nereye geldik ortada.Hayırlısı olur bundan sonra inşaallah Sn. Politika.Türkiye'yi herkesin hemfikir olduğu bir anlayışla düze çıkaracak biri, tavsiyeniz varsa buyrun söyleyin o güzel fikirlerinizi büyü olmasın içinde, masal,ütopya olmasın, yaşadığımız hayatla örtüşsün Sn. Politika.

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Fuzuli,AKP'ye kadar Türkiye'nin bir devlet stratejisi vardi,iyi veya kötü devam ediyordu.AKP ile birakin bu stratejiyi,AB'nin gözüne girecegim diye ülkede ne varsa tersine cevirdiler.Biliyormusunuz bende acik kapi bulsam ordan iceri elimi kolumu sallaya girerim,Türkiye bugün bu durumdadir.Yabanci sermaye ve IMF ile döndürülen ekonomi,Imf ile ödenen borclar,Ne kadar ulusunu seven AKP karsiti isim varsa Ergenekon diye icerde,hukuk ayaklar altinda AKP nin emriyle hareket etmekte,ve Erdogan Davos'ta Türkiyenin onurunu savunmus,buna kargalar bile güler.Erdogan Türkiyenin gururu icin degil kisiligine dokunuldugu icin parladi,benim onurumu kurtarmadi,kendi onurunu kurtarmaya calisti.Türkiyenin onuru,Israilli pilotlari Türkiyeden defetmekle kurtarilirdi,Türkiyenin onuru askerimizin basina cuval gecirenin elcisini kapiya koymakla kurtarilirdi.Sayin Fuzuli ütopyadan bahsetmissiniz,bizimki ütopya degil.Erdogan'a kadar hicbir Türk resmi görevlisine böyle bir hakaret yapilmadi.Ecevit,Türkiye hakkinda kabul edilmeye calisilan kriterler nedeniyle oturumna katilmadi ve Türkiye'ye döndü,Fransa Cumhrubaskani birgün sonra özel ucagii gönderdi.Evet Ecevit Türk milletinin basbakani olarak haysiyetli bir davranis sergilemisti.Erdogan kendi düzenlettigi panelde Perezle kavga etmeyi planlamisti.Ermeni gazetecinin moderatörlügünü kabul etmekte bence yanlisti.

 

AKP veya CHP veya bilmem ne,hic kimse alternatifim yok diye bildigi gibi yönetme hakkina sahip degildir.Onurlu siyasetciler icin AB-ABD veya baska bir ülke farketmiyor tavrini koymaktan kacinmaz.Tavir kisilik sorunudur.ABD ye tavir koyamayip Israile tavir koymak ama Israilli pilotlarin ucusuna izin vermek bu kisilikteki noksanligi gösterir.Eger ben TÜRKIYE CUMHURIYETININ BASBAKANIYIM diyen bir adam bu basbakanlkkta cifte standart uyguluyorsa o makama yakismiyor demektir.Yine Ecevite dönecegim,Hashas ekimini Demirele yasaklatan Amerika Ecevit'in "Topragimda ne ekecegime ben karar veririm"demesinden sonra Kibris olaylari patladi.Kibrisa Amerikaya ragmen cikarma yaptik.Bize ambargolar uyguladilar ne oldu neyimiz eksildi.Bugünkü kadar da güclü degildik.Hic bise olmadi Eceviti yine icimizdeki cifte standartcilar yikti.Halki sömürenler onu alasagi ettirdi.Kibris Ecevitten beri Kuzey Kibristi simdi ise Cumhurbaskanligi internet sitesinin haritasinda sadece Kibris olarak gösterilmektedir,yani Kibrisida satan AKP dir.Güneydoguyuda satacaktir bundan sakin kuskunuz olmasin.Ermeni soykiriminida taniyacaktir bundanda kuskunuz olmasin.Erdogan ABD'nin adamidir,gerisi ise fasa fiso.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Önceki gün bu köşede “Davos bandını yeniden izleyince...” gördüğüm kimi tercüme eksiklerine dikkat çekmiştim.

“Çevirideki bu eksiklikler sayesinde dünya, Başbakan’ın diklenişini bizimle aynı dozda hissetmedi” demiştim.

Birleşik Konferans Tercümanları Derneği, yazım üzerine bir açıklama yaptı.

Diyorlar ki:

“Tercüman, konuşmaları kendi siyasi kaygılarına göre eksik, fazla, farklı aktarmaz, söyleneni özüne sadık kalarak aktarır.”

“Ancak” diyorlar, “...sözlü çeviri, söylenenin kelimesi kelimesine aktarılması da değildir. Dolayısıyla bir konuşmanın tek bir doğru çevirisi yoktur. ‘Anında’ çeviri yapan, o an bulabildiği en doğru karşılığı kullanır. O gün Davos’ta görev yapan meslektaşımız da meslek kuralları açısından hata yapmamıştır.”

* * *

Derneğin meslektaşlarını korumasını anlayış ve saygıyla karşılıyorum.

Ayrıca yapılan işin ne kadar zor olduğunu da teslim ediyorum.

Dahası, bu görevi yapan tercümanların, bazen diplomatlarla yarışacak bir gayret ve iyi niyetle çaba gösterdiklerine de tanığım.

Yine de yazdıklarımın arkasındayım.

Konuyu uzatmak istemezdim ama dernek, “Yorum doğruları yansıtmıyor” dediği için bu açıklama zorunlu oldu.

Gelin Erdoğan’ın konuşmasını ve bu konuşmanın İngilizce tercümesini birlikte okuyalım; çevirinin ifadeyi doğru yansıtıp yansıtmadığına okurlar karar versin.

* * *

ERDOĞAN: “Sesin yüksek çıkıyor. Sesinin çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisiyledir.”

TERCÜME: “You have a very strong voice. I feel that you perhaps feel a bit guilty and that’s why perhaps you have been so strong in your voice, so loud.

(“Çok güçlü bir sesiniz var. ‘Belki de’ ‘biraz’ suçluluk hissettiğinizi sanıyorum. O yüzden ‘belki de’ sesiniz böyle güçlüydü; böyle yüksek...”)

ERDOĞAN: “Siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz.”

TERCÜME: “You killed people...”

(“Siz insanları öldürdünüz”.)

ERDOĞAN: “Sana da teşekkür ederim. Sana da teşekkür ederim. Benim için Davos bitmiştir. Bir daha da gelmem.”

TERCÜME: “Thank you very much. Thank you. So I don’t think I will come back to Davos after this.”

(“Çok teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Bundan sonra Davos’a geleceğimi sanmıyorum.”)

* * *

Derneğin açıklaması diyor ki:

“Toplantıdan günler sonra rahat bir ortamda oturup en mükemmel karşılığın hangisi olabileceğini tartışmak mümkündür, ancak anında çeviri koşullarında görev yapan meslektaşımız, bir iki saniye içinde neyi, nasıl aktaracağına karar vermek durumundadır”.

Çok doğru!

Bunun ne kadar zor bir iş olduğunu kabul ediyoruz.

Basit bir örnek vereyim:

Başbakan öfkeden kıpkırmızı bir halde moderatörün eline yapışıyor; biraz “diplomatik davranmasa” kalkıp kafayı gömecek. Ve o an, kendi özgün üslubuyla “Sana da teşekkür ederim. Sana da teşekkür ederim” diyor.

Bu teşekkürün içerdiği küfrü biz çok iyi anlıyoruz da tercümesi zor.

“Tayipçe”den tam çeviri şöyle olabilirdi:

“Sen de ananı al git! Sen de ananı al git!”

Oysa tercüman haklı olarak bunu “Size de çok teşekkür ederim. Teşekkür ederim” diye çeviriyor.

Yabancılar da “Ne nazik adam. Her şeye rağmen teşekkürle bitirdi” diye düşünüyor.

Demem o ki, tercümanın bir kusuru yok.

İş zor...

Çok zor...

 

 

Can Dündar

5 Şubat Perşembe 2009

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nasıl görmek istiyorsanız öyle bakarsınız...

Fakat gerçek hep farklıdır!

Her zaman farklıdır!

Davos'ta sergilenen bir onurlu duruş değil bir roldür...

Eğer samimi ise, somut adımlar atsında görelim...

 

buna göre:

 

HAZIRLIK SORULARI:

 

· Bilderberg Groupe tarafından şekillendirilen Dünya Ekonomik Forumu'nda ERDOĞAN'ın ne işi vardı?

 

· ERDOĞAN'ın DAVOS'a gitmesini ve GAZZE konusunda ısrarla oturum istemesini;

o İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda pek çok özel(!) projeler yaptığı İsaac ALATON mu

o Cinayeti sanıklarından Fehriye ERDAL'ın adalarında gizlendiği açıklamaları sonrasında Aydın DOĞAN-Deutsche Bank ilişkisini ERDOĞAN'a sızdıran Fener Rum Baş Papazlığı'nın güçlü hamisi Mustafa Rahmi KOÇ mu tavsiye etti?

 

· Ekibindeki hangi akıl dane GAZZE oturumu yapılması konusunda ERDOĞAN'ı ikna etti?

 

· ERDOĞAN'ın, OLMERT ile yaptığı son görüşmeden hemen sonra İSRAİL'in GAZZE'ye saldırması ERDOĞAN'ı neden delirtti?

 

o GAZZE'ye karşı harekât düzenlemeleri mi?

 

o GAZZE'ye yapacakları harekâtı öne almaları mı?

 

· David IGNATIUS gibi bir tescillinin sonradan oturum yöneticiliğine (moderatörlüğüne) getirilmesine ERDOĞAN ekibinden neden sadece göstermelik itirazlar geldi?

 

· ERDOĞAN oturumu terk ederken, arkasından neredeyse katıla katıla gülen David IGNATIUS'un tavrının anlamı neydi?

 

· IGNATIUS salonu terk ederken Devlet Başkanı PERES David IGNATIUS'a gülerek neler anlatıyordu?

 

· Oturumu hışımla terk eden ERDOĞAN'ı hararetle kutlayan, kucaklayan Arap Birliği Genel Sekreteri Amr MUSA'ya BM Genel Sekreteri Ban Ki MUN'un yerine oturmasını işaret etmesinin anlamı nedir?

 

· PERES, ERDOĞAN DAVOS'u terk etmeden önce arayarak "Özür Diledi" mesajı hangi kaynaklar tarafından servis edildi? PERES, ERDOĞAN konuşması bir "ÖZÜR" konuşması mıydı yoksa "YEMİN TÖRENİ" kutlaması mıydı?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İşine gelen konuda mangalda kül bırakmayıp işine gelmeyen konuda ağzına fermuar çekmek çok kötü alışkanlık...

 

Artistik "çok güzel hareket" savunucuları Peres'in özür dilediği saptırma propagandasının pompalanmasına hiç ses çıkarmadıkları gibi, bu saptırmacaya destek verme çabalarını da eksik etmiyorlar.

 

Bu tavır zaten başlı başına kesilen raconun artistik bir hareket olduğunun belgesi... Ben Erdoğan susup moderatöre boyun eğmeliydi diyen bir tek kimse ne gördüm, ne duydum. Böyle bir görüş mevcut değil ki böyle diyen varmış gibi hava estiriliyor? Bunun artistik bir hareket çekme olduğundan AKP yandaşlarının bile şüphesi yok. Tartışılan sadece bu hareket planlı bir senaryo muydu, planlanmadan, ani (spontane) mi gelişti, bu...

 

Sen Hamas sözcülüğüne soyunmuşsan, devamını getirmen elbette şart olur. Bana kalsa telefonda asıl özür dileme moduna giren Erdoğan'dır. "Benim tavrım moderatöreydi" bilmem ne diye geri adım atmıştır. Hani "yaşın büyük olmasa...""siz iyi bilirsiniz öldürmeyi..." bilmem ne diyen efe nerde telefonda?

 

Nasıl bu kadar "bizim şef kabilemizin şerefini nasıl da yüceltti" ayaklarına göz göre göre yatılıyor anlamak güç... Düğünde türkücünün sesini beğenmeyen aşiret ağasının "topuguna sıktırırım ha!" demesinin aşireti yücelttiğini sanmak gibi bir şey...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Fuzuli,AKP'ye kadar Türkiye'nin bir devlet stratejisi vardi,iyi veya kötü devam ediyordu.AKP ile birakin bu stratejiyi,AB'nin gözüne girecegim diye ülkede ne varsa tersine cevirdiler.Biliyormusunuz bende acik kapi bulsam ordan iceri elimi kolumu sallaya girerim,Türkiye bugün bu durumdadir.Yabanci sermaye ve IMF ile döndürülen ekonomi,Imf ile ödenen borclar,Ne kadar ulusunu seven AKP karsiti isim varsa Ergenekon diye icerde,hukuk ayaklar altinda AKP nin emriyle hareket etmekte,ve Erdogan Davos'ta Türkiyenin onurunu savunmus,buna kargalar bile güler.Erdogan Türkiyenin gururu icin degil kisiligine dokunuldugu icin parladi,benim onurumu kurtarmadi,kendi onurunu kurtarmaya calisti.Türkiyenin onuru,Israilli pilotlari Türkiyeden defetmekle kurtarilirdi,Türkiyenin onuru askerimizin basina cuval gecirenin elcisini kapiya koymakla kurtarilirdi.Sayin Fuzuli ütopyadan bahsetmissiniz,bizimki ütopya degil.Erdogan'a kadar hicbir Türk resmi görevlisine böyle bir hakaret yapilmadi.Ecevit,Türkiye hakkinda kabul edilmeye calisilan kriterler nedeniyle oturumna katilmadi ve Türkiye'ye döndü,Fransa Cumhrubaskani birgün sonra özel ucagii gönderdi.Evet Ecevit Türk milletinin basbakani olarak haysiyetli bir davranis sergilemisti.Erdogan kendi düzenlettigi panelde Perezle kavga etmeyi planlamisti.Ermeni gazetecinin moderatörlügünü kabul etmekte bence yanlisti.

 

AKP veya CHP veya bilmem ne,hic kimse alternatifim yok diye bildigi gibi yönetme hakkina sahip degildir.Onurlu siyasetciler icin AB-ABD veya baska bir ülke farketmiyor tavrini koymaktan kacinmaz.Tavir kisilik sorunudur.ABD ye tavir koyamayip Israile tavir koymak ama Israilli pilotlarin ucusuna izin vermek bu kisilikteki noksanligi gösterir.Eger ben TÜRKIYE CUMHURIYETININ BASBAKANIYIM diyen bir adam bu basbakanlkkta cifte standart uyguluyorsa o makama yakismiyor demektir.Yine Ecevite dönecegim,Hashas ekimini Demirele yasaklatan Amerika Ecevit'in "Topragimda ne ekecegime ben karar veririm"demesinden sonra Kibris olaylari patladi.Kibrisa Amerikaya ragmen cikarma yaptik.Bize ambargolar uyguladilar ne oldu neyimiz eksildi.Bugünkü kadar da güclü degildik.Hic bise olmadi Eceviti yine icimizdeki cifte standartcilar yikti.Halki sömürenler onu alasagi ettirdi.Kibris Ecevitten beri Kuzey Kibristi simdi ise Cumhurbaskanligi internet sitesinin haritasinda sadece Kibris olarak gösterilmektedir,yani Kibrisida satan AKP dir.Güneydoguyuda satacaktir bundan sakin kuskunuz olmasin.Ermeni soykiriminida taniyacaktir bundanda kuskunuz olmasin.Erdogan ABD'nin adamidir,gerisi ise fasa fiso.

 

 

saygilarla

 

 

Şimdi eleştiriniz Erdoğan'nın tutarsızlığı mı ya da konulan tavrın samimi olmayıp kendi kişiliğine yapılan bir hakarete istenilen tepkiyi gösterip bunu da milletin onurunu koruma zeminine çekip nemalanma çabaları mı, diyorsunuz?Bu noktada konunun tutarlılığı bağlamında laf söyleyip asıl eylem alanında bunu destekleyen bir girişimin olmaması düşünülünce hak vermemek elde değil tabiatıyla.Ben seni sevmiyorum, sen benim düşmanımsın deyip de onunla en yakın dostunla yapacağın alışverişi yapıyorsan, onunla ortaklık kuruyorsan tabiki çelişki doğar.Bu bağlamda Başbakan'a şaşıyorum ben de.Ama ben başbakanın içinden çıktığı düşünceyi, takip ettiği yöntemi yanlış sezinlemiyorsam köprüyü geçene kadar ******* mantığını güdüyor.Hala şunu düşünüyorum Başbakan ne İsrail'i ne ABD'yi ne de Avrupayı sizin zannettiğiniz kadar çok seviyor, onlardanmış gibi davranıyor.Bu ülke ABD'ye, İsrail'e, Avrupa birliğine her konuda rest çekecek kadar güçlü olsaydı Erdoğan'nın neler yapabileceğini tahmin edebiliyorum ben.Kasımpaşalı diyorsunuz ya o zaman görürdünüz asıl Kasımpaşalıyı.Erdoğan, Erbakan'ın yanındayken ve keskin fikirleri varken Erbakan tarzı içinden her geçeni açıkca söylüyor esip gürlüyordu.O gürlediği zamanlarda gönlünden geçen devlet süzeni şimdikinden farklıydı.Ne oldu, ne değişti ya da gerçekten bir şeyler değişti mi?Eski zamanlarında bir numaralı ABD, Avrupa rejim düşmanı Erdoğan'nın neyi değişti.Rejimsever mi olsu, ABD, Avrupa sever mi oldu?Rejime düşmanlığının mahiyeti değişti,ABD,Avrupa gerçeğini gördü ama bu gerçeklerle yöntem değiştirdi bence.Erdoğan sistemi değiştirmeye ni çalışıyor evet değiştirmeye çalışıyor, Cumhuriyet'i yıkmaya mı çalışıyor hayır demokrasi libaslı,Ergenekon mantıklı sistemi seğiştirmeye çalışıyor.Onnun demokrasisi hatalı yanlarıyla birlikte CHP demokrasisinden farklı.Erdoğanın dini hassasiyetleri var bu milletin genelinin olsuğu gibi.Bu ülkenin bir İran, Arapistan olmayacağının da farkında emin olun Cumhuriyet'in nimetlerini görmüş, tatmış bir milletin bundan vazgeçmesi mümkün değil; ama bu ülkede demokrasinin nimetleri insanımıza pek reva görülmez birilerinin demokrasi tarifi ve tekeli vardır bu ülkede.Süşmanlık demokrasiye değil de demokrasi şövalyeliği yapanların demokrasi yorumlu zihniyetine.Erdoğan bu bağlamda daha önce dediğim gibi Avrupa birliğini bir paravan olarak kullanıyor bu zihniyetin kırılması için.ABD'ye, Avrupa birliğine tamamıyla sırtımızı dönebilir miyiz bugün.Maalesef gönlümüzden geçenler çok farklı ama mecbur bırakıldığımız durumları yaşıyoruz maalesef.Erdoğan samimi ABD'ci, Avrupacı diyorsan bu görüntüsünden senin görüşün, ben öyle görünüyor diyorum hani sen başka bir konuda başka şekilde görünüp başka şekilde düşünüyor diyorsun ya.Neylersin riyakarlık ama sistem insanı buna alıştırıyor.Herkes içinden geçeni yapmak istediğini samimice söylemiş olsaydı dünya Cennet olurdu.Allah riyakar kullarından da eylemesin değil mi!

 

SAYGILAR, MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi eleştiriniz Erdoğan'nın tutarsızlığı mı ya da konulan tavrın samimi olmayıp .

.

.

.

SAYGILAR, MUHABBETLE...

 

Sayin Fuzuli,demek ki asgari müsterekte birlesebiliyoruz.Bakin ne kadar mantikli seyler yazmissiniz.Evet tepkiye karsi degil kimse ama tepkinin böylesi dogal degildir ve bir basbakana yakismiyor.Diger taraftan Davos'taki panel Erdogan'in istegi üzerine gerceklesmistir.Ermeni moderatörü bile bile kabul etmisti Erdogan.Yani bile bile lades demistir,yanlis olan hem öyle bir panelin yapilmasi ve de Ermeni moderatörün orada olmasiydi.Erdogan bununlada kalmadi ve yaptigi yanlisligi daha büyk bir yanlislikla kendini haklki göstermek ugruna Türkiye icin seve seve görev yapmis,hayatlarini Türkiye ugruna vermis meslekleri olan diplomasiyi hakkiyla ve gerektigi sekilde yürüten diplomatlar hakaretler etmistir.

 

Ben bir yazimda söyle demistirm;AB ve ABD Erdogan'i kullanmaktadir,Erdogan'da kendince onlari kullandigini sanmakta ama kullanildiginin farkinda bile degil.Iste siyasi ihtiras insanlari böyle yapiyor.

 

Erdogan AB ve ABD konusunda nasil sinsi bir siyaset takip ediyorsa Demokrasi konusunda da sinsi bir yol takip etmektedir.Zaten Demokrasinin amac degil arac oldugunu Erdogan iktidara gelmeden önce söylemisti,BU SARKI BURDA BITMEZ derken Erdogan aslinda Türkiye Cumhuriyeti Devletine meydan okumaktaydi.Yolumuzun üzerinde "inekler"var,hedefe varmamizi engelliyorlar,yavas yavas hedefimize varacagiz"diyen Erdogan halkin inanclarini sömürerek,Türkiye'yi kritik bir konuma sokarak bugünkü meclis cogunlugunu elde etmistir.

Ben sadece sunu bilir ve söylerim;Erdogan tehlikeli ve ihtirasli bir insandir.Türkiye Erdoganla asla güclü olamiyacak aksine her gecen gün Türkiye Erdogan'in kisisel politikalariyla daha kritik konuma gelecektir.Benim icin Erdogan'in güttügü siyasetin Hitlerin iktidara geldikten sonraki durumuyla hicbir farki yoktur.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu başbakan sadece utanç veriyor bana

 

madem utanç veriyor o zaman adam akıllı bir başkan söyle de biz de onunla iftihar edelim.kaç senedir adam,canla başla çalışıyor senelerdir istanbulu böyle güzel gören var mı,bu daha sadece bir yönü.fazla konuşmak istemiyorum ama şunu söylemeden de edemiycem

başkan gibi başkan

bu göreve layık başka bir insan göremiyorum

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bana da utanc veriyor,Türkiye bugüne kadar kahve kültürü ile yetismis bir adam tarafindan temsil edilmemisti.

 

Istanbul Avrupada gerek alt yapi noksanligi,gerek fuzuli Belediye harcamalari siralamasinda en basta gelen bir kenttir.Yagmur yagdiginda Istanbul sokak ve caddeleri mezbeleye dönüsür.Her taraftan seller gider,bunu görebilmek icin AKP li olmamaniz gerekir.

 

Erdogan,Türkiye'ye yakismayan bir basbakandir,o Arap ülkelerinden birinde bakan yardimcisi olamiyacak kadar siyasi kapasiteden yoksun bir insandir.Erdogan sahsi cikarlari ve kisisel intikam duygusu ile iktidara talip olmus ve birilerinin vasitasiylada basbakanliga atanmistir.Bence Erdogandan mükemmel bir müezzin olur,cünkü bir yandan sesi cok gür diger yandan zaten Imam hatip mezunu oldugu icin ancak o görevi iyi basarir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

madem utanç veriyor o zaman adam akıllı bir başkan söyle de biz de onunla iftihar edelim.kaç senedir adam,canla başla çalışıyor senelerdir istanbulu böyle güzel gören var mı,bu daha sadece bir yönü.fazla konuşmak istemiyorum ama şunu söylemeden de edemiycem

başkan gibi başkan

bu göreve layık başka bir insan göremiyorum

 

 

Başbakan Erdoğan'ı tanıyalım başlığı altında yazanları okusanız ve iki kelam da orada etseniz ve hep birlikte eğlensek diyorum.

Orada da cümleleri cımbızlamak da serbest üstelik. Allah ne verdiyse artık...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

madem utanç veriyor o zaman adam akıllı bir başkan söyle de biz de onunla iftihar edelim.kaç senedir adam,canla başla çalışıyor senelerdir istanbulu böyle güzel gören var mı, bu daha sadece bir yönü.fazla konuşmak istemiyorum ama şunu söylemeden de edemiycem

başkan gibi başkan

bu göreve layık başka bir insan göremiyorum

Başkan karizması hakkında söylediklerinize katılıyorum. Erdoğan'ın karizmasına sahip bir lider yok. Akıllılık konusunada katılıyorum, ama bunu kurnazlık diye düzeltmem gerekli. Belediyecilikten iyi anladığında da hemfikiriz. Çalışkanlığını da kabul ediyorum.

 

Ama kabalık konusunda da lider. Sinirlerine hakimiyeti çok zayıf. Pofpoflanmaya çok açık, tabir yerindeyse ver gazı, yaptır istediğini. Devlet üslubu ve uluslar arası ilişkiler konusunda yetersiz. Kendi başına fikir üretmekten uzak, etki altında bir kişiliğe sahip (Gülen), bir yandan da Megaloman ve her şeyi kendi bildiğini düşünüyor. Kirli ilişkilere bulaşmış olan teşkilatındaki kişileri araştırmıyor, güveniyor ve kolluyor, bu da vermeye çalıştığı kimsenin hakkını yemeyen müslüman imajıyla tamamen ters. Ailesinde ve çevresinde iktidarda olmasından dolayı zenginleşmiş büyük bir kesim var. Değiştiğini söylese de eskiden söyledikleri bugün takiye (sinsilik, kandırmaca) yaptığına büyük şüphe uyandırıyor.

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Erdoğan'ın karizması

Aynı fikirde değilim. Bir karizma göremiyorum. Sesine gereksiz yere çatlak bir ton veriyor ve agresif davranıyor. Aynı anda bakışlarına da agresif bir hava hakim oluyor. Son olarak tüm bunlar cümlelerine, ifadelerine de yansıyor.

 

Bunları karizma olarak kabul eden varsa, bilemiyorum. Kasımpaşa elinde maşa yörelerinde karizmatik kişilik standartlarına uygunluk arzedebilir. Benim bakış açımdan karizmadan söz edilemez...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.