Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

KEMAL KILIÇDAROĞLU vs DENGİR MİR MEHMET FIRAT


Misafir CYRANO

Önerilen İletiler

Açık olarak gördüğüm. Kemal Kılıçdaroğlu iddia ettiği şeyleri belgelerle temellendirirken Dengi Mir Mehmet Fırat işi sulandırdı.

 

Kılıçdaroğlu 1994 yılında kendisi şirketin yöneticisiyken hayali ihracat yüzünden şirketin ceza aldığını. Mahkeme kararının danıştay tarafından 2000 yılında onaylandığını söylüedi ve danıştay kararını gösterdi. Dengi Mir Mehmet Fırat, 2006 yılında başka bir hayali ihracat iddiası yüzünden savcılıkça kovuşturmaya gerek olmadığına hükmettiğini söyledi ve kararı gösterdi. İyide Kılıçdaroğlu 1994 yılında gerçekleşen hayali ihracattan bahsediyor. Fırat 2006 yılında başka bir olaydan dolayı yapılan suç duyurusundan bahsederek kendisini savunuyor. Kemal Kılıçdaroğlu, "Dengir Mir Mehmet Fırat'ın ortağı olduğu şirket, hayali ihracat işine karışmıştır" iddiasını doğruladı. 1994 yılında hayali ihracat yapmışlar. Mahkeme buı yüzden ceza vermiş. Danıştay onaylamış. Demogoji bunu saptıramazki. Kılıçdaroğlu 1994 yılında mahkemenin verdiği karardan bahsettikçe. Fırat sözü 2006 yılındaki karara getiriyor. Yahu ikisi ayrı olaylar. Kılıçdaroğlu 94'teki olaydan bahsediyor.

 

Bir başka konu. Gümrük idaresi tarafından "Kırmızı hat" da alınmış olan Menas şirketinin. Dış ticaret işiyle uğraşan birisi olarak söylüyorum. Kırmızı hata alınan şirketler şüpheli ve güvenilmez şirketlerdir Gümrük idarelerine göre. Ve her çıkışta aranırlar. Şirket hisselerini devredip şirketle hiçbir bağı olmadığını söyleyen Dengir Mir Mehmet Fırat'ın imzasıyla Gümrüğe, Kırmızı hatta alınan Menas şirketinin yeşil hatta alınması yani aranmaması için istek yazısı gönderiliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başbakan yardımcısı "hiç alakam yok " dediği şirketin gümrükten geçerken tırlarının aranmaması için gümrüğe yazı gönderiyor. Ve o şirketin tırında eroin yakalanıyor. İşte bu çok mide bulandıran ve tartışmada Fırat'ın bu iddiaya cevap vermek yerine, gaz çıkarma fıkrası anlatarak sınıfta kaldığı ana nokta.

 

Bu tartışmanın galibi Kılıçdaroğlu'dur. Gümrük konusu bundan sonra elbette araştırılacaktır. Ve dediğim gibi gerçekten ilginç bir olay.

 

Tartışmadan sonra yapılan anketlerde %79 oranında Kılıçdaroğlu haklıdır gibi sonuç çıktığı söyleniyor. Taraflıdır, tarafsızdır boşverelim. Zaman gazetesinin sitesinde düzenlediği "Kim Haklı" adlı ankette bile kafa kafaya çıkıyorsa sonuç. Bırakalım genel kamuoyunu. Kendi tabanını bile ikna edemediği görülüyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ee, yalancının mumu yatsıya kadar yanar ama demogojide de sınır yoktur.

 

Anket Dengirden yana çıksa şaşırmam.

 

Halk, beden dilini algılar, kasımpaşalılık, ağa torunluğu önemli bir avantajdır ülkemizde.

 

İçeriğe bakılmaz, görünüşle değerlendirilir herşey ne yazık ki!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Siyaset ne kadar da ayaklar altına alındı meclis çatısı altında. Kaçakçılık, eroin v.s. v.s. nedir bunlar ya. Seyrederken dedim şimdi Kılıçdaroğlundan birde Dengir'e karşı beyaz kadın ticareti ile bir belgede çıkarmış :)

Mehmet Dengir Fırat'ın tırların kırmızı hattan çıkarılması isteği ile iddiaya sessiz kalması ve eroinlerin şöföre ait olduğunu söylemesi ve olayları yöresel hikayaler ve fıkralarla geçiştirmesi Dengir'in yine çok güzel kıvırdığının göstergesidir bence.

 

Onu bunu bilmem ama bence Uğur Dündar acayip prim yaptı bu işten...Galip UĞUR DÜNDAR...:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AK Partili Dengir Fırat ile CHP?li Kemal Kılıçdaroğlu?nun meclis basın bürosundaki canlı yayınlanan belge düellosunu başından sonuna kadar dikkatlice takip ettim.

.

.

.

Çünkü siyasette inandırıcılık çok önemlidir. Bu tartışmayla inandırıcılığı hırpalanmış, zedelenmiş ve dikiş tutmaz hale gelmiştir.

 

Şamil Tayyar-Star Gazetesi

 

Zamanaşımı meselesine çok dikkatle dinledim. Yine Ben, Ukrayna'ya hiç değinmedim ki dediğinde kulaklarımın beni yanılttığını düşündüm. Tek Fırat'ın hanesinde başka bir gol vardı. Çifte fatura hadisesi. Ancak, o faturayla ilgili de suçlanma sebebi hayali ihracaat yaptığı idi. Lakin bu konuda da yanlış hatırlamıyorsam bir yargı kararı okundu ve çifte fatura düzenlemenin hayali ihracaat oluşturmadığı belirtildi. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu; Maliye Bakanı ne düşünüyor çifte fatura hakkında filan dedi ama bana kalırsa bu aynen şunun gibidir. Bir münasebetsizlik de burada ben yapayım. Bir adamı zina ile suçladıktan sonra bunu ispat edemeyip de iyi ama sen de ona yan gözle baktın denmesi gibidir.

 

Beni en çok, bütün belgelerin tek tek basına dağıtılması sevindirdi ve Fırat'ın, Kılıçdaroğlu'nun elindeki belgeleri neredeyse zorla alması oldu. Yanlış anlaşılmasın Kılıçdaroğlu belgeleri vermek istemedi demiyorum, Fırat, belgeyi isterken önce elini uzatıp iki defa elinin içiyle ver ver mealinde bir ifade gerçekleştirdi ki; Kılıçdaroğlu zaten belgeyi saklamıyordu ama beni fena güldürdü...

 

Ve başka birşey daha var aklımda. Fırat; Şoför'ün izlenilmekte olduğunu ve şüpheli bir şoförmüş dediğini tamamen demogojiye dönük olarak Kılıçdaroğlu'nun siz iyi bir firmasınızda ...böyle bir şoförü niye alıyorsunuz gibi bir ifadesi vardı...Tartışmanın tam metni inşallah bugün çıkar da görürüz...Akşam'da gördüm ama eksik...Bu arada 94-2003 ile ilgili olarak

Dengir Fırat: ÇOK AYIP: Ben çok üzgünüm. Danıştay 10. Dairesi 1994?te yapılan ihracattan bahsediyor. 2003?te yapılan bir ihracatı Danıştay nasıl görüp karar bağlamış! Bu kararla mahkemenin karar tarihi de birbirini tutmuyor. Bunu da basın mensuplarına dağıtalım. Zamanaşımı meselesi çok ayıp. Sahte belge göstermeyin yalan beyanda bulunmayın. Burada bir zamanaşımı yok. Cumhuriyet Savcılığı ve Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi soruşturmaya gerek olmadığına karar veriyor.
Bu arada başka şeyler de söylemişti ama tam metin akşamın sitesinde şu anda yok. Biryerlerde bulan varsa lütfen tamamını forma koyabilir mi?

 

Bulduğumuzda daha güzel olacak...Süper bir tartışmaydı...Şu çifte fatura nasıl birşey acaba...İhracaat firması kurmayı düşünüyorum da...Madem hayali ihracaatada girmiyor. İhracaat diye mi yazılıyordu yahu...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hah...Tam metin için Ntvmcnbc'ye teşekkürler...

 

Kemal Kılıçdaroğlu: İlk iddiam sayın Dengir Mir Mehmet Fırat, sizin iftira attığınızı sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla kanıtlarsam ne yaparsınız. İlk iddiam buydu.

 

Uğur Dündar: O konudan başlayalım buna da geliriz. 5 dakika süre yeter diye düşünüyorum ilk iddiayı dile getirmek açısından...

 

Kemal Kılıçdaroğlu: Yaşamın boyunca hiç kimseye iftira atamadım iftira sözcüğü benim kitabımda yoktur. Söylediğim her şey mutlaka ama mutlaka belgeye bağlıdır. Ben belgeyi bir fotokopi olarak algılamam mutlaka o belgenin orijinaliyle doğrularım. Hepiniz hatırlarsınız; Şaban Dişli olayını gündeme getirdiğim de bana yine ‘CHP kurumsal kimlik olarak iftira atıyor, Kemal Kılıçdaroğlu iftira atıyor’ dediler. Deniz Feneri olayını hepiniz biliyorsunuz iftira atıyor deniyor, olay dalga dalga yayılıyor. Almanya’nın en büyük dolandırıcılık davasında Mehmet Gürhan ile Ankara’da Zekeriya Karaman arasındaki ilişkiyi genel ortaya koydum. Dolayısıyla söylediğim her şey doğrudur, her şeyin belgesi vardır. İftira atmadım. Ben şimdi size bir belge gösteriyorum. Bu belge bir ihbar dilekçesi Başbakanlığın Teftiş Kurulu’na yazılan ihbar dilekçesi. Dilekçenin altında ‘Saygılarımla Dengir Mir Mehmet Fırat’ ismi yazılı. Bu dilekçenin üçüncü maddesini okuyorum. Adı geçen kontrolör mesleğe giriş tarihindeki servet beyanıyla bugünkü servet beyanı karşılaştırıldığında izah edilemeyecek haksız bir varlığa sahip olduğu ve varlığın eşi çocukları ve kardeşleri üzerine de geçirdiği görünecektir. İddia edilecektir demiyor, mal varlığını onların üzerine geçirdiği görülecektir diyor. Sayın Dengir Mir Mehmet Fırat sıradan bir milletvekili değildir Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ikinci adamıdır. Bu dilekçeyi yazarken de herhalde çok düşünmüştür. Bu dilekçe üzerine Başbakanlık Teftiş Kurulu aynı olayı alıyor onaya başlıyor.

 

Uğur Dündar: Bu dilekçeyi niçin yazdığını sayın Dengir Mir Mehmet Fırat’ın da açıklamanız gerekir.

 

Uğur Dündar: Bu dilekçeyi niçin yazdığını sayın Dengir Mir Mehmet Fırat’a da açıklamanız gerekir. Çünkü o zaman sadece bir gümrük kontrolörünü şikayet etmiş gibi bir düşünce oluşabilir. Her şeyi net bir biçimde belgelendirelim.

Kemal Kılıçdaroğlu: Bu dilekçe, Ukrayna hükümetinin orjinal belgesinin fotokopisi şudur değerli arkadaşlar. Ukrayna hükümeti Türkiye Cumhuriyeti gümrük idaresine yazı yazıyor şurada Menas Dış Ticaret’in gönderdiği faturaların sahte olabileceğini ve bunların incelenmesini istiyor. Ve bu çerçevede de olan bu gümrük kontrolörüne intikal ettiriliyor. Bu olaydan sonra sayın Fırat, kontrolör Başbakanlık Teftiş Kurulu’na şikayet ediyor sayın Recep Tayyip Erdoğan onay veriyor. Diyor ki, ‘Evet bunu inceleyin, bakalım buradan ne çıkacak.’ Kendisi kardeşleri küçük çocukları dahil, onlar bütün yakınları yedi sülalesi inceleniyor. Sonunda iki müfettiş arkadaşın vardığı sonuç şu; ‘Müfettişliğimizce yapılacak işlem bulunmadığı bu konuda müfettişliğimizce soruşturma yapılmasına gerek olmadığı kanısına varılmıştır ‘diyor. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’da ‘Haklısınız’ diyor. Burada bir şey söz konusu değil.’ Şimdi bir politikacının bir müfettişe yönelik olarak ‘Sizin mal varlığınızda çocuklarınızın da kardeşlerinizin de üstüne geçirdiğiniz mal varlığınızı ve bu incelendiği zaman görülecektir’ diye çok açık ve net bir ifade kullandıktan sonra Başbakanlık Teftiş Kurulu’nda iki müfettişin oylarını vererek ortaya çıkardığı sonuç bu ihbar dilekçesinin fiyasko olduğudur. Şimdi ben şunu sormak isterim. Muhbir ben değilim, şikayetçi ben değilim ama olayın ortaya çıkmasını isteyen sayın Fırat. Ama ortaya çıkan belge bu kontrolör arkadaşımızın kendisine yönelik olarak suçlandığı bütün olaylardan yine Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun iki müfettişi tarafından aklanmış olması. Sadece bu yetiyor mu sayın Fırat bununla da yetinmedi. Bu arkadaşımızı görevini kötüye kullanmaktan ötürü mahkemeye verdi. Ankara 5. Ceza Mahkemesi’nin kararı arkadaşlar. Kararın bir bölümünü okuyorum. İlgili kontrolör arkadaşın ismini vererek düzenlemiş olduğu raporla müşteki Dengir Mir Mehmet Fırat’ın kişiliğini hedef alarak bu raporu kasıtlı olarak düzenleyip görevini kötüye kullandığına dair iddiaların dosya da mevcut tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde iddiadan öteye gitmediği ve sanığın bu kasıtla hakaret ettiğini gösterir somut hiç bir delilin mevcut oluşmadığı anlaşılmakla suçtan beraatına karar verilmiştir.

 

Kemal Kılıçdaroğlu: Şimdi sormak isterim, ‘Kim müfteridir, kim müfteri değildir?’ Benim söylediklerimin hepsi doğru çıktı. Sadece bir olayda sadece farklı çıktı. Bakın sayın Dengir Mir Mehmet Fırat, bir televizyon kanalına katıldı. Orada konuşurken bir sanatçının açmış olduğu davayla ilgili olarak ‘Bu dava duruyor’ dedi sayın Baykal’la ilgili ve mahkeme bunu tutuyor, oysa o dava çoktan sonuçlanmıştı. Telefon ettik, düzeltildi. Anında düzeltildi. Arkasından mal varlığıyla ilgili bir olay oldu. O da kızı tarafından düzeltildi. Şimdi değerli arkadaşlar, bir politikacı halkın önüne çıkarken eğer her söylediği cümle arkadan düzeltilecekse o zaman siyaset grubu güven yitiriyor. Biz eğer bir şey söyleyeceksek, belgesini almalıyız, rakamını almalıyız iddiamızı ondan sonara yapmalıyız. O nedenle ben önce bu konuyu gündeme getirdim. Yani sayın Dengir Mir Mehmet Fırat’ın bana yönelik muhbir suçlamasının doğru olmadığını ama bu çerçevede benim ortaya koyduğum belgelerle bu suçlamaya asıl kimin muhatap olması gerektiğini de sizin taktirinize bırakıyorum.

 

Uğur Dündar: Sayın Fırat iddiaya karşılık hangi belgelerle yanıt vereceksiniz efendim buyurun.

 

Dengir Mir Mehmet Fırat: Ben hiç bir zaman sayın Kılıçdaroğlu’na ‘muhbir’ demedim ben ‘müfteri’ dedim ikisinin arasında fark var. Muhbir ihbar edendir, müfteri iftira atandır. İkisi farklı şeyler. İkincisi, sayın Kılıçdaroğlu, çok öncesinden bir iddiada bulundu, hayali ihracat benim ortağı olduğum bir şirketin hayali ihracat yaptığını söyledi. İkincisi de yine benim ortağım olduğu bir şirketin eroin kaçakçılığı yaptığını iddia etti. Şimdi ben siyasetçi olmanın dışında her vatandaş gibi Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşıyım. Ve Türkiye Cumhuriyeti devleti Anayasası’nın her vatandaşına vermiş olduğu hak ve yetkileri kullanma hakkına sahibim. Ben sayın Kılıçdaroğlu’na bir şey sormak istiyorum; Bu tahkikatı yürüten kişi 2002 seçimlerinde kendi partisinin Diyarbakır aday adayı mıydı? 2007 seçimlerinde yine bu raporu hazırlayan kişi, yine Diyarbakır CHP aday adayı mıydı? Bu iki soruya cevap istiyorum. Eğer adaysa bir kere organik bağ vardır CHP’yle, neden yaptığına da sonra geleceğim. Şimdi doğrudur, benim hakkımda iddia haksız bir iddia olduğu kanısıyla ben şikayet hakkımı yetkili merciler nezrinde kullandım. Bundan sonra da kullanırım. Ama bunun tabii diğer belgeleri okuma ihtiyacı hissetmiyor, yalnız belli bir kısmını okuyor ama devamını okumuyor. Aslında tümünü okumak lazım. Ne diyor bu belge? Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun belgesi mal beyanı yönünden bir suç oluşmadı. Fakat haksız yere beni suçladığından dolayı nedenleri çok geniş olarak izah ediliyor mahkemeye sevkine karar verilmesi gerektiğini söylüyor. Demek ki, ben şikayet hakkımı kullanıyorum, bir tahkikat yapılıyor bu tahkikatın benim söylediklerimden birisi uygun bulunmuyor ama diğeri uygun bulunuyor ve mahkemeye sevk ediliyor. Bunu ayrıca bu raporu da veriyorum, bir kez daha okursa memnun olacağım. Ama adı geçen şahıs bu kez kendisi eşi, çocuğu ve kardeşleriyle beraber Ankara Asli Hukuk Mahkemelerine başvuruyor. Diyorlar ki; sayın Dengir Mir Mehmet Fırat, televizyonda yapmış olduğu konuşmalarda gerekse yapmış olduğu bu ihbarlarda bizim şahsiyetimizi zedelemiştir dolayısıyla tazminat davası açıyorlar. Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi, davacı ismini söylemiyorum davalı Dengir Mir Mehmet Fırat dava manevi tazminat. Ama mahkeme kararı çok enteresan gerekçesi çok enteresan. Aynen şöyle diyor; anayasal hak arama özgürlüğü tüm özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız değildir. Diğer bir ifade ile kişi istediği şekil şartta sırf başkasını zarar vermek için bu hakkını kullanamaz aksi halde bu hakkı kötüye kullanmış sayıldığı kabul edilerek anayasada görülen güvencelerden yararlanamaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 9.2.2005 şu tarihli içtihadında açıklandığı üzere bu hakkın korunabilmesi ve yerinde kullandığının kabul edilebilmesi için şikayet edenin cezalandırılmasını ve sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların olması zorunlu değildir. Sonuç reddine karar veriyor mahkeme masrafları avukat masraflarını da kendisinden tahsiline karar. Eğer mutlaka bir mahkeme kararı aranıyorsa, buyursun mahkeme kararları da burada onu bir inceleme lütfunda bulunurlarsa aynı şeyi burada göreceklerdir. Şimdi bu meselemizle de çok fazla ilgili değil. Ben birisini şikayet etmişim şimdi biz asıl meselemize dönelim. Ben neyle itham ediliyorum; benim şirketimin hayali ihracat yapmış olmasıyla itham ediliyorum. Hangi belgeye dayanarak bu ithamda bulunuyor sayın Kılıçdaroğlu?

Uğur Dündar: Önce siz hayali ihracat yapan şirkette ortak olmadığınızı ve bu hayali ihracat soruşturmasının nasıl sonuçlandığını izah edin.

 

Dengir Mir Mehmet Fırat: Önce iddia edeni bir dinleyim ispat etsin benim de bir sözüm var kendisine. Hemen burada bunu ispat edebilirse istifa mektubunu kendinize sunacağım.

 

Uğur Dündar: Sayın Kılıçdaroğlu’na mikrofonu veriyorum.

 

Kemal Kılıçdaroğlu: 2002 seçimlerinde aday olup olmadığını sordu. Aday adayı olmuş doğrudur. Halka doğruları söyleyeceğiz, doğruların arkasından gideceğiz. Ama bütün bürokratlar CHP’den değil, AKP’den de aday adayı olanlar vardı. Benim sorduğum soru açık ve net. Sayın Fırat bir düzeltme yaptı ‘Ben müfteriyim, iftira atandır’ dedi. Eğer Başbakanlık Teftiş Kurulu bir yazı üzerine bir müfettişin bir kontrolörün yedi göbeğini inceleyip mal varlığıyla ilgili bir şey bulamıyorsa ne demektir bu? Tazminat davasını gelince tazminat davalarında yansıma olmaz bir kişiye kesilir diğerlerine olmaz bu da hukukun genel kuralıdır. İddiam şuydu; Dengir Mir Mehmet Fırat’ın ortağı olduğu Menas Şirketi hayali ihracat yaptı mı, yapmadı mı? Sayın Fırat da ‘Hayır kesinlikle böyle bir şey yok’ dedi. Şimdi değerli arkadaşlar Menas, Mersin’de ihracat yapıyor. İhracat yaptığı içinde KDV iadesi veya destekleme fiyat istikrar fonundan Merkez Bankası’nda teşvik alıyorlar yani ihracatı devlet teşvike diyor. Bir olay oluyor ihracat yapılıyor fakat ihracattan sonra beklenen dövizler Türkiye’ye gelmiyor. Olaya bir arkadaş Hazine Müsteşarlığı’nda Orhan Tur Hazine Kontrolörü olayı soruşturuyor. Sadece Menas bağlamında değil, pek çok büyük bir olayı soruştururken Menas olayını da soruşturuyor. Düzenlediği rapor sonucunda diyor ki, ihracat yapılmış gibi görünüyor ama Türkiye’ye dışardan döviz gelmiyor, dövizi iç piyasan topluyorlar, Mersin Serbest Bölge’ye götürüyorlar. ‘Mersin Serbest Bölge’de yatırılan bir hesaba da yurtdışından döviz geldi’ diye götürüp Merkez Bankası’na veriyorlar, ihracat prim teşvikini alıyorlar. İddia bu. Bu iddia üzerine firma diyor ki, daha sonra bir Gümrük Teftiş Kurulu’ndan bir olay suç bağlamında yani 1918 sayılı yasa bağlamında kaçakçılık bağlamında bir soruşturma daha açıyor Orhan Tur’un raporuna bağlı olarak. O raporda bu iş, Menas Yönetim Kurulu Başkanı’na soruluyor. Sizin hakkınızda böyle bir soruşturma açmış sizde aldığınız destekleme fiyat İstikrar Fonu teşviklerini Merkez Bankası’na geri verdiniz peki bu hayali bir işlem midir diye. O da diyor ki; ‘Biz bu konuda Merkez Bankası’nı mahkemeye verdik. Haksız bir işlemle karşı karşıyayız, bu parayı alacağız.” İtirazımız yok. Dava açılıyor. Mersin İdare Mahkemesi’nde açılıyor.

 

Dengir Mir Mehmet Fırat: Şüphelilerden Dengir Mir Mehmet Fırat’ın suç tarihi itibariyle yönetimde olmaması. İki, Abdülkadir Gürüz dışındaki şüphelilerinde yapılan işlemlerde ilgisinin bulunmaması. Abdülkadir Gürüz ile ilgili olarak ise Menas Şirketi’nin ihraç ettiği mallara ait fatura üzerinde alıcı adresi olarak Polina Gıda’nın gösterilmesi savunmada ve bilirkişi raporunda belirtildiği gibi ‘Firmanın alıcı hareket etmesinden kaynaklandı’ diyor ve davam ediyor. Burada zamanaşımından bu davanın düştüğüne dair tek ibare var mı? Bu belgenin aynısını kendilerine sundum. Zamanaşımından şimdi hayali şeylerle bir yandan siz şu dava Danıştay’da bununla ilgili şu karar verilmiş diyeceksiniz, başka kararı göstereceksiniz. Ondan sonrada kalkıp bu kaçakçılık yönünden değil, efendim işte zamanaşımından dolayı dava kapatılmıştır. Peki bu bürokratlar hakkında ne yapılması lazım, zaten bunları terfi ettiler. Lütfen insanlarımızı aldatmayalım. En azından bir özür borcunuz varsa onu söyler, kalkar gidersiniz. Hangi konuyu getirmek istiyorsanız serbestsiniz. Size süre istediğiniz yerden o istediğiniz konularda tartışmaya sizinle her zaman hazırım. Ama lütfen sahte belge göstermeyin. Ve yalan beyanda da bulunmayın. Ben bunu söylemek istemiyordum aslında ama burada bir zamanaşımı yok. Cumhuriyet Savcılığı soruşturmaya yer olmadığına dair karar veriyor olabilir, savcı hata etmiştir. Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi bunun uygun olduğuna karar veriyor. Şimdi Danıştay’ın kalkıp 2000 bilmem, 1990’daki kararını o dosyaları çıkartın tartışalım sizinle. Çünkü onlar mutlaka yargıya gitmiştir ve yargıda 10 seneyi geçen sürede de neticelenmiş olması lazım. O bakımdan ben bu konuda takdiri sizlere bırakıyorum. Ama sakın ola bundan sonra bana böyle evrak sallanmasın. Evrak sallanacaksa fotokopileri yapılır; bir tanesi bana, bir tanesi de basın mensuplarına dağıtılır. Biraz sonra sayın Kılıçdaroğlu’nun göstermiş olduğu Danıştay kararını ve Bölge İdare Mahkemesi kararını inceleyin. Bir de bu davayla inceleyin ikisinin arasın da bir ilişki varsa haklıdır eğer ilişki yoksa bundan sonra inanmayın.

 

Kemal Kılıçdaroğlu: Menas Şirketi’yle ilgili üç tane rapor var. Birisinin tarihi 24 Ekim 2000 numarası 144/9. İkinci rapor 16.16.2004/6 sayılı. Üçüncü rapor 6.12.2006 21-206/7 sayılı rapor. Benim hayali ihracat dolayısıyla tespit ettiği yargı kararları biraz sonra size dağıtacağım rapor, 24 Ekim 2004 tarihli rapordur. Bu rapor gizleniyor. Maliye Bakanlığı’na gitti, Mali Suçlar Araştırma Kurulu’na gitti, ne yaptılar ben bilmiyorum. O rapora özellikle bakın. İddiam neydi;Dengir Mir Mehmet Fırat’ın büyük ortağı olduğu Menas Şirketi hayali ihracat yaptı mı, yapmadı mı? Buyurun 24 Ekim 2000 tarihli rapor ‘Hayali ihracat yaptı’ diyor. Ben hiçbir zaman hiçbir toplantıda hiç bir yerde Ukrayna’ya yapılan ihracatla ilgili bir şey söylemedim. (Devreye girmek zorundayım, yukarda Ukrayna Hükümetinin yazısından bahsediliyordu ve dikkatle okursanız aynı zamanda büyük ortak olmaktan da bahsediliyor-Bekir)Ben eski hesap uzmanıyım, uzun yıllar bu işlerde çalıştım, vergi denetimi yaptım, hayali ihracat raporları düzenledim. Ama altını çiziyorum; 24 Ekim 200 tarihli raporda Menas’ın hayali ihracat yaptığı primleri aldığı kanıtlanmış kesinleşmiş mahkeme kararı var, benden daha ne istiyorsunuz? Yani Danıştay kararlarını sizlere dağıtacağız, göreceksiniz onları da. Üçüncü rapor sayın Fırat’tan tarih ve numarasını aldığım üçüncü raporu ben bilmiyorum. Bana verirse onu da incelerim tabii. Ama orada da tabii kesinleşmiş bir mahkeme kararım var. İtirazımız yok, bakın kesinleşen mahkeme kararına dönük olarak bu mahkeme kararı şöyledir, böyledir. Burada ben onlarla ilgilenmiyorum. Ben yargının kesinleştirdiği hayali ihracatın Danıştay kararıyla kesinleştiği, size bilgiyi raporun ismini tarihini düzenleyen kişiyi Mersin I. İdare Mahkemesi’nin kararını Menas’ın yaptığı itirazı itiraz sonucunda Danıştay’ın kararını açıkladım daha ne açıklayayım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Uğur Dündar: Bu konuya bir daha geri dönmeyeceğiz. Sayın Dengir Mir Mehmet Fırat.

 

Dengir Mir Mehmet Fırat: Peki bana bir şey söyleyebilir mi? Biraz önce hani ilk sorusu vardı ya, hani başbakanın imzasıyla yalanlayacaktı ya kimdi o? Bayram Çolak adına bir arkadaştı değil mi? Peki Bayram Çolak’ın bu raporu düzenlediğini eğer bilmiyor ise yemin ederse böyle bir dosyayı bilmediğini ve bu dosya üstüne konuşmadığını yemin ederse ben inanıyorum. (Burası da çok önemlidir. Bir belge vardı Kılıçdaroğlunun elinde ve altında Başbakan'ın imzası bulunan o belgede Bayram Çolak adı vardı. Yani ki; bu üçüncü raporu bilmiyorum demişti ya Kılıçdaroğlu, Fırat nasıl bilmez diyor-Bekir)Biraz sonra dağıtılacak olan rapora bir kez daha dikkatinizi çekiyorum. Üç tane size rapor gelecek. Bu raporların birbiriyle iniltisi var mı yok mu aynı dava mı, ayrı davalar mı? Ve bu davayla yani şimdi biraz sonra alacağınız şuradaki esas olan Gümrük Müsteşarlığı’nın düzenlemiş olduğu ve benim hakkımda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar bunlarla ilgili mi değil mi? Bayram Çolak’ın benim hakkımda Menas hakkında düzenlemiş olduğu raporu biliyor mu? Bilmiyor idiyse niye bu kadar çok ilgilendi Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun raporunu gündeme getirdi. Aslında bununla ilgiliydi ama şimdi arada Mersin Belediyesi fazla bir evrak bulamamış, bunları yollamış kendilerine. Ama o konularda da ne zaman isterse en kısa sürede bir televizyon programında yine aynı modaratörün başkanlığında o konularla da ilgili ayrıca toplanalım ama o belgeler lütfen sahip olsun. Ben bakın ne gibi bir şey konuşacaksam bu belgeyi size takdim ediyorum. Sizde bana bu belgeleri takdim ederseniz böylece bir ihtilaf olmaz, çok kolay hallederiz meseleleri. (Bu belge takdimi çok önemlidir. Geçenlerde bir yazar Amerika'da bir başkanın (Mc carthy) elimde devlete sızmış komünistlerin listesi var diye medyaya karşı bir liste salladığını ve yerin yerinden oynadığını belirtip, daha sonra bu listenin kuru-temizlikçiye gönderdiği çamaşırların listesi olduğunu belirtiyor ve bize karşı da bir sürü kağıt sallanacak ve biz aslını göremeyeceğiz diyordu...Çok şükür bu kez, tüm medyaya fotokopiler dağıtıldı.-Bekir)

 

Uğur Dündar: Şimdi diğer iddianıza geçelim. Dengir Mir Mehmet Fırat’ın bir dönem ortağı ve kurucusu olduğu ama geçen yıl sonu itibariyle çok önceden yönetim kurulundaki görevinden ve geçen yıl sonu itibariyle de ortaklığından da ayrıldığını söylediği Menas Şirketi’nin bir eroin kaçakçılığına adının karıştığını öne sürdünüz. Şimdi bu iddianızla ilgili belgeleri tekrar kamuoyuyla paylaşmanızı rica edeceğim.

 

Kemal Kılıçdaroğlu: Ben yine 24 Ekim 2000 tarihli raporun Hazine Müsteşarlığı’ndan alınıp basın mensuplarına dağıtacağına dair sayın Dengir Mir Mehmet Fırat’tan söz istiyorum. Hiçbir şeyden korkmadığını söylüyorsa bu raporu getireceğine söz versin.

 

Dengir Mir Mehmet Fırat: Siz getirirsiniz tartışırız.

 

Kemal Kılıçdaroğlu: Çok teşekkür ederim size olay biraz daha aydınlandı. Şimdi gelelim ikinci işe. Benim buradaki iddiam şuydu; Dengir Mir Mehmet Fırat’ın en büyük ortağı olduğu Menas Anonim Şirketi’nin ürünlerini yurtdışına götüren TIR’da 89 kilo eroinin yakalandı mı, yakalanmadı mı? Sayın Başbakan’a da istirham ettim acaba bu soruyu sayın Fırat’a sorabilir misiniz diye. 89 kilo eroinin yakalandığı kesin ne zaman 27 Şubat 2008’de. Şimdi değerli arkadaşlar bu olay Vatan gazetesinde yayınlandı manşette “Eroin TIR’ının sırrı” diye. Ne zaman 10 Mayıs 2008’de. Ben bu haberi okudum, sayın Fırat’ında açıklamaları vardı oradan ayrıldığını söylüyordu. Dolayısıyla okuduktan sonra herhangi bir şeyde yapmadık yani. Ayrıldıktan sonra eroin çıkar çıkmaz bizim sorunumuz değil, adliye var polis var gereğini yapar. Fakat bir süre sonra elime bir belge geçti değerli arkadaşlar. Belge şu; Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne hitaben yazılmış iadeli taahhütlü postayla gönderilmiş bir belge. Belgenin altında şöyle bir ifade var. Az önce sayın Fırat’ın söylediği Bayram Çolak’ın raporunda beraat ettiğini söylüyor doğrudur hiç. Bir tereddüt yok. Bunları yazdıktan sonra diyor ki; ‘İdaremizden yani Gümrük Müsteşarlığı’ndan her türlü engelleyici işlemin durdurularak sonucundan yazılı olarak tarafıma bilgi verilmesini rica eder saygılar sunarım. Bu şu anlama geliyor; bizim ürünlerimiz sınırdan geçerken ‘Aramayın artık, biz beraat ettik. Bu çerçevede bize hiçbir engelleyici iş yapmayın’ diyor. Bir firma diyebilir mi, diyebilir tabii yasal engel yok. Ama burada önemli bir şey var yazının altında Abdülkadir Gürüz’den sonra yine büyük harflerle Dengir Mir Mehmet Fırat deniyor, ondan sonra şirketin adını yazıyor. Vekili olarak avukat arkadaşımız imzalıyor. Şimdi elimizi vicdanımıza koyup şu soruyu soralım ‘Ben iktidardaki bir partinin Genel Başkan Yardımcısı isem Menas’ın Yönetim Kurulu’nda değilsem. benim adımın Gümrük Müsteşarlığı’na yazılan bir yazıya kim hangi gerekçeyle koyabilir? Bunun ahlaki bir yönü var mıdır, yok mudur? Bunu alan memur ne diyecek, bir dakika diyecek bu iktidardaki bir partinin çok önemli bir adamı biz bu gelmiş o zaman bizim biraz dikkatli olmamız lazım diyecek. Sayın Fırat, siyasi nüfusunu burada açıkça kullanmıştır. Siyasi nüfusun kullanıldığı yerde aklımıza soru işaretleri geldi. Araştırdık. Sayın Fırat diyor ki ‘Ben 1 Eylül 2007’de ayrıldım.’ Ayrılma yazısı bu değerli arkadaşlar. ‘Daktiloya yazılmış hisselerimi satacağım, ayrılıyorum’ diyor. Sonra ne oluyor yönetim kurulu toplanıyor Menas’ın, onlar da diyorlar 1.7.2007’de ayrılmıştır diye yönetim kurulu kararı alıyorlar. Karar şu; aradan 8 ay geçiyor, bir gün Vatan gazetesi şunu manşet yapıyor. 9 Mayıs’ta soruyor gazeteci arkadaş, böyle bir TIR yakalandı. ‘Ne diyorsun, ben oradan ayrıldım’ diyor. Sonra ne oluyor 8 ay sonra 9 Mayıs’ta Mersin’de notere gidilip noterde deniyor ki; ‘Ben şu tarihte ayrıldım’ deniyor. Birinci sorum şu ayrıldığınız niçin 8 ayı geçtikten sonra notere gider, notere gitmek o kadar zor mu? Siz tereddüt etmez misiniz? Sonra ne oluyor ticaret sicil gazetesini de bulduk orada da yayınlanmış hisselerinin devredildiği. Ne zaman 4 Haziran 2008. Bakın değerli arkadaşlar, 1 Eylül 2007 4 Haziran 2008. Şimdi sayın Fırat diyor ki; ‘Efendim, ‘O firmadan ayrıldım.’ Eğer ayrıldıysanız niye 8 ay bekliyorsunuz da uyuşturucu olayı kamuoyuna yansıdıktan sonra notere götürüyorsunuz hemen. Ve sayın Fırat diyor ki; ‘Efendim diyor, bu işin suçluları bulundu, ağır cezada yargılanıyor, şoför itiraf etti hapistedir. Siz bu güne kadar uyuşturucu baronlarının yakalandığını Türkiye Cumhuriyeti’nde duydunuz mu? Van’da bir uyuşturucu baronunun silahlı adamlarıyla karakol basıp polislerin burnunu altın kabzalı tabancayla kırdığını biliyor musunuz? Hep beraber bunu yaşamadık mı? Efendim TIR şoförü suçluymuş. Ona şu garanti veriliyor ‘Suçu al üstüne hapishaneye gir; çocuklarının hepsine biz bakarız. Çıktıktan sonra işin hemen hazır, paran da var.’ Diyeceksiniz ki; sen bunları uyduruyor musun? Hayır Türkiye Büyük Millet Meclisi Uyuşturucu Komisyonu’nun raporunun bir bölümünü okuyorum size. Niye yakalayamıyorsunuz bu uyuşturucu büyüklerini jandarma narkotikten gelen birine. Diyor ki bizim yakalayabildiklerimiz sadece kuryeler, pazarlamacılar, taşıyıcılar. Onların üzerindekilerin bu olaylarla hiçbir bağlantısı yokmuş gibi görünüyor, çünkü delil elde edemiyorsunuz, veri elde edemiyorsunuz. Hiçbir şekilde kaçakçılığın için yer almıyorlar tamamen geri planda bu işi yönetiyorlar. Bu bütün dünyada böyle bunlar çok varlıklı insanlar çok güçlü insanlar, ‘Baba’ filmini hepimiz biliyoruz. Biz bu endişemizi dile getirdik. Peki nasıl yakalandı. Gümrükte bir deyim var kırmızı hat, sarı hat, yeşil hat. Yeşil hattaki firmalar hiç aranmazlar onlar geçer. Sarı hattaki firmalar evrakları üzerinde incelenir ve gönderilirler. Kırmızı hattaki firmaların ise tamamı incelenir. Bu olay kırmızı hatta Menas kırmızı hatta olan bir firma. Şimdi ben merak ediyorum; kırmızı hatta olan bir firmayı, ‘Bu hattan çıkarın’ diye sayın Dengir Mir Mehmet Fırat’ın adının yer aldığı bir belge var, niçin kırmızı hattan çıkarın derken bunun altına sayın Dengir Mir Mehmet Fırat beyin ismi yazılır. Bu bürokrasi üzerine bizim anlamadığımız ya da benim çok iyi anladığım ciddi bir baskı anlamına gelir. Olay bu, ben sayın Fırat götürdü, kaçırdı demedim. Sayın Fırat’ın söylediği açıklamalar vardı Kılıçdaroğlu’nun iddialarını ispat etmesine lüzum yok, şüphe uyandıracak deliller ortaya koyarsa milletvekilliğimden derhal istifa edeceğim. Ama yalanlar ortaya koyarsa biliyorum ki, milletvekilliğinden istifa etmez. ‘Ben bir müfteriyim, aşağılık adamım’ desin kendisini bağışlayacağım. Benim söylediklerimin tamamı belgeye dayanıyor asla bir tane belgesi yok.

 

Uğur Dündar: Sayın Fırat.

 

Dengir Mir Mehmet Fırat: Benim adımın yer aldığı yazıyı rica edebilir miyim?

 

Uğur Dündar: Bu son bölümdür sonra belki birer dakikayla sınırlı kalarak karşılıklı konuşmaya imkan sağlamayı düşünüyorum.

 

Dengir Mir Mehmet Fırat: Şimdi birinci ben Menas’ın yüzde 30 ortağıydım. Şimdi dolayısıyla ortaktım. Şimdi bir şey sormak istiyorum ben şu tarihte hissemi şu kadar bedelle sattım ve bedelini aldım diyorum. Bunu yönetim kurulu kararına işliyorlar. Bunun notere gitme sebebi şu tarihine bakarlarsa Vatan gazetesinde söylediği yayının yapıldığı aynı gündür. Ben yurtdışındaydım. Vatan gazetesinin Ankara temsilcisi bana ulaştı, böyle bir olay olduğunu bundaki şeyin ne gibi bir durum olduğunu sordu. Hemen Menas’a telefon ettik, noter tasdikli; çünkü karara defteri zaten daha evvel noter tasdikli (Karar defteri daha önce noter tasdikli olduğu için hisse satışına ilişkin daha önce alınan karar da noter tarafından daha önce onaylanmış demektir-Bekir) ama alınan suretinde noter tarafından tasdik ettirilerek doğrudan doğruya Vatan gazetesi Ankara Temsilciliği’ne gönderilmesini rica ettim. O tarih ondan dolayıdır. Şimdi acaba doğru mu, değil mi? Eğer zahmet edip onu da sorsaydı var orada. Ben orada havale mektuplarını gösterdim. Ben o tarihte sattığımla ilişkili 300 bin doların bankadaki hesaplarıma Türkiye Büyük Millet Meclisi İş Bankası hesaplarına geldiğini görebilirsiniz. Dolayısıyla ben 1.9’da ayrıldım. Ayrılmadım diyeyim, acaba ben bunu söylemekle Menas Anonim bu işi mi yapıyor, haşa. Menas Anonim Şirketi’nin bu işlerle uğraştığı konusunu tenzih ediyorum. Benim ortağım avukat, ben de avukatım. Ben bir kere Menas’ın hikayesini sizlere anlatmak istiyorum. İkimizde hukuk fakültesi mezunuyuz. Ama ikimiz de geçimizi narenciye üretmekle sağlıyoruz. Narenciye ürünlerini bir tüccara satıyoruz ucuz bazen parasını alırız bazen alamayız. İki arkadaş bir araya geldik ‘Sen de okumuşsun, ben de herhalde ihracatçının yaptığı işi biz de yaparız. Hadi gel bir şirket kuralım’ dedik. Bir tesis almamız lazımdı, paketleme tesisi. Mersin’de bulunan Menas Kooperatifi benim dilim hep orada, oraya gidiyor. Menas Kooperatifi’nin bir paketleme tesisi vardı, satıştaydı bunu satın aldık. Ve 1993’te kuruldu. Yaş sebze meyve ihracatı biz malımızı aylarca dışardan aldığımız malı ihraç etmeye başladık. 1998’e kadar ben yönetimdeydim. İmza yetkim yoktu. Ama buna rağmen 1998’de seçime gireceğim için ‘Kusura bakma, ortak ben ticaretten ayrılıyorum. Ben bu işi sana devrediyorum.’ Ama bu arada bir ihracatımız devam ediyor. Sezon Eylül ayında başlar diğer senenin Mart ayında biter. Yarısındayız artık bu işin bu yıl kar zarar birlikteyiz ama bundan sonra kesinlikle ben ortak değilim. Ama bu paketleme tesisimizi var buraya da bir kiralama fiyatı koyalım siz bana bu kirayı ödeyin bundan sonra onu da siz işletin. Ama o gün yapılan ihracattan benim hisseme düşen 500 bin dolarlık bir zarar çıktı. Dolayısıyla ondan sonra hiçbir şekilde ben o kirayı da alamadım, çünkü borçlarıma mahsup edildi. Ancak baktım ki; benim bu arkadaşlarım benden dolayı hiçbir günahları olmamasına rağmen iftiraya uğruyor onun üzerine bu yıl 9. ayda o ortağım olan kişiyle konuştuk. Ortağım ‘Ben bunu satacağım. senin başın beladan kurtulmaz. Benden dolayıdır. O zaman ya sen al, ya ben alayım ya da satalım.’ Dedi ki ben 800 bin dolar veririm ben de 1 milyon dolara ben alırım. Tamam sen de kaldı. Mersin’e dönünce bana telefon etti, bu işin başında oğlu var ve hakikatten de işi çok güzel götürüyor. Dedi ki; oğlumla görüştüm ’1 milyon ben kabul ediyorum’ teşekkür ederim dedim. Parayı gönderdiğin gün ben sana satış hissemi göndereceğim çünkü yüzde 5 yüzde 5 iki tane kızımın şeyi var onlarında parasını gönderdiğim zaman dikkat edilirse onlar daha sonraki tarihlerdedir. Banka dekontlarını takip ederseniz hangi tarihte gelmişse para o tarihte biz bunu devrettik. Ama bunlar önemli değil. Menas nakliye filan yapmaz sadece narenciye ihracatı yapar. Ve şu anda da oldukça büyük bir narenciye ihracatçısı. Ben ortak değilim ama ortak farz edelim. Değerli arkadaşlar bir şeyi söylerken ayağınızın yere basması lazım sizin TIR’ların eroin yakalandı mı yakalanmadı mı? Kardeşim 1500 tane senede araçlık nakliye yapan bir firma bu. Ondan sonrada baron baron diyor aslında baron değilim ben ‘Mir’im. ‘Mir’ bey demektir, bilir kendileri kendi bölgesinde de Mirler vardır. O bakımdan ben hiç bir zaman baron falan olmadım hayatımda. Avukatlıktan para kazandım bütün servetimde oradandır demedim. Benim dedemden babamdan 16. dedemden itibaren gelir. O bakımdan ben rahatım. Şimdi bunu yine biraz sonra siz alacaksınız yapılan bir yoklamada ki bu daha evvel aslında takip edilen bir araç şüpheli bir şoför [burası da önemlidir dikkat edin--Bekir)ddaha evvel de Kaçakçılık ve İstihbarat Dairesi tarafından takip ediliyor. Yükü yüklüyor şeye gidiyor zaten hemen doğrudan doğru çekiyorlar ve malı çıkartıyorlar içinden. Ne yapıyor iddiaları hazırlıyor mahkemeye gönderiyor Sulh Ceza Mahkemesi tevkif ediyor hala orada mevkuf ikinci duruşması yapılmış üçüncü duruşmasını bekliyor. Burada ifade veriyor ilk yakalandığı andaki ifadeyi veriyor aynısını. Diyor ki; ben Irak’a yük götürmüştüm geri dönerken Urfa civarında birileri bana bu yükü yükleyeceklerini söylediler orada Hollanda’da bunu verdiğim zaman 10-15 bin dolarda bana para vereceklerdi ve beni tehdit ettiler. İfadeler burada. Menas Anonim Şirketi’nden herhangi bir kişi ifade vermek üzere daha çağırılmamıştır. Ama bunun yanında ben de yeni öğrendim bu yakalanan eroinlerin üzerinde 4 kişinin parmak izi görünüyor. Dolayısıyla hemen bununla ilgili 15 kişinin 30 kişinin parmak izleri alınıp kıyaslanıyor ve onlar hakkında da takipsizlik kararı veriliyor. Çünkü bunların parmak iziyle oradaki parmak izinin uyuşmadığı başka şahıslar olduğu tespit ediyor. Durum bu. Dengir Mir Mehmet Fırat’ın Menas Anonim Şirketi’nin aracında eroin çıktı mı? Diyelim ki; basın Finlandiya’dan kağıt getiriyorsunuz, geldi. Kapıkule Gümrüğü’ne aradılar kokain çıktı. Gazete patronları mıdır bunun mesulleri. Şimdi siyaset yapıyoruz diye birilerine iftira atmanın yolu yok. Bakın Vatan gazetesi dediniz doğru. Vatan gazetesi hakkında dava açamadım, çünkü Vatan gazetesinin siz birinci sayfasını okumuşsunuz, devamı sayfasına gitseydiniz şunu okuyacaktınız. ‘Eroin TIR’ı’ diyor, benim resmimi de yanına basmış bu işte basının halini görmek için doğru. Ama arkasını çeviriyorsunuz ‘Dengir Mir Mehmet Fırat, 1999’da bu şirketten ayrılmıştır diyor’ doğru değil, yönetimden ayrılmıştım. ‘Bir ilgisi yoktur’ diyor. Yapılan araştırmada bunun şoför tarafından yapıldığı ve Edirne Cezaevi’nde tutuklu olduğunu söylüyor. Hemen hemen her cümlesinde beni ve Menas’ı aklıyor. Allah’tan korkun ya elinizi vicdanınıza koyun, bir haberi söylüyorsunuz hiç olmazsa mutlaka onun devamını okumuşsunuzdur onu niye söylemekten çekiniyorsunuz. Yani şüphe uyandırsanız doğru, ama şüphe uyandıramamışsanız... Ben üzülüyorum aynı şeyi başka yerlerde devamlı olarak tekrar edeceğim. Bunun aksini ispat etmediğiniz süre içinde bunun bir iftira bir karalama Dengir Mir Mehmet Fırat’a yönelik bir mekanizma olmadığını partinizin temel anlayışının bu olduğunu ben ileri süreceğim.

 

Kemal Kılıçdaroğlu: Konuşmama başlarken siyasette ahlakı egemen kılmak için bu toplantıyı yaptığımızı söylemiştim. Sayın Fırat çok önemli bir şey söyledi ‘Şoför şüpheli birisiydi’ dedi. Düzgün çalışan bir firma şüpheli bir adamı niye çalıştırır, (şüpheli olduğunu ancak yakalamadan sonra öğrenebilirmiştir ve Fırat'ın ifadesinde birisiydi gibi bir kısım yok-Bekir)madem şüpheliyse. Ben size yeşil hattan geçen firmaları da söyledim, hiç aranmıyor bunlar. Çünkü yıllardır artık güven telkin etmişler. Menas’ın kırmızı hatta alınmasını isteyen ben değilim. Menas’ın hesaplarının incelenmesini isteyende bürokrasi değil. Son inceleme Ukrayna’dan gelen yazı üzerine Ukrayna hükümeti diyor ki, ‘Burada sahte fatura var’. Nitekim çok ilginçtir sayın Fırat’ta dedi ki, ‘Ukrayna, Rusya buralara yaptığımız ihracatta çift fatura kullanılıyor.’ Ben merak ediyorum; sayın Fırat çift fatura lafını kullanıyorsa acaba sayın Kemal Unakıtan ne düşünüyor. Siyasette nasıl ahlak temel kuralsa ticarette de öyle olması lazım. Siz ticarette eğer çift fatura olayını hiç çekinmeden çıkıp böyle seslendiriyorsanız sistem bitmiş demektir. Şimdi bizim partimizin tutumunun genelde bu olduğu yönünde bir beyanı da oldu sayın Fırat’ın Bizim partimizin tutumu siyaset ahlakı egemen kılmak için bütün uğraşları vermektir. Bakın son dönemlerde Şaban Dişli olayı ne oldu çıktı. Siyasette bir ilk yaşandı güzel bir şey değil mi arkadaşlar. Ben sayın Dişli istifa ettiği zaman şu kürsüde kendisine teşekkür ettim. Siyasette düzeyi ahlakı arttırdığımız zaman görüş dünyamız farklı olabilir farklı inançlara farklı siyasi görüşlere sahip olabiliriz ama biz bir şeyi yapmalıyız siyasette ahlakı egemen kılmalıyız. ‘Ben ortağı dahi olsam ne olur’ dedi sayın Fırat. Geçen bir gazetemizin manşetinde Japonya’da dağıtılan bir pirincin küflü olması nedeniyle bakan istifa ediyor. Sayın Fırat’ta diyor ki; ‘Benim TIR’da eğer eroin çıksaydı ben de oranın üyeliği olmaya devam ederdim. Etseydim ne olurdu doğru olmazdı.’

 

Dengir Mir Mehmet Fırat: Anadolu’da çok yaygın olan bir fıkrayı şöyle kısaca anlatmak istiyorum. Biliyorsunuz köyde analarımız hamur yoğurup ekmek yaparlar. Kadıncağızda hamur yoğuruyor ve karşısında da eşi oturuyor ama oluyorsa bir gaz kaçırıyor hanımefendi. Ve kocası dönüyor diyor ki ayıp değil mi hoş olmadı. Dönüp sonra diyor ki peki sen geçen sene bizim baltanın sapını niye kırmıştın sen de onun hesabını ver. Şimdi bizim şu konuşmamız biraz ona benzedi. Biraz önce şeyi bitirdik hayali ihracatı bitirdik şimdi gene oraya döndük. Yani çok basit bir özür bu siyaset eğer bir seviye getirmek istiyorsanız bir belge olmadan sakın ola konuşmayın. Bakın sizinle ilgili bir sürü belge var ama hiç bir gün açıklamadım çünkü delil olmadan hiç bir zaman açıklamam. Bu müfteriliktir onun için yapmadım. Araştırırım belgesini bulurum hazırlıklı olurum şöyle ondan sonra çıkarım derim ki siz böyle böyle yapmıştınız. Eğer usulsüzlük ve yolsuzluk nedeniyle istifa gerekiyorsa önce bende kendi partisini soyanların istifa etmesi gerekir di,ye düşünüyorum.

 

Kemal Kılıçdaroğlu: Sanıyorum bununla sayın Fırat Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı kastetti. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar saygılı olduğumuz her zaman söyledik. O harcamaların yapılmadığı anlamında hiçbir belirleme yok, harcamalar yapıldı. Örneğin uçak biletleri alınırken seyahat sırasında CHP genel merkezi denmediği için onu Anayasa Mahkemesi gider olarak kabul etmiyor. Benzer olaylar diğer partilerde de çıktı. Eğer siz bu şekliyle bir suçlamayı gündeme getirirseniz, bu ahlaki değil. Ahlaki olan sizinle ilgili bir iddia varsa ve o iddiaların tamamı burada belgeleniyorsa mahkeme kararlarıyla raporlarla raporların tarih ve numaralarıyla hala siz o belgeleri ‘Bunlar belge değil’ diye söylüyorsanız doğru değil. Vatandaş kimin doğru söylediğini gayet iyi biliyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benim gördügüm, dingil Firatin Kilicdaroglu karsisinda mat oldugudur. Kilicdaroglu anya derken, dingil konyaya yönelip terlerini siliyordu. Dinci yayinlarin anketlerinde bile basabas gitmesi, sn.Kilicdaroglunun galip geldigini gösterir. Umarimki bu tartisma, akp`ye meyil verenlere bir ders olmustur.

 

 

:D:clover:

 

şimdi bazı insanlar özellikle akp yandaşı olanlar bu olaya bir maç gözüyle bakıyorlar, bunu bir yenilgi olarak kabul edemezler parti ile kendi kişiliklerini özdeşleştirmişler... Belgeleri anlayanlarsa zaten işin farkında olanlar...

 

Eroin kaçakçılığı ve hayali ihracat suçları ile itham edilirken bu kadar yüzü kızarmaz bir adamın elbette yapacağı tek şey alaycı bir uslup takınmak... Tartışma bittikten sonra Dengir Mir'in açıklaması "bütün belgelere karşılık belge sundum Kılıçdaroğlu müştekiyim demelidir" dedi ama aslında bişey açıkladığı yoktu tıpkı başbakanı RTE gibi vücut dilini ve kaba üslubunu halkı ikna etmek için kullandı...

 

Ben bulunduğum çevredeki akp li insanların olaya bakışından ve yorumlarından şu sonucu çıkardım... akp'ye oy veren insanların çoğu **** ve olayı kişisel alıyorlar... :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Özetlersek...

 

 

Kılıçdaroğlu iddia etti:

"Sizi hayali ihracattan soruşturan müfettişi şikáyet ettiniz mi?"

Fırat izah etti...

Etmiş.

*

Kılıçdaroğlu iddia etti:

"Sizin firmanın hayali ihracat yaptığını belgeleyen rapor, sizin iktidar döneminde buhar edildi mi?"

Fırat izah etti...

Edilmiş.

*

Kılıçdaroğlu iddia etti:

"Sizin eski firmanın malını taşıyan TIR’da eroin yakalandı mı?"

Fırat izah etti...

Yakalanmış.

*

Kılıçdaroğlu iddia etti:

"Sizin eski firma, gümrükte mutlaka didik didik aranması gereken mimli firmalar sınıfında mı?"

Fırat izah etti...

Sınıfında.

*

Kılıçdaroğlu iddia etti:

"Sizin eski firmanın malını taşıyan TIR’ları gümrüklerde aramasınlar diye resmi yazı yazdınız mı?"

Fırat izah etti...

Yazmış.

*

Kılıçdaroğlu iddia etti:

"Sizin eski firma, ihracat yaparken çift fatura falan kullandı mı?"

Fırat izah etti...

Kullanmış.

*

Kılıçdaroğlu hakkında iddia var mı?

Fırat izah etti...

Yok.

 

Y.ÖZDİL

 

 

Bu kapışmanın evveliyatında Vakit'in CHP ile ilgili bir iddiası vardı hatırlarsanız. CHP'nin Almanya'daki bir vakıftan 85bin Euro aldığını söylemişlerdi. Geçen gün miktarı artırmışlar, 22 milyon Euro olmuş o rakam.

 

Alman Dışışleri Bakanlığı sözcüsü çıktı ne dedi?

"Yok öyle birşey, kimseye para verilmedi" dedi. Devletin adamı, alnına kaşe, damga mühür vursan yeridir.

 

Bu tiplerin iddiaları yok değil aslında, var.

Var ama böyle işte.

Uyduruk.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaslar, rüsvet, soygunculuk ve yalancilik bizim yillardan beri icimize yerlesmis ve cikmak bilmeyen bir kanser hücresi. Bu kanser hücresi sadece Mehmet Firat ile sinirli degil malesef, birakalim Osmanliyi, gelmis gecmis tüm cumhuriyet hükümetlerinde ve secilmis tüm milletvekillerinde olan ve yasanan olaylar. Türkiye'de ben önce temizim diyen siyasetciden ve bürokrattan korkacaksin, hele hele birde onlar Atatürk'ün ve vatanperverligin ve dindarligin arkasina siginarak bunlari söylüyorsa bilinki en soyguncu ve rüsvetci bir siyasi veya bürokrattir.

Su anda ülkemizde yasanan olaylar aynen "benim tencerem kara seninkini dibi benimkinde kara" misaline benziyor. Bakiyorsunuz birilerinin Deniz Feneri ile ne kadar temiz oldugunu ve digerlerinin de Ergenekon ile ne kadar temiz ve dürüst oldugunu görüyoruz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Efeemm güncel konular pop alaturka olunca benimde yazasım geliyor. Yoksa çok ciddi meselelerde yoooğuumm...

 

Bu maçın galibi DEMOKRASİ dir efendim :wub: hihihih

 

Ama gerçekten güzel bir tartışmaMA izledik.İnsan gibi...

İki gün önce birbirlerine demedik laf bırakmayan "sayın MV ler" yanyana gelince sayın da sayın yok efem siz saayınnn

 

Baştan sona izledim aklımda ne kaldı diye sorarsanız sadece "bir hanımın yellenip kocasına kırdığı balta sapının hesabını sorması" kaldı.

Yani buradan çıkan sonuç olup olmadık her yerde yellenmeyeceksiniz yoksa fener söner :D

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

*************

Yani bunlar için hırsız bizim hırsız ise koruyup kollayacaksın, görmezden geleceksin, rahat bırakacaksın, üzerine asla gitmeyeceksin mantığı..

Ama aynı işin yüzde birini yapan eğer senin karşıtın ise bire bin katarak anasından emdiği sütü burnundan getireceksin.

Böyle şey olurmu sizce...

Olmaz...

Ama bunlar için olur (tabirinizle seçmeni de, seçilmişi de), hemde bal gibi olur... :)

 

Saygılar...

DİPNOT...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ama aynı işin yüzde birini yapan eğer senin karşıtın ise bire bin katarak anasından emdiği sütü burnundan getireceksin.

Böyle şey olurmu sizce...

Olmaz...

Ama bunlar için olur (tabirinizle seçmeni de, seçilmişi de), hemde bal gibi olur... :)

DİPNOT...

 

Doğru bir tesbit Sayın Dipnot.Ben de ''karşıdan'' bakınca aynı manzarayı görüyorum.Karşıya geçip daha önce baktığım karşıya geçiyorum yine aynısını görüyorum.Esasında yerler farklıymış gibi görünse de aynı manzarayı farklı yerlerde görmek çok mümkün...

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Zamanaşımı meselesine çok dikkatle dinledim. Yine Ben, Ukrayna'ya hiç değinmedim ki dediğinde kulaklarımın beni yanılttığını düşündüm. Tek Fırat'ın hanesinde başka bir gol vardı. Çifte fatura hadisesi. Ancak, o faturayla ilgili de suçlanma sebebi hayali ihracaat yaptığı idi. Lakin bu konuda da yanlış hatırlamıyorsam bir yargı kararı okundu ve çifte fatura düzenlemenin hayali ihracaat oluşturmadığı belirtildi. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu; Maliye Bakanı ne düşünüyor çifte fatura hakkında filan dedi ama bana kalırsa bu aynen şunun gibidir. Bir münasebetsizlik de burada ben yapayım. Bir adamı zina ile suçladıktan sonra bunu ispat edemeyip de iyi ama sen de ona yan gözle baktın denmesi gibidir.

 

Beni en çok, bütün belgelerin tek tek basına dağıtılması sevindirdi ve Fırat'ın, Kılıçdaroğlu'nun elindeki belgeleri neredeyse zorla alması oldu. Yanlış anlaşılmasın Kılıçdaroğlu belgeleri vermek istemedi demiyorum, Fırat, belgeyi isterken önce elini uzatıp iki defa elinin içiyle ver ver mealinde bir ifade gerçekleştirdi ki; Kılıçdaroğlu zaten belgeyi saklamıyordu ama beni fena güldürdü...

 

Ve başka birşey daha var aklımda. Fırat; Şoför'ün izlenilmekte olduğunu ve şüpheli bir şoförmüş dediğini tamamen demogojiye dönük olarak Kılıçdaroğlu'nun siz iyi bir firmasınızda ...böyle bir şoförü niye alıyorsunuz gibi bir ifadesi vardı...Tartışmanın tam metni inşallah bugün çıkar da görürüz...Akşam'da gördüm ama eksik...Bu arada 94-2003 ile ilgili olarak Bu arada başka şeyler de söylemişti ama tam metin akşamın sitesinde şu anda yok. Biryerlerde bulan varsa lütfen tamamını forma koyabilir mi?

 

Bulduğumuzda daha güzel olacak...Süper bir tartışmaydı...Şu çifte fatura nasıl birşey acaba...İhracaat firması kurmayı düşünüyorum da...Madem hayali ihracaatada girmiyor. İhracaat diye mi yazılıyordu yahu...

 

Valla bekir olay çok net ve açık. Yani orasından burasından çekiştirilerek sonuç değişmiyor

 

Dengir Mir Mehmet Fırat'ın ortağı ve yöneticisi olduğu şirket. Fırat ortak ve yöneticiyken hayali ihracat suçundan ceza almış mı almış. 1994 yılında ceza almış. 2000 yılında bu ceza onanmış.

 

Gümrük tarafından bu şirket her sevkiyatında mutlaka aranması gereken şirketler statüsüne konulmuş mu? Konulmuş.

 

Fırat "şirketle hiçbir bağım yok" dediği halde. Gümrük'e bu şirketin kırmızı hattan yeşil hata alınması için başbakan yardımcısı iken yazı göndermiş mi? Göndermiş.

 

Şirketin tırında eroin yakalanmış mı? Yakalanmış.

 

Kemal Kılıçdaroğlu iddia ettiği herşeyi ispatladı mı? Evet ispatladı. Adam diyor 94'te ceza almışsınız, 2000 de danıştay onamış. Fırat, 2006 yılında beraat ettiği başka bir davayı gösterip yalan söylüyorsunuz diyor.

 

Kusura bakmada senin yaptığın orasından burasından çekiştirip birşeyler aramak ve kafa karıştırmaya çalışmak.

 

Net dostum. bu şirket hayali ihracat yüzünden ceza almış. ve ceza aldığında Fırat hem ortak hem yönetici imiş. Fırat başbakan yardımcısı makamında iken "1999 yılından itibaren şirketle alakam yok" dediği halde 2008 yılında . Bu şirketin tırlarının aranmaması için gümrüğe yazı göndermiş. Şirketin tırında eroin yakalanmış.

 

 

Şüpheli şöför olayını gelince. (şüpheli olduğunu ancak yakalamadan sonra öğrenebilirmiştir ve Fırat'ın ifadesinde birisiydi gibi bir kısım yok-Bekir) demişsin. Ben bu çabayı anlamıyorum. Adam eroin kaçakçılığı yüzünden sabıkalı bir adam. Daha öncede eroin kaçakçılığı işine karışmış ve bu yüzden adli sabıkaları var adamın. Çöpçü olarak işe girecek insandan bile adli sicil kaydı isteniyor Ne iddia ediyorsun yani sen dostum? Şöförlerini kılı kırk yararak araştırıp işe alan büyük ihracat firmaları, uyuşturucu kaçakçılığı yüzünden sabıkaları olan bir şöförün "şüpheli " olduğu yakalanmadan anlıyamazlar mı ?

 

Başbakan yardımcısı koltuğunda oturan bir adam. "Hiçbir alakam yok" dediği şirketin, tırlarının gümrük çıkışı yaparken aranmaması için gümrüğe imzasıyla yazı gönderiyor. Ve şirket kırmızı hattan, yeşil hata alınıyor. Ve bu şirketin tırında 89 kilo eroin yakalanıyor. Bu normal birşey mi?

 

birde neymiş. 89 kilo eroin şöförün kendi kaçırdığı eroinmiş. Yahu insaf. 89 kilo eroin. Böyle bir eroin kaçakçılığını bir şöför mü organize edip gerçekleştirecek? Eğer avrupaya ulaşsaydı 2,000, 000 Euro değerinde alıcı bulacak olan malı. Şöför tek başına kaçırmış. Elbette bu sevkiyatın arkasında bir çete vardır. Organize bir iştir. Avrupada asgari 2,000,000 Euro değerine sahip miktarda eroini bir şöför tek başına kaçırıp satamaz. Bu işin arkasındaki çete kimdir bilmiyoruz. Ama Fırat'ın geçmişte ortağı olduğu bir şirketin tırında yakalanması. Fırat'ın bu şirketin gümrükten aranmadan geçmesi için yazı göndermiş olması. Hiç normal ve rastlanır birşey değil.

 

Peki tartışmada Fırat'ın yaptığı ne. Tam olarak Kılıçdaroğlu elma derken, armuttan bahsetmek. Biz şirketi şöyle zorlukla kurduk böyle zorlukla kurduk diye edebiyat yapmak. Gaz çıkarma fıkrası anlatmak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

26.09.2008 09:45

... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... Yüzde ... ... ... ... ... ... Oy

Kemal Kılıçdaroğlu... ... ... ... 75,10 ... ... ... ... ... 112234

Dengir Mir Mehmet Fırat... ... 24,90 ... ... ... ... ... . 37238

Toplam oy : ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... 149572

 

 

Söz sizde.. Tıklayın, ankete katılın.

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

CHP ilk defa, AKP ile mücadelesinde etkileyici,doğru bir yöntem buldu bu bağlamda CHP'nin hakkını teslim etmek gerek.Kendi adına da mücadele anlayışında bir yenilik olması hasebiyle ilk defa tabloyu doğru okudu.Şahsen ben etkilendiğimi söylemeden geçemeyeceğim.

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AKP'liler önceki günkü tartışmada Kılıçdaroğlu'nun ortaya çıkardığı Fırat'ın ismi yer alan 'kırmızı hat belgesi'nden rahatsız. MHP'li Paçaçı ile DTP'li Yıldız da Fırat'ın hakkındaki iddiaları çürütümediği kanaatinde

 

 

ANKARA - Meclis'te önceki gün yapılan 'büyük düello'da AKP'liler Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat'ı, CHP'liler de Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nu başarılı buldu. Ancak, AKP'de Kılıçdaroğlu'nun ortaya çıkardığı 'kırmızı hat belgesi' rahatsızlık yarattı. AKP'liler en kısa sürede Fırat'ın bu konuda da açıklama yapmasını bekliyor. MHP ve DTP ise Fırat'ın Kılaçdaroğlu'nun iddialarına tatmin edici yanıtlar vermediği görüşünde

Fırat ile Kılıçdaroğlu'nun, Meclis çatısı altında bir araya gelip tartışmasının yankıları dün de sürdü. Tartışma sonrasında AKP'liler Fırat'ı, CHP'liler ise Kılıçdaroğlu'nu kutladı. Başbakan Tayyip Erdoğan da Fırat'ı kutlamak amacıyla telefonla aradı.

Tartışmayı izleyen AKP'lilerde en çok MENAS firmasının, gümrükte şüpheli şirketlere ait TIR'ların didik didik arandığı 'kırmızı hat'tan çıkarılmasını isteyen yazının altında Fırat'ın isminin yazılı olması rahatsızlık yarattı. Belgeyi Fırat'ın ilk kez gördüğünü belirten bazı AKP'liler, adının bilgisi dışında konabileceğini öne sürdü. CHP'li vekille belgelere Fırat'ın tatmin edici yanıtlar veremediğini ifade ederken, AKP'liler CHP'nin belgeleri çarpıttığını öne sürdü.

AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, CHP'li Kılıçdaroğlu'nun geçmişte iyi bir hesap uzmanı olduğunu ifade ederken, "Müthiş şekilde kamuoyunu aldatmıştır, meslektaşlarından ve kamuoyundan özür dilmelidir" görüşünü dile getirdi. Elitaş, "Fırat'ın çifte fatura düzenlediğini itiraf etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna da, "Türkiye'de tek fatura uygulanır. Başka fatura olmaz. Onu İhracatçılar Birliği Başkanı'na sorarsanız cevap verirler" yanıtını verdi.

 

Fırat ikna etmedi

MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı da, düeollonun yerinin yanlış olduğunu söyledi. "TBMM düello alanı değil hizmet üretme alanıdır" diyen Paçacı şöyle konuştu:

"Tartışmanın galibi yoktur ama mağlubu siyaset kurumudur. Kılıçdaroğlu'nun iddialarının büyük bir kısmına Fırat ikna edici yanıtlar veremedi. Her şeyden önce 2000'li yıllarda yapılan ve mahkeme kararıyla tescil edilen hayali ihracat suçlaması cevapsız kaldı. Gümrüğe yazılan yazı cevapsız kaldı. Fırat'ın bu iddialara yanıt verebilmesi gerekirdi."

 

Şüphe doğurucu belgeler

DTP Batman Milletvekili Bengi Yıldız da, şüphe doğurucu belgeler olduğunu vurgulayarak, Fırat'ın özellikle hayali ihracat iddiası ve bununla ilgili belgeye yeterli yanıt veremediğini söyledi. Yıldız, şöyle dedi: "Fırat'ın hayali ihracat iddiasına tatminkâr yanıt verememesi kamuoyunda şüphe yarattı. Ayrıca bugün AKP'nin il ve ilçe teşkilatlarının yolsuzluğa bulaştığını görüyoruz. Bölgede Deniz Feneri gibi yüzlerce olayı yaşadık, gördük. Ancak AKP, DTP'ye karşı bölgede güçlendirilmek isteniyor ve bu nedenle görmezlikten geliniyor. Bölgede iki müfettiş gidip incelesin yolsuzluğun boyutunu görürüz" diye konuştu. Yıldız uyuşturucuyla ilgili iddiayı ise tatminkâr bulmadığını söyledi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dengir Fırat ve Midelerimizin Kaldırdıkları

 

Dengir Fırat ile Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki "açık oturumu" maç sayılarıyla ifade edenler var. Star'a göre Fırat rakibini rezil etmiş ve maçı 7-1 kazanmış. "Maçı" 1-1 bitirenler de var, Kılıçdaroğlu'nun kazandığını söyleyenler de.

 

Doğrusu ben bu maç mantığını anlamış değilim. Düşene bir tekme sallayan, bir fırsatını bulup düşmanına arkasından saldıran, yüce devletimizin her fırsatta kutsadığı linç kültürünü yaşayan bir toplumda yaşadığım için belki anlamıyorum "düello"nun ne anlama geldiğini ve nasıl sonuçlandığını.

 

Bu düellodan "galip ayrılmak" CHP'ye ne katar ki? AKP'nin yolsuzluk yapanları bünyesinde barındıran ve bunlara sahip çıkan bir parti olması CHP'nin ırkçılığını, geriliciliğini, antidemokratik yönetimini ya da başka şeylerini daha sevimli kılmaz bir kere. Bu yüzden CHP'yi bi'zahmet geçelim bu olayda.

 

Buradaki asıl konu AKP'nin 2 numaralı adamının ne kadar temiz bir zemin üzerinde siyaset yaptığı.

 

Benim tartışmadan öğrendiğim şey şu; (eğer yanlışım varsa düzeltin )

 

A) Fırat'ın bir zamanlar ortağı olduğu şirket hakkında 2 (İKİ) kez hayali ihracat yaptığıyla ilgili 2 (iki) ayrı rapor tutulmuş.

 

1) 2006'daki (CHP'den milletvekili adayı olmak isteyen bir kontrolör tarafından tutulan) raporla ilgili olarak savcılık takipsizlik kararı vermiş ve kesinleşmiş mahkeme kararı ile ilgili firma bu konuda AKLANMIŞ olduğunu,

 

Ancakbaşkasına MÜFTERİ diyen Fırat'ın bu kontrolöre İFTİRA attığı ve iftira atılmış olduğunun Başbakan'ın imzasıyla kanıtlandığını öğrenmiş olduk.

 

2) Fırat'ın daha milletvekili olmadığı yıllarda şirkette aktif çalışırken şirketinin hayali ihracat yaptığına dair Hazine Başkontrolörü bir rapor tutmuş,

 

Bu rapor sonucunda önce Bölge İdare Mahkemesi'nin sonra Danıştay'ın firmanın hayali ihracat yaptığına karar verdiğini,

 

Bu rapor ile ilgili ceza soruşturmasının ise zaman aşımı nedeniyle düştüğünü öğrendik.

 

Yani uzun sözün kısası Dengir Fırat, şirketinin bizzat başındayken şirketinin hayali ihracat yaptığı mahkeme kararlarıyla kanıtlanmış oldu.

 

 

B) Dengir Fırat'ın BİR YIL önce sattığı şirketinin gümrük işlemleri açısından GÜVENİLİR OLMAYAN bir şirket olduğunu, şirketin güvenilir sınıfa alınması için Dengir Fırat'ın siyasi gücünü kullandığını öğrenmiş olduk.

 

C) Firmanın mallarını taşıyan TIR'da yüklü miktarda eroin ele geçirildiği, bu tarihte Fırat'ın şirketin ortağı olmadığını, Fırat'ın eroin ticareti yaptığını eldeki belgelere göre haksızlık olduğunu, suçun tümünü şöförün üstüne atmanın ise yeter derecede komik olduğunu öğrenmiş olduk.

 

D)Fırat'ın ÇİFT FATURA konusunda bir itirafta bulunduğu konusu var bir de.

 

Maç kaç kaç bitti beni ilgilendirmez.

 

Ama ortaya çıkan şu ki; AKP'nin 2.numarası yukarıda anlatılan zemin üzerinden siyaset yapıyor.

 

Daha fazla söze gerek yok herhalde.

 

Sizin mideniz kaldırıyor mu bilmiyorum, benim ki kaldırmıyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cyrano, belki başlığı anket biçiminde açsan iyi olabilirdi. Anket olsaydı benim oyum Kılıçdaroğlu'na giderdi. Fırat'ın savunması çok zayıf kaldı. Benim intibam, iddiaların doğru olduğu...

 

Çok sürpriz de değil bu, akaryakıt kaçakçılığı yapıp zengin olan ve müslümanlığı kimseciklere bırakmayan, kaçakçılık yaptığı tankerlerini herkes bildiği halde birincil kişilerin yakını olduğu için kimsenin dokunamadığı, ak sakallı tarikat mensupları gördük bu ülkede... Zaten Kılıçdaroğlu da Van'daki karakol baskını olayı ile bağlantı kurdu tartışmada. Bunlar biliniyor ama, bilinmiyor gibi yapılıyor.

 

Neyse, bugünlerde hükümet aleyhine laf etmek de tehlikeli. Ergenekon kapsamına alıvermişler bakarsın! Hiç bir suçlama yokken gözaltı süresini uzatır, fiziki işkence yapmaz ama, tuvalet musluğundan su içmeye zorlarlar, manevi işkence yaparlar ki bir daha hükümet aleyhine bir fikir aklına geldiğinde çeneni tut diye!

 

Tuncay Özkan'ın gözaltına alınırken dediği gibi "cehalet hiç bu kadar cüretkar olmamıştı!" E, normal. Adamlar yıllardır emniyete, hukuk sistemine sistematik olarak sızma çalışması yapıyorlardı, meyveler olgunlaştı...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cyrano, belki başlığı anket biçiminde açsan iyi olabilirdi. Anket olsaydı benim oyum Kılıçdaroğlu'na giderdi. Fırat'ın savunması çok zayıf kaldı. Benim intibam, iddiaların doğru olduğu...

 

Çok sürpriz de değil bu, akaryakıt kaçakçılığı yapıp zengin olan ve müslümanlığı kimseciklere bırakmayan, kaçakçılık yaptığı tankerlerini herkes bildiği halde birincil kişilerin yakını olduğu için kimsenin dokunamadığı, ak sakallı tarikat mensupları gördük bu ülkede... Zaten Kılıçdaroğlu da Van'daki karakol baskını olayı ile bağlantı kurdu tartışmada. Bunlar biliniyor ama, bilinmiyor gibi yapılıyor.

 

Neyse, bugünlerde hükümet aleyhine laf etmek de tehlikeli. Ergenekon kapsamına alıvermişler bakarsın! Hiç bir suçlama yokken gözaltı süresini uzatır, fiziki işkence yapmaz ama, tuvalet musluğundan su içmeye zorlarlar, manevi işkence yaparlar ki bir daha hükümet aleyhine bir fikir aklına geldiğinde çeneni tut diye!

 

Tuncay Özkan'ın gözaltına alınırken dediği gibi "cehalet hiç bu kadar cüretkar olmamıştı!" E, normal. Adamlar yıllardır emniyete, hukuk sistemine sistematik olarak sızma çalışması yapıyorlardı, meyveler olgunlaştı...

 

Vallaha Sayın Demirefe cehalet sistemli bir şekilde emniyete,hukuk sistemine sızıp kendini akıllı görenler karşısında galip geliyorsa ya cehalet kendini akıllı görenden daha akıllı ya da kendini akıllı görenler cehaletin içindeler haberleri yok yanılıyor muyum? :)

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.