Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 İşte o ayetler:... Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar... Eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır. BAKARA (120) EY inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. MAİDE (51) ________________________________________________________ AKP’nin kotarmaya çalıştığı ‘ılımlı İslam’ modelinin, Yahudi ve Hristiyanları dost edinmemeyi emreden Bakara ile Maide surelerini nasıl aşacağı (!) merak konusu...________________________________________________________ Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Ayette açık ve net şekilde onlara düşman olun denmiyor,diğer ayetlerde bazı imansız Kitap ehli gibi,yani sorunlulara olduğu gibi,cihadda yok ortada,öldürün asın kesin de yok.Ayette açık ve net ,dost edinmeyin kavramı var.Bu kelime üzerine daha önce defalarca yazmıştım.Bir insanı dost edinmemek ,o insandan nefret etmeyi gerektirmez.Zaten sıkmayın canınızı,ayetleri iyi incelerseniz,Allah tan başka dostu yoktur zaten mümin insanın. Onu bunu bilmem,ben ayete rağmen gerektiği yerde bu insanların kardeşim olduğunu söylerim,bizler dinde henüz kardeş olmasakta. Yine de baştakilerin ılımlı mılımlı ilerleyişleri ve sözleri konusunda,toptan ılımsız hallilikte ,ne önemi var hangi sözlerinin orasını bilmem tabi. Alıntı
Φ Odris Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 "Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez" Hayır, hayır! Bu ayette, doğrudan açık ve net olarak birbirinizi sevin, tüm insanları sevin diyor. "Zalimler topluluğu" derken de aslında müslüman olmayanlara zalim demiyor, aksine buradaki zalim sözcüğü iyi olma potansiyeli olup da sevilmesi gereken insan anlamında kullanılmış. Yok artık! Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Ayette açık ve net şekilde onlara düşman olun denmiyor,diğer ayetlerde bazı imansız Kitap ehli gibi,yani sorunlulara olduğu gibi,cihadda yok ortada,öldürün asın kesin de yok.Ayette açık ve net ,dost edinmeyin kavramı var.Bu kelime üzerine daha önce defalarca yazmıştım.Bir insanı dost edinmemek ,o insandan nefret etmeyi gerektirmez.Zaten sıkmayın canınızı,ayetleri iyi incelerseniz,Allah tan başka dostu yoktur zaten mümin insanın. Onu bunu bilmem,ben ayete rağmen gerektiği yerde bu insanların kardeşim olduğunu söylerim,bizler dinde henüz kardeş olmasakta.Yine de baştakilerin ılımlı mılımlı ilerleyişleri ve sözleri konusunda,toptan ılımsız hallilikte ,ne önemi var hangi sözlerinin orasını bilmem tabi. Olmaz olurmu bal gibi var.Hani kuran bir bütün ya,cımbızlamak olmazya? Bu ayette olmasa bile başka ayette var. Tevbe 29- Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a, ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış oldukları halde elden cizye verecekleri hale gelinceye kadar savaş yapın. Ayet, ehli kitap ile cizye (haraç) verinceye kadar savaşmanın gerekçelerini tek tek yazmış 1) Allaha ve ahiret gününe inanmayanlar 2) Allahın ve resulünün haram saydıklarını haram saymayanlar 3) Hak dini (islamı) din olarak kabul etmeyenler Eee hani incil ve tevratı da allah indirmişti,ve ehli kitap kendi kitaplarına göre hüküm verecek ve kendi kitaplarına uyacaktı? Maide suresi 43- İçinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında dururken seni nasıl hakem yapıyorlar da ondan sonra da dönüveriyorlar? Onlar inanıcı değillerdir. Şimdi adamlar kendi kitaplarına mı uysun yoksa,yoksa muhammede indirilenemi? Bu ne perhiz be ne lahana turşusu ? 44- İçinde hidayet ve nûr bulunan Tevrat'ı, elbette biz indirdik. Müslüman olan peygamberler, yahudiler hakkında hükmederler, kendilerini Tanrıya adamış zâhitler, âlimler de, Allah'ın kitabını korumakla görevlendirildiklerinden (onunla hüküm verirler) ve onun Allah'ın kitabı olduğuna şahitlik ederlerdi. İnsanlardan korkmayın, benden korkun, âyetlerimi az bir paraya satmayın. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir. 45- Biz Tevrat'ta onlara, cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşılıklı kısas (ödeşme) yazdık. Bununla beraber kim kısas hakkını bağışlarsa, bu kendi günahlarına keffaret olur. Ve kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir. 46- O peygamberlerin ardından, yanlarındaki Tevrat'ı doğrulayıcı olarak Meryemoğlu İsa'yı gönderdik ve ona içinde hidayet ve nur olan, kendinden önceki Tevrat'ı tasdik eden ve Allah'dan korkanlar için bir hidayet rehberi ve bir öğüt olan İncil'i verdik. 47- İncil ehli de Allah'ın ona indirdikleriyle hükmetsinler. Kim, Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse, işte onlar fâsıkların ta kendileridir. Allah bu kadar çelişkili konuşmayı nasıl beceriyor anlayan varsa gelsin beriye? Hem adamlara kendi kitapları ile hükmetmelerini emret,aksi takdirde kafir,fasık ve zalim olacaklarını söyle sonra kararını değiştirip islamı kabul etmezlerse cizye verinceye kadar müslümanları onların üzerine kışkırt. Ayette açık ve net şekilde onlara düşman olun denmiyor Tevbe 29 da apaçık onlarla savaşılmasını emrediyor daha ne desin?Savaşılması gereken bir toplumla daha başka nasıl düşman olunur buyurun siz anlatın. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 "Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez" Hayır, hayır! Bu ayette, doğrudan açık ve net olarak birbirinizi sevin, tüm insanları sevin diyor. "Zalimler topluluğu" derken de aslında müslüman olmayanlara zalim demiyor, aksine buradaki zalim sözcüğü iyi olma potansiyeli olup da sevilmesi gereken insan anlamında kullanılmış. Yok artık! Onlar birbirinin dostu olarak hareket ettiğinde,gerçekten de ortaya çok çok kötü şeyler çıkabilir.Çünkü ayetlerde ,tümden düşünürsek,düşmanlıkta bize en yakın yahudiler sözkonusudur ki,1400 senedir bu olguda tek kavram değişmemiştir. Sevgide en yakın olarak tarif edilen Hristiyanların,onlara uymaları ve onlarla hareket etmeleri sonucu ortaya çıkabilecek zulmü düşünmek istemem ki,Allah tan çoğu hristiyan,düşmanını bile sevmek emrinden,biri yanağına tokat attığında öbür yanağını uzat ayetlerinden hareketle,yahudilerin çoğu hareketini onaylamamakta ve onlar adına dua etmektedirler.Gelgelelim,İslam ülkelerine olan bakış açıları yüzünden tutup biraraya gelmeleri demek,yani cidden bize karşı dost olduklarında ki her zaman bunu yeğlerler,,bizleri tanımayan yani dinimizi satan dini gibi algılayan ve malesef ne yaptığını bilmeyen bu kardeşlerimizi,zulme itebilmektedir.Bu durumda,yani yahudilerle birleşen hristiyanlara karşı uyarılmış ve temkinli olmamız gerekiyorsa,bundan ala ayet olmazdı zaten.Yineliyorum,insanları dost edinmemek,onlara tehdit olmak anlamına gelmez,bu iletişimlerimizde temkin ve sorgulama gerektirir,kalben çok bağlanıp duygusal davranıp onların piyonu haline gelmemizi engeller ki,bugün bir çok müslüman ,malesef yahudilerin din bozma oyunlarında bu konumdadır.Ve aktardıkları paraları,bu kavram yanında hiç umursamıyorum bile.Adamlar ,müslüman ülkelere dair özel birimler kurmuşlar yıllardır mücadele veriyorlar.Çok mu başarısızlar,aklımın şaştığı kadar başarılılar.Zalim sözcüğüne gelince,isterseniz arama motoru kullanın Kuran da,o kadar çok geçerki bu kelime,hepsini atlayıp bunu önemsemeniz altında ne yattığını yine düşünün derim. Her ne ise,konu başımızdakilerse,taliban dizi dibinde görüntüleri olan insanların,ekranlarında hristiyanları öldürün,yakaladığınız yerde öldürün diye fetvalar veren insanlarla kaynaşmış insanların,bu konuda neyi kullanarak kimlerin gözünü ne için boyamaya çabaladıkları açıktır tahminim.Kendi içimizde ılımlığı yakalayamayan ya da istemeyen kişilerin bu çabalarını sadece izlemekte ve beklemekteyiz bakalım.Önce müslümanları,din olarak İslamı benimsemiş, bu ülkenin insanlarını, bir ılımlı birlikte toplasınlar,sonra küreselliğe soyunsunlar.Yıllardır bölük bölük olduk Kuran sızlığımızdan. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Olmaz olurmu bal gibi var.Hani kuran bir bütün ya,cımbızlamak olmazya? Bu ayette olmasa bile başka ayette var.. . . Tevbe 29 da apaçık onlarla savaşılmasını emrediyor daha ne desin?Savaşılması gereken bir toplumla daha başka nasıl düşman olunur buyurun siz anlatın. Anlaşılmayacak hiç bir durum yok sayın Hoppa.Mesela siz,kendisine Kuran verilen insansınız,yani siz kendisine Kitap verilen,yani istesenizde istemesenizde Kuran ı okumuş insansınız.Buna karşın Allah a inanmadınız,ahirete inanmadınız,haram kavramı tümden tın şu bu sizin için.İşte size karşı aslında ayetler ortada bence.İncil ehli ve Tevrat ehli için de geçerlidir bu kavram.Kitaplarını uyguladıklarında zaten dinleri İslam olacak,kitaplarında ki İslamı anlasalar tek başına eksiz,zaten aslında Kuran a inanacaklar,zıtlık diye,iki kitap arasındaki farklar diye bana destan hazırlamışlar,bir tane içinde ayrım olsa,zıtlık olsa içim yanmayacak.En ayrım sanılan noktada bile hadis çıkıyor önüme başka bişey çıkmıyor.Ben de onlara uzunca bir yazı hazırlamakla meşgulüm uzun süredir,her neyse. 45-46-47 gibi ayetleri aktararak bana destek verdiğiniz için bazı düşüncelerimde ayrıca teşekkür ederim. Alıntı
Φ Artropod Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Ayette açık ve net şekilde onlara düşman olun denmiyor,diğer ayetlerde bazı imansız Kitap ehli gibi,yani sorunlulara olduğu gibi,cihadda yok ortada,öldürün asın kesin de yok.Ayette açık ve net ,dost edinmeyin kavramı var.Bu kelime üzerine daha önce defalarca yazmıştım.Bir insanı dost edinmemek ,o insandan nefret etmeyi gerektirmez.Zaten sıkmayın canınızı,ayetleri iyi incelerseniz,Allah tan başka dostu yoktur zaten mümin insanın. Onu bunu bilmem,ben ayete rağmen gerektiği yerde bu insanların kardeşim olduğunu söylerim,bizler dinde henüz kardeş olmasakta. ...Yıllardır bölük bölük olduk Kuran sızlığımızdan. Eksik kalmayayım bari...Kişisel görüşüm,Muhammed'in muhtemelen birkaç yahudi ile hıristiyana ya ticaret ya da başka bir menfaat konusunda kafasının bozulup aklına bu cümlelerin geliverdiğidir,ama orasını geçelim,tartışma zaten o değil. 'Tek güvenilir kaynak kutsal kitaplardır' görüşündesiniz,biliyoruz.Fakat ilk iletinizdeki 'Onu bunu bilmem' ve 'ayete rağmen' ifadeleri bana bir garip geldi.Daha sonra ise Kuran'sızlıktan yakınıyorsunuz.Yanlış anlaşılmaya mı müsait bir durum,yoksa doğru mu anlıyorum,bilemedim.Belki açıklamak istersiniz.Çünkü söz konusu ayetler öyle açık ki pek yorum şansı da bırakmıyor geriye. Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Anlaşılmayacak hiç bir durum yok sayın Hoppa.Mesela siz,kendisine Kuran verilen insansınız,yani siz kendisine Kitap verilen,yani istesenizde istemesenizde Kuran ı okumuş insansınız.Buna karşın Allah a inanmadınız,ahirete inanmadınız,haram kavramı tümden tın şu bu sizin için.İşte size karşı aslında ayetler ortada Evet ayetler ortada ama siz başka bir masal anlatıyorsunuz.Önce dediniz ki Ayette açık ve net şekilde onlara düşman olun denmiyor,diğer ayetlerde bazı imansız Kitap ehli gibi,yani sorunlulara olduğu gibi,cihadda yok ortada,öldürün asın kesin de yok Bende bu dediğinizin tam tersini söyleyen ayeti verdim. Tevbe 29- Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a, ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış oldukları halde elden cizye verecekleri hale gelinceye kadar savaş yapın. Birde şöyle bir cümle kullanmışsınız. Onu bunu bilmem,ben ayete rağmen gerektiği yerde bu insanların kardeşim olduğunu söylerim, Bu ne demektir? Ben allahın emirlerini filan takmam,kafama ne eserse onu yaparım. O zaman buyrun bakalım kuran sizin gibiler için ne diyor ? Ahzâb 36 Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık ******* düşmüş olur. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Eksik kalmayayım bari...Kişisel görüşüm,Muhammed'in muhtemelen birkaç yahudi ile hıristiyana ya ticaret ya da başka bir menfaat konusunda kafasının bozulup aklına bu cümlelerin geliverdiğidir,ama orasını geçelim,tartışma zaten o değil. 'Tek güvenilir kaynak kutsal kitaplardır' görüşündesiniz,biliyoruz.Fakat ilk iletinizdeki 'Onu bunu bilmem' ve 'ayete rağmen' ifadeleri bana bir garip geldi.Daha sonra ise Kuran'sızlıktan yakınıyorsunuz.Yanlış anlaşılmaya mı müsait bir durum,yoksa doğru mu anlıyorum,bilemedim.Belki açıklamak istersiniz.Çünkü söz konusu ayetler öyle açık ki pek yorum şansı da bırakmıyor geriye. Haklısınız,kulak tırmalayan ifadeler kullandığımı ya da çelişik göründüğünü kabul ediyorum,ama onu bunu bilmem den Kutsal Kitaplar dışındaki her kavrama tepkiselliğimi,ayete rağmen derken de tekilden ziyade bütünsellikte Kitapları değerlendirdiğimi kavrayabilirsiniz.Bu ayeti tek başına düşünmek,benim ateistler gibi ayeti anlamlandırmamı sağlar yani kasdettikleri gibi.Ama Kuran da,bir ayete inanıp diğerini hiçe saymak gibi bir kavram,ayetle yasaktır zaten.Yani bir bütün vardır elde,ve o bütünsellikte kendi genelimizi oluşturmak ,bende biraz diğer din kardeşlerime oranla farklı işliyor sanırım.Artık Rabbim ne kadar anlamamı dilerse,Şimdi Mâide(*) Sûresinin 82 . Ayetinde (Ey Muhammed!) İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler ile Allah’a ortak koşanlar olduğunu görürsün. Yine onların iman edenlere sevgi bakımından en yakınının da “Biz hıristiyanlarız” diyenler olduğunu mutlaka görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır. Onlar büyüklük de taslamazlar. Âl-i İmrân(*) Sûresinin 200 . Ayetinde Ey iman edenler! Sabredin. Sabır yarışında düşmanlarınızı geçin. Hazırlıklı ve uyanık olun ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz. Yani sabır kelimesini bu kadar kutsal olarak yineleyen Kitabımda,ha deyince insanları düşman ilan etmek bizlere yakışmaz,olmamalı.Yok mu yapan çok,ama nedenin Kuran olduğu aldatmacası,bana genel kavramda çok hemde çok ters.Çoğu kışkırtıcı fetvasını izlediğim insan gibi,bir çok siyasi kavramdan bahsedip,halkı olabildiğince kıvama getirip,bir surenin bir kısmını bile değil tek bir ayetini araya sıkıştırıp,neler yapabildiklerini çok fazla izlediğimden ,ben ayetleri tek başına değerlendiremem.Anlama ters düşerim,öze ters düşerim.Okuduğum Kurandan,anladığım mantıktan,bütün genellerimden,gözlemlerimden,bir insanın ,bana bu Kitabı 1400 sene anlattıkları kişilikte bir arabın yazdığını ispatlaması sözümona,okuduğum her psikoloji kitabına istinaden imkansız yine aynı çıkarımlarımda.Hem arap,hem erkek,hem bulunduğu koşullar,isterse IQ üstünün üstünü diye sunulsun. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Evet ayetler ortada ama siz başka bir masal anlatıyorsunuz.Önce dediniz ki Bende bu dediğinizin tam tersini söyleyen ayeti verdim. Tevbe 29- Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a, ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış oldukları halde elden cizye verecekleri hale gelinceye kadar savaş yapın. Birde şöyle bir cümle kullanmışsınız. Bu ne demektir? Ben allahın emirlerini filan takmam,kafama ne eserse onu yaparım. O zaman buyrun bakalım kuran sizin gibiler için ne diyor ? Ahzâb 36 Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık ******* düşmüş olur. Sayın Hoppa,demek istediğim Kitap ehli kendi içinde ayrılır,sıfatlar kazanır.Benim hayatımda işlediğim işler ile,sizin hayatınızı işleyişiniz bir değildir,ama ikimizde aynı Kitap ehlinden olabiliriz. Ayetlerin hepsini yeniden inceleyin,zalimlik vasfı kazanan insanları tek tek ayıklayın surelerden,kendisine hidayet geldikten sonra sapanlar,günahını unutanlar,namaz kılıp namazından habersiz olanlar,çekiştirmeyi huy edinenler şu bu .Belki hepsi müslümandır ama hepsi mümin değildir,hepsi kurtulmuş değildir,hepsinin hayatı aktarımları bir değildir,hepsinin ahiret ve Allah kavramını içsel olarak imanla kalben hissetmesi bir değildir.İşte Kuran da ,diğer Kitap ehlinden insanlar da,çeşit çeşit sıfatlarıyla anılırlar.Ve bu sıfatlara göre başlarına gelebilecekler ya da haklarında ki Tanrı gözüyle kavramlar aktarılır.Durduk yere,sadece "hristiyanlar ve yahudiler şudur budur"diye bir ayet bulamazsınız,mutlaka hristiyanlardan şunlar,yahudilerden falanca eylemde olanlar vardır,yani illa bir eylem söz konusudur,ya Muhammed i kendi dinlerine çekmeye çalışanlar ve mücadele verenler,ya ahirete inanmayanlar,ya yeryüzünde fesat çıkaranlar,ya onlardan şu olanlar ,ya onlardan bu olanlar..Yani asla hepsi için düşmanca tutum yoktur,olsa ,onlardan kurtulacak olanlara dair tek bir ayet olmazdı,ama onlardan da kurtulanlar olacaktır. Alıntı
Φ Artropod Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2008 Haklısınız,kulak tırmalayan ifadeler kullandığımı ya da çelişik göründüğünü kabul ediyorum,ama onu bunu bilmem den Kutsal Kitaplar dışındaki her kavrama tepkiselliğimi,ayete rağmen derken de tekilden ziyade bütünsellikte Kitapları değerlendirdiğimi kavrayabilirsiniz.Bu ayeti tek başına düşünmek,benim ateistler gibi ayeti anlamlandırmamı sağlar yani kasdettikleri gibi.Ama Kuran da,bir ayete inanıp diğerini hiçe saymak gibi bir kavram,ayetle yasaktır zaten.Yani bir bütün vardır elde,ve o bütünsellikte kendi genelimizi oluşturmak ,bende biraz diğer din kardeşlerime oranla farklı işliyor sanırım.Artık Rabbim ne kadar anlamamı dilerse O zaman 'ayete rağmen' ifadesini kullanmanızı 'ayetin bir parça olarak ilk bakışta öyle görünmesine rağmen' olarak anlayalım uygunsa. Lakin başka sorunlar da var işin içinde: Maide 51'deki ''...Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır.'' derken buradan tüm yahudi ve hıristiyanlar değil de bir kısmı kastediliyorsa siz neye göre karar vereceksiniz dostluğa?İnsanların üzerinde etiket yok sonuçta,kaldı ki müslümanlar tarih boyunca ister istemez hıristiyanlarla sürekli,son dönemde de yahudilerle savaşmış ve savaşmaktadır. Bu arada,Bakara 122'ye de bakalım: ''Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi ve sizi (bir zamanlar) cümle âleme üstün kılmış olduğumu hatırlayın.'' Diyanet'in sahte kurtarıcı parantezi yine iş başında tabi. Buna ister bütünün içinde ister tek başına bakın,Kuran'a göre,yadsınamayacak bir şekilde,yahudilere öyle ya da böyle,bir zamanlar için geçerli olsun olmasın, Allah nezdinde üstünlük verilmiş olduğu,yani bir ayrım gözetildiği görülüyor.Yani olayın bu yönü Tevrat'dan devşirme. Ama kaçırmayalım,Bakara 106'da da bunların kılıfı önceden hazırdır: ''Biz, bir âyetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturursak (ertelersek) mutlaka daha iyisini veya benzerini getiririz.Bilmez misin ki Allah her şeye kadirdir.'' Ayetlerin hükmü unutturulup ortadan kaldırılabiliyor,ne güzel,değil mi?Bu kitapların bir yerlerinde artık hiçbir hükmü kalmamış ayetler var.Kaçış yolu hazır yani.Bana kalırsa bu yol yol değil,ama ne yaparsınız,40 yaşından sonra da herşey her an akılda tutulamaz ki.Bazen de rüzgar nereden eserse ona göre bakılır duruma,nabza göre şerbet verilir.Olacak o kadar. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2008 Kuran'ın diğer dinlere bakış biçimini daha önce de tartışmıştık. Tek tek ayetlere cımbızlama yapıyorsunuz deniyor. Hayır, bunu dindarlar yapıyor. “Dost” kelimesini öne çıkararak yorum yapıyorlar. “Dost olmamak düşman olmak demek değildir” temasını işliyorlar. Asıl cımbızlama budur. Geneline bakarsak: Bir kere Kuran, ehli kitap dinlerden başka din kabul etmez. Yahudi, Hristiyan ve işte kaldıysa Sabii, İbrahimi filan, onlar da kalmadığına göre sadece ikisi: Hristiyan ve Yahudilerin dışındakilerin hepsi müşriktir İslam nazarında. Budisti, Şintoisti, kim varsa... Müşriklerin ise “lailahe illallah” demedikçe kanları, malları helaldir. İslama göre dünyanın tamamı İslam egemenliğine girmedikçe dur durak yoktur. Ehli kitap da cizye verirse dinlerinde serbesttirler. Onu da “küçülerek” yani İslam'ın üstün, egemen olduğunu kabul ederek, ********** ödeyeceklerdir. Bu olmayacak, çağ dışı anlayış laikliğin en geçerli gerekçesidir. Din, insanlık gündeminden çıkarılması gereken bir olgudur. Kişisel baza indirgenmeli, toplumsal bir iddiası olmamalıdır... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2008 Kuran'ın diğer dinlere bakış biçimini daha önce de tartışmıştık. Tek tek ayetlere cımbızlama yapıyorsunuz deniyor. Hayır, bunu dindarlar yapıyor. “Dost” kelimesini öne çıkararak yorum yapıyorlar. “Dost olmamak düşman olmak demek değildir” temasını işliyorlar. Asıl cımbızlama budur. Geneline bakarsak: Bir kere Kuran, ehli kitap dinlerden başka din kabul etmez. Yahudi, Hristiyan ve işte kaldıysa Sabii, İbrahimi filan, onlar da kalmadığına göre sadece ikisi: Hristiyan ve Yahudilerin dışındakilerin hepsi müşriktir İslam nazarında. Budisti, Şintoisti, kim varsa... Müşriklerin ise “lailahe illallah” demedikçe kanları, malları helaldir. İslama göre dünyanın tamamı İslam egemenliğine girmedikçe dur durak yoktur. Ehli kitap da cizye verirse dinlerinde serbesttirler. Onu da “küçülerek” yani İslam'ın üstün, egemen olduğunu kabul ederek, ********** ödeyeceklerdir. Bu olmayacak, çağ dışı anlayış laikliğin en geçerli gerekçesidir. Din, insanlık gündeminden çıkarılması gereken bir olgudur. Kişisel baza indirgenmeli, toplumsal bir iddiası olmamalıdır... Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2008 O zaman 'ayete rağmen' ifadesini kullanmanızı 'ayetin bir parça olarak ilk bakışta öyle görünmesine rağmen' olarak anlayalım uygunsa. Lakin başka sorunlar da var işin içinde: Maide 51'deki ''...Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır.'' derken buradan tüm yahudi ve hıristiyanlar değil de bir kısmı kastediliyorsa siz neye göre karar vereceksiniz dostluğa?İnsanların üzerinde etiket yok sonuçta,kaldı ki müslümanlar tarih boyunca ister istemez hıristiyanlarla sürekli,son dönemde de yahudilerle savaşmış ve savaşmaktadır. Bu arada,Bakara 122'ye de bakalım: ''Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi ve sizi (bir zamanlar) cümle âleme üstün kılmış olduğumu hatırlayın.'' Diyanet'in sahte kurtarıcı parantezi yine iş başında tabi. Buna ister bütünün içinde ister tek başına bakın,Kuran'a göre,yadsınamayacak bir şekilde,yahudilere öyle ya da böyle,bir zamanlar için geçerli olsun olmasın, Allah nezdinde üstünlük verilmiş olduğu,yani bir ayrım gözetildiği görülüyor.Yani olayın bu yönü Tevrat'dan devşirme. Ama kaçırmayalım,Bakara 106'da da bunların kılıfı önceden hazırdır: ''Biz, bir âyetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturursak (ertelersek) mutlaka daha iyisini veya benzerini getiririz.Bilmez misin ki Allah her şeye kadirdir.'' Ayetlerin hükmü unutturulup ortadan kaldırılabiliyor,ne güzel,değil mi?Bu kitapların bir yerlerinde artık hiçbir hükmü kalmamış ayetler var.Kaçış yolu hazır yani.Bana kalırsa bu yol yol değil,ama ne yaparsınız,40 yaşından sonra da herşey her an akılda tutulamaz ki.Bazen de rüzgar nereden eserse ona göre bakılır duruma,nabza göre şerbet verilir.Olacak o kadar. Yaptığınız daha anlamlı düzeltme için teşekkürler.. İsrailoğulları ile ilgili konuda,ben de diyanetin parantezini temkinle çoğu zaman es geçip(hatta bir çok şahıs ismine dikkat edin meallerde,hiç birinin adı yoktur surenin arapçasında),genel olarak bu zamana kadar da onlarla ilgili üstünlük kavramının geçerliliğini düşünmekteyim.Ayet açık ve net olduğu kadar,İsrailoğullarının ,şu an adeta dünyaya hükmeden bir sistematiği vardır,yani zeka olarak biraz farklı olduklarını düşünüyorum.Tevratla hükmettikleri takdirde,Kitaplarındaki hükümleri hayatlarına aktardıkları oranda,Tanrı tarafından başarı ve destek bulmaları kaçınılmazdır,tam tersi olabileceği kadar.Yani ,onlar üzerinde ki Kitapta bahsi geçen lanetleri okumaya her başlayışımda,resmen tedirgin hissedip okumayı bırakıyorum.Verilen her üst kavramın ,bir o kadar ağır sorumluluğu ve zorluğu vardır.. Bakara 106 ya gelince,bu ayeti sürekli Kuran okuyan kişiler anlayacaktır.Sanırım oturtmak için yaklaşık bi 10 kere Kuran ı okuduğumda kavramına varabilmiştim.Hangi ayet aklımızda ne oranda kalıyor,hangisi unutulup hangi yeni kavram öğretiliyor,hangi ayet ,aynı olmasına karşı,olaylar karşısında daha yeni anlamlar kazanıyor ve eski anlam önemini sanki kaybediyor... dediğim gibi,bu ayet ancak defalarca okunan Kuranın katkısıyla ve yani hayatımıza öğrettikleri ile kavranabilir.Ben bu ayetin ne kadar doğru olduğuna normal de değil,ürperten havasında şahidim kısacası.Bu ayete dayanarakta,"yoksa siz ayetlerin bir kısmına inanıp diğerine inanmıyor musunuz" diyen Rabbime ters hareket etmek,yine hadisler içinde boğulmuş din kardeşlerimin düştüğü bir yanılgıdır bana göre. Alıntı
Φ Artropod Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2008 İsrailoğulları ile ilgili konuda,ben de diyanetin parantezini temkinle çoğu zaman es geçip(hatta bir çok şahıs ismine dikkat edin meallerde,hiç birinin adı yoktur surenin arapçasında),genel olarak bu zamana kadar da onlarla ilgili üstünlük kavramının geçerliliğini düşünmekteyim.Ayet açık ve net olduğu kadar,İsrailoğullarının ,şu an adeta dünyaya hükmeden bir sistematiği vardır,yani zeka olarak biraz farklı olduklarını düşünüyorum.Tevratla hükmettikleri takdirde,Kitaplarındaki hükümleri hayatlarına aktardıkları oranda,Tanrı tarafından başarı ve destek bulmaları kaçınılmazdır,tam tersi olabileceği kadar.Yani ,onlar üzerinde ki Kitapta bahsi geçen lanetleri okumaya her başlayışımda,resmen tedirgin hissedip okumayı bırakıyorum.Verilen her üst kavramın ,bir o kadar ağır sorumluluğu ve zorluğu vardır.. Bu şekilde,yahudilerin üstün kılınıp onlara çeşitli farklı özellikler verilmiş olduğunu ve bunun halen sürdüğünü açıkça kabul ediyorsunuz.Siz de tahmin edersiniz ki,bu görüşlerinizle ünlü bir yazar olsaydınız(forumda bunca zamandır fikir üretiyor ve savunuyor olmak da çok önemli bir özelliktir tabi bu arada) ülkemizin bazı bölgelerinde ve başta Filistin olmak üzere müslüman çoğunluğun yaşadığı birçok ülkede çok da güvenli bir hayatınız olmayabilirdi. Bir muamma olmaktan kurtulamayan bir durum,aslında musevilerin kesinlikle Kuran'ı ve Muhammed'i halen kabul etmiyor oluşları değil midir?Oysa,Allah onlara üstünlük verirken bunun böyle olacağını bilmiyor muydu? Öyle ki,Yahudi ırkından olmak ile musevi olmak tamamen aynılaştırılmış,böyle bir düşünceye düşülmüştür tarih boyunca.Yani,bir insan yahudi olarak doğuyorsa mı doğuştan özellikli ve üstündür,yoksa Rabbinin varlığına inanan bir Yahudi mi üstündür size ve islami anlayışınıza göre?Ayrıca,tamam edilmiş dinin son derecesi Kuran ise,neden size göre müslümanlar diğer ümmetlerin(tabi ki Yahudiler gibi bir ırk bazında değil,ümmet olarak) hepsinden üstün olamasın ki? Maide 64'e göre: ''Yahudiler, "Allah'ın eli çok sıkıdır" dediler. Söyledikleri söz sebebiyle onların elleri bağlansın ve lanete uğrasınlar! Aksine Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onların çoğunun azgınlığını ve küfrünü azdırıyor. Biz, onların aralarına tâ kıyamete kadar düşmanlık ve kin atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa, Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar. Şüphesiz Allah bozguncuları sevmez.'' Bu ayet sizi ürpertenlerden biri olabilir belki. Buradan benim çıkardığım anlam,Yahudiler'in bir üstün kılınıp bir lanetlendikleri,sanki işlerin bir garip yürüdüğü.Sizin yorumunuz,yahudilerin sorumluluklarını taşıyamadıkları yönünde.Ama lanetlenebilen bir ulus aynı zamanda nasıl bir üstünlüğe sahip olabilir? Bakara 106 ya gelince,bu ayeti sürekli Kuran okuyan kişiler anlayacaktır.Sanırım oturtmak için yaklaşık bi 10 kere Kuran ı okuduğumda kavramına varabilmiştim.Hangi ayet aklımızda ne oranda kalıyor,hangisi unutulup hangi yeni kavram öğretiliyor,hangi ayet ,aynı olmasına karşı,olaylar karşısında daha yeni anlamlar kazanıyor ve eski anlam önemini sanki kaybediyor... dediğim gibi,bu ayet ancak defalarca okunan Kuranın katkısıyla ve yani hayatımıza öğrettikleri ile kavranabilir.Ben bu ayetin ne kadar doğru olduğuna normal de değil,ürperten havasında şahidim kısacası.Bu ayete dayanarakta,"yoksa siz ayetlerin bir kısmına inanıp diğerine inanmıyor musunuz" diyen Rabbime ters hareket etmek,yine hadisler içinde boğulmuş din kardeşlerimin düştüğü bir yanılgıdır bana göre. Benim merak ettiğim,Kuran'da hükmü kalkmış ayetlerin olduğu kabul görülüp incelenir,fakat Tevrat ve İnciller'de (Eski Ahitler,Yeni Ahitler,Süleyman'ın Meselleri,Mezmurlar vs.) hangi hükmün yerine ne geldiği,kimin kimden üstün olduğu gibi konuların bu müthiş karışık durumları karşısında hiç ürpermiyor musunuz?Size bu kitaplar da Allah'dan geldiklerine şüphe duymadan okunacak ve ürperti verecek kitaplar olarak mı görünüyor?Hangi hüküm kalkmış,hangisi unutturulmuş,hangisi gelmiş,neymiş ne değilmiş meselelerini Allah'a havale edip,akıl ve sağduyuya değil,hislere ve Allah'ın sizin bunları anlamanızı isteyip istememesine bırakıyorsunuz gibi görünüyor. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2008 Bu şekilde,yahudilerin üstün kılınıp onlara çeşitli farklı özellikler verilmiş olduğunu ve bunun halen sürdüğünü açıkça kabul ediyorsunuz.Siz de tahmin edersiniz ki,bu görüşlerinizle ünlü bir yazar olsaydınız(forumda bunca zamandır fikir üretiyor ve savunuyor olmak da çok önemli bir özelliktir tabi bu arada) ülkemizin bazı bölgelerinde ve başta Filistin olmak üzere müslüman çoğunluğun yaşadığı birçok ülkede çok da güvenli bir hayatınız olmayabilirdi. Bir muamma olmaktan kurtulamayan bir durum,aslında musevilerin kesinlikle Kuran'ı ve Muhammed'i halen kabul etmiyor oluşları değil midir?Oysa,Allah onlara üstünlük verirken bunun böyle olacağını bilmiyor muydu? Öyle ki,Yahudi ırkından olmak ile musevi olmak tamamen aynılaştırılmış,böyle bir düşünceye düşülmüştür tarih boyunca.Yani,bir insan yahudi olarak doğuyorsa mı doğuştan özellikli ve üstündür,yoksa Rabbinin varlığına inanan bir Yahudi mi üstündür size ve islami anlayışınıza göre?Ayrıca,tamam edilmiş dinin son derecesi Kuran ise,neden size göre müslümanlar diğer ümmetlerin(tabi ki Yahudiler gibi bir ırk bazında değil,ümmet olarak) hepsinden üstün olamasın ki? Güvenli bir hayat,zaten bizler için sözkonusu olamaz sayın Artropod. Eğer bir gün ,bir zamanlar çokları gibi, beni de ,dindar geçinen bir kesim susturmaya kalkarsa,hatta işkenceler çektirtilerek öldürülürsem falan,ben sanırım o gün,az biraz doğru bir yol üzerine olduğuma daha bir ümitle iman ederim."Senin uğruna hergün öldürülüyoruz,kasaplık koyunlar sayılmışız".Bence yeterli bir ayet. Üstünlük konusunda,neyin nasıl olduğunu izah edemem belki,(Âl-i İmrân(*) Sûresinin 66 . Ayetinde İşte siz böyle kimselersiniz! Diyelim ki biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız. Ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz. ) bilmediğim konuda "Allah katında bu şudur,şu budur"diyemem asla.Ama Kitaplar bildirir ki, Kitabına uymayan doğru bir yol üzerine değildir.Yani önce iman gerekir,sonra imanla aklanabilmek için Kitaplarımızı hayatımıza uygulamak gerekir.Tevrat ı uygulayan,Tevratta ki sözlerin dışına çıkmayan insan,çok ama çok zor bir kavramı,hatta İncil ehline göre,yerine getirilmesi imkansız bir kavramı yerine getirmiş olur ki,gelsin de o adam üstün olmasın.Onlar cennette öncü giderler.Tabi Kitabına uymayan ve Kuranda anlatılan halleri gerçekleştiren Yahudilerin,yine ön saflarda cehenneme sürüleceği gibi. Bakara(*) Sûresinin 111 . Ayetinde Bir de; “Yahudi ve Hıristiyanlardan başkası Cennet’e girmeyecek” dediler. Bu, onların kuruntuları! De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz (iddianızı ispat edecek) delilinizi getirin.” Bakara(*) Sûresinin 113 . Ayetinde Yahudiler, “Hıristiyanlar bir temel üzerinde değiller” dediler. Hıristiyanlar da, “Yahudiler bir temel üzerinde değiller” dediler. Oysa hepsi Kitab’ı24 okuyorlar.(Kitab'ı) bilmeyenler de tıpkı bunların söyledikleri gibi demişti. Artık onların aralarında uyuşamadıkları davada, hükmü Allah verecektir. Bakın bu iki ayete ve şu anki müslüman alem ne yapıyor bi de onlara bakın,her yerde bizimkiler,bizlerden başka cennete giden olmayacak fetvası veriyorlar,hem de Kuran ı açık ve net hiçe sayarak. Mâide(*) Sûresinin 69 . Ayetinde Şüphesiz inananlar (müslümanlar) ile Yahudiler, Sabiîler ve Hıristiyanlardan (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için hiçbir korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir.) Bakara(*) Sûresinin 135 . Ayetinde (Yahudiler) “Yahudi olun" ve (Hıristiyanlar da) "Hıristiyan olun ki doğru yolu bulasınız” dediler. De ki: “Hayır, hakka yönelen İbrahim’in dinine uyarız. O, Allah’a ortak koşanlardan değildi.” Hakka yönelen ve O na ortak koşmayan din,yani İslam temeli,yani aslında diğer Kitap Ehlinin Kitaplarında yazılı olan anlatılan İbrahim in halleri.Her Kitap Ehlinin paylaşamadığı Peygamber. Maide 64'e göre:''Yahudiler, "Allah'ın eli çok sıkıdır" dediler. Söyledikleri söz sebebiyle onların elleri bağlansın ve lanete uğrasınlar! Aksine Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onların çoğunun azgınlığını ve küfrünü azdırıyor. Biz, onların aralarına tâ kıyamete kadar düşmanlık ve kin atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa, Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar. Şüphesiz Allah bozguncuları sevmez.'' Bu ayet sizi ürpertenlerden biri olabilir belki. Buradan benim çıkardığım anlam,Yahudiler'in bir üstün kılınıp bir lanetlendikleri,sanki işlerin bir garip yürüdüğü.Sizin yorumunuz,yahudilerin sorumluluklarını taşıyamadıkları yönünde.Ama lanetlenebilen bir ulus aynı zamanda nasıl bir üstünlüğe sahip olabilir? Çünkü üstünlük bizler arasında üstünlük kavramıdır,Allah a karşı üstünlük taslama değildir.Üstün kılınan bir ulusun,Allah ın emirlerine diklenecek ya da hiçe sayacak kadar kendini üstün algılamaya başlaması,neden bir lanet i beraberinde getirmesin?Daha da geriye gidelim,Rabbim, meleklerine secde ettirecek insanı yaratıp ,neden onu kovulmuşlardan eylesin. Benim merak ettiğim,Kuran'da hükmü kalkmış ayetlerin olduğu kabul görülüp incelenir,fakat Tevrat ve İnciller'de (Eski Ahitler,Yeni Ahitler,Süleyman'ın Meselleri,Mezmurlar vs.) hangi hükmün yerine ne geldiği,kimin kimden üstün olduğu gibi konuların bu müthiş karışık durumları karşısında hiç ürpermiyor musunuz?Size bu kitaplar da Allah'dan geldiklerine şüphe duymadan okunacak ve ürperti verecek kitaplar olarak mı görünüyor?Hangi hüküm kalkmış,hangisi unutturulmuş,hangisi gelmiş,neymiş ne değilmiş meselelerini Allah'a havale edip,akıl ve sağduyuya değil,hislere ve Allah'ın sizin bunları anlamanızı isteyip istememesine bırakıyorsunuz gibi görünüyor. Hükmü kalkmış ayetlere şu bu insan değil ,Allah karar verir.Yani Allah,bunu kuluna olması gerektiği gibi öğretir,yani Allah ayetin hükmünü kaldırır,kul değil,Allah unutturur,kul değil.Bu anlamda her Kitapta elbette ürperti verecek ,Allahtan gelmiş Kitaplar olarak görünüyor,elbette ben Allahın Kitapları arasında ayrım yapmam.. Üzerine düştüğüm,bir çaba sarfettiğim ve Allahıma güvendiğim sürece,elbette ben Allah a bırakıyorum ne anlamımı isteyip istemediği olgusunu.Ben bişey bilmiyorum,Allah ne öğrenmemi istiyorsa,nasıl öğrenmemi istiyorsa sadece onu biliyorum ,ne kadar anlamamı nasip ederse o kadarını anlayabiliyorum.Bunun için olacak ki,"ne kadar az düşünüyorsunuz "diyen,bunların yolunu düşenmekten açıyor öncelikle..Önce iman ve çaba ki bu bile Allahtan,sonra bilgi ki ,elbette o da Allahtan. Alıntı
Φ Artropod Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 17 Haziran , 2008 Güvenli bir hayat,zaten bizler için sözkonusu olamaz sayın Artropod. Eğer bir gün ,bir zamanlar çokları gibi, beni de ,dindar geçinen bir kesim susturmaya kalkarsa,hatta işkenceler çektirtilerek öldürülürsem falan,ben sanırım o gün,az biraz doğru bir yol üzerine olduğuma daha bir ümitle iman ederim."Senin uğruna hergün öldürülüyoruz,kasaplık koyunlar sayılmışız".Bence yeterli bir ayet. Onun uğruna öldürülenler yine onun uğruna öldürenlerce öldürülmüyor mu?Öyle ki tarihte uluslar bile esasen din ve mezhep farkı üzerine şekillenmiştir.İnsanları birbirine sokmada hiçbir şey Tanrı inancı kadar başarılı olamamıştır. Üstünlük konusunda,neyin nasıl olduğunu izah edemem belki,(Âl-i İmrân(*) Sûresinin 66 . Ayetinde İşte siz böyle kimselersiniz! Diyelim ki biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız. Ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz. ) bilmediğim konuda "Allah katında bu şudur,şu budur"diyemem asla.Ama Kitaplar bildirir ki, Kitabına uymayan doğru bir yol üzerine değildir.Yani önce iman gerekir,sonra imanla aklanabilmek için Kitaplarımızı hayatımıza uygulamak gerekir.Tevrat ı uygulayan,Tevratta ki sözlerin dışına çıkmayan insan,çok ama çok zor bir kavramı,hatta İncil ehline göre,yerine getirilmesi imkansız bir kavramı yerine getirmiş olur ki,gelsin de o adam üstün olmasın.Onlar cennette öncü giderler.Tabi Kitabına uymayan ve Kuranda anlatılan halleri gerçekleştiren Yahudilerin,yine ön saflarda cehenneme sürüleceği gibi. Şimdi,Allah Kuran'ı Araplar'a indiriyor,önceden İncil'i hıristiyanlara,Tevrat'ı Yahudiler'e.E bu kitaplar tahrif edilmediyse,onlara tamamen uyanlar Cennet'e gidebiliyorduysa,ne diye aynı coğrafyadaki bu insanlara sadece Tevrat'ı göndermiş olmakla yetinmemiş Tanrı?Yazık değil mi?Koskoca Güney Amerika,Afrika,Uzakdoğu'ya gökten kitap inmiyor da,birbirini yiyen yahudiler,hıristiyanlar,müslümanlar her biri ellerinde birer kitap,savaşıp duruyorlar.Allah'ın zeka düzeyi ile ilgili bir durumsa doğru,insan bu zeka düzeyine pek erişemez. Bakın bu iki ayete ve şu anki müslüman alem ne yapıyor bi de onlara bakın,her yerde bizimkiler,bizlerden başka cennete giden olmayacak fetvası veriyorlar,hem de Kuran ı açık ve net hiçe sayarak.Mâide(*) Sûresinin 69 . Ayetinde Şüphesiz inananlar (müslümanlar) ile Yahudiler, Sabiîler ve Hıristiyanlardan (her bir grubun kendi şeriatında) ?Allah?a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için hiçbir korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır? (diye hükmedilmiştir.) Zamanında Yahudiler asırların verdiği eziklikle kendilerini yazdıkları kitapta üstün ilan etmişler,hınçlarını Musa'da somutlaştırıp,üstüne üstlük bir de dünyayı ele geçirmeye and içmişler.Bu adamlar açık açık Musa'dan sonra peygamber kabul etmiyorlar sayın ftoyd.Ediyorlarsa,bu konuda bildikleriniz varsa lütfen yazın.Muhammed'i kabul etmeyen,ağzından Allah sözcüğü çıkmamış ''La ilahe illallah.'' dememiş biri nasıl oluyor da cennete gidiyor?Herhangi biri de sonradan Musa'yı kabul edip İsa'yı Muhammed'i etmezse,ama Tevrat'a uyarsa cennete gidebiliyor mu yani? Bakara(*) Sûresinin 135 . Ayetinde (Yahudiler) ?Yahudi olun" ve (Hıristiyanlar da) "Hıristiyan olun ki doğru yolu bulasınız? dediler. De ki: ?Hayır, hakka yönelen İbrahim?in dinine uyarız. O, Allah?a ortak koşanlardan değildi.? Üçlemeyi,İsa'nın Tanrı'nın oğlu olduğunu kesin bir şekilde reddeden bir İncil biliyorsanız lütfen yazınız,inceleyelim. Çünkü üstünlük bizler arasında üstünlük kavramıdır,Allah a karşı üstünlük taslama değildir.Üstün kılınan bir ulusun,Allah ın emirlerine diklenecek ya da hiçe sayacak kadar kendini üstün algılamaya başlaması,neden bir lanet i beraberinde getirmesin?Daha da geriye gidelim,Rabbim, meleklerine secde ettirecek insanı yaratıp ,neden onu kovulmuşlardan eylesin. Bildiğim kadarıyla üstünlük taslayan Adem değil,İblis idi.Bakın,Allah güya önce üstün kılıyor,sonra lanetliyor,bozgunculuğa koşuyorlar diyor.Resmen geleceği bilmiyor.Bunun açıklanacak herhangi bir tarafı yok ne yazık ki.Bir de bu yahudiler Musa'dan sonra mı üstün kılınıyorlar?Çünkü tarihleri kölelikle geçmiş,Allah pek yüzlerine bakmamış uzun süre. Hükmü kalkmış ayetlere şu bu insan değil ,Allah karar verir.Yani Allah,bunu kuluna olması gerektiği gibi öğretir,yani Allah ayetin hükmünü kaldırır,kul değil,Allah unutturur,kul değil.Bu anlamda her Kitapta elbette ürperti verecek ,Allahtan gelmiş Kitaplar olarak görünüyor,elbette ben Allahın Kitapları arasında ayrım yapmam.. Üzerine düştüğüm,bir çaba sarfettiğim ve Allahıma güvendiğim sürece,elbette ben Allah a bırakıyorum ne anlamımı isteyip istemediği olgusunu.Ben bişey bilmiyorum,Allah ne öğrenmemi istiyorsa,nasıl öğrenmemi istiyorsa sadece onu biliyorum ,ne kadar anlamamı nasip ederse o kadarını anlayabiliyorum.Bunun için olacak ki,"ne kadar az düşünüyorsunuz "diyen,bunların yolunu düşenmekten açıyor öncelikle..Önce iman ve çaba ki bu bile Allahtan,sonra bilgi ki ,elbette o da Allahtan. Bu düşünceye göre önce ''Hiç düşünmez misiniz?'' sonra ''İstediğiniz kadar düşünün,anahtarı bendedir.Ben ne istersem o.'' Ortada bir gerçek varsa,zaten Kuran'ın ve diğer kitapların hükümlerinin peygamberlik iddiasındaki kişilerin ölmesiyle gerçek anlamda ortadan kalktığıdır.Geriye ellerinde bu kitapların kopyalarıyla birbirine giren,hiziplere ayrılan yığınlar kalmış.Acı gerçek budur.Sizin kendi halinizde düzgün ve yardımsever,sevgi dolu bir yaşam sürme çabanız kendi özel ahlakınız ve vicdanınızın gücüdür.O kitapları hiç okumasanız da iyiliksever biri olarak yaşayacaktınız.Zira dinin asıl etkisi ve buzdağının altında kalan kısmı toplumlarda ve birbirine olan kinlerde kendini gösterir.Bireysel olarak siz kendi mayanızdaki iyiliği atfedecek bir yer olarak dini seçmişsiniz.Oysa o dinden kaynaklanmamaktadır.Kendi özünüze ve vicdanınıza Tanrı adını veriyor olmanız büyük ihtimal.Bunu da ancak din ve kitaplarla kendinize açıklayabilmiş olmalısınız. Saygılar... Alıntı
Φ adımrecep Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2008 Onu bunu bilmem,ben ayete rağmen gerektiği yerde bu insanların kardeşim olduğunu söylerim,bizler dinde henüz kardeş olmasakta. ...o zaman çok tehlikeli bir şey söylemiş olursunuz:: ne demek ''ayete ragmen ben bildigimi okurum'', böyle bir mümin mantıgı olmaz.. Kur'an'i kavramlara daha dikkatli bakmamız lazımdır.. kendi kullandıgımız kavramların ne anlama geldiginide iyi bilmemiz, dikkat etmemeiz gerekir.. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2008 ...o zaman çok tehlikeli bir şey söylemiş olursunuz:: ne demek ''ayete ragmen ben bildigimi okurum'', böyle bir mümin mantıgı olmaz.. Kur'an'i kavramlara daha dikkatli bakmamız lazımdır.. kendi kullandıgımız kavramların ne anlama geldiginide iyi bilmemiz, dikkat etmemeiz gerekir.. Bunun açıklamasını yaptık,diğer arkadaşımızda desteğiiyle, daha güzeli ile,ne demek istediğimi uygun cümlelerle aktardı.Devamında ki yazıları okumamışsınız anlaşılan.. Alıntı
Φ adımrecep Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2008 Bunun açıklamasını yaptık,diğer arkadaşımızda desteğiiyle, daha güzeli ile,ne demek istediğimi uygun cümlelerle aktardı.Devamında ki yazıları okumamışsınız anlaşılan.. yani ''ayete ragmen'' sözünün kesin yanlışlıgını fark ettiniz.. bu çok önemli bir şey..(verdiginiz cevap ise, mevzu bahis bile etmiyorum, yanlış anlamayın ama gri diye bişi yoktur) ha ayete ragmen demişsin, ha da kur'an'a ragmen.. özür dilemeci müslüman tavrından uzak olmak lazımdır.. izzet ve şeref ancak müslümanlarındır.. kur'an'da bulursunuz bu ayeti.. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2008 yani ''ayete ragmen'' sözünün kesin yanlışlıgını fark ettiniz.. bu çok önemli bir şey..(verdiginiz cevap ise, mevzu bahis bile etmiyorum, yanlış anlamayın ama gri diye bişi yoktur) ha ayete ragmen demişsin, ha da kur'an'a ragmen.. özür dilemeci müslüman tavrından uzak olmak lazımdır.. izzet ve şeref ancak müslümanlarındır.. kur'an'da bulursunuz bu ayeti.. Bu kelimeyi Kuran da bulamayacağımdan emin olduğumdan araştırıp ayetler buldum,şeref üzerine.Tavsiye ederim ,neyi,Kuran okumanızı.. Nisâ(*) Sûresinin 139 . Ayetinde Onlar, mü’minleri bırakıp kafirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Halbuki bütün izzet ve şeref Allah’a aittir. Enbiyâ Sûresinin 10 . Ayetinde Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? Fâtır Sûresinin 10 . Ayetinde Her kim şan ve şeref istiyorsa bilsin ki, şan ve şeref bütünüyle Allah’a aittir. Güzel sözler ancak ona yükselir. Salih ameli de güzel sözler yükseltir.1 Kötülükleri tuzak yapanlar var ya, onlar için çetin bir azap vardır. İşte onların tuzağı boşa çıkar. Sâffât Sûresinin 180 . Ayetinde Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. Sâd Sûresinin 82,83 . Ayetinde İblis, “Senin şerefine andolsun ki, içlerinden ihlâslı kulların hariç, elbette onların hepsini azdıracağım” dedi. Zuhruf Sûresinin 44 . Ayetinde Şüphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz. Duhân Sûresinin 49 . Ayetinde (Deyin ki:) “Tat bakalım! Hani sen güçlüydün, şerefliydin!?” Bence fark var,sizce? Ayrıca insanım robot değil,özür dilemem gerekirse dilerim.Bu beni özürdilemeci,sanki sürekli özür modunda bir insan yapmaz.Tam tersine genelde zor özür dilerim,dilemem gerektiği noktada da gocunmadan dilerim.Yeterki idrak edeyim.Kulum ben kul,haşa üst bir insan falan değilim öyle mükemmel. Alıntı
Φ adımrecep Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2008 Bu kelimeyi Kuran da bulamayacağımdan emin olduğumdan araştırıp ayetler buldum,şeref üzerine.Tavsiye ederim ,neyi,Kuran okumanızı.. Nisâ(*) Sûresinin 139 . Ayetinde Onlar, mü’minleri bırakıp kafirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Halbuki bütün izzet ve şeref Allah’a aittir. Enbiyâ Sûresinin 10 . Ayetinde Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? Fâtır Sûresinin 10 . Ayetinde Her kim şan ve şeref istiyorsa bilsin ki, şan ve şeref bütünüyle Allah’a aittir. Güzel sözler ancak ona yükselir. Salih ameli de güzel sözler yükseltir.1 Kötülükleri tuzak yapanlar var ya, onlar için çetin bir azap vardır. İşte onların tuzağı boşa çıkar. Sâffât Sûresinin 180 . Ayetinde Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. Sâd Sûresinin 82,83 . Ayetinde İblis, “Senin şerefine andolsun ki, içlerinden ihlâslı kulların hariç, elbette onların hepsini azdıracağım” dedi. Zuhruf Sûresinin 44 . Ayetinde Şüphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz. Duhân Sûresinin 49 . Ayetinde (Deyin ki:) “Tat bakalım! Hani sen güçlüydün, şerefliydin!?” Bence fark var,sizce? Ayrıca insanım robot değil,özür dilemem gerekirse dilerim.Bu beni özürdilemeci,sanki sürekli özür modunda bir insan yapmaz.Tam tersine genelde zor özür dilerim,dilemem gerektiği noktada da gocunmadan dilerim.Yeterki idrak edeyim.Kulum ben kul,haşa üst bir insan falan değilim öyle mükemmel. anlamadım, yani ayetlerde ne anlatmak istediniz? ben aksini mi söyledim? izzet ve şerefin müslümanlarda oldugunu söylemiştim. Allah'ın yanına gelmek ile, Allah'ın ipine sarılmak ile, Hizbullah olmak ile izzet ve şerefe sadece müslümanlar sahip olacak demek istemiştim.yani izzet ve şeref başka hiç bir yerde bulunmaz müminler için. benim anlamadıgım Kur'an okuma tavsiyesini neden yaptıgınız? güzel bir tavsiye şüphesiz ama tam olarak ne demek istediniz, bunu anlayamadım, kusura kalmayın ama biraz daha açarsanız... Onlar, "Andolsun, eğer Medine'ye dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır" diyorlardı. Halbuki asıl üstünlük, ancak Allah'ın, Peygamberinin ve mü'minlerindir. Fakat münafıklar (bunu) bilmezler. munafıkun 8.. üstün olan müminlerdir... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2008 İşte o ayetler:... Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar... Eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır. BAKARA (120) EY inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. MAİDE (51) ________________________________________________________ AKP’nin kotarmaya çalıştığı ‘ılımlı İslam’ modelinin, Yahudi ve Hristiyanları dost edinmemeyi emreden Bakara ile Maide surelerini nasıl aşacağı (!) merak konusu...________________________________________________________ “Ey iman edenler, adaleti ayakta tutarak Allah için şahitlik edenlerden olun. Kendinizin ana ve babanızın aleyhinde bile olsa (şahidlik ettiğiniz kimseler) zengin veya fakirde olsalar adaletten ayrılmayın. Çünkü Allah ikisine de daha yakındır. Adaleti yerine getirebilmek için hevâ ve hevesinize uymayın. Eğer eğri davranır veya yüz çevirirseniz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (En-Nisa; 4/135) İslam, İslamdır,merak edilirse kaynağına başvurulur.. Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2008 anlamadım, yani ayetlerde ne anlatmak istediniz? ben aksini mi söyledim? izzet ve şerefin müslümanlarda oldugunu söylemiştim. Allah'ın yanına gelmek ile, Allah'ın ipine sarılmak ile, Hizbullah olmak ile izzet ve şerefe sadece müslümanlar sahip olacak demek istemiştim.yani izzet ve şeref başka hiç bir yerde bulunmaz müminler için. benim anlamadıgım Kur'an okuma tavsiyesini neden yaptıgınız? güzel bir tavsiye şüphesiz ama tam olarak ne demek istediniz, bunu anlayamadım, kusura kalmayın ama biraz daha açarsanız... Onlar, "Andolsun, eğer Medine'ye dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır" diyorlardı. Halbuki asıl üstünlük, ancak Allah'ın, Peygamberinin ve mü'minlerindir. Fakat münafıklar (bunu) bilmezler. munafıkun 8.. üstün olan müminlerdir... Sayın adımrecep senin ve Sayın ftoyd'la olan karşılıklı yazışmanız hususunda ikinizin de affına sığınarak gördüğüm bir yanlışla ilgili birkaç naçizane cümle sarfetmek istiyorum.Yazılarınızdan hareketle ikinizde mümin insanlarsınız yanlış mı düşünüyorum?Yanlış anlaşılmalardan dolayı konunun özünden çıktığını muhabbetinizin farklı bir zemine kaydığını görüyorum.Bir kardeşiniz olarak bu şekildeki bir tartışma zemininin mümine uygun olmadığını düşünüyorum.Hangi inançta olursa olsun aynı inançtan da olsak karşımızdaki insanın düşüncesini doğru anlayarak,katı yargılamalardan uzak durarak,hoşgörü,saygı zemininde muhabbetimizi devam ettirirsek makbul olanı ve güzelliklere vesile olanı yapmış olacağımızı naçizane düşünüyorum.Muhabbetinize katılmamdan dolayı rahatsız olursanız şimdiden özür dilerim... MUHABBETLE... Alıntı
Φ adımrecep Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2008 karşımızdaki insanın düşüncesini doğru anlayarak,katı yargılamalardan uzak durarak,hoşgörü,saygı zemininde muhabbetimizi devam ettirirsek makbul olanı ve güzelliklere vesile olanı yapmış olacağımızı naçizane düşünüyorum.Muhabbetinize katılmamdan dolayı rahatsız olursanız şimdiden özür dilerim... MUHABBETLE... ilgine teşekkürler ama dostum ben yanlış bir şey göremedim. anlamaya çalışmak, sadece bu her münazarada oldugu gibi hadiseler yani sadece arkadaşın tam olarak ne demek istedigini anlayamadım... hoşgörürüz bir durum göremiyorum rica ederim.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.