Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

MUHAMMED GERÇEĞİ .............


Yayamaz Kayımca

Önerilen İletiler

Bu ayetleri açıklarsanız çok sevineceğim :)

 

 

Sayin Mavi, genellikle benim (haddime duserse) tavsiyem kendi akliniza guvenin derim Kurani okurken. Yalniz kendi akliniza!

 

Ve sunu okuyun (33:53)

 

Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber'in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber'i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz ,hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah'ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikahlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu Allah katında büyük bir günahtır. (33:53)

 

Muhammedin evine gelen misafirler, yemek yiyip, çok sohbet ediyorlar, Muhammedin keyfini bozuyorlar. çabuk gitmiyorlar. Allah bu ayeti gonderiyor bu misafirlere. Enteresan degilmi? Allah bu ayette, Muhammedin sekreteri olmuş! Ama siz kendiniz karar verin buna!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslam, cariyeliğin hiçbir şekline rıza göstermez ve meşru bir nikaha dayanmadıkça bir erkek ile kadın arasındaki her tür cinsel ilişkiyi kesinlikle yasaklar. Bu konuda "özgür" bir kadın ile köle arasındaki tek fark, birincisinin kocasından mehir talep edebilmesine karşılık, meşru yollarla sahip olduğu kölesi (lafzen, "sağ elinin sahip oldukları") ile, yani inancın ve özgürlüğün savunulması için yürütülen "Kutsal Savaş"ta (cihâd) esir alınan bir kadın ile evlenen kişinin böyle bir mükellefiyetinin olmamasıdır: çünkü bu durumda köle kadının evlenme yoluyla özgürlüğünü elde etmesi, mehire denk bir bedel olarak görülmektedir.

 

 

"Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın.2 Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur. "(4:3)

 

Peki bu nedir?

 

Siz Diyanet mealinden dahami iyi biliyorsunuz?

 

Ayni ayet Ingilizcede (Yusuf Ali tarafindan tercume edilmis)

 

"If ye fear that ye shall not be able to deal justly with the orphans, marry women of your choice, two or three or four; but if ye fear that ye shall not be able to deal justly (with them), then only one, or (a captive) that your right hands possess, that will be more suitable, to prevent you from doing injustice." (4:3)

 

 

Siz Yusuf Aliden daha mi iyi biliyorsunuz? Yusuf Ali nin kim oldugunu google edebilirsiniz

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Sarigol, Siz daha da acikladıgınızı zannetiginiz ayetler benim dusuncelerime destek veriyor. Haydi biraz Kuranı beraber okuyalım. (Ben "Diyanet" mealini kullaniyorum).

 

Muhammede zamaninda ona "deli" dediler. Muhammed bir cevap verdi bu ayette:

 

Onlar düşünmediler mi ki (çok iyi tanıdıkları, kendileriyle içiçe yaşamış olan) arkadaşlarında (Peygamber'de) delilikten eser yoktur. O ancak apaçık bir uyarıcıdır. (7:184)

 

veya bu ayetle;

(Ey Kureyşliler!) Sizin arkadaşınız (Muhammed) bir deli değildir. (81:22)

 

Ona şair dediler, Muhammed bu ayetle cevap verdi;

 

"Biz, deli bir şair için ilahlarımızı mı terk edeceğiz?" diyorlardı. (37:36)

 

 

Ona Muhammed hep başka biri ogretiyor dediler, Muhammed bu ayetle cevap verdi;

 

Andolsunki biz onların, "Kur'an'ı ona bir insan öğretiyor" dediklerini biliyoruz. İma ettikleri kimsenin dili yabancıdır. Bu Kur'an ise gayet açık bir Arapça'dır. (16:103)

 

Kuran, incilden kopya çekilmemiş diger sayfalari Muhammede olan hakaretlere, suçlamalara "karşılık vermek" "cevap vermek"le doldurmuş. Sizin herşeyi yaratan olarak inandığınız ALLAH, 7inci asırdaki araplarla bu şekildeki sozlerle gidip gelip münakaşamı etmis?

 

suheyla...

Size cevap yazmak yerine,şu öneriyi yapmak durumundayım,müsade edersen. Bir kere Ayetlerin bağlamını atlayıp kişisel yorumunu eklemek (cımbızlama) ve şu yazın (Ona Muhammed hep başka biri ogretiyor dediler, Muhammed bu ayetle cevap verdi;) yazmaklada tartışmayı şirazesinden çıkarıyorsun, İslama,dolayısı ile Müslümanlara karşı olman (ailenin Müslüman olduğunada inanmıyorum) objektif olmanı engellememeli,doğrusuda bu ve lütfen "SİYAK,SİBAK" koşuluna önem ver ve Yine şu yazdığın (Kuran, incilden kopya çekilmemiş diger sayfalari) bazı şeylerin farkında olmadığını gösteriyor.

 

Saygılarımı sunarım...

 

Bismillahirahmanirrahim.

 

Elhamdü lillâhi rabbil'âlemîn. Errahmânirrahîm. Mâliki yevmiddîn. Iyyâke na'büdü ve iyyâke nesta'în. Ihdinas-sirâtal müstakîm. Sirâtallezîne en'amte aleyhim gayrilmagdûbi aleyhim ve leddâllîn.

(Amin)

 

1- Hamd Alemlerin Rabbinedir. 2- Rahman ve Rahimdir. 3- Din gününün malikidir. 4- Biz yalnızca Sana ibadet eder ve yalnızca Senden yardım dileriz. 5- Bizi doğru yola ilet. 6- Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna. 7- Gazaba uğrayanların ve sapmışlarınkine değil.

 

:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Siz Yusuf Aliden daha mi iyi biliyorsunuz? Yusuf Ali nin kim oldugunu google edebilirsiniz

 

"Onlara adil bir tarafsızlıkla muamele edemeyeceğinizden korkarsanız, o zaman [sadece] bir tane ile [evlenin]" hükmü ile öylesine sınırlandırılmıştır ki böylesi çok evlilikten yalnızca çok istisnaî durumlarda ve istisnaî şartlar altında söz edilebilir. Açıktır ki "ikisi, üçü veya dördü (ile); ama ... korkarsanız" ibaresi, hem cümlenin ilk bölümünde değinilen hür kadınlar, hem de esirler -çünkü bu her iki isim de "evlenin" emir-fiili ile bağlantılı olarak kullanılmaktadırr. Böylece cümlenin tümü şu anlama gelir: "Size helal olan [diğer] kadınlar arasından veya meşru şekilde sahibi olduklarınız [arasın]dan biri ile evlenin; [hatta] ikisi, üçü ya da dördü [ile]. Ama onlara adil bir tarafsızlıkla muamele edemeyeceğinizden korkarsanız, [sadece] bir tane [ile]". Bununla, kadınların hür mü yoksa menşe itibariyle esir mi olduğuna bakılmaksızın evlenilecek kadın sayısının dördü geçmemesi îma edilmektedir.

 

Hz Peygamber'in oturduğu yer bir saray değildi Ev, bir mescit ve küçük odalardan ibaretti Duvarlar ker****ten, tavan hurma ağacı ve yapraklarından oluşmuştu Yağmurların sızmaması için, tavanın üstüne bir kilim örtülmüştü Hz Peygamber Eşleri'nin yaşadığı mahaller; Dünya nimetleri ile değil, mahrumiyet ve sıkıntılarla doluydu Allah'ın Resul'ü sahip olduğu bütün nimetleri toplumuna dağıtıyor; kendisi, eşleri ve çocuklarına daha az pay ayırdığından, ashabından daha fakir bir hayat yaşıyorlardı Bu fedakârlıkları Hz Peygamber ile birlikte tüm aile göğüslemekteydi Çoğu bolluk ve varlıklı bir yaşam içinden gelen eşler, yoksulluktan zaman zaman şikâyetçi olmuşlarsa da, ilâhî görevini eksiksiz yapan Allah'ın Elçisi tavrını hiç değiştirmemişti.

 

Yusuf Ali'nin dokunulmamazlığımı var,ve Yusuf Ali,ile Diyanete niye sığınıyorsun (hayırdır),üstelik 4 dil bildiğini yazmışsın ve tercüme'nin (meal) nasıl olduğunu bilmen gerekir değilmi sayıne suheyla...

 

Saygılar sunarım...

 

:)

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Onlara adil bir tarafsızlıkla muamele edemeyeceğinizden korkarsanız, o zaman [sadece] bir tane ile [evlenin]" hükmü ile öylesine sınırlandırılmıştır ki böylesi çok evlilikten yalnızca çok istisnaî durumlarda ve istisnaî şartlar altında söz edilebilir. Açıktır ki "ikisi, üçü veya dördü (ile); ama ... korkarsanız" ibaresi, hem cümlenin ilk bölümünde değinilen hür kadınlar, hem de esirler -çünkü bu her iki isim de "evlenin" emir-fiili ile bağlantılı olarak kullanılmaktadırr. Böylece cümlenin tümü şu anlama gelir: "Size helal olan [diğer] kadınlar arasından veya meşru şekilde sahibi olduklarınız [arasın]dan biri ile evlenin; [hatta] ikisi, üçü ya da dördü [ile]. Ama onlara adil bir tarafsızlıkla muamele edemeyeceğinizden korkarsanız, [sadece] bir tane [ile]". Bununla, kadınların hür mü yoksa menşe itibariyle esir mi olduğuna bakılmaksızın evlenilecek kadın sayısının dördü geçmemesi îma edilmektedir.

 

Hz Peygamber'in oturduğu yer bir saray değildi Ev, bir mescit ve küçük odalardan ibaretti Duvarlar ker****ten, tavan hurma ağacı ve yapraklarından oluşmuştu Yağmurların sızmaması için, tavanın üstüne bir kilim örtülmüştü Hz Peygamber Eşleri'nin yaşadığı mahaller; Dünya nimetleri ile değil, mahrumiyet ve sıkıntılarla doluydu Allah'ın Resul'ü sahip olduğu bütün nimetleri toplumuna dağıtıyor; kendisi, eşleri ve çocuklarına daha az pay ayırdığından, ashabından daha fakir bir hayat yaşıyorlardı Bu fedakârlıkları Hz Peygamber ile birlikte tüm aile göğüslemekteydi Çoğu bolluk ve varlıklı bir yaşam içinden gelen eşler, yoksulluktan zaman zaman şikâyetçi olmuşlarsa da, ilâhî görevini eksiksiz yapan Allah'ın Elçisi tavrını hiç değiştirmemişti.

 

Yusuf Ali'nin dokunulmamazlığımı var,ve Yusuf Ali,ile Diyanete niye sığınıyorsun (hayırdır),üstelik 4 dil bildiğini yazmışsın ve tercüme'nin (meal) nasıl olduğunu bilmen gerekir değilmi sayıne suheyla...

 

Saygılar sunarım...

 

:)

 

 

 

Arkadasm kusura bakmayin ama hikaye anlatiyorsunuz. Inanabilirsiniz, buna saygim var ama inadiginiz sizin olsun ve baskalarina isbati hayatta olmayacak seyleri dogruymus gibi göstermeye calismayalim. Inanca belirli sinirlar icerisinde saygim var bu sinir inancin kisiyi bagladigi ve sadece onu ilgilendirdigi yerdedir. Bazilari inege tapiyor ve onlarda aynen sizin gibi inandiklari kitaplardan sözde isbatlar sunuyorlar. Inanin ama baskalarini etkilemeyin ve günümüzde yasadigimiz gibi insanhayatini etkileyecek kadar ön planda tutmayalim. El aya gitti ve Mars'a bile gittiler bizler halaa 1400 yil önceden dönemin siyasetcilerinin hazirlamis oldugu bir kitap üzerinde tartisiyoruz ve ileri gidecegimize malesef geri gidiyoruz. Ülkemizde o kadar insanlar ac, sefil ve issiz. Kimisi iskenceden öldürülüyor, kimiis kimligi dolayisiyla öldürülüyor. Onlar haklarini isteyince din ve kitap unutuluyor ve sadece vatan deyip önümüze geleni linc ediyoruz, ama baska konularda illada din ve kitap diye tutturuyoruz. Olamz ama bu kadarida. Önce ülkemizdeki tüm zulümlere son verelim sonra varsa sevap kazanalim. Yoksa gerisi hikaye.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Sarigol:

 

Yaptığınız yorumlar beni supriz etmiyor. Nitekim biraz memnun ediyor şu bakımdan. Siz genellikle benim yazılarımdan hoşlanmadığınıza rağmen çok nezaketli davrandınız. Kendinizi kontrol ettiniz. Bundan dolayı size teşekkur ederim.

 

Hatırlarsınız, Papa 2006 de, Bizans İmparatoru Manuel II. Paleologos'un, "Bana Muhammed'in getirdiği yenilikleri gösterin, sadece kötü ve insanlık dışı şeyler bulacaksın, tıpkı vaaz ettiği dinin kılıç gücüyle yayılması emrini verdiği gibi" şeklindeki sözleri yüzünden ... hemen hemen kıyamet koptu.

 

Sizi anlıyorum. Islam dininde, bir insan modalite hakkında soru sorabilir. Ornegin: "Lutfen bana Islam hakkında söyleyin" veya "Lutfen bana Muhammed hakkında söyleyin" Fakat, Islam dininde Islamın geçerliligi, sağlamlıği, doğruluğu hakkında sorular sorulmaz.

 

Peki, kendinize bu önemli sorulara izin vermezseniz, gerçekleri nasıl biliyorsunuz? Buna sadece düşünerek (Kuran'daki ayetleri tekrarlamadan)cevap verebilirmisiniz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Sarıgöl,

 

Ben gerek çok eşlilik gerekse Peygamber evliliği konusunda dönemi ve şartları baz almam gerektiğini düşünüyorum,yine de...

 

-Hz Muhammemd'in evliliklerinde ki bu kısıtlamalar ve ayrıcalıkların nedeni nedir?

 

-Kadına ikaz yaklaşımı neden ''hafifçe dövün'' de olsa böyle bir yaklaşımla oturtulmuş?

 

-Cariye'lere mehir karşılığında verilen özgürlük derken neyi kastettiniz?

 

ayrıca Sayın Suheyla'nın belirttiği;

 

Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber'in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber'i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz ,hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah'ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikahlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu Allah katında büyük bir günahtır. (33:53)

 

ne demek oluyor?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Azda olsa mantikla baktigimiz zaman Islamin ve diger dinlerin tümünün ortak yanilarinin cok oldugunu görebiliriz. Bu ortak yanlarindan en önemlileri tüm dinler sadece ve sadece erkegin egemenligini ön plana cikartan ve sadece onlarin arzulari ve istekleri dogrultusunda kaleme alinmis kurallardan ibarettir.

Örnekler:

1. Kadin birden fazla erkekle beraber olamaz, ama bir erkek olabiliyor

2. Sahitlikte bile bir erkege karsilik en azindan iki kadin olmasi gerekli

3. Kadin kocasinin razisi olmadan cennete gidemez

4. Kadin dövülebilir, ama erkek aslaa

5. Erkek fuhus yapsa bile fazla sorun olmaz, ama kadin yaparsa sonunu biliyoruz hepimiz

6. Kadin evlenmeden önce bakire olmak zorunda, erkek icin zorunlu degil

7. Kadin abtesi bozar ama erkek bozmaz

8. Erkek istedigi zaman kadiniyla iliskiye gecebilir ve kadin red edemez

.....

 

Örnekleri cogaltabiliriz.

Bu tamamen erkek egemenliginin bir belgesidir

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Sarigol:

 

Yaptığınız yorumlar beni supriz etmiyor. Nitekim biraz memnun ediyor şu bakımdan. Siz genellikle benim yazılarımdan hoşlanmadığınıza rağmen çok nezaketli davrandınız. Kendinizi kontrol ettiniz. Bundan dolayı size teşekkur ederim.

 

Hatırlarsınız, Papa 2006 de, Bizans İmparatoru Manuel II. Paleologos'un, "Bana Muhammed'in getirdiği yenilikleri gösterin, sadece kötü ve insanlık dışı şeyler bulacaksın, tıpkı vaaz ettiği dinin kılıç gücüyle yayılması emrini verdiği gibi" şeklindeki sözleri yüzünden ... hemen hemen kıyamet koptu.

 

Sizi anlıyorum. Islam dininde, bir insan modalite hakkında soru sorabilir. Ornegin: "Lutfen bana Islam hakkında söyleyin" veya "Lutfen bana Muhammed hakkında söyleyin" Fakat, Islam dininde Islamın geçerliligi, sağlamlıği, doğruluğu hakkında sorular sorulmaz.

 

Peki, kendinize bu önemli sorulara izin vermezseniz, gerçekleri nasıl biliyorsunuz? Buna sadece düşünerek (Kuran'daki ayetleri tekrarlamadan)cevap verebilirmisiniz?

 

Sayıne suheyla.

"Lütfen bana İslam hakkında söyleyin,Lütfen bana Muhammed a.s.v. hakkında söyleyin" yazdıktan sonra İslam Dininin geçerliliği,sağlamlılığı hakkında sorular sorulmaz demek,kendi,kendinizle tezat teşkil ettiğinizi farkında bile değilsiniz,nedeni!

Lütfen; bir nezaket belirtisidir ama İslam,Muhammed a.s.v hakkında malumat istemek (lütfen) ile İslamın geçerliliği,doğruluğunu sorular sorulamaz demek değildir,daha bunun farkında değilsiniz.

Sonra;kendinize bu önemli sorulara izin vermezseniz,yazmışsınız, sorduklarınızı "LÜTFEN" mi engelliyor,malumaliniz İslam dininin Birinci kaynağı, KUR'AN,ikinci kaynak PEYGAMBER a.s.v. dır, bu itibarla İslam ve Peygamber a.s.v. hakkında sorular,soracaksınız (ÜSTÜNKÖRÜ) size sorulanlara cevap vermeyeceksiniz, sonrada ben sordum ve yazdım tamam diyeceksiniz,nerede bu yoğurdun bolluğu, hem savcı,hem yargıç olacaksınız,üstelik kişisel (hayali) kurgunuza birde tamamen önyargılı yorum ekleyeceksiniz.

Anlaşılmıştır umarım...

 

:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Sarıgöl,

 

Ben gerek çok eşlilik gerekse Peygamber evliliği konusunda dönemi ve şartları baz almam gerektiğini düşünüyorum,yine de...

 

-Hz Muhammemd'in evliliklerinde ki bu kısıtlamalar ve ayrıcalıkların nedeni nedir?

 

-Kadına ikaz yaklaşımı neden ''hafifçe dövün'' de olsa böyle bir yaklaşımla oturtulmuş?

 

-Cariye'lere mehir karşılığında verilen özgürlük derken neyi kastettiniz?

 

ayrıca Sayın Suheyla'nın belirttiği;

 

 

 

ne demek oluyor?

 

Mavi olmayan gökyüzü.

 

İnsan'ın "FITRATINI" düşünün ve sorduklarınızı " İNSANIN SOSYAL YAŞAMI İLE" değenlendirin gelmiş,geçmiş,geçecek,

bir karar verin, olay bence çözülür...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayıne suheyla.

"Lütfen bana İslam hakkında söyleyin,Lütfen bana Muhammed a.s.v. hakkında söyleyin" yazdıktan sonra İslam Dininin geçerliliği,sağlamlılığı hakkında sorular sorulmaz demek,kendi,kendinizle tezat teşkil ettiğinizi farkında bile değilsiniz,nedeni!

Lütfen; bir nezaket belirtisidir ama İslam,Muhammed a.s.v hakkında malumat istemek (lütfen) ile İslamın geçerliliği,doğruluğunu sorular sorulamaz demek değildir,daha bunun farkında değilsiniz.

Sonra;kendinize bu önemli sorulara izin vermezseniz,yazmışsınız, sorduklarınızı "LÜTFEN" mi engelliyor,malumaliniz İslam dininin Birinci kaynağı, KUR'AN,ikinci kaynak PEYGAMBER a.s.v. dır, bu itibarla İslam ve Peygamber a.s.v. hakkında sorular,soracaksınız (ÜSTÜNKÖRÜ) size sorulanlara cevap vermeyeceksiniz, sonrada ben sordum ve yazdım tamam diyeceksiniz,nerede bu yoğurdun bolluğu, hem savcı,hem yargıç olacaksınız,üstelik kişisel (hayali) kurgunuza birde tamamen önyargılı yorum ekleyeceksiniz.

Anlaşılmıştır umarım...

 

:)

Malesef benim sorularima bir cevap alamadim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Azda olsa mantikla baktigimiz zaman Islamin ve diger dinlerin tümünün ortak yanilarinin cok oldugunu görebiliriz. Bu ortak yanlarindan en önemlileri tüm dinler sadece ve sadece erkegin egemenligini ön plana cikartan ve sadece onlarin arzulari ve istekleri dogrultusunda kaleme alinmis kurallardan ibarettir.

Örnekler:

1. Kadin birden fazla erkekle beraber olamaz, ama bir erkek olabiliyor

2. Sahitlikte bile bir erkege karsilik en azindan iki kadin olmasi gerekli

3. Kadin kocasinin razisi olmadan cennete gidemez

4. Kadin dövülebilir, ama erkek aslaa

5. Erkek fuhus yapsa bile fazla sorun olmaz, ama kadin yaparsa sonunu biliyoruz hepimiz

6. Kadin evlenmeden önce bakire olmak zorunda, erkek icin zorunlu degil

7. Kadin abtesi bozar ama erkek bozmaz

8. Erkek istedigi zaman kadiniyla iliskiye gecebilir ve kadin red edemez

.....

 

Örnekleri cogaltabiliriz.

Bu tamamen erkek egemenliginin bir belgesidir

 

Ayni seyleri Kuran'da görelimki, arkadaslar kendi gözleriyle görsunler. (Ben Diyanet Mealini Kullaniyorum)

 

Oncelikle, Muhammed kendisini Tanrinin elçisi olarak tanitti ve kendisini çok yuksek bir ahlakli insan olarak ilan etti:

 

"Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin." (68:4)

 

Ve kendisini insanogluna bir ornek olarak verdi:

 

"Andolsun, Allah'ın Resülünde sizin için; Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah'ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır." (33:21)

 

Kendisini Tanrinin bir rahmeti olarak bildirdi:

 

"(Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." (21:107)

 

 

Pekala, bu ahlakla ilgilenen, rahmetlikten bahseden, Muhammedi ornek olarak secen Kuran, ne diyor Kadinlar hakkinda?

 

"...Yalnız erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır..." (2:228)

 

"... (Bu işleme) şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun. ..." (2:282)

 

"Allah size, çocuklarınız (ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder..." (4:11)

 

"Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın..." (4:3)

 

Muhammed istedigi kadini ve istedigi sayida alabilir çünkü 4 kadin Muhammede yetmez.

 

"Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca, diğer mü'minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber'e bağışlayan, Peygamber'in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da (sana helal kıldık.)..."(33:50)

 

Kocalarina itaat etmiyenler ateste kebap oldu ...

 

"Allah, inkar edenlere, Nûh'un karısı ile Lût'un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikahları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah'ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, "Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!" denildi... " (66:10)

 

"Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir. Ekinliğinize dilediğiniz biçimde varın...." (2:223)

 

Eger itaat etmezlerse dövün dedi

 

"... (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün." (4:34)

 

 

Bunlarin yaninda eğer Kuran dikkatli okunursa, görüluyorki; Kuran kadinlara hitap etmiyor. Kuran erkeklere yazilmiştir.

 

Işte Kuranin öğrettiği "Ahlaki değerler" budur. Islamda tacize ugramiş mağdur kadinlari taşlamak ahlaki olmuş; Köle olan kadinlara taciz etmek ahlaki olmuş; Insanlara işkence yapmak ahlaki olmuş; Kervanlara hucum edip masum insanlari oldurmek ahlaki olmuş; Işte bunlari Muhammed yapti. Onun oğrettiği ahlaki dinde buydu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ayni seyleri Kuran'da görelimki, arkadaslar kendi gözleriyle görsunler. (Ben Diyanet Mealini Kullaniyorum)

 

Oncelikle, Muhammed kendisini Tanrinin elçisi olarak tanitti ve kendisini çok yuksek bir ahlakli insan olarak ilan etti:

 

"Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin." (68:4)

 

Ve kendisini insanogluna bir ornek olarak verdi:

 

"Andolsun, Allah'ın Resülünde sizin için; Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah'ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır." (33:21)

 

Kendisini Tanrinin bir rahmeti olarak bildirdi:

 

"(Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." (21:107)

 

 

Pekala, bu ahlakla ilgilenen, rahmetlikten bahseden, Muhammedi ornek olarak secen Kuran, ne diyor Kadinlar hakkinda?

 

"...Yalnız erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır..." (2:228)

 

"... (Bu işleme) şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun. ..." (2:282)

 

"Allah size, çocuklarınız (ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder..." (4:11)

 

"Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın..." (4:3)

 

Muhammed istedigi kadini ve istedigi sayida alabilir çünkü 4 kadin Muhammede yetmez.

 

"Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca, diğer mü'minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber'e bağışlayan, Peygamber'in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da (sana helal kıldık.)..."(33:50)

 

Kocalarina itaat etmiyenler ateste kebap oldu ...

 

"Allah, inkar edenlere, Nûh'un karısı ile Lût'un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikahları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah'ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, "Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!" denildi... " (66:10)

 

"Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir. Ekinliğinize dilediğiniz biçimde varın...." (2:223)

 

Eger itaat etmezlerse dövün dedi

 

"... (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün." (4:34)

 

 

Bunlarin yaninda eğer Kuran dikkatli okunursa, görüluyorki; Kuran kadinlara hitap etmiyor. Kuran erkeklere yazilmiştir.

 

Işte Kuranin öğrettiği "Ahlaki değerler" budur. Islamda tacize ugramiş mağdur kadinlari taşlamak ahlaki olmuş; Köle olan kadinlara taciz etmek ahlaki olmuş; Insanlara işkence yapmak ahlaki olmuş; Kervanlara hucum edip masum insanlari oldurmek ahlaki olmuş; Işte bunlari Muhammed yapti. Onun oğrettiği ahlaki dinde buydu.

 

Azda olsa mantikla baktigimiz zaman Islamin ve diger dinlerin tümünün ortak yanilarinin cok oldugunu görebiliriz. Bu ortak yanlarindan en önemlileri tüm dinler sadece ve sadece erkegin egemenligini ön plana cikartan ve sadece onlarin arzulari ve istekleri dogrultusunda kaleme alinmis kurallardan ibarettir.

Örnekler:

1. Kadin birden fazla erkekle beraber olamaz, ama bir erkek olabiliyor

2. Sahitlikte bile bir erkege karsilik en azindan iki kadin olmasi gerekli

3. Kadin kocasinin razisi olmadan cennete gidemez

4. Kadin dövülebilir, ama erkek aslaa

5. Erkek fuhus yapsa bile fazla sorun olmaz, ama kadin yaparsa sonunu biliyoruz hepimiz

6. Kadin evlenmeden önce bakire olmak zorunda, erkek icin zorunlu degil

7. Kadin abtesi bozar ama erkek bozmaz

8. Erkek istedigi zaman kadiniyla iliskiye gecebilir ve kadin red edemez

.....

 

Örnekleri cogaltabiliriz.

Bu tamamen erkek egemenliginin bir belgesidir.

 

Yukardaki alıntılara yanlız bu topikte defalarca cevap yazıdığı halde,yine aynı teraneler,nakarat şeklinde yazıldımı,

olay; kendiliğinden meydana çıkıyor misalmi ( Kadin evlenmeden önce bakire olmak zorunda, erkek icin zorunlu degil,Kadin abtesi bozar ama erkek bozmaz.) gerisini siz forumdaşlara bırakıyorum...

 

"KUR'AN; NE DERSE DOĞRUDUR", "(Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." (21:107)...

 

AMENNA VE SADDAKNA...

 

:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Malesef benim sorularima bir cevap alamadim.

Sordum dediğiniz şu yazı...

 

Sayın Sarigol:

 

Yaptığınız yorumlar beni supriz etmiyor. Nitekim biraz memnun ediyor şu bakımdan. Siz genellikle benim yazılarımdan hoşlanmadığınıza rağmen çok nezaketli davrandınız. Kendinizi kontrol ettiniz. Bundan dolayı size teşekkur ederim.

 

Hatırlarsınız, Papa 2006 de, Bizans İmparatoru Manuel II. Paleologos'un, "Bana Muhammed'in getirdiği yenilikleri gösterin, sadece kötü ve insanlık dışı şeyler bulacaksın, tıpkı vaaz ettiği dinin kılıç gücüyle yayılması emrini verdiği gibi" şeklindeki sözleri yüzünden ... hemen hemen kıyamet koptu.

 

Sizi anlıyorum. Islam dininde, bir insan modalite hakkında soru sorabilir. Ornegin: "Lutfen bana Islam hakkında söyleyin" veya "Lutfen bana Muhammed hakkında söyleyin" Fakat, Islam dininde Islamın geçerliligi, sağlamlıği, doğruluğu hakkında sorular sorulmaz.

 

Peki, kendinize bu önemli sorulara izin vermezseniz, gerçekleri nasıl biliyorsunuz? Buna sadece düşünerek (Kuran'daki ayetleri tekrarlamadan)cevap verebilirmisiniz?

 

benim cevabi yazımda;Sayıne suheyla.

"Lütfen bana İslam hakkında söyleyin,Lütfen bana Muhammed a.s.v. hakkında söyleyin" yazdıktan sonra İslam Dininin geçerliliği,sağlamlılığı hakkında sorular sorulmaz demek,kendi,kendinizle tezat teşkil ettiğinizi farkında bile değilsiniz,nedeni!

Lütfen; bir nezaket belirtisidir ama İslam,Muhammed a.s.v hakkında malumat istemek (lütfen) ile İslamın geçerliliği,doğruluğunu sorular sorulamaz demek değildir,daha bunun farkında değilsiniz.

Sonra;kendinize bu önemli sorulara izin vermezseniz,yazmışsınız, sorduklarınızı "LÜTFEN" mi engelliyor,malumaliniz İslam dininin Birinci kaynağı, KUR'AN,ikinci kaynak PEYGAMBER a.s.v. dır, bu itibarla İslam ve Peygamber a.s.v. hakkında sorular,soracaksınız (ÜSTÜNKÖRÜ) size sorulanlara cevap vermeyeceksiniz, sonrada ben sordum ve yazdım tamam diyeceksiniz,nerede bu yoğurdun bolluğu, hem savcı,hem yargıç olacaksınız,üstelik kişisel (hayali) kurgunuza birde tamamen önyargılı yorum ekleyeceksiniz.

Anlaşılmıştır umarım...

 

Şimdi, şöyle yazmışsınız; ( Malesef benim sorularima bir cevap alamadim.) alamadığınız yanıt ne,dikkat ederseniz, hep yanıt vermesi gereken biz oluyoruz,oluyoruzda,yanıtladığımız sorularla beraber,bazı şeylerde soruyoruz,neden onlara cevap vermiyorsunuz mesela; Dine,Dini gönderen “ALLAH c.c.” ve onun Şanlı peygamberine a.s.v. bazı İnsanlar inanmayabilir bu inanmama kişinin “İRADESİ” doğrultusunda aldığı bir karardır,dolayısı ile kendince karşı argümanlar ileri sürebilir ama bu argümanlar hakaret boyutunda oldumu o zaman inananlar şu soruyu sorma hakkına sahip olurlar, maksadınız üzüm yemekmi,yoksa bağcıyı döğmekmi,yani,nesiniz; “ DİN, İZM,İDEOLOJİ,” olarak,ortaya koyduğunuz kriterler nedir, bu kriterleri sayarmısınız,yoksa Ülkemiz üzerine oynanan oyunlar;misyonerlik babında emperyalizm, Siyonizm, vs vs, mi maksat, yani ne kadar Ülkemiz ve insanlarını katogorize etmek ve karışıklık çıkarmakmı maksat, hülasa madem Müslüman ve onun getirdiklerini beğenmiyorsunuz, sizin getirecekleriniz nelerdir,açıklayın,açıklayayında niyetinizin ne olduğunu bilelim,değimli.

"GİBİ" ne dersiniz...

 

:)

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mavi olmayan gökyüzü.

 

İnsan'ın "FITRATINI" düşünün ve sorduklarınızı " İNSANIN SOSYAL YAŞAMI İLE" değenlendirin gelmiş,geçmiş,geçecek,

bir karar verin, olay bence çözülür...

 

İnsan fıtratı bu kadar değişiklik arzederken,fıtraımda ki ölçüt ne olabilir?Kadın ve erkek muhakkak yaratılış bakımından farklıdır;ama mesela şahitlik konusunda ki ''kadınlar daha duygusaldır'' yaklaşımı çok da sağlam değil.

 

İnsanın sosyal yaşamı,siz de takdir edersiniz ki;toplumun özelliklerine göre değişebilir.Bakın mesela mezhebler arasında ki farklılık da sosyal yaşam ile açıklanıyor.

 

İşin aslı,ben toplumun öngördüğü yada dayattığı yasaların farkında olmamız gerektiğini düşünüyorum.Biz toplumun ürünüyüz,daha doğrusu coğrafyalarımızın birer meyvesiyiz.Örtünme biçimleri buna örnek olabilir.

 

Geçmiş,Arabistan'da benim için devrim olan İslam'dır;bugünü aynı dinle açıklamaya çalışırken de benim için özel olan bir din;benim dinim.Bugün ise geçmişten çok daha farklı.

 

Sorularım beni çıkmaza düşürmeden bırakayım yazmayı.

 

Galiba benim kafam oldukça karışık,en iyisi kaynağa yönelmek olacak yine.Kuran ve Hadislere :) saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sordum dediğiniz şu yazı...

.

.

.

[/b]

Dine ve inananlara ne zaman hakaret tipi yaklasimda bulunmusum? Her soruna melhem olarak gösterdiginiz ve aslinda toz kondurmadiginiz dinden ve onun yazili makalesi olan kurandan alintilar göstererek ne kadar celiskili oldugunu ve hatta insanlar arasinda kini körükledigini göstermeye calistik. Sormus oldugumuz sorular zaten bu konulara tekabul ediyor. Islami yasayan ve uygulayan sistemler zaten en güzel bir örnektir, o sistemin insanoglu icin en kötü bir yönetim oldugu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dine ve inananlara ne zaman hakaret tipi yaklasimda bulunmusum? Her soruna melhem olarak gösterdiginiz ve aslinda toz kondurmadiginiz dinden ve onun yazili makalesi olan kurandan alintilar göstererek ne kadar celiskili oldugunu ve hatta insanlar arasinda kini körükledigini göstermeye calistik. Sormus oldugumuz sorular zaten bu konulara tekabul ediyor. Islami yasayan ve uygulayan sistemler zaten en güzel bir örnektir, o sistemin insanoglu icin en kötü bir yönetim oldugu.

 

 

Sayın,dünyahepimizin.

 

Sizin şu yazınız ( ALINTI(dünyahepimizin @ 27-11-2008, 19:55)

Malesef benim sorularima bir cevap alamadim.) cevap yazdım,fakat yazıyı yazarken bir anlık dalgınlıkla,sayıne suheyla'ya yazdığım,yazının üstüne sizin yukardaki yazınızı astım,dolayısı ile sayıne suheyla'ya yazdığım yanıt sizin sorunuza cevap gibi çıktı,düzeltir özür dilerim.

Sizin sorunuza yanıt;Yukardaki alıntılara yanlız bu topikte defalarca cevap yazıdığı halde,yine aynı teraneler,nakarat şeklinde yazıldımı,

olay; kendiliğinden meydana çıkıyor misalmi ( Kadin evlenmeden önce bakire olmak zorunda, erkek icin zorunlu degil,Kadin abtesi bozar ama erkek bozmaz.) gerisini siz forumdaşlara bırakıyorum...

Yazmışım. Şimdi yukarda yazdıklarınıza bir alıntı ile yanıt vermek istiyorum;

 

# Son saldırı, FBI'ın "saldırı olacak" uyarısından sadece birkaç saat sonra gerçekleşti. ABD, İngiliz ve İsrail vatandaşlarıyla Hindistan'ın ekonomik sektörleri hedef alındı.

 

# Hindistan kaynakları bu saldırıdan da açıkça Pakistan istihbaratını sorumlu tuttu ve "Pakistan en önemli terör destekçisi ülke" açıklaması yaptı.

 

# Son saldırı, Pakistan yönetiminin Hindistan'a karşı "nükleer silahı ilk kullanan ülke olmayacağız" açıklamasını yapmasından, Hindistan'ın olumlu tepkisinden, iki ülke arasındaki ilişkilerin yumuşamaya başlamasından sonra yapıldı.

 

# Son saldırıdan sonra Pakistan-El Kaide bağlantısı, Hindistan'daki gruplar-el Kaide bağlantısı yeniden kuruldu. Dolayısıyla ABD'nin terörle mücadele stratejisi bir kez daha Pakistan-Afganistan-Hindistan bölgesinde yoğunlaştı.

 

# Bu örgütlerin Pakistan'la bağlantısının kurulması, El Kaide bağlantısının kurulması, ABD'nin Pakistan içlerine yönelik saldırılarını haklı çıkarır oldu. Son aylarda çok sayıda sivilin ölümüne neden olan füze saldırıları Pakistan'da ciddi gerilimlere yol açıyordu. ABD, terörle mücadele bahanesiyle bu ülkede istediği yeri bombalamaya başladı. Hatta geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye gelen ve neredeyse bir hafta kalan Pakistan başbakanı, Ankara'dan ABD saldırılarına karşı yardım istedi. Türkiye de bu konuda destek taahhüt etti.

 

# ABD'nin yeni Başkanı Barack Obama, seçim kampanyası sırasında açıkça Pakistan'ı tehdit etmiş, bu ülkeyi füzelerle vurmaktan söz etmişti. Son saldırılar Obama'nın bu niyetini kolaylaştıracak nitelikte. Pakistan açık hedef, olağan şüpheli haline geliyor.

 

# Obama'nın Başkan Yardımcısı Joseph Biden ne demişti? "Obama altı ay içinde çok ciddi bir uluslar arası krizle yüzleşecek." Zbigniew Brzezinsky'den tutun da, Madeline Albright ve Colin Powell'a kadar bir çok önemli isim bu düşünceyi paylaşmıştı.

 

# Bombay'daki İsrail aşırı sağına mensup merkezdekiler de rehin alındı. Hindistan yönetimi, nükleer çalışmalarında İsrail'le ortak projeler yürütüyor. Keşmir'de İsrailli askeri uzmanlar görev alıyor. Mossad ajanları Hindistan pasaportuyla Pakistan içlerinde faaliyetler yapıyor.

 

# ABD ve Avrupa'yı batırmak üzere olan ekonomik krizden kurtulmak için savaş ekonomisine dönüşü isteyenler bu tür saldırılardan keyif alacaktır. Korsanlar üzerinden Somali bölgesinde bir savaş tezgahlanıyor, Hindistan'daki bu saldırılar üzerinden Pakistan'a, nükleer gücü olan tek Müslüman ülkeye yönelik benzer bir istikrarsızlaştırma süreci neden uygulanmasın. Benazir Butto suikasti ve sonrasında bu ülkenin nasıl bir iç karmaşaya sürüklendiğini dikkatle izliyoruz.

 

# Rusya, Çin, Hindistan, Batı'nın ekonomik krizine karşı yükselen ülkeler. Dünyanın ekonomik ve siyasi ağırlık merkezi bu bölgelere kayıyor. Hindistan bu merkezlerden biri. En zayıf noktası Müslüman-Hindu gerilimi. Neden olmasın!

 

# Saldırıların gerekçesi ne olursa olsun, tetiği çekenler kimler olursa olsun, dar anlamda terör analizinin ötesinde gerçekler bugünün dünyasında tahmin ettiğimizden çok daha belirleyici. 11 Eylül'den bu yana neler gördük! Bu yüzden, önümüzü görmek için tetikçileri değil, ötesini anlamayı önceliyoruz. Bu saldırıların arkasında dolaylı da olsa ABD, İngiliz ve İsrail istihbaratının elini hissetmemek mümkün mü? Eğer bu örgütler Pakistan istihbaratıyla bağlantılıysa kesinlikle ABD istihbaratı ve İngiliz istihbaratı ile de bağlantılıdır. Bu böyle not edilmeli. Yakında başlayabilecek Hindu-Müslüman çatışmaları kimlerin amacına hizmet edeceğine iyi bakılmalı?

İbrahim Karagül-Yeni Şafak.

 

Saygılar sunar,Emperyalizm ve onu silah gibi kullanan neokon (siyonizm) gözardı etmemenizi isterim nacizane...

;)

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın,dünyahepimizin.

.

.

.

Saygılar sunar,Emperyalizm ve onu silah gibi kullanan neokon (siyonizm) gözardı etmemenizi isterim nacizane...

;)

 

Bir gazeteden yapmis oldugunuz alinti konu üzerinde ciddiye alinacak degerde degil. Ne yani, asiri dinciler, El-kaide, Taliban ve benzerleri cokmu masum yani? Dünyanin bir cok ülkesinde insanlara kiydilar ve halada kiyiyorlar. Din malesef kin ve kandir, bunuda yasiyoruz. Türkiye'de bile bunlari yaptilar bu kani, en son Istanbul'da. önceleri Corum'da, Maras'ta Sivas'ta ve Malatya'da. Bunlari unutmadik ve aslada unutmayacagiz. O masum gözükenlerin ne kadar cani olduklarini dünya alem biliyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Forum başlığına uygun katkımı da yapayım:

 

Ebu Davut, Kitap 38, 4378 nolu hadis:

Anlatan Cabir ibn Abdullah

 

Peygamber, aleyhisselam, dedi ki: (Hırsızlara uygulanan) El kesme cezası yağmacıya uygulanmaz, ama herkesin gözü önünde de yağmacılık yapan bizden değildir.

__________________________________________________

 

Hadisin tefsiri: İslam'da küçük hırsızlıklar afvedilmemekte, büyük hırsızlıklar ise hoş görülmektedir; zira büyük hırsızlar yağmaları üzerinden zekat vereceklerdir. Ama yakayı ele vereni de müminlerin tanımamazlıktan gelmesi gerekmektedir, ne olur ne olmaz... Müslüman olmayanın malının namusunun Müslüman'a helal olduğu bir sistemde bu hadis manidardır; çünki buradan anlaşılan Müslüman'ın da mal, can, ırz ve namusunun Müslüman'a helalimsi bir konumda olduğudur. En iyimser açıdan mekruhtur ve toplumu yozlaştırıcı ve de yıkıcı bir inancın özünü oluşturan temel yapıtaşlarından biridir. Bu hadis Deniz Feneri ve sair konularda bilinçli müminlerin sergilediği inanılmaz davranışların açıklamasıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Forum başlığına uygun katkımı da yapayım:

 

Ebu Davut, Kitap 38, 4378 nolu hadis:

Anlatan Cabir ibn Abdullah

 

Peygamber, aleyhisselam, dedi ki: (Hırsızlara uygulanan) El kesme cezası yağmacıya uygulanmaz, ama herkesin gözü önünde de yağmacılık yapan bizden değildir.

__________________________________________________

 

Hadisin tefsiri: İslam'da küçük hırsızlıklar afvedilmemekte, büyük hırsızlıklar ise hoş görülmektedir; zira büyük hırsızlar yağmaları üzerinden zekat vereceklerdir. Ama yakayı ele vereni de müminlerin tanımamazlıktan gelmesi gerekmektedir, ne olur ne olmaz... Müslüman olmayanın malının namusunun Müslüman'a helal olduğu bir sistemde bu hadis manidardır; çünki buradan anlaşılan Müslüman'ın da mal, can, ırz ve namusunun Müslüman'a helalimsi bir konumda olduğudur. En iyimser açıdan mekruhtur ve toplumu yozlaştırıcı ve de yıkıcı bir inancın özünü oluşturan temel yapıtaşlarından biridir. Bu hadis Deniz Feneri ve sair konularda bilinçli müminlerin sergilediği inanılmaz davranışların açıklamasıdır.

 

Yağmacılık yapan bizden değildir,şeklinde ki yaklaşım bir ceza değil midir?

 

Ben hadislerin güvenirliliği konusunda da şüpheliyim.

 

İslam;Kuran'dır ve sünnettir.

 

Orada anlamak lazım;ben asrı saadet dönemi dışında ki hiçbir eylemi İslama yaraşır bulmuyorum.Ne ırkçılığın alasını yapan Emevi ne de sömüren Osmanlı ölçüt değildir.

 

Muhammed de saygı duyulması gerekendir. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Ben hadislerin güvenirliliği konusunda da şüpheliyim.

 

İslam;Kuran'dır ve sünnettir.

 

 

Bu iki cümleniz çelişkidedir. Islam sünnet ise (dediginiz gibi), Hadislere inanmanız lazim. "Sünnet" arapçada Muhammedin yaptiklarını anlatır. "Sünnet" yani "Hadisler" Muhammedin yaptıgını, davranışlarını anlatır. Muhammed hakkında bilgi edinmek için, en önemli kaynak hadislerdir ve en önemli Islam esaslarından biridir. Kuran'a inaniyorsaniz, o zaman Muhammedin size örnek olarak gönderildigine inanmaniz gerek. Kuran oyle der. Bu yüzden, Muhammedin örneklerini Hadislerden ögrenmeniz lazim (Yani onun "Sunnetin"den).

 

şüphe ettiginiz gibi uydurma hadislerde var. O yüzden, Islam Dunyasi son 1200 sene içinde, bu Hadisleri degişik kategorilere bölmüştür:

 

1. Sahih (güvenilir, inanılır, sahih, hakiki),

2. Hasan (sağlam, kusursuz),

3. Dha'eef (Zayif),

4. Dha'eef Jiddan (Cok Zayif),

5. Mawdhoo (Uydurma)

 

Işte bu kategorileri kariştirmamak lazim. Ben ne zaman Hadislerden bahsederken, Sahih Hadislerden bahsederim. Bunlara inanmamak demek "Sünnete" inanmamak demektir. Yani Islama inanmamak demektir. Malesef, Hadislerden ogrenilenlerin begenenilmediğinin farkındayım. Fakat sizde seçme hakkı yoktur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu iki cümleniz çelişkidedir. Islam sünnet ise (dediginiz gibi), Hadislere inanmanız lazim. "Sünnet" arapçada Muhammedin yaptiklarını anlatır. "Sünnet" yani "Hadisler" Muhammedin yaptıgını, davranışlarını anlatır. Muhammed hakkında bilgi edinmek için, en önemli kaynak hadislerdir ve en önemli Islam esaslarından biridir. Kuran'a inaniyorsaniz, o zaman Muhammedin size örnek olarak gönderildigine inanmaniz gerek. Kuran oyle der. Bu yüzden, Muhammedin örneklerini Hadislerden ögrenmeniz lazim (Yani onun "Sunnetin"den).

 

şüphe ettiginiz gibi uydurma hadislerde var. O yüzden, Islam Dunyasi son 1200 sene içinde, bu Hadisleri degişik kategorilere bölmüştür:

 

1. Sahih (güvenilir, inanılır, sahih, hakiki),

2. Hasan (sağlam, kusursuz),

3. Dha'eef (Zayif),

4. Dha'eef Jiddan (Cok Zayif),

5. Mawdhoo (Uydurma)

 

Işte bu kategorileri kariştirmamak lazim. Ben ne zaman Hadislerden bahsederken, Sahih Hadislerden bahsederim. Bunlara inanmamak demek "Sünnete" inanmamak demektir. Yani Islama inanmamak demektir. Malesef, Hadislerden ogrenilenlerin begenenilmediğinin farkındayım. Fakat sizde seçme hakkı yoktur.

 

Evet Suheyla,

 

beğenmediğim hadisler var.Ve dediğiniz gibi gerçektende sahih olmayan hadislerin varlığı da inkar edilemeyecek boyutta.İslam Dünyası tarafından kategorize edilen bu hadisler,hangi ölçütlerle bu kategori içerisinde yerleştiriliyor,onu da bilmiyorum.

 

Yalnız ben şunu da açık yazayım.İslam dini benim içinde yeni bir din sayılır;yeni anladığım,yeni yeni öğrendiğim.Ben bu süreçte oldukça fazla hadisle karşılaştım.Bunları kesinlikle inandığımdan dolayı,kusursuz olarak bulmadım;tercihlerimi zorladım.Ama açıklamasını aldığımdan dolayı da inancımı yitirmedim.

 

Hadislerin güvenirliliği hakkında gerçekten de çok büyük şüphelerim var;bundan dolayı hadisler Kuran ile açıklanmadan da taraf olmam.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Hadislerin güvenirliliği hakkında gerçekten de çok büyük şüphelerim var;bundan dolayı hadisler Kuran ile açıklanmadan da taraf olmam.

 

Bu ayetlerlemi taraf oluyorsunuz? (Diyanet Mealinden alınmış ayetler)

1.

Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah'ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da "gayb"ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün.Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür. (4:34)

2.

Yaptıklarına bir karşılık ve Allah'tan caydırıcı bir müeyyide olmak üzere hırsız erkek ile hırsız kadının ellerini kesin. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. (5:38)

3.

Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur. (4:3)

4.

Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Hamile olanların bekleme süresi ise, doğum yapmalarıyla sona erer. Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir. (65:4)

5.

Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca, diğer mü'minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber'e bağışlayan, Peygamber'in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da (sana helal kıldık.) Mü'minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. (33:50)

 

6.

Şüphesiz siz, içinizden Cumartesi yasağını çiğneyenleri bilirsiniz. Biz onlara, "Aşağılık maymunlar olun" demiştik. (2:65)

7.

Allah, hiçbir adamın içine iki kalp koymamıştır. Kendilerine zıhâr yaptığınız eşlerinizi de anneleriniz yapmamıştır. Yine evlatlıklarınızı da öz çocuklarınız (gibi) kılmamıştır. Bu sizin ağızlarınızla söylediğiniz (fakat gerçekliği olmayan) sözünüzdür. Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola iletir. (33:4)

 

8.

Ey iman edenler! Belli bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman bunu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, (her şeyi olduğu gibi dosdoğru) yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah'tan korkup sakınsın da borçtan hiçbir şeyi eksik etmesin (hepsini tam yazdırsın). Eğer borçlu, aklı ermeyen, veya zayıf bir kimse ise, ya da yazdıramıyorsa, velisi adaletle yazdırsın. (Bu işleme) şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun. Bu, onlardan biri unutacak olursa, diğerinin ona hatırlatması içindir. Şahitler çağırıldıkları zaman (gelmekten) kaçınmasınlar. Az olsun, çok olsun, borcu süresine kadar yazmaktan usanmayın. Bu, Allah katında adalete daha uygun, şahitlik için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir. Yalnız, aranızda hemen alıp verdiğiniz peşin ticaret olursa, onu yazmamanızdan ötürü üzerinize bir günah yoktur. Alış-veriş yaptığınız zaman da şahit tutun. Yazana da, şahide de bir zarar verilmesin. Eğer aksini yaparsanız, bu sizin için günahkârca bir davranış olur. Allah'a karşı gelmekten sakının. Allah size öğretiyor. Allah her şeyi hakkıyla bilendir. (2:282)

9.

Allah size, çocuklarınız (ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder. (Çocuklar sadece) ikiden fazla kız iseler, (ölenin geriye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kız bir ise (mirasın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da (yalnız) ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa anasının hissesi altıda birdir. (Bu paylaştırma, ölenin) yapacağı vasiyetten ya da borcundan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan, hangisinin size daha faydalı olduğunu bilemezsiniz. Bunlar, Allah tarafından farz kılınmıştır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (4:11)

10.

Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah'ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslam'ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın. (9:29)

 

Kutsal dediğiniz Kitap bumudur? Yoksa insaniyet dışı, kin ve nefret dolu bir arabın sözlerimidir? Yukardaki altıncı maddede (6) deki yahudilere olan küfürü görüyormusunuz? Arapların buna dayanarak, mini bebeklere, okul derslerinde, Yahudilerin Maymundan geldiklerini öğretiklerini biliyormusunuz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.