Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Krasnodar

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Krasnodar tarafından postalanan herşey

  1. Ebu Davut, Kitap 38, 4378 nolu hadis: Anlatan Cabir ibn Abdullah Peygamber, aleyhisselam, dedi ki: (Hırsızlara uygulanan) El kesme cezası yağmacıya uygulanmaz, ama herkesin gözü önünde de yağmacılık yapan bizden değildir. Herşeyi anlattığı için sadece başlangıcını çevirip veriyorum: Ayetullah Ruhullah Humeyni, Iran'ın Ruhani Lideri, Büyük Şii Ayetullah, 1979-89'daki resmi beyanlarında dedi ki: "Bir adam şehvetini bir bebek kadar genç bir çocukla tatmin edebilir. Yine de dühul etmese iyi olur. *******. Eğer adam duhul eder ve çocuğa zarar verirse, hayatı boyunca çocuğun geçiminden sorumludur..." -Müslümanların nikahlarına alacakları çocuk veya bebeklerle nasıl bir cinsellikleri olmalı o anlatılıyor-
  2. Forum başlığına uygun katkımı da yapayım: Ebu Davut, Kitap 38, 4378 nolu hadis: Anlatan Cabir ibn Abdullah Peygamber, aleyhisselam, dedi ki: (Hırsızlara uygulanan) El kesme cezası yağmacıya uygulanmaz, ama herkesin gözü önünde de yağmacılık yapan bizden değildir. __________________________________________________ Hadisin tefsiri: İslam'da küçük hırsızlıklar afvedilmemekte, büyük hırsızlıklar ise hoş görülmektedir; zira büyük hırsızlar yağmaları üzerinden zekat vereceklerdir. Ama yakayı ele vereni de müminlerin tanımamazlıktan gelmesi gerekmektedir, ne olur ne olmaz... Müslüman olmayanın malının namusunun Müslüman'a helal olduğu bir sistemde bu hadis manidardır; çünki buradan anlaşılan Müslüman'ın da mal, can, ırz ve namusunun Müslüman'a helalimsi bir konumda olduğudur. En iyimser açıdan mekruhtur ve toplumu yozlaştırıcı ve de yıkıcı bir inancın özünü oluşturan temel yapıtaşlarından biridir. Bu hadis Deniz Feneri ve sair konularda bilinçli müminlerin sergilediği inanılmaz davranışların açıklamasıdır.
  3. Kur'an'ın her ayeti bir yanlışlığın delilidir ve her biri Kur'an'ın kendisini yalanlaması veya elevermesidir. Bu metinlere Tanrı sözü demek Tanrı'ya hakarettir. 6237 ayetten/mucizeden İki örnek verip açıklamalarını yapalım. Bakara suresi, 73 - ?Sığırın bir parçası ile öldürülene vurun? dedik. İşte, Allah ölüleri böyle diriltir, düşünesiniz diye size böyle ayetler gösterir. Tefsiri: Bu ayette 67. ayetten itibaren saçma sapan bir vudu ayininin yapıldığı anlaşılmaktadır. Sığırın (Önceden kesilen ne fazla kart ne de fazla körpe olan orta irilikte parlak sarı renkteki alacasız sağlıklı sığırın, y.n.) bir parçası ile öldürülen adama vurulması söylenmiş. Sığırın parçası ile darbe alan adam da dirilmiş ve anlaşılması gerektiği üzere: Adam da herhalde kendisini kim ya da kimlerin öldürdüğünü söylemiştir. İşte Allah ölüleri böyle diriltir denilerek Allah övünmekte ve işte denilmektedir: Allah akıllarınızı kullanın diye size böyle ayetler gösterir? Sığır parçasıyla ölüyü sopalarsanız, ölü dirilir. Ayetin bize vermekle övündüğü akıl budur. Allah?ın müminleri korkutmak yerine biraz da güldürmek için espri yapmış olması muhtemeldir ya da aklımızı kullanmamız için bize bir ayet göstererek, yani bunu söylediği bu ayeti göstererek, Kur?an?ın yazarı ?Yeter artık, bitsin bu rezalet, vicdan azabı çekiyorum, aklınızı kullanın da beni ciddiye almaktan vaz geçin!? diye adeta haykırmaktadır. Başka bir ihtimal de arkadaşlarıyla baş başayken kahkahalar atmak için bu ayeti yazmış ve bakalım bunu da ciddiye alacaklar mı diye kaba bir iddiaya girmiş olmalarıdır? Her şey olabilir? Biz bu ayetin ciddiyet ve soğukkanlılıkla yazıldığını kabul edip değerlendirdiğimizde ise şunları düşünmekteyiz: Zulüm gibi akıl da mı Kur?an?da zıt bir anlamla algılanmaktadır? Evet diyebilmemiz için zulüm tanımını içeren ayetler gibi çoğunda da aklın ters bir manayla kullanılması gerekmektedir. Bunu ilerleyen ayetlerde göreceğiz. 13. ayet bu duruma bir ipucu vermektedir. Bakara?nın bu 73. ayetinden de Kur?an?da geçen akıl kelimesinin tıpkı zulüm kelimesinde olduğu gibi anlamı saptırılarak şifreli bir kelime halinde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Sonraki ayetlerle konu daha kapsamlı açıklanacaktır. Her ayet gibi evrensel olan bu ayetin de uygulamasının nasıl olabileceği üzerine iki örnek verelim: Doktorsunuz diyelim, yoğun bakımdaki hastanızda beyin ölümü gerçekleşti ya da kalbi durdu, kul icadı makinelerle ilaçlarla müdahale ederek batıla sapmayın, ebediyyen yanarsınız yoksa, aklınızı kullanın, dolaptan sığır budunu kapıp ölmüş olan hastanızı bu butla pataklamaya başlayın; meslekten atılma durumunda mazlum bir mümin olarak size büyük sevap yazılacaktır? Ya da diyelim ki subaysınız. Sağ omzunuzda tüfeğiniz, sol omzunuzda da sığır budunuz olduğu bir şekilde savaşa ya da operasyona gidin, vurulup ölen askerlerinizi o butla dövüp diriltin. Dirilen askeriniz kalbinden kurşun alıp tekrar yere mi yığıldı? Budu indirin kafasına! Bu durumda birliğinizin savaş gücü fazlasıyla sağlam kalacaktır. Askerler dirilmez ve belli bazı işlemlerden sonra siz de YAŞ kararları ile ordudan atılırsanız belediyeler hemen sizi kapıp size güzel bir iş verecektir. Sevabı da cabası. Ancak hidayete erdiğimiz 21. yüzyıl Türkiyesi?nde böyle bir garabet nedeniyle ordudan atılmanız olasılığı düşüktür. Bu sebeple, Allah?ın bu akıl dolu ayetini ciddiye alıp uyguladığınız için TSK?dan atılacağınız endişesini fazla taşımayın? Sığırın ne fazla kart ne de fazla körpe olan, orta irilikte parlak sarı bir renkte alacasız sağlıklı bir sığır olmasına da dikkat edin; önceki hikmet dolu ayetlerin yazılış nedeni bu ayrıntıları vermektir, diriltmeye çalışacağınız mefta dirilmediğinde, meftayı dövdüğünüz budun sahibi sığırın özelliklerinden birinde eksiklik var demektir? Eksiklik olmasa bile en önemli sorun yeni mi kesilmiş olacağıdır, yeniyse bile ne kadar yeni, fazla mı yeni, yoksa az mı yeni? Bu ve önceki yedi ayet bu kadar kapsamlı bir ilmi de bize vermiştir ve Suudi Arabistan?da bu ilmin deneylerinin yapıldığı laboratuvarların olması muhtemeldir. Ölümsüzlük deneylerinin şu ana kadar başarılı olmadığı açıktır; aksi halde duyururlardı, bir milyon sekiz yılında da duyurmamış olacaklarını biliyorum. Bu haberi de bana ebabil kuşları söyledi, ona binaen? İlgili deneyin yapıldığı ilim laboratuvarlarında şimdilik ?tefsirin bu bölümü yazıldığı dakikalar- ?Vay benim yüce rabbim sığıra nasıl hassas bir ölçü koymuş ki üç milyonu aşkın defadır sığır gırtlaklayıp budundan toynağına kadar her parçasıyla cesetlere darp ediyoruz da cesetleri bir türlü diriltemiyoruz!? diyerek Allah?ı övüyorlardır. Tabi buna şu şekilde itiraz gelebilir: Bu sır cinayetleri çözmek için verilmiştir ve anca oralarda uygulanabilir. El cevap yetiştirme: Bu da haklı ve ilmi bir görüştür, amma ve lakin ilmi deneylerle ilgili bütün uğraş ve ilmi tespitlerim bu sefer de Suudi Arabistan adli tıbbı için geçerli olacaktır. Onca deneyden sonra, bu konuda islami cepheden verilecek olan akla en uygun ve nihayi açıklamanın ne olacağına dair kesinlikle doğru olan kehaneti yazarak ayetin tefsirine son verelim: İlgili ayetteki mucizeyi görebilmek, yani bahsi geçen kurallar çerçevesinde bir ölü diriltmeye tanık olabilmek için, yakın zamanda içlerinde bir cinayet işleneceği düşüncesini dahi akıllarından geçirmeyenlerden oluşan bir grup yahudinin önceki ayetlerde tanımlanan sığırın özelliklerinde bir sığırı amaçsızca kesip, ardından içlerinden bir ya da birkaç kişinin içlerinden diğer bir kişiyi öldürmesi gerekmekte ve buna ilaveten bu şartlar altında kesilen sığırın bir parçası ile işte bu şartlar altında maktül olmuş şahsın cesedine bu grup yahudilerden birince darp edilmesi gerekmektedir. Böyle bir durumda ölünün dirileceği ilmen mutlaktır, bu hakikatin inkarının cezası ölümdür. İnkar edene üç kez sorulmalı, inkarını üç kez tekrarlarsa tevbeye davet edilmelidir. Tevbe etmez ise katli ve mallarına İslam adına el konulması vaciptir. __________________________________________________________ Necim Suresi 21. ayet: E lekumu'z-zekeru we lehu'l-unsa? Meali: Demek erkekler sizin dişiler Allah'ın, öyle mi? Bire bir çevirisi: "Mokar" sizin camcuf O'nun mu? = "Y...." sizin "A." O'nun mu (Muhammed'in mi)? Küfürleşme vardır ve Muhammed küfüre laf yetiştirmektedir. Buradaki küfürden kasıt inkar değildir. Kollu börekli atışma söz konusu ve bu da ayettir diye kaydedilmiştir. Günümüzde bu ayet okunduğunda mümin Araplar ağlamayı bırakmakta sağa sola bakınarak duymamazlıktan gelmekte; ama Arapça bilmeyen müminler höyküre höyküre ağlamaya devam etmektedirler. Bu manzaraya tanık oldum.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.