Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Kürt Sorunu ve Türkiye'nin geleceği hakkında


cozunurluk

Önerilen İletiler

Evet Atatürk ırkçı bir yaklaşımla söylememiştir o meşhur sözünü; tam tersine, onun milliyetçiliğin birleştirici olduğu için, Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm vatandaşlarını ırklar üstü bir kimlikle, "TÜRK" adıyla birleştirmek ve hepsinin eşit olduğunu göstermek için yapmıştır.

 

Ben de sizin gibi düşünüyorum. Ama şunu da eklemek istiyorum ki, Atatürk'ün "Ne mutlu Türküm diyene" sözünden, sadece, ülkemizdeki bölücü-ırkçı anlayış sahipleri rahatsız oluyor.

Ezber ve kaliplasmis laflar. 90 yili askin dinliyoruz bu ezber ve kalip laflari. Biz sadece kendi görüsümüzü baskalarina illada söyle anlayacaksiniz diyerek zorla empoze etmeye calisan bir toplumuz. O yüzden de bu tür söylemlerden rahatsiz olanlari hemen bölücü veya Türk düsmani gibi kaliplasmis laflarla suclariz.

Biz rahatsiz olanlara hayatta sormayiz, neden rahatsiz oluyorlar? Bizim en iyi özelligimiz elestirenleri ve rahatsiz olanlari linc etmektir ve herkesin bizim dogrumuzu kabul etmesini beklememizdir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ezber ve kaliplasmis laflar. 90 yili askin dinliyoruz bu ezber ve kalip laflari. Biz sadece kendi görüsümüzü baskalarina illada söyle anlayacaksiniz diyerek zorla empoze etmeye calisan bir toplumuz. O yüzden de bu tür söylemlerden rahatsiz olanlar hemen bölücü veya Türk düsmani gibi kaliplasmis laflarla suclariz.

Biz rahatsiz olanlara hayatta sormayiz, neden rahatsiz oluyorlar? Bizim en iyi özelligimiz elestirenleri ve rahatsiz olanlari linc etmektir ve herkesin bizim dogrumuzu kabul etmesini beklememizdir.

 

 

Sayin dünyahepimizin sende bilirsin cünkü hicbir ülke kendi kimligini tartismaya acmaz. Türklerin kimligi daha 1924 Anayasasi´nda tespit edilmiştir. Anayasanın 88. maddesinde kimin Türk oldugu acikca yazilidir. Dini, etnik kökeni ne olursa olsun Türkiye´ye vatandaslik bagiyla bagli olan herkes Türkiyelidir. O bakimdan Türk bir üst kimliktir.

 

Tabi ki alt kimlikler vardır ve farklı etnik kökenlerden gelen vatandaslarimiz vardır. Farklı mezheplere mensup vatandaslarimiz vardır. Fakat hepimizin ortak unsuru Türk milletinin üyesi olusumuzdur. Türk milleti hepimizin ortak kimligidir. Türklerin üst kimligidir. Bunu tartismaya actigimz zaman Türk kavramini herhangi bir alt kimlik düzeyine indirdiginiz zaman devletin bütünlestirici unsuru kalmaz.

 

Aradiginiz her halde bu nokta degil?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türk etnik kimliğini kimler dayatıyor? Ona iyi bakmak lazım.

 

"Türk, bir etnik kimliğin adıdır, ülkemizde Türk'ten başka milletler de vardır" diyenler mi, yoksa "Türk, bir etnik kimlik değildir, bir ırkın değil bir milletin adıdır, ülkemizdeki çeşitli etnik gruplara ait insanların hepsini içine alan bir üst kimliktir. Hepimiz Türküz." diyenler mi, etnik kimliği dayatanlar?

 

Türk etnik kimliğini dayatanlar,Türk kimliğinden başka kimlikleri kabullenemeyen zihniyetlerdir,ikisi de değil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ezber ve kaliplasmis laflar. 90 yili askin dinliyoruz bu ezber ve kalip laflari. Biz sadece kendi görüsümüzü baskalarina illada söyle anlayacaksiniz diyerek zorla empoze etmeye calisan bir toplumuz. O yüzden de bu tür söylemlerden rahatsiz olanlari hemen bölücü veya Türk düsmani gibi kaliplasmis laflarla suclariz.

Biz rahatsiz olanlara hayatta sormayiz, neden rahatsiz oluyorlar? Bizim en iyi özelligimiz elestirenleri ve rahatsiz olanlari linc etmektir ve herkesin bizim dogrumuzu kabul etmesini beklememizdir.

 

Hemen suçlama beni, "ezber ve kalıplaşmış laflar" diye, arkadaşım. Ben sizin gibi düşünenleri "Türk düşmanı" diye suçlamadım, yazıya lütfen bir kez daha bakın. Ama "bölücü-ırkçı" ifadesini kullandıysam, onda da amacı suçlamak değil. Çünkü ülkemizin ikiye bölünmesini isteyen ve "güney doğuda Kürdistan kurulsun, biz Kürt ırkından geliyoruz, Türk sayılmayız, Türk başka bir ırkın adıdır." diyenler yok mu? Onları kastediyorum bu ifadeyle. Onlar açıkça "bölünmek"ten ve "ırk"ın çok önemli olduğundan bahsemiş olmuyorlar mı o sözleriyle? Yine de o düşünceler bana göre yanlış bile olsa, onları düşüncelerinden dolayı "suçlamadığımı" tekrar etmek istiyorum. Herkesin düşüncesi kendisine göre doğrudur çünkü.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...
Ezber ve kaliplasmis laflar. 90 yili askin dinliyoruz bu ezber ve kalip laflari. Biz sadece kendi görüsümüzü baskalarina illada söyle anlayacaksiniz diyerek zorla empoze etmeye calisan bir toplumuz. O yüzden de bu tür söylemlerden rahatsiz olanlari hemen bölücü veya Türk düsmani gibi kaliplasmis laflarla suclariz.

Biz rahatsiz olanlara hayatta sormayiz, neden rahatsiz oluyorlar? Bizim en iyi özelligimiz elestirenleri ve rahatsiz olanlari linc etmektir ve herkesin bizim dogrumuzu kabul etmesini beklememizdir.

 

eğer bu laflar ezber ve kalıplaşmış laflar ise

sizinde hak tı eşitlikti demokrasiydi gibisinden ettiğiniz laflar ezbere ve kalıplaşmış haklardır.Sen kendini fikrini Anayasanın üstünde sayamassın kendi fikrini dayatamassında toplumda bir düzen vardır uymak zorundasındır uymassan eğer kirişler kırılır bunda da tedbiri alan değil olayı yaratan sorumludur ve sonuç değişmicektir.

 

Ben yaşım yeterse bir 90 yıl daha söylerim eyvallah hatta kısmetse torunlarımada söylerim siz merak etmeyin....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

eğer bu laflar ezber ve kalıplaşmış laflar ise

sizinde hak tı eşitlikti demokrasiydi gibisinden ettiğiniz laflar ezbere ve kalıplaşmış haklardır.Sen kendini fikrini Anayasanın üstünde sayamassın kendi fikrini dayatamassında toplumda bir düzen vardır uymak zorundasındır uymassan eğer kirişler kırılır bunda da tedbiri alan değil olayı yaratan sorumludur ve sonuç değişmicektir.

 

Ben yaşım yeterse bir 90 yıl daha söylerim eyvallah hatta kısmetse torunlarımada söylerim siz merak etmeyin....

 

Kardesim dedigin seye bak: Anayasa bizleri YOK sayiyor. Dilinizi konusmayin diyor, Kurt diye bir sey yok diyor. Siz bir de kalkmis bizlere kendimizi anayasadan ustun saydigimizi soyluyorsunuz. Yahu siz nerede yasiyorsunuz? Cunku Turkiye'de bugune kadar olup bitenlerden haberiniz yok. Insaf!

 

Ve asil aci olan ne biliyor musunuz?

 

Aranizda hic bir Turk arkadas cikip sizlerin bu dediginize de karsi cikmiyor bu forumda. Aydin Turk arkadaslarini seslerini yukseltmeye cagiriyorum!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anayasada koruyucu hak kavramı vardır.BU haklar kişiyi devlete ve topluma karşı koruyan haklardır.Bu haklar içinde devlete düşen görev bu hak ve özgürlükleri tanımak ve karışmamaktır.Anayasının 17. maddesi ve diğer 40.maddesi arası yer alan haklar koruyucu haklardır.

 

Nelerdir peki bu koruyucu haklar özetle yazayım

Dİn vicdan özgürlüğü

Özel yaşamın korunması

Düşünce özgürlüğü

Haberleşme özgürlüğü v.s.

 

Devletin pozitif sunduğu haklar ise isteme haklarıdır.Devlet bu hakları tanımakla yetinmez gerçekleşmesi için çabalar.Bu haklar özetle

Çalışma hakkı

Öğrenim hakkı

KOnut Hakkı

Sosyal güvenlik hakkıdır.

 

Ayrıca Anayasının 13.maddesi gereğince temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması yada yasaklanması engel olunması kişinin hak ve özgürlüklerinin gerçekleşmemesi için sıkıştırılma yapılması v.s. gibi durumlar yasanın ilgili maddesi gereğince açık açık yazıldığı gibi sadece bir kanun la mümkündür.Kürtler için "Kürt halkına şöyle şöyle yapın ........" diye yazan bir kanun ben bilmiyorum okumadım var ise buraya yaz...!!!

 

Temel hak ve hurriyetlerin kısıtlanması durumuna istinaden her türlü kısıtlanması yada yasaklanması olmayan durumlar ilgili yasanın belirttiği konu kümesinde 15.madde de belirtmiştir aynen aktarıyorum

-kişinin yaşama hakkının durdurulması

-Dİni görüşlerini açıklanmaya zorlanması

-Suç ve cezaların geçmişe götürülmesi

-Suçluluğu kesinleşmedikçe kimsenin suçlu sayılmaması

 

Bu yazdıklarımla ilgili olarak bütün bu uygulanamaz hükmü sadece Türkler içindir ama Kürtlere uygulanır diyerek bir ibare var ise Anayasada yaz bunu.Eğer var ise Devlet cinayet işlemiştir eğer yok ise sen devlete karşı haksız fiile geçmişsindir.Onun da cezasını TCK veriyor zaten.

 

Devlet anayasa belirken bir şeye dikkat eder.Bir çok şeye ederde ben birini yazacağım.Anayasa da devletin tüzel kişiliği olarak "sadece belli bir dönem ve kişileri kapsamamaktadır" mantığı vardır.Yani Kürtler hakkında gene ibare yok.Sırf Kürt değil arabı ,çerkezi,lazı hatta ve hatta Türke ayrıcalığım vardır da demiyor.

 

Ha sen dersen ki ben Kürdüm dilimi konuşurum.Zaten teamülü anayasa sana bu hakkı tanıyor.Çünkü yasalar önce toplum içindir sonra bağdaştırıcı ve bütünleştiricidir.Anayasanın devletin ilk kurulduğu zamandan beri ve ayrıca katı anayasa olmasının sebeplerinden biride olan ilk 4 maddesinden birini hatırlayalım

-3.madde:Türkiye Devleti ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütündür.Dili Türkçedir.Bayrağı şekli kanunda belirtilen beyaz ay-yıldız ve al bayraktır.(bayrak kanunu)

Milli marşı istiklal marşı ve başkenti Ankaradır.

 

Ha sen şimdi diceksin.İşte bak orda Kürtçe yazmıyor Türkçe yazıyor.Hatta duyar gibiyim....

 

Beynelmilel kabul olan birşey vardır.Üniter bir devletin resmi dili tektir.Türkiye nasıl bir devlet ; Üniter o halde kaç tane dili olacak.Bu ülkenin resmi dili Türkçe,kürtçe,arapça,lazca.... varsa dahaları şeklinde mi yazılacak.O zaman sen devlet değilsindir.Tek devlet mantığına uymassın.Senin dilini yazılı yasada yasaklamıyor ayrıca bu ülkenin resmi dili Türkçedir diyor.Kürtçe konuşulamaz denmiyor ki zaten desede siz konuşacaksınız ve zaten konuşuyordunuz ve size konuştuğunuz zaman kimse bir şey yapmıyordu tarihte daha bugüne kadar yasanın kabul etmediği sınırlar dahilinde yani Türkçe dili dışında bir dil kullanılamaz yada alternatif göstermediği evrensel olmayan bir dille konuşursan o zaman ceza alırsın çünkü yasayı çiğnemiş olursun.Bu sadece kürtçe için değil lazca,çerkezce,arapça,zazaca v.s içinde geçerli olan bir kuraldır.Kendinize burdan pay biçmeniz sadece iş güzarlıktır.

 

 

Eğer halada Anayasa bizi yok sayıyor diyiyorsan gözünün üzerinde kaş var diyecek yer arıyorsun derim

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anayasa bizleri YOK sayiyor. Dilinizi konusmayin diyor, Kurt diye bir sey yok diyor. Siz bir de kalkmis bizlere kendimizi anayasadan ustun saydigimizi soyluyorsunuz. Yahu siz nerede yasiyorsunuz? Cunku Turkiye'de bugune kadar olup bitenlerden haberiniz yok. Insaf!

 

Ve asil aci olan ne biliyor musunuz?

Anayasamızada "Kürt yoktur" diye bir ifade varmı?

 

"Kürtler dilini konuşmasın" diye bir söz var mı peki TC anayasasında?

 

Yok, tabii.

 

Peki, Anayasada "Türkiyede yörük vardır, türkmen vardır, çerkez vardır..." diye ifadeler var mı? O da yok.

 

Ülkemizde "yörük, türkmen, çerkez, laz veya pomak" olanlar, neden "Anayasada bizim adımız geçmiyor" diye sızlanmıyor, hatta bağımsızlık istemeye kalkmıyorlar acaba?

 

Biraz, sizler de "empati" yapsanız, diyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anayasamızada "Kürt yoktur" diye bir ifade varmı?

 

"Kürtler dilini konuşmasın" diye bir söz var mı peki TC anayasasında?

 

Yok, tabii.

 

Peki, Anayasada "Türkiyede yörük vardır, türkmen vardır, çerkez vardır..." diye ifadeler var mı? O da yok.

 

Ülkemizde "yörük, türkmen, çerkez, laz veya pomak" olanlar, neden "Anayasada bizim adımız geçmiyor" diye sızlanmıyor, hatta bağımsızlık istemeye kalkmıyorlar acaba?

 

Biraz, sizler de "empati" yapsanız, diyorum...

 

- Kurt halkini bir kac bin cerkezle es tuttunuz!

- Ustelik onlar asimile olmayi tercih ediyorlarsa o onlarin sorunu. Onlar asimilye kurban olmaya raziysa ondan bana ne? Biz Kurtler asimile OLMAYACAGIZ!

- Ortadaki gercek sudur ( lutfen dikkatle okuyun su cumlemi): KURTLERIN cogunlugu Turkiye Devletinin Anayasasindan ve yasalarindan sikayetcidir!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

- Kurt halkini bir kac bin cerkezle es tuttunuz!

- Ustelik onlar asimile olmayi tercih ediyorlarsa o onlarin sorunu. Onlar asimilye kurban olmaya raziysa ondan bana ne? Biz Kurtler asimile OLMAYACAGIZ!

- Ortadaki gercek sudur ( lutfen dikkatle okuyun su cumlemi): KURTLERIN cogunlugu Turkiye Devletinin Anayasasindan ve yasalarindan sikayetcidir!

 

sayın Diyarbakırlı anayasa bizleri yok sayıyor dediniz size anayasayı okudum fakat siz yorum yapmak yerine arkadaşın yazmışl olduğu bu ülkede sadece siz yoksunuz sayı rakam vermeden belirtilen çerkez,laz,arap işte muacir arnavut herneyse bu insanlarla beni bir tutamassınız dediniz.Afedersiniz ama bu yaklaşım bir sonuca çıkarmaz.Çünkü bu seferde benimle onları bir tutamassınız derseniz en başından beri sürekli tartışılan çoğunlukçu bir mantalite ile yaklaşmış diğer etniklerden daha üstünüm ifadesi ortaya çıkar ve öncelikle benim belirtmiş olduğum anasyanın koruyyucu maddesinde de belirttiği gibi yasada kimsenin ırkından bahsedilmez (Türktü kürttü lazdı ...) siz bunun varlığını iddia ettiniz buyrun yazdım yukarıya yok öle bir ifade.Hala var diyorsanız okuyun ve yakalayın satırları buraya yazın bizde öğrenelim var mı yok mu ....Sonrada durduk yere farklı bir temaya konuyu atlattınız kürtlerin çoğunluğu Türkiye devletinin anayasasından şikayetçidir söylemine geçtiniz.Ben aksine uyupta çok rahat eden bir çok kürt tanıyorum bu sözün temisili olarak kendinizide göstermeniz biraz yanlış oluyor Kürt toplumu sadece sizden ibaret değil sonuçta.Ha anayasada uygulama yönünden yanlışlar hatalar var olabilir bu tartışılır tartışmak için ayrı bir platform ama sağlam bir bilgi gerekir.Bizler sadece yorum yapabiliriz.E yorum dahi yapsak var olmayan bir ifadeyi iddia etmek tartışma mevsunun değerni biraz küçültüyor.

 

Biz yukarıda anayasada kürtlerin ezilmesini iddianızla ilgili yorum yaptık ayrıca asimile olmak ile ilgili değil.Alakası var yada yok her konuda sürekli asimile olmaktan bahsediyorsunuz.Asimile olman demek senin kültürel açıdan tamamen değişmen demektir.Değişitiğin tarafa kayman demektir.Onlarda böyle bir değişme yok.Hatta ve hatta ister çerkez ister laz ister zaza kültürlerine tamamen bağlı Türk vatandaşı olarak bu ülkede yaşamaktadır.olayı görmek yada göstermek istediğiniz pencere sadece size açılıyor....Genele değil

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hemen suçlama beni, "ezber ve kalıplaşmış laflar" diye, arkadaşım. Ben sizin gibi düşünenleri "Türk düşmanı" diye suçlamadım, yazıya lütfen bir kez daha bakın. Ama "bölücü-ırkçı" ifadesini kullandıysam, onda da amacı suçlamak değil. Çünkü ülkemizin ikiye bölünmesini isteyen ve "güney doğuda Kürdistan kurulsun, biz Kürt ırkından geliyoruz, Türk sayılmayız, Türk başka bir ırkın adıdır." diyenler yok mu? Onları kastediyorum bu ifadeyle. Onlar açıkça "bölünmek"ten ve "ırk"ın çok önemli olduğundan bahsemiş olmuyorlar mı o sözleriyle? Yine de o düşünceler bana göre yanlış bile olsa, onları düşüncelerinden dolayı "suçlamadığımı" tekrar etmek istiyorum. Herkesin düşüncesi kendisine göre doğrudur çünkü.

Dünyada var olan tüm ülkelerde marjinal ve asiri milliyetci gruplar vardirki bunlar aynen ülkemizde oldugu gibi Türkiye'den ayrilmis bir Kürt devleti isterler ve hatta inanmayacaksiniz ama ufak bir arastirma yaparsaniz Laz ve diger gruplar arasinda bile bu tür marjinal grupcuklar bulacaksiniz. Bize düsen ise milyonlarca Kürt vatandasi devamli öne sürdügümüz bölücü marjinal gruplar ile ayni kefeye koymamamiz. Tabiiki söylediginiz gibi Türkiye'den ayrilmak isteyen Kürt'ler var, aynen icimizdeki irkci milliyetci Türk'lerin varligi ve onlarinda Türk'ler disinda herkesi kovmak istemesi gibi. Akli selim cogunluktaki Kürt vatandaslarimiz ise sadece kültürel konuda ve dil konuusnda gelisme istiyorlar. Bu konuda bölücülük aramak abestir ve kötü niyetten kaynaklanir. Tüm dünya el birligi yapsa Türk ile Türkiye'de yasayan Kürt'leri hayatta kimse ayiramaz, bu aynen iki kere iki dört misali gibi. Bizler bir et ve kemik gibiyiz, akrabayiz, dayimiz var, teyzemiz var, halamiz var.

Benim ezber ve kaliplasmis laflar dedigim konu, herkesin "ne mutlu Türküm diyene" sözünü Atatürk'ün agzindan ken disinin yorumlamasi. Bana Atatürk'ün kendi agzindan bir aciklama gösterebilirmisiniz "Ne mutlu Türküm diyene" den ne anlasilmasi gerektigine dair. Gösterin ona göre tekrar konusalim. Herkes kendi kafasina göre Atatürk'ü yorumluyor. Bir bakiyorsun Atatürk birilerinin yorumuna göre en keskin seritci bile oluyor. Bu konular hassastir, o halde bizlerinde cok hassa olmasi gerekli.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

eğer bu laflar ezber ve kalıplaşmış laflar ise

sizinde hak tı eşitlikti demokrasiydi gibisinden ettiğiniz laflar ezbere ve kalıplaşmış haklardır.Sen kendini fikrini Anayasanın üstünde sayamassın kendi fikrini dayatamassında toplumda bir düzen vardır uymak zorundasındır uymassan eğer kirişler kırılır bunda da tedbiri alan değil olayı yaratan sorumludur ve sonuç değişmicektir.

 

Ben yaşım yeterse bir 90 yıl daha söylerim eyvallah hatta kısmetse torunlarımada söylerim siz merak etmeyin....

Umarim siz neye cevap verdiginizin farkindasiniz!!!! Ben fazla emin degilimde.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Biraz da biz Kürt olalım

 

 

Devlet, Kürt sorununu istese de tek başına çözemez. Toplumun da bu sürece aktif katılımı ve desteği şart. Bazı sivil toplum kuruluşlarının son yıllarda geliştirdiği inisiyatifler son derece önemli, ama yetersiz.

Meseleye yaklaşımda yeni bir anlayışa, vizyona ve modele ihtiyaç var. Bu, devlet için olduğu kadar toplum için de geçerli. 'Sorun devletle Kürtler arasında' deyip işin içinden sıyrılmak mümkün değil. 'Kürtlerle Türklerin arasında bir sorun yok' ifadesi de derinlerdeki gerçeği yansıtmıyor. Evet, çatışma yok, gerginlik yok, birçok konuda ayrımcılık da yok; ama Türkler, bu ülkede bin yıldır birlikte yaşadığı Kürtlerin kültür, dil ve duyuş alanlarının ne kadar 'içinde'?

 

Bu sorunun cevabından çok emin değilim doğrusu. Daha kestirmeden soralım; Türkiye'de Kürt kökenli olmamakla beraber Kürtçe bilen kaç kişi var sizce? Bütün Kürtler anadillerinin yanında mutlaka Türkçeyi de öğrenirken bugün kaç Türk Kürtçe konuşabiliyor acaba? Türkiye genelinde bu sayının bir iki bini aşacağını hiç sanmıyorum.

 

Bu önemsiz bir konu değil; bizim Kürtlerle ilişkilerimizde 'onların özel alanları'na ne kadar 'uzakta' durduğumuzu yansıtıyor. Bin yıldır birlikte yaşadığımızı söyleyip bağlılık, sadakat ve hatta itaat beklediğimiz Kürtlerin dillerine bu ilgisizlik neden?

 

TRT Şeş'in açılışında Başbakan, Kürtçe 'hayırlı olsun' demişti de ertesi gün neredeyse hiçbir gazete bunu doğru yazmayı başaramamıştı, hatırlayın. Az biraz eğitimli, kentli her Türk, İngilizce, Fransızca, Almanca ve hatta Rusça üç beş kelime bilir. En azından 'merhaba', 'günaydın', 'teşekkürler', olmadı 'seni seviyorum' demeyi kıvırır. Çıkın sokağa sorun, bin yıldır beraber yaşadığımız 'bizim' Kürtlerin dilinden bunları söyleyebilen kaç Türk var?

 

15 yıl öncesine kadar varlığı inkâr edilen, 5 yıl öncesine kadar dilini herhangi bir şekilde öğretme imkânından yoksun olan bir halkın dilini bilmek kolay olamazdı, doğru. Yine de birlikte yaşayan, komşu olan, akraba olan insanların dili sosyal alanda bile olsa biraz ilgi görmeliydi.

 

Kendi hesabıma, en basit bir soruyu, duyguyu, teşekkürü bile Kürtçe ifade edemediğimi fark ettiğimde utandım. Üstelik bu daha birkaç ay önce yaşadığım bir utanç. Onca Kürt dostuma rağmen bu derece bilgisizlik 'cehalet' değildi sadece; bir ilgisizlik, hatta duyarsızlıktı. Kürtleri, 'bizim' dilimizi öğrenen, hayatımıza bir şekilde eklemlenen, devletimize itaat eden 'pasif varlıklar' olarak gördükçe 'sorunlarımızı' çözemeyiz. Devlet de çözmez zaten böyle bir toplumun sorunlarını.

 

Hazır değiliz, Kürtlerle hayatı 'paylaşarak' yaşamaya hazır değiliz. Mesele, Kürtlüğünü bilmeden sevdiğimiz bir Kürt'le sorun yaşamamamız değil, Kürtlüğünü bilerek ve onu paylaşarak birlikte yaşamayı öğrenebilmek. 'Onlardan ne farkımız var ki' demek çok kestirme bir yol ve de anlamsız. Onları 'bizden' görmek ayrı, 'farklılıklarına saygı göstermek ayrı. Bizden görerek 'farklılık'larını inkâr etmek onları bizden koparan en acı yol.

 

Kürtlerle bu vatanı, geçmişi ve geleceği 'paylaştığımızı' idrak etmedikçe Kürtlerin hakkını vermiş olmayız. Genç Siviller geçen bahar çok anlamlı bir etkinlik yapmışlardı Diyarbakır'da; 'biraz da biz Kürt olalım'. Onlardan, ortak yaşadığımız bu ülkeye ve devlete sadakat değil sadece, Türk olmalarını, Türkçe konuşmalarını da bekledik. Buna karşın biz Türkler ne kadar Kürt olduk? Sanırım böyle bir karşılıklığa birlikte yaşamak adına gerek olduğunu pek fark etmedik bile.

 

Geçen hafta Mümtaz'er Türköne çok nefis ifade etti: 'Kürt, ancak benim Kürtlüğüm kadar Türk olabilir. Daha fazlasını kimsenin beklemeye de istemeye de hakkı yok'. Galiba her Türk'ün biraz Kürt olmaya hazırlanması lazım.

 

 

24 Şubat 2009, Salı

İhsan Dağı Bey harika bir makaleye imza atmış...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben gene de emin degilim neye cevap verdiginizden, cünki yorumumdaki cevabin muhatabi baska birisiydi. Yani ben size söylemedimki orada yazdiklarimi. ;)

 

arkadaşım yazdığın cevap yazgana yazganın yorumundaki ifadenin söylem başı benim "ne mutlu Türküm diyene" yazımdır.Yazgan arkadaşım ordan yola çıkarak bir yorum yapmıştır sende yazgana yorum yapmışsın.Çekirdek teki konuya benim cevap vermem kadar doğal olan bir şey olamaz ayrıca ne yani yorum yaptığın kişi sadece senin ifadene cevap verebilir yazgan yazıyorsa yazgan taypa ise taypamı alakasız bir yaklaşım

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

arkadaşım yazdığın cevap yazgana yazganın yorumundaki ifadenin söylem başı benim "ne mutlu Türküm diyene" yazımdır.Yazgan arkadaşım ordan yola çıkarak bir yorum yapmıştır sende yazgana yorum yapmışsın.Çekirdek teki konuya benim cevap vermem kadar doğal olan bir şey olamaz ayrıca ne yani yorum yaptığın kişi sadece senin ifadene cevap verebilir yazgan yazıyorsa yazgan taypa ise taypamı alakasız bir yaklaşım

Tabiiki siz veya baskalarida cevap verebilir, buna bir sey söyledigimiz yok, sadece ben konu olan arkadasin kendi yorumuna karsilik bir cevap verdim, sizinkine degil. Aradaki fark bu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.....

Meseleye yaklaşımda yeni bir anlayışa, vizyona ve modele ihtiyaç var. Bu, devlet için olduğu kadar toplum için de geçerli. 'Sorun devletle Kürtler arasında' deyip işin içinden sıyrılmak mümkün değil. 'Kürtlerle Türklerin arasında bir sorun yok' ifadesi de derinlerdeki gerçeği yansıtmıyor. Evet, çatışma yok, gerginlik yok, birçok konuda ayrımcılık da yok; ama Türkler, bu ülkede bin yıldır birlikte yaşadığı Kürtlerin kültür, dil ve duyuş alanlarının ne kadar 'içinde'?

 

................

 

Bu önemsiz bir konu değil; bizim Kürtlerle ilişkilerimizde 'onların özel alanları'na ne kadar 'uzakta' durduğumuzu yansıtıyor. Bin yıldır birlikte yaşadığımızı söyleyip bağlılık, sadakat ve hatta itaat beklediğimiz Kürtlerin dillerine bu ilgisizlik neden?

 

...............

 

15 yıl öncesine kadar varlığı inkâr edilen, 5 yıl öncesine kadar dilini herhangi bir şekilde öğretme imkânından yoksun olan bir halkın dilini bilmek kolay olamazdı, doğru. Yine de birlikte yaşayan, komşu olan, akraba olan insanların dili sosyal alanda bile olsa biraz ilgi görmeliydi.

 

..................

 

 

 

Kürtlerle bu vatanı, geçmişi ve geleceği 'paylaştığımızı' idrak etmedikçe Kürtlerin hakkını vermiş olmayız. Genç Siviller geçen bahar çok anlamlı bir etkinlik yapmışlardı Diyarbakır'da; 'biraz da biz Kürt olalım'. Onlardan, ortak yaşadığımız bu ülkeye ve devlete sadakat değil sadece, Türk olmalarını, Türkçe konuşmalarını da bekledik. Buna karşın biz Türkler ne kadar Kürt olduk? Sanırım böyle bir karşılıklığa birlikte yaşamak adına gerek olduğunu pek fark etmedik bile.

 

Geçen hafta Mümtaz'er Türköne çok nefis ifade etti: 'Kürt, ancak benim Kürtlüğüm kadar Türk olabilir. Daha fazlasını kimsenin beklemeye de istemeye de hakkı yok'. Galiba her Türk'ün biraz Kürt olmaya hazırlanması lazım.

 

 

....

 

Sevgili muvakkar,

 

Şimdi anladım o makaleyi,yeni gördüm.Burada görmeseydim,senden ayrıca isteyecektim.Teşekkür ederim.

 

Altını çizdiğim cümleleri,hepimiz bir daha okuyalım.

 

Biraz empati kuralım,biraz Kürt olalım.

 

Yabancıyız birbirimize,aynı ekmeği paylaşırken yabancı.

 

...........

 

Değerli yazgan ve Değerli taypa,

 

lütfen bize anayasaları değil uygulamaları yazın.

 

Biz boşuna kanun var sadece demiyoruz,sadece kanun...nerede hukuk?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mehmet Ali Birand'tan bir analiz...

 

Kürt sorununda epey mesafe alındı. ancak...

 

Öcalan'ın yakalanmasının üstünden 10 yıl gçti ve Kürt sorununda en önemli uzlaşı imkanını kaçırdık. Şimdi son 20 yılda nereden nereye geldiğimize, attığımız adımlara bakacak olursak, çok mesafe aldığımızı söyleyebiliriz. Türk toplumu bu süreçte, tüm kışkırtmalara rağmen sağduyusunu kaybetmedi.

 

Dünkü yazımda, Öcalan yakalandıktan sonraki 7 yıl süresince Ankara'nın Kürt sorunun çözümünü kolaylaştıracak veya Kürt kökenli vatandaşların beklentilerinden hiç değilse bir bölümünü karşılamak için hiçbir adım atmadığına değinmiş ve büyük bir fırsatın kaçırıldığını anlatmıştım.

 

Türkiye, 20 yılı aşkın süredir mücadele ettiği PKK terörünü durdurabilmek için daha başka fırsatlar da kaçırdı. Ancak şu 20 yılı bir incelersek, dünden bugüne çok mesafe alındığını da görürüz.

 

1980'lerde Kürt kimliği tanınmazdı. Türkiye kürtlerin bulunmadığı iddia edilirdi. Özellikle askerler, Kürtlerin aslında dağda yaşayan Türkler olduklarını iddia ederlerdi. Bu yönde kitaplar, bilimsel araştırma adı altında makaleler yayınlatırlardı. Tabii bu iddiayı kimseye kabul ettiremediler.

 

12 eylül darbesi, Kürt sorununun derinleşmesinin başlıca sorumlusudur.

 

Askeri yönetim, herşeyi yasakladı.

 

Kürtçe konuşulamaz, Kürtçe şarkı söylenemez, yeni doğan çocuklara Kürtçe isim konulamaz, köylerin eski Kürtçe isimleri de Türkçeleştirilirdi. Bütün bunlara bir de Diyarbakır hapishanesindeki işkenceleri eklersek, PKK'nın nasıl kolayca geliştiğini daha iyi anlarız.

 

Size kendimden bir örnek vereyim.

 

12 eylül darbesinin kitabını yazmıştım. Cumhurbaşkanı Kenan Evren kitabı sonunda okumak koşuluyla söyleşi vermeyi kabul etmişti. Nitekim yazım bitince köşke yolladım. Darbenin nedenlerini anlatırken, bana Kürt sorunundaki yaygınlaşmanın da gerekçelerden biri olduğunu söylemiş, ben de kitaba almıştım. Bir süre sonra Çankaya'dan aradılar ve Evren'in benimle görüşmek istediğini söylediler.

 

Beni görünce ilk sözü “Ben söyledim, ancak Kürt sorunu ile ilgili bölümü çıkartırsan bu kitaba izin veririm” dedi. Evren, kitapta Kürt kelimesinin bulunmasına itiraz ediyordu.

 

İster istemez kabul ettim ve kitap yayınlandı. İşte bu olay bana, askerin Kürt sorununa ne kadar duyarlı olduğunu ve yanlış baktığını öğretti.

 

Bakın oralardan nerelere geldik.

 

Bugün artık Kürtçe konuşuluyor. Kimse sorgulamıyor.

 

Kürtçe isim verilebiliyor. Köylerin eski Kürt isimlerini tekrar almalarına imkan sağlanıyor. Kürtçe öğrenilebiliniyor. En önemlisi, Devletin resmi televizyonu Kürtçe yayın yapıyor.

 

Sadece TV yayını dahi, Türkiye Cumhuriyetinin Kürt varlığını kabul ettiği anlamına geliyor. Yani, 20 yıl içinde “Kürt denilen bir ırk yoktur” diyen resmi politika “Kürtleri kucaklama” noktasına gelmiştir.

 

Ancak bu adımlar öylesine zamansız atılmıştır ki, beklenen etkisini yapamamıştır. Zamanında yapılmış olsaydı, bu sorunun yarattığı bataklık çok daha kolaylıkla kurutulabilirdi.

 

Buna beceriksizlik mi, yoksa siyasi korkaklık mı demek gerekir bilemiyorum. Bildiğim ve yıllardır bu konuyu Devletin üst noktalarında yöneten kişilerle yaptığım konuşmalardan öğrendiğim en korkunç gerçek, Ankara'daki kurumların bir Kürt politikası konusunda anlaşamamaları olmuştur.

 

Ankara'da, asker ve Mit farklı düşünür, eskiden Köşk ve hükümetler de farklı görüşlerle ortaya çıkarlar ve bu kakafoniden hiçbir zaman ortak bir politika çıkamazdı. Hoş şu sıralarda belki durum biraz daha değişik. Hiç değilse hükümet ile köşk olaya aynı pencereden bakıyorlar, ancak güvenlik kuvvetleriyle hala harmoni oluşturabilinmiş değil.

 

Tüm kışkırtmalara rağmen Türk - Kürt çatışması çıkmadı

 

Bütün bu kargaşa içinde hepimizin memnun olması gereken nokta, Türk ve Kürt toplumlarının tüm kışkırtmalara, tüm saçmalıklara rağmen tahrik olmamalarıdır. Son 20-25 yıldır, defalarca bir iç çekişmenin kenarından döndük. Korkunç suikastlar yaşadık. Cenaze törenleri yürekleri parçaladı. Yine de, belirli ve bilinen Türk ve Kürt gurupların çatışmasının dışına çıkılmadı. Toplumun büyük bölümü sağduyulu davrandı.

 

Ben bundan sonra, o eski iç savaş korkusunun gerçekleşeceğine inanmıyorum.

 

Yeter ki, siyasi otorite ne yapacağına karar versin.

 

Artık, ne yapılması gerektiği de hemen hemen bellidir.

 

Türkiye, eş zamanlı olarak hem Kürt sorununun genelinde, hem de PKK'ya karşı cesur önlemler almak ve uygulamaya sokmak zorundadır. Bu çukurdan başka türlü çıkmamıza da imkan yoktur.

 

Türk ve Kürt toplumları sağduyulu hareket ediyorlar dedikse de, karşılıklı sabırlarla fazla da oynamamak gerekir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

kürtlere yapılan ıkıncı sınıf muamele çok yanlış. çok fazla gördüm bunu ve çok rahatsız edici . her kürtü pkk gibi görüyorlar,o zaman her ülkücüde faşist olabilir diyim ben, böyle bişey olurmu ya. genel değerlendirme çok yanlış. tamam bu dağlara çıkanlar pkklar kürt, ama mantıklı düşünsenize bi onlar neden kendı köylerını bassınlar, neden karısını,çocugunu,anasını öldürmek istesinler, kendılerını genişletme çabasındalarken neden kendılerıne zarar versınler. hakkarıde çocukların barındıgı bı bına bombalandı herkes pkk nın ustune attı ve geçenlerde tvde izledikki ergenekonun parmagı çıktı altından. kurtuluş savasınıda kürtlerle türkler birlikte verdi,yani ülkenın kurtuluşu ve kuruluşuna katılan kürtlerin hakkı sonradan tanınmıştır, unutmayınkı kürtlerin 5000 yıllık geçmişi var.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Son günlerde dalga dalga yayılan DTP'yi temizleme operasyonuna bir yenisi daha eklenir mi diye beklerken...Cumartesi günü,sabahın en erken saatinde yolda elime aldığım gazetede ki "dipçiklenen çocuk" haberi bana "susmamam gerektiğini" bir daha hatırlattı.

 

Ne geçti aklımda biliyor musunuz?

 

"Nedir bunun anlamı" diye sordum önce kendi kendime.Küçük bir çocuk,çocuğa öldüresiye darbe indiren sayın emniyet görevlisi(!)...karelerden arda kalan sadece bu.

 

Peki ya ötesi...?Bu karelerin ötesinde kırgınlık var,öfke var,nefret var,sorular var...devletine güvenemeyen bir halkın PKK'da gördüğü çıkış var.

 

Şimdi yazın bakalım...DTP deyin,PKK deyin,vatan hainleri deyin...buyrun meydan sizin.

 

Benim tek diyeceğim;şu cümleleri okuyun önce...

 

 

kürtlere yapılan ıkıncı sınıf muamele çok yanlış. çok fazla gördüm bunu ve çok rahatsız edici . her kürtü pkk gibi görüyorlar,o zaman her ülkücüde faşist olabilir diyim ben, böyle bişey olurmu ya. genel değerlendirme çok yanlış. tamam bu dağlara çıkanlar pkklar kürt, ama mantıklı düşünsenize bi onlar neden kendı köylerını bassınlar, neden karısını,çocugunu,anasını öldürmek istesinler, kendılerını genişletme çabasındalarken neden kendılerıne zarar versınler. hakkarıde çocukların barındıgı bı bına bombalandı herkes pkk nın ustune attı ve geçenlerde tvde izledikki ergenekonun parmagı çıktı altından. kurtuluş savasınıda kürtlerle türkler birlikte verdi,yani ülkenın kurtuluşu ve kuruluşuna katılan kürtlerin hakkı sonradan tanınmıştır, unutmayınkı kürtlerin 5000 yıllık geçmişi var.

 

siz bu cümlelerde ki acıyı,telaşı görebildiniz mi?Göremediyseniz..."nedir bunun anlamı...?" diye sormaya devam edeyim kendime!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Son günlerde dalga dalga yayılan DTP'yi temizleme operasyonuna bir yenisi daha eklenir mi diye beklerken...Cumartesi günü,sabahın en erken saatinde yolda elime aldığım gazetede ki "dipçiklenen çocuk" haberi bana "susmamam gerektiğini" bir daha hatırlattı.

 

Ne geçti aklımda biliyor musunuz?

 

"Nedir bunun anlamı" diye sordum önce kendi kendime.Küçük bir çocuk,çocuğa öldüresiye darbe indiren sayın emniyet görevlisi(!)...karelerden arda kalan sadece bu.

 

Peki ya ötesi...?Bu karelerin ötesinde kırgınlık var,öfke var,nefret var,sorular var...devletine güvenemeyen bir halkın PKK'da gördüğü çıkış var.

 

Şimdi yazın bakalım...DTP deyin,PKK deyin,vatan hainleri deyin...buyrun meydan sizin.

 

Benim tek diyeceğim;şu cümleleri okuyun önce...

 

 

 

 

siz bu cümlelerde ki acıyı,telaşı görebildiniz mi?Göremediyseniz..."nedir bunun anlamı...?" diye sormaya devam edeyim kendime!

 

BIZlere karsi yorum atan tum forumdaslara sesleniyorum: SIZ kimsiniz BIZ kimiz? Bir aciklayin!

 

Hele BIZ-SIZcilik yapanlar kimler...neden yapiyorlar bir ogrenelim? Zira SIZ diye bizleri kastediyorsaniz, ki kanimca yaptiginiz da bu, o zaman bizleri neden OTEKILESTIRME geregi goruyorsunuz onu sormak istiyorum...

 

Kurt olmak yasakti, Kurtce konusmak yasakti, simdi olup biten apacik ortaya cikariliyorken, olum kuyulari kazilarinda, itiraflarda ortaya cikiyorken, hala olan biteni inkar etmeye ne denir? Nedir bu SIZ-BIZlik?

 

SIZ kimsiniz? BIZ kimiz? ACIKLAYIN!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yahu kardesim nasil hala olan bitenler ve Kurtlere yapilan haksizliklar inkar edilebiliyor?

 

Dusunun bir...Bu forumdaki en cok tartisilan konularin basliklari Kurt Sorunu ile ilgili degil mi? Yine mi inkar edeceksiniz ortada bir Kurt Sorunu oldugunu?

 

En cok yorum ve tartisma yine Kurt Sorunu uzerine yapilmiyor mu? Yine mi inkar edeceksiniz ortada bir Kurt Sorunu oldugunu?

****

Diyarbakirli!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yahu kardesim nasil hala olan bitenler ve Kurtlere yapilan haksizliklar inkar edilebiliyor?

 

Dusunun bir...Bu forumdaki en cok tartisilan konularin basliklari Kurt Sorunu ile ilgili degil mi? Yine mi inkar edeceksiniz ortada bir Kurt Sorunu oldugunu?

 

En cok yorum ve tartisma yine Kurt Sorunu uzerine yapilmiyor mu? Yine mi inkar edeceksiniz ortada bir Kurt Sorunu oldugunu?

****

Diyarbakirli!

 

bu başlıklara cevap yazılması haklılığınızı ıspatlamaz,farkındaysan senin var dediğin soruna biz yok diyoruz..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.