Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK


DİPNOT

Önerilen İletiler

Anayasa Mahkemesi: Hukuksuzluk Benim Karakterimdir!

 

Hakimler Oligarşisinin Kararına Asla Saygı Yok! 367 saçmalığından sonra yeni bir skandala daha imza atan Anayasa Mahkemesi Türkiye'nin hukuk devleti değil, tipik otoriter ******* olduğunu bir kez daha gösterdi.

 

 

 

 

Anayasa Mahkemesi'nden bugün merakla beklenen başörtüsü kararı hiçbir sürpriz doğurmaksızın sonuçlandı ve Meclis'te 411 oyla kabul edilen 10. ve 42. madde değişiklikleri 9'a 2 oyla iptal edildi. Aslında Anayasa Mahkemesinin neyi iptal ettiği üzerinde bir kere daha düşünmek yararlı olabilir. Anayasa'da açıkça Anayasa değişiklikleriyle ilgili denetim yetkisinin şekil unsurlarıyla sınırlı olduğunun belirtilmiş olmasına rağmen Anayasa Mahkemesinin bugün aldığı karar hukukun, aklın, mantığın iptal edilmesi anlamına gelmektedir.

 

Bu karar özünde sistemin kendini açıkça faşizan bir diktatörlük olarak ilanından başka bir şey değildir. Bu şekilde yargı bürokrasisi Kemalist dikta düzenine uygun olmayan her türlü düzenlemeyi reddedeceği mesajını vermektedir. Bu durumda Anayasa mahkemesi yerine mantıklı tutumun Kemalist oligarşik düzeni tartışmak olması gerektiği artık anlaşılmalıdır

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gerekmedikçe ironiye fazla takılmıyorum fuzuli kardeş. Aforizma tercihim. Halkla somut kucaklaşma adına basit, az ve özlü iletileri, diyalogları tercih ediyorum.

 

Çevreni olumsuz etkilemediğin sürece, kimse senin gerçek gecene de, sanal gecene de karışmaz.

 

Aforizmayı duynuştum ama sayende manasını da öğrendim bu bağlamda teşekkürler.Aforizmanın müşahhas olmadığını da öğrendim ki Anayasa Mahkemesi de aforizma yapmış halkla hangi müşahhas zeminde kucaklaşacak şaşkınlıkla bekliyorum.Geceme kimse karışmıyor da ben geceye karşıyım-artık kim aydınlatacaksa...

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya neyi tartışıyorsunuz siz yaa?

Kararı veren kim?

Anayasa Mahkemesi...

 

Yani "Hukuk" konusunda en yetkin mercii...

En geçerli yer...

 

Ne yani, "Şer'i Hukuk"tan başka birşey bilmeyenlerin yorumlarına mı güveneceğiz?

Yoksa kendisini bu mesleğe adamış insanların kararlarına mı?

 

Ya nasıl Anayasa Mahkemesi vermiş kararı...

Anayasa Mahkemesi...

Bunun ne demek olduğunu bileniniz var mı?

Anayasaya hüküm koyanlardan da üstün bir organdır...

O kararlar hakkında kesin hüküm verebilen bir organdır...

 

Hayatında avukat yüzü bile görmemiş adamlar gelip bu kararı eleştiriyor...

Komik yaa...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aforizmayı duynuştum ama sayende manasını da öğrendim bu bağlamda teşekkürler.Aforizmanın müşahhas olmadığını da öğrendim ki Anayasa Mahkemesi de aforizma yapmış halkla hangi müşahhas zeminde kucaklaşacak şaşkınlıkla bekliyorum.Geceme kimse karışmıyor da ben geceye karşıyım-artık kim aydınlatacaksa...

MUHABBETLE...

 

 

Fuzuli kardeş,

 

Anayasa mahkemesi, uygarlığın “ana”yasalarını temsilen zaten halkla kucaklaşmış durumdadır. Halkın demokratik, özgür yaşamını garanti etmiştir.

 

Geceleri kimin aydınlatacağı konusunda samimi isen, tarihin insan yararına diyalektik olarak geliştirmiş olduğu, bir bilim olan, anayasa ve yasaları rehber edinmelisin.

 

Ha, var olan anayasa ve yasaların geceleri oluşturduğunu söylüyorsan eğer, bilim dışı, ilahi/ahlaki kabul edilmiş, yüzlerce yöreden, yüzlerce töreden, toplumlarca sübjektif oluşa gelmiş değerlerin her hangi birisine sahip çıkacaksın.

 

Ama bu süreçte, seçtiğin törelerinle, insanlığa ve onu temsil eden yasalara ters düşüp suçlu olmamaya da azami dikkat göstereceksin. Kendi düşen ağlamasın.

 

Anayasamız, beyinlere gelen aydınlığı izole ederek, kadınlarımızın aydınlık günlerini gece yapan türbana (siyasi meta) karşı, yine “aydınlık özü” ile karşı çıkmıştır. Demokratik yasalarımızla birlikte gecemiz ırak, gündüzümüze selam olsun.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya neyi tartışıyorsunuz siz yaa?

Kararı veren kim?

Anayasa Mahkemesi...

 

Yani "Hukuk" konusunda en yetkin mercii...

 

anayasa mahkemesi üyeleri degil, arkasındaki iradeyi bilmek lazım

askerdir yani genelkurmay bünyesi

ordu ile genelkurmayı karıştırmayın

 

anayasa mahkemesi üyelerini bagımsız sanıp onları eleştirenleri ciddiye almayın

bu işin hukukla alakası falan yoktur

sadece üniversite açısından düşünsek, dünyada örnegi yok bu yasagın..

 

türkiye türklerin elinde degil, akp de türkiyeyi ele geçirme işini beceremez, oda oyunun bir parçası...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

KARARA ALKIŞ…

 

Orgeneral Büyükanıt, Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki sempozyum dolayısıyla Harbiye Orduevi'nde kokteyl de verdi. Sempozyum nedeniyle Harbiye Orduevi'nde verilen akşam yemeğinde sahne alan sanatçının "Bugün Anayasa Mahkemesi'nden çok güzel bir haber geldi" demesi üzerine, başta komuta kademesi olmak üzere salondan alkışlar yükseldi.

 

Alkışların ardından "Bir başkadır benim memleketim" parçası seslendirildi.

 

dünyada örnegi yok bu yasagın, tabiki bu memleket bir başka olacak, bunu anlatmaya çalışıyoruz

anlatabiliyormuyum

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi

 

 

 

Madde 1

Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.

 

Madde 2

Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir akide, milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin işbu Beyannamede ilan olunan tekmil haklardan ve bütün hürriyetlerden istifade edebilir.

 

Bundan başka, bağımsız memleket uyruğu olsun, vesayet altında bulunan, gayri muhtar veya sair bir egemenlik kayıtlamasına tabi ülke uyruğu olsun, bir şahıs hakkında, uyruğu bulunduğu memleket veya ülkenin siyasi, hukuki veya milletlerarası statüsü bakımından hiçbir ayrılık gözetilmeyecektir.

 

Madde 3

Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır.....

 

 

Madde 18

Her şahsın, fikir, vicdan ve din hürriyetine hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir......

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya neyi tartışıyorsunuz siz yaa?

Kararı veren kim?

Anayasa Mahkemesi...

 

Yani "Hukuk" konusunda en yetkin mercii...

En geçerli yer...

 

Ne yani, "Şer'i Hukuk"tan başka birşey bilmeyenlerin yorumlarına mı güveneceğiz?

Yoksa kendisini bu mesleğe adamış insanların kararlarına mı?

 

Ya nasıl Anayasa Mahkemesi vermiş kararı...

Anayasa Mahkemesi...

Bunun ne demek olduğunu bileniniz var mı?

Anayasaya hüküm koyanlardan da üstün bir organdır...

O kararlar hakkında kesin hüküm verebilen bir organdır...

 

Hayatında avukat yüzü bile görmemiş adamlar gelip bu kararı eleştiriyor...

Komik yaa...

 

Beni şaşırttınız Sayın Tangeriin!Birçok yazınızda düstur edindiğiniz sorgulayıcı,önkabulden uzak olma üslubunuzu bu yazınızdaki cümlelerle bozmuşsunuz.Karara sevinip sevinmemek ayrı bir olay da vaka düzeyindeki bakışınız tarzınız bağlamında bence örtüşmedi.Sizin mantığınız bu mevzuda şunu söylüyor:Kararın ne olduğunu,doğruluğunu niçin tartışıyorsunuz?Karar verme merciinin son noktası mahkeme karar verdiyse doğrudur tartışmaya ne hacet,diyorsunuz bu mudur bilimsellik,akılcılık,sorgulayıcılık?Sizinde mi sorgulanmayacak doğrulundan şüphe edilmeyecek inanışlarınız var?Mantıki açıdan da bir sorun var bence:Anayasaları yapanlar kimlerdir?Anayasaları uygulayanlar kimlerdir?Anayasa yapma yetkisi kimdedir?Meclistedir değil mi?Anayasa mahkemesi ne yapar?Yine anayasada kendisine verilen sınırlı hakla yasaların anayasaya uygunluğunu kontrol eder?Sence kim kimin üstündedir Sayın Tangeriin?Anayasa mahkemesinin üstlendiği misyonu -doğru yaptıklarıyla Meclis'inde üstünde-sahip olduğu bu gücü başka hangi demokratik ülkede görebiliriz?Bu kararların hakla hukukla bir ilgisi yoktur.Açıkca kalkın söyleyin kardeşim.Burda tamamen ideolojik bir duruş vardır.Anayasada bu ideolojik duruşun vasıtası olarak kullanılmaktadır.Bir Anayasa'yı,bir maddesini yüz kişi farklı yorumlayabilir mi bu nasıl iştir?Anayasa mahkemesindeki üyeler bizdense şu karar, sizdense bu karar çıkar şeklindeki cümlelerin kurulduğu bir ortamda hangi kararın doğruluğundan bahsedebiliriz.Doğruluğu tartışılır mıymış,tartışılmaması için sizin de savunduğunuz sürekli bilimsel bir dayanak gösterin lütfen?

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Madem ki Anayasa mahkemesi hukuk disi davranmistir ve davranmaktadir o zaman kaldirilsin Anayasa mahkemesi nasil olsa meclis var kanunlari anayasayi o yapar yanlisligina dogrulugunada o karar verir e o zaman ne gerek var anayasa mahkemesine?Genel Kurmayada gerekyok nasil olsa Ordu var yeter.Muhalefette kalksin nasil olsa iktidar olma sanslari yok.Müslüman basbakan ve müslüman Cumhurbaskanida var yeter ne gerek var baska partilere.Hem sonra Türkiye'nin yüzde 90 i müslüman,ne gerek var Laiklige.Zaten Erdogan dememismiydi halk isterse Laiklik gider diye.

Türban veya basörtüsü,kisilerin özgürlük alanlari icersinde kendilerinin karar verecekleri bir kiyafetin parcasidir,ama kisiler kendi baslarina degillerdir,özgürlükler sonsuz degildir,gerek duyuldugunda özgürlükler kisitlanabilir veya genisletilebilir,aynen demokrasi gibi.Hic kimseye özgürlük adina herseyi yapma özgürlügü verilmemistir.Bitin bu gercekler ortada iken görüsümüze ters oldu diye Anayasa mahkemesini ve baska kurumlari suclamak bence saglikli bir davranis degildir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Beni şaşırttınız Sayın Tangeriin!Birçok yazınızda düstur edindiğiniz sorgulayıcı,önkabulden uzak olma üslubunuzu bu yazınızdaki cümlelerle bozmuşsunuz.Karara sevinip sevinmemek ayrı bir olay da vaka düzeyindeki bakışınız tarzınız bağlamında bence örtüşmedi.Sizin mantığınız bu mevzuda şunu söylüyor:Kararın ne olduğunu,doğruluğunu niçin tartışıyorsunuz?Karar verme merciinin son noktası mahkeme karar verdiyse doğrudur tartışmaya ne hacet,diyorsunuz bu mudur bilimsellik,akılcılık,sorgulayıcılık?

İyi de verilen karar zaten Bilimsel, Hukuk bir Bilimdir...

 

Ha ama yeri gelir o kararlarda sorgulanır, ben sorgulaMAmak doğrudur demiyorum...

"Mahkeme karar verdiyse doğrudur." diyorum, çünkü kararı veren makam o konuda yetkindir...

Benimsediği sistem ve yönetim anlayışı ile örtüşen bir karar vermiştir...

Tutarlılığını korumuştur...

Bu yönden nasıl "Tutarsızdır" ya da "Hukuki Değildir" diye eleştirebilirim ki?

 

Ama bu sistemi aşabilir miyiz, üst ve daha yetkin bir yapıyı sorgulayabilir miyiz derseniz eğer,

Ben bunu eleştiririm...

Bana kalsa Anayasa bir moda kitabı değildir...

Anayasa da giyim ve kuşam ile ilgili tek bir maddenin bile olması özgürlüğe gem vurur...

Ancak şu da bir gerçek, Anayasa "Zaman" "Mekan" ve "Toplumsal Kabullere" göre şekillenir...

Bu çağımızda bir gereklilik olarak ne yazık ki bu etkenlere bağlı olarak bu maddeleri içeriyor, içermeli...

 

Nasıl ki Kur'an-ın ayetlerini tek tek cımbızlayıp tartışmıyorsam,

Ve zaman, mekana ve ait olduğu topluma göre tartışıyorsam...

Anayasaları da bu yönden ele alırım...

 

Bundan bir elli yıl sonrası biliş düzeyi için bu kararın hala geçerli olacak şekilde o zaman kadar kalması,

O dönem için bir 50 yıl geriden gitmek demek olacaktır...

Ama ne yazık ki bugün halk, 50 yıl ilerideki bilişsel düzeye sahip değildir...

Sizinde mi sorgulanmayacak doğrulundan şüphe edilmeyecek inanışlarınız var?Mantıki açıdan da bir sorun var bence:Anayasaları yapanlar kimlerdir?Anayasaları uygulayanlar kimlerdir?Anayasa yapma yetkisi kimdedir?Meclistedir değil mi?Anayasa mahkemesi ne yapar?Yine anayasada kendisine verilen sınırlı hakla yasaların anayasaya uygunluğunu kontrol eder?Sence kim kimin üstündedir Sayın Tangeriin?Anayasa mahkemesinin üstlendiği misyonu -doğru yaptıklarıyla Meclis'inde üstünde-sahip olduğu bu gücü başka hangi demokratik ülkede görebiliriz?

Canım arkadaşım, kararı veren adamlar senden benden ve hatta o yasayı çıkarmak isteyenlerde de daha hakimler bu konuya...

Bu işin, mesleğin içersindeki kişilerdir...

Hukuk bilimine kendilerini adamış insanlardır...

"Katili affetme yetkisi Devletin değil, Maktülün ailesinindir" diyebilecek kadar Çağdaş Hukuktan anlamayan Tayyip Erdoğan ve avanesinin çıkarmak istedikleri yasalara mı güvenelim, yoksa Anayasa Mahkemesinin bu konuda eğitimli, yetkin, bilimsel ve yetkili kimselerinin verdiği ve yasayı iptal edebilme yetkisine sahip kararlarına mı?

Başımızdakilerin milleti ne kadar temsil ettiği konusuna hiç gelmeyelim isterseniz...

Millete kameralı cep telefonları dağıtıp, "Oynuzun resmini çekin, bu telefon sizin olsun" diyerek...

Bir aylık erzak dağıtarak...

Kışlık yakacak dağıtarak...

Türbanı ve İmam Hatipleri oy kaygısı ile kullanarak...

Nereden geldiği belli olmayan paralarla oyları satın alarak iktidara gelmiş bir partinin bu yaptıklarına rağmen hala kendisini "Demokrasinin" öncüsü sayabilmesi

Ve "Laikliğin" ne demek olduğunu bile bilmediği halde "Laikliğin teminatı benim" diyebilmesi zaten kendilerinin ne kadar meşru olduklarını ortaya koyuyor...

 

Kararı bir Hukuk organı vermiştir...

Karar hukukidir...

 

Akp'nin bu kararı eleştirebilmesine ve hukuki bulmamasına hiç şaşırmıyorum...

Zira Savcı ve Hakimleri "Mülakat ile atama" şeklinde bir kanun çıkaran kimselerin,

Hukuktan ve hukuki sistem ne kadar anladıkları ortadadır...

 

 

Bu kararların hakla hukukla bir ilgisi yoktur.Açıkca kalkın söyleyin kardeşim.Burda tamamen ideolojik bir duruş vardır.Anayasada bu ideolojik duruşun vasıtası olarak kullanılmaktadır.

Kararda "Laik" bir duruş vardır...

Laiklik Toplum Bilimsel bir yapıdır...

Bir Anayasa'yı,bir maddesini yüz kişi farklı yorumlayabilir mi bu nasıl iştir?Anayasa mahkemesindeki üyeler bizdense şu karar, sizdense bu karar çıkar şeklindeki cümlelerin kurulduğu bir ortamda hangi kararın doğruluğundan bahsedebiliriz.Doğruluğu tartışılır mıymış,tartışılmaması için sizin de savunduğunuz sürekli bilimsel bir dayanak gösterin lütfen?

 

MUHABBETLE...

Ayrıca kırmızıladığım sorunuzla ilişik olarak bir soru sormak isterim size:

"Bir Kutsal kitabı, bir Ayetini yüz kişi (mezhepler, itikatlar, tarikatler) farklı yorumlayabilir mi? Bu nasıl iştir? Yaratılmış (İnsan) bizdense (Müslümansa) şu karar(ne kadar kötü birisi olursa olsun yine de cennet), sizdense (müşrik, kafir, ateist, dinsiz) şu karar (ne kadar iyi birisi olursa olsun yine de cehennem) şeklindeki mantığın kurulduğu bir dinde hangi kararın doğruluğundan bahsedebiliriz? Doğruluğu tartışılır mıymış, tartışılmaması için sizinde savunduğunuz sürekli ilahi, tutarlı, çelişkisiz bir dayanak gösterin lütfen?"

 

Din bölümünde de cevaplayabilirsiniz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İyi de verilen karar zaten Bilimsel, Hukuk bir Bilimdir...

.

.

.

Kararda "Laik" bir duruş vardır...

Laiklik Toplum Bilimsel bir yapıdır...

Ayrıca kırmızıladığım sorunuzla ilişik olarak bir soru sormak isterim size:

"Bir Kutsal kitabı, bir Ayetini yüz kişi (mezhepler, itikatlar, tarikatler) farklı yorumlayabilir mi? Bu nasıl iştir? Yaratılmış (İnsan) bizdense (Müslümansa) şu karar(ne kadar kötü birisi olursa olsun yine de cennet), sizdense (müşrik, kafir, ateist, dinsiz) şu karar (ne kadar iyi birisi olursa olsun yine de cehennem) şeklindeki mantığın kurulduğu bir dinde hangi kararın doğruluğundan bahsedebiliriz? Doğruluğu tartışılır mıymış, tartışılmaması için sizinde savunduğunuz sürekli ilahi, tutarlı, çelişkisiz bir dayanak gösterin lütfen?"

 

Din bölümünde de cevaplayabilirsiniz...

Bilim kelimesini fikirlerimizin doğruluğu için bir çırpıda kullandığımızda o fikrin şu an için bilimin tek genel gerçeği şeklinde sunulması bilim kisveli bir savunma mekanizmasının güzel bir taktiğidir bence.Hukuk bir bilimdir ben bilim değil mi dedim bilimdir de nasıl bir bilimdir sayın Tangeriin?Bu nasıl bir bilimdir ki aynı deneye tanıklık eden bilim adamlarından ikisi farklı bir karar vermektedir?Bu nasıl bir bilimdir ki aynı karara aynı sıfatı taşıyan aynı derecede söz söyleme hakkına sahip olan bilim adamlarından farklı yorumlar gelmektedir?Bilimin kesinlik ilkesini fikirlerimize kılıf yaparken toplumsal bilimlerin kesinlik ilkesiyle ne kadar bağlantılı olduğunu göz önünde bulunduralım derim.Su 100 derecede kaynar, ilkesi kadar kesin sonuçlar verebilir mi hukuk bilimi sayın Tangeriin?Su 100 derecede kaynar ilkesini hukuk bilimine de uyarlamak ve kesinliği bu alanda kullanmak ne kadar bilimseldir?Bugün Türkiye'mizde garip bir mantık var bu alanda.Hukuk bağlamında bir fikri tartışırken doğruluğunu mahkememizin verdiği karara dayandırıyoruz.Refarans olarak gösterilen kaynak ne kadar bilimseldir,doğrudur bu niçin aşikarca göz ardı edilir şaşıyorum eğer bilimden bahsediliyorsa.

Zikrettiğiniz cümlelerden o kadar fazla tartışma konusu çıkarabiliriz ki sayın Tangeriin?İktidarın meşruluğunu tartışıyorsun ki tartışabiliriz o zaman demokrasimizde sorun var.Orda olan insanlar eğitimli insanlar değil mi sayın Tangeriin?O meclisten bir yasa çıkacaksa ki bu hak meclisindir zaten yasayı çıkaracak olanlar bu ülkenin üniversitelerinden mezun olmuş yetkin kişilerdir değil mi?O insanların yetkinliğini,liyakatını tartışacaksan aynı konumdaki diğer insanların da liyakatını,yetkinliğini tartışmak yanlış olmaz sanırım!Oyları satın aldılar gibi bir genelleme yaparak %47'yi akılsız,düşünmeyen, oy satan durumuna düşürüyorsun ki bu laf gerçekten ağır bir laftır düşünene, halkın demokratik kararına (Bu ülkede demokrasi hakikaten tarşılır...) itibar etmiyorsun bu da tartışılır da nasıl tartışılır?.Biz neyi tartışıyoruz ki bu durumda?Burdan bu ülkede demokrasiye,seçimlere,demokratik kurumlara kimsenin inanmadığı çıkar ki gerçek de budur?Sen nasıl ki iktidarın demokratik meşruiyetini tartışıyorsan milletin büyük bir kısmı da bu olanların meşruiyetini tartışıyor emin ol.Sen nasıl ki iktidarın laiklik söylemine itibar etmiyorsan emin ol halkın büyük bir kısmı da karşı tarafın laiklik,demokrasi söylemine itibar etmiyor.Akp'nin ilkesel bağlamda tutarlılığını tartışabiliriz.Lakin laikliğin,demokrasinin,bu alanda yapılanların ölçütü Akp'midir?Bir hukukçunun Akp'nin söyledikleriyle aynı fikirde olması o hukukçunun AKP ölçütüyle değerlendirilmesini mi gerektirir?

 

İkinci mevzu olarak sizden hareketle,duruşunuzla ilgili hukuk bağlamında söylediklerimi nasıl din mevzuyla örtüştürüp karşı bir savunma geliştirdiniz şaşırdım.Ben hangi yazımda din bilimsel içerikli bir kitaptır,içindekiler tartışmasız kabul edilmelidir,yorum yapılmamalıdır dedim onu da sizden duyuyorum.Ben sana Kuran'ı bilimsel veri olarak mı sunuyorum...Yarım bırakmak zorundayım...Devam ederiz...

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilim kelimesini fikirlerimizin doğruluğu için bir çırpıda kullandığımızda o fikrin şu an için bilimin tek genel gerçeği şeklinde sunulması bilim kisveli bir savunma mekanizmasının güzel bir taktiğidir bence.Hukuk bir bilimdir ben bilim değil mi dedim bilimdir de nasıl bir bilimdir sayın Tangeriin?Bu nasıl bir bilimdir ki aynı deneye tanıklık eden bilim adamlarından ikisi farklı bir karar vermektedir?

Sayın FUZULİ...

"Sosyal Bilimler" Geleceğin Doğrularını vermezler...

Çünkü Geleceğin doğrularını kesin olarak bilemezler...

Ancak bugün için Kesin yargılar ortaya koyabilirler...

Hukuk sistemide bu koşulda işler...

Bugünün koşullarını benimser, 100yıl sonrasının değil...

 

O yüzden karar, bilimseldir...

Ancak 5 yıl sonra bu bilimsel yargı değişebilir...

Pozitif Bilimlerden bahsetmiyoruz...

 

Karar "Oylama" neticesinde alındığına göre, Bilimsel olduğu kadar aynı zamanda Demokratik bir karardır...

"Sosyal Bilimler" bazen esnek yargılar içerebilir ancak yine bu iki kişinin verdiği oy ile ilgili, kararın açıklamasını yaoan kişi, kararın geçerli olduğunu ve sisteme uygun, sistemle tutarlı olduğunu söylemişti...

Bu ifade doğrudur...

Bu nasıl bir bilimdir ki aynı karara aynı sıfatı taşıyan aynı derecede söz söyleme hakkına sahip olan bilim adamlarından farklı yorumlar gelmektedir?Bilimin kesinlik ilkesini fikirlerimize kılıf yaparken toplumsal bilimlerin kesinlik ilkesiyle ne kadar bağlantılı olduğunu göz önünde bulunduralım derim.Su 100 derecede kaynar, ilkesi kadar kesin sonuçlar verebilir mi hukuk bilimi sayın Tangeriin?Su 100 derecede kaynar ilkesini hukuk bilimine de uyarlamak ve kesinliği bu alanda kullanmak ne kadar bilimseldir?

Toplum Bilimlerinde suyun kaynaması gibi kesinliklerden bahsedemeyiz...

Su gelecekte de 100derece de kaynayacaktır...

Dediğim gibi Toplum Bilimleri bugünün gerçekliklerini ve geçerliliklerini ortaya koyar...

Biz buna "Bilimsel" deriz, çünkü var olan Bilimsel Yöntemlerle ortaya çıkmış verilerdir...

Karar bu açıdan Bilimseldir...

Bu ifadem sanırım yeterince açık ve net...

Zikrettiğiniz cümlelerden o kadar fazla tartışma konusu çıkarabiliriz ki sayın Tangeriin?İktidarın meşruluğunu tartışıyorsun ki tartışabiliriz o zaman demokrasimizde sorun var.Orda olan insanlar eğitimli insanlar değil mi sayın Tangeriin?O meclisten bir yasa çıkacaksa ki bu hak meclisindir zaten yasayı çıkaracak olanlar bu ülkenin üniversitelerinden mezun olmuş yetkin kişilerdir değil mi?O insanların yetkinliğini,liyakatını tartışacaksan aynı konumdaki diğer insanların da liyakatını,yetkinliğini tartışmak yanlış olmaz sanırım!Oyları satın aldılar gibi bir genelleme yaparak %47'yi akılsız,düşünmeyen, oy satan durumuna düşürüyorsun ki bu laf gerçekten ağır bir laftır düşünene, halkın demokratik kararına (Bu ülkede demokrasi hakikaten tarşılır...) itibar etmiyorsun bu da tartışılır da nasıl tartışılır?.Biz neyi tartışıyoruz ki bu durumda?Burdan bu ülkede demokrasiye,seçimlere,demokratik kurumlara kimsenin inanmadığı çıkar ki gerçek de budur?

Kişilerin Üniversite mezunu olmaları o kadar önemli değil...

Üniversite okuduğu halde kız arkadaşını üç adım gerisinde yürüten adamlar var, kadında bunu benimsiyor bu çağda...

Ve o türlü adamların biraz gelişmişleri, ama fazla değil, mecliste bulunuyor ve halkına "Ananı da al git!" diyor, kızlara tecavüz ediyor...

Neyine güveneyim?

 

Türkiye'de Demokrasi yoktur ve olamaz...

Demokrasi, oy verenin kime niçin oy verdiğini bilmesi ile olur...

Bilinçlenme ile olur...

Türkiye de kömür, iş, aş, telefon için "Kuşa oy ver" "Arıya oy ver" "Lambaya oy ver" "Hilale oy ver" mantığıyla oy veriyor insanlar, siz hangi Demokrasiden bahsediyorsunuz ya hu?

 

Lafım ağır falan değildir...

Halkımız oyunu satmaktadır...

Gelin İzmir'e canlı örneğini kendim göstereyim size...

Bu kadar açık ve net, ispatlı konuşuyorum...

 

Ya ispatını vereyim size;

Akp iktidarı İzmir Bayraklı'yı ilçe yapacak...

Bayraklı eskiden sırf Chp'li Muhtarların çıktığı bir semtti...

Son 5 yılda Akp burayı ilçe yapmadı, çünkü Belediye başkanı çıkarması imkansızdı...

Son 5 yılda tarikatleri, vaizleri falan o kadar güçlü teşkilatlandırdı ki, Urfa'ya bilmem nereye şeyh, şıh görmeye gittiler...

Şu an yerel seçimler için nüfuslu ve fakir ailelere erzak ve kömür veriyorlar...

Bayraklı'yı bu sene ilçe yapma kararı aldılar ve iş sözü veriyorlar belediyede, oy almak için...

Halkın muhtaçlığını kullanıyorlar, oylarını satın alıyorlar...

Ya adres bile veriyorum size, neresi iftira bunun...

 

Kaldı ki Türkiye'de bir çok ilde de tanıdıklarım kendileri şahit...

Bana gelipte "İftira atıyorsunuz" iması yapmayın...

Gözümle gördüğüm bir konu için iftira atmam imkansızdır...

Sen nasıl ki iktidarın demokratik meşruiyetini tartışıyorsan milletin büyük bir kısmı da bu olanların meşruiyetini tartışıyor emin ol.Sen nasıl ki iktidarın laiklik söylemine itibar etmiyorsan emin ol halkın büyük bir kısmı da karşı tarafın laiklik,demokrasi söylemine itibar etmiyor.Akp'nin ilkesel bağlamda tutarlılığını tartışabiliriz.Lakin laikliğin,demokrasinin,bu alanda yapılanların ölçütü Akp'midir?Bir hukukçunun Akp'nin söyledikleriyle aynı fikirde olması o hukukçunun AKP ölçütüyle değerlendirilmesini mi gerektirir?

Hukuki bir kararın meşruiyetini tabii ki tartışacağız...

Ancak Hukuktan, Toplumsal Bilimlerden anladığımız ölçüde tartışacağız...

İktidarları ve Sistemleri de tartışacağız, ancak söz söyleyebilecek kadar anladığımız ölçüde...

İkinci mevzu olarak sizden hareketle,duruşunuzla ilgili hukuk bağlamında söylediklerimi nasıl din mevzuyla örtüştürüp karşı bir savunma geliştirdiniz şaşırdım.Ben hangi yazımda din bilimsel içerikli bir kitaptır,içindekiler tartışmasız kabul edilmelidir,yorum yapılmamalıdır dedim onu da sizden duyuyorum.Ben sana Kuran'ı bilimsel veri olarak mı sunuyorum...Yarım bırakmak zorundayım...Devam ederiz...

 

MUHABBETLE...

Kur'an-ı Bilmsel veri olarak sunup sunmamanız değil konu...

Ben Anayasayı ve Bilimsel bir kararı sorguladığınız şekilde, aynı mantıkla 1500yıl önce hareket etmiş Toplumsal bir kanunu da eleştirebilmenizi istedim...

Bunu yapamayacağınızı söylerseniz, sorun kalmaz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bekir COŞKUN

 

Bu karar yeni değil...

 

 

ANAYASA Mahkemesi’nin kararı, aslında eski bir karardır.

 

Tandoğan’da o kadın gözlerini silerek "Güzel günler göreceğiz çocuklar" diye ağladığı gün alınmıştı.

 

 

Çağlayan’da milyonlar karar vermişti.

 

İzmir’in aydınlık yüzlü insanlarının, o ikindi vakti meydandan yükselen sesi bu karardı işte:

 

"Güzel günler göreceğiz çocuklar..."

 

*

 

Bu bir siyasi mücadele, bir toplumsal çekişme, bir din-iman meselesi değildir.

 

Bu bir "çağdaş olup olmama" sorunudur.

 

Sorun; Türkiye Cumhuriyeti, laik, demokratik, hukuk devleti olma yolunda mı kalacak?.. Yoksa ABD ve onun yerli strateji ortakları tarafından tezgáhlanan "Ilımlı İslam Devleti"ne mi dönüşecek?..

 

İşte; büyük ve sinsi bir gücün Türkiye’yi ele geçirip kendi karanlığına doğru sürüklemesine karşı duruyor vatan.

 

Çırpınıyor...

 

Çabalıyor...

 

Direniyor...

 

Saf ve iyi niyetli seçmen kitleleri, gözlerinin önünde olup bitenleri sorgulamasalar bile... Cumhuriyetin çağdaş okullarında yetişmiş kimi aydınları ona ihanet etseler de... Çıkarları yüzünden kimileri cumhuriyet devrimlerinin tekmelenmesine göz yumsalar dahi...

 

Türkiye pes etmiyor...

 

*

 

Bu yeni bir karar değil.

 

Anneler bebeklerini uyuttuklarında, çocuklarının yanağına günün son öpücüğünü kondurduklarında, onlara "çağdaş ve aydınlık bir gelecek" sözü verdiler.

 

Babaların sofralardaki o dalgın endişeleri bu yüzdendi.

 

Üniversitelerde öğrenciler, öğretmen odalarında öğretmenler, atölyelerde işçiler, kahvehanelerde mahalleliler, parktaki banklarda emekliler, sanayi çarşısındaki çorbacıda esnaf, sivil toplum örgütlerinin kongrelerinde delegeler, meydanlarda yürekli yurtseverler ve nihayet yüksek mahkemelerde yüce yürekli yargıçlar karar verdiler:

 

"Güzel günler göreceğiz çocuklar..."

 

Bu karar yeni değil...

 

 

Anlayabilene.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Görünen o ki maalesef şu anda ortalık toz duman.

Fakat geleceği okumak mümkün görünmüyor. Yakın vade açısından bakıldığında doğru gibi görünen bu saptama uzun vadede yerini ister istemez gerçeğe bırakacaktır.

Peki nedir bu gerçek:

Bu gerçek Türkiye’deki askeri darbeyle kurulmuş anayasal otoriter rejim değişecektir. İslamcı, Kürtçü, Türkçü, Alevici siyasi ve sosyal oluşumlar demok-ratlaşacaktır. Hep birlikte farklılıklarımızla bir arada yaşamak dışında bir çıkış olmadığını sürecin sonunda anlayacağız.

Ben, bu sürecin sonunda demokratik bir uzlaşma dışında bir olanağın bulunmadığını göreceğimize inanıyorum. Müslümanların çoğunlukta olduğu bir ülkede demokratik laik sistemi yeni baştan kurmamız gerektiğini, bunun alttan alta oluştuğunu görüyorum.

Bu nedenle öfkelerin havalarda uçuştuğu şu günlerde sakin sakin geleceğe umutla bakabileceğimizi düşünüyorum.

her zaman olduğu gibi bu geleşmeler karşısında umudu ve iyimserliğimi koruyorum...

Hepimiz için önemli bir karar verdi Mahkeme...

Sonuçta hukuk devleti kavramında önemli bir yol daha kaydedildi...

Atatürk Cumhuriyetinin öyle ulemalara, şıhlara, dervişlere, tahrikatlara yaka bırakacak lüksü yoktor, olmayacakta...

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

9’a 2

 

 

"Hukuka tecavüz..."

 

Böyle başlık atmış bir gazete.

 

"Hukuk cinayeti" diyen de var.

 

"Hukuka aykırı" diyen de.

 

*

 

9’a 2 çıktı karar.

 

*

 

Üyelere bakıyoruz...

 

1, Ankara Hukuk mezunu.

 

2, Ankara Hukuk mezunu.

 

3, Ankara Hukuk mezunu.

 

4, İstanbul Hukuk mezunu.

 

5, İstanbul Hukuk mezunu.

 

6, İstanbul Hukuk mezunu.

 

7, Ankara Hukuk mezunu.

 

8, Ankara Hukuk mezunu.

 

9, Ankara Hukuk mezunu.

 

*

 

Geriye kaldı 2 üye...

 

Biri, İşletmeci.

 

Öbürü, İktisatçı.

 

*

 

Ben size söyleyeyim.

 

11 hukukçu olsaydı...

 

11’e 0 çıkardı karar.

 

*

 

"Kardeşim, dünyanın hangi ülkesinde iktisatçıdan Anayasa Mahkemesi Başkanı olur?" diye soracaklarına... Hukukçuların aldığı karara "tecavüz" diyorlar.

*

 

Çünkü, bunların mantığına göre, hukukçu mukukçu yoktur... Bunların işine geldiği gibi karar veren iktisatçı "en iyi hukukçu"dur... Hele eşi türbanlı iktisatçıysa, "ordinaryüs hukukçu"dur.

 

Y.ÖZDİL

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

82 anayasasını oluşturanları sorgulamak lazım devlet anayasaa yoluyla özgürlüklerin yolunu kendi kısıtlamıştır.bugün aynı devletin organları yasama,yürütme,yargı savaşımı bu anayasanın doğurduğu bir sonuçtur..meclis bu katı anayasayı değiştirmeye kalkıyor o günün zihniyeti yargıda engelliyor..durum bundan ibaret sistem kendini korumaya almış sistemi değiştirmeden kafaları değiştiremessiniz..herşey mantıksız gelir..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın FUZULİ...

"Sosyal Bilimler" Geleceğin Doğrularını vermezler...

Çünkü Geleceğin doğrularını kesin olarak bilemezler...

Ancak bugün için Kesin yargılar ortaya koyabilirler...

Hukuk sistemide bu koşulda işler...

Bugünün koşullarını benimser, 100yıl sonrasının değil...

.

.

Kur'an-ı Bilmsel veri olarak sunup sunmamanız değil konu...

Ben Anayasayı ve Bilimsel bir kararı sorguladığınız şekilde, aynı mantıkla 1500yıl önce hareket etmiş Toplumsal bir kanunu da eleştirebilmenizi istedim...

Bunu yapamayacağınızı söylerseniz, sorun kalmaz...

 

Güzel kardeşim ben size iftira atıyorsunuz iması yapmadım.Söylediğiniz sözün başka bir değer içerediğinden bundan dolayı ağır bir laf olduğunu söyledim.Oy sadece şekil itibariyle değerlendirilecek kadar basit bir eylem değildir.Oyun da şerefle bir onurla ilişiği vardır değil mi?Sen orda oyunu satıyorsan kişiliğini,fikrini,zihnini satıyorsun demektir.Bu ülkede oy satılmıyor satın alınmıyor demiyorum.Birileri oyunu parayla bilmem neyle satıyorsa bu onların kişiliğini gösterir.Siz yukarda verdiğiniz bir örnekle bundan daha fazlasına ben de tanık oldum,nasıl olurda bir genelleme yapıp %47'ye bu lafın etiketini yapıştırabilirsiniz?Burda mühim olan sayı değil bu sayı %10'da olabilir daha yukarı da aşağı da.Söylediğiniz duruma karşılık gelen kelimeyi ben burda söylemek istemiyorum.Aşağılıyorsunuz,suçluyorsunuz.Ben de birçok konuda münferit olaylardan hareketle genelleme yapabilirim artık ne kadar mantıklı ve doğru olursa.Oyunu satanların oranını buyrun araştırın bulun da geriye kalan insanlara bu sözleri reva görmeyecek vicdanı sergileyin lütfen.

 

İktidarları ve sistemleri anladığımız ölçüde tartışacağız,demişsiniz.Lütfen söyler misin bu koyduğunuz ölçütün somutluk değeri nedir?Sizin bu ilkeyi nasıl kullandığınızı öğrenebilir miyim?Bir konuda insanın bilgisi varsa fikri de vardır,söz söyleme hakkına da sahiptir.Ne söylediğinin kıymeti söylediği konuya yakınlığıyla ilgilidir.Yukarda yazdığınız ilkeyi bütün insanlar kullanıyor zaten.Her konuyu anladığımız ölçüde tartışıyoruz her konuya anladığımız ölçüde yorum yapıyoruz değil mi?Ama siz burda başka bir şeyden bahsediyorsunuz bir konuda fikir yürütme hakkının verilip verilmemesiyle ilgili bir ölçüt ''anladığımız ölçüde'' gibi soyut bir kavramla bakış açısı geliştirmişsiniz.İnsanın bir konuda fikir yürütmesi kendisini bilmesiyle ilgilidir.Herkes konuşur ama azı değerlidir,birileri konuşsun birileri sussun demek ayrı bir şeydir.

 

Bir din kitabını incelemenin metedolojisiyle bilimsel bir olguyu incelemenin metodolojisi aynı mıdır Sayın Tangeriin.Bilim kendi metedolojisiyle din mevzuu hakkında genel geçer bilgiler sunabilseydi bugün ne dini tartışırdık ne de dinsizliği.Bir yaklaşımla her konunun açıklanamayacağını siz de biliyorsunuz değil mi?Bakın sizin sözünüzden hareketle biz Kuranı tartışma noktasında ne kadar yetkin kişiyiz.Bu hak var mı bizde?Hani siz söylemiştiniz ya tartışalım ama anladığımız ölçüde.Bugün böyle algıladığımızı yarın başka bir şekilde algılayabiliriz Tangeriin değil mi?Kuran'ın farklılığı burada bilginiz,idrakiniz ölçüsünda ondan çıkardığınız anlamlar değişir.Her inançlı bildiği kadar,algıladığı kadar inanır.Neyse Sayın Tangeriin.İnanç meselesiyle bilimin ilgi alanına giren meselelere kendi alanlarının vasıtalarıyla bakarsak daha doğru anlamlar çıkarırız diye düşünüyorum.Kuran'a bakarken bilimi arka plana atalım demiyorum yardımcı olur doğrudur.Ama sadece bilim temelli bakarsanız bilimin inanç bağlamında tıkandığı noktalarda ya inanırsınız ya da itibar etmezsiniz karşılaştıklarınızla.Korkmayın Kuran'ı anlama adına her türlü bilimsel vasıtayı kullanmaya çalışıyorum.

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Demek ki bundan sonra, hele bu karardan sonra tekrar türbanı serbest bırakacak yasa, anayasa değişikliklerini gündeme getirmek dahi, artık kesinlikle parti kapatma nedenidir.

Bu hangi parti olursa olsun. ;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Demek ki bundan sonra, hele bu karardan sonra tekrar türbanı serbest bırakacak yasa, anayasa değişikliklerini gündeme getirmek dahi, artık kesinlikle parti kapatma nedenidir.

Bu hangi parti olursa olsun. ;)

 

 

Parti kapattın,başörtüsünü sokmadın üniversiteye peki beyinlerdeki düşünceye ne yapacaksın ki bu zamana kadar ne yapıldı?Sevinç çığlıklarını kiminle paylaşıyorsun,demokrasini kim sahipleniyor?Demokrasi halk için midir devletin düzenini korumak için mi kim için?Rejim düşmanını alt mı etti şimdi?Akp'yi yendin ya halkı?Halk bir başka Akp daha çıkartmayacak mı oraya bundan sonra?Buna nasıl engel olunacak?Var mı bir cevabınız?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.............

 

Parti kapattın,başörtüsünü sokmadın üniversiteye peki beyinlerdeki düşünceye ne yapacaksın ki bu zamana kadar ne yapıldı?

 

Ha işte o beyinler yok mu o beyinler. Bilge ne demiş; “beyinlerdeki ön yargıları yıkmak dağları yıkmaktan daha zor.”

 

Sevinç çığlıklarını kiminle paylaşıyorsun, demokrasini kim sahipleniyor?

 

Demokrasi takiyye ile savunulmaz. Arkadaşımız bizlerle, bizler de arkadaşımızla paylaşıyoruz sevinç çığlıklarımızı.

 

Demokrasi halk için midir devletin düzenini korumak için mi kim için?

 

Demokratik düzen olmadan halka demokrasi yansır mı? Halk demokrat olmadan demokratik düzen olurmu?

 

Rejim düşmanını alt mı etti şimdi? Akp'yi yendin ya halkı? Halk bir başka Akp daha çıkartmayacak mı oraya bundan sonra? Buna nasıl engel olunacak? Var mı bir cevabınız?

 

Var cevabımız elbette. Arap kültürcüleri ve sömürü yandaşları kadar bu memlekette demokrasi yanlısı aydın insanlar, kurumlar da var. Bizler emaneti Atatürk’ten aldık. Korumaya azimliyiz. İşte gidişat...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Parti kapattın,başörtüsünü sokmadın üniversiteye peki beyinlerdeki düşünceye ne yapacaksın ki bu zamana kadar ne yapıldı?Sevinç çığlıklarını kiminle paylaşıyorsun,demokrasini kim sahipleniyor?Demokrasi halk için midir devletin düzenini korumak için mi kim için?Rejim düşmanını alt mı etti şimdi?Akp'yi yendin ya halkı?Halk bir başka Akp daha çıkartmayacak mı oraya bundan sonra?Buna nasıl engel olunacak?Var mı bir cevabınız?

 

Aslında size bazı konularda katılmamak elde değil. Bu ülkede bu kadar ******* varken daha çok AKP gibi partiler boy gösterir. Geleceğini bir torba erzağa satan , gelişmeye kapalı , kendi ilkel kültürlerini dayatmaya çalışan zihniyetler olduğu sürece de devamı gelecektir.

 

Şimdi tabi cevap gelecektir hemen " o zaman kardeşim okumalarına neden izin vermiyorsun".

 

Kardeşim bunların değişmeleri mümkün değil beyinleri 1400 sene evvel yazılmış masallarla yıkanmış ve bu masallara herkesin uyması isteniyor.Geçiniz efendim.

 

Bir başlıkta yazmıştım yine tekrar etmek istiyorum."Demokrasi kim içindir "demişsiniz ya buraya da güzerl oturuyor.

 

Size demokrasiyi yanlış öğretmişler arkadaşım. Demokrasi her görüşe aynı mesafede durabilme terbiyesidir. Demokrasiyi kullanarak demokrasiyi yok etmek anlamına gelmez. Çoğunluğun her yaptığı doğrudur , denetlenemez anlamına da gelmez. "Ben çoğunluğum ben ne dersem o " ,anlamına hiç gelmez.

 

Sayın bilimselcinin dediği gibi ; Bizler emaneti Atatürk?ten aldık. Korumaya azimliyiz.

 

Hem bakın , İrandan teklif gelmiş kapalılar gelsin burada okusun burs veriyoruz diye. Güle güle ne duruyorsunuz. Üstelik dininizi de istediğiniz gibi yaşarsınız madem burda yaşanmıyor sizi tutan yok.

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Size demokrasiyi yanlış öğretmişler arkadaşım. Demokrasi her görüşe aynı mesafede durabilme terbiyesidir. Demokrasiyi kullanarak demokrasiyi yok etmek anlamına gelmez. Çoğunluğun her yaptığı doğrudur , denetlenemez anlamına da gelmez. "Ben çoğunluğum ben ne dersem o " ,anlamına hiç gelmez.

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hem bakın , İrandan teklif gelmiş kapalılar gelsin burada okusun burs veriyoruz diye. Güle güle ne duruyorsunuz. Üstelik dininizi de istediğiniz gibi yaşarsınız madem burda yaşanmıyor sizi tutan yok.

 

Bu ülkenin tapusunu kimden aldın Haveran?Apartmanından kiracı mı kovuyorsun?Buna dağdan gelip bağcıyı kovmak derler.Bu vatanı iyi tanıyorsan tarihini biliyorsan kültürünü algılıyorsan sen bağcı değilsin bunu bilesin!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Size demokrasiyi yanlış öğretmişler arkadaşım. Demokrasi her görüşe aynı mesafede durabilme terbiyesidir. Demokrasiyi kullanarak demokrasiyi yok etmek anlamına gelmez. Çoğunluğun her yaptığı doğrudur , denetlenemez anlamına da gelmez. "Ben çoğunluğum ben ne dersem o " ,anlamına hiç gelmez.

 

Sizin demokrasi anlayışınıza hayran olmamak elde mi?Saygı,sevgi,özgürlük,hoşgörü,terbiye kelimelerini çok sık kullanıyorsunuz içini doldurun bari.Başörtülülere tahammül edemeyecek kadar demokrasiyi,sevgiyi,hoşgörüyü,terbiyeyi hangi demokratik,sevgi,hoşgörü temelli sistemden aldınız?Demokrasi de çoğunluğun her yaptığı doğru değildir ama demokratik(!) azınlığın her dediği olur her dediği doğrudur değil mi?Siz buna ancak böyle bir ülkede demokrasi dersiniz buna da ancak sizler demokrasi dersiniz.Dilinize pelesenk etmişsiniz çoğunluğu azınlığın hakimiyetine kılıf arıyorsunuz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu ülkenin tapusunu kimden aldın Haveran?Apartmanından kiracı mı kovuyorsun?Buna dağdan gelip bağcıyı kovmak derler.Bu vatanı iyi tanıyorsan tarihini biliyorsan kültürünü algılıyorsan sen bağcı değilsin bunu bilesin!

 

 

********** gelip ilkel kültürünüzü bu ülke insanına dayatmaya çalışan siz ve sizin gibi zihniyetler. Bu emaneti Atatürk ten aldık.Ve her ne pahasına olursa olsun koruyacağız. Beğenmeyene kapı açık arzu eden laik Türkiye Cumhuriyetini kurallarına uyar. Uymayana da kapılarını açıp eğitim imkanı sağlayanlar mevcut . Ben risale-i nur ********** ile beyinleri yıkanan adamlarla , bu ülkenin gelişeceğini düşünmüyorum. Bu ülkeyi bu zihniyetlerin helak etmesine izin vermeyeceğiz ne pahasına olursa olsun.

 

Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur. Masallarla köreltilen beyinlerde değil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.