Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Sen Mustafa Kemal'e ilah gibi tapıyosan ben sana ne cevabı vereyımkı..ne desem boş..Allah hidayet versin..ayrıca bu lafım yıne carpıtılmasın Cumhuriyetin kurucusu MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'E soyleyecek bi lafım yok..Allah yaptıgı iyliklerden razı olsun der ruhunada bi Fatiha okurum en guzel iyligi ben yapmıs olurum..saygılar,

Gönderi tarihi:

Türban kavgası mı sınıf çatışması mı

 

 

 

Son tartışmalardan sonra iyice iman ettim ki türban meselesi hukuki bir mesele değildir. Marksist terminoloji ile söylersek bir sınıf çatışmasıdır.

 

Türban sadece bir simgedir, ama her iki tarafın da ortak mücadele alanı olarak kabul ettiği bir simgedir.

 

Bunun için de Anayasa da değişse de, kanunlar teker teker yeniden yazılsa da çatışma bitmeyecektir. Hatta türbanlı öğrenciler üniversiteye gitmeye başlasa dahi mesele çözülmeyecektir.

 

Bir taraf (türbancılar) alanlarını genişletme, diğer taraf da (türban karşıtları) alanı daraltma mücadelesine devam edeceklerdir.

 

Zira, her iki taraf da çatışmayı sınıf/zümre/aidiyet çatışması olarak görmektedir. Üstelik, birinin kazandığı/kazanacağı mücadelede diğeri kendine yer olmadığını düşünmektedir.

 

* * *

 

Bir taraf sadece türbanı ile değil tarzı/düzeni/algılamaları/kılık kıyafeti ve temelde gelirden aldığı pay ile yıllardır dışlandığı duygusu ile hareket etmektedir.

 

Bu duygunun evde Kuran okutulup okutulmadığı tartışması ile irdelenmesi mümkün değildir. Zira, dışlanmak duygusu çok geniş bir alanda algılanan Cumhuriyet tarihi kadar, hatta daha da eski bir duygudur.

 

Üstelik, varlığının somut olarak ispatlanması veya reddedilmesi mümkün değildir.

 

Zira, algılama algılamadır, bir tarafın algılaması diğer tarafın algılaması ile örtüşmek zorunda değildir.

 

* * *

 

Dün Cumhurbaşkanı’nın eleştiren yazımda "Bir partinin/kişinin görüşlerini savunmak ile haklarını savunmayı ayırt edemeyen necip Türk milleti de beni taraflarına göre ya yere göğe koyamazlar, ya da yerden yere vururlar" diye yazdım.

 

Beklediğim gibi e-postama gelen Kemalist tepkiler beni Abdullah Gül’ün hukuki haklarını savunduğum için suçladılar ve şimdi eleştirdiğim için "Pişman mısın?" diye sordular. Ancak, bir tek mektup dahi "Zaten Gül’ün hukuki hakları yoktur" diye yazamadı.

 

Benim ne demek istediğime en somut örnek bu okumuş-yazmış aydın ekibi tarafından yazılan mektuplardır.

 

"Benden olmayanın hukuki hakkı yoktur!"

 

Sözüm ona aydınlar mesele "türban" tartışmasına gelince bırakın bir siyasinin, suçu sabit katil, hırsız, tecavüzcü gibi çok kötü suçlar işlemiş insanların bile hukuki hakları olduğunu unutuyorlar!

 

* * *

 

Ancak, bir elin nesi var-iki elin sesi var prensibi türban meselesinde de çalışıyor. Dışlanma duygusuna karşı geliştirilen tepki de her geçen gün beter bir şekilde intikam duygusuna dönüşüyor.

 

Tüm ülkenin Başbakan’ı maalesef bir türlü iki elini başı üzerinde birleştirip birlik-beraberlik çağrısı yapamıyor. Her geçen gün Turgut Özal’ın yumuşak ve kucaklayıcı muhafazakárlığı maalesef Recep Tayyip Erdoğan’ın iten, daha önce dışlayanı dışlayan, intikam duygusu ile dolu sert muhafazakárlığa doğru pupa yelken gidiyor.

 

* * *

 

İşin en acıklı yönü de ezikliğine sahip çıkıldığını zanneden samimi muhafazakárlar da türbanlı hanımların bürokrat/siyasetçi eşleri ile birlikte malı hamudu ile götürdüklerinin henüz farkında değiller.

 

Çatışma katiyen hukuki, hatta salt bir sosyal çatışma değildir. Çatışma paylaşım kavgasıdır.

 

Türkiye yeniden paylaşım kavgasını bitirmeden de türban meselesi bitmeyecektir!

Gönderi tarihi:

AKP ve MHP nin beraberce karar vererek yüksekokullarda türbana izin vermeleri ülkedeki kaosu daha da fazla tirmandiracak. Türban meselesi simdi en yakin zamanda orta ve ilkögretimde de sorun olacak ve en sonunda orada da bu tür giyinmelere müsaade edilecek. Insanlar en yakin zamanda bu türban meselesinin öyle anlatildigi gibi masumca bir olay olmadigini cok iyi anlayacaklar ama is isten coktaaannnn gecmis olacak. Seriatin temelleri atilmis bulunuyor, yakin zamanda catisida atilirsa hic sasmayin. Atatürk'ün bizlere emanet ettigi cumhuriyete bakin, ne yaptik en sonunda. Halife dostlari emellerinden vaz gecmeyerek bizlere birakilan bu mirasi gene bizim sayemizde alt üst edecekler ve ülkem karanliga dogru yol alacak. Cikar ugruna, bir cuval un ugruna ve rant ugruna cumhuriyeti yikmalarina izin veriyoruz. Yarin sikayet etmeye hic hakkimiz yok, cünki bunun yegane suclusu bizleriz.

Gönderi tarihi:

DÜN Ankara’da AKP’den bazı milletvekilleriyle konuştum.Aldığım hava şu.

 

"Türban konusunu Anayasa’ya madde koyarak halletmek" konusunda kararlılar.

 

Yani Cumhuriyet Başsavcısı’nın çıkışı, bu kanatta pek etkili olmamış.

 

Bazılarıyla bu konuyu tartıştık.

 

 

Anayasa Mahkemesi’nin geçmişte aldığı bir karar nedeniyle bunun "pratik yoldan çözümünün mümkün olmadığını"

 

Bence mümkün.

 

Bugün bile bazı üniversitelere türbanlı öğrenciler girebiliyorlar.

 

Oysa bunu Anayasa’ya sokarsak, ister istemez rejim meselesi haline getireceğiz.

 

Anayasa’nın bu maddesi, türbanı ilkokula kadar indirmek isteyenlere kuvvetli bir hukuki gerekçe sağlayacak.

 

* * *

 

Konuştuğum AKP’liler, Başbakan’ın sadece üniversitede türbana izin verilmesini istediğini belirtiyorlar.

 

Kendilerine sordum.

 

"Öyleyse çıkıp kamuoyunun önünde, ben ilkokul ve orta öğretimde, devlet dairelerinde türbana kesinlikle izin vermeyeceğim" desin.

 

O zaman şu cevabı veriyorlar:

 

"Bir siyasetçi çıkıp bunu söyler mi?"

 

Kafasının arkasında başka niyet yoksa niye söylemesin?

 

Taban fiyatı konusunda siyasi riskleri düşünmeyen bir başbakan, bu konuda vatandaşına karşı samimi olamaz mı?

 

Ha yok, samimi düşüncesi, türbanın ilkokulda da serbest bırakılması ise, o başka.

 

O çıkıp bunları söylemese, bizler de başkaları da, bu anayasal zorlamanın arkasında rejimin temellerine yönelik başka niyetlerin bulunduğu konusunda haklı şüphelere kapılırız.

 

Dün AKP’nin önde gelen bazı temsilcilerine bunu açıkça söyledim.

 

"Yüzde 46.5, aranızdan bazılarının kimyasını bozdu" dedim.

 

Ne yazık ki bazı aydınlar da yüzde 46.5 oyu, "bir halk devrimi" olarak sununca, AKP’nin üst kademesinin biraz başı dönmeye başladı.

 

Demokrasiyi, "halktan aldıkları bu gücü sınırsız kullanma" şeklinde yorumlar hale geldiler.

 

* * *

 

AKP, durmadan "değerlerden", "geleneklerden" söz ediyor.

 

Ama değer ve gelenek dendiğinde akıllarına sadece dinle, inançla ilgili değerler geliyor.

 

Oysa bir ülkenin başka değerleri de vardır.

 

Mesela 85 yılda kazanılmış "Cumhuriyet değerleri".

 

Hayat tarzlarımız.

 

Laik değerler...

 

Bunlar da demokrasinin değerleridir.

 

Bunları hiç dikkate almadan, bütün gücünüzü sadece inançlarınızın, aile yakınlarınızın değerleri üzerine inşa etmeye kalkarsanız, o noktada rejim tartışması başlar.

 

İşte o nedenle, kim bilir kaçıncı defa yazıyorum.

 

Türban konusu, ismi verilerek veya başka kavramların arkasına saklanarak Anayasa’ya sokulmamalıdır.

 

Bu noktada kimsenin kendine ait gücü istismar etmemesi gerekir.

 

Ben, bu soruna pratik bir çözüm bulunabileceğine hálá inanıyorum.

 

Rektörler herkesi tatmin edebilecek bir "pratik çözüm" bulabilirler.

 

Bunu böyle halletmez, bir siyasi savaşa çevirirsek, emin olunuz savaşın galibi olmaz.

 

Birileri, başında türban, parmaklarında zafer işaretiyle üniversiteye girerken, kendini yenilmiş hissedenler mücadeleye başlarlar.

 

* * *

 

Bazı aydınlarımızın açıkça şımarttığı AKP’de hálá sağduyulu sesler kalmış mıdır bilmiyorum.

 

Kalmışsa onlara seslenmek istiyorum.

 

Vazgeçin bu anayasa sevdasından...

 

Hem kendinize, hem ülkeye çok zarar vereceksiniz.

 

Rektörlere de seslenmek istiyorum.

 

Siz devreye giriniz ve ülkeyi belirsiz bir kaosa götürecek siyasi şımarıklıklardan kurtarınız.

 

Bir sözüm de demokrasi istediğini söyleyen aydınlara.

 

Sizler de itirazınızı dile getiriniz.

 

Bu anayasanın "Milli Görüş Anayasası" haline gelmesine karşı çıkınız...

 

Ertuğrul ÖZKÖK

Gönderi tarihi:

Baş örtüsünün serbest olmasına neden karşıyız.

1- Kamu görevinde baş örtülürse, laik devlet anlayışı ile bağdaşmaz. Çünkü laik devlet, bir inanç simgesine izin vermez.

2- Üniversite öncesinde kız çocukları ana - baba baskısı altında başlarını örter, bu alanda serbestlik sağlanırsa ana-baba baskısının kapısı aralanmış olur.

3- Tam bir başörtüsü serbestliği, birdenbire herkesi başını örtmeye yöneltir, bu da başını örtmek istemeyen kadınları -üniversitede başı açık öğrencileri- baskı altına almaya yol açar.

 

Nedenlerimiz yersiz cünkü:

1- Laik devletin başı açıklıkla özdeşleştirilmesi, başı açıklığın, evrensel, layüs'el, tartışılmaz, kutsal ve uyulması gerekli bir giyim tarzı olduğu varsayımına dayanıyor. Buna neden inanalım?

2- Üniversite öncesinde kız çocuklarına ana-baba baskısı yapılacağı varsayımı, hem bu yanlış kanaati onaylamayı gerektiriyor, hem de ana-baba yerine "devlet baskısı"nın kutsanması eğilimine dayanıyor. Ayrıca baş örtüsü yasağı, başlıbaşına bir "baş açma dayatması" ndan başka anlam taşıyor mu?

3- Başörtüsü yasağı tamamen kalkarsa herkes başını örtmeye kalkar, bu defa başı açıklara baskı oluşur. Bu iddia da gerçekten saçma sapan bir varsayımdan yola çıkıyor. Bir kere başörtüsü yasağının olmadığı dönemde kimseye başını örtmesi noktasında baskı yapılmış değil. İki, bu alanda tam bir huzur var. Üç, Türkiye'de herkes başını örtüyor değil. Dört, şayet bir başörtüsü serbestisi kadınların akın akın başını örtmesi ile sonuçlanacaksa, o zaman, başörtüsü yasağı, böylesine bir kadın çoğunluğuna karşı baskı anlamına gelmektedir. Hangi demokrasi, hangi hukuk devleti, hangi insan hakları duyarlılığı böyle bir baskıyı onaylar

Gönderi tarihi:

Sn.'abdulselaö';

 

Size hitaben yazılan bu iletiyi neden görmemezlikten geliyorsunuz.?

 

Derdiniz çözüme yönelik sonuçlara ulaşmak mı?

 

Yoksa baş örtüsünü dayatmak mı.?

 

Sn.'abdulselaö';

 

Aynı şeylere katılıyor olmamız çok önemli bir gelişme.!

 

Bize önerdiğiniz gibi "Olduğumuz yerde saymamak için" hep birlikte yeni bir adım atmalıyız...

Amacımızın bağcıyı dövmek değil üzüm yemek olduğunu gösterebilmek için çözümlere yönelik adımlar atabilmeliyiz...

Çözümlere yönelik tutarlı ve doğru adımları atabilmek için tesbitlerimizi objektif yapabilmeliyiz...

 

Sn.'abdulselaö';

Bu başlığı ve "kadın sorunlarını" daha çözüme yönelik öneriniz için sanıyorum ki forumdaşlar size destek ve katkıda bulunacaklardır...

Siz başlangıç adımını atın herkes olumlu yönde katkıda bulunacaklardır...

Bende size bir öneride bulunarak bu iletiyi sonlamak istiyorum...

 

"Kadınlarımızın sorunlarını" ele alırken şu sıralamaya dikkat edersek daha tutarlı çözümlere ulaşabiliriz diye düşünüyorum...

 

***

 

1. Ülkemizde kadın sorunlarını en önemliden önemsize doğru sıralayalım...

2. Ülkemizde kadınların eğitiminin önündeki engelleri önemliden önemsize doğru sıralayalım...

 

Ve çıkan sıralama sonuçlarına göre çözüm önerilerimizi, ardından türbanın kaçıncı sırada yer aldığını belirleyelim?

 

***

Aynı şeylere katılıyor olmamız çok önemli bir gelişme.!

Sizin çözüme yönelik, objektif ve iyi niyetli önerileriniz hepimizi olumlu yerlere götüreceğini bilerek, iyi niyet ve sorumluluğunuzu yerine getireceğinize inanarak...

selamlarımı yolluyorum...

 

*tna

Gönderi tarihi:
Sen Mustafa Kemal'e ilah gibi tapıyosan ben sana ne cevabı vereyımkı..ne desem boş..Allah hidayet versin..

ayrıca bu lafım yıne carpıtılmasın Cumhuriyetin kurucusu MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'E soyleyecek bi lafım yok..Allah yaptıgı iyliklerden razı olsun der ruhunada bi Fatiha okurum en guzel iyligi ben yapmıs olurum..saygılar,

 

Çıkmazınız bu;

Yazınızın başlarında; Ulus kavramı yenire hâlâ ümmet kavramına ön verme veya, İlahi takdir'i ulus ulus egemenliğinin üstünde tutma düşüncesi...

Sonlarında ise; İşi Allaha havale etmek ve dualardan medet ummak...

 

İnsanın her şeyden önce, kendi boyutlarına sahip çıkması gerekmezmi?...

Gönderi tarihi:
Sn.'abdulselaö';

 

Size hitaben yazılan bu iletiyi neden görmemezlikten geliyorsunuz.?

 

Derdiniz çözüme yönelik sonuçlara ulaşmak mı?

 

Yoksa baş örtüsünü dayatmak mı.?

 

 

 

*tna

</B>

 

Gelirler sevgili GeceKuşu ,işlerine gelmeyen herşey görmemezlikten gelinir.Bu forumda bunun örneklerini çok gördük.Ya da "yok öyle demedim de böyle dedim".Şu kıvırma sanatını bir biz öğrenemedik.

Gönderi tarihi:
Gelirler sevgili GeceKuşu ,işlerine gelmeyen herşey görmemezlikten gelinir.Bu forumda bunun örneklerini çok gördük.Ya da "yok öyle demedim de böyle dedim".Şu kıvırma sanatını bir biz öğrenemedik.

Sevgili gelincik, sizin, benim, bizim gibiler öğrenmek de istemezler. İnsanda şahsiyet diye bir şey olacak, öyle di mi ama...

Gönderi tarihi:
İslam dini hoşgörü dinimiş... Peh...

Sen önce sizin din anlayışı ile günümüzde bizlere yaşattığı çıkmazlara bak..

Sen kal bana islam dini hoşgörü dini imiş..

Bu hoşgörüyü MUSTAFA KEMAL İLE KAZANDIK BİZ...

Fethulla Gülen, Aczmendi, Taliban önünde diz çökmüş, suudi kıralın hoteline gidip hala aldığı hediyelerin gizlediği zihniyetlerle, Halifeli ilan eden bilmem alman ******* yetişmiz bitmelerle, Hizbullah gibi elleri kanlılarla değil, Süleymancı, nakşi, kadiri bilmem ne düşünceleyirle değil,

MUSTAFA KEMAL İLE EEEEEY... MUSTAFA KEMAL'LERLE kazandık...

Siz bizlerimi kandıracaksınız...

Burası cami, kuran kursu yuvası ve Arabistan değil...

Çağdaş, laik, demokratik ve bilimi felsefe edinmiş ve yaşam biçimi haline getirmiş ATATÜRK'ÜMÜZÜN CUMHURİYETİ...

Arabın kültürüyle yoğrulmuş doğmaların değil..

 

 

Sen Mustafa Kemal'e ilah gibi tapıyosan ben sana ne cevabı vereyımkı..ne desem boş..Allah hidayet versin..ayrıca bu lafım yıne carpıtılmasın Cumhuriyetin kurucusu MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'E soyleyecek bi lafım yok..Allah yaptıgı iyliklerden razı olsun der ruhunada bi Fatiha okurum en guzel iyligi ben yapmıs olurum..saygılar,

 

Sen yukarıda ki yazıdan Mustafa Kemal'e ilah gibi tapıldığı sonucuna mı vardın?

 

Sizin minnet duymaktan anladığınınız ruhuna bir fatiha okumaksa zaten boşuna tartışıyoruz.

 

Biz başka bir şey anlatıyoruz Mustafa Kemal diyoruz, o bugün bu kadar rahat bir ülkede yaşamamız için 10 yıl gibi kısa bir zamanda batının 100 yılda yapamadığını yaptı diyoruz... Onun sayesinde bugün ortadoğunun en güvenli ülkelerinden biriyiz diyoruz... Mustafa Kemal'i anlamak gerek diyoruz, anlamadığımızda ya bir fatiha okuyarak geçiştiriyoruz ya da düşman oluyoruz ona... Tabi anladıkları için düşman olanlarda çok fazla...

 

Bugün o sahip olduğun inancı Mustafa Kemal'in sayesinde bu kadar rahat yaşıyorsun... Yoksa kimbilir katolikmiydin, ortadoskmuydun, neydin... Dört bir yanı işgal edilmiş bir ülkede senin inancını yaşamana izin vereceklermiydi?

 

Mustafa Kemal'i sevmekten ve bize bıraktığı mirasa sahip çıkmaktan herşeye rağmen onun gösterdiği yolda yürümeye devam etmekten anladığınız ilah gibi tapınmaysa eğer gerçekten sizin için yapacak şey yok...

 

Osmanlı hayaliyle yanıp tutuşanlar boşuna hevesleniyorsunuz bu ülke bir daha o günlere dönmeyecek...

Gönderi tarihi:
Sen Mustafa Kemal'e ilah gibi tapıyosan ben sana ne cevabı vereyımkı..

 

Eğer bu ülkenin ekmeğini yiyor, oksijenini yakıyorsam, soyut bir varlığa tapmaktan sa bu ülke insanı için imkansızları gerçekleştirmiş birine tapmak (!) benim boynumun borcudur.

 

Burada tapmak kelimsenin altını nasıl dolduracağımız ise başkadır...

 

Allah yaptıgı iyliklerden razı olsun der ruhunada bi Fatiha okurum en guzel iyligi ben yapmıs olurum..saygılar,

 

En güzel iyilik bu mudur? Hayır değildir!

Onun ruhuna fatiha okuyup bir de Osmalı özlemi çeken yazılar yazmak ona ******** başka bir şey değildir!

Onun devrimi ardından kurduğu binaya kaç tuğla koydun ben ona bakarım! Duaya değil! Dua kısmı senin ve Allah'ın arasındaki ilişki. Kimseyi de bağlamaz.

Mustafa Kemal'e iyilik yapmak istiyorsan bir kaç tuğla da sen koy bizler için kurduğu binaya...

 

Saygılar...

Gönderi tarihi:
Sn.'abdulselaö';

 

Size hitaben yazılan bu iletiyi neden görmemezlikten geliyorsunuz.?

 

Derdiniz çözüme yönelik sonuçlara ulaşmak mı?

 

Yoksa baş örtüsünü dayatmak mı.?

 

 

 

*tna

[/b]

Sayın arkadasım inan bana gormedim bana hitabenm yazıyı..şimdi derlerki işine gelmeyenı gormez ki dediler zaten ama alakası yok..oyle olsaydı şimdide gormezden gelirdim emin olun..neyse lafı uzatmıycam konuya gelıyorum..sonucta kadınlar baştacımızdır..kım ne derse desin ben bunu içten soyluyorum..tabiki başortusu kadının ilk sorunlarından deil ama suan gundemde olan bu ve ortalarda birlerinin magdur olduguda aşikardır..

 

ewet ülkemizde malesef kadınlarımız magdur edıyor..calısma hakları kısıtlı..şiddetemaruz kalıyorlar..ozellikede dogu ve gunaydoguda kadına mal-mülk muamelesi yapılan yerlerde var..pekı gelelim bu durumun cozum şıklarına..

 

1)oncelıkle buyuk harflerle belirtmek ıstıyorumkı EĞİTİM..egitimsiz bir anne dusunulemez..cunku annedir cocuklarıyla ilgilenen ve onlara hayatı ogreten..insanlarımız malesef cahil..

2)Fakat okul cagına gelmiş kızlarımız,kardeşlerimiz malesef ekonomik,veya kimilerine gore dini sebeplerle okula yollanmıyor..bu olay genelde dogu kesmınde yasayan vatandaslarımızda goruluyor..fakat o ailelerde egitim gormedigi için veya yeterli imkanı olmadıgı için okula yollamıyorlar..ohalde ulkemızde refah sewiyesinin yukselmesi gerekıyor..buda gelen hukumetlerin dışa bagımsız milli bir ekonomi planı uygulayarak ekonomık acıdan kalkınmasıyla aşılacaga benzıyor..

3)ben elimden gelenı yapmaya hazırım..hiç bir zaman tarafsız olmadım..hak neyse onun yanında oldum..benımde kız kardesim var ve egıtımı için bizzat kendım çabalıyorum..Acıklamalrım ne kadar acık bilemıyorum cunku daha oncede belirttigim gibi türkcem malesef cok iyi deil..saygılar

 

Eğer bu ülkenin ekmeğini yiyor, oksijenini yakıyorsam, soyut bir varlığa tapmaktan sa bu ülke insanı için imkansızları gerçekleştirmiş birine tapmak (!) benim boynumun borcudur.

Burada tapmak kelimsenin altını nasıl dolduracağımız ise başkadır...

 

Mrb arkadasım..sen istedigine tapabılırsın..Sizin dininiz size benim dinim bana..Ben ATATÜRK'ÜN yaptıklarını inkar etmedim hiç bir zaman..ama unutmaki onuda senın soyut varlık dedigin benimde Rabbim olan ALLAH(C.C) yarattı..

 

 

 

En güzel iyilik bu mudur? Hayır değildir!

Onun ruhuna fatiha okuyup bir de Osmalı özlemi çeken yazılar yazmak ona ******** başka bir şey değildir!

Onun devrimi ardından kurduğu binaya kaç tuğla koydun ben ona bakarım! Duaya değil! Dua kısmı senin ve Allah'ın arasındaki ilişki. Kimseyi de bağlamaz.

Mustafa Kemal'e iyilik yapmak istiyorsan bir kaç tuğla da sen koy bizler için kurduğu binaya...

 

Saygılar...

 

ATATÜRK'ÜN kurdugu CUMHURİYETE tugla koymam icin illa ona tapmam mı gerekıyo acaba..hem dinimi yasayıp hemde onun yolunda gidemezmıyım...gidincede ATATÜRK'ÜN kurdugu CUMHURİYETE darbe vurdugumuz soylenıyo..o halde dinimdenmi vazgeceyim yanlıs anlamayın digerlerine dinsiz demıyorum baska bir cumleyle anlatacak olursak dinimizin emrettıgı gibi yasamayımı bırakayım yoksa BİNA İÇİN USTA BAŞIMI OLAYIM..BEN IKISINI BİARADA YURUTEMIYORUM..BELKIDE BU BENIM SORUNUMDUR..HER ELEŞTIRIYEDE ACIGIM..SAYGILAR..

 

Sen yukarıda ki yazıdan Mustafa Kemal'e ilah gibi tapıldığı sonucuna mı vardın?

 

Sizin minnet duymaktan anladığınınız ruhuna bir fatiha okumaksa zaten boşuna tartışıyoruz.

 

Biz başka bir şey anlatıyoruz Mustafa Kemal diyoruz, o bugün bu kadar rahat bir ülkede yaşamamız için 10 yıl gibi kısa bir zamanda batının 100 yılda yapamadığını yaptı diyoruz... Onun sayesinde bugün ortadoğunun en güvenli ülkelerinden biriyiz diyoruz... Mustafa Kemal'i anlamak gerek diyoruz, anlamadığımızda ya bir fatiha okuyarak geçiştiriyoruz ya da düşman oluyoruz ona... Tabi anladıkları için düşman olanlarda çok fazla...

 

Bugün o sahip olduğun inancı Mustafa Kemal'in sayesinde bu kadar rahat yaşıyorsun... Yoksa kimbilir katolikmiydin, ortadoskmuydun, neydin... Dört bir yanı işgal edilmiş bir ülkede senin inancını yaşamana izin vereceklermiydi?

 

Mustafa Kemal'i sevmekten ve bize bıraktığı mirasa sahip çıkmaktan herşeye rağmen onun gösterdiği yolda yürümeye devam etmekten anladığınız ilah gibi tapınmaysa eğer gerçekten sizin için yapacak şey yok...

 

Osmanlı hayaliyle yanıp tutuşanlar boşuna hevesleniyorsunuz bu ülke bir daha o günlere dönmeyecek...

 

Ben CUMHURİYET'İN KURUCU M.K.ATATÜRK'ÜN ülkemiz için yaptıklarını inkar etmedim hiç bir zaman..lafları çarpıtmada üstünüze yok.. Ewet inkar etmedim ve ondan onceki atalarımıda unutmadım..hiç bir zaman geçmişimi inkar etmedim..Onların bu ulke için yaptıkjlarınıda unutmadım ATATÜRKÜMÜZÜN YAPTIKLARINIDA unutmadım..ben hep derim kim bu ülke için iyi bişey yaptıysa ALLAH razı olsun..sonucta o da bi insan ve merhum bi insan..onun ahirette dua 'ya ihtiyacı var..ben onun mirasına sahip cıkmayalım demıyorum ama onunda bi insan oldugunu unutmayalım

Gönderi tarihi:

Bana gelen bi maili aktarmak istedim.

 

Sevgili arkadaşlarım yaşanmış bir olayı aktarmak

> istiyorum.İstanbulda annemlerin bir komşusunun kızı okulunu bitirmiş

> iş aramaktadır.Birileri aracı olur ve belediyelere iş yapan ve

> iktidar destekli bir firmaya iş görüşmesi için randevu alınır.Bu

> kızımız görüşme sırasında öz geçmişini ve referansını açiklarken

> görüşmeci şahıs kızın sözünü keserek; bırak şimdi bunları diyerek yan

> tarafında yığınla duran kara çarşaflardan bir tanesini alıp kıza

> uzatır.Bunun yanısıra kıza bir tane AKBİL (tren-otobüs-metro ve

> vapurda geçerli akıllı bilet ) vererek senin işin bu çarşafı

> giyinerek akşama kadar tren,otobüs,vapur v.s. bineceksin ve

> meydanlarda görüntü vereceksin der.Aylık 500 ytl maaş+sigorta +yemek

> vaadi ile işe alınacağı söylenir.Anlayacağınız gibi kızımız işi kabul

> etmediği için konu biz lere kadar ulaştı.Ben özellikle Üsküdar

> meydanında bu görüntülerin artışına anlam veremiyordum,cevabını

> öğrendim ve sizinle paylaşmak istedim.

 

Daha önce de duymuştum türban takanlara maaş bağlandığını.

Gönderi tarihi:
Baş örtüsünün serbest olmasına neden karşıyız.

1- Kamu görevinde baş örtülürse, laik devlet anlayışı ile bağdaşmaz. Çünkü laik devlet, bir inanç simgesine izin vermez.

2- Üniversite öncesinde kız çocukları ana - baba baskısı altında başlarını örter, bu alanda serbestlik sağlanırsa ana-baba baskısının kapısı aralanmış olur.

3- Tam bir başörtüsü serbestliği, birdenbire herkesi başını örtmeye yöneltir, bu da başını örtmek istemeyen kadınları -üniversitede başı açık öğrencileri- baskı altına almaya yol açar.

 

Nedenlerimiz yersiz cünkü:

1- Laik devletin başı açıklıkla özdeşleştirilmesi, başı açıklığın, evrensel, layüs'el, tartışılmaz, kutsal ve uyulması gerekli bir giyim tarzı olduğu varsayımına dayanıyor. Buna neden inanalım?

2- Üniversite öncesinde kız çocuklarına ana-baba baskısı yapılacağı varsayımı, hem bu yanlış kanaati onaylamayı gerektiriyor, hem de ana-baba yerine "devlet baskısı"nın kutsanması eğilimine dayanıyor. Ayrıca baş örtüsü yasağı, başlıbaşına bir "baş açma dayatması" ndan başka anlam taşıyor mu?

3- Başörtüsü yasağı tamamen kalkarsa herkes başını örtmeye kalkar, bu defa başı açıklara baskı oluşur. Bu iddia da gerçekten saçma sapan bir varsayımdan yola çıkıyor. Bir kere başörtüsü yasağının olmadığı dönemde kimseye başını örtmesi noktasında baskı yapılmış değil. İki, bu alanda tam bir huzur var. Üç, Türkiye'de herkes başını örtüyor değil. Dört, şayet bir başörtüsü serbestisi kadınların akın akın başını örtmesi ile sonuçlanacaksa, o zaman, başörtüsü yasağı, böylesine bir kadın çoğunluğuna karşı baskı anlamına gelmektedir. Hangi demokrasi, hangi hukuk devleti, hangi insan hakları duyarlılığı böyle bir baskıyı onaylar

 

 

Sayin arkadaslar,

 

Laikligi tartisirken ya da Turbanin laiklige darbe olasiligini tartisirken bir seyi unutuyoruz. Ben unuttugumuz noktaya deginmeden once laikligin WIKIPEDIA tanimini vereyim sizlere:

 

"Laiklik, devlet yönetiminde her hangi bir dinin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunan prensiptir.

 

Fransızca'dan Türkçe'ye geçmiş olan "laik" sözcüğü, "din adamı olmayan kimse; din adamı dışında kalan halk" anlamına gelen Latince "laicus" sözcüğünden gelmektedir. Roma döneminde din adamlarına "Clerici" din adamı olmayanlara da "Laici" adı veriliyordu. Laik aynı zamanda din dışı dinle ilgisi olmayan anlamlarına da gelmektedir.

 

...

 

Siyasi anlamı üzerindeki tartışmalarda ise laiklik, liberalizmin dini kaynağı sayılır ve siyasi kudretin dini kudretten ayrılmasını ifade eder. Teokratik devletten demokrasiye geçerken devlet otoritesiyle din otoritesi sınırlandırılmış, laiklik klasik demokrasinin gerekliliğinin bir icabı olmuştur. Buna göre kavram, çağdaşlaşma ve insan hakları ile yakın bağlantılıdır.

 

Hukuki tanımlara göreyse en yaygın tanım, devlet ile din işlerinin ayrılmasıdır. Devlet, bir dine inanıp inanmama meselesini özel bir problem sayar, fertlerinin sadece maddi yönüyle ilgilenir, kendisi devlet olarak hiçbir dini taşımaz, hiçbir dini ayine iştirak etmez, fakat fertlerin her türlü dini serbestliklerini kabul eder. Devlet, dini esaslara dayanan kanunlar yapamayacağı gibi, bütün dinlere eşit mesafede durur ve hiçbir şekilde dinlerin ibadet hüküm ve kurallarına müdahale edemez. Bununla birlikte dinlerin amme düzenini bozacak davranışlarını da önlemekle yükümlüdür"

 

Yani laiklik dinin devlet islerine bulasmamasini ongoruyor. Amac ise teokratik devletten demokratik devlete gecebilmektir. Bizler ise laikligi dinin yasaklanmasi gibi algilamaya baslamisiz maalesef. Demokrasi geregi herkesin istedigi dini secebilip ugulayabilmesi serbest olmalidir, yeter ki herhangi bir din devlet islerine bulasmasin.

 

1) Bu tanima gore eger demokrasi tek amacimizsa, turbanin yasak olmasi son derece demokrasi zitti bir olaydir, zira laiklik dedigimiz olay demokrasiye dogru atilan yolda cok gerekli bir sarttir. Ve demokrasinin en onemli sarti insanlarin fikir ve kendini ifade ozgurlugu haklarinin guvence altinda olmasidir!

 

2) Yine bu tanima gore turbani yasaklamak ve kamuoyunun ve devlet islerinin gundeminde tutmak dini bir kiyafeti, ve dolayisiyla bir dini devlet islerine karistirmak oluyor bence...Yani turbani ya da herhangi dini bir simgeyi yasaklamak LAIKLIK KARSITI bir olaydir.

 

Dindar olmayan birinin objektif yorumu plarak nitelendirin benim bu yazdiklarimi. Bence turban karsitlari LAIKLIGE ve DEMOKRASIYE en buyuk darbeyi vuranlardir! Sizin fikirlerinizi bekliyorum dedigim bu iki nokta hakkinda!

Gönderi tarihi:
Bana gelen bi maili aktarmak istedim.

 

 

 

Daha önce de duymuştum türban takanlara maaş bağlandığını.

 

 

Desenize olay tamamen duygusal :)

Gönderi tarihi:
Bana gelen bi maili aktarmak istedim.

 

 

 

Daha önce de duymuştum türban takanlara maaş bağlandığını.

mrb arkadasım..bunlar olan seyler..ama kaynagı belli olmadıgı için kesin bişe diyemıyorum..ama bu olay bana bişeyi cagrısştırdı..28 şubat oncesindede ortalıklarda kara çarşaflı,ortalıga şeriat kokusu yayan,darbe olmasına fırsat hazırlayan ve ozelllıkle soyluyorum kendilerini "acmendi"diye tanıtan kişiler vardı..acana nerde şimdi bunlar???belkıde hepsi emeklı maaşlarının keyıflerini cıkarıyolardır

Gönderi tarihi:
mrb arkadasım..bunlar olan seyler..ama kaynagı belli olmadıgı için kesin bişe diyemıyorum..ama bu olay bana bişeyi cagrısştırdı..28 şubat oncesindede ortalıklarda kara çarşaflı,ortalıga şeriat kokusu yayan,darbe olmasına fırsat hazırlayan ve ozelllıkle soyluyorum kendilerini "acmendi"diye tanıtan kişiler vardı..acana nerde şimdi bunlar???belkıde hepsi emeklı maaşlarının keyıflerini cıkarıyolardır

 

Onlar nerdemi?...

Söyliyeyim...

**************

Tehlike gördüklerinde hemen kabuğuna çekilir fakat tehlike geçtiğinde yine gideceği yere gider yeterki azıcık fırsat bulsun...

Ama bu fırsatı bulacaklarını hiç sanmıyorum çünkü din; politikaya, tahrikata, çıkara dayalı dipsiz bir kuyu olmuştur günümüzde (21. yüzyılda herşyin satılık olduğu gibi bunu da ticari bir meta şeklinde kullanılmakta) ve eninde sonunda bu kuyunun içinde **********...

Gönderi tarihi:
Onlar nerdemi?...

Söyliyeyim...

*****************...

Tehlike gördüklerinde hemen kabuğuna çekilir fakat tehlike geçtiğinde yine gideceği yere gider yeterki azıcık fırsat bulsun...

Ama bu fırsatı bulacaklarını hiç sanmıyorum çünkü din; politikaya, tahrikata, çıkara dayalı dipsiz bir kuyu olmuştur günümüzde (21. yüzyılda herşyin satılık olduğu gibi bunu da ticari bir meta şeklinde kullanılmakta) ve eninde sonunda bu kuyunun içinde *********...

 

 

ben aynı goruste deilim..onların o durumda kaos yaratmaları için bilinçli olarak ortaya cıktıkları kanısındayım

Gönderi tarihi:

KADINLARIMIZ, KIZLARIMIZ, ANALARIMIZ, BACILARIMIZ BU OLUP BİTENDEN UTANMALI...

Kadın ve Erkekler arasında üçüncü bir cins mi yaratılmak isteniyor. Bir erkek olarak ben utanıyorum...

 

Türban görüşmelerinde uzlaşma sağlanmış. Kadınlık utansın, İnsanlık utansın. Başörtüsü çenenin altından bağlanacakmış. Kimliği belli olacak şekilde kullanılacakmış. Görsel olarak tamam. Peki bunu destekleyen ve uygulayan kadınların iç kimlikleri ne olacak. Hem kendim soruyorum hem de cevabını vermek istiyorum, yok ki !!!

 

Hala anlamıyorum nedir bu örtü meselesi. Bir kadın neden bu örtüleri takmak ister. Bazen bilmediğimiz üçüncü bir cins mi var aramızda diye merak ediyorum. Ne kadın, ne erkek kendilerini, ruhlarını örtülerle kapamak isteyen üçüncü bir cins...

 

Hiç kimse kılık, kıyafetinden dolayı yüksek öğretim hakkından mahrum bırakılamaz cümlesin üzerine bir çok formül değerlendirmişler. Nedir bu formüller ? ne oldu halka sorma oylama ? niçin kendi içinizde karar verdiniz. Oylamalarda sizin kastiniz olan çoğunluk rakamları çıkmıyor mu yoksa ?

 

Anayasa’nın 13. maddesindeki “Hak ve hürriyetler ancak kanunla sınırlanır” ilkesinden yola çıkarak komik formülü bulmuşlar. Hak ve hürriyet kelimelerini bu kadar basitleştiremezsiniz.

 

Kadınlık utansın diyorum tekrar. Kendilerini böyle zavallı, değersiz insan konuma sokturan kişilere boyun eğdikleri ve aciz oldukları için utansınlar diyorum.

 

Kalben Müslüman olmayıp, Müslümanlığı siyasi oyunlara karıştırdıkları ve bu oyunun parçası oldukları için utansınlar.

 

Ve onlara tekrar söylüyorum bu takiyeyi yutturamazsınız…

 

Geçecek karabulut ülkeme çöktüğünüz bu zamanlar…

 

Sevgiyle, Çağdaşlıkla, Laiklikle, Uygarlıkla….

 

...................................

 

________________________________________

Sevgili Sevilay Ataibiş'e sevgi ve saygılarımızla...

Gönderi tarihi:
ben aynı goruste deilim..onların o durumda kaos yaratmaları için bilinçli olarak ortaya cıktıkları kanısındayım

Bu kestirme bir cevap..

yani bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak gibi...

Rica etsem..

Kanı sahibi olduğunuz bu bilinç nerden gelir size göre, kimdir bunları itekleyen?, kimlerdir?...

Kanılarınızı açabilirmisiniz...

Gönderi tarihi:
Bu kestirme bir cevap..

yani bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak gibi...

Rica etsem..

Kanı sahibi olduğunuz bu bilinç nerden gelir size göre, kimdir bunları itekleyen?, kimlerdir?...

Kanılarınızı açabilirmisiniz...

 

Açıklamak zorunda oldugumu dusunmuyorum..onları darbecş zihniyete sorman gerekir..

Gönderi tarihi:

Zaten ben anlamıyorum 80 yıldır bu ülkede kadınların başı ister açıktı ister çene altından annelerimiz gibi bağlı ve hatta annelerimiz girdikleri ortamda icap ettiğinde başörtülerini çıkartırlardı... Şimdi ne olduda bu kadar büyük bir mesele haline geldi, kimler bundan nemalandı, türban yetmedi altına bone takıyorlar tıpkı rahibeler gibi... Bu gelenek nereden nasıl çıktı bugünlere geldi... Kadınlar üzerinde oynanan bu siyasi rant kavgasını birgün herkesin görmesini diliyorum... İnanç bu kadar sömürülmez başörtüsü konusunda gösterdikleri hassasiyeti kadın eşitliği ve hakları konusunda göstermiyorlar... Bu işte ne kadar samimi olduklarının göstergesidir...

Gönderi tarihi:
Açıklamak zorunda oldugumu dusunmuyorum..onları darbecş zihniyete sorman gerekir..

 

Açıklamak zorunda değilsin tabiki...

O zaman susalım...

 

(Önce bilgi; bilmeden tahmin yürütmek, çamur atmak, karalamak bize yakışmaz)

Gönderi tarihi:

 

Bazı aydınlarımızın açıkça şımarttığı AKP?de hálá sağduyulu sesler kalmış mıdır bilmiyorum.

 

Kalmışsa onlara seslenmek istiyorum.

 

Vazgeçin bu anayasa sevdasından...

 

Hem kendinize, hem ülkeye çok zarar vereceksiniz.

 

Rektörlere de seslenmek istiyorum.

 

Siz devreye giriniz ve ülkeyi belirsiz bir kaosa götürecek siyasi şımarıklıklardan kurtarınız.

 

Bir sözüm de demokrasi istediğini söyleyen aydınlara.

 

Sizler de itirazınızı dile getiriniz.

 

Bu anayasanın "Milli Görüş Anayasası" haline gelmesine karşı çıkınız...

 

Ertuğrul ÖZKÖK

 

sayın Ertuğrul ÖZKÖK, zan üzre hareket etmiş,

ne biliyor, baş örtülülerin zafer işaretiyle üniversiteye gireceğini.>?

Buna ancak denizi görmeden paçayı sıvamak denir.

Evren.

Gönderi tarihi:
[

 

Bazı aydınlarımızın açıkça şımarttığı AKP’de hálá sağduyulu sesler kalmış mıdır bilmiyorum.

 

Kalmışsa onlara seslenmek istiyorum.

 

Vazgeçin bu anayasa sevdasından...

 

Hem kendinize, hem ülkeye çok zarar vereceksiniz.

 

Rektörlere de seslenmek istiyorum.

 

Siz devreye giriniz ve ülkeyi belirsiz bir kaosa götürecek siyasi şımarıklıklardan kurtarınız.

 

Bir sözüm de demokrasi istediğini söyleyen aydınlara.

 

Sizler de itirazınızı dile getiriniz.

 

Bu anayasanın "Milli Görüş Anayasası" haline gelmesine karşı çıkınız...

 

Ertuğrul ÖZKÖK

 

 

 

 

 

 

 

 

sayın Ertuğrul ÖZKÖK, zan üzre hareket etmiş,

ne biliyor, baş örtülülerin zafer işaretiyle üniversiteye gireceğini.>?

Buna ancak denizi görmeden paçayı sıvamak denir.

Evren.

 

Evren bey,

 

Neden turban gibi muslumanligi kendine dine secen hanimlarimizin en oz hakkini kisitlayalim? Hangi demokrasiye sigar bu? Birakin insan isterse mini etek giysin isterse turban giysin. Asil tehlike korkudan ya da bazi cikarlar yuzunden demokratik haklari yok saymaktir. Buna DAYATMACILIK denir, DESPOTLUK denir. Eger Demokrasiye ve laiklige inaniyorsaniz o zaman hem turbani yasallastiracaksiniz ki DEVLET kontrolunden cikcin (laikligin tanimi bu) hem de bir daha herhangi bir devlet kurumunda tartisilmasina ve polemik konusu olmasina izin vermeyeceksiniz (yine laik bir devlet istoyorsaniz).

 

Hanimlarimizin istedigi kiyafeti giyme haklari vardir. Dini simge bile olsa bu giyim tarzi! Sizlerin YASAKLAMA ve DAYATMA gudumlu fikirlerinizi cok sakincali buluyorum demokrasi acisindan!

 

Konuyu polemik haline getirip memeleket meselesi yaparsaniz o zaman korkmaya baslarsiniz. Zira o kadar da buyutulecek bir olay degil. Ve kimseye zararli bir olay da degil. Sadece kisisel bir hak!

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.