Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Yeni Anayasa Yapmaya Yetkileri Yok


Misafir rua

Önerilen İletiler

her şey o kadar açık ve net ki sayın BlackCADY, nasıl bir cevap istiyorsunuz.

tabiki adaleti saglamak insanın elinde, aksini kim söyle ki.?

 

İslam tanımınız ise oldukça çocukca ve gülünç.

her söylenene söz sözlemek gerekmez.

 

lakin ben sizin ya da keskinkalem arkadaşın İslam'dan ne anladıgını sormuştum.

siz gene başkaları adına konuşmaya başlamışsınız.

:)

 

size selametler.

 

Evet herşey oldukça açık aslında hem diyorsun tek din İslamdır hem diyorsun hristiyanlık ve yahudilik adları sonradan çıkmıştır o zaman dinler arasında bu kavga neden var.?

 

İslam tanımım sana çocukça ve gülünç gelmiş olabilir bu senin bakışın.

 

Ben dünyaya baktığımda İslam ülkelerinin gelişmiş ülkelerin çok gerisinde olduğunu görüyorum ve savaş hep bu ülkelerde var. Bu ülkelerde din afyon olarak kullanılıyor.

 

şimdi dersinki gerçek islam uygulansa böyle olmaz nedir şu gerçek islam bide onu sen anlatsaydın.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 83
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Teziç'in bir grup akademisyenle kaleme aldığı taslak, dönemin TÜSİAD Başkanı Bülent Eczacıbaşı tarafından Meclis'e sunulmuş. Prof. Dr. Süheyl Batum ve YÖK üyesi Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu'nun da katkı yaptığı taslak, radikal değişiklikler içeriyor. Giriş bölümünde, askerî darbeden sonra kabul edilen 1982 Anayasası'nın katılımcı bir ortamda hazırlanmadığı ve demokratik sayılmayacak şartlarda halkoyuna sunulduğu belirtiliyor. Bu yüzden ulusal mutabakata dayalı yeni bir anayasa yapılması gerektiği vurgulanıyor.

 

Liberal demokratik rejimlerde devletin resmî bir ideolojisi olmaz. Kemalizm ideolojisi anayasada yer almamalı.

 

'Atatürk milliyetçiliği' ifadesi kaldırılmalı. 'Devletin dili Türkçedir', yerine "Resmi dili Türkçedir" denilmeli.

 

Cumhurbaşkanı ile milletvekili yeminlerinde Atatürk ilkeleri ve inkılaplarına yer verilmemeli.

 

Devletin şeklinin cumhuriyet olması dışında Anayasa'da değiştirilemez hüküm olmamalı.

 

1982 Anayasası'nın otoriter ve kutsal devlet anlayışını yansıtan başlangıç bölümü demokratik sistemle bağdaşmaz.

 

Anayasa'daki başlangıç bölümünün 'otoriter devlet' ideolojisini çağrıştırdığı, devlete 'kutsal' sıfatını ekleyen bu anlayışın özgürlükçü ve çoğulcu bir demokratik düzenle bağdaştırılmasının imkansız olduğu vurgulanıyor. Değişiklik tekliflerinden en önemlisi ise devletin nitelikleriyle ilgili. 4. maddede sayılan değiştirilemez niteliklerin 'cumhuriyet'le sınırlı tutulmasını isteyen Teziç, şu gerekçeyi ileri sürüyor: "Kurucu iktidarın asıl sahibi olan milletin ve onun temsilcilerinin özgür bırakılmalarında yarar vardır. İnsan aklının ve toplumların bu tür engellerden uzak tutulması, evrensel ve doğal değişim yasalarının mantıkî sonucudur. Hiçbir anayasa koyucu toplumun onlarca yıllık geleceğini ipotek altında tutma hakkına sahip olmamalıdır. 'Cumhuriyetin sürekliliği' dışında değişmez anayasa kuralı konulmasında yarar değil zarar vardır."

 

Erdoğan Teziç, AK Partili Prof. Dr. Zafer Üskül'ün bir süre önce gündeme getirdiği ve büyük tartışmalara yol açan 'ideolojisiz anayasa' fikrini de 15 yıl önce taslağına almış. "Liberal demokratik rejimlerde devletin resmî bir ideolojisi olmaz." ifadesini kullanan Teziç, yeni anayasanın ideolojik hükümlerden arındırılması gerektiğini savunuyor. Cumhurbaşkanı ve milletvekili yeminlerinden 'Atatürk ilkeleri ve inkılaplarına bağlılık' vurgusunu çıkaran Teziç, 'Türk milliyetçiliği' ya da 'Atatürk milliyetçiliği' şeklindeki kavramların da anayasada yer almamasını istiyor. Teziç'in önerilerinden biri de genelkurmay başkanının milli savunma bakanına bağlanması.

 

YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, sürpriz anayasa taslağını dönemin TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı'nın talebi üzerine hazırlamış. 1982 Anayasası'nı antidemokratik bulan Teziç ve 8 arkadaşı, bu talep üzerine işe koyularak, "Yeni Bir Anayasa İçin" adlı anayasa taslağını kaleme almış. Kısa sürede hazırlanan taslak, anayasa önerisi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na sunulmuş.

 

Taslak, Teziç ve arkadaşlarının o dönemde, bugün savundukları görüşlere taban tabana zıt fikirlere sahip olduklarını ortaya koyuyor. Taslağın giriş bölümünde, darbe sonrasında kabul edilen 1982 Anayasası'nın demokratik ve katılımcı bir ortamda hazırlanmadığı belirtilerek, ulusal mutabakata dayalı yeni bir Anayasa yapılması isteniyor.

 

Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki bilim kurulunun hazırladığı bugünkü taslakta başlangıç kısmı ve değiştirilemez nitelikteki ilk 3 maddede yapılan bazı kelime değişiklikleri rejim sorunu haline getirilirken, TÜSİAD'ın taslağında değiştirilemeyecek maddelerin de değişmesi öneriliyor. Konuyla ilgili olarak taslağın giriş bölümünde, "TBMM, 1982 Anayasası'nın 'değiştirilemez hükümler' arasında saydığı hükümleri yok saymak ya da değişik formülasyonlara büründürmek hak ve yetkisine sahip midir?" sorusuna cevap aranıyor. "Türkiye devletinin cumhuriyet" olduğu yönündeki hükmün değiştirilemezliğinin Türk anayasa geleneğinin temel unsuru olduğu belirtilen taslakta, bunun dışındaki maddelerin değiştirilmezlik kapsamına 12 Eylül rejimi şartlarında hazırlanan 1982 Anayasası'yla alındığı kaydediliyor. Bu hükümler arasında değiştirilebilecek kurallar da olabileceği belirtilirken, şu açıklama yapılıyor: "Bu konuda asli kurucu organ yetkisini kullanan bir meclisin kendini bağımsız hissetmesi doğal ve gereklidir. Bu açıdan önerilebilecek ideal formül, yeni bir anayasa hazırlama girişiminin başında, TBMM'nin bir anayasa değişikliği yaparak, değişmezlik hukukunu daha önceki Cumhuriyet Anayasalarında olduğu gibi 'Cumhuriyet' ilkesi ile sınırlı tutması olacaktır. Sonuç olarak çalışma grubumuz, TBMM'nin yeni bir anayasa taslağını oluşturma aşamasında kendisini 'cumhuriyet hükümet şekli'nin değişmezliği dışında özgür ve bağımsız hissetmesi gerektiğine inanmaktadır."

alıntı

 

garip, tuhaf -_-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Atatürk ilke ve inkılaplarını Anayasadan çıkartmak Anayasayı sivilleştirmediği gibi içini boşaltır. Ancak zaten maksat bu. Atatürk ilke ve inkılapları rejimin ve devletin üniter yapısının, milli kavramın koruyucu kalkanıdır.

 

Atatürk Milliyetçiliği kaldırılsın demek bu ülkede hangi tür milliyetçiliğin getirilmek istendiğinin göstergesi. Ümmetçilik. Milletlerin Ümmetliği olmaz Milletler değişik dinlerde ve inançlarda olabilir. Bireylerin ümmetçiliği olur oda inanmış olduğu dinin yapısı gereğidir.

 

Erdoğan Teziç'in dahi böyle düşünceler arz ediyor o zaman aklıma şu soru geliyor Erdoğan Teziç bir paravan.

 

Atatürk Milliyetçiliği Anayasadan çıkartılırsa bunun ardından Anayasa her yeni gelen parti iktidarında bakkal defteri gibi yazılıp çizilecektir. Dahada önemlisi ırkçılığın, mezhepçiliğin önü açılmış olacak.

 

Cumhuriyet dışında herşey değiştirilsin demek yani Atatürk Cumhuriyetinin sağladığı imtiyazların kolayca değiştirilmesi yada kaldırılması demek. Laik anlayış bu sayede kolayca kaldırılacak. Halkçı anlayış değiştirilecek, inanç özgürlüğü adı altında daha fazla imam hatip okulları açılacak ve bu okullardan mezun olan öğrenciler istedikleri üniversitelerde okuyabilecek. Oysa meslek liseleri statüsünde olmaları gerek. İmam ve Hatip olmak için okula gidiyorlar.

 

Yeminlerde Atatürk ilke ve ınkılanları kaldırılsın Anayasada ideoloji olmasın. Bunlar tehlikeli sözler. İdeolojisiz yani istikbalsiz ve istikametsiz Anayasa demektir. Başına buyrukluk özgürlük demeye getirilecek. Eyaletlere ayrışmanın yani özetle ırk ve mezhep kavgası çıkarmanın en kolay yolunu buldular.

 

Gerçekten umut verici gelişmeler değil. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Atatürk yoksa o Cumhuriyet Atatürk Cumhuriyeti olmayacak Akp Cumhuriyeti olacak ve ne yazıkki bu adamların geçmişlerinde seçmenlerine vaad ettikleri şeylerin hayata geçirilmesi demek.

 

Yazık, garip, inanılmaz, korkunç. Türkiye nereye itiliyor? Amerika ve onun emperyalizmi kansız rejim değişikliğinin en kolay yolunu Akparti ile buldu. Saf ve masum vatandaşsa bu işten umutlu. Başına geleceklerden bihaber.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Herseyden önce sunu acikliga kavusturmak gerekir diye düsünüyorum;Kemalizm yani Atatürkcülük bir ideoloji degildir,bunu ideoloji olarak görenlerin kendileri ideolojik saplantilar icersindedirler.Vicdani hür akli calisan bir kimse Atatürkcülügün ideoloji olmadigini bütün dünya uluslarina bir örnek teskil edecek sekilde acik ve net oldugunu bilir ve kabul eder..Atatürkcülükten gocunananlarin aslinda Türkiye ile Türk devleti ile sorunlari vardir.Komünistlerin, dincilerin ve bölücülerin Atatürkten gocunmalari kadar dogal olan hicbirsey yoktur.Cünkü Atatürkcü olmak onlarin varmak istediklerihedefkerin önündeki en büyük engeldir.Atatürk milliyetciligini Nasyonal milliyetcilikle Irkcilikla Fasitlikle bir tutanlar bilim adamida olsalar hicbirsey ifade etmez,bilim adamlari dogrulari söyler ki dogrulari söyleyen sayisiz bilim adami vardir bu ülkede.

Atatürk Türk ulusunun cagdas medeniyetler seviyesinin önüne gecmesini,ülkenin üniter yapisinin korunmasini,bagimsizligimizi,birlik ve bütünlügümüzü istemis bu yolda adimlar atmis bir liderdirki bu saydigim maddeler bütün uluslarin ihtiyaci olan hayati konulardir.Yikilmis köhnemis bir imparatorlugun artiklarindan bir ülke yaratip bizlere emanet etmistir.Bugün dünya üzerinde baska hicbir ulusa nasip olmayan bu gurur verici tarihi,bugün birileri birilerine yaranabilmek icin *Ideoloji *diye adlandirmakta ve onu Türkiyenin gündeminden uzaklastirmaya calismaktadirlar.Gündemi *Türban *denilen bir örtü ile bulandiranlar,Türk kimligi ile sorunlari olanlar,dün atalari nasil bizimle savastilarsa onlarda simdi bu ellerine gecen firsati degerlendirerek dedelerinin basaramadiklarini basarmaya calismaktadirlar.Hazirlanan anayasa sivil bir anayasa degildir,hazirlanan anayasa sivil bir ihtilalin planidir,askerin darbe yapmasini demokrasiye aykiri bulan zihniyet hazirlanmakta olan sivil darbeyi ise alkislamaktadir.Yargiyi,Anayasa makemesini,Silahli kuvvetleri,muhalefeti ve basini denetim altina almak icin hazirlanan bir anayasa sivil bir anayasa degil bir dikta anayasidir.Islam ülkelerindeki dikta rejimleri Türkiyede demokrasi adı altinda AKP tarafindan uygulanmaktadir.Hemde halkin gözüne baka baka ve halka yalan söyleye söyleye.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben dünyaya baktığımda İslam ülkelerinin gelişmiş ülkelerin çok gerisinde olduğunu görüyorum ve savaş hep bu ülkelerde var. Bu ülkelerde din afyon olarak kullanılıyor.

 

gelişmiş olmak demek masum kanı içmek demekse, bırakın kalsın ben şahsen geri olarak kalmaya razıyım.

benim merak ettigim böylesi bir 'gelişimi' hangi zihinsel süreçlerden geçerek içselleştirdiginizdir.?

 

acaba gelişmiş ülkelerin yöneticileri, akıttıkları kandan mideleri bulanmasın diye kendi halklarını nasıl afyonluyorlar.?

buda ögrenilmesi gereken bir sorun.

 

şimdi batı güçlü, bunu yadsımak mümkün degil, inandıgımız ilkeler bunu söylüyor zaten.

iktidar bir oraya bir buraya verilir..

 

İslam medeniyetinin iktidarda oldugu, güçlü oldugu yıllara uzanıp, o yılların dünyasını şimdinin batı medeniyetinin hakim oldugu yıllar ile karşılaştırmasını yaparmısınız?

 

o zamanki hakimiyetin dünyaya yansıması ile, bu zamanki hakimiyetin dünyaya yansımasına biraz göz atın.

 

lakin attan inip otomobile binme anlamında degil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sayın sabih kanadoğlu meclis cumhurbaşkanını seçemez demişti seçti erken seçim olamaz demişti oldu ak partinin tek başına iktidar olması imkansız demişti o da oldu şimdi de anayasa yapamaz diyor o da olur hiç merak etmesin kendileri hep kriz çıkarmak için gelmişler bu dünyaya sanki ..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

gelişmiş olmak demek masum kanı içmek demekse, bırakın kalsın ben şahsen geri olarak kalmaya razıyım.

benim merak ettigim böylesi bir 'gelişimi' hangi zihinsel süreçlerden geçerek içselleştirdiginizdir.?

 

acaba gelişmiş ülkelerin yöneticileri, akıttıkları kandan mideleri bulanmasın diye kendi halklarını nasıl afyonluyorlar.?

buda ögrenilmesi gereken bir sorun.

 

şimdi batı güçlü, bunu yadsımak mümkün degil, inandıgımız ilkeler bunu söylüyor zaten.

iktidar bir oraya bir buraya verilir..

 

İslam medeniyetinin iktidarda oldugu, güçlü oldugu yıllara uzanıp, o yılların dünyasını şimdinin batı medeniyetinin hakim oldugu yıllar ile karşılaştırmasını yaparmısınız?

 

o zamanki hakimiyetin dünyaya yansıması ile, bu zamanki hakimiyetin dünyaya yansımasına biraz göz atın.

 

lakin attan inip otomobile binme anlamında degil.

 

şu kıyaslamanın ince yanlarını sizden de duymak isterim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dogayı geçtik, son yüzyılda bu 'gelişimin' kaç masum cana kıydıgını düşün yeter

tarihde savaşlar olmuştur, ama bu zamandakinin örnegini bulamazsın geçmişde.

 

samimiyetle şunu itiraf etmeliyiz: güçlü olmanın yolu aydınlığı, uygarlığı,bilimi yakalamaktan geçiyor. aksi halde birilerinin oyuncağı ya da kuklası oluruz. bu aydınlığı yakalamanın yolu da atatürkçülüğü anayasadan çıkarmakla, dini siyasete alet edip türban denilen siyasi simgeyi bilim yuvalarına sokmak ve ülkedeki birlik beraberlik ruhunu zedelemekle olmaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dogayı geçtik, son yüzyılda bu 'gelişimin' kaç masum cana kıydıgını düşün yeter

tarihde savaşlar olmuştur, ama bu zamandakinin örnegini bulamazsın geçmişde.

 

savaşlar ,evet savaşlar kimse savaşlarin güzelliginden bahsedemez, savaşlarin bir hedefi vardir tek bir hedefi vardir cikarlar..

 

savasi iki sey önler Akil,vede birlik.!

 

Evet zamaninda iran Irak savasmayacakti,saddamda kuveyte girmeyecekti, kendinden gecipte zaffer sarhosuyla arafat saddami destekleyemeyecekti.!

 

evet sagduyulu benim insanim ecevit ,saddamin ayagina kadar gitti bu sevdadan vazgec.! ve onlarca devlet adami.!

 

ne oldu,, ama hep öyle söylenir bu savas zaten olacakti...

 

kibris,ta baskilar devam etmeseydi.! 74.hareketi olurmuydi.? yani sunu demek istiyorum savasa hazir olan ülkeler kadar savasi kabul edende sucludur...

 

evet akil ve birlik...

 

hic arkadasim yenilgiye ugrayan haksizliga ugrayan ülkelerin icinde toplumsal huzuru görüyormusun,bir birlik görüyormusun ,,

 

bakin bizlerin huzurunu bozmaya calisanlar icimizdeki birligi bozmaya calisanlar ,,bizlere nelere hazirliyor,,vede hangi zaaflarimizla oynayarak...

 

Demekki Akil ve birlik.....

 

evet bugün akan gözyaslara nasil elin kavusmuyorsa.! yarin bizlerin gözyasina kimse dönüp bile bakmaz,, unutma.!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Katılımcı Anayasa Hazırlıyoruz" bizim gibi düşünenler katılabilir. Bizim gibi düşünmeyenler "kendi işine baksın"

 

"Şeffaf bir süreç izliyoruz" sanki Türkiye'nin anayasasını değilde, kapandık bir kaleye MİT'in bir yıllık eylem planını hazırlıyoruz.

 

"Herkesin görüşlerini bekliyoruz" Anayasa denince, ilk yorum yapması ve sürece katılması gereken üniversiteler, yani o anayasayı yapanları, uygulayanları, koruyanları kısacası Anayasa'nın uyguluyacıları ve hazırlayıcılarını eğiten üniversiteler ağzını açamaz. Zaten üniversite, profesörler ne anlar Anayasa'dan.

 

"Sadece Türban başlığının tartışılmasına karşıyız" Türbanla ilgili düzenleme dışında hiçbir düzenleme hakkında açıklama yapmıyoruz. Sonrada niye sadece türbanı tartşıyorsunuz diye sinirleniyoruz.

 

Biz "Mazlum" u oynamayı çok sevdik.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

çok önceden sipariş üzerine hazırlandığı belli olan bir anayasa

artık nasıl bir katılımcılıksa

anayasada en sonunda çocuk oyuncağına döner

bugün bunlar değiştirir işlerine gelen bir anayasa hazırlarlar

yarın başa gelen başka bir hükümet....

 

yazılanlara söylenenlere bakılırsa gerçektende değişmesi gerekiyor ama oldu bitti yaptık değiştirdikle olmaması gerekir

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Biz "Mazlum" u oynamayı çok sevdik.

 

İşte bu güzel bir belirleme...

 

Ayrıca bazı arkadaşlara da şunu belirtmem gerek: En acımasız terörist, en kan dökücü katil, doğa ve ona hükmettiğini düşünüyorsanız eğer, tanrıdır. Hiç bir bomba depremler ve doğal afetler kadar masum cana kıymamıştır. Hiç bir terörist veba salgınları kadar kadın ve çocuk öldürememiştir.

 

Ya da trafik kazalarında savaşlardan çok insan ölmektedir. Ölçü ölen insan sayısıysa, otomotiv teknolojisi kanlı bir katildir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

akp "ezilmiş" rolünü bundan sonra da oynamaya devam edecek. bunu yaparken türbanı kullanacak. bakın ortaya bir anayasa tartışması atıldı. bir akp li yeni bir anayasa taslağı üzerinde çalışıyoruz dedi. taslak basına sızdı. akp taslağa sahip çıkmadı (!) ve bir yığın tartışma gündeme geldi. bu tartışmalar türban ve atatürk ilkeleri üzerine odaklandı. dikkat ederseniz ortada sahip çıkılan bir çözüm yok. yani biz şunun böyle olmasını istiyoruz şeklinde yapılan açık ve net bir açıklama yok. siyaset hep insanların kafasını karıştırma üzerine kuruluyor. bu da ezilmiş edebiyatını beraberinde getiriyor. akp türben tartışması sayesinde ezik, dışlanmış rolünü oynayarak popüleritesini arttırma çabası içerisinde. bu sayede hükümet oldular ve bu sayede bilinçsiz yığınların desteğini aldılar. bu sonu gelmeyen tartışma bugün akp nin en büyük destek kaynağıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

en iyisi bir cuntacı grubu gelsin ve sonra yeni bir anayasa yapsın.

geçmişimizde tecribeleri oldugu için zorlanmayız.

anayasanın 'toplumsal sözleşme' anlamına geldigini mi soruyorsunuz?

teferrutla vakit kaybetmemek lazımdır.

:)

 

yeni bir anayasa için yeni bir darbe yapmak lazım anlaşıldı..

 

not;

dayatmalarla, baskılarla, militarist kuşatmalarla söz konusu anayasada istenileni veremeyecekdir.

siyaseti, bürokrasiyi, en önemliside topluma yayılmış militarist zihni durum ile sivil bir anayasa zor gibi...

korkularla yönetilmeye itiraz etmedigimiz sürece, toplum olarak sivilleşemeyecegiz...

 

hayır sevgili aslan 34 cuntacı gurubu gelmesine gerek yok isterseniz sizin pkk sözcüleri ÖZGÜR-DER VE MAZLUM-DER ler yapsın bu anayasayı.

gerk yokki sevgili aslan 34 yeni bir ana yasa için mazlum-der ve özgür-derler yetmezmi.

her gün buraya alıntı yaptığınız özgür der 'in kürtçülük adı altında pkk sözcülüğünü yaptırıp üstelik dini konuları ele alarak ,dini özgür-der adına kullanmak hem din'e hem millete darbe vurmaktan başka birşey değildir...

pkk teröristlerine terörist diyemeyen onları gerilla olarak tanıyan bir derneğin nasıl islam dini ile ilişkisi olabilir............. aslan 34 ( Gerilla, düzensiz ordu demektir)özgür-der gerilla derken nerenin ordusu demek istiyoracaba?terörle mücadele yasasından neden bukadar rahatsız oluyor,şemdinli teröristini masum gösterip onu mehdi yaparlar..

baş örtüsü gibi islam değerlerini savunarak diğer taftan zehir enjekte etmek...İşte en kötüsüde bu değilmi bu tür zihniyetler yüzünden güzelim islamı alet edip sorunlar yaşatanlar bunlar değilmi...

İslam adınıa fırsat arayanlara bu zihniyetler değilmi bu fırsatları verenler.

Sonrada savunurlar, ama hiç aynaya bakmazlar yansımanın nasıl olduğunu görmezler,görmek istemezler........

Hangi kitapta hangi dinde katilleri mazlum göstermek onları haklı çıkarmak var..

Hangi dinde, vatanı için milleti için dini,bayrağı inancı için askerlik hizmetini yaparken hayatını kayıp edenler şehit olarak tanınmaz...

Bu nasıl isalamı savunmaktır....

anlamak mümkün değidir..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın kaplan-200, şimdi bunlar bu ülkenin güvenliğini sağlamakla yükümlü güvenlik güçlerimizle çatışmaya girip öldürülen bir PKK lıya anıt mezar yapılmasına izin verdi ya...

 

Bilirsiniz bu ülkede sevdiği kızı alamayıp ince hastalığa tutulan ve ölenin mezarı türbe olur, adaklar adanır, kurban kesilir, çaput bağlanır. Hatta bazı türbelerin içinde gömülü kimse olmadığının anlaşıldığı bile olmuştur. Adam şairdir, dini şiir filan da yazmamıştır, aşık olup aşk şiiri yazmıştır, türbesi vardır. Ben şahsen küçük yaşta amansız bir hastalıktan ölen bir çocuğun mezarının türbe yapıldığını biliyorum. Kızının hasretiyle yanıp tutuşan annesi de çok geçmeden ölünce onu da yanına gömmüşler. Bir küçük, bir normal mezar görürdünüz içerde. Olayı kutsallaştırmak için bir de masal uydurmuşlar: Küçük kız cami yapılırken gelip kıblenin yanlış olduğunu söylemiş ve oracıkta ölmüş. Mahallede bu dokunaklı masalı anlatıp, dinlerken gözyaşı dökmeyen bir tek kimse olmazdı. Mahalle kadınları gelip başında gözyaşlarıyla dualar ederler, adaklar adarlardı. Böyle de saf ve duygusal bir milletizdir.

 

Hadi bunlar saf Anadolu halkı... Daha yeni mevzu: Turgut Özal'ın anıt mezarının yapıldığı sırada çekilen video kayıtlarında mermerlerin kendiliğinden hareket edip yerlerine gittiği, işçi olmadan görünmez işçilerin mezarı tamamladığı ve bu sayede kısa sürede yapımının bittiği iddia edildi! Saflığın tavana vurduğu ve artık başka bir sözcükle ifade edilmesinin gerektiği bu safsata karşısında insanın ağzı açık kalıyor da artık diyecek laf kalmıyor.

 

İşte bu duygusallıktan yararlanmanın yoluna bile bakıyorlar. Şu Kürt halkı onca dindar olmasına rağmen bir türlü dinsiz PKK ile temsil edilmekten kurtaramadılar. Yapay icat edilmiş şu iki sorunu bir birleştirebilseler! Kürt sorunu ile din sorununu... O zaman bir Şeyh Said daha yaratacaklar ama bir türlü olmuyor.

 

Bunu sağlar umuduyla bu anıt mezara bile izin verdiler. Ola ki aradan bir süre geçince aşiret kültürü bu anıt mezarı da türbe edinir de bir şeyler gelişir...

 

Gerekçe neymiş: Anıt mezarı engelleyen bir yasa yokmuş! Ben artık bir şey demeyeceğim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şunu da eklemeden edemeyeceğim: Bugün hangi müslümana sorarsanız sorun, Kudüs'teki Süleyman mabedinin cinlere yaptırıldığına inandığını söyleyecektir. Buna inanmayan ama İslam'a inanan bir kişiyi çok zor bulursunuz.

 

Çünkü bunu yazan bizzat Kur'an. Şimdi, dine sokulmuş hurafeler, eskilerin masalları, İsrailiyat filan tamam... Ama Kur'an yazıyorsa herkes şöyle bir durur. Korkar, çekinir, dili tutulur, beyni durur, uyuşur. Beyninin üzerinde büyük bir ağırlık dilini kilitler, korku bu, kolay değil. Alemleri yaratan sonsuz kudretli yaratıcı tarafından gönderildiği söylenen kitabı yalanlayacaksın! Bu çoğu insan için ölümle burun buruna gelmekten daha ürkütücüdür. Burnuna tıslayan simsiyah bir kocaman parsın seni parçalamak için bir hareketini beklediği durumdan daha korkunçtur bir çok insan için bunu düşünmek...

 

Sonra ne olur? Türbelere de kurban kesilir, Özal'ın mezarını da cinler melekler yapar, hurafeler üretken olur. Çünkü bir kayıt, bir sınır, bir mantık ölçüsü yok. Ne kadar uydurabiliyorsan, hayal gücün ne kadar genişse... Mısır piramitlerini de cinler yapar, şeytan besmele çekmezsen yediğine içtiğine, hatta eşine ortak olur, insanı paranoyaya götürecek her türlü hayal beslenir de beslenir...

 

Bu kutsallığı sınırlandırmanın, etkisini kırmanın, eleştirilir, mantık ölçülerine vurulur ve bilimsel kıstaslarla incelenebilir hale getirmenin bir yolunun bulunması gerek. Yoksa biz bu duygusallığımız, korkaklığımız ve paranoid hayallerimizle daha çok birbirimizi yer ve birimizin yaptığını öbürümüz bozarak yerimizde sayarız.

 

İslam dini putperestliğe ve sömürüye karşı çıkmanın bir destanı olarak patlamış ve kısa sürede yayılmıştır. O yüzden çıkışı noktasında bir başkaldırı, bir isyan ve bir devrim olduğu için, içinden çıktığı topluma bir devinim, bir ivme vermiştir. Esas olarak bir köleler ve alt sınıf hareketidir. Bu yüzden gözüpek, atılgan ve yayılımcı bir biçimde ortaya çıkmıştır. (ABD de ırkçılığa karşı İslami zenci hareketinin çıkışı da bu yüzdendir.)

 

Fakat çıkışından çok ama çok kısa zaman sonra statükonun aracı haline gelmiş ve eski putlar dininin yerine yönetici sınıfın elinde bir araç haline gelmekte gecikmemiştir. Hutbenin aynı namaz gibi olduğu, kıpırdamadan dinlenilmesi gerektiği hükmünü fıkha yazdıranlar halifeler olmuşlardır. Çünkü hutbe halife adına okunur ve onun hükmünün dinlendiğinin bir göstergesidir.

 

O günden beri sürekli de kullanılagelmiştir. Bu gün de korkunun, baskının, dayatmanın, egemenliğin bir aracı olarak kullanılmaktadır. Belli gelişmeleri sağlamak için belli araçlara gereksinim vardır. Ateşi, elektriği, rüzgarı ve suyu herkesin kullanması gibi dini de herkes kullanabilir.

 

İplerin uçları nerelere uzanıyor çok dikkat edelim. Kutsallıklarla uyutulmayalım ve maşa olarak kullanılmayalım, lütfen...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın kaplan-200, şimdi bunlar bu ülkenin güvenliğini sağlamakla yükümlü güvenlik güçlerimizle çatışmaya girip öldürülen bir PKK lıya anıt mezar yapılmasına izin verdi ya...

 

Bilirsiniz bu ülkede sevdiği kızı alamayıp ince hastalığa tutulan ve ölenin mezarı türbe olur, adaklar adanır, kurban kesilir, çaput bağlanır. Hatta bazı türbelerin içinde gömülü kimse olmadığının anlaşıldığı bile olmuştur. Adam şairdir, dini şiir filan da yazmamıştır, aşık olup aşk şiiri yazmıştır, türbesi vardır. Ben şahsen küçük yaşta amansız bir hastalıktan ölen bir çocuğun mezarının türbe yapıldığını biliyorum. Kızının hasretiyle yanıp tutuşan annesi de çok geçmeden ölünce onu da yanına gömmüşler. Bir küçük, bir normal mezar görürdünüz içerde. Olayı kutsallaştırmak için bir de masal uydurmuşlar: Küçük kız cami yapılırken gelip kıblenin yanlış olduğunu söylemiş ve oracıkta ölmüş. Mahallede bu dokunaklı masalı anlatıp, dinlerken gözyaşı dökmeyen bir tek kimse olmazdı. Mahalle kadınları gelip başında gözyaşlarıyla dualar ederler, adaklar adarlardı. Böyle de saf ve duygusal bir milletizdir.

 

Hadi bunlar saf Anadolu halkı... Daha yeni mevzu: Turgut Özal'ın anıt mezarının yapıldığı sırada çekilen video kayıtlarında mermerlerin kendiliğinden hareket edip yerlerine gittiği, işçi olmadan görünmez işçilerin mezarı tamamladığı ve bu sayede kısa sürede yapımının bittiği iddia edildi! Saflığın tavana vurduğu ve artık başka bir sözcükle ifade edilmesinin gerektiği bu safsata karşısında insanın ağzı açık kalıyor da artık diyecek laf kalmıyor.

 

İşte bu duygusallıktan yararlanmanın yoluna bile bakıyorlar. Şu Kürt halkı onca dindar olmasına rağmen bir türlü dinsiz PKK ile temsil edilmekten kurtaramadılar. Yapay icat edilmiş şu iki sorunu bir birleştirebilseler! Kürt sorunu ile din sorununu... O zaman bir Şeyh Said daha yaratacaklar ama bir türlü olmuyor.

 

Bunu sağlar umuduyla bu anıt mezara bile izin verdiler. Ola ki aradan bir süre geçince aşiret kültürü bu anıt mezarı da türbe edinir de bir şeyler gelişir...

 

Gerekçe neymiş: Anıt mezarı engelleyen bir yasa yokmuş! Ben artık bir şey demeyeceğim...

benimde kabullenemediğim bu zaten, güzelim islamı bu zihniyetler bu hele getirdi öyleki gördüğünüz g,bi islam denildiği zaman akıla ilk gelen gericiliktir bunun sebebide bu zihniyetlerdir.

benimde buradaki bazı savunmalarım her söylenen olumsuzlukların verilen yanlış örneklerin gerçek islama mal edilmesidir.

Üstelik inançlı insanlarında bu zihniyete karşı gelmesi kendi içerisinde çatışmaya sebep olmaktadır ki buda en tehlikelisidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın kaplan, ben bazen İslam'ın yüzeysel, bazen de radikal eleştirisine girebilirim. Yani daha "İslam" lafı edildiği anda ağzını açıp gözünü yuman birisi değilim. Dayatmanın derecesine göre yanıt veririm.

 

O yüzden gönüllerde kaldığı sürece insanlara moral destek sağlayan ve yararlı bir olgu olan dini toplumsallaştırmak için insanlara dayatmayın diye yakın bir yorumumda uzun açıklama yapmıştım. Bu yapıldığı sürece daha kökten ve sert eleştiri gelecek ve din yıpranacaktır. Bakın artan köktendincilik Avrupa'da bile ne kadar ajitasyona neden oldu. Yakın zamana kadar kimse köpekli filan karikatür çizmiyordu.

 

Din siyaset arenasına sürüldüğü oranda yıpratılacaktır. Bu yapıldıkça inkar ve hakaret de artacaktır, bundan emin olunuz. Bana inanın ben gündem ısınmadan önce şimdi getirdiğim eleştirinin onda birini getirmemiştim. Karşıtlık daha artarsa bu parçalanma tablosu daha vahimleşecektir.

 

Yani İslami terminolojiden gidersem, radikal dincilik "cennete cehenneme gidecekler iyice bir belli olsun" tavrıdır ve cehennem nüfusunu artırır. Bunu hem dinci, hem kinci olanlar ister ancak...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şunu da eklemeden edemeyeceğim: Bugün hangi müslümana sorarsanız sorun, Kudüs'teki Süleyman mabedinin cinlere yaptırıldığına inandığını söyleyecektir. Buna inanmayan ama İslam'a inanan bir kişiyi çok zor bulursunuz.

 

Çünkü bunu yazan bizzat Kur'an.

 

SEVGİLİ DEMİREFE Kudüs'teki Süleyman mabedinin cinlere yaptırıldığına dair nerede yazıyor,bunu yazan bizzat Kur'an diyorsunuz hangi ayetten okudunuzda kuranın söylediğini söylüyorsunuz..

hangi ayette yazılı bizide aydınlatın...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1982 anayasaı değişmeli değişmemelimi.

Kendilerini solcu olarak gösterenler buna ne tavır veriyor.???????

gördük ve çok üzüldük orası ayrı......

 

arkadaşlar böyle laf cambazlığıyla kendilerini solcu olarak gösterenler ne diyor hadi bakalım deyip bu konuda kafa karıştırmanın alemi yok. darbe anayasasını en çok biz solcular eleştirmiştir. ama anaysa değişikliği bir mahalle kavgasına dönüştürülecekse, toplumsal bir uzlaşı zeminine oturtulmadan çatışma yaratılarak yapılacaksa böyle bir değişikliği sağlıklı bulmadığımızı söylüyoruz.

 

ortaya bir taslak atıldı. ne garipir ki şimdi bu taslağı savunan yok. böyle çocuk oyunu oynar gibi anayasa değiştirlmez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

gerçekten bazen şaşırıyorum. Mesela forumumuzda "12 eylül gerekliydi kimse karşı çıkamaz" diyen tek kişi başkalarını 12 eylülcü olmakla suçlarsa şaşırırım tabi :)

 

Değişim hep ileri doğru olursa değişimdir. 12 Eylül'ün karşı devrimci, geri maddelerine hiç dokunmayıp. Tarikatları anayasal güvence altına almak, Laiklik ilkesinin içini boşaltmaya çalışmakmı değişimcilik oluyor. Sanki 12 Eylül anayasasına özgü ve özgürlükleri kısıtlayan maddeleri bunlarda.

 

Zaten memleketimizdeki özgürlük sorunlarıda Anayasadaki Laiklik ilkesi yüzünden birde Tarikatların yasak olması yüzünden dimi.

 

Birşeyi daha geriye doğru değiştirmeyi sırf "değiştiriliyor" diye sahiplenmekte ilginç olur.

 

Hitlerde Bismarc anayasını değiştirmişti. Humeynide Pehlevi anayasasını :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

DEMİREFE Kudüs'teki Süleyman mabedinin cinlere yaptırıldığına dair nerede yazıyor,bunu yazan bizzat Kur'an diyorsunuz hangi ayetten

 

Tabii... 34/12-13: Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı onun önünde çalışırdı. Süleyman'a kaleler,... yaparlardı.

 

Sadece bu değil. 21/82: Şeytanlar arasından, onun için dalgıçlık yapan ve başka işler görenler vardı.

 

Umarım her işi yaptırmış ama mabedi yaptırmamış işte bakın mabed yazmıyor demezsiniz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.