Φ TANİA HAYDE Gönderi tarihi: 11 Mart , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 11 Mart , 2006 SU GIBI Dostlar ırmak gibidir Kiminin suyu az, kiminin çok Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya Insanlar vardır; üstü nilüferlerle kaplı, Bulanık bir göl gibi... Ne kadar ugrassanız görünmez dibi. Uzaktan görünümü çekici, aldatıcı Içine daldıgınızda ne kadar yanıltıcı.... Ne zaman ne gelecegini bilemezsiniz; Sokulmaktan korkarsınız, güvenemezsiniz! Insanlar vardır; derin bir okyanus... Ilk anda ürkütür, korkutur sizi. Derinliklerinde saklıdır gizi, Daldıkça anlarsınız, daldıkça tanırsınız; Yanında kendinizi içi bos sanırsınız. Insanlar vardır, coskun bir akarsu... Yaklasmaya gelmez, alır sürükler. Tutunacak yer göstermez beyaz köpükler! Ne zaman nerede bırakacagı belli olmaz; Bu tip insanla bir ömür dolmaz. Insanlar vardır; sakin akan bir dere... Insanı rahatlatır, huzur verir gönüllere. Yanında olmak baslı basına bir mutluluk. Sesinde, görüntüsünde tatlı bir durgunluk. Insanlar vardır; çesit çesit, tip tip. Her biri baska bir karaktere sahip. Görmeli, incelemeli, dogruyu bulmalı. Her seyden önemlisi insan, insan olmalı... Insanlar vardır; berrak, pırıl pırıl bir deniz. Bosa gitmez ne kadar güvenseniz. Dibini görürsünüz her sey meydanda. Korkmadan dalarsınız, sizi sarar bir anda. Içi dısı birdir çekinme ondan. Her sözü içtendir, her davranısı candan... Can Yücel Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 12 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 12 Mart , 2006 *Özel olan-a.. Herşey birbirine karışmıştı.. Aşk; Başka şey-lere karışmıştı.. Ön gün yüksek bir ses ile başlayalım Rica'ya.. Neyse, "sen" ..var-sın ya!.. Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 12 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 12 Mart , 2006 Sana geliyorum Görmeden, doğduğum gecenin seherini Ellerim değmeden anama, Ve günah izi yokken dudaklarımda, Bebeklere has bir dille ağlayarak, SANA geliyorum SANA Çırıl- çıplak Köklerim siğmadı zamana; Silktim ham meyvelerimi utandım da, Bir garip ağaç oldum aşk ülkesinde, Kutsal duygularınla donandım yaprak yaprak SANA geliyorum SANA Dal- budak Ne bir dürüm ekmek var heybemde Ne içecek suyum kana kana... Bir tutam umutla düştüm yollara, Bazan yürüyerek, bazan koşarak SANA geliyorum SANA Yalınayak Yollar uzadıkça yük ağırlaştı, Ateş düştü gönlümdeki harmana Bıraktım ağrıyı, sızıyı bir yana; Hasretinden ipil ipil yanarak, SANA geliyorum SANA Bir avuç toprak Seyrettim uzaktan benliğimi ki, Et, kemik, kan değilmiş mana Habibin hakkına, İsmin hakkına Af dilemek icin ağlayarak, SANA geliyorun SANA Ya HAKK... Abdurrahim Karakoç Alıntı
Misafir ErdalAktaş Gönderi tarihi: 12 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 12 Mart , 2006 Zehir zıkkım bir kahve içeceğim İçeceğim ya Korkuyorum! Ayılır da, Seni bulamazsam yanımda! Sarhoşsam deli divane Hasretinden Sebebimsin Yangınlardayım Ayyaşa vurmuşsa yüreğim Sek gecelerimde Kadehimsin Bulutlardayım Toz pembe rüyasındaysam esrarın Örüyorsam karanlıklardan nefesimi Yüreğimsin Yalnızlardayım Yaşıyorsam / paslı kırık çarkımda Başım hoşsa aşktan yana Yaşamdan yana Benden yana Dokunma yalanıma! Dokunma anason kokulu sevdalarıma Mutluysam kendi kandırmalarımda Dokunma! Gücüm kalmadı ayrılığa Zehir zıkkım bir panzehir içeceğim Bir başka sevdanın elinden İçeceğim de Korkuyorum! Ya ayılır da, Seni bulamazsam yüreğimde! Ya ayılır da Yüreğimi bulamazsam yüreğimde! Kahveler sizin olsun En tatlısından panzehir aşklar da Zehir zıkkım sevdalar bana Zehir bana Zıkkım bana Sevdalar bana... -II- Hadi anlat bana Zamanın durduğu o takvimleri anlat Hadi anlat bana gidişini Hiç mi sevmedin di Hiç mi Hiç mi beni Neden yanıyor hala içim İçimde gençliğim Gençliğimde sen Sende sevdalarım Sevdalarımda ilklerim İlklerimde Söyleyemediklerim Hadi anlat bana Hiç mi sızlamadı için Sevdayı sevdaya sattım kaç kere Olmadı Yangını yangınla söndürdüm kaç gece Olmadı Hep senden yana bir tarafım eksik Hep senden yana bir tarafım öksüz kaldı -III- Hadi sor bana ‘’Zehir bana Zıkkım bana Sevdalar bana’’ Hadi sor bana Neden? Hangi ağaç arkasındasın Ağaç kapmacalarda Hani, çok küçüktü ya dünya Hani, gidenler unutulurdu ya Hani, yıllar yaraları kapatırdı ya Bu kanayan ne mısralarda? -IV- Beni, kan tuttu yine Susuz içtiğim anılarda / dize dize Dize geldi şiir Dile geliyor ayyaş kalemimde Kıyamıyorum! Kahveler sizin olsun En tatlısından panzehir aşklar da Zehir zıkkım sevdalar bana Zehir bana Zıkkım bana Sevdalar bana... _____ not: Eylül 2005 te 2. Antalya Şairler Buluşması Şiir Yarışması'nda birincilik ödülü almıştır. Nurten Altınok Alıntı
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 12 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 12 Mart , 2006 ELVEDA Hani tanıştığımız o ilk gün varya... Hani sen bana sormuştun, 'Beni gerçekten seviyor musun?' diye 'Kanıtla!' demiştin... Uçurumun eşiğinde; 'Seni Çooook Seviyorummm.'diye haykırmıştım. O anda ilk kayan yıldızla bende kaymıştım. Şuan seni gerçekten sevdiğimi anlasanda Artık ben yokum hayatta!!! ELVEDA...... Alıntı
Φ TANİA HAYDE Gönderi tarihi: 12 Mart , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 12 Mart , 2006 Beni Tutma Öyle çok şey var ki, Şimdi burada anlatmak istemiyorum.. Sen de ince sorularınla Beni incitmesen, iyi olur.. Yağmurlu ve uzun bir yolu Düşe-kalka yürümeye çalıştık Ve inanılmayacak kadar duygusal Bir geçmişimiz oldu seninle.. Üstelik biz bunu, bir ömür boyu Sürüp gider sanmıştık.. Beni tutma, böyle sahnelere gelemem. Beni tutma, çok kötü yanılırsın. Yıllardır öyle biriktim ve öyle gerildim ki Şimdi topyekün boşalırım, Toz olur dağılırsın.. Sen benim en ince telimden Türkümü çaldın. Sen benim en ücra duygularımı Talan ederek beslendin. Her şeyin merkezi sendin, Her şey senin etrafında dönerdi. Bar köşelerinde tükenip Kaldırımlarda sınarken kendimi, Gelip sana sığınırdım, Umutlarım bir kez daha gümlerdi.. Beni tutma, şantajlara boyun eğmem. Beni tutma, hırsımdan çatlarım. Yıllardır öyle sabrettim ve öyle doldum ki Şimdi yanardağlar gibi Birdenbire patlarım.. Bir yavru serçe, hayata alışır gibi Ağzım açık bağlandım sana. Bir topal karınca, yuvasına yaklaşır gibi Titredim, heyecanlandım sana. Bu akşam, çekip gitmek adına Bütün ömrümü ve seni sildim. Bir tuhaf senaryoydu ve bu senaryoda, Zavallı bir figürandım sadece. Anlatamam.. Kumlara yazılmış sözcükler kadar Kısacıktı ümidim. Ve anladım ki birtakım şeyleri Ben daha ilk dalgayla yitirdim.. Beni tutma, ben senin dizlerine çökemem Beni tutma, elinde kalırım, kırılırım. Yıllardır öyle daraldım ve öyle bunaldım ki Şimdi bir saniye bile oyalarsan, İnan ki çıldırırım... Sen, kalbimi emanet edecek kadar Güvendiğim, dost bildiğim.. Sen bir lokmayı bile, Tek başıma hazmedemeyip Birlikte yediğim.. Sen, yatalak olsan, altına yapsan bile İğrenmeden alırım dediğim.. Bu nasıl insanlıkmış ulan, Bu nasıl arkadaşlık, bu nasıl vefa? Bu nasıl acıymış ulan, Bu nasıl vicdansızlık, bu nasıl cefa? Beni tutma, gazabım yakar ellerini. Beni tutma, hurdahaş olursun. Yıllardır öyle kırıldım ve öyle küstüm ki Şimdi bir ah ederim, Kaskatı kesilir, taş olursun.. Ben şimdi gözüne sokuyorum dünyayı Ama sen körsün, ısrarla görmüyorsun. Ben şimdi beynine çakıyorum hayatı Ama bir türlü algılamak istemiyorsun. Peki, benim gördüklerimi gördün Ve yaşadıklarımı hiç yaşadın mı sen? Peki, devrik heykellerin önünde, Düşsüz yanılgıları ve yüce gururlarıyla, Yoksul fakat dürüst, Çıplak bir sütun gibi dimdik duranların Acısını hiç taşıdın mı sen? Beni tutma, gömleğim kan içinde. Beni tutma, darmaduman olursun. Yıllardır öyle çok yedim ve öyle çok doydum ki Şimdi bir tükürürüm Havan bozulur, rezil olursun.. Ey, kir içinde yüzenler, hayatı kirletenler Her devirde borusu ötenler! Ey, darbe kaçkınları, ortayolcular, dönekler, Ey, sümüklü böcekler! Ey, bölenler, bölüşenler, Kardeşi kardeşe kırdırıp kanla sevişenler! Ey, gençliğimizi harcayanlar, Ey, kağıttan kaplanlar, ey zavallı sıçanlar! Ey, ciğeri beş para etmezler, Sıkıyı gördü mü fellik fellik kaçanlar! Ey, fırsatçılar, cepçiler, hortumcular, tokatçılar, Vurguncular, voliciler, üçkağıtçılar! Ey, sürüngenler, sülükler, bağırsam parazitleri, bitler, Ey kudurmuş itler! Ey, yüzü yırtılmış köçekler, fırıldak varyeteler, Ve ey, dinsiz-imansız çeteler! Beni tutmayın ulan, burama geldi dayandı, Beni tutmayın, çizerim o çirkin suratınızı! Yıllardır öyle çok sömürdünüz Ve öyle çok kan kusturdunuz ki; Ulan, şimdi bir şarjöre diz çöktürürüm alayınızı!.. yusuf hayaloğlu Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 12 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 12 Mart , 2006 şamdanları donanınca eski zaman sevdalarının başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın nemli yumuşaklığı tende denizden gelen ahın gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın yansıyan yaslı gülüşmelerdir karasevdalı suda bülbüller kırılır umutsuzluktan yalnızlık korusunda eylem dağılmış gönül tenha çalgılar kış uykusunda ölümün tartışılmazlığı nihayet anlaşılsa da başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın bir başkasının yaşantısıdır dönüp arkamıza baksak çünkü yaşadıklarımız başkasının yargısına tutsak su yasak rüzgar yasak açık kapılar yasak belki bu karanlıkta yasakları yasaklasak başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın Attila İlhan Alıntı
Φ *NATALIA* Gönderi tarihi: 13 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2006 VEDA Hani o, bırakıp giderken seni; Bu öksüz tavrını takmayacaktın? Alnına koyarken veda buseni, Yüzüme bu türlü bakmayacaktın? Hani ey gözlerim, bu son vedada, Yolunu kaybeden yolcunun dağda, Birini çağırmak için imdada, Yaktığı ateşi yakmayacaktın? Gelse de en acı sözler dilime, Uçacak sanırdım birkaç kelime... Bir alev halinde düştün elime, Hani ey gözyaşım, akmayacaktın? Orhan Seyfi ORHON Alıntı
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 13 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2006 GEL ARTIK Ne zaman sen gelsem aklima Kaldiramayacagim bir agirlik cöküyor yapraklarima... Ben Ask yeminlisiyim, her yükü tasirim ne de olsa ask ugruna... Ama umutlarima tas basiyor yoklugun... Kar düsüyor yüzüme... Henüz tomurcuk umutlarima gel de gülümün dikenlerini acisiz hale getir ask sözcüklerinle... Yeter artik yoruldum bu ayriliktan..yeter artik..gel de son verelim bu aciya.. gel de mutlu olalim..ben hazirim..YA SEN?? Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 13 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2006 Sana bir çiçek veriyorum Zor günlerin çiçeği Karanlıkta açan Sana bir çiçek veriyorum Özgürlük çiçeği Solmayan Durmayan Çoğalan. Bir çiçek ki, Sevdikçe güzelleşir insan! Sana bir çiçek.. *O.M.Arıburnu Alıntı
Misafir ErdalAktaş Gönderi tarihi: 13 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2006 Dağlarda Kar Olsaydım Şu dağlarda kar olsaydım Bir asi rüzgar olsaydım Arar bulur muydun beni Sahipsiz mezar olsaydım Şu yangında har olsaydım Ağlatıp bizar olsaydım Belki yaslanırdın bana Mahpusta duvar olsaydım Şu bozkırda han olsaydım Yıkık perişan olsaydım Yine severmiydin beni Simsiyah duman olsaydım Şu yarada kan olsaydım Dökülüp ziyan olsaydım Bu dünyada yerim yokmuş Keşke bir yalan olsaydım Yusuf Hayaloğlu Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 14 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 14 Mart , 2006 *Çeşm-i meygum sabahlarda mest oldu gönül dilrüba sevdalara *Lebsagar sermest aşığıdır gülün bülbül dilhıraş dilara Alıntı
Φ TANİA HAYDE Gönderi tarihi: 14 Mart , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 14 Mart , 2006 Ayrılığın Hediyesi Şimdi saat sensizliğin ertesi Yıldız dolmuş gökyüzü ay aydın Avutulmuş çocuklar çoktan sustu Bir ben kaldım tenhasında gecenin Hiç uyumamış bir-ben Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettin Ki bu yaşlar Utangaç boynun kolyesi olsun Bu da benim sana Ayrılırken hediyem olsun Soytarılık etmeden güldürebilmek seni Ekmek çalmadan doyurabilmek Ve haksızlık etmeden doğan güneşe Bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi Mülteci isteklerim oldu biliyorsun Şimdi iyi niyetlerimi bir bir yargılayıp asıyorum Bu son olsun, Bu son olsun.... Şimdi saat yokluğunun belası Sensiz gelen sabaha günaydın İşi gücü olanlar çoktan gittiler Bir ben kaldım voltasında gecenin Hiç uyumamış bir-ben Kafamı duvara vurmadan tanıyabilmek seni Beyninin içindekilerini anlıyabilmek Ve yitirmeden yüzündeki anlık tebessümü Bütün saatleri öylece dondurabilmek için Çıldırasıya paraladım kendimi Lanet olsun Artık sigarayı günde üç pakete çıkardım Olsun gözüm olsun Ne olacaksa olsun ! . Yusuf Hayaloğlu Alıntı
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 14 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 14 Mart , 2006 İSTERDİM BİR KUŞ OLMAK KANADIMDA SEVGİ TAŞIMAK BEYAZ BİR BULUT OLUP SAFLIĞI TEMSİL ETMEK DENİZDE DALGA OLMAK KIYIYLA KUCAKLAŞMAK BİR DE YAĞMUR OLUP APANSIZCA AKMAK İSTERDİM EN UMUTSUZ ANLARINDA İNSANLARIN UMUT OLUP GÜNEŞ GİBİ AYDINLATMAK KİN DOLU YÜREKLERİN ZİNCİRİNİ KIRIP SEVGİ DAĞITMAK İSTERDİM ANLAMSIZ KAVGALARIN ARASINA DALIP DUR DEYP TÜM OLAN BİTENE BARIŞ İLAN ATMEK TÜM DÜNYAYI YEŞİLE BOYAYIP BİR DE TÜM MEVSİMLERİ BAHAR YAPMAYI İSTERDİM Alıntı
Φ *NATALIA* Gönderi tarihi: 14 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 14 Mart , 2006 Ben ağlarım sen ağlama Ne olur beni bağlama Senden başkasını görmez gözüm Sen beni ağlatsanda Yaşıyorum sanma Sen yoksun ya yanımda Ben seni öyle sevmişim Ölsem bile senin uğruna Ölmek bana vız gelir Senin uğruna Olmasanda yanımda Ben seni unutamam Gelmesende yanıma Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 14 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 14 Mart , 2006 *Var olanlar geliyor... Sarhoşlar göründü. Şaraba tapanlar bir bir gelmeye başladılar. Güzeller nazlı nazlı yollara düştü. Salına salına gül bahçesinden gül yanaklılar geliyor. Bir anda hem var olan, hem yok olan, bir anda değişen, yenilenen şu dünyadan yoklar bir bir çekip gittiler. Var olanlar geliyor. Eteklerini altınla doldurmuşlar. Som altın kesilmişler. Darda olanlara verecekler. hastalar, yorgunlar, arıklar iyileşmişler, kanlanmışlar, canlanmışlar, aşk yaylasından geliyorlar. İyi insanların şarkıları ta yukarlardan aşağılara güneşin ışıkları gibi iniyor. İyi insanlar yağmur demiyor, kar demiyor, ortalık kış kıyamet, kolları sıvamışlar, taze yaz meyveleri yetiştiriyorlar. Ben sustum. Sofra kuruldu. Onlar bir gül bahçesinden yola çıktı, bir gül bahçesine doğru. Mevlana Celaleddin (A. kADİR çevirisi) Alıntı
Φ *NATALIA* Gönderi tarihi: 15 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2006 Bak gözüme kalbimi göreceksin, bakki ne yasadigimi bileceksin, bak nasil bir cile cekiyorum, cünkü seni seviyorum. Gece olunca icime bir hüzün cöküyor Gözümden yaslar damla damla akiyor Yüregime sensizligin acisi düsüyor Herkes uyurken gözüme uyku girmiyor Gökyüzündeki yildizlara bakiyorum Sanki her yildizda seni görüyorum Seni unutmak mümkün degil Zaten istesemde unutamiyorum Bir gün gelirde bizde ayrilirsak Inanki seni hep seven olacak Ölürken yanimda hic birsey götürmeyecegim Yalnizca sana olan askimi icime gömüpte gidecegim Alıntı
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 15 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2006 dostum....... Kursun atmaz gönlüm sana, Kaymasin sakin kem gözler dostuma. Aglarim ben o gulsun diye, Susmasin konussun diye. Kursun atmaz gönlüm dünyaya, Yeter ki kimse göz koymasin hakkina. Bir dag gölgesidir güveni, Korkutmaz hiçbir düsüncesi güvercini, Ben cekerim onun derdini. Odanin kireçi yagar saçlarina, Bütün dünya bir olsa, Uzatamaz bir gül dostuma. Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 15 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2006 Tanıklardan Girdiler kapılardan Girdiler pencerelerden Mektuplardan kitaplardan telefonlardan Girdiler kirlettiler ve gecemizi Girdiler ağrıttılar ve gündüzümüzü İşimize saygımızı Ölümüze acımızı, sayrı yatağımızı Özlemlere sevgilere sular gibi akışımızı Kıyımlara kıranlara türkü türkü bakışımızı Gözgözelik, dizdizelik Şu hancı dünyamızı Girdiler, kirlettiler, insan onurumuzu İnsan yüzü güzeldir Çirkindi bunlarınki İnsan yüzü sıcaktır Soğuktu bunlarınki Elleri el değildi Eli andırıyordu Gözleri göz gibiydi Bakışsızdılar Göğse benzer bir kafeste taşıdıkları İçinde yürek yoktu Kapıların arkasında emeklememiş Beşiklere belenmemişlerdi karda tipide Ev dediğin duvar kapı pencere Saygıya gerek yoktu Girdiler akşam sofralarında evlerimize Yoksul sabah çaylarında girdiler Girdiler öpüşürken kuytuda Okşarken saçlarını çocuğumuzun Avutmaya çalışırken acılımızı Duyumsarken sevincini insan oluşumuzun Girdiler bağlarken mektubumuzu Dertleşirken kapısında kırkıncı odamızın Girdiler evlerimize En ağrıtan yerinde bir özlem türküsünün Bunalmış bir kahkahanın orta yerinde Taş gibi yorgunluğunda bir güzelim düşün Ölümcül sayrılıkta umarsız yalnızlıkta Kağıttan kayıklar yüzdürürken geçmiş sularımızda Uçurtmalar salarken umut göklerimize kucaklarken dostlarımızı telefonlarda Girdiler evlerimize Çirkindiler Korkaktılar Yarınsızdılar Geldiler itilerek Girdiler irkilerek Kararttılar gecemizi Isırdılar karanlıkta Kanattılar türkümüzü Kırdılar çiçekli dallarımızı Tükürdüler içine ekmeğimizin Ağrıttılar ağrımızı Ağrıttılar dünya dünya Ağrıttılar vatan vatan Ve çekip gittiler Kanlı izler bırakarak Göğümüzün merdivenlerinde Yoktu yarınları onların Çünkü onlar Suç taşıyan sandık gibi Karanlıktılar Hasan Hüseyin Korkmazgil Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 15 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 15 Mart , 2006 Gelecek günlerin çocukları Okuyup bu öfkeli satırları, Öğrenecekler ki geçmiş zamanda Bir suç gibi görülüyordu sevda. Hayatın altın çağlarında, Soğuk kış günlerinden uzakta, Genç kızlar, oğlanlar, yüzler aydınlık Tepelerinde kutsal bir ışık, Gülüp oynuyorlardı güneşin altında. Bir gün genç bir kız ve bir delikanlı, Her ikisi de biraz endişeli, Karşılaştılar aydınlık bir bahçede Kutsal ışık gecenin perdesini Örteli çok olmamıştı daha. Doğacak yeni güne karşı orada, Oynuyorlardı çimenler üstünde; Uzaktaydı anneleri babaları, Yoktu etrafta hiçbir yabancı, Genç kız unuttu korkularını. Yorgun düştüler tatlı öpüşlerden, Sessiz bir uyku dalgalanırken Gökyüzünün derinliklerinde Yorgun gezginler ağlarken, Buluşmaya karar verdiler yine. Beyazlar giyinmiş babasına Geldi aydınlık yüzlü genç kız; Babasının kutsal kitap gibi, O sevgi dolu bakışları, Tüm bedenini korkudan titretti. "Ona! Solgun, kendinden geçmiş! konuş haydi, babanla konuş; Ah bu böyle nasıl bir korku! Bu nasıl zalim bir iç sıkıntısı! Titretiyor saçlarımın ağarmış goncasını." wıllıam blake (tozan altın çevirisi) Alıntı
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 16 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 16 Mart , 2006 Gurbet Dağda dolaşırken yakma kandili, Fersiz gözlerimi dağlama gurbet! Ne söylemez, akan suların dili, Sessizlik içinde çağlama gurbet! Titrek parmağınla tutup tığını. Alnıma işleme kırışığını Duvarda, emerek mum ışığını, Bir veremli rengi bağlama gurbet Gül büyütenlere mahsus hevesle, Renk renk dertlerimi gözümde besle! Yalnız, annem gibi, o ılık sesle, İçimde dövünüp ağlama gurbet!.. Alıntı
Φ *NATALIA* Gönderi tarihi: 16 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 16 Mart , 2006 Sen varken de aradım seni, Yokluğunda olduğu gibi, Belki seversin diye beni, Çözmeye çalıştım seni.... Karanlıkta aradım seni, korkmadan, Soğuk kaldırımlarda aradım, bıkmadan, Artık bıktım yokluğundan, Soruyorum seni, her tanıdığından.... Sensizliği kaldıramam bilirsin, Bilirsin de nerdesin, Sen şu yarama tek çaremsin, Sen hergün ağlattığın yüreğimsin.... Satırları senle doldurdum, Her geçene seni sordum, Hiçbir şeyden değil, sensizlikten yoruldum, Artık kalbime adını koydum... Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 16 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 16 Mart , 2006 Günaydın Günaydın tavuklar horozlar Artık memnunum yaşamaktan Sabah erkenden kalktığım zaman Siz varsınız Gündüz işim var arkadaşlarım Gece yıldızlar var karım var Günaydın tavuklar horozlar Necati CUMALI Alıntı
Φ GÜLSÜN Gönderi tarihi: 17 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 17 Mart , 2006 Günahsız Aşk Zamansız gözlerini ufka dikişin var ya Beni benden edişin Hesap vermeden Sormadan Söylemeden sevişin Buğulu gözlerinde Bakışların beni bırakır gider ya Sadece Sadece sen yokken kendime gelişim Umulmadık bir yerinde hayatın Ciğerlerini söküp atarcasına Kalbindekileri haykıracakmış gibi Karşımda duruşun Ve bir kelime bile etmeden Çekip gidişin Ve susuşun var ya... Şakağıma dayanmış bir namlunun Tetiğini çekmeyişin Oluk oluk cana hayat veren kanı Şahdamarda kesişin Ve beni benden edişin En yaşanacak zamanında yaşanmamışlıkların Çekip gidişin Ve aşktan ölürken dahi Sevmiyorum deyişin Ve günahsız gidişin Beni günaha sokar ya... Uğur Arslan Alıntı
Φ *NATALIA* Gönderi tarihi: 17 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 17 Mart , 2006 Sevdamın küllerini yolladım sana Bir gün olur da seversin beni diye Hıçkıra hıçkıra ağladım bugün Bir gün olur da duyarsın diye Sen kalbimin en güzel dikeni Bata çıka seninle dolu bu yürek Bir gün olur da seversin diye Sonuna kadar açık bu sevda. Zifiri karanlığımın en güzel aydınlığı Işığınla sarhoş oldu bu yürek Bir gün olur da paylaşırsın diye Ölene dek yanıyor bu ateş Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.