Φ katakuta Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2007 İnsanlar ısrarla din istiyorlar. Önce bilinenlerden bazılarını sayalım: 1- Cennet ister ve Cehennemden korkar. 2- Kendi düşüncelerine güvenemez. "Ya varsa da ben yanılırsam" diyerek kendini inanmaya zorlar. "İnanırsam çok şey kaybetmem ama inanmazsam ve yanılırsam karşımda cehennem var" diyerek dine inanmaya çalışır. 3- Ateist veya dinsiz olduğunda toplumdan dışlanacağını düşünür. Bu doğrudur da; zira dindar çevrelerin kişileri inanmayanları dışlarlar. Hatta eziyet çektirirler. Bu da dinden uzaklaşmamak için ayrı bir etken. Bunlar ilk akla gelenler. Tabiki çoğaltılabilir ancak ben şimdi sizlere şu yukarda saydıklarımdan çok daha önemli bir etkeni anlatacağım. Klüpçülük, Takım ruhu, Sürü'cülük. Yani takım tutar gibi din tutmak. Bir dinin inananı değil de bir taraftarı olmak. Peki bunu niçin isterler? Yani sırf tutmak için neden bir din isterler? Bunun da cevabı ise; çıkarcılık. Evet çıkarcılık. Mesela örnekler verelim; 1- Yurt dışına çıktın ve orda zor bir durumda kaldın. Ve o anda bir müslüman zencinin biri senin Türk olduğunu anladı ve müslüman olmana dayanarak sana yardım eder. 2- Bir markete girdin ve karşında çember sakallı bir esnaf gördün; ona merhaba yerine "selamın aleyküm" dersen, biraz da gelip gittiğinde Allahlı vallahlı inşallahlı maşallahlı konuşmuşsan daha ucuz alışveriş yapma imkanı bulabilirsin. 3- Din partisi olan AKP yada Fazilet partisine üye olarak ortalığı soyup soğana çevirebilirsin. Uzatmayalım, tabiki sizin de aklınıza buna benzer çok fazla örnek gelecektir. Benim burada söylemek istediğim şey; bu insanların takım tutar gibi din tutmasının sebebi işte bu çıkar meseleleridir. Ve son zamanlarda iyice emin oldumki; bu "sürü çıkarcılığı"; cennet sevdası, cehennem ve allah korkusu konularından çok daha fazla önemli bir etken. İşte bu yüzden bizim verdiğimiz savaş iğne ile kuyu kazmak oluyor. Çünkü insanlar dini bir inançtan fazla , "sahip olduğu ve işine yarayan bir mal" olarak görüyor. Dini adeta; heryerde geçerli ve faturalarını başkalarının ödediği bir kredi kartı gibi görüyor. Yada her tarafta tesisleri bulunan bir klubün üyelik kartı gibi görüyor. Peki inansın ve yine bu imkanlarını kullansın, ne diye dini yaymaya ve her tarafta savunmaya kalkıyor? Çünkü bunu yaparsa; klübün/grubun/Sürünün içindeki statüsü yükseliyor, daha fazla saygın olacağını düşünüyor ve buna bağlı olaraktan o sürüden daha fazla çıkar sağlayabileceğini biliyor. Yani burda ve başka yerlerde size karşı din savunanlar zannetmeyinki; dindeki ********* anlamıyorlar. Bal gibi de anlıyorlar. Sizden benden bile çok daha iyi anlıyorlar. Özellikle islamda o kadar çok ******** ve o kadar çok mantıksızlık varki; bunlarda birini anlayamadı, göremedi diyelim; nasıl olur da hiçbirini göremez? Nasıl olur da yüzlerce ********** ayrı ayrı kılıf uydurarak kendini kandırır? Bu imkansız birşey, hiçkimse bu kadar akılsız olamaz. ********* birini görmese öbürünü mutlaka görmesi gerekir. Bu ********** hepsini gayet iyi anlıyorlar fakat anladıklarını kendilerine bile belli etmiyorlar. Çünkü kaybetme endişesi var. Neyi kaybedecek? Yukarda bahsettiğim klüpçülük çıkarlarını kaybedecek. Peki kendisine hiçmi saygısı yok da kendini bu kadar haince aldatıyor? Onların saygı anlayışı sizinki ile aynı değil; onlar biryerlerden ne kadar çok çıkar sağlayabilirlerse kendilerine o kadar çok saygı duyarlar. Bu durumda bu insanları nasıl ikna edeceksin? Onun içgüdüsü sana şunları sorar; Sen ona ne vereceksin? Ve ondan ne alacaksın? Senin ne dediğini anlarsa; bir kere onun bütün çıkar dünyasını altüst olacak. Karşılığında ne vereceksin? Senin bir Ateist derneğin bile yok onun faydalanabileceği. Sen kendin bile kimliğini/İnancını heryerde gizlemek zorunda olan; yeraltı birisin onun gözünde. Kendine bile faydan yoksa ona ne faydan dokunacak? Senin fikirlerine inanıp Ateist olacağına gider cüppeli Ahmet hoca'nın tarikatına girer çok daha iyi. Çünkü cübpeli bu dinden para kazandığı için; bir zor durumunda gerekirse ona para yardımı bile yapabilir; sen ne yapabilirsin? Cüppeli'nin grubu onu heryerde koruyup kollar; sen onu nasıl koruyacaksın? sen kendin bile bir ateist olarak ortaya çıkamıyorsun, onu mu koruyacaksın? Sen ilkönce kendini koru. Belediye ramazan çadırı kuruyor; eti de onun kendi kasabından alıyor. Sen ondan kaç kilo et alabilirsin? O adamı Ateist yaparsan belediye ondan et alırmı hiç? Bunları say say bitmez. Ama netice şuraya varıyor; din o adama dünyevi çıkarı için lazım. O yüzden de sen ne yaparsan yap onu dinden çıkaramazsın. Allahın olmadığına kesinlikle emin bile olsa; yine de dinden çıkaramazsın. İşte bu yüzden iğne ile kuyu kazıyoruz. Devam edelim; Herkez mi böyle? hiçmi kimseye derdimizi anlatamayız? Hayır herkez böyle değil. Sadece bazıları böyle. Ancak şu da varki; laf anlatabileceğiniz kişiler dinden zaten uzak olan, yani dinden bi-haber yaşayan kişilerdir. Kimlerdir bunlar? Modern, çağdaş olarak görünen yada bilinen kişiler. Namaz kılmaz, oruç tutmaz, dua bilmez, arasıra içki de içer, tatillerini Bodrum'da geçirir, dini çevrelerle bir ilişkisi yoktur. İşte bu kişilere derdinizi anlatabilirsiniz. Fakat burda da bir sorun var. Nedir o? Bu insanları yakalayamazsınız ki; ona birşeyler anlatasınız. Sebebini ise yukarda zaten söyledim; adam zaten din ile ilgilenmiyor ki; seni dinlesin. Mesela öyle tiplerin bu siteye hemen hemen hiç yolu düşmez. İslam sitelerine de yolu düşmez. Din ile ilgilenmiyor çünkü. Din için bütün yaptığı belki kurban bayramında kurban kesmek ve belki yılda bir kez bayram namazına gitmek. Onu bile çevreye karşı yapar. Dikkat ederseniz; gerek bu sitede olsun ve gerekse din tartışılan diğer sitelerde olsun; müslüman olan taraf genellikle dindar insanlar. Oysaki diğer modern tabir ettiğimiz, dindar olmayan insanlar nerede? Yoklar çünkü din ile ilgilenmiyorlar. Peki bizim laf anlatabileceğimiz kişiler zaten onlar değilmi? Onlar da din ile ilgilenmiyorsa biz kime laf anlatabileceğiz Peki nerden yakalayacağız bu laf anlatabileceğimiz dinden bihaber tipleri? Ateizm sitelerine girmezler, islam sitelerine de girmezler, zaten girmiş olsalardı bile, biz islami sitelerde yazamıyoruz. Üstelik Arap telekom sitelerimizi de kapatıyor. Ne yapalım? Dinciler gibi bu işten gelir elde etmediğimize göre; internette reklam da yapamayız. Yapsak da tıklamazlar. Ateist parti kuramayız, dernek açarsak bombalarlar. Bildiri dağıtamayız. Sivil hayatta zaten suçluymuşcasına yer altındayız. Evet arkadaşlar. İğne ile kuyu kazıyoruz. Bin tane yazı yazıyoruz; karşılığında en fazla 2 dinsiz kazanıyoruz. Öbür taraftan dinciler doğurgan olduğu için 20 tane dinli doğuruyor. Alıntı
Φ Aurelius Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2007 Öbür taraftan dinciler doğurgan olduğu için 20 tane dinli doğuruyor. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2007 İnsanlar ısrarla din istiyorlar.Önce bilinenlerden bazılarını sayalım: 1- Cennet ister ve Cehennemden korkar. Doğaya aşık insanlara cennet istemek neden sorun,sıcaktan nefret eden insanlara ateşten korkmak neden sorun 2- Kendi düşüncelerine güvenemez. "Ya varsa da ben yanılırsam" diyerek kendini inanmaya zorlar. Yılların deneyimlerle şekillendirdiği ve değiştirip geliştirdiği düşüncelere siz niye bu kadar güveniyorsunuz? Ya varsa denmez,varlığını hayatımızda hissettirdiği için paşa paşa kabul ederiz... "İnanırsam çok şey kaybetmem ama inanmazsam ve yanılırsam karşımda cehennem var" diyerek dine inanmaya çalışır. ilginç bir çabadır herhal... 3- Ateist veya dinsiz olduğunda toplumdan dışlanacağını düşünür. Tabi ... bide cumhuriyeti kullanarak bir guruba dahil olmuş medeni bir insansa hele,kapalının suratına küfreder gibi bakmıyorlar bizim ülkede... Bu doğrudur da; zira dindar çevrelerin kişileri inanmayanları dışlarlar. Hatta eziyet çektirirler. Bu da dinden uzaklaşmamak için ayrı bir etken. eziyet çektirirler demek ... sana çektirdikleri eziyetleri paylaşırsan sevinirim... bilgilenelim bakalım şu doğru sözlülüğünden ve yaşadıklarından... Bunlar ilk akla gelenler. Tabiki çoğaltılabilir ancak ben şimdi sizlere şu yukarda saydıklarımdan çok daha önemli bir etkeni anlatacağım. Klüpçülük, Takım ruhu, Sürü'cülük. Yani takım tutar gibi din tutmak. Bir dinin inananı değil de bir taraftarı olmak. Peki bunu niçin isterler? Yani sırf tutmak için neden bir din isterler? Bunun da cevabı ise; çıkarcılık. Evet çıkarcılık. Mesela örnekler verelim; 1- Yurt dışına çıktın ve orda zor bir durumda kaldın. Ve o anda bir müslüman zencinin biri senin Türk olduğunu anladı ve müslüman olmana dayanarak sana yardım eder. yurt dışına çıktın ve zor durumda kaldın...hristiyan yardım etmez yani... tabi... türk türke de yardım etmez... illa müslüman müslümansın diye yardım eder... cidden sizden bekleyemeyeceğim örnekler.. 2- Bir markete girdin ve karşında çember sakallı bir esnaf gördün; ona merhaba yerine "selamın aleyküm" dersen, biraz da gelip gittiğinde Allahlı vallahlı inşallahlı maşallahlı konuşmuşsan daha ucuz alışveriş yapma imkanı bulabilirsin. hak yemeye girer dediğin,dinimizde yeri yoktur... fiyat müşterilerine eşit olmak zorundadır...nitekim bundan yaklaşık 60 sene öncesine kadar ,canım ülkemin canım esnaflarında bu kural önemlidir... 3- Din partisi olan AKP yada Fazilet partisine üye olarak ortalığı soyup soğana çevirebilirsin. Uzatmayalım, tabiki sizin de aklınıza buna benzer çok fazla örnek gelecektir. Benim burada söylemek istediğim şey; bu insanların takım tutar gibi din tutmasının sebebi işte bu çıkar meseleleridir. Ve son zamanlarda iyice emin oldumki; bu "sürü çıkarcılığı"; cennet sevdası, cehennem ve allah korkusu konularından çok daha fazla önemli bir etken. yok bazende cennet sevdasına düşmeden ya da cehennemden korkmazken ,üstüne üstlük çıkar mıkar hesabı yokken ,hayatınıza öyle bir müdahale ediyor ki sıkıysa bi daha inanmadan ya da onu unutarak ibadet yapmadan bi devam edin bakalım...darısı başınıza... İşte bu yüzden bizim verdiğimiz savaş iğne ile kuyu kazmak oluyor.Çünkü insanlar dini bir inançtan fazla , "sahip olduğu ve işine yarayan bir mal" olarak görüyor. Dini adeta; heryerde geçerli ve faturalarını başkalarının ödediği bir kredi kartı gibi görüyor. Yada her tarafta tesisleri bulunan bir klubün üyelik kartı gibi görüyor. Peki inansın ve yine bu imkanlarını kullansın, ne diye dini yaymaya ve her tarafta savunmaya kalkıyor? sen niye ateistliği savunup dinsizlere dinsiz ekleme çabasındaysan ondan... etki tepki gayet açık... Çünkü bunu yaparsa; klübün/grubun/Sürünün içindeki statüsü yükseliyor, daha fazla saygın olacağını düşünüyor ve buna bağlı olaraktan o sürüden daha fazla çıkar sağlayabileceğini biliyor. yorum yok Yani burda ve başka yerlerde size karşı din savunanlar zannetmeyinki; dindeki ********* anlamıyorlar.Bal gibi de anlıyorlar. Sizden benden bile çok daha iyi anlıyorlar. Özellikle islamda o kadar çok ******** ve o kadar çok mantıksızlık varki; bunlarda birini anlayamadı, göremedi diyelim; nasıl olur da hiçbirini göremez? Nasıl olur da yüzlerce ********** ayrı ayrı kılıf uydurarak kendini kandırır? Bu imkansız birşey, hiçkimse bu kadar akılsız olamaz. ********* birini görmese öbürünü mutlaka görmesi gerekir. Bu ********** hepsini gayet iyi anlıyorlar fakat anladıklarını kendilerine bile belli etmiyorlar. Çünkü kaybetme endişesi var. Neyi kaybedecek? Yukarda bahsettiğim klüpçülük çıkarlarını kaybedecek. ben buna gülerim işte... arkadaşım anlamayan sizlersiniz... biz dinimizi anlıyoruz ve onda en ufak bir çelişki görmüyoruz.. biz onun mükemmelliğinden titriyoruz,ağlıyoruz,seviniyoruz,gülümsüyoruz,üzülüyoruz... hayretle o eşşiz kitabı her okuyuşumuzda yeni bir incelik kavramanın anlamını yaşıyoruz... Peki kendisine hiçmi saygısı yok da kendini bu kadar haince aldatıyor?Onların saygı anlayışı sizinki ile aynı değil; onlar biryerlerden ne kadar çok çıkar sağlayabilirlerse kendilerine o kadar çok saygı duyarlar. ??islam ve aldatmak çıkar için... pardon da siz hangi kitabı okuyorsunuz.. burda bi yanlış anlama var sanırım.. ben İslam sandım ama galiba başka bişeye yazıyordunuz.. Bu durumda bu insanları nasıl ikna edeceksin?Onun içgüdüsü sana şunları sorar; Sen ona ne vereceksin? Ve ondan ne alacaksın? karşılıksız vermek bize emirdir ... sizede böyle bir tutum nasip olur inşallah... Senin ne dediğini anlarsa; bir kere onun bütün çıkar dünyasını altüst olacak. Karşılığında ne vereceksin?Senin bir Ateist derneğin bile yok onun faydalanabileceği. Sen kendin bile kimliğini/İnancını heryerde gizlemek zorunda olan; yeraltı birisin onun gözünde. Kendine bile faydan yoksa ona ne faydan dokunacak? Senin fikirlerine inanıp Ateist olacağına gider cüppeli Ahmet hoca'nın tarikatına girer çok daha iyi. Çünkü cübpeli bu dinden para kazandığı için; bir zor durumunda gerekirse ona para yardımı bile yapabilir; sen ne yapabilirsin? Cüppeli'nin grubu onu heryerde koruyup kollar; sen onu nasıl koruyacaksın? sen kendin bile bir ateist olarak ortaya çıkamıyorsun, onu mu koruyacaksın? Sen ilkönce kendini koru. Belediye ramazan çadırı kuruyor; eti de onun kendi kasabından alıyor. Sen ondan kaç kilo et alabilirsin? O adamı Ateist yaparsan belediye ondan et alırmı hiç? dinimiz meshep,tarikat,ayrımcılık kabul etmez ama çoğu bilmez... Bunları say say bitmez. Ama netice şuraya varıyor; din o adama dünyevi çıkarı için lazım.O yüzden de sen ne yaparsan yap onu dinden çıkaramazsın. Allahın olmadığına kesinlikle emin bile olsa; yine de dinden çıkaramazsın. İşte bu yüzden iğne ile kuyu kazıyoruz. dünyevi çıkar yok ama haklısın arkadaşım,sizler ne yapsanız Allah ın varlığına yüzde yüz inanmış bir kalbi dinden döndüremezsiniz,..ama Allah ın olmadığına emin kişinin dinden çıkmayışı olsa olsa çıkardandan fazlası içindir.. bunun için biraz tarih biraz siyaset ve dış politika bilgisi lazım...zaten sorunların ve çarpıtmaların kökeninde bunlar yatmıyor mu? Devam edelim;Herkez mi böyle? hiçmi kimseye derdimizi anlatamayız? Hayır herkez böyle değil. Sadece bazıları böyle. Ancak şu da varki; laf anlatabileceğiniz kişiler dinden zaten uzak olan, yani dinden bi-haber yaşayan kişilerdir. Kimlerdir bunlar? Modern, çağdaş olarak görünen yada bilinen kişiler. Namaz kılmaz, oruç tutmaz, dua bilmez, arasıra içki de içer, tatillerini Bodrum'da geçirir, dini çevrelerle bir ilişkisi yoktur. İşte bu kişilere derdinizi anlatabilirsiniz. Fakat burda da bir sorun var. Nedir o? Bu insanları yakalayamazsınız ki; ona birşeyler anlatasınız. Sebebini ise yukarda zaten söyledim; adam zaten din ile ilgilenmiyor ki; seni dinlesin. Mesela öyle tiplerin bu siteye hemen hemen hiç yolu düşmez. İslam sitelerine de yolu düşmez. Din ile ilgilenmiyor çünkü. Din için bütün yaptığı belki kurban bayramında kurban kesmek ve belki yılda bir kez bayram namazına gitmek. Onu bile çevreye karşı yapar. laf anlatamayan ve sıkıntısını yaşayan arkadaşım...sen niye onlar gibi olamıyorsun da bu kadar kendini harap ediyorsun.. Dikkat ederseniz; gerek bu sitede olsun ve gerekse din tartışılan diğer sitelerde olsun; müslüman olan taraf genellikle dindar insanlar.Oysaki diğer modern tabir ettiğimiz, dindar olmayan insanlar nerede? Yoklar çünkü din ile ilgilenmiyorlar. Peki bizim laf anlatabileceğimiz kişiler zaten onlar değilmi? Onlar da din ile ilgilenmiyorsa biz kime laf anlatabileceğiz Peki nerden yakalayacağız bu laf anlatabileceğimiz dinden bihaber tipleri? Ateizm sitelerine girmezler, islam sitelerine de girmezler, zaten girmiş olsalardı bile, biz islami sitelerde yazamıyoruz. Üstelik Arap telekom sitelerimizi de kapatıyor. Ne yapalım? Dinciler gibi bu işten gelir elde etmediğimize göre; internette reklam da yapamayız. Yapsak da tıklamazlar. Ateist parti kuramayız, dernek açarsak bombalarlar. Bildiri dağıtamayız. Sivil hayatta zaten suçluymuşcasına yer altındayız. Evet arkadaşlar. İğne ile kuyu kazıyoruz. Bin tane yazı yazıyoruz; karşılığında en fazla 2 dinsiz kazanıyoruz. 2 dinsiz kazanılmaz kaybedilir... Öbür taraftan dinciler doğurgan olduğu için 20 tane dinli doğuruyor. bbu olay farklı olay ,doğurganlıktan konuşacaksak farklı bir konuda farklı başlık aç.. Alıntı
Φ restpektif Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Peki insanlar neden israrla dinden kaciyorlar? 1. Cennet ve Cehennem inancinin hirslarini dizginlemesinden korktugu icin. 2. Varlik ve yokluk ikileminden korkarak "ya yoksa" deyu toprak yonlu arzularinin sevimliligine kapilarak kendisini inanmamaya zorladigi icin. 3. Ateist ve dinsiz oldugunda kendisini dusunsel olarak ayricalikli sandigi icin. Devam edecek... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Peki insanlar neden israrla dinden kaciyorlar? 1. Cennet ve Cehennem inancinin hirslarini dizginlemesinden korktugu icin. 2. Varlik ve yokluk ikileminden korkarak "ya yoksa" deyu toprak yonlu arzularinin sevimliligine kapilarak kendisini inanmamaya zorladigi icin. 3. Ateist ve dinsiz oldugunda kendisini dusunsel olarak ayricalikli sandigi icin. Devam edecek... Aslına bakarsanız "İnanmak" ya da "İnanmak"lığa ben hep "Tercih" olarak bakardım eskiden... Sonra farkettim ki bunlar Aile kaynaklı olabiliyor, Yani "Eğitilmişlik" ya da "Eğitilmemişlik"... Daha sonra baktım ki aslında "İnanç" işi "Psikoloji" ile ilgili bir olay... Kişinin "Kişiliği" "Mizacı" ve "Karakteri" ile ve "Çevresi" ile ilgili bir kabul... Tabi ki bunlarda yaşantılarla şekillenen nüvelerimiz. Üni.de bir arkadaşım vardı ve ne olduğunu hala bilmiyorum. Güya Tanrı'ya inanıyordu, ara sıra oruç tutuyordu... Ama çoğu zaman inanmıyordu... Biz buna kısaca "İşine geldiği zaman" diyelim... "İnanmak" bir tercih olduğu gibi "İnanmamak"ta bir tercih... Ancak kaçınılmaz olan bir gerçek var ki her ikisinin temelinde "Psikolojik" etkenler oldukça etkili. Lakin; Bu etkenleri ortadan kaldırdığınızda ortaya çıkacak olan o kimsenin hangisini tercih edeceği konusunda henüz herhangi bir bilgi yok, Çünkü öyle bir şahıs yok... "Israrla Din İsteme" mevzuusu ise... Bunun açıklaması da mümkün... Lakin Sayın Persfektif'in belirttiği gibi insanların niçin "İnanç"tan kaçtıklarının da açıklaması mümkün... Hıristiyanlığa eğilimli olduğum bunalımlı bir dönemimde beni etkilemek isteyen arkadaşımın propagandası ne idi biliyor musunuz? "-Ulan bizde abdest falan da yok... Hem bizim kızlar, bakireliği sizinkiler kadar önemsemezler!" Elbette "Hıristiyanlık" bu değildi ama sonuçta aynı inanca sahip insanların, aynı inanca ait kabulleri bile değişiklik gösterebiliyor... Kişi kendi açlığı hangi yönde ise onu tatmine yönelik bir inanca sahip oluyor, Bu kaçınılmaz bir gerçektir... Ve o açlığı süregeldiği sürece, Ve kabulü onu tatmin ettiği sürece O kabulünden asla ve asla şüphe etmiyor. Aslında hayatımızdaki tüm gerçeklerin tek açıklaması da budur... "Cennet/Cehennem" kaygısından dolayı İnanmış olmaklık olduğu gibi Yine aynı kaygı aynı zamada Ateist'te yapmaktadır. Bence bu konu "İnanç Psikolojisi" adı ile "Psikoloji" bölümüne açılmalı idi... Daha fazla şey yazmak isterdim ancak o zaman da konu illa ki "Psikoloji"ye getirip Dallandırıp budaklandırmakla itham ediliyorum... Ancak ilgili bölümde açılırsa bu konu, Orada daha ayrıntılı yazabilirim düşündüklerimi... Saygılarımla... Alıntı
Φ Senyour Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Aslında birseye inanmak insanın yaradılısında var biri allahın varlıgına inanır biri olmadıgına inanır ama sonucta biseye inanır.. Alıntı
Φ çöl gülü Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Selamun aleykum.. Bence sorunuzu yanlış sormuşsunuz.. İnsanlar ısrarla din istemezler, siz hiç duydunuzmu "Rabbim bize din ver" diye yalvaran birini.. Bizim inancımıza göre Allah c.c. bizleri yarattı ve çeşitli vesileler kılarak yer yüzüne gönderdi.. Bunun sonucunda, yeryüzünde uymamız gereken bir takım kanunlar koydu ve bunu bize dinler vesilesiyle bildirdi.. Peki din olmasaydı ne olurdu?? İçki, zina, hırsızlık, gasp ve daha birsürü şey serbest olur ve insan hakkı denen bişey kalmazdın.. Şarhoşlar birbirine girer, birbirlerini boğarlardı.. Zina yüzünden kimsesiz çocuklardan ve zinanın getirdiği hastalıklardan geçilemzdi.. Hırsızlık ve gasplar yüzünden dünya çekilmez bir yer haline gelirdi.. Şimdi dersiniz ki şuanda da öyle değil mi zaten.. Doğru şimdide öyle, içip içip sarhoş olanların pisliklerini görüyoruz, zina yüzünden ortalık gayrimeşru, oraya buraya terkedilen çocuklarla dolu.. Savaş, terör diz boyu.. İnsanın can ve mal güvenliği yok.. Ama bunları yapanlar Allah korkusu olmayanlardır.. Öbür tarafta hesap vermeyeceğini, bu dünyadan kötülükleriyle yok olup gideceklerini düşünenlerdir.. Bide dersiniz ki bu söylediklerinizi müslümanlar da yapıyor.. Bende size derimki, buna bizim dinimiz izin vermiyor, sadece onlar gerektiği gibi hakkıyla inanmadıkları için yapıyor.. Ayrıca cahil, nüfus kağıdında müslüman yazan insanları dinsiz yapmaya gücünüz yeter belki, ama o size bişey kazandırmaz ki aranıza yeni bir ateist almış olursunuz.. Ama biz sizden birinin müslüman olmasına vesile olduğumuz da o kişinin imanı kurtulmuş oluyor, aramıza yeni bir kardeş geliyor, yüreğimiz şenleniyor, Rabbimizin rızasını kazanıyoruz.. Bunlar hiçbirşeyle paha biçilemeyecek güzellikler ve siz bunlardan yoksunsunuz.. Rabbim hidayet nasip etsin.. Selam ve dua ile kalın kardeşim.. Alıntı
Φ çöl gülü Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Öbür taraftan dinciler doğurgan olduğu için 20 tane dinli doğuruyor. Neden dinsizler doğum yapamıyormu?? Dinsiz kadınların ayrı bir özellikleri mi var? Biraz ölçülü konuşursanız sevinirim.. Ayrıca din satılan bişey değildir, biz din satmıyoruz (dinci ibaresini kabul etmiyorum) sadece Allah'a inanıyoruz ve inanmak suç değildir.. İnanmamanın suç olmadığı gibi.. Selametle kardeşim.. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 İnsanlar ısrarla din istiyorlar.. mahkumdurlar. evet, insanlar kendilerinden daha büyük herhangi bir şeye karşı boyun egmek zorundadırlar. el mahkum misali. sorun burada degil. asıl sorun işin dogru yapılmasında. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Benim gözlemime göre ateist kişiler önce dini ayrıntılı bir şekilde tanıyıp öğreniyor, sonra reddediyorlar. Bu kişiler oldukça dindar yaşanmış bir dönem geçirebiliyor, dindar bir aileden geliyor olabiliyor, dindar bir çevreden çıkmış olabiliyorlar. Dindar kişiler düşünmeden, sorgulamadan, babadan gördüğü biçimiyle dindar olabiliyor. (Bunun tersinin olabilirliğini reddetmiyorum, genelleme yapıyorum. Büyük çoğunluğu bu şekildedir.) Ancak bir ateist asla babadan görerek ateist olmaz. Mutlaka araştırarak, öğrenerek karar verip olmuştur. Buradan bir genellemeye gidecek olursak, ateizm bilinçli bir tercihtir, dindarlık geleneksel bir tercihtir. İnsanların çoğu kabul edilegelen şeyleri reddetmemeye eğilimlidir. Fakat bu genel anlamda... İnsanlar tekdüzelikten, hiç bir şeyin değişmeden aynen gitmesinden de hoşlanmazlar, değişim isterler. Ancak bu değişimlerin çok radikal olmasını sevmezler, bilineni kökten tam zıttına değiştirmesinden çok ama çok büyük bir çoğunluk ürker. Kişisel görüşüme göre dindarların ateistleri imana kavuşturmak, ateistlerin de dindarlara inandıklarının anlamsız olduğunu göstermek gibi bir görev üstlenmemeleri gerekir diye düşünüyorum. Dindarlık ya da ateistlik, bizim ilişkide bulunduğumuz insanlara kendimizi deklere biçimimizdir. Bizi insanlara verdiğimiz ve söylediğimiz sözler bağlar. Fakat içimizde ne olduğumuzu sadece kendimiz biliyoruzdur. Her insan zaman zaman bazı şeylere inanır ya da inanmayabilir. İnsan öyle karmaşık bir beyin yapısına sahiptir ki, kendini bile ayrıntılı açıklayamayabilir. Herkes beyaz yalanlar söyleyebilir. Kendimize bile yalan söylediğimiz olur. Doğa hile yapan canlılarla doludur. Biz de doğanın mirasçısıyız. Çok kesin gerçekliklere inanarak kendimizi kasmayalım derim ben. Bana empoze edilmeye çalışılan çoğu inanca prim vermem. Söylenen bir şeye hemen inandığımda kendimi aptal gibi hissederim. Ancak olasılık hesabı dahilinde her şeyi zayıf da olsa olasılık dahilinde görmekte fayda vardır. Ancak insanların radikalleştiği dönemler vardır. Dini inançlar eğer topluma egemen olmak, kendilerini dayatmak ve toplum yaşantısını kendi ilkelerine göre düzenlemeye kalkışırlarsa, bu sert bir karşı tepkiye neden olur. Bir devlet eski Sovyetler gibi dini reddeden bir sistemse, o sistemde yine gizli bir biçimde dindar olmak mümkündür. Fakat dini baz alan bir devlette dinsiz olmak çok zordur. Zorla inanmadığınız şeyleri yapmak zorunda kalmaktansa, her şeyi göze alıp din tanımadığınızı deklere etseniz bile, dayanılmaz bir dışlanmaya maruz kalırsınız. Buna kimsenin dayanabileceğini sanmıyorum. Laiklik bunun için toplumun en önemli sigortasıdır. Eğer laikliği kaldırıp dini baz alan bir devlet yapılanmasına gitme teşebbüsü olursa, bunun kadar toplumu dinamitleyecek bir tehlike daha bilmiyorum. İşte o zaman o Bodrum'da tatil yapıp dini de dinsizliği de bilmeyen insanlar da olayın tarafı olur. Dindarların yapacakları en büyük hata "Laikliği kaldıralım" demeleri olur. Buna verilecek tepkiyi ben hesaplayamam, çok ama çok yıkıcı olur. Ne dindarlar herkesi dindar, ne ateistler herkesi ateist yapmayı başaramazlar. O yüzden laisizm ilkesi temelinde bir mutabakata varmak ve bunu korumaya çalışmak zorundayız hepimiz. Birarada yaşayıp özgürce fikirerimizi tartışabilmenin ve herkesin de özgürce kendi kararını verebilmesinin yegane sigortası budur. Hepimiz laiklik prensibini geliştirmeye çalışmak zorundayız. Örneğin diyanetten ne dindarlar, ne ateistler memnun. Fakat devlet kontrolü elden kaçırmamak için bu kurumu sürdürmek zorunda kalıyor. Öyle bir olgunluk düzeyi yakalamalıyız ki, diyanete gerek kalmasın. Laisizme dindarların da ateistlerin de ihtiyacı var. Vasat vatandaş zaten umursamaz. Bu iki zıt kutubu fikir dünyasının kutupları olarak alırsak, sağlam bir toplumsal eksen oluşturmak için laik demokrasiden yana olmak zorundayız. Dünyanın gerisi zaten bu eksende dönecektir. Ancak ülkemizde ateizm üzerinde büyük bir baskı söz konusu. Dindarlar üzerindeki baskı bunun yüzde biri değildir. Uygar bir toplumda ateistlerin kendilerini çok rahatlıkla ifade edebilmeleri gerekir. Her ne kadar tarafsız gibi bir görüntü çiziyor görünsem de doğruyu doğru belirlemek zorundayım. Herkes din propagandasını sonuna kadar serbestçe yapabiliyor, bir başörtüsü krizi çıktı diye dindarlara ciddi bir baskıdan söz edilemez. O da dindarların siyasi talepleri ve laikliği aşındırma denemeleri yüzünden ortaya çıkmış bir tepkidir. Fakat dine inanmadığını söylemek bu ülkede büyük bir baskı ve dışlanma nedenidir... Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2007 Benim gözlemime göre ateist kişiler önce dini ayrıntılı bir şekilde tanıyıp öğreniyor, sonra reddediyorlar. Bu kişiler oldukça dindar yaşanmış bir dönem geçirebiliyor, dindar bir aileden geliyor olabiliyor, dindar bir çevreden çıkmış olabiliyorlar. valla ülke sınırları içinde ki ateist arkadaşların dini çokda ayrıntılı bildigini hiç sanmıyorum. ne ayrıntısı ortalama bir ilmihal bilgisi bile bir çogunda yok malesef. dışarıdan dindar biri olarak görünebilirler, aileleri de çok dindar olabilir, keza çevreleride pek ala dindar olabilir ( hoş dindarlık var dindarlıkdan içerü) ama tüm bunlar bir şeyi ayrıntılı bilmeyi gerektirmez, koşulu degildir en azından. kanımca çogu ortalamanın bile altındadır. bir çogu gelenek ile dinde olanın bile ayırdında degildir. bazan öyle vahim çamlar devirirler ki cevap vermek bile imkansızlaşır, yani bilgi yetmez bu gibi durumlarda. aynı deve misali, nerem dogru ki demiş. bunlar da benim gözlemim ve çogunlugu kapsar azınlıgı degil... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Benim gözlemime göre ateist kişiler önce dini ayrıntılı bir şekilde tanıyıp öğreniyor, sonra reddediyorlar. Bu kişiler oldukça dindar yaşanmış bir dönem geçirebiliyor, dindar bir aileden geliyor olabiliyor, dindar bir çevreden çıkmış olabiliyorlar. Sayın demirefe... Bu çokta sağlıklı bir tanım değil. Çünkü dinlerin neliğini zerre kadar bilmediği halde Ateist olan çok insan tanıdım, Ancak şu var ki hakikaten bir şeyler bilipte Ateist olan d çok insan tanıdım. Fakat "Ateistlerin hepsi dinleri çok iyi anlamıştırlar da Ateist olmuşlardır" diyemeyiz. Başka nedenlerle de Ateist olanlar var... Ancak bir ateist asla babadan görerek ateist olmaz. Mutlaka araştırarak, öğrenerek karar verip olmuştur. Buradan bir genellemeye gidecek olursak, ateizm bilinçli bir tercihtir, dindarlık geleneksel bir tercihtir. Doğal olarak bu tanımınıza da karşı çıkıyorum. Ebeveynlerinin sadece "isim" olarak Müslüman olmalarına, din hakkında hiç bir bilgi ve göreneğe sahip olmamalarına, yani çocuklarına bu yönde köklü bir eğitim vermemelerine rağmen çocukları Dindar olan çok aile tanıyorum. Anne-Babası Ateist iken bir dini seçmiş kimse örneği var mıdır bilmiyorum... Ancak yaptığınız gibi "Dinsizler Şöyledir" "Dindarlar Böyledir" gibi bir ayrımın olmadı çok ortada... Ancak ülkemizde ateizm üzerinde büyük bir baskı söz konusu. Dindarlar üzerindeki baskı bunun yüzde biri değildir. Uygar bir toplumda ateistlerin kendilerini çok rahatlıkla ifade edebilmeleri gerekir. Her ne kadar tarafsız gibi bir görüntü çiziyor görünsem de doğruyu doğru belirlemek zorundayım. Herkes din propagandasını sonuna kadar serbestçe yapabiliyor, bir başörtüsü krizi çıktı diye dindarlara ciddi bir baskıdan söz edilemez. O da dindarların siyasi talepleri ve laikliği aşındırma denemeleri yüzünden ortaya çıkmış bir tepkidir. Fakat dine inanmadığını söylemek bu ülkede büyük bir baskı ve dışlanma nedenidir... Ateistlerin bir baskıya maruz kaldıkları doğru olabilir. Ancak bu küçük Anadolu şehirlerindedir diye düşünüyorum. Ben Ateist olduğunu neredeyse bas bas bağırabilen insanlarla yaşıyorum... Keşke her yerde böyle olsa... Bir "Yapay olarak ortaya çıkarılmış baskı" vardır, Bir de "Baskı" vardır... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 boşig galiba çok elit bir ortamda yaşıyorsun. Ya İzmir olabilir, ya Tunceli... Bunun haricinde kolay kolay kimsenin ateist olduğunu bas bas bağıracağını hiç sanmıyorum. Ben Anadolu'nun gezmediğim yerini Güneydoğu ve Doğu sınır illeri hariç pek bırakmadım ve bu ülkeyi çok iyi bilirim. Hem öyle çok gezmeye de gerek yok. Ülkenin neresinde hoparlör alıp bangır bangır "Allah yoktur, Allah yoktur" diye bağırabilirsiniz, onu bana bir söyleyin. Ama günde beş kez bunun tersi kulak zarlarını zorlayacak biçimde üstelik, seslendirilmiyor mu? Biraz yeryüzüne inip insan içine karışmanızı ve önyargısız düşünmenizi tavsiye ederim... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 boşig galiba çok elit bir ortamda yaşıyorsun. Ya İzmir olabilir, ya Tunceli... Bunun haricinde kolay kolay kimsenin ateist olduğunu bas bas bağıracağını hiç sanmıyorum. Ben Anadolu'nun gezmediğim yerini Güneydoğu ve Doğu sınır illeri hariç pek bırakmadım ve bu ülkeyi çok iyi bilirim. Hem öyle çok gezmeye de gerek yok. Ülkenin neresinde hoparlör alıp bangır bangır "Allah yoktur, Allah yoktur" diye bağırabilirsiniz, onu bana bir söyleyin. Ama günde beş kez bunun tersi kulak zarlarını zorlayacak biçimde üstelik, seslendirilmiyor mu? Biraz yeryüzüne inip insan içine karışmanızı ve önyargısız düşünmenizi tavsiye ederim... Sayın demirefe... Olumsuz bir ileti yazmadığımı düşünüyorum ve zaten yaşadığım yerden bahsettim, Diğer illerde böyle olmayabileceğini de belirttim, iletimi nasıl okudunuz bilmiyorum... Ayrıca yeterince insan içine karıştığımı düşünüyorum; Marmara, Ege ve Akdeniz'de bir çok yer gezdim. Doğu Bölgelerine gitmedim ama lisans okurken oralı insanları tanıdım, hemde çokça... Dediklerinizde haksızsınız demedim Ve ayrıca bir ayrımda bulundum... Saygılarımla... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 boşig ben de olumsuz bir ileti yazmadım. Ben de haksızsın demedim... Afedersin, yaşadığın yeri belirttiğine dikkat etmemişim. "Küçük Anadolu şehirleri" demiştin de o yüzdendi benim itirazım... Tabii ki burada birbirimize sinirlenip yanıt döşenmiyor, sadece sohbet ediyoruz. Benim burada savunduğum, doğruya doğru demek, önyargılı davranmamak... Sonsuz saygılar benden... Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Ülkenin neresinde hoparlör alıp bangır bangır "Allah yoktur, Allah yoktur" diye bağırabilirsiniz, onu bana bir söyleyin. Ama günde beş kez bunun tersi kulak zarlarını zorlayacak biçimde üstelik, seslendirilmiyor mu? Biraz yeryüzüne inip insan içine karışmanızı ve önyargısız düşünmenizi tavsiye ederim... valla kardeşim begensekde begenmesekde müslümanların çogunluk oldugu bir ülke burası. öyle veya böyle.. ezandan rahatsız olanlar çok küçük, minicik bir azınlık olabilir ancak.. eee ne yapalım, artık katlanacaklar, yapacak fazla bir şey yok. yorum olarak anca ezanın seslendirilişini konuşabiliriz, ama ezanın kendisi ; bu mümkün degil. zaten akıl işide degil... Alıntı
Φ restpektif Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Peki insanlar neden israrla dinden kaciyorlar? 1. Cennet ve Cehennem inancinin hirslarini dizginlemesinden korktugu icin. 2. Varlik ve yokluk ikileminden korkarak "ya yoksa" deyu toprak yonlu arzularinin sevimliligine kapilarak kendisini inanmamaya zorladigi icin. 3. Ateist ve dinsiz oldugunda kendisini dusunsel olarak ayricalikli sandigi icin. Devam edecek... Dindar insanlara donuk hatali yaklasimlari, benzeriyle muhatap etmek suretiyle acikliga cikarmak icin devam edelim. Amacim kesinlikle herhangi bir dine inanmayanlari rencide etmek degildir. Ama inananlarla ilgili tutarsizliklara karsin madalyonun kendi akislerini yansittigi yuzune da bakmak lazim. Dinden kacmakta israr edenler bilinc altlarinda gizlenmis bulunan "ya gercekse" korkusundan kurtulmak icin kendilerine yandas bulmaya, hakli cikmaya calisirlar. Boylece psikolojik bir rahatlamaya kavusurlar. Ateistlerin buyuk cogunlugunun kafayi dinle bozmalarinin temel nedeni de aslinda budur. Bunlardan konulari saglikli bir zeminde tartismalarini bekleyemezsiniz. Cunku sadece inkar etmeye kosullandirmislardir kendilerini ve inkarlarina kaynaklik etmeyen herseyi ya duymazdan gelir ya da psikolojik olarak bastirma yolunu secerler. Mesela, diyelim ki tam da kendi inancsizliklarini hakli cikaracaklarini dusundukleri bir nokta yakaladilar. Pesin kabullerinden oturu hemen daldiklari icin "iste bakin, ben size demedim mi, bakin bakin ne diyor.. hahaha, sizi gidi yobazlar sizi. bakin iste ne diyor burda..." tarziyla hamamdan kosar gibi konusurlar. Sonra akli basinda birisi aslinda olayin oyle olmadigini mantikli delillerle ortaya koydugunda ise bizimkiler isi sulandirmaya baslar, kisiliklere saldirir, konuyu carpitirlar. "Sen de nereden ciktin" hesabiyla akli basinda olan kisiye karsi sitemleri kin ve ofkeye donusur bir anda. Ve sonra da her halukarda hakli olduklarina inandiklari icin ilgili ilgisiz bir suru laf kalabaligi sarar etrafi. Ne yaparsaniz yapin, onlari yapilan izahlarla ilgili dusundurmeyi basaramazsiniz. Cunku tek dusundukleri sey; 'ne yapsam da bunu alt etsem'dir. Diyelim ki dinde israr etmeyi hakli gosteren bir durum var ortada. Inanmamakta israr edenler icin o durumun mutlaka bir aciklamasi vardir. Henuz bilmiyorum ama kesinlikle boyle olamaz, olmamali diye dusunur. Bu konuda tipki dindarlara benzerler. Her iki taraf da kendi dusunceleri dogrultusunda bilmedikleri bir hikmetin pesinde kosarlar cunku. Dindarlari anliyorum zira iman etmissen teslim olmak durumundasin ama dinsizlerin bu yondeki cabalarini "dinsizlik dini"ne teslim olmalari olarak goruyorum. Acaba farkindalar mi, kendilerinin de aslinda ideolojik saplantilarini bir din haline getirdiklerinin? Ve biliyorlar mi Islam'in da bunu karsi bir din olarak yorumladiginin?.. Bir de dinsizlikte israrci olanlar kendileri haricindeki herkese esi benzeri gorulmemis bir sevgisizlikle yaklasirlar. Cunku o bilincaltindaki korkuyu hatirlatan herseyden ve herkesten nefret ederler. Onlara savunduklari konuda hak verin, sizden iyisi, sizden cagdasi, sizden zekisi yoktur... Ama sadece bir konuda karsi cikin ve din lehine yorumlanabilecek bir elestiri yoneltin, o zaman da sizden bagnazi, sizden aklisizi, sizden gericisi yoktur... Ilkinde hemen kaynasip dost olur, digerinde nefret duygusunun zirvesini yakalar. Devam edecek.. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 restpektif, çok önyargılı düşünüyorsunuz. Dinde veya dinsizlikte çok radikal insanlar olabilir ve onların ikisinin de katılıklarını eleştirebilirsiniz, ama ikisi aynı şey değil. Bir kere bir ateistin argümanları her zaman tartışmaya, çürütülmeye açıktır, bundan korunmasını sağlayacak hiç bir sigortası yoktur. Ama dinsel savlar kutsallık zırhına bürünerek dokunulmazlık kazanmış ve eleştirilmeleri halinde cehennemde yakılmakla tehdit edilme ayrıcalığına erişmişlerdir. Şimdi aklıma Dünyalar Savaşı filmi geldi. Oradaki direnişçiliğe heveslenen adam uzaylı tripod araçlarının koruma kalkanına sahip olduğunu görünce "insanlarla solucanlar arasındaki bir savaş bu!" diye dehşete kapılıyordu. Böyle koruma kalkanlarına sahip düşüncelere saldırmak için ateistler gerçekten cesur insanlar. Bu işin birinci yönü. İkinci yönü de şu: Ateistlerin fikirleri nasıl yaşayacağınıza, nasıl yiyip nasıl içeceğinize, nasıl yatıp nasıl uyuyacağınıza, hangi elinizi hangi ayağınızı kullanacağınıza karışmıyorlar. Din ise insanların özel hayatlarına kadar giriyor, neredeyse parmağını nasıl oynatacağını denetlemeye kalkışıyor. Bu haliyle bir de devlete talip olup devletin anayasasını yapmaya, yasalarını dine göre düzenlemeye ve hukukunu ayetlere göre yapmaya kalkışıyor. İşte bu noktada kendini koruma refleksi devreye giriyor. Dine karşı tavır alınması tamamen bundan kaynaklanıyor. Bunun çözümü laiklik ilkesidir. Dinli diniyle, dinsiz de kendi inancı veya inançsızlığıyla gül gibi yaşar gider, kimse de kimseye ilişmez. Toplumumuz bunu başaracak düzeye sahiptir. Bu mutabakat ortamını sağlamamız gerek. Tersine davranıp "Bu laiklik o kadar da şart bir ilke değil canım, çoğunluk isterse kaldırabiliriz" gibi laflar etmek toplumu dinamitlemektir. Affedilemez bir cinayettir ve sonuçlarını kimse kestiremez... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2007 aslan34 kardeşim, konuyu demagojik yönlendirmekte usta gördüm seni canım! (Umarım Kubi benden telif hakkı talep etmez.) Ezandan rahatsız filan olduğumu söylemedim. Ezan bu ülkenin kültürel bir rengidir. Biraz daha volüm kontrolüyle daha sevimli hale getirilebilir de... Son zamanlarda öksürüklü balgamlı hırıltı biçiminde ezanlar denetim altına alındığı için o kadar da kötü değil. Hatta turistlerin bayağı ilgisini çekiyor. Tek sorun volümün yüksekliği. O da heralde bu trafik gürültüsünde anca mı duyulur diyorlar bilmiyorum. Ama yakındaysanız bayağı bir kulakların bekareti tehlikeye girebiliyor. Dikkat ederseniz orada konu ezandan rahatsız olup olmama değildi, en azından benim açımdan... Alıntı
Φ restpektif Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 Sayin demirefe, konunun acilis tarzindaki haksiz genellemeler onyargili degil de benim dusuncelerim mi onyargili? Halbuki ben kullanilan gozlugu takip ayni gozlukle bir de onlara baktim. Istedim ki bazilari kendi bakis acilariyla kendilerine bakildiginda nasil goruluyorlar, bilsinler. Biraz empati sadece.. Kaldi ki sayin demirefe, konunun ilk yazisi o kadar onyargili ifadeler barindirdigi halde siz onu gormemekle bence belki kendinizin dahi farkinda olmadigi bir onyargiyla hareket etmissiniz. Tarafsizlik bu degildir. Yazimin basinda da belirttim, inanmayanlari rencide etmek gibi bir niyetim yok. Ancak madem tek boyutlulukta israr edilip carpitmalarla genellemelerde israr ediliyor, benimkisi 'buyur burdan yak o halde' hesabindan baska bir sey degil. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 Yine karşılıklı hatalı yorumlar. Yani inananlar şöyle adamlardır, inanmayanlar böyle adamlardır karşılıklı tanımlamadan ibaret olmuş. Din = ibadet etmek, o dinin bütün kurallarına uymak demek değildir. Din üstün bir varlığa inanmaktır. İnsanın doğup, büyüyüp ve ardından öldüğünü görüp, bunun bir anlamı olması gerektiğine inanmaktır. Dinlerin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanoğlu var olduğu sürece bir şeylere inanmıştır. Bir şeylere tapmıştır. Dinler aslında insanların, doğaya karşı duydukları saygı ve ona karşı duydukları korkuyla başlamıştır. İnsanoğlu tarih sahnesine çıktığı günden beri tanrısını aramıştır. Tüm dinlerin temelinde bir idefixe yatar. Tanrıya inanmak. Bir kere inanmayı açıklayamazsınız. İnsan şu çıkarları için inanır gibi bir tanım mantıkla bağdaşmaz. Çünkü inanmak veya inanmamak insanın iradesinde olan bir şey değildir. Şimdi burada, şu oldu böylece ben Tanrının varlığına inanmaya başladım diyebilecek kimse varmı. Ucuz propaganda metinlerini boşverelim. Yok x ülkesinde x kişisi şunu görmüşte ondan sonra Tanrının varlığına inanmaya başlamış vs. Bunlar boş propagandadan ibarettir. İnanmak sevgi gibidir, neden sevdiğini, neden sevmediğini, neden inandığını, neden inanmadığını açıklayamazsın. İnanç ve sevgi konusunda parçadan bütüne varılamaz. Ancak bütünden parçaya varılabiir. Gerçeği, inanmak veya inanmamak insanın elinde olan bir şey değildir. Bir kimse bir şeye "karar verdim inanıyorum" diyerek inanmaz. Şunu diyebilirsin. Bir insan çıkarı için ibadet ediyor olabilir, mümkündür. İmaj için, para için, kendini kabul ettirmek için ibadet edebilir kimi insanlar. Ancak bir insan böyle şeyler için inanabilir mi ? Yada imaj için inanmadığı şeyden içten içe korkabilirmi ? Hayır insanları kandırabilir ama bir şeye inanıp inanmamasını konusunda kendisini kandıramaz. İnanmayı açıklamak için katakuta gibi arkadaşımızın kullandığı argümanlar boştur. Çünkü kendisi ait olmadığı bir şey çözümlemeye çalışmaktadır. Yani onun yürüttüğü mantık. "Ben tanrıya inanmıyorum, o halde aslında kimse inanmıyordur kendini kandırıyordur" gibi bir mantık. Tabi bir din için yada inandığı başka bir şey için hayatını feda eden insanlara gelince yetmez bu tanımlar. Bir insan komunist değilse, insanların nasıl olupta, komunist ideoloji için ölüm orucuna yatıp. yüzlerce gün aç kalarak kendine eziyet ederek öldüğünü anlıyamaz. Buna kandırılmış, beyni yıkanmış gibi kılıflar giydirir ancak temelinde yatan o kişinin o ideolojiye duyduğu inançtır. Bir insanı kandırıp yüzlerce gün vucudu eridiği halde irade göstermeye sevkedemezsin. Eğer o insan ona gerçekten ve tam olarak inanmıyorsa. Eğer kişi bir ideolojiye o kişi kadar bağlı değilse. Onun gerçekten o ideolojiye inandığını için hayatını feda ettiğine ikna olmaz. Bir insan tanrıya inanmıyorsa, bir kişinin nasıl olurda vucuduna bombalar sarıp kendini öldürebildiğini anlıyamaz. Evet o kişiyide etkileyebilirsin belki kandırabilirsin. Ancak bunu yapan kişi gerçekten ve tam olarak o dine ve tanrıya inanıyorsa, ve gerçekten bunu yaptığında tanrısına hizmet ettiğine tam olarak eminse kendini feda edebilir. Bizim huyumuzdur, sahip olmadığımız her duygu ve inanca sahip olanlarında aslında sahip olmadıklarına şartlanmışsız böyle açıklarız. Bu bir yerde dünyanın merkezine kendimizi almamızdır. Şimdi bir arkadaşımız. Aslında kimsenin yürekten inanmadığını kendini kandırdığını iddia etmiş. Ona cevap veren arkadaşımızda. Aslında herkesin inandığını ama işine gelmediği için inanmıyor gibi davrandığını iddia etmiş. ( respektif merak ettim gerçekten böylemi düşünüyorsun, yoksa salt aynı tarzla ve aynı ithamla cevap vermek içinmi yazdın) Yani inanmayan arkadaşımız için, bir insanın inanması mümkün değil. İnanan arkadaşımız içinde, inanmaması mümkün değil. Biraz şeye benzemiş. Metin Akpınar'ın bir filmde. iki binanın çatısı arasındaki farka bakıp. Kendisinin atlayamayacağını görünce "kedidir o kedi" demesi gibi. Biz önce güvensizlikle bakarız herşeye. Mesela, afrikada gönüllü olarak balta girmemiş ormanlarda görev yapan doktorları duyunca "kesin bir çıkarı vardır" gelir aklımıza. bir sanatçı bağışta bulununca "kesin reklam amacıyla yapıyordur" gelir aklımıza. onlarda olmadı egolarını tatmin ediyorlara varırız. Sanırın ne anlatmak istediğimi anlatabildim. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 aslan34 kardeşim, konuyu demagojik yönlendirmekte usta gördüm seni canım! (Umarım Kubi benden telif hakkı talep etmez.) Ezandan rahatsız filan olduğumu söylemedim. Ezan bu ülkenin kültürel bir rengidir. Biraz daha volüm kontrolüyle daha sevimli hale getirilebilir de... Son zamanlarda öksürüklü balgamlı hırıltı biçiminde ezanlar denetim altına alındığı için o kadar da kötü değil. Hatta turistlerin bayağı ilgisini çekiyor. Tek sorun volümün yüksekliği. O da heralde bu trafik gürültüsünde anca mı duyulur diyorlar bilmiyorum. Ama yakındaysanız bayağı bir kulakların bekareti tehlikeye girebiliyor. Dikkat ederseniz orada konu ezandan rahatsız olup olmama değildi, en azından benim açımdan... her şeyden önce meramını anlatmayı bileceksiniz. kullanılan kelimeleri seçerken hassas olacaksınız. söz agızdan bir kere çıkar, ondan sonrası herkesi ilgilendirir. ne demek '' kulak zarı patlatmak'' ... dedim ya meramınızı daha dogru kelimelerle anlatacaksınız. bir ateist bangır bangır 'tanrı yoktur' diye bagıramaz diyen sizsiniz, sonra kalkıyorsunuz ezanı bununla mukayese etmeye çalışıyorsunuz. bu karşılaştırma her şeyden önce adil degil. sonra demagoji diyorsunuz. bu şekilde olmaz, daha açık olmak lazım. ben ne diyorum ; ezanın içerigini tartışabiliriz ama ezanın kendisini degil. bu zaten mümkün olacak bir iş degil, zaten akıl işide degil. dedigim gibi çok küçük bir azınlık ancak senin derdini anlayabilir. bundan ötesi için bir sorun yok. Alıntı
Φ restpektif Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 ( respektif merak ettim gerçekten böylemi düşünüyorsun, yoksa salt aynı tarzla ve aynı ithamla cevap vermek içinmi yazdın) Sayin Cyrano, anlasilmamaya hala alisamadim. Yazilarimin icinde gecen asagidaki ifadeleri lutfen tekrar okuyunuz. Acikca ne yaptigimi belirttigim halde merakiniza muhatap olmusum... Saygilar.. Dindar insanlara donuk hatali yaklasimlari, benzeriyle muhatap etmek suretiyle acikliga cikarmak icin devam edelim. Amacim kesinlikle herhangi bir dine inanmayanlari rencide etmek degildir. Ama inananlarla ilgili tutarsizliklara karsin madalyonun kendi akislerini yansittigi yuzune da bakmak lazim. Halbuki ben kullanilan gozlugu takip ayni gozlukle bir de onlara baktim. Istedim ki bazilari kendi bakis acilariyla kendilerine bakildiginda nasil goruluyorlar, bilsinler. Biraz empati sadece..... Yazimin basinda da belirttim, inanmayanlari rencide etmek gibi bir niyetim yok. Ancak madem tek boyutlulukta israr edilip carpitmalarla genellemelerde israr ediliyor, benimkisi 'buyur burdan yak o halde' hesabindan baska bir sey degil. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2007 Cyrano ve restpektif'in son yaklaşımlarını olumlu buluyorum. Empatiye gerçekten önem vermek gerek. Empati yapmadan hiç bir şeyi tam olarak anlayamayız. aslan34 ile de ciddi bir anlaşmazlığımız yok sanıyorum. Üslubum ezandan rahatsız olduğum izlenimi uyarmış olabilir, gerçekten rahatsız olduğum da olmuştur, bunların fazla bir önemi yok. Sonuç olarak "şu ezanlar okunmasa da rahat etsek" gibi bir düşüncem yok. Nasıl Avrupa'da çanlar çalıyorsa, burada da ezan okunur, bu bir kültürel renktir. Şimdi kalkıp bununla uğraşmak gerçekten abes kaçar. Tüm tartışmacılara saygılar... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2007 İnsanlar ısrarla din istiyorlar.Önce bilinenlerden bazılarını sayalım: 1- Cennet ister ve Cehennemden korkar. Çok doğal bir şey herkes doğru olanı şeçer. - Kendi düşüncelerine güvenemez. "Ya varsa da ben yanılırsam" diyerek kendini inanmaya zorlar. "İnanırsam çok şey kaybetmem ama inanmazsam ve yanılırsam karşımda cehennem var" diyerek dine inanmaya çalışır. Aslında (Dine inanan) kendi düşüncesine inanır ?Ya varsa tekerlemesi? inanmayan içindir sebebide inanmayanlar neye inanacağına kolay karar veremezler bu söz bile inanmayanın ( ikilem,kararsız) olduğunun bir göstergesidir; Sebebide inanan zaten var olduğunu bilerek ? inanırsa kaybetmeyeceğini bilir? dolayısı ile tercih doğru olur ?İKİLEM VE KARARSIZ? inançsızda olur. Ateist veya dinsiz olduğunda toplumdan dışlanacağını düşünür. ateist veya dinsizin toplumda rağbet görmeyeceğinin sebebi acaba yalnız ?İNANÇSIZLIĞI? mıdır başka sebepleride yokmudur Bunlar ilk akla gelenler. Tabiki çoğaltılabilir ancak ben şimdi sizlere şu yukarda saydıklarımdan çok daha önemli bir etkeni anlatacağım. Klüpçülük, Takım ruhu, Sürü'cülük. Yani takım tutar gibi din tutmak. Bir dinin inananı değil de bir taraftarı olmak. Peki bunu niçin isterler? Yani sırf tutmak için neden bir din isterler? Bunun da cevabı ise; çıkarcılık. Evet çıkarcılık. Mesela örnekler verelim; Bu gibi yakıştırmalar veya öngörüler yanlıştır sebebide ?İNSAN? için bu ayırım yapılırsa yalnız ?DİNDARLARI? bu katagoride gösterip ?İNANMAYANLARIN? sütten çıkmış ak kaşık olduğunu göstermek bilimsel takılan inanmayanlara yakışırmı???. Yurt dışına çıktın ve orda zor bir durumda kaldın. Ve o anda bir müslüman zencinin biri senin Türk olduğunu anladı ve müslüman olmana dayanarak sana yardım eder. Şimdi bir Müslüman yurt dışına çıktı ve ilk rastladığı kişi ?ZENCİ BİR MÜSLÜMAN ÜSTELİK SENİN ?TÜRK? OLDUĞUNDAN DOLAYI MÜSLÜMAN OLDUĞUNU ANLAYIP YARDIM EDİYOR? acaba ateist ?TÜRK? yokmu veya ateist olup ?ZENCİ MÜSLÜMANIN? yardım etmediği,etmiyeceği birimi var bu kanıya nasıl varılmış Bir markete girdin ve karşında çember sakallı bir esnaf gördün; ona merhaba yerine "selamın aleyküm" dersen, biraz da gelip gittiğinde Allahlı vallahlı inşallahlı maşallahlı konuşmuşsan daha ucuz alışveriş yapma imkanı bulabilirsin. Tamamen ?DEMOGOJİ?. Din partisi olan AKP yada Fazilet partisine üye olarak ortalığı soyup soğana çevirebilirsin. Demekki ?TÜRKİYENİN YÜZDE KIRK YEDİSİ? ortalığı soyup soğana çevirmek için bu partilere oy verdi bir CHP,MHP vs vs partilerde hiç ?MÜSLÜMAN? yokmu hepsi inançsızmı Uzatmayalım, tabiki sizin de aklınıza buna benzer çok fazla örnek gelecektir.Benim burada söylemek istediğim şey; bu insanların takım tutar gibi din tutmasının sebebi işte bu çıkar meseleleridir. Ve son zamanlarda iyice emin oldumki; bu "sürü çıkarcılığı"; cennet sevdası, cehennem ve allah korkusu konularından çok daha fazla önemli bir etken. Bu bir yakıştırmadır hiçbir ?KANITI? yoktur bir kişi veya birkaç kişinin görüşleri kendilerini bağlar tamamen subjektif yorumdur. Peki inansın ve yine bu imkanlarını kullansın, ne diye dini yaymaya ve her tarafta savunmaya kalkıyor?Çünkü bunu yaparsa; klübün/grubun/Sürünün içindeki statüsü yükseliyor, daha fazla saygın olacağını düşünüyor ve buna bağlı olaraktan o sürüden daha fazla çıkar sağlayabileceğini biliyor Şimdide ?İNANIP,İNANMAMAYI KENDİ TEKELİNE ALIP? akıl verip üstelik ?SÜRÜ? mantığını kullanıp hem sanki basitmiş imajını veriyor birde ne basit sürü?ki statü yükseltmek,çıkar sağlamak peşinde koşuyor ne akıllı İnsanmış bunlar hem sürü hemde ?AKILLI?. Yani burda ve başka yerlerde size karşı din savunanlar zannetmeyinki; dindeki ********* anlamıyorlar.Bal gibi de anlıyorlar. Sizden benden bile çok daha iyi anlıyorlar. Özellikle islamda o kadar çok ******** ve o kadar çok mantıksızlık varki; bunlarda birini anlayamadı, göremedi diyelim; nasıl olur da hiçbirini göremez? Nasıl olur da yüzlerce ********** ayrı ayrı kılıf uydurarak kendini kandırır? Bu imkansız birşey, hiçkimse bu kadar akılsız olamaz. ********* birini görmese öbürünü mutlaka görmesi gerekir. Bu ********** hepsini gayet iyi anlıyorlar fakat anladıklarını kendilerine bile belli etmiyorlar. Çünkü kaybetme endişesi var. Neyi kaybedecek? Yukarda bahsettiğim klüpçülük çıkarlarını kaybedecek. Şimdide ?ÖZELLİKLE İSLAM? inancını yaşayanlar Dinlerinde olan mantıksızlıkları??? görüyorlar ama çıkarlarını kaybetmemek için klupçülük yapamayacağı için ses çıkarmıyorlar bu çıkara ?ZENCİ MÜSLÜMAN? dahilmi öbür Müslüman ülkelerde yaşayan İnsanlarda dahilmi yoksa sadece ? TÜRKİYEYE?Mİ? özel. Peki kendisine hiçmi saygısı yok da kendini bu kadar haince aldatıyor?Onların saygı anlayışı sizinki ile aynı değil; onlar biryerlerden ne kadar çok çıkar sağlayabilirlerse kendilerine o kadar çok saygı duyarlar. Bu durumda bu insanları nasıl ikna edeceksin? Onun içgüdüsü sana şunları sorar; Sen ona ne vereceksin? Ve ondan ne alacaksın? Evet dünyada yaşayan bir buçuk milyar ?MÜSLÜMAN? ve geçmişte yaşamış olan ?MÜSLÜMANLAR? acaba kendilerini aldattıklarını nasıl anlayamamışta bir ateist anlamış ?İŞTE ASIL SORUN BURADA? ve ?SAYGI? gibi bir sihirli kelimeye bile takla atlattıracak mantıkla kendilerinin bile inanmadığı ?ABSÜRT? lükleri sergilerler. Devam edelim;Herkez mi böyle? hiçmi kimseye derdimizi anlatamayız? Hayır herkez böyle değil. Sadece bazıları böyle. Ancak şu da varki; laf anlatabileceğiniz kişiler dinden zaten uzak olan, yani dinden bi-haber yaşayan kişilerdir. Kimlerdir bunlar? Modern, çağdaş olarak görünen yada bilinen kişiler. Namaz kılmaz, oruç tutmaz, dua bilmez, arasıra içki de içer, tatillerini Bodrum'da geçirir, dini çevrelerle bir ilişkisi yoktur. İşte bu kişilere derdinizi anlatabilirsiniz. ********************************************** Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.