Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Canraşit

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Canraşit tarafından postalanan herşey

  1. Tam tersine, bu ülkede, küçük bir azınlık dışında kime sorsanız ABD'ye karşıdır. Zaten AKP'nin arkasında ABD olduğu söylemleri ayyuka çıkınca, ABD ile AKP arasında gerilim olduğu izlenimi yaratmak için bazı manevralara başlandı. Yoksa siz de mi buna inandınız ? Saygılar sunarım
  2. Neden ? CHP'nin ABD Ortadoğu politikasına hizmet edecek ne rolü olabilir ? Türkiye'de yapılan '' Sivil Darbe '' sürecine hizmet edecek ne rolü olabilir ? BOP değişti de haberimiz mi yok ? Yazdıklarınız laf kalabalığından öteye geçmiyor, onu söyleyeyim. Saygılar sunarım
  3. Canraşit şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Diyanet meali doğru. Size, her Mekke'de indiği yazan ayetin Mekke dönemine ait olmadığını söylemiştim. Nitekim, 2. Mekke dönemi diye bir şey de var meallerde. Ayrıca, kronolojik sırada Tevbe'den daha önce yer alan Maide suresine ait bir ayet nasıl son ayet olabilir ? Alıntının alıntılamadığım yerlerinde başka ayetlerin de surelerine monte edildiği yazıyor. Bu bir kanıt değil. Kuran'nın toparlanma sürecine ait anlatılanlar, emin olunmadıkça bu tür montajların yapılmadığını gösteriyor. Tevbe son iki ayet de, ezberinde olanlar dışında yazılısı elinde olan da aranıp bulunarak yerine monte edilmiş. Hem, niye çekinsinler de böyle bir şey yapsınlar. Siz demiyor musunuz ki, Müslümanlar tarih boyunca bu sureyi ilk beş ayet mantığında tatbik etmişler ? O halde, neden ısrarla bu ayetlerin monte edildiğini, hoşgürü mantığının geçerli olduğu 1.Mekke dönemine ait olduğunu savunuyorsunuz ? Madem bir önemi yok, boşverin gitsin o zaman ! Kim öldürülmüş ? Tehdit edilerek, yeni dinin( ideolojinin ) merkezinde homojenizasyon sağlanmak istenmesinin nesi anormal ? Tehdite edilenler de '' Mekkeli '' Müşrikler, Aztekler değil ! Fransa'da hiç soylu ve yandaşı barındırılmış mı ? Üstelik ünvanlarını bırakmaya razı olmalarına rağmen, kaçabilen kurtulmuş, kaçamayan ya direk öldürülmüş ya da uyduruk bir yargılama sonucu rejim düşmanı ilan edilerek dooğru giyotine ! Yakın Çağ'daki ideolojilerin Orta Çağ'daki karşılığının, ( Tanrı'dan gelmiş olsun veya olmasın ) dinler olduğunu söylemiştim. Devrimlerde, yeni ideoloji eskisini böyle tasfiye eder, gayet normal efendim. Saygılar sunarım
  4. Canraşit şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Mekke'deki ilk Müslümanlar da '' müsamaha ''dan sıkıldıklarından Habeşistan'a kaçmışlardı herhalde. Medineye göçmelerinin sebebi de hakeza '' müsamaha '' olsa gerek ! Hatta, Bedir savaşı bile... Devrimden sonra Fransa'da soylu ünvanlı olmayı bırakın, soylu sınıfından kimse kalmış mıdır, bana bunu söyleyin. '' Yeni bir sınıfın haklarına ve egemenliğine, Meşrutiyet ve daha sonra Cumhuriyet ilanı ile izin veren bir düşünceye karşı ' Fransa'ya sokmayın, kan emicidirler, öldürün ' anlayışına gelinmesinin devrimle uzaktan yakından alakası bile yok '' denebilirse tamam da... Saygılar sunarım
  5. Canraşit şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Ya, işte Fransızlar bunları bilmediği için, İngiltere, ABD gibi ülkelerin laik bir ulus devlet haline gelmelerini sağlayan evrimsel süreçlerini örnek alıp beklemek yerine, '' Devrim '' yapmışlar. Ah keşke siz o dönem yaşasaydınız da onları bu şekilde uyarmış olsaydınız, o kadar kan dökülmezdi ve güzel güzel '' parabolik bir toplumsal evrim '' olurdu. Saygılar sunarım
  6. Canraşit şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Evet! Tekrar etmek gerekiyor demek ki; '' inanç tartışması '' değil, '' tarih tartışmaya ve yorumlamaya '' çalışıyoruz. Doğru ! Hayatı güzel kılacak kolaylaştıracak BİLGİ'nin peşindeki ÖZGÜR insanlar, ABD emperyalizminin, Ortadoğu coğrafyasındaki haksız ve insanlık dışı işgallerini ve çıkardığı savaşları meşrulaştırmak için El-Kaide ve onun din anlayışını '' İslam Öcüsü '' diye gösterdiğini görür ve ABD emperyalizminin peşinden gitmezler. Saygılar sunarım
  7. Canraşit şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Ben de uyarayım madem; '' sendrom tespit etme merakı '' çelişkileri çözmüyor. Tabii ben de, böyle uzmanlık gerektiren konular hakkında bilir bilmez ahkam kesmek yerine, önce doğru düşünmeyi öğrenmek için, Pazar eklerindeki bulmacaları tavsiye ederim. Faydası olur mutlaka. Hakkındaki suç sabit hale gelmeden yıllarca tutuklu kalan bir insanın hapiste burnundan fitil fitil gelmeyeceğini sanan birisinin, '' hapis idamdan, ölümden beterdir'' demesi bu konuda çelişkili bir düşünceye sahip olduğunun belirtisidir. Biraz bulmaca çözen birisi, İdam gerektiren suçun sabitlenme sürecini, yıllarca sürse de İdam için olması gerekli bir süreç olarak görürken, eğer hapis kalmayı '' insanın burnundan fitil fitil getirilmesi '' olarak görmese sorun kalmayacağını görebilirdi. Eğer hapsetmek, '' ölümden beter '' ve '' insanın burnundan fitil fitil getirilmesi '' olarak görülüyorsa, idam yerine müebbet hapis savunulmalıdır. Çünkü, idamı savunurken bunu söyleyen, hukuka uygun bir yargılama sürecinde sanığın burnundan fitil fitil getiriliyor, ölümden beter bir ceza veriliyor demiş oluyor zaten. Anında idam da söz konusu olmadığına göre, tam adalet için müebbet hapsi savunmak mantıklı olan. Bu mantığa göre ölüm bir kurtuluş çünkü, hiç adaletli değil. Saygılar sunarım
  8. Canraşit şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    O zaman bir insan bir insanı uygar ülkelerdeki gibi uygun koşullarda hapsetse, bunu hapis edilen insanın burnundan fitil fitil getirilmesi olarak görmüyorsunuz. Halbuki, hapis etmeyi ölümden beter görmüştünüz. Saygılar sunarım
  9. Canraşit şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Siz evrim ile devrimi karıştırmışsınız. Hristiyanlığın devlet dini olması evrimle yaklaşık 400 yıl sürmüştür. Yani, Mekke'nin ele geçirilmesinden yaklaşık 250 sene falan önce. Bu farkın kapatılması ancak devrimle olur. E, devrimler de maalesef kanlı oluyor. Keşke Fransız devriminden 134 yıl sonra yapılabilen Türk devrimi de kanlı olsaydı demiyorum ama bugünkü tabloya bakınca diyesim de gelmiyor değil hani ! Saygılar sunarım
  10. Canraşit şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Efendim, ben tartışmalı olmadığını söylemedim. Ama verdiğiniz El-Kaadı örneğinin hiç de kabul görmediğini göremedim, bilakis Esbabı Nüzul diye google'da aratırsanız islami sitelerde tavsiye edilen, satılan bir kitap olduğunu görürsünüz. Verdiğiniz bu örnek yazıda da, Müşrikler gibi çelişki yakalamak, yanlışlamak maksadıyla olmaması şartıyla Müslümanların bu gibi çalışmalar yapmasında sakınca olmadığını, ancak bu çalışmaların yapılmasındaki zorluklar ifade edilmiş: '' Durum böyle olmakla beraber, sahabe devrinden beri, bütün Kur'ân sûrelerinin tam veya kısmî sıralamasını yapan şahsiyetler eksik olmamıştır. Kısmen ihtiyatı davet etmekle beraber, sahabe ve tabiun âlimlerinden birine çıkan rivâyetlerin bolluğu, bunu ortaya koymaktadır. Rivâyetler, Mekkî surelerin sıralanması konusunda dahi, genel olarak fazla değişiklik göstermese bile, itmi'nan verecek şartları haiz değildirler. Ancak, surelerin Mekkî veya Medenî oluşları hakkında şüpheye gerek olmayacak bir bilgi olduğunu söyleyebiliriz (demin bahsettiğimiz on kadar kısa sure hakkında, iki yönlü rivâyetlerin olması önemli değildir. Çeşitli durumları değerlendirmiş olan âlimlerin fikirlerinin oluşturduğu "Cumhurun kanaati", bu surelerin yerlerini ta'yin edecek görüşler ortaya koymuştur). Sıralama konusunun, daha büyük güçlüğü şundan ileri gelmektedir: Bilindiği gibi, Kur'ân-ı Kerîm'in bir kısım sûreleri, bütünüyle indirilmemiştir. Birçok sûreye vahyin herhangi bir safhasında, sonradan yerleştirilen âyetler olmuştur. Bunların zamanı hakkında kesin birşey söylemek, sûreler hakkında hüküm vermekten pek çok daha müşkil, hatta imkânsızdır. Elindeki Mushaf-ı Şerifte, onun Levh-i Mahfuz'daki semavî arketipinin (archetype) aksini bulan İslâmî telâkki için hiçbir problem yoktur. Her sûrenin âyetleri arasında, keza ayrı ayrı sûrelerin Mushaftaki tertibi arasında tam bir tenasüp bulunması, ona yeterli bir kanaat vermektedir. '' Meallerde böyle bir şey yazmıyor. Tam aksine, son iki ayetin, son gelen vahiyler olduğu yazıyor: Saygılar sunarım
  11. Canraşit şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Tam tersine, kaba bakış '' Eğri büğrü, dallı budaklı, çapraşık çupraşık '' yontulmamış, rafine olmayan odunlar gibidir. Keza, Fransız devrimine şöyle bir açıp, Yunus Emre odunu misali bakmış olsaydınız, 16.Louis'nin, Bastillle baskınından sonra reformları kabul etmek zorunda kalıp Meşrutiyet'in ilan edildiğini, fakat buna rağmen, Kral ve soyluların daha sonra dış ülkelerden de güç toplayıp eskiye dönülmesi için karışıklık çıkarmaya yeltenmeleri yüzünden Cumhuriyet ilan edilmesinden ve Kral ve ailesi tutuklandıktan, tam bir hakimiyet sağlandıktan sonra '' Eylül Katiamı''nın yalnızca zanla gerçekleştirildiğini de bilirdiniz. Saygılar sunarım
  12. Efendim, siz diyorsunuz ki, mesela; üç boyutta yaşayan bir varlık, iki boyuttta yaşayan bir varlığa iki boyutlardan her ikisinde birden müdahale edebiliyorsa, o da o boyutlardan her ikisine de tabidir demektir. O zaman aynı mantık, bu 3 boyutlu varlığa müdahale edebilen 4 boyutlu bir varlık için de söz konusu ise dediğiniz tabii ki mantıklı olur. Ancak, bu 4 boyutlu varlık, bu boyutları kendisi oluşturdu ise, yok etme veya arada duraksatma, savsatma şansı da var demektir. Dolayısıyla, tabi olması keyfiyete bağlı 4.boyut yani '' Zaman '' sebebiyle, böyle bir varlığı oluşturan bir başka varlık olması gerekliliği kendiliğinden geçersiz olur. O nedenle, dinlerin '' herşeyi yapmaya gücü yeter '' şeklinde tanımladığı Tanrı'nın, zamana bağlı kalması, kendi yarattığı yasalarla elinin kolunun bağlı olması gerekliliği nedeniyle başka bir Tanrı tarafından yaratılmış olması zorunluluğu da geçersiz olur. Kaldı ki, bilinen bilimsel bilgilere dayanarak konuyu ele alacaksak, ışık hızına erişen bir varlık için zamanın duracağı, ışık hızının üstünde neden-sonuç ilişkilerinin tersine döneceği, Planck altı ölçekte her şeyin birbirine karışacağı da bilinen teorik bilimsel gerçeklerdir. Bununla birlikte, bilinen doğa yasalarının '' Tanrı'nın tüm yasaları '' olup olmadığı da belirsizdir. Bu noktada, yine bilinen bilimsel bilgilere dayanarak konuyu ele alacaksak, daha önce söz ettiğim neden-sonuç ilişkilerinin determinizme uygun gerçekleşip gerçekleşmediği konusu da önem kazanır. Eğer, insandan bağımsız objektif bir determinizmden bahsedemeyeceksek, ne Tanrı'nın yaratıcılığı, ne de Tanrı'yı yaratan başka bir Yaratıcının varlığının mümkünatı kalır. Metafizik kanıtlanabilse, zaten adı Metafizik değil, doğrudan '' Fizik '' olurdu. Daha önce de söylediğim gibi, dine Metafizik alanında bir varsayımdır dersek, bu varsayımın bilimsel olarak kanıtlanamaması, zaten dini din yapan başlıca unsurdur. Bu arada, sizin bakış açınızdan önemi olmamasına, dini inançlarla, inanç anlamında aralarında bir fark bulunmamasına rağmen belirtmek isterim ki, hurafe kavramı dinsel bir kavramdır: '' Hurafe (Arapça: خرافة), dinin aslında bulunmayan, birtakım yollarla sonradan dine sokulan ve dinî inançmış gibi kabul edilen söz, fiil ve davranışların tümüdür.[1] Olağan davranışları etkilemek ve tabiat düzenini değiştirmek için yapılan büyüler, üfürükçülük ve yatırlardan medet ummak, muska ve nazarlıklarla değişim yaratmak gibi örnekleri mevcuttur. Hurafelerin büyük bir kısmı dinle ilgilidir. İnanç alanına girdikleri için bilimsel olarak bir yorum yapmak imkânsızdır. Ancak çok bilinen "dünya düzdür" hurafesine bile rastlanmaktadır. Hurafelerin birçoğu çocuksu inanışlardır. Dinin temel inançlarıyla çeliştiğinde hurafecilik küfre kadar gidebilir. Töredir diye yapılan eylemlerde bile hurafe görülebilir. Gelenek ve göreneklerle karışmış hurafeler olabilir. '' Kaynak: Wikipedia Saygılar sunarım
  13. Efendim, bunun cevabını da vermiştim ya, daha önce: Saygılar sunarım
  14. Efendim, elbette ben işçi, memurun maaşlarına yansıtabilinecek her türlü tasaruftan yanayım. Bununla birlikte, partilere yapılacak yardımın asgariye indirilmesine de varım. Ancak, hiç yardım yapılmaması, üyesi bol olan partiye büyük avantaj sağlar. Bence, bağımsız yargı denetimi esas olmak üzere, hem üyelerden, hem de aday adaylarından alınan harç sembolik düzeye çekilerek katılımcılığın özendirilmesi gerekir, hem de partilere devlet tarafından yapılan yardımın asgari düzeyde tutulması gerekir. Yoksa, demokrasi, şekilde görüldüğü gibi, '' çoğulculuk '' yerine '' çoğunlukçuluk '' olarak algılanmaya devam eder ve bu mantıkla daha '' ileri demokrasilere '' bile geçilir. Saygılar sunarım
  15. İhtarname Çeken Türk halkı Çekilen siz, siz, siz! Konu, bal gibi bilirsiniz Çöl, çöl, çöl, çöl, çöl, çöl babo Su yok, yol yok, derman yok Kum, kum, kum, kum, kum, kum babo Kum gibi dert var derman yok Vazgeçtik cennet yolundan Ölsek yunmaya suyumuz yok... De lan Biz, biz, biz, biz, biz, biz babo Daha çokken sizlerden Dur, dur, dur, dur, dur, dur babo Gayri yeter etme lan Kağnılar kaza yapmazlar Trafikten ölemem ki Gel efendim gel gel gel Sultanım ol gel gel gel Gel efendim gel gel gel Sultanım ol gel... De lan Söz: Cem Karaca Müzik: Cem Karaca
  16. Deli Kadın Deli kadın hiç sen beni anlamadın, anlamadın Sopa mopa kar etmiyor taş kafana, taş kafana Öldüm desen yalan kaldım desen yalan, hepsi yalan Bir gün ama beni yeneceksin sen o zaman güleceksin Aptal gibi şapşal gibi sevdin sandım, sevdin sandım Artık bıktım dertlerinden çok usandım, çok usandım Deli kadın hiç sen beni anlamadın, anlamadın
  17. Canraşit şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Tarih
    Efendim, öncelikle, '' Köleci toplumlar ''dan önce var olan, bugün Afrika'da, Amazonlar'da, Avustralya'da, Borneo'da örneklerini gördüğümüz gibi, '' İlkel Komünal Toplumlar '' da, henüz META ortaya çıkmadığından, dolayısıyla kölelik de yoktu. Öte yandan, Avrupa yani Batı tipi köleci toplumla, Arap toplumunun dahil olduğu Doğu tipi köleci toplum arasında önemli farklar vardır. Batı'da kölecilik tarım toplumlarında ortaya çıktığından üretim aracı olma işlevi daha önemlidir ve bu sebeple köleciliğin kaldırılması zaman almıştır. Oysa, özellikle hayvancılıkla uğraşan doğu toplumlarında hem '' Asya Tipi Üretim Tarzı '' nedeniyle hem de kölenin üretim aracı olma işlevi, ağırlıkla hayvancılıkla uğraşan bu toplumlarda daha önemsiz olduğundan, İslam'dan sonra daha çok askeri amaçlarla kullanımın gündeme gelmesi dolayısıyla, yalnızca askeri ve dini bir işlev kazanmıştır. Fakat, savaşlarda ele geçirilen esirleri köle yaparak asker olarak kullanmak, feodal mantığın gerektirdiği savaş olgusunu daha çok tetiklemiş olmasına rağmen diğer yandan köle azat etmeyi sevap hale getiren hükümler dolayısıyla kölelerin hür olmasının teşvik edilmesi, köleciliğin sömürü niteliğini asgariye indirmiştir ve giderek azalmasına yol açmıştır. Yani, Avrupadakinin aksine zenginleşmek için köleleri kullanmak değil, zengin olunca ev işleri için köle satın almak daha önemlidir doğuda. Ve azat olması da daha kolaydır. Mesela, Osmanlı'da "kurtulmalık" denilen parayı bir şekilde toplayıp, sahibine veren özgür bırakılırdı. Halk da bu parayı toplayan köleye yardım yapar, onu kendisi sahiplenmeye, istismar etmeye kalkmazdı. Saygılar sunarım
  18. Benim anlamadığım, Şuuri Hasan Efendi'ye göre '' Gün batarken '' dinlenmesi etkili olan Uşşak makamı, Farabi'ye göre Gülme duygusu veriyormuş. Oysa, gün batarken hüzün duygusu hakim değil midir genelde insanlarda ? Bu çelişki değil mi şimdi ? Bu insanlardan hangisine inanacağız efendim ? Saygılar sunarım
  19. Efendim, şimdi bir de Şuuri Hasan Efendinin sınıflaması var: Şuuri Hasan Efendi, Osmanlı döneminde yaşamış şair ve hekimdir. Tadilü’l Emzice eserinde hastalıkların makamlarla olan ilişkisini anlatmış ve çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılabilecek makam önerileri sunmuştur. Ve işte Şuur-i Hasan Efendi’nin sözleri: Musıki ilminin diğer ilimlerde olduğu gibi tıp ilmiyle de ilişkisi olduğu aşikardır. Nabzın vuruşları makamların usullerine göredir. Nabız hareketlerinin her biri bir makama ve nağmeye uymaktadır. Şuur-i Kitabı Tadilü’l Emzice de belirli makamların günün belirli zamanlarında etkili olduğunu belirmektedir. Ona göre: 1. Rast ve Rehavi Makamı: Seher zamanları etkilidir. 2. Hüseyni makamı: Sabahleyin 3. Irak Makamı: Kuşlukta 4. Nihavend Makamı: Öğleyin 5. Hicaz Makamı: iki ezan arası 6. Buselik Makamı: İkindi zamanı 7. Uşşak Makamı: Gün batarken 8. Zengüle Makamı: guruptan sonra etkilidir. 9. Rast Makamı: Gece yarısı 10. zirifkend Makamı: Geceyarısından sonra 11. Muhalif Makamı: Yatsıdan sonra. Saygılar sunarım
  20. Canraşit şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Yani; hemen idam edilsin mi demek istiyorsunuz ? E, o zaman ya suçsuzsa, bu haksızlık olmaz mı ? Ölümün tazmin edilmesi mümkün mü ? Saygılar sunarım
  21. Sayın y.yılmaz, bunun mantığı ne ? Siyasi partiler, devlet tarafından yardım almasınlar da, işadamlarından, ne olduğu belirsiz kaynaklardan, küresel güçlerden mi yardım alsınlar yani ? Ya alamayanlar ne olacak ? Lafla peynir gemisi yürümüyor ki efendim. '' Oy oranına bakmadan, eşit devlet yardımı olsun derseniz '' ona tamam da... Saygılar sunarım
  22. Sayın Evrensel, mynet sonuçları gerçeği yansıtmaz ne yazık ki. Türk halkının internet kullanma oranı yaklaşık %50 olduğuna ve bu da asgari de olsa okumuşlukla orantılı olduğuna göre... Saygılar sunarım
  23. Sizce, Kurt-Kuş koalisyonunda ne olduysa, bu neden oldu ? Onlara olan, HEPAR gelince neden olmaz ? Saygılar sunarım
  24. Bence de tekrar etmeyin. Ya da, ille de tekrar edecekseniz, önce şunu bir cevaplayın ( sakın soru değil, niye cevaplayayım demeyin ama ): Saygılar sunarım
  25. Demokrasinin olmadığı bir ülkede, nasıl iktidarı ele geçirmeden halkın uyanışını sağlamayı düşünüyorsunuz ? Her şeyden önce, bunu izah edebilmelisiniz. Saygılar sunarım

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.