Canraşit tarafından postalanan herşey
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Bu ne o zaman efendim: Bakın tarihe 01.Haziran.2013, 05.Haziran.2013'ten öncedir.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Hayır efendim. Gerçekten dönüp baktınızda mı yazdınız bunları ? Oysa, iletininin köşesindeki okla gidip bakabiliyorsunuz o yazılanlara, çok zor değil.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Efendim sizin o başlığa yazdığınızı biliyorum ve farkına varsaydınız onun için zaten '' YALNIZCA '' dedim. Ayrıca, tavsiyeye uymuşum ki ayrı başlık açıp, link vermişim. Bu ortak karar olmuyor mu ? Suçlamak ile algısızlığı ortaya koyan kimmiş ?
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Kendi tavsiyenize uymadınız. Oysa, size link vermiştim. Yalnızca oraya yazmalıydınız. Buyrun:
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Hayır efendim. Bu niyet okuma değildir, DURUM TESPİTİDİR. Bakın: Niyet okuma buna denmez, bu durum tespitidir ama şuna denebilir :
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Efendim, Soyut ve Somut bilgiden, Normatif ve Pozitif değerlerden daha önce bahsetmiştim. Normatif değerlerle, Pozitif değerleri karıştırmamak gerekir. Ölçülemeyen, Sevgi, Ahlak, Onur, Üzüntü, İyi, Kötü, Güzel gibi kavramlar ölçülemedikleri için soyuttur, olması gerekeni tayin edene göredir, subjektiftir, özneldir, duyumsaldır, kişiden kişiye değişir. Normatif değerlerdir. Bilimin konusu Somut Bilgidir. Varlık hakkında söz ettiğim bilgi ise elbette Duyusal / Somut bilgidir. Onun güzel-çirkin olması falan gibi duyumsal değildir. Zaten bilimi ilgilendiren fenomen dediğimiz şey de gözlem ve algı ile somut bilgi verendir. Ve aynı zamanda söz ettiğim bu somut bilgi de elbette insanoğlu zihninde yapılandırılmış bir bilgidir. Yoksa, soyut bilginin insanoğlu zihninde yapılandırılmış duyumsal, öznel olduğu zaten bilinen bir şeydir, bu tartışmalı bir konu değildir ve duyumsal ( soyut ) bilgi zaten bilimin konusu değildir ve bu nedenle tartışmamızın da dışındadır. Yeni olan Bilimin elde ettiği somut bilginin ( duyusal ) de aslında varlığa ait olmadığı, insanoğlu zihninde yapılandırılmış olduğudur. Efendim, elbette insanoğlunun varlık hakkındaki bilgisi gözlem ve algı ( 5 duyu ) ile insanoğlu zihninde yapılandırılır. Ona bakarsanız gözlem ve algıyı da fenomen vermez, insanoğlu alır. İnsanoğlu bu gözlem ve algı insanoğluna aittir. Fenomenin ne olduğunu ortaya koymak için ( ontolojik tartışma yapmak için )de bilgi gerekir. Bu bilgi de fenomenden türetildiği için 5 duyu ile elde edilen gözlem ve algıya dayanır. Dolayısıyla Bilginin ne olduğu ortaya konmadan varlık tartışılamaz ve insanoğlunun, varlık hakkındaki zihninde kendisi tarafından yapılandırılmış olan bilgisinin 5 duyuya dayalı olması, fenomenin varlığın kendi hakkındaki bilgisinin ( gözlem ve algısını ) tümünü verdiği anlamına gelmediği gibi, vermediği anlamına da gelmez.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Bu da ikincisi: MUTLAK DOĞRU VAR MIDIR ? DOĞRU GÖRECELİ MİDİR ? http://www.turkish-media.com/forum/topic/310710-mutlak-dogru-var-midir-dogru-goreceli-midir/?do=findComment&comment=1042084
-
MUTLAK DOĞRU VAR MIDIR ? DOĞRU GÖRECELİ MİDİR ?
NOT: BU TARTIŞMA BAŞKA BİR KONUDAN ALT BAŞLIK OLDUĞU İÇİN AYRI OLARAK TARTIŞILMASI İÇİN TARAFIMCA TAŞINMIŞTIR.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Sayemde mi ? Big Bang Teorisini tartışırken ‘’ Zaman nedir ‘’i, ‘’ Evren nedir ‘’ i, ‘’ Doğruluk nedir ‘’i, ‘’ Geçerlilik nedir ‘’ i, ‘’ Metafizik ‘’i, ‘’ Ontoloji ‘’yi, ‘’ Epistomoloji ‘’yi, ‘’ Yapılandırmacı Epistomoloji’’yi, ‘’ o nedir, bu nedir ‘’i, vs.vs.yi karıştıran, bilim tartışırken felsefe tartışmasına döndüren ben miyim, siz misiniz ? Neyse, benim için problem değil. Ancak belli ki bu şekilde tartışmaya pek alışık değilsiniz ve konuların bağlantısını takip edemiyorsunuz. Onun için, ben size yardımcı olacağım. Bu alt başlıkları ayırıp, kendi özel tartışma başlıklarına dönüştürüp size linkini vereceğim. İlk Olarak Lamarck tartışması : http://www.turkish-media.com/forum/topic/310709-lamarckin-varsayimi-gecerli-midir/?do=findComment&comment=1042082
-
LAMARCK'IN VARSAYIMI GEÇERLİ MİDİR ?
NOT: BU TARTIŞMA BAŞKA BİR KONUDAN ALT BAŞLIK OLARAK TARTIŞILMASI İÇİN TARAFIMDAN TAŞINMIŞTIR.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Efendim, elbette insanoğlunun varlık hakkındaki bilgisi insanoğlu zihninde insanoğlu tarafından yapılandırılmış olan bilgidir. Bununla bereber neticede tüm bu bilgi algılara ( 5 duyu ) dayalıdır. Ancak bunun böyle olması, fenomenin varlığın kendi hakkındaki bilgisinin tümünü verdiği anlamına gelmediği gibi, vermediği anlamına da gelmez. Eğer, feonomenin varlığın kendi hakkındaki tüm bilgisini vermediğini iddia ediyorsanız, 5 duyu ötesi ( eğer varsa ) duyulara sahip olan farklı bir tür olmanız gerekir. O yüzden ben de size bunu ispat edin diyemeyeceğim. Çünkü, siz de farklı bir tür değilsiniz. Ki ben varlığın kendi hakkındaki tüm bilgisini verdiği iddiasında değilken yazdıklarınız yalnız benim düşüncemi anlamadan fikir yürütmek olmuş. Onun için net bir şekilde bir kere daha ifade edeyim : Ben varlığın kendi hakkındaki tüm bilgisini ne verdiği iddiasındayım, ne de vermediği iddiasındayım. Şimdi, '' According to constructivists the world is independent of human minds '' ( Yapılandırmacılara göre, dünya insanoğlu zihninden bağımsızdır ) cümlesi, Fenomenin varlığın hakkındaki tüm bilgiyi vermediğini iddia eden ontolojik bir savdır. Fakat ile devam eden ikinci cümle epistomolojik bakışı ortaya koyar. Yoksa neden '' fakat '' desin ? “ but knowledge of the world is always a human and social construction. “ ( fakat dünyanın bilgisi her zaman bir toplumsal ve insansal yapılandırmadır. ) Devamında da, Yapılandırmacıllığın objektivizmin karşıtı olduğu söyleniyor. Bu sav da ontolojiktir. Karşıtı Subjektivizmdir. “ Constructivism opposes the philosophy of objectivism, which embraces the belief that a human can come to know the truth about the natural world not mediated by scientific approximations, with different degrees of validity and accuracy. '' İşte, eğer siz, bu ilk cümledeki ve yukarıdaki paragraftaki görüşte değilseniz ( benle aynı düşünüyorsanız ), Yapılandırmacılarla ters düşmüşsünüz demektir. Dolayısıyla Yapılandırmacı Epistomoloji felsefesine sahip değilsiniz demektir. Efendim, Yapılandırmacı Epistomoloji sizin tekeliniz de mi ki bu uyumsuzluğu gösterdiğimde tepki gösteriyorsunuz. Yapılandırmacı Epistomoloji’yi siz icat etmediniz herhalde. Öyle ise de sizin görüşlerinizi ‘’ Öz ‘’ veya ‘’ Hakiki ‘’ sıfatı ile kullanmak lazım bu durumda. Çabuk unutuyorsunuz demiştim : “ Klasik metafizik ve varliga dayanan felsefi bilim mi? “ Bu yazı size ait.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Öncelikle, anlaşılsa da anlaşılmasa da yazılarımı en azından takip edip teveccüh gösteren herkese teşekkür ediyorum efendim.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Efendim, Polemik kişiselleştirmek değildir. Tartışmak ise yalnızca karşılıklı fikir belirtmek değildir ( ona sohbet denir ). Tartışma eylemi eğer yeterince entelektüel dürüstük sergilenirse bir sonuca ulaşmayı hedefler. Tartışma, eğer fikirlerde, savunulan tezlerde bir inatlaşma, zıtlaşmaya dönüşür ise de onun adı sert tartışma( Polemik ) olur. Ama tartışmanın sertleşmesi onun ‘’ tartışma ‘’ olma niteliğini değiştirmez. Yeter ki doğru mantık ve entelektüel dürüstlük olsun. ‘’ Bilmiyorsun, ben onu şurada yazmıştım, okumadın mı ‘’ minvalinde tavırlar işi sert tartışmaya ( polemik ) götürüyor ister istemez. Neyse efendim, öyle olsun diyelim ve bence bu konuyu kapatalım en iyisi. Zira, tartışmamız belli bir seviyeye oturdu artık ve bundan sonra da böyle gider umarım.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Elbette, Hipotez ile Teorinin aynı şey olduğunu söylemediniz. Bunu söylemeniz zaten mümkün değil. Çünkü, hiç Hipotez ya da Varsayım demediniz. Ama teoriyi hep Varsayım anlamında kullandınız. Big Bang için, ‘’ Sadece Teori ‘’ demeniz ( bunu hatırlamanız gerekir hemen bir önceki iletinizde ) , Evrim Teorisi için HY’nin ‘’ sadece teori, gerçek değil ‘’ demesini andırıyor. HY teorinin ne demek olduğunu bilmiyor, varsayımla aynı kategoriye koyup yanlış çıkarımlarda bulunuyor ( örneğin : ‘’ Evrim Teorisi kanıtlanmamış bir iddiadır, bir kanun değil neticede ‘’ gibi ) . Efendim, zaten olgu olduğundan değil, siz sürekli olgu olmadığından bahsettiğiniz için ben ısrarla zaten olgu olmadığını / dediğimin bu olmadığını vurgulamak zorunda kalıyorum. Sıcak Evreden öncesi gözlemlenmediği / gözlemlenemediği için Big Bag Teorisi geçersizdir diyorsunuz da ondan. Yoksa demiyor musunuz ? Efendim ?
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Bir şeyin olgu olması bir süreç gerektir. O nedenle her ne şekilde olursa olsun Zaman bir olgu değildir. Ama Zamanın akması / geçmesi bir olgudur. Verdiğim cevapla alakasız bir yorum olmuş. Yukarıda başladığınız konudan kaptırıp devam etmişsiniz. Doğayı doğa yapan zamandır, sürekliliktir, değişmesidir. Dolayısıyla, zaman durursa ( zaman olmadığında ) doğa da olmaz. Tıpkı mekan olmadığında Doğanın da olmayacağı gibi. Bu durumda , SİZE GÖRE, ben ‘’ Doğada Zaman vardır ‘’ dediğim için Metafizik Naturalist isem, ‘’ Doğada Mekan vardır ‘’ dediğiniz için siz de bir Metafizik Naturalist olursunuz Efendim, Zaman yoksa da parça olamaz. Çünkü parça zamanla oluşur. Buradaki zaman parçayı parça yapan, onu oluşturan boyuttur. Yalnızca Bilime ait. Herhangi bir felsefe içermeksizin tamamen bilgi aktarımı. Kendi boyut algımız çerçevesinde, Evren mekanı ( her ne ise ), boyutsuz tek bir noktaya çekilirse Mekan yoktur denir. ( 2 boyutlu bir uzayda yaşayan canlıları düşünün. Örneğin bir kağıdı buruşturup dertop ettiğimizde daha da sıkıştırarak bir noktaya yığabiliriz. Bu kağıt noktasını tekrardan açtığımızda bu kağıt üzerindeki 2 boyutlu canlılar için 2 boyutun ortaya çıkması kağıdın açılmasıyla başlamıştır. Onların evreninin sınırları yalnızca kağıdın eni-boyu kadardır. Dolayısıyla kendi evrenlerinin sınırlarından çıkamayacakları gibi bizim bulunduğumuz 3. boyutu ( yükseklik ) boyutunu da asla anlayamayacaklardır. ) O kağıtta hiçbir parça hareket etmediğinde ise zaman boyutu da ortadan kalkar. Fizikte -273 dereceye mutlak sıfır denir ve bu sıcaklıkta tüm kinetik enerjinin 0 olacağına Termodinamik prensiplerinden ulaşılır. Aynı şekilde 4 boyutlu evrenimizin 3 boyuta indirgenmesi de mutlak sıfır noktasında gerçekleşir. Zaman da bir algıdır. Şöyle düşünün. Dünyadaki olaylar hızlandırılmış bir film gibi olsa zamanın algısal yanını daha net anlarsınız. Bir şeyin ilk hali ile son halini kıyaslamak öncelikle algılarla mümkündür. Sıcaklık kavramı nasıl fenomenden elde edilen verilerin beyin tarafından işlenmiş hali ise, Zaman kavramı da yine fenomenden elde edilen verilerin beyin tarafından işlenmiş halidir. Beyin, algıladığı verinin belli bir referans değerle ( metabolizma sıcaklığı ) kıyaslamasını yaparak bir cismin sıcak veya soğuk olması yargısını oluşturur. Zamanın aktığı yargısı için de algı kaynaklı iki veri gerekir. Bu iki veri beyinde kıyaslanarak yargıya ulaşılır. Nitelik açısından tek fark budur. Efendim, ağaç da fenomendir, masa da. '' OLGU, Felsefede somut, algılanabilr ve denenebilir olay ve nesne demektir. Bir nesne, olay ya da sürecin nesnel gerçekliğini vurgulayan bir ifadedir. '' ( tr.wikipedia ) Bir fenomenin yapay ya da doğal olmasının önemi yok. İster doğal ister yapay olsun bir fenomeninin kavramsallaştırılması zaten insanoğlu kaynaklı yapay bir işlemdir. Normatif değerlerle, Pozitif değerleri karıştırmamak gerekir. Ölçülemeyen, Sevgi, Ahlak, Onur, Üzüntü, İyi, Kötü, Güzel gibi kavramlar ölçülemedikleri için soyuttur, olması gerekeni tayin edene göredir, subjektiftir, özneldir, duyumsaldır, kişiden kişiye değişir. Normatif değerlerdir. Zaman ise Pozitif bir değerdir. Somuttur, olana göredir, ölçülebilir, objektiftir, nesneldir, duyusaldır, kişiden kişiye değişmez, Beynin yanılsamaları nedeniyle karıştırıyor olabilirsiniz sanırım. Mesela zevk veren şeylerin zamanın çabuk geçtiği hissi yaratması veya acı veren şeylerin zamanın ağır geçtiği hissi yaratması. Fakat bu görme duyusunda da var. İlizyon dediğimiz şey de beynin bir yanılsaması. İlizyon nasıl ki görme algısını soyut yapmıyorsa, zamanın duygulara bağlı öznelliği de zaman algısını soyut yapmaz. Önemli olan ölçülebilirliktir. Fenomen gözlem verendir dediniz. Gözlem veren yani ölçü aletleri ile algılanabilen her şey fenomendir. Bu sıcaklık olur, ışık şiddeti olur, sıvı yoğunluğu olur, zaman olur, ağaç olur, masa olur. Bunların hepsi de insan zihninde türetilen somut kavramlardır ve bir fenomenle bağlantılıdır.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Yani, kullandığınız ‘’ mantıksal olabilirlik olasılığının olmuş olması ‘’ veya ‘’ mantıksal olabilirlik olasılığının var olması ‘’ ifadeleri, tam olarak, o şeyin olasılığının tam ve doğru biçimde hesaplanabiliniyor olması durumunda ( olabilirlik olasılığı = 1 ( % 100 ) ) ve doğru biçimde hesapladığımız bu olasılığın yalnız ve yalnız 1 ( % 100 ) olması manaları verildiğinde geçerlidir. Siz olasılığın var olmasını %100 manasına kullanıyorsunuz. Halbuki olasılık 0 -1 arasında bir değer de alabilir. Yoksa, her durumda ‘’ mantıksal olabilirlik olasılığının olmuş olması gözlem vermesini gerektirmez.
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Efendim, alıntıdaki ilk cümlede ontolojik bir sav var. İlk cümlede dünyanın bilgisinden değil, dünyadan söz ediliyor ve onun ( varlığın ) insan zihninden bağımsız bir gerçekliği olduğu iddia ediliyor Yapılandırmacılar tarafından. Siz ise varlık konusuna hiç girmeden ( bir şey söylemeden ) yalnızca bilgi temelli görüşünüzü ifade ediyorsunuz ve bu tabii ki Yapılandırmacılarla çelişmiyor. Uyumsuz olan ise ilk cümledeki sav. Ben bunu göstermek için bilhassa koyulaştırmıştım. Yoksa elbette daha sonra gelen cümleleri okumamış değilim. '' According to constructivists the world is independent of human minds '' Yani Yapılandırmacılarla uyumsuz olduğunuz nokta bilgi konusunda değil, varlık konusunda. Ya da herhangi bir uyumsuzluk yok ve siz de dünyadan söz ediyor ve onun ( varlığın ) insan zihninden bağımsız bir gerçekliği olduğu iddia ediyorsunuz. Bakın konuyu bağlamından çıkarmıştınız. Ben ise bağlama getirmek için bu soruyu ( Klasik Metafizik nedir ? ) sorarak Klasik Metafizik’ten ne anladığınızı öğrenmek istedim. Zira, konuya tekrar dönüp bakarsanız benim, ‘’ ( Ben ise, bilim alanında kalıp, bilimin bana söylediğinin dışına çıkmıyor, gözlenebilen kısım dışındaki ile ilgili herhangi bir şey söyleyemiyorum. ) cümleme yaptığınız ( Klasik metafizik ve varliga dayanan felsefi bilim mi? ) yorumu reductio ad absurdum girişimi değil mi? ‘’ Soruma alakasız bir yanıt verdiniz. Şimdi de, ‘’ Klasik Metafizik nedir ? ‘’ soruma ‘’ Klasik metafizik degil; klasik bilim. ‘’ şeklinde bir cevap alıyorum. Böyle olunca tartışmayı ciddiye almıyorsunuz izlenimi doğuyor. Tartışmanın seyrini takip etmeyip acele cevap vermek gibi bir algı oluşuyor. Efendim, ben siz ‘’ Bilgi nedir ? ‘’ diye sorarken sizden bilgi istemedim. Amacım, ‘’ Felsefem qua felsefesidir. Varliktan ontolojiden metafizikten teolojiden fizik otesinden ve akilciliktan degil; bilgi den bilincten bilimden bilimsellikten bilissellikten ve bunun temeli olan insanoglundan yola cikarim. ‘’ cümlenizde geçen ‘’ Bilgi ‘’ nin türünü sorgulamaktı. Nedir ? En iyisi sizin cümlenizle size cevap vereyim : '' Ben bunlari gayet detayli basliklar olarak acikladim. Iste bilimsel bilgide olan olgu ile gozlem arasindaki gecerlilik ve yanlislanabilirliktir. Bu ne kesinlikci ne supheci ne determinist ne de indirgemecidir. Ustelik herkesi baglayicidir. Tabanini da fenomenden alir ve bu fenomenlerden insanoglu eliyle turetilir. '' Yine bağlamdan uzaklaşma var. Bakın siz bir kolaylık yapayım da tartışmanın nasıl mecrasından çıktığını ve cevaplarınızın alakasızlaştığını görün : E - Ben kendime gore ifade ediyorum. Sizin dogru tercumeniz beni baglasmaz,. Cunku bana gore siz dogru tercume etmiyorsunuz. Alguilarimiz ve verdigimiz anlam ve icerikler farkli. Dogrular goreceli ve degiskendir. Mutlak tek dogru yoktur. C - O dediğiniz felsefede olur. Biz felsefe tartışmıyoruz ki, bilim tartışıyoruz. Bilimde böyle bir şey var mı efendim ? E- Bilimde sonucta bir felsefe icerir, burada onemli olan bilime felsefi degil; felsefeye bilimsel bakmaktir. Evet en basit bir kavramin tanimi her temele gore degisir. Bilime gore varlik gozlem veren olarak fenomendir ve fenomen metafizikte fenomonoloji olarak farkli bir varlik felsefesidir. C - Efendim, Bilim de sonuçta bir felsefe içerir ama bu felsefe yönteme yöneliktir. Yoksa, bilimin bir felsefesi olması demek, bilimsel bilgiyi doğruluk açısından göreceli veya tartışılabilir yapmaz. Bizim tartışmamız da bilimsel bilgiler üzerine, varlık üzerine değil. E - Bunu yukarida acikladim. Bilimsel yontem bilimin yontemidir.
-
KERKÜK ZİNDANI - CEM KARACA
Kerkük Zindanı Kerküğün zindanına attılar beni Mazlumlar sürüsüne kattılar beni Bir yanım dağladılar ateşle annem Ne suçum ne günahım yaktılar beni Türkmen obalarından göçen anneler Ne yuvaları kalmış ne de haneler Gökkubbeyi sarsar mazlum feryadım Elbette birgün güler bize seneler
-
MONEY MONEY - CEM KARACA
Money Money Mani mani din kitap allah kelam Bitir işi dön köşeyi vesselam Doğum mani ebe mani ölünce imam mani Ana mani baba mani ölünce miras mani Mani mani din Bitir işi Mani mani gül mani ağla mani Hem ğla hem dumanı bağla mani Ahlak mani haya mani keyifte keder mani Irz mani namus mani herkese peder mani Mani mani din Bitir işi Mani mani seni sevmeyen ölsün Ölmez ise sürüm sürüm sürünsün Sürünmekte ders olmazsa şaşkına Zor iş ama uzun uzun düşünsün Söz: Cem Karaca Müzik: Anonim
-
DÖNEN DÖNSÜN - CEM KARACA
DÖNEN DÖNSÜN Koyun beni hak aşkına yanayım Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Yolumdan dönüp mahrum mu kalayım Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Kadılar müftüler fetva yazarsa İşte kement işte boynum asarsa İşte hançer işte kellem keserse Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Ulu mahşer olur divan kurulur Suçlu suçsuz gelir anda derilir Piri olmayanlar anda bilinir Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Pir Sultanım arşa çıkar ünümüz O da bizim ulumuzdur pirimiz Hakka teslim olsun garip canımız Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Söz: Pir Sultan Abdal Müzik: Oğuz ABADAN
-
DUR BE, YETER ! - CEM KARACA
Dur be yeter geri kafa Öküz altı buzağı olmaz Bu gençliğe yurt emanet vallah billah Düşünmesi yasak olmaz Öpüşmesi yasak olmaz Dur be yeter kıl bürokrat Kendi gölgen bela olmaz Yasa deyip vatandaşa vallah billah Git yarın gel demek olmaz Dur be yeter dar kafalı Fabrikasyon insan olmaz Aynı biçim elbiseler vallah billah Kimine uyar kimine uymaz Kimi karadır kimi aldır vallah billah At gözlüklü iflah olmaz Dur be yeter gamlı baykuş Bu memleket batıyor olmaz Vıcık vıcık didik didik vallah billah On parmakta kara olmaz Biraz sevgi ve hoşgörü vallah billah Ümit yoksa yarın olmaz Dur beter kul KARACAM Böyle garip şarkı olmaz Televizyon ve radyoda vallah billah Böyle şarkı tövbe olmaz Etme ustam olmaz olmaz vallah billah Olmaz deme olmaz olmaz Söz: Cem Karaca Müzik: Cem Karaca
-
İHTARNAME - CEM KARACA
İhtarname Çeken Türk halkı Çekilen siz, siz, siz! Konu, bal gibi bilirsiniz Çöl, çöl, çöl, çöl, çöl, çöl babo Su yok, yol yok, derman yok Kum, kum, kum, kum, kum, kum babo Kum gibi dert var derman yok Vazgeçtik cennet yolundan Ölsek yunmaya suyumuz yok... De lan Biz, biz, biz, biz, biz, biz babo Daha çokken sizlerden Dur, dur, dur, dur, dur, dur babo Gayri yeter etme lan Kağnılar kaza yapmazlar Trafikten ölemem ki Gel efendim gel gel gel Sultanım ol gel gel gel Gel efendim gel gel gel Sultanım ol gel... De lan Söz: Cem Karaca Müzik: Cem Karaca
-
CEM KARACA - DUR BE, YETER !
https://www.youtube.com/watch?v=QNQc0klNFGE Dur Be Yeter Dur be yeter geri kafa Öküz altı buzağı olmaz Bu gençliğe yurt emanet, vallah billah Öpüşmesi yasak olmaz Bu gençliğe yurt emanet, vallah billah Düşünmesi yasak olmaz Dur be yeter kıl bürokrat Kendi gölgen bela olmaz Yasa deyip vatandaşa, vallah billah "Git, yarın gel" demek olmaz Sırt dayayıp makamına, vallah billah Olur işi etme olmaz Dur be yeter dar kafalı Fabrikasyon insan olmaz Aynı biçim elbiseler, vallah billah Kimine uyar kimine uymaz Kimi kara, kimi aldır, vallah billah At gözlüklü iflah olmaz Dur be yeter gamlı baykuş Bu memleket batıyor olmaz Vıcık vıcık, didik didik, vallah billah On parmakta kara olmaz Biraz sevgi ve hoşgörü, vallah billah Ümit yoksa, yarın olmaz Dur be yeter, Kul Karacam Böyle garip şarkı olmaz Televizyon ve radyoda, vallah billah Böyle şarkı tövbe olmaz Etme ustam olmaz olmaz, vallah billah Olmaz deme "olmaz" olmaz Söz: Cem Karaca Müzik: Geleneksel Albüm: Töre
-
ERKİN KORAY - ANLADIN MI EVLADIM ?
http://youtu.be/yohr9aFr3pA Anladin mi evladim. Bu dünyada neler var Kazanacağim derken Başi kaybetmek de var Dervişim çok bilmişim Seyyahim hep gitmişim Ustasinin işçisi Daha neler neler var Kaş yapayim derken Göz çikarma sakin Sen eskisi gibi Saf tavrini takin Anladin mi evladim? Bu dünyada neler var Senin kitabin kadar Yazilmiş cümleler var Sen ne kadar anladim Desen de evladim Anlamamişsindir Aramizdaki dağlar O kadar yüksek ki Aşamamişsindir Sözüm hiç kimseye değl Belki ters gelir birine Yalnizca bir şarki yazdik Bu böyle biline ( Söz ve Müzik : ERKİN KORAY )
-
ALLAH VAR MIDIR, NE YAPMIŞTIR?
Sizin anlam verdiğinizi içermeyen ve sandığınızın aksine ‘’ tartışma ‘’ larda sıklıkla kullanılan bir metot olup, bence iyi bir şeydir. Benim üzerime yorum yapmadığınıza gerçekten inanıyor musunuz ? İlk '' sun '' ile biten cümleyi kim kurmuş?