Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Canraşit

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Canraşit tarafından postalanan herşey

  1. Evet, söyledim ya bunu; Anti Sosyal Kişilik bozukluğu ( psikopatlık ) Ve bunun tedavisi de yok.
  2. Canraşit şurada cevap verdi: Canraşit başlık Felsefe
    Esnemek gaz atmak v.s. belirtidir. Ağlamak hem belirti hem de yardım talebidir. Bazı insanlar lunaparkta gondola falan bindiğinde neden bağırır ? Gondolda bağırınca durdurduklarını öğrendiği için mi ( ki durdurulmaz ), yoksa yaşama içgüdüsüne bağlı kontrolü kaybetme korkusu denilen mevcut ön bilgiyi,mantık ile, öğrenilmiş bilgi ile bertaraf edemedikleri için mi ?
  3. Bazı insan ve hayvanlar nasıl kolsuz, bacaksız, kulaksız vs. doğuyorsa, bu da böyle oluyor.
  4. Core faith'i olan kişi olayları kendi core faith'ine göre değerlendirme yapar. Beğenmesek de bu da bir vicdandır.
  5. Kalp kurdu kalbe yerleşmez, akciğere yerleşir. Adına bakarak aldanmamak gerekir.
  6. Canraşit şurada cevap verdi: Canraşit başlık Felsefe
    Zaten ağlamak ön bilgi değildir. Ön bilgi kaynaklıdır. Kaynağı temel korkulardır. Ağlamak ile esnemek, geğirmek, gaz atmak vs. aynı değildir. Ağlamak yardım talep eden, mesaj taşıyan bir sinyal çeşitidir. Diğerleri ile yardım talep edilmez.
  7. Canraşit şurada cevap verdi: Canraşit başlık Felsefe
    Nedeni olduğunu bilmesi zaten bilginin bilincine varması demektir. Bebek de böyle bir bilinç olmadığına göre, ağlamak bir ön bilgi sonucu verilmiş bir sinyaldir. Çünkü, sinyaller bilgi içerir.
  8. Canraşit şurada cevap verdi: Canraşit başlık Felsefe
    İstemli olmadığını kim söylemişse o ?
  9. Canraşit şurada cevap verdi: Canraşit başlık Felsefe
    Kişi olayları kendi core faith'ine göre değerlendirme yapar. Beğenmesek de bu da bir vicdandır.
  10. Canraşit şurada cevap verdi: Canraşit başlık Felsefe
    Dış dünyadan gelen algılar ( duyu ) olduğu gibi, iç dünyadan da gelen algılar( duyum ) vardır. Duyumun oluşturduğu bilgi ön bilgidir.
  11. Canraşit şurada cevap verdi: Canraşit başlık Felsefe
    Rahatsızlık / ihtiyacın kaynağı neresidir ? İç güdülerin engellenmesi değil mi ? Kalp atmasi ve organlarin calismasi istemsizdir.
  12. Forumu takip eden herkese herkes dahildir.
  13. Canraşit şurada cevap verdi: Canraşit başlık Felsefe
    Bilmek başkadır, bildiğinin bilincine varmak başkadır. Aynen ise bu nedir ?
  14. Canraşit şurada cevap verdi: Canraşit başlık Felsefe
    ...
  15. Canraşit şurada cevap verdi: Canraşit başlık Felsefe
  16. Canraşit şurada cevap verdi: Canraşit başlık Felsefe
    Ağlayarak dile gelen bu korkudur. Bu korku deneyimle elde edilen bilgi olarak değil, ön bilgi olarak vardır. Bilgi ( korku ) yoksa ağlamaz.
  17. Forumu takip edenlerden özür dilerim. Yanlış alıntı imi kullanmışım.
  18. Canraşit şurada cevap verdi: Canraşit başlık Felsefe
    Korkması gerektiği bilgisine öldükten sonra mı sahip olacak ?
  19. Canraşit şurada cevap verdi: Canraşit başlık Felsefe
    “ Duygu “ yalnızca bir misaldir, örnektir. Vicdan için değil, değer-değersizlik olayını anlatmak için kullanılmıştır. Vicdan, core faith' i de kapsar, değerlerin bilincine varılarak ulaşılan seviyeyi de. “ Vicdani değeri yoktur “ demek ile böyle Vicdanın değeri yoktur, adı vicdan değildir demek farklıdır. Burada söylenen ikincisidir. Söyleyenin subjektif bakışını içerir. "vicdani degeri yoktur" yargısı diyenin kendi subjektif bakışını değil objektif bakış içerir.
  20. Mesela, duygu da bir değerdir. Değersiz duygu vardır, değerli duygu vardır. Yani; kişiye göre değişir. Bir duygu değersiz bulunduğunda, yalnızca onu değersiz bulan kişiye göre yok olur. Herkese göre değil. O duyguyu onu değersiz bulan kişi yok saysa da o duygu kavram olarak da algı olarak da vardır. Yani; “ Vicdan bilinc isidir. Duygu ve akil onu ( vicdanı ) yonlendirdiginde de hic bir degeri yoktur. “ demek, Vicdanı duygu ve akil onu yonlendirdiginde değersiz bir Vicdan olur ama yine de adı Vicdandır demektir. Aksini iddia etmek Qua Felsefesine aykırı davranmaktır.
  21. Canraşit şurada cevap verdi: Canraşit başlık Felsefe
    Açlıktan korkması gerektiğini öğrenene kadar açlıktan da ölebilir o zaman sakıncası yok. Bilmek başkadır, bildiğinin bilincine varmak başkadır.
  22. Canraşit şurada cevap verdi: Canraşit başlık Felsefe
    Mesela, duygu da bir değerdir. Değersiz duygu vardır, değerli duygu vardır. Yani; kişiye göre değişir. Bir duygu değersiz bulunduğunda, yalnızca onu değersiz bulan kişiye göre yok olur. Herkese göre değil. O duyguyu onu değersiz bulan kişi yok saysa da o duygu kavram olarak da algı olarak da vardır. Yani; “ Vicdan bilinc isidir. Duygu ve akil onu ( vicdanı ) yonlendirdiginde de hic bir degeri yoktur. “ demek, Vicdanı duygu ve akil onu yonlendirdiginde değersiz bir Vicdan olur ama yine de adı Vicdandır demektir. Aksini iddia etmek Qua Felsefesine aykırı davranmaktır. “ ideolojilerle ilintilidir “ demek sadece birine indirgemek mi demektir. Türkçe ve Mantık.
  23. Genel nitelik olarak aynıdır ama önemli farklar da vardır. Mesela, 1960 öncesi Laik Müslümanlıkta nihai hedef otokratik olmayan teokratik dini temelde duzen değildir. 1960 öncesi Laik Müslümanlıkta, Devrimci Müslümanlık ( Devrimci İslamcılık )ta olan Çarşaf, Türban, Sakal vs. de yoktur. Bu farkların kaynağı da anlayıştaki farklardan gelir. Diğer taraftan, bir kişinin Laik olması için, devlet için geliştirilen Laiklik ilkesini kabul etmesi gerek ve yeter şarttır. Yani; bir kişinin Laik olması için, devlet için geliştirilen Laiklik ilkesinin birey için felsefi yorumunu veya Seküler olmayı illaki kabul etmesi gerekli olmadığı gibi, Laik bir devletin varlığı için de Laiklik ilkesinin felsefi yorumunu veya Seküler olmayı kabul eden insanların çoğunlukta olması da illa ki gerekli değildir. Çünkü, Laik bir devletin varlığı, Ulus bilincinin çoğunluk tarafından benimsenmesi ile mümkündür. Kişinin devlet için geliştirilen Laiklik ilkesini kabul etmesi için gerek ve yeter şart da budur. Bu bağlamda, kişinin, devlet için dini hükümlerin geçerli olması gerektiği dogması da dahil, dogmalardan sıyrılması şart değildir. Hatta Ümmet fikrinin kendisinin de bir dogma olmasına rağmen, yeter ki o kişide Ulus Bilinci gelişmiş olsun ve Din ortaklığına bağlı olan Ümmet birliği yerine Ulus yani Millet birliğini kabul etsin ve doğal olarak devlet için geliştirilen Laiklik ilkesini de kabul etsin, o kişi laiktir ki, öyle ya da böyle Laik insanlar belli bir kritik değerin üstünde oldukça Laik devlet hep var olacaktır. Laik ve demokratik devletin olduğu bir ülkede bir insan bir dinin evrensel olduğunu kabul etmişse, anlamışsa, özümsemişse, toplumsal ve siyasal alanlardaki hükümlerini olduğu gibi yerine getirmek istiyorsa, önünde 3 seçenek vardır. Eğer, laik ve demokratik devletin olduğu bir ülkede bir insan, bir dinin evrensel olduğunu kabul etmişse, anlamışsa, özümsemişse, fakat ulus birliğini kabul etmemişse, anlamamışsa, özümsememişse yani farklı inançlardan, ırklardan olan insanlarla aynı coğrafyada birlikte yaşama iradesine sahip olmayıp, farklı inançlardan, ırklardan olan insanlarla aynı coğrafyada aynı kadere sahip olduğunu kabul etmemişse, anlamamışsa, özümsememişse, dininin toplumsal ve siyasal alanlardaki hükümlerinin uygulanmasının ancak ve ancak ulustaki her bireyin de dini kendisi gibi algılaması ile mümkün olmasını beklemez, dini siyasallaştırarak dinin bir çatışma konusu olmasını ister ve kendi dini anlayışını dayatmak için iktidarı ele geçirmeye çalışır. Demokrasiyi de benimseyemez, siyaset felsefesi olarak liberalizmi de, laikliği de savunmaz, Sosyal Hukuk Devletini de, Sosyalizmi de... çünkü, bu ideolojilerin kendi varlığına tehdit olduğunu da bilmekle beraber, hayatta öncelikli olanın, temel olanın, ne olursa olsun, dinin toplumsal ve siyasal alanlardaki hükümlerini olduğu gibi yerine getirmek olduğunu düşünür. İkinci tip olarak, yine aynı şekilde laik ve demokratik devletin olduğu bir ülkede bir insan, bir dinin evrensel olduğunu kabul etmişse, anlamışsa, özümsemişse, fakat ulus birliğini kabul etmemişse, anlamamışsa, özümsememişse yani farklı inançlardan, ırklardan olan insanlarla aynı coğrafyada birlikte yaşama iradesine sahip olmayıp, farklı inançlardan, ırklardan olan insanlarla aynı coğrafyada aynı kadere sahip olduğunu kabul etmemişse, anlamamışsa, özümsememişse, dininin toplumsal ve siyasal alanlardaki hükümlerinin uygulanmasının ancak ve ancak ulustaki her bireyin de dini kendisi gibi algılaması ile mümkün olmasını beklemez, dini siyasallaştırarak dinin bir çatışma konusu olmasını ister ve kendi dini anlayışını dayatmak için iktidarı ele geçirmeye çalışır. Fakat bunu gerçekleştirmek için, siyasal anlamda demokrasiyi de benimsemiş görünebilir, siyaset felsefesi olarak liberalizmi de, laikliği de savunuyor görünebilir, Sosyal Hukuk Devletini de, Sosyalizmi de... çünkü, bu ideolojilerin kendi varlığının teminatı olduğunu da bilmekle beraber, hayatta öncelikli olanın, temel olanın, kendi anlayışının tersine, diğerleri için haklar açısından özgürlük veya ekonomik eşitlik, iş, aş olduğunu da göz ardı etmeyerek, nihai amacı olan dinin toplumsal ve siyasal alanlardaki hükümlerini olduğu gibi yerine getirmek için, takiyye yapabilir. Fakaat, laik ve demokratik devletin olduğu bir ülkede bir insan hem bir dinin evrensel olduğunu kabul etmişse, anlamışsa, özümsemişse, hem de ulus birliğini kabul etmişse, anlamışsa, özümsemişse yani farklı inançlardan, ırklardan olan insanlarla aynı coğrafyada birlikte yaşama iradesine sahip olup, farklı inançlardan, ırklardan olan insanlarla aynı coğrafyada aynı kadere sahip olduğunu kabul etmişse, anlamışsa, özümsemişse, dininin toplumsal ve siyasal alanlardaki hükümlerinin uygulanmasının ancak ve ancak ulustaki her bireyin de dini kendisi gibi algılaması ile mümkün olacağını görür ama dini siyasallaştırarak dinin bir çatışma konusu olması yerine kendi dini anlayışını dayatmadan yaymaya, insanları ikna etmeye çalışır. Onun dışında siyasal anlamda demokrasiyi de benimseyebilir, siyaset felsefesi olarak liberalizmi de, laikliği de savunabilir, Sosyal Hukuk Devletini de, Sosyalizmi de... çünkü, bu ideolojilerin kendi varlığının teminatı olduğunu da bilmekle beraber, hayatta öncelikli olanın, temel olanın haklar açısından özgürlük veya ekonomik eşitlik, iş, aş olduğunu da göz ardı etmez. Yani, laik ve demokratik devletin olduğu bir ülkede dini siyasallaştırmamak için, kişinin illlaki bir dinin evrensel olduğunu kabul etmemesi, anlamaması, özümsememiş olması yada işine gelmediği için toplumsal ve siyasal alanlardaki hükümlerini olduğu gibi yerine getirmek istememesi gerekmez. 1960 öncesi Laik Müslümanlık bu 3.tür anlayışa tekabül eder, fakat 1960 öncesi Laik Müslümanlıkta Kuran'ın çağdaş yorumlanması vardır, çarşaf, türban, sakal vs.yoktur.
  24. Bu iki eğilim birbirinden farklıdır. Birisi Vahabi ( Selefi ) geleneğinden kaynaklanmıştır. Yani; " militan/koktenci/terorist " Diğeri klasik Sünni / Şii geleneğin anlayışıdır ve diğeri ile çakıştığı / nihai hedef olarak gördüğü nokta burasıdır. Yani; " teokratik otokratik dini temelde duzeni politik ve ideolojik olarak topluma dayatma "

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.