Canraşit

O halde neden soruma bu şekilde cevap verilmişti. ABD’de Katoliklik mi yaygın ? O halde, BB bireyler arasi sosyo-etik farklari algilamamis devlettir dolayısıyla Seküler bir devlet değildir. Neymiş Milliyetçilik ? Kimin arabasına binilirse onun türküsünü çağırmanın başka adı. Öyle mi ? 150 yıl önce BB seküler miydi ? E olamıyorsa demek ki İrlanda’lı ve İskoçları hakir gören halk birey bilincine sahip değildir.

Sekülerizm[1] veya sekülarizm[2]; toplumda ahiretten ve diğer dinî, ruhanî meselelerden[3]ziyade dünya hayatına odaklanılması yönündeki hareket ise seküler insan da toplumda ahiretten ve diğer dinî, ruhanî meselelerden[3]ziyade dünya hayatına odaklanan insandır.

Kişisel.

Varsa " ön bilgisi " olan ve kısa -öz ifade edebilen etsin bakalım da bir bakalım, ne anlaşılmış ?

Din yaşama bakış açısı ve yaşama tarzıdır. Sonuçta pratik önemlidir. Adı ne olursa olsun, fark etmez.

Sizce o cümlede İslam mı eleştirilmiş ? Gerçekten böyle mi algıladınız ?

Yani; “ ABD seküler değildir “ demek oluyor bu. Bireyler arasi sosyo-etik farklari algilamis devlet, eğer sosyal devletse ( yukarıdaki tanıma göre seküler devlet ) birey bilinci olmayanı kurda kuşa yem etmez. Konuyu bulandırma ve başka konuya kaydırma çabası. Devrim süreci ile oturmuş bir devrim sonrası demokrasisi bilerek karıştırılıyor, üstelik kendi devrinden bağımsız ele alınarak. Anlaşılan birileri yabancı statüsünden BB milliyetçisi olmuş. O halde sekülerlik sömürü yoluyla sermaye birikimine ve dolayısıyla emperyalizme bağlıdır denmiş. Birey bilincine sahip olmayan halka ait devlet nasıl birey bilincine sahip yöneticiler çıkarabilsin ve ötekileştirmeyen bir devlet olsun ?

Bakın bu konu ile ilgili güzel bir söz: " Benim dinim adalet, hak ve vicdan. Buna göre yaşayanlarla aynı dindeniz.Kendinize ne derseniz deyin, kim olursanız olun. Genç evli çifti 3 ay kira ödemedi diye sokağa attıran hacıyla aynı cennette olmaktansa, kediye ağlayan ateistle aynı cehennemde yanmaya razıyım. " ( İhsan Eliaçık )

Sürekli, kısa, öz denilirse ancak bu kadar olur. Buna rağmen anlayan anlamıştır zaten. Karma internette var, yazınca çıkıyor. Zira, ön bilgilenme olmadan bir şeyler anlatmak zor bu konuda.

Gerçekten verdiğimin algılanma düzeyi bu kadar düşük olabilir mi ? Karma nedir diye bir açıp, bakıp anlamaya çalışmak yerine, nasıl bir takıntı bu düzeyi sağlayabilir ?

O alıntıdan bu mu anlaşılıyor ?

Bütün yapılan eylemler sandıktan AK PARTİ de çıksa, CHP de çıksa veya başkası her neyse, demokrasinin tam / eksiksiz uygulanması içindir, mümkünse hemen şimdi ! O nedenle öncelikli hedef AK PARTİ. Eylemcilerin derdi o gitsin, bu gelsin değil, öncelikle bunu anlamak gerek. Bu arada, benim şahsen yurtdışında gidecek bir yerim yok, RTE'nin aksine.

Öncelikle, mantık yürütmek yerine bilgilenmek gerekir. Empati Nötr bakmak değildir. “ Empati veya eşduyum, bir başkasının duygularını, içinde bulunduğu durum ya da davranışlarındaki motivasyonu anlamak ve içselleştirmek demektir. Kendi duygularını başka nesnelere yansıtmak anlamında da kullanılır. Empatinin zıt anlamlısı antipatidir. “ ( tr.wikipedia ) Sonra Mantık: Vicdanin temeli sadece ve sadece YAPILAN BIR DUYGUSAL VE ZIHINSEL HAREKETTEN YAPANIN RAHATSIZLIK DUYMASI temelinde ise, EMPATİ YAPMADAN YAPAN NASIL RAHATSIZLIK DUYACAK ? Bu da nerden çıktı ? Bu ikisi ayrıdır. Anti Sosyal Kişilik bozukluğu ayna nöronların hiç olmamasıdır. Dolayısıyla, böyle bir kişide zihin inançsal / ideolojik doğrular da içeremez. Bilincalti core faith imani temelinde rahatsızlık duygusu ise inançsal / ideolojik doğrular temelindedir. Yani, vicdani düzey farklılığı vardır. Daha doğrusu birincisinde 0 dır. İkincisinde inancı / ideolojisi el verdiği kadardır. Evet, işte azlık-çokluk düzeyi ile ilgilidir. Ne kadar empati o kadar vicdan !

Cümle Türkiye'de yayınlandığı için, cümle Türklere hitap ettiği için, Türk kültürüne uyarlanmış. İnsan adaleti her yere erişemiyor da ondan. Hayat buradaki anlamıyla " Karma "dır.

Sert bir şekilde " Doğu, Batıdan hikayeler " den söz edildiği için üzerime alındım. Çünkü LAO TZE demiştim.

Gerçekten önemseyip, yardım toplamaya çalışmadıkça, " hırsızlık yapma " diyemezsiniz. Göz göre göre bir insanın ölmesine seyirci kalmanın adı nedir ? Hiç mi sorumluluk duymazsınız ? Haksız yere bir canı öldürende olduğu gibi ölmesine seyirci kalıp göz yumanda da sorumluluk vardır. Vicdan diye bir şey vardır, işte din aslında odur. Din hesap-kitap işi değildir.

Belki sizin de haberiniz yoktur, gezi olaylarından kaç ay evvelden beri orada insanlar eylem yapıyordu, medya neden yazmadı / önemsemedi dersiniz ?

Bir şey neden kontrol edilir ? Güven aranmıyorsa hayatın geleceğini bilmek / önemsemek de gerekmez. İnsan kendisi için adaleti hangi itkiyle ister ? Bu da " Karma Yasası " ile ilgili. " İlahi " kelimesi mecazi anlamda kullanılmış. " ilahi adalet " Karmayı temsil ediyor.

Yani, tüm hukuklar ölüm tehlikesi, can, açlık söz konusu olduğunda hırsızlığa ceza vermez. Zaten bir Müslüman olarak o adama " hırsızlık yapma " demek yerine, yardım , infak edilir veya kendisi de yoksulsa yardım toplanır. Empati sahibi insan, hangi dinden olursa olsun veya ateist veya panteist veya agnostik vs. her neyse ondan olursa olsun gidip de kuru kuru " Hırsızlık yapma " diyemez.

Ama o soruyu sorma hakkınız yoksa, zaten o sorunuzun bir hükmü kalmaz ki.

Benliği öldürüp ( ölmeden ölmek ) rahat ve sakin olmak. Gelecekte değil, şu anda yaşamak. Hayatta güven aramamak.

Efendim, ben de şu soruyu sorayım size o zaman: Dinen sizin bu adama " hırsızlık yapma " deme hakkınız var mı ? Yani, tabii tavsiye olarak da olsa.

Efendim, mesela dedik yani. %10 oy vermemişse ne fark eder ? Bu baskıcılık için geçerli sebep olmaz ki.