Canraşit tarafından postalanan herşey
-
İslamda Yolsuzluk ve Rüşvet
Çünkü, Kuran'a göre, Müslümanlara hitap eden Allah. Allaha işkence yapan olmadığından, " siz ve onlar " hitabı var. Ayrıca, bu cümlede " onlar " özne değil, nesnedir. Kimi öldürün diyor, onları ( müşrikleri ). Burada Özne Siz ( Müslümanlar ), Nesne ( Müşrikler ).
-
İslamda Yolsuzluk ve Rüşvet
Değildir. İslami Tebliğ diye bir şey vardır. Bütün kaynaklarda yazar. Bu kaynaklara göre de gönüllülük esastır.
-
İslamda Yolsuzluk ve Rüşvet
Kavramı kullananı demiyorum, " Konumuz hipokritiklikti " diye ilk uyaran bendim. Hipokritiklik temelinde de verilen Selçuklu örneği üzerinden hipokritikliğin olmadığını anlatmamı eleştirmek ve konumuz hipokritiklikti diye uyarmak ve sanki konuyu saptıran benmişim gibi davranmak hem anlamsız, hem de hipoktikliğin daniskasını yapmak olmuş.
-
İslamda Yolsuzluk ve Rüşvet
Evet işte, onlar sizi dinden döndürmek için savaş çıkartıp, işkence yaptılar, onun için acımayın, direkt öldürün, daha iyidir denmiş. Beter olan onların daha evvel yaptıkları işkenceler. Karşılık olarak siz de onları çıkarın ve işkenceden daha az kötü olan öldürmeyi uygulayın diyor. "Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Dinden döndürmek için işkence yapmak, adam öldürmekten beterdir. Yalnız, onlar, Mescid-i Haram’ın yanında sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla orada savaşmayın, fakat sizi öldürmeye kalkışırlarsa siz de onlarla savaşın. İşte kâfirlerin cezası böyledir. Şayet onlar vazgeçerlerse siz de vazgeçin. Zira Allah çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur." (Bakara, 2/191-192; bk. Fetih, 48/24)
-
İslamda Yolsuzluk ve Rüşvet
Tebliğ nedir ?
-
İslamda Yolsuzluk ve Rüşvet
O benim cümlemdi. Konuyu saptıran, Selçukluları karıştıran ben değilim.
-
Sekülerlik ve AKP
Bu olgu DÜNYA için bir olgudur. Bu olgu, DÜNYA ÖTESİ için zaten olgu olamaz ve dolayısıyla böyle bir iddiayı ( Dünya Ötesi Yoktur ) içeren bir bilimsel görüş olamaz. BİLİMİN İLGİ ALANI DÜNYADIR; DÜNYA ÖTESİ DEĞİLDİR:
-
İslam Toplumları Olarak Nerede Yanlış Yapıyoruz
Örneğin Kadere inanıyor ve Kaderi inancın kaynağına ters düşmeden bilimsel temelde izah edebiliyor ve bu şekilde dünyevi yaşamında bilimsellikten sapmıyorsa, seküler demektir. Önemli olan inancın pratik yaşama yansımasının bilimsellik temelinden saptırıp saptırmamasıdır. Buna kendini kandırma denmez. Ayrıca, kendini kandırdığı bile düşünülse, dünyevilikten sapmadıkça ona Seküler değil denilemez. Çünkü, kendini kandırdığı yargısı da objektif değil, subjektif bir yargı olur.
-
İslam Toplumları Olarak Nerede Yanlış Yapıyoruz
Elbette başkadır ama bu ikisi birlikte de bir kişide var olabilir. Tartıştığımız zaten bu, diğeri değil. Ayrıca, Sadece Laik deneceğini kim söyledi ? Elbette Seküler ( veya Laik ) devlette de her kişinin bir ideolojisi vardır. Bu ideolojilerin laiklik temeli varsa, kişi de eğer ideolojisinin bilinci ve bilişselliğindeyse otomatikman laik veya değildir zaten.
-
İslam Toplumları Olarak Nerede Yanlış Yapıyoruz
Komik bir savunma. Özgür birey devleti pratikte seküler değil midir ? İlla ki kağıt üstünde yazması mı gerek ? BK'nın bir Anayasası da yok zaten. Kağıt üstünde Sekülerdir gibi bir ifade olması şart değil ki zaten. BK'nın köklü demokrasi geleneğinde var olan devletin işleyişi ve kuralları belli, Anayasa'ya da, Seküler Devlettir ibaresine de gerek yok.
-
İslamda Yolsuzluk ve Rüşvet
Gayet normal. Savunma da olsa, Top Yekün Seferberlik de olsa, her savaşta Lojistik destek olmadan savaşın sürdürülebilirliği mümkün olamaz.
-
İslamda Yolsuzluk ve Rüşvet
Kuran'ın dönemi Köleci Devletlerin dönemidir. İslam'la değiştirilen köle algısı da, çağdaşı ( dönemindeki ) devletlerin ilerisine taşınmıştır. Savaşları da kurala ve bir mantık temeline oturtulmuştur. Cinsiyet ayrımında ise, kendi toplumuna göre yine ileri hükümleri vardır.
-
İslamda Yolsuzluk ve Rüşvet
Önce tebliğ var, buna şiddet ve güç ile engel olunursa önce savunma savaşı ve kazanılırsa bu durumdan doğabilecek, tebliğe özgürce devam edebilmek için işgal hakkı ve iktidarı ele geçirme hakkı var. Süreç aynen bu şekilde.
-
İslamda Yolsuzluk ve Rüşvet
Her devrimde, devrilen ideolojiye, sınıfa mensup olanlar ortadan kaldırılmıştır. Bu bir sosyolojik vakıa ( olgu )dır. İslam Devrimi de devrim sürecinde böyle bir ültimatomla Mekke ve çevresinin ideolojik dönüşümünü sağlamıştır. Burada suç tanımı, eski ideoloji mensubiyetidir. Aynı durum, mesela Fransız ve Rus Devriminde Aristokratlar / Feodalller ve Kral / Kraliçe ve diğer hanedan mensupları için geçerli olmuştur devrimi yapanlar açısından. İslam Devrimi ile, eski ideoloji olan Kabilecilik, Ümmetçiliğe döndürülürken, eski ideoloji mensupları da merkezde yer alan bir sınıf olarak yok edilmiştir. Devrimi ezilen, merkez kaç sınıflar yapmıştır. Aynen, Fransız Burjuva Devrimcilerinin Aristokrasiyi ve Aristokratları yok ettiği ve Ümmetçilik yerine Milliyetçiliği getirdikleri gibi...
-
İslamda Yolsuzluk ve Rüşvet
Fitne ~ Ar fitna ͭ فتنة [#ftn mr.] 1. ateşle yakma, 2. sınama, sınav, fikir ayrılığı ve kargaşa, yoldan çıkma, iç savaş < Ar fatn/futūn فتن/فتون [msd.] yakma, ateşe atma Tarihçe (En eski kaynak) [ (1300 yılından önce) ] Kelime Kökeni Arapça ftn kökünden gelen fitnat فتنة "1. ateşle yakma, 2. sınama, sınav, fikir ayrılığı ve kargaşa, yoldan çıkma, iç savaş" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça fatn veya futūn فتن/فتون "yakma, ateşe atma" sözcüğünün ismi merresidir. http://www.etimolojiturkce.com/kelime/fitne
-
İslamda Yolsuzluk ve Rüşvet
Vahabilik bir kısım yurdum naif Ateistleri gibi, Kuran'nın ayetlerini bağlamından kopuk ve cümle cümle alıp, düz mantıkla anlayan İslamın ortaya çıkışından çok sonra ortaya çıkmış bir mezheptir. Osmanlı döneminde isyan eden Vahabi şeyhleri, Mısır^daki Tosun ve İbrahim Paşa'lar tarafından isyan bastırıldıktan sonra İstanbul'a getirilip asılmıştır ve bu mezhep Araplar arasında popüler olamadan iyice marjinalize olmuştur. 1.Dünya savaşı sırasında bu mezhebi yeniden diriltip, Osmanlı'ya karşı kullanan İngilizlerdir. Zira, Osmanlı'nın kafir sayılıp, öldürülmeleri gerektiği anlayışı gayet kullanışlı olmuştur onlar için. Müslüman olduğunu söyleyerek aralarına sızan, en popüleri Lawrens olan bir çok İngiliz ajan vasıtasıyla isyan çıkarılmış ve başarılı olunmuştur.
-
İslamda Yolsuzluk ve Rüşvet
Olan şudur. Mesela, Osmanlı'da sınır boylarında dini tebliğ çalışması vardır. Hatta bu tebliğ Alevi-Bektaşi Babalar tarafından yapılmıştır. Bugün bile balkanlar Alevi-Bektaşi Babaların türbeleri ile doludur. Arnavutlar, Boşnaklar bu yolla Müslüman olmuştur. Fakat bu tebliğ çalışması Balkan Hristiyanları tarafından güç ve şiddetle önlendiğinde cihad yapılarak o bölgeler Osmanlı toprağına katılmıştır.
-
İslamda Yolsuzluk ve Rüşvet
Bilgi eksikliği. Selçuklular bir hanedan ismidir. Savaşlar neticesinde Abbasi halifesinin yanında köle-asker olarak esir alınan Türklerin soyundan gelirler. Onların mensubu olduğu boylar kılıçla Müslüman olmamıştır. Abbasi devletinde siyasi iktidarı ele geçirip Ortadoğuda devlet kuran Selçuklu hanedanının askeri gücü olan ve Ortadoğu-İran ve Anadolu'yu ele geçiren Türkmen boyları Yesevilikle Müslüman olmuşlardır. Anadolu Türklerinin Sünnileştirilmesi Yavuzdan sonradır. Sünnileştirme nedeni de siyasidir. Şah İsmail'İn ve İran'ın Anadolu'daki nüfuzunu kırmak içindir. Türkiye'de Sünni Şeri Müslümanın Aleviye yaptığı baskı da bu temelde Yavuz'un attığı tohumların ürünüdür.
-
Sekülerlik ve AKP
Dünyevi olmak bilimseldir ama DÜNYA ÖTESİ YOKTUR demek bilimsel değildir. Bilimsel olsa, Ateizm de Metafizik-Ontolojik-Teolojik temelde bir felsefe değil, bilimsel felsefe olurdu. Ayrıca, Sekülerliğin Ateizm demek olmadığını da yabancı kaynaktan gösterdim. Zaten, mesela Tanrı vardır ama din yoktur diyen bir Deistin de, Seküler olduğu malumken, yalnızca Tanrı Yoktur diyenin Seküler olduğunu iddia etmek de kendi kendini çürütmek demektir. Bunu yukarıda da ifade etmiştim.
-
Soru şu? En sonunda hangisi kazanacak?
Ayrıca, İngiltere'de yaşayıp da, " to enjoy "u yalnızca tek anlamı ile bilmek de manidardır. Hele de bir yabancı olarak " to enjoy a right "ı duymamış olmak mümkün değildir. Ya da " right to enjoy "dan haberi olmamak ! İngiltere'de yaşamasa bile, Türkiye'de en azından " to enjoy credit, to enjoy free calls, to enjoy free trial " kullanımlarını da duymamış olan az kişi vardır.
-
İslamda Yolsuzluk ve Rüşvet
Konumuz bu cümlenin Hipokritik olup olmadığıdır. Burada bir olaya atıf vardır. Dolayısıyla bu cümlede kendi yaptığını başkası yapıyor gibi gösterme durumu yoktur.
-
İslam Toplumları Olarak Nerede Yanlış Yapıyoruz
Sekülerlik dünyevilik demektir. İmanın şartlarının dünyeviliğe ters gelecek bir etkisinin olup olmaması kişiye bağlıdır.
-
İslam Toplumları Olarak Nerede Yanlış Yapıyoruz
Farkın farkı : SEKULER OLMAK DEMEK SİYASİ ANLAMDA LAIKLIGI BENIMSEMEKTIR. LAİKLİĞİ BENİMSEYEN SEKÜLER KİŞİYE DE LAİK ( LAİC ) DENİR. SEKÜLER VE LAİC OLMAYIP, SİYASİ ANLAMDA LAİKLİĞİ SAVUNANA DA, LAIK ( LAİQUE ) DENİR.
-
İslam Toplumları Olarak Nerede Yanlış Yapıyoruz
AKILCI ALGILAMA, Laikliğin olamamasını Dini İçerikli bir marşın olmasına bağlar. Bu komik bir tez. Oysa, burada benim tamamen GÖZLEMCİ ALGILAMAM var ve bu akılcı tezi boşa çıkarmam var : BK, DİNİ İÇERİKLİ MİLLİ MARŞI olmasına rağmen Seküler bir devlet. Demek ki milli marşın dini içerikli olması, Seküler Devlet oluşumuna ve Seküler ( Laik ) insanların var olmasına bir engel teşkil etmiyormuş. Üstelik, BK'nın bayrağında da, çoğu Avrupa ülkesinin bayrağında da haç ve feodal simgeler var.
-
Sekülerlik ve AKP
Önce yazılanların farkının farkına varmak gerekir. " İnanmak " ile Bilimsellik aynı cümlede bile kullanılamaz. Bilimsellikte inanç yoktur. Dolayısıyla, dünya ötesi ile ilgili olumlu veya olumsuz bir inanç belirtilme durumu söz konusu değildir. Seküler kişi, dünyaya odaklanır, dünyevi işlerinde tamamen bilimsel olabilir, ama inanç konusunda bilimsel olmasına olanak yoktur. Zira, yukarıda da belirttiğim gibi bilimin inançla işi olamaz. Eğer, dünya ötesi yoktur demek Bilimsellik olsa idi, yalnızca Ateizm Sekülerlik ile eş anlamlı olabilirdi. Oysa, Deist olanın da Seküler olduğunu biliyoruz.