Zıplanacak içerik

Canraşit

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Canraşit tarafından postalanan herşey

  1. Nasıl denebilir ? Şöyle; O toplumun tümü Müslüman değildir. Millet bilinci zaten Müslüman olmayanların da Müslümanlarla çatışma ve ayrılık olmadan eşit hak ve özgürlüklerle yaşayabileceğine olan inancın tezahürü olan Laikliğin kabulünü gerektirir. Bunu kabul eden Müslüman Yönetici dini hükümlerin siyasi ve hukuki alanda uygulanmasını zorla dikte etmeye kalkmaz. Herkes için geçerli akla ve bilime dayanan ortak kurallarla ülkeyi yönetir.
  2. Bir yöneticinin, bir liderin özeli olan inanç dünyasındaki konumu, onun yöneticilik, liderlik niteliklerinin, getirdiği sistemin değerlendirilmesinde ölçüt değildir. Müslüman olsa, yalnızca bu nedenle Müslümanların onu benimsemesi yanlış olduğu gibi, Ateist veya Dinsiz olsa yalnızca bu nedenle Ateist veya Dinsizlerin onu benimsemesi de yanlıştır. Söyleyene değil, önce söylenene bakılır. Birilerinde söyleneni değerlendirebilecek kapasite yoksa, işte onlar ancak söyleyenin kendilerinden olmasını isterler, aksi halde onu ve dediklerini reddetme yanlışına düşerler.
  3. İhtilallerde, Devrimlerde, devrim süreçlerinde demokrasi olduğunu kim söylemişse yanlış bilgidir bu, lütfen doğrusu behemahal öğrenilsin. Ya işte ihtilaller böyledir hep. Ortak düşman bertaraf edildikten sonra, ortaklık kurup ihtilal yapanlar kendi aralarında güç savaşı yaparlar. Galip gelen de kendi ideolojisini, fikirlerini hayata geçirir. Devrimler demokrasi olup olmadığı ile değerlendirilmez. Önemli olan yeni getirilen sistemin ileri mi, geri mi olduğudur. Geriyi isteyenler, ileri olanı beğenmedikleri için şimdilerde demokrasiden dem vururlar. Bir de 21.yy değerleri ile geçmişi yargılayan anakronikler vardır. Bu ikinci grup diğerlerinden daha zararlıdır. Çünkü bunlar diğerlerinin feyz aldığı akıl hocası olurlar
  4. Ne olmuş pragmatist ise, pragmatist olmak kötü bir şey midir ki ? G. Washington da pragmatistti, W. Churchill de, De Gaulle de...
  5. Devrimler Hızlandırılmış Kurslara benzer. Devrimlerin yapıldığı yıllarda NLP ile öğrenme teknikleri, Uykuda veya Hipnozla öğrenme teknikleri henüz gelişmemiş olduğundan, tepeden inme ve baskı kaçınılmaz olmuştur. Yoksa bir 200 yıl beklemeyi mi tercih edersiniz mesela 3 defa boş ol denilince boş olmamak için, ağaların, şeyhlerin elinde sömürülmemek için ?
  6. Objektif determinizmin var olduğunun mutlak hakikat olduğunu, inceleme, tartışma yahut araştırmaya ihtiyacın olmadığını savunan, buna bu şekilde inanan biri dogmatik olur. Ama inceleme, tartışma, araştırma sonucu ve eğer objektif determinizmin var olduğu gerçekten asla kanıtlanamayacak bir şeyse, buna mutlak hakikat olduğunu düşünmeden, yalnızca bir temenni, bir umut, bir sezi düzeyinde inanan dogmatik olmaz.
  7. Önce; diyerek bir ülkede yalnızca sonradan gelenlerin azınlık olduğunu iddia eden, sonra da; diyerek yerleşik olanlarından da farklı etnisite temelinde azınlık olacağını söyleyerek çark eden biri kalkmış bana karıştırıyorsun diyor. E normaldir, zira kişi karşısındakini kendi gibi bilir.
  8. İşte yine yanlış bilgiden yola çıkıp, yanlış değerlendirme. İllaki her miletin bir etnik kökeni olması gerekir anlayışı, Alman tipi kana, ırka veya tek etnisiteye dayanan bir Millet anlayışı. Böyle anlayan tabii ki Milliyeti de Etnisite yerine aynı anlamda kullanır, normaldir. Milletin bir etnik kökene dayanmaması sanki tüm etnisiteleri yok saymak anlamına geliyormuş gibi. Oysa,Millet siyasal bir olgudur. Etnisite ise sosyal bir olgudur. Sosyal alandaki Etnisite ortaklığı siyasal birlik için şart koşulursa ancak Milliyet=Etnisite olur. Yoksa, Milletin yeri ayrıdır, Etnisitenin yeri ayrı.
  9. Osmanlı deyince tepeden inme-zorlama olmuyor, Cumhuriyet deyince oluyor, öyle mi ?
  10. Kendini Türk olarak görenin kökeni nedir ?
  11. Dogmatizm, A priori ilkeler, çeşitli öğretiler ve asla değişmeyeceği kabul edilen mutlak değerleri kabul eden, bu bilgilerin mutlak hakikat olduğunu, inceleme, tartışma yahut araştırmaya ihtiyacın olmadığını savunan anlayışa verilen isimdir. Bu tür savlara, öğretilere ve inançlara ise dogma denir. [1] Temelde skolastik bir anlayıştır, modern çağda değişme ve gelişmeyi yadsıyan öğretileri ve anlayışları adlandırır. Zira kendi fikir ve iddiasının mutlak doğru olduğunu ileri süren her kişi veya sistem dogmatiktir. Yani bu bağlamda; belirtilen görüş, bilgi ve yargıda, eleştirilmezlik, tartışılmazlık, değişmezlik ve net kesinlik olduğu takdirde, bunlar dogma denilir. [2] Özellikle metafizik öğretilerin tümüinakçı (dogmatik) öğretilerdir. Deney alanının dışında kalan bütün savlar inakçı olmak zorundadır. Zaten bir başka izah ile dogmatizm,aklın kesin ve mutlak bir değere sahip olduğunu böylece mutlak bilgi ve varlığa (hakikate) ulaşılabileceğini ve bunun sonucu olarak da bilginin metafiziğinin mümkün olduğunu ileri süren felsefi akımdır. Dogmatizme primitif inançlardan modern bazı felsefi sistemlere kadar her yerde rastlanabilir. Belirgin biçimde çıkışı Tanrı'nın sözükavramı ile olmuş ve ortaçağda Aristoteles'in sözü kavramına kadar varmıştır. Örnek vermek gerekirse, Orta Çağ Hıristiyan kültüründe herhangi bir kuralın gerçek sayılması için Aristoteles’in söylemiş olması yeterli sayılıyordu. Dogmatizmin zorunlu sonucu zorbalıktır, zira farklı düşüncelere, perspektiflere yer olmadığı gibi, dogmatizmde deneyle tanıtlama da kabul edilemezdir. Özellikle ortaçağda dogmatizm zirve noktasına ulaşmıştır; deneylerle tanıtlanamayan kurallar, engizisyonişkenceleriyle tanıtlanmaya çalışılmıştır. Örnek vermek gerekirse, dogmatizm, masum kişinin ateşe atılsa bile yanmayacağı inancına varmış, bundan da ateşe atılınca yanan kişinin suçlu olduğu sonucu çıkarılmıştır. İnak(dogma) ile inan arasındaki fark , inan’ın asla kanıtlanamayacak olanı kabul etmesi, inak’ın ise herhangi bir yetkeye bağlanan bir veriyi kanıtlamış olarak kabul etmesidir. Yukarıda da belirtildiği gibi bunun en güzel örneği ortaçağ skolastiğinde herhangi bir sözün, eğer Aristoteles tarafından söylendiği tanıtlanırsa, doğru olduğunun da tanıtlandığı fikridir. Kısaca, herhangi bir sistemin veya kişinin değişmez formüller, her yerde ve her zaman geçerli olduğunu ileri sürdüğü mutlak bilgiler (olduğunu) sunması dogmatizmdir. Dogmatizmin karşıtı septisizm yani şüphecilik, kuşkuculuktur. "İleri sürülen düşünce ve ilkeleri araştırmadan, kanıt aramadan, incelemeden, eleştirmeden, tartışmadan doğru ve mutlak hakikat sayan anlayış" olarak da tanımlanabilen dogmatizm her devirde ilerlemenin, gelişmenin karşısında durmuştur. Dogmatizm'in Türkçedeki karşılığı bağnazlıktır. Dogmatizmin örnekleriyle yalnızca din alanında değil, pek çok alanda, hatta bilim alanında da karşılaşılmıştır.(Geçmiş çağlarda bilimciler dünyanın düz olduğu dogmasında ısrar etmişlerdi. Daha sonra da Dünya'nın evrenin merkezi olduğu dogmasında ısrar etmişlerdi.)Ancak şunu da vurgulamak gerekir ki bilimdeki dogmaları yine bilim insanları ortadan kaldırmışlardır. Bilimin herhangi bir inak ya da inan sisteminden en temel ve en önemli farkı diyalektik düşünceyi sistemi içinde barındırmasıdır. ( tr.wikipedia )
  12. Bu başlıkta önemli olan Kemalizmin uygulandığı dönemde Faşizmin bir türü olup olmadığı. Tartıştığımız mevzu buydu. Vikipedia'daki Faşizm anlatımının ilk paragrafını geçmeden diğer paragraflara da atlamayacaktık hani. Ayrıca, TC Sosyal devlet olamadıysa, zaten uygulanan sistem her ne ise Faşizm ile bir ilişkisi / bağı yokmuş demek ki. Zira, Sosyal devlet yalnızca sosyo-etik farkların kültürel ihtiyaçlarını değil, gelir dağılımındaki dengesizliğin giderilmesi için alınacak önlemleri de kapsar. Faşizmde zaten gelir dağılımındaki dengesizlik asgariye çekilmiş durumda ( Korporatizm ). Ki zaten Kemalizmin uygulandığı dönemin kısıtlı bir dönem olduğunu söylüyorum. ) 90 yıllık değil, olsa olsa 30 yıllık. Ki öyle de bir mantık olmaz. Ne yani, reel Sosyalizm uygulamalarına bakıp, Marksizm de Faşizm ile benzer diyebilir miyiz ?
  13. Yukarıda açıklamıştım ama demek ki anlaşılamamış hala.. Türk bir Millet adıdır. Türk diye bir etnisite yoktur. TC vatandaşı olan herkesin adıdır Türk. Kürt, Zaza, Türkmen, Tahtacı, Arap, Yörük, Laz, Çerkes ( Adige ), Abhaz, Abaza, Lezgi, Arnavut, Boşnak, Azeri, Gürcü, Acar, Çepni, Manav, Çeçen, Avar, Patriot, Pomak, Roman, Çandır, Moralı, Batı Trakyalı, Bulgaristanlı, Alevi, Sünni, Süryani, Ermeni, Rum, Hemşinli, Kırgız, Kazak, Özbek, Tatar, Kırımlı, Yahudi, Kapakalpak, Karatatar, Karaçay, Nogay, Kumuk, Kıbrıslı, Iraklı Türkmen, Iraklı Peşmerge, İranlı, İngiliz, Fransız, Alman, İskoç, İrlandalı, Hollandalı, Norveçli, Arjantinli, Brezilyalı, Fil Dişi Sahilli, Nijeryalı, Çinli, Japon, Afganistanlı, Hintli Türkiye'de vatandaş olarak yaşayan kim varsa Ortak siyasi birlik adı Türktür. Zira, Türk adı, Osmanlı tebaasında yaşayan Anadolulu Müslüman demekti ( Etrak taifesi ) Cumhuriyetle birlikte ve Laiklikle Din bağı şartı kaldırılıp, vatandaş olan herkesi kapsayacak şekilde anlam genişlemesine uğratılmıştır.
  14. BM raporuna göre, kendini tarihsel olarak çoğunluğun etnisitesinden, yani kültüründen ( din, dil, gelenek, vs. ) farklı gören her topluluk ya da birey azınlıktır. İster sonradan gelip vatandaş olmuş olsun, ister geçmişten gelen yerleşikliğe sahip vatandaş olsun fark etmez.
  15. Nasıl da getirttik ama Sizi buralarda görmek güzel.
  16. Tavizden kastınız nedir ? Ayrıca, kim kime bir şey veriyor ? Bu ülke etnisitesi ne olursa olsun her vatandaşın ülkesidir.
  17. Anayasa 61'den beri Sosyal Devlet ibaresi var. Öncesinde zaten yok. Ki Sosyal devlet yalnızca sosyo-etik farkların kültürel ihtiyaçlarını değil, gelir dağılımındaki dengesizliğin giderilmesi için alınacak önlemleri de kapsar. Ama tüm bunlar konumuz dışı. Zira, Faşizmde zaten gelir dağılımındaki dengesizlik asgariye çekilmiş durumda. Kemalizm ise bir devrim süreci uygulaması olduğuna göre, Millet oluşturma sürecinde, feodal zihniyetli etnisitelerin kültürel ihtiyaçlarını karşılamak, entegrasyonu değil, yalnızca ayrışmayı beslerdi. Milletleşme süreçlerini tamamlamış ve aşmış Batı Avrupa halklarının 60'larda geldiği birey bilinci düzeyinin, 1920'ler Türkiyesinde var olduğu düşünülmüyordur umarım. Mesela, Birleşik Krallık Gallilere ( Wales ) hangi yıllarda ana dilini öğrenme hakkı tanımış ? Mesela, Almanya Sorblara ana dillerini öğrenme hakkını hangi yılda tanımış ? Mesela, Almanya Anayasasından vatandaş olabilmek için Alman kanı taşıma şartını hangi yılda kaldırmış ? Mesela, Fransa Korsikalılara, Normanlara, Bretonlara ana dillerini öğrenme hakkını hangi yılda tanımış ?
  18. Millet = Etnisite değildir. Türk = Etnisite de değildir. Dolayısıyla, milletin adının Türk olması politik olarak toplumu tek bir etnisite değerine yönlendirme değildir ve bunun bağımsızlıkla da, sosyal devletle de ilgisi yoktur.
  19. Türk soyu nedir ? Bir insanın Türk olması için bu soyun genlerine hangi oranda sahip olması gerekir ? %50 mi ? 40 mı ?
  20. Bunu anlamak gayet kolaydı. Bu başlıkta yapılmış olan azınlık tanımından sonradan gelmiş olma şartını çıkarmak yeterlidir. Zaten onu da yukarı da koyulaştırmıştım.
  21. Anayasaya göre Türklük bir siyasi kimliktir. Zaten Türklük hiç bir devirde biyolojik tabanlı bir etnik köken olmamıştır. Türk adı Osmanlı'da Anadolulu Yerleşik Müslüman'a denirdi. ( Etrak ) Cumhuriyetle birlikte din bağlılığı şart olmaktan çıkarılarak, bu kavram adı T.C. vatandaşı olan herkesi kapsayacak şekilde genişletilmiştir.
  22. Osmanlı tebasından bir Anadolu köylüsüne sen Türksün denildiğinde “ Estağfirullah, ben müslümanım “ dermiş. Evet, Osmanlı Türkleri ( Anadolulu Yerleşik Müslüman ) aşağılamıştır. Fakat bir kelimeye aşağılama işlevi yüklenmesi o kelimeyi yok mu yapar ? Bu nasıl mantık ? Türk adı da Cumhuriyete kadar Anadolulu Yerleşik Müslüman anlamına geliyordu. Cumhuriyetle birlikte de din farkı ortadan kaldırılarak tüm vatandaşları içine alacak şekilde genişletildi. Tekrar ediyorum; Millet eğer etnik temelde tanımlanmamışsa, Milliyet etnisite demek değildir. Etnisite bir sosyal olgudur. Millet ise siyasal bir olgudur. Milletin tanımlanması etnik temelde olur ise, o Millet hem sosyal hem de siyasal olgu olur. O Milliyet de aynı zamanda etnisite anlamına gelir. Ama Milletin tanımlanması ETNİK TEMELDE DEĞİL ise, MİLLİYET ETNİSİTE ANLAMINA GELMEZ.
  23. Ya Türk'ün dışı boş kümeyse ? Türk diye bir etnik kimlik yoktu ki o zaman. Bunu daha önce açıkladım. Tasnif yaşayış tarzı temellidir. Etrak demek yerleşik demektir. Ekrad demek göçebe demektir. Şimdi, Cumhuriyet'in, göçebeleri yerleşik sayması mı yanlış olmuş ? Zaten Türkiye yerleşik Müslümanların ( Türklerin ) yurdu demek idi. Göçebeler de eninde sonunda yerleşeceğine göre, sorun nedir ?
  24. 3 değil, 4 olmuş o. Şimdi; 4.yolun sonuna ulaşmak için geçilmesi gereken aşamalar; 1- O zamana kadar kendiliğinden gelişmemiş olan Millet bilincinin verilmesi, 2- Millet bilincinin neticesinde eşitlik, kardeşlik, adaletin temin edilmesi, 3- Bu değerlere sahip çıkacak Birey bilincinin eğitimle gelişmesi. 1.si'nden başlamak için de, bir tarım toplumunda OTOKRATIK POLITIK BASKI REJIMI gerekebilir. Burada olan şey Jakoben Devrim'dir. Tüm devrimlerin doğası zaten böyledir. Fakat, buradaki fark, bu devrim sürecinin gerektirdiği uygulamaların AMAÇ DEĞİL, ARAÇ OLDUĞUDUR. KEMALİZMDE HEDEF ÖZGÜR BİREY DEVLETİNİN DEMOKRASİSİDİR . AMAÇ MUASIR SEVİYENİN ÜSTÜNE ÇIKMAKTIR. FAŞİZMDE İSE OTOKRATIK POLITIK BASKI REJIMI " HEM ARAÇ HEM AMAÇ " TIR. FAŞİZMDE HEDEF FAŞİZMDİR.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.