EmiLY_pandora tarafından postalanan herşey
-
MuTLu oLMaK iÇiN NeYiNiZ VaR ?
GÖMLEK Mutlu olmak için neyiniz var? Hikayeleri güzel yapan onların gerçeklikleri değil insanlara vermek istedikleri mesajlardır... Onlarda "aşk" vardır,"estetik" vardır,"hüzün" vardır,"hasret" vardır,"ayrılıklar ve kavuşmalar" vardır... Ve tabii onları asıl güzel kılan ve gönül antenlerimizi kendisine çeviren "mutluluğun anahtarı" vardır... Hikaye bu ya... Memleketin anlı şanlı padişahı bir hastalığa yakalanır, hekimler bir türlü deva bulamazlar...Nihayet uzak diyarlardan gelen bilge bir hekim Padişahı gördükten sonra Saray'dakilere; "eğer Padişah'ınızı sıhhatte görmek istiyorsanız memleketteki en mutlu insanı bulup onun gömleğini Padişah'a giydireceksiniz",der... Bunu bir emir olarak telakki eden saray ahalisi ve askerler memleketin dört bir yanına dağılarak bu "en mutlu insan"ı aramaya koyulurlar...Ama nafile!..Kime gitseler yüzünden düşen bin parça ve herkesin bir derdi var...Memlekette neredeyse taramadıkları,gitmedikleri köşe kalmamıştır...Tam umutları tükenmek üzereyken küçük bir köydeki yaşlı bir adam askerlere; "sizin aradığınız o adamı biliyorum...Dünyanın en mesut adamı olduğunu hem ben gözlerimle gördüm hem kendisi söyledi...Biraz zahmetli olacak ama şu dağa çıkarsanız orada küçük bir kulübede kendi halinde yaşadığını görürsünüz...Ona derdinizi söyler,çaresini öğrenirsiniz" der... Askerler bu sevinçli haberden sonra zor ve zahmetli de olda dağa tırmanırlar ve adamın küçük kulübesine gelirler...Sevinçle adama konuşmaya ve dertlerini anlatmaya başlarlar...En sonunda adamdan çok küçük bir ricaları olduğunu ve bunun karşılında kendisine büyük hazineler sunacaklarını söyler ve heyecanla ve sevinçle adamın kendilerine vereceği o gömleği beklerler... Bütün bu olanları ve konuşulanları şaşkınlık içinde dinleyen memleketin "en mutlu adamı" başını sağa ve sola hafifçe sallayarak; "...AMA BENİM BİR GÖMLEĞİM YOK Kİ!.." DER... Peki mutlu olmak için sizin neyiniz var?... Kolay Gelsin
-
DoSTuN KiM ?
Dostun Kim? Dostluk, bu yapılması gereğine inanılan telefon görüşmeleri sırasında diğer insanların dedikodusunu yaparak karşılıklı birşeyler paylaşıldığını zannetmek değildir... Dostluk, dost bildiğin kişinin en ince detaylarını bilme ihtiyacı ve gereği değildir... Dostluk, dost bildiğin kişinin senin en küçük detaylarını bilmesi gerektiği değildir... Dostluk, her hafta üç-beş kere görüşmek değildir... Bir ay, bir sene, beş sene seni aramayan, senin de aramadığın bir insanı birdenbire arayıp; dertleşmek, hatır sormak istersen ve o insan da seni geri çevirmez, sanki daha dün konuşmuşsun gibi kaldığınız yerden konuşmaya devam ederse ve daha da önemlisi bu bir ay, bir sene, beş sene ayrılığa rağmen bu insanın başı gerçekten sıkıştığında yardımına koşacak ilk insanlardan biriysen ve aynı şekilde onun da öyle olduğunu biliyorsan EMİN OL Kİ..... O kişi senin dostundur... Sen de O'nun... Her tür ilişki avuç içinde duran kum taneleri gibidir. Avucumuzu sıkmadan, gevşekçe tutarsak, kum taneleri kaymaz, durur. Avucumuzu kapatıp, sıkmaya başladığımız an kum taneleri parmaklarımızın arasından akmaya başlar. Bir kısmını tutmayı başarsanız da, çoğu akıp gider. İlişkiler de böyledir. Esneklik varsa, diğer insana saygı duyuluyor ve özgürlük tanınıyorsa ilişkiler bozulmaz. Ama diğer insanı çok bunaltırsanız ilişki de yavaş yavaş bozulur ve biter. Hayatta pek çok insanla karşılaşırsın ama sadece gerçek dostlar senin kalbinde bir iz bırakır BeNiMDe HaYaTıMDa CiDDi BiR iZ BıRaKaN DoSTuM ŞEVVAL'e Kolay Gelsin
-
YaNGıN YeRi
Dilimde Asılı Kalmış Cümleler Ne zaman dilimle ıslatmaya kalksam cümlelerimi ayazda kalıp donuyorlar. Hic biri güneş yüzü göremeden dilimin gölgesine çekiliyor. Gözlerimin ardında gizli saklı bir yerden beynime vuruyorlar yazılmamış, söylenmemiş ayazda kalan cümlelerim. Hep arka sıralarda otururdum. Ben orda öğrendim sıra sıra dizmeyi aklımdakileri. Aklımdakiler dilime çarptığında ya üşürdüm yada terlerdim. Ateşim cümlelerime vururdu. Söyleyecek ne çok söz kalmış yarım yamalak. Bazen sıkılır sessizlikten ayazda donmuş cümlelerimi ateşe verir yakardım. Cümlelerim yandıkça ince ince sızlardı birilerinin kalbi. Susmayı öğrendim ben, sustukca bildiğim cümlelerimi unutmayı, unuttukça yarım kalmayı, yarım kaldıkca ayak üstü yaşamı atıştırmayı öğrendim. Öğrendikçe büyümeyi, büyüdükçe kırılmayı, kırıldıkça susmayı. Susa susa susamamayı öğrendim, ama ben susmayı severdim. Kim çeldi cümlelerimin aklını da sustular. Günahı boynuna ama o saplamıştı bıçağı dilime. Bütün cümlelerim kana bulandı. Bütün güzel cümlelerim düzene yenik düştü. Sana.. bana.. bize.. yenik düştü. Kolay Gelsin
-
YaNGıN YeRi
Ben Artık Gidiyorum Sana sımsıkı sarılmak istiyordum... Ah bir görsem, bitirsem içimdeki özlemini bu kadar zor gelmeyecekti senden, sevginden vazgeçmek... Nasıl olsa alışkınım ya seni görmemeye, galiba böyle de başarabilirim... Neler yazmak istiyorum sana bir bilsen, tek yapabildigim yazmak oldugundan yine yazıyorum işte! Seni daha önce de yazmıştım ama bu kez bir daha yazmamak üzere, seni beynimde, içimde bitirerek yaziyorum, yada bitirmek isteyerek... Ne kadar sürer bilmiyorum ama ben senden, sevginden vazgeçmek istiyorum. Dünyaları etrafında döndürmek isteyen bir kalbi bilerek isteyemezdim. Kendimden ve senden habersiz "bir tanemmm" olmuştun sen... Öyle ya; Sen bir taneydin; Eşin benzerin yoktu yeryüzünde, Yoktu Sen Kadar Güzel Güleni! Ne kadar gerçeksen o kadar yalandın... Ve ben her seferinde en baştan başladım... Yeniden bir sondayım ama bu kez yeniden başlayacak gücüm yok... Ben senden vazgeçmek istiyorum! Herkes gibi biri olmanı yada hiç kimse olmanı istiyorum... Sesini duymak için telefonlara sarılmaktan vazgeçmek, ismini duydugumda içimin titreyip,gözlerimin dolmasından kurtulmak istiyorum... Senin benim için herhangi biri olman ne kadar zor bir bilsen... Zaten kolay olan ne vardı ki benim için; Sanki seni öldürmemle sevmem arasında hiçbir fark yoktu.... Ve ben hep sevgim yüzünden cezalıydım...Hiç sonu olmayan bir yolda seninle yürümek,yeni çıkan filmleri birlikte izlemek, saatlerce sana sarılı kalmak,sadece ama sadece bir kez olsun sana sarılıp uyumak, bir sabah gözlerimi açtıgımda yanımda seni bulmak isterken, sen sevgimle utanmamı sagladıgın için galiba gerçekten "bir taneydin"! Işte bu yüzden imkansızlıgına hep inandım! Ben yalnız kalıp seni düşünmeyi deli gibi sever oldugumda, sen benim her şeyim oldugunda ben senin için hiç yoktum... Bu yüzden yalnızlıklarım, aglamalarım, özlemlerim canını hiç acıtmadı.Benim tarafımdan sevilmek belki de hayatında önemseyecegin en son şeydi... Keşke kendi dünyamda bir zamanlar seni sevdigimden hiç bahsetmeseydim Sen beni hiç sevmedin! Ben Seni Seviyorum dedigimde Seni Seviyordum! Ben Seni Özlüyorum dedigimde Seni Özlüyordum. Ben Senin Için Ölürüm Dedigimde ben senin özleminden zaten ölüyordum... Ve Ben Simdi Senin Hayatından Gidiyorum! Ben Kaybettim... Sen Kazandın! Artık sesimi duymayacaksın... Sana sımsıkı sarılmak istiyordum, kokunu içime yıllarca bana yetecek kadar çekerek, sana sımsıkı sarılmak istiyordum.... Gelmedin! Gelsen yapabilir miydim bilmiyorum...Ben artık gidiyorum.. Kolay Gelsin
-
Şu an ne dinliyorsunuz
Duvar Seninle bir daha aynı yolda yürümem Seninle yürüyene yolda tuzakların var Bir daha asla dokunmam tenine Senin teninden önce duvarların var Ben o duvarlara çarpa çarpa Nasır tuttum Ağlaya ağlaya Yosun tuttum Derin bir nefes alır gibi batıyoruz Yükümüz ağır Yeni bir söz söylemek için Ölmek mi gerekir Hadi bir cesaret Sen de taşın altına koy elini inadına inadına Sevişmeli bağır çağır Zeynep Casalini Kolay Gelsin
-
ÖzGüR KaDıN
Hakikaten güzel çıkmış resim elbisesi bir harika
-
BiR ERKeK BiR KaDıN'DaN Ne BeKLeR
budur işte
-
BaRıŞ NeDiR SeVGiLiM
BARIŞ NEDİR SEVGİLİM barış nedir sevgilim biliyor musun bir köprü müdür üstüne gölgeler düşünce çöken halka açılamadan batan bir şirket iki savaş arasında verilen çay molası mıdır barış yoksa hurdacıya söylediği son sözler mi bisikleti vurulan bir çocuğun söyle sevgilim Einstein'ın Roosevelt'e yazdığı mektup mudur barış Lozan'dan gelen telefon mu Mustafa Kemal'e çöplerini bilimin süpürdüğü bir sokak mıdır barış yoksa söyle sevgilim de ki tünediği balkon uçuruma düşen yavru bir kuştur barış saatçiyi hapse attıkları için kurulamayan bir meydan saati ayağımızdaki paslı çiviyi bacağımızı keserek çıkaran bir melek de ki aptalların türküsü oyuna getirilenlerin ülküsüdür barış dişleri sökülmüş Asya kaplanıdır kapitalizmin sirkinde de ki sevgilim içine bayat pil konmuş el feneridir barış fosforlu izleridir bayrakların üzerinde gezen salyangozların barış düşsel beyaz buluttur bir kaleye çarpıp dağılan kör bir toplumun tehdit dolu yazılarla kirlettiği bir defterdir barış kendinde bulamayıp başkalarında aradığıdır insanın barış halkının üzerine devrilen bir devlettir zor dönemeçlerde açılmadığı için posta kutusunda ölen bir mektuptur barış patlayıp seyircileri öldüren bir futbol topudur son dakikada bunların hiçbiri hiçbiri değilse barış söyle sevgilim savaşın düş kurduğu yerlerde hangi yüzsüzün uydurduğu bi' sözcüktür şu dillerden düşmeyen barış Akgün Akova Kolay Gelsin
-
YaNGıN YeRi
yok benim değil şevval bir alıntı ben yazılarımı koymuyorum bana özel onlar
-
BiR ERKeK BiR KaDıN'DaN Ne BeKLeR
Ollmaz sadece beklerler gerisi umurlarında değil (feminist duygularım kabardı sanırım
-
BU GECE EN HÜZÜNLÜ ŞİİRİ YAZABİLİRİM
Kal Demedin, Oysa! "Kal" deseydin, kalırdım. Demedin oysa... Kuru bir "Bitmesin" den başka hiçbir şey demedin. Öyle kuru, öyle soğuk, öyle uzaktı ki ondaki anlam! Bu kadar kolay mıydı her şey, bu kadar yakın mıydık uçuruma? Savunmayacak mıydın sevgimizi? "Kal" diye haykırmayacak mıydın ardımdan? Düşündüğüm bu değildi... Hayal ettiklerim, beklediklerim başkaydı senden. Mücadele beklemiştim oysa, yelkensiz olan gemimizi kıyıya ulaştırırız sanmıştım, kıyıya ulaştırırsın sanmıştım... Oysa O'nu denizin ortasında savunmasız bırakmama göz yumdun... Bu kadar yıpratıcı olamazsın... Oysa bir anlam olmalıydı yaşadıklarımızda! Paylaşılan duyguların bir anlamı olmalıydı. Yüreğimdeki martıların bir anlamı olmalıydı. Beynimizdeki melodilerin, aramızdaki çekimin, geçen akşamki sohbetin bir anlamı olmalıydı. Duygularımızın bir anlamı olmalıydı. Yüreğimdeki tüm MARTILAR'ı uçurdun şimdi... hangi yöne gittiler bilmiyorum, geri dönerler mi bilmiyorum. Dünya boşaldı mı ne! Neden bu kadar sessizleşti birden yaşam, neden artık parlamıyor yakamozlar gözlerimde, neden artık rüzgar esmiyor... her şey seninle mi kaldı yoksa... Mantığım, mantığımı bana bırak lütfen, ona ihtiyacım var. Bazı şeyleri anlamak için ona ihtiyacım var! Evet! Ben istedim ayrılığı, Çıkmaz yollara yönelen bendim, Kucağında bir yığın noktayla karşına çıkan bendim... Kahretsin! Bunu neden yaptığımı bilmiyorum Ve Senin buna nasıl göz yumduğunu... Tıpkı Balkondaki akasyaları sularken, fazla sudan dolayı sararacaklarını bilmediğim gibi... su onun için hayat olmalıydı oysa ve sen de benim tutunacak dalım! Bazı şeyler vardı aramızda biliyorsun, olmaması gereken ama daima varolan. Farklı uçlardaydık seninle, farklı mevsimleri seviyorduk farklı zamanlarda... sen büyük fırtınalara vardın, bense lodostan bile ürküyordum. Oysa başardığımız şeyler vardı her şeye rağmen, daha doğrusu öyle sanıyordum... Binlerce yıldız arasında, ayın güzelliğini gösterebilmekti tek amacım... yıldızları söndürmekti. . . sorunları yok etmekti. . . "Bitti" deyişim "Hayır" demeliydin! Hatta kıyametler koparmalıydın yüreğimde, Hendekler açmalıydın yoluma gidemeyeyim diye. Sahip çıkmalıydın gözlerimdeki ay'a sevgimiz diye... Beni yolumdan alıkoymalıydın... "Kal" demeliydin... defalarca "Kal" demeliydin... oysa demedin... Belki de senin çiçeklerin çoktan solmuştu ve ben akasyaları kışın yaşatmaya çalışmakla hata etmiştim... belki böylesi daha iyi oldu. . . "Kal" deseydin kalırdım... hem de seve seve kalırdım. Martılarla kalırdım Yakamozlarla kalırdım Demedin Bilir misin Kaç çığlık olup yıkıldı yüreğim giderken... Bilir misin Nasıl bir cana hasretti yüreğim, yolumdan döndürecek... Bilir misin Nasıl zor oldu ardıma bakmadan çekip gitmek... "KAL" desen kalacaktım... DEMEDİN OYSA! Kolay Gelsin
-
SeVGi NeYDi ?
Sevmek Nedir Peki? İnsanin bir ömür boyu peşinden koştuğu sevmek nedir peki? Yüreğin bir başkası için çarpması mı? Suyun yüzünde, yapraklarını ağır ağır açan bir nilüfer mi yoksa? Göç mevsimi, yaralı eşini kanatlarıyla örterek ölümü bekleyen yaban kazlarının vefası mı? Ya da kayayı delen tomurcuğun direnci mi sevmek? Kan ve gözyaşından oluşmuş bir dünyanın ortasında bile, insanı insanla kucaklaştıran duygu mu? Önce kendini tanımakla başlar sevgi. Kendini onarmakla başlar... İnsanın, insan olma bilincini, aklıyla, yüreğiyle duymasıyla başlar... Doğanın ve yaşamın bir parçası olduğunu anlamasıyla... Yaşam benim için var. Su benim temizliğim. Ben suyu en uzak dallara taşımalıyım... Sonra insan var... Doğanın en güzel ürünü... Üç bin yılda ayağa kalkmayı öğrenen ve beni bugüne hazırlayan insan... İlmek ilmek örülen kültürümün ilk halkası... Bir insana duyulan sevgiyle başlayan yaşam... Peki nedir sevgi? Birlikte bir gülüşü uzatmak, acıyı paylaşıp azaltmak belki de. Aynı duaya el kaldırmak. Dokunmak biraz. Kanın, damarlardan akışını hızlandırarak duymak insanın sıcaklığını... Aynı anda görebilmek bir şimşek çakımını... Ocağı birlikte üflemek ısınmak için... İnsan olmanın o eksikliğini güzelliğini sezebilmek karşılıklı. Tamamlayabilmek birbirini... Bir türlü önleyemediğimiz o ses: "benim onurlanacağım kadar önemli ama benden bir adım geri..." diyorsa eğer, o sesi susturabilmek... Koltuklara, halılara, kristallere, markalara gösterdiğin özenin çok fazlasını gösterebilmek bir insana... Duygularını, düşüncelerini anlamaya çalışmak. Özlemlerini aramak birlikte... Benim ol ama benden bağımsız bireyliğini de koru. Olduğun gibi kal ama çoğalsın, zenginleşsin içinin erdemi... Seni ilk sevdiğim gün gibi sürdür kişiliğini ama durmadan gelişelim birlikte... Birlikteliktir sevgi... Kimsenin kimseyi kullanmadığı... Kimsenin kimseye hükmetmediği... Kimsenin kimseyi mülkiyetine geçirmediği... Önce beni bekle duraklarda, sonra bekleyeni olmayan bütün yolcuları... Önce benim için bir şarkı söyle, sonra bütün sağırlar duysun sesini... Kolay Gelsin
-
YaNGıN YeRi
Uzaktaki sevgili… Mesafelerin ötesinde duran gönül bağım… Farklı mekanlarda, farklı yaşamlarımızla, farklı iki insanız… Aynı gök kubbenin altında olmakla avunup, gök yüzünde yüzünü aradığım geceleri bilirim; ıssız, yalnız, ağlamaklı. Kimselere, sana yada kendime şikayet etmeye yüz bulamadığım sızımdı hasret. Hasretle yanacağımı bilerek çıktım seninle bu yola ama hep hasret kalacağım hiç aklıma gelmezdi. Mesafeler tüm hissettiklerimi daha da kuvvetlendirdi ve böylece zaman, yanında küçük bir çizgi olarak kaldı sevgimin. Birlikte olduğumuz saatleri toplasam, hislerimin yanında hiçti ve bunların tüm sebebi hasretin ta kendisiydi. Zaman geçtikçe kısalacağını umduğum mesafeler yerinde saydı. Mesafeler aynı kaldı ama özlemim arttı. Bu özlemi dindirmek için, hasrete dair her şeyi, sevgiye dönüştürmeyi öğrendim. Özledikçe sevmek, sevdikçe özlemek döngüsü içinde, elimde sevgi dolu kovalarımla, kah yüreğimin bir o köşesine, kah öteki köşesine koşuşturdum, yangınlarımı söndürebilmek için. Yüreğimde çıkan yangınların sayısı gün geçtikçe arttı, yoruldum. İçimi yakan özlem ateşi küçük bir yangınken büyüdü, sardı her yerimi. İlk zamanlar aşk sandım yüreğimin acısını, heyecanla karıştırdım, sevgimle bastırdım, anlayamadım. Canım yandı, zannettim ki aşktan yanıyorum. Mesafeler aynı kaldı sevgili.. Ve ben daha çok sevdim seni. Ama yetmedi yangınlarımı söndürmeye. Mesafelerle çoğalan aşkım, mesafelere yenik düştü. Yangınım söndü sönmesine de, sevgim küllerin arasında kayboldu gitti. Ve sen, değiştiğimi söyleyerek, mesafelere mesafeler kattın, gittin. Sebebini şimdi anlıyorum sevgili, çünkü sen ateşi sevmiştin . Oysa ateşi de yakan, küle de çeviren sendin. Senin gidişinle ertelenen kışların tüm karları yağdı üzerime, söndü tüm yangınlar Mesafeler kapanmaz artık, bana da hasret küllerinin arasında kalan sevgimi çıkarıp temizlemek ve küllerden arınarak yüreğimin yaralarını sarmak düşer. Kolay Gelsin
-
BiR ERKeK BiR KaDıN'DaN Ne BeKLeR
Bir erkek neyi bekler? Gercek 1 kadin bekler,annesinin besledigi gibi onu besleyen, Evini temiz,pak ve sicak tutan, Dir dir nedir bilmeyen, Paranin kiymetini bilip alisveris etmeyen Bütün gün calisip, Bütün gece dans edebilien, Ve asla HAYIR! demeyen, Asla basi agrimayan; Yalniz kendisini sevecek, Ve simartacak bir kadin... BEKLER............................................... :D durum vahim gibi duruyor Kolay Gelsin
-
ÖzGüR KaDıN
Kolay Gelsin
-
Rapidshare'de 1 saat boşuna beklemeyin...
intenet seçeneklerinden geçmişi sil deyin daha sonra modeme reset atın 3-4 saniye bekleyin açın tekrar yükleyin bu kadar ben hep böyle yapıyorum adsl kullanıcısıyım ve sorun olmuyor arkadaşlar emin olun Kolay Gelsin
-
....SoNSuZ AşK...
İnsanların çift yaratıldığına ve doğumumuzdan itibaren diğer yarımızı aradığımıza inanırmısın ? Kac kişi gerçek aşkını bulur dersin ? Eşine, sevgiline, ya da sevgili olmaya can atacağınız o kişiye bak; o senin gerçekten ruh eşin mi yoksa sadece tipi, çevresi ya da cebi mi seni ilgilendiriyor? Nasıl anlarız beraber olduğumuz kişi, gerçekten bizim diğer yarımız mı ? Durup düşünün bir kez ; üzgünseniz o da sizinle üzülür mü; sevinçli haberinizi ilk kimle paylaşırsınız; ağlamak için en iyi omuz onunki midir; sınırlı bütçeniz de olsa en iyi yılbaşı hediyenizi ona mı alırsınız; hiç makyaj yapmadığınız halde, ondan telefon gelince, ilk elinize aldığınız rimeliniz mi olur; spora vakit ayıramam deyip, 'Canım, göbeğin mi çıkmış? ' dediğinde, ilk koştuğunuz yer, köşedeki spor salonumudur?; onunlayken yağmur daha romantik, güneş daha mı sıcaktır?; ve gerçekten yürekten sevdiğin, 'Seni Seviyorum' deyişinde içini ısıtan ses onun sesi midir? Hiçbir zaman azla yetinmemek gerekir bu fani dünyada Gülüşünü sevmiyorum ama beraberim, espirileri komik değil ama yalnız kalmayayım, giyinişi ne kadar da kötü ama yine de yanımda biri olsun... dememeli insan. O kolaya kaçmak olur, hazırı kabul edip yaşamak Her zaman, bu son olsun diye başlanır ama bazen şans gülmez yüzümüze, ayrılık olur yolun sonu gelir Ya da bazen, insan zorlar kendini ayrılmamaya, azla yetinmeye, sevmeyerek sadece yalnız kalmamak için katlanmaya, zor gelir yeniden aramak, yeniden tanımak, yeniden süslenip çıkmak... Ne kadar çok arasak da, her defasında 'Bir daha tövbe' desek de, bıkmamak gerek, ümidi kaybetmemek, hep aynı heyecan ve aynı iyi dileklerle çıkmak gerek yola Çünkü bulduğunda diğer yarını, hayat daha güzel, daha yaşanası,gökyüzü daha mavi, yıldızlar daha parlak... Düşün bir kez, sorunlar paylaşılınca azalıyor,ama sevgi ve mutluluk paylaşınca daha da artıyor, kahkahalar daha uzun, gözyaşları daha az sürüyor. VE onun gözlerine baktığınızda, sizi camdan bir kafeste taşımak istediğini, elinizi kestiğinizde bile onun içinin kanadığını, sitemlerin bile onun küçücük kalbini dağladığını,her gülüşünüzde yeniden nefes aldığını bilmek, tüm arayışların en mutlu ve en huzurlu ödülü oluyor. Kolay Gelsin
-
MuTLu oLMa ŞaNSı
Hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili biz kendimizden başka herkesin üzüntüsünü üzüntümüz, acısını acımız yaptık çünkü. Dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığımız bir insanın gözyaşı bile içimizi parçaladı. Kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk... Yüreğimizin zayıflığı kimi zaman hayat karşısında bizi zayıf yaptı. Aslında ne güzel şeydir insanın insana yanması sevgili... Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülebilmek ve çare aramak. Ben bütün hayatımda hep üzüldüm, hep yandım. Yaşamak ne güzeldir be sevgili... Sevinerek, severek, sevilerek, düşünerek... Ve o vazgeçilmez sancılarını duyarak hayatın... YıLMaZ GüNeY KöPRü Sevgili, yetmiyor 'sevgili' sözü tek başına.Karşılamıyor içimi dolduran duyguyu. Oysa ben 'sevgili' derken neler düşünüyorum bilsen. Sonsuz,bir güneş, bir yudum rakı, çiçeğe durmuş ince bir bahar dalı, oğlumun sıcak yanağı, anamın acılı gözleri, babamın tütün kokan eli, evimizde ki kuş, yarının güzel günleri, anlatılması güç binlerce duygu ve SEN... işte sen beni hayata baglayan en güzel köprüsün; köprülerin en güzelisin. sevgilim...güzelim... insanı yaşatan içimizdeki hayat böceğidir. o ölürse hayatımızında tadı biter. o sakın ölmesin, yaşat onu. selimiye cezaevi 3.8.1972 Yılmaz Güney Kolay Gelsin
-
Şu an ne dinliyorsunuz
Hakan Yeşilyurt - Aman Şimdi
-
Son kale de düşüyor
Çağdaşlık özgürlük demek. Bunu anlamakta neden bu kadar zorlanıyoruz anlamıyorum. Bunu yaparak içkiyi sadece el altından içilmesini veya yeraltına inmesini sağlamış oluyorlar. İçkiyle uğraşacaklarına kendi işlerini yapsalar ya. Bir sürü insanın yardıma ihtiyacı var ama yokk olmaz başka işleri var hemde daha mühim,İçki yasaklanacak parkda Yani siz parkta icki satmayinca parkta icki içilmeyecekmi zannediyorsunuz. Bir arada taksim meydana cami yapma girişiminde bulundular tabiki camiler yapılsın kimse buna karşı değil ama kalkıp beyoğlunun göbeğine de cami yapılmasının mantığını çözemiyorum ki zaten istiklal caddesini bilen orada bir ağa cami olduğunu ve bir ikincisinin de 200 metre ilerde yapılmasının tamamen küçük oyunlar için yapılmak istendiğini anlar.Bakalım daha neler göreceğiz. Kolay Gelsin
-
BiR HaZiN HüRRiYeT
BİR HAZİN HÜRRİYET Satarsın gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu, bir lokma bile tatmadan yoğurursun bütün nimetlerin hamurunu. Büyük hürriyetinle çalışırsın el kapısında, ananı ağlatanı Karun etmek hürriyetiyle hürsün! Sen doğar doğmaz dikilirler tepene, işler ömrün boyunca durup dinlenmeden yalan değirmenleri, büyük hürriyetinle parmağın şakağında düşünürsün vicdan hürriyetiyle hürsün! Başın ensenden kesik gibi düşük, kolların iki yanında upuzun, büyük hürriyetinle dolaşıp durursun, işsiz kalmak hürriyetiyle hürsün! En yakın insanınmış gibi verirsin memleketini, günün birinde, mesela, Amerika'ya ciro ederler onu seni de büyük hürriyetinle beraber, hava üssü olmak hürriyetiyle hürsün! Yapışır yakana kopası elleri Valstrit'in, günün birinde, diyelim ki, Kore'ye gönderilebilirsin, büyük hürriyetinle bir çukura doldurulabilirsin, meçhul asker olmak hürriyetiyle hürsün! Bir alet, bir sayı, bir vesile gibi değil insan gibi yaşamalıyız dersin, büyük hürriyetinle basarlar kelepçeyi, yakalanmak, hapse girmek, hatta asılmak hürriyetinle hürsün Ne demir, ne tahta, ne tül perde var hayatında, hürriyeti seçmene lüzum yok hürsün. Bu hürriyet hazin şey yıldızların altında. Kolay Gelsin
-
Hayyam'dan dörtlükler:
insan bastigi topragi hor görmemeli: Kim bilir hangi güzeldir, hangi sevgili. duvara koydugun kerpiç yok mu, kerpiç? Ya bir Sah kafasidir, ya bir vezir eli! Için temiz olmadiksan sonra Haci hoca olmussun, kaç para! Hirka, tespih, post, seccade güzel; Ama Tanri kanar mi bunlara? Bilgenin yüreginde her dilek, Anka kusu gibi gizli gerek. Damla nasil inci olur denizde: Sedefler içinde gizlenerek. Ovada her kizil lalenin teni Bir padisahin kaniyla beslendi. Yerden biten su mor menekse yok mu? Bir güzelin yanagindaki bendi. Kolay Gelsin
-
AŞK ve YURTSUZLUK
Hüzün İşgalinde Yüreğim Hüzün işgalinde yüregim, çünkü sen yoksun,seni düşünmek var. yoklugun canımı öyle acıtıyorki, parça parça oluyor yüreğim. kalbimin parçalarını toplamaya çalışıyorum yerden. içimde kopan fırtınaları söyleyemiyorum. sessizleşiyorum. saatlerce bakıyorum seni götüren yollara... kimseye belli etmiyorum savaşımı. yokluğunla savaşmak görünmeyen bir düşmana kılıç sallamak gibi... yoruluyorum, düşüyorum, tekrar kalkıyorum ama sensizliği yenmeyi bşaramıyorum. enbüyük korkum bu sensizlik, korkularıyla yüzleşen insanalardan olamıyorum. çünkü sensiz olmayı yediremiyorum kendime. birkez kabullensem sanki o an çıkıp gidecekmişsin gibi gelir yüreğimden. oysa yanımda, hep yüreğimde taşıyorum seni. orada olduğunu bilmek yaşama, hayata tutunma gücü veriyor. korkularımla yüzleştimim anda o gücü kaybetmekten çekiniyorum. gece uykularım kaçıyor. yanlızlığa isyan ederek dört duvar odayı sabaha kadar adımlıyorum. bakamadığım aynalar kırılıyor. binlerce parçası bedenime saplanıyor. bir sigara, bir sigara daha... dudaklarımda küfür lezzeti... dumanı savuştururken tavana sensizlik üzerime çığ gibi yıkılıyor. sonra hayaller gelip çörekleniyor üzerime. sen, sen ve yine sen gözlerimi kapatıp dalıyorum sonsuz senli günlere, seni öperken soluğum kesiliyor. nefes alamıyorum sanki. sonra şiddetli bir yağmu başlıyor. sanki gökyüzü her damlasıyla sana olan sevgimi haykırıyor. seni seviyorum seni seviyorum, seni çok seviyorum diye. bir hayalden bir hayale geçerken sabahı karşılıyorum. güneş penceremden içeri girerek gecenin kasvetini getiriyor. hayaller bir sonraki geceye kadar çekiliyor odamdan, gözlerimden. hayaller gözlerimden çekiliyor diye kızma sakın!!! çünkü benim günüm hep seninle başlayıp seninle bitiyor... Kolay Gelsin
-
Hayyam'dan dörtlükler:
Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben Perde ardında sen ben dedikodusu var amma... Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben Ey dünyanın işinden haberi olmayan sen yoksun Dünya esen yel üstüne kuruldu.. Varlığımız iki yokluk arasındadır Çevrendekilerde hiçdir sen de bir hiçsin Medresede söz vardır tekkede de hal Fakat bu aşk sözden de dışarıdır halden de İster şeriat müftüsü ol ister şehir vaizi Aşk mahkemesine gelindi mi dilsiz kesilir Bugün zevk etmek elindeyken zevkine bak Yarını düşünmen beyhude bir heves Bir çok kişiden arda kalanlar Sana da kalmayacak sen de göçüp gideceksin... Kolay Gelsin
-
AŞK ve YURTSUZLUK
Usul usul azalıyordu sevgisi, kalbi soğuyordu... Aynı masada, yanyana oturuyorduk, ellerinden tutuyordum. Akıntıya kapılmış bir çiçek gibi bilmediğim, bilmediği uzaklıklara doğru gidiyordu. Öyle acı çekiyordu ki sevgisinin azalmasından. Seni artık özlemiyorum, eskisi gibi içimi acıtmıyorsun, bu benim için ne büyük acı biliyor musun, derken sesi titriyordu. Dalından kopmuş bir çiçek gibi unutuluş denizinde usul usul sürükleniyordu. Sevgimiz yurtsuz kalmıştı şimdi. Can çekişen bir hastayı ölümüne hazırlar gibi, nefesimi tutmus saçını okşuyordum durmadan. Sevgisi, yaralanmış çocukluğumuzu ve dünyayı değiştirmeye yetmemişti. Hayal kanatları yanmış sevgisini öksüz kalan sevgime kattım. Sevgisi biterken gözlerime son bir kere baktı. İnanmıştı çektiğim ıstıraba. Son anda sarıldı bana: Hadi, sen de benimle gel, birlikte karışalım kayboluşa, dedi. Yapamam, dedim, istesem de yapamam. Bu sevginin ömrünü beklemeliyim. Bu sevginin beni götürdüğü yere kadar gitmeliyim. İçimde sırrın, kimseye benzemezliğin sızısı, yarım kalan yolculuğun aşk yüzlü çocuğu var. Sevgisi soğurken son tesellisi, son kıskançlığı, son umudu bu olmuştu... Kolay Gelsin