Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

EmiLY_pandora

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

EmiLY_pandora tarafından postalanan herşey

  1. EmiLY_pandora şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Müzik Cafe
    şevvalim saol
  2. Süründürür ama güzeldir aşk, Can yakar ama güzeldir aşk Kendini kaybetmene yol açar ama Güzeldir Aşk......
  3. Aşk Kadın Ruhundan Anlamıyor Daha giderken biliyorum yerime başkası gelir Eğer yolda karşılasırsak sevgilim yüzünü çevir Ağır ağır aşk çok ağır yüreğim ya sus ya bağır Aşkı sen büyüttün içimde yalan da olsa çağır Yarı yolda kaldım Son öpüşün yine canımı yakıyor Aşk kadın ruhundan hiç anlamıyor O gidişin yine canımı yakıyor Aşk kadın ruhundan hiç anlamıyor HaNDe YeNeR Kolay Gelsin
  4. Uzaktanbirdost hoş geldin Verdiğin site açılmıyor rusyadan bi haber kaldık lütfen kontrol edermisin adresi eğer sen deneyince açarsa benim pc gidiyor demektir
  5. Acemiydi sevdalarımız; gördüğümüz yerde düşecek kadar yanlış adreslere ulaşan mektuplar kadar sakardı düşlerimiz; bilmiyorduk ki; masumiyet, sadece biyografilerde ağlar...... artık derin uçurumlar sakladığımız bakışlarımız kaldı bize yakamoz kırığı aynalarda yüzleştiğimiz gövdemizi yakarcasına çakan bir şimşektir şimdi gençliğimiz kendimize çözülme zamanıdır; artık soldan sağa hiçbir şeyiz...... Çünkü pusuya düşürüldük!! Ve düşürdük cebimizden elyazması ilk şiirimizi Bir ablukada yitirdik; masum kokan nefesimizi..... Bir iç kanamadır geçirdiğimiz Kanımızdan; yaktığımız gemiler geçmektedir Zaman; Protokol hayallerimizi; boş senetlere terk etmektedir.... Bakışlarımızdan kayan dilek taşlarımız var artık Artık nikotin sarısı parmak uçlarımız Ve dökülürcesine sararan dişlerimiz Yaşama meydan okuyan biyografimiz Şimdi biz; bir şeyler yazmalıyız... iadeli taahhütlü bir vasiyet bırakmalıyız ardımızdan bakakalan gözlerin ıslaklığına Şimdi biz; heybetli yıkıntıların gölgesinde o yıkılmışlığın tarifsiz sükunetinin acıtan kederinde çıplak... cüretkar... silahlarını teslim etmiş bir ordu kadar yalnızız zamanıdır; son hayalimizi bir kurşun gibi beynimize sıkmalıyız... Kolay Gelsin
  6. yalnız değilsin hepimiz burdayız kralx bak bütün foruma yollamışsın bende forum adına sana yolluyorum
  7. Devlet sadece baş örtülü baş örtüsüz ayrımıyla mı acınacak duruma düşüyor sorarım size. Bu ülkede insan hakları ihlali var neden şimdiye kadar bunlar gözardı edildi.Devlet sadece türbanı yok sayınca ateş biryerlere düştü.İşkencelere Maruz kalanlar göz altında kaybolanlar sadece insani haklarını istediği için devlet tarafından düzen bozucu ilan edilenler Dilini dinini ideolojik fikrini açıkça söyleyemeyenler Düşüncesinden dolayı yılların altına girenler ile dolu memleketimiz. Bunları yaparken de sizce acınacak bir durumda değilmiydi devlet ? Kolay Gelsin
  8. ‘Organize İşler’ geliyor Yılmaz Erdoğan’ın senaryosunu yazdığı, yönetmenliğini gerçekleştirdiği ve başrolünü üstlendiği film ‘Organize İşler’, 23 Aralık’ta gösterime giriyor. Yılmaz Erdoğan’ın gişe rekortmeni ‘Vizontele’ ve ‘Vizontele Tuuba’ filmlerinin ardından merakla beklenen üçüncü sinema filmi olan ‘Organize İşler’, birbirinden ünlü isimleri bir araya getiriyor. BKM Workshop öğrencilerinin de oyuncu olarak yer aldığı film İstanbul’da, çeşitli gerçek mekanlarda ve yaratılan özel mekanlarda çekilmiş. Film, Almanya, İsviçre, Hollanda’da 22 Aralık’ta, Belçika, Fransa, İngiltere ve Avusturya’da ise 23 Aralık’ta gösterime girecek. BİZİ KİM KURTARACAK? ‘Organize İşler’ araklayanlarla araklananların hikayesi ... Kimin kimi kurtardığının, kimin kimden arakladığının tam belli olmadığı dünya şahanesi İstanbul’da tüm işler organizedir ve ‘organize’ her zaman işler. Hâl böyle olunca Süpermen bile İstanbul’a gelince hayatının dayağını yer. Dara düştüğünüzde sizi birileri kurtarabilir. Asıl sorun o birilerinden bizi kim kurtaracak? FİLMİN KÜNYESİ Yazan ve yöneten: Yılmaz Erdoğan Yapımcı: Necati Akpınar Görüntü Yönetmeni: Uğur İçbak Sanat Yönetmeni: Yaşar Kartoğlu Kurgu: Mustafa Preşeva Ses: Alan O’Duffy Müzik - Film Score: Ozan Çolakoğlu Jenerik Müzik: Yıldıray Gürgen - Deniz Erdoğan Saç-makyaj: Suzan Kardeş Kostüm: Canan Göknil OYUNCULAR Yılmaz Erdoğan, Tolga Çevik, Demet Akbağ, Altan Erkekli, Özgü Namal, Cem Yılmaz, Başak Köklükaya, Erdal Tosun, Ebru Akel, Neslihan Yeldan ve Berfin Erdoğan. Kolay Gelsin
  9. EmiLY_pandora şurada bir başlık gönderdi: Türk Sineması
    Babam ve Oğlum Yetenekli yönetmen Çağan Irmak’ın uzun süredir merakla beklenen yeni sinema filmi ‘Babam ve Oğlum’ film yazarlarınca çok olumlu karşılandı. Yönetmen Irmak’ın bir önceki filmi ‘Mustafa Hakkında Herşey’di. Fikret Kuşkan, Çetin Tekindor, Hümeyra, Şerif Sezer, Özge Özberk, Binnur Kaya, Yetkin Dikinciler ve Ege Tanman’ın önemli roller üstlendikleri filmin konuk oyuncu kadrosunda da Erdal Tosun, Halit Ergenç, Bilge Şen, Tuba Büyüküstün, Nergis Çorakçı, Mahmut Gökgöz gibi önemli oyuncular bulunuyor. Harry Potter ve Ateş Kadehi Geçtiğimiz haftalarda yapılan dünya galalarında, olağanüstü bir ilgiyle karşılanan -serinin son filmi- ‘Harry Potter ve Ateş Kadehi’ (Harry Potter and The Goblet of Fire) sonunda Türk hayranlarının karşısında. J.K. Rowling’in popüler roman dizisi Harry Potter’ın dördüncü film uyarlaması olan ‘Harry Potter ve Ateş Kadehi’nde, Harry (Daniel Radcliffe) anlaşılmaz bir şekilde, prestijli Üçbüyücü Turnuvası’na katılmak üzere seçilmesinden mutlu olmalıdır. Ama bu heyecan verici uluslararası yarışma, Harry’yi Hogwarts’ın yanı sıra, Avrupa’daki iki rakip büyücülük okulunun da daha büyük ve deneyimli öğrencileriyle karşı karşıya getirecektir Esrarengiz Sevgili (L’annulaire) Güzel bir kadın ... esrarengiz bir erkek ... sırlarla dolu bir aşk ... Bu sözlerle kısaca tanımlayabileceğimiz film tedirgin edici, ürkütücü, cinsel yönü güçlü bir yapım. Diane Bertrand’ın yönettiği ve Olga Kurylenko, Marc Barbe, Stipe Erceg ile Edith Scob’un oynadığı ‘Esrarengiz Sevgili’ (L’Annulaire-The Ring Finger) Erman Film tarafından vizyona çıkarılıyor. Tim Burton’dan Ölü Gelin (Tim Burton’s Corpse Bride) Mike Johnson ile Tim Burton’un yönettiği, stop-motion animasyon tekniği ile çekilen ‘Tim Burton’dan Ölü Gelin’, İstanbul Modern Sineması’nda gösterime girdi. Warner Bros. tarafından dağıtılan filmin senaryosu John August, Caroline Thompson ile Pamela Pettler tarafından yazılmış. Çok ünlü sanatçılardan oluşturulmuş seslendirme kadrosunda Johnny Depp, Helena Bonham Carter, Emily Watson, Albert Finney, Christopher Lee ve Tracey Ullman bulunuyor. Türev Ulaş İnaç’ın yönettiği ve Gülçin Santırcıoğlu, Güçlü Yalçıner, Beste Bereket ile Tuğra Kaftancıoğlu’nun oynadığı ‘Türev’ , Özen Film dağıtımıyla sinemalarda. Yapım, bu yılın En İyi Film Altın Portakal ödülüne sahip. Film, evlenme hazırlıkları içinde olduğu sevgilisinin sadakatini test etmek isteyen genç bir kadının, en yakın arkadaşını, sevgilisiyle ilişkiye zorlamasını anlatıyor. İYi SeYiRLeR... Filmlerin fragmanlarını da pek yakında koymayı düşünüyorum en azından filme gitmeden önce bir ön izleme gibi olur hemde fikir edinmiş oluruz hep beraber
  10. ZoR ZaMaNLaRıN KaYıP KıZı..BaK BaŞıNDaSıN YoLuN... zor zamanların kayıp kızı.. bak yine başındasın yolun.. hem de taa en başında.. onca yolu boşa mı yürüdün yani?? onca ağrı,onca anı boşuna mıydı?? şimdi ister istemez onun yanından her kalktığında gözlerin doluyor; gören de yaptığından utandığın için sanır.. oysa sen gibi bi zavallıyı inciten o kadar çok şey var ki utanç dışında!! kimse bilmez; anlamalarını bekleme.. herkes yaşadığı kadar var dostum de geç.. onun da anlamasını bekleme olmaz mı?? ümit senin yasak kelimen olsun artık.. ne sen söyle ne başkasına söylet!! zor zamanların kayıp kızıydın sen.. değişen ne ki?? sen ruhunun çekmecelerini yerleştirmedikçe değişen hiçbişey olmayacak hayatında.. zaman aynı iştahla akıp gidecek insanlar aynı açgözlülükle sömürecekler zamanı.. ama sen kızım; sen ne zaman kendine bir şans vereceksin, o zaman durdurup zamanı, boşluğunda yarattığın gerçekliğe geri döneceksin.. gitti işte ötesi var mı?? yanındayım, seninleyim, kaybetmek istemiyorum dedi ve gitti.. şimdi ayrı şehirlerde aynı kalmadığınızı bile bile hala ve ısrarla onu düşünmek nedir?? niyedir?? Büyük sözü dinlemediğinden başına gelen bu AŞK sancısı tüm hayati fonksiyonlarını durdurma noktasına getirinceye kadar bi ağrı kesici almak aklına bile gelmediyse bu da mı onun suçu?? ondan hergün aynı samimiyeti beklemek anlamsız sen de biliyorsun. tıpkı kendi dilinde edilmeyen dualar ya da başka dillerde yazılmış aşk şiirleri kadar anlamsız. “Zor cümleler gibisin benim için. Yani kurulması kolay bitirmesi zor cümleleri kastediyorum. Tüm ögelerini bildiğim halde yan yana koyup tamamlayamadığım cümleler.. tuhaf bir öğleden sonra mahmurluğu gibisin aslında.. öyle tatlı geliyorsun ki anlatamam.. ama seni yaşamam imkansız.. çünkü gözlerimi kapayıp o mahmurluğa yenildiğim, o tatlı uykuya daldığım anda hayatımda başka şeyleri ihmal ediyor olduğumu bilecek kadar ayık bi tarafım var hala.. Seni toparlayamıyorum aklımda anlayacağın ve kalbimde bi yere koyamıyorum.. daha doğrusu tutunamıyorsun!! Ne yapmak istediğini bilsen bunlarla uğraşmak zorunda kalmayız belki.. birbirimizin hayatına girme pusulamızı iyice şaşırdık, aşkımızın rotası kayıp..” yazdığın her satır ona ulaşmayacağını bildiğin feryatlara dönüşecek. günbegün eriyen ama asla bitmeyen bi aşkla seveceksin onu sonsuza dek!! en zayıf anında yeniden hayatına girmesine izin vereceksin. zaten seni asıl yaralayan da bu zayıflığın. yaşadığın her şeyden kendini sorumlu tutacağını bilecek kadar kadınsın artık. ama ruhunu üşüten, gururunu görmezden gelip benliğini bi kenara iten bu adama aşık kalacak kadar da çocuk!! zor zamanların kayıp kızı.. bak yine başındasın yolun.. kızgınlığın bundandır.. Kolay Gelsin
  11. BeN SeÇiLMeM SeÇeRİM
  12. Çık gayrı aklımdan çık Sevdanı taşıyan bu yürek Hasretini tartmıyor.... Gece kadar karanlık bu aralar yüreğim sabaha ermiyor bu amansız yanlızlık Sana sesleniyorum Çık gayrı aklımdan çık. Sevdanı taşıyan bu yürek Hasretini tartmıyor. Kaç zamandır çizmiyorum O kadının resmini. Bir rıhtım gibiyim, Bir liman belki Senden sonra uğrayanı olmayan. Sen beni yarım bıraktın Ben geleceğimi. Kaç zamandır yazamıyorum hiç bir şeyi. Toplayamıyorum 1 ile 1'i Dedim ya çizemiyorum artık Aynadan bakan beni. Sen beni suskun bıraktın Ben şiirleri. Kaç zamandır alt alta koyamadım kafiyeleri Çok oldu saymadığım koşturan saatleri Zaman hatırlattıkça seni Korktum gözyaşlarımdan Ve durmadım ki şöyle dimdik Bir aynanın karşısında Çizebileyim Senden arta kalan beni. Kolay Gelsin
  13. YaNi LaMı CiMi YoK ERKeKLeR ALDaTıR Mı DiYoRSuN ?
  14. KeRiM TeKiN - HaYKıRSaM DüNYaYa
  15. EmiLY_pandora şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Şiir Forumu
    Yilan Yastigi Yolcu bir magaraya ugrar Ve olaylar baslar Kuzey isigi, dogu rüzgari Güney denizleri Günbatimi Yasemin, zakkum, kara manolya Basimizi koydugumuz yilan yastigi Efsane, zehirden sonra basliyor Ey içinden geçtigim ates Yikandigim su Incinmis sisler içinde kalbimin dogusu Bakimsiz yüzyillardan sonra On binlerin dönüsünü akan Geri çagrilmis irmaklar Hergün gizleriyle bakistigimiz eski uygarliklar Kadar yabanci Gündeligin karanlik ugultusu Efsanesi içimizi yakan Yilan yastigi Günesin aksam dualarini söyledigi mezralarda Hersey dünyanin yaradilisina benziyor Dogu rüzgarlari agzinda zehirli yapraklari Esiyor esiyor Magarada ejderha uyaniyor Yedi uyku uyumus yolcu Yilan yastigi terliyor Kolay Gelsin
  16. EmiLY_pandora şurada bir başlık gönderdi: Roman Forumu
    Sol Ayağım İlk nefesle birlikte başlayan bir mücadele öyküsü Sol ayağım. Bir insanın hayatında karşılaşabileceği en büyük engel ile doğan bir kız çocuğunun hayata bağlanmasını ve azmi sayesinde başardığı büyük bir savaşın hayretlik veren bir otobiyografisi. Yanlış duymadınız bir otobiyografi. Yazarın azmi sayesinde önüne geçtiği beyin felcini anlatan bir kitap... Yazarın İrlanda edebiyatında özel bir yeri var. Ve dünyada eşine sık rastlanmayan bir gayreti bizlere heyecanla anlatıyor. Okuyanları öylesine büyüleyen bir yapıtki okurken bu gerçekmi diye soracaksınız kendinize. Farklı bir tür okumak isteyenlerin mutlaka okuması gereken çarpıcı bir kitap. http://www.turkish-media.com/forum/topic/77598-sol-ayagim-my-left-foot-1989/ Kolay Gelsin
  17. EmiLY_pandora şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Müzik Cafe
    Bir Kösede Yatar Aglarım Bu yil benim yesil bagim kurudu Dolu vurdu yapraklari kurudu Benim de saz tutan elim varidi Simdi bir kösede yatar aglarim Benim ile lokma yeyip içenler Gölgemin altinda konup göçenler Sizi zalim dar günümde kaçanlar Ben kendi kendime çatar aglarim Çirpina çirpina bir yuva kurdum Bebegi görmedim kundagi gördüm Deryada boguldum karada vurdum Çileden çileye batar aglarim Mahzuni Serif'im budur ahvalim Zamane bozulmus insanlar zalim Kiyamete kadar gider vebalim Sabir edip matem tutar aglarim Kolay Gelsin
  18. Benim, Sana yandığım vakitlerde çık karşıma Yaktır bana tüm şiirleri... Ellerimi tut,.. Gözlerimin ta içine bak ölüme direnircesine Ve aydınlat karanlıklarımı... Tut ki sana aşık değilim... Tut ki sen kimliği tanımlanamayan bir yıldızsın benim için.. O zaman sen ay ol Karanlıkta aydınlat beni Güneş ol yak gündüzlerimi Yak gecelerimi Bir anda kaybol Beni aşık et kendine.. Sen aşk denilen yasadışı bir gerilla ol bende Senin dağlarında ve senin uğrunda Mert bir militan olayım Ve yalnızca senin için savaşayım Yağdır mitralyöz misali kurşunları üzerime Ben güllerle yıkanayım... Yağmur ol boşal üzerime bardaktan boşalırcasına Kar ol yağ yollarıma diz boyu sana batayım Fırtına ol Yetme... Sel ol Ben inadına sana sarılayım Sana yandığım vakitlerde çık karşıma Yaktır bana bu şehri Bu şehri yaktır, geceleri, gündüzleri Ve sensizlik denilen yalnızlığı yaktır bana... Senin uğruna kurşuna dizeyim türküleri Ve bitsin bu işkence... Sonuna kadar buz kessin yüzüme bakan feryatlar Ve bir anda siyaha dönüşsün lekesiz bembeyaz martılar Kanatları kırılsın sensizliğimde Sessiz kaldığım her an biraz daha vurulsun yürekler Bir yangının orta yerinde kaldığım anda çık karşıma Aşkımı paramparça gözlerimle anlatayım sana Ve sen Çık KARŞIMA Seni seviyorum diye haykır BANA... Kolay Gelsin
  19. Bir kadın neden aldatılır? yada bir erkek kadını neden aldatırdı? ne bu soruya bir yanıt buldum,ne de bu soru yanıtsız kaldı..kime sorsam herkesin bir yanıtı vardı..' erkektir yapar,doğasında var' , 'bilmiyorum öyle gerekliydi galiba yetmiyordum ona' yada 'dışarıda kötü kadın çok, kocamda suç yok' ve buna benzer yüzlerce cevap.. peki hiç düşündünüz mü bir ilişki kötü gidiyorsa iki tarafında suçu olduğunu...bir erkek boş yere aldatmaz, tabii kendine bunu iş bellemişler dışında..genelde Türkiye de yaşanan bir saçmalığı söylemek istiyorum..bizim kadınlarımız..birini elde etmek için kılıktan kılığa girerler..dikkat çekmek için saç boyatırlar,makyaj yaparlar,alış veriş yaparlar,parfümlere boğulurlar,güzellik salonlarından çıkmazlar..şöyle helal süt emmiş bir tip için..peki sonra..sonrası berbat..sonunda bir adet koca bulunur..en güzel düğün yapılır..en harika balayı yaşanır ve yaklaşık 3 ay sonra kadın bırakır kendini..eğer ev kadınıysa durum çok vahim..artık sadece duştan çıkınca saçını tarar olur..üstünde bir t-shirt,altında bir kot yada şalvarımsı bir şey, maksat rahatlık..yüzünde yolunmuş kıllardan oluşan ufak yaralar,çıkmış kaşlar,ve parfümsüz bir vücut..bütün gün ev işi yapar kocasına leziz yemekler hazırlar,ortalık toplar,ütü yapar ,seda sayan izleyip 'ya nasıl zayıfladı bu kadın' der durur kendi kendine..bu ailede ki koca rolündeki şahıs..aşık olduğu kadının yerine bambaşka birini bulmaya başlar ve bir türlü anlam veremez..ilk önce karısına' niye saldın bu kadar biraz şu üstünü düzelt demeye başlar' sonra pişman olur ve 'o benim karım niye böyle diyorum' der..tabii 1 hafta kadar..kadın ise erkeğin bu isteği sonucunda lafını esirgemez, 'bütün gün evin içindeyim bu bile fazla,etek döpiyeslemi yemek yapayım,sende alemsin' der..adam sonunda müşterisi seda hanıma ve bakımlı ellerine bakmaya başlar..(lütfen sedalar üstüne alınmasın bir an bu isim geldi aklıma)..ve ev hanımının kabusu başlar..onun kabuslarına başlamadan, birde çalışan hanımıza gelelim..onunda evliliği bir rüya gibidir aslında onun ilişki dönemi ev kadını pozisyonundan daha iyidir..çünkü çalıştığı için ister istemez kendine dikkat etmek zorundadır ama bu sefer erkek için başka şeyler başlar..kadın, eve erkekten sonra gelir ve evde tabi ki yemek yoktur..erkek başta anlayış ile karşılar ama sinirleri zorlanıyordur..eeee bizim erkeğimiz taş fırın ya..bir tek yemek değil tabi ki..kadın duş alır ve hemen uyumayı seçer..oysa erkeğin anlatacakları vardır..bundan sonraki fasıl anahtar aslında..erkek kadının yanına sokulur yatakta ve sevişme özlemi ile yanmaktadır..ama bir Türk kadını olarak ilk laf ,' başım ağrıyor lütfen' olur..bu cümle zaten kötü bir sonun başlangıcı olmaya adaydır..tabii ben bir kadın düşmanı değilim ama bunlar bir gerçek..zaten erkekler kendilerini haklı çıkaracağımı sanıyorlarsa yanılıyorlar..gelelim kadının sesine..bizim ev hanımı aslında yaptığının biraz saçma olduğunu biliyordur..o da bakmak istiyordur kendine ama ya ev işleri ne olacak..aslında kocası bu akşamda onu yemeğe çıkarsa olmaz mı? yada elinde bir buket çiçek ile gelse olmaz mı? bunları o istememeli erkek yapmalı.... ve içinden.. ‘’bilse ne kadar ihtiyacım var benimde değişikliğe..arkadaşları ile hep yemeğe çıkıyor, ya ben..hem o zaman kendime bakmak için bir nedenim olur' bizim kadınımız bunları söylerken nedense ondan başka kimse duymaz..aslında sorun burada zaten bizim bu korkak yapımızda..başımıza bir şey gelmeden dişimizi göstermiyoruz ya da derdimizi anlatmıyoruz..illa şeytan mı dürtecek bizi..peki ya çalışan kadınımız..''bende istiyorum ona yemekler hazırlamayı ama onun maaşı ikimize yetmiyor hem boşuna mı okudum üniversiteyi, ne var bir gün bana süpriz yapsa iş yerimden alsa beni, bende şu kendini bilmez patrona tatlı kocamı göstersem..ya da ben eve geldiğimde beni iki kadeh şarapla beklese..benimde arzularım var bende özledim ona dokunmayı ama biraz romantik olsa sevse beni..hep bir görevmiş gibi istiyor..bende kendimi tutuyorum..'' evet böyle erkekler..ya onların kalbi.. kadınlar sizden biraz daha kırılganlar ne yazık ki.. gelelim kabuslara iki kadınında kabusu aynıdır..erkekler aslında bu beklediklerini bulamazlar dışarıda sadece cinsel tatmin yada güzelliktir istedikleri ve iş bir süre sonra çığrından çıkar..uzaklaşmalar başlar,kavgalar gelir ardından ve sonra ya bir telefon numarası ya da bir ruj izi mahveder evliliği..( ya şu ruj izini kasten mi yapıyorlar merak ediyorum yapabilmek kasmak lazım)..evet evliliğiniz yokuş aşağı inmeye başlamıştır ve frenler tutmaz..gözyaşları,küfürler,bağırtılar,evi terk etmeler ve pişmanlıklar ..KEŞKE ler başlar ve tabiki NİYE ler..aslında herşey açıktır iki tarafta hatalıdır..çünkü her şey elde edinceğe kadar düşüncesi öldürür her şeyi..ve tabii bu evcilik oyununun sonunda bir de kötü kadın vardır..yuva yıkan şirret kadın..aslında ondada değildir suç (istisnalar hariç) ya o da adama aşıktır ve evli olduğunu beyefendi o aşık olana kadar saklamıştır ya da..o kabullenmiştir adamı..zaten böyle durumlarda kadınların peşini bırakmadıkları yalan çünkü erkek bırakırsa kadın bir şey yapamaz( dedim ya istisnalar hariç) işte böyle......bu ne yazık ki bir dünya gerçeği ama Türkiye de çok ağır yaşanıyor..kadın biraz daha isteklerini söylese ve mücadele etse..erkek tabi ki dürtülerini biraz sindirip duygulara hitap etse, gül gibi geçinirler efendim..bu yazdıklarım kimseyi incitmek için değil ve tepki bile alabilirim ama ben bu gözle görüyorum...tabi ki herkes böyle değil ama bu bir genel bakıştır..umarım bütün ilişkileriniz özenli ve güzel olur...... Kolay Gelsin
  20. YaŞaR - BeNi KoYuP GiTMe Ne oLuRSuN (Durğun yerde dur,Kendini martılarla bir tutma senin kanatların yok. Düşersin yorulursun beni koyup gitme ne olursun
  21. BeN ŞiMDi SıKı Bir uYKu ÇeKeYiM YaRıN Bu oYuNu ÇöZeRiM iyi sabahlar şimdilik herkese Kolay Gelsin
  22. Bilmem hiç sabahın erken saatlerinde güneşin sudaki yansımasını ilgiyle izlediniz mi? Nasıl olağanüstü bir yumuşaklığı vardır ışığın ve nasıl karanlık sular kımıl kımıldır. Ağaçların üzerinden gördüğünüz ÇobanYıldızı gökteki tek yıldızdır. Hiç böyle şeylerle ilgilendiniz mi? Yoksa günlük işlere kendinizi öyle kaptırmış olduğunuzdan uğraşlarınız daha ağırlıklı bir yer tuttuğu için bu dünyanın onca güzelliklerini unuttunuz ya da hiç tanımadınız mı? Bir kimseyi sevmenin ne demek olduğunu biliyor musunuz? Bir ağacı, bir kuşu ya da bakıp gözettiğiniz bir evcil hayvanı sevebilir misiniz? Size hiç bir karşılık vermese gölgesinden de yararlanmasanız, arkanızdan da gelmese size bağımlılık da duymasa gene de sevebilir misiniz? Çoğumuz böyle bir sevgiye kapalıyız, çoğumuz bu biçimde sevemeyiz çünkü sevgi bizim için her zaman kaygıyla, tedirginlikle, kıskançlıkla, korkuyla çevrelenmiştir. Yalnızca sevip sevgiyi orada bırakmak istemiyoruz, sevip de sevmekle yetinemiyoruz, sevgimize bir karşılık bekliyoruz. Bu isteğimizle de başka bir kimseye bağımlı olmuş oluyoruz. İşte bunun için sevin ve bununla yetinin. Sevgi bir tepki değildir. Eğer siz "Beni severseniz, ben de sizi severim" diyorsanız bunun adına ticaret derler, alış veriş derler. Sevmek, karşılık beklememektir Kolay Gelsin
  23. iyide ÊxcÊ ben ilk kapıdan geçtimde sonrası yok ne yaptıysam kapı açılmadı çilingirmi çağırsak acaba
  24. Aşk Denilen Şey Belki de bir hayalin peşinden yıllarca koşabilmektir, ya da koşmayı düşünebilmektir aşk. Üstelik yitip giden, hızla geçen zamanın sonunda o hayali hiç gerçekleştirememe olasılığına rağmen... Günleri, geceleri bir odaya kapanarak geçirirken, bir telefon çığlığına, bir kapı ziline ömrün yarısını verebilmeyi düşünmektir... Ya da duyulacak bir sesle, sevgilinin yüzündeki bir gülüşle, gözlerindeki bir ışıltıyla, ömrün üzerine bir ömür daha ekleneceğini hissetmektir aşk... Her şey çok iyi giderken, mutluluk ormanına her gün yeni fidanlar ekerken, insanların sana ve ona gıpta ile baktığını düşünürken bir anda onsuz, diğer yarınsız, kalabileceğin fikrinin seni deli etmesidir... Tam da ona hayatını bağlamışken, onsuz yapamayacağını, onsuz nefes bile alamayacağını düşünürken, bir gün yapayalnız kalma korkusunun bütün vücudunu titretmesidir aşk... Terk edildiğinde hayata küseceğini, suçlayacak yüzlerce insan ya da neden bulacağını, kin tutacağını, intikam yeminleri edeceğini bilmektir... Bir özlem şarkısının içini eriten ezgilerinin veya seni bambaşka mekanlara sürükleyen mısraların kulağından girip, yüreğine doğru akmasına sonra gözlerinden damla damla dışarı taşmasına engel olamamak ve zaten engel olmaya güç bulamamaktır aşk... Aylarca görmediğin, tenine dokunmadığın, kokusunu doyasıya ciğerlerine çekemediğin ve hatta sesini bile duymadığın birisine hala tüm hücrelerinle bağlı kalabilmektir, delicesine özlemektir aşk... Tutkun yüzünden aptallıkla suçlanmayı göze almaktır... Sana aptal diyenlere söylenecek söz bulamazken, başın öne eğilip gözlerinden akan gözyaşlarına rağmen, yüreğinin onu seviyorum diye haykırmasıdır aşk... Plansız, hesapsız, ölçmeden, biçmeden kaygısızca ama her olumsuzluğu da göz önüne alarak kendini bırakmaktır... Güçtür aşk ve zordur aşkı yaşamak. Her pisliğe, vurdumduymazlığa, kalleşliğe, iki yüzlülüğe karşı kazanılmış bir zaferdir. Yarını hiç düşünmeden sadece içinde bulunduğun anın hazzını bütün benliğinde hissedebilmektir. Sayılarla harflerle belirlenmiş her şeye meydan okuyan bir belirsizliktir... O belirsizliğin içinde savrulurken bir sonraki günü dakikası dakikasına planlamanın ne kadar saçma olduğunu görebilmektir aşk. Ve aslında hiçbir benzetmenin, hiçbir tarifin aşkı tanımlayamayacağını bile bile, aşk üzerinde yazma, söz söyleme cesareti gösterebilmek, o yazılanları, söylenenleri okuyabilmek, dinleyebilmektir aşk... Kolay Gelsin
  25. Bazen Yazmak İstemez İnsan Bazen yazmak istemez insan; Kelimelerin taşıyamayacağı ağırlıklar olduğunu düşünür. Cümle kuramaz, kurar kurar bozar. Hiçbir cümlenin tam olarak doğru anlamı veremiyeceği kanaati yerleşir içine, her nedense. Bazen yazmak istemez insan; Konuşmak istemez, söyleyeceği her şeyi teker teker susmak ister. Suskunluğa sığdıracaklarının, sözlerle; boş sayfayla ifade edeceklerinin, yazıyla heba olmasından korkar. Bazen yazmak istemez insan, Düşünüp içine atmanın, susup içinde saklamanın, söylemeyip sır olarak saklamanın daha doğru olduguna inanmaya başlar. Bazen yazmak istemez insan; Parmakları ile bilgisayarın klavyesi, kalemi tutan eli ile kağıt arasında bir yabancılık keşfeder. Harflerin yerini ve şeklini unutur bir süre. Bazen yazmak istemez insan; Oturup başını öne eğmek, kalkıp yürümek, derin bir nefes almak, olamayacağı yerlerde olduğunu düşlemek, hayaller kurup ütopyalar üretmek ister. Bazen yazmak istemez insan; Önüne bir kağıt alıp karalamak ister. Bu çizgilerin içinden anlamlı sözlerin daha çok çıkacağı duygusuna kapılır. Hiçbir şey düşünmeden yürüşe vardığı yerin, yazdıklarıyla vardığı yerden daha güvenli olacağı fikri dolaşır beyninde. Bazen yazmak istemez insan; Kalemi kırmak, kağıdı yırtmak, bilgisayarı devirmek, tüm mesajları silmek ister bazen. Susmak ister, yorulmak, dağılıp paramparça olmak ister. Büyük bir yorgunlukla derin bir uykuya dalmak, derin bir susuzlukla, kana kana sular içmek, dağılıp paramparça olup yeni baştan dirilmek ister. Bazen yazmak istemez insan; Geçecektir, herkes gibi olacaktır. Treni kaçıracak, istasyonda tek başına kalakalacaktır. Geçecektir. Bazen yazmak istemez o kadar... Kolay Gelsin

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.