Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

taypa

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    321
  • Katılım

  • Son Ziyaret

taypa tarafından postalanan herşey

  1. madem çokkolay açar okursun bu kadar basit.Benimde bu şekilde tek tek arayıp buraya alıntı yapacak halim ve vaktim yok.E hadi geçtim hepsini yazılan şeye bile muhaliflik yapacağınızdan "evet kesin bir yaklaşımım var" emin olduğum için bunun zahmetine girmeye gerek yok. ciddiyetsizlik sözüne gelelim.Alaya alınmış bir şekilde verilen bir cevap olsa idi dediğin doğru idi ama alaya verilen bir cevabım yok farkında isen yani bu tavır senin kuruntun olmuş oluyo biraz.KOnunun paralelinde bir yorum yapacaksanız yazın bende yorumunuza cevap vereyim ama yok kişiselleştirmeye ve çemberin dışına çıkacaksanız söz sizindir buyrun ben buraya kavga etmeye tatsızlık yaratmaya gelmedim
  2. taypa

    DİN VE PARA

    sayın Politika bir yanlışı düzelteyim.Adli Makamda iki unsur vardır.İdari yargı hakimliği ve Adli Hakimlik.BUralara girebilmek iki için iki tür fakülte mezunu olmanız şarttır.Hukuk fakültesi ve idari bilimler fakültesi.Hukuk fakültesi mezunu zaten hukukla uğraşır idari bilimler fakültesi mezunu 4 sene boyunca zorunlu olraak hukuk dersi aldığı için yasa gereği aynı hakkı taşır.O hakta idari yargı hakimliğidir.İdari hakimlik devlet denetimi demektir.Anayasa mahkemesi ve sayıştay devleti dnetler.Devleti denetleyebilmeniz ve yargılamanız için 3 şeye çok iyi hakim olmanız gerekir.Birinci kamu maliyesi, ikincisi yönetim düzeni ve denetim,hukuk dalları.Hukuk fakültesi mezunu olan birisi sadece hukuk dallarına hakimdir çünkü müfredatında yoktur.Diğer eksiklikler idari bilimler bölümü mezun olan kişilerden tedarik edilir.İdari yargı hakimliğine geçişin arkasından mertebe sınavlarına girdiğiniz takdirde ve temiz bir sicile sahip olursanız Anayasa mahkemesi başkanı olursunuz.Yani hukuktan anlamayan adam edası yanlış bir yaklaşımdır.Ha o konumda bulunan insan basiretsizdir, yeteneksizdir tatmin edemez bu kişisel bir özürdür.
  3. sayın dünyahepimiz madde madde sıralama yapmanıza gerek yok yazarken; şimdi burda birbirimize arşivcilik yaptırmayalım bana şu konu bu konuyu bir aç diyene kadar sizlerle tartışma yaptığımız konuları açarsın orda girdiğimiz diyaloglara bakarsın burda benden bir ispat istemen sadece kelime oyunu satırları doldurup olayı hodri meydan havasına getirmektir.Ben olayları burda yorumlarken her cevaba genel anlamda gördüğüm objektif sebeplerden yola çıkarak cevap veriyorum işe tarfsızlık koymak içinde az biraz hukuk katıyorum.Maksadım çorbanın lezzeti olsun.Ama iki gündür öyle bir nameleşme var ki Anayasa ile ilgili yazdığım bir söz o kadar çarpıtılarak üzerinde yorum yapılarak bu satıra kadar geldiki ayıplamaya başladım artık. Lütfen yorum yaparken karşılıklı atışma şeklinde değil hodri meydan havasında değil forum havasında olalım.Çünkü yüz yüze değiliz sanal bir ortamdayız.Ha bu arada eminim dünya hepimiz arkadaşım bu yorumada karşılık bir muhalif cevabı olacaktır.
  4. sayfalar dolusu alıntı yapan arkadaşlar inanın okunası gelmyor çünkü size ait olan bir fikri yansıtmıyor.Okuyun kendinizde yorumlayın ne anladığınızı buraya kendi fikrinizle bağdaşıyorsa özdeşleştirin yazın bağdaşmıyorsa zaten yazmassınız. İşkence bir insanlık suçumudur.tartışılır ben daha başka platformlarda da bunu dile getirdim.Hem yasalarımızda hemde toplumd dahilinde işkence yasakmıdrı evet yasakdır.Ha buna rağmen işkence varmdır evet.Bakın insan psikolojisi çok farkldır suçlu psilojisi çok farklıdır.Dahili durumlar vardır harici durumlar vardır.Dahili durum vardır suçlunun bir suç işlediği aşikardır ispattır suçun başlangıç noktasına sebebiyetine ve suçun rengini belirlemek ve cezasının adını koymak için sorularsınız.HArici durum nedir suçluyu sorgulayan sorular suça yönelik olmalıdır yada dolaylı yoldan suça ulaşmalıdır siz bundan uzakta bir tavırla biraz da demek istediğim mefi duygular dahilinde yaklaşırsanız dahil olan duurmların dışına çıkarsınız. Ha bir suçu yapmadım diye bilirsiniz.İşte burda şu sorun ortaya çıkar.Sorguyu kimin yaptığı.SOrgulma işi çok çetindir ehli kişi tarafından yapılmaldır.bu aynı hastaneye gidersiniz doktorun yapacağı işi hemşire yapar sonra kendşni nizam-ı mülk sanar ya onun gibidir.SOnuçlarına siz katlanırsınız. İşkence ülkemizde yasak ama uygulanıyor mu.Tartışılır ancak unutmayalım ki arkasından insan hakları var diyerek koşulan avrupada yada amerikada Türkiyede işkencenin 4 katı vardır.BUnu artı parantez belirteyim.Bizdeki hukuk sisteminin buna bir kılıf bulamaması bizde hakkaten işkence yasak olup yapan kişilerin bir şeyler sadetinin arkasına geçerek işkence yapmasından kaynaklanır. İşkence yapılmalı mı yapılmamalı mı.Tabi ki yapılmamalı ama bazen gerek duyulan bir çözüm sayarım.Babamın bir sözü vardır.Karşıda ki şerle geliyorsa sende hayırla gitmeyeceksin.Bu sözün çarpıtılmasın lütfen vben insanlara saldırın üstüne gidin demiyorum.Suçlu psikolojisi çok farklıdır.Bakın ayrık otu illet bir ottur.Siz çeker yolarsınız ama genede çıkar.AMa öyle bir ayrık otune denk gelirsiniz ki çekersiniz gelmez, kurusun deseniz kurumaz, çareyi elinize keseri alıp dibini dövmeye başlayıp kökünden kopararak çıkarmakta bulursunuz.Yani zor kullanırsınız kendi elinizdeki imkan sizin durumu çözmeye yetmez. Türkiyede saat başı işkence yapılmıyor hatta hiç yapılmıyor.Hatta yasada da ağar bir şekilde yasaklanmıştır.Bunun dışına çıkıldığıda çok az görülür.
  5. Bİrincisi olarak Ahmet Kaya sanatçı biri olarak hakkaten başarılı ve ses olarak tartışılmaz biri.Ancak ideolojik olarak mesela benimle örtüşmeyen biri.BEn Serdar Ortaçta sevmem.Niye??? Ahmet Kaya ben kürtçe şarkı söylemek istiyorum dediğinde kendisine çatal fırlattıklarında Serdar Ortaç sahneye çıkarak bu bölmek isteyenlere karşı mücadele verecez yılmayacaz gibisinden demogojik laflar etmiştir 6 ay sonrda Askerden yırtmak için bedelli askerlik yapmak için yurt dışına kaçmak için kırt takla attı sonra usulsuzlük yaptığı için mahkemeye çıktı.Muhaliflik sırf muhalifiyet olmak için yapılmaz. Vurgulamak istediğim umarım anlaşılmıştır. GElelim Ahmet Kayanın kürtçe şarkı istedi ama red edildi olayına gelince.Bakın Ahmet Kaya öcalan için APO'yu özledim sözleri olan , benim mısralarım Türk ASkerine giden bir kurşundur diyerek konserinden slogan atan birisi.Hükümetin Kürtçe yayına izin vermesi ile Ahmet Kayanın kürtçe yayına yaklaşımı kürtlerin yaklaşımı bağdaştırılmamalı.Hükümetin kürtçe yayına geçmesi doğuda bulunan insanların DTP edasından kurtarmak için ve de aynı zamanda AB belasının dır dırından kurtulmak için doğuda siyasi bir egemenlk oturtmak için yapmış olduğu bir siyasi manevradır sadece. Ben karşımıyım bakın sokakta zaten insanlar özgürce kürtçe şarkı dinliyor özgürce kürtçe konuşuyordu.Kürtçe sadece TSK sınırları için ve Kamu İdaresi içerisinde yasak olan bir dildi halk arasında yani örfi de serbestti.BUnu meşrulaştırmak demek bu ülkede iki kafa var demektir.Bugün Kürtler dil yayınını aldı geçtiğimiz günlerde çerkez dediğimiz kafkas kökenli insanlarda çıkıp bizde dilimizde yayın istiyoruz dedi.Eeee o zaman arap ta dicek, sonra laz da dicek varsa başkasıda dicek.İngizlice evrensel bir dildir resmiyette.Ama kürtçe değildir.İngilizce bir yayını alabilirsiniz ancak bir ülkede dil olarak birden fazla meşrulaşmış bir dili gösterirseniz burda iki başlılılıklar ortaya çıkar.Nasıl mı Kürtçe bir toplumun ortak dili içerisinde genel anlamda arapça ve farsça karşımı olan bir dildir.Ama bir ülkenin dili yani TÜrkiye sınırları içerisinde bir eyaletin dili değildir.Eğer eyalet şeklinde bir ortam haline geitrirsek ozaman zaten ülkeyi bölmüş oluruz.Hedefler sapmış olur. Ben Kürtçeye karşıyım ama meşruda karşıyım.Halk kendi arasında zaten konuşuyor.BUna yasak getirende olmadı bugne kadar ama kalkıpta siz bugün kürtçe yayın yarın kürtçe bir başka bişe diğer gün başka bir şey demeyceğinizi garanti edemezsiniz ki sonu gelmez o zamanda çatışma çıkar tepkiler doğar.En büyük tepkiyi de genececik yaşlarda oğlunu toprağa veren şehit ana babalarının tepkisi olur
  6. birincisi Deniz Gezmiş bir lider değildir.Bir olayın içerisindeki kilit isimdir.Lider olarak görebileceğim biride değildir bana bir şey vermemiştir.DAvaasında haklı olduğu yerler çoktur ama haksız olduğu noktalarda çoktur fakat değil davası yani adam sırf bağımsız Türkiye dedi diyerek gene Atatürk ile bir tutmam.Bu nasıl ki küba halkınnın kendisine che yi örnek almaası toz kondurmamasıdır benim yaptığımda bir Türk olarak Atatürk'e toz kondurmamaktır.YEri geldimi Atatürktede oluşabilmiş hatalar meydana gelmiştir ama bunları veryansın eder açıklarsanız o insannın aleyhinde propaganda yapan insanların önüne zihniyet olarak tamamen zıt olduğu kişilerin önüne kadavra atmış olursunuz.Benim fanatikliğim bundan ibarettir.Forumdaki diğer konularada bir bakarsan benim fanatikliğimin olmadığını görürsün aksine olaylara tamamen objektif bakan ve somut örnekleri veren biriyimdir Deniz gezmiş standdardında birini örnek verin dengeleştireyim ama kalkıpta Deniz GEzmiş le Atatürk'Übağdaştırarak yola çıkarsan kanımca hata yaparsın çünkü biri elma biri armut.
  7. bende önce o hatanızın tesbiti için yorum yazmak istemediğimi dile getirdim.YAzılarda art niyet arayıp aramama gelince ifadeler önemlidir sayın yakışıklı direk siz diyerek hitap ederseniz konuda bana bir ithamda bulunuyorsunuz demektir halbuki düşünce tam tersi.Çok küçük bir ayrıntıdır ama işte ordaki ayrıntıyı yakalmaktır önemli olan.Gözle görünen zaten herkezin gördüğüdür anladığıdır.Yani sinek küçüktür pistir ama mide bulandırır hesabı Dalgınlıktanda olsa imla hatası yapmaz iseniz sevinirim en azından bir okuyup aşağıdaki düzelt butonunu kullanarak olayı hafifletebilirisniz
  8. en son yazmış olduğunuz "Ayrica bir hukukcu olarak pek cok yasalari siz anlamakta zorluk cekerken siradan vatandasin nasil anlamasini bekleyebilirsinizki " sözü için söyledim.Eğer desyediniz ki bir hukukçu yasada yazan maddeleri anlamakta bile zorluk çekerken vatandaşın nasıl anlamasını bekleyebilirsiniz deseydiniz cevabım daha ılımlı olacaktı ancak direk siz hitabını kullandınız.Tavrım bunu takibendir. Bizim Şirketler Hukuku hocamızın çok güzel bir sözü vardır.Bir firmanın muhasebe hatasını yakaldığın zaman yapana ceza keseceksen X firmanın muhasebecisi AB kişi diceksin ama yok demezde X firmasının muhasebe kayıtları dersen o kayıt sürecinde evrak taşıyan adama varana kadar şahit aramak zorunda kalırsın.İfadeler önemlidir arkadaşım.Nasıl bizim kopya olayında olayın savunmasını çok güzel ifade etti isek burda da önemlidir
  9. Atatürkle ilgili fanatikliği kabul ederim bundan da gurur duyarım ama sen bu konu dahilinde Atatürkçülüğü bağdaştıramassın.O zaman sen Deniz Gezmişle Atatürk'ü bir tutuyorsun demektir.Bu yanlış bir yaklaşımdır.Yada sen Atatürkçülükten rahatsız olan birisin demektir.BUrdan da Atatürkçü olmadığın onu sevmediğin anlamına kadar pay çıkar.
  10. şimdi kırılma noktası şudur arkadaşlar.ben bu siteye üye olurken millete hukuk ahkamı kesim diyerek girmedim zaten.Bir kaç arkadaşa dikkatim çekti de hemen alkış edasındalar.BUrda tebrik edilecek bir nokta yok.Hala görüşümün arkasındayım yasayı bilmiyorum demek mazaret sayılmaz.Ayrıca koya örneğindeki olayda birileri bize şurda bu yazar haberiniz olsun demedi biz kendimiz bu hakkı ortaya çıkardık kurulun da karşısına kadavra keser gibi öğrenci kesemessiniz yasanızda bu şekilde bu şekilde.....diyerek hakkımızı savunduk ve kazandık. Direk bir tezi çürütmeye yönelik şeklinde bir tartışma yapılabilir ama ancak bazı zayıf aciz noktaların arkasına saklanmak puan kazandırmaz sayın mavi ve dünyahepimiz.Dikkatimi çeken sadece size doğru dendiği zaman iyi genel bir doğru olduğu zaman ise kötü oluyor.Doğru olana doğru dediğinizi forumdakşi hiç bir konuda görmedim.Muhalifiyet doğru zamanda ve doğru yerde yapılmadığı sürece zaman kaybıdır. Sayın arkadaşım yakışıklı ; siz bize hukuku anlatamadıktan sonra derken umarım direk bana karşı bir ifade değilidr.O ifadede tam netliğe ulaşamadığım için cevap yazmak istemiyorum.Forumda konulara yaklaşımım bir hukukçu mantığından yola çıkarak olduğu için doğru bilinen bir çok şeyin yanlış olduğunu bazen dile getirmem rahatsızlık verdi ise bundan gurur duyarım.
  11. ben 5 TL ye git anayasa kitabı al oku ve hukukçu ol demedim.Zaten olunamaz biz bile tam olarak olamadık . Benim demek istediğim toplumu hukuk düzenler.Hatta bir deyim vardır.Çok samimi olduğunu birinden bahsederken "onunla çok sıkı hukukumuz var" dersiniz.E siz bu toplumda yaşıyorsanız benim ne haklarım var acaba diyerek bir kere o yasayı evde oturduğunuz yerde kitap okumak niyetine okusanız bir çok sorun giderilir. Bakın en basit örneğini vereyim.Üniversitelerde kopyada dsiplin uygulaması vardır.Ama hiç bir öğrenci lütfedip te okul yönetmeliğini açıp kolay kolay benim bu üniversitede başıma bir şey gelirse hangi haklarım var diyerek o yönetmeliği açıp okumaz.Ve hiç bir prof yada doçent hiç bir öğrencisinin özel durumuna binayen dışsal tedbir almaz.Yani kolay kolay almaz arada alanlar var. Benim fakülteden bir arkadaşım kopyadan dolayı sınavdan çıkarıldı ve disipline verildi.Yönetmelikte bir öğrencinin kopyadan dsipline gitmesi için şöle yazar: öğrenci ilk önce kopya için tam teşebbüste bulunması gerekir ve kopya diyerek nitelendirilen kağıtta yazan yazıların sınav kağıdında yazan sorulara doğrudan cevap olmalıdır der. Arkadaşımda ise cebinden kağıtları çıkarma yani yeltenme fakat yazdığı cevaplar ile sorular karşılaşmadığı için evdeki hesap çarşıya uymadı durumu vardır.Yani bu durumda cezai uygulama sicil uygulaması yapamaz hatta hocaya manevi tazminat bile ödettirebilirsiniz.Nasıl mı tabiki yasada yazan o maddeyi çok güzel bir yorumla çok düzgün bir anlatılır dille savunmaya aktarararak ve nitekim öyle oldu.Okul kurulu arkadaşıma uzaklaştırma verdi biz ise rektörlüğe varana kadar ayağa kaldırdık yasadaki o maddeyi baz alarak.Sonunda da kazandık. Yani anlatmak istediğim olay ben size alın birer anayasa kitabı okuyun sonra saldırın insanlara demiyorum sahip olduğunuz haklar nelerdir devlet bana neler öngörmüş benim şöyle şöyle sıkıntım olursa devletin hangi kanadı ile çözmem gerek....filan filan birilerine sorana kadar kendimiz cevabı buluruz Umarım kırıcı olmadan açıklayıcı olmuşumdur
  12. "Birilerinin pay alması,bu ülkenin kaderidir;sadece doğunun değil." bu bir savunma değildir kötüden örnek olmaz düzende yanlıştan bahsediyorsun yapılan bir yanlışı olağan kabul ediyorsun.Bu bir çelişki. Elektiriğin olmadığı köylere gelince sen muhtarını seçersin muhtarın il özel idaresi köye yönelik hizmetler müdürlüğüne gider ben şu köyün muhtarıyım köyüme elektrik getirin der dilekçesini verir ve bekler.geriye kalan ise muhtarın azimi ve bürokrasinin negatif dışsallığıdır.Anacak senin muhtarın yukarıya yazdığım gibi bir muhtar ise ağ kalk derse kalkan otur derse oturan biri ise şikayet etmeye gerek yok önce muhtarını değiştireceksin çünkü onunda köy halkı seçer yada ağanız atar.Ha ozamanda ağanı devireceksin.Yapabilirse tabi.... Bir ağayı ağa yapan da vezir yapanda kendine ilah yapan ve kendini ona kul köle edende halkın kendisidir.Bölgedeki ağaların, şeyhlerin gücü yadsınamaz diyorsun.Zaten sorun burda.Cumhuriyet tarihinde çıkan isyanlar hep bu sindirilmeyen ağarların halkı kendine çekmesinden olmuştur.Halkın ağa karşısında her zaman boynunu bükmesinden olmuştur. Orada yaşananlar yokluk diyorsun da.Bir insan aç kalmayı yokluk içinde yaşamayı kendine yakıştırıyorsa ben böleyim diyorsa ona yapacak bir şey yoktur.Hakkına düşen muameleye razı olaacak demektir.YOksa sistem işlemez hep o kişiye hep o noktaya takılı kalır ve ilerleme olmaz.Aslında benim gördüğüm kadarı ile pekte fakir değiller ya kayıt dışı olduğu için o olmayan fakirlik bir şey iddia edemem
  13. sayın mavi.... eğer osmanlı devleti dediğin tarih resmi olmayan tarihten çok farklı bir tarihe dayanır diyorsan bunu bana önce ispatla.Yoksa ortya attığın kolay kabul edilir bir iddia değil.Ha dersen kitaplardan okuduğum tarih bunu diyor.O zaman sana şöyle bir örnek vereyim. Ali Kemal MERAM sol görüşlü bir yazardır.Yazdığı kitabın adıda "Padişah Anaları ve 600 yıl bizi yöneten devşirmeler" dir.Bu kitaba göre bakarsan Osmanlı devleti soyunda bulunan hiç kimse Türk değildir ve hatta Orhan Gazinin babası bir Türk düşmanıdır.İlginçtir ki Orhan gazi nin babası Osman Gazidir ve OSmanlı İmparatorluğunun kurucusudur. Ali KARAÇAM ise sağ görüşlü bir yazardır.Onun kitabının adıda "Osmanlı devletini Cihan Devleti Yapan 150 Sır" dır.BU kitaptada Her padişahın kendisine çok sayıda eş aldığı ancak Osmanlının "kan bozulursa Törede bozulur" ( ki bu Oğuz Türklerinden kalma bir adettir) şeklinde bir hayat felsefesinden bahseder. bu sadece bir örnek anlatmak istediğim vermek istediğim mesajı almışsındır umarım Yani Tarihi yorumlarken kullandığın malzeme ve bulmak istediğin cevap tarafsız olmalı.Öncelikle unutmamak lazımdır tarih bir milletin bir ırkın yada nasıl bir tabir kullanırsanız adını sizkoyun tarih bir hafızadır.Atatürk'ün özellikle tarihin araştırılmasına yönelmeside bunun üzerinedir.Osmanlı tarihi oğuzlar selçuklar ve diyar diyar......Tarih incelenirken önce tahlil edersin sonra terkiplersin.Elindeki verileri önce aklın uygunluğu sonra ise varoluşun getirdiği yorumlama ile gerçeğe yansıtırsın.Ancak bugün tarih bu şekilde yazılmamaktadır.Amaç Osmanlıyı sevmiyorum diyerek yola çıkarak bir tarih yazmaksa vur abalıya misali değnek çakacak bir çok yer bulunur. Ama tarih abartılmadan olmayan bir şeyi varmış gibi yazmadan yapılmalıdır.Siz bunu böyle yaptınız demedim.Osmanılının tarihinin resmi olmadğını iddia ettiğiniz için yazıyorum.Osmanlı tarihinnin Cumhuriyette geçiş dönemlerinde bazı abartı söylemlerle ve taraflı ifadelerle yazımı hatta ortaya bir taş at çıkaramasınlar şeklinde doğruluğu ispatlanamayan iddialarla tarih yazıldı. Türkiyennin bilinen tarih profesörlerinden İlber Ortaylının çok güzel bir sözü vardır "meşrebine göre annenin babanın görüşüne göre çocukların ağızına bir kaç söz yapıştırılıyor bu çocuk bütün hayatı boyunca o öğrendşği ne ise ömürünü onunla tamamlıyor.Bİr şeyin köküne inmeye elle tutulur bir delil göstermeye hiç merakımız yok" yani aziz muhterem arkadaşım yukarıya yazdıklarınla ilgili yansız bir delil ortaya atmadığın süerece ki ben delile bakarım sadece o benim için ispattır.Delil dedim diye bana kalkıpta internetten arayo bulduğun bir sayfayı alıntılama o bir kanıt değil çünkü.Osmanlıyı bende sevmem ama seveceğim yanlarıda var.Olaylara objektif yaklaşmakta fayda var. Ha bu arada bir yanlışını düzelteyim "Gerçek şu ki;haraç ve cizyeye dayalı olan bu imparatorluğun varlığı hükmettiği toprağa bağlıydı.Sınırlar daraldıkça,gelirler azalacak.Bu da sömürge olan bir imparatorluğun sonudur." bu sözün çok çelişkili çünkü hem anlamca cümlenin başındaki ifaden uymuyor hemde kullandığın kelimeler.Neden dersen.... Osmanlı devletinde haraç yoktu vergi vardı.Şuanda da olduğu gibi vergi veriyordu herkes.Ben basit anlamda değerlendirdim bu arada demeden geçmeyim.Osmanlı devleti bir sömürge imparatorluğu değildir tarihin kabul ettiği tek sömürge imparatorluğu vardır o da tarihteki adıyla "güneş batmayan imparatorluk" diyerek geçer büyük birleşmiş britanya yani İngilteredir.Osmanlı devleti bir sömürde imparatorluğu değildir ve değildir ki neden sonu olsun.
  14. genel manada bu konu üzerinde yazılan her yorumunuzda Deniz gezmişten hep övgüyle bahsediyor toz kondurmuyorsunuz hataları yanlışları olduğunu söylendiğinde de savunamaya geçiyorsun adam sanki ilahmış gibi.Direk bir cümleni baz almadım genel bir çerceden ben bu anlamı çıkardım.Sen "hayır ben bu şekilde değilim" diyebilirsin hatta kabul etmeyedebilirsin ama dışardan bana bıraktığın yorumlarının bıraktığı izlenim o bu benim görüşüm
  15. arkadaşım yasayı bilmiyorum demek mazaret değildir.Biz okumadık demende bir savunma değildir.Lütfedipte sıradan bir kitap merkezine gidip 5 TL veripte bir cep anayasası bile almak size zor geliyorsa zaten sizin ne hukuku ne yasayı ne düzeni yargılamaya bu yanlıştır bu doğrudur diyerek eleştirmeye yönelmeniz bencilliktir bence. Yasayı bilmek için illa avukat olmak illa hakim adayı olmak illa hukuk ortak bir bölüm mezunu olmayı gerektirmez. bizi böyle kabul edin demişsin.Bİlmiyoruz bizi ilgilendirmez amaaaann bize ne demeniz çözüm mü oluyor size kendi çapında bildiğin 3 ise 5 yapmak için biz burda konuları paylaşıyoruz ama sen 5 bilene 3 bilginle kafa tutmaya kalkarsan çatırdama olur.Biz böyleyiz demende bir savunma değil tam tersi olaylarda acizlik görüntüsü sergilemektir daha iyi olmak varken bir şeyler öğrenmek için zorlamak varken kaçmak demektir. Ayrıca benimle ilgili mesleğe yönelik bir arkadaş bazı şeyler yazmıştı sanırım silinmiş çünkü bende bayapı sert cevap verdim mümkünse mesleğime yönelik sözlerde hukuk sınırlarını aşmayalım
  16. taypa

    20 Soru

    1. En sevdiğiniz kelime? valla mı (çok sık kullanırım da ) 2. Nefret ettiğiniz kelime? o kadar çok ki 3. Ne sizi heyecanlandırır? hoşlandığım kızın msnde bana "selam" yazması ( çok mu arabesk oldu ) 4. Heyecanınızı ne öldürür? Hoşlandığım kızın msn de bir sevgilim var demesi 5. En sevdiğiniz ses nedir? Sessizlik 6. Nefret ettiğiniz ses nedir? Gereksiz seslerin hepsi 7. Hangi mesleği yapmak istemezsiniz? Bankacılık veya Satış pazarlama 8. Hangi doğal yeteneğe sahip olmak isterdiniz? Ben böle iyiyim 9. Kendiniz olmasaydınız kim olurdunuz? Bu nasıl soru ya ...:S 10. Nerede yaşamak isterdiniz? Ankarada olabilir.... 11. En önemli kusurunuz nedir? Kız tavlamayı beceremiyorum :S 12. Size en fazla keyif veren kötü huyunuz ne? Çok doğrucuyum ve bunda ısrarcıyım 13. Kahramanınız kim? ATATÜRK 14. En çok kullandığınız küfür? Eeheeeeee onu şimdi buraya yazamam zaten zırt bırt uyarı alıyorum buraya yazsam ya soruya cevap verdim desem gene inanılmaz 15. Şu anki ruh haliniz nasıl? Durgun malesef... 16. Hayat felsefenizi hangi slogan özetler? ..... 17. Mutluluk rüyanız nedir? Askerden geldiğimden beri rüya göremiyorum görsemde acayip şeyler görüyom (yani buraya yazılmaz:D ) 18. Sizce mutluluğun tanımı? O ne abi??? 19. Nasıl ölmek isterdiniz? Ya bu soruyu daha önce sordunuz merak edecek başka bir mevzu yok mu kardeşim hayatı yaşamaya bakın ya boşverin ölümü bırakın sağı solu otalık kız arkadaş dolu 20. Öldüğünüzde cennete giderseniz Tanrı'nın kapıda size ne söylemesini istersiniz? Henüz ölmedim ayrıca Tanrının beni de çok sevidğini zannetmiyorum....
  17. amma ürkütücü bir konu haa kardeşim ben ölmek istemiyorum....
  18. bence olaylara duygularınla yaklaşıyorsun birazda fanatiklik var
  19. yatırım kelimesi geçince bir anı paylaşmak istedim.Babam kamu emeklisi, teknisyen.Bir gün doğunun bir ilinin ilçesine (isim vermeden yazmak daha mantıklı) elektrik yüksek gerilim hattı projesi için ölçüm yapmak için gittiğinde beni de yanında götürdü.Gittiğimiz köyün elektrik hattı komşu bir köyden yan AG (AG=alçak gerilim) hattından geldiği için evde ister istemez özgürce elektrik kullanamıyorsun.Bu durumun ortadan kalkmaası için bir proje hazırlamış kurum.(Hani deniyor ya devlet doğuya hiç bir yatırım hiç bir katkıda bulunmuyor).Neyse ben bu olay olduğunda lise 2 talebesi idim.Şuanda 27 yaşındayım. İşin raconun da şu vardır eğer devlet bir yere iş yapıyorsa ordaki kendini temsil eden mülki amiri kendine muhatap alır.Eğer şehire bir yatırım varsa Vali veya Belediye, İlçeye bir yatırım icraat söz konusu ise kaymakam veya belediye eğer köye icraat yapıyorsa MUHTAR'dır devleti yönetimsel olarka temsil eden organ. Herhangi bir şeyh,ağa,reis....v.s. devlet bu insanı otoritesi ve saygınlığı ile sayar hakketiği hürmeti gösterir ancak kurumsal olarak kendine muhatap saymaz.Gelelim konuya biz araçla köye geldik babam şef olduğundan dolayı önce kendini tanıttı ne için geldiklerini anlattı sonra babamın icraatleri anlattığı adam biranda "ya tamam anladım elektirk getireceksiniz.Peki ben bunun yapılmasına izin verirsem devlet bana ne kadar pay verecek" dedi !!!! babam ne payı dedi haliylen "devletin yaptığı icraattan pay verdiğini nerden gördün muhtar" diyince adam : "ben muhtar değilim" dedi babam muhtara dönerek " arkadaş benim muhatabım sensin sen niye arkaya saklanıyorsun" diyince muhtar ağa ne diyorsa kabuldür abi dedi tabi bu projeyi babam biraz kızgınlıkla ve sinirle yapmadı ama başka teknisyen yaptımı bilmiyom çünkü daha sonraları duyduğum kadarı ile aynı ağa köye gelen nivo ekibine iş yaptırmamış veya köye sokmamış tam bilmiyom ama yapılmadığını biliyom .Babam emekli oldu o köy hala yarım elektrikle mi yaşıyo bilmiyorum ama devlet doğuya ne zaman yatırım yapmaya kalksa işte bunun gibi sorunlar oluyordu.Bu benim kendi gözlerimle gördüğüm.Daha nicelerinide gördüm ama bu kafidir sanırım
  20. "Osmanlı Devleti,resmi olan tarihten çok farklı bit tarihe dayanmaktadır.Pragmatizme dayanan bir imparatorluk.Türk devleti olduğu iddia edilsede kendi içinde Türk'ü barındırmayan bir devasa güç." bana bu sözü açıklarmısın
  21. doğrucu davut ordaki söylemim muvzu tartışılırken kürt-Türk ikilemi arasında geçtiği için yazdım.Elbetteki millet olarak Türk mantığı vardır ama kürt mantığı yoktur.Etnik olarak varlıkları konuşulabilir yasanın kabul etmiş olduğu Türk milleti ırk,etnik grup, yada her hangi bir ayrım gözetmeden bu toprakta yaşayan herekeze Türk Milleti demiştir.
  22. **** bir mesaj vermeyemi çalıştın
  23. alman diline eğer senin deyimin uymuyorsa burda zaten kavram olarak farklısınız demektir.CÜmlelerin yaratmış olduğu anlamlar birbirinden farklıdır demektir zira öyle zaten. Doğruluğu ispatı sınırsızdır efendim.
  24. ben hakim adayıyım; kısmetse
  25. sayın dünyahepimiz; Ortya attığım savda herhangi bir yanılgı yoktur.Benimsöylediğim söz tarihsel açıdan ve tarihçilerin kabul etmiş olduğu bir sözün tarifidir bunu kabul etmemek zaten sizin kendi kişisel tercihinizdir.Heralde bu ülkeyi Lazı,kürdü, arabı çerkezi herkez tek bilek tek yürek olarak kurtardı bir zahmet yukarıda okurmusunuz benim yazdığım yazıyı sadece Türk milleti kurtarmıştır mı yazmışım !!!!!!! Atatürk benim için bir önder bir yol göstericidir buna bir renk vermek size düşen bir görev değildir.Olayı sadece benimle bütünleştirerek yorumlarsanız bu durumun kişiselleşmesi demektir o zaman farklı bir otorumda konuşmamız gerek.Benim ifadelerimi tekrardan okumanızı istiraham ederim. AYrıca yineleyerek söylüyorum Ne Mutlu Türküm Diyene sözü yok 1950 lerden sonra yok bilmem ihtilaleller arkasından, yok faşizm, yok ırkçılık sayın arkdaşlar biraz komik kaçıyor kusura bakmayın ama sizin yaklaşımınız aynen şuna benziyor; bir adama koyun gibi gözleirn var dersiniz maksadınız adamın gözlerinde ki koyuluğu siyahlığı anlatmaktır; ama o şahıs sadece ordaki koyun lafını kale alır ve sen bana koyun mu demek istiyorsun diyerek tepki verir.Anayasa nedir bir devletin bütünlüğünü düzenini temsil eder.Meşru olan bir devletin halkının da bir adı vardır.Bu halkımızın adıda Türk halkıdır.Kıran kırana geçen savaştan çıkan ve onur mücadlesini kazanan bir millete Atatürk tarafından "kendinizle gurur duyunuz çünkü ne mutlu Türküm diyene" diyerek o zaman ki halkı devleti ile meşrulaştırıp onurlandırmak maksadı ile söylenmiştir. BU söz de art niyet aramak yanlıştır arandığı takdir de otomatikman zaten kendi içerisinde bir kavram kargaşasına girer.Çünkü bu söz bir ırk bir kesit için yada bir gruplamaya söylenmiştir devletin çizili olduğu sınırlar içerisinde yaşayan btün bir halk için söylenmiştir.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.