Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

c+nihal

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    8
  • Katılım

  • Son Ziyaret

2 Takip eden

c+nihal - Başarıları

Çaylak

Çaylak (2/14)

  • İlk İleti
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Kavgam yazıldığı tarihte (1930 ların başları) Alman addedilen kişiler diışında tüm ırkları küçümseyen bir kitaptır.Türkiye de bu kitabın rekor satış yaptığı doğru.Hitler iktidardayken İncil den sonra ikinci sırada baskı yaptığı söylenmiştir.Türkiyede kitap okumak zeten yüzeysel vesınırlı sayıda.Okuyunca da böyle kendini Alman gibi hissedenler normal -bilinçli-bir kitap okuyucusu sayılamaz.Kaldı ki kitap ortalama bir lise öğrencisinin kavrayabileceği kadar basit değil. nizamoğlu'nun tesbitine katılıyorum.haber asparagas kokuyor.
  2. m.kemal işi sadece hisse bırakmamış, 1924 anayasasına da koydurmuş, burada yaşıyorsan (vatandaş isen) artık sen Türksün demek istemiş. sosyolojik olarak türk olmayanlar (laz,çerkez,boşnak,kürt,ermeni ve diğer) bunu bir dayatma olarak algılıyor.anayasanın kastettiği türk hukuki türk. burada sosyolojik gerçek ile hukuki gerçek farklı. hukuken kişilik yaratmak hukuken karar vermekle mümkün olur, onun adı hukuki gerçektir.sözgelimi dernek, şirket,vakıf..gibi kişilikler hükmi gerçekliktir sosyolojik gerçk değildir.bunlar da gerçek kişilik (insan) gibi hukuki tasarrflarda bulunurlar.gerçek kişilerin biraraya gelmesiyle yaratılan kişiliklerdir, aynı kişiler bu kişiliği bir kararla sonlandırırlar.böylece hukuki gerçek yok olmuş olur. ne var ki etnik gerçeklik sosyolojik gerçekliktir, hukuken yok saymakla yok olmaz.burada anlattıklarım dünya genelinde geçerlidir. almanyaya gidip alman vatandaşlığı da elde eden sosyolojik türklere hukiken alman mı deniliyor yoksa alman vatandaşı mı deniliyor doğrusu bilmiyorum.
  3. Böyle dönemlerim oluyor. İnsan yazarlığa, şairliğe tam da böyle dönemlerde başlamış oluyor da sonra anlamış oluyor bunu. Tolstoy muydu bilmem, "ne kadar zeka o kadar acı!" diyor. Yanarak pişmek bu aslında. İnsanın hikayesi kitaplı dinlerde bile ta baştan anlatılmıyor, cennet bölümü ve sonrası tasfir ediiyor. Adem, Havva ve şeytan diyaloğu ile başlatılıyor. Konu rahatlığın insana batması..şu ağaca yaklaşmayacaktın yaklaştın. o zaman çek git yeryüzünde bir süre oyalan. Oyalanmaya sonradan sınav diyor kitaplar. O sınav aşaması şu içinde bulunduğumuz / bulunduğunuz kitapsızlık hali. sınavlarda başarısızlık bana hep Adem ve Havvanın hatalarını hatırlatır. Lanet olası o ağaçtan uzak dursalardı ne güzeldi. Dünya serüveninde o yüzden rahat yüzü göremeyeceğimiz kesin.
  4. Zekanın binom dağılımı veya çan eğrisi diye bilinen bir teori var.Teori sözçüğü fazla çünkü bu çözümlemeye bilim literatüründe itiraz eden yok, genel kabul görmüş bir görüşü teori olarak nitelemek gereksiz.Artık gerçeğin bizzat kendisi. Bu teori şunu diyor: bir toplumda zekanın dağılımı %20 düşük zekalılar, %60 normal zekalılar ve kalan %20 de üstün zekalılılardan oluşur.Bunu grafiye aktarınca oraya çan eğrisi çıkar (Kaynak:Özcan Köknel, Kişilik,.., Mithat Enç, Üstün Beyin Güçü, başlıklı kitaplar ile tüm pedegoji kitapları). %20 lik üstün zekalı kişilerden ihtiraslı, hırslı, despot, etkin olanlar diğer %80 lik kitleyi kendi amaçları için manüple etmek için çalışır. Bu amaçların başında gayrimenkul ve menkul varlık edinme (mülkiyet duygusunu tatmin) ve insanlara egemen olma (yönetme duygusunu tatmin) gelir. Kısaca edilgen değil etkin insan olmak isterler. İnsanlara cebri güçle egemen olunabildiği gibi onların beyinlerine girerek yani kendi kendilerini yönetiyormuş hissi vererek manüple etmek de mümkündür. Bu ikincisi daha insancıl sayıldığından ideolojiler üretilmiştir. Din ve milliyetçilik bunlardansadece ikisidir.
  5. c+nihal

    Dünyada Türk Olmak

    Türk olmak için Türkiye'de vatandaş olmak, yani TC Kimliği taşımak yeterli. Türk bir üstkavram tıpkı Osmanlı'ya tabi yaşayanların Osmanlı olarak nitelenmesi gibi. Çerçeve bu kadar geniş olunca kuşu kurdu, börtü böceği, dalı yaprağı da Türk. Kederin de mutluluğun da adı Türk. Zaten Mu Kıtası, Atlantıs gibi tezlere dayananlar Atatürk'ten bu yana bütün insanların Türkten çoğaldığı gibi bir görüş de var.. Dünyada Türk Olmak başlığı bana Türkiye'de Türk Olmak başlığını koymama neden oldu..
  6. c+nihal

    Türkiye'de Türk Olmak

    MEVZUAT BAKIMINDAN TÜRK KİMDİR? 1982 Anayasası’nın 66.maddesine göre, Türk sayılmak için vatandaş olmak yeterlidir. Buna ek olarak, belli bir ırktan, dinden ya da soydan olma şartı aranmaz ve aranamaz. Ülkemizde, bu ilke, anayasalı düzene geçtiğimizden beri geçerlidir. Yukardaki anayasa hükmü, zaten 1961 Anayasası’nın 54.maddesinden alınmadır. Öte yandan, 1924 Anayasası’nın 88.maddesine göre, ırkına veya dinine bakılmaksızın, vatandaş olan herkes Türk sayılır. Aynı ilke 1876 Anayasası’ında da vardı. Kanuni Esasi’nin 8.maddesine göre, din veya mezhebi ne olursa olsun, bütün uyruklar (tebaa) Osmanlı’dır. Uygulamaya yön vermek bakımından, bu Osmanlı’lık ilkesinin değerini küçümsemek mümkün değildir. Bu temel ilkeye göre, üye bulunduğu soykümesi ( etnik grubu) ya da din ülkede çok küçük bir azınlık oluştursa bile, herhangi bir vatandaş, devlet yönetiminde diğer bütün vatandaşlarla eşit ölçüde hak sahibidir. Bütün anayasalarımızda vatandaşlığı (=Türklüğü) kazanma ve yitirme yollarınin ayrıca yasalarla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Kanuni Esasi’den farklı olarak, Cumhuriyet anayasalarında, anayasaya bağlı bu konuda çıkarılacak yasalarda kesinkes yer alması istenen bazı kurallara özellikle yer verilmiştir. Sözgelimi, 1924 Anayasası’na göre, Türk babadan gelenlere veya Türkiye’de yerleşmiş yabancı babadan Türkiye’de doğan, burada yaşayan ve erginliğinde vatandaş olmak isteyenlere vatandaşlık verilir. Babaya tanınan bu öncelik, 1961 ile 1982 anayasalarında da sürdürülmüştür. Bu iki anayasanın hükmüne göre, Türk babadan gelenler kesinlikle Türk’tür. Yabancı ile evlenen Türk ananın çocuklarının durumu ise yasa ile düzenlenir. Kadın ile erkek eşitliğine aykırılığı açık olan bu düzenleme ayrıca çelişkilidir de. Çünkü, iki anayasanın söz konusu maddelerinde Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türk’tür, hükmü yer almaktadır.Böyle bir hükümden sonra, yabancı ile evli Türk kadınlarının çocuklarına vatandaşlıkla ilgili bir sınırlama getirilmemesi gerekirdi. Neyse ki bu çelişki Vatandaşlık yasasında giderilmiştir.* Cem Eroğlu, Devlet Yönetimine Katılma Hakkı, İmge Kitabevi, Ankara, s.82-83,126.
  7. c+nihal

    Makyavelist Siyaset

    Amaca ulaşmak için her yolu mübah sayan 16.yy İtalyan düşünürü Nikola Makyavel (Niccolo Machıavelli), Hükümdar isimli pedegoji kitabında iktidar sahiplerine şu öğütleriy veriyordu: " İhtiyatlı bir hükümdar sözünde durmakta zarar göreceği ve onun vaad yapmasına yol açan sebepler ortadan kalktığı zamanlarda dürüstlük yapamayacağı gibi yapması da gerekmez. Eğer bütün insanlar iyi olsaydı benim bu söylediklerim iyi bir nasihat sayılmazdı, insanlar dürüst olmadıklarına, size verdikleri söze sadık kalmadıklarına göre siz de onlara sadık kalmak ihtiyacında değilsiniz. Ve bir hükümdar ahdinde vefa göstermeyişini izah için daima makul bir sebep bulur.. Ama insanlar o kadar basit, günlük ihtiyaçlarının o kadar esiridirler ki, onları aldatmak isteyen biri aldanmaya istekli enayiler bulmakta hiç güçlük çekmez. Böylece, merhametli, dürüst, insancıl, dindar ve sağlam karekterli görünmek, böye olmak iyi şeylerdir ama insanan kafası öyle dengelenmelidir ki, bu iyi vasıflara sahip olmak gerektiği zaman hemen aksi istikamette nasıl değişmek gerektiğini bilmeli ve bunu yapabilmelisiniz..Sizin nasıl göründüğünüzü herkes görür, ama nasıl olduğunuzu pek az kişi bilir."zik.Robert B.Downs,Dünyayı Değiştiren Kitaplar, İst.1980,s.41). Bir diğer İtalyan Gustave Le Bon da Kitleler Psikolojisi adlı kitabında buna paralel görüşler sergiliyor: "Kitleleri inandırmak için önce besledikleri hisleri anlamak, bu hislere iştirak eder görünmek, sonra da bu hisleri ilkel bir çağrışımla empoze edici bazı hayaller vasıtasıyla bu hisleri değiştirmee teşebbüs etmek, icabında geri dönmeyi bilmek ve özellikle uyandırılan hisleri her zaman sezmek lazımdır" "Nitekim Napolyon bu yolu denediğini Devlet Şurası'nda itiraf eder. Vendee savaşını katolik yaparak kazandım, der; kendimi müslüman gösterdikten sonra Mısır'da yerleştim diye devam eder; italya'da papazları elde ettim, eğer Yahudi bir kavme hükmetseydim Süleymanın Mabedi'ni yeniden inşa bile ederdim itirafında bulunur."(s.73,111). Şimdi sormak gerek: Acaba bu ülkeden kaç makyavelist lider geçti, kaç tanesi iktidarda, kaç tane daha gelecek?"(*) (*)Ali İhsan Samurkaş, Enflasyon Düşüncesi, Ankara, Rehber Yay.s.483-483.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.