Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

yam_yam

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

yam_yam tarafından postalanan herşey

  1. yam_yam şurada cevap verdi: ayşegül başlık Din Felsefesi
    Nijer hakkında daha fazla bilgi edinmenizi öneririm. Nijer, paranız olsa dahi zevk ve sefa sürülebilecek, israf yapılabilecek en son ülkedir.
  2. Teist arkadaşlar kendilerine şu soruyu sorup samimi bir cevap arasınlar lütfen ; İlk mesajda sayılanları herhangi bir ulusun mitolojisinde okusaydınız, bunları ne derece inandırıcı bulacaktınız? Yoksa "Hadi canım ! Olurmuymuş hiç öyle şey... Eski insanların boş inançları" mı diyecektiniz? Cevabı kendinize verebilirseniz, bu konu hakkında daha sağlıklı düşünebilecek, dogmalarla gerçekler arasındaki farkı kavrayabileceksiniz...
  3. Neden hristiyanlığı ya da yahudiliği eleştirmiyoruz da, islamiyeti eleştiriyoruz? Çünkü içinde bulunduğumuz toğlumun geneli kendini müslüman olarak tanımlıyor. Ateist için bütün dinler birdir. Biri diğerinden üstün değildir. Toplumumuzun geneli daha kendi dinini bilmez iken, bir de onlarla yahudiliği ya da haristiyanlığı mı tartışacağız ? Elbette hayır... Toplumun geneli hristiyan olsaydı elbette hristiyanlığı eleştirecektik "İslamiyet size ne zarar veriyor?" sorusuna gelirsek; * Tanrıdan geldiği iddia edilerek kabul gören dogmaların, mutlak gerçekler şeklinde empoze edilerek toplumun bağnazlaştırılmasından rahatsız oluyorum. * Çevremde okuldan çok cami görmekten rahatsız oluyorum. * En kolay sömürü aracı olarak dinin kullanılmasından ve toplumumuzun da buna uymasından rahatsız oluyorum. * Ebeveynlerin, çocuklarının eğitimine daha fazla katkı yapmak varken, onları Kur'an Kurslarına göndermesinden, ve gencecik beyinlerinin zehirlenmesinden rahatsız oluyorum * En ilkel ibadet şekli olan kurban vahşetinden rahatsız oluyorum. * Akıllı sandığım adamların, söz konusu din olduğunda nasıl aptal yerine konduğunu, ya da saflaştığını görmekten rahatsız oluyorum * Hacı hoca takımından rahatsız oluyorum. * Çevremde karaçarşaflara bürünmüş insanlar görmekten rahatsız oluyorum. * "Ateistim" dediğimde, bana bir yaratıkmışım gibi bakılmasından rahatsız oluyorum. * Dinin insanları uyuşturmasından, tepki göstermek, hakkını aramak varken "Allahından bul" denmesinden rahatsız oluyorum. * Normalde gülüp geçilecek bir safsatanın, söz konusu din olduğunda ağlayarak dinlenmesinden rahatsız oluyorum. * Şeriat söylemlerinden rahatsız oluyorum * Örnek gösterilebilecek bir tane müslüman ülke yokken hala İslam'ın en iyi din olduğu söyleminden rahatsız oluyorum. * Ödediğim vergilerin imamlara gitmesinden rahatsız oluyorum. * Sırf dine ters düştüğü için, biyolojinin "B" sini bilmeyen adamların evrim teorisinin çöktüğünü söylemesinden rahatsız oluyorum. * Hurafelerden rahatsız oluyorum. * Arap taklitçiliğinden rahatsız oluyorum. * Ateistlere hakaretler yağdıran, onları ahlaksız olarak göstermeye kalkan Kur'an'dan, ve buna inanan saf müslümanlardan rahatsız oluyorum. * Dogmaların önümüze mutlak gerçekler şeklinde sunulmasından rahatsız oluyorum. * Türban tartışmalarından rahatsız oluyorum. * Dinin siyasete alet edilmesinden rahatsız oluyorum. Uzaaaaarrrrr gider. Ateizm, komunizmi ya da kapitalizmi öngören bir düşünce biçimi değildir. Ateizmi bir ideoloji yerine koymayın. Ateizm bir ideoloji de değildir. Ateizm tanrı iddiasının reddidir o kadar. Kimseyi kendime katmaya çalışmıyorum. Tebliğ misyonum yok. Tebliğ edilecek bir şey de yok. Önüme konulan dogmalarla savaşıyorum. Biraz düşünmeye, araştırmaya sevkediyorum. Tanrı karşısında gram hesabına vurulan aklın üstünlüğünü göstermeye çalışıyorum. Bugün gelinen noktanın Tanrının değil, aklın eseri olduğunu vurgulamaya çalışıyorum.
  4. Uyma sen bu arkadaşa by x men arkadaşım. Ben bir iki kere denedim, fayda etmiyor... Muhatap olmayacaksın... "çarpıtıyorsunuz" diyor ama "doğrusu şudur" diyemiyor. Böyle biriyle neyi tartışabilirsin ki?
  5. Yok mu arkadaşlar bir açıklama yapacak olan ? Ahrar arkadaşım bir bakıver şu risalelere... Vardır belki bir açıklaması..
  6. Ben biraz açayım... Teist arkadaşların her fırsatta Kur'an'ı bilimsel gösterme çabasıyla önümüze koydukları bu ayetteki "Oku" emri bir şeyden okumak için değildir. Çünkü Muhammed'e Cebrail tarafından yazılı bir metin getirilmemiştir. "Oku" emri, "tanrının sana söylediklerini aktar" anlamındadır. Duyurulur...
  7. Bu tam da sizin için geçerli bir durum... Ben o kağıdın sarı olduğunu yıllar önce gördüm. Siz hala "kırmızı" diye direten gruptasınız... Sürü psikolojisi... Ufak yaşlardan itibaren çocuğun kafasına bir tanrı kavramını sokarsanız, çocuğun ilerleyen yıllarda bundan kurtulması zordur. Ciddi bir çaba gerektirir. Yıllarca beynine işlenen tanrı kavramını kafasından silemeyecektir. Çünkü tanrı kavramı bir önyargıdır. Yıllarca, inancının doğru olduğu kafasına çakılmıştır. Cehennem azabıyla korkutulmuştur. Sen çocuğa konuşmaya başlar başlamaz "bak bu at/eşek/köpek.. Bunu tanrı yarattı" diye empoze edersen, yıllar sonra, aksi görüşte olanlara "bunları tanrı yarattı. Ben görüyorum, sen göremiyorsun" demesi kadar normal bir şey olamaz. Aynı çocuğa, insanın bir gergedan çeşidi olduğu inancını empoze et, ve çevresi tarafından bunun onaylanmasını sağla, bak bakalım ne oluyor? Dolayısıyla bu işler "ben görüyorum, sen göremiyorsun" ile olmuyor. Her şeye bir kılıf bulunabilir değil mi? Eskiden fizik kanunları bilinmezken direk tanrıya bağlanırdı. Şimdi fizik kanunları... Mikail'e ne oldu peki? Bir "tesadüf"tür tutturmuş gidiyorsunuz... Kendini 10 metre yükseklikten boşluğa bırak bakalım sonuç tesadüf olacak mı... Kar tanesi altıgenmiş, çok güzelmiş, bunu bir tanrı yaratmış olmalıymış... Ben de sana doğadan simetri yoksunu, çirkinlik abidesi yığınla şey sayıp dökeyim. O zaman ne diyeceksin ? "Allah'ın hikmetinden sual olunmaz" mı?
  8. Hele siz bir açıklayın bakalım... "Anlama" meselesine sonra değiniriz... Bu ayeti neden üzerime alınmam gerektiği konusunda bana bir fikir verebilir misiniz? Ben "ülkenin önde gelen suçluları" kategorisinde yer almıyorum. Bunun için üzülmüyorum da... Ayrıca hile ve entrikadan da hoşlanmam. Ancak teist arkadaşların kafasındaki İnkarcı=...... önyargısı yıkılacak gibi görünmüyor. Ne de olsa kutsal kitaplarınca kafalarına işlenmiş durumda.
  9. Ayetleri cımbızladığımı da nereden çıkardınız? Tanrının gökte olduğunu söyleyen, ya da ima eden ayetler bunlar. Hemen hemen tüm imaları da bu şekildedir. Mir'ac ta bile Muhammed gökler(!)e yükselmemiş midir (!) ? Dünyanın yuvarlaklığı konusundaki örneğiniz de Kur'an için bir ironi olmuş. Zira Kur'an, dünyanın yuvarlak olduğunu söylememiştir. Bilakis bir çok ayetinde göklerin (!) dünyaya tavan olduğunu ima etmiştir. Bunu muhtelif iletilerimde de yazmıştım. Tekrar yazayım... "O, gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yarattı, sizi sarsmasın diye yere de ulu dağlar koydu ve orada her çeşit canlıyı yaydı. Biz gökyüzünden su indirip, orada her faydalı nebattan çift çift bitirdik." (Lokman Suresi 10) " ........İzni olmaksızın yerin üzerine düşmesin diye göğü O tutuyor. Şüphesiz ki Allah insanlara karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir." (Hac Suresi 65) "Üstlerindeki göğe bakmazlar mı ki, onu nasıl bina etmiş ve nasıl donatmışız! Onda hiçbir çatlak da yok." (Kaf Suresi 6-Elmalılı Hamdi Meali) Şimdi bana göklerin direkli ya da direksiz nasıl yaratılabileceğini, gökyüzünün dünyanın üzerine nasıl düşebileceğini, ya da gökyüzünde bir çatlağın nasıl oluşabileceğini açıklayabilir misiniz?
  10. Bir de su ayetlere bir göz atin isterseniz... 3/124- Hani sen mü'minlere, "Rabbinizin, indirilmiş üç bin melek ile yardim etmesi size yetmez mi?" diyordun. 69/17- Melekler onun kıyılarındadır. O gün Rabbinin arşını, bunların da üstünde sekiz taşıyıcı taşır. Göktekinin sizi yere geçirivermeyeceğinden emin mi oldunuz? (O zaman) bir de bakarsınız yer yüzü şiddetle çalkalanıyor. (Mülk 16) Yahut göktekinin, üzerinize taş yağdıran rüzgar göndermeyeceğinden mi emin oldunuz? O zaman, uyarım nasılmış bileceksiniz! (Mülk 17) Melekler ve Ruh (Cebrail) ona süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir. (Me'aric 4)
  11. "6 devre/evre" olayi müslümanlar tarafindan durumu kurtarma çabasindan baska bir sey degildir. Kur'an bu hikayeyi Tevrat'dan almistir ve Tevrat'da bu konu ayrintili olarak anlatilir. Cuma günü isini bitiren Tanri yorulmus ve Cumartesi günü dinlenmistir. Kur'an'da bunu anlatir ancak, yorgunluk olayina atfen "andolsun hiç bir yorgunluk hissetmedik" ifadesini ekler. Ayette geçen "yevm" kelimesinin karsiligi "gün" degil midir? 1300 yil boyunca insanlar "gün" diye anladilar da, simdi mi "devre" oldu? Tüm bu saydiklarini tanrinin (dahasi senin tanrinin) yarattigina dair en ufak bir emare yokken, hala bunlari delil diye getirmeniz pek hos degil.. Ben de doganin güzelliklerinden haz almasini bilirim. Aramizdaki fark, benim bunu bir tanriya baglamamamdir.
  12. Kur'an'daki tekrarlar için "iyice kafamıza soksun diye" diyen arkadaşlara hitaben : Tanrı Kur'a'da bir kaç tekrarı eksik yapıp da, İslam'ın şartlarından biri olan temel ibadet şekli namazı niye tam anlatmamış, milleti 3'e 5'e bakar halde bırakmıştır?
  13. Müslüman arkadaşlar için Roma , Yunan ya da herhangi bir ulusun mitolojilerindeki kahramanlar ve onların mucizeleri birer masaldır, ancak benzer mucizeler Kur'an'da var ise mutlak doğrudur. Birine gülüp geçerken, diğerine "Bak şu Allah'ın hikmetine" deyip göz yaşı döker... Çünkü İslam'da, bir şeyin doğru olup olamayacığını sorgulayamazsın. Kur'an'da varsa doğrudur, Kur'an'da yoksa hikaye...
  14. Sayın şakirt arkadaşlar ; Tamam, risalelerden örnekler de verin, ancak şunu anladığınız (ve bizim anlayabileceğimiz) şekilde, kendi yorumlarınızı da ilave ederek ifade edemiyor musunuz? Yoksa "yorumlama" yeteneğinizi elinizden aldılar mı?
  15. Yapamazlar, zira kendileri de anlamıyorlar... Ben de daha önce bu tür iletiler gönderen bir kaç arkadaşa anladıklarını yazmalarını istemiştim ama nafile... Cevap diye Said-i Kürdi'nin risalelerinden anlamsız bir şeyler yazıp geçiyorlar. Yahu Kur'an bile Türkçe'ye çevrildi, şu risaleler ne hikmetse çevrilemedi. (Sanırım çevrilmiş hali çok daha saçma ve anlamsız olacağından cesaret edemiyorlar)
  16. Ne kadar güzel söylemler değil mi? Ama İslam ve onun tanrısı gerçekten böyle mi? "Fitne kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçecek olurlarsa, şüphesiz Allah, yaptıklarını görendir. " (Enfal Suresi 39) İslam'ın tanrısı, bazı insanların kulaklarını ve kalplerini (!) mühürlediğinden bahseder. 17/46- Ve kalblerinin üzerine, Kur'ân'ı anlamalarına engel perdeler geçiririz ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Rabbini Kur'ân'da bir tek olarak andığın zaman da ürkerek arkalarına döner kaçarlar. Ondan sonra da peygamberine onlarla savaşmasını emreder..Hatta bu savaşlara meleklerini de gönderdiğini iddia eder. 3/124- Hani sen mü'minlere, "Rabbinizin, indirilmiş üç bin melek ile yardim etmesi size yetmez mi?" diyordun. 3/125- Evet, sabrettiğiniz ve Allah'a karşi gelmekten sakindiginiz takdirde; onlar ansizin üzerinize gelseler bile Rabbiniz nişanli beş bin melekle size yardim eder.) Bu nasıl bir oyundur böyle? 11/118,119- Rabbin dileseydi insanları (aynı inanca bağlı) tek bir ümmet yapardı. Fakat Rabbinin merhamet ettikleri müstesna, onlar ihtilafa devam edeceklerdir.Zaten onları bunun için yarattı. Rabbinin, "Andolsun ki cehennemi hem cinlerden, hem insanlardan (suçlularla) dolduracağım" sözü kesinleşti. 32/13- Eğer dileseydik herkese hidayetini verirdik. Fakat benim, "Andolsun, cehennemi hem cinlerden hem de insanlardan dolduracağım" sözüm gerçekleşecektir .. der, sonra da ; 6/156,157- Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik" demeyesinizYahut, "Eğer bize kitap indirilseydi biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz, diye bu Kur'an'ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah'ın âyetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız. inanmayanları zalim ilan eder, onlara hakaretler yağdırır ve şiddetli cehennem azabı ile cezalandıracağını söyler... Evet evet, bunları sizin tanrınız söyler(!)... Kendi yarattığını, yine kendi yarattığına kırdırır... Üstelik inanmayanların da bir suçu günahı yoktur, çünkü inanmamalarını tanrı istemiştir. Tanrı kendince bir oyun hazırlamış, rolleri belirlemiş, bize de bu rolleri oynamak kalmış öyle mi? Nasıl bir tanrınız olduğunun bilincinde misiniz? Dininizi ne kadar tanıyorsunuz? Kutsal kitabınız Kur'an'ı ne kadar okudunuz? Din hakkında bildikleriniz kulaktan dolma bilgilerden mi ibaret? Kafanıza takılan soruları (ki muhakkak vardır) hiç irdeleme cesareti gösterebildiniz mi? Gösteremediyseniz bunun nedeni nedir? Zamanında din dersi öğretmenimiz bize "Şüphe bu kapıdan girerse, iman pencereden çıkar" demişti. Şüphe...Şüphe...Şüphe... Daha ufak yaşlardan itibaren bize, şüphe duymamayı öğretiyorlar. Asıl savaşılması gereken budur. Çünkü dünyanın bu noktaya gelmesindeki asıl nedenin "şüphe" olduğunu unutmayalım..
  17. Sayın Kazazlı ; Tanrı Nuh'a nasıl yardım etmiştir ? 1- Tanrı, gemiye neden "ol" deyince gemi olmamış? 2- Hayvanlar gemiye ışınlanmış mı? 3- Tanrı tarafından yeme ihtiyacı duymamışlar mı? 4- Neden onları tufan bitene kadar güvenli bir yere ışınlamamış? 5- Tufan'a ne gerek vardı? Helak etmek istediği halkı başka yollarla da helak edebilirdi değil mi? (Örneğin yıldırımlarla tek tek çarpabilirdi. Ya da bir hareketiyle onları maymuna çevirebilirdi. vs.vs.) Sorular uzaaaaarrr gider... Bu tür anlatımlar her halkın efsanelerinde mevcuttur.. Utnapiştim'in şekil değiştirerek Nuh olduğuna inanmak istemiyorsunuz. Ama sizin inanıp inanmamanız bazı şeyleri değiştirmeyecektir. Nuh'un Gemisi ile ilgili 1.sayfadaki mesajımda verdiğim linke neden bakma ihtiyacı duymadınız ? T.C AĞRI VALİLİĞİ DOĞUBEYAZIT KAYMAKAMLIĞI'na aittir. Bakın ne diyor (Sizin için tekrar yazıyorum); Ağrı dağının güney karşısındaki Telçeker ile Üzengili köyleri arasında doğal bir anıttır. Aslında bu anıt, gemi biçiminde bir şekil, iz (siluet) dir. Nuh tufanı sonucunda karaya oturan geminin burada kaldığı öne sürülmektedir. Buranın halk arasındaki adı, Cudi dağıdır. 1983 yılından itibaren kutsal geminin kalıntılarını burada arama çalışmaları hızlanmıştır. İlk bakışta gerçekten gemiye benzeyen bu yapının heyelanın etkisiyle mi, yoksa Nuh’ un gemisinin karaya oturduğu yer mi olduğu henüz tartışma konusudur. Şekil Nuh’ un gemisi olması kadar ilginç olmakla beraber, doğal anıt niteliğindedir. Yer kabuğunun bir oyunu sonucunda oluşsa dahi, şekil yer bilimleri açısından da ilginçtir. Devletin resmi kaynağı işte budur...
  18. Bu konu bana Neyzen'i hatırlatıyor. Şiir biraz müstehcen ama konuya tamamen uyuyor. Şiiri müstehcen olduğu için buraya yazmıyorum. Aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz... -http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL...17729&order=oto-
  19. Sen konuyu takip etmiyorsun sanırım... Önceki mesajımda bununla ilgili cevabımı vermiştim. Önce oraya bak istersen. Sonra da aşağıdaki sorularada bir cevap bulmaya çalış bakalım.. 1- Nuh o büyüklükte bir gemiyi tek başına nasıl yaptı ? 2- Tüm hayvanları hem de çift olarak nasıl topladı? 3- Tüm hayvanları o gemiye nasıl sığdırabildi ? 4- Tufan bitene kadar yetecek miktarda yiyecek ve içecek suyu nasıl temin etti? 5- Bunları o gemiye nasıl sığdırabildi ? 6- Doğaları gereği bir arada bulunamayacak hayvanları (av-avcı) bir arada nasıl tutabildi? 7- Gemideki temizliği nasıl sağladı ? (Zira o kadar hayvanın dışkısı oldukça yüksek bir yekün tutar) Önce inandığınız şeyleri bir sorgulayın.. (yapın şunu artık..) Sence bu soruların cevabı "Allah'ın hikmetinsen sual olunmaz" şeklinde mi olmalıdır? Fotoğrafını verdiğiniz şekil bir yeryüzü oluşumudur. Gemi kalıntısı değil. Daha önce vermiş olduğum linke baksaydınız, 1980 lerden beri oralarda Nuh'un Gemisine ait kalıntıların aranmaya devam ettiğini görecektiniz. O zaman Ağlayan Kaya'ya bakarak Yunan Mitolojisine mi inanalım?
  20. 5/48- "(Ey Muhammed!) Sana da o Kitab'ı (Kur'an'ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik." Bu ayetteki kalın harflerle yazılan kısımdan ne anlıyorsunuz lütfen açıklar mısınız ?
  21. Madem öyle, ben de anladığım kadarı gireyim konuya İnsanların ölümden sonra hayat olduğuna inanmak istediklerini ben de söylemiştim zaten. Buna, binlerce yıl önceki ilkel inançlarda da rastlayabileceğimizi de söylemiştim. İnsanlar cennet için vaadedilenlere inandıktan sonra onu arzulamaycak da, neyi arzulayacak ? Bu arada bana, " Ve midesinin gıda ihtiyacını te'min etmeğe çalıştığı gibi; dünya kadar geniş, belki ebede kadar uzanan sofraları ve gıdaları akıl ve kalb ve ruh ve insâniyet mideleri için tedarik etmeğe fıtratan mecburdur, çabalıyor." ifadesindeki "mecburiyetin" nedenini açıklayabilir misiniz? "Cehennem de olsa beka isterim" Bu ifadeyi söyleyebilmek için, ya cehennemden bihaber olmak, ya da mazoşit olmak gerekir. Bu propaganda amaçlı söylemden başka bir şey değildir. Ayrıca cennet için bu dünyada bulunmayan hiç bir şeyin tarifi yapılmamıştır. O yüzden bu dünya lezzetlerinin tatmin etmemesi, doyumsuzluk dışında söz konusu değildir. "onu kazanmak yolunda dünya hayatını feda etse, yine ucuzdur." Bu söylem, insanların sömürülmesinin ve belli amaçlar için kullanılmasının en meşhur araçlarından biridir. Offfffff... Bir yığın gereksiz, anlamsız, kafa karıştırmaktan başka ne işe yaradığı anlaşılamayan söz laf kalabalığı... Neyse, sanırım insanların yakınlarını kaybetmelerinden kaynaklanan üzüntünün ahiret inancıyla azaltılacağından, ve islami ahlak değerlerinin yakınlarına değer vereceğinden söz ediyor. Aslında ahiret inancının olmaması, bu dünyada yakınlarınla kurduğun ilişkinin daha sağlam olmasını sağlayabilir. Zira, ölünce yitip gideceğini bilmek, bu dünyada sevdiğinle geçirdiğin her anı daha kıymetli ve daha anlamlı yapar. Ayrıca ahiret inancı olmaması, senin sevdiklerine verdiğin değerin, cennete gitmek için gösterilen bir çaba olması riyakarlığından da kurtarmış olur. (Eğer bunun aksini iddia ediyorsan, teist ahlakın dışına çıkmış olursun. Böylece ateist ahlakı da kavrayabilirsin) Bir de, cennette yanında yığınla huri varken karısını kim görür ki? Tabi işe çocukluktan başlamak gerekiyor. Beyin yıkamaya erken yaştan başlanmalı ki, sonra çok geç kalınmasın. Ayrıca, çocuklara "seni leylekler getirdi yavrum" söylemi de çok faydalı bir söylemdir... Tabii ölüm korkusunu bir şekilde yenmek gerekir. Onun da çaresi bir başka hayata yeniden, ve bu sefer sonsuza dek başlamaya inançtan geçer. Bir ayağın çukura girdiğinde, dine daha çok eğilmenin altında yatan psikoloji budur işte... Ayrıca burada da inaçsız olmanın ahlaksız olmakla eşdeğer olduğu vurgusu yapılmış ki, bu konuya hiç girmeyeceğim. Bu forumda bununla ilgili yeteri kadar yazı yazdım... Bu da tamamen insanın karakteri ve ahlak anlayışı ile ilgili bir durum... Teist anlayış, dünyadaki kötülükleri önlemeye yeterli değil. Dün de yeterli değildi, bugün de yeterli değil, yarında yeterli olmayacak. Bunu anlamak için kısa tarih bilgisi ve gündemi takip etmek yeterlidir. Karşındakinle ilişkilerini cennete varmak için değil de, insan olmasına dayandırırsan, her şey daha güzel olacaktır.
  22. Öncelikle, yorumlarımı saptırmaya çalışmayın ki, düzeyli bir tartışma gerçekleştirelim. Ben hiç bir zaman tanrının Musa'ya namaz verdiği iddiasında bulunmadım. Yorumunuza aldığınız "tanrın Musa'ya namazı vermiş de.." ifademin tam şekli şu şekilde olacaktı : "Tanrın Musa'ya namazı vermiş de yahudilerin neden namazdan haberleri yok? " Cımbızla çektiğiniz bir iki kelimeyi, kendimle çeliştiğim iddianız için destek göstermeniz etiğe aykırıdır. Kur'an'ı okusaydınız eğer, Tevrat'ın Muhammed döneminde bozulmadığı iddiasının bizaat Kur'an tarafından ihtiva edildiğini görecektiniz... Aşağıdaki ayet, İsa zamanında Tevrat'ın bozulmadığını iddia eder ; 5/46- O peygamberlerin izleri üzere Meryemoğlu İsa'yı, önündeki Tevrat'ı doğrulayıcı olarak gönderdik. Ona, içerisinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat'ı doğrulayan, Allah'a karşi gelmekten sakinanlar için dogru yola iletici ve bir ögüt olarak Incil'i verdik. Bu da, Muhammed zamanında bozulmadığını ; 5/48- (Ey Muhammed!) Sana da o Kitab'ı (Kur'an'ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık Allah'ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp ta onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir. Karşınızdakini ........... suçlamadan önce, iddia olunan konu hakkında yeterli bilgiye sahip olduğunuzdan emin olun. Yorumlarınızı bu duruma göre yeniden gözden geçirmenizi öneririm. Ayrıca tarihi konularda Kur'an'ı delil olarak kabul edecek değilim. Zira ben Kur'an'ın tanrı tarafından gönderilen bir kitap değil, bizzat Muhammed ve yandaşları tarafından hazırlanan bir kitap olduğunu kabul ediyorum. O yüzden bana tarihi konularda delillerle gelecekseniz, bunu tarihsel bulgularla yapınız. Örneğin Yahudilerin de Muhammed'den önce namaz kıldıklarını gösteren herhangi bir tarihi belge...
  23. http://www.dogubayazit.gov.tr/dogubayazit_nuhun_gemisi.asp Yukarıdaki adrese girin ve bakın... Acaba bu Nuh'un gemisinin kalıntıları mıdır, yoksa gemi biçiminde bir şekil mi? Şu ifadeleri de dikkatli okuyun ; "Ağrı dağının güney karşısındaki Telçeker ile Üzengili köyleri arasında doğal bir anıttır. Aslında bu anıt, gemi biçiminde bir şekil, iz (siluet) dir." "Nuh tufanı sonucunda karaya oturan geminin burada kaldığı öne sürülmektedir. Buranın halk arasındaki adı, Cudi dağıdır. 1983 yılından itibaren kutsal geminin kalıntılarını burada arama çalışmaları hızlanmıştır." "İlk bakışta gerçekten gemiye benzeyen bu yapının heyelanın etkisiyle mi, yoksa Nuh’ un gemisinin karaya oturduğu yer mi olduğu henüz tartışma konusudur. Şekil Nuh’ un gemisi olması kadar ilginç olmakla beraber, doğal anıt niteliğindedir. Yer kabuğunun bir oyunu sonucunda oluşsa dahi, şekil yer bilimleri açısından da ilginçtir." Sanırım ifadeler yeterince açık... Bir yeryüzü oluşumuna bakarak "Nuh'un Gemisi bulundu" çığlıkları atmanın anlamı yok. Bir iddiada bulunuyorsanız önce iyice araştırmanızı öneririm.
  24. Bana hala delil diye Kur'an'ı getirdiğinizin farkında mısınız acaba? Tanrın Musa'ya namazı vermiş de yahudilerin neden namazdan haberleri yok? Üstelik Muhammed döneminde Tevrat'da bozulmamıştı (!)...
  25. Said-i Kürdi'den saçmalar. Anlamsız laf kalabalığından başka bir şey yok. Buraya alıntıyla değil, anladığınızı anlatarak gelin... Zamanında da bir arkadaşa "şunu bana bir çeviriver" demiştim de, "zamanım olursa çeviririm" cevabını almış, ancak o zaman nedense bir türlü gelmemişti. Bir zahmet şu faideleri bize türkçe olarak özetleyiversen...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.