Zıplanacak içerik

yam_yam

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

yam_yam tarafından postalanan herşey

  1. Hepside mi sayın boşig? Diyanet vakfı : Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah'a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz? Diyanet İşleri : Ey İnananlar! Müminleri bırakıp kafirleri dost edinmeyin. Allah'ın aleyhinize apaçık bir ferman vermesini mi istersiniz? Yaşar Nuri : Ey iman sahipleri! Müminleri bırakıp da küfre sapanları dostlar edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah'a açık bir kanıt mı vermek istiyorsunuz? Elmalılı : Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah'a apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz? Edip Yüksel : İnananlar, inananları bırakıp inkarcıları dost edinmeyin. ALLAH'a, size karşı kullanacağı bir delil mi vermek istiyorsunuz! Muhammed Esed : Siz ey imana ermiş olanlar! Müminleri bırakıp hakikati inkar edenleri dost edinmeyin! Suçluluğunuz konusunda Allah'ın önüne açık bir kanıt mı koymak istiyorsunuz? Ömer Nasuhi : Ey imân etmiş olanlar! Mü'minleri bırakıp da kâfirleri dostlar edinmeyiniz. İstermisiniz ki, Allah için aleyhinize bir apaçık hüccet edinesiniz. Süleyman Ateş : Ey inananlar, mü'minleri bırakıp kafirleri dost tutmayın! Allah'a, aleyhinizde olacak açık bir delil vermek mi istiyorsunuz? Gölpınarlı : Ey inananlar, müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmeyin. İster misiniz kendi aleyhinizde Allah'a apaçık bir delil veresiniz? Hepside mi?
  2. Yanılıyorsunuz... Madde enerjiye, enerji de maddeye dönüşebilir. Sonsuz (matematiksel) yoğunlukta bir noktasal enerjiden söz edilir. Madde belli bir yoğunlukta bildiğimiz halinde bulunamıyor. O yüzden o halindeki forma enerji diyoruz.. Cümlenizin başındaki kabulü varsaymasak bile maddenin sonsuzluğunu kabul edebiliriz. e=mc2 denklemine göre maddeyi yok edemezsiniz. Eğer yok edemiyorsanız, ona bir başlangıç aramak da anlamsızlaşıyor. "Enerji maddeye dönüştürülemez" kabulünüz geçersiz olduğundan bu paragrafa değinmiyorum. Big bang öncesi bir sese ilişkin kayıt yok. Bahsetmiş olduğunuz şey big bang anındaki ses olabilir mi? Ya da big bang'e neden olanın bir ses dalgası olduğu yönündeki bir iddia ise bu tamamen spekülatif olacaktır. Zira matematiksel süreç belli bir andan öncesine gidememektedir. (Bir kaç bilim adamı bunu aşmışlar ve big bang öncesine açılan bir kapıyı aralamışlardır. Ancak onların teorilerinin içinde bir sese ilişkin veri yoktur) Maddenin big bang'den sonra nasıl meydana geldiğini kısmen açıklayabilirim. Ancak big bang'e neden olan etkinin ne olacağı üzerine bir iddia tamamen spekülatif olacaktır. Enerjiyi tanrı ile özdeşleştirmek bilimsel açıdan mümkün değildir. Zira bugün bir karadeliğin tekillik noktasına giden bir madde de enerji formunda olacaktır. Bir karadeliğin tekillik noktası ile big bangden önceki tekillik arasında bir fark yoktur. Özellik bakımından aynıdırlar. Yani madde, belirli bir yoğunluk ve basınç altında enerji formuna dönmüştür. Bu noktada da enerjiyi tanrının bir yansıması olarak değil de, maddenin yoğunlaşmış hali olarak görmek çok daha gerçekçidir. Bu sorulara tanrının varolduğu önkabulünden yola çıkan birinin cevap vermesi gerekir. Big bang'e neden olan etkiden bahsediyoruz. Belki milyarlarca sebep olabilir. Tanrıyı da bu ihtimalleden biri sayabilirsiniz. Ama asıl soru, big bangden sonrası için hiç bir etkisi olmayan bir tanrının big bang'e neden etkisi olsun?
  3. Madem "önder"di de, neden hmen tüm meallerde "dost" diye geçiyor sayın boşig? Kur'an'ı yorumlayanlar bunu bilmiyorlar mıydı da "dost" diye çevirdiler. Ayrıca madem "önder"di de, gayrimüslimlerle evlenilmesini yasaklayan hükümlerin gerekçesi nedir sayın boşig? Lütfen Hümanizmi de göz önüne alarak cevaplamaya çalışın...
  4. Beğendiğinize sevindim...
  5. Ispat yükümlülüğü olan taraf Arapların kız çocuklarını diri diri gömdüğünü iddia eden taraftır. Bu konu tamamen İslam'ı yüceltme babında abartılmış bir konudur. Bir hükmün vandalist bir uygulamayı yasaklaması o hükmün ilahi olduğu anlamına gelmez. Kaldı ki Kur'an'ın kendisi de pek çok vandalist uygulamayı muhteviyatında barındırır. Ayrıca köle ve cariye konusunda İslam "işe yaramamıştır". Zira islam bu geleneği kaldırabilmiş değildir. Bilakis köle cariye edinmeye teşvik etmiştir. Maalesef sizin kriterleriniz benim için geçerli değil sayın boşig. Siz iyi bir geleneğin daha kötü bir gelenek ile değiştirilmemiş olmasını ilahi sayabilirsiniz. Oysa ki benim iddiam islam'ın kötü gelenekleri devam ettirdiği yönündedir (Çok kadınla evlilik, köle/cariye müessesesinin devamı, kısas hükümleri vs vs) Sayın boşig, sizin İslam anlayışınız İslam'ın gerçeklerinden çok uzak. Daha önce de söylediğim gibi siz İslam'ı dilediğiniz gibi yorumlayıp yaşamınızı buna göre şekillendirebilirsiniz ve söyleyebilecek bir şeyimiz olamaz. Ancak bu yorumlarınızı bize İslam'ın gerçekleriymiş gibi sunmayın lütfen. Kur'an'ın pek çok yerinde Allah'ın ilmi ile indirildiğinden, Allah'ın sözlerinde bir yanlışlık bir sapma olmayacağından bahsedilir. Eğer siz şimdi kalkıp da "devir değişmiştir, eski hükümler geçerli değildir" gibi söylemlerde bulunursanız kusura bakmayın ama siz İslam'ı anlamamışsınızdır. Madem zaman değişiyor, şartlar değişiyor, nasıl oluyor da asla değişmeyecek hükümler getirdiğinizi iddia ediyorsunuz? Ya da nasıl oluyor da gönderdiğiniz hükümlerin kıyamete kadar bir rehber olduğunu iddia edebiliyorsunuz ? İşte Kur'an bu yüzden tutarsızdır ya sayın boşig Kur'an bir bütün olarak değil, şartlara, olaylara göre inmiştir. O yüzden bir dediği, başka bir yerde dediğini tutmaz. Kur'an'ın indiği toplumsal şartların farklı olduğunu ve günümüzde uygulanamayacağını kabul edebiliyor iken nasıl olacak da Kur'an'ı kendinize rehber edinebileceksiniz? O zaman sizin için Kur'an'ın Hammurabi Kanunlarından, Muhammed'in de Hammurabi'den ne farkı kalacak? Ya da daha basit olarak Kur'an'a bir tarih kitabı gözüyle mi bakacağız? Bu tamamen sizin yorumunuz ve hiç bir dayanağı da yok. Daha önce de bahsettiğim gibi çağdaşlık müstakil bir vakayı onaylamamak değildir. Kur'an kendinden önceki topluma nazaran ne gibi bir çağdaşlık getirmiştir? Buyrun, önce siz bunları sayın ben de cevap vereyim... Öyleyse Kur'an ilahi değildir. Kendi toplumuna çağına göre hükümler getiren yalnızca Kur'an ve Muhammed değildir. Tarihi inceleyin, bunu yapabilen pek çok insanla karşılaşabilirsiniz. Kendinden sonra kitap gelmeyeceğini iddia eden ilahi bir kitaptan beklenen, o dönemden sonra insanın tüm hayatı için bir rehber olabilme özelliğinde olmasıdır. Peki Kur'an'da böyle bir özellik var mı? Sizin de kabul ettiğiniz gibi yok. Öyleyse... ?
  6. Rica ederim... Genelde ılımlı bir üslup kullanmaya özen gösteriyorum. Aynı tavrı sizde de memnuniyetle izliyorum. Hurafelerden kastım tanrı inancı değildir sayın boşig... Bunun örneklerini vermeye çalıştım. Siz ne kadar da "Her inançlı böyle değildir" deseniz de, ben bunu geçerli bulmuyorum. Daha basit bir örnek vermem gerekirse, insanları büyücülere yönlendiren de Kur'an'ın kendisidir. Siz büyü denen bir şeyi inancınıza dahil ederseniz, insanların büyücülere gitmesini engelleyemezsiniz. Şimdi size soruyorum sayın boşig : Büyücülere gitmek hurafenin sonucu mudur, değil midir? Ya da Kur'an'da o kadar fabl var iken, bir müslümanın fabl hikayelerine inanmamasını nasıl engelleyebilirsiniz? Sayın boşig elbette siz beşeri münasebetlerinizi din ekseni dışında oluşturabilirsiniz. Ancak gayrimüslimlerden dost edinilmemesini isteyen bir inançtan bahsediyoruz. Ya inancınızı bir kenara bırakıp bunun dışına çıkacaksınız, ya da inancınıza sahip çıkıp hümanizmden bahsetmeyeceksiniz. Konu budur...
  7. Hem de nasıl eğlendik sevgili la boheme, hem de nasıl eğlendik... Elbette bu buluşmaların devamını istiyoruz; hem de daha da genişleterek.. Ne kadar çok arkadaşı aramızda görürsek, o kadar iyi olacak.
  8. 22 Ocak tarihinde bir toplantı için İstanbul'da olmam gerekiyordu. Uzun zamandır (1,5 yıl) İstanbul'a gitme fırsatı bulamadığımdan, iki gün önceden giderek İstanbul'u gezmeye karar verdim. Bu kararımı yaklaşık bir yıldır internet ve telefon yolu ile görüşmemize rağmen yüzyüze görüşme imkanı bulamadığım Dipnot dostuma da ilettim. Amacım bir kaç saatte olsa kendisi ile yüzyüze görüşebilmekti. Ancak o bana bundan çok daha fazlasını verdi; iki gün boyunca İstanbul'da bana eşlik etmek istediğini söyledi. Aslında ilk önce sevgili Dipnot'u iki gün boyunca meşgul etme fikri bana pek sıcak gelmemişti. Ancak kendisi bunu o kadar yakın, o kadar sıcak ve bir o kadar da samimi şekilde dile getirdi ki (İstanbul'u daha önce bir İstanbullu ile gezme fırsatım olmadığını ve bu fırsatı bir daha ne zaman yakalayabileceğim konusunu da düşününce ) kabul ettim. İşte bundan sonrası inanılmaz keyifliydi. Özellikle İstanbul'un kültürel dokusu üzerinde durduğumuzdan, bu gezimizi burada da paylaşmaya karar verdik. Yakın zamanda bu gezimizin ayrıntılarını çoğunluğunu Dipnot arkadaşımızın çektiği fotoğraflarla ve benim yorumlarımla paylaşmaya çalışacağız. Bu vesile ile de Dipnot arkadaşıma bana göstermiş olduğu yakın ilgi ve bu güzel İstanbul gezisi için forum huzurunda bir kez daha teşekkür etmek istiyorum...
  9. Dindeki hükümlerin yorumlanması işi yeni değildir sayın boşig.. Ortaya her ikilem çıktığında din yeniden yorumlanmış ve bilinene göre yeniden şekillendirilmiştir. Siz her ne kadar "bu hükümler o döneme aitmiş bugünü bağlamaz" türü söylemlerde bulunsanız da, bu söylemler de yalnızca sizi bağlar, İslam'ı değil. 5/50- Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah'ınkinden daha güzeldir? Evet kimin hükmü Allah'ınkinden daha güzeldir sayın boşig?
  10. Ben de, benim önyargılar için de olduğum önyargınızdan kurtulmanızı temenni ederek cevaplarıma geçmek istiyorum. Elbette tek bir dine yamanmış hurafeler değil. Ancak inanan biri hurafelere açıktır; çünkü bilinmeyene, görünmeyene inanmayı seçmiştir. Bu seçim içerisinde de "bunu kabul edebilirim, bunu edemem" gibi ayrım yapmak çok güçtür. Zira elinizde bu ayrımı yapmak için bir kriter, bir kıstas yoktur ya da yetersizdir. O yüzden inançlı biri daima hurafeler açıktır. Arkadaşım ben kör ya da çevresinden bihaber aymaz biri değilim. Elbette ateist arkadaşı olan pek çok teist vardır, konu bu değil. Konu, ateistle kurulan dostluğu inançla ne şekilde bağdaştıracağınızdır. Geçici !!! ???? "Savunmamalı" ya da "ilgilendirmemeli" sizin yorumlarınızdan sayın boşig, İslam'ın gerçekleri değil.. Tüm bunlar sizin dini yorumlama biçiminiz olabilir ve ben buna saygı duyabilirim. Ancak bana İslam'ı anlatırken "İslam'da kurban şart değildir, bağışta verebilirsiniz" demenizi doğru bulmuyorum. http://www.diyanet.gov.tr/turkish/sorular.asp?id=132 Bakın yukarıdaki linkte Diyanet tarafından bu sorunun cevabı verilmiş Unutmayın, ben o dinin içinden yaşayarak geliyorum sayın boşig... Din hakkında bildiklerim ondan bundan gördüklerim değildir.
  11. yam_yam şurada bir başlık gönderdi: Dini Şiirler ve Hikayeler
    Arkadaşlar, açıkçası bugüne kadar şiirle pek ilgim olmadı. Dün hayatımda ilk defa şiir (!) yazdım ve hepsini de 1-2 saat içinde yazdım. Başarılı mıdır değil midir bilmiyorum ama sizinle paylaşmak istedim. Belki ilerde devam ederim. "Neden dini şiirler altında" diye sorarsanız, yam_yam bu, başka ne bekliyordunuz AZRAİL Azrail melekmiş, gelip canımı alacak Bu alemden götürüp ruh aleme salacak Bırak dedim bunları, bana anlatma masal Aklı selim insanım, değilim tanrına tapacak Çok kızdı, "Sen ne dersin bre kafir" Dedim kızma, benden çok, inan değilim nadir Azrail ile tanıştıracak, çekip aldı bıçağı Hemen uzadım oradan ki böyle olmasın takdir yam_yam AH ADEM AH Üflemiş ruhundan Adem'e, tutup atmış ortaya Ah Adem Ah, sen kalk tutul Havva'ya Melekler "Adem" demiş secde etmiş her biri Şeytan bu durur mu, hemen tutuşmuş kavgaya Ben demiş şeytanım secde etmem Adem'e Saptırırım bunları asla yar etmem Cennet'e Tanrı işte anlaşılmaz, tutup vermiş iznini Olan da bize olmuş, ****** girmiş herkese yam_yam DİLBER-İ AHU Geldi Dilberi-i Ahu, Yevm-i Ramazandı Bir içim suydu, zevk-i sefaydı Dans eyledi, raks eyledi aldı aklımı Tam elimi uzattım, dedi ki "rüyaydı" "Hay Lanet" dedim hemen çektim elimi Elimi çektim de, ne yapayım dilimi Kıs kıs gülüyordu kıvırırken belini "Anan da böyleydi" dedim, açtım gözlerimi yam_yam ŞİİR Herkes şiir yazamaz, ben de yazamam "Bunlar ne" diye sorsan, durup sana kızamam Gelmedi aşk-ı ilham, neylesin kalemim Yine de "beğendim" dersen, "Hsktr" deyip bozamam yam_yam'a dert olmayacak dini kimler yazsın "Sevdim seni, gel katıl bize" dersen, cinler çarpsın Ateistim ben, din ile tanrı ile işim olmaz Bırak ulan tanrıyı, ne yapacaksa yapsın... yam_yam
  12. Teori olan dinozorların yokoluşundan sonra memelilerin çeşitliliğindeki patlama değil ki kralx... Teori olan dinozorların yokolma nedenidir. "Nerede bir hata bulabilirim" diye okuyacağınıza, öğrenmek için biraz daha dikkatli okusaydınız, memelilerin çeşitliliğindeki patlamanın fosil kayıtlarından anlaşıldığını görecektiniz zaten... Bknz : "Çarpmadan birkaç milyon yıl sonraki fosil kayıtları memeli çeşitliliğinde bir patlama gerçekleştiğini gösteriyor."
  13. Neyse ki evdeki kitaplarımı karıştırmama gerek kalmadı (National Geographic arşivimdeymiş) .. İlgili link aşağıda Kralx. O linkte makalenin tamamını göremeyeceksin. Eğer gerisini de merak edersen senin için kalanını da yazarım. http://www.nationalgeographic.com.tr/ngm/k...il=03&Ay=04
  14. Bu konu hakkında dah önce bir ileti yazmıştım. Buraya alıntılıyorum... "Teist arkadaşların her defasında ateistlere karşı kullandığı argüman : "Ben inanarak bir şey kaybetmem.. Ama ya varsa? " Halbuki öyle değildir. Din bir yaşam biçimidir. İbadetiyle, düşünce sistemiyle, korkularıyla ve beklentileriyle... İnanan biri, dinin tüm emirlerini yerine getirmek zorundadır. Aksi takdirde günahkar olacaktır. Bu, inananın omzuna yüklenmiş bir ağırlıktır. İbadetini tam yerine getirememenin verdiği sıkıntılar yaşar.. İnanan birisi hurafelere açıktır. Büyüye inanır.. Cinlere ve meleklere de.. Pek çok teist absürd ötesi hurafeler içinde geçirir hayatını. (Gece tırnak kesmemek, gece sakız çiğnememek, yapılan bir fiil için meleklerin kaçacağını düşünmek, kadınların muayyen günleri için kendilerini pis görerek bebek ya da mezar ziyaretine gidememeleri, muska ve üfürkçülerden medet umma ve daha sayılamayacak binlerce hurafe) İnanan birisi ümmetçidir...Hümanist olamaz. Kendi dininden olmayanı dost edinemez. Hele ateistlere karşı Kur'an'dan gelen önyargıları vardır. İnananın gözünde ateist, "helak edilesi canlılar" dır. İnanan birisi, inancı gereği çağ dışı hükümleri, barbarlığı savunmak zorunda kalır.. Onlar için el-kol-ayak kesmek olağandır. Ayrıca nikahsız reşit 2 insanın isteyerek cinsel ilişkide bulunmaları da inançlıları alakadar eder. Böylelerinin dövülmeleri gerekir. Kimileri için ise taşlanmaları... İnanan birisi dünya için egoisttir. Dünyadaki her canlı ve cansız maddenin kendisi için yaratıldığına inanır. Her yıl on binlerce hayvanın işkence edilerek "kurban" edilmelerinin müsebbibidirler. Ve daha burada sayamadığım onlarca madde... Tüm bunlardan sonra acaba inananlar hiç bir şey kaybetmiyorlar mı? "
  15. Bilim içerikli kitaplarımdan birindeydi. En kısa zamanda size kaynağını belirtirim...
  16. Etçil dinozorların varlığı, memelilerin varlığını tehdit ediyordu. Bu yüzden memelilerin evrimi dinozorların yok olmasından sonra hız kazanmış, ortaya pek çok memeli türü çıkmıştır.
  17. yam_yam şurada bir blog başlığı gönderdi: yam_yam' ca
    Tolkien'in "Yüzüklerin Efendisi" serisinde ortaya koyduğu mitik temalar ile, diğer mitler arasında ne fark vardır biliyor musunuz? Aradaki fark şudur: İnsanlar Yüzüklerin Efendisi serisinde anlatılan mitik temalara kurgusal gözle bakmadıkları ve onlar ile gerçek hayatta bir bağ kurmadıkları sürece bu temalar mit olarak tanımlanamaz. Demek ki aradaki fark, bunlara inananların olup olmamasıymış. Eğer Muhammed'in ortaya koyduğu öğretilere de inanan birileri çıkmasaydı, bu öğretilerde ortaya konan ilahi varlıklar da birer kurgu olarak kalacaklardı. Gerçi her ne kadar o dönemde Hristiyanlar ve Museviler olsa da ve bunların inançları Muhammed'in anlattıkları ile benzerlik gösterse de, özellikleri bakımından diğer inançlardaki ruhani varlıklarla temelde farklılık gösterirler. Örneğin yahudilerin tanrısı ile İslam'ın tanrısı özellikleri bakımından aynı değildir. Şimdi buraya kadar anlattıklarımdan "din ile mitoloji aynı şeydir" demek istediğim anlamı çıkmasın. Temelde bunlar farklıdır. Ancak yadsınamayacak olan , dinlerin büyük oranda mitolojik temalar içerdiğidir. Şimdi bir örnekle devam etmek istiyorum... Eski Roma'da volkan konilerinin, tanrıları yenilmez kılan silahları yapan usta ve ateş tanrısı Vulcan'ın yer altındaki atölyesinin bacaları olduğuna inanılırdı. Şimdi Vulcan mitolojik bir varlıktır; ancak aynı zamanda da bir tanrıdır. Şimdi bırakalım İslam inancındaki ruhani varlıkları sorgulamayı, bir volkanbilimciye Roma mitolojisindeki Vulcan'ı soralım. Bize vereceği cevap ne olacaktır sizce? Eğer yalnızca bilim adamı kişiliği ile bir cevap verecek olsa, Vulcan'ın varlığını ya da yokluğunu tartışmayacak, ancak volkanların o dönem insanlarının zannettiğinden çok daha farklı bir yapısının olduğunu söyleyecektir. İşte bilim burada felsefe için bir araçtır. Volkanbilimcinin verdiği bilgilerden yola çıkarsak, aslında Vulcan diye bir varlık olmadığını, Vulcan'ın eski çağ insanlarının bilinmeyene karşı gösterdikleri bir yaklaşımın sonucu olduğunu kavrayabiliriz. Evet bilim bize Vulcan vardır ya da yoktur dememiştir. Ancak bilimin ortaya koyduğu veriler Vulcan diye bir varlık olamayacağını anlamamıza yetmiştir. Ancak Vulcan inancına sahip birisi size şöyle de diyebilir : "Yerçekirdek esas olarak demir ve nikelden oluşur (Bilimsel bir iddia. Şu an öyle olduğu sanılmaktadır). Vulcan da demirci bir tanrıdır ve Etna yanardağı'nın altında, Dünya'nın merkezine yakın bir yerde demirci faaliyetini sürdürür. Yerçekirdeğin de kısmen demirden oluştuğunu bildiğimize göre, Vulcan'ın bulunması gereken en uygun yerin, bir yanardağın altı olduğu ortaya çıkar. Bilim Vulcan'ı yalanlamıyor, bilakis bunu doğruluyor" Diğer taraf da bilimsel verilerden yola çıkarak mitolojik bir varlığa delil sunmaya çalışabilir. Ama ne kadar inandırıcı olur? Şu an teist arkadaşlarımızın yaptığı da, tıpkı Vulcan'ı bilimsel verilerle doğrulamaya çalışan birinin durumu gibidir. Kendilerine göre bilim Vulcan'ı doğruluyordur.
  18. yam_yam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Teşekkür ederim sevgili sardunyam... Hepimizin birbirimizden öğrenecekleri var elbet. O yalnızca bir örnekti... Hristiyanlar da inançlarını desteklemek için "akıllı tasarım" diye bir şey attılar ortaya. Ancak bu bizim müslümanların daha çok işine geldiği için bizimkiler daha çok sahiplendiler. Ben demiri yerçekirdeğin ürettiğini söylemedim ki... Böyle bir şey yok zaten. Daha önce gezegenlerin oluşumu üzerine kısa bir açıklama yapmıştım. Ancak demirin yerçekirdeğinde neden toplanmış olduğunu araştırmam gerekir. Belki de Dünya'nın oluşumu aşamasında manyetik bir alan demiri merkezde toplamıştır bilemiyorum. (Cevaba ulaştığımda bilgi veririm) Bu benzerlikleri zamanında sık sık forumda belirtmiştim. Siz bu tür benzerliklerin olmadığını düşünebilirsiniz; ancak ben sizinle aynı fikirde değilim. Ona bakarsanız bizim kültürümüzde de bir cin çarpması inancı vardır değil mi? Ya da büyü.... Metafizik korkular bu ve benzeri inançları taşıyan herkesde vardır. Zira insan bilinenden ziyade bilinmeyenden korkmaya meyillidir. Bilime teknoloji açısından bakmanın doğru olduğunu düşünmüyorum (Söylediğinizden çıkan anlam bu). Bilimin hayatımızı kolaylaştırmasından ziyade hayatımıza yön vermesi gerektiğini düşünüyorum. Bence sahipleneceğimiz dünya görüşü bilimden bağımsız olmamalı...
  19. yam_yam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Tolkien'in "Yüzüklerin Efendisi" serisinde ortaya koyduğu mitik temalar ile, diğer mitler arasında ne fark vardır biliyor musunuz? Aradaki fark şudur: İnsanlar Yüzüklerin Efendisi serisinde anlatılan mitik temalara kurgusal gözle bakmadıkları ve onlar ile gerçek hayatta bir bağ kurmadıkları sürece bu temalar mit olarak tanımlanamaz. Demek ki aradaki fark, bunlara inananların olup olmamasıymış. Eğer Muhammed'in ortaya koyduğu öğretilere de inanan birileri çıkmasaydı, bu öğretilerde ortaya konan ilahi varlıklar da birer kurgu olarak kalacaklardı. Gerçi her ne kadar o dönemde Hristiyanlar ve Museviler olsa da ve bunların inançları Muhammed'in anlattıkları ile benzerlik gösterse de, özellikleri bakımından diğer inançlardaki ruhani varlıklarla temelde farklılık gösterirler. Örneğin yahudilerin tanrısı ile İslam'ın tanrısı özellikleri bakımından aynı değildir. Şimdi buraya kadar anlattıklarımdan "din ile mitoloji aynı şeydir" demek istediğim anlamı çıkmasın. Temelde bunlar farklıdır. Ancak yadsınamayacak olan , dinlerin büyük oranda mitolojik temalar içerdiğidir. Şimdi bir örnekle devam etmek istiyorum... Eski Roma'da volkan konilerinin, tanrıları yenilmez kılan silahları yapan usta ve ateş tanrısı Vulcan'ın yer altındaki atölyesinin bacaları olduğuna inanılırdı. Şimdi Vulcan mitolojik bir varlıktır; ancak aynı zamanda da bir tanrıdır. Şimdi bırakalım İslam inancındaki ruhani varlıkları sorgulamayı, bir volkanbilimciye Roma mitolojisindeki Vulcan'ı soralım. Bize vereceği cevap ne olacaktır sizce? Eğer yalnızca bilim adamı kişiliği ile bir cevap verecek olsa, Vulcan'ın varlığını ya da yokluğunu tartışmayacak, ancak volkanların o dönem insanlarının zannettiğinden çok daha farklı bir yapısının olduğunu söyleyecektir. İşte bilim burada felsefe için bir araçtır. Volkanbilimcinin verdiği bilgilerden yola çıkarsak, aslında Vulcan diye bir varlık olmadığını, Vulcan'ın eski çağ insanlarının bilinmeyene karşı gösterdikleri bir yaklaşımın sonucu olduğunu kavrayabiliriz. Evet bilim bize Vulcan vardır ya da yoktur dememiştir. Ancak bilimin ortaya koyduğu veriler Vulcan diye bir varlık olamayacağını anlamamıza yetmiştir. Ancak Vulcan inancına sahip birisi size şöyle de diyebilir : "Yerçekirdek esas olarak demir ve nikelden oluşur (Bilimsel bir iddia. Şu an öyle olduğu sanılmaktadır). Vulcan'da demirci bir tanrıdır ve Etna yanardağı'nın altında, Dünya'nın merkezine yakın bir yerde demirci faaliyetini sürdürür. Yerçekirdeğin de kısmen demirden oluştuğunu bildiğimize göre, Vulcan'ın bulunması gereken en uygun yerin, bir yanardağın altı olduğu ortaya çıkar. Bilim Vulcan'ı yalanlamıyor, bilakis bunu doğruluyor" Diğer taraf da bilimsel verilerden yola çıkarak mitolojik bir varlığa delil sunmaya çalışabilir. Ama ne kadar inandırıcı olur? Şu an teist arkadaşlarımızın yaptığı da, tıpkı Vulcan'ı bilimsel verilerle doğrulamaya çalışan birinin durumu gibidir. Kendilerine göre bilim Vulcan'ı doğruluyordur.
  20. yam_yam şurada cevap verdi: muki başlık Dini Konular - Din - Dinler
    Şu Mikail'in görevini biraz açar mısınız?
  21. Halk arasında "vicdansız" ya da "canavar" olarak nitelenen kişiler için tıp, şizofreni ya da daha ağır tespitler koyarak bu kişileri akıl hastanelerinde tedavi etme yoluna gidiyor.
  22. Göklerin 7 kat olduğuna dair inanç Muhammed'den çok önceye dayanıyor. Sümerliler'de de böyle bir inanç vardı. Üstelik tengrizmde de göğün bir kubbe olduğu düşünülüyordu. Muhammed'de bu eski inanışları Kur'an'a eklemiştir. Bu inanç yüzyıllarca İslam'da da devam etti. Ancak astronomi hakkında bilinenler arttıkça iş karıştı. Kur'an'da yanlış bir şey olamayacağına göre, bu ayetlere farklı anlamlar yükleme çabası içine girildi. Yakut Türklerinden bir şiir : Tanri bir çadir kurmus, yeryüzünü kaplamis, Gökyüzü çadir olmus, dünyamizi saklamis. Gögü kötü ruh basmis, yere inmesin diye, Tanri çadiri asmis, bir koca direk ile. Bu direk dünyanin tam ortasindan uzarmis, ............. Bunlar da Kur'an'dan ayetler : 2/22O Rab ki, yeri sizin için bir döşek, göğü de (kubbemsi) bir tavan yaptı. 31/10- Allah gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı... Sanırım şimdi daha iyi anlayabilirsiniz...
  23. Sayın casulu25; Evrende en çok bulunan elementlerin aynı oranda doğada bulunmadığını size örneğiyle birlikte göstermiştim. Hala bunun üzerine yorum yapıyor olmanızı anlamış değilim. Üstelik periyodik cetvel benzer özellikteki elementleri sınıflandırmak için oluşturulmuştur. Periyodik cetveldeki sıralamanın doğada bulunma oranlarıyla alakası yoktur. Elementler büyük oranda yıldızlardaki nükleer reaksiyonlar sonucu meydana gelir. Yıldız evrimi dışında elementlerin oluşumu ile ilgili başka kozmik olaylar olsa bile, etkinliği ve önemi yıldız evrimi yanında hesaba katılmayacak kadar küçüktür. Hiç bir yıldız evriminde de helyumdan sonra demir üretilmez. Yıldız evriminde her zaman bir alt kademeden bir üst kademeye geçilir. "bileşiklerin doğada bulunma miktarları, tam da insana hizmet eder şekilde." olan cümleniz çok dogmatik olmuş. Bunu neye dayanarak, neye göre iddia ediyorsunuz? Ben size bunun tersini gösteren çok basit bir örnek vereyim; Eğer hidrojen doğada serbest halde de bulunabiliyor olsaydı, şu an Dünya'da enerji ile ilgili bir sıkıntı kesinlikle olmazdı. Hidrojen enerjisinin maliyetli olmasının tek nedeni, bileşiklerinden ayrıştırılması için gerekli olan maliyettir. İçme suyu ile ilgili yöntemimi merak etmişsiniz... Evet kesinlikle bu yöntemi doğa öğretti. Zira bu yöntem yağmur olayının benzeridir. Yağmurun kaynağının ne olduğunu sanıyorsunuz? Okyanuslardan yükselen su buharı bulutları oluşturur. Bunlar da daha sonra yeryüzüne yağmur olarak döner. Buharlaşma sonucu su, tuzdan ayrılmıştır. Buyrun size tuzdan arındırılmış içilebilir su... Artı eksi meselesinde ne kadar da iddialı konuşmuşsunuz öyle... İnanın bu söylemin "İcad edilebilecek hiçbir şey kalmadı" söyleminden bir farkı yok. Dinler her zaman için bilinemeyenlerin arkasına sığınmışlar, bilinenler arttıkça bir adım geriye çekilmişlerdir. Mikail örneğini her zaman veririm. Sizce şu an Mikail ne görev yapıyor? Eskiden doğa olaylarından Mikail'in sorumlu olduğuna inanılırdı. Halbuki artık doğa olaylarını açıklamak için Mikail'e ihtiyaç duymuyoruz; tıpkı bugün hiç bir olayı açıklamada bir tanrıya ihtiyaç duymadığımız gibi...
  24. Elbette diyebiliriz sayın rastlantı... Felsefi bir görüş bile beyan edildiğinde "neden öyle olduğunu düşünüyorsunuz" diye sorabiliyorken, bilinen ve açıklanabilir olgular için neden soramayalım? Ancak arkadaşımız "bu görüşümün herhangi bir dayanağı yok" diye cevap verirse bilemem...
  25. yam_yam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Sayın boşig ; Size tek bir soru soracağım. Cevaplarsanız sevinirim. Mevlana kendi felsefesi ile dünyada pek çok insanı etkilemiş biridir. Bu insanların içinde de pek çok arayış içinde olan insan da vardı. Sizce Mevlana yanlış mı yaptı?

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.