Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

yam_yam

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

yam_yam tarafından postalanan herşey

  1. Ateist düşünceye sahip olanların fikirlerini, "dini konular" başlığı altında bulabilirsiniz...
  2. Aşağıdaki fotoğraflar da İstanbul Arkeoloji Müzesi'nden.. İstanbul'da iseniz, ya da İstanbul'a uğrayacaksanız muhakkak ziyaret etmenizi öneririm. Topkapı Sarayı'nın hemen alt kısmındadır. Üstteki fotoğraf, Arkeoloji Müzesi binasını gösteriyor. Binanın kendisi bile başlı başına görülmeye değer doğrusu... Aşağıdaki fotoğraflarda da, müzenin zemin katında bulunan kral mezarlarını göreceksiniz. Müzeyi ziyaret ettiğinizde, insanlığın binlerce yıl öncesinden başlayan tarihsel gelişimine gözlerinizle tanık olacaksınız. İlk çağlara ilişkin yaşam koşullarını ve kültürünü, o dönem insanlarının kullandığı aletlere bakarak kolayca anlayabileceksiniz.
  3. Aşağıdaki fotoğraflar da, Galata Kulesi'nden İstanbul'un profilini yansıtıyor...
  4. İzmir de, İstanbul da ülkemizin güzide illerindendir. Başlığımızı İzmir-İstanbul çekişmesinden alarak konuya devam etmek istiyorum. Galata Kulesi'nden bir görünüş..
  5. Sen hangi Dünya'da yaşıyorsun kuzum?
  6. Ünlü arkeolog,antropolog, biyolog, paleontolog ve bilimum bilim dallarının "tek" uzmanı olan H.Y hazretleri öyle buyurmuşlar ki, taşa taşla şekil verilemezmişmiş, kemikler taşla yontulamazmışmış... Breh breh breh... Yalanın bini bir para... H.Y "taş" dediğinde hedef kitlesinin ne anlamasını bekliyordu acaba; bildiğimiz çakıl taşı mı? Obsidiyen, (bir başka adıyla 'Volkan Camı') taş devrinden beri avcılıkta, tarım ve ev aletlerinde kesici olarak kullanılıyordu. Bu nedenle arkeolojik alanlarda en çok rastlanan buluntuların obsidiyenden yapıldığı görülmektedir. "Taş, taşla yontulamaz, kemiğe taşla şekil verilemez" diye fetvada bulunan H.Y hazretleri ve onu takip eden şurekasına, obsidiyen'in çelikten ve hatta jiletten kat kat keskin olduğunu hatırlatmak gerekir. Üstelik alet yapmak için yalnızca obsidiyen de kullanılmıyordu. Kuvars, kuvarsit ve çakmaktaşı da kullanılan "taş" lar arasında. H.Y ve şurekası, hayatları boyunca deniz kenarlarındaki çakıl taşlarından başka taş görmediklerinden bunu bilmiyorlar tabii... Arkadaşlar ; Bu gün pek çok ilimizde arkeoloji müzeleri bulunmaktadır. Bilmeyenler için İstanbul Arkeoloji Müzesi Topkapı Sarayı'nın hemen altında, İzmir Arkeoloji Müsesi de Konak Varyant çıkışının olduğu yerdedir. Bu müzeleri bir sinema bileti fiyatının çok altında bir bedel ödeyerek ziyaret edebilirsiniz. Lütfen bu müzeleri en az bir kez ziyaret edin. Bu ziyaretinizde insanların ilk çağlardan başlayarak günümüze nasıl adım adım geldiğini göreceksiniz. Lütfen, insanlık tarihini bazı şarlatanların yalanlarından değil, gözlerinizle görerek öğrenin.
  7. Boşuna uğraşmayın sayın gezgin95... Ben amiyane tabirle gözlerine soktum, yine görmezden geldiler. Demir çelik teknolojisini kullanarak taş aletler yapmak ha... İnanın hiç güleceğim yoktu. Asıl trajikomik olan ise, 5 yaşındaki bir çocuğu kandırmak için kullanılabilecek böylesine gülünç bir iddianın, son derece yararlı bilgi olarak lanse edilebilmesidir. Eğer senin birikimlerin bu örnekte olduğu gibi son derece yararlı (!) bilgilerden oluşuyor ise, vah ki ne vah kralx....
  8. Bu noktada bir açıklama yapmak istiyorum. "Evrim teorisi ıspatlanamamıştır" demek başkadır, "Evrim ıspatlanamamıştır" demek başka. Şöyle bir örnek vereceğim : Yerçekiminin varlığından hepimiz haberdarız. 5 metre yükseklikten kendimizi boşluğa bırakırsak, hızla aşağıya düşeceğimizi biliriz. Aksi durum şimdiye kadar görülmemiştir. O zaman kesin olarak diyebiliriz ki, "Yerçekimi vardır." Ancak şimdi bu yerçekiminin nedenlerini ve nasıllarını açıklamak gerekiyor. İşte burada devreye "Yerçekimi Kuramı" giriyor. Bu kuram bize yerçekiminin nedenlerini ve nasıllarını açıklıyor. İyi de, bu kuram da ıspatlanabilmiş değildir. Zira teoride öngörülen "graviton" adlı kuvvet taşıyıcı parçacık henüz bulunamamıştır. Şu an için yalnızca teoride öngörülen sanal bir parçacıktır. Şimdi biz Graviton'un bulunamadığından dem vurarak "yerçekimi yoktur" diyebilir miyiz? Evrim de öyledir. Bugüne kadar elde edilen tüm veriler evrimin olduğunu göstermektedir. Aksi bir durumla karşılaşılmış değildir; tıpkı yerçekimine karşı bir kuvvete rastlanılmadığı gibi. Evrim kuramı da, evrimin aşamalarını açıklayan bir kuramdır. Ancak nasıl ki graviton'un bulunamadığından yola çıkarak "yerçekimi yoktur" diyemiyorsak, evrim kuramının da ıspatlanamadığından yola çıkarak "evrim yoktur" diyemeyiz. Sayın Cyrano'nun da dediği gibi, bilimsel teoriler ıspatlanamazlar. Zira ıspatlanabilmeleri için yeteri kadar deney yapma imkanı yoktur. Siz Dünya'da yeteri kadar deney yaptığınızı düşünebilirsiniz. Ancak yasalar evrenseldir. Şu an için bu deneyi gidip Jüpiter'de yapamazsınız, ya da 100 yıl sonra Jüpiter'de yaparsınız da, evrenin 3 milyar ışık yılı ötesindeki bir galakside yapamazsınız. Evrim için de aynı şey söz konusu... Düşünülen anlamda evrim teorisinin ıspatlanabilmesi için şimdiye kadar Dünya üzerinde yaşamış her canlının elimizde olması ve bu canlıların evrim süreçlerinin tamamen açıklanabilmesi gerekir. Bu durum da en az evrenin her köşesinde yerçekimi kuramını test edebilmek kadar imkansızdır. Ancak elimizde evrimin en az yerçekimi kadar gerçek olduğunu gösterecek seviyede yeterli veri vardır. Son olarak "Evrim Kuramı ispatlanamamıştır. Biyologlar hiç bir zaman, bir türün evrimini gözlememişlerdir. En ünlü biyologlar ve bilim adamları bile artık Evrim Teorisinin yetersiz olduğunu kabul etmektedirler. " gibi tamamen cahil halkı kandırmaya yönelik yalanlara inanıp da, bunlara prim verenlere söylemek istediğim bir şey var. Bugün evrim, üniversitelerin pek çok bölümünde zorunlu olarak okutulan bir derstir. Bugün insan sağlığı için geliştirilen pek çok ilaç, evrim bilincinin ürünüdür. Yukarıdaki söylemler, tamamen dinsel kaygılarla üretilmiş, bilim çevreleri tarafından kaale alınmayan ve cahil insanları kandırmaya yönelik yalanlardır. Lütfen bu tür yalanlara prim vermeyiniz.
  9. 5 yıl önce 78 yaşında vefat eden bir yakınım, 55 yıl boyunca sigara içmişti. Ölüm nedeni sigaraya bağlı olmadığı gibi, sigara iştahını dengeleyerek aşırı kilo almasını engellemişti. Bence sigara için de sağlığa zararlı demek doğru değil (!!!!)
  10. Biz de bu durumu anlatmaya çalışıyoruz ama, dur bakalım ne zaman anlatabileceğiz sevgili boheme...
  11. Bence sen diş sağlığına çok fazla güvenme, derhal bir diş hekimine müracaat et. Nedeni de aşağıda... Hiçbir rahatsızlık vermese de kötü pozisyonlu bir yirmilik diş niçin çekilmelidir? Dişin pozisyonunun bozuk olması enfeksiyon için tek başına yeterli bir sebeptir. böyle bir durumda bahsedilen problemler mutlaka yaşanacaktır. Üstelik bu tip problemler aniden ve beklenmeyen bir zamanda gelişirler. * Yirmilik dişler, fırça ve diş ipiyle ulaşılması zor alanlarda bulunurlar. Zamanla çürümeye yol açan bakteri, asit ve yiyecek artıkları bu bölgede toplanır. Eğer diş çürür ve dolguyla restore edilmezse diş kısa zamanda iltihaplanır. * Bu dişleri temiz tutmak zor olduğundan biriken bakteri ve yiyecek artıkları kötü ağız kokusuna sebep olur. * Dişeti altında yatay (düşeyden sapmış) pozisyondaki gömük bir diş, diğer dişlerin hareketi, sıklaşması ve çarpıklaşması ile sonuçlanacak olan bir basınç oluşturur. * Gömük dişin üzerini kaplayan dişetinin altına toplanan bakteriler enfeksiyona yol açar. http://www.hekimim.com/merak_ettikleriniz/...ilik.htm#hicbir Dikkat et, "Yirmilik dişlerin faydasını görmeyi bekleyeceğim" derken, ağzındaki dişlerden de olmayasın...
  12. Tezlerinizi bilinmezler üzerine kurmanıza alışığım da, anlamsız ısrarlarınıza bir türlü alışamadım. Aynı mantıkla kanserli hücrelerin de vücut için henüz keşfedilememiş bazı faydaları olabilir. Ancak bu durum, o kanserli hücrenin yerinde kalması gerektiği, ya da vücuda bilinmeyen bir yararından dolayı orada bulunduğu anlamına gelmiyor. Pek çok insan bu dişlerini çektirmek zorunda kalıyor. Bu dişlerin eğer bir yararı varsa bile, zararının yararından çok daha büyük olduğu bilinen bir gerçek. Zira bu dişlerini aldıran hiç kimsenin tıbbi açıdan ciddi bir zarar gördüğü görülmemiştir. Anlayacağınız, yirmilik dişlerin sizin düşündüğünüz gibi bir tasarımcının işi olmadığı açık ve nettir.
  13. Yirmilik dişler konusunda daha fazla bilgi edinin derim. Özellikle, diş hekimlerinin neden pek çok durumda bu dişleri çekmek zorunda kaldıklarına dair bilgi, sizin "faydası henüz keşfedilememiş" tezinize (!) cevap olacaktır...
  14. Konu tam olarak, "Gözünün üstünde kaşın var, o halde Allah var" kıvamına gelmiş... Herhalde yirmilik dişlerin tasarımı da, tasarımcının boş bulunduğu bir lahzaya denk gelmiş.Malum, pek becerememiş çünkü....
  15. Kur'an'da yazmadığından emin olabilirsiniz Nedense Kur'an böylesine önemli bir maddeyi atlamış...
  16. yam_yam şurada cevap verdi: muki başlık Dini Konular - Din - Dinler
    Şeytan melek kategorisinde yer almıyor. Kur'an'da da Şeytan'ın cinlerden olduğu söyleniyor. Ama ne hikmetse Allah meleklere Adem için secde etmesini istediğinde şeytan (melek olmadığı halde) bunu üzerine alınıyor. Bu çelişkiyi kapatmak için de şeytanın çok çok çok ibadet ederek "meleklerin başı" rütbesini elde ettiğinden falan dem vuruluyor. Ama o zaman da şöyle bir soru çıkıyor ortaya, madem şeytan çok çok çok ibadet edecek kadar tanrıyı seviyordu da, ne halt etmeye tanrıya karşı çıkıyor (üstelik sonunun ne olacağını bildiği halde) ? Mitolojiyi her zaman sevmişimdir. İçerisinde muhakkak eğlenceli bir şeyler bulabilirsiniz
  17. Doğa neden farklı canlılar üretmiyor ? Üretmediğini nereden biliyorsun sevgili sardunyam? Doğa 3,5 milyar yıldır sürekli farklı canlılar üretiyor. Ancak unutmaman gereken, tüm canlıların temel yapı taşlarının aynı olduğudur. Yeni canlılar oluşurken de bu temel yapı taşları değişmiyor. Canlılar birbirlerinden doğmak zorunda, çünkü bu bir temel doğa kanunudur. Bu kanuna "biyogenez" diyoruz. Burada teistler için de bir sorun yok, asıl sorun ilk canlı oluşumunda. Teistler bunu da kabul edebilirlerse eğer tüm tanrı inançları dumura uğrayacak. Bu yüzden "olmaz, olamaz" gibi karşı söylemlerde bulunuyorlar. Oysa ki fosil kayıtlarını zamanda geriye doğru götürürsen bunun hiç de mantık dışı olamayacağını görürsün. Fosil kayıtlarını zamanda geriye doğru doğru götürdüğünde canlıların gelişmişlik seviyeleri düşer. 3,5 milyar yıl öncesine ait gelişmiş bir canlının fosiline rastlayamazsın. O döneme ait yalnızca tek hücreli canlıların fosilleri vardır. Sen maddenin hangi özelliğini değiştirmeyi istiyordun ki sevgili sardunyam? Bir örnek verirsen belki sana yardımcı olabilirim...
  18. Allah'ın zamandan münezzeh olduğu konusu tamamen saptırma ve düzmece bir konudur. Fiil bir referans noktasıdır. Eğer fiil var ise yapılan fiil, fiili yapan için de bir referans noktası oluşturur; ve eğer elinizde bir referans noktası var ise, "öncesi" ve "sonrası" sorgulamasını yapmak için önünüzde hiç bir engel yoktur. Siz hem tanrı için bir referans noktası vereceksiniz, hem de "öncesi" ve "sonrası" sorgulamalarının yapılamayacağını iddia edeceksiniz. Nedeni için de bir yığın dogmatik, hiç bir doğrulayıcılığı olmayan laf kalabalığını göstereceksiniz.. Peah...
  19. Kralx, e=mc2 nin bana enerjinin maddeye dönüşebileceğini anlatmadığını iddia etmiştin. Bunda hala ısrarlı mısın, değil misin anlayamadım. Zira bu yazından anlaşılmıyor. Ancak ısrarcıysan, e=mc2 ye m=e/c2 olarak bakarsan daha iyi anlayabilirsin....
  20. Bu da Dolmabahçe Sarayı'nın deniz tarafından görüntüsü. (Bu fotoğrafı biz çekmedik tabii... Bilgi amaçlı koydum buraya.) Yapım emri Abdülmecit tarafından verilen bu sarayın inşaası 13 yıl sürmüş. 1843 yılında yapımına başlanan saray 1856 yılında tamamlanmış. Daha sonra da Padişah ve Saray eşrafı Topkapı Sarayı'ndan Dolmabahçe Sarayı'na taşınmış. Binada merdivenler dışında demir ve beton yok. Bina tamamen taş ve ahşaptan inşa edilmiş. İnsanın böyle bir heybet karşısında dili tutuluyor... Abdülmecit bu sarayda çok değil, yalnızca 5 yıl kalabilmiş. Babası II. Mahmut gibi Tüberkolaza yakalanan Abdülmecit 1861 yılında henüz 39 yaşındayken hayata veda etmiş.
  21. İnan biz de aramızda olmanı isterdik sevgili sedelina. Umarım bir dahaki sefere...
  22. Saray'da çektiğimiz fotoğraflar flaş kullanımı yasak olduğu için biraz karanlık. Ancak ortamı tam olarak yansıtıyor. Bu fotoğraf Dolmabahçe Sarayı'nın tören salonundan. Bu salon Saray'ın en büyük salonu. Bayramlaşma ve diğer törenler bu salonda yapılırmış. Tavanın yerden yüksekliği 37 metre. Ortada gördüğünüz halı sarayın en büyük halısı. Tam 124 metrekare hereke dokuma. Fotoğrafın üst kısmında görülen avize de yine Saray'ın en büyük avizesi. 4,5 ton ağırlığında, 650 lambadan oluşuyor. Montajı tamı tamına 3 ay sürmüş.
  23. Google'dan "e=mc2" diye aratırsanız öyle olmadığını göreceksiniz. Ancak dilerseniz ben daha sonra da size açıklarım..
  24. Günlük hayatımızda bunun örneğini görmek mümkün değil sayın boşig. Enerjinin maddeye dönüşebilmesi için yeteri kadar yoğunlaşması gerekiyor. Halbuki bunu şu anki teknoloji ile yapmak mümkün değil. Bu durum Einstein'in e=mc2 formülü ile sabittir.
  25. İslam'ı herkes sizin gibi düşünüp yorumlasaydı, biz burada bu konuları konuşuyor olmayacaktık sayın boşig. Ancak siz, bir dinden başka bir din çıkartmışsınız. Farkındaysanız sizinle öz itibari ile aynı İslam'ı konuşmuyoruz. Oysa ki İslam, sizin söylediğiniz gibi değildir.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.