Zıplanacak içerik

Dogrucudavut

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Dogrucudavut tarafından postalanan herşey

  1. Tabii ki burada amaç galip gelmek değil halkın uyanması, gerçekleri görmesini sağlamak olmalıdır ve öyledir de...
  2. İnsanların doğuştan itibaren özgür bırakılmayıp, şekillendirildiği İran gibi bir ülkede, yine o insanların dış etkiler olmaksızın, sistemi yıkıp çok farklı bir rejim getirebileceklerini söylemek gibi mi? Sunulanları doğru kabul edip kendinize mesnet yapmanız ne derece doğru, o da ayrı konu! Maşallah boşluk bırakmamışsınız! Özetleyeyim; demokrasiyle yönetilen sanal ülkede bir kesim var bunları bir araya getiren mevcut hükümetin adaletsizliği!! Bunlar mevcut antidemokratik yasadan ve çoğunluğu oluşturan halkın iyi niyetinden yararlanıp mecliste çoğunluğu ele geçirmiş. Buna güvenerek bütün kurumları ele geçirip halkın coğunluğu olan kesime dayatmalarla ve hilelerle gunden gune ivme kazanarak kendi kesiminin cogalmasına sebep olurken dıger tarafın da azalmasını saglamış. Bir de arada demokrasi olmadığından şikayet etmiş. ( hem dövüp aynı anda hem de ağlayan kasımpaşalı! ) Çoğunluğu sağlayınca da rejimi yerle yeksan etmiş. Olay budur! Kıvırmaya gerek yok!
  3. Teşekkürler, duygular karşılıklı Size hak verdiğim kısımlar Kürtçenin ve Zazacanın gelişememesinin sebepleriydi. Yalnız, kök derken bana tarafsız kaynaklarda yazan Orta İran dönemini, Partçayı ya da Pehlevi dilini gösterebilirsiniz Kürtçeyi değil bence. Benzetme pek olmamış; 1500 senedir arasında 2000 km olan iki Türk lehçesiyle, 2000 senedir içiçe yaşayan iki ayrı dil bir kefeye konulamaz kanatimce. Emeğinize saygı duyuyorum ama bence bu yöntem, pek sağlıklı değil gibi, yani benzerlikleri vurgulamak. Karşı görüş te bu kez ayrılıkları vurguluyor. Bence oranlar önemli olmalı bilmiyorum siz dil okuyormuşsunuz yok mu böyle bir kıstas (ölçüt) dil biliminde, yoksa çok normatif kalıyor. Yazı dilinde ortak dil konusu, her iki grup bunu istiyorsa ve tek taraflı bir dayatma değilse ancak bir anlamı olur. Verdiğim bağımsız Zaza kaynaklarında da ben böyle bir eğilim göremedim. Saygılar.
  4. Güzel düşünceler fakat bugünkü, bu aşamadaki Türkiyede ana dilde eğitim, üniter devleti temelden sarsarak ayrılık sürecini başlatır. Bu durumda, hem ana dilde eğitimi hem de üniter devleti savunmak çelişki oluşturur.
  5. Ona eyvallah o doğru bir karar oldu da, bebek ölümlerine yaklaşımı bence yetersiz.
  6. Ben hiç böyle düşünemiyorum. Son günlerde yaşanan bebek ölümleri faciasında hiç sorumluluğu yok mudur Akdağ'ın?
  7. Haklısınız, ama adam pişkin, yandaş medya da cilasını çekti mi tamam, halk güçlüden yana olur.
  8. Ee, yalancının mumu yatsıya kadar yanar ama demogojide de sınır yoktur. Anket Dengirden yana çıksa şaşırmam. Halk, beden dilini algılar, kasımpaşalılık, ağa torunluğu önemli bir avantajdır ülkemizde. İçeriğe bakılmaz, görünüşle değerlendirilir herşey ne yazık ki!
  9. Yok kardeş, alınma, gücenme. Kardeş kardeş tartışıyoruz sadece. Ben lafımı direkt söylerim, evet uslubun sert, laf anlamaz bir insan imajı çiziyor. Ben de mükemmel değilim ama biraz daha sakin olmanı önerebilirim sadece...
  10. Mesela, bugünki Türkiyede hem Kürtçe resmi eğitimi hem de üniter devleti savunmak çelişkidir. Eğer okuduysan yazdıklarımı yanlış anlamışsın, benim çözümüm öncelikle kişi başına milli geliri yüksek ve eşitikçi dağıtılmış uygar bir yapıdan geçiyor. Ayrıca, asimilasyondan ne anlıyorsunuz, öğrenebilir miyim? Saygılar.
  11. pardon araya girecem ama siz askerlik yaptınız mı?öğrenbilirmiyim?
  12. ya nolur uğraştırma samimi söylüyorum, biraz düşünerek oku!
  13. Arkadaşım bi daa oku! beni uğraştırma!
  14. Şöyle anlatayım tekrar ediyorum. Kırgızca ( Türkçenin lehçesi ) resmidir ama bu Tuvacayı( Türkçenin lehçesi ) resmi bir dil yapmaz. Ya da İngilizcenin ( Angskson dilinin lehçesi ) resmi olması, Bretoncayı ( Angskson dilinin lehçesi ) resmi bir dil yapmaz. Aynı şekilde Soraninin (Kürtçenin lehçesi-ben demiyorum b.adamları diyor )resmi olması, Kurmançiyi (Kürtçenin lehçesi-ben demiyorum b.adamları diyor resmi bir dil yapmaz. Örnekler çoğaltılabilir. Saygılar.
  15. Ek bilgi1: Kurtuluş savaşında ve Çanakkale savaşında sürekli söylediğiniz şehit sayısı da gdoğu illerinden yalnızca toplam 889 kişi, diğer illerden ise 83070 kişidir, PKK yüzünden ise yaklaşık 35000 kişidir. Ek bilgi2: Tataristan ile Kırım Tatarları farklıdır. Kırım çevresinde, Çarlık döneminde ve Sovyetlerde 2000 yıldır yaşayan Tatarların ( Kıpçak Türkleri) sistemli olarak kökü kazınmıştır. Bugün, 1990dan sonra geri dönebilen Tatarlar mülklerini kaybetmiş ve yoksulluk içerisindedr. Sn.Evdeyokuz, Ne istiyorsunuz Tayyip Gürcüce mi konuşsun da bir de Gürcüce tercümanlık kadrosu açıp yandaşlarına arpalık mı yapsınlar? Yorumlarınıza hayranım.
  16. Kardeşim, şu anda hiç bir dil yasak değil, neden bahsediyorsun?? Sen, ABDye, Hollandaya vs. taparken, neden bahsediyorsun?? Hep böyle anlamsızca konuşmaya devam edersen üvey evlat muamelesi mübah olur, bunu böyle bilesin!
  17. Güzel kardeşim, Osmanlı şeriat devleti miydi? Mecelle'ye girmiş Avrupadan alınma kanunlardan haberin yok mu? Abdühamit istibdat rejimini kimlere uyguladı. Osmanlı savaş kaybetmedi mi? İşgal edilmedi mi? Savaşların etkisi yok mu? Hilafet 1924 te kaldırılmadı mı? Siz de çok yakın tarihimize bakmayı unutmuşsunuz anlaşılan. İran üzerinden neden düşünmüyorsunuz? Verdiğiniz genel hükmün doğru kabul edilebilmesi için tüm örneklere uyması gerekmez mi? Saygılar.
  18. Sn. Ablacığım yada Abicim, Lafla peynir gemisi yürümez tabii Ben ne Başbakanım ne de Cbaşkanıyım, yapabildiğim bu kadar maalesef! Sizin gibi bir yurttaş olarak sorguluyorum sadece...Daha sakin olmalısınız size tavsiyem. Ben sizin yazdıklarınızı okuduğum için bunları yazıyorum zaten. Çelişkili konuştuğunuz için yazıyorum. Eğer siz de okusaydınız yazdıklarımı (Kürt sorunu feodalizm, ****baykal ve bu başlıkta) nacizane çözüm önerileri sunmaya çabaladığımı görecektiniz. Dünya tabiiki hepimizin hatta "all you need is love" da gerçekler acı, ne yazık ki! Saygılar.
  19. Sn. Yakışıklı Kardeşim, Nasıl dersiniz bırakın ekonomik ayrıntıları, bu baklavasına oynanan bir oyun mu? Bu gerçekçi bir yaklaşım mı sizce? Zengin kesim fakir kesim diye artık halk ic içe yasiyor demekle ırksal ayrım olmadığını, ayrımın sınıfsal olduğunu teyit etmiş olmuyor musunuz? (Aklıma ilk gelen, mesela Toprak Holding sahibi Diyarbakır Liceli Halis Toprak) E, o zaman sorun nedir? Zengin kesim fakir kesim diye artik halk ic ice yasiyor kimin nerede yasadigi belli degil demekle Güneydoğu illerinin kalkınmada öncelikli iller arasında olmadığını mı demek istiyorsunuz? Artık halk iç içe yaşıyor kimin nerede yasadığı belli degil derken ırk ayrımı olmadığını kardeşliğin olduğunu teyit etmiş olmuyor musunuz? E, o zaman sorun nedir? Sürekli Belçikayı örnek gösterirken şimdi neye göre bizimkinden cok farklı ulke, bize uymaz diyebiliyorsunuz? Açıklayın lütfen! Ben burda yeni olabilirim ama bu dünyada sizden eskiyim.Tabii ki bu da beni üstün yapmaz ama nerden çıkardınız bu üstünlük laflarını anlamadım? Ben, vatan, millet, sakarya edebiyatı yapmıyorum. Tartıştığım insanın da slogan atmayıp, mantık çerçevesinde yorum yazmasını isterim. Yoksa duygusalıkla, tepkisellikle hiç bir yere gelemeyiz. Saygılar.
  20. Hem Zazaca hem Kürtçe ha! Oldu gözlerim doldu. Bütün Kürtlerin Türkçe öğrenmeden Kürtçe resmi eğitimin yapılmasının bölünmeye götüreceğini daha önce Kuzu kuzu kabul etmiştiniz, http://www.turkish-media.com/forum/index.p...29490&st=75 tekrar tekrar aynı şeyleri mi konuşacağız? Ayrıca, Kurtuluş savaşında ve Çanakkale savaşında sürekli söylediğiniz şehit sayısı da gdoğu illerinden yalnızca toplam 889 kişi, diğer illerden ise 83070 kişidir, PKK yüzünden ise yaklaşık 35 bin kişidir. Bunu da vicdanı olan yorumlasın artık ben bir şey demiyorum.
  21. Olablir de olmayabilir de ama ben zazaların sitesinden ve tarafsız kaynaklardan verdim farkındaysanız. Bunlar kısmen doğru. Benim de saygı duyduğum bir dil, bir kişi bile olsa saygı duyarım, benim derdim bu değil ama sorumun cevabı da bu değil. Daha önce belirttiğim gibi bir dilin günümüze kalan benzer sözcükleri olması, bugün konuşan kimse olmadığından, onun "ölü bir dil" olmadığı anlamına gelmez. Binlerce yıl önceki "Göktürkçe"yi örnek göstererek, Kürtçe ile Zazaca arasındaki farkları açıklamaya çalışmanız, kusura bakmayın ama biraz zorlama olmuş. Size birkaç örnek vererek bir yöntem önerebilirim; Atıyorum, Türkçenin Oğuz kolundan Batı Oğuzcanın içinde olan Azerice ile Türkiye Türkçesi arasındaki benzeşim sözcük açısından %70, gramer olarak %95 tir, bunun için lehçe değil alt koldur gibi.. ya da Türkçenin Oğuz lehçesinden Batı Oğuzcanın içinde olan Türkiye Türkçesi ile bir Türk dili lehçesi olan Çuvaşça arasındaki benzeşim sözcük açısından %30, gramer olarak %60 tir, bunun için alt kol değil lehçedir gibi.. ya da İrani dillerin batı kolu içerisinde gösterilmiş olan Kürtçe ile Zazaca arasındaki benzeşim sözcük açısından %30, gramer olarak %60 tır, bunun için alt kol değil lehçedir gibi.. objektif kriterlerle kanıtlanması lazım ki kesinleşsin. Sevgiler, saygılar.
  22. Acaba? Irak Kürdistanı devlet mi? Verilen eğitim ne? Silahlı eğitim mi? Demek hedefiniz ayrılmak! Böyle itiraf edin, bir şey demem. Dürüst ve mert derim o kadar. Konuşuluyor onlar zaten, e öyleyse sorun ne?
  23. Türkçe disinda tüm yerel dillerin yasaklandigi Türkiye'de, kisinin kökensel olarak Kurmanci ya da Zazaca konusmasi önemli görünmemistir. Buna karsilik Avrupa'da, Kürt eylemcilerin göçmen Kürt isçilerini harekete geçirebilmek için bulunduklari girisimlerden biri, Türkiye'den göçmen olarak gelen herkesin ana dilinin Türkçe olmadiginin resmen taninmasi ve Kürtçe'nin okullarda egitim için ana dillerden biri sayilmasi için, ana dilde egitimdir. Bu, Zazaca konusanlari kaba bir ikilemle karsi karsiya birakmistir: Onlar da çocuklarina Alman okullarinda "ana dil" olarak Türkçe yerine Kurmanci ögretilmesini talep etmeli midirler? Bazilari, kendi bölgelerinde kendilerinden önceki kusaklar her zaman Kurmanci'yi lingua franca olarak ögrenmis olduklari için bunu talep ettiler; ancak belirgin bir huzursuzluk baki kaldi. Bu, Zazaca konusanlarla Kurmanci konusanlarin çikarlarinin açikça özdes olmadigi bir meseleydi. Çatisma tohumlari içeren benzeri bir diger mesele, Türkiye'de ve özellikle Avrupa'da sürgünde basilan Kürt gazetelerinde kullanilacak dildi. 1960 ve 1970'ler boyunca birkaç gazete yayimlandi ve birçogu, en fazla bir Kürtçe siire yer vererek tamamen Türkçe yayimlanmis gazetelerdi. Türkçe'ye hiç yer vermeyen ilk dergi Izmir'de yayimlanan, kisa ömürlü olmus kültür dergisi Tirêj'dir. Bu ayni zamanda, küçük bir Zazaca bölümü olan ilk önemli modern Kürt dergisidir. 1980 askeri darbesinin ardindan, Türkiye'de Kürtçe yayimcilik faaliyetleri artik mümkün olmamis; ancak yazarlar ve gazeteciler Avrupa'da sürgünde, özellikle Isveç'te faaliyetlerine devam etmislerdir. Burada Kurmanci edebiyatinda gerçek bir uyanis yasanmistir. Çocuk kitaplari, halk masallari derlemeleri, ilk romanlar basilmis ve her türden birçok gazete yayimlanmistir. Iran devrimi ve Irak-Iran savasi da Kürdistan'in diger bölgelerinden çok sayida entellektüeli göçmen olarak Avrupa'ya getirmistir. Yirminci yüzyilin basindan beri ilk defa, önemli ölçüde ortak Kürt kültürel faaliyetleri gerçeklesmistir. Paris'te, önemli bir kütüphaneye ve yayimlanan degisik dergilere sahip ilk önemli Kürt enstitüsü olan Kürt Enstitüsü kurulmustur. Ortak bir standart dile dair eski rüya yeniden su yüzüne çikmis; ancak ne Kurmanci ne de Sorani konusanlar ötekine imtiyaz tanimadiklarindan, Kürdistan'in tüm kesimlerinden okuyuculari hedef alan dergiler, hem Kurmanci hem de Sorani dillerinde bölümlere yer vermislerdir. Kürt Enstitüsü'nce yayimlanan edebiyat dergisi daha sonra üçüncü Kürt dili olarak Zazaca bir bölüm yayimlamaya karar vermistir. Bu, siyasal nedenlerden ötürü dilsel ayrimciliga siddetle muhalefet eden belli milliyetçi entellektüel çevrelerde sert olumsuz tepkilere yol açmistir. Bunlarin bir kismi, sentetik bir birlesik Kürt dili için çalismis; digerleri iki yazili Kürt diline tahammül edebileceklerini düsünmüsler; ancak daha önce neredeyse hiç yazili gelenege sahip olmayan Zazaca'yi bir diger yazili dil olarak gelistirmenin Kürt ulusu arasina ayrilik tohumlari ekmek olacagina karar vermislerdir. Yazili Zazaca'nin gelistirilmesi ya da yasaklanmasina dair tartisma, sürgündeki Zaza entellektüellerinin küçük çevresinde, fikir ayriliklarina yol açan büyük bir etki yaratti. 1980'lerin sonunda ilk Zaza dergisi yayimlandi ve kesinlikle Kürtçe degildi. Dergide Zazaca, Türkçe, Ingilizce makaleler vardi; ama Kürtçe yoktu. Zazalar'dan, kimlikleri uzun zamandan beri sadece Türk devletince degil, Kürtler'ce de reddedilen ayri bir halk olarak söz ediyor; ve cografi bir ad olarak Kürdistan terimini reddettigini belirterek, Zazalar'in eski yurdu için Zazaistan kelimesini icat ediyordu. Derginin ilk basta çok küçük bir okuyucu çevresi oldu; ama kizgin Kürt tepkileri her seye ragmen derginin söyledigi bir söz oldugunu gösterdi ve tedricen artan sayida Zaza derginin görüslerini benimsedi. Halen örgütlü bir milliyetçi Zaza hareketi görünmemektedir; ama, hepsi Zazalar'in Kürtler'den farkli olduklarini iddia eden, Avrupa'da yayimlanan iki yeni dergi ve Türkiye'de yakin zamanda çikan bir dizi kitapçik ile yayimcilik faaliyetleri giderek artmaktadir. Tartisma hala gelgit halindedir ve tartismada taraf olanlar görüslerini gözden geçirmeyi sürdürüyorlar. Sürgündeki Zaza Alevi eylemcilerinin önde gelenlerinden Seyfi Cengiz, yeni siyasal ve kültürel dergisi Desmala Sure'nin ilk sayisinin giris makalesinde, milliyetçi Zaza-Alevi bir durusa nasil ulastigini yazdi. Dergi, 'Dersim Komünist Hareketi'ni ya da (Zazaca) 'Kirmanc Komünist Hareketi'ni -Kirmanc Dersim'deki Zazalar'in kendi dillerinde kendilerini tanimladiklari kelimedir- temsil ettigi iddiasindadir. Cengiz sunlari söyler: "Bir ara Dersim isyanlarinin 'ulusal' olmadiklarini söylemistim; fakat bu görüsü çoktan biraktim. Dersim isyanlarini 'Zaza Hareketleri' olarak tanimistim bir yazimda. Simdi bu noktada bir düzeltme yapmam gerekiyor: Dersim isyanlari Kirmanc-Alevi isyanlaridir. Koçgiri isyanini da Dersim isyanlari arasinda düsünüyorum. Koçgiri, Bati Dersim'in bir parçasidir. Seyh Sait isyanina ulusal bir isyan diyorum simdi. Seyh Sait isyaninin bir Zaza isyani oldugunu söylemistim 1987'de. Bu görüsümü koruyorum." Tüm bu ayrimciliga karsi PKK, kisinin asla [Kürt] kimligini unutmamasi gerektigi uyarisi ile (adini Aleviler'e yönelik olarak belirledigi) Zülfikar sancagini kaldirdi. Alevi köylülerle, özellikle Kürtçe ve Zazaca konusanlarla, gene Aleviligin devlet tarafindan hükmedilen türü olarak görülen Bektasilik arasindaki iliskilere son vermek üzere bir girisim baslatti. Web Siteme Git
  24. Türk hükümeti 1980'lerin sonunda, Aleviler'e yatistirici jestlerde bulunmaya baslayarak, cemaatin devletten yabancilasmasini nötralize etmeye ve radikal Kürt hareketi PKK'nin Kürt (ve Zaza) Aleviler arasinda daha fazla destek kazanmasini önlemeye yönelik geçirgen bir çaba ile onlara, kesin bir biçimsel taninma sundu. Aslinda, PKK'nin kurulusunu gerçeklestirmekte büyük zorluklarda karsilastigi ve her zaman diger siyasal radikal hareketlere yarismak zorunda kaldigi bölge, büyük ölçüde Zazaca konusanlarin ve Aleviler'in bulundugu Dersim'di (simdiki Tunceli ili ve komsu bölgeleri). Dersim halki, en azindan 1960'lardan beri, her zaman Kürt milliyetçiliginden ziyade solcu radikalizme meyilli olmustu. Baslangiçta militan bir sekilde din karsiti olan PKK, 1980'lerin ortalarinda, Sünni bölgelerde daha çok halk destegi bulmaya yönelik basarili bir girisimle, gittikçe Sünni Islam'a karsi uzlasmaci bir tavir benimsedi. Bu asikar bir sekilde, PKK'nin Aleviler arasindaki popülerligine bir katkida bulunmadigi gibi muhtemelen Alevi öznelligini güçlendirdi. PKK'ye göre, tüm Alevi uyanisi, Kürtler arasina ayrimcilik ekmek için dogrudan devletçe yönetiliyordu ve buna ön ayak olanlarin tümü ajandi. Bu ayni zamanda, Aleviler'in PKK'den sogumalarina yol açacak sekilde, partinin kendi saflarindaki Aleviler'den kuskulanmasina ve onlarin tasfiyesine yol açti. Dinsel boyutunun gittikçe daha fazla farkina vararak, asli bir kimlik olarak Alevilige yeniden yapilan vurgu, büyük ölçüde Sünni köktenciligine ve kapsayici Kürt milliyetçiligine karsi bir tepkidir. Web Siteme Git

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.