Dogrucudavut tarafından postalanan herşey
-
ŞU BEYAZ TÜRKLER
Doğru tespitler için teşekkürler...
-
Vakit'ten Türkan Saylan Yorumu
İsteyen sevinebilir tabii ama hakaret ve iftira neyin nesi ? Hem demokrasiden, Kemalistlerden yakın hem de bu iftira ve hakaretleri edebil. Demek ki neymiş ? Demokrasi varmış.Yatın, kalkın Atatürk’e dua edin.
-
ŞU BEYAZ TÜRKLER
Bilirim bilirim. Boşuna dememişim zamanında diye...
-
ŞU BEYAZ TÜRKLER
Mevzubahis vatan ise gerisi teferruattır.( M. Kemal Atatürk ) Alltaki alıntıyı hatırlarsın. Şartlar normalleşmiş mi acaba ? Bir bakalım : Fethullah Gülen cemaatinden çıkmış olmasın Küçük bir kitleyi ama tüm Kemalistleri değil... Ben şahsen istemem, öyle bir dönemi yaşamış biri olarak. Abartı genellemelerden kaçınmalı bence Tıpkı, Kemalistler arasında da olduğu gibi değil mi ? Bak bu doğru. Fakat, farazi(!) olarak söylüyorum, ya demokrasi yok olmaya doğru giderse nasıl olacak ? Temel eğitimi 8 yıl yaptılar fena mı ? Eğitim olmadan demokrasi olur mu ? Korku bir hakaret veya övgü değil ki hak edilsin. Daha kanıtlanmamış, hüküm verilmemiş Ergenekon komplo teorisini mi ? Zaman okuyarak çağdaş olunacaksa kalsın, ben okumam. E, nolacak şimdi ? Menemende kafa keserek işe başlayanlar kim ? Yoksa, o da mı ergenekon du ? Evet, ne yaptılar ? 8 yıllık eğitim ve türban yasağı mı ? Acaba ? Abartı bir genelleme daha... Şuna demokrasinin yok olma kaygısı desek ? Valla, okumadık. Sen okuduysan bizahmet bir anlatıver biz de bilelim neymiş Kemalizmin terakkiye manisi.
-
ŞU BEYAZ TÜRKLER
Mesela, Yalçın Küçük, Doğu Perinçek hatırı sayılır bir yere gelmiş mi ? Onların ne farkı var bu açıdan ? İkisi de Ergenekondan içeri alındı değil mi ? Neyse, konumuz bu değil zaten. Mesela, Yaşar Okuyan, Mehmet Haberal… Her siyasi görüşü savunanlar arasında samimi olmayanlar da olabilir. Bunlara bakıp o siyasi harekete külliyen yanlış denilebilir mi ? Mesela, biz sadece Hüseyin Üzmez gibilerine bakıp İslamcılığı yargılasak doğru olur mu ? Gerçek Atatürkçülük sence nedir ve kendini gerçek Atatürkçü olarak tanımlayabilir misin ? Acaba ? Nihal Atsız desem, Alparslan Türkeş desem ? Irkçılık-Turancılık davası hangi nedenle açılmıştı ? Bunlar hangi maddeden hüküm giymişlerdi. Bu ülkede ırkçılık yapılamayacağı başka bir şey, bu kavram oluşturulabilirmiş gibi, tamamen bilgisizlikten ırkçılık yapanların olması başka bir şeydir. Pek sanmıyorum. Faşizan Milliyetçilik ile demokratik milliyetçilik farklıdır. PKK’lılar ve onlar gibi düşünen liberal veya sosyalistler dışında seni aynı kalıp içerisine alan yok zaten, rahat ol. Ayrıca, yukardaki alıntıyı aldığım Osmanlı Türk Düşmanımıydı ? Başlığında iddialarına kaynak olarak Vikipediadaki tarafsızlığı konusunda kuşkular bulunduğu konusunda uyarı bulunan maddeden alıntı yapan da ben değilim. Tutarlı olmak zor zenaattir.
-
BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİZ!
Teröre karşı terör yanlıştır. Bunun yanlış olduğu da 90'larda gayet net görülmüştür. Bu tip grupların varlığının ve eylemlerinin, neticede, Türk karşıtlığını, devlet düşmanlığını arttırmaktan başka bir işe yaramadığı tecrübe ile sabittir. Alperenler iyi bir şey yapmak istiyorlarsa, sultan hamam esnaflarının ağzıyla konuşan bölücü AKP zihniyetine dolaylı olarak hizmet etmekten vazgeçip, bu ülkede ayırıştırıcı değil, birleştirici, şiddeti körükleyen değil, diyaloğu ve karşılıklı anlamayı destekleyen bir siyasi mutabakat için çalışmaları gerekir.
-
''Ya sev ya terk et'' ile taçlanan Korkunun Cumhuriyeti...
Eleştiriyoruz tabii ki arkadaşım. Katılımcı demokrasi diye bir şey duyduysanız, en çok o açıdan eleştiriyorum ben şahsen bir çok iletimde. Israr ederseniz ilgili başlıkta tartışalım tabii ki memnun olurum. Ama, biraz yukarı bakarsanız başlık ne ve bu başlığın CHP ile ilgisi ne ? Bu sloganı kim söylemiş ? O halde, tabii ki AKP ile ilgili eleştiri yapacağız, bunda sizi rahatsız eden nedir anlamadım.
-
''Ya sev ya terk et'' ile taçlanan Korkunun Cumhuriyeti...
CHP'nin az oy aldığı Doğu ve Güneydoğuda, en çok oy alanlar hangi partiler ? AKP ve DTP değil mi ? Şu halde ? İç Anadoluya gelince, CHP hangi dönemde İç Anadoluda birinci parti olmuş ve Alevilerin CHPye oy vermediğini nerden çıkarıyorsunuz ? Söylediklerim dar açılı bakış diye değerlendiriliyorsa geniş açılı bakış neymiş alalım sizden. Yoksa, yine Kürtler , Aleviler gibi etnik ve dini azınlık hakları fikriyle mi cevap verirsiniz bana yoksa insan hakları açısından mı ? Peki, bir devrimci olarak size soralım; nerde işçi hakları, nerde ekonomi konusunda görüşünüz bunlardan neden hiç bahsetmiyorsunuz ? Hiçbir iletisinde emperyalizmden bahsetmeyen bir devrimci bana oldukça tuhaf geliyor açıkçası. Siyaset demek, solculuk demek sizce, varsa yoksa azınlık sorunları mı ?
-
BÖLÜCÜLER CHP'LİLERE SALDIRDI!..
"Ya sev ya terk et" sloganı ırkçı değil de, daha çok faşizan bir zihniyeti temsil eder. Demokratik bir ülkede ne kimse kimseyi ne de kimse ülkedeki herşeyi sevmek zorunda değildir. Ama, saygı duymak ve her fikre ( fikri boyutta kalmak koşuluyla )tamammül etmek demokrasinin gereklerindendir. İnsanın sevmediği şeyleri değiştirmeye çalışması kadar da doğal bir şey olamaz. Ancak, bunu şiddet yoluyla yapmaya kalkarsa, işte bu olmaz. Dünyanın hiçbir ülkesinde teröristlere hoşgörü gösterilmez. "Ne mutlu Türküm diyene" ye gelince... Eğer birileri bu sloganı '' Türk değilsiniz ama biz sizi Türk kabul ediyoruz '' manasında söylerse tabii ki bu, bu özdeyişin çarpık bir yorumu olur ve tepki alması doğal olur. Öte yandan, bazılarının bu sloganı '' Ne yani, Türküm demeyen mutlu olmasın mı ? Türküm demeyenleri mutsuz mu etmek lazım ? '' gibi sorularla çarpıtmaya kalkması da aynı şekilde tepki alır ve bölücülükten başka bir şeye hizmet etmez. Oysa, "Ne mutlu Türküm diyene" özdeyişi, '' Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk denir '' ibaresinin özeti olan, dışlayıcı değil,kapsayıcı, ayırıcı değil, birleştirici bir ifadedir. Türkiyedeki herkes tarafından bu doğru anlamıyla anlaşılırsa sorun kalmaz.
-
ZAZADAN MEKTUP
Dünyada hiçbir sonuç tek boyutlu, tek nedenli değildir. Devlet demek hükümetler ve onların politikaları demektir ve soyut bir kavramdır. Onun için, hangi hükümet yanlış yapmış ve hangi dönemde yanlış yapılmış bunun analizi önemlidir. Nedenleri zikretmek bahane öne sürmek değildir. Korkular nedenlerine bağlı olarak, haklı yada haksız olarak değerlendirilebilir ve sadece etnik kökeni Türk olandan farklı olanlara karşı yapılan yanlışlar diye de indirgenemez. Türkçeyi öğretemediğini zaten siz kabul ediyorsunuz. Yani, okul ve öğretmen sıkıntısı, terörün etkisi vs. Bu durumda sizin söylediklerinizin ütopik olduğunun farkındamısınız ? Lozana göre azınlıklar bellidir. Bunun dışında bana Almanya vaya Fransa gibi ülkelerdeki Lozan durumuna benzer ( yani Danimarka ile yapılan anlaşmalarla Danimarkalı azınlıkların hakları dışında ) farklı grupların kültürel haklarını hangi tarihlerde elde ettiklerini yazarsanız memnun olurum. Öncelikle, Kürtler azınlık değildir, bu ülkenin asli unsurudur. Bunun dışında, dönem dönem özellikle 12 Eylül dönemi, sadece Kürtlere değil, her siyasi ve etnik gruba yanlış uygulama ve haksızlıklar yapıldığını daha önce de söyledik. Haklısınız, hesabı doğru yapmak önemlidir. Vatandaşları PKK’dan korumak da mı önemli olmamalı ? Bu işler o kadar basit değil. Kimsenin dilini konuşmasına, isim vermesine karşı değiliz. Ancak, arada ince bir çizgi var. Siyaset hassas dengeleri daima gözetmelidir. Bunlara itirazımız yok zaten. Bazıları da kendilerini devrimci diye tanıtarak, eleştirdikleri faşizan tavırı kendileri gösteriyor hatta Atatürkçüleri faşist göstermeye çalışıyor. ( bkz.Bölücüler CHPlilere saldırdı başlığı ) Lozana azınlık statüsü olan Ermeni ve Rumların bazı sorunları olabilir.Ancak, bu ülkede, azınlık statüleri olamayanların yani Çerkeslerin, Lazların, Arnavutların, Boşnakların, Uygurların, Kazakların, Özbeklerin vs. dernekleri varsa ve hep olmuşsa asimilasyon değil entegrasyon var demektir. Bölücülük yapan derneklere izin verilmemiş olması asimilasyon amaçlı değildir. Doğru. Herkes bildiği ve algıladığı biçimde yazıyor. Evet, özellikle Lozana rağmen Batı Trakyadaki Türk azınlık... Örtbas etmeye çalışmıyoruz. Yıkıcı değil, yapıcı, bölücü değil birleştirici olmaya çalışarak gerçekleri söylüyoruz. Neden acaba ? O Kürt köyleri Kürtçeyi unutmuş mu ? Sorun çıkaranları sorunlu yerlerden sorun çıkartamayacakları yerlere göç ettirmek insani bir ceza olsa gerek. Terörü kastediyorsanız, bunun bir çok iç ve dış sebebi var. Bir de olaya şu yönden bakmak gerekir sanırım. Demokratik bir devletin vatandaşlarının taleplerini elbette dikkate alması gerekir değil mi ?12 Eylül dönemini ve buna benzer uygulamaları es geçiyorum, sebebi ne olursa olsun.Ama, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve toplumunun, tarihi gelişimine bir bakarsak, imparatorluk artığı etnik grupların ve kurumların üstüne kurulan bir ulus devletin ilk önceliği bunlar olamaz değil mi ? Öncelik, tabii ki, 7 düvelin saldırıp ele geçiremediği misak-ı milli sınırları içerisinde, fakirlikten kurtulup sanayileşme sağlayarak egemenliğin ve bağımsızlığın korunması olmuştur.Bunu sağlamanın en öncelikli yolu ise, eğitim ve dilde birlikten geçtiği için, ulusun ( Türk, Kürt, Laz, Çerkes, Arap, Arnavut vs. ) ortak dili Türkçe eğitim yapılmak istenmiştir. Öte yandan, Doğu ve güneydoğudaki aşiret yapısı da her zaman emperyalist ülkeler tarafından kullanılmaya, kışkırtılmaya müsait bir yapı olduğundan, bu yapıyı kırmak, toprak reformu ve fabrikalar ile üretim ilişkilerini burjuvaziye sıçratma girişimleri bölge aşiret reisleri tarafından ters tepmiş, aşiret reisine bağlı aşiret mensupları tarafından da direnişle karşılaşmıştır. ( Dersimde Seyit Rıza bunun tipik örneğidir ) Bu tür isyanlar, başlıbaşına milliyetçi Kürt isyanları değil, feodal tepki ve ayaklanmalardır. 1938 Dersimden sonra da bu tip pek ayaklanmalar görülmez. Bunun da nedeni, ayaklanma sonucundaki baskılar ve yasaklamaların yanı sıra, 1950’den sonra artık iktidardaki partilerin, feodal yapı gibi bir dertleri olmamasıdır. Çünkü, zaten artık iktidarda bu feodal sınıflar yer almaktadır. !950’den bu yana darbelerdi, şuydu, buydu, PKK'ydı, terördü derken, kör-topal gelinen nokta bölgede eğitimin çok az bir kesime ulaştırılmış olduğu gerçeğidir. Yani, bölgede Türkçe bilmeyip Kürtçe bilen insan oranı çoktur. Bu noktada, bir konuyu ortaya koyarsak nereye gelmek istediğim daha net anlaşılacak sanırım. Türkiyede, herhangi bir etnik gruba ait bir insan Türkçe bilmeyip sadece kendi dilinde eğitim görüp, kendi kültürü ile kendi dünyasında yaşarsa, ulusal bir birlikten söz edilebilir mi ?Elbette ki, bu şartlar altında ayrışım, yabancılaşma kaçınılmaz olur. Dolayısıyla, Türkçe eğitim olmadan, Kürtçe eğitim üniter yapıya menfi tesiri olabilecek bir girişim olur. Bunlarla bağlantılı olarak, Türkçe eğitim verilemediğinden doğal olarak 2. sırada olması gereken Kürtçe eğitim de almamış insanların Kürtçe gazete, kitap talepleri olmuş mudur ? Olmuşsa, bu talep edenlerin sayısı, devletin bu talebi dikkate alabilecek kadar yüksek olabilmiş midir ? Kürtçe yayın için de aynı şeyler söylenebilir. Ama burada farklı olan durum, TRT yayına başladığından beri, böyle bir potansiyel talebin olma olasılığı daha fazladır. Yani, Kitap, gazete taleplerine göre TV yayını talebi daha eski olmalıdır. Burada ise sorulması gereken soru; Türkçe bilmeyenlere yapılan Kürtçe yayın, entegre edici midir ? Yoksa, ayırıcı mıdır ? Üniter yapı önemli ise, TRT Şeş aynı zamanda Türkçe de öğretmek zorunda değil midir ?Bu noktada, devletin, diğer etnik grupları es geçip TRT Şeşi açması, her ne kadar ayrımcı bir uygulama gibi görünse de, aslında, Kürtlerin 30 yıldır maruz kaldıkları Roj Tv, Barzani Tv gibi yayınların propogandalarından iyidir ve geç kalınmış bir uygulamadır. PKK ve DTP de zaten bu noktada karşı çıkmakta, AKP’nin kendi Kürdünü yarattığını iddia etmektedir. Fakat, Türkçe konusu, eğer gerçekten birlik isteniyorsa öncelikli konumunu korumaktadır. Çünkü, Türkçe bilmeyip, sadece Kürtçe yayın izleyen, Kürtçe gazete, dergi, kitap okuyan bir Kürt kökenli Türk’ün, Türkiyeye entegre olması mümkün görünmemektedir.
-
BÖLÜCÜLER CHP'LİLERE SALDIRDI!..
Maalesef haklısınız.
-
''Ya sev ya terk et'' ile taçlanan Korkunun Cumhuriyeti...
CHPyi ve liderini en çok eleştirenlerden biri benim ama yapıcı yönde...İlgili başlıklarda yorumlarımı okuyabilirsiniz. Tabiidir ki, CHPyi ve liderini yıkıcı yönde ve külliyen reddeden yorumlara karşı müdaafa etmek durumunda kalıyoruz. Bölücü veya dinci olmadığı için CHP oy kaybetse de, fikirlerine katılmasanız da, en azından ilkeli davrandığı için takdir etmeniz gerekir. Ve bu kadar menfi propagandaya rağmen CHP'nin oyunu artırması da ilerisi için umut veriyor açıkçası.
-
BÖLÜCÜLER CHP'LİLERE SALDIRDI!..
Atatürk'ün yazdığı ' Nutuk ' adlı ulusa seslendiği konuşmasının yazıldığı kitaba göre Doğrular değişmez de ondan. Şimdi, diyelim ki herkes bu forumdaki kuralları okuyup kendine göre yorumlasa da, o kurallarda yazan gerçekler değişmez, değil mi ? Yanlış anlayıp, yanlış uygulamalar yapanlar var diye, o kuralların hepsi yanlış denilemeyeceği gayet açık. Bu da dincilerle aynı taktik Dostum, elbette Atatürk bir tabu değil. Yanlış bir şey söylemişse de yanlış deriz. O insanı yüce yapan bütüncül, kapsayıcı ve tutarlı fikirleridir. Atatürk ilkeleri bu ülkenin kuruluş felsefesini özetler. O ilkelerden biri olan Milliyetçilik de, bu ülkeyi kuran Türkiye halkının milliyetçiliğidir. Yani, Türk milletinin. 'Ne mutlu Türküm diyene ' sözünü kasıtlı olarak ırkçı bir söylem olarak lanse etmeye çalışanların, ister Kürt kökenli olsun, ister Türkmen ister Çerkes, bu ülkede, birleştirici değil, ayırıcı bir görev üstlendikleri gayet net ortada. Ayrıca, Atatürk bu ülkedeki herkesin lideri olmalı, tabii doğru anlaşılarak...Yani, şöyle söyleyeyim ; tarihsel yada siyasi açıdan tam bir benzetim yanlış olsa da, mesela ABD'de George Washingtoncu veya karşıtı bir parti yoktur. Ya da hiçbir parti ABD'nin kuruluş ilkelerine karşı değildir. Siyaset, kuruluş ilkelerini dezenforme ederek yapılmaz. Sosyalist veya Muhafazakar yada Liberal olsun ülkedeki herkes en azından kuruluş ilkelerinde birleşir ve kendi fikirleri doğrultusunda geliştirmeye çalışır.
-
ŞU BEYAZ TÜRKLER
Muhsin Yazıcıoğlu da değil mi ? Dostum, bak açık söyleyeyim; ilk iletinden itibaren konuyu saptırdın, farkında değilsin. Konumuz ‘ Beyaz Türkler, Sabetaycı mıdır, değil midir ? ’ tartışması değil. Çünkü, bu deyimi ilk çıkaran Soner Yalçın değil, 90'lı yıllarda Serdar Turguttu. Ve onun ‘ Beyaz Türkler ' tanımında ' sabetayistler ' gibi bir sıfat da yoktu. Bekirin ilk yorumunu ve alıntısını okursan anlarsın. Ya da ben sana kestirmeden sorayım : Türkiyede Kemalistler, sence ırkçı, din düşmanı, halktan kopuk, çelişkili ve demode midir ? Yapılan anket çalışması genelleştirilebilir mi ? Yani, anketin yapıldığı, yabancı kolejlerde okumuş, iş yaşamında en iyi yerlere gelmiş 40 kişiye bakarak, tüm Kemalistlerin onlarla aynı fikirleri taşıdığını söyleyebilir miyiz ? Bak Bekir de fark etmiş bunu ve sana söylemiş : Senin verdiğin cevap ise alakasız : Ayrıca, aşağıdaki ifadelerin de çelişkili :
-
BÖLÜCÜLER CHP'LİLERE SALDIRDI!..
"Ne mutlu Türküm diyene" özdeyişi ile "Ya sev ya terk et" sloganını birbirine karıştırmamanız gerekir. Atatürk'ün "Ne mutlu Türküm diyene" özdeyişinin demokrasiyle çelişen bir yanı yoktur.
-
ŞU BEYAZ TÜRKLER
Alparslan Türkeş’in de mürşiti, şeyhi oluyor dimi ? ( Soner Yalçının kitabına göre )
-
''Ya sev ya terk et'' ile taçlanan Korkunun Cumhuriyeti...
Gazi halkınnın çoğunluğu CHP’yi taşlayıp sonra ilk seçimde oy vermişler öyle mi ? Madem öyle niye vermişler bizahmet siz irdeleseniz. Teröristten başkasını halk olarak görmeyenden böyle bir irdeleme beklemek ne derece doğru olur orası başka tabii…
-
''Ya sev ya terk et'' ile taçlanan Korkunun Cumhuriyeti...
Pardon, daha önce aşağıdaki yorumu siz yapmamışmıydınız ? O zaman neden kınamamıştınız ? Yoksa, o olay nefs-i müdafa mıydı ?
-
ŞU BEYAZ TÜRKLER
Bir de bu tarz yorum yazanlar var, yani; başlığa bakıp ileti yazanlar. Peki, sormazlar mı adama, Sabetaycı olduğu iddia edilen ( özellikle Adnan hocacı oğlu tarafından ) Cevat Babuna, niye TGRT de programlar yapıyordu diye ?
-
Ben Böyle Lideri Alkışlarım Kardeşim
Ben alkışlamam ama Erdoğan’ın one münitini, tarzı dışında doğru bir eylem olarak nitelemiş biri olarak, kendi adıma tutarlı olmak için, Putin’in bu tavrına da doğru demek durumundayım. Her ne kadar ikisinin de samimiyetten uzak olduğunu bilsem de.
-
ŞU BEYAZ TÜRKLER
Tamamen ajitasyon amaçlı ve taraflı bir anket. Yönlendirici sorularla seçilmiş 40 kişiyle yapılmış bir safsata…Ondan sonra da, sonuçları tüm Türkiyeye yayarak genelleştirme. Hiç de bilimsel değil. Ya, insaf! Hani esprisi bile yapılır; ‘ 100 kişiye sorduk ‘ falan diye… Bu gibi çabalar, apaçık Zaman, Taraf türevi gazetelere malzeme olması için, Kemalizme nefretlerini kusmaları için bir bahane… Yok, türbanlılara nefret varmış da, yok insan olarak görmüyorlar mış ta mış mış…Sanki, bu memlekette ramazanda yemek yediği için bıçaklananlar, dövülenler nefretten değil de sevgiden hastanelik olmuşlar yıllardır. Bu ülkede şu nüans bir türlü anlaşılmaz. Efendim demokrasi hoşgörü rejimidir, kardeşlik, birbirimizi sevelim vs. Hayır efendim yok öyle bir şey. Demokrasi demek her şeyi ve herkesi sevmek demek değildir. Tahammül etmekle hoşgörü, sevmekle saygı duymak farklı şeylerdir. Ben seni sevmeye mecbur muyum ? Hayır. Ama saygı duymaya mecburum. Yaptığını hoşgörmek zorunda mıyım ? Hayır. Ama tahammül etmek zorundayım. Formül budur. Şimdi, birbirimizi kandırmayalım. Bu ülkede, hangi ideolojiden olursa olsun, bir mahalle baskısı kültürü vardır. Yani, bir tek tipleştirme eğilimi dini, etnik kökeni ne olursa olsun her grupta vardır. Yani bu toprakların kültüründe böyle bir şey var. Dolayısıyla, her iktidara gelen kendi vatandaş tipini oluşturmaya yönelir. Bunda Türkiye şartlarında şaşılacak bir şey yok. Her grup diğerini kendi penceresinden tanımlayabilir. Ama, Kadıköyde türbanla gezenle, Fatihte mini etekle gezene gösterilen tepki arasında da bir fark var değil mi ? Bu iki söylem arasında bir tezat yok mu ? Hayır, bunu sanki Kemalistlerden başkası söylemiyormuş gibi. Belli ki, araştırmacılar bu sonucu özellikle Taraf gazetesi gibilerine malzeme olsun diye çıkarmış Bunlar da biraz kompleks yapıldığının belirtisi gibi…
-
askta yas onemlı mı
:clover:
-
Ermeni sorunu
Aslında, bu tip tartışmalarda bazen, insanlar niyetlerini aşabiliyorlar. Ama önemli olan, iddialarına delil gösteremeyenler ile daha mantık çerçevesinde tartışanların arasındaki farkı görmek gerek, değil mi ?
-
ZAZADAN MEKTUP
Bir de olaya şu yönden bakmak gerekir sanırım. Demokratik bir devletin vatandaşlarının taleplerini elbette dikkate alması gerekir değil mi ?12 Eylül dönemini ve buna benzer uygulamaları es geçiyorum, sebebi ne olursa olsun.Ama, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve toplumunun, tarihi gelişimine bir bakarsak, imparatorluk artığı etnik grupların ve kurumların üstüne kurulan bir ulus devletin ilk önceliği bunlar olamaz değil mi ? Öncelik, tabii ki, 7 düvelin saldırıp ele geçiremediği misak-ı milli sınırları içerisinde, fakirlikten kurtulup sanayileşme sağlayarak egemenliğin ve bağımsızlığın korunması olmuştur.Bunu sağlamanın en öncelikli yolu ise, eğitim ve dilde birlikten geçtiği için, ulusun ( Türk, Kürt, Laz, Çerkes, Arap, Arnavut vs. ) ortak dili Türkçe eğitim yapılmak istenmiştir. Öte yandan, Doğu ve güneydoğudaki aşiret yapısı da her zaman emperyalist ülkeler tarafından kullanılmaya, kışkırtılmaya müsait bir yapı olduğundan, bu yapıyı kırmak, toprak reformu ve fabrikalar ile üretim ilişkilerini burjuvaziye sıçratma girişimleri bölge aşiret reisleri tarafından ters tepmiş, aşiret reisine bağlı aşiret mensupları tarafından da direnişle karşılaşmıştır. ( Dersimde Seyit Rıza bunun tipik örneğidir ) Bu tür isyanlar, başlıbaşına milliyetçi Kürt isyanları değil, feodal tepki ve ayaklanmalardır. 1938 Dersimden sonra da bu tip pek ayaklanmalar görülmez. Bunun da nedeni, ayaklanma sonucundaki baskılar ve yasaklamaların yanı sıra, 1950’den sonra artık iktidardaki partilerin, feodal yapı gibi bir dertleri olmamasıdır. Çünkü, zaten artık iktidarda bu feodal sınıflar yer almaktadır. !950’den bu yana darbelerdi, şuydu, buydu, PKK'ydı, terördü derken, kör-topal gelinen nokta bölgede eğitimin çok az bir kesime ulaştırılmış olduğu gerçeğidir. Yani, bölgede Türkçe bilmeyip Kürtçe bilen insan oranı çoktur. Bu noktada, bir konuyu ortaya koyarsak nereye gelmek istediğim daha net anlaşılacak sanırım. Türkiyede, herhangi bir etnik gruba ait bir insan Türkçe bilmeyip sadece kendi dilinde eğitim görüp, kendi kültürü ile kendi dünyasında yaşarsa, ulusal bir birlikten söz edilebilir mi ?Elbette ki, bu şartlar altında ayrışım, yabancılaşma kaçınılmaz olur. Dolayısıyla, Türkçe eğitim olmadan, Kürtçe eğitim üniter yapıya menfi tesiri olabilecek bir girişim olur. Bunlarla bağlantılı olarak, Türkçe eğitim verilemediğinden doğal olarak 2. sırada olması gereken Kürtçe eğitim de almamış insanların Kürtçe gazete, kitap talepleri olmuş mudur ? Olmuşsa, bu talep edenlerin sayısı, devletin bu talebi dikkate alabilecek kadar yüksek olabilmiş midir ? Kürtçe yayın için de aynı şeyler söylenebilir. Ama burada farklı olan durum, TRT yayına başladığından beri, böyle bir potansiyel talebin olma olasılığı daha fazladır. Yani, Kitap, gazete taleplerine göre TV yayını talebi daha eski olmalıdır. Burada ise sorulması gereken soru; Türkçe bilmeyenlere yapılan Kürtçe yayın, entegre edici midir ? Yoksa, ayırıcı mıdır ? Üniter yapı önemli ise, TRT Şeş aynı zamanda Türkçe de öğretmek zorunda değil midir ?Bu noktada, devletin, diğer etnik grupları es geçip TRT Şeşi açması, her ne kadar ayrımcı bir uygulama gibi görünse de, aslında, Kürtlerin 30 yıldır maruz kaldıkları Roj Tv, Barzani Tv gibi yayınların propogandalarından iyidir ve geç kalınmış bir uygulamadır. PKK ve DTP de zaten bu noktada karşı çıkmakta, AKP’nin kendi Kürdünü yarattığını iddia etmektedir. Fakat, Türkçe konusu, eğer gerçekten birlik isteniyorsa öncelikli konumunu korumaktadır. Çünkü, Türkçe bilmeyip, sadece Kürtçe yayın izleyen, Kürtçe gazete, dergi, kitap okuyan bir Kürt kökenli Türk’ün, Türkiyeye entegre olması mümkün görünmemektedir.
-
ZAZADAN MEKTUP
Şimdi, TTk kitaplarında Taciklerin Türk olduğu falan söyenmez. MEB kitaplarında bile Taciklerin Fars kökenli oldukları yazar. Şimdiki Bulgarları oluşturan unsurlardan birinin Kıpçak Türk boyu olan, Don ve Volga Bulgarlarının olduğu da doğrudur. Aslında, bu Bulgaristan örneği güzel oldu. Türkiye ile bir paralel durumu var. Şöyle ki, kabaca, basitleştirerek ifade edersek, Türkmenler, müslüman olup, İranın Küzey ve batısındaki Kürtlerle beraber Anadoluya girmişler. Şehirlerde yaşayan Rumlar ve Ermenilerden müslüman olanlar gelen Türkmenler ve Kürtlerle karışıp Türk olmuş, dağlık bölgede yaşayan Türkmen ve Kürtler de Kürt olarak kalmış. Bulgar boyu da, Balkanlara gelerek, şimdiki Bulgaristanın olduğu yerde yaşayan yerleşik Slavların etkisiyle Hristiyan olup, Slavlarla karışıp, Slav kültürünün etkisiyle Türklüğü, Türkçeyi unutup, Slavlaşıp bugünkü Bulgarları oluşturmuşlar. Aslında, tüm dünyada ulusların oluşumu buna benzerdir. Tabii, modern-ulus kavramı daha sonra, burjuvazinin gelişmesi ile ortaya çıkmış bir kavram o ayrı konu. Yok kardeşim onlar biz değildik Şu meşhur SİZ-BİZ söylemi ile, '' BİZ''i monoblok, yekpare görme saplantısı neden ? Biz hiç, siz Kürtler gibi bir söylem kullandık mı ? Bu söylemi başlatan devlet olmadı. İlk dediğiniz ile çelişmeyin. Devlet, hem Kürtler yoktur, hepiniz Türksünüz diyecek, ondan sonra da Kürt-Türk ayrımını nasıl yapacak ? Bu söylemi başlatan etnik Kürtçüler olmasın ? Ya, biz demiyoruz, ZAZALAR diyor. Bak, site adresi de verdim (-www.zazaki.de- ), tarafsız bilim adamlarının çalışmalarının yeraldığı kaynakları da verdik. Ayrıca, PKK'nın, Zazalar dahil, bölgede yaşayan Kürt olmayan unsurları ( Arap, Keldani, Yezidi, Alevi, Türkmen, Süryani... ) grupları, Kurmançi dilinde Şafi mezhebinde asimile etme amaçlarının olduğunu bir çok kaynak söylüyor. Daha 10 sene öncesine kadar Zazaca konuşan Erzincanın güneyindeki köylerin bugün artık Zazacayı unuttuğunu, tamamen Kurmançi ( Kürtçe )konuşmaya başladıklarını, Barzaninin, birlik adına Sorani lehçesinden bile vazgeçeceğini söylüyorlar. Yani, Türkiye Cumhuriyetinde 70-80 yıldır, Zazaca konuşan Erzincanın köyleri bugün, PKK'nın sistemli asimilasyonu sonucu Kürtçe konuşmaktalar.