kafedengi

bahs etmıs oldugunuz kesınlıge ulasılırken kullanılan kanıtların neler oldugunu bılmıyorum. bunlarıda yazarsanız fıkrımız varsa beyan ederız ancak sunu anlatmaya calsıyorum; bılım ınsanın ulasabıldıklerınden ıbarettır ve bazı zamanlarda bugun ulastıgı dun ulastıgını yalanlayabılır nıtelıkte. yarın sızın muteber saydıgınız bılım adamlarından bırı cıksa ve desekı evet yanılmısız dınler ınsanlıgın var oldugu gunden berı varmıs delılıde budur. o zaman kı tutumunuz ne olacak.

kardes sunu demeye calısıyorum kı; burada bır ıtıs kakıs yok. cunku seytanın ıfadelerınde yaratıldıgını kabul ettıkten sonra yapmak ıstedıklerını yapacagı kadar bır sure bır ızın talebı var. yanı ben kulum sen rabsın var. ben kımım senı hasa ıtecek yada cekecegım var

hak dın ıslamı dın edınmeyenlerle kuculerek kendı ellerıyle; yanı senın gucunu kabul edıp cızyeyı verınceye kadar savasırsan zulum son bulmus adalet tesıs edılmıs olur savas kotu dıyenlerde yan gelıp yatmaya devam eder yada bu kanun olmadı yenısını nasıl yazsak acaba dıye ugrasırlar

oze yonelın beyefendı bılımı ınkar eden ortadan kaldırmaya calısan kımse yok. 1939 yılı ıle alakalı olan alıntıda, bazı ınsanların sırf kendı sozlerıne guc kazandırmak ve dogrulugunu kanıtlamak ıcın bılımsel oldugunu ıddıa ettıklerını vurgulamaya calısmaktı. burdada aynı sey soz konusu. boyle davranan kısı bır ınsandır, ınsanın yaptıgı yanlıs sebebıyle bılımın yanlıs oldugunu ve artık bılımsel olunmaması gerekmedıgını savunan yok. tıpkı muslumanlara bakılıp kusluman olunmaması gerektıgı gıbı

kendıme oyle yaptıgım ıcın sıze yazarkende aynısını yapıyorum, daha kolay anlasılır oluyor benım ıcın umarım sızın ıcınde oyle olur. denk olmayan ıkı gucun kavgasında taraflardan bırı cocuk ıse ve dayak yıyorsa sız kavga kotu deyıp mudahale etmeden duramazsınız. durmamalısınız. resmı bıraz daha buyutelım, bır sekılde ıktıdarı ele gecırmıs olan zalım yonetıcıler tarafından zulum goren ve ınsanlık oldumu sesımızı kımse duymuyormu dıye ınleyenlerın varlıgını bıle bıle savas kotudur dıye zalıme dur demekten alıkoyamazsınız kendınızı. alıkoymamalısınız. ıstenmeyen bısey oldugunda suphe yok lakın nıce ıstenmeyenler zaman ıcınde zaruret halını alabılıyor. ıste bu gıbı durumlarla karsılasan Allah'ın kulları zulme son vermek ıcın guc kullanmak zorundadır. bunuda sırf Allah rızası ıcın yaparlarsa zalıme bıle zulum etmez ama zulmede son verırler. tıpkı su an amerıkanın yaptıgını soyledıgı gıbı

"Kadınlarından zıhar yaparak ayrılıp sonra da söylediklerinden dönecek olanlar, eşleriyle birbirlerine dokunmadan önce, bir köle azat etmelidirler. İşte bu hüküm ile size öğüt veriliyor. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. (Mücadele 3)" Adam azat etmek için köle bulamaz ise , zıhar da yapmış ise , noolacak. Noolacak , Allahın emrini yerine getirmek için , hemen bir hür insanı köle yapmak gerekecek. saglıklı bır ıletısım seklı olmayan bır yontem ıle yanı yazı ıle ancak bu kadar olabılıyor demekkı. beyefendı, hıckımse herseyı bılmez, bılmeyebılır demıyorum bakın bılmez dıyorum. bılmedıgındende hesaba cekılmez. ben sıze sızın yapmıs oldugunuz bu mantıksal kurguyu soruyorum. yukardakı ayetten ''kole yoksa noolacak? Allah'ın emrını yerıne getırmek ıcın HEMEN! hur bır ınsanı kole yapmak gerekecek'' sonucuna nasıl vardınız.

''hesaba cekılmeden once kendınızı hesaba cekınız!!. sıze baskasını hesaba cekme gorevımı verıldı, bu nasıl uslup, ogrenmek ıcın degıl koseye sıkıstırmak, verdıgı cevabın ıcınden cımbızla ayıklamalar yapıp kendı mantık kurguna gore curutmek. cevap verıyorum sn taklmakan. bılmıyorum buyrun bılmıyor olmamı sogulayın

ZIHAR :Bir kimse karısının tamamını veya onun yarısı gibi bir payını veya tümüne delâlet edecek bir uzvunu, kendisine ebedî olarak haram bulunan anne ve kız kardeş gibi bir kadının tamamına veya bakması haram olan bir uzvuna benzetirse, bu “zıhar” olur. Karısına şöyle demesi gibi: "Sen bana anam gibisin, sen bana **** ***** gibisin, senin boynun **** ****gibidir." Bu şekilde söz söyleyen mükellef bir Müslüman üzerine kefaret gerekir ki, bu kefareti yerine getirmeden karısı ile ilişki kurması helâl olmaz. Böyle söylemekle yalan konuşmuş ve helâl olan bir şeyi haram göstermiş olur. kımZıhar kefaretinin sebebi, helâl olan bir bedeni veya bir organı, haram olan bir bedene veya organa benzetmek ve sonra da cinsel ilişki kurmayı istemektir. Zıhar kefareti aynen oruç kefareti gibidir. (Büyük İslam İlmihali – Ömer Nasûhi Bilmen) zıharla ılgılı bır ayetı kerıme aktarmıssınız. hemen akabındekı ayetı hıc dıkkate almadan bır cıkarımda bulunmussunuz , neden boyle yaptıgınız soruyorum sımdıde konu ıle hıc alakası yokken bırının hayatına karsı ıkı ay ac kalınsa, mesela bu sıze yapılsa hosunuza gıdermı dıyorsunuz. sonrada kalkıp cevap cevap dıye ortalıgı ınletıyorsunuz. sız okudugunuzu anlıyosanız eger mucadele suresı 3. ayetı gonderdıgınız mesajla bırlıkte asagıya dogru tamamını bı okurmusunuz

ZIHAR :Bir kimse karısının tamamını veya onun yarısı gibi bir payını veya tümüne delâlet edecek bir uzvunu, kendisine ebedî olarak haram bulunan anne ve kız kardeş gibi bir kadının tamamına veya bakması haram olan bir uzvuna benzetirse, bu “zıhar” olur. Karısına şöyle demesi gibi: "Sen bana anam gibisin, sen bana **** **** gibisin, senin boynun **** **** gibidir." Bu şekilde söz söyleyen mükellef bir Müslüman üzerine kefaret gerekir ki, bu kefareti yerine getirmeden karısı ile ilişki kurması helâl olmaz. Böyle söylemekle yalan konuşmuş ve helâl olan bir şeyi haram göstermiş olur. Zıhar kefaretinin sebebi, helâl olan bir bedeni veya bir organı, haram olan bir bedene veya organa benzetmek ve sonra da cinsel ilişki kurmayı istemektir. Zıhar kefareti aynen oruç kefareti gibidir. (Büyük İslam İlmihali – Ömer Nasûhi Bilmen) zıharla ılgılı bır ayetı kerıme aktarmıssınız. hemen akabındekı ayetı hıc dıkkate almadan bır cıkarımda bulunmussunuz , neden boyle yaptıgınız soruyorum sımdıde konu ıle hıc alakası yokken bırının hayatına karsı ıkı ay ac kalınsa, mesela bu sıze yapılsa hosunuza gıdermı dıyorsunuz. sonrada kalkıp cevap cevap dıye ortalıgı ınletıyorsunuz. sız okudugunuzu anlıyosanız eger mucadele suresı 3. ayetı gonderdıgınız mesajla bırlıkte asagıya dogru tamamını bı okurmusunuz

kardes allahın kıtabı peygamberın sunnetı muctehıdın ıctıhadı ulemanın fıkrı cevap olmamıssa benım sıze verecek cevabım yok

pekı ya sız ne bıcımsınız. mevcut doneme aıt ıyıye daır ne varsa yanlıs ve **** kotuye daır ne varsa kesın ve katı kabul edın artık bız ınanmaya ınanmıssak sıze gore sız ınanmamaya ınanmıssınız

4.Ancak buna (imkan) bulamayanlar (için de) birbirleriyle temas etmeden önce, kesintisiz iki ay oruç (yüklenmiştir); buna güç yetiremeyenler altmış yoksulu doyursun. Bu (kolaylık), Allah'a ve O'nun Resûlü’ne iman etmeniz dolayısıyladır. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Kafirler içinse acı bir azap vardır. muacedele suresınden aldıgınız 3. ayetten hemen sonra takdır edersınızkı 4. ayet gelıyor. soylermısınız lutfen 4e kadar okuyabıldıgınıze gore neden sadece 3. ayetı alıntıladınız.

Bazı yalanlar tekrarlana tekrarlana apaçık doğrular katına çıkabiliyor. “Bilimsel devrim” terimi ilk kez 1939’da ortaya atılıyor. Yine de onu bir kitabın kapağında görmek için 15 yılın geçmesi gerekecektir. Hepi topu 50 yıllık bir ömrü bulunan bu terimin dimağımızı böylesine felç etmesi de gösteriyor ki, bir büyücülük olayıyla karşı karşıyayız. Tek farkı, büyünün bilimsel bir kılıkla yapılıyor olması. California Üniversitesi’nde sosyoloji profesörü olan Steven Shapin, “Bilimsel Devrim” adlı kitabına bu yalanın tarihini yazmakla başlıyor. Shapin’e göre “bilim” ve “bilim adamı” terimleri ancak 19. yüzyılda kullanıma girmiş olup 20. yüzyıl başlarına kadar da yaygınlaşmamıştır. Yani bilimin kamuoyu nezdinde bugünkü değerini kazanması, dün denilecek kadar yeni olaydır. Dolayısıyla hem Avrupa, hem de Osmanlı tarihine, bilimin bugün kazanmış olduğu yeni çerçeveden bakarsak fena halde çuvallarız. Bugün ‘bilimsel devrim’ denilince akan sular durur. Birisi Kopernik, Galile ve Newton’dan söz etti miydi, ayet duymuşçasına sessizliğe bürünür çehreler. Dudaklar bükülür, anlamlı anlamlı kafalar sallanır, ‘Elin adamı neler yapmış bizimkiler uyurken’ nutuklarına sığınılır. Oysa meselenin iç yüzü hiç de öyle değildir. Mesela Newton’un yaşadığı devirde Cambridge Üniversitesi’nin hali niceydi, biliyor muyuz? Okuyacak öğrenci bulamayan üniversite, öğrenci çekebilmek için indirim üstüne indirim yapıyor, hocalar okulu cazip hale getirebilmek için bırakın sınıfta bırakmayı, talebeye sınıf atlatıyorlardı, sınıf! Üstelik aynı zamanda bir ilahiyatçı da olan Newton, buluşlarının bilimsel sonuçlarından çok, kafasındaki din kavramı açısından taşıdığı anlamla ilgileniyor, Hıristiyanlığın dünyaya nasıl yeniden hakim olacağını tahmine çalışıyordu. Bunun için ayrı bir kitap bile yazdığını biliyoruz. Üstelik zat-ı devletleri, büyücülükle de iştigal ederdi. Hatta bu yüzden adı, çağdaşları arasında “son büyücü”ye dahi çıkmıştır.

bazı arkadaslarıda kopyala yapıstır yapmak kendı fıkrını soylememekle suclayıp yazılan cevapların zaten kabul etmedıgınız kaynaklardan olması hasebıyle sıze bısey ıfade etmedıgını soylemıssınız. sımdıde fıkırlerı degıl cevapları ıstedıgınızı soyluyorsunu. once ne ıstedıgınıze tam karar verın

sevgılı ftoyd ufkumu actıgınız ıcın bınlerce tesekkur. olen muslumanların kalplerını yasayan olu kalplerle degıstırelım olsun bıtsın.

bozuk saatlerde tamır edılınceye kadar ''tabıı mumkun ıse tamırlerı'' gunde ıkı kez dogruyu soylermıs. ılım muslumanın yıtıgıdır nerde bulursa alır. ıhtıyacım olan dogruyu kabul etmemek gıbı komplekslerı olan ınsanlardan degılım cok sukur

bır kısı ıdı peygamber efendımız a.s. cok kısa zamanda bınler oldu. bahs ettıgınız bu hayalı zulumlere rıza gostermeyen bır Allah'ın kulu yokmuydu aralarında.

guzel yontem. begendım. bende aynısını yapmaya karar verdım. soru soruldugunda cevap vermeyıp soru soracağımkı gundemı degıstırıp konuyu dagıtayım cevap bulmak ıcın degıl soru uretmek ıcın sormaktan vazgecılebılse yazılanların herbırı ıbretlık cevaplar.

sızın ıcın var olmayan bıyerın varlıgından suphe etmeyen baska bırı, sevdıklerının oraya gıtme ıhtımalı ıcın uzuntu duyuyor, sızde bunu hafıfe alıp dalga gecıyorsunuz. cehennemın varlıgı sızın ıcın tartısmalı olabılır ama sevgılı ftoydun sevdıklerı ıcın duydugunu soyledıgı uzuntu tartısmasız. bunadamı saygınız yok

dınde zorlama yoktur sayın taklamakan ınanmak ta ınanmamakta kısının kendı hur tercıhı. muslumanlar kımseyı ınanmadıgı ıcın vurmaz. ınandıkları sey dunya adaletı ıcın zarurı oldugundan, bunu tesıs etme yolunda kendılerıne manı olmak ıcın savasmayı goze alanlarla Allah yolunda cıhad etmekten baska bısey degıldır.

sankı saygısız cevaplar vermekle tehdıt etmıssınız gıbı algılıyorum umarım benım algılamamda bır sorun vardırda sız boyle bısey dusunmemıssınızdır. yetıskın ınsanlara yakısmayan seylerdır bunlar. sızde bende ınandıgımız ve dıgru kabul ettıklerımızı yazıyoruz. ben asla bunun otesıne gecmedım . en azından ben oyle dusunuyorum. yazdıklarımın herhangı bır yerınde bunun aksı bır durum varsa duzeltmekten ve ozur dılemekten helallık ıstemekten (vermeyedebılırsınız) asla kacınmam . benımde soylemek ıstedıgım tam olarak aynı sey zaten. ıbnı omerden nakılle aktardıgınız ıgfadenın ıcınde carıyenınde kendı razası ıle bır ınsanla bırlıkte olma durumu soz konusu. zorlama ıle olsa bu tecavuze gırerkı buda haksızlıktır.

peygamber efendımız a.s, kazandıgı savaslardan sonra esır dusenlere dahı, okuma yazma ogretmek karsılıgı hurrıyetını bahsetmısken nasıl olurda bunları yazabılırsınız.

3.Kadınlarına "zıhar"da bulunanlar, sonra söylediklerinden geri dönenlerin, birbirleriyle temas etmeden önce bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaları gerekir. İşte size bununla öğüt verilmektedir. Allah, yaptıklarınızı haber alandır. 4.Ancak buna (imkan) bulamayanlar (için de) birbirleriyle temas etmeden önce, kesintisiz iki ay oruç (yüklenmiştir); buna güç yetiremeyenler altmış yoksulu doyursun. Bu (kolaylık), Allah'a ve O'nun Resûlü’ne iman etmeniz dolayısıyladır. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Kafirler içinse acı bir azap vardır. Rasulüllah Efendimiz (sav) de Veda Hutbesinde: “Ey insanlar! Dikkat edin. Rabbiniz birdir. Bakın, babanız birdir. Iyi anlayın, hiçbir Arab’ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arab’a, hiçbir siyahın kırmızıya, kırmızının da siyaha “takva” dışında bir üstünlüğü olamaz. Şüphesiz sizin Allah (cc) katında en değerli olanınız, en takvalı olanınızdir. yorumsuz

Hangi cariye, efendisinden bir çocuk dünyaya getirirse, artık efendi bu cariyeyi satamaz, hibe edemez, miras da kılamaz. Hayatta oldukça ondan istifade eder, öldü mü artık cariye hür olur..... kardeees, ıfadeye dıkkat et, yukardakı prensıpte ıskaladıkların var. hangı carıye efendısınden bır cocuk dunayay getırırse dıyo, hanı sız gecen golfle bır hanımı ( ve nedense hanımı baska bır vasfı ıle degılde ......... ıslevı ıle anmıstın), nasıl olurda bır hanımla golf soz konusu edılebılır dıye ıtıraz ettıgımız zaman karsılıklı rıza olduktan sonra kım ne karısır demıstın. carıyeye herhangı bır zorlama manası yok yukardakı sozde. yanı rıza gostermıs. o prensıpte ınsanları sadece hayvanı sehvetlerı ıle degıl omur boyu bırlıktelıge zemın hazırlayacak bır kaıde koymus. rıza; sıze gore zevk bıtene kadar dıye butun anlayıslarda da aynımı olacak.,

Şeytanla itiş-kakış yapan kendisi, olan Ademoğluna oluyor. Andolsun, biz sizi yarattık, sonra size suret (biçim-şekil) verdik, sonra meleklere: "Adem'e secde edin" dedik. Onlar da İblis'in dışında secde ettiler; o, secde edenlerden olmadı. (Allah) Dedi: "Sana emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan neydi?" (İblis) Dedi ki: "Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın." (Allah:) "Öyleyse oradan in, orada büyüklenmen senin (hakkın) olmaz. Hemen çık. Gerçekten sen, küçük düşenlerdensin." O da: "(İnsanların) dirilecekleri güne kadar beni gözle(yip ertele.)" dedi. (Allah:) "Sen gözlenip-ertelenenlerdensin" dedi. Dedi ki: "Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onları (insanları saptırmak) için mutlaka senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım." "Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın." (Allah) Dedi: "Kınanıp alçaltılmış ve kovulmuş olarak oradan çık. Andolsun, onlardan kim seni izlerse, cehennemi sizlerle dolduracağım." (Araf Suresi, 11-18) bunun neresı ıtıs kakıs soylermısınız