Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

İNTERLOCK

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

İNTERLOCK tarafından postalanan herşey

  1. .. "mücadeleden kaçınınız.. fekat kaçınık da olmayınız.. neuzü-billâh.." @İNTERLOCK
  2. .. yukarıdaki yazının altına iliştirmeyi atlamışım.. konu ilginizi çekti ise.. agnia ile ilgili; http://sibelatasoy.com/ ..
  3. .. O Tarihte hoş bi iletişim oluşmuştu.. Hiç değiştirmeden buraya taşıyorum; ** Konu: Bilim ve Sanat; Gelişmiş Kandırışı: Gönderen: 01-Nisan-2007/Alıntı Agnia Christopher Caudwell'in bu konudaki çikarimlari bana oldukça ilginç ve bir o kadar da yakin geldi. Bilimsel bir ifade kurarken, bunu gözlenebilir seylere dayandiririz. Bu düzenlemeyi ve gözlemi yapan kisinin; "dogru düsünen herhangi biri" oldugu yanitini verir bilim. Bilim adami, bu belli gözlemciye iskelenin yalnizca bir parçasi olarak bakmaya ve gerekirse bu iskelenin kolayca sökülecegini ve bunun binaya hiç bir kötü etkisi olmayacagini düsünmek egilimlidir. Ama fizikteki son gelismeler göstermistir ki; bu iskele (gözlemci) sökülüp kaldirilirsa geriye hiçbir sey kalmaz. Bina destek yönünden mutlak olarak bu iskeleye baglidir. Bilimin bu acaip, evrensel sahte egosu aldaticidir ama gene de gereklidir. Yalnizca matematik bundan bagimsiz gibidir. Sanat da ayni sekilde toplumsal egoyu simgelemek istediginde, düzenli bir biçimde duygusal davranislar tasimak istediginde, gerçeklige iliskin bir seyler söylemeye zorlanir. Ama temelde yatan coskusal davranis için seçilen gerçeklige iliskin anlatim, maddi gerçeklige iliskin olmak zorunda degildir. Tipki bilimin "sahte egosu" sunun gerçek bir insan olmasi gerekmedigi gibi. Sahte bir dünyadir sanat; bir yanilsamadir, öyle kabul edilmistir. Hem bilimin sahte egosu, hem sanatin bu sahte dünyasi gereklidir; çünkü nesne ve özne, yasantida hiç bir zaman ayri olarak degil, bitmek bilmeyen bir savasimin çeliskisi içinde birbirine bagli olarak bulunur. Her ikisi de daha iyi gelisebilmek için, ilk is bölümüyle mitolojiden kopmus, ayrilmis olan bilim ve sanat, bu ayrilisin anisi olarak kör bir yan tasirlar içlerinde. Bilim ve sanat birbirlerine yanastirildiklari zaman tam bir somut dünya meydana getirmez, tam bir bos dünya -içlerinden çiktiklari insanlarin somut yasayislari ile dolunca ancak canli ve içi dolu olan - bir soyut dünya meydana getirirler. O halde bilimin ve sanatin amaci, toplumsal islevi nedir? Neden bu sahte dünya ve sahte insan üzerine, gerçekligin soguk ama gerçek imgesi ile insanin kendi çehresinin fantastik ama sicak yansisi üzerine kurulmuslardir? O halde bilimin ve sanatin amaci, toplumsal islevi nedir? Her ikisi de toplumsal sürecin parçasi olarak dogmuslardir; toplumsal üründürler.Toplumsal ürünün ise maddesel ya da düsünsel bir tek eregi olabilir: Özgürlüktür bu. Hiç kuskusuz insanin Dogayla savasiminda arayip durdugu özgürlüktür. Sanatin kendiligindenligi nasil yorucu bir eylemin sonucu ise, özgürlügün de kendi bedeli vardir; sonsuz uyaniklik degil ama sonsuz emektir bu. Bilim ve sanat eyleme götüren yol göstericilerdir. Bilim, bireyin dis gerçekligi daha derinden, daha karmasik bir sekilde kavramasini saglar. Daha açik ve daha genis anladigi bir dünyada hareket edebilsin diye bireyin bilincinin algisal içerigini degistirir. Bilim, toplumsal bir gerçekliktir, bütün insanlarin ortak dünyasidir. Dolayisi ile onun genisletilmesi, ayni zamanda bireyin özgürlügünün sinirlarini daha ötelere götürür. Bilim dis gerçekligin gerekliliginin bilincidir. Sanat'in, yasantiya bagli düzenli coskunun dünyasi olan öteki dünya, her seye katlanan, her seyden hoslanan ve yasantisiyla her seyi düzenleyen toplumsal ego dünyasi, bireye yepyeni bir iç duygu ve arzu evreni saglar. Kendilerini yasantilara uydurabilecekleri çesitli yollari ortaya çikararak içgüdülerin ve kalbin sonsuz gizilgücünü gösterir. Yayli sazlarin telleriyle oynar gibi iç cosku dünyasini çalar. Tipki kabile dansinin ritmik içe dogru dönüsünde dansa her katilanin, bir algi dünyasini degil de, bir içgüdü ve kani kaynatan ritm dünyasini arkadaslariyla ortaklasa bölüsmek için kendine, kalbine, içgüdülerinin kaynagina çekilisi gibi bugün de sanatin içgüdüsel ego dünyasi, türdeslerimizle iliski kurmak için içine çekildigimiz genel insandir. Sanat içgüdülerin gerekliliginin bilincidir. Sanatin bilimden daha çok propaganda olmadigini anlamak önemlidir. Bu her ikisinin de yapacak bir siyasal bir rolü olmadigi anlamina gelmez. Tersine, onlarin rolü, propagandaninkinden daha önde ve ondan daha temel bir roldür; INSALARIN KAFALARINI DEGISTIRMEK.. Bunu özel bir biçimde yaparlar; insanin dis gerçeklige iliskin görüsünü degistiren bilimsel yolun en asiri seklini, matematiksel bir ispati alalim. Onun insani ikna ettigi söylenemez. Bir matematiksel ispat dogru da yanlis da görülebilir; dogruysa, kendisini dis gerçekligin bir parçasi larak kafalarimiza sokar. Yanlissa, anlamsiz sözler olarak onu reddederiz. Ama onu kabul ediyorsak, onun hakikiligine, gözümüzün önünde duran bir evin HAKIKILIGInden çok inanmisiz demek degildir bu: Onu (EVI) kabul etmeyiz, GÖRÜRÜZ. Ayni sekilde sanatta da, Hamlet'in bunaliminin varligi, ya da Prufrock'un dünyadan o kötü usanmisligi bizi kandirmaz. Siirin, oyunun ya da romanin tüm duygu karmasasi bizim öznel dünyamiza sokulur. Su ya da bu insani, su ya da bu seyi HISSEDERIZ. Onlarin hakikiligi bir dis agrisindan daha çok inandirmaz bizi; ama coskusal örnegin canliligi ya da toplumsal evrenselligi bizim güzellik dedigimiz duyumun siddetiyle bildirilir. Müzik bunun daha da çarpici bir örnegini meydana getirir. Yani ne HAKIKAT ne de güzellik, sirf eyleme götüren klavuzlar olmadiklari için, kandiris degillerdir. Kandiris, bir klavuz degil, eyleme bir ikna, baska türlü olmaya, ya da baska türlü yapmaya bir baski olmalidir. Gerçekte Bilim ve Sanat, dilin karsit guruplaridirlar; dilde ise ana islev olarak IKNA rolü vardir. DIL, bu kutuplari bir ayiklama araci olarak, ilerleyen yasamin, güçlü öncüleri olarak gelistirmistir. Sanat ve Bilim, bir kandiris olmaktan çikacak derecede GELISMIS KANDIRISTIR. Tipki çiçegin taç yapraginda, yapraklarin normal yaprak islevini yerine getiremiyecek kadar yaprakliktan çikip gelismesi gibi! ************* Gönderen: 01-Nisan-2007/Alıntı İnterlock Merhabalar Sevgili Agnia Sükür kavusturana Caudwell, sadece 30 yil kadar yasamis ama bu sürece hem katolik ögretimi ve hemde savunacak kadar Marksist bakis açisi/felsefesi sigdirmis dahi kitaplar yazmis bir Ingiliz düsünürü/estetikçisi'dir. Hala Marksistler tarafindan kabul görmemis, hala tartisilir olmakla birlikte su özelligi dikkati çekiyor; Caudwell Illizyonlar ile Realite üzerine yaptigi arastirma ve varmaya çalistigi sonuçlarin bu noktada, O'nun taklid ile yaratma kuramlarinin birbirini tamamladigi fikrine bagli bir çikisi oldugu temel kabulü. Anlasiliyor ki Caudwell, bu iki kavrami, bir çoklari gibi bir birine zit iki kavram olarak kabul etmis ve fakat ayrilmamasi gerektiginin de farkina varmistir. Illusion; tahayyül ile tasavvur sürecinde ortaya çikan birbirine bagli nedensel iliskiler ve uyumlu iletisim olasiliklari ile bilisimin saglandigi ortam'in adı olan "kavram" ise; Reality; birey'in bu Illusion ortaminda yaptigi gözlemler, görüs ve düsünüsleri sonucu vardigi hükümler, fikirler; tüm bunlari eylem halinde yasarken çevresinde olup-bitmekte olan ilgili veya ilgisiz gibi görünen ancak bir katalizör olarak aktif etkileyen tedirginlik ve korku verici ivme saglayan olaylar ise; Bu iki kavramin ve ifade ettigi, anlamlandirdigi iki ayri ortamin, esasinda hem birbiri içinde hem birbirini tamamlayan oldugunu görürüz. Tümü ile kisisel görüsümdür ve sizin de bu konu üzerindeki kisisel nazariyelerinizi bilmek ister tekrar sevgi ve saygilarimi arz ederim. Bir moortip versiyonu.. **************** Gönderen: 02-Nisan-2007/Alıntı Agnia Merhaba ve tesekkür ederim. Caudwell'i çok güzel tanitmissiniz. Bu konudaki fikirlerimi siz zaten bilirsiniz, yine de günlügümden bi alinti yapacagim, onun üzerine konusmak belki daha kolay olacaktir. Eski yazilarimdan bir bölümü tekrar etmeme izin verin (bu arada "nedir dünyanin OLMAsı" yazisina da bi göz atmakta yarar var, çünkü bunlar ayri konular degil) : Sonunda Truman ufkun sonunu bulur ve disari çikmak için tüm cesaretini takinir! (Bahsini ettiği: The Truman Show/Film/Yazar: Andrew Niccol..) Aslinda dogum noktasi orasidir Truman'in. Disarda ne bulacagini film bize yani biz seyircilere daha önceden Truman'dan gizli olarak gösterdi. Bu sebeple biz aman canim disarda ne oldugu biliniyor diyoruz!!! Oysa disarda ne oldugunu bilmiyoruz. Dünyanin OLMAsi bize içeriyi tarif ettigi gibi disariyi da belletmeye çalisiyor; ahiret, baska boyutlar, cennet/cehennem veya baska bir çok yoldan disariyi tanimlamaya çalisiyor. Yani öyle ki; tüm engelleri geçseniz, ölümü göze alacak denli cesaretinizi takinsaniz dahi, kendinden uzaklasmaniza izin vermemek için, DISARI/ÖTE belirlemesini olusturuyor, böylece dogsaniz(Truman gibi,ufuktaki kapidan çikis) dahi sizi kendi çekimi içinde tutmayi beceriyor. Dahiyane bi plan. Dehset bi kurnazlik! Bunun kötü niyetle alakasi yok, sadece çok seviyo bizi, öylesine çok seviyor ki, kaybolmayalim diye girtlagimizin üzerine çökmüs durumda. Tipik anne modu! Iste dünyanin OLMA'sı böyle bisey Aslinda içeri/disari diye bisey yok, tanimli/tanimsiz var. Tanimlanmayani anlamaya çalisirsaniz, onu tanimli haline dönüstürürsünüz. Kimse de buna engel olmaz, isterseniz bir trilyon yil yapin bunu, nasil olsa zaman da yok, sonsuz bir gemi içinde giderken (gittigimiz de pek süpheli!), bi kaç katrilyon yilin ne önemi olabilir?! ))) Evet belki bir kadin oldugum için açikça söyleyemeyip (çocuklarinin sevkini kirmak istemeyen anne modu) biraz sakinimla söylemeye çalistigim sey; aslinda herseyin dogru ama her seyin de yanlis oldugudur. Evet bazi özel çalismalar yaparak,(meditasyon, DJ ninki gibi büyücülük egitimi vs), dünyanin çekim alanina olan baglarinizi genisletebilirsiniz. Bunu DJ bilesim noktasinin yerinden oynamasi olarak tarif etmistir. Bunu yapabilenler var görüyorum, hem tarihte hemde simdi. Ve fakat uzaklasabildiginiz, yukari ya da asagi yaptiginiz piklerde ne göreceginiz de zaten zihninizde hazirlanmistir. Su andaki en etkili mimar günes kültüdür. Ve onun izini sürdüren tek tanrili dinler. Fakat görülen odur ki, dinler ve eski felsefi açilimlarin tarifleri insanlar için artik en azindan kullanilan dil açisindan demode kalmaktadir. Böylece yeni "disari" versiyonlari olusturulmustur. Son elli yildir ince ince dokunmakta olan yeni dünya görüntüleri yine kendi zihin/gönül bileskelerimizden bize sunulmaktadir. Burada en büyük görev, ben buna "kanal tedavisi" diyorum, medyumlara düsmüstür. Zaten kanal bilgileri de eski dünya mimarligindan fazla kopuk degildir, ancak söylemi gençlestirmis ve bilimsel söylemi yanina almistir. "Disari" hazirlandi. Su anda aktiftir. Boyutlar tariflendi, kuantum söylemiyle sanal geçisler her yanimizda. Gerçek geçis ise yine kendi buldugum bir terim benzetmesiyle, kritik kütlenin asilmasini bekliyor. Nedir kritik kütle? Critical mass-kritik kütle: Reaksiyonun bitmemesi için gerekli olan minimum kütle miktari. Demek ki, degisim olacak ve fakat orasi disarisi degildir ve zaten olamaz. Peki içinden çikamadigimiz Dünyanin OLMAsi gerçekte nedir? Cevabi hepiniz biliyorsunuz; BEN.. Ben diye bahsettiginiz (ister kötüleyin, ister yüceltin, isterse ciddiye almayin) bisey oldugu müddetçe, sayisiz boyutlar atlayacak ancak disariya çikamayacaksiniz. Çünkü disari diye bisey yok. O kendinizin önüne koydugunuz taze salataliktir. Hareket ettirici! Burada oldugunuz sürece hep duvarin arkasini hayal edersiniz ve Dünyanin OLMAsi da hayal ettiklerinizi gerçege çevirir kapsama alanini genisletir. Bu kurtulunmasi gereken birsey de degil, birakin daginik kalsin Siz bi yer aramiyorsunuz, beninizi götürecek yer ariyorsunuz. Madde-antimadde Ne diyor DJ amcam: (Don Juan/Castenada'dan bahs ediyor..) Bize gereken, burnumuzun dibinde ölçüsüz erkin var olduguna bizi ikna edecek bi ögretmendir. Su cümledeki mana için bir degil bin kitap yazilabilir. "Kendi içimizdeki ölçüsüz erke alanına inandirilmak için bakalim daha ne kadar hile (kandırış!)gerekecek bize! Inanmak ne zor biseymis! Diyor ki: "Iz sürmenin ilk kurali bi savasçinin kendi izini sürmesidir. Acimasizca, zekice, kibar bir biçimde ve sabirla izini sürer kendinin. Iz sürmenin dört altin geregi: Acimasiz, zeki, kibar ve sabirli Iz sürmeyi kisaca, belirli amaçlar için yeni ve özgün biçimlerde davranmak olarak tarif ediyor. Günlük islerde insan davranislarinin tekdüze oldugunu söyler, bu tekdüzelikten ayrilan her hangi bir davranis tüm varligimiz üzerinde olagandisi bir etki yaratirmis. Bu olagandisi etki büyücülerin aradigi seymis;çünkü düzenli olarak artan bir etkiye dönüsürmüs. Iz sürmenin bir diger adi ise "Denetimli Delilik" mis.. agnia ..
  4. .. Jung'un en önemli buluşlarından/tezlerinden birisi "Senkronizasyon Kuramı/Anlamlı Raslantılar" olarak tanımlanabilir. Hepimiz benzer veya alışılmadık deneyler yaşarız ve bunları şans olarak niteleriz. İlk görünüşte olaylar arasında bir ilişkinin varlığından söz edilemez, raslantı der, geçeriz; gerçekten de bazı olaylar böyledir ama bazıları böyle değildir, raslantının bir anlamı vardır hatta derin bir anlamı vardır. Öylesine ki, bu tür bir Senkronize Olay/Vak'a/Event bir insanın yaşamını tamamiyle değiştirebilir. Bilim; bir etki ve neden çalışmasıdır. Bize doğanın yasaların vererek çevremizdeki dünyayı güven içinde algılamamızı ve anlamamızı sağlar. Doğal yasalar, görünürde neyin ne olduğunu bize açıklayabilirler ama Jung'a göre durum farklıdır; Jung normal olayların, doğal olmayan açıklamalarla ilişkisi olduğuna inanıyordu. Senkronizasyonun ve doğal olmayan ilişki prensibinin temeli buydu. ** Senkronizasyon: Yid: Modern Up To Date Period: -See derived animation: Deneysel/Törel Türevler. See: Anımak= Anima = Can = Enfüs = Tasarım: -Recollection of past events and experiences: -Geçmiş olayları ve elde ettiği deneyimleri/İnnî ya da Actual bellek/Güncel bellek verilerini kullanmak. Derived: -Türev almak; Türetmek; Vetire: Töreler. -Sapma oranı-Avare dolaşmak: Geriye Dönük: Atavik -Hatıralar; Güncel Bellek Verileri. Animation: Şevk; Heyecan; Canlandırma; Simülasyon Film Yapmak. ..
  5. .. yehoo.. las vegas.. carlito.. al pacino.. admin'im beni sevdi.. o zaman sıcak sıcak.. dumanı tüte tüte.. coffee..
  6. İNTERLOCK şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    komacan değişikliklere.. "her nedense:?." merhaba'yı geri aldım-üzgünüm- günaydın.. ..
  7. .. bekliyorum!.. ..
  8. .. Toparlama biraz uzun oldu. Okuyucu dikkatini cümleler ve paragraflar süresince sağlayamaya bilir. Bu nedenle, konu ilginizi çekti ise, bu rally'i aralar vererek okumanızı salık veririm. Teşekkürler.. ** Nicolas Schoffer'e göre, içinde bulunduğumuz ve yaşam sürdürmekte olduğumuz yüzyıl'da kişiler, eşzamanlı bir "Hızlı Değişim Süreci" içindedir. Teknoloji, çok hızlı bir "Bilgi Alış-Verişi" sağlamış olduğundan, kişi'ler, bu akışa uygun olarak, kültür ile de çevreleri ile olan ilişkilerinde değişim süreci yaşamaktadırlar. Sibernasyon/Cybernetics/Güdüm-Bilim'in getirdiği "Teknolojik Gelişime Uyumda Bulunacak Toplumsal Yapı" yı, sadece sanatçılar sağlayabilirler. Ve burada en önemli görev "Sibernetikçi Sanatçılara" düşüyor. Bu boyut sanatçılar, kişi'nin "Sibernasyon Çağı" na "Uyumda Bulunarak Dengesini Sağlayabilmesi" için herşeyden önce, "Gerekli Mimarî Yapı" yı oluşturma zorundadır. Sanatçılar, Sibernetik'ten yararlanarak; "Kişi'nin Sibernasyon Çağına Uyumlanıp, Dengesini Kurabilecek olan" yapıları kuracaklardır.. Böylece ortaya bir "Sibernetik Kent; Sibernetik Bilinç Alanı" çıkacaktır. Tüm bu gelişmeler, bir durumu da açıkça belirtiyor. O durum; Sibernetiğin, eskide "Felsefe" nin yapmakta olduğu bütün bilim alanlarına yayılma görevini bu devrede "Bilimsel ve Teknolojik" olarak üstlenmesidir. Eskide Filozoflar her konuda görüşlerini ifade eder ve savunurlardı. Bu nedenle de Felsefe'nin tümüyle bilim alanlarını kapsadığına inanılırdı. Zamanla öyle yeni bilim dalları ortaya çıktı ki, bir Filozofun, bütün bilim alanlarını kapsayacağı bir biçimde görüşlerde bulunamayacağı anlaşıldı. Sonucunda her bir bilim alnında uzmanlaşarak Felsefe yapmak mecburiyeti ortaya çıktı; Biyoloji Felsefesi, Sosyoloji Felsefesi, Hukuk Felsefesi, Fizik Felsefesi, Astro-Fizik, Kimya Felsefeleri vb. gibi felsefe dalları kendiliğinden doğmuş oldu. Sibernetik ise; "Salt Düşünce Sistemi" değil, "Karşılıklı Bilgi Alış-Verişi ve bu Bilgi Alış-Verişi ile Denge Kurma ve Yönetim Sistemi" ve hem de, özellikle; "Makine ile İnsan Arasında Karşılıklı Bilgi Alış-Verişi ve Yönetiminde Bulunabilme Bilimi" oluyor; Makine/Bilgisayar ile birlikte "Teknolojik Uygulama" da spontane ortaya çıkıyor.. Dünyanın Sibernetik Oluşumu Toygar Akman Karacan Yayınları-1982 ** ** Sibernetik ve Sibernasyon: Sibernetik: Makineler ile Makineler; Makineler ile İnsanlar; İnsanlar ile İnsanlar arasında, karşılıklı Bilgi Alış-Verişi, Kontrol, Denge Kurma ve Yönetimi Bilimi. Sibernasyon: Yapay Beyin Uygulamaları. "..artık, çeşitli işlem biçimlerini kapsayan akıl dereceleri ile, belirli amaçlara yönelmiş insan aklını, ayrı bir yere koyup değerlendirmekteyiz. Bu "Yapay-Akıl/Sun'i Beyin" üzerindeki çalışma ve uygulamalarına da "Sibernasyon" diyoruz.." George F. H. ** ** Bilinç: Şuur: Döşem: Tesisat: Instalation: Installation: Peygamber ve görev sahası; Gözcü'nün Postu. Yapıt; Mizansen; Uzantı; Yapım; Misenscene: -Bir şeyi, bir durumu olduğundan değişik göstermek amacıyla hazırlanan düzen. Tablo; Paintings; Faaliyet alanı; Manzara; Görünüm; Dekor; Rezalet; Misen-scene: Subjektif bir dekor önünde (Kişinin öznel tahayyülü) ve soyut valıklar üzerinden; Yönetimin bilişim sistemi. Montaj; Mount-ing; Fabrication; Production; Fitting; Deceit; Illusion atc. Kurma; Yerleştirme; Kalabalık; Dikme; Planting/Plantation; Koloni Kurma; Bölgeye insan yerleştirme; Dependency; Habit; bağımlı olma; Yaşam Biçimi; Kafa Yapısı; Elbise atc. Genel Uygulayımda: Bir işin sağlanması için kullanılması gereken araç-gerecin uygun yerlere yerleştirilmesiyle oluşan düzen; döşem; kurulum; montaj; tesis. Kurum, kuruluş, esaslar koyma. Bir düzen içinde kullanılan araç, gereç ya da aygıtların tümü: Instruments: Bilinç: Döşem/Tesis: Installation: Kurgu: Uygulamaya geçmeyen yalnız bilmek ve açıklamak amacını güden düşünce, kuramsal araştırma; Spekülasyon: Çatı Bir filmin değişik süre ve yerlerde çekilen bölümlerini, bir anlam ve uyum bütünlüğü sağlayarak birleştirme; Montaj: Mount Ins: Girdiler; Veri girişi: Data Entry: Bilgi Girme. Talla: Sığa; Kapasite; Yetenek; Kabiliyet, Hacim; Güç. Tion: T-igo: Organizasyon'un Mental haberleşme sistemine ilgi duyan ve giren. T: AT: Mevcud'da arama zamanı: Bağlantı: Mahrek, Orbit, Trajectory, Deferent, Locus. -İleti gönderme, nakleden, uyumlu taşıyıcı. -Faaliyet/Etki alanı; "Peyk-Amber olmak.." Peyk: Satellite: Uydu: Minion: Kul: Hadim: Mehdi. Amber: Saman-Kapan; Elect-Rum Gin: Kehribar: Electrum: Elect-Rum: Unusual Seçkin Kul: Aykırı/Eccentric: T: AT: Mevcudat'tan, Madumat'a Mevcud'dan/Unseen'den, Kainat'a/Cosmos; Universe'e.. bağlantı kurmak ve bilgiyi aşağıya iletmek; Nüzul/İnzal. Kişisel araştırma: Tetebbu/Examination: Sınav: Blue: Sad/Sat: Sattva: Aydınlatan: Aktif durumdaki nihaî prensip'in aşkın/transandantal veçhesi. Tavassut: Ara bulma için araya girmek. Aracılık. Vasıtalık İyi ile kötü arasında mu'tedil olanını almak. ..
  9. İNTERLOCK şurada yorum gönderdi sardunyam'nın blog başlığı içinde sardunyam's Blog
    .. zaman yavaşlar.. durur belki.. kim bilebilir? ..
  10. .. o zaman; şahsında.. cihan'a merhaba.. ..
  11. .. bağ-ı dad'da oynaşır arslanlar elleri çabuk hileci hokkabazlar hokka-i bîmagz'lar hayâl kurar ve muharebe hikâyeleri yazar puçnagz'lar hiddetlenmiş gazub büyük yılana perestiş eder azib hoş-i hafif meşreb illâ civelek kız kimse bilmez ikiz doğurdu maruz
  12. .. Çıkarım: İstihrac: Tahric: Bir şeyin içinden bir şey çıkarmak. Bir mânâyı istidlâl etmek. Meydana ve harice çıkarmak. Bâzı emareleri beliren şeylerden ileriye âit olacak şeyleri çıkarmak. İstidlâl etmek. Ba'saret. Müçtehidlerin istinad ettikleri naslara, kaidelere, asıllara tatbikan şer'î hükümleri istihrac etmek. Bu tarz ile hüküm çıkarabilmek salâhiyetinde olanlara: Muharric, Sahib-i Tahric, Ashâb-ı Tahric denir. Harice Temessül: Zihnî olan kelâmın hâricî âlemdeki kanunlara uygun şekilde tanzim edilişi. Bir anlamda "bilinç oluşturma.." Bir kimseye mahsus görüş ve düşünüş. Nefse, kendi hayatına aid, dâhile aid. Subjektif: Objektifin zıddı. "Afaki/objektif/somut mâlumat; yâni; hâriçten, uzaklardan alınan mâlumat, evham ve vesveselerden hâli olamıyor. Amma bizzat vicdâni bir şuura mahal olan; enfüsi/subjektif ve dâhili mâlümat ise evham ve ihtimallerden temizdir. Binaenaleyh merkezden muhite, dâhilden hârice bakmak lâzımdır. M.N." merhaba.. ..
  13. .. Bilinç, korkunç bir lânettir. Düşünürsün, hissedersin, acı çekersin.. Craig Schwartz Being John Malkovich John Malkovich Olmak: Film'den.. ..
  14. "cihan" derken!? hoş geldin nihayet@@crazy mom.. ne iyi ettin de geldin.. bise neler gettin bakem? eli boş mu geldin.. olsun.. olsun.. hoş geldin.. .. ..
  15. zekâ ve akl.. keyf verir de.. nereye götürür? ben bilirim.. söylemem ama! evvel zaman içinde ve kalbur saman içinde iken.. bende-niz epey turlar attım oralarda.. pek tavsiye etmem doğrusu.. emme; kalbur içindeki "saman" nedir.. nedir? korku mudur.. yoksam bi akl-ı evvelin kurguladığı "bilinç" midir? onu da hocamız @@gloria bilicektir.. bu konuda yönelimim kendilerinedir.. merhaba.. ..
  16. .. oj geldin@@zeynep9453
  17. .. bu da bi başka model çay partisi! buyurmaz mısınız? ..
  18. .. "Tiyatroda istediğin ve lâyık olduğunu sandığın yere oturamadın diye üzülüyorsun. Gel bak orası şimdi bomboş; gel o nefis taşa dokun, hatta istersen oraya oturabilirsin de.." Epictetus
  19. .. pembe.. gönül'de bağlar kuran "yaldızlı gümüş.." buyurdum.. hoşnut oldum.. merhaba ey bahar esintisi@@simin

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.