İNTERLOCK

.. papagan artistik takla-makla atarkene..

.... sessizce.. bi türkü tutturmuş gidiyom.. duyuyosun di mi?

.. CEO'm ne derse O'na.. "peki" denir.. ve örtmenime de "yamsi!" simülasyonuyum yane.. yaşasıın.. ..

.. @@binyamin.. da bişi söylemeden gidicem ben.. adam hepsini demiş.. iyi demiş.. beni görmeyenler utansın.. bana ne yaw.. işte bunlara/the others kimin yane karşı vechem.. and yıldız bağlantım.. aşağıda görüldüğü er som! ..

.. peki.. ..

"bi dalda iki kiraz.." bu kısa cümledeki "iki" izafidir.. esasen "bir" i ifade eder.. aynıştayn.. ..

.. peki de.. niye bi aferin yok? .. kestane kebab.. acele cevab.. bi eferin' de olubilicektir.. reca etsem.. bu kaddaer emeğe.. mercy.. ..

.. kaldığın yerden sevgili @@binyamin.. devem ediyorum; elma: malic: kötülük; kötü niyet evil, harm, malice, disservice, wickedness, vice ill will, viciousness, malevolence, wantonness garez grudge, rancor, spite, down, fesat mischief, corruption, plot, depravity, intrigue haset işte elmalarımız! seç.. beğen.. al.. afiyet ile yeyinis.. elmaya bak elmaya.. yok mu paran almaya? elmalar 60 60.. mevla neler yaratmış.. elma elma elma elma elma elma ..

.. boşuna gayret @@gloria efendim.. binyamin dostum icabet etse de çağrınıza.. bi şi olmas hiç bi şi olmass.. der kendileri.. bizatihi seçimleri ile.. ataist arkadaşım.. has ateist o.. katkısız.. ..

.. ikisi bi boyda türküsü; bi dalda iki kiraz biri al biri beyaz sallasana sallasana mendilini akşam olsun söyleyeyim suçlarını bi dalda iki ceviz o orada sen burda aranız derin deniz sallasana sallasana saçlarını ay doğunca söyleyeyim suçlarını bi dalda iki elma birin al birin alma kurban olduğum Allah onları hiç ayırma sallasana savursana saçlarını dolunay'da bağışlasın suçlarını ..

.. madem ki sevgili @@DeepBlue efendim.. eylemini gerçekleştirdiniz,, bendeniz'de size.. sözün nereden kaynaklandığını.. nakledeyim.. (içerisinde accık irtical vadır.. afediniz..) Bakara: 2/144 Biz senin, yüzünün habire göğe doğru çevrildiğini elbette görüyoruz. Hoşlanacağın bir kıbleye seni elbette döndüreceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram/Mah-Ra yönüne çevir. Nerede olsanız yüzünüzü Mescid-i Haram yönüne döndürün. Kendilerine kitap verilenler, onun, Rablerinden bir gerçek olduğunu çok iyi bilirler. Allah onların yapıp ettiklerinden habersiz değildir. merhaba.. ..

.. gen-etik bi yapı.. bilgisiz beşer makulesi tarafından.. yaratılan ve bolca kullanılan bi kuşaktır.. genlik'tir.. ve sakinleri iletişimlerinde; "genlik modülasyon'u kullanırlar- ki çokça virüslü ya da parazitli ve endişenin korkunun kol gezdiği.. bi kuşaktır..- işte bu bilginin ışığında/buradan yola çıkarak; türeme ya da türev alma işi.. derivation yane sapmalar ortaya çıkaran/olaylar yaratan; vak'a; event.. ihtimaller/olasılıklar/çokluk; tekâsür hesabına dayanır ki.. üstün bilgi kuşağı ile iletişim kurma eylemini/tesadüf'ü bozar.. "inter governmental organization.." ile oluşacak bağlantı ya da communication'u.. böyle söyledim.. merhaba.. .. ..

..

.. bi önerme.. minicik bi önerme: sun'u terk ile.. koşunuz ve heman.. moon'cu olunus.. he mi? ..

.. bu gün.. günaydınımız lilâ.. mor.. immortal.. böyle olsun.. dilerim.. ..

.. bendeniz'e de varmıştı mı kimin geliyo ne? hamiş: şinci siz @@DeepBlue efendim.. şahsıma; "senin gagan necasete dipine gadder batmış.. kendücüğü yardıma muhtac bi dede.. aha bi de bakın dı hele; kalkmış bana himmet ede.." mi demiş oldunuz? alınayım bare.. n'olmas n'olmas.. merhaba.. ..

http://youtu.be/Qiu3rvYveSg When darkness falls And surrounds you. When you fall down, When you're scared And you're lost. Be brave, I'm coming to hold you now. When all your strength has gone And you feel wrong, Like your life has slipped away. Follow me. You can follow me And i, i will not desert you now. When your fire's died out, No one's there, They have left you for dead. Follow me. You can follow me. I will keep you safe, Follow me. You can follow me, I will protect you.

.. ah efendim ah' bi de bana sorunuz.. ah bi izin çıksa da.. diyeceğimi açık açık desem.. ama yok! izin yok! bana kızmayınız canım kardeşim.. dostum.. yol arkadaşım.. muhalifim.. muhalefetim@@democrossian beni de böle kabul et omaç mı.. geveze ihtiyar işte.. bla bla lakırdılar eden bi insane (burada insane enklişçe bi kelâm olup.. anlamı için google çeviriye bakınız..) deyunus.. ha? ..

.. eh.. haklısın walla @@democrossian efendim.. ben da bi şey annamadım desem yeridir.. efendim.. bendeniz pek fazla aceleci olmadığımdan.. beyin'de kavite oluşmuyor.. pek tabiî ki ısı da o oranda sözünü geçiremiyor.. termo ile alâkam az.. entropi dolayısı ile.. ve dolaylı olarak.. ne güneş ile yakınlığım oluyor.. ne yaşam ile; ne yeme-içme eğlence ile.. yani; "iş" ile ilgili yakınlıkların tümü.. ve fekat takdir edersiniz ki.. bazenleri ve bu bakımdan.. yanlış bi terim kullanarak.. etraf; "ne vurdum-duymazsın.." "ne ruhsuz adamsın.." "acımasız pimp on.." da diyebiliyolla.. saba saba gidelim bakem.. un'lu mamuller'e.. merhaba..

..

.. Utopia'nın değişik bölgelerinde, hatta bir şehrin değişik yerlerinde çeşitli dinler vardır. Kimi Güneş'e tapar, kimi Ay'a, kimi de başka bir gezegene. Eskiden şanlı şerefli ve erdemli bir hayat sürmüş olan bir adama, Tanrı, hatta Tanrıların en yücesi diye tapanlar da vardı. Ama Utopia'lıların büyük çoğunluğu ve en akıllıları, bütün bu putları bırakıp, bir tek Tanrı bilirler. Bu Tanrı bilinmez, anlaşılmaz, açıklanmaz bir varlıktır. İnsan zekâsının sınırlarını aşar. Bütün dünyayı bedeni, erdemi ve gücü ile kapsar. Bu Tanrı'ya Baba derler. Her şeyin doğuşunu, çoğalıp ve gelişmesini, değişim geçirmesi ve son bulmasını ondan bilirler. Onun dışında hiçbir varlıkta tanrılık görmezler. Utopia'lıların dinleri ne kadar değişik de olsa hepsi şu inançta birleşirler: Dünyayı yaratan ve yürüten bir yüce varlık vardır; bu varlığın adı Utopia'lıların dilinde Mithra'dır. Ne var ki, Mithra herkes için aynı değildir. Ama Tanrı'ya verdikleri biçim ne olursa olsun, herkesin bu biçim altında asıl tapındığı yüce tabiattır. Bütün Utopia'lılar her şeyin başı, başbuğu olarak yalnız onu görürler. Bununla beraber, Utopia'lılar bu çeşit boş inançlardan sıyrılmaya ve daha çok akla yakın görünen dinde/İsa dininde birleşmeye başladılar. Öteki dinler çoktan ortadan kalkmış olurdu, gelgelelim, bir adam tam din değiştirmeyi düşünürken başına bir felaket gelince, korkuya kapılıyor ve bunu bir rastlantı değil Tanrı' nın bir cezası sayıyor. Sanki, terk etmeye hazırlandığı o Tanrı ondan öç alıyormuş gibi. Bizden İsa'nın adını, öğretisini, yasalarını, mucizelerini ve kendi istekleriyle, kanlarını dökerek dünyanın dört bir bucağındaki bir sürü ulusa kendi inançlarını benimseten birçok din şehidinin o eşsiz bağlılıklarını duyunca, bu dini ne kadar candan kabul ettiklerine şaşarsınız. Ya Tanrı, için için onlara ilham veriyordu; ya da Hıristiyanlık onların en beğendikleri din anlayışına her bakımdan uygun görünüyordu. Ama bana kalırsa, onları bu bakımdan en çok etkileyen şunu söylememiz oldu: İsa, Hıristiyanlar arasında her şeyin ortak olmasını kararlaştırmıştı; mal ve mülkteki bu ortaklık en dürüst Hıristiyan topluluklarında hâlâ süregelmektedir. Her neyse, Utopia'lıların çoğu bizim dinimizi benimsedi ve kutsal vaftiz suyunda yıkandı. Ne yazık ki, dördümüz arasında -ki içimizden iki kişi öldüğü için dört kalmıştık- hiç papaz yoktu; bu nedenle, Utopia'lılar dinimizin bütün öbür sırlarını bilmekle beraber, sadece rahip olanlarının yapabileceği bazı törenlerden yoksun kaldılar. Bununla beraber, bütün bu törenleri biliyor ve istiyorlar. Hatta içlerinden birinin rahip olup olamayacağı konusunu aralarında canla başla tartışıyorlar. Birisini de seçmeye niyetleniyorlardı ama, ben oraya gittiğim sırada henüz seçmemişlerdi Hıristiyanlığa inanmayan Utopia'lılar, dinin yayılmasına ne engel oluyor, ne de Hıristiyan olanlara dil uzatıyorlar. Ne var ki, Hıristiyanlığı yeni kabul edenlerden birini bizim önümüzde adamakıllı cezalandırdılar. Adam vaftiz olur olmaz, karşı koymamıza rağmen, akılsızca duygularına kapılarak İsa'nın dinini övmeğe başladı; bu işte öylesine coşmuştu ki, sadece bizim dinimizi bütün öteki dinlere üstün tutmakla kalmadı, hepsini toptan kötüledi ve bu dinlere bağlı olanları zındık, cehennemlik, şeytan soyu saydı. Adam bu yolda böyle uzun uzadıya atıp tuttuktan sonra yakalandı, dinlere dil uzattığı için değil, halkını birbirine katmakla suçlandı, yargılandı ve sürgün edildi. Çünkü, Utopia'lıların en eski yasalarından biri şudur: Kimse dininden ötürü kötülenemez. UTOPIA Thomas More Türkiye İŞ Bankası Kültür Yayınları ..

ille de mai'lim.. mai'lim.. aguş'um.. gözleyenim.. gel gel aman.. @@democrossian dostum.. o kırmızıladığım kelâmını çook sevdim.. "amuca amuca.. ben de sise oğlum diyebilir miyim?" olduysada olmadıysa da.. odun!.. ..

.. peki.. ..

.. gene de sen.. west'de kal da.. eu'dan uzak dur.. birbirine karıştırma.. gel bis senne un'lu mamullerde buluşalım.. tenhalarda.. menhalarda.... bak ne diycem; karanfilim suya düştü sümbülümsün sen benim.. iki kaş'ın arasında bi gülümsün sen benim.. kuytularda sen benimsin ben senin emme el yanında düşmanımsın sen benim.. he mi karagözüm? ..